Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi

advertisement
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek
Özel Çevre Koruma Bölgesi
Doğa Koruma ve
Fethiye-Göcek
Özel Çevre Koruma Bölgesi
Yazarlar:
Yrd. Doc. Dr. Ġsmail ÇINAR
Dr . Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
©
Bu kitabın Türkiye’deki her türlü yayın hakkı Gazi Kitabevi Tic. Ltd. ġti’ye aittir, tüm
hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre,
kitabı yayınlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik, mekanik,
fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemiyle çoğaltılamaz, yayınlanamaz, depolanamaz.
Kapak Tasarımı
Nurullah Arda TURAN
Düzenleme
Figen KALEÖZÜ
Baskı
Sonçağ Yayıncılık Matbaacılık
Reklam San. Tic. Ltd. ġti.
Ġstanbul Cad. Ġstanbul ÇarĢısı 48/48 Ġskitler / ANKARA
Tel: (0312) 341 36 67
Baskı Yılı
Mart 2015
ISBN
978 – 605 – 344 – 198 – 4
Gazi Kitabevi Tic. Ltd. Şti.
Dögol Caddesi No: 49/B Beşevler, ANKARA
Tel: (0 312) 223 77 73 – 213 32 82 • Faks: (0 312) 215 14 50
info@gazikitabevi.com.tr
www.gazikitabevi.com.tr
ÖNSÖZ
Bu kitapta, Fethiye ilçe sınırları içerisinde yer alan Fethiye-Göcek
Özel Çevre Koruma Bölgesinde, peyzajda 2002-2010 yılları arasında
yaĢanan değiĢimlerin uzaktan algılama teknikleri (uydu görüntüleri)
ile izlenmesi ve bu süre içerisinde gerçekleĢen peyzaj değiĢimlerinin,
doğa koruma kapsamında analiz ve değerlendirmesi anlatılmaktadır.
Bölgede özellikle 2000‟li yıllardan sonra turizm ve kentleĢme
faaliyetlerini daha fazla yoğunlaĢması nedeniyle değiĢimlerin
inceleneceği tarih olarak 2002 yılı seçilmiĢ ve 2002-2010 yılları
arasındaki arazi örtüsü değiĢimi incelenmiĢtir. Özellikle doğal kaynak
değerlerinin zengin olduğu bölgeler, ekolojik bozulma tehlikesi ile
daha fazla karĢı karĢıyadır. Burada sürdürülebilirlik açısından mutlak
göz önünde bulundurulması gereken nokta; bu bölgelerde korumakullanma dengesinin sağlanabildiği planlar dahilinde koruma
hareketlerini yürütmek ve peyzaj değiĢimlerini belirli periyotlarda
izlemek olmalıdır.
Bölge, 12.06.1988 tarihi ve 88/13019 sayılı Bakanlar Kurulu
kararıyla Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiĢ; doğal, kültürel ve
tarihi değerler açısından bütünlük gösteren ve gerek ülke gerek dünya
ölçeğinde ekolojik önemi olan alanlar kapsamına alınmıĢtır. FethiyeGöcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin sınırları içerisinde farklı
koruma statüleri ile korunan alanlar da bulunmaktadır.
Sonuç olarak; ÇalıĢma alanı koruma statüsünün, özellikle doğal
peyzaj dokusunun bozulduğu alanların, doğa koruma öncelikli
ekolojik planlama kapsamında yeniden değerlendirilmesi, doğal
dokunun bozulmadığı ve ekolojik risk değeri yüksek olan alanların ise
mutlak koruma zonu statüsüne alınması gerekmektedir.
Bu kitabın hazırlanmasında; Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Bilimsel AraĢtırma Projeleri No: 211/27 sonuç verilerinden
faydalanılmıĢtır. Bu nedenle Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Bilimsel AraĢtırma Projeleri Koordinasyon Birimine, Özel Çevre
Koruma Müdürlüğü‟ne, Fethiye Belediyesi‟ne, Fethiye Ticaret
Odası‟na, Fethiye Esnaf ve Sanatkarlar Odası‟na; sağladığı
desteklerden dolayı teĢekkür ederiz.
BİRKAÇ SÖZ
Her zamanki gibi bir yönetim kurulu toplantısı yapıyorduk. Her
zamanki gibi bir destek isteği geldi. Daha doğrusu baĢta biz öyle
sandık. Ġki üniversite hocamız Özel Çevre Koruma bölgesi olarak
tanımlanan Fethiye ve çevresinin 9 yıllık görüntülerine bakarak doğal
görünümünü incelemiĢler. Ġnsan eliyle yapılan müdahaleleri
belirlemiĢler. Buralarda yaĢayanlara, 2002 ile 2010 yılları arasında
doğayı ne hale getirdiklerini göstermeye çalıĢmıĢlar. Elinizdeki eseri
biraz inceledikten sonra, para kazanma kaygısı olmayan, doğa adına
bir çığlık atan hocalarımıza destek olmak için bir an bile
duraksamadık. Değerli çalıĢmalarına küçük de olsa bir destek vererek
onlara minnetimizi göstermek istedik.
Hocalarımız eserlerinde neden söz ediyorlar, diye baktık. ġunları
gördük:

Doğa koruma öncelikli planlama

Ekolojik riski yüksek alanların mutlaka koruma alanı ilan
edilmesi

Ekonomik zenginlik üzerine kurulu dünya düzeni

Ġnsan kaynaklı doğa baskıları

Son on yılda artan kentleĢme ve turizm baskısı
viii
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi

Günlük ağacı (Liquidambar orientalis) ve Caretta carettalar
için üreme alanları

Likya'nın tarihi mirası, Likya Yolu

Azalan su yüzeyleri, orman, maki, tarım alanı

Artan yapay yüzeyler, çıplak yüzeyler ve sahil kumulları

Sürdürülebilir kullanım

Koruma – kullanma dengesi

Islah adı altında suyun toprakla temasının kesilmesi

...
Bölgede yaĢayanlara ve buralarla ilgili plan yapanlara diyorlar ki:
Ey Ġnsanoğlu,
Bu dünyanın tek sahibi kendinsin sanma sakın. Sen de bu
gezegende yaĢayan canlılardan birisin ve ona çok zarar veriyorsun; al
sana kanıtı! Buralarda daha uzun süre yaĢamayı düĢünüyorsan kendi
ayağına kurĢun sıkmayı bırakman gerek. YaĢarken yaĢatman gerek,
yıkmaman, doğanın dengesini bozmaman gerek! Biz bu dünyayı
çocuklarımızdan emanet aldık, atalarımızdan miras kalmadı!
Bize her Ģeyin ekonomik varlıklara dayanmadığını hatırlattığınız
için size çok minnettarız. Öğrenmek için kitap yazdığını belirten
Orhan Hançerlioğlu bütün tartıĢmaların bilgisizlikten doğduğunu
söylüyor. Bizi yaĢadığımız yerlere ne yaptığımız, ne yapsak daha iyi
olur, gezegenimizi kendimizden nasıl korumamız gerektiği
konularında bilgi sahibi yaptığınız için size ne kadar teĢekkür etsek
azdır.
Sağ olunuz, var olunuz.
Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası
İÇİNDEKİLER
1. Giriş ............................................................................................... 1
1.1. Doğa Koruma ÇalıĢmalarının Ortaya ÇıkıĢı ............................ 2
1.2. Doğa Korumanın Türkiye‟deki GeliĢimi................................. 6
1.3. Özel Çevre Koruma Bölgeleri ................................................ 10
1.4. Uzaktan Algılama ................................................................... 17
1.5. Alan Kullanımlarının Sınıflandırılması ................................. 20
1.5.1 Görüntülerin Sınıflandırılması....................................... 23
2. KAYNAK ÖZETLERİ .............................................................. 27
3. MATERYAL ve YÖNTEM ....................................................... 35
3.1. Materyal ................................................................................. 35
3.2. Yöntem ................................................................................... 40
4. ARAŞTIRMA BULGULARI .................................................... 45
4.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin Doğal
Özellikleri .............................................................................. 45
4.1.1. Coğrafi Özellikleri ....................................................... 45
4.1.2. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin
Toprak Özellikleri ....................................................... 46
4.1.3. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin
Jeolojik Yapısı ............................................................. 49
4.1.4. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin
Ġklim Özellikleri .......................................................... 52
4.1.5. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin
Sosyo-Ekonomik Özellikleri ....................................... 57
x
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
4.1.6. Biyolojik ÇeĢitlilik ....................................................... 62
4.1.7. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin
Peyzaj Özellikleri ........................................................ 66
4.2. Arazi Örtüsü DeğiĢimlerinin Uzaktan Algılama Teknikleri
Ġle Belirlenmesi ...................................................................... 80
4.2.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin
2002 Yılı Sınıflandırma Sonuçları ............................... 82
4.2.2. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin
2010 Yılı Sınıflandırma Sonuçları ............................... 84
4.2.3. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde
Meydana Gelen Zamansal DeğiĢimlerin
KarĢılaĢtırılması ........................................................... 86
5. TARTIŞMA ve SONUÇ ............................................................. 88
KAYNAKLAR .................................................................................. 99
EKLER ............................................................................................ 109
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
xi
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 3.1. ÇalıĢma alanının konumu ................................................... 36
Şekil 3.2. 2002 yılına ait Aster uydu görüntüsü ve çalıĢma alanı
sınırları ................................................................................ 37
Şekil 3.3. 2010 yılına ait Aster uydu görüntüsü ve çalıĢma alanı
sınırları ................................................................................ 38
Şekil 3.4. Yöntem akıĢ Ģeması ............................................................ 42
Şekil 4.1. Fethiye ve yakın çevresi genelleĢtirilmiĢ
tektonostratigrafik sütun kesiti ............................................ 51
Şekil 4.2. GüneĢlenme grafiği ............................................................ 53
Şekil 4.3. Fethiye ilçesinde sıcaklık dağılımı ..................................... 55
Şekil 4.4. Fethiye rüzgar gülü diyagramı ........................................... 56
Şekil 4.5. Ortalama yağıĢ verileri ....................................................... 57
Şekil 4.6. Oyuktepe koylarından görünümler..................................... 67
Şekil 4.7. Adalardan görünümler........................................................ 70
Şekil 4.8. Bedri Rahmi Koyu ............................................................. 71
Şekil 4.9. Göbün koyu ........................................................................ 71
Şekil 4.10. Katrancı Koyu .................................................................. 72
Şekil 4.11. Günlüklü Koyu ................................................................. 73
Şekil 4.12. ÇalıĢtan görünümler ......................................................... 74
Şekil 4.13. Gemiler koyu ve adası ...................................................... 75
Şekil 4.14. Kral mezarları ................................................................... 76
Şekil 4.15. Fethiye kalesi.................................................................... 77
Şekil 4.16. Kayaköy ........................................................................... 78
xii
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Şekil 4.17. Telmessos tiyatrosu .......................................................... 79
Şekil 4.18. 2002 ASTER uydu görüntüsünde çalıĢma alanı ............. 80
Şekil 4.19. 2010 ASTER uydu görüntüsünde çalıĢma alanı ............... 81
Şekil 4.20. Bölgenin 2002 yılına ait sınıflandırması .......................... 84
Şekil 4.21. Bölgenin 2002 yılına ait sınıflandırması .......................... 86
Şekil 5.1. Orman örtüsüne sokulan yapılaĢma (Ölüdeniz Bölgesi) .... 91
Şekil 5.2. Orman örtüsüne sokulan yapılaĢma (Fethiye Bölgesi)....... 92
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
xiii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 1.1. Doğa korumanın tarihsel geliĢiminde önemli olaylar ...... 5
Çizelge 1.2. Doğa koruma alanında Türkiye‟nin taraf olduğu
sözleĢme ve protokoller.................................................... 8
Çizelge 1.3. Türkiye‟de bulunan korunan alanlar .............................. 10
Çizelge 1.4. Türkiye‟deki Özel Çevre Koruma Bölgeleri .................. 13
Çizelge 1.5. CORINE arazi sınıfları ................................................... 22
Çizelge 3.1. ASTER algılayıcılarının spektral aralık ve
çözünürlük özellikleri..................................................... 39
Çizelge 3.2. CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına uygun
olarak atanan sınıflar ...................................................... 42
Çizelge 4.1. Büyük Toprak Grupları ve kapladığı alanlar .................. 47
Çizelge 4.2. Arazi Kullanım Yetenek Sınıfları ve kapladığı alanlar .. 48
Çizelge 4.3. Erozyon dereceleri ve kapladıkları alanlar ..................... 49
Çizelge 4.4. Jeolojik formasyonlar ve kapladığı alanlar..................... 52
Çizelge 4.5. Ortalama toplam güneĢlenme süresi ve ortalama
güneĢ radyasyonu Ģiddeti ............................................... 53
Çizelge 4.6. Fethiye Ġlçesinde aylık ortalama hava sıcaklıkları ......... 54
Çizelge 4.7. Fethiye rüzgar hızı .......................................................... 56
Çizelge 4.8. Yıllara Göre Fethiye-Göcek ÖÇK Bölgesi YerleĢim
Birimleri Nüfusu ............................................................ 61
Çizelge 4.9. CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına uygun olarak
atanan sınıflar ................................................................. 82
Çizelge 4.10. 2002 yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir
sınıfın kapladığı alanlar ................................................ 83
xiv
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Çizelge 4.11. 2010 yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir
sınıfın kapladığı alanlar ................................................ 85
Çizelge 4.12. Fethiye-Göcek ÖÇK Bölgesi‟nin 2002-2010 yıllarına
ait sınıflandırma ............................................................ 87
ÖZET
Doğal kaynak değerlerimizin sürdürülebilir kullanımının
sağlanmasında, en önemli basamak olan korunan alanlar, korumakullanma dengesinin göz önünde bulundurulmaması durumunda doğal
özelliklerini kaybedecek, ekonomik zenginlik üzerine kurulu dünya
düzeninde son 100 yıl içerisinde farkına vardığımız ve tüm insanlık
kadar tüm canlıları da ilgilendiren doğal zenginliklerde de
farkındalığın önemsenmesi zorunlu hale gelmiĢtir. Kıyı bölgelerinde
yer alan korunan alanlar insan kaynaklı baskılardan daha fazla
etkilenmektedirler. Akdeniz kıyısında yer alan bir koruma bölgesi
olan Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, özellikle son on
yıldır büyük ivme kazanan turizm ve kentleĢme baskısı altındadır. Bu
baskılar Bölge‟nin doğal dokusunda değiĢmelere yol açmıĢtır.
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde birçok
doğal ve kültürel kaynak değeri bulunmaktadır. Bu bölge aynı
zamanda, taban suyu yüksek alanlarda, deltalarda, ırmak kenarlarında
doğal olarak yetiĢen Liquidambar orientalis (doğu sığla veya günlük
ağacı) ve Caretta caretta kaplumbağaları için üreme alanlarını içine
alan bir konumdadır. Likya tarihi mirası, tarihi Likya Yolu ve diğer
tarihi
yerleĢimler
bölgenin
önemli
kültürel
değerlerini
oluĢturmaktadır.
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde arazi örtüsü
değiĢiminin uzaktan algılama teknikleri ile belirlenmesi ve doğa
koruma kapsamında incelenmesi amaçlanan bu çalıĢmada, 2002 ve
2010 yıllarına ait Level-3A 15x15 m çözünürlüğe sahip ASTER
uydu görüntüleri kullanılmıĢtır. Projesi 1985 yılında 12 Avrupa
birliği ülkesi tarafından oluĢturulan CORINE (Coordination of
Information on the Environment) arazi örtüsü sınıflandırmasına göre
altı sınıf olarak belirlenen alan kullanımları kontrolsüz
sınıflandırmaya tabi tutulmuĢtur. Sınıflandırma sonrasında
görüntüler, ikili olarak karĢılaĢtırılarak meydana gelen değiĢimler
ortaya konmuĢtur. Elde edilen sonuçlara göre su yüzeyleri, orman,
xvi
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
maki ve tarım alanlarında azalma, yapay yüzeyler ve diğerleri
sınıfında (çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) ise artıĢ meydana
gelmiĢtir. Ġzlenen zaman diliminde, en fazla azalma tarım alanlarında
gerçekleĢmiĢtir. Tarım alanlarını ise maki çalı gurubu sınıfı takip
etmiĢtir. AraĢtırma konusu 8 yıllık zaman diliminde su yüzeyleri 126
ha, orman alanları 859 ha, maki alanları 811 ha azalma gösterirken,
yapay yüzeyler 1344 ha, diğer olarak adlandırılan sınıf ise 1496 ha
artıĢ göstermiĢtir. Elde edilen bulgular ıĢığında incelenen alanın
sürdürülebilir kullanımının sağlanması yönünde doğa korumaya
yönelik öneriler getirilmiĢtir.
Anahtar Sözcükler: Doğa Koruma, Fethiye-Göcek Özel Çevre
Koruma Bölgesi, Arazi Örtüsü DeğiĢimi, Peyzaj, Uzaktan Algılama.
