Uzakdoğu Kaplanlarında Kamu Yönetimi ve Kalkınma İlişkisi Recep Kızılcık • Özet: Son zamanlara kadar onların yeryüzü sahnesinde sahip oldukları değişik yerleşim orta düzey yapıları, orta ölçekli nüfusları, sınırlı doğal kaynakları ve göreceli olarak küçük coğrafi yapıları göz önüne alındığında, Pasifiğin batı yakasında yer alan dört politik kimlik, geçen on yıllarda gözle görülür derecede dikkat çekmişlerdir. Bunlar genellikle Asya 'nın Küçük Kaplanları veya Küçük Dragonları olarak isimlendirilmekte­ dirier. Bunların sahip oldukları ortak değerlerin neler olduğuna baktığımızda, şüphesiz, gayrı safi milli hasıla, kişi başına düşen milli gelir, ortalama büyüme oranı, dünya tica­ reti ve gelirinden alınan pay gibi kriterlerle ölçülen beklenmedik büyüklük ve rekor sa­ yılabilecek hızda gerçekleştirilen ekonomik gelişmenin olduğu görülmektedir. Bunların başarılarının ana sebebinin araştırılması, geçerli olabilecek bazı ekonomi dışı faktörle­ rin de incelenmesi gf!reğini doğurmuştur. Örneğin, Latin Amerika kültürel değerlerinin bölgedeki ekonomik gelişmeyi engellediği, buna karşılık, gelişmekte olan Konflçyüsçü çalışma etik değerlerin ise, Japonya ve Yeni Gelişmekte olan. Ülkeler dahil, çok sayıdaki Doğu Asya ülkesinde ekonomik başarının sağlanmasında pozitif etki yaptığı öne sürül­ alanları, müştür. Bugüne kadar görmezlikten gelinen konu, birbiri ile bağlantılı idari ve politik ulusal sistem düzenlemelerinin, muhtemel bağlantılarının ve ulusal gelişme hedeflerinin ger­ çekleştirilmesinde elde edilen başarı ve başarısızlıkların, sistematik olarak incelenme­ mesindedir. Bu çalışma, anılan çizgi doğrultusunda dört Küçük Kaplan üzerinde yoğun­ laşarak gerçekleştirilen bir denemenin ürünüdür. Anahtar sözcf:lkler: Uzakdoğu kaplanları, kamu yönetimi, değişim, gelişim, politik yapı. Giriş Kamu yönetimi, her biri farklı çözümler isteyen ve önemli problemler ihtiva eden çok farklı alanlarda faaliyet göstermektedir. Toplumlan etkin olarak yöne­ tebilmek için, faaliyetler durumun gerektirdiği şekilde yürütülerek, kurumlar di­ zayn edilmekte ve politikalar uygulanmaktadır. Her zaman açık olmasa da kamu yönetimi, politikalann belirlenmesi ve bunlann uygulama stratejilerinin öneril­ mesinde önemli ro1 oynamaktadır. Bunun sonucu olarak, bir ülkede önemli bir gelişme veya aksaklıklar baş gösterdiğinde kamu yönetimine aynntılı olarak e­ ğilme gerekliliği vardır. Siyaset ve idare alanındaki birçok akademisyen, bir toplumun ekonomik ve sosyal gelişiminin temelleri ve yönetimi için kamu yönetiminin bir araç olduğu kanısındadır. Galbraith'e (1967) göre, modem toplumlarda gerçekleştirilen yeni -Dr., Başbakanlık. Kanunlar ve Kararlar Genel Müdür Yardımcısı. Amme İdaresi Dergisi, caı 39 Sayı 1 Mart 2006, s. 61-80. '62 Amme İdaresi Dergisi buluşlar ve bunlann yeni teknolojiler olarak uygulanması, bürokrasi tarafından yeni düzenlemelerin yapılmasi zorunluluğunu doğuran ve onlar tarafından pek de istenilmeyen değişikliklere ne,den olmaktadır. Son yıllarda, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler çeşitli problemlerle karşı karşıya iken, Uzakdoğu Kaplanlan (Hong Kong, Singapur, Tayvan ve Güney Kore) önemli gelişme kaydetmişlerdir. Dünya çapındaki ekonomik depresyon ve yaşam kalitesinde yaşanan düşmeye rağmen, bölge, yaşam standardının yük­ seltilmesi ve ekonomik büyüme alanında büyük gelişmeler kaydetmiştir. Bu manada, kişi başına düşen milli gelir önemli oranda artmış, işsizlik oranı düş­ müş ve hayat standardının yükselmesinin yanında, sosyal ve politik istikrar sağ­ lanmıştır. Kaplanlann bu başansının arkasındaki en önemli unsur, iyi işleyen bir kamu yönetimidir. Uzakdoğu Kaplanlan'nın dikkatle incelenmesi için sadece ekonomik ve sos­ yal alanda gerçekleştirilenler değil, aynı zamanda yönetim sistemlerinin modernize edilmesi de önemli bir nedendir. Kamu yönetimi, genellikle içinde bulunduğu çevre ve politik sistemin· etkisi altındadır. Literatürdeki bu deterministik yaklaşımın aksine, Uzakdoğu Kaplan­ lan deneyimi, siyasi sistemin etkinleştirilmesi ve çevrenin şekillendirilmesi açı­ sından, kamu yönetiminin olumlu etkide' bulunduğuna iyi bir örnek teşkil et­ mektedir. Bu çalışmada; gelişmekte olan ülkelerde karşılaşılan eskimiş yönetim sistemleri ve esnek olmayan bürokrasileri suçlama alışkanlığından uzaklaşarak, yönetim mekanizması ile Uzakdoğu Kaplanlannın başansı arasında bir ilişki kurulmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, değişen toplumlarda karşılaşılan bütün sorunlann ka­ mu yönetimi tarafından çözümlenebileceğini öne sürmek değildir. Fakat, devlet­ lerin gelişmesinde kamu yönetiminin genellikle engeloluşturduğu yönündeki görüşlere tam olarak katılmak da mümkün değildir. Amaç, kamu yönetiminin kurtulunması gereken 'diğer şeytan' olmadığını ortaya koymaktır. 0, Uzakdoğu Kaplanlannın kalkınmasında önemli roloynamıştır. Gelişmenin belirli aşama­ sında kamu yönetimi, politikalann yalnız uygulanması değil, oluşturulması ve formüle edilmesinde de etkili olmaktadır. Karşılaşılan problemlerin çözümünde yeni yöntemlerin geliştirilmesi, yolsuzluklann sınırlanması ve yok edilmesi, sosyal yardımlann desteklenmesi ve sunulması, ekonominin desteklenmesi ve kamu düzeninin sağlanmasına büyük ihtiyaç duyulmuştur. Yaşanan bu tecrübe­ lerin, kamu yönetim sistemini yeniden yapılandırma sürecinde bulunan ülkemiz için de bir perspektif oluşturabileceği değerlendirilmektedir. Kamu Yönetimi ve pontik Düzen Yönetimin görevleri kamu düzeninin kurulması ve bu düzenin devam etti­ rilmesini de ihtiva eder (Steward and Ranson, 1994: 60). Aslında, siyasi rejimin sürdürülmesinde kamu yönetimi çok önemli bir role sahiptir. Devletin yönetim Uzakdoğu Kaplanlarında Kamu Yönetimi ve Kalkınma ilişkisi 63 şeklinin çerçevesi anayasayla belirlenir. Kurallar ve politikalar da uygulama prosedürlerini belirler. Kurumsal düzenleme, görevlerin organize edilmesi ve bunların gerçekleştirilmesinde en rasyonel yoldur. Vatandaşlar sistemin yapısını belirleyen mekanizmalann, araçların, normlann, prosedürün ve kurumlann dü­ zenli bir şekilde organize edilmesinden dolayı, devlete güven duyarlar. Diğer taraftan, yönetim de vatandaşların karşılaştıklan problemleri ve onlar tarafından benimsenen eğilimleri, açıkça anlama kapasitesine sahip olmalıdır. Kamunun beklentileri, arzulan ve ihtiyaçları ile bu alanda yaşanan değişim ve gelişmeler dikkatlice takip edilmelidir. Bu anlayış, idareye, sistemin güç kulla­ nılarak değiştirilmesi veya kamu düzeninin gayn memnunlar tarafından ciddi olarak tehdit edilmesi durumlan ile karşı karşıya kalmaması için, politika ve programlannı ayarlama ve değişiklik yapma perspektifi sağlar. Birçok geliş­ mekte olan ülkenin şehirlerinde yaşayan orta sınıfın memnuniyetsizliğine sıkça atıf yapılmaktadır. Bu sınıfın memnuniyetsizliği, yönetimleri koltuğundan ede­ cek hareketleri başlatabileceği endişesiyle; yönetimler, genellikle bu sınıfı memnun kılmak için olanca gücüyle çaba sarf etmektedir. Gelişmekte olan ülkelerdeki hükümetler, tecrübeli ve etkin kamu görevlileri­ nin hizmetine ihtiyaç duyarlar. Bürokrasi enstrümanı, programlann uygulanma­ sı ve kamu politikalannın yürütülmesinde önemli bir yer teşkil eder. Bunun so­ nucu olarak hükümetler, kamu görevlilerinin