gaziantep müzeleri

advertisement
GAZİANTEP MÜZELERİ
Gaziantep İli, tarihi coğrafya bakımından Kuzey Suriye - Anadolu ve doğu-batı arasında kültürel, askerî ve
ticarî yolların üzerinde ve kavşak noktasında yer almaktadır. Tarihte çok değişik kültürlere tanık olmuş Gaziantep
İli'nde 250'den fazla höyük bulunmaktadır. Anadolu'nun en eski buluntularından biri Dülük Mağarası'nda bulunmuş
olan taş aletlerdir.
Bunların tarihi 600 bin yıl önceye Paleolitik Çağa uzanmaktadır. Yöre Hurri, Hitit, Pers, Yunan, Roma, Bizans ve İslâm
uygarlığının izlerini taşımaktadır. Yörede 30'u aşkın arkeolojik kazı yapılmıştır. Gaziantep Müzesi eserlerinin çoğunu
bu kazılar sayesinde elde etmiştir. Müzede 65 binin üzerinde eser bulunmaktadır.
Gaziantep Müze Müdürlüğü'ne bağlı olan müzeler şunlardır: Arkeoloji Müzesi, Etnografya Müzesi ve İslahiye
İlçesi'ndeki Yesemek Açık Hava Müzesi. Ayrıca Müze Müdürlüğü denetiminde tek yapı bazında 693 taşınmaz kültür
varlığı ile 221 adet sit alanı bulunmaktadır.
Nüvesi 1944 yılında, öteden beri etraftan toplanmış bazı eserlerin bir araya getirilmesiyle Sabahat Göğüş tarafından
kurulmuş olan Gaziantep Müzesi, önce Nuri Mehmet Paşa Camii'nde hizmet vermiş, 1969 yılında ise bugünkü binasına
taşınmıştır.
Arkeolojik bakımdan çok zengin olan bölgenin potansiyeli sebebiyle müzenin genişletilmesi ihtiyacı doğmuştur. 1976
yılında başlatılan ek salon çalışmaları halen sürmektedir. Bugünkü mevcut binada 5 adet salon bulunmaktadır.
Gaziantep Müzesi'nde, müzeyi bir tarih deposu görünümünden kurtarmak ve izleyicide sempati uyandırmak amacı ile
sergilemede alışılmışın biraz dışına çıkılarak yenilik sayılabilecek denemeler yapılmıştır.
II. YESEMEK HEYKEL ATÖLYESİ VE AÇIKHAVA MÜZESİ
Gaziantep'in İslahiye İlçesi'nin Yesemek Köyü'nde yer almaktadır. Karatepe olarak anılan bir tepe üzerinde bazalt taş
ocağı ve bu tepenin yamaçlarında bir heykel atölyesi bulunmaktadır. Burası ilk defa, Alman Doğu Araştırmaları
Kurumu adına Zincirli Höyük'te kazı yapan Felix von Luschan tarafından görülerek bilim alemine tanıtılmıştır. Burada
1958-1961 yıllarında Prof. Dr. Bahadır Alkım tarafından kazı ve araştırması yapılmış ve bir bilimsel yayın
neşredilmiştir.
M.Ö. 2. binin ikinci yarısı içinde bölge, Hitit hakimiyetine girdikten sonra bu taş ocağı faaliyete geçmiş ve Hititler'le
yeni bir fonksiyon kazanmıştır. Burada Hititli ustaların yanı sıra Hurri usta ve sanatkârların da çalıştığı bilinmektedir.
Bir ara faaliyeti zayıflayan atölyede, Geç Hitit krallıkları döneminde M.Ö.9. yüzyıldan itibaren çalışmalar tekrar
yoğunlaşmış, bu ikinci dönemde özellikle Arami ve Asur sanatı ağırlık kazanmıştır. Diğer Önasya sanat unsurları gibi
burada hakim olan sanatsal üslup da, oriantalizan üslup adıyla hemen sonraları batıda gelişmeye başlayan Ege
kültürlerini etkilemiş ve Klasik Dönemle doruk noktasına ulaşan Yunan sanatının adeta nüvesini oluşturmuştur.