1.GİRİŞ
Doğa, canlı ve cansız varlıklarıyla bütünlük taĢır ve doğada her
Ģey denge içindedir. Ġnsan bilerek veya bilmeyerek bu canlı zincirin
bir halkasını yok ettiği zaman, bu dengeyi bozmuĢ, zincirin öteki
halkalarını da etkilemiĢ olur. Ġnsanların tarih boyunca doğal
kaynakların sınırsız olduğunu düĢünüp bilinçsizce kullanmalarından
dolayı doğal kaynakların dengesi bozulmuĢ ve çevre tahribatları
artmaya baĢlamıĢtır. Bu tahribatlar ise doğal kaynaklarımızın içinde
barındırdığı değerlerin yok olması sonucunu doğurmuĢtur.
Ġnsanın da içinde yer aldığı biyosfer (yerden 2 metreye kadar olan
yaĢam alanı), büyük ölçüde insanın aĢırı tüketim ve tahribatı sonucu
doğal yaĢam kaynaklarının verimliliğini süratle kaybetmektedir. Bu
tüketim ve tahribat insanın var oluĢuyla birlikte ortaya çıkmasına
rağmen endüstrileĢmeyle beraber çok belirgin bir hale gelmiĢtir
(Hepcan vd., 1996). Hızlı nüfus artıĢı, geliĢen teknoloji ve sanayi ile
birlikte insanoğlunun ekosistemler üzerindeki baskısının artması doğal
çevrenin giderek yok olmasına ve yenileme gücünü kaybetmesine
neden olmaktadır (Tozar, 2006). Ġnsan toplumlarının geleceğinin
güvenceye alınması için doğal ortamlar ve doğal kaynakların
araĢtırılması, kaynaklardan sürekli ve optimum düzeyde
yararlanılması, korunarak kullanılması ve geliĢtirilmesi gereklidir
(Özkan, 2008). Çevrenin korunması, doğal kaynakların, tarım ve
orman alanlarının, tarihi değerlerin ve zenginliklerin korunması
sadece topraklarımızın amaçlarına uygun olarak planlanmasıyla değil,
plan dıĢı geliĢmelere müdahaleyle ve planların uygulanma sürecinin
izlenmesi ile mümkün olacaktır (Sanver, 2008).
Günümüzde insanoğlu, yaĢamını sürdürdüğü çevresi ile sürekli ve
karĢılıklı bir etkileĢim içindedir. Bu etkileĢim sürecinde insanoğlunun
dikkat edeceği en önemli olgu, doğayı kullanırken onu koruma
olmalıdır (Kiziroğlu vd., 1995). Doğal alanların, sahip oldukları
biyolojik çeĢitlilik, doğal-kültürel, tarihi ve peyzaj kaynak değerlerin
sadece bugün için değil, aynı zamanda gelecek nesillerin de bu
2
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
değerlerden yararlanabilmeleri amacıyla korunmaları gerekmektedir
(Baykal, 2006).
Doğal kaynakların korunması ve devamlılığının sağlanması, 21.
yüzyılda insanlığın en önemli sorunlarından biri olmaya devam
etmektedir. Dünya nüfusundaki hızlı artıĢa karĢın, doğal kaynakların
hızla tüketilmesi, düzenli yerleĢim alanlarının daralması, çevre
kirliliği ile ilgili problemler, ülkeleri ortak çözüm arama yolunda
giderek daha sıkı bir iĢbirliğine yöneltmektedir (Anonim, 2009).
1.1. Doğa Koruma Çalışmalarının Ortaya Çıkışı
Giderek artan nüfus artıĢı, kentleĢme, sanayileĢme, yanlıĢ arazi
kullanımları, çevreye yapılan tahribatlar, katı- sıvı- gaz atıkların
çevrede oluĢturduğu kirlilikler gibi nedenlerden dolayı doğal çevreler
artık büyük bir baskı altında kalmaya baĢlamıĢtır. Dünyada çevre
koruma kavramı sanayi devrimi ile birlikte oluĢmaya baĢlamıĢ, bu
anlayıĢın yaygınlaĢarak, çevre koruma hareketine dönüĢmesi 1970'li
yıllardan itibaren hızlanmıĢtır. Dünya nüfusunun hızlı artıĢı ve yoğun
ham madde kullanımı nedeniyle doğal çevre tahrip olmuĢtur. Ancak
insanoğlu doğaya verdiği zararın farkına biraz geç de olsa varabilmiĢ
ve tahrip olan doğal çevrenin sürdürülebilirliğinin sağlanması için,
önlemler almaya baĢlamıĢtır.
Koruma kavramı temelde, yaĢamın sürdürülmesi için gereken ve
geleceğe yönelik kaynak değerlerinin zaman içinde yok olmasını
önlemek için geliĢtirilen ve optimum kullanım yöntemlerini belirleyen
önlemler bütünüdür (Gül ve ġahin, 2010). Doğal çevrenin
korunmasında üzerinde durulması gereken konu, korumanın
olabilirliğinin artırılması gereğidir (Tankut, 2005).
Son yıllarda doğal kaynak değerlerinin artık tükenmez olduğu
değil yeri doldurulamaz olduğu gerçeğinin farkına varılmıĢtır. Bu fark
ediĢ doğayı koruma kavramının geliĢmesini sağlamıĢtır. Doğal kaynak
değerlerinin bilinçli veya akılcı kullanımlardan bahsedebilmek,
herhangi bir müdahalenin yarınını hesaba katmakla mümkün olur. ĠĢte
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
3
bu durumda sürdürmek veya sürdürülebilirlik kavramının açılımı olan;
gelecek kuĢaklara devretmekten bahsedilebilir. Günümüzde tüm doğa
koruma çalıĢmalarının temelinde de sürdürülebilirlik vardır.
Doğa koruma kavramının ortaya çıkıĢı ile birlikte dünya
genelinde doğa korumaya yönelik birçok geliĢme yaĢanmıĢtır.
Koruma konusunda dünyadaki en etkin kurumların baĢında gelen
Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN)‟e göre korunan alan: Doğanın
ve iliĢkili ekosistem servisleri, hizmetleri ve kültürel değerlerin uzun
vadeli korunması amacıyla açıkça tanımlanmıĢ coğrafi sınırları olan,
tanınmıĢ, adanmıĢlık içeren ve yasal veya diğer etkin yöntemlerle
yönetilen alandır” olarak tanımlanmaktadır (Anonim, 2014a).
Korumada ex-situ (doğal yaĢam alanı dıĢında koruma ya da yapay
koruma) ve in-situ koruma (doğal yaĢam alanında koruma ya da
yerinde koruma) yaklaĢımları izlenmektedir. Ex-situ koruma; gen
bankaları, tohum bankaları, hayvanat bahçeleri, botanik bahçeleri vb.
kuruluĢlarla gerçekleĢtirilir. Ancak, ex-situ korumada türler ile çevre
arasındaki etkileĢim devam etmemektedir. Diğer taraftan in-situ
koruma alanlarında önlenmesi mümkün olmayan doğal süreçler
sonucu olabilecek zararlar, türlerin bu alanlar dıĢında da korunması
ihtiyacını doğurmaktadır. Bu nedenle ex-situ ve in-situ koruma
çalıĢmaları birbirini tamamlayıcı programlar olarak yürütülmektedir
(Anonim, 2010a).
Doğa korumaya yönelik çalıĢmaların 2000 yıl öncesine kadar
dayandığını görürüz. Ayrıca bir alanın sahip olduğu peyzaj güzelliği,
florası, faunası ve halkın belirli bir süre için de olsa yararlanması
amacıyla bu alanların koruma altına alınma fikri de Hollanda'da
doğmuĢtur. Doğa koruma çalıĢmalarını tarihsel olarak sıralarsak;
 Roma'da meyve ağaçlarının korunması için önlemler alınmıĢ,
 1250 yılında Ġngiltere'de kartal, doğan, atmaca ve balıkçıl
kuĢlarının korunması istenmiĢ,
 1343 yılında Dortmund'da tarım alanları ve otlakların
ağaçlandırılması belirli yasalara bağlanmıĢ,
4
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
 MÖ III. yy.da Hindistan Magadaha hükümdarı Agoka 6 aylığa
kadar olan yavru ve gebe hayvanların öldürülmesini
yasaklayan buyruğunu ilan etmiĢtir,
 Günümüzden 2500 yıl önce Manyas Gölü çevresine "Cennet" adı
verilmiĢti. Persler Manyas Gölü ve çevresini koruma altına
almıĢtır,
 Eski Mısır'da toplanan çöplerle hamamlar ısıtılırmıĢ. Böylece
hem çöplerin çevreye zarar vermesi önlenir hem de ağaç azlığı
sebebiyle iyi ısıtılamayan hamamlar ısıtılırmıĢ,
 XI ve XII. yüzyıllarda Roma egemenliği altında bulunan Batı
Avrupa ülkelerinde, su kaynaklarının ve havanın
kirletilmesinin önüne geçmek amacıyla birçok karar alınmıĢ
ve uygulanmıĢtır. Doğayı koruyan ilk örgütler bu dönemde
ortaya çıkmıĢtır,
 1273 yılında Ġngiltere'de, havanın kirletilmesini yasaklayan
yasa çıkarıldı. 1303 yılında da bu yasaya karĢı çıkan biri idam
edilmiĢtir,
 1576 yılında Orange Prensi ve Lahey Valisi, Lahey Ormanı'nın
değiĢtirilmeden korunması konusunda anlaĢmıĢlardır,
 Fatih Sultan Mehmet bir çevre vakfı kurdurmuĢtur. Haliç'in
korunması ve erozyonun engellenmesi için giriĢimlerde
bulunmuĢtur. Su havzalarını koruma altına alarak suyun
kalitesini korumuĢtu. Haliç'in dolmasını önlemek için
yamaçlarda hayvan otlatılmasını yasaklamıĢtır,
 Mimar Sinan'ın Çorum'da yaptığı Ali PaĢa Hamamı‟nın
kullanma suyu 10 km uzaktaki temiz bir kaynaktan borularla
getirilmiĢtir. Hamamın atık suları dikdörtgen kesitli bir olukla
Ģehrin 5 km dıĢına aktarılmıĢtır (Anonim, 2005). Doğa
korumanın tarihsel geliĢimindeki önemli olaylar Çizelge
1.1‟de olduğu gibi gerçekleĢmiĢtir.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
5
Çizelge 1.1. Doğa korumanın tarihsel geliĢiminde önemli olaylar
(Öztürk, 2005).
Yılı
1872
1913
1933
1948
1962
1963
1967
1968
1970
1971
1972
1972
1972
1977
1978
Gerçekleşen Olay, Yeri, Sonuçları ve Etkileri
ABD‟nde Yellowstone Milli Parkı dünyanın ilk milli parkı olarak ilan edilmiĢtir. Doğa
koruma fikrinin dünya üzerinde baĢlangıcı olarak kabul edilmektedir.
Almanya‟nın Bern Ģehrinde 13 ülkenin katıldığı “Uluslararası Doğa Koruma Konferansı”
gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu konferansta “Uluslararası Doğa Koruma Komisyonu”
kurulmuĢtur.
Ġngiltere‟nin Londra Ģehrinde “Afrika‟nın Flora ve Faunasının Korunması
Kongresi”düzenlenmiĢtir. Bu kongrede ilk milli park tanımı yapılmıĢtır.
BirleĢmiĢ Milletlerin bir organı olan UNESCO‟nun giriĢimi ile “Uluslararası Doğa
Koruma Birliği (IUPN)” Fransa‟nın Frontainebleau Ģehrinde kuruldu. Doğa koruma ve
milli parklar hareketinin uluslararası düzeyde geliĢmesi ve tartıĢılması amaçlanmıĢtır.
BirleĢmiĢ Milletler çatısı altında geliĢen birliğin adı 1958 yılında Atina‟daki 6. Genel
Kurul toplantısında “Uluslararası Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN)”
olarak değiĢtirilmiĢtir.
Ġlk Dünya Milli Parklar Konferansı (Seattle ABD). Korunan alanların desteklenmesi,
dünya çapında resmi bir hareket olarak baĢladı.
Tanzanya Mweka‟da, Afrika Yaban hayatı Yönetimi Fakültesi kuruldu. 2003‟e kadar
4200‟ün üzerinde Afrikalı Mweka‟dan mezun olmuĢtur.
CAMPFIRE(Kamp ateĢi) programı Zimbabwe‟de baĢlatıldı. Bu program, kırsal alanda
yaĢayan insanların siyasi karıĢıklık zamanlarında bile, vahĢi yaĢamdan nasıl ekonomik
olarak yarar sağlayabileceğini göstermekteydi.
BirleĢmiĢ Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu (UNESCO) Man and the
Biosphere (Ġnsan ve Biyosfer) programı baĢlatıldı. ġu ana kadar 97 ülkede 2,2 milyon
km²‟yi aĢan biyosfer rezervi kurulmuĢ durumdadır.
Kamerun, Garoua‟da yaban hayatı uzmanlarının eğitimi için okul kuruldu. Burada
3000‟in üzerinde insan eğitim gördü. Bu kiĢiler Ģu an Batı ve Orta Afrika ve
Madagaskar‟da bir çok korunan alanda çalıĢıyorlar
Ramsar sözleĢmesi kabul edildi. ġu an 1,1 milyon km²‟den daha fazla alanı kapsayan
1328 bölgenin korunmasıyla ilgili kontrat yapmıĢ 138 ülke üyedir.
Ġsveç, Stockholm‟de, BirleĢmiĢ Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı gerçekleĢtirildi.
Korunan alanların etkin bir Ģekilde korunması desteklendi ve BirleĢmiĢ Milletler Çevre
Programı‟nın (UNEP) Nairobi‟de yapılması kararlaĢtırıldı.
Dünya Mirası SözleĢmesi kabul edildi. 2003‟e kadar, 1,5 milyon km²‟nin üzerinde alanı
kaplayan 149 adet doğal dünya mirası alanı ve 23 adet karıĢık doğal ve kültürel alan
belirlenmiĢtir.
Amerika, Yellowstone ve Grand Teton‟da 2. Dünya Milli Parklar Konferansı gerçekleĢti.
Tropikal bölgelerde korunan alanların geliĢimine destekte ilerleme sağlandı.
Kosta Rika, Turrialba‟da, Tropikal Zirai AraĢtırma ve Yüksek Eğitim Merkezi‟nde
(CATIE) korunan alanlar personeline eğitim programı hazırlandı. Bu program günümüze
kadar devam etmiĢ ve Orta Amerika‟nın çoğuna eğitilmiĢ eleman sağlamıĢtır.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) korunan alan kategorilerini yayımladı.
Korunan alanların dünya çapında değerlendirilmesinde bir iskelet oluĢturdu. En son
düzenlemesi 1994'de yapıldı ve Ģu an diğer yönetim uygulamalarına da yardımcı
olmaktadır.
6
1980
1981
1982
1987
1991
1992
1992
1992
2000
2002
2003
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Dünya Koruma Stratejisi (World Conservation Strategy), IUCN, Dünya Yaban Hayatı
Fonu, ve BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yayımlandı.
Sürdürülebilir kalkınma kavramı ve koruma ve kalkınma arasındaki iliĢki tanıtıldı.
IUCN ve onun Milli Parklar ve Koruma Alanları Komiyonu tarafından Korunan Alanlar
Veri Birimi (Protected Areas Data Unit) kuruldu. Dünya Koruma Ġzleme Merkezi,
korunan alanlarla ilgili dünya çapındaki ilk veritabanını sağladı.
3. Dünya Milli Parklar Kongresi Endonezya'nın Bali kentinde yapıldı. Toplumların
kalkınmasında koruma alanlarının rolü tartıĢıldı. Ülkelerin toplam alanlarının %4‟ünü
koruma bölgesi olarak ilan etmeleri ve korumaları istendi.
BirleĢmiĢ Milletler Komisyonu Sürdürülebilir Kalkınma Raporu (Genellikle Brundtland
Raporu olarak bilinir) "Ortak Geleceğimiz" adı altında yayımlandı. Dünyanın %12'sine
korunan alan statüsü verilmesi ve biyoçeĢitliliğin korunmasında küresel hareket
savunuldu.
Özellikle Biyolojik ÇeĢitlilik Kongresi görüĢüldükten sonra, Dünya Bankası, BirleĢmiĢ
Milletler Kalkınma Programı ve BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından
korunan alanlar için yeni bir uluslararası parasal kaynak sağlayan Küresel Çevre Tesisi
oluĢturuldu.
Venezuela, Caracas'ta 4. Dünya Milli Parklar ve Korunan Alanlar Kongresi yapıldı.
Kongrede 50 farklı konuda 8 farklı çalıĢma grubunun hazırladığı “Caracas
Deklarasyonu” yayınlanmıĢtır.
Brezilya, Rio de Janeiro'da, Dünya Zirvesi Konferansı'nda Gündem 21(Agenda 21)
oluĢturuldu. Korunan alanlarla son derece ilgili olan, Biyolojik ÇeĢitlilik Kongresi
(CBD) ve Ġklim DeğiĢikliği Kongresi iskeleti onaylandı.
BirleĢmiĢ Milletler Genel Meclisi, çevresel sürdürülebilirlik isteyen Amaç 7 ile,
Milenyum Kalkınma Hedeflerini onayladı.