arzusuna aykın olacak reformlara genellikle kayıtsızkalmaktadır. Bununla beraber, kamu görevlilerinin yakınma­ lanna ve bunun sistem üzerindeki muhtemel etkilerine pek önem verilmez. Ge­ lişmekte olan ülkelerdeki hükümetler, vatandaşlar ve kamu görevlilerinin ya­ şamlannı devam ettirmeleri için gerekli olan temel ihtiyaçlan karşılama husu­ sundaki yetersizlikleri nedeniyle, huzursuzluklarla karşı karşıya kalmalan muh­ temeldir. Üretilen katma değerin dağıtımı, ilgili taraftann göreceli gücüne göre yapıl­ maktadır. Çıkarların dengelenmesi ve ortak değerlerin oluşturulması görevi ka­ mu alanının sorunudur. Diğer gruplar kendi çıkarlarını maksimize etmeye ça­ lışmalarına rağmen, kamu alanında hiçbir çıkar grubuna ayncalık tanınamaz. Çıkar gruplan arasında kabul edilebilir bir denge sağlandığında bu gruplardan hiç biri diğeri için bir tehdit olarak ortaya çıkmaz ve kamu düzeninin sağlanma­ sı da üstesinden gelinebilir bir problem olarak varlığını sürdürür. İstikrann, sis­ temin devamı ve ilerlemenin ön şartlarından biri olması hasabiyle kamu görevli­ leri, vatandaşlar ve hükümet bakımından büyük önemi haizdir. Hükümetin görevi~ kamu düzeninin gerekleri ve kanunlar çerçevesinde ada­ letin gerçekleşmesine olanak sağlamaktır. Bu süreçte kamu görevlileri kanunla­ nn uygulanmasını ve yönetimin gerçekleşmesini sağlayarak kilit bir fonksiyon görmektedir. 64 Amme Idaresi Dergisi Kamu Yönetimi ve Ekonomik Durumun Önemi Ekonominin durumu bir ülkenin iyiliği ve gelişmişliğini ölçmede önemli göstergelerden biri olarak kabul edilmektedir. Ekonomi, devletlerin yönetimin­ de çok uzun zamandır önemli bir yer tutagelmiştir. Michel Foucault 'ekonomi' kelimesinin 16. yüzyılda bir yönetim şeklini ifade ettiğini, 18. yüzyılda ise ta­ rihte çok önemli bir yer tutacak şekilde, bir dizi kompleks aşamadan geçerek, bir müdahale alanı ve belirli düzeyde gerçeklik anlamına geldiğini ifade etmiştir (1994: .15). Sosyal ve politik gelişmeye büyük önem verilmekle beraber, mo­ dem yönetimler ekonomik durumun iyileştirilmesi için önemli çaba sarf etmek­ tedir. Genellikle kabul edilmektedir ki, yetenekli politikacılar, etkin yöneticilerin de yardımıyla, ekonominin gelişmesine katkıda bulunan etkin politikalan oluş­ tururlar. Özel sektör yetenek ve kaynaklann ideal bir şekilde kaynaştınldığı alan olarak görülmektedir. Ekonomik gelişme, ticari ve sanayi kuruluşlarının başansı sonucu sağlanmaktadır. çoğu durumda kamu yönetimi, sanayileşmeyi zorlaştır­ dığı ve ekonominin yumuşak işleyişini engellediği, gereksiz sınırlamalar getir­ diği, gerekçeleri ile engelolarak görülmektedir. Riggs ekonomik gelişmede kamu yönetiminin bir faktör olarak görülmeme­ sini esefle karşılamaktadır (1964: 243-59). Manchu Hanedanı ve sonraki dö­ nemlerden bazı örnekler vererek, ekonomik gelişmede kamu yönetiminin des­ tekleyici ve engelleyici konumuna işaret etmiştir. Enteresandır, ekonomik du­ rumun iyi olması bireylerin yaşam kalitesini etkilediği gibi, iktidardaki partile­ ijn geleceğini de etkilemektedir. Bunun için kamu yönetimi ekonomik durumun iyileştirilmesi için zamanının önemli bir kısmını bu alana teksif etmelidir. Ekonomik gelişmede devletin rolünü açıklayan neo- klasik ve devlet yanlıla­ n, devletin yokluğunda Pazar ekonomisinin işleyemeyeceği olumlu ortamın o­ luşturulması ve devam ettirilmesin hususuna dikkati çekmişlerdir. Bu ortam, po­ litik istikrarın sürdürülmesi, Pazar ilişkileri için istikrarlı yasalortamın oluştu­ rulması, enflasyonun kontrol altına alınması için makro politikaların kullanıl­ ması ile iş dünyası ve ticaretin genişlemesi için hayati önemi haiz olan pahalı fi­ ziksel altyapı projelerinin finanse edilmesinden ibarettir (Clarke and Chan, 1994: 334). Açıkça ifade edilmeli ki, ekonomik gelişmenin gerçekleştirilmesinde kamu yönetimi önemli bir role sahiptir. Şöyle ki, yöneticiler kamu politikalannın ar­ kasındaki itici güçtür. Onlar bilgilerin toplanması, analiz edilmesi, ana noktala­ nn birleştirilmesi ve bunların politika oluşturmak üzere yetkili otoritelere su­ numu gibi önemli fonksiyon görürler. Yasal süreç tamamlanır tamamlanmaz, uygulanabilir programlann geliştirilmesi ve bunların hayata geçirilmesi için kamu yönetiminin tekerlekleri dönmeye başlar. Uzakdoğu Kaplanlarında Kamu Yönetimi ve Kalkınma ilişkisi 65 Aslında kamu yönetimi, kamu politikalarının şekillendirilmesi ve uygulan­ da önemli görevler üstlenmektedir. Bu fonksiyonların görülmesi esna­ sıiıda çalışanların güvenliği yanında, optimum faydanın sağlanmasına katkıda bulunur. Aynı şekilde idari birimler; sanayiinin, ticaretin ve ticaret imkanlannın ve fırsatlarının geliştirilmesi ve desteklenmesine katkı sağlamaktadır. Kısaca hükümetler, iş alemi, çeşitli çıkar grupları ve uzmanlann yardımı ile ekonomik politikaların geliştirilmesi için uğraşmaktadır. Buradaki amaç, onlann faaliyetlerini yumuşak bir şekilde sürdürmeleri için gerekli imkanlan ve desteği saptamaktır. Alt yapının ve diğer yan hizmetlerin geliştirilmesi, büyük oranda politik arzu ve yönetim kapasitesine bağlıdır. Bu konularda kamu yöneticileri­ nin görüşleri alınır ve özel sektörün gelişimine de katkıda bulunulur. masında Kamu Yönetimi ve Sosyal Çıkarlar Toplumdaki istikrar, doğrudan doğruya vatandaşlara sunulan imkanlann ge­ ve halkın bunlardan istifade etme oranı ile bağlantılıdır. Medeniyetin i­ lerlediği ve hükümetlerin daha da önemli roloynamaya başladığı modern dün­ yada, bununla bağlantılı sayısız problemler de ortaya çıkmıştır. Sanayileşme ve kentleşme, konut, sağlık, eğitim, iş ve emeklilik gibi destekleyici hizmetlerin doğması gibi çok geniş yelpazedeki destekleyici hizmetlerin sunumu ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. İşverenlerin bu hizmetleri sunmaya yanaşmadıklan veya sunamadıklan durumlarda bu görev hükümete kalmaktadır. Sosyal hizmet­ lerin sunumuna dahilolması, kamu görevlilerinin de bu sürece katılımını zorun­ lu kılmaktadır. Tarihselolarak, temel sosyal hizmetlerin sunumu için kaynaklann dağıtı­ mında, hükümet, pazann alternatifi bir kurum olarak kabul edilegelmiştir (Wringley and McKevitt, 1994: 76). Talep, arzı aştığı için, sosyal hizmetler hü­ kümetler için çoğu zaman büyük problem kaynağıdır. Vergi ödeyenler yükü ta­ şırken, hizmetler genellikle karşılıksız olarak sunulmaktadır. Arz ve talep anla­ mında hizmetlerin mantıksalolarak sunulacağı sistemin araçlannın ve yollannın bulunma zorunluluğu vardır. Bu durum, kamu görevlileri için çok hassas bir a­ landır. Çünkü kamu görevlileri, politik öncelikler ve hedeflerden, muhtemel ça­ tışma alanlarından ve politik zorluklann kökenlerinden haberdar olmak zorun­ dadır (Steward, 1989: 171). İdari örgütlenme, hizmetlerin ihtiyaçlarını ve bu hizmetleri alma -yeterliliğine sahip olmayan grup ve kişileri belirleyecek şekilde olmalıdır. Gelenekselolarak, kamu yönetimi etkinlik, verimlilik ve gereklilik 'üzerinde durmuştur. 'Etkinlik' belirli maliyet sınırları içinde daha yüksek verimlilik ile sonuçlanacak bir alter­ natifin önerilebildiği bir orandır. 'Rasyonellik' ise, bilgiyi öne sürmek ve sa­ vunmak için, açık gerekçelere dayanan önermeleri kullanan kendi içinde tutarlı bir süreçtir (Dunn, 1994: 329-30). 