Atölyenin teknik işleyişi bilinmektedir. Yüzey kayası düzlendikten ve blok sınırları belirlendikten sonra burada düzenli
delikler veya kanallar açılmakta, bu oyuklara kuru ağaçlar çakılmaktadır. Islaklık sonucu genişleyen ağaçlar kaya
bloğunu çatlatarak yerinden koparmaktadır. Elde edilen bazalt bloklar ağaç kızaklarla yamaçtaki çalışma alanına
indirilmekte ve alınan siparişe göre ustalar bloğu kabaca yontmakta, taslak haline getirmektedir.
Bu taslakların ince işçilikleri ise, nakliye sırasında zarar görmemesi için gittiği yerde yapılmaktadır. Buna dair bulunan
tek bir örnek, Zincirli'den çıkarılıp halen Gaziantep Müzesi'nde sergilenen sfenkstir. Devlet denetiminde büyük bir
teşkilatla işletildiği anlaşılan bu taş ocağı ve heykel atölyesinde taslak işçiliğinin bütün safhalarını takip etmek
mümkündür. Asurlular'ca faaliyetine son verildiği ve ustalarının Asur'a götürüldüğü bilinen atölyede herşey olduğu gibi
kalmış ve zaman donmuş gibidir.
Sanki biraz sonra öğle yemeği paydosu bitecek ve çalınan bir başlama düdüğü ile ustalar ve sanatkârlar tekrar işlerinin
başına döneceklerdir. Gaziantep Müzesi'nce yapılan çalışmalarla düzenlenen alanda halen 200'den fazla heykel taslağı
teşhir edilmektedir. Sfenksler, kapı aslanları, oturan aslanlar, kanatlı aslanlar, Amanos Dağları'nı temsil eden dağ tanrısı
kabartmaları, savaş sahnesi kabartmaları ve mimari parçalar kendi tabii ortamlarında sergilenmektedir.
Faaliyeti yaklaşık 500 yıl devam etmiş olan taş ocağı ve atölye, günümüze kadar gelmiş halen tek örnek olması
açısından önemlidir.
ARKEOLOJİ MÜZESİGeçici Sergileme ve Nostalji Vitrinleri
Girişteki ince uzun salonda, genellikle geçici veya periyodik olarak değişen konuları yansıtan sergileme yapılmaktadır.
Resim ve karikatür meraklılarını müzeye çekmek için "arkeoloji" konulu bir karikatür sergisi, tıp-eczacılık-kimyakozmetik meraklılarına hitap eden "Antik Dönemde Tıp Aletleri" konulu iki vitrin, arkeoloji ve müzeler dünyasındaki
son gelişmeleri içeren "Diğer Müzeler ve Arkeolojik Çalışmalardan Haberler" başlıklı bir pano ile çevredeki ören
yerlerini tanıtan resimlerin sergilendiği üç adet blok pano yer almaktadır. Bu salondaki önemli bir bölüm de "Nostalji
Vitrinleri"dir. Burada ülkemiz müzelerinde ilk kez olmak üzere, 1864 yılında bakır plaka üzerine çekilmiş ilk
fotoğraflar ile 1910 yılındaki modellerden başlayarak günümüze kadar gelen "Fotoğraf Makinelerinin Tarihi Gelişimi"
isimli 120 parçalık fotoğraf makineleri ve aksesuarları koleksiyonu sergilenmektedir. Ayrıca yüzyılımızın başlarına ait
ülkemizden ve dünyanın çeşitli şehirlerinden görüntülerin yer aldığı "Kartpostallarla Eskilerden Günümüze" isimli sergi
ile eski radyolar, gramofonlar, telefon-yazı makinesi-kollu dikiş makinesi; eski saatler ve benzeri eşyalar sergilenmekte,
izleyicilerin anılarıyla yakın geçmişi yaşamaları ve böylece müzeye yakınlık duymaları amaçlanmaktadır.