Biyolojik ÇeĢitliliğin Korunması (CBD) Topluluğu 6. konferansı toplandı. 2010'a kadar,
ülkelerin, biyolojik çeĢitlilik kayıp oranlarını önemli derecede düĢürmesini ele alan
stratejik plan yapıldı ve bitkilerin korunması için evrensel strateji kabul edildi.
Güney Afrika, Johannesburg'da sürdürülebilir kalkınmayla ilgili Dünya Zirvesi
Konferansı toplandı. Bu toplantıda hedefler belirlendi ve 2012'ye kadar korunan deniz
alanları için düzenleme talep edildi.
5. Dünya Parkları Kongresi'nde Durban AnlaĢması ve Eylem planı kabul edildi.
1.2. Doğa Korumanın Türkiye’deki Gelişimi
Bir ulusun sahip olduğu ve paha biçilmez en önemli varlıkları
doğal ve kültürel miras değerleridir. Bu değerler sadece o ulusa ait
olmakla kalmaz aynı zamanda tüm insanlığında en önemli
varlıklarıdır. Bu varlıklar eğer farkına varılıp gereği gibi
korunmazlarsa içlerinde barındırdığı ekosistemlerle beraber yok olma
tehlikesiyle karĢı karĢıya kalacaklardır. Tüm Dünyada olduğu gibi
Türkiye‟de de doğa koruma konusundaki farkındalık giderek
artmaktadır.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
7
Türkiye; Avrupa, Asya ve Afrika arasında doğal bir köprü olması,
jeolojik yapısının farklılığı, çeĢitli iklim kuĢaklarına ve ekolojik
zenginliklere sahip olması nedeni ile biyolojik çeĢitlilik açısından çok
zengindir. Bu zenginlik beraberinde ekosistem çeĢitliliğini de
getirmiĢtir. Bir Ģeye sahip olmak onu istediği gibi kullanmak anlamı
taĢımamalıdır. Ülke olarak değerlerimizi ne kadar korur ve sahip
çıkarsak gelecek kuĢaklara daha yaĢanabilir bir dünya bırakmıĢ
oluruz. Bugün aslında sahip olmadığımız bize sadece emanet olarak
verilmiĢ bu güzel yeryüzünde bu güzellikleri kullanırken korumamız
gerektiğini hiçbir zaman unutmamalıyız. Biyolojik tür çeĢitliliğimiz,
sulak alan çeĢitliliğimiz, sahip olduğumuz bitki ve hayvan tür
çeĢitliliği ve el değmemiĢ doğal alanlarımız Ģimdiye kadar gerek
yasalarla gerekse de yönetmeliklerle koruma altına alınmıĢlardır. Bu
alanlar çeĢitli koruma kategorilerine ayrılmıĢlardır. Ülkemizde ilk
korunan alan, 1958 yılında ilan edilen “Yozgat Çamlığı Milli Parkı"
dır. 1980'li yıllardan baĢlamak üzere daha sonraki yıllarda diğer
koruma statüleri ile koruma altına alınan alanlar ilan edilmiĢtir.
Türkiye, belirli doğal alanların ve türlerin koruması ve
yönetimine dair taahhüt altına girdiği çok sayıda uluslararası sözleĢme
imzalamıĢtır. Doğa koruma alanında Türkiye‟nin taraf olduğu çok
taraflı sözleĢme ve protokollerde Çizelge 1.2.‟de görülmektedir.
(Demirayak, 2006). Türkiye, tarihi ve sosyal açılardan olduğu gibi
biyolojik çeĢitlilik açısından da bir köprü ve kavĢak noktası olarak
yeryüzündeki 37 ayrı bitki coğrafyası bölgesinden üçünün (Avrupa–
Sibirya, Akdeniz ve Ġran–Turan) kesiĢtiği coğrafya olması nedeniyle
zengin bir biyolojik çeĢitliliğe sahiptir. Ayrıca dünyada acil koruma
altına alınması gereken biyolojik çeĢitlilik açısından zengin 34 sıcak
noktadan üçü de (Kafkasya, Akdeniz, Ġran-Anadolu) Türkiye‟de
bulunmaktadır.
8
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Çizelge 1.2. Doğa koruma alanında Türkiye‟nin taraf olduğu sözleĢme ve
protokoller (Demirayak, 2006).
YIL
YER
18.10.1950
Paris
19.09.1979
Bern
13.12.1968
Paris
02.02.1971
Ramsar
18.04.1951
Paris
03.03.1973
Washingt
on DC
ADI
KuĢların Korunması Hakkında Uluslararası
SözleĢme
Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Doğal
YaĢama
Ortamlarının Korunması SözleĢmesi
Hayvanların Uluslararası Nakliye Sırasında
Korunması Konusunda Avrupa SözleĢmesi
Hayvanların Uluslararası Nakliye Sırasında
Korunmasına Dair Avrupa SözleĢmesine
Ek Protokol Onay Kararı (Karar sayısı:
1989/13724)
Özellikle Su KuĢları YaĢama Ortamı
Olarak
Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar
Hakkında
SözleĢmeye
(RAMSAR)
Katılmamıza Dair Karar. (03.11.1982 Paris
Protokolü ile düzeltilmiĢ, 28.05.1987
tarihli sözleĢmedeki 6-7 maddelerde
yapılan değiĢiklik Ģekliyle) (Karar sayısı:
94/5434)
Su KuĢları YaĢama Ortamı Olarak
Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar
Hakkında
SözleĢme
(Ramsar
SözleĢmesi)‟nin Uygulanmasını Sağlamak
Amacıyla BaĢta Ramsar SözleĢmesi
Listesine Dahil Edilen Sulak Alanlar
Olmak Üzere Uluslararası Öneme Sahip
Sulak Alanların Korunması Hakkında
Karar (Karar sayısı: 2000/1082)
Avrupa ve Akdeniz Bitki Koruma TeĢkilatı
Kurulması Hakkında SözleĢme
Nesli Tehlikede Olan Yabani Hayvan ve
Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine
ĠliĢkin SözleĢme (CITES) ile I, II ve III
Sayılı Eklerine Katılmamız Hakkında
Karar (Karar sayısı: 96/8125)
Uluslararası Bitki Genetik Kaynakları
Kurulu ile Tahıl
Genetik Kaynaklarının Muhafazası ve
DeğiĢimi Ġçin Avrupa ĠĢbirliği Programı
Üyesi Ülkeler Arasındaki AnlaĢmanın
Onaylanması Hakkında Karar (Karar
sayısı: 1989/14161)
TARİH- SAYI
17.12.196612480
20.02.198418318
20.02.1971
15.02.198920081
17.05.199421937
24.08.200024150
10.08.1965
20.06.199622672
03.10.198920301
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
05.06.1992
Rio de
Janerio
17.06.1994
Paris
18.10.1999
Strazburg
29.01.2000
Montreal
20.10.2000
Floransa
Uluslararası Bitki Koruma SözleĢmesinin
Onaylanmasına Dair Karar (Karar sayısı:
1989/13942)
Biyolojik
ÇeĢitlilik
SözleĢmesinin
Onaylanması Hakkında Milletlerarası
SözleĢme (Karar sayısı: 96/8857)
Özellikle Afrika‟da Ciddi Kuraklık ve/veya
ÇölleĢmeye Maruz Ülkelerde ÇölleĢmeyle
Mücadele
Ġçin
BirleĢmiĢ
Milletler
SözleĢmesinin Onaylanması Hakkında
Karar
(Karar sayısı: 98/11003)
Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair
Avrupa
SözleĢmesinin Onaylanması Hakkında
Karar
(Karar sayısı: 2003/6168)
Biyolojik
ÇeĢitlilik
SözleĢmesinin
Biyogüvenlik
Kartagena Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun (Karar
sayısı: 2003/5937)
Avrupa Peyzaj SözleĢmesinin Onaylanması
Hakkında Karar. (Karar sayısı: 2003/5908)
9
18.06.198920199
27.12.199622860
16.05.199823344
20.10.200325265
11.08.200325196
27.07.200325181
Türkiye‟de doğal çevrenin korunmasına Cumhuriyet‟in ilk
yıllarından beri önem verilmiĢtir. 1958 yılında Yozgat Çamlığı Milli
Parkı‟nın ilk milli parkın ilan edilmesi köklü bir doğa koruma
yaklaĢımını yansıtmaktadır. 1970‟li yıllardan itibaren Türkiye‟de
çevre koruma politikaları kurumsallaĢmaya baĢlamıĢtır. 1984 yılında
BaĢbakanlığa bağlı olarak kurulan Çevre Genel Müdürlüğü, 1989
yılında Çevre MüsteĢarlığına dönüĢtürülmüĢ ve yerini 1991‟de
kurulan Çevre Bakanlığı‟na bırakmıĢtır. Çevre Bakanlığı 2003 yılında
Orman Bakanlığı ile birleĢtirilerek Çevre ve Orman Bakanlığı adını
almıĢtır (Anonim, 2007). 2011 yılında ise kurumun adı Çevre ve
ġehircilik Bakanlığı olarak değiĢtirilmiĢtir. Türkiye‟de günümüze
kadar ilan edilmiĢ koruma statüleri ve korunan alanlar sistemi içinde
yer alan korunan alanlar Çizelge 1.3‟ de görülmektedir (Anonim,
2014a).
10
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Çizelge 1.3. Türkiye‟de bulunan korunan alanlar (Anonim, 2014a).
Korunan Alan Türü
Milli Park
Tabiatı Koruma Alanı
Tabiat Parkı
Tabiat Anıtı
Yaban Hayatı GeliĢtirme Sahası
Muhafaza Ormanı
Doğal Sit
Özel Çevre Koruma Bölgesi
Ramsar Alanı
Biyosfer Rezervi
Dünya Miras Alanı
Korunan Alan Değeri
Ulusal
Ulusal
Ulusal
Ulusal
Ulusal
Ulusal
Ulusal
Bölgesel
Küresel
Küresel
Küresel
Sayı
40
31
184
107
80
58
1273
16
14
1
13
1.3. Özel Çevre Koruma Bölgeleri
Çevrenin, doğal ve kültürel kaynaklarının korunması amacıyla
yapılan çalıĢmalar uluslararası sözleĢme ve antlaĢmalarla hukuki bir
zeminde ve bilimsel araĢtırmaların ıĢığında yürütülmektedir. Bu
bağlamda ülkemiz özellikle son on beĢ yıl içerisinde biyoçeĢitliliğin
korunması amacıyla birçok uluslararası antlaĢmaya taraf olmuĢtur.
Bern Sözleşmesi olarak bilinen Avrupa‟nın Yaban Hayatının ve
Habitatlarının Korunması SözleĢmesiyle, nesli tehdit ve tehlike altında
olan türlerin korunması taahhüt edilmiĢtir.
Söz konusu türler ve habitatların korunması “Barselona
Sözleşmesi” ile de koruma altına alınmıĢtır. Bu sözleĢmenin ek
protokollerinden birini ise “Akdeniz’de Özel Koruma Alanları
Kurulması” protokolü oluĢturmaktadır. Bu sözleĢmeler neticesinde,
1989 yılında 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Özel Çevre
Koruma Kurumu BaĢkanlığı kurulmuĢtur. KuruluĢ amacı, Bakanlar
Kurulunca “Özel Çevre Koruma Bölgeleri” olarak tespit ve ilân edilen
alanlardaki çevre değerlerini korumak ve ona yönelik tedbirleri
almaktadır.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
11
Özel çevre koruma bölgelerinin ortaya çıkmasında; Orman
Bakanlığı‟nın ve onun örgütsel yetkilerini aĢan ve doğa
korumacılığının yanı sıra, tarihi eserlerin korunması, kültür
bitkilerinin verimliliklerinin arttırılması, su ürünlerinin geliĢtirilmesi,
yapılaĢmanın kontrolü gibi çok sayıda amacın birleĢtiği alanların ayrı
bir koruma statüsü gerektirdiği düĢüncesi rol oynamıĢtır. Bu düĢünce
ve uluslararası sözleĢmelerden doğan yükümlülüklerimiz neticesinde
Çevre Kanunu‟nda gerekli değiĢiklikler yapılarak özel çevre koruma
bölgelerinin kurulmasının hukuki dayanağı oluĢturulmuĢtur. Çevre
değerlerinin korunması gerekliliği ve doğadaki gerek flora ve gerekse
fauna açısından yok olma tehlikesi içerisindeki alanlara doğru artan
nüfusun yayılma baskısı bu alanların öncelikli koruma gerekliliğini
ortaya çıkarmıĢtır (Karabörklü, 2010).
Özel Çevre Koruma Bölgeleri; tarihi, doğal, kültürel v.b.
değerler açısından bütünlük gösteren ve gerek ülke gerek dünya
ölçeğinde ekolojik önemi olan alanlardır. Bu alanlar; özelliklerinin
geleceğe ve gelecek nesillere ulaĢtırılmasını ve doğal kaynakların
korunarak kullanılmasını teminen, 2872 sayılı Çevre Kanununun 9.
maddesine ve ülkemizin taraf olduğu “Akdeniz‟de Özel Koruma
Alanlarına iliĢkin” protokol gereğince Bakanlar Kurulu tarafından ilân
edilir. Bu Protokol kapsamında ülkemizdeki ilk Özel Çevre Koruma
Bölgesi 1989 yılında Bakanlar Kurulu Kararıyla ilan edilmiĢtir.
Taraf olduğumuz uluslararası sözleĢmeler ve ulusal
mevzuatımızda belirlenen hükümler ve ulusal çevre değerleri göz
önüne alınarak belli koordinatlarda tespit edilen bölgeler ilgili
Bakanlıkların görüĢleri alındıktan sonra Bakanlar Kurulu Kararı ile
Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmektedir.
Özel çevre
belirtilmiĢtir:
koruma
bölgelerinin
ilan
kriterleri
aĢağıda
 Biyolojik çeĢitliliğin unsurlarını korumak açısından önem
taĢıyan,
12
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
 Özgün ekosistemleri, tehlike altına düĢmüĢ türlerin yaĢama
ortamlarını barındıran,
 Bilimsel, kültürel ve eğitsel anlamda özel ilgi uyandıran,
 Uluslararası, ülkesel ve bölgesel değer taĢıyan,
 EĢsiz ve ender rastlanan ekosistemler ve türler barındıran,
 Alanı yüksek temsil etme özelliğine sahip,
 Alanda tür ve ekosistem olarak çeĢitlilik barındıran,
 Tarihi, kültürel ve arkeolojik önem sunan,
 Özellikli peyzaj değeri sunan,
 BozulmamıĢ, ancak yatırım
bölgelerdir (Anonim, 2005a).
baskısı
altında
bulunan,
Cenevre‟de 3 Nisan 1982 tarihinde imzalanan Akdeniz'de Özel
Koruma Alanlarına ĠliĢkin Protokolün; 1. Maddesinde “Bu Protokole
taraf olan ülkeler Akdeniz bölgesindeki kültürel mirasın ve doğal
kaynaklar ile doğal sitlerin korunması amacıyla deniz alanlarında
uygun bütün önlemleri alacaklardır.” hükmü bulunmakta, 3.
maddesinde ise “Taraflar kurulması mümkün olduğu ölçüde özel
koruma alanları kuracaklar ve bu alanları korumak ve uygun
durumlarda en kısa sürede restore etmek için gerekli faaliyetlerde
bulunmaya çaba göstereceklerdir.” denilmekte, madde devamında da
bu alanların özellikle; “Biyolojik ve ekolojik değeri olan sitlerin,
türlerin genetik çeĢitliliğini ve popülasyon seviyelerini, beslenme ve
yaĢama alanlarını, ekolojik proseslerin yanı sıra ekosistemleri temsil
eden türlerin ve bilimsel, estetik, tarihi, arkeolojik, kültürel ve eğitim
özellikleri olan sitlerin korunması için kurulacaklardır” denilmektedir.
Türkiye‟nin özellikle Akdeniz ve Ege kıyılarındaki aĢırı, kontrolsüz
ve düzensiz yapılaĢmalara karĢı korunması gereken doğal, tarihi ve
kültürel değerlerinin yoğun olduğu, aynı zamanda yapılaĢma ve
bozulma baskısı altında olan, ancak henüz bozulmamıĢ alanlarının
özel bir statü altında korunması amacıyla dönemin devlet yetkililerinin
giriĢimleri sonucu; 1988 yılında BaĢbakanlığa bağlı Özel Çevre
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
13
Koruma Kurumu geçici olarak ihdas edilmiĢ, Muğla Ġli sınırları
içindeki Gökova Körfezi, Fethiye – Göcek ve çevresi ile Köyceğiz –
Dalyan Lagünü ilk üç bölge olarak tespit ve ilan edilmiĢtir (Sabancı,
2007). Türkiye‟de 16 adet özel çevre koruma bölgesi vardır. Bu
bölgelerin ilan tarihleri ve alan büyüklükleri Çizelge 1.4‟de
görülmektedir
Çizelge 1.4. Türkiye‟deki Özel Çevre Koruma Bölgeleri (Anonim, 2005b).