'Ekonomiklik' ise, herhangi bir görevin en düşük maliyette yapılmasıdır. Faaliyetlerin bu değerler akılda tutularak yürü­ nişliği 66 Amme İdaresi Dergisi tülmesi ve görevlerin en hızlı ve en düşük maliyetle yerine getirilmesi gerekli· dir. Zamanla bu değerler kamu yöneticilerinin de davranışlannı etkisi altına al­ mış ve her ne pahasına olursa olsun etkinlik, ekonomiklik ve rasyonellik ilkele­ rinin hayata geçirilmesi yönünde büyük çabalar görülmektedir. Bununla beraber, Yeni Kamu Yönetimi hareketiyle birlikte etkinlik, ekono­ miklik ve rasyonellik ilkeleri üzerinde durmanın da bir takım sınırlan olduğu hususu gündeme gelmiştir. Liberal düşünceler literatürde ve kamu yönetiminde kendini kabul ettirmiş ve bunun sonucu olarak eşitlik ve sosyal adalet ilkeleri desteklenmeye başlanmıştır. 'Eşitlik' konsepti yasal ve sosyal rasyonellik ile yakından ilişkilidir ve toplumdaki kaynaklann daha adil dağılımı ile sonuçlana­ cak bir alternatifin ileri sürülmesine olanak sağlayacak bir kriterdir (Dunn, 1994: 286, 329). Kamu yönetiminin sosyal değişikliğin gerçekleştirilmesindeki rolü genelolarak kabul edilmektedir. Hiç şüphesiz sosyal hizmetlerin sunumu ve dağıtımında kamu görevlileri proaktifbir rol üstlenmelidirler. Frederickson en üretken, en etkin ve en ekonomik yönetimlerin bile yoksul­ luk, fırsat eşitsizliği ve adaletsizlikle karşılaşabileceğine işaret etmiştir. Kamu yöneticilerinin, 'vatandaşlann kamu hizmetlerinden eşit olarak istifade etmeleri ile ilgili bireysel haklan' hususunda bilgilendirilmeleri gereği, gelecek on yılda kamu yönetiminin karşılaşacağı ana problemlerin işareti olmuştur (Frederickson, 1980: 121). Kamu Yönetimi ve Gelişim Kamu yönetiminin temel görevlerinden birisi de var olan yapılann kuruluş amaçlanna uygun hizmet etmelerini sağlamaktır. Kamu yönetimi ve bürokrasi· nin en fazla eleştirilme nedeni mevcut yapının devamı amacıyla kurallara ve prosedüre uymaya atfedilen aşın değerdir. Hiç şüphesiz hükümet adına yürütü­ lecek büyük çaplı hizmetlerin yürütülmesine olanak sağlamak için belirli davra­ nış ve prosedür düzenlemelerine ihtiyaç vardır. Bu tür düzenlemeler, karmaşa­ nın önlenmesi ve politikalann adil, etkin ve rasyonel bir şekilde yürütülmesine olanak sağlar. Bununla beraber, toplumlar modem dünyada hızla değişmektedir. Buna pa­ ralel olarak, karşılaşılan yeni problemlerle baş edebilecek yeni mekanizma ve yöntemlerin geliştirilme zorunluluğu vardır. Bazı yeni problemler için çözüm önerileri sunmadan önce yoğun araştırma ve tartışmaya ihtiyaç duyulur. Bazı durumlarda, mevcut yapı, karşılaşılan problemlerin çözümünde yetersiz kal­ maktadır. Kamu yönetimi, problemleri daha maliyet duyarlı çözebilmek için yeni teknik' ve prosedürler bulma arayışı içinde olmalıdır. Bir başka deyişle, kamu yönetimi, yalnız karşılaşılan problemlerin çözümü ile uğraşmamalı, eski problemlerin üstesinden gelebilmek için daha iyi ve yeni yöntem arayışında ol­ malıdır. Uzakdoğu Kaplanlarında Kamu Yönetimi ve Kalkınma ilişkisi 67 Kamu yönetiminde yeni ve daha iyi tekniklerin geliştirilmesi için bir çok ne­ den vardır. Demokratik toplumlarda, yönetirnde yaşanan değişim, buna bağlı olarak ideolojik eğilimler ve rejim değerlerinde, toplumdaki güç dengelerinde ve politika önceliklerinde de değişimi beraberinde getirir. Kamu yönetimi de­ vam eden bir süreç olduğu için, bütün bu ayarlamalar, olağan kamu yönetimi sürecini sekteye uğratınadan ve vatandaşlara sunulan hizmetlerin kalitesinde a­ zalma yaşanmadan yapılmalıdır. Şüphesiz kamu yonetiminin kendisinden kaynaklanan problemlerle de karşı­ laşılabilecektir. Doğalolarak, kamu hizmetlerinin içinde birçok bölüm ve birim­ ler vardır. Kamu yönetimi alanında yapılan ciddi bir araştırma, uzmanlar ile ge­ nelciler arasında yaşanan çatışmayı çarpıcı bir şekilde ortaya koymuştur (Ridley, 1968). Araştırmaya göre, kamu hizmetlerinin organizasyonu ve işleyi­ şinde açıklık ve demokratikliğe verilen önem, yaşanan problemlerin daha da karmaşık hale gelmesine neden olmuştur. Buna ek olarak, etkinlik, verimlilik, ekonomiklik ve yeni ortaya çıkan diğer değerler üzerinde fazla durulması, ortaya çıkan yeni sorunlann çıkmasına neden olmuştur. Bu ilkelerin her birini aynı anda uygulamak mümkün değildir, çünkü bunlann bazılan birbiri ile çelişebilmektedir. Geleneksel yöntem ve mekaniz­ malar, yeni ortaya çıkan sorunlann çözümlenmesinde yeterli olmamakla birlik­ te, bunlann yerine tümden yeni yöntem ve kurallann konulması da mümkün değildir. Bu durumda, karşılaşılan sorunlann çözümü, ancak yeni icatlar ile sağ­ lanabilir. Riggs yeni icatlan, ilk defa bulunan ve uygulanan bazı yeni yapılar ve dav­ ranış kurallan ve sonuç olarak bunlan, düzenli uygulamalann içine katına süreci olarak tanımlamıştır. Şu da unutulmamalı ki yerleşmiş kurallar, düzenlemeler ve uygulamalar kamu yönetimindeki modem organizasyonlann kendilerini yeni­ lemelerine pek olanak sağlamaz. Yeni yöntemlerin uygulanması, onun göreceli avantajlan, yerleşik yapı ve ihtiyaçlarla uyumuna vurgu yapılarak sağlanabilir. Gelişimeilik sonuç odaklı, meydan okuyan çalışma ortamı ve keşfediciliği ifade eder (Odom et al, 1990: 158). Gelişirncilik, Uzakdoğu Kaplanlannın kamu yö­ netimi alanında karşılaştıklan bazı sorunlann çözümünde etkili olmuştur. Eko­ nomik ve endüstriyel sıçramalardan kaynaklanan hızlı değişim, şok ve travına­ lann yatıştınlabilmesi için bir takım düzenlemelere gidilmiştir. Bu tür toplumla­ nn ihtiyaçlan ve beklentileri tahmin edilmeli ve tatmin edici düzeyde karşılan­ malıdır. Toplumun bütün kesimleri ekonomik ve endüstriyel gelişmeden aynı oranda istifade edemeyeceği için huzursuzluklar beklenmelidir. Kamu yönetimi aynı zamanda bu huzursuzluğun sınırlandınıması hususunda da görev üstlenme­ lidir. 68 Amme idaresi Dergisi Uzakdolu Kaplanlarının Kamu Yönetimlerinde GeçekleştirUenler Kompleks modem kamu yönetiminin anlaşılması için, Uzakdoğu Kaplanla­ tecrübeler, oldukça faydalı bir fonksiyon görecektir. Şüp­ hesiz, Uzakdoğu Kaplanlan kamu düzeninin sürdürülmesi, ekonomik durumun geliştirilmesi ve d~steklenmesi, kamu ve sosyal hizmetlerin sunumu, yolsuzluk­ larla mücadele ve yeni yöntemlerin geliştirilmesi hususundaki isteklilik ve ka­ pasite konulannda dikkate değer gelişmeler kaydetmişlerdir. Bu çalışmanın temel iddiası, daha önce de ifade edildiği gibi, Uzakdoğu Kaplanlannın ilerlemelerinin sağlanmasında kamu yönetimi k:urumlan, persone­ li ve birimlerinin oynadığı olumlu roldür. Başannın sağlanmasına katkı sağla­ yan bir veya az sayıdaki spesifik adımlara bakmaktansa, bütün süreci açıklaya­ cak şekilde bütüncül (holistik) bir yaklaşımı izlemenin daha yararlı olacağı de­ nnın geçirmiş olduğu ğerlendirilmektedir. Bu ülkeler üzerinde yapılacak çalışmanın çok dikkatle ele alınmasında yarar Çünkü, bu ülkelerin karşı karşıya olduklan problemlerin yapılan birbi­ rinden farklıdır. Hong Kong daha yeni denebilecek bir zamanda İngiliz kolonisi olmaktan kurtulmuş ve komünist Çine devredilmiştir. Singapur Malezya fede­ rasyonundan aynlmış ve bağımsızlığı süresince güçlü bir anti komünist çizgi takip edegelmiştir. Güney Kore kapitalist ABD desteği ile kuzey komşusunun tehdidi altında yaşayagelmiştir. Tayvan, anavatan Çin'den ayn kalmaya daya­ namamakla beraber, komünist Çin Partisi rejiminin yönetimi altına girmek is­ tememektedir. Singapur, önceleri