Kronolojik Salon
Bu salonda, Anadolu ve Gaziantep'teki antik yerleşim yerleri ve kazı merkezleri büyük panolardaki haritalarda
tanıtılmakta ve Gaziantep bölgesinin kronolojisi verilmektedir. Sergileme, birinci bölümde tabiat tarihi vitrini ile
başlamakta, özellikle Dülük ve Fırat kenarı paleolitik taş aletlerinin ve bunların kullanımına yönelik didaktik
materyallerin yer aldığı vitrinlerle devam etmektedir. Kalkolitik ve Tunç Çağlarının çeşitli evrelerini yansıtan
sergileme, Demir Çağındaki bir medeniyete - Urartu'ya - özgü vitrinlerle son bulmaktadır. İkinci bölümde ise,
Akamenid-Pers, Hellenistik ve Kommagene ile özellikle Roma Döneminden kesitler sunan vitrinler yer almaktadır. Bu
bölüm, Bizans ve İslâmî dönemlere ait süslü kapların, çeşitli kandillerin sergilenmesi ile sona ermektedir. Salonda
ayrıca, "Belkıs/Zeugma Kazıları" ve "Çağlar Boyu Çocuk Oyuncakları" vitrinleri yer almaktadır. Burada ayrıca, bir
mamut iskeletine ait kemikler ile doldurulmuş bir krokodil de sergilenmektedir.
Belkıs / Zeugma Salonu
Koridor şeklindeki ince uzun salonda, Belkıs kazılarından elde edilen ve özellikle mezar heykeltraşlığını yansıtan
heykel ve kabartmalar ile mozaik panolar yer almaktadır. Mezar odalarının önündeki teraslara ve koridorlara konulan
ölülere ait heykel ve kabartmaların oluşturduğu mezar heykeltraşlığı, Zeugma nekropolüne özgü bir özelliktir.
Sikke ve Küçük Buluntular Salonu
Yeni düzenlenmiş olan bu salonda modern müzecilik anlayışıyla, bir yanda tüm dönemleri içeren bronz insan ve hayvan
heykelcikleri, kült eşyaları, figürünler, damga ve silindir mühürler, süs iğneleri, bilezik; tork'lar, fibula'lar, yüzük taşları;
Klasik Dönem kil mühür baskıları, altın ve gümüş ziynet eşyaları sergilenmektedir. Diğer yanda ise, sikkenin basım ve
devirlere göre belirlenen özelliklerini ve zaman içindeki değerini belgeleyen bilgi panolarına yer verilmekte; altıngümüş ve bronz sikkeler ile Osmanlı Dönemi nişanları izleyiciye sunulmaktadır. Belkıs Salonu ile sergi salonunu
birleştiren koridordaki iki eski ahşap vitrinde ise, araştırmacı Sayın Akten Köylüoğlu'nun aslına uygun olarak eski
ustalara bizzat yaptırıp müzeye hediye ettiği "Eski Gaziantep'te Çocuk Oyuncakları" sergilenmektedir.
Sergi Salonu
Bu salonda, gene ülkemizde ilk kez olarak 60 panoyla izleyiciye sunulan "Roma Döneminde Bir Şehirde Kuruluş
Öyküsü" isimli çizgi-resimlerden oluşan bir sergi yer almaktadır. Ayrıca, Kültür Bakanlığı'nca yaptırılıp tanıtım
amacıyla birçok ülkeye gönderilen "Türk Mimarlık Eserleri" ve "Arkeolojik Kültür Varlıklarımız" ile "Yağmalanan
Anadolu" isimli büyük boy fotoğrafların küçültülmüş boydaki kopyaları da sergilenmektedir. Öte yandan "Atatürk ve
Müzeler" isimli Türkçe-İngilizce yazı ve resimlerden oluşan sergi de ayrı bir köşede Cumhuriyet'imizin 75. yılı
nedeniyle ziyaretçilerin ilgisine sunulmaktadır.
Müze Bahçesi
Müzenin ön bahçesinde, Hitit ve Geç Hitit Dönemi cenaze ziyafetlerini betimleyen bazalttan kabartmalı steller yer
almakta; yan bahçesinde ise çoğunluğu Belkıs/Zeugma kökenli Roma Dönemi erkeğini simgeleyen kartal ve kadını
simgeleyen yün sepeti motifli mezar taşları sıralanmaktadır. Ayrıca dört adet Roma Dönemi lahti de bahçeyi
süslemektedir. Yeni bina tamamlandığında, özellikle bahçe teşhiri tamamen değişecektir. Yepyeni mozaik ve heykel
salonlarında; "Gaziantep Kültürü" adıyla düzenlenecek dört adet büyük salonda, Gaziantep'in el sanatları, zenaatkârlar
çarşısı, ev ve konak yaşantısı, Barak kültürü, hayat hikayeleri ve eserleri, Gaziantep'te yetişen ünlü kişiler, sözlü, yazılı
ve belgelerle modern müzecilik anlayışı içinde ziyaretçiye sunulacaktır
Download