Türkiye
Yüzdesi
(%)
Nüfusu
(Kişi)
İlan tarihi
Alanı (km2)
Gökova
05.07.1988
576.9
8.412
%0,010
Köyceğiz-Dalyan
05.07.1988
461.46
31.465
%0,040
Fethiye- Göcek
05.07.1988
805.37
102.109
%0,140
Patara
02.03.1990
197.10
24.326
%0,030
Kaş- Kekova
02.03.1990
257.83
1.588
%0,002
Göksu Deltası
02.03.1990
228.5
29.366
%0,040
Belek
21.11.1990
111.79
21.306
%0,030
Foça
21.11.1990
71.44
25.581
%0,030
Datça- Bozburun
Pamukkale
21.11.1990
21.11.1990
1443.89
66.56
26.507
8.932
%0,030
%0,010
Gölbaşı
21.11.1990
273.94
91.630
%0,130
Ihlara
21.11.1990
54.64
6.186
%0,008
Tuzgölü
02.11.2000
7414
326.652
%0,460
Uzungöl
07.01.2004
149.12
2.464
%0,030
Saros Körfezi
22.12.2010
730.21
6.861
%0.063
Finike Denizaltı
22.07.2013
-
-
-
Bölge ismi
Dağları
14
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
1. Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi: Gökova ÖÇKB flora
ve faunasıyla ekolojik yönden öneme sahip bir bölge olup, Kızılçam
(Pinus brutia) ve Günlük Ormanları (Liquidambar orientalis) büyük
bir değer taĢımaktadır. Gökova kıyılarında özellikle azmaklarda su
samuru (Lutra lutra) tespit edilmiĢ olup, bölgede yer alan Boncuk
Koyu Kum Köpekbalığının (Carcharhinus plumbeus) Akdeniz‟de ki
tek yavrulama alanıdır.
2. Köyceğiz Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bölgenin
önemi, temelde sucul ekosistem yapısına dayanmakta ve
hidrobiyolojik açıdan hemen hemen bütün sucul habitat tiplerini
içermektedir. Köyceğiz Gölünün Dalyan ağzıyla denize açıldığı alanın
doğusunda yer alan Ġztuzu kumsalı ve batısında yer alan Dalyan
Kumsalı Caretta caretta türü deniz kaplumbağasının Akdeniz‟deki en
önemli üreme alanlarından biri olarak bilinmektedir.
3. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi: Fethiye-Göcek
ÖÇKB Muğla Ġlinin Akdeniz Bölgesi sınırlarında 805.37 km2 lik
alanda 16 yerleĢim yerini içine alır. Bölgede kıyı boyunca küçük
koylar ve körfezler bulunmaktadır. Bölgede bitki örtüsü makiler ve
yüksek yerlerde konifer ormanlarından meydana gelir. Ayrıca taban
suyu yüksek olan dere içleri ve deltalarda endemik tür olan günlük
ağacı ormanları bulunmaktadır. Akdeniz havzası ıçinde 5 türle temsil
edilen deniz kaplumbağalarından 3 tür Caretta caretta, Chelonia
cydas, Dermochelys coriacea ülkemiz sularında tespit edilmiĢtir.
Caretta caretta, Chelonia mydas türlerinin üreme alanlarından bir
tanesi de Fethiye Kumsalıdır. 1988 yılında Barselona SözleĢmesi
gereğince Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen bölge aynı zamanda
sit alanıdır.
4. Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bölge tarihi ve kültürel
eserlere, eĢsiz doğal zenginliğe ve güzelliğe sahiptir. Özellikle
Türkiye'nin Akdeniz kıyı sahillerinde deniz kaplumbağaların 17
yumurtlama ve üreme sahasından biri olan Patara Kumsalı, 1.derece
önemli yumurtlama ve üreme alanı olarak koruma altındadır.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
15
5. Kaş Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bölgeye adını
veren Kekova, bölge içinde yer alan en büyük adadır. Kekova adası,
Anadolu yakasına yapıĢık bir boğaz oluĢturarak uzanır. Kıyıya paralel
uzanan Sıcak Yarımadası ve Kekova Adası bir iç deniz niteliği taĢıyan
Ölüdeniz‟i oluĢturur. Bölge, genelde Akdeniz iklim tipine uygun
makilik ve yer yer çam ağaçlarıyla kaplıdır. Kurum, tıbbi ve aromatik
bitkiler ile soğanlı bitkiler açısından zengin olan bölgenin biyolojik
zenginliğinin tespitine ve ekolojik yönetimine iliĢkin projeleri
yürütmektedir.
6. Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesi: Orta Doğunun
ve Avrupa'nın en önemli sulak alanlarından biri olan Göksu Deltası,
nadir ve nesli tükenme tehlikesi altında olan çeĢitli kuĢ türlerinin
yaĢam, üreme, beslenme, ve konaklama yeridir. Birçok kuĢ türü
Göksu Deltası'nı kıĢlama ve kuluçka alanı olarak kullanmaktadır.
7. Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bu bölgede dağınık
vaziyette antik kalıntılar mevcuttur. Aynca Gündoğdu köyünün AktaĢ
mevkiini içine alan sahilde büyük bir arkeolojik sit alanı mevcuttur.
Yörede tarım alanları geniĢ yer kaplamaktadır. Seracılık da giderek
yaygınlık kazanmaktadır. Bölgedeki flora ve fauna hızla yayılan tarım
faaliyetlerinin tehdidi altındadır. Özellikle Kızılçam (Pinus brutia)
ormanları eskiden bu bölgede geniĢ yer tutarken bugün çok azalmıĢtır.
8. Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi: Tarihi, kültürel
zenginliğin mitolojideki yeri bakımından önemli olan arkeolojik doğa
ve mimari değerlerin bir bütün olarak yer aldığı Foça, arkeolojik,
doğal ve kentsel sit alanları bulunması nedeniyle birçok kıyı yerleĢim
birimine göre daha az yapılaĢma gösteren ve nispeten bozulmamıĢ bir
yerleĢim merkezidir. Kentin doğusunda yer alan alanların büyük bir
bölümü zeytinliklerden oluĢmaktadır ve bu alanların büyük bir kısmı
da I. ve II. derece doğal sit alanı olarak belirlenmiĢ alanlardır.
Bölgenin taĢıdığı önemin büyük bir bölümü binlerce yıldır burada
yaĢayan ve hatta ilçeye adını veren Akdeniz fokundan (Monachus
monachus) kaynaklanmaktadır.
16
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
9. Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi: Datça
Yarımadasında tarihi, doğal, arkeolojik, kentsel vb. açılardan
korunması gereken sit alanları yer almaktadır. Bölge Ege ve Akdeniz‟i
birleĢtiren bir konumda olması nedeniyle özellikle yat turizmi
açısından önem arz etmektedir. Datça Yarımadasının güney kısmında
yer alan Gebekum kumul alanı, bitki örtüsü ile birlikte hassas bir alanı
oluĢturur. Bunun yanında bölgedeki diğer kumul alanlar da benzer
hassaslığa sahiptir.
10. Pamukkale Özel Çevre Koruma Bölgesi: Travertenler, Kadı
Deresi yakınındaki Domuz Çukuru adı verilen alandan baĢlayarak
kuzeydeki Nekropol'ün son mezarının yakınından akan Çaltık
Deresine kadar uzanır. 50 metre yüksekliğinde yaklaĢık 3 km
uzunluğunda ve 250-600 m geniĢliğindeki bu travertenlerin
oluĢumunu 3 kaynaktan çıkan termal sular sağlar.
11. Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi: GölbaĢı yerleĢimi
yakın çevresinde bulunan Mogan-Eymir gölleri doğal konumları
gereği yer üstü ve yeraltından birbirleri ile bağlantılı olup, Mogan
Gölü kuzey çıkıĢından itibaren Eymir Gölü'ne bağlantılıdır. Aynı
zamanda Ankara'nın en önemli rekreasyon alanı olan Eymir ve Mogan
Göllerinin sahip oldukları doğal değerler, bölgenin Ankara
metropolüne yakın olması nedeniyle kentsel ve endüstriyel tehdit
altındadır.
12. Ihlara Özel Çevre Koruma Bölgesi: Denizden 1,220 m
yükseklikte bulunan yöre, jeolojik olarak Pliosen devrinde Hasan ve
Erciyes Dağlarının volkanik aktiviteleri sonucu oluĢan Kayaçlarla
örtülüdür. Bölgede bir çok termal kaynak bulunmaktadır. Bunlardan
halen açık olan Yaprakhisar Köyü'nün yanındaki Ziga Kaplıcası'nın
suyunun sıcaklığı 60°C' ye kadar çıkmaktadır. Vadi tamamıyla doğal
ve arkeolojik sit kapsamındadır.
13. Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi: Tuz gölü kıĢın
kapladığı geniĢ su alanı ile su kuĢları için önemli bir kıĢlama
bölgesidir. Uluslararası kriterlere göre A sınıfına giren bir sulak
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
17
alandır. KıĢ aylarında çok sayıda Sakarca Kazı gölde barınır ve
çevredeki tahıl ekili alanlarda beslenir. Türkiye'nin tuz ihtiyacının
%70‟inin karĢılandığı Tuz Gölü'nün evsel atıklarla kirlenmesi insan
sağlığını da tehdit etmektedir. Ayrıca Tuz Gölü ve onunla ekolojik
etkileĢim içerisinde bulunan alandaki nüfusun çok yoğun olması
nedeniyle kontrol edilemeyen kentsel atıklar bölgenin biyolojik
değerlerini tehdit etmektedir.
14. Uzungöl Özel Çevre Koruma Bölgesi: Trabzon'a 99 km ve
Çaykara ilçesine 19 km uzaklıkta, deniz seviyesinden 1090 m
yükseklikte bulunan, dik yamaçları ve muhteĢem orman örtüsü ile
Alplerin güzelliğini geride bırakan Uzungöl. Özel Çevre Koruma
Bölgesi 149.12 km2 lik bir alanı kaplamaktadır. Vadinin ortasında
bulunan ve yamaçlardan düĢen kayaların Haldizen deresinin önünü
kapatmasıyla oluĢmuĢ göl, "Uzungöl" olarak bilinir ve çevreye aynı ad
verilmiĢtir (Anonim, 2005).
15. Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi: Saros Körfezi,
içinde barındırdığı zengin balık çeĢitleri nedeniyle deniz biyologları
ve dalıĢ meraklıları arasında büyük ve doğal bir akvaryum olarak
nitelendirilir. Kaptan Cousteau 1970'li yıllarda gemisi "Calipso" ile
Türkiye'yi ziyareti sırasında bu Körfezde dalıĢ yapmıĢ "Kızıl Denizin
Kuzey" versiyonu olarak nitelendirmiĢtir.
1.4. Uzaktan Algılama
Alan kullanım kararları alınırken zamansal değiĢimlerin
gözlenmesi sağlıklı kararlar vermede önemli rol oynamaktadır.
Kontrolsüz olarak geliĢen kullanımlar geri dönüĢü mümkün olmayan
tahribatlara neden olmaktadır. Son yıllarda uzaktan algılama
tekniklerinin geliĢmesi ile bu değiĢimleri gözlemleyebilmek daha
kolay olabilmektedir.
Uydu görüntüleri iĢlenerek analizlerinin yapılmasını konu alan
uzaktan algılama tekniklerinin son yıllarda çok hızlı bir Ģekilde
geliĢmesini takiben, coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama
18
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
birbirini destekleyen ve birçok sektörde mükemmel çözümler sunan
iki ana dal haline gelmiĢtir (Aydal, 2009).
Uzaktan algılama, yeryüzünden belirli uzaklıklara, atmosfere
veya uzaya yerleĢtirilen platformlara monte edilmiĢ ölçüm aletleriyle
yeryüzünde bulunan doğal ve yapay objeler hakkında bilgi alma ve
değerlendirme teknikleri olarak tanımlanabilmektedir. Bu platform
uçak, balon, uzay aracı ya da uydu olabilmektedir. Günümüzde tüm
bilim dalları uzaktan algılamayı kullanmaktadır. Jeolojik çalıĢmalarda
yeryüzü Ģekillerinin incelenmesi, doğal afetler, yapısal jeoloji ve
özellikle doğal kaynakların incelenmesi vb. önemli kullanım alanları
bulunmaktadır. Bununla birlikte, hidrojeoloji, botanik, tarım ve
meteoroloji alanlarında etkili Ģekilde kullanılmaktadır (Anonim,
2014b).
Uzaktan algılama tekniğinin temeli, yeryüzü elemanları ile
bunların çevrelerine yönelik bilgilerin hiçbir fiziksel iliĢkiye
girmeden, belirli uzaklıklardan algılanan görüntülerin ölçülmesi,
sayısallaĢtırılması ve yorumlanması temeline dayanır. Uzaktan
algılamanın temel kuralı, algılayıcının görüntü alanına giren cisimlerin
yüzeyinden yansıyan veya yüzeyinden salınan enerjinin algılanıp kayıt
edilmesidir. Her cisim kendine özgü yansıma veya sıcaklık salma
özelliği gösterir (Urfalı ve AltınbaĢ, 2006).
Uzaktan algılama teknolojileri arazi kullanımının izlenilmesinde
sıkça baĢvurulan yöntemlerden biri haline gelmiĢtir. Özellikle uydu
sensörlerinin ürünleri olan uydu görüntülerinin farklı zamanlarda elde
edilmiĢ ve dijital ortamlarda saklanabiliyor olması, çeĢitli
periyotlardaki arazi kullanım biçimlerinin göreceli olarak birbirleriyle
karĢılaĢtırılabilmelerine imkân sağlamaktadır. Bu durum geniĢ arazi
parçalarının belirli zaman aralıklarında geçirmiĢ olduğu değiĢimlerin
izlenilmesine ve tespit edilecek değiĢim sonuçlarının istatistiksel
açıdan değerlendirilmesine olanak tanımaktadır (Kavzaoğlu ve Çetin,
2005).
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
19
Bir uzaktan algılama sisteminde algılayıcı enerjiyi algılar, ölçer
ve miktarını bilgisayarın okuyabileceği bir sayıya çevirir.
Yörüngedeki uzay aracı bu kodları sinyaller ile yeryüzündeki uydu yer
istasyonuna gönderir. Bu sinyaller sayı dizinlerine, sayılar küçük
resim elemanlarına çevrilir ve bunlar bir araya geldiklerinde
görüntünün tamamını oluĢtururlar. Dijital görüntüler raster
formatındadır. Bir raster x ve y koordinatları ile tanımlı gridlerden
oluĢur. Bu gridlerin her birine piksel adı verilir. Aynı zamanda piksel
büyüklüğü gerçekte yeryüzünde karĢılık geldiği alanın boyutlarıdır ve
mekansal çözünürlüğü ifade etmektedir (Tanrıtanır, 2013).
Çözünürlük, bir görüntüleme sisteminde kayıt edilen detayların
ayırt edilebilirlik ölçüsüdür. Uydu Görüntüleri için 4 farklı çözünürlük
tanımlanmaktadır;
 Mekansal Çözünürlülük: Mekansal çözünürlülük, sensörün
tasarımına ve yüzeyden yüksekliğine iliĢkin bir fonksiyondur.
Bir görüntüde fark edilebilir en küçük detay ve görülebilen en
küçük hedef boyutunu tanımlar. Çok büyük nesnelerin
görülebildiği görüntülerin çözünürlüğü düĢük, küçük
nesnelerin ayırt edilebildiği görüntüler ise yüksek
çözünürlüklüdür.
 Spektral
Çözünürlük:
Görüntünün
elektromanyetik
spektrumda kapladığı aralığın (bant aralığı) büyüklüğüdür.
Spectral çözünürlüğün iyi olması bir kanal ya da bandın
algıladığı dalga boyu aralığının küçük olduğunu gösterir.
 Radyometrik Çözünürlük: Radyometrik çözünürlük
sensörün parlaklık farklılıklarına olan hassasiyetini
belirtmektedir. Görüntünün radyometrik çözümlemesi, enerji
kapsamındaki çok ince farklılıkları ayırt etme (Dinamik
aralık-DN) kabiliyeti olarak da tanımlanmaktadır. Bu
çözümleme sayısal numaralarla ifade edilmektedir.
20
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
 Zamansal Çözünürlük: Zamansal çözünürlük bir uzaktan
algılama sisteminin aynı bölgeyi görüntüleme sıklığı ile
ilgilidir (Ün, 2012).
Son yıllarda yapılan çalıĢmalarda uzaktan algılama teknolojilerinin
kullanımında uydu görüntülerinden faydalanılmaktadır. Uzaktan
algılamada yaygın kullanılan uydular ise Landsat, Aster, Spot, Irs 1c,
Bilsat, Ikonos, Quıckbırd, Orbvıew, Envısat ve Radarsat gibi uydulardır.
1.5. Alan Kullanımlarının Sınıflandırılması
Alan kullanım durumunun belirlenmesinde uzaktan algılama
teknikleri kullanılarak gerçekleĢtirilen arazi kullanım durumu tespiti
hata oranı düĢük ve hesaplanabilir bir yöntemdir. Ancak birbirinden
bağımsız olarak ortaya konulmuĢ pek çok uzaktan algılama veri analiz
ve değerlendirme yöntemi vardır. Bu nedenle uzaktan algılama
çalıĢmalarında kullanılan sınıflandırma kriterlerine CORINE programı
çerçevesinde ortak standartlar getirilmeye çalıĢılmıĢtır (Yılmaz ve
Erdem, 2011).