yüksek işsizlik oranı, çalışma hayatında yaşanan huzur­ suzluklar, ciddi konut açığı, şehir merkezlerindeki bozulma ve etnik çatışmalar gibi problemlerle karşı karşıya iken (Chen, 1983: 3), siyasi iktidar ile kamu yö­ netiminin uyumlu ve etkin çalışmalan sonucu anılan sorunlann üstesinderi ge­ vardır. linmiştir. Güney Kore uzun zamandır içinde bulunduğu geri kalmışlık, sanayileşeme­ me, yüksek oranlı nüfus artışı, tasarruf etme alışkanlığının düşük oluşu ve artan işsizlik gibi sorunlarla uğraşmasına rağmen, hükümetin attığı olumlu adımlarla kalkınmada mucizevi denilebilecek başanlar elde etmiştir (APCC, 1992: 246). Bununla beraber, yaşanan hızlı değişim ve gelişmeler, beraberinde, gelenek­ sel değerlerin aşınması ve yaygın işsizlik gibi sorunlan da beraberinde getirmiş­ tir. Bu tür sorunlann üstesinden gelebilmek için bütün halkı kapsayacak sosyal güvenlik sistemi oluşturulmuştur. Tayvan eğitilmemiş işgücü, kıt sermaye ve teknik uzman sıkıntısı içindeki ekonomisini büyük oranda değiştirmiştir. Bu değişim sürecinde yaşanan sosyal huzursuzluklan yatıştırabilmek için sosyal güvenlik sistemi sağlam tutulmaya çalışılmıştır. Aynca, gerçekleştirilen hızlı büyüme ve sosyal değişim sonucunda Uzakdoğu Kaplanlarında Kamu Yönetimi ve Kallanma ilişkisi 69 sivil toplum örgütlerinin sayısında önemli artışlar yaşanmış ve bunun sonucu olarak da politik değişiklik kaçınılmaz olmuştur (Tien, 1988: 7-8). Ayrıca, Uzakdoğu Kaplanlannın genelinde kalkınma yanında sosyal güven­ lik alanında da önemli ilerlemeler kaydedilmiştir; okuma yazma oranı yüksel­ tilmiş, imkansızlıklar içerisinde olanlara yapılan yardım yaygınlaştınlmış ve ya­ şam standardı yükseltilmiştir. Kamu yönetim sistemi, değişimden kaynaklanan ihtiyaç ve sorunlara etkin olarak cevap verebilecek şekilde modernize edilmiş ve yeniden yapılandınlmış­ tır. Uzakdoğu Kaplanlarının Benzer Özellikleri Anılan pazar farklılıklanna rağmen, bu ülkelerin birçok benzerlikleri de var­ dır. Özellikle aynı bölgede bulunduklan için, ekonomik performanslan onlan bir yere koymaktadır. Kısıtlı doğal kaynaklar ile gerçekleştirilen ve belirli süre devam ettirilen bu başandan dünya ülkeleri etki­ lenmiştir. Benzer kültürel çizgiler ve yabancı işgali de akılda tutulması gereken diğer benzerliklerdir. Söz konusu ülkelerin en açık benzerliği, toplumlannın Çin kültürünün etki­ sinde olmalandır. Hong Kong ve Tayvan, Çin toplumlan olarak ifade edilebilir­ ken, büyük çoğunluğu Çinli olmakla beraber Singapur'un etnik yapısı çeşitlidir. Güney Kore, Japonlann yanında ÇinIilerden de etkilenmiştir. Toplumlar, antik çağlardan kalma ve saygı duyulan bir düşünür olan Konfıçyüs 'ün düşüncesinin etkisi altındadır. Konfıçyüzmde bireylerin hayatında ailenin çok ayrı ve önemli bir yeri vardır. Aile onuru ve saygıya verilen önem büyüktür. Görünüş ne paha­ sına olursa olsun korunmalı ve zayıf ile fakirlerin bakımı ve korunması varlıklı­ lann ve zenginlerin görevidir. Konfıçyüsçü gelenek bu toplumlan yönlendiren ana güç olduğu için, bu toplumlann sağlamış olduklan başannın da arkasındaki temel unsur, Konfıçyüs geleneğidir diyebilir;iz. Bireyler, ortak çıkar doğrultu­ sunda emirleri yerine getirmek, gözetim altında tutulmak, korunmak, destek­ lenmek, ödüllendirilrnek ve yeri geldiğinde azarlanmak için vardır. Bu toplum­ lann başansında, katı otorite ruhu ve tatlı sert disiplin çok önemli bir yer tutar. Bu toplumlann ortak özelliklerinden birisi de yüksek nüfus yoğunluğuna sa­ hip olmalandır. İnsanlar, mevcut kaynaklar ve arazi ile etkin olarak desteklene­ cek düzeyin üzerindedir. Nüfusun aşın bir şekilde artmasının nedeni, göç ve po­ litik huzursuzluklardır. Göçmenler bilgi, belirli kapital ve yeni ortamda yeşerip gelişecek girişimci ruha sahiptir. Güney Kore, hızlı sanayileşmesini sağlayan Amerikan yardımı alırken, Hong Kong ve Singapur ticari alt yapılannı güçlen­ dirmişler, Tayvan ise kısa sürede sanayi alt yapısını oluşturmuştur. Enteresandır, bu toplumlann tamamı dış güçlerin koloniyel uygulaması ve Japonya'nın işgaline maruz kalmışlardır. Bu işgaller çalışma alışkanlıklan ve dünya ülkeleri arasında ayrı 70 Amme İdaresi Dergisi gelecek beklentileri üzerinde olumsuz etkiler bırakmamıştır. Aksine, bunlar is­ teyerek olmasa da Batılı değerler ve metotlar ile organizasyon mekanizmalan­ nın öğrenilmesini sağlamıştır. Modem dünyada kamu yönetiminin karşılaştığı sorunlar nelerdir? Bir maka­ lede, Perry kamu yönetiminin karşı karşıya olduğu problemleri sıralamıştır. Bunlar: 1) anayasal düzenin sürdürülmesi, 2) teknik yeterliliğe ulaşma, 3) kamu beklentilerini karşılayabilme, 4) değişim, belirsizlik ve kompleks yapının yöne­ timi ve 5) etik davranış (1998: 4). Perry'nin analizi, Amerikan tecrübesine da­ yansa da benzer sorunlar bütün modem toplumlar için geçerlidir. Uzakdoğu Kaplanlan siyasi sistemlerinin değişik yapısı ve modernleşme kervanına sonra­ dan katılmalan nedeniyle daha fazla problemlerle karşı karşıyadır. Kamu ve anayasal düzenin sürdürülmesi bütün toplumlar için önemli bir gö­ revdir. Bu ülkelerin, sistem için büyük önemi haiz olan ekonominin kesintiye uğramadan büyümesi gibi ekstra sorumluluklan da vardır. Sosyal güvenlik har­ camalan sisteme karşı gelişebilecek şiddetli kamu rahatsızlığını önleyecek ve toplumdaki alt gelir gruplannın da istifadesini sağlayacak şekilde eşit bir şekil­ de dağıtılmalıdır. Ekonomik gelişmeyle beraber ortaya çıkan zenginlik ve güç, yolsuzluğa neden olabilmektedir. Bu ülkelerin kamu yönetimleri faaliyetlerini etkili bir şekilde yürütebilmek için gelişirnci yöntemler geliştirmek ve bunlan uygulamanın yanında, anılan problemlerle de uğraşmak zorundadırlar. Uzakdoğu Kaplanlannda Kamu Yönetiminin Rolü Dwing Waldo, yönetimi, hükümetlerin temeline yerleştirmekte ve ona yeterli önemin verilmediğinden yakınmaktadır (Waldo, 1991: iii). Uzakdoğu Kaplanla­ nnın kalkınmasında kamu yönetiminin çok önemli bir fonksiyon gördüğünün tekrar vurgulanmasında fayda vardır. Yirminci yüzyılın ilk yansında Uzakdoğu Kaplanlan politik, idari ve eko­ nomik sorunlann pençesinde yaşam mücadelesi veriyorlardı. Hong Kong, ma­ ceraperest turistler için egzotik bir yer olmaktan ileri bir anlam taşımıyordu. Singapur, sivrisinek antreposu konumundaydı. Güney Kore ise, bugünkü dolar­ la, Togo ve Eritea'nın sahip olduğu kişi başına düşen gelire sahipti (Newsweek, 1994). Tayvan bugün olduğu gibi kendi kimliğini oluşturmaya çalışırken, ana­ vatan Çin'in büyük öfkesini çekiyordu. Bölgedeki bu ülkelerin kabul edilebilir bir kalkınma modeli ile kalkınmalan çok zor olarak görülmekteydi. Bu ülkelerin kalkınmasında etkili olan unsurlann neler olduğuna bakılacak olursa, genellikle kültürel değişkenlikle açıklanmaya çalışılmaktadır. Çin kültü­ rünün baskın etkisi (Güney Korede Japon etkisi) ve Konfıçyüs kültürünün etki­ leri Uzakdoğu Kaplanlannın halklannı disiplinli, yoğun ,etkin ve rasyonel ça­ lışmaya yönlendirmiştir. . Uzakdoğu Kaplanlarında Kamu Yönetimi ve Kalkınma ilişkisi 7ı öne sürülen diğer bir argüman da izlenen sert anti komünist çizginin varlığı­ Hong Kong veTayvan, 1949 yılında Çin Halk Cumhuriyeti'nin komünistler tarafından ele geçirilmesinden sonra kaçanlar tarafında yönetilmiş ve sürüklen­ mişlerdir. Singapur her zaman için anti