86nisan - matmedya

advertisement
petinfo
86 2016
NİSAN
PET SAĞLIĞI
DERGİSİ
www.petinfodergi.com
26. İlk 50 adım; kalça ve dirsek displazisi
42. Benefit ekibinin özel marka anlayışı
48. Ağrı yönetimi hakkındaki gelişmeler
BU DERGİ ÇEVRE DOSTU KAĞITTAN ÜRETİLMİŞTİR.
içindekiler & editör
16
onaltı
Geliştirilmiş formülü ve yeni
ambalajları ile Bozita Naturals mart
ayında raflardaki yerini alıyor!
YİRMİ
Zoetis Hayvan Sağlığı 28 Mart1 Nisan 2016 tarihlerinde Güral
Sapanca’da geleneksel kış dönem
toplantısını gerçekleştirdi.
otuzsekiz
Siz de kliniğinizde IDEXX ProCyte
Dx® ve LaserCyte® hematoloji
raporlarında retikülosit değerini
kolayca elde edebiliyorsunuz!
Veteriner Hekim
ENİKÖ KİRALY AVCI
Yazı İşleri Sorumlusu
KIRKiki
Pazara sunduğu yeni ürünleri ve
özel marka anlayışı ile Benefit,
standartları daima yükseğe çekmeyi
hedeflemeye devam ediyor.
Yarın neler olacak?
YİRMİiki
SNS Evcil Hayvan Ürünleri,
tahılsız Wildfield mamalarını
hayvanseverlere kavuşturdu.
yirmialtı
İlk 50 Semineri kapsamında
gerçekleştirilmiş olan Kalça ve
Dirsek Displazisi Semineri,
yoğun ilgi ile karşılandı.
kırksekiz
İVHO, Boehringer Ingelheim ile
ağrı oluşumuna neden olacak
girişimlerin ve alınabilecek
önlemlerin üzerinde durdu.
54
ellidört
KHVHD ve MSD Hayvan Sağlığı,
aşılama programı hakkındaki en
güncel bilgileri veteriner hekim
meslektaşlarımızla paylaştı.
ellisekiz
34
3. VetAnka Kariyer Günleri ve
Sektörle Buluşma Sempozyumu”
Ankara Üniversitesi Veteriner
Fakültesi’nde düzenlendi.
otuzdört
Dr. Bayer ile paraziter invazyon
ve enfestasyonların oluşturduğu
davranış değişikliklerini hep
beraber ele alalım.
64
Yaşadığımız yüzyıl, bilim adına her alanda
inanılmaz gelişmelere şahit oluyor. Bir veteriner
hekim olarak mesleğimizi icra ederken bunun
farkına varmamak mümkün değildir. Daha
önceki yıllarda dedelerimiz veteriner hekimlik
mesleğiyle yeni tanıştıkları günlerini anlatırken,
yeni çağın ise teknoloji ve bilimin mesleğimize
katmış olduğu yeniliklerden faydalanmasını
duymak ayrı bir heyecan katmaktadır.
Ülkemizde mesleğimiz adına güzel şeyler
oluyor. Mesleki dernekler kuruluyor, kurslar
düzenleniyor, yeni şirketler kuruluyor.
Ülkemizdeki bilim insanları diğer ülkelerde
ki bilim insanlarıyla rekabet edecek düzeye
ulaşmış durumdalar. Ülkemizde veteriner
hekimlik mesleği hak ettiği yerde midir?
Bu tartışmalı bir konudur. Peki ülkemizde
veteriner hekimlik mesleği nerede olacak?
Teknoloji konusunda gelecekte Türk veteriner
hekimlik mesleğinin olumlu anlamda sınırlarını
zorlayacak gelişmeler sizce neler olacaktır?
Sorunun cevabını birkaç meslektaşlarımızın
yanı sıra Evet Yazılım, Hasvet ve MVM’de
cevapladı. Mesleğimize değer katan, gelecek
dönemlerde ortaya çıkacak olan yeni nesil
teknolojilerin takipçileri olun!
Ülkemizde, mesleğimizin dünya
standartlarında icra edilmesini istiyorsak
yeniliklere duyarsız kalmayalım.
Keyifli okumalar!
altmışdört
Çağımızdaki veteriner hekimlik
mesleğinin gelişmesine büyük
değerler katan inanılmaz
buluşlara göz atalım!
petinfo NİSAN Sayı: 86 Pet Sağlığı Dergisi, ayda bir yayımlanır. YAYIN TÜRÜ SÜRELİ YEREL SAHİBİ Mat Medya Tanıtım Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. Mehmet Aktop GENEL
KOORDİNATÖR Barış Kolgu bariskolgu@matmedya.com YAZI İŞLERİ SORUMLUSU Veteriner Hekim Enikö Kiraly Avcı eniko@matmedya.com EDİTÖRLER Veteriner Hekim Gizem
Kutun gizemkutun@matmedya.com, Veteriner Hekim Gökçem Türkan gokcemturkan@matmedya.com KATKIDA BULUNANLAR Prof. Dr. Kürşat Özer, Dr. Ateş Barut, Dr. Gülay Ertürk,
Dr. Gürbüz Ertürk, ART DİREKTÖR Ebru Dereli ebrudereli@matmedya.com GRAFİK TASARIM Emel Vural emelvural@matmedya.com DANIŞMA KURULU Prof. Dr. Ahmet Ergün,
Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ, Prof. Dr. Tamer Dodurka, Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin, Dr. Banu Dokuzeylül BASKI Gezegen Basım San. Ve Tic. Ltd. Şti. 100 Yıl Mahallesi Massit Matbaacılar
Sitesi 2. Cadde Gezegen Binası No: 202/A Bağcılar/İstanbul Sertifika No: 12002 ADRES Yayıncılar Sokak 10/4 34414 Seyrantepe - İstanbul Tel: 0212 324 50 56 - 324 50 59 REKLAM
REZERVASYON Yudum Barutçu yudum@matmedya.com ABONE Banu Sayınç banusayinc@matmedya.com www.matmedya.com Dergimizde yayınlanan röportaj ve ilanların
sorumluluğu sahiplerine aittir. Fotoğraflar izinsiz kullanılamaz. Petinfo Dergisi veteriner hekimlere ve ecza depolarına yönelik bilimsel içerikli, mesleki, ücretsiz, sektörel bir yayındır.
04-05 PETİNFO
Tüm ilaç
firmaların
dikkatine
Gıda güvenliği
için biyofilm
koruyucu
bariyer
Biyofilm varlığı, gıda güvenliği
ile ilgili önemli sorunlar yaratan
bir teknolojik sorundur. Son
zamanlarda yapılan çalışmalarda
ise, Campylobacter etkeninin
biyofilm oluşturma yeteneği olduğu
yönünde. Bu karakteristik mikrobiyal
büyüme ise, biyofilm koruyucu
bariyerlerin önlemini almak için
özel temizleme ve dezenfeksiyon
işlemlerinin uygulanması gerektiğini
göstermektedir. Biyofilmler,
düzenli olarak uygulanacak özel
biyogüvenlik çalışma protokolleri
ile ortadan kaldırılabilir. Bununla
birlikte, eradikasyonu güç olan
bazı biyofilmleri önlemek için en
akıllıca strateji proflaksidir ve rutinde
peroksiasetik ürünler kullanmakta
fayda vardır.
03/01/2011 tarihinden
itibaren yapılan ruhsat
başvuruları elektronik ruhsat
başvurusu şeklinde alınmaya
başlanmıştır. 03/01/2011
tarihinden itibaren ise
başvurular, “varyasyonda
firma şablon kullanılması”
duyurusu ile varyasyonların
da firma şablon kullanılarak
alınmasına başlanılmıştır.
Ancak, bazı firmaların
şablon kullanmadıkları
tespit edilmiş olup bu durum
elektronik arşiv dosya
bilgilerinin güncellenmesini
engellemekte ve ilgili
birimlerde yürütülen güncel
dosya bilgilerine erişim
gerektiren iş ve işlemlerin
yavaşlamasına neden
olmaktadır. 04.04.2016
tarihinden itibaren
elektronik ruhsat başvurusu
bulunan ürünlere ait
varyasyon başvuruları
firma şablon
yüklenmeden kabul
edilmeyecektir.
Sahipsiz
hayvanların
korunması için
kamu ortak
eylem planı
hazırlanacak
Bakkalda
satılan birçok
veteriner
tıbbi ürüne
el konuldu
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl
Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada
Kayseri’de ekiplerce bir mahallede
yapılan denetimler sonucunda
bakkalda satılan 221 adet 19
kalemde veteriner tıbbi ürüne el
konuldu. Ayrıca ilgili bakkal hakkında
5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki
Sağlığı Gıda ve Yem Kanunu’nun 37.
Maddesinin 1. Fıkrasının ‘g’ bendine
göre 15 bin 466 TL idari para cezası
verilmiştir. Veteriner tıbbi ürünlerin
toptan ve perakende satışı veteriner
tıbbi ürün perakende satış izni
bulunan klinikler, ruhsatlı veteriner
ecza depoları ve eczaneler kanalı ile
yapılmaktadır. Belirtilen yerler dışında
satışı kesinlikle yasaktır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Gıda Tarım ve Hayvancılık Daire
Başkanlığı Veteriner Hizmetleri
Müdürlüğü’nce “Sahipsiz Hayvan
Rehabilitasyon Çalıştayı”
gerçekleştirildi. Dünya Sokak
Hayvanları Günü etkinlikleri
kapsamında düzenlenen çalıştaya
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa
Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür
Yardımcısı Hayrettin Yıldırım, İBB Gıda
Tarım ve Hayvancılık Daire Başkanı
Bayram Ali Çakıroğlu’nun yanı sıra
İstanbul Üniversitesi Veteriner
Fakültesi Yönetim Kurulu ile Klinik
Bilimler Anabilim Dalı Başkanları,
ilçe belediyelerin veteriner hizmet
sorumluları, Milli Parklar Marmara
Bölgesi il temsilcileri ile Marmara
Bölgesi İl Belediye Veteriner Hekimleri
katıldı. Sahipsiz hayvanlara yönelik
kamu kurumlarının yaşadığı sorunlar
ve çözüm önerileri görüşüldüğü
çalıştayda, öncelikli olarak çevresel
analiz, değişim ve trendler konusunda
beyin fırtınası yapıldı. Yapılan
analizler sonucunda elde edilen
bulgularla hayvanların korunması için
kamu ortak eylem planı hazırlanarak
kamuoyu ile paylaşılacak.
Köpeklerin
koku
mukozasından
kök hücre
AKÜ Veteriner Fakültesi Histoloji
ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Korhan Altunbaş,
TÜBİTAK tarafından desteklenen
proje kapsamında kök hücre
üretilmesi için çalışma yaptıklarını
açıkladı. 6 bilim insanı ile çalışma
yürüttüklerini belirten Altunbaş,
araştırmaların fakülte bünyesinde
kurulan kök hücre laboratuvarında
gerçekleştirildiğini ifade etti.
Altunbaş, kök hücre tedavisinin
Türkiye’de yakın bir gelecekte cerrahi
ve ilaçla tedavinin yanında hızla
yerini alacağına işaret ederek, şöyle
devam etti: “Kök hücre tedavisi,
çoğunlukla at, kedi ve köpeklerde,
tendon ve ligament yaralanmaları,
kıkırdak ve eklem hasarları,
muskuler distrofi, doku kayıplı yara
iyileşmeleri, kornea yaralanmaları
ve bunun gibi pek çok hastalığın
tedavisinde umut verici bir tedavi
seçeneği olarak kullanılmaktadır. Bu
tedavilerde de çoğunlukla kemik iliği
ve yağ doku kaynaklı mezenkimal
kök hücreler kullanılmaktadır.”
İstanbul sizi
bekliyor!
Her sene dünyanın dört bir
yanından veteriner hekim öğrencilerin
yoğun katılımıyla gerçekleşen
Uluslararası Veteriner Hekimliği
Öğrencileri Bilimsel Araştırma
Kongresi, bu sene 26-28 Nisan arasında
düzenlenecektir. İstanbul Üniversitesi
Veteriner Fakültesi’nin özveriyle
çalışan öğrencileri sizi bu kongreye
davet etmekten büyük mutluluk duyar!
Veteriner fakültesi
öğrencilerinin katkıları
ile oluşturulmuş
bir profesyonel
anatomi laboratuvarı
Siirt Üniversitesi
Veteriner Fakültesinde,
öğrencilere verilen
ödevlerle çeşitli hayvan
türlerine ait kemik ve
iskeletlerin yer aldığı
anatomi laboratuvarı
oluşturuldu. 2014 yılında
öğrenci kabulüne
başlanan fakültede,
tam donanımlı anatomi
eğitimi gerçekleştirmek
amacıyla bir laboratuvar
oluşturulması için
öğrencilerden de destek
istendi. Verilen ödev
kapsamında öğrenciler
de memleketlerinde
çeşitli hayvan türlerine
ait kemiklerle iskeletler
buldu. Öğrencilerin
buldukları buzağı, eşek,
domuz, kedi, köpek ve
bıldırcın gibi hayvanlara
ait kemikleri birleştirerek
oluşturdukları 15 iskelet
ile yüzlerce kemiğin
inceleme amaçlı yer
aldığı laboratuvar,
veteriner eğitimine
önemli katkılar sunuyor.
Veteriner Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Nihat
Şındak “Anatomi
laboratuvarı, veteriner
eğitiminde temel bilimler
bölümünün altyapısını
oluşturuyor ve veteriner
hekim yetişmesinde
büyük önem taşıyor. Biz
sadece hayvan sağlığıyla
değil, aynı zamanda
tür analizlerinin
yapılmasında da
bu laboratuvardan
edindiğimiz bilgileri
kullanıyoruz. Temel
bilimlerin neredeyse
temelini oluşturacak
bu laboratuvarın
oluşturulmasında
öğrencilerimizin katkısını
önemsiyor ve takdirle
karşılıyoruz.”
notlar
FIP tedavisi
için başarı
umudu
Kim daha
çok seviyor?
Kedilere veya köpeklere olan
aşkımız bir başkadır. Araştırmaların
sonucunda şaşırabilirsiniz fakat
eminiz ki onlara olan sevginiz
değişmeyecektir. Dr. Paul Zak
önderliğinde yapılan araştırmanın
konusu ‘ kediler mi sahiplerini
daha çok sever yoksa köpekler mi
‘. Yapılan bu araştırmada kedi ve
köpeklerin sahiplerini gördükten
ve onlarla oynadıktan sonra ürettiği
oksitosin seviyesine bakarak sonuca
gidildi. 10 kedi ve 10 köpeğin katıldığı
araştırmada, sahiplerini görmeden
önceki oksitosin seviyeleri ölçüldü,
daha sonra ise gördükten sonra
değerler bakıldı. Sonuçlar ise şaşırtıcı
derece farklıydı. Köpeklerin oksitosin
değerleri %57 i artarken, kedilerin
değerlerinde ise %12 oranında
bir farklılık görüldü. Bu değerler
sonucunda ise köpeklerin sahiplerini
daha çok sevdiği tanısına varıldı.
14-15 PETİNFO
FIP’nin, bağışıklık aracılı
olması nedeniyle antiviral ilaç
tedavisinin etkili olmadığını
ortaya koyan Kansas Üniversitesi
araştırmacıları, tedavide başarı için
viral replikasyon üzerine gitmeleri
gerektiğini düşünmüş ve böylece
koronavirüse karşı bir antiviral
bileşik geliştirmiş. Bu şekilde %
100 ölümcül olan FIP tedavisinde
başarılı olundu. Bu bileşik, virüs
replikasyonunda rol oynayan
coronavirüs proteaz enzimine
etki ediyor ve replikasyonun
şekillendiği aktif bölgedeki proteaz
fonksiyonunu inhibe ediyor. Bu
bileşik aynı zamanda, koronavirüs
ailesinden diğer virüslere karşı da
oldukça etkili ve araştırmacılar
bu değişik virüs tiplerine karşı da
antiviral bileşiği optimize etme
üzerine çalışıyor.
Elektrokemoterapi
ile alternatif
tedavi olanağı
Avrupa’da yapılan klinik
çalışmalar ile yeni kullanılabilir
immunoteropötik antikorlar ile
elektrokemoterapinin bağışıklık
hazırlayıcı etkisi bir araya
getirildi. İlk endikasyonlar, bu
kombinasyonun, bir sistemik
tümör antijeni için spesifik
sitotoksik T-hücresi tepkisi
meydana getirmede oldukça
etkili olduğunu gösterdi.
Uygulamada, tümör etrafına bir
elektrot dizisi yerleştiriliyor ve 0.1
milisaniyelik tek bir atış yapılıyor.
Bu uygulamadan yalnızca
elektrotun çevrelediği kanserli
hücreler doğrudan etkileniyor ve
yine yalnızca bu kusurlu hücreler
anti-kanser ilacını anlamlı
şekilde absorbe ediyor. Bu işlem,
klinisyenin tümör ve marjının
tedavi edildiği konusunda emin
olana kadar sürdürülebiliyor.
kedi & köpek
M
Soldan sağa: İzmir Bölge Müdürü Barış Erdoğuş, Pazarlama Sorumlusu Oğuzhan Arattan, Satış Müdürü
Veteriner Hekim Turhan Aykut, Bozita Bölge İhracat Müdürü Thorsten HeIdelmann, Genel Müdür
Alican İngeç, Pazarlama Müdürü Dr. Müge Örs, Veteriner İlişkileri Uzmanı Veteriner Hekim Murat Altunyuva
opsan
Veteriner
Ürünleri’nin
2015 yılının
Nisan ayında
lansmanını yaptığı İsveç’li
mama markası Bozita’nın, yeni
ürün serisi Bozita Naturals’ın
lansmanı 22-23 Mart’ta İzmir
Swissotel Grand Efes’te, 24-25
Mart’ta Ankara Mövenpick
Otel’de toplam 40 petshop
sahibi ve 100 veteriner hekimin
katılımı ile gerçekleşti.
Keyifli bir lansman
Bozıta Naturals
yeni köpek
ürünleri serisi
artık Türkiye’de
Mopsan Veteriner Ürünleri’nin isveç’li markası Bozıta,
veteriner hekimlerden ve petshop sahiplerinden tam not aldı.
16-17 PETİNFO
Organizasyon, Mopsan
Veteriner Ürünleri Genel
Müdürü Alican İngeç’in sektör
genel değerlendirmesini içeren
açılış konuşmasıyla ile başladı.
Sonrasında Veteriner İlişkileri
Uzmanı Veteriner Hekim Murat
Altunyuva, Bozita ve markanın
yeni serisi Bozita Naturals
ile ilgili detaylı bir marka ve
ürün eğitimi gerçekleştirdi.