Avrupa Birliği ülkeleri kendi arazi varlıklarını, arazi kullanım
Ģekillerini ve arazi örtü tiplerini CORINE; Çevre Bilgilendirme
EĢgüdümü adı verilen bir proje bağlamında belirlemektedir. 1985
yılında baĢlayan ve tüm AB ülkeleri tarafından kullanılan bu proje
sayesinde kullanılacak tek bir değerlendirme ölçütü temel alınarak
tüm Avrupa kara parçasına ait standart bir veri tabanı oluĢturulması
amaçlanmıĢtır (AltınbaĢ ve Türk, 2004).
Uydu
görüntüleri
üzerinden
arazi
örtüsü/kullanımının
belirlenmesi için en yaygın olarak kullanılan yöntem söz konusu
görüntülerin sınıflandırılmasıdır. Görüntü sınıflandırma iĢleminin
esası görüntü üzerindeki çeĢitli spektral özelliklere sahip piksellerin,
önceden belirlenen arazi örtüsü sınıflarından benzer olduğu bir sınıfa
atanması olarak ifade edilebilir. Uzaktan algılamada uydu
görüntülerinin sınıflandırılmasında kontrollü ve kontrolsüz
sınıflandırma olarak bilinen iki yaklaĢım vardır. Kontrolsüz
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
21
sınıflandırma, genellikle arazi hakkında herhangi bir bilgiye sahip
olunmadığında veya arazi hakkında bir ön bilgi elde etmek için
kullanılan bir yaklaĢımdır. Bu yöntemde görüntü piksellerinin sahip
olduğu spektral özellikler kullanılarak benzer özelliklere sahip
piksellerin spektral sınıflar oluĢturması ile iĢlem gerçekleĢtirilir.
Kontrollü sınıflandırma olarak bilinen yaklaĢımda, sınıflandırma
öncesinde tüm görüntüyü temsil eden ve sınıfları belli olan sınırlı
sayıdaki piksellerin kullanımı söz konusudur (Çölkesen, 2009).
Lilles et al. (2004)‟e göre, sayısal görüntü sınıflandırma, bir
görüntüdeki tüm piksellerin sınırlı sayıdaki sınıflar içerisinde
gruplandırılması iĢlemidir. Spektral sınıflandırma, desen tanıma (pattern
recognition), doku analizi (textural analysis), değiĢim belirleme (change
detection) iĢlemleri sınıflandırmanın farklı türleridir. Bu iĢlemler üç temel
konu üzerine odaklanmaktadır: sınıflandırma, yani bir görüntüdeki farklı
özelliklerin belirlenmesi, ayırt edilebilir Ģekillerin ve uzaysal desenlerin
ayrımı ve bir görüntüdeki zamana bağlı değiĢimlerin tanımlanmasıdır
(Ekercin, 2011).
Son 30 yıldır Uzaktan Algılama teknikleri arazi kullanımının
belirlenmesi çalıĢmalarında kullanımı çok yaygın bir yöntem olarak
geliĢmiĢtir. Ayrıca teknolojideki geliĢmeye bağlı olarak arazi kullanım
türlerindeki değiĢimlerin yanında doğal kaynakların en güncel
biçimde izlenmesi bu tekniklerin programlı bir biçimde kullanımını
gerektirmiĢtir. Bu nedenle CORINE arazi kullanımı sınıflandırma
yöntemi uzaktan algılama tekniklerini esas almaktadır (Çizelge 1.5).
22
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Çizelge 1.5. CORINE arazi sınıfları (BaĢyiğit, 2004).
Düzey 1
Düzey 2
1.1. ġehir yapısı
1.2.Endüstriyel, ticari ve
taĢıma birimleri
Düzey 3
1.1.1. Kesintisiz Ģehir yapısı
1.1.2. Kesintili Ģehir yapısı
1.2.1. Endüstriyel veya ticari
alanlar
1.2.2. Karayolu, demiryolu ağları
ve
buna
bağlıalanları
araziler
1.2.3.
Liman
1.2.4. Hava alanları
1.Yapay yüzeyler
1.3.1. Maden alanları
1.3.Maden, çöp ve inĢaat
Alanları
1.4.TarımdıĢı yapay yeĢil
1.3.2. Çöp boĢaltım alanları
1.3.3. ĠnĢaat artıkları boĢaltım
alanları
1.4.1. YeĢil yerleĢim alanları
1.4.2. Spor ve dinlenme alanları
2.1.1. Sulanmayan iĢlenen araziler
2.1.Tarıma elveriĢli
alanlar
2.1.2. Geçici olarak sulanan
alanlarÇeltik tarlaları
2.1.3.
2.1.4. Sebze yetiĢtirilen alanlar
2.2.1. Bağ, üzüm bağı
2.2.Çok yıllık ürünler
2. Tarım Alanları
2.2.2. Meyve bahçeleri
2.2.3. Zeytinlik
2.3. Meralar
2.4.KarıĢık tarım alanları
3.1. Ormanlar
2.3.1. Meralar
2.4.1. Yıllık bitkiler ile çok yıllık
bitkilerin
birliği
2.4.2. KarıĢık
kültivasyon
desenler
2.4.3. Temelde tarım arazileri
ancak
dolaraktarımı
doğal arazileri
örtünün de
2.4.4. Orman
yer aldığı araziler
3.1.1. GeniĢ yapraklı ormanlar
3.1.2. Kozalaklı ağaçlar
3.1.3. KarıĢık ağaç ormanları
3.2.1. Doğal çayır
3. Orman ve yarı
doğal alanlar
3.2.Fundalık veya otsu
bitkilerin karıĢım
alanları
3.2.2. Fundalık (maki)
3.2.3. Tek birimli vejetasyon
3.2.4. Kesintili ormanlık-çalılık
3.3.Az veya hiç bitki
içermeyen çıplak
alanlar
3.3.1. Sahil kumu ve kum
düzlükleri
3.3.2.
Çıplak kayalık
3.3.3. Zayıf bitki örtüsü alanları
3.3.4. YanmıĢ alanlar
3.3.5. Buzullar ve kar düĢen
alanlar
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
4.1.Islak alanlar
4.Su altında kalmıĢ
içsel alanlar
4.2.Su altında kalmıĢ kıyı
Alanları
5.1. Ġçsel su alanları
23
4.1.1. Ġç Bataklıklar
4.1.2. Bataklıklar
4.2.1. Tuzlu alanlar
4.2.2. Deniz etkisi altındaki
alanlar
5.1.1. Suyolları
5.1.2. Su toplulukları
5.2.1. Kıyı lagünleri
5.Su varlığı
5.2. Doğal sular
5.2.2. Göller
5.2.3. Deniz ve okyanuslar
Haritalamada düzeylerin belirlenmesinde harita ölçeği bir diğer
belirleyici etkendir. Hazırlanan arazi kullanım haritaları
1:1.000.000'dan daha küçük ölçekte ise ayırım 1. düzeyde, ölçek
1:500.000-1:1.000.000 arasında ise ayırım 2. düzeyde ve ölçek
1:100.000 veya daha büyük ise yapılacak ayırım 3. düzeyde
olabilmektedir (BaĢyiğit, 2004). CORINE sınıflandırma sistemi üç
farklı arazi sınıflandırma düzeyini içermektedir. Birinci düzey arazi
sınıfları; yapay düzeyler, tarım alanları, ormanlık ve doğal alanlar,
sulak alanlar ve su kütlesi olmak üzere beĢ genel arazi sınıfından
oluĢmaktadır. Ġkinci düzey arazi sınıfları ise birinciye göre daha
detaylı hazırlanmıĢ onbeĢ tane arazi sınıfından oluĢmaktadır. CORINE
üçüncü düzey arazi sınıfları ise hem birinci hem de ikinci düzeye göre
daha detaylı hazırlanmıĢ 44 arazi sınıfından oluĢmaktadır (Kılar,
2012).
1.5.1. Görüntülerin Sınıflandırılması
Görüntü sınıflandırma, bir veri grubu içinde belirli bir sınıf
oluĢturan objelerin benzerliğinden yola çıkarak ve özelliklerine göre
seçilerek
gruplandırılması
olarak
tanımlanabilir.
Otomatik
sınıflandırma verilen bir obje kümesi içinde benzer objelerin homojen
sınıfları oluĢturması veya verilen objenin özelliğinden yola çıkarak
birçok veya daha öncede tanımlanmıĢ sınıfların oluĢturulmasının
matematik ve istatistik yöntemlerle gerçekleĢtirilmesidir. Görüntü
24
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
sınıflandırma iĢleminde amaç, bir görüntüdeki bütün pikselleri arazide
karĢılık geldikleri sınıflar veya temalar içine otomatik olarak atamak,
yerleĢtirmektir. Sınıflandırma ve yorumlama iĢlemleri için öncelikle
arazi türlerini ayıran sınırların belirlenmesi ve arazi sınıflarını
oluĢturan türlerin tespit edilmesi gereklidir. Sınıflandırma için
“eğitimli/kontrollü
sınıflandırma”
(supervised
classification),
“eğitimsiz/kontrolsüz sınıflandırma” (unsupervised classification)
olmak üzere iki çeĢit ana sınıflandırma yöntemi vardır.
Kontrollü Sınıflandırma Yöntemi: Kontrollü sınıflandırma
yönteminde, uydu verilerinin örnek alanlarla önceden „denetlenmesi‟
gerekir. Bu sınıflandırma yönteminde, çalıĢma alanıyla ilgili ön
bilgiye ihtiyaç vardır. Kontrollü sınıflandırma yönteminde, bir arazi
çalıĢması ya da doğruluğu bilinen bir harita veya kaynak yardımı ile,
görüntü üzerinden karar verilen sınıflara ait örnek alanlar (pikseller)
belirlenir. „Veriyi kontrol edecek‟ kontrol setinin oluĢturulmasında,
her bir sınıf için o sınıfı en iyi temsil eden homojen alanlar tek tek
toplanır. Sınıflandırmada kontrol sınıfları için gerekli ön bilgiler
(kovaryans matrisi, standart sapma, ortalama vb.) oluĢturulur. Genel
kural olarak n bantlı bir görüntüden kontrol verileri için seçilecek
piksel sayısı >10n den büyük olmalıdır (Özyavuz, 2011).
Kontrolsüz Sınıflandırma: Sayısal görüntülerde farklı özellik
tipleri, doğal spektral yansıtma ve yayma özelliklerine bağlı olarak
farklı sayısal değerler içeren kombinasyonlar oluĢturmaktadır.
Sınıflandırmada amaç, aynı spektral özellikleri taĢıyan nesneleri
gruplandırmaktır. Kontrolsüz sınıflandırmada sınıflar, program
tarafından otomatik olarak yapılır (Lillesand et.al, 2004 ). Kontrolsüz
sınıflandırmada, kontrol verilerinin kullanımı yerine, görüntüde
belirsiz olan pikselleri inceleyen ve sayısal değerlerdeki doğal
gruplaĢmalara dayalı olarak bu elemanları çeĢitli sınıflar altında
birleĢtiren algoritmalar ile çalıĢılır. Elde edilen sınıflar spektral sınıflar
olup, bu sınıflara çeĢitli düzeltmeler getirmek mümkündür (Özyavuz,
2011).
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
25
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, korunan bir alan
olmasına rağmen özellikle son on yıldır turizm ve kentleĢme baskısı
altındadır. Bu baskılar, Bölge‟nin doğal dokusunda değiĢmelere yol
açmıĢtır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki arazi
örtüsü değiĢiminin belirlendiği bu çalıĢmada, 2002-2010 yılları
arasında gerçekleĢen arazi örtüsü değiĢimlerini tespit etmek, arazi
örtüsü değiĢimlerinin miktarlarını ve değiĢim yönlerini belirlemek,
doğa koruma kapsamında analiz ve değerlendirme sonuçlarına göre
fiziksel planlamalara öneriler getirmek amacı ile yapılmıĢtır.
2. KAYNAK ÖZETLERİ
Hepcan ve Güney (1996); ÇağdaĢ bir koruma alan yönetimi için,
koruma alanının tesis amacına uygun ve çevredeki kullanımların da
dikkate alındığı bir yönetim anlayıĢının gerekli olduğu savunulmaktadır.
Sürdürülebilir kalkınmanın temini için, ekonomik ve sosyal
politikalar yanında, çevreyle ilgili stratejinin geliĢtirilmesi, çevreye
iliĢkin öncelikler hiyerarĢisinin belirlenmesi ve yatırım kararlarının
alınmasında etkin çevre politikalarının oluĢturulması amacıyla
hazırlanan “Ulusal Çevre Eylem Planı”dır (Bademli, 1997).
Gülkal (1999); Doğal ve kültürel değerler açısından büyük bir
kaynağa sahip olan Ihlara vadisi ve yakın çevresinin doğal yapısı
oluĢturan faktörler ayrıntılı olarak incelenmiĢ ve çeĢitli anket
çalıĢmaları sonucunda alanın koruma ağırlıklı kullanımının daha
uygun olacağı sonucuna varılmıĢtır Bafa gölü ve çevresinin koruma
kullanım olanaklarının irdelendiği bu çalıĢmada; göl ve çevresinin
bütün olarak algılanıp bu konuyla ilgili değerlendirmelerde
bulunulmuĢtur.
Sılaydın (2000); ÇalıĢma kapsamında Ziyaretçi Yönetim Planının
Göcek‟e uygulanması hedeflenmiĢtir. Yörede yapılan alan analizleri,
örnekleme ile yapılan doku analizleri ve yöre halkı ve ziyaretçiler ile
yapılan anket çalıĢmaları ile desteklenmiĢtir.
Karakoç vd. (2001); Türkiye ve Dünya‟daki koruma alanları ve
statüleri ile ilgili bilgiler verilmiĢ ve bunların uygulama, planlama,
milletlerarası iĢbirliği ve kamuoyunun bilgilendirilmesi ile ilgili
bilgiler verilmiĢtir Bu çalıĢmada, bölgesel düzeydeki planlama
kararlarında, turizm alan ve merkezlerinin ilan edilmesinde ve benzeri
planlama süreçlerinde, alanın turistik kullanım değerinin yanı sıra
doğal ve kültürel değerlerin korunmasını da bir girdi olarak hesaba
katarak alanın kullanılabilir turizm potansiyelini ortaya koyacak bir
yöntemin geliĢtirilmesini amaçlamaktadır.
28
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Kaplan (2003); Milli parklar kanunu çerçevesinde bu alanlarda
yapılması gerekenler konusunu değerlendirmek ve korunan alanlar
için uygun yasal ve yönetsel önermeler ortaya koymayı amaçlayan bir
çalıĢmadır.
Türkyılmaz (2003); “Doğal sit” uygulaması altında ülkemizde ve
özellikle Ege kıyı bölgesinde doğal peyzajları korumak için kullanılan
yöntemlerdeki aksaklıkları ortaya koyma yolunda bir yöntem
geliĢtirmeyi amaçlayan bir çalıĢma yapmıĢtır.
Öztürk (2005); koruma-kullanım ilkeleri çerçevesinde, Gelibolu
Yarımadası Tarihi Milli Parkı‟nın turizm ve rekreasyonel açıdan
kullanılabilirliğinin
geliĢtirilmesi
ve
arttırılmasına
yönelik
değerlendirmeler yapılarak, alanın karĢı karĢıya kaldığı yasal, yönetsel
ve çevresel sorunlara iliĢkin birtakım çözüm önerileri getirilmiĢtir.
Yuan et al. (2005); Bu çalıĢmada, çalıĢmada Minnesota kentinin
1986, 1991, 1998 ve 2002 yıllarındaki arazi örtüsü değiĢimini Landsat
uydu görüntülerini kullanarak tespit etmiĢlerdir
Alphan (2006); Peyzajda meydana gelen değiĢimlerin nitel ve
nicel özelliklerinin belirlenmesine esas oluĢturacak bir çerçeve
sunmayı amaçlamıĢtır. Elde edilen bulgular, kıyı peyzajının yüksek
yersel değiĢkenliğe sahip olduğunu göstermiĢtir.
Baykal (2006); Bu tez çalıĢmasında, korunan alanlarında doğal
kaynakların sürdürülebilir kullanımının sağlanmasında, ziyaretçilere
yönelik, tanıtım, bilgilendirme ve bilinçlendirme yoluyla, etkin bir rol
oynayan park yapıları, hizmetler ve bunların özelliklerinin ne olması
gerektiği araĢtırılmıĢ ve genel özellikleri belirlenmiĢtir.