komünist bir çizgi izlemiştir. Aynı şe­ kilde Güney Kore de komşusu ile olan ilişkilerinden dolayı daima Batının ya­ nında yer almıştır. Komünizme karşı her zaman ABD'nin müttefikleri olan Ja­ ponya, Tayvan, Güney Kore ve Singapur açıkça yardım ve yatınmlarla destek­ lenmişlerdir (Newsweek, 1994). İngiltere'nin son uzakdoğu limanı olan Hong Kong ise, Komünist Çin'in ticaretten dışlanmak istenmesi nedeniyle kapitalist ülkelerden istifade etmiştir. Anti komünist açıklama çok su götürür, çünkü dün­ yanın birçok bölgesinde benzer durumdaki ülkeler aynı başanyı gösterememiş­ lerdir. Bu hızlı· kalkınmada coğrafi bölgenin etkisi olmuş mudur? Bu ülkelerin As­ ya-Pasifik bölgesinde bulunmalan Batı dünyası ile Doğunun buradan ilişki kurmalanna olanak sağlamıştır. Bu da artan ilgi ve yatınm sonucunu doğurmuş­ tur. Süper güçlerin gövde gösterilerine sahne olduklan için bu bir dezavantaj o­ larak da görülebilir. Ülkenin i~tiyaçlan gözetilmeksizin büyük güçler tarafından Güney ve Kuzey Kore olarak ikiye ayrılması bunun örneğidir. Muhtemelen bölgedeki büyümeye, coğrafi durum, anti komünist duruş, Konfiçyüsçü inanış ve kültürel faktörler yardımcı olmuştur. Bununla beraber, bu imkanlar personelin, birimlerin ve kurumlann organize bir şekilde örgütlen­ mesi ve kamu politikalannın düzenli olarak gözden geçirilmesi ile mümkün ol­ maktadır. Toplumlann bir çoğunda kamu bürokrasisinin, dolaylı veya doğrudan, bu görevi üstlenmesi istenir. Uzakdoğu Kaplanlan da bu kuralın istisnası değil­ dirler. Bunun için bu ülkelerdeki kamu personeli ya Singapur, Güney Kore ve Tayvan' da olduğu gibi yönetici elitin açık desteğini alarak veya Hong Kong' da olduğu gibi valinin kontrolünde kendi yetki ve sorumluluklanna göre faaliyet yürütmek durumunda kalmışlardır. Uzakdoğu Kaplanlan, ekonomik politika ve stratejilerdeki ayarlamalar yo­ luyla, değişikliklere anında adapte olabilmenin avantajlannı yaşamıştır. Rekabet oranı yüksek olduğu için, önerilen değişiklikler üzerinde derinlemesine tart1Ş­ malar yapmak için yeterli zaman olmamıştır. Singapur ve Güney Kore'deki gibi uzak görüşlü hükümetler, yaşanan değişikliklere anında cevap verirken, Hong Kong ve Tayvan'da özel sektörün rekabeti devam ettirmeleri için az da olsa hü­ kümet müdahalesine izin verilmiştir. Kamu yönetimi, karmaşık kurallar ve dü­ zenlemeler yoluyla istenmeyen engellemeler yapmak yerine, toplumun bütün amaçlannın gerçekleştirilmesi için gerekli desteği sağlamıştır. Uzakdoğu Kaplanlanna yöneltilen eleştirilerden birisi de politik sistemde demokratik değerlerin eksikliğidir. Bu eleştiriyi, demokrasinin kalkınmayı en­ gelleyici bir yönünün de olabileceği şeklinde algılayabiliriz. Demokrasi eksikli­ dır. 72 Amme İdaresi Dergisi ği, toplum için gerekli olan doğru ve hızlı kararların alınmasında faydalı olmuş­ tur. Uzakdoğu Kaplanlan demokratik kurallann olmadığı süreçte iyi bir perfor­ mans göstermişlerdir; fakat bu yönde yapılan değişikliklerden sonra da olumsuz yönde etkilenmemişlerdir. 90 ülkeyi kapsayan bir araştırmaya göre, sivil ve po­ litik özgürlüklerle birlikte, ekonomik özgürlük büyümeyi desteklemektedir. Aslında, toplum değişirken, kamu yönetimine büyük görevler düşmektedir. Gelenekselolarak, istikrarın sağlanması ve değişimin yönetilmesinde kamu yö­ netiminin önemi kabul edilmektedir. Uzakdoğu Kaplanlan, protesto gösterileri ve toplum yürüyüşleri yoluyla, kamu düzeninin bozulması tehdidi ile karşı kar­ şıya kalmışlardır. Kamu düzenine yönelik tehditlerin etkin olarak savuşturulma­ sı ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesi bakımından önemlidir. Birçok ülkede hükümetlerin ve kamu yönetimlerinin başarısızlığa uğraması­ nın nedeni olan yolsuzluklann önlenmesi bakımından da kamu yönetimi önem­ lidir. Hong Kong ve Singapur'da kalkınmanın ilk safhalarında yolsuzluk soru­ nunun varlığı kabul edilip, gerekli önlemlerin alınması yoluna gidilmiştir. Bütün bu ülkelerde yolsuzluk gelişmenin önündeki bir engelolarak kabul edilmiştir. Kamu yönetimi ekonomik gelişme ve siyasi istikrann sağlanmasının yanın­ da, artan sosyal hizmetlere olan talebin karşılanması görevini de yürütmüştür. Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerinin sunumu ve yaşam kalitesinin yükseltilmesinde gözle görülür ilerlemeler kaydedilmiştir. Singapur' da bu tür değişiklikler, iktidardaki partinin gözetiminde hükümet tarafından başlatılmıştır. Hong Kong da ise İngiliz sosyal güvenlik sisteminin de etkisiyle, Konfiçyüsçü anlayışta bulunan güçlü toplum bilinciyle birleştirilerek bir sosyal güvenlik sis­ temi oluşturulmuştur. Güney Kore ve Tayvan'da kamu düzeninin sağlanması ve ilerlemenin sürdürülebilmesi için büyük önemi haiz olan bu hizmetler kamu ta­ rafından sunulmuştur. Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda, bağımsızlık kazanılmadan önce. güçlü milliyetçilik akımlan yaşandığı ve bürokrasi, sömürülmenin bir aracı olarak gö­ rüldüğü için, bürokrasi eleştirilerin odak noktasını da oluşturmaktadır (Huque, 1990: 9-11). Bağımsızlık sonrası yürütülen kamu yönetiminin yeniden yapılan­ dınlması çalışmalarında, bürokrasinin azaltılması ve ayncalıklann kaldırtıması eğilimi yaşanmıştır. Sonuç olarak, politik liderler ile kamu bürokrasisi arasında öne geçmek için büyük mücadele yaşanmaktadır. Uzakdoğu Kaplanlannın izlediği yol, bürokrasi ile mücadeleye girmekten ziyade, onlann tecrübe ve bilgilerinden yararlanma şeklinde olmuştur. Genel o­ larak, gelişmekte olan ülkelerde kamu görevlileri en organize grubu teşkil et­ mekte ve en yetenekli insan gücünü oluşturmaktadır. Kamu görevlilerine politik idarecilerin müdahalesinden uzak bir çalışma ortamı sağlandığında ve perfor­ mansı ödülle~diren bir sistem oluşturulduğunda, iyi motive edilmiş bürokrasi­ den istifade etme ihtimali yüksektir. Singapur, çok sayıda iyi yetişmiş personeli Uzakdoğu Kaplanlarında Kamu Yönetimi ve Kalkınma Ilişkisi 73 cezbedecek kamu hizmetinin oluşturulmasında, büyük başarı sağlamıştır. Bunun sonucu olarak, personelin geliştirilmesi, göreve devamı ve yeniden eğitimi hu­ susunda yeni adımlar atılmıştır. Güney Kore, iyi yetişmiş çok sayıdaki profes­ yoneli tekrar ülke hizmetine kazandırmanın yolunu bulmuştur. Hong Kong ka­ mu görevlilerini ülkenin kalkınmasında önemli bir kaynak olarak gördüğü için, onlara iyi muamele etmekte ve yeni nesil, kamu yönetimini çalışılabilecek en iyi alanlardan biri olarak görmektedir. Tayvan, kamu görevini cazip kılacak bir­ çok düzenleme yapmıştır. Bütün bu çabalar kamu bürokrasisini zenginleştirmiş ve genel ulusal hedeflere ulaşılmasına katkı sağlamıştır. Kamu Yönetiminin Doğası Uzakdoğu Kaplanlannın kamu yönetimlerinin doğal yapısı ile ilgili çok sa­ yıda unsur sayılabilir. Hong Kong serbest piyasa ekonomisinin parlayan yıldızı ve hükümet müdahalesinin olmadığı bir birim olarak bilinmektedir. Sistemin etkin işlemesi için, hükümet belirli bir mesafede durmakta ve düzenlemeler be­ lirli düzenin sağlanması için varlığını sürdürmektedir. Sonuç, böyle bir sistem­ den beldenebileceği gibi, sistemin tamamen özel firmalar ve büyük holdingler tarafından domine edilmesi değil, tersine sistemin zaman zaman krize düşebile­ ceği ve hükümet tarafından küçük müdahalelerle tekrar harekete geçebileceği bir yapıdır. Diğer taraftan Singapur