Bozita’nın temel iş ilkeleri
olan İsveç markası olması,
evcil hayvanlar için güvenilir
bir marka olması, sağlıklı ve
lezzetli olması gerçeklerinin
arkasındaki temel esaslar
açıklığa kavuşturuldu.
Sunum sırasında Bozita’nın
köpekler için yeni serisi olan
Natural’s ürünlerinin ve kedi
serisi Feline Function kuru
ve yaş ürünlerinin tek tek
üzerinden geçildi. Soru-cevap
bölümü ile devam eden
eğitim semineri, katılımcıların
satış- pazarlama ve teknik
içerikli sorularına Mopsan
Yönetim Ekibi ve Bozita Bölge
İhracat Satış Müdürü Thorsten
Heidelmann‘ın verdiği
cevaplarla son buldu.
Zengin çeşitlilik
Bozita Naturals taze İsveç
tavuğu ile üretilmektedir.
Bununla birlikte tek protein
kaynağı olarak kuzulu mama
çeşidi de bulunmaktadır.
Puppy & Junior, Original Mini
ve Mini Sensitive gibi pek çok
Bozita Naturals ürününde
lansman
Bozıta ve Bozıta Naturals
İsveç’in Göteborg kentinde
bulunan üretim tesislerinde, yıllık
34.500 ton kuru mama 12.500 ton
yaş mama üretim kapasitesine
sahip olan Bozita, mamalarının
üretimi için mevcut en yüksek
teknolojiyi kullanmaktadır.
Mamaların üretiminde tamamen
doğal hammaddeler kullanan
Bozita, içeriğinin %96’sını
İsveç’ten temin etmektedir. Bozita
Naturals temelini önceki Bozita
ürünlerinden almaktadır. Bozita
Naturals’in yeni ürünlerinde paket
farklı boyut ve şekilde
mama taneciği alternatifi
bulunmaktadır. Yavru köpekler,
küçük ırk köpekler ve büyük
ırk köpekler gibi çeşitli yaşam
evresi ve ırk boyutuna yönelik
geniş bir ürün gamına sahip
olan Bozita Naturals’ın 6
çeşit kuru maması, 6 çeşit
paté konserve yaş maması
ve 6 çeşit tetra yaş maması
bulunmaktadır. Bozita Naturals
Yaş Mamalar ise; Paté ve
Tetra olarak iki başlık altında
toplanmıştır. Bozita’nın tüm
ıslak mamaları, beyaz kan
hücrelerini aktive ederek
köpeklerin bağışıklık sistemini
güçlendiren ve mayalardan
elde edilen doğal bir ß-glukan
olan MacroGard içerir.
MacroGard Teknolojisi!
MacroGard ürünü hayvan
beslemesine uygun olarak
bilinen en iyi ß-glukan
kaynağıdır. MacroGard’ın
hayvan sağlığı ve immun
parametrelere etkilerini
ortaya koymak amacı ile
gerek in vitro ve gerekse in
vivo olarak yapılmış pek
çok araştırma vardır. Çeşitli
üniversiteler ve araştırma
enstitüleri MacroGard’ın
patojenik baskı altındaki ve/
veya kronik enflamasyon
sahibi hayvanların sağlık
18-19 PETİNFO
durumları üzerinde önemli
faydalı etkileri olduğunu tespit
etmişlerdir. Maya bakterilerinin
hücre duvarlarında bulunan
ß-glukanlar immun sistem
reaksiyonlarını daha etkili
kılma özellikleri ile tanınırlar.
In vitro ortamda yapılan
çalışmalar ß-glukanların
kullanımı için doğru tip
ve yapıdaki ß-glukan
kullanılmasının çok önemli
olduğu vurgulanmaktadır. Sıkça
kullanılan maya bakterileri,
maya bakteri kültürleri ve
komple maya bakterisi hücre
duvarı ürünleri tek başlarına
istenilen immun yanıt
stimülasyonunu (artışını)
sağlama özelliğine sahip
değillerdir. MacroGard şu ana
kadar üzerine en çok araştırma
yapılmış ß-glukandır ve ürünün
etkili olduğu hem in vitro
olarak yapılan hem de evcil
hayvanlar üzerinde yapılan
deneyler ile kanıtlanmıştır.
Bozita mamalar en iyi içerikler
kullanılarak üretildiklerinden
evcil hayvanların bu lezzete
karşı koyamayacağından emin
olabilirsiniz. Çok düşük bir
ihtimalle de olsa yaşanabilecek
memnuniyetsizlikleri
giderebilmek adına tüm Bozita
Naturals ürünlerinde %100
lezzet garantisi kapsamında
ürün iadesi alınmaktadır. 
Bozita Naturals’ın
lansmanı 100 veteriner
hekimin katılımı ile
gerçekleşti.
tasarımı ile birlikte formülü de
değişmiştir. Bozita Naturals’ın
hem paté hem de parça etli jöle
formu mevcuttur. Bütün köpek
ırkları ve yaşam evreleri için
uygun ürün yelpazesine sahiptir.
Tamamen doğal içeriklerle ve
katkı maddeleri ilave edilmeden
hazırlanmıştır. Özenle seçilen
besin maddelerinden üretilen
Bozita Naturals köpek mamaları
lezzetli ve sağlıklı olmasının yanı
sıra aynı zamanda çevreye ve
hayvan haklarına duyarlıdır.
kedi & köpek
Zoetis ailesi, mesleki
gelişim ve sektöre destek
amacıyla düzenlediği
faaliyetlere devam edecek
ZOETIS’in Öncü
kimliğine yakışır
bir toplantının
ardından
geleneksel kış dönem toplantısı’nı Güral Sapanca oteli’nin
büyüleyici ortamında gerçekleştirilen Zoetis Hayvan Sağlığı ailesi,
meslektaşlarımıza destek olmak adına, hastalıklar ve korumaya
yönelik yeni projelere imza atmaya hazırladığının haberini verdi.
FOTOĞRAF: GARO MİLOŞYAN
20-21 PETİNFO
Pet Takımı İş Birim Müdürü Levent Erdem, Doç. Dr. Ebru Yalçın, Pet Takımı Bölge Satış
Sorumlusu Ali Kamçıcı, Pet Takımı Ürün Müdürü Hale Yetkin, Pet Takımı Bölge Satış Sorumlusu
Bige Yaşar,Pet Takımı Bölge Satış Sorumlusu Şafak Mocuk, Pet Takımı Satış Koordinatörü
Gökhan Özgülseren, Pet Takımı Bölge Satış Sorumlusu Serhat Özgermen (soldan sağa)
Doç. Dr. Ebru Yalçın,
Zoetis ekibi ile değerli
bilgiler paylaştı
Z
oetis Hayvan
Sağlığı, 28 Mart – 1
Nisan tarihleri
arasında 70
kişilik ekibiyle
Güral Sapanca’da geleneksel
kış dönem toplantısını
gerçekleştirdi. İlk gün yapılan
açılışın ardından ortak
seanslar halinde tüm ekiplerin
katılımı ile başlayan toplantı,
daha sonraki günlerde her bir
iş biriminin kendi ekipleri ile
uzman hocaların eşliğinde
devam ederek ilerledi.
Doç. Dr. Ebru Yalçın tarafından
tüm gün süren dolu dolu eğitim
Zoetis Hayvan Sağlığı Pet
Takımı, Uludağ Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Ebru Yalçın
tarafından 29 Mart 2016
günü, Leptospirosis ve Lyme
üzerine gerçekleştirilen
eğitim ile mevcut bilgilerini
tazeleme fırsatı buldu. Pet ve
At Ürünleri İş Birimi Müdürü
Levent Erdem başta olmak
üzere pet takımın tüm üyeleri
eksiksiz katılım gösterdi. Eğitim
sırasınca, özellikle son yıllarda
tüm dünyada en büyük iki
zoonoz hastalık olarak kabul
edilen ve hem insanlarda
hem de hayvanlarda görülme
sıklığı günden güne artan
hastalıklara dair Doç. Dr. Ebru
Yalçın değerli bilgilerini ve
güncel saha çalışmalarını pet
takımıyla paylaştı.
Korunmanın düzeyi arttırabilir
Yalçın, özellikle
Leptospirosisin tüm
dünya genelinde en
çok görülen ve birçok
memeli türünü etkileyen
zoonoz hastalıklardan
biri olarak değerlendirildi
ve Leptospirosis’e karşı
tek korunmanın aşılama
olduğuna değindi. Bununla
birlikte Yalçın, Avrupa’da 2
Lepto suşu içeren aşılar ile
korunma sağlanan köpeklerde
gözlenen yaygın Leptospirosis
oranlarına istinaden;
korunmanın düzeyini
arttırabilmek için 4 Lepto suşu
içeren aşıların uygulanmasının
Avrupa Veteriner Konsensusu
tarafından da önerildiğini
öne sürdü.
Zoetis Hayvan Sağlığı ’nın
Leptospirosis ve Lyme üzerine
hazırlamış olduğu en güncel
projelerini dergimizin 87.
sayısında paylaşacağız. 
Kaliteli
ürünlerle
kaliteli hizmet
vermeye devam
edeceğiz
Zoetis Hayvan Sağlığı,
sektörün koşulları ne olursa
olsun, sektördeki öncü
kimliğine yakışır bir şekilde,
dünyanın neresinde olursa
olsun, aynı yüksek kalite ve
standartlara sahip ürünlerini
meslektaşlarının hizmetine
sunmaya devam edecek.
kedi & köpek
SNS Evcil Hayvan Ürünleri, Wildfield mama serisinin
üstün lezzetliliğini ilk defa Kadiköy’de kanıtladı.
Şampiyonlar
WIldfIeld’e Kavuştu
İstanbul Ulusal
Irk Standartları
Yarışması’na Mama
Sponsoru olarak
katılan SNS Evcil
Hayvan Ürünleri,
tahılsız WIldfIeld
mamalarını
hayvanseverlere
kavuşturdu.
22-23 PETİNFO
K
adıköy’de 3 Nisan
Pazar günü 2.si
düzenlenmiş olan
CAC İstanbul Ulusal
Irk Standartları Yarışması’na
Mama Sponsoru olarak katılan
SNS Evcil Hayvan Ürünleri,
yeni mamaları olan tahılsız
Wildfield’i İstanbul’da ilk defa
tanıttı. 215 köpeğin katıldığı
yarışmada, köpekler kendi
ırklarıyla yarıştı. Hakem
gözlemleriyle birincilere karar
verilirken, kendi alanındaki
birinciler ise Nisan ayından
itibaren satışa sunulan
Wildfield mamalarının mutlu
sahibi oldular. SNS Evcil
Hayvan Ürünleri sadece
birincileri sevindirmekle
kalmayıp, her köpeğe kendi
mamalarını tattırma fırsatı da
buldu ve özellikle seçici küçük
ırkların merakla beklediği,
tamami yüksek konsatre
kurutulmuş et ile meyveler
ve sebzeler içeren, kimyasal
ve koruyucu maddeler
içermeyen Wildfield mama
serisinin üstün lezzetliliğini de
kanıtlamış oldu. Türkiye’nin
yeni ithal mama serisinin
içerdiği elma, nar, bal kabağı,
yeşil çay, ıspanak, rezene,
hodan, papatya, meyan kökü,
domates, kuşburnu, adaçayı,
nane, ahududu, böğürtlen gibi
etkili meyveler sebzeler ve
şifalı bitkiler kedi ve köpeklerin
metabolizmasına tam destek
sağlar. Bu yıl sayısız etkinlik ve
sürprizlerle bizleri bekleyen
SNS Evcil Hayvan Ürünleri’ne
iyi şanslar ve sektörümüze
hayırlı olmasını dileriz. 
kedi & köpek
A
Veteriner Hekim
Denis Novak
A.Ü. Cerrahi ABD
Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Hasan Bilgili
Uzmanlığa
doğru atılan
ilk 50 adım;
köpeklerde
displazi
Desteklerini esirgemeyen firmaların yoğun
katkılarıyla gerçekleşen İlk 50 Semineri kapsamında,
100’e yakın meslektaşımız Rotweiler Irkı Yetkili Hekim
unvanı alma hakkı kazandı.
26-27 PETİNFO
nkara Demora
Hotel’de 20
Mart tarihinde
İlk 50 Semineri
kapsamında
gerçekleştirilmiş olan Kalça ve
Dirsek Displazisi Semineri’ni,
meslektaşlarımız yoğun
ilgisi ile karşıladılar. Advance,
Boehringer Ingelheim, Hasvet,
Mopsan, Pet Garden, Pharmax
ve Zoetis’in sponsorluğunda
gerçekleşen bilgi dolu etkinliğe
katılanlar Sırbıstan’dan gelen
MDV Denis Novak ve Ankara
Üniversitesi Cerrahi Anabilim
Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Hasan Bilgili’nin sunumlarını
dinleme şansı yakaladılar.
SAĞALTIM SEÇENEKLERİ
Ankara Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Cerrahi
Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Hasan Bilgili,
sunumunda kalça diplazisinin
sağaltım seçenekleri hakkında
M. pectineus miyektomisi,
korrektif osteotomiler,
arthroplasti teknikleri, total
kalça protezi, juvenil pubik
symphysiodesis ve alternatif
cerrahi yöntemler başlıkları
altında ayrıntılı bilgiler verdi.
M. pektinusun miyektomisi
Prof. Dr. Bilgili, pectineal
myectominin amacının,
adductor kaslardan birini
serbestleştirip, femurun
abduksiyonunu artırmak
olduğunu belirtti ve “böylece
caput’un acetabulumla
temas eden yüzeyi artmış
olacak; bu şekilde eklem
seminer
kıkırdağının maruz kaldığı
yük ve eklem kapsülünün
gerginliği azaltılmış olacaktır.
Bunlar da ağrının azaltılmasını
sağlamaktadır” diyerek, ağrının
ortadan kalkma süresinin
değişiklik gösterebileceğini,
bazı nadir olgularda 24-48
saatte gerçekleştirilmesine
rağmen ortalama 2 hafta
sürdüğünü belirtti.
Korrektif osteotomiler
Prof. Dr. Bilgili , korrektif
osteotomiler başlığı altında,
intertrochanterik osteotomi,
femoral neck lengthening
ve triple pelvik osteotomi
konularını ele aldı.
Sekonder değişiklikleri
olmayan intertrochanterik
osteotomi operasyonu ile caput
femorisle acetabulumun temas
yüzey alanı genişletilir ve
aynı zamanda ağırlık direnim
yüzey alanının lokalizasyonları
değiştirilerek, eklemin anormal
yük altında kalan alanı
azaltılmış olur. Çalışmalara
göre, bu operasyonla % 90
oranında olumlu sonuç alındığı
halde, ağrının daimi olarak
ortadan kaldırılması garanti
edilmemekte ve dejeneratif
değişikliklerin genellikle
oluştuğu görülmektedir ve
Prof. Dr. Bilgili de sunumunda,
cetabuler displazili köpeklerde
bu yöntemin tavsiye
edilmediğinden söz etti.
Prof. Dr. Bilgili’nin
üzerinde durduğu bir
başka operasyon; femoral
neck lengthening idi. Bu
operasyonla, caput femorisin
fazla olan inklinasyon açısının
azaltılması ile birlikte, collum
femorisin aşırı anteversiyon
açısının düzeltilmesinin de
mümkün olduğunun üzerinde
duruldu. Bu operasyonla,
caput femorisle acetabulumun
temas yüzey alanı genişletilip,
aynı zamanda eklemin
anormal yük altında kalan
alanı, ağırlık direnim yüzey
alanının lokalizasyonlarının da
değiştirilebileceğinden
28-29 PETİNFO
küçük ırklarda
“sık başvurulan
kurtarıcı bir
yöntem”
Prof. Dr. Bilgili, daha çok genç
köpeklerde veya konservatif
tedaviye yanıt vermeyen ve
finansal problemli ergin/yaşlı
köpeklerde caput femoris
ile acetabulumun temasını
sınırlayan ve yalancı fibröz
eklem oluşumunu sağlayan
eksizyon artoplastisini, “sık
başvurulan kurtarıcı bir
yöntem” olarak adlandırdı. Bu
yöntemin küçük ırk köpeklerde
sonuçlarını oldukça başarılı
bulduğunu belirten Bilgili,
orta ve büyük ırk köpeklerde
ise, hasta sahiplerinin
değerlendirmelerine göre
%85 oranında başarı
sağladıklarını vurguladı.
ayrıntılı bahsedildi.
Üçüncü başlık olarak,
Bilgili’nin ele alındığı triple
pelvik osteotomi operasyonu
için ise, iskelet sisteminin
henüz tamamlanmamış
olması, eklemdeki dejeneratif
değişikliklerin oluşmamış
olması veya minimal düzeyde
olması gerekli olduğu
vurgulandı. Bu uygulamanın üç
avantajdan bahsedildi;
> Ligamentum teres
insersiyonu medialde kalır,
böylece caput femoris mediale
doğru çekilir.
> Eklem laksitesi aynı
derecede dahi olsa, eşit oranda
lükse olmaz.
> Operasyondan sonra
eklem yüzeyinin farklı
kısımları yük altında kalacağı
için, yıkıma uğramış olan
kıkırdağın restrüksiyonuna ve
synovitisin azalmasına olanak
sağlamış olur.
seminer
Arthroplasti
Acetabular dolgunluğu
henüz gelişmemiş kalça
displazili hastalarda uygulanan
bu operasyonun amacının,
acetabulumun dejenerasyona
uğrayan dorsal kenara kemik
greftleri uygulanarak femur
ile acetabulumun temas
yüzey alanlarını genişletmek
olduğunu söyleyen Hasan
Bilgili, greftin tutması için geçen
sürede femoral vurmaların
devam etmesi nedeniyle bu
operasyonun başarılı sonuçlar
vermediğini ve uygulamanın
tercih edilmediğini öne sürdü.
Juvenil pubic symphysiodesis
Prof. Dr. Bilgili, immatür
displazik köpeklerde proflaktik
yöntemlere alternatif
olabilecek bir teknik olarak
belirtilen juvenil pubic
symphysiodesisin kalça
displazisi yönünden risk
altında bulunan immatür
köpeklerde profilaksi amacıyla
uygulanan bir prosedür
olduğunu belirtti.
BUNLARI AKLIMIZDA
TUTmakta fayda var
MDV Denis Novak, köpek
kalça ve dirsek displazisinin
A, B,C, D ve E’si başlıklı
sunumunda bu durumların
tanısından ve FCI (Fédération
Cynologique Internationale),
OFA (Orthopedic Foundation
for Animals) ve BVA/
KC’nin (British Veterinary
Association/The Kennel Club)
farklı değerlendirmelerinden
bahsetti. DVM Denis Novak ile
gerçekleştirdiğimiz röportajda
displazinin önemini ve
dikkat etmemiz gereken
konuları tekrardan bizler için
özetlemesini istedik.