Baylan ve Karadeniz (2006); Terkos Gölü‟nün doğal ve kültürel
çevresinin korunması ve geliĢtirilmesine yönelik temel aracın ve
unsurun belirlenmesi amaçlanmıĢtır. Bu amaçla, doğal ve kültürel
çevre kavramları ile doğal ve kültürel çevrenin korunması ve
geliĢtirilmesine yönelik yaklaĢımlar araĢtırılmıĢtır.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
29
Demirayak (2006); Doktora teziyle; Türkiye‟de mevcut koruma
alanları statülerini, ilgili tüzel düzenlemeleri ve günümüze kadar
izlenen koruma politikalarını tespit ve analiz etmek ve uluslararası
koruma statüleri ile beraber değerlendirmek, yalnız günümüzün değil,
geleceğin de gereksinim ve koĢullarını dikkate alan yeni bir alan
koruma yaklaĢımı önermektedir.
Eğe (2006); Pamukkale Özel Çevre Koruma Bölgesi çevresinde
yapılan bu çalıĢmada Pamukkale‟de katılımcı sürdürülebilir çevre
yönetimi değerlendirmesi yapılmıĢ ve yönetim için bazı sonuçlara ve
önerilere yer verilmiĢtir.
Gaston et al. (2006); Korunan alanlarda daha etkin yönetim
modellerinin oluĢturulması konusunda bilgiler vermektedir.
Ġrez (2006); Elde edilen veriler ıĢığında Göcek bölgesindeki
koylarda yoğun yat turizmi ve insan faaliyeti vardır. Buna bağlı olarak
deniz suyunda kirliliğin arttığı, bunun engellenmesi için kıyı
yönetiminin gerektiği Ģekilde yapılamadığı, bunun için bir yetki
karmaĢasının varlığı ve halkın eğitiminin yetersiz olduğu tespitine
varılmıĢtır.
Sarabat (2006); Fethiye‟nin kentsel ekolojisini ortaya koymaya
çalıĢmıĢtır. Fethiye ilçesine ait, ekolojik yapı, bölgenin iklimi,
ekonomik yapısı, tarihsel geliĢimi, çevre sorunları vb. konular
araĢtırılarak veriler ortaya konmuĢtur.
Verburga et al. (2006); Filipinlerde korunan alanlardaki alan
kullanımlarındaki değiĢikliklerin etkilerinin tarihsel bir süreç
içerisinde incelendiği bu araĢtırmada daha etkin yönetim
politikalarının geliĢtirilmesi gerektiği sonucuna varılmıĢtır.
Ayhan (2007); Bu çalıĢmada; özgün peyzaj değerlerine sahip
mekanlara yönelik bir peyzaj planlama yöntemi oluĢturulmuĢ ve bu
yöntem Bozcaada özelinde uygulanarak adanın mevcut/gelecekteki
mekansal kullanım önceliklerine rehberlik edebilecek çözümler
üretilmesi amaçlanmıĢtır.
30
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Kejanlı vd. (2007); Türkiye‟deki politik ve ekonomik değiĢim
dönemleri incelendiğinde çıkarılan temel yasaların bu dönemlerle
çakıĢtığı, son yıllarda ise artık Avrupa‟da uygulanan çağdaĢ koruma
düzeyine ulaĢmaya baĢladığını ortaya koyan bir çalıĢmadır.
Caner (2007); Türkiye‟nin, AB doğa koruma politikasına uyumlu
hale getirmesi gereken ulusal doğa koruma kriterlerine iliĢkin mevcut
durumun ve sorunların ortaya konması amaçlanmıĢ ve uluslararası
koruma kriterleri ayrıntılı olarak incelenmiĢ, ardından Türkiye‟deki
doğa koruma kriterlerine iliĢkin mevcut durum ortaya konmuĢtur.
AB‟ne üyelik sürecinde doğa koruma konusunda yapılması
gerekenlerin daha iyi anlaĢılması için Natura 2000‟e iliĢkin bilgiler
aktarılmıĢ ve Türkiye‟nin bu bağlamda bulunduğu noktaya
değinilmiĢtir.
Gülbeyaz (2007); YapmıĢ olduğu yüksek lisans tezi ile uzaktan
algılama yöntemleri, MODIS uydu görüntüleri ve coğrafi bilgi
sistemlerini bütünleĢtirerek, Türkiye‟nin arazi örtüsü sınıfları ve
haritasını çıkarmıĢtır.
Pickering (2007); Rekreasyon ve turizm faaliyetlerinin
Avustralya‟nın korunan alanlarındaki biyoçeĢitlilik ve vejetasyon
üzerindeki etkilerinin incelendiği bu araĢtırmada bu yörelerdeki doğal
vejetasyonun bu baskılardan dolayı tehdit altında olduğu sonucuna
varılmıĢtır.
Tunçer (2007); Ürdün‟de yer alan bazı eko-turizm ve kültürel
turizm alanlarında; doğal ve kültürel değerlerin korunmasına yönelik
yapılan çalıĢmaların bazıları aktarılmıĢ, korumaya yönelik yapılmakta
olan çalıĢmalar irdelenerek sürdürülebilir kalkınma ana fikri
doğrultusunda öneriler geliĢtirilmiĢtir.
Zengin (2007); Halk ile resmi kurum ve kuruluĢları karĢı karĢıya
getiren doğal sit kararlarının oluĢturduğu sorunları, bilim ve yasalar
kapsamında ortaya çıkarmak, bu açıdan da çözüme ulaĢtırıcı önerileri
ortaya koyabilmeyi amaçlayan bir çalıĢmadır.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
31
Ergürhan (2008); ÇalıĢma alanında sürdürülebilir yasam için kıyı
alan kavramına uygun olarak, disiplinler arası iĢbirliğinin yanı sıra
kıyı alan kullanım planlarının ve projelerinin geliĢtirilmesi gerektiği
sonucuna varılmıĢtır.
Özbay (2008); Korunan alanlardaki kurumların yetki karmaĢası,
korunan alandaki yetersiz kaynak araĢtırmaları, planın özellikle
uygulama kısmında büyük problemlere neden olan yerel halk
katılımının yetersizliği gibi sorunların çözümü için etkili bir yönetim
planı sürecinin gerektiği sonucuna varılmıĢtır.
Özer vd. (2008); Ormanların doğal ve kültürel değerlerinin
kaybedilmesinden önce koruma altına alınması gerektiğinden yola
çıkılarak SarıkamıĢ ormanlarının koruma yönünden taĢıdığı değerler
saptanmıĢtır. SarıkamıĢ ormanlarının milli park statüsünde
korunmasının gerekliliği belirlenmiĢtir.
Özkan (2008); Bu çalıĢmada, su havzalarında, su veriminin
optimizasyonu temelinde, koruma kullanma dengesinin oluĢturulması
için kriterlerin belirlenmesi amaçlanmıĢtır. Bu, su havzalarının
sürdürülebilirliği temel alınarak gerçekleĢtirilmiĢtir. Korumakullanma kriterleri su havzalarındaki planlama, yönetim modelleri,
yasal düzenleme ve uygulamalara çerçeve oluĢturmak amacı ile
hareket edilmiĢtir.
Sanver (2008); Bu çalıĢmada, uzaktan algılama tekniğini
kullanarak ve Ikonos-2 uydu görüntülerinden faydalanılarak 2002 ve
2007
yılları
arasında
Fethiye
Güney-Ölüdeniz-Kayaköy
yerleĢimlerindeki mekansal geliĢme izlenmiĢtir. ÇalıĢmanın en temel
bulgusu, 5 yıl gibi kısa bir süre içinde orman ve tarım alanlarının hızla
yapılaĢmıĢ çevreye dönüĢmesi olarak bulunmuĢ ve orman alanlarında
3 km2, tarım alanlarında 2 km2 azalma olurken kentsel alanların 10
km2 arttığı sonucuna varılmıĢtır.
Ulun (2008); Bu çalıĢmada gen kaynaklarına sahip tarım alanları
ile yüksek tür ve çeĢit zenginliğine sahip kumul ve orman alanlarının
mevcut durumlarının korunması ve bu alanlardaki faaliyetlerin
32
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
denetimli olması gerekliliği ortaya konmuĢtur. Alanın ekolojik
planlama ilkelerine uygun koruma kullanma kararları oluĢturularak
sürdürülebilir alan yönetimi geliĢtirilmiĢtir.
Yüksek vd. (2008); Bu araĢtırmada, Artvin-Kafkasör yöresindeki
festival etkinliklerinin neden olduğu bazı önemli çevre sorunlarının
koruma-kullanma açısından değerlendirilmesi amaçlanmıĢtır.
AraĢtırma sonucunda katılımcı turizm planlamasının uygulama
durumu ve katılımcıların konu hakkındaki düĢünceleri ortaya
çıkarılmıĢ, turizm planlamalarında alternatif bir yaklaĢım olan
katılımcı turizm planlamasının uygulanabilirliği ile ilgi çözüm
önerileri geliĢtirilmiĢtir (Akdu, 2009).
Akten (2009); Analitik HiyerarĢi Süreci (AHS) yöntemini
kullanmıĢ ve Gölcük Tabiat Parkı‟nın planlama ve yönetsel açıdan
önemli sorunları olduğunu, parkta rekreasyonel faaliyetler sonucunda
meydana gelen olumsuz etkilerin etkinlik düzeyleri sırasıyla bitki
örtüsü, görsel kalite, su kalitesi, toprak kalitesi, gürültü kirliliği, hava
kalitesi ve fauna Ģeklinde olduğunu tespit etmiĢtir.
Sarıemir (2009); Ankara GölbaĢı Mogan Parkı‟nın GölbaĢı Özel
Çevre Koruma Bölgesi‟ne olan etkilerini saptayarak, alanın
sürdürülebilir kullanımının nasıl sağlanacağının belirlenmesi
amaçlanmıĢtır.
Albayrak (2010); Bu çalıĢma korunan alanlarının ekoturizm
geliĢimine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıĢtır. ÇalıĢma birçok
ulusal ve uluslararası koruma statüsüne sahip Camili Biyosfer Rezerv
Alanında gerçekleĢtirilmiĢtir. Elde edilen sonuçlar ve arazi gözlemleri
göstermiĢtir ki; korunan bir alan, eğer iyi planlamalarla yönetilir ve
halk çeĢitli yöntemlerle teknik anlamda desteklenir ve bilgilendirilirse,
doğal ve kültürel yapıda bir bozulma olmadan da gelirlerde artıĢ
mümkün olabilmektedir.
Alptekin vd. (2010); Bu çalıĢmada; ülkemizdeki doğal korunan
alanların kısa bir tanıtımı yapılarak bu alanlarda; silvikültürel
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
33
önlemlerin gerekliliği, bu önlemlerin belirlenmesindeki önemli
kriterler ve öncelik durumları dikkate alınarak milli park kanunlarına
göre alınabilecek bazı silvikültürel önlem önerilerine yer verilmiĢtir.
Can (2010); Fethiye Ovası ve yakın çevresinde doğal ortam-insan
iliĢkileri üzerinde durulmuĢtur. Ġnceleme alanında jeomorfoloji, iklim
ve toprak özellikleri yerleĢmelerin dağılıĢına, sahadaki nüfusa ve
ekonomik faaliyetlere doğrudan yön vermekte bazı alanlarda
ekonomik faaliyetleri kısıtlamaktadır. Kısaca Fethiye Ovası ve yakın
çevresinde beĢeri faaliyetler doğal ortam özelliklerinin denetiminde
gerçekleĢmektedir.
Demir (2010); araĢtırma sonucuna göre çalıĢma alanı doğa
koruma kriterleri yönünden oluĢturulan bölgeleme sistemine göre
koruma bölgelerine ayrılmıĢ ve “Tabiat Parkı” statüsünde korunması
gerekliliği belirlenmiĢtir.
Ferances et al. (2010); Bu çalıĢmada, 1990-2000 yılları arasındaki
süreçte Avrupa‟nın 24 ülkesinde meydana gelen değiĢimler CORINE
arazi örtüsü temel alınarak değerlendirilmiĢtir. Bu değerlendirmede
değiĢimleri yoğunlaĢma, ormansızlaĢma, ağaçlandırma gibi alt sınıflar
belirlenmiĢtir.
Gül vd, (2010); Muğla-Bodrum Yarımadası örneğinden hareket
edilmiĢ ve Türkiye‟deki Doğal Sit alanlarındaki mevcut durum analizi
yapılmıĢ ve öneriler getirilmiĢtir.
Sims (2010); uydu görüntülerinden faydalanarak Thailand‟da
korunan alanlardaki koruma politikalarını ve turizmin bu bölgeleri
nasıl etkilediği konusunda çalıĢma yapmıĢtır.
Uçar (2010); Kırsal turizmin doğal ve kültürel mirasımızın
korunmasında önemli bir iĢlevi olduğunu ve Fethiye‟nin sahip olduğu
değerler bakımından kırsal turizminin geliĢmesinin gerekliliğini
vurgulamaktır.
Yu et al. (2011); Bu çalıĢmada, Daqing Ģehrinin Heilongjiang
Eyaletindeki 1977-2007 yılları arasındaki arazi kullanımı Landsat
34
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
uydu görüntüleri kullanılarak arazi örtüsü değiĢimi belirlenmiĢ ve
gelecekteki alan kullanım senaryoları modellenmiĢtir.
Karayol (2012); Konya iline ait Spot 1986, 1996 ve 2005 yıllarına
ait uydu görüntüleri kullanılarak değiĢim incelemiĢtir. Bu uydu
görüntüleri üzerinde yapılan kontrollü sınıflandırma yöntemi ile
yıllara göre Konya ilinin arazi üzerindeki değiĢimini, yapılaĢmanın
hangi yönlere doğru ilerlediğini, tarım ve sanayi alanlarının nasıl
geliĢtiğini, yeĢil alanların nasıl etkilendiği incelenmiĢtir.
Kılar (2012); Bu çalıĢmada, Antalya ilinin Beldibi ve Manavgat
kıyıları arasındaki bölgenin arazi kullanımdaki değiĢimlerinin tespit
edilmesi amaçlanmıĢtır. Bu amaç doğrultusunda 1984 ve 2011
yıllarına ait Landsat uydu görüntüleri temin edilmiĢ ve arazi
sınıflandırmasına tabi tutulmuĢtur.
3. MATERYAL ve YÖNTEM
3.1. Materyal
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, Muğla ili Fethiye
ilçesi sınırları içinde yer almaktadır. 12.06.1988 tarihi ve 88/13019
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit ve ilan edilmiĢtir. Daha sonra
09.012.2006 18 tarih ve 26371 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanan
08.11.2006 tarih ve 2006/11266 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile sınır
değiĢikliği yapılarak son halini almıĢtır. Fethiye-Göcek Özel Çevre
Koruma Bölgesi‟nin büyüklüğü 816,02 km2‟dir. 345,02 km2‟lik alan
denizsel alan olup 471 km2‟lik alanı karasal alan oluĢturmaktadır.
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, 16 yerleĢim yerini içine
alır. Barselona SözleĢmesi gereğince Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan
edilen bölge aynı zamanda sit alanıdır. Ayrıca bölge sınırları
içerisinde çeĢitli koruma statüleri ile korunan alanlar da mevcuttur.
Fethiye ve yakın çevresi, ülkemizin önemli turizm merkezlerinden
birisidir. Henüz tam olarak bozulmamıĢ doğal güzellikleri, ekolojik
yapısı ve tarihten gelen kültürel zenginliği, iklim Ģartları ile turizm
sektörü için önemli bir alan olmasının yanında, yer altı zenginlikleri,
balıkçılık, tarım gibi ekonomik kaynakları ile de ülke açısından
önemli bir alandır (ġekil 3.1).
ÇalıĢma sınırları içerisindeki Ölüdeniz bölgesinde, doğal
yapısındaki önemli orman örtüsü ile birçok canlıya habitat
oluĢturmaktadır. Bu nedenle Fethiye-Ölüdeniz beldelerini içine alan
bölge Kültür Bakanlığı‟na bağlı Ġzmir 2 nolu Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından “Doğal Sit ve Arkeolojik Sit
Alanı” ve 12.06.1988 tarih ve 88/13019 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
ile “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak ilan edilmiĢtir. Ayrıca,
Fethiye-Ölüdeniz Barselona SözleĢmesi‟ne taraf ülkelerin Eylül
1985‟te yaptıkları toplantıda kabul ettikleri “Cenova Deklerasyonu”
gereği seçilmiĢ ve BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı tarafından
yayımlanmıĢ olan Akdeniz‟de “Ortak Öneme Sahip 100 Kıyısal Tarihi
Sit Alanı” listesinde yer alarak, doğal ve kültürel sit alanları olarak
36
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
ilan edilmiĢlerdir. Benzer Ģekilde Kayaköy, Ölüdeniz‟in batısında yer
alan arkeolojik, doğal ve kentsel bir sit alanıdır. ÇalıĢma alanını
sınırları içerisinde olan bölge, kültürel miras, tarım, doğal çevre
açısından önemli bir koruma alanıdır.
Şekil 3.1. ÇalıĢma alanının konumu
ÇalıĢmada temel veri olarak Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
tarafından desteklenen BAP projesi kapsamında NĠK firmasından
temin edilen, geometrik ve radyometrik düzeltmeleri yapılmıĢ Level
3A görüntüsü özelliği taĢıyan, 5 Ekim 2002 ve 7 Temmuz 2010 tarihli
15 m. yer çözünürlüğüne sahip ASTER uydu görüntüleri
kullanılmıĢtır (ġekil 3.2, ġekil 3.3).