ise, toplumun büyümesi ve yönetimin işleyişini planlayan ve yönlendiren bir sistemi benimsemiştir. Hükümet, sistemin istenilen yönde ilerlemesi için, politikalann belirlenmesi ve ,bu politikalann uygulanması aşamalannda oldukça dikkatli davranmaktadır. Aşın kontrolün varlığı ve vatan­ daşların yeterince özgürlüğe sahip olmadığı yolundaki eleştirilere rağmen, so­ nuç vatandaşlar açısından kabul edilebilir görünmektedir. Singapur ticari faali­ yetlerin liderlerinden biri olarak ortaya çıkmış ve vatandaşlan bir hayli yüksek yaşam standardına ulaşmıştır. Güney Kore'de sistemi sıklıkla askerler domine etmişlerdir. Askerler 1961 darbeye gerekçe olarak sivil idarenin başarısızlığını göster­ mişler ve ülkenin komünizm, kaos ve yolsuzluktan kurtarılacağı sözünü vermiş­ lerdir (Sohn, 1968: 106). Liderlerde değişiklik olmasına rağmen, uzun dönem askeri yönetim devam etmiştir. Liderler,. kamu yönetimi reformunu yolsuzlukla­ nn kökünü kazımak için başlatmışlardır. Heady'a (1991: 332) göre, askeri yö­ netim geçen süre zarfında, personelin kalitesinin ve verimliliğin artınlması için örgütsel yapıda gerçekleştirilen düzenlemelerde daha başarılı olmuştur. 0, bu başarıyı kamu görevi için hazırlananların yetiştirilmeleri için sarf edilen yoğun çabaya bağlamaktadır. Tayvan yaklaşık yanm yüzyıldır tek parti iktidarı tarafından yönetilmesine rağmen, ekonomik gelişmeyle beraber ilk zamanlarda karşı karşıya olduğu ta­ nınma ve yoksulluk problemlerini çözmüştür. Yeni gelişen orta sınıf, politik sis­ yılında yaptıklan 74 Amme İdaresi Dergisi için zorlarken, kamu yöneticilerinin, medyada çıkan yönetimin israf, yolsuzluk, hukuksuzluk, aksayan kamu hizmetleri, farklı ka­ nun uygulamalan, büyüyen eşitsizlik ve yetersiz alt yapı hizmetleri gibi konu­ lardaki yakınmalan görmezlikten geldikleri gerekçesiyle, kamu yönetimin yeni­ den yapılandınlması konusu seslendirilmeye başlamıştır (Caiden, 1991: 99). Bu yakınmalann neticesi olarak,1985 yılında alternatif bir parti kuruldu ve vatan­ daşlann talepleri doğrultusunda idari sistemde değişiklikler yapıldı. Uzakdoğu.Kaplanlan demokratik sistem yönünde gözle görülebilir bir hare­ ket başlatmışlardır. Son zamanlarda bu süreç doğru yönde ilerlemektedir. temi katılmak etkinsizliği, Uzakdoğu Kaplanları Kamu Yönetimlerinin Güçlü Yanlan Uzakdoğu Kaplanlannda kamu yönetiminin oynadığı önemli rolü nasıl açık­ layabiliriz? Bunu bütün ülkeler için aynı derecede ortaya koymak mümkün de­ ğildir. Kendi özelşartlanna göre tarih, kültür ve toplumun yapısı gibi bir çok faktör bu ülkelerin başansına katkıda bulunmuştur. Hong Kong' da özel sektörün kamu hizmet sunumuna sokulması ve özel sek­ tör yatınmlanna olanak sağlanması hükümetin yaptığı olumlu katkılardır. Ülke yönetiminde koloni yönetiminin almış olduğu kararlar, vatandaşlann hiçbir iti­ razı olmadan bürokratlar tarafından uygulanmıştır. Politik muhalefete rağmen, bürokratlar geçmişte kendiliğinden kontrollerini sürdürmüş olup, son zamanlar­ da ise daha duyarlı ve sorumlu bir idari sisteme doğru yöneliş söz konusudur. Yasama, hükümeti kamu hizmetlerinin sunumu ve kalitesi hususunda harekete geçirerek, demokratikleşmeye olumlu yönde etki yapmıştır. Kamu yönetimi özel sektör yatınmlannın önünü açma hususunda çok önemli katkı sağlamıştır. Kamu şirketlerinin özelleştirilmesi ve bazı hizmetlerin özel firmalara devri, gittikçe büyüyen kamu firmalannın hastalıklanndan olan yol­ suzluklardan kamu görevlilerini korumuştur. Yolsuzluklarla mücadele konu­ sunda yürütülen amansız mücadele sonucu kamu yönetiminin etkin ve verimli bir şekilde işlemesi sağlanmıştır. Hong Kong'un nev-i şahsına mahsus konu­ mundan dolayı, onun tecrübesine dayanarak kesin yargıya varmak oldukça zor­ dur. Hong Kong'un gelişmesinde etkili olan unsurlar; fabrika disiplinine alışmış iyi çalışan insan gücü, zayıf ve militan olmayan sendikal yapı, yabancı firmalara karşı aynmcılığın olmadığı bir ortam ve yetenekli insan gücünün ülkeye girişine olanak sağlayan liberal bir göç politikası, iyi bir iç ve dış haberleşme ağı, etkin hizmetler, düşük vergiler, ücretsiz limanlar, convertibl para ve kazançlann transferi konusunda herhangi bir sınırlamanın olmayışı, uygun bütçeleme politi­ kası ile beraber istikrarlı ve etkin bir kamu yönetimi, hükümet emirleri ve pro­ sedürün etkin olarak uygulanması, bağımsız jüriler tarafından uygulanan İngiliz hukuk sistemi ve iş dünyasına minimum hükümet müdahalesi ve kaliteli düzen­ lemelerdir (Miners, 1995: 45). Uzakdoğu Kaplanlarında Kamu Yönetimi ve Kalkınma ilişkisi 75 Singapur kamu yönetimi, yalnızca kaliteye önem verdiği için değil, etkin ve yöneticilere ayrıca ödül verdiği için, kaliteli personelin çalışmayı tercih ettiği alan olmuştur. Kaliteli personel seçiminin faydalan görülmüş ve bunlann özel sektöre kaptırılmaması için de rekabetçi ücret ödemesine gidilmiştir. Böy­ lece, hükümetin tam desteğine sahip olan kamu görevlileri, politikalann etkin olarak uygulanmasını temin etmişlerdir. Kore'nin performansına katkı sağlayan unsurlar eğitimli profesyoneller, mo­ dem teknoloji, merkezi planlama, sadakat ve çalışma arzusudur. Kore çalışma kültürü, otoriter ve aile ilişkilerini yansıtan bir yapıya sahiptir. İnsan ilişkilerine verilen büyük önem, kamu yönetimi üzerinde olumlu etki yapmıştır. Kore de Singapur gibi dışanya açık bir büyüme modelini benimsemiştir. Kamu yönetimi gelişim sürecine, hükümetin yol göstermesi ile uzun zamandır varlığını sürdü­ ren ve resmi görevliler tarafından, Konfiçyüs ideali nedeniyle kabul edilen patemalistik davranış yoluyla, katkı sağlanmıştır (Griffin, 1998: 1). Kamu yöne­ timi alanındaki reform, 1986'dan bu yana devam eden bir uygulamadır. Çünkü bundan önceki dönemde kamu yönetimi yolsuzluk ve usulsüz uygulamalan ile bilinirdi (Heady, 1991: 320). Hükümet değişikliğinin gerçekleştirilmesinden bu yana yolsuzluk ve usulsüz uygulamalann ortadan kaldınlması için büyük çaba sarf edilmiştir. Tayvan'ın gelişmesinde etkili olan unsurlar, merkezileşmiş kamu yönetimi ve kamu görevlilerinin kapasitesi ile siyasi iktidarın desteğidir. Aslında, Kuomintag'tan (KMT) söz etmeden kamu yönetimini tam olarak açıklamış 01­ mayız. İktidardaki parti, yönetimin sağlanmasında çok uzun bir süre belirleyici rol üstlenmiş ve kamu yönetimi üzerinde kontrol yetkisi kullanmıştır. Parti, üst düzey kamu görevlilerinin atanmasında etkin olduğu için, bu personel hüküme­ tin de tam desteğini sağlamıştır. Kamu bürokrasisi, genel gelişme planının önemli bir parçası olarak organize edilmiş ve kullanılmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde sıklıkla karşılaşılan top­ lumsal tansiyonlann düşürülmesinde yardımcı olduklan için, Uzakdoğu Kap­ lanlannda kamu yönetimine olan pozitif bakış açısı olumlu sonuçlar doğurmuş­ tur. Kamu yönetimi değişim ihtiyacına etkin ve olumlu cevap vermiş ve sistem­ de istenilen değişikliklerin gerçekleştirilmesinde yardımcı olmuştur. Son olarak, kamu yönetiminin yeniden yapılandınlması çabaları ile takip edilen, kamu yö­ netiminin ihtiyaçları ve kapasitesinin gözden geçirilmesine yönelik sık sık ça­ başarılı lışmalar yürütülmüştür. Uzakdoğu Kaplanları Bulunduğu Sorunlar Kamu Yönetimlerinin Karşı Karşıya . Her bir ülkenin kendi yapısına mahsus problemleri olmakla beraber, gele­ cekte daha fazla problemle mücadele edilmesi muhtemeldir. Lee (A. S Hugue, J. T. M Lam, J. C. Y Lee, 1996: 156) Hong Kong'un karşı karşıya olduğu aka­ 76 Amme İdaresi Dergisi demik ve pratik problemlerin yanında politik faktörleri de tespit etmiştir. Quah (A. S Hugue, J. T. M Lam, J. C. Y Lee, 1996: 156), Singapur kamu yönetiminin etkin personelini muhafaza etmesi, geliştirmesi ve yeni yetişenleri cezbetmesi, kamu görevlileri arasında örgütsel dayanışmayı devam ettirmesi, kamu hizmet­ lerinin kalitesinin artınıması ve kamu görevlileri arasındaki yolsuzluk olaylan­ nın minimize edilmesi hususlarında, devamlılık ve kararlılık sergilenmesi gere­ ğine işaret etmektedir. Jun ve Yoon'a göre (A. S Hugue, J. T. M Lam, J. C. Y Lee, 1996: 157), Güney Kore, kamu görevlileri arasında güçlü bir etik duygu­ sunun geliştirilmesi ve merkezileşme ile yerelleşme arasında etkin bir dengenin sağlanması problemi ile karşı karşıyadır. Chang ve Lam'a göre (A. S Hugue, J. T. M Lam, J. C. Y Lee, 1996: t57), Tayvan dışarıdan gelen sürekli baskı ve de­ ğişen taleplere cevap verebilme problemleri ile karşı karşıyadır. Uzakdoğu Kaplanları yaşam standardının yükseltilmesi ve ekonomik geliş­ me konulannda büyük başanlar göstermişlerdir. Mevcut sistemin yeni yönetim teknikleri doğrultusunda geliştirilebilmesi ve karşılaşılan yeni problemlerle baş edebilmek için gerekli altyapı mevcuttur. Bunun için Uzakdoğu Kaplanlarının karşı karşıya oldukları en önemli prob­ lem; gerçekleştirdikleri bu performansı devam ettirmektir. Bu ülkelerin ekonomik büyümelerini sürdürmeleri için gereIdi olan yetişmiş insan gücü alanında yaşanabilecek eksiklikleri dikkate alma ihtiyacı vardır. (Far Estern Economic Review, 1994). Bu çerçevede, gelecekte ortaya çıkabilecek ih­ tiyaçlann karşılanabilmesi için yetişmiş insan gücünü kamu yönetiminde tuta­ cak kapsamlı planlamaya ihtiyaç duyulmaktadır. Aynı zamanda ekonominin et­ kin olarak yönetiminin de devam ettirilme zorunluluğu vardır. Uzakdoğu Kaplanlan, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden gelecek reka­ bet ile de karşılaşacaklardır. Nitekim, önde gelen bazı sanayileşmiş ülkeler bir araya gelerek bu ülkeler ile yanşmak için yeni stratejilerin oluşturulması için çaba sarf etmektedirler. Dahası, aynı bölgedeki Tayland, Malezya ve Endonezya gibi ülkeler de rakip olma durumundadırlar. Aynı zamanda, sanayileşmiş ülkelerin lehine ve onların ihtiyaçlanna uygun bir yapının oluşturulması için uluslararası bir baskı vardır. Sanayileşmiş ülkele­ rin, asıl Asya kaplanı olan Japonya'nın önünün kesilmesi için, uzun bir zaman­ dır, çaba sarf ettikleri ve nihayetinde de başarılı olduklan görülmektedir. Uzak­ doğu· Kaplanlan, özellikle de Singapur, bu baskıya boyun eğmeme konusunda kararlıdır. Karşılaşılan sorunların büyük bir kısmı başarıyla berteraf edilmekle beraber, gelecekte, üstesinden gelinmesi gereken birçok sorunla da karşı karşıya kalına­ caktır. Hong Kong'un Çin'e devrinden sonra yaşanan toplumsal huzursuzluklar, Singapur'da yaşanan etnik tansiyon, Güney Kore'de Kuzey ile birleşme konu­ sunda yaşanan şiddetli anlaşmazlıklar ve Tayvan'ın Çin'den ayn bir kimlik 0­ Uzakdoğu Kaplanlarında Kamu Yönetimi ve Kalkınma ilişkisi 77 luşturma arayışları, her bir ülke için üstesinden gelinmesi gereken sorunlar ola­ rak ortada durmaktadır. Anılan sorunlann üstesinden gelmek için belirlenecek ve uygulanacak stratejiler, toplumun içinde bulunduğu durum, politik liderliğin yapısı ile hükümet ve kamu yönetiminin kapasitesine bağlı olacaktır. Tamamlayıcı Gözlemler MÖ yaklaşık 500 yıllarında, Platon'dan yüzyıl önce yaşamış olan Yunanlı fi­ lozof Heraklitus 'Bir insanın aynı nehre iki defa giremeyeceğini' ifade etmiştir (Jones, 1970: 14). Bu, her şeyin devamlı değişim halinde olduğunu ve bu deği­ şimin, tıpkı büyük bir nehir akıntısında olduğu gibi, insan kontrolünün dışında olduğu gerçeğine işaret etmektedir. Heraklitus, değişimi doğal bir halolarak kabul etmiştir. Heraklitus'tan bu yana değişim üzerinde bağımsız ve büyük bir güç olarak durulması çağdaş insan varlığının önemli bir unsuru olarak görül­ mektedir. Yaklaşık aynı zamanda Çin'de 'l-Ching' (Değişiklikler Kitabı) yazılmıştır. Bu kitapta, sosyal değişimin doğal ve kendiliğinden olduğu ifade edilmektedir. Değişimin yönü değişimin kanunu tarafından belirlenmektedir. İlk zamanlar Çin felsefesi sosyal ilişkilerin evriminde istikrarlı bir döngünün varlığını kabul et­ miştir. Değişim hareketi, genelolarak, başladığı noktaya döner ve olayların tabii trendi belirli bir yolu takip eder. Değişimler Kitabı'nın Cennetteki ve Dünyada­ ki her ilişkinin şekil ve çapını ihtiva ettiği düşünüıürdü. Antik Doğu ve Batı, değişim konusunda paralel anlayışlar geliştirmişlerdir; devamlı değişim süreci Çinlilere göre, güneşin sabahları doğması ve ilk baharın kışı takip emesi gibi değişim de bir şekilde tahmin edilebilir. Bu zıt güçler ara­ sındaki aktif bir mücadele sürecidir; büyüme belirli bir süre sonra dağılma ve yönetenlerin düşmesine neden olur. Heraklitus hayatın hareket olduğunu ve bu­ nun karşıt güçlerin mücadelesi sonucu geliştiği görüşünde iken, Çinliler görü­ püşte zıt olan iki gücün aslında tek olduğunu ve illa ki çatışma halinde olmaları gerekmediği inancındaydılar. Değişim, karşı görüşü anlayarak ve uyum ile dü­ zeni sürdürerek gerçekleşir. Heraklitus ve antik Çin filozofları tarafından öngörülemeyen, amaçlı dizayn ve planlı değişimdir. Bunlar, bürokratların ve uzmanlann karmaşık toplumların yönetimi ve sosyal değişimin gerçekleştirilmesi hususlarındaki güçlü müdahale­ sini beklemediler. Dahası, çağdaş dünyada ayakta kalmanın yolu, bireyolarak, değişim ve problem çözmek için sorunlara ne derece karşı koyup, onunla ilgili stratejiler geliştirmeye bağlıdır. Değişim, organizasyonun olduğu kadar, bireyin de sorumluluğudur. Bugünün lider ve yönetimleri önceden belirlenmiş yöntem­ leri takip edemez, çünkü onlar anlık seçim ve tercihi gerektiren değişik alterna­ tifler tarafından devamlı rahatsız edilmektedirler. Kamu yönetimi, belirli politikaların yürütülmesinde önemli role sahip olma­ sına rağmen, gerçekleştirilen ekonomik büyümedeki tek etken değildir. Bununla 78 Amme İdaresi Dergisi beraber, kamu yönetimi belirli hassas politikalann uygulanması ve politik sis­ temin işleyişinde önemli destek fonksiyonu görmüştür. önceki bölümlerde de açıklamaya çalıştığımız gibi, her ülkenin kamu yönetim sistemlerinde eksiklik­ ler vardır. Fakat kamu yöneticileri ilk ekonomik başan ile cesaretlenmişler ve olayların planlanmasında önemli rol oynamışlardır. Uzakdoğu Kaplanlarında yaşanan tecrübe, gelişmekte olan ülke kamu yöne­ timlerinin uygulamalan ve teorileri için önemli bir örnek teşkil etmektedir. Her devlet belirli bir gelişim evresinden geçmekte ve kademeli olarak modem top­ luma dönüşmektedir. Oldukça kısa denilebilecek zaman diliminde, bu Kaplanlar Asya-Pasifik bölgesinde toplumlann yöneticisi konumuna gelmişlerdir. Bürok­ rasinin gücü ele geçirme mücadelesi, sistemi bozmadığı gibi; bürokratik yeter­ sizlikler, sistemin işleyişini etkilememiştir. Uzakdoğu Kaplanlannda uygulanan sistem, kamu yönetiminin başarısının siyasi sistemin yapısına bağlı olmadığını gösterir. Kamu yönetiminin esas gö­ revleri, farklı politik