Bir veteriner hekim olarak,
kalça problemlerinin önüne
geçmek için hasta sahiplerine
önerileriniz nelerdir?
Hayvan sahipleri,
öncelikli olarak yetiştiricilik
kurallarını takip etmeliler ve
30-31 PETİNFO
ırk özelliklerini göz önünde
tutmalılar. Aynı zamanda,
hayvanlar için uygun bir
ortam sağlamasın önemini, iyi
bir beslenme programı ve iyi
gıda takviyelerini de günlük
hayatlarına dahil etmeleri
gerektiğini unutmamalılar.
Fakat, hayvanlara ek olarak
vitamin ya da kalsiyum
kesinlikle verilmemeli. Bunun
yanı sıra, hayvanların serbest
bir şekilde hareket etmeleri
lazım. Zorla yapılan egzersizler
ilerleyen dönemlerde soruna
neden olabilir. Son olarak
ise hayvanların yaşadığı ve
egzersiz yaptıkları ortamın
sağlam olması lazım ve
kayıp düşme olaylarının
önüne geçmek için mümkün
mertebe kaygan zeminlerden
ve sulak yerlerden uzak
durulmalı. Yavru köpekler
için ise serbest bir şekilde
yürüyecekleri, koşacakları
ve yüzecekleri alanların
sağlanmasının önemli
olduğunu söyleyebilirim.
Yeni hayvan sahipleri,
yavruların ebeveynlerini
kontrol etmeli, geçmişi bilinen
ebeveynlerden yavru temin
etmeli ve yetiştiricilere
danışmalıdır. Güven teşkil
eden yetiştiricilerden yavru
almak çok önemlidir.
En sık karşılaşılan kalça
problemleri nelerdir?
Kalça ile ilgili en sık
karşılaştığımız problem
kalça displazisi ve erken ya
da geç dönemde gelişen
sekonder kalça hastalıklar
da dahil olmak üzere bu
hastalık ile ilgili ortaya çıkan
her şey…. Çünkü, progresif ve
ilerleme eğiliminde olan bu
hastalıklar bir kere kendilerini
gösterdikten sonra bir daha
geri dönüş yok. Displazide,
elimizde her ne kadar imkan
olsa da, hastayı tamamen
iyileştirecek sihirli bir ilacımız
yok. Bu yüzden kalça ile
ilgili hastalıkların en baştan
önlenmesi çok daha önemlidir.
veteriner hekimlerin en sık
yaptıkları hatalar nelerdir?
Veteriner hekimlerin en sık düştüğü hata, hastalıkları erken
teşhis etmemeleridir. Zamanında tanıyı koysalar bile, verdikleri
öneriler ve tedaviler bazen hatalı olabiliyor. Örneğin, veteriner
hekimlerin bir çoğu, ek olarak kalsiyum takviyesi öneriyor ki, bu
uygulamadan kesinlikle kaçınmamız gerekiyor. Hayvanlar her
şeyden önce dengeli beslenerek, normal egzersizlerini yapmalı.
Eğer veteriner hekim konusunda uzman değilse tanıyı koyduğu
hastalarını bir uzmana yönlendirmeleri gerekmektedir.
kedi & köpek
Zoetis standında,
temel iletişim
vurgusu; “Hastalıkta
Sağlıkta Nutradyl” idi.
Sektöre değer katan
organizasyonlarda
yer almaya devam
Düzenlediği eğitim faaliyetleri ile sektöre arkasında yer alan Zoetıs
Hayvan Sağlığı, geçtiğimiz günlerde Rotweıler Irk Derneği ve Veteriner
İlk 50 seminerleri dahilinde 62 meslektaşını Ankara’da ağırladı.
D
r. Denis Novak ve
Prof. Dr. Hasan
Bilgili tarafından,
20 Mart 2016 günü
Ankara Demora Hotel’de
gerçekleştirilen ‘’Kalça ve
Dirsek Displazileri’’ konu
başlıklı bilgi dolu seminerde;
köpeklerde kalça ve dirsek
displazileri, tanıya giden
yöntemler, doğru görüntüleme
32-33 PETİNFO
teknikleri ve cerrahi teknikler
üzerinde duruldu. Eğitim
seminerinin bilimsel içerikli
oturumlarının arasında Zoetis
standında temel iletişim
vurgusu; ‘’Hastalıkta Sağlıkta
Nutradyl®’’ idi ve bu slogan
ile yola çıkılarak eklem
rahatsızlıklarının profilaksi ve
tedavisine destekte etkili olan
Nutradyl® üzerinde duruldu. .
Hastalıkta
Sağlıkta Nutradyl®
Köpeklerde eklem
kıkırdağının uzun süreli
sağlığını korumaya yardımcı
besin takviyesi Nutradyl®,
içeriğindeki glukozamin ve
kondroitin ile sağlıklı eklem
yapısını desteklerken; sahip
olduğu omega -3 yağ asitleri
ile de eklem rahatsızlıklarında
ortaya çıkabilecek ağrının
ortadan kaldırılmasına
destek olur. Bu bağlamda
Zoetis Hayvan Sağlığı’nın
kalite ve güvencesinin
perçinlenmesi ile ortaya çıkan
besin takviyesi Nutradyl®,
eklem rahatsızlıklarının hem
profilaksisi hem de tedavisinde
veteriner hekimlerin destekçisi
olmaya devam edecek.
Desteklerimize
devam edeceğiz
Oturumlar arasında,
Zoetis Hayvan Sağlığı
standını ziyaret eden değerli
meslektaşlarımıza sürpriz
hediyeler de dağıtıldı. Her yıl
gerek kendi düzenlediği eğitim
faaliyetleri gerekse sektöre
değer katacak faaliyetlere
verdiği desteklerle yoluna
devam eden Zoetis Hayvan
Sağlığı, seminerde emeği geçen
tüm meslektaşlarına teşekkür
ediyor, nice seminerlerde
birlikte olma temennisinde
bulunuyor. 
dr. bayer
PARAZİTLERİN NEDEN
OLDUĞU DAVRANIŞ
DEĞİŞİKLİKLERİ
Hepimizin bildiği gibi hastalıklar, hasta hayvanlarda birtakım
davranış değişiklikleri oluşturur. Bu yazımızda, paraziter invazyon ve
enfestasyonların oluşturduğu davranış değişikliklerini ele alacağız.
YazI: Vet. Hekim Dr. Gürbüz Ertürk
Bütün medikal
problemlerdeki
gibi paraziter
hastalıklar da
davranışı etkiler.
P
arazitler, soyucusömürücü
etkilerine ek
olarak hayvanların
davranışlarının
değişmesine de neden
olabilirler. Bu durumun uzun
sürmesi hayvanların yaşam
sürelerini ve kalitesini olumsuz
etkiler. Bu değişiklikleri bazı
sistemlere göre ele alırsak;
34-35 PETİNFO
NÖROLOJİK
Nörolojik değişikliklerin ilk
belirtileri ruh halinin değişmesi
şeklindedir. Merkezi sinir
sistemini etkileyen her durum,
davranışı da etkiler. Sorun
intrakranial (toksoplazma)
olabileceği gibi ekstrakranial
da (parazit toksinleri) olabilir.
Beyinde etkilenen bölgeye
göre farklı yanıtlar oluşur. Ön
beyin etkilenirse; öğrenilmiş
davranışlar unutulur. Limbik
sistem veya hipotalamus
etkilendiğinde ise duyusal ve
motor fonksiyonlar bozulur.
Belirtileri
Nörolojik etkilenimde
depresyonla karşılaşabiliriz.
Çeşitli düzeyde nöbetler, hava
yutma ve kompulsif bozukluklar
Güncel tıbbi
çalışmaları
takip edelim
İnsanlarda parazitlerin
organizmaların davranışlarını
değiştirici etkisi olduğuna
ilişkin çalışmalar mevcuttur.
Majör depresyon, parazit,
virüs ve bakterilerin neden
olduğu bir tür bulaşıcı
hastalık olabilir. Bir defa aktif
hale gelince de beyindeki
nörotransmitterleri değiştiren
ve nesilden nesile geçebilen
bir şekle dönüşebilir. Yine
insanlarda, parazitler dikkat
eksikliği ve hiperaktiviteye
de yol açabiliyor. Parazitler,
hayvanlarda da anksiyeteye
gibi çeşitli rahatsızlıklara
neden olabilirler. Bu şekilde
hayvanların refah düzeyleri
düşer. Oluşan kronik stresin
etkileri ise büyük olasılıkla
gelecek kuşaklara da aktarılır.
da karşılaşılabilecek diğer
davranış bozukluklarıdır.
İnsanlarda varlığı bilinen
nörojenik ağrı, hayvanlarda
tespit edilememiş olmasına
karşın ağrının davranış
değişikliklerinden sorumlu
olduğu düşünülmektedir.
Nörojenik ağrı dışındaki
ağrıların davranış değişikliği
oluşturduğunu biliyoruz.
Fiziksel muayene ile bu ağrının
varlığını saptamak çoğunlukla
mümkün olmaz. Ancak bazı
davranış değişikliklerinde
ağrının varlığını düşünmeliyiz.
Bunlar; agresyon, ajitasyon,
duruş bozukluğu, kafa sallama,
inleme, kaşınma şeklinde
sayılabilir. Bunların hemen
hepsini kulak uyuzu veya diğer
paraziter hastalıkların neden
olduğu lezyonların sonucu
olarak da görmekteyiz.
DERMATOLOJİK
Paraziter hastalıklar söz
konusu olunca deri önemli
bir alandır. Pireler, keneler,
uyuz etkenleri, sivrisinekler
ve tatarcıklar deride lezyonlar
oluşturur. Bunların sonucu
olarak; kaşınma, kendini ısırma,
takıntılı yalanma, kuyruk veya
bacakları çiğneme, anksiyete ve
ağrı ortaya çıkar.
Hayat boyu devam edebilir
Özellikle anksiyete ve ağrı,
agresyon sorununu oluşturur.
Hastalık tedavi edildikten sonra
bazı hayvanlarda, yukarıda
sıraladığımız davranışların bir
kısmı öğrenilmiş davranış olarak
devam edebilir. Parazitlerin
oluşturduğu kaşıntı, kedi ve
köpek için sahibinin dikkatini
çekme şeklinde algılanır ise
tedavi edildikten sonra da
dikkat çekme amaçlı devam
etme olasılığı vardır.
GASTROİNTESTİNAL
Bağırsak parazitleri(tenya,
kancalı kurt, askarit, koksidia,
giardia, toksoplasma) yeme
alışkanlıklarını ve dışkılama
düzenini değiştirir. Kusma ve
Parazitlerin
oluşturduğu
kaşıntı, kedi
ve köpek için
sahibinin dikkatini
çekme şeklinde
algılanır ise
tedavi edildikten
sonra da dikkat
çekme amaçlı
devam edebilir.
abdominal ağrı oluşturur. İrritabl
Bağırsak Sendromuna (spastik
kolon) neden olurlar. Bunun
sonucunda ishaller oluşur.
Tuvalet alışkanlığı edindirilmiş
köpekler, kum kutusunu düzenli
kullanan kediler başka yerlere
tuvaletlerini yapmaya başlarlar.
Böylece bu hayvanlarla ilgili
eliminasyon problemleri
gündeme gelir. Yalanma, hava
yutma, dudak şapırdatma
karşımıza çıkan başka bir
davranış sorunudur.
Yavrulara dikkat
Parazit invazyonunun
şiddetine bağlı olarak pika
sendromu ve kaprofaji görülür.
Yavrular söz konusu olunca pika
olayları çevreyi tanıma ve oyun
gibi algılanabilir. Bu nedenle
sağaltım gecikebilir ve ölümle
sonlanan durumlar oluşabilir.
PROBLEME GÖRE SAĞILTIM
UYGULAMALIYIZ
Bütün medikal problemlerde
olduğu gibi paraziter hastalıklar
da kedi ve köpeklerde davranış
değişikliklerine neden olur.
Hayvan sahiplerinin bize
getirdiği her türlü davranış
probleminde öncelikle sorunun
arka planında bir sağlık
probleminin olup olmadığını
araştırmalıyız. Probleme göre
sağaltım uygulamalıyız. Örneğin
kulak uyuzu bulunan bir kedi
veya köpek kulağını (sahibine
göre boynunu) kaşır, kafasını
sallayabilir, yan tutabilir. O
bölgeye dokunulduğunda hatta
bölgeye doğru uzanıldığında
agresyon gösterebilir. Bu
durumda sadece uyuzu
sağaltmak yeterli olmaz. Bu
hastada dokunmaya karşı
gösterilen reaksiyonun da
giderilmesi gerekir. Bu sebepten
dolayı hastalıklara karşı hem
medikal hem de davranışsal
tedavi uygulamalıyız.
MVM Medikal
RETİKÜLOSİT: ANEMİ
BULMACASINDAKİ
GİZLİ CEVAP
Altta yatan hastalığı teşhis edebilmek ve anemiyi sınıflandırabilmek için
dünyadaki referans laboratuvarlarında yapılan her tam kan analizinde
retikülosit değeri raporlanır. Peki siz de kliniğinizde hematoloji
raporlarında retikülosit değerini elde edebileceğinizi biliyor muydunuz?
Y
akın zamana
kadar, anemik
hastalarda anemi
tipinin rejeneratifnonrejeneratif
olarak sınıflandırılması için
retikülosit sayıları geleneksel
yöntemlerle sağlanmıştır.
Oysa ki anemik olmayan
hayvanlarda retikülosit
sayısının artışı (retikülositozis)
geçici bir fizyolojik durum
veya artan kırmızı kan hücresi
ihtiyacına kemik iliğinin verdiği
cevabın göstergesidir. Bu durum
kan kaybı sonrası iyileşme
safhasında veya hemolitik bir
süreçte oluşabilir ve hastanın
hematokrit seviyesi normal
değerlere ulaşana kadar devam
edebilir. Bu durumlara ek olarak
anemik olmayan hayvanlarda
inatçı retikülositozis; kompanse
edilmiş veya kısmen kompanse
edilen gizli ve süregelen kan
kaybı, hemolitik bir hastalık
veya eritrositozise sebep olan
bir aksaklığı işaret edebilir.
Örneklerde de görüldüğü
üzere, aneminin altında
yatan sebepler farklılık
göstermektedir. Bu nedenle
altta yatan hastalığın erken
teşhisi ve yönetimi vakalarda
daha başarılı sonuçlar elde
edilmesini sağlayacaktır.
Bu çözüm yolunda ilk adım
38-39 PETİNFO
aneminin tipinin belirlenmesi
olup, bu konuda size yol
gösterebilecek en önemli
belirteç retikülosit değeridir.
IDEXX klinik içi analiz cihazlarının sunduğu hematoloji raporlarındaki “retikülosit” değeri
size nasıl fayda sağlar?
IDEXX Laboratuvarları,
diğer referans laboratuvarları
ve klinik içi hematoloji
çözümlerinden çok daha
gelişmiş, hassas ve objektif
retikülosit sayısı ölçümü
sunar. Ekim 2012 tarihinden
bu yana IDEXX referans
laboratuvarlarında tam
retikülosit sayısı ve retikülosit
yüzdesi ölçümü rutin olarak
hem kedi hem de köpek tam
kan sayımı sonuçlarına ek
olarak rapor edilmektedir.
IDEXX ProCyte Dx® ve
LaserCyte® klinik-içi hematoloji
analiz cihazları ile kliniğinizde
5 diferansiyel formül lökosit
değerinin yanında retikülosit
değerini mutlak ve yüzde
olarak elde edersiniz. Bu
kapsamlı raporlar teşhise
giden yolda size ışık tutarak
hastalarınıza en doğru şekilde
yaklaşmanıza ve uygun tedavi
protokolünü belirlemenize
yardımcı olacaktır. Mutlak
retikülosit sayısı, periferal
Kandaki retikülosit sayısı 110K/ L’dan yüksek ise bu, artan periferal ihtiyaca
binaen kemik iliği cevabının göstergesidir. Aneminin derecesine bağlı olarak,
retikülosit sayısı <110K/mL ise kemik iliği cevabının yetersiz olduğunu gösterir.
Düzenli eritrogram incelemesi ve retikülosit sayımı, kemik iliği cevabının
zamana bağlı değişimini takip etmek adına oldukça faydalıdır.
Anemik olmayan köpeklerde retikülosit sayısı 110K/mL’den yüksek ise
geçici bir fizyolojik cevabın ya da artan periferal ihtiyaca binaen kemik iliği
cevabının göstergesidir. Sürekli 110K/mL’den yüksek gözlenen retikülosit
değeri; gizli kan kaybı, altta yatan hemolitik hastalık veya mutlak eritrositozise
sebep olan durumları işaret eder. Düzenli eritrogram incelemesi ve retikülosit
sayımı bu bulguların işaretçilerini tespit etmeye yardımcı olur.
ihtiyaç artışına bağlı olarak
oluşan kemik iliği cevabının en
objektif ölçümüdür; bu değer
uygun referans aralığı ile birlikte
raporlanır. Kırmızı kan hücresi
sayımının retikülosit yüzdesini
etkilediği durumlarda referans
aralığı raporda gözükmez. Şekil
1A ve B’de anemik ve anemik
olmayan köpeklerin retikülosit
sayımlarını gösteren eritrogram
örneklerini görebilirsiniz.
Retikülosit sayısı
artışının nedenleri
nelerdir?
Retikülositoz hem
fizyolojik hem de patolojik
sürecin sonucu olarak
oluşabilir. Retikülositozun
bilinen fizyolojik sebeplerini
ve en sık görülen patolojik
nedenlerini aşağıda detaylıca
inceleyebilirsiniz.
1. Fizyolojik Retikülositozis
Geçmişten günümüze,
retikülositozun fizyolojik
sebepleri anemik olmayan
hastalarda rutin ölçüm
yapılmadığı için pek
anlaşılamamıştır. Vaktinden
önce kemik iliğinden salınan
retikülositler gelişimlerinin
son evresini tamamlamak için
dalakta toplanırlar, splenik
kontraksiyona sebep olan bir
durum meydana geldiğinde
bu retikülositler dolaşıma
salınırlar. Örneğin; kan alımı
sırasında ve öncesinde
meydana gelen heyecan,
egzersiz ve epinefrin gibi bazı
ilaçlar bu duruma sebebiyet
verebilir. Bu retikülositozis
geçici olup, kırmızı kan
hücrelerinin morfolojisi normal
olacaktır. Anemik olmayan
hastalarda retikülositozisin
değerlendirilmesi konusunda
çalışmalar arttırıldığı takdirde,
fizyolojik retikülositozis
nedenleri daha iyi anlaşılacaktır.
Patolojik Retikülositozis
Patolojik retikülositozisin
en yaygın sebepleri; ikincil
olarak kemik iliğinden kırmızı
kan hücresi üretimi artışına
neden olan dış veya iç kanama
ve hemolitik hastalıklardır.
Eğer kırmızı kan hücresi yıkımı
ya da kaybı, kemik iliğindeki
yeni hücre üretiminden daha
fazla ise hasta anemik olacaktır.
Eğer kırmızı kan hücresi
üretimi, hücre kaybı ya da
yıkımına denk veya daha fazla
ise hasta anemik olmayacaktır.
Ayrıca retikülositozis mutlak
eritrositozis (eritrosit sayısının
artışı) oluşan durumlarda
meydana gelebilir. Mutlak
eritrositozis durumunda;
kırmızı kan hücre sayısı (RBC)
ve/veya hematokrit (HCT)
değerleri, referans aralığının
üst sınırında olabilir veya
belirgin polisitemi varlığı
ile birlikte referans aralığı
değerlerinin üzerine çıkar.
Patolojik retikülositozisin
sebeplerini daha detaylı
incelemek gerekirse:
Kan Kaybı: Kan kaybının yaygın
nedenleri arasında; travma,
gastrointestinal ülserasyon,
trombositopeni, koagulopati,
trombositopati, neoplazi ve
parazitler bulunmaktadır.
Hasta anemik ise genellikle kan
kaybını teşhis etmek zorlayıcı
olmaz. Ancak, gastrointestinal
sistemde veya daha az görülen
idrar sisteminde meydana
gelen düşük dereceli kan
kaybı farkedilmeyebilir ve
eğer dokuda demir rezervleri
tükenmemiş ise potansiyel
olarak yüksek retikülosit
sayısı görülecek ve hematokrit
normal referans değerinde
olacaktır. Bu vakalarda anemi
gelişmeden önce kırmızı kan
hücrelerinde mikrositozis
ve hipokromazi gibi hücre
morfolojisindeki çeşitli
değişiklikler retikülositozis ile
birlikte görülebilir.
Hemolitik Hastalıklar:
Kırmızı kan hücrelerinin
hemolitik yıkımlanmaları;
immun-kökenli hastalık,
mekanik veya kırmızı kan
IDEXX
ProCyte Dx®
IDEXX
LaserCyte®
IDEXX ProCyte Dx® ve LaserCyte® klinik-içi
hematoloji analiz cihazları ile her raporda
retikülosit sayımını elde edersiniz.
Normal
Sferosit
Akantosit
Sistosit
Heinz cisimciği
Feline hemotropik mikoplazma
Kronik gastrointestinal
kanaması olan non-anemik
köpeğin kan frotisi (polikromazi,
mikrositozis ve hipokromazi)
Babesia gibsoni
MVM Medikal
Retikülositozis
Fizyolojik
Splenik
Kontraksiyon
Patolojik
Kan Kaybı
(internal/eksternal)
Hemolitik
Hastalık
Mutlak
Eritrositozis
Heyecan
Travma
İmmun-kökenli
Endokrin
Egzersiz
Gastrointestinal ülserasyon
Mekanik hasar
Polistemi
Trombositopeni
Oksidatif Hasar
İlaç
Birincil
Koagulopati
Metabolik
Trombositopatiler
Enfeksiyöz
Neoplazi
Kalıtsal
Parazitler
Bilinmeyen durumlar
İkincil
Diğer
?
hücrelerinin oksidatif hasarı,
bazı metabolik hastalıklar,
kene kökenli hastalıklar
gibi enfeksiyöz nedenler,
kırmızı kan hücrelerinin
yaşam süresini kısaltan
kalıtsal durumlarda ikincil
olarak meydana gelebilir.
Kırmızı kan hücrelerinin
morfolojik anormallikleri
bu hastalıklara eşlik eder.
İmmun kökenli hastalıklarda
frotinin mikroskobik
incelemesinde sferositler,
oksidatif hasarda ikincil
olarak heinz cisimcikleri, kalp
kurdu ve hemanjiosarkom
gibi mikroanjiopatik
durumlarda ikincil olarak
sistositler, karaciğer ve dalak
rahatsızlıklarında akantositler
görülebilir. Ayrıca kan
frotisinde, babesia ve feline
hemotropik mikoplazmada
40-41 PETİNFO
kırmızı kan hücrelerinde
inklüzyon cisimcikleri tespit
edilebilir. IDEXX referans
laboratuvarlarında yapılan her
tam kan sayımına mikroskobik
inceleme de dahildir; kırmızı
kan hücrelerinde oluşabilecek
morfolojik değişiklikleri
gözden kaçırmamak adına
klinik içi analiz cihazları
ile elde ettiğiniz sonuçlara
ek olarak froti incelemesi
yapılması önerilmektedir.
Mutlak Eritrositozis:
Retikülositozis ile birlikte RBC
ve/veya HCT değeri referans
aralığının üst sınırında veya üst
sınırdan yüksek ise endokrin
nedenler incelenmelidir.
Hipertiroidizm, akromegali
ve hiperadrenokortikoizm
düşünülmelidir. Androjenler
eritropoezisi uyarır, bu
nedenle androjenin fazla
salındığı durumlarda
mutlak eritrositozis ve
retikülositozis meydana
gelebilir. Retikülositozis ile
birlikte referans değerinden
belirgin seviyede yüksek RBC
ve HCT değerleri mevcutsa,
mutlak polisiteminin öncelikli
olarak ikincil nedenleri
düşünülmelidir. Asıl polisitemi
nedenleri sistemik hipoksi
durumlarından kaynaklanır.
Bu nedenler arasında sağsol kalp kusurları, pulmoner
hastalıklar, üst solunum yolu
obstrüksiyonları ve yüksek
irtifa durumları vardır. İkincil
polisitemi nedenleri ise;
vasküler defektler, tümörler
ve EPO üreten tümörler
gibi renal durumlardan
kaynaklanabilir. İkincil olarak
polisitemi meydana getiren
nedenler elimine edildikten
sonra birincil polisitemi
teşhis edilir ve bu durumda
“polisitemi vera” muhtemeldir.
Retikülositozun nedenlerine
genel bir bakış sağlayan
tablomuzda da belirtildiği gibi,
temel nedenler fizyolojik ve
patolojik olarak ikiye ayrılır.
SONUÇ
Bilinmelidir ki; aslında
anemi bir hastalık değil,
klinik ve laboratuvar
bulgusudur. Önemli olan
altta yatan hastalığı teşhis
ederek bulmacayı çözmektir.
Çoğu zaman, kırmızı kan
hücrelerindeki değişimler
bulmacayı çözmede başlı
başına yeterli olmayabilir. Bu
noktada “retikülosit” değeri
teşhisinde saklanan gizli
cevabı size sunacaktır. 
Sorularımızı Benefit
Genel Müdürü
Veteriner Hekim
Taner Güner
cevapladı.
Çok özel ve
keyifli bir ekiple
çalışıyoruz
Pazara sunduğu yeni ürünleri ve özel marka anlayışı ile
hayvan severlerin beğenisini toplayan Benefit, standartları
daima yükseğe çekmeyi hedeflemeye devam ediyor.
RÖPORTAJ: VETERİNER HEKİM ENİKÖ KİRALY avcı FOTOĞRAF: bora akın yılmaz
T
ürkiye’nin ilk
profesyonel kanal
yerli mamasını
yaratmak için
çalışmalara
başlayan Veteriner Hekim Taner
Güner ve ekibi, müşterilerinin
güvenini kazanarak
günümüzün mama pazarında
önemli bir yere sahiptir.
Ekibimizin ziyaret ettiği Benefit
Merkez Ofisi çalışanları ile keyifli
bir gün geçirerek, yoğun geçen
iki sene hakkında bahsettik.
42-43 PETİNFO
Büyük oranda uluslararası
mamaların hükmettiği yerel
pazarımızda %100 Türk
markası olarak hız kesmeden
yükseliyorsunuz. Marka
olarak bu başarıyı neye
bağlıyorsunuz?
Öncelikle bu tespiti sizin
yapmış olmanızdan dolayı
teşekkür ederiz. Bize göre
başarımızı birkaç nedene
indirgeyemeyiz, çünkü
gerçekten başarılması zor bir
yola çıktık ve yola çıktığımızda
bunun farkındaydık. Bu
yolculukta, hiçbir zaman
hedefimiz günü kurtarmak
olmadı, geleceği inşa etmek
oldu. Geleceği inşa etmek için
önce marka kültürümüzü
ortaya koyduk. Marka
kültürümüzü oluşturan;
şirketin kişiliği, meslektaşlara
bakış açısı, evcil hayvan
sahiplerine yaklaşım, iş ahlakı,
projeler, değer ve ilkeler,
meslektaşlarımız ve evcil
hayvan sahipleri tarafından
takdir edildi. Tüm bu süreci
yönetirken, bağırmak yerine
fısıldamayı tercih etmemiz
de, kimsenin alışkın olmadığı
ama saygı duyduğu bir
yaklaşım oldu. Sabırla ve
emin adımlarla yürümeyi
hedefledik, bu nedenle şu
an yakaladığımız başarıya
daha geç ulaşacağımızı
düşünüyordum fakat ekibimiz
marka kültürümüzü tamamen
benimsediği ve benimsettiği
için, süreç kısaldı. Ama tabii
ki daha yolun başındayız.
Yükselmeye devam ederek,
adım adım hedefimize
ulaşacağımızdan hiçbir
şüphem yok, çünkü çok özel
ve keyifli bir ekiple çalışıyoruz.
2014 Haziran ayında
gerçekleştirdiğiniz
lansmanınızdan beri
geçen 2 senenizi nasıl
değerlendirirsiniz?
Lansman günü, lansmana
katılan neredeyse herkes doğru
noktaya temas ettiğimizi bize
fiilen gösterdi; ilk gün yaklaşık
150 nokta ile çalışmaya
başladık. Bu bizim için ilk ışıktı,
çünkü yeni bir firmaya cari
açtırmak meslektaşlar için çok
önemli bir olgu ve biz bunun
farkındaydık. Sonrasında hep
beraber çok zorlu bir süreçten
geçtik, yerli bir marka olarak, ilk
kez ‘’Kalite’’ kriteri ile pazarda
kendimize yer açmaya çalıştık
ve bu konuda düşünceleri
bugünden yarına değiştirmek
kolay değildi. Bu kriterden
uzaklaştırılmaya çalışıldık
ama biz ne yaptığımızı
bildiğimiz için son derece
sakin ve emin adımlarla
yolumuza devam ettik.
Her daim meslektaşlarımız
ile iletişim halinde olduk,
geri bildirimlerini aldık,
tecrübelerinden faydalandık.
Evcil hayvan sahipleri
ile yoğun şekilde anket
çalışmaları yaptık, mesajlarını
değerlendirdik, birebir
görüşlerini aldık. Kısaca
tüm iletişim kanallarını açık
Soldan sağa Tuncay Alter,
Recep Tüylü, Sinan Özkaya,
Taner Güner, Sevda Hanoğlu,
Murat Samıkıran, Ercan Çelebi,
Osman Bayraktutar
tuttuk; Olumlu-olumsuz
tüm eleştirileri can kulağıyla
dinledik. İki yıl sonunda
çok açık söyleyebilirim ki
iddia ettiğimiz konulardaki
samimiyetimiz herkes
tarafından kabul gördü.
Öncelikli hedefimiz
samimiyetimizi ortaya
koymaktı ve bunu başarmanın
mutluluğunu yaşıyoruz. Sizin
vasıtanızla bir kez daha, bu
süreçte bize destek veren,
bizimle birlikte bu mücadeleyi
sürdüren ve Türkiye’nin
hak ettiği marka’nın kalıcı
olması için emek veren tüm
meslektaşlarımıza teşekkürü
bir borç bilirim. Benefit
tarihinde her daim çok özel
noktalar olacaklarını tekrar
belirtmek isterim.
Bize ekibinizden kısaca
bahseder misiniz?
Öncelikle şunu belirtmek
isterim ki profesyonel kanal
ile temas etmeyen tüm
iş ve ilişkileri outsource
ederek, profesyonel ekiplere
devretmiş durumdayız. Marka
kültürümüzü özümsemiş
profesyonel ekiplerin, çok ciddi
katkılar sağladığını çok net
gözlemleme fırsatı yakaladık.
Kısaca dediğiniz için isim
isim bahsedemeyeceğim;
Hep birlikte ekip kavramının
içini dolduran, çok özel
bir ekip oluşturduk. Her
alanda farklı kişinin yetenek,
bilgi ve becerisine saygı
duyuyoruz, her aşamayı
birlikte değerlendiriyoruz,
karara bağladığımız andan
itibaren hep birlikte mücadele
veriyoruz. Birlikte üretmekten,
inanılmaz keyif alıyoruz.
Zaten ortaya konulan özveri,
emek ve başarıyı başka türlü
sağlayamazsınız. Kısaca bu
ekibin bir parçası olmaktan
gurur duyuyorum.
Meslektaşlarınızdan ve evcil
hayvan sahiplerinden nasıl geri
bildirimler alıyorsunuz?
Bu konu en çok
üzerinde durduğumuz
konulardan birisi. Genel geri
bildirimlerden ziyade ölçme
ve değerlendirme çalışmaları
yaparak geri bildirimleri
ele alıyoruz. Verilerin
tümü çok ciddi şekilde ele
alınıyor ve arşivleniyor. Tekil
sorular istatiksel olarak
değerlendirildiği gibi; Tekli
değerlendirmeden çoklu
ölçme ve değerlendirmelere
gidiyoruz. Örnekleyecek
olursam; 1 numaralı
değerlendirmeyi tek başına
ele aldığımız gibi, 1 numaralı
değerlendirmeye A geri
bildirimini verenlerin % kaçı 2
numaralı değerlendirmeye C,
% kaçı D geri bildirimi veriyor
gibi çalışmalar yapıyoruz.
Kısaca 5 değerlendirmeden,
onlarca geri bildirime
ulaşmış oluyoruz. Genel
değerlendirmeler konuyu
yüzeysel ele almanıza neden
oluyor, oysa bu şekilde konuyu
daha derinlemesine irdeleme
şansı elde ediyoruz. Ayrıca
geri bildirimin hata payını
da ölçümleme şansına sahip
oluyoruz. Fakat yaptığımız
tüm çalışmaların ışığında
bizzat da gözlemlediğimiz,
istatiksel olmayan bir bilgiyi
paylaşmak isterim, maalesef ki
ülkemizde geri bildirimlerde
zaman zaman objektif olmayan
geri bildirimler alınmaktadır.
Örneğin ülkemizde içecek
sektöründe bu yönde bir
çalışma yapılmış; X ürünü Y
markası olarak şişelenmiş,
geri bildirimler alınmış ve
X markası kendi şişesinde
şişelenmiş, aynı kişilerden
ciddi oranda zıt geri bildirimler
alınmış. Sonuç olarak; Ölçme ve
değerlendirme bize her daim,
hata payı da çıkarıldığında,
rakamsal olarak net veriler
elde etmemizi sağlıyor. Bu
sayede sürekli ürünleri
geliştirebiliyoruz. Bu verileri
burada paylaşamayacağımız
için, genel olarak geri
bildirimlerden bahsedecek
olursak; Meslektaşlarımızın
bizi en çok etkileyen geri
bildirimi, “Açıkçası, kafamızda
soru işareti vardı ama
beklediğimizin çok üzerinde
bir ürün ortaya koydunuz”
oldu. Evcil hayvan sahipleri
ile facebook üzerinden bu
konu ile ilgili direkt bir çalışma
yaptık. ‘’Neden Benefit ?’’
sorusunu sorduk, yüzlerce geri
bildirim aldık, hatta o kadar
Hayvan
sahiplerine
sorduk
Tüm anket çalışmaları, aynı
noktaya temas ediyordu.
Hayvan sahiplerinin beklentisi
çok açıktı; kaliteden ödün
vermek, aynı zamanda
bütçelerini de sarsmak
istemiyorlardı. Bu beklentileri
karşılanamadığı için ya
farklı kanallara kayıyorlardı
veya kendi çözümlerini
üretiyorlardı. Bu noktada
beklentilerini karşılayarak
farklılığımızı ortaya koyduk.
Birçok evcil hayvan sahibinin
söylediği; farklılıklar dikkatimizi
çekti, denedik ve şimdi
vazgeçilmezimiz Benefit.
Benefit’in toplantısında,
meslektaşlarımızı bekleyen
yeni fırsatlar gündemdeydi.
Benefit,
türkiye’nin
Markası
Benefit, Türkiye’nin ürettiği
bir marka, üretmek
derken fiziksel üretimden
bahsetmiyorum; Bizim,
sizin, profesyonel kanalın,
evcil hayvan sahiplerinin
tümünün içinde bulunduğu
bir üretimden bahsediyorum.
Bu noktada üzerimize düşeni
gerçekleştiriyor; veteriner
hekim meslektaşlarımız,
meslek odaları, dernekler, evcil
hayvan sahipleri, sizler ile
sürekli iletişim içinde oluyoruz;
İhtiyaç, gereklilik, geri bildirim
ve zamanlama gibi konularını
ele alıyoruz. Biz beceremeyiz
anlayışı ile kendi kendimize
hakaret etmek yerine, birlikte
daha iyisini nasıl üretebiliriz
düşüncesini oluşturmak istiyoruz.
44-45 PETİNFO
güzel geri bildirimler aldık ki,
marka yönetim uzmanımız,
bu yorumlardan 25 tanesini
broşür haline getirdi. Tabii ki
olumsuz geri bildirimler de
aldık ama bu geri bildirimler
majör konularda değil minör
konulardaydı, en hızlı şekilde
bu konular üzerine çalışma
yaptık ve çok güzel sonuçlar
aldık. Örneğin en son Hairball
ürünümüz için yaptığımız
çalışma bizi dahi şaşırtacak
sonuçlar verdi.
“Türkiye’nin markası”
sloganınız ne anlatıyor?
İnsanoğlu varoluşundan bu
yana üretir, ürettikçe kendini
verimli hisseder, huzur bulur.
Aynı şeyler ülkeler için de
geçerlidir, en verimli ve huzurlu
ülkeler tüketen değil, üreten
ülkelerdir. Benefit Türkiye’nin
ürettiği bir marka, üretmek
derken fiziksel üretimden
bahsetmiyorum; Bizim,
sizin, profesyonel kanalın,
evcil hayvan sahiplerinin
tümünün içinde bulunduğu
bir üretimden bahsediyorum.
Bu noktada üzerimize
düşeni gerçekleştiriyor;
Meslektaşlarımız, meslek
odaları, dernekler, evcil hayvan
sahipleri, sizler ile sürekli
iletişim içinde oluyoruz;
İhtiyaç, gereklilik, geri bildirim
ve zamanlama konularını ele
alıyoruz. Bu konu çok önemli
çünkü sizin ihtiyaçlarınız ile
diğer ülkelerin ihtiyaçları, evcil
hayvan sahibi davranışları,
Meslektaşlarınız açısından nasıl
bir farklılık ortaya koydunuz?
Bize göre ortaya
koyduğunuz farklılık, tek
ayaklı olamazdı, ortaya
koyulacak farklılıklar bir
bütünü oluşturmalıydı, denge
sağlamalıydı ki, mesleki
anlamda katkı sağlasın.
Farklılığımızı ortaya koymak
için öncelikle tespitlerde
bulunduk ve bu konuda
objektif olduk. Hepimizin
bildiği gerekçelerden dolayı
profesyonel kanalda bir
erozyon var, bireysel veya
kurumsal başarılar olabilir
ama biz resme büyük açıdan
bakıyoruz. Profesyonel kanalın
en önemli oyuncuları Veteriner
Hekimler, profesyonel kanalın
uğradığı erozyon öncelikle ve
en çok Veteriner Hekimleri
etkilemektedir. Benefit olarak,
bilinen gerekçeleri ortadan
kaldırmak adına stratejiler
gerçekleştirdik. Profesyonel
kanalın, meslektaşlarımızın,
zarar görmesini önüne geçmek
için üzerimize düşen her şeyi
söz verdiğimiz gibi ortaya
koyduk. Öncelikle biliyorduk
ki, hekimler için birincil kriter
kalite, bu kriteri karşıladığımız
için ciddi bir alternatif olduk.
En önemli kriteri aştıktan
sonra, meslektaşlarımızın,
hasta sahipleri ile iletişimini
güçlendirecek çalışmalara
imza attık, daha da önemlisi
ilişkisini güçlendirecek duruş
sergiledik. Bununla birlikte
marka olarak meslektaşlarımız
ile ilişkilerimizi güçlendirerek,
kendilerinin bu kanalın en
önemli oyuncuları olduğunu
hatırlattık. Birlikte bir bütünün
parçaları olduğumuzu
hissettirdik. Bize göre ortaya
koyduğumuz en önemli
farklılık; sektör için motivasyon
kaynağı olmamızdır.
Çanakkale’den
Antep’e,
Muğla’dan
Artvin’e kadar
geniş bir
ağımız oluştu.
genişlemede en
temel kriterimiz
hizmet kalitesi
Veteriner hekimlere
kazandırmayı düşündüğünüz
yeni mama çeşitleriniz veya
projeleriniz var mı?
Bizim en önemli özelliğimiz,
Türkiye’nin markası olmamız.
Bu sayede Türkiye pazarının
ihtiyaç ve beklentilerine hem
meslektaşlar anlamında hem
de evcil hayvan sahipleri
anlamında en hızlı cevap
verecek markayız. İlk üç yıl için,
her yıl skalamıza bir ürün
birebir örtüşmeyebilir.
Bizim ilkemiz AvrupaAmerika’daki davranışları,
ülkemizdeki evcil hayvan
sahiplerine kazandırmak
yerine, Türkiye’de profesyonel
kanal ve evcil hayvan
sahibi taleplerini, AvrupaAmerika standartlarında
sunmak. Türkiye’nin markası
sloganımızla hepimizin içinde
olduğu bir üretim olduğunu
anlatmak istiyoruz.
kedi & köpek
Tüm projelerimizi
meslektaşlarımız
ile birlik ve
beraberlik içerisinde
yürütüyoruz.
bu markanın
kalıcı olması
için emek veren
meslektaşlarımıza
teşekkürü
borç biliriz.
onlar, Benefit
tarihinin en özel
noktalarıdır.
46-47 PETİNFO
eklemeyi hedeflemiştik, şuana
kadar nokta atışlar ile bunu
başardık ve çok güzel sonuçlar
elde ettik. Buna ek olarak,
meslektaşlarımızın Benefit’ten
çok ciddi bir beklentisi
olduğunun farkındayız, marka
olarak bu beklentiye cevap
vermek, çıkış amaçlarımızdan
bir tanesi. Fakat ürün çıkarmak
için çıkarmak, Benefit markası
ilkesine ters. Bu konu hassas
bir konu, bunun için ciddi
araştırma, saha çalışması ve
sonuç bildirgesi oluşturmanız
gerekir. Ürün Benefit
güvencesi ile sunulacaksa,
dünya standartlarındaki tüm
aşamaları geçmiş olması
gerekmektedir. Konu ile ilgili
ön çalışmalara başlamış
bulunuyoruz, henüz çok
başında olan bir çalışma. Bu
yıl odaklandığımız üç önemli
proje var; ilki, şubat ayında
başlattığımız ve süreklilik arz
eden, sokak hayvanlarına
yönelik bir proje. “Sokak
canları” ismini verdiğimiz bu
projede yaptığımız çalışmaları
daha sessiz ve samimiyetle
yürütmeyi hedefliyoruz.
Oluşumlardan ziyade bireysel
olarak, maddi-manevi özveride
bulunan, elinden geleni ortaya
koyan kişilere destek olmaya
çalışıyoruz. Bu sayede şu ana
kadar binlerce sokak canına
dokunmanın mutluluğunu
yaşıyoruz, markamız
büyüdükçe, bu projeyi de
büyütmeyi hedefliyoruz.
İkincisi ‘’ Sizi önemsiyoruz ‘’
ismini verdiğimiz projemiz, bu
proje ile geniş kitlelerden geri
bildirim alarak, geri bildirim
konusunda çok yaygın bir ağa
ulaşıyoruz ki, bu projeyi evcil
hayvan sahipleri çok ciddi
şekilde sahiplendi. “Markamız”
şeklinde başlayan cümleleri
sıklıkla duyar olduk. Üçüncüsü
şirket projesi ile ilgili Nisan
ayı başında çalışmalarımıza
başladık, 2016 yılında bu
proje için ilk adımı atmayı
hedefliyoruz. İlk adımı attıktan
sonra daha detaylı bilgi
paylaşımında bulunacağız.
Yakın zamanda ihracat ile ilgili
planlarınız var mı?
Bu konu ile ilgili Mart ayı
başında çok ilginç bir bilgi
edindik. Ajansımız çeşitli
Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinde
sosyal medyadan çok ciddi
takipçilerimiz olduğu bilgisini
verdi, ilk önce çok fazla üzerinde
durmadık, ama sonrasında
ajansımız kişiler ile irtibata
geçtiğini ve bahsedilen kimi
kişilerin ürünümüzü evcil
hayvanları için kullandığı
bilgisine eriştik. Kimileri iş icabı
çok sık Türkiye’ye geldiğini,
kimileri ise Türkiye’den iş
arkadaşlarının çok sık ülkelerine
geldiği bilgisini verdi. İhracata
şirket olarak henüz başlamadık
ama markamız, kimi Ortadoğu
ve Avrupa ülkelerinde yerlerini
almış durumda . İhracat ile
ilgili çok ciddi görüşmelerimiz
var ama açıkçası, adım adım
profesyonel
kanalın
geleceği
Profesyonel kanal büyümeye
çok açık bir kanal, var olan
için mücadele etmek veya
vazgeçmek yerine, kanal
hacmini büyütmek tercih
edildiği anda kimsenin
hayal bile edemeyeceği
noktalara ulaşacağı bir
gerçek. Bu noktaya ulaşmak
için bilinçlendirme çok
önemli ve bu bilinçlendirmeyi
profesyonel kişilerin yapması
doğru bilinçlendirmeyi
sağlayacak en önemli etken.
Bu noktaya ulaştığında var
olan dengelerin değişeceğini
kestirmek çok zor değil.
ilerlemeyi doğru buluyoruz.
Önce ülkemizde marka olarak
hedeflerimize ulaşmayı,
sonrasında bölgesel güç
olmayı hedefliyoruz. Ülkenizde
marka olarak hedeflerinize
ulaşmadığınız takdirde ihracat
ayağında fiyat endeksli bir marka
olmanın dışına çıkılamayacağını
biliyoruz. Bu durumu hem
ihraç edilen hem de ithal
edilen markalarda çok açık
görebiliyorsunuz. Oysa ülkesinde
hedeflerine ulaşan markalar,
bölge ve dünya pazarına
açıldıklarında, çok ciddi başarılar
elde ediyorlar, bunun da örnekleri
mevcut. Benefit olarak ihraç
etmek için ihraç etmeyi tercih
etmiyoruz ve bu nedenle de bu
konuda çok aceleci değiliz. Ama
çok yoğun bir baskı olduğu da bir
gerçek, düşüncelerimizi paylaşan
bir yaklaşım olursa, yarın da
düğmeye basabiliriz. Tüm
projelerimizi meslektaşlarımız
ile birlik ve beraberlik içerisinde
yürütüyor olmaktan dolayı, son
olarak emeği geçen ve gelecek
projelerimizde bizi yalnız
bırakmayacak olan herkese
teşekkür etmek isterim. 
kedi & köpek
75 meslektaşımızın
katılımda bulunduğu
etkinlikte,
birbirinden ilginç
vakalar ele alındı.
İ
stanbul Veteriner
Hekimler Odası tarafından
düzenlenen “Basit Ağrıdan
Nöropatik Ağrıya, Ağrı
Yönetiminin Neresindeyiz?”
konulu seminer, 75 klinisyen
veteriner hekimin katılımıyla
25. Mart tarihinde İstanbul
Steigenberger Hotel’de
gerçekleştirildi. Eğitimde
İstanbul Üniversitesi Veteriner
Fakültesi Cerrahi Anabilim
dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Mustafa Aktaş’ın sunumu ile
konvansiyonel “Ağrı” ve “Ağrı
Yönetimi” olguları gözden
geçirildi. Toplantının açılış
konuşmasını İVHO Başkanı
Prof. Dr. Murat Arslan yaptı;
oda ve özel sektörün ortak
düzenlediği çalışmaların
mesleki gelişime katkılarından
bahsedetti. Bunu takiben,
Doç. Dr. Mustafa Aktaş,
doktora öğrencisi Dilruba
Pervaz’a katkılarından
dolayı teşekkürlerini ifade
ederek sunumuna başladı
ve dinleyiciler birbirinden
ilginç vakalarla karşılaşıp,
hastalarının durumunu hem
bir hasta sahibinin hem de bir
hekimin gözüyle değerlendirdi;
meslektaşlarımız, ağrı yönetimi
ile ilgili önemli gelişmeler
öğrendiler. Doç. Dr. Mustafa
Aktaş, sunumunu dergimiz için
şu şekilde özetledi:
48-49 PETİNFO
Ağrı Yönetiminin
Neresindeyiz?
İVHO ve Boehringer Ingelheim’in işbirliğinden doğan eğitim
seminerine katılan meslektaşlarımız ağrı ve ağrı yönetimi
hakkındaki yeni gelişmeler hakkında bilgi sahibi oldu.
İ.Ü. Veteriner
Fakültesi Cerrahi
AbD .Öğretim Üyesi
Doç. Dr.
Mustafa Aktaş
AĞRI İLE YAŞAYABİLMEK
Günümüzde ağrı ile
savaşım noktalarında, ileri
teknolojiler ve gelişimini
durmaksızın devam ettiren
ilaç sanayisi sayesinde,
daha başarılı müdahaleler
söz konusudur. Ancak son
nokta değildir ve kat edilmesi
gereken çok uzun bir yol söz
konusudur. İnsan kendisini
ilgilendiren ağrıyı hisseder;
ancak bu durum hayvanların
neler hissedebildiğini
anlamamızı güçleşmektedir.
Ağrıyı incelediğimizde, birçok
öğeyi içinde barındırdığını
görmekteyiz. Bu nedenle
ağrıya karşı verdiğimiz
savaşta tüm bu öğeleri göz
önünde bulundurmamız
gerekir. Gün geçtikçe
kuvvetlenen hasta sahibihasta ilişkisi beraberinde hasta
sahiplerinin biz hekimlerden
olan beklentilerini de
artırmaktadır. Bu beklentilerin
son zamanlarda ağrı konusu
üzerine yoğunlaştığı ise
dikkat çekmektedir. Bu
durum ağrı kontrolünün biz
hekimlerinin sorumluluğunda
olduğunu bir kez daha
bizlere hatırlatmaktadır.
Hastalarımızın problemi
ne olursa olsun, içinde
bulundukları durumu tüm
detaylarıyla ele almak hem
insani hem de etik olarak en
temel görevlerimizden biridir.
Gelişen ilaç teknolojileri ile
birlikte bunu sağlamak çok
daha kolay bir hal almıştır.
Unutulmamalıdır ki; göz ardı
edilen her ağrı, hastanın daha
zor bir iyileşme sürecine
girmesine, daha düşük
50-51 PETİNFO
standartlarda bir yaşama
mahkum edilmesine,
ağrının neden olduğu tedavi
başarısızlıklarına ve hatta hasta
kayıplarına sebep olmaktadır.
Hastalar için kaliteli bir
iyileşme süreci yaratılmalı
Ağrının nedeni ve var
olduğu süre ne olursa olsun,
küresel olarak kabul edilmiş
olan skalaların (Colarado
Eyalet Üniversitesi Akut Ağrı
Skalası, Glasgow Ağrı Skalası,
vb.) yardımı ile ağrının şiddeti
ve kaynağı belirlenerek, ağrı
ile mücadelede ilk adımı
atmak daha kolay ve çözüme
yönelik olabilecektir. Sonraki
aşamalarda, her hastanın
bir birey olduğu göz önünde
bulundurularak her bir
bireye uygun analjezik plan
oluşturulmalıdır. Aynı süreç,
operasyona girecek bir
hasta için, yani önceden ağrı
çekeceği belli olan bir birey
için de olmazsa olmazdır.
Hasta operasyona girmeden
önce (preemptiv analjezi),
operasyon sırasında ve
sonrasında doğru analjezikler
Her hayvan
eşit ve etik bir
yaşam sürme
hakkına sahiptir.
gerek insan
gerek hayvan
olsun hiçbir
birey, ağrı içinde
yaşamaya mahkum
edilmemelidir.
ile tedavi edilirse, dünya
standartlarına bir adım daha
yaklaşarak daha kaliteli bir
iyileşme süreci yaratılmış
olunur. Bu analjezik planı
oluşturma sürecinde, ana
fikir kronik ve nöropatik ağrı
oluşumunu önüne geçmek
olmalıdır. İnsan hekimliğinde
tanımlanmış olan, en güçlü
analjeziklerin (opioid türevleri,
steroidler) bile etki etmediği
ağrının veteriner hekimlikte de
karşımıza çıktığı bir gerçektir.
Bu nedenle ağrılı bir olgu
ele alınırken “Multimodal
Analjezi” kavramı en büyük
silahımız olacaktır. Multimodal
analjezide temel olan, birden
fazla ağrı yolunun bloke
edilerek hastanın yüksek
standartlarda, minimum ağrılı
bir iyileşme sürecine girmesi
hedeflenir. Bu ise ancak
opioid türevleri, non-steroid
antiinflamatuar ilaçlar ve
gerek görülen noktalarda
alternatif terapi seçeneklerinin
kullanılması ile sağlanabilir.
Bu alternatif terapi seçenekleri
yine hastanın bireysel durumu
ve problemi göz önünde
bulundurularak lazer terapi,
terapötik ultrason ve TENS
(Transcutaneus Electrical
Nerve Stimulation), fizyoterapi,
akupunktur ve diğer
yöntemler olarak sıralanabilir.
Vet. Hek. Tarik Akan
bilgilerimizi
gücelledik
İVHO, Boehringer Ingelheim’ın
katkılarıyla güncel gelişmelerin
tartışıldığı eğitim, Mustafa Aktaş Hoca’nın akıcı sunumuyla
takip edilmesi çok daha kolay
hale geldi ve sonuna kadar
izlediler. Sevgili meslektaşım
Uyanış Öcal’a emeklerinden
ötürü teşekkür etmek isterim.
Mesleğimizin güncel gelişmeleri takip ederek daha zevkle
icra edileceğini düşünüyorum.
Bilgilerimizin ne kadar çabuk
eskidiğini görmem açısından
çok faydalı bir eğitim oldu.
Kontrol bizim elimizdedir
Biz veteriner hekimlerin
etik bir mesleki yaşam
sürdürmeleri, hastalarının
daha konforlu ve kaliteli bir
iyileşme sürecini hastalarına
sağlamaları olmazsa olmazlar
arasında yer almalıdır.
Unutulmamalıdır ki her canlı,
insanlar gibi ağrıyı deneyimler
ve bu ağrının kontrol altına
alınması tamamen bizim
elimizdedir. Hastalarımızın
durumu ne kadar kötü olursa
olsun, büyük resmi ele alarak
onların da birer birey olduğu
ve hiçbir canlının ağrı ve acı
çekmek durumunda olmadığı
bilincinde olunmalıdır.
Vet. Hek. Ümit Örs
farkındalık
kazandık
Ağrı yönetimi yurtdışında
önem verilen bir konu olmasına rağmen ülkemizde gereken
önemi görmüyordu. Güncel
bilgileri içeren verimli bir
seminer oldu. Eminim benzeri
seminerlerden sonra ülkemizde
de ağrı yönetimi daha iyi değerlendirilip uygulanır. Emeği
geçen herkese teşekkürler.
toplantı
Ağrı yönetimine
güncel yaklaşımlar İVHO’nun, Boehringer Ingelheim’in katkıları ile
gerçekleştirdiği projede ağrı oluşumuna neden olacak
girişimlerin ve alınabilecek önlemlerin üzerinde duruldu.
en güvenli metabolizma yolu
olan oksidasyon ile parçalanan
“Tek NSAID”. Yine atılımın
%80’e yakın dışkı ile olması,
üriner sistem üzerindeki yan
etkileri de minimuma indiriyor.
Selektif COX2 inhibitörü olan
Metacam® oral süspansiyon,
etkinliği, güvenliği ve
uygulama kolaylığı ile
veteriner hekimlerin oldukça
beğenisini kazanmış durumda.
Uzun süreli Metacam®
kullanımına özel yazılım
Boehringer Ingelheim
Hayvan Sağlığı Ürün
Müdürü Veteriner Hekim
M. Uyanış Öcal
A
ğrı, klinisyen
veteriner
hekimlerin
aslında günlük
pratiklerinde oldukça sık
karşılaştıkları bir olgu.
Ve bu olgu, osteoartritten akut
travmalara, operasyondan
nörolojik ağrıya kadar
oldukça geniş bir yelpazede
kendisini gösteriyor. Ancak
konvansiyonel yaklaşımlar,
tıpkı diğer konularda olduğu
gibi, ağrı yönetiminde de
güncel çalışmalar ışığında
geçerliliğini kaybedebiliyor.
NSAID kullanımının oluşturduğu tedirginliğe son!
Hekimlik mesleği,
alışkanlıklarla devam
edebilecek bir meslek dalı
olmadığı için yeni çalışmaların
52-53 PETİNFO
Ağrıdan önce
önlem almak
İVHO’nun, Boehringer
Ingelheim’in katkıları ile
gerçekleştirdiiği toplantıya
meslektaşlarımızın ilgisi
oldukça memnun ediciydi
ve Doç. Dr. Mustafa Aktaş
hocamızın sunumu da her
zamanki gibi çok başarılıydı.
Sunumlarda, veteriner hekimin
kendisini hastasının yerine
koyması (antropomorfizm) ve
söz konusu hayvanda ağrı
oluşumuna neden olabilecek
her türlü girişimden önce
mutlaka bazı önlemlerın
alınması gerektiği altı en çok
çizilen noktalar oldu.
yapılması gerekiyor. Bu
bağlamda Boehringer
Ingelheim, İVHO ile beraber
gerçekleştirdiği projede,
İstanbul Üniversitesi’nden Doç.
Dr. Mustafa Aktaş’ın sunumu
ile “Basit Ağrıdan Nöropatik
Ağrıya, Ağrı Yönetimi”
konusunu ele aldı.
Ağrı anlamında diğer bir
benzer nokta ise, hekimin
sonucunu en kolay tahmin
edebileceği girişim olan
operasyonlar ve buna bağlı
oluşan ağrılardı. Öyle ki;
ensizyondan başlayan ve
operasyonun türüne göre
değişen derecelerde ağrıya,
aslında hekimin kendisi sebep
oluyor ve bu nedenle mutlaka
preemptiv bir ağrı yönetimi
ile ağrıyı kontrol altına almak
gerekiyor. Diğer taraftan
osteoartritler ve nöropatik
ağrılar da, kontrol edilmedikçe
hayvanların hayatlarını kabusa
çeviren ve hayat kalitelerini
ciddi olarak etkileyen
unsurlar olarak kendilerini
gösteriyorlar. Özellikle uzun
süreli NSAID kullanılması
gereken durumlarda, haklı
olarak veteriner hekimlerde
tedirginlik oluşabiliyor.
Çünkü uyum problemleri
ve yan etkiler uzun süreli
ağrı yönetiminde dikkat
edilmesi gereken noktalar
olarak karşımıza çıkabiliyor.
Boehringer Ingelheim’ın
kendi orijinal molekülü olan
meloksikam (Metacam®) etken
maddesi, özellikle kedilerde
Toplantıda, Boehringer
Ingelheim Hayvan Sağlığı
yine bir ilke imza atarak LED
(lowest Effective Dosing)
yani en düşük etkin doz
uygulamasını hayata geçirdi
ve bunun için hazırladığı özel
yazılımı veteriner hekimler
ile paylaştı. Bu yazılım
sayesinde hekimler, uzun
süreli Metacam® kullanımında,
hastalarına özel olarak dozu
belirli bir algoritmaya göre
düşürebilecek ve hastalarının
ihtiyacı olan en düşük etkili
dozu rahatça bulup daha
etkin bir “Ağrı Yönetimi”
uygulayabilecekler. Ayrıca
yazılım üzerinden alınacak
özel bir takvim ile hasta
sahiplerini de aktif olarak ağrı
yönetimine dahil edilebilecek.
Bununla birlikte, Boehringer
Ingelheim’in hekimler ile
paylaştığı diğer projesi ağrının
teşhisi ve ölçümlenebilmesi
için kedi ve köpeklere özel
“Ağrı Skalaları” idi.
Bu vesile ile İstanbul
Veteriner Hekimler Odası
Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan’a,
sunumlarından dolayı Doç.
Dr. Mustafa Aktaş hocamıza
ve asistanı Dilruba Pervaz’a;
her zamanki gibi yine
desteklerinden büyük keyif
aldığımız Veteriner Hekim Tarık
Akan’a ve katılımda bulunan
tüm meslektaşlarımıza
teşekkür eden Boehringer
Ingelheim ekibi, yakında
İzmir’de görüşeceklerinin
müjdesini de verdi. 
kedi & köpek
İstanbul’da bir araya gelen
80 veteriner hekim, aşı
programları ile ilgili önemli
adımlara imza attı.
Aşı Programları
Güncellenmeli
KHVHD ve MSD Hayvan Sağlığı, koruyucu hekimliğin altın anahtarı olan
aşılama programı hakkındaki en güncel bilgileri paylaşmak üzere 10 Nisan
tarihinde, tüm gün süren bir program çerçevesinde meslektaşlarımızı
İstanbul Harbiye Crowne Plaza Otel’de ağırladı.
RÖPORTAJ: VETERİNER HEKİM ENİKÖ KİRALY avcı FOTOĞRAF: bora akın yılmaz
T
ürk veteriner
hekimlik mesleğinin
gelişmesine devamlı
katkı sağlayan
Küçük Hayvan Veteriner
Hekimleri Derneği, geçtiğimiz
aylarda koruyucu hekimliğin
önemini gündeme alıp,
ülke çapında seminerler
düzenledi. Derneğin MSD
Hayvan Sağlığı ile yaptığı
işbirliğinde İstanbul Harbiye
Crowne Plaza Otel’de 10 Nisan
tarihinde düzenlediği ‘Köpek
ve Kedilerde Uygulanan Aşı
Programlarının Güncellenmesi’
başlıklı semineri 80 veteriner
hekimin katılımıyla gerçekleşti.
54-55 PETİNFO
Açılış konuşmasını yapan
KHVHD Başkanı Erkut Gören,
koruyucu veteriner hekimlikte
mesleki uygulamalarının
önemini vurgulayarak,
meslektaşlarımıza ilgilerinden
dolayı teşekkür etti. Gün
boyu süren seminerde MSD
Hayvan Sağlığı’nı temsil
eden Banu Biber Altun ve
Barlas Bozyeğit’in sunumları
ardından Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ
hocamiz katılımcılara değerli
bilgilerini paylaştı.
Aşılardan ne bekliyoruz?
MSD Hayvan Sağlığı Kanatlı
Teknik Direktörü Banu Biber
Altun, sunumunda aşıların
genel özelliklerini anlattı.
Koruyucu hekimlikte sihirli
bir değnek olarak görülen
aşıların hayvana, hastalığın
girişini engelleyen bir girişim
olmayıp, tedavi sağlamadığını
belirterek, aşılamanın yapay
aktif bağışıklık sağlarken olası
zararları minimalize ettiğini ve
hasarları azalttığını vurguladı.
Konuşmasında “Bazı veteriner
hekimlerin en büyük hatası,
aşı programlarını doldurmak
için hayvanlara yüksek
dozda aşı yapmalarıdır. Bu
yöntem hayvanlara istenilen
immünolojik etkiyi yaratmıyor.
Hekimler, etkinlik ve güvenlik
çalışmalarını takip etmeli
ve aşıların hedef dokulara
etkinliğini iyi bilmeli” dedi.
Sunumda aşılamanın olmazsa
olmaz “üçlüsü” olarak ise soğuk
zinciri, doğru aşı uygulama
yöntemi/metodu ve tam doz
uygulaması olduğunu belirtti.
Sorumluluk ve Bütünlük
Bilgi dolu sunum ardından
MSD Hayvan Sağlığı Ürün
Müdürü Barlas Bozyeğit, MSD
Hayvan Sağlığı’nın tarihini ve
çalışma prensiplerini anlatarak
firmanın sosyal sorumluluk
projelerinden de bahsetti.
Bu proje kapsamında MSD
Hayvan Sağlığı tarafından
dünyada satılan her kuduz
aşısı için Serengeti’ye bir
kuduz aşısı gönderildiğini
belirtti. Programdan bahseden
Bozyeğit “Her yıl Serengeti’de
evcil köpek nüfusu arasında,
kuduz ile mücadele etmek
için devam eden koruyucu aşı
kampanyasını desteklemek
amacıyla projeye 200.000
doz kuduz aşısı bağışta
bulunuyoruz. Bu, sırasıyla,
hem kuduz köpek ısırık
vakalarını azaltmakta hem
de vahşi yaşam için yarar
sağlamaktadır. En son
araştırmalar Afrika vahşi
köpek popülasyonunun
yeniden oluşumunu ortaya
çıkarmıştır” diye konuştu.
Aşılar ve olası yan etkileri
Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ,
konuşmasına başlamadan
önce, “doğruya inanıp savunan”
Küçük Hayvan Veteriner
Hekimleri Derneği’ne böyle bir
program gerçekleştirdiği için
teşekkürlerini sundu. Aytuğ,
aşısız bir koruyucu hekimliğin
kesinlikle düşünülemediğini
ve paylaştığı bilgilerin
yeni verilerin olmadığını,
yoğun araştırmalar sonucu
edindiği literatür bilgilerin,
kendi deneyimlerinin ve
yaklaşımının bir bütünü
olduğunu belirtti. Sunumda
ilk olarak hayvan sahiplerinin
aşılara yaklaşımı tartışıldı ve
hayvan sahiplerin sıklıkla
sorulduğu “Aşı tehlikeli mi?”
sorusuna cevap verildi;
Aşılar biyolojik ürünlerdir
ve hayvanlar bu ürünlere
karşı reaksiyon gösterebilir.
Bireysel faktörler çok önemli.
Sunumda örnek verilerek
bütün ayrıntıları ile anlatılmış
olan sistemik reaksiyonları
hakkında katılımcılar önemli
bilgiler kazandı. Nilüfer
Aytuğ, veteriner hekimlerin
korktuğu atopik hastalara
aşı yapmamız gerektiği
durumlarda, aşı öncesi
definhidraminin parenteral
dozda uygulanmasından
başarılı sonuçların alındığını
belirtti. Alerji gösteren
hayvanlarda gerektiği
durumda kortikosteroid
kullanabileceğimizi, ama
antihistaminiklerin reaksiyon
geliştikten sonra pek etkili
olmayabileceği de sunumun
önemli bir noktasıydı. Aynı
zamanda olasılıklar arasında
veteriner hekimlerin hataları
da yer aldı; “Veteriner hekimler
kendilerini de sorgulamalıdır.
Karşılaşılan ilk sorunda
hekimler, hatanın aşıdan
kaynaklandığını belirterek
suçu firmalara yüklemektedir.
Fakat aşı firması her zaman
hatalı olmamaktadır. Firmalar,
aşılarını piyasaya sürene kadar
YDÜ Öğretim
Üyesi Prof. Dr.
Nilüfer Aytuğ
sayısızca test yapmakta.
Bu olmadan ürünü zaten
piyasaya sürememektedir.”
Değişmeli mi?
Sunumunun ikinci
kısmında Nilüfer Aytuğ,
çatısı altında 76 üye ülke
barındıran Dünya Küçük
Hayvanlar Veteriner Hekimleri
Derneği’nin (WSAVA) koruyucu
aşı çalışmaları ile ilgili ayrıntılı
bilgi verdi. Dünyada koruyucu
hekimlikte kullanılan aşılar
kor ve non- kor, yani mutlaka
olması gerekenler ve zorunlu
olmayanlar olarak ikiye ayrılır.
Bu ayrımın amaçları; daha
fazla sayıda hayvan aşılamak
ve yan etkileri minimize
ederek maksimum etki elde
Mesleğimizin
amacı, sadece
hayvanlara değil
tüm canlılara
faydalı olmak;
topluma fayda
sağlayabilmemiz
için bütün
açıkların
kapatılması
gerekiyor.
KHVHD ve MSD Hayvan
Sağlığı ekibi, koruyucu
hekimliğin altın anahtarı olan
aşılama programı hakkındaki
en güncel bilgileri paylaştı
Seminer, veteriner
hekimlerin yoğun
katılımıyla gerçekleşti.
etmek. Türkiye’deki veteriner
hekimler, kendi aşı listelerini
belirttikleri zaman patojen
ne kadar yaygın, hastalık ne
kadar şiddetli, aşı güvenli/
güvenilir mi ve hastalık zoonoz
mu gibi soruları yanıtlamalı.
Veteriner hekim, deneyimleri
temelinde minimum zarar
ile maksimum yarar elde
edebileceği bir program
oluşturmalıdır. Etkinlik
bu felsefeyi temel alarak,
Nilüfer Aytuğ hocamızın
devam eden sunumlarında
ülkemizde mevcut olan
aşılar ve hastalıklar hakkında
teker teker ayrıntılı olarak
bahsedildi. Sunumlar ardından
katılımcı veteriner hekimler
kendi tecrübelerini anlatıp,
ülkemizin aşı programının
güncellenmesi ile ilgili
fikirlerde bulundu.
56-57 PETİNFO
Türkiye için özel bir aşı
programı oluşturulmalı
Etkinlik ardından
KHVHD Başkanı Erkut Gören,
uygulanan aşı programlarının
güncellenmesinin önemini ve
çalışmalarını ekibimize anlattı;
“Birçok meslektaşımız,
mesailerinin büyük bir
kısmını koruyucu hekimliğe
ayırmakta. Aşılamanın
koruyucu hekimliğin
önemli bir unsuru olduğunu
düşünürsek, özellikle son
yıllarda aşı programlarının
uygulanması konusunda
yaşanan uyumsuzlukların,
biz hekimlerin karşısına
sorun olarak çıktığı gerçeği
yadsınamaz. Şu anda,
veteriner hekimler aşı
programlarını, kliniklerinin
bulunduğu bölgedeki
hastalık baskılarına ve hasta
ile ilgili öngörülerine göre
şekillendiriyorlar, net bir
program uygulamıyorlar.
Buradaki problemin ana
kaynağı bana göre, hayvan
satışı ile ilgili getirilen
kurallar neticesinde, bu
hayvanların yaşlarının net
olarak belirlenememesi. Bir
başka sorun ise, bütün dünya
ülkelerinin kendileri için
belirlediği kor aşı ve non-kor
aşı ayrımının Türkiye’de henüz
yapılmamış olması. Şu anda
gelinen noktada ise, Türkiye
için de özel bir aşı programı
oluşturmak zorundayız.
Dünyada, bu konuda referans
kabul edilen, WSAVA; biz de
KHVHD olarak Türkiye adına
bu birliğe üye bir derneğiz.
Bu nedenle Türkiye’de
aşı programını oluşturma
görevi de, akademisyen
hocalarımızın çalışmaları ve
önerileri doğrultusunda bize
düşüyor. Bu konuda da, küçük
hayvan veteriner hekimliği
konusunda Türkiye’nin
gerçeklerine net bir şekilde
hakim olan ve ülkemizi
çok iyi etüt etmiş hocamız
Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ ile
bir sunum yapmayı uygun
gördük. Bu açıdan toplantının
oldukça verimli geçtiğini ve
önemli bir yol kat ettiğimizi
düşünüyorum. Gelinen
noktada, bahsettiğim gibi
Türkiye’deki hangi aşıların kor
aşı, hangilerinin non-kor aşı,
hangilerinin diğer ülkelerde
farklılık gösterdiğinin
ayrımının kesinlikle
yapılması gerekiyor. Bu ayrımı
yaptıktan sonra, aşılama
uygulamalarında düşülen
hataların üzerinde durmak ve
tartışmaya açmak istiyoruz.“ 
sempozyum
1
2
3
Geleceğin Veteriner
Hekimlerinin Büyük
Sektör Buluşması
Sektörün En Büyük Öğrenci organizasyonu “3.VetAnka Kariyer
Günleri ve Sektörle Buluşma Sempozyumu” 9-12 Mart tarihleri
arasında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde düzenlendi.
58-59 PETİNFO
4
1. Ankara Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Öğrenci
Topluluğu 400 öğrenciyi
sektörle buluşturdu.
2. Veteriner Hekim Dr.
Ateş Barut, farkındalık
oluşturmaya dikkati çekti.
5
3. Royal Canin Türkiye
Müdürü Tutku Kurtay,
mama sektörü açısından
yeni pencereler açtı.
4. Genel Koordinatörümüz
Barış Kolgu, öğrencilere
önemli yol haritaları çizdi.
5. Klivet Yönetim Kurulu
Üyesi Veteriner Hekim Tarık
Akan, pet hekimliğine farklı
bakış açıları getirdi.
A
nkara
Üniversitesi
Veteriner
Fakültesi
Öğrenci
Topluluğu VetAnka tarafından;
TVHB öncülüğünde ve
Ankara Üniversitesi Veteriner
Fakültesi desteğiyle 9-12 Mart
2016 tarihleri arasında Satı
Baran Konferans Salonu’nda
3. VetAnka Kariyer Günleri
ve Sektörle Buluşma
Sempozyumu düzenlendi.
VetAnka bu yıl da başarılı bir
etkinliğe imza atarak 18 ayrı
şehrin veteriner fakültelerinden
toplamda 400 öğrenciyi sektörle
buluşturdu. Sempozyuma
çeşitli illerin veteriner hekimleri,
oda yöneticileri, TVHB Merkez
Konseyi Yönetimi, Veteriner
Hekim Dernekleri ve VİSAD
Yönetim Kurulu Üyeleri
katıldı. 3 gün boyunca katılım
gösteren KLİVET Yönetim
Kurulu Üyeleri, genç meslektaş
adaylarına destek olmak için
açtıkları stantta çekilişle 100
adet kitap dağıttı. İnterhas ve
Royal Canin platin sponsor
olarak sempozyuma destek
verdi. Zoetis, Hipra, Elenko ve
Vetaş sempozyumun gümüş
sponsorluğunu üstlendi..
Bilimde her zaman bir adım
önde ilerlemeliyiz
Sempozyumun ilk
konuşmasını gerçekleştiren
VetAnka Öğrenci Topluluğu
Başkanı Hüseyin Yılmaz,
branşlaşmanın öneminden
bahsederek ”Henüz bu
sıralardayken çalışacağımız
alanı belirleyip kendimizi
bu alanda geliştirmeli ve bu
alanın en iyileri arasında yer
almalıyız. Kendimizi gerek
bilimsel alanda gerekse
sosyal alanda en iyi şekilde
yetiştirmeliyiz” dedi. Meslek
içi rekabetin olmaması
gerektiğine dikkat çeken
Yılmaz, ”Hem öğrenci olarak
hem mezuniyet sonrasında,
herhangi bir üniversitenin
veteriner fakültesi mensubu
diğer bir üniversitenin
veteriner fakültesi mensubu
ile asla etik olmayan rekabet
içerisinde olmamalı. Hiçbir
zaman birbirimizi rakip
olarak görmemeliyiz. Bizim
rakiplerimiz Avusturya’da,
Almanya’da, Hollanda’da,
Amerika’da. Bizler onlarla
bir rekabet içinde olmalıyız,
bilimde hep onlardan bir
adım önde ilerlemeye
hedeflemeliyiz” diye konuştu.
Fakültemizin en aktif topluluğu
Birçok farklı konuya değinildi
Açılış konuşmasını yapan
Ankara Üniversitesi Veteriner
Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Oğuz Sarımehmetoğlu “2014
yılında kurulan VetAnka
Öğrenci Topluluğu, Kariyer
Günleri ve Sektörle Buluşma
Sempozyumu’nu, Geçmişten
Geleceğe Veteriner Hekimliği
Konferansı’nı düzenleyip,
mesleğimizle ilgili birçok
kongre ve sempozyumlara
katılım göstermiştir.
Fakültemizin en aktif öğrenci
topluluğu olan VetAnka
Öğrenci Topluluğu’na
ve değerli öğrencilerine
bu özverili çabalarından
dolayı tebrik ediyorum.”
diye konuştu. Yine açılış
konuşmalarında konuşan
TVHB Merkez Konseyi Başkanı
Talat Gözet “Genç meslektaş
adaylarımızın kendilerine
hedefler koyarak geleceklerini
planlamada önemli katkısı
olacağına inandığım
VetAnka 2016, 3, Kariyer
Günleri ve Sektörle Buluşma
Sempozyumu’nun başarılı
geçmesini; mesleğimize,
meslektaşlarımıza ve ülkemize
yararlı olmasını diliyorum” diye
rek sempozyumu açtı.
Sempozyumda “Niçin
pet klinisyeni olmalıyım?”
“Veteriner hekimler ve
Türkiye mama sektörü kariyer
planlaması”, “Biri bize farklı
bakıyor”, “İlaç sektöründe
’y’ kuşağı ve pazarlama”,
“Veteriner ilaç sektöründe
kariyer basamakları”,
“Mezuniyet öncesi ve sonrası
kariyer planlama süreci ve yol
haritası” gibi konular tartışıldı.
Öğrencilerin gelecek telaşı
ve planlarını şekillendirmek
için “Veteriner hekimliğinde
yurtdışı olanakları”, “Klinik
açmak için gerekenler ve
klinik açmanın zorlukları”,
“Mezuniyet sonrası TÜBİTAK
bursları”, “Yeni açılan veteriner
fakültelerinde akademik
kariyer olanakları”, “ Veteriner
hekimlerin mezuniyet sonrası
oda ilişkileri” ve “ Veteriner
hekimliğinde farkındalık”
başlıkları ile seminerler
düzenlendi. Sempozyumun
önemli konularından birisi de
Veteriner hekimlikte uzmanlık
yönetmeliğiydi, TVHB Merkez
Konseyi Genel Koordinatörü
Şaban Aydemir tarafından
yönetmelik çalışmalarında
gelinen son durum aktarıldı.
sempozyum
İnterhas, genç
veteriner hekimlerle
beraberdi
VetAnka 2016 Öğrenci Sempozyumunun
Ana Sponsoru İnterhas Hayvan Sağlığı,
GMP’li ürünlerini geleceğin genç
veteriner hekimlerine tanıttı.
T
ürk Veteriner
Hekimleri Birliği
Merkez Konseyi’nin
öncülüğünde ve
Ankara Üniversitesi Veteriner
Fakültesi’nin katkılarıyla,
Fakülte Öğrenci Topluluğu
VetAnka tarafından
”VetAnka-2016 3.Kariyer
Günleri ve Sektörle Buluşma
Sempozyumu’’ 9-12 Mart 2016
tarihleri arasında Ankara
Veteriner Fakültesinde yapıldı.
Genç meslektaşlarımızın
yanındaydık
VetAnka 2016 etkinliğine
Ana Sponsor olarak katkıda
bulunan İnterhas Hayvan
Sağlığı, üç gün süren
sempozyumda, gerek seminer
sunumları gerek tanıtım
stantları ve gerekse öğrencilere
yönelik medikal hediyeleri
ile genç veteriner hekim
adaylarına bilgilendirme ve
tanıtım yaptı.
Türkiye’nin dört bir köşesinden
yoğun ilgi
İnterhas Hayvan Sağlığı’nın
Ana Sponsorluğunda
gerçekleşen bu başarılı
organizasyonda Türkiye’nin
dört bir köşesinden toplam
on sekiz fakülteden gelen
veteriner fakültesi öğrencileri
60-61 PETİNFO
üç gün boyunca veteriner
hekimliğin çalışma alanlarını
daha iyi tanımak, kariyer
planlamaları yapabilmek, aynı
zamanda sosyal ve mesleki
kaynaşma içinde veteriner
hekimlik mesleğinin birlik ve
beraberliğini temsil etmek
amacıyla bir araya geldiler.
Ödüllü Sunum
Sempozyumun üçüncü
gününde yaptığı sunum
ile İnterhas Hayvan Sağlığı
ürünlerini tanıtan İnterhas
A.Ş. Pazarlama Müdürü
Gürcan Öner, katılımcılara
hepsi GMP’li ve üstün
özellikli İnterhas Hayvan
Sağlığı ürünlerinin sağladığı
faydaları anlattı. İlgiyle
izlenen sunumun sonunda
gerçekleştirilen çekiliş ile pek
çok şanslı öğrenci medikal
hediyeler kazanma imkanı
buldu. Veteriner Hekimlik
Mesleğine bir adım kala
düzenlenen böylesine yararlı
öğrenci organizasyonlarına
her zaman destek olan
ve öğrencileri her zaman
destekleyen İnterhas Hayvan
Sağlığı’nın, mucizevi ilaç
Theranekron D6 başta
olmak üzere üstün özellikli
ürünleri bu güzel sempozyum
süresince hep gündemdeydi.
Genç meslektaşlarımızın geleceğini ve öğrenci organızasyonlarını
her zaman destekleyen İnterhas Hayvan Sağlığı VetAnka 2016
3. Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma Sempozyumu’na değer kattı.
sempozyum
Royal CanIn
için geleceğin
hekimleri önemli
bir yere sahip
VetAnka 2016 3. Kariyer Günleri ve Sektörle Buluşma Sempozyumu’na
Platin Sponsor olarak katılan Royal Canin Türkiye, üç gün
boyunca geleceğin veteriner hekimlerinin yanındaydı.
Tutku Kurtay’ın
sunumu, öğrenciler
tarafından büyük
bir ilgi ile karşılandı
R
oyal Canin Türkiye,
Ankara Üniversitesi
Veteriner Fakültesi
himayesinde
9-11 Mart tarihlerinde
gerçekleştirilen VetAnka 2016
3. Kariyer Günleri ve Sektörle
Buluşma Konferansı’na
platin sponsor olarak destek
verdi. Türkiye’nin çeşitli
Veteriner Fakültelerinden
gelen yaklaşık 400 öğrencinin
katılımıyla gerçekleştirilen
konferansta, bilimsel konulara
ek olarak, öğrencilerin mesleki
fırsatlarına örnekler vermek
62-63 PETİNFO
için birçok sektörden veteriner
hekimler de konuşmacı
olarak katıldı. Kariyer konulu
bu panelde Klinisyenlik
için Petcode Veteriner
Hastanesi’nden Veteriner
Hekim Ateş Barut “Veteriner
hekimliğinde farkındalık”
ve Evcil Hayvan Gezegeni
Veteriner Kliniği’nden
Veteriner Hekim Tarık Akan
“Niçin pet klinisyeni olmalıyım”
başlıklı sunumlarıyla kendi
sektörleriyle ilgili kariyer
imkanları hakkında ayrıntılı
bilgi verdiler.
vizyonumuzun
önemli parçası
İlk günden bu yana işine
tutku ile bağlanmış insanlar
tarafından başarıya ulaşmış
Royal Canin için bilgi ve
bilim odaklı bir felsefeye
sahip olan geleceğin
veteriner hekimleri önemli bir
yere sahiptir. Mesleğimizin
adına düzenlenecek
her türlü etkinlikte genç
meslektaşlarımızın yanında
olmaya devam edeceğiz.
Veteriner hekimler ve
Türkiye mama sektörü
kariyer planlaması
Royal Canin Türkiye
adına Veteriner Kanalı Satış
Pazarlama Müdürü Tutku
Kurtay “Veteriner hekimler
ve Türkiye mama sektörü
kariyer planlaması” isimli
sunusuyla, veteriner fakültesi
mezunlarının dünyada
ve Türkiye pazarında özel
sektördeki iş fırsatlarına
değindi. Kurtay, çeşitli sektör
ve firmalarda deneyim
kazanmış bir veteriner hekim
olarak iş hayatındaki kendi
deneyimlerini paylaşıp,
öğrenciler tarafından büyük
bir ilgi ile karşılandı. Kurtay,
Mars ve Royal Canin tarihi
ve Türkiye’deki yapılanması
hakkında da bilgi vererek,
Türkiye pazarında her
geçen gün büyüyen pet
sektörüne ve imkanlara
dikkat çekti. Girişimci bir
veteriner hekim tarafından
kurulan ve sağlık için besin
felsefesiyle hareket eden
Royal Canin, aynı kültürü
Türkiye dahil olmak üzere
bulunduğu 48 ülkede devam
ettirmeyi hedeflemektedir.
Bu doğrultuda kültürümüzün
kaynağı olan Veteriner
Hekimlere, bilimsel veya
kariyerleriyle ilgili her konuda
bilgilendirmek vizyonumuzun
en önemli parçasıdır. Tutku
Kurtay konuşmasında da
belirttiği gibi; geleceğin
veteriner hekimlerinin mesleki
olarak önündeki seçeneklerin
bilincinde olmaları, bu
kararı eğitim sürecinde
vermeleri ve kendilerini
bu yönde geliştirmeleri
ileriki dönemlerde başarıyı
getirecektir. Dünyanın en
önemli mesleklerinden biri
olan veteriner hekimliği,
gelişen bir pazar olarak
Türkiye’de de önem
kazanmaktadır. Bu sebeple,
veteriner hekimlerin önündeki
opsiyonların da her geçen gün
arttığını görmekteyiz. 
kedi & köpek
Teknoloji
konusunda gelecekte
mesleğimizin olumlu
anlamda sınırlarını
zorlayacak gelişmeler
neler olacak?
00-00 PETİNFO
TEK
NO
LO
JI
YaSadıGımız yüzyıl, bIlIm adına
her alanda Inanılmaz gelISmelere
SahIt oluyor. MesleGIMIZI Icra
ederken bunun farkına varmamak
mümkün deGIldIr. TeknolojI ve
bIlImIn mesleGImIze katmıS olduGu yenIlIklerden faydalanmak
ayrı bIr heyecan katmaktadır.
Veterıner hekımlık,
alanında sayısız yeniliğin doğmasına, tıbbın ilerlemesi ve
ortaya çıkan yeni inovasyonların büyük katkısı vardır. Bilim
dünyasının pek çok hastalığa karşı kazandığı zaferlere dergimizin sayfalarında da sık sık yer veriyoruz. Ama itiraf etmek
gerekirse bu gelişmelere yetişmek son yıllarda kolay olmuyor.
Gün geçmiyor ki hekimlik alanında yeni bir keşif yapılmasın!
Bu sayfaları okuduğunuz zaman da devam eden araştırmalar
sayesinde pek çok kronik ve çözümü olmadığı iddia edilen
sorunların artık tarihe karışacağı belirtiliyor. Son 10 sene içinde mesleğimize büyük katkı sağlayan 10 icatı ele aldık;
Kök Hücre Tedavisi
Kök hücreler, canlılarda bütün dokulardaki damarların
çevresinde yerleşmiş ata hücrelerdir. Doku hasarı meydana
geldiğinde bu hücreler aktif hale gelirler, bir taraftan dokunun
tamiri için gerekli büyüme faktörlerini salgılarken, diğer taraftan iyileşme için gerek duyulan kas, kemik, eklem kıkırdağı
ve yağ gibi farklı dokulara dönüşebilirler. Vücudun iyileşme
ve tamir cevabının bir parçası olarak görev yaparlar. Veteriner hekimlikte, kök hücrelerin hastalıkların tedavisi üzerine
son yıllarda birçok çalışmalar yapılmıştır. Ülkemizde, Afyon
Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyelerince, veteriner hekimlikle kullanılması amacıyla köpeklerin
koku mukozasında kök hücre üretilmesi bu alanda yapılan
en güncel araştırmalardandır.
PRP Uygulaması
PRP (Platelet Rich Plasma), ya da diğer adıyla Trombositten Zengin Plazma, hayvanın kendi kanından hazırlanan ve
birçok alanda iyileşmeyi uyarmak ve düzenlemek için kullanılan bir yöntemdir. Kullanımda olan PRP hazırlama kitleri
yardımıyla, hastadan kan alınır, bu kan tek kullanımlık özel
filtreler ve santrifüj cihazları ile ayrıştırılarak istenmeyen kısımları uzaklaştırılır. Ayrıştırılan kısım, trombositten zengin
Akıllı
telefonlar
Akıllı telefonlar
sayesinde
hastalarınızın takibi
artık çok daha kolay
Günümüzde
veteriner
hekimler rutin diş
muayenelerinin
yanı sıra, hayvana
özel anestezi
protokolü
altında birçok
işlemi kolayca
yapabilmektedir.
plazmayı içerir ve bir çok kas
iskelet sistemi yaralanmasında uygulama alanı bulmuştur.
Ülkemizde Petcode Hayvan
Hastanesi ekibi, rejeneratif tıp
biliminde hızla yaygınlaşan
Platelet Rich Plazma uygulamalarını rutin tedavi yöntemleri arasına başarı ile eklemiş
bulunmaktadır. PRP hakkında
ayrıntılı bilgileri dergimizin
85. sayısından okuyabilirsiniz.
Kanser Aşıları
Son yıllarda yayımlanan
araştırmalara göre, hücreler
ve vücudun bağışıklık sistemi
arasındaki iletişimden sorumlu belirli bir protein ve reseptör
üreten tümörleri hedefleyen
aşıların, kanserle savaşmak
için immün yanıtı başlatabileceği ileri sürüldü. Son yıllarda tıpta çok sayıda antitümör
aşısı, tedavi başarısını iyileştirmek için, tümör antijenlerine karşı immun yanıta neden
olmada umut vaat ediyor. Pet
hayvanlar için mevcut bu etkili aşılar, Türkiye’de daha uygulamaya girmemiştir. ABD’de
melanomaya karşı sıklıkla kullanan preparatların dozu ise
66-67 PETİNFO
600-800 Dolar arasında olup
6-7 kez uygulanması gerekir.
Laparoskopi
Laparoskopi uygulamasının minimal invaziv olması,
hastalıkların tanısında doğruluk oranının yüksek olması
ve hastanın hızlı iyileşmesi
sebebiyle tercih edilen bir tanı
ve cerrahi tekniği haline getirmiştir. Küçük hayvanlarda
laparoskopi öncelikle bir tanı
aracı olarak gelişmiştir; ancak
minimal invaziv laparoskopik
cerrahi işlemlerine olan ilgi
arttıkça bu tekniğin kullanımı
da ilerlemiştir. Günümüzde
pet hayvanlarda laparaskop ile
diagnostik laparoskopi, ovarektomi, nefrektomi, tümörlerin
çıkartılması, pankreasın bir
kısmının çıkartılması, laparoskopik destekli sistopeksi, laparoskopik destekli sistotomi,
laparoskopik kısırlaştırma gibi
uygulamaların gerçekleştirilmesi mümkündür.
Diş tedavi yöntemleri
Diş hastalıkları, evcil hayvanların %75’inde görünmektedir. buna rağmen daha 50
Çağımızın en modern teknolojk icadı olan akıllı telefonlar sadece günlük hayatımıza
değil, mesleğimize de inanılmaz katkılar sağlamaktadır.
Telefonlara indirilebilen çeşitli
uygulamalar ile tüm hastalarımızın bilgilerini cebimizde taşıyabilir ve devamlı kayıt altında
tutabiliriz. Örnek olarak Voice
Health Monitor cihazı, hayvanların kalp atımını, aktivite
derecesini, dinleme fazlarını
sürekli control edip veteriner
hekimlerin kayıt sistemine göndermektedir. Akut-kronik ağrılar, kalp hastalıkları, postoperativ bakım ve rehabilitasyon,
solunum sistemi rahatsızlıkları
gibi durumlarda hayvanların sesi olabilecek bu cihaz
veteriner hekimlik mesleğine
yeni kapılar açmaya başladı. Türk veteriner hekimliğin
datasına Pratik ve kolay bir
şekilde mobil platformlardan
ulaşmanızı sağlayan bir uygulama olan Datavet uygulamaları hem Appstore’dan hem
de Google Playstore’dan indirilebilir. Ayrıca hastalarınızın
durumunu sadece siz değil,
hayvan sahipleri de akıllı telefonlar sayesinde kolayca takip edebilir. Bir operasyondan
sonra hospitalize edilen bir
hastanızın gece fotoğrafını çekip sahibine “Tarçınla beraber
oturuyoruz, keyfi yerinde, size
iyi geceler diliyor” gibi görselli
mesaj atabilirsiniz. Bu şekilde
hem sahipler de daha rahat
uyuyacak ve
gecesini hayvanlarıyla geçiren en çok sevdikleri veteriner hekimlerine de
güvenleri kesinlikle artacaktır.
kapak
sene evvel, bir kedide çürük diş
tedavisi olarak, hekimler dişin
çürüyüp kendi kendine düşmesini beklemeyi tavsiye ederlerdi. Günümüzde ise veteriner
hekimler bu ciddi durumun
farkındadır ve pet hayvanların
rutin diş muayenelerin yanı
sıra, gerektiği durumlarda her
hayvana özel genel anestezi
protokolü altında diş taşı temizleme, dolgu ve kanal tedavisi
gibi işlemleri kolayca gerçekleştirilebilmektedirler. Hatta pet
hayvanlarında braket ve diş
teli uygulamaları da ülkemizde
gündeme geldi.
Lazer tedavisi
Kelime anlamı light amplification by stimulated emissioran
radiation. Lazer radyasyonun
uyarılmasıyla kuvvetlendirilmiş ışın. Lazer boşlukta radyant
enerji halinde yayılır. Çıkış güçlerine ve dalga boylarına göre
lazerler 2’ye ayrılır: Sıcak, sert
lazerler: 100 milyon watt gibi
yüksek güce sahiptir. 4 ana etkiye sahiptirler; dokunun sıcakla
elevasyonu, dokunun dehidrasyonu, protein koagülasyonu,
termolisis, buharlaşma. Soğuk,
yumuşak laserler ise düşük
güçteki laserler. Fizik tedavide bunlar kullanılırlar (güçleri
1mw=1/1000watt). Lazer ışını
dokuda fotobiostimülasyon adlı
biyolojik tepkimeye neden olur.
Devamlı araştırmalar
sayesinde çözümü olmadığı
iddia edilen hastalıklar
tarihe karışacak...
68-69 PETİNFO
Sadece bugünü deGIl
yarını da düSünüyoruz
İsmail Serdar Sayar
Denizpet Veteriner Kliniği
ÖNCELİKLİ
OLARAK ÇÖZÜM
ÜRETİLMELİ
Teknolojik gelişmeler bizi
olumlu anlamda sınırlarımızı zorlayacağı aşıkar.
Ancak teknolojiye ulaşmak
için gerekli olan maddi konular aşılmalı. Beşeri
hekimlik devlet desteklidir
yani, alacaklarının bir kısmını SGK gibi kurumlardan
alırlar. Ancak biz veteriner
klinikleri paranın tamamını hasta sahibinden alırız.
Maddi konular aşılamazsa,
teknolojik anlamda geleceğin sınırlarını yeterince zorlayamayacağımız açıktır.
Firmanız, Türk veteriner hekimlerinin gelişmesine ne
tür katkılar sağlıyor?
Yazılım programları hayatımızın her noktasında kullanılmaktadır ve her sektörde vazgeçilmez hale gelmiştir. Klinikler, hastaneler ya da üniversitelerde hekimlerimizin geçmiş hastalarına ait tüm laboratuvar sonuçlarına, radyolojik
görüntülere, muayene ve tedavi detaylarına, tek tuşla cep
telefonlarından dahi anında ulaşması, E-vet Yazılım ArGe şirketinin kazandırdığı en büyük faydadır. Akademik
hafızayı kayıtlı tutarak, hekimlerimize bilimsel araştırma
ve projelerinde düzenlenmiş veri sunarak onlara zaman
kazandırmamızı ise teknoloji ve akademiyi buluşturmamız
olarak isimlendirebiliriz. Bugüne kadarki ilk hedefimiz tüm
kliniklerde program kültürünü oluşturmak; kullanıcılarımızın
mevcut durumunu daha etkin kullanarak kazançlarını ve
müşteri memnuniyetlerini artırmaktı. Bu amaç doğrultusunda, hekimlerimizin klinik işletmeciliğini kolaylıkla yapabileceği, stoklarını pratik bir şekilde tutabileceği, hastalığın
teşhisinden tedavisine kadar yanında ve onlara destek
olan, gerekli resmi belgeleri ilgili kurumlara kolaylıkla sunabileceği profesyonel yazılım programları geliştirdik ve
geliştirmeye devam ediyoruz. E-vet Yazılım’ın geliştirmiş
olduğu Datavet projesi, yine sektöre yakın olmamız, ihtiyaçları bilmemiz ve geliştirme arzumuzdan kopmamamız
sonucunda, uzun yılların birikimiyle sektöre kazandırılmıştır.
Teknoloji konusunda, gelecekte Türk veteriner hekimlik
mesleğinin olumlu anlamda sınırlarını zorlayacak gelişmeler sizce neler olacaktır?
Gelecekte hastalarımızın tüm sağlık verileri tek bir platform
üzerinde olacaktır. Bu veriler, geçmişte yapılan uygulamalar, tedaviler, laboratuvar sonuçları, ultrason görüntüleri,
uygulanan aşılar ve diğer tüm detaylar ile birlikte görülebilecek; veteriner hekimin ayırıcı tanıyı kolaylıkla koymasına ve daha çok bilgiye ulaşmasına yardımcı olacaktır.
Gelecekte nanoteknolojik üretimler konusunda, günümüzde insan sağlığında olduğu gibi hayvan sağlığı üzerinde
de çalışmalar yapılacak, cerrahi amaçlı otomatik cihazlar
geliştirilecektir. Robotik uygulamalar her alanda gelişecek, geliştirilen robotlar bizden daha iyi görme, duyma,
koku alma kabiliyetine sahip olacaklar; bizim görmediğimiz duymadığımız elektromanyetik ve kimyasal spektrum
aralıklarına erişebilecekler. Tüm bunlar, tanı ve teşhiste
büyük katkılar sağlayacaktır. Veteriner sağlık sektöründe holografik görüntüleri yansıtan teknolojiler gelişecek;
veteriner hekimler fiziki ve sanal ortamlarda 3 boyutlu
görüntüler üzerinden teşhis koyacak ve meslektaşları ile
hastanın durumu tartışılabilecektir. Robotik uygulamalar ve
görüntüleme sistemlerinin çeşitliliği şu an yalnızca hayal
edebildiklerimiz arasında.
kapak
Bu tepkime sonucunda hızlı
hücresel yenilenme, normalleşme ve iyileşme gerçekleşir. Enfeksiyon süreçlerinin azaltılmasına ve hasarlı dokunun daha
hızlı iyileşmesine yardımcı olur.
Son zamanlarda lazer terapinin
etkilerinin olumlu yönde alındığı başlıca hastalıklar akut ve
kronik otitis, granulomlar, diş
eti yangısı, stomatit, pyoderma,
dejeneratif eklem hastalıkları,
kalça displazisi, dejeneratif disk
hastalıkları sayılabilir. Ayrıca
yara iyileşmesine de olumlu
katkı sağlar. Günlük kullanımı
kolay ve kısa sürelidir. Veteriner
hekimler de bu tedavi yöntemine oldukça meraklıdır, hasta sahiplerimiz de olumlu gelişimleri
gördükçe mutlu oluyor.
Yürüteçler
Bazı sebeplerden dolayı
arka ya da ön ayaklarını kullanamayan hayvanlarda yürüteçler kullanılabilir. Bu sayede
yatalak olmasından dolayı
vücudunda oluşacak yaralar
da engellenmiş oluyor. Yürüteçler hem ayağını kullanma
umudu olmayan hastalarda
hem de tedavi surecinde ayağının üzerine basması sağlanarak sürecin hızlanmasına
yardımcı olacak durumlarda
kullanılıyor. Yürüteçler ilginizi
çektiyse Petinfo dergisinin 81.
sayısından bu aletler ile ilgili ayrıntıları öğrenebilirsiniz.
MRI
İnsan hekimliğinde yaygın
olarak kullanılan Manyetik Rezonans yöntemi, günümüzde
veteriner hekimlikte de giderek
artan oranda kullanılmaktadır.
MR cihazlarının oldukça pahalı
olması, kurulacak yerde ciddi
altyapı gerektirmesi (geniş girişi
olan bodrum katı veya desteklenmiş giriş kat, 100 KW/h elektrik enerjisi, en az 6 m çapında
alanda hareketli metal nesne olmaması. vb.), işletim maliyetleri
ve bu konuda uzmanlaşmış personelin olmaması nedeniyle ülkemiz veteriner hekimliğinde
70-71 PETİNFO
HekImIn dIlInden
en IyI hekIm anlar
Ömer Faruk Yalçın
Terapi Vet. Sağlık Merkezi
TEŞHİSTE
DOĞRULUK
ORANI ARTIYOR
Son yıllarda, veteriner hekimliğin teknoloji ile yakınlığını ve katkı sağlanmak
istenen alanları yakinen
görmekteyiz. Biz hekimler
olarak tanıda bize yardımcı olacak materyal ve
metotlardan daha çok
yararlanıp, teşhiste doğruluk oranımızı ya da başka
bir açıdan cerrahi müdahalede başarı şansımızı
yükseltmek istiyoruz. Gelecek dönemde sınırlarımızı
zorlayacak ve bize katkı
sağlayacak gelişmelerden
biri, robotik cerrahinin veteriner hekimlik alanında
kullanımı. Robotik protez
uzuv kullanıma başlamak,
yapay kan uygulamasının
özellikle kan bankası yönünden eksik olan ülkemizde veteriner sahaya ciddi
katkılarının olacağını düşünüyorum, 3D yazıcıların
ilerleyen dönemde daha
aktif kullanılması en büyük temennilerim arasında.
Her geçen gün gelişen ve
hızına yetişemediğimiz teknolojinin sahamızda daha
büyük atılımlar yapması
dileğiyle, doğru teşhisli,
başarılı, mutlu günlere.
Firmanız, Türk veteriner hekimlerinin gelişmesine ne tür
katkılar sağlıyor?
Veteriner hekimlik; karakteri itibariyle durağanlığı asla
kabul etmeyen bir meslektir, sürekli olarak gelişimi ve
ilerlemeyi gerektirir. Bu noktada hekimlere hizmet veren
sektörün de sürekli araştırması, öğrenmesi ve kendine kattıklarını müşterilerine & meslektaşlarına aktarması gereklidir. Kutsal bir meslek olan veteriner hekimliği icra ederken
beşeri hekimlikten farklı olarak bize meramını anlatamayan hastalarımız vardır. Bu noktada veteriner hekimlik
beşeri hekimlikten ayrışır ve farklı zorluklar ortaya çıkar.
Veteriner alanda yapılan çalışmalar ve geliştirilen teknolojiler bu özel durumlar göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Veteriner hekimler; kan alma yöntemlerinden
tutun, röntgen çekişlerine, anestezi uygulama tarzından,
post operatif bakım prosedürlerine beşeri hekimlerden oldukça farklılık gösterirler. Tüm bunlara dayanarak MVM,
“Hekimin dilinden en iyi hekim anlar.” felsefesi ile kadrosunda satıştan pazarlamaya, teknik destekten eğitime
veteriner hekimler ile çalışır ve ürün seçimlerini “beşeriden devşirme” cihazlardan yana değil, “veteriner spesifik”
olanlardan yana kullanır. Sektördeki 30 yıllık başarı ve
güven, kuşkusuz çok çalışmanın ve araştırmanın yanı sıra
bu tercihlerin ürünüdür.
Teknoloji konusunda gelecekte Türk veteriner hekimlik
mesleğinin olumlu anlamda sınırlarını zorlayacak gelişmeler sizce neler olacaktır?
Teknoloji ve bilim hızla ilerlerken, MVM her zaman için en
yeni teknolojileri veteriner hekimlere sunan ilk firma olmayı
kendine hedef edinmiştir. Türkiye’deki ilk CR (bilgisayarlı röntgen) cihazını hekimlerle buluşturan firma olmakla
kalmayıp, yıllar içerisinde birçok alanda kurslar düzenleyerek gerek teşhis gerekse tedavi ekipmanlarının doğru
ve efektif kullanımlarıyla alakalı katkılarda bulunmuştur ve
gelecekte de bulunmaya devam edecektir. MVM’nin çoğu
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa menşeili olan 30’un
üzerinde distribütörlüğü mevcut olup günümüzde bir veteriner hekimin bütün ihtiyaçlarını karşılayabilme özelliğine
sahip tek medikal firmadır. MVM, veteriner sektöründeki
dünya devlerinin distribütörlüğünü uzun yıllardır en iyi şekilde yerine getirmektedir. MVM, 2013 yılında puzzle’daki
son parçayı da tamamlamış, laboratuvar alanında dünyanın bir numaralı tercihi olan ve sadece veteriner alanda
çalışmalar yapan IDEXX Laboratuvarları ile karşılıklı imza
atarak gücüne güç katmıştır. IDEXX Laboratuvarları’nın
distribütörlüğü ile birlikte felsefesini “eğitim” üzerine daha
da yoğunlaştırarak, öğrenmenin asla bitmediği bu engin
hekimlik denizinde MVM Medikal, gelişmeye ve geliştirmeye son hızla devam etmektedir.
YenI nesIl
teknolojIlerIn takIpçIsI
İnsan hekimliğinde kullanılan
MRI Yöntemi, günümüzde
veteriner hekimlikte de giderek
artan oranda kullanılmaktadır.
rutin kullanılması halen yaygın
değildir. Ancak insan görüntüleme merkezlerinde, hayvanlar
için her zaman uygun olmayan
koşullar altında çekimler yapılarak yararlanılmıştır. Ülkemizde
İstanbul’da bulunan Zeytinburnu Veteriner Kliniği, her engeli
aşıp, pet hayvanlara daha iyi
hizmet vermek için MR merkezi
açan güzel örneklerden biridir.
Prebiyotikler ve probiyotikler
Hayvanları tehdit eden hastalıkların sayısı ve çeşitliliği her
geçen gün artmaktadır. Organizmanın akut ve/veya kronik
hastalıklar karşısında sağkalım
savaşını belirleyen en önemli
faktör gösterdiği enflamatuar
ve immün yanıttır. Her iki yanıtta da en önemli immunmodulatör; kalın bağırsaklar ve
içerdiği floradır. Flora bütünlüğünü tehdit eden koşullar
(antibiyotikler, liften yoksun
diyet) immun yanıtın şeklini ve
derecesini kaçınılmaz olarak
etkilemektedir. “Prebiyotikler”
ve “Probiyotikler” günümüz
modern tıbbının üzerinde yoğunlaştığı kavramlardır. Kelime
karşılıkları fermente edilebilen
gıdalar (prebiyotikler) ve yararlı basiller (probiyotikler) olan
bu iki maddenin operasyon
öncesi ve sonrası kullanımı ve
birçok hastalığın tedavisinde
destekçi olarak kullanılması,
hayvanların yem standardını
pozitif yönde etkilemektedir. 
72 PETİNFO
Orhan Özbaba
Petical Hayvan Hastanesi
MESLEKİ
UZMANLAŞMA
KAÇINILMAZ
Dünya teknoloji anlamında çok hızlı yol kat ediyor.
Bütün bu gelişmelerden
veteriner hekimlik mesleği de payını alacaktır
elbette. Meslekte uzmanlaşmanın artık kaçınılmaz
olduğu kesinleşti. Hemen
her şehir ve kentte hayvan
hastaneleri dallarına göre
kurulacak. Göz hastanesi,
Ortopedi hastanesi gibi
kuruluşları çokça göreceğiz. Hayvanların türlerine
göre hastaneler açılacağı da kaçınılmaz. Kedi ve
köpek hastaneleri şimdiden kurulmaya başlandı.
Diş hastaneleri mutlaka
olacak. Şimdilerde damak
protezleri, krom diş kaplamaları yapmaya başladık
bile. Organ nakilleri yapmak hayal olmaktan çıktı.
Teknolojik olarak ise, bir
alet geliştirileceği, hastalara yaklaştırdığımızda sorunlarını tanımlayacağına
ve tedavide önemli avantaj
sağlayacağına inanıyorum.
Tüm operasyonlar ileride
robotlarla yapılacak diye
düşünüyorum. El becerileri gelişmiş olmak tarihe
karışacak. Hastalığa göre
programlanacak robotlar
operasyonları yapacaklar.
Firmanız, Türk veteriner hekimlerinin gelişmesine ne tür
katkılar sağlıyor?
Hasvet Medikal olarak hizmet kalitemizdeki temel hedefimiz, Türkiye’deki veteriner hekimliğini dünya standartlarında tutmaktır. Vizyonumuzu oluşturan temeller de bu
hedefe dayalıdır. Halk sağlığına ve hayvan sağlığına hizmet eden, yenilikçi, yüksek kaliteli, kolay kullanılabilir, düşük sarf maliyetine sahip ürünleri üretmek, tedarik etmek,
son tüketiciye ulaştırmak, bu ürünlere üstün teknik destek
sağlamak ve mesleğimizin daima ileriye gitmesi için çalışmak vazgeçilmez ilkelerimizdir. Hasvet Medikal’in veteriner hekimlerden kurulu bir şirket olması bunun en büyük
göstergesidir. Türkiye’de Mindray, Fujifilm gibi dev markaların distribütörlüğünü yapan firmamız, 54 kişilik ekibiyle
sadece cihaz ithalatı yaparak sektörün gelişmesini sağlayan bir firma değil, Safir Cerrahi El Aletleri, Medyavet,
Datavet, Hasvet Öğrenci Topluluğu gibi ürettiği projelerle
aynı zamanda hekimliğimize yön veren bir firma konumundadır. Türkiye’nin bölge fark etmeksizin her ilinde hem
pet hem de büyükbaş hekimliği ile ilgili tüm kongre, çalıştay, seminer ve eğitimlerde Hasvet’in desteğini ve izini
görmeniz mümkündür.
Teknoloji konusunda gelecekte Türk veteriner hekimlik
mesleğinin olumlu anlamda sınırlarını zorlayacak gelişmeler sizce neler olacaktır?
Türkiye’de Veteriner Hekimliği tarihi 1800’lü yılların başlarına dayanmaktadır. Veteriner Hekimliği insanlık tarihinin
en eski mesleklerinden kabul edilir. Günümüze kadar olan
süreç içerisinde birçok teknolojik gelişim ve araştırmalarla
donanmış ve kendini geliştirmeye devam etmektedir. Yakın
geçmişe kadar imkanların kısıtlı olması nedeniyle hastalarımıza arzuladığımız ölçüde yardımcı olamazken günümüzde birçok cihaz, geliştirilen teknikler, bulunan ilaçlar, yapılan araştırmalar vasıtasıyla tanı, tedavi ve izlemede kesin
sonuçlar elde edebiliyoruz. Hayvan hastalıklarına yönelik
teşhis, tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ile hayvan refahının artması, yaşam kalitesinin yükselmesini sağlayabiliyoruz.
İlerleyen dönemlerde, nasıl ki bugün CR Teknolojisi artık
tedarik edilebilir, yaygın kullanılabilir seviyelere getirilmiş
ise; Bilgisayarlı Tomografi ve MR gibi görüntüleme sistemleri de yaygınlaşacaktır. Günümüzde büyükbaş hekimliğinde yaygın olarak kullanılan metabolik durum takibi,
hastalık belirtileri takibi, gebelik ve doğum takibini yapmamıza imkan sağlayan sensör teknolojisi çok yakında pet
hekimliğinde de kullanılmaya başlayacaktır. Biz bugünkü
teknolojinin bütün imkanlarını hekimliğimize adapte ederek
fayda, zaman ve kalite yaratmak için çalışıyoruz. Gelecek
dönemlerde ortaya çıkacak yeni nesil teknoloji ve uygulamaların da sizler için takipçisiyiz.
Download