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
Şekil 3.2. 2002 yılına ait Aster uydu görüntüsü ve çalıĢma alanı sınırları
37
38
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Şekil 3.3. 2010 yılına ait Aster uydu görüntüsü ve çalıĢma alanı sınırları
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
39
ASTER uydu görüntüleri, yeryüzündeki kar ve buzul örtülerinin
durumu, bitki örtüsünün değiĢimi, kaya-toprak sınıflaması gibi birçok
amaç doğrultusunda kullanılmaktadır. ASTER uydusunda toplam 14
adet bant bulunmaktadır. Farklı amaçlara hizmet eden söz konusu 14
bant için çözünürlük değerleri 15, 30 ve 90 m olarak değiĢim
göstermektedir. ASTER uydusunun ilk 3 bandı, VNIR (Visible Near
Infrared) bantlar olarak adlandırılmakta olup, görünür ve yakın kızıl
ötesi spektral aralığı kapsamaktadır. Bu bantların çözünürlüğü 15
m‟dir.
Çizelge 3.1. ASTER algılayıcılarının spektral aralık ve çözünürlük özellikleri
Bant No
Spektral Aralık (μm)
Çözünürlük (m)
1
0.52-0.60 (YeĢil)
15
2
0.63-0.69 (Kırmızı)
15
3
0.76-0.86 (Yakın kızılötesi)
15
4
1.60-1.70 (Kızılötesi)
30
5
2.145-2.185 (Kızılötesi)
30
6
2.285-2.225 (Kızılötesi)
30
7
2.235-2.285 (Kızılötesi)
30
8
2.295-2.365 (Kızılötesi)
30
9
2.360-2.430 (Kızılötesi)
30
10
8.125-8.475 (Termal)
90
11
8.475-8.825 (Termal)
90
12
8.925-9.275 (Termal)
90
13
10.25-10.95 (Termal)
90
14
10.95-11.65 (Termal)
90
ASTER görüntüleri Level 1A, 1B, Level 2 ve Level 3A
formatında görüntüler vermektedir. Farklı amaçlar doğrultusunda
kullanılan bu görüntü formatlarından Level 1A, geometrik ve
40
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
radyometrik düzeltmeleri yapılmadan kullanıcılara aktarılmaktadır. Bu
nedenle, görüntüler üzerinde herhangi bir iĢlem yapılmadan önce,
geometrik ve radyometrik düzeltmelerinin yapılması gerekmektedir.
Level 1B görüntülerinde radyometrik düzenleme yapılmasına rağmen
geometrik düzenleme yapılmamıĢtır. Level 2 görüntüleri ise genel
olarak, radyans ve DN‟ler (Digital number) içermekte ve bunlara bağlı
olarak, yüzey sıcaklığı, emissivite gibi bazı fiziksel parametrelerin
uydu görüntüleri ile belirlenmesine olanak sağlamaktadır. Level 3A
görüntüsü ise VNIR bandında 3N formatında SYM içermekte ve bu
Ģekilde stereo görüntülerin oluĢturulmasına olanak sağlamaktadır.
Level 3A görüntüsü, 1B görüntüsüne benzer Ģekilde rektifiye edilmiĢ,
geometrik ve radyometrik düzeltmeleri yapılmıĢ olarak kullanıcılara
sunulmaktadır.
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ne ait veriler aĢağıda
belirtilen birimlerden elde edilmiĢtir:
 Fethiye Meteoroloji Ġstasyonu‟ndan iklim özelliklerine dair veriler,
 Nüfusa ait veriler Türkiye Ġstatistik Kurumu verilerinden,
 Tarım ve hayvancılığa ait veriler Fethiye Tarım Ġlçe
Müdürlüğü‟nden ve
 Fethiye-Göcek ÖÇKB‟nin biyolojik çeĢitliliği 2012 yılında
Özel Çevre Koruma Kurumu tarafından yaptırılan “FethiyeGöcek ÖÇKB Biyolojik ÇeĢitliliğin Tespiti” Projesi‟nden
temin edilmiĢtir.
3.2. Yöntem
Yöntem çalıĢması için birçok yöntem incelenmiĢ ve yöntem olarak
Yuan et al. (2005), Alphan (2006), Verburga et al. (2006), Sanver (2008),
Sims (2010), Yu et al. (2011), Karayol (2012) ve Kılar (2012) tarafından
geliĢtirilen ve kullanılan yöntemlerden yararlanılarak, araĢtırma amacına
uygun bir yöntem oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmanın yöntem
basamakları aĢağıda belirtilmiĢtir (ġekil 3.4);
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
41
 ÇalıĢmanın ilk aĢamasında çalıĢma sınırı içerisindeki doğal ve
kültürel peyzaj özelliklerinin kapsamlı olarak envanterinin
çıkarılması için arazi çalıĢmaları yapılarak, çalıĢma alanına ait
yazılı ve görsel veriler araĢtırılmıĢtır.
 ÇalıĢmanın ikinci aĢamasında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
tarafından desteklenen BAP projesi kapsamında NĠK
firmasından temin edilen, geometrik ve radyometrik düzeltmeleri
yapılmıĢ Level 3A görüntüsü özelliği taĢıyan, 5 Ekim 2002 ve 7
Temmuz 2010 tarihli 15 m. yer çözünürlüğüne sahip ASTER
uydu görüntüleri temin edilmiĢtir.
 ÇalıĢmanın üçüncü aĢamasında gerekli düzeltmelerin
yapılarak temin edildiği ASTER uydu görüntülerinden
çalıĢma alanı sınırları koordinatlarına uygun olacak Ģekilde
kesilerek çıkarılmıĢtır.
 ÇalıĢmanın dördüncü aĢamasında çalıĢma alanı sınırlarına
uygun olarak çıkarılan uydu görüntülerine kontrolsüz
sınıflandırma iĢlemi uygulanmıĢtır. Görüntüler önce 40 sınıf
üzerinden sınıflandırılmıĢ sonrasında ise bu sınıflar CORINE
arazi örtüsü sınıflandırması arazi tipine uygun olarak altı sınıf
Ģeklinde birleĢtirilmiĢtir (Çizelge 3.2).
42
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Çizelge 3.2. CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına uygun olarak atanan sınıflar
Düzey 1
Düzey 2
1.1. Deniz
1. Su yüzeyleri
1.2. Göl
1.3. Akarsular
2. Orman Alanları
3. Maki Alanları
2.1. GeniĢ yapraklı ormanlar
2.2. Ġğne yapraklı ormanlar
3.1. Tek ve çok yıllık otsu türler
4.1. Tarıma elveriĢli alanlar
4. Tarım Alanları
4.2. Çok yıllık ürünler
4.3. Seralar
4.4. KarıĢık tarım alanları
5.1. ġehir yapısı
5.Yapay yüzeyler
5.2. Endüstriyel, ticari ve taĢıma birimleri
5.3. Maden, çöp ve inĢaat alanları
5.4. Tarım dıĢı yapay yeĢil alanlar
6. Diğer
6.1. Bitki örtüsü içermeyen çıplak yüzeyler
6.2. Sahil kumulları
 ÇalıĢmanın beĢinci aĢlamasında doğruluk değerlendirmesi
yapılmıĢtır. Bu amaç için Google Earth yazılımı yardımcı veri
olarak kullanılmıĢtır.
 ÇalıĢmanın altıncı aĢlamasında 2002 ve 2010 yıllarına ait
görüntülerde alan kullanım sınıflarının miktarları hektar
bazında belirlenmiĢtir. Sonrasında 2002 ve 2010 yıllarındaki
görüntülerden elde edilen sonuçlar ikili olarak karĢılaĢtırılarak
değiĢimin nereden nereye olduğu hektar bazında
belirlenmiĢtir.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
43
 ÇalıĢmanın son aĢamasında elde edilen bulgular ıĢığında
Bölge‟nin sürdürülebilir kullanımının sağlanması yönünde
çözüm önerileri getirilmiĢtir.
Şekil 3.4. Yöntem akıĢ Ģeması
4. ARAŞTIRMA BULGULARI
4.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin
Doğal Özellikleri
4.1.1. Coğrafi Özellikleri
Doğa güzelliği ve zenginliği kadar tarihi ve turistik önemiyle de
dikkati çeken Fethiye ilçesi, Akdeniz Bölgesi ile Ege Bölgesi‟ni
ayıran hattın Akdeniz Bölgesi içinde kalan tipik bir kıyı kentidir.
Antalya Körfezi ile Fethiye Körfezi arasında kalan, Burdur gölü
havzası ile Dalaman Çayı havzasını içine alan bölgeye “Teke Yöresi”
denilmektedir. Marmaris koyunun doğusundan baĢlayan teke yöresi
Fethiye ve çevresinde E-W doğrultulu tektonik olarak ikiye ayrılır.
NE-SW doğrultusunda yüksek plato ve dağlar güneyde çöken kıyı
bölümü içinde dağlık tepelik tektonik bloklar bulunmaktadır. Dalaman
çayı ile EĢen çayı arasında kuzey doğu yönünde uzanan dağlık alan
Fethiye‟nin kuzeyinde yüksek dağlık arazi olarak devam etmektedir.
Dağlık alanlar arasında geniĢ yaylalar 1750 m. yüksekliklerde yer alsa
da, 2000 metreyi geçen yüksek yerlerde vardır. Bunlardan Çal Dağı
2185 m Bocuk Dağı 2418 m, Yaylacık dağı 2114 m yükseltileri
vardır.
Fethiye ilçesi, tamamen teke yöresinde yer almaktadır.
Yüzölçümü 3.055 km2 olup Muğla ili de dâhil en geniĢ yüz ölçümüne
sahiptir. Muğla merkez ve diğer ilçelere göre nüfus yoğunluğu daha
fazladır. Fethiye‟nin batısında, Fethiye Körfezi, Güneyde Mendos
dağı (1750 m), Babadağ (1969 m) kütlesi ve Kaya yarımadası, doğu
ve kuzeyde orta ve batı Torosların batı uçları bulunmaktadır.
Fethiye körfezine bakan güney eteklerinde yüksekliği 900
metreye ulaĢan Nif, Gerde ve Üzümlü gibi küçük karstik çöküntü
ovaları yer almaktadır. Fethiye ovası deniz kenarından daralarak
Ģehrin kuzey ve doğusuna doğru uzanır. Ovalar dıĢında kalan arazi
genel olarak çok dağlık, kayalık, sık ormanlık ve fundalıktır.
46
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Fethiye‟nin güneyinde dik bir fay yamacı olarak yükselen Babadağ,
deniz kıyısından hemen yükselen, denize en yakın dağ özelliğini
taĢımakta ve dünyaca tanınan yamaç paraĢütçülüğünün profesyonel
anlamda yapıldığı, ölüdeniz lagünü en iyi seyretme olanağı sağlayan
bir turistik potansiyeli çok yüksek dağ özelliği taĢımaktadır. Yaban
hayatı ve bitkiler açısında biyo çeĢitliliğindeki zenginlik nedeniyle
bilimsel potansiyeli de yüksektir. Fethiye Kemer karayolunun geçtiği
alanlarda 250 metreyi geçmeyen tepelerden kuzeye doğru gidildikçe
yükseklik artarak devam etmektedir. N-S doğrultulu EĢen Çayı çok
geniĢ tektonik bir oluk Ģeklindedir. Doğuda Dumanlı dağ ve Akdağ‟ın
uzantıları ile batıda Babadağ ile sınırlıdır. EĢen çayının getirdiği
alüvyonlar tarihi Letoon kenti ile Patara limanını doldurmuĢtur.
4.1.2. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin Toprak
Özellikleri
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin toprak özellikleri;
büyük toprak grupları, arazi kullanım kabiliyet sınıfları ve erozyon
özelliklerine göre sınıflandırılmıĢtır.
4.1.2. a. Büyük toprak grupları
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki büyük toprak
grupları; alüviyal topraklar, hidromorfik alüviyal topraklar,
kahverengi orman toprakları, kireçsiz kahverengi orman toprakları,
kireçsiz kahverengi topraklar, kırmızı akdeniz toprakları, kahverengi
akdeniz toprakları, kolliviyal topraklardır. Fethiye-Göcek Özel Çevre
Koruma Bölgesi‟ndeki büyük toprak gruplarının kapladığı alanlar
Çizelge 4.1‟ de gösterilmiĢtir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma
Bölgesi‟nde en fazla alan kaplayan büyük toprak grubu kireçsiz
kahverengi orman toprağı, en az alan kaplayan toprak grubu ise
yüksek dağ, çayır topraklarıdır.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
47
Çizelge 4.1. Büyük Toprak Grupları ve kapladığı alanlar (Ardahanlıoğlu, 2014).
Büyük Toprak Grupları
Alüviyal sahil
Alan (ha)
Oran (%)
920
1,95
Alüviyal toprak
1190
2,53
Çıplak kaya
1370
2,91
Hidromorfik alüviyal toprak
124
0,26
Irmak taĢkın yatağı
143
0,30
Kahverengi orman
463
0,98
Kireçsiz kahverengi orman
17 364
36,87
Kireçsiz kahverengi toprak
473
1,00
Kırmızı Akdeniz
11 379
24,16
Kahverengi Akdeniz
9092
19,30
Kolliviyal toprak
4530
9,62
Yüksek dağ-çayır
52
0,11
47 100
100,00
Toplam
4.1.2. b. Arazi Kullanım Yetenek Sınıfları
Araziler, kullanma kabiliyetine göre; üzerinde erozyona sebep
olunmadan en iyi, en kolay ve en ekonomik bir Ģekilde tarım
yapılabilen birinci sınıf ile, hiç bir tarıma elveriĢli olmayan, çayır veya
ormanlık olarak dahi kullanılamayan, ancak doğal hayata ortam teĢkil
edebilen veya insanlar tarafından dinlenme yerleri ve milli park olarak
kullanılabilen sekizinci sınıf arasında yer alırlar. Fethiye-Göcek Özel
Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki arazi kullanım yetenek sınıfları I., II.,
III., IV., V., VI., VII. ve VIII. sınıf arazi sınıflarıdır. Fethiye-Göcek
Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki arazi kullanım yetenek sınıflarının
kapladıkları alanlar Çizelge 4.2‟ de gösterilmiĢtir. Fethiye-Göcek Özel
Çevre Koruma Bölgesi‟nde en fazla alan kaplayan arazi kullanım
yetenek sınıfı yedinci sınıf araziler, en az alan kaplayan arazi yetenek
sınıfı ise beĢinci sınıf arazi yetenek sınıfıdır.
48
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Çizelge 4.2. Arazi Kullanım Yetenek Sınıfları ve kapladığı alanlar
(Ardahanlıoğlu, 2014).
Arazi Kullanım
IYetenek Sınıfı
II
2396
Alan (ha)
694
5,09
Oran (%)
1,47
III
2542
5,40
IV
781
1,66
V
154
0,32
VI
4601
9,77
34 435
73,11
1497
3,18
47 100
100,00
VII
VIII
Toplam
4.1.2. d. Erozyon
Topraklarda büyük tahribata yol açan erozyon, toprak
materyalinin koparılıp taĢınmasıdır. Toprakların maruz kaldığı
erozyon sınıfları Ģu Ģekildedir; 1. derece erozyon, 2. derece orta
Ģiddette erozyon, 3. derece Ģiddetli erozyon, 4. derece çok Ģiddetli
erozyondur. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde dört
erozyon derecesi de görülmektedir. Fethiye-Göcek Özel Çevre
Koruma Bölgesi‟ndeki erozyon derecelerinin kapladıkları alanlar
Çizelge 4.3‟ de gösterilmiĢtir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma
Bölgesi‟nde en fazla meydana gelen erozyon derecesi 4.olarak
bilinmektedir.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
49
Çizelge 4.3 Erozyon dereceleri ve kapladıkları alanlar (Ardahanlıoğlu, 2014).
Erozyon derecesi
Alan (ha)
Oran (%)
1
5491
11,66
2
2457
5,22
3
18 366
38,99
4
20 786
44,13
Toplam
47100
100,00
4.1.3. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin
Jeolojik Yapısı
Bölgenin genel stratigrafik yapısını genç yaĢlı, otokton üniteler,
bunların üzerine gelen güneybatı Toros napları ile bölgede geniĢ yer
kaplayan peridotit napları (ofiyolitler) ve ovaları meydana getiren
alüvyon alanlar teĢkil eder. Fethiye civarındaki Mesozoik kireçtaĢları,
Göcek ve civarında görülen Alt Miyosen yaĢlı detritik eserler ile
Senomaniyen'den Akitaniyen'e kadar sürekli kireçtaĢı oluĢumları
otokton ünitelerdir. Bölgede geniĢ yer kaplayan peridotit napları ile
güneybatı Torosların bazı birimleri allokton ünitelerdir. Bazı
güneybatı Toros birimleri otokton üniteler olup, bunların üzerine
peridotit ve güneybatı Toros napları (Mesozoik kireçtaĢları)
bindirmeli olarak gelmiĢlerdir. Fethiye Körfezi'nin kuzeyinde yer alan
napların altındaki Göcek Penceresinde, Eosen ve Miyosen yaĢlı
kireçtaĢlarına ait otokton üniteler, batıya doğru napların altında devam
eder. Kalker fasiyesi genellikle Orta Eosen'e kadar hiç değiĢmeden
sıralanır ve bunları detritik tabakaları ve kireçtaĢları takip eder.
Bunların üzerine Alt Miyosen transgresif olarak gelir. Göcek
Penceresinde peridoditler doğrudan doğruya otokton ünitelerin
üzerinedir. Ġnlice köy yerleĢik alanının kuzeybatısındaki Mesozoik
50
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
kireçtaĢları (Trias, Lias, Kretase, Lütesiyen FiliĢ) birbiri üzerinedir.
Ayrıca, tüm bu seriler Miyosen kireçtaĢları üzerine bindirmiĢlerdir.
Ġnlice Ovasının doğusundaki kısımda ise peridodit napının altında
diyabaz, onun altında ise Trias, Kretase ve Permiyen serileri
gelmektedir. Yanıklar ve Kargı köy yerleĢik alanlarının alüvyonları
ise peridotitler üzerindeki genç oluĢumlardır. Bölge, Türkiye Tektonik
Birlikleri Bölümlenmesinde Toritler ünitesi içinde yer almaktadır.
Hersiniyen ve Alp Orojenozinin etkisi altında kalmıĢtır (Anonim
2014b).
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟ndeki baĢlıca jeolojik
formasyonlar Ģu Ģekildedir;
Alüvyonlar, birikinti konileri, çakıltaĢı, çamurtaĢı, kumtaĢı, çört,
çörtlü kireçtaĢı, dolomit, kireçtaĢı, kumtaĢı, çamurtaĢı, lıyas, kireç taĢı,
dolomit, metabazik kayalar, perıdotıt, spilit, bazalt, tüf, traverten,
çakıltaĢı, kumtaĢı, volkanit, çökel kaya. Fethiye-Göcek Özel Çevre
Koruma Bölgesi‟nin jeolojik formasyonlarının kapladığı alanlar
Çizelge 4.6‟da, jeoloji haritası ise ġekil 4.7‟de gösterilmiĢtir. FethiyeGöcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde en fazla alan kaplayan
jeolojik formasyon peridoditlerdir. Bölgede 14222 ha alan
kaplamaktadır. Bunu sırasıyla çörtlü kireçtaĢı ve alüvyonlar takip
etmektedir. En az alan kaplayan jeolojik formasyon ise çakıl taĢıdır (
Anonim 2014b‟den geliĢtirilerek).
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
Şekil 4.1. Fethiye ve yakın çevresi genelleĢtirilmiĢ tektonostratigrafik
sütun kesiti (Anonim,2014b).
51
52
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Çizelge 4.4. Jeolojik formasyonlar ve kapladığı alanlar (Anonim, 2014b‟den
geliĢtirilerek)
Jeolojik Yapı
Alan (ha)
Oran (%)
Alüvyon
7317
15,54
Birikinti konileri
1527
3,24
ÇakıltaĢı
112
0,24
ÇamurtaĢı, kumtaĢı
535
1,14
Çört
382
0,81
Çörtlü kireçtaĢı
7635
16,21
Dolomıt
6548
13,90
KireçtaĢı
1027
2,18
KumtaĢı, çamurtaĢı
2461
5,23
Lıyas, kireç taĢı,dolomit
1613
3,42
Metabazik kayalar
1504
3,19
14 222
30,20
838
1,78
Perıdotıt
Spilit, bazalt, tüf
Traverten, çakıltaĢı, kumtaĢı
Volkanit, çökel kaya
Toplam
217
0,46
1162
2,47
47 100
100,00
4.1.4. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin İklim
Özellikleri
Fethiye‟de karakteristik Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir.
Yazlar sıcak ve kurak, kıĢlar ılık ve yağıĢlı geçer. Bitki örtüsü
Akdeniz Bölgesi‟nin iklim ve yükseklik özelliklerini taĢır.
4.1.4.1. Güneşlenme Süresi ve Şiddeti
GüneĢlenme süresi bir yerin güneĢin doğuĢu ile batıĢı arasında geçen
sürede güneĢ ıĢığına maruz kaldığı süredir. Bu süre enlem derecesi ve
mevsim Ģartlarına göre değiĢiklik göstermektedir Ayrıca yeryüzü
örtüsünün değiĢmesi güneĢ radyasyonunun yeryüzünü ısıtması ve yer
radyasyonunun miktarını etkilemektedir. Ölçümlere göre Fethiye‟de
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
53
güneĢlenme süresinin ortalama değeri 8 saat 15 dakikadır. GüneĢ ıĢınları;
21 Aralıkta 30° 10‟, 21 Mart – 23 Eylül arasında 53° 37‟ ve 21 Haziranda
ise 76° 64‟ açı ile gelmektedir. Fethiye‟de güneĢlenme Ģiddeti (GüneĢ
Radyasyonu) ortalama 383.50 cal/cm2/dak.‟dir. Fethiye Aralık ayında en
az, Temmuz ayında en fazla güneĢ ıĢığından faydalanır.
Ortalama günlük toplam güneĢlenme süresi ve ortalama güneĢ
radyasyonu Ģiddeti (cal†dak) dağılımı tablo ve grafikleri aĢağıda
verilmiĢtir.
Çizelge 4.5. Ortalama toplam güneĢlenme süresi ve ortalama güneĢ
radyasyonu Ģiddeti (1960-2012).
Şekil 4.2. GüneĢlenme grafiği (1960-2012).
54
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
4.1.4.2. Sıcaklık
Yerkürede atmosfer koĢullarını ve yaĢamı etkileyen ve kontrol
eden en önemli iklim elemanı sıcaklıktır. Yeryüzünün tek enerji
kaynağı olan güneĢ atmosfer sıcaklığının da kaynağıdır. Sıcaklığın
dağılıĢını etki eden faktörleri Ģöyle özetleyebiliriz. Enlem durumu,
mevsimsellik, yer Ģekli ve yükselti, dağların uzanıĢ durumu, nem, kara
ve deniz, bakı ve eğim, rüzgâr ve bitki örtüsü gibi etkilerden sıcaklık
etkilenmektedir.
Fethiye‟de ortalama aylık hava sıcaklığı yıl boyunca 10 derecenin
altına düĢmez. Bu özelliği ile Fethiye sıcak bir bölge olarak kabul
edilebilir. Fethiye‟de uzun yıllar ortalama hava sıcaklığı 18.3ºC. en
sıcak ay ortalaması 27.8ºC ile Temmuz. en soğuk ay sıcaklık
ortalaması 10.1ºC ile Ocak ayıdır (1960-2012).
Çizelge 4.6. Fethiye Ġlçesinde aylık ortalama hava sıcaklıkları (1960-2012)
Uzun yıllar
aylık sıcaklık
ortalamaları
Rasat
Yılı
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
Ortalama
Sıcaklık (°C)
52
10.1
10.8
12.9
16.1
20.4
25.0
27.7
27.6
23.9
19.2
14.4
11.4
Maksimum
Sıcaklıkların
Ortalaması
(°C)
52
16.0
16.5
19.0
22.1
26.4
31.4
34.4
34.6
31.4
26.6
21.4
17.4
Minimum
Sıcaklıkların
Ortalaması
(°C)
52
5.3
5.8
7.3
10.1
13.8
17.6
20.2
20.3
16.9
13.2
9.3
6.8
AYLAR
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
55
Şekil 4.3. Fethiye ilçesinde sıcaklık dağılımı (1960-2012).
4.1.4.3. Rüzgar
Rüzgar, üç belirgin özelliği olan bir iklim elemanıdır. Bunlar
rüzgarın yönü, hızı (Ģiddeti) ve (esme sıklığı) frekansıdır. Bir bölgede
belirli süre içinde en çok esen rüzgâra hâkim rüzgâr denir. Rüzgâr
havanın doğal bir hareketidir. Fethiye‟nin hâkim rüzgâr yönü (ENE)
Doğu kuzeydoğu ‟dur. Fethiye‟de rüzgâr yönü ve hızı üzerinde arazi
yapısı ve kara deniz iliĢkisi etkilidir. Yıl boyunca ENE yönlü rüzgâr
diğer yönlere göre daha fazladır. Ġkinci hâkim yön (WSW) Batı
güneybatı yönüdür. Özellikle Kuzey-Güney yönünden esen rüzgâr yok
denecek kadar azdır. Fethiye çevresinin yüksek dağlarla çevrili olması
hâkim rüzgâr yönünü belirlemektedir. Aynı rüzgâr mevsimsel
değiĢiklik olmadan yıl içinde düz bir seyir izlemektedir.
Fethiye ile diğer merkezlerin rüzgâr durumu kıyaslandığında
Köyceğiz hariç diğer yerlerde rüzgârın hızı ve seyrinin bariz olarak kıĢ
ve yaz aylarında farklı olduğu görülmektedir. KıĢ aylarında özellikle
iç Anadolu‟da etkili olan Sibirya soğuk hava akımları çevreye
yayılmaları ile rüzgâr yönünü belirler. Fethiye‟nin ortalama rüzgâr
hızı 1.6 m/saniyedir. Bu itibarla rüzgâr yönünden çok sakin bir
konumdadır. Yılda ortalama 2-3 gün (Rüzgâr hızı: 60 Km/saat veya
56
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
daha fazla) fırtına, yine yıl içinde ortalama 22 kuvvetli rüzgârlı gün
yaĢanmaktadır. Fethiye‟de en Ģiddetli rüzgâr hızı 33.7 metre/saniye
(121 km/saat) olarak 03 Kasım 1990 tarihinde kaydedilmiĢtir.
Çizelge 4.7. Fethiye‟de aylara göre ortalama rüzgar hızı (1960-2012).
Fethiye Uzun Yıllar Ortalama Rüzgâr Hız
Parametre
Rasat S. (YIL)
Ortalama Rüzgâr Hızı
(m/sec)
53
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
1.6 1.8 1.8 1.7 1.6 1.7 1.8 1.6 1.6 1.5 1.4 1.5
FETHIYE
1960 - 2012 YILLARINA AİT RÜZGAR DİYAGRAMI
N
70000
NNW
NNE
60000
NW
NE
50000
40000
19536
30000
WNW
19082
64992
ENE
23212
14334
31827
8363
20000
10000
W
23441
25803
ESE
17855
40026
SW
SE
SSW
E
37394
17640
9073
48912
WSW
38466
0
SSE
Hakim Ruzgar Yönü ve Esme
Sayısı
ENE
64992
S
Şekil 4.4. Fethiye rüzgar gülü diyagramı (1960-2012).
4.1.4.4. Yağış
Fethiye‟de yıllık ortalama toplam yağıĢ oldukça fazladır.
Denizden gelen nemli havanın ova çevresindeki yüksek dağ
kütlelerine çarparak yükselip soğuması neticesinde konveksiyonel ve
frontal yağıĢlar 853 mm gibi yüksek bir yağıĢ oluĢturmaktadır. Bu
yağıĢın %55‟i kıĢın, %19‟u ilkbahar, %25‟i sonbahar ve %1‟i yazın
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
57
düĢmektedir. Bölgeye en fazla yağıĢ 02.12.1990 tarihinde 125.3 mm
olarak düĢmüĢtür. Bölgede güneĢlenme süreleri Haziran, Temmuz ve
Ağustos aylarında 11 saatin üzerindedir. Fethiye‟de hâkim rüzgar
yönü doğu-kuzeydoğu olup ortalama rüzgar hızı 1.4 m/sn‟dir. Bölgede
ortalama basınç 1012.5 hpa, ortalama nem ise %64‟dür.
Şekil 4.5. Ortalama yağıĢ verileri (1960-2012).
4.1.5. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin
Sosyo-Ekonomik Özellikleri
4.1.5.1. Sosyo-Demografik Yapı
Muğla ilinin Fethiye ilçesi sınırları içerisinde yer alan FethiyeGöcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, 6 belde ve 6 köyden
oluĢmaktadır. Özel Çevre Koruma Bölgesi Fethiye Merkez Ġlçe,
58
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Ölüdeniz, Karaçulha, Çamköy, Çiftlik, Göcek belde belediyeleri ile
Gökçeovacık, Ġnlice, Kargı, Yanıklar, Kayaköy ve Keçiler
köylerinden oluĢmaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma
Bölgesinin yerleĢim birimlerinin nüfusu Çizelge 4.8‟de verilmiĢtir.
Fethiye İlçe Merkezi: Muğla ilinin güneydoğusunda, Teke
yarımadasının batı kesiminde yer alan Fethiye ilçesi, kuzeyde Denizli
ve Burdur illeri, doğuda Elmalı ilçesi ile Antalya ili, güneyde Esen
Çayının denize döküldüğü Çayağzı, batıda Kapıdağ Yarımadası ile
sınırlanmıĢtır.
Çamköy Beldesi: Çamköy Beldesi‟nde 2013 yılı nüfus verilerine
göre, 4406 kiĢi yaĢamaktadır. Çamköy Beldesi‟nin %80‟i tarımsal
faaliyette bulunmaktadır. Seracılık ve turfanda sebze üretimi temel
gelir kaynağıdır.
Çiftlik Beldesi: Çiftlik Beldesi‟nde 2013 yılı nüfus verilerine
göre 3021 kiĢi yaĢamaktadır. Belde 1998 yılında belediye tüzel
kiĢiliğini kazanmıĢtır. Belde halkının %40‟ı tarımsal faaliyette
bulunmaktadır. Seracılık geliĢmiĢtir. Turfanda sebze üretimi
yapılmaktadır. Diğer önemli gelir kaynağı turizm faaliyetlerinden elde
edilmektedir. Beldede turistik iĢletme olarak 4 otel, 2 pansiyon ve 4
restoran bulunmaktadır.
Göcek Beldesi: Göcek Beldesi‟nde 2013 yılı nüfus verilerine
göre, 4285 kiĢi yaĢamaktadır. Belde 1989 yılında belediye tüzel
kiĢiliğini kazanmıĢtır. Belde dıĢarıdan göç almaktadır. Yaz
mevsiminde nüfus iki kat artmaktadır. Beldenin temel geçim
kaynağını turizm faaliyetleri oluĢturmaktadır. Belde de toplam 964
yatak kapasitesine sahip 37 konaklama hizmeti veren iĢletme
bulunmaktadır (ġekil 4.41). Toprakların önemli bir bölümü tarımsal
amaçlı olarak kullanılmaktadır. Beldede orman arazisi oldukça
yoğundur. Özellikle Göcek ovasının hemen arkasında yükselen
tepelerden itibaren yoğun bir orman dokusu görülmektedir. Bu alan
geliĢme alanı sınırlarını belirlemektedir. Göcek Koyu`nda büyük ve
uluslararası yat turizmi açısından önemli dört marina bulunmaktadır.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
59
Koyun en önemli özelliği son derece korunaklı ve geniĢ bir körfez
içerisinde yer alan ada ve koyları bünyesinde barındırmasıdır.
Bunların doğal sonucu olarak geliĢmiĢ bir yat turizmi potansiyeline
sahiptir (ÖÇKB Raporu, 2007). Koyların batı ve güney tarafları
dağlarla çevrili olması bu alanı doğal bir liman haline getirmiĢtir. Bu
da bölgeyi ülkemizde ve dünyada önemli bir doğal yat limanı
yapmıĢtır. Beldede toplam yat bağlama kapasiteleri 810 olan dört
marina vardır (Ġrez, 2006).
Karaçulha Beldesi: Karaçulha Beldesi‟nde 2013 yılı nüfus
verilerine göre, 13591 kiĢi yaĢamaktadır. Belde 1970 yılında belediye
tüzel kiĢiliğini kazanmıĢtır. Ġlçe topraklarının bir kısmı Özel Çevre
Koruma Bölgesi sınırları dıĢındadır. Beldenin geçim kaynaklarını %80
oranında tarımsal faaliyetler oluĢturmaktadır. Tarımın yapılanıĢı
büyük oranda seracılık üzerine ĢekillenmiĢtir.
Ölüdeniz Beldesi: Ölüdeniz Beldesi‟nde 2013 yılı nüfus
verilerine göre, 4708 kiĢi yaĢamaktadır. Belde 1992 yılında belediye
tüzel kiĢiliğini kazanmıĢtır. Hisarönü (ġekil 4.43) ve Ovacık (ġekil
4.44) yerleĢimlerinin de içerisinde bulunduğu Belde sınırları içerisinde
sabit 3150, yazın ikamet eden 2000 ve yaklaĢık 1000 tane de Ġngiltere
uyruklu yabancı yerleĢimci hane mevcuttur. Ölüdeniz, Fethiye Ġlçe
merkezinin güney kısmını, ölüdeniz Belediyesinin Ovacık, Belcegiz ve
Hisarönü mahalleleri ile Kayaköy yerleĢmesini içine alan toplam 107
km2 lik bir alanı içermektedir. Ölüdeniz beldesi sınırları içinde Ölüdeniz
- Kıdrak Tabiat