sistemlerde de etkin bir şekilde yerine getirilebilir. Daha çok, kamu yönetimi politik karar verici'lerin desteğine ihtiyaç duymaktadır. Mü­ dahale oranı ülkeden ülkeye değişmektedir. Politik ve idari yöneticiler görevle­ rin yerine getirilmesi için gerekli olan yetkinin yanı sıra, sistemin ihtiyaçlan ve kaynaklan konusunda da fikir birliğine vardıklarında, kamu görevlileri kabul . edilebilir bir düzeyde hizmet sunabilmektedirler. Başarının sağlanmasında en önemli unsurlardan birisi oynanan bu tamamlayıcı roldür. Çalışma, Uzakdoğu Kaplanlarının başarısı ile ilgili olarak literatürde bulunan bazı açıklamaları destekleyici mahiyettedir. Vatandaş ve yönetimin karakteris­ tikleri, kültür ve gelenek ile birleşmiş tarihsel ve coğrafi faktörler, arzu edilen sonuçlara ulaşılmasında etkili olmuşlardır. Geleneksel kurumlann.ve hükümetin güçlü liderliği ve yol göstericiliği yararlı olmuştur. Uzakdoğu Kaplanları, hedef­ ler ve bu hedeflerin gerçekleştirilme araçlan üzerinde kamu yönetimi ile hükü­ met arasında bir konsensüs sağlayarak, ikisi arasında güçlü bağlann kurulmasını sağlamıştır. Politikalar üzerinde tartışmalann yaşanmaması, hızlı karar alınması ve alınan bu kararlann da etkin olarak uygulanmasına olanak sağlamıştır. Per­ sonelin yanında, kamu sektörünün küçük oluşu, yeni fikirleri tecrübe etme arzu­ su ve kamu hizmetlerinin kalitesini artırma arzusu, başarının sağlanmasında ö­ nemli etkenler olmuştur. Yönetim karmaşık ve gittikçe daha da karmaşıklaşan bir süreçtir. Çünkü yeni problemler ortaya çıkmakta ve mevcut uygulamalar ya etkinliğini yitirmekte ya da etkisiz hale gelmektedir. Uzakdoğu Kaplanları örneği göstermektedir ki, ön­ celikleri belirleyerek ve bunları sırayla gerçekleştirmeye çalışarak yaşam kalite­ sini önemli oranda yükseltmek mümkündür. İhtimalen, bir çok kültürel, sosyal, politik, ekonomik ve prosedürel problemlerle karşılaşılacaktır. Hükümetler bu Uzakdoğu Kaplanlarında Kamu Yönetimi ve Kalkınma ilişkisi 79 problemlerin üstesinden gelmek istediklerinde, kamu yönetimi de destekleyici rolünü oynayacaktır. Hong Kong yönetimi, genelde, kamu hizmetlerinin sunumunda etkin ve yo­ ğun olarak özel sektörün rol alması için çaba sarf etmiş ve bunun sonucu olarak da bu işlerin kendisi tarafından yürütülme yükümlülüğünden kurtulmuştur. Per­ formans yönetimi ile 1980 ve 1990'larda yürütülen finansal yönetimin gelişti­ rilmesi ve kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması çabaları sadece hüküme­ tin iç yönetimini etkinleştirmeye yönelik olmayıp, politik geçiş sürecinin yöne­ timi olarak görülmüştür. Hükümet 'nasıl' sorunu ile ilgilenirken, siyasi temsilci­ ler 'niçin' ve 'ne oranda' sorunu ile ilgilenmişlerdir. Hükümet görevlileri, Hong Kong'un ekonomik başarısının politik saiklerle hareket etmeyen, temiz ve yolsuzluğa bulaşmamış bürokrasi monopolü sonucu, rejimin politik ve sosyal istikrarın devam ettirilmesi ile ilgili olduğuna inanmak­ tadır. Bu durum, Hong Kong'un İkinci Dünya Savaşı sonrasında Doğu ve Gü­ neydoğu Asya'daki durumu göz önüne alındığında, doğrudur. Hong Kong'un gelişme modeli, özellikle büyük çoğunluğu Çin' den kaçan mültecilerin mentalitesine de oldukça uygundur. Hong Kong'un devam eden başarısındCl,1980'den buyana kamu yönetiminin başarısı yalnızca ekonomik gelişme ile sınırlı olmayıp, sosyal ve politik geliş­ mede de görülmektedir. Demokratik ve duyarlı devlet konusunda artan talepler, göçmen nüfusun değişen yapısı ve artan ekonomik durgunluk, kamu yönetimi­ nin önünde duran önemli engellerdir. Kamu yönetimi özel sektör yönetiminden oldukça farklı bir yapı arz eder. Kamu yönetimi, toplum içinde büyük bir organizasyonun yönetimi ile değil, aynı zamanda bizzat toplumun kendisinin yönetimi ile ilgilenmektedir. Modası geçmiş 'idareci-dominant' yönetim şekli artık tüm bu değişikliklere cevap ve­ rememektedir. İstenen sadece etkin bir yönetim değil, aynı zamanda daha açık ve duyarlı bir yönetimdir. Kamu yönetiminin 2000'li yıllardaki gündemi, kalite, seçim ve vatandaşlıktır. Kamu yönetiminin görevi, ekonomik gelişmeyi yönet­ menin yanında aynı zamanda politik şeffaflığı geliştirmektir. Uzakdoğu halkları gibi, geleneksel ve hiyerarşik bir sosyal yapıya sahip olan ülkemizde, modernleşme ve yeniden yapılanma sancılarının yoğun olarak ya­ şandığı bu dönemde, kamu yönetimi ve dolayısıyla bürokrasimizin olumlu ben­ zer katkıları sağlayabileceği değerlendirilmektedir. Kaynakça Chen,P. S. J (1983), "Singapore's Development Stratejies: A Model for Rapid Growth", in P. S. J. Chen (Ed), Singapor's Development Policies and Trends, Oxford University Press, Singopore. 80 Amme Idaresi Dergisi APCC, (Asian Pacific Cultural Centre) (1992), Handbook ofAsian Pacific Countries and Regions, Asİan Pacific Cultural Centre, Taipei. Clark. C. and S. Chan ( 1994), "The Development Roles of the State: Moving Beyond the Developmental State in Conceptualizing Asian Political Economies", Governance: ANInternational Journal ofPolicyand Administration. Dunn, W. N. (1994), Public Policy Analysis: An Introduction, Second Edition, Printice­ Haıı,Englewood Cliffs, NJ. Foucault, M. (1994), 'Governmentality' in McKevitt and A. Lawton, Public Sector Management: Theory, Critique and Practice, Saga, London. Far Eastem Economic Review (1994),29 September. Frederickson, F. G. (1980), New Public Administration, The University of Alabama Press,Alabama. Galbraith, J. K. (1967), The New Industrial State, Hougthon Mufflin Company, Boston. Griffm T. J. (1988), Korea The Tiger Economy, Eoromoney Publications PLC, London. Hugue, A. S. J. T. M. Lam and J. C. Y. Lee (1996), Public Administration in the NISs, Macmiııan Press ltd, London. Heady, F. (1991), Public Administration, A Comparative Perspective, Fourth Edition, Mareel Dekker, Ine., New York. Jones,W. T. (1970), The Classical Mind, Harcourt Brace Jovonavich, New York. Miners, N. (1995), The Govemment and Politics ofHong Kong, Fifth Edition, with apdated aditions for the mid 1990s, Oxford Üni~ersity Press. Hong Kong. Newsweek (1994), 28 November. Perry, J. L. (1989), "Chaııenges Confronting Public Administrators", in J. L. Perry (Ed), Handbook ofPublic Administration, Jossey- Bass Publishers, San Francisco and London. Quah, J. S. T. (1983), "Public Bureaucracy, Social Change and National Development" in P. S. J. Chen, Singapore Development Policies and Trends, Oxford University Press, Singapore. Ridley, F. F. (1968), Specialists and Generalists: A Comparative Study ofthe Professional Civil Cervant at Home and Abroad, Aııen And Unwin, London. Riggs, F. W. ( 1964), Administration in Developing Countries, The Theory ofPrismatic Society, Houghton Miffiin Company, Boston. Steward, J. and S. Ranson (1994), "Management in the Public Domain", in McKevitt and A. Lawton, Public Sector Management; Theory, Critique and Practice, Sage, London. Wrigley, L. and D. Mckevitt (1994), "Professional Ethics, Government Agenda and Differantial Information", in McKevitt and A. Lawton, Public Sector Management: Theory, Critique and Practice, Sage, London. Tien Hung- Mao (1988), "Social Change and Political Development in Taiwan", in H. Fieldman, M. Y. M. Kau and I. J. Kim (eds), Taiwan in a Time of Transition, Paragon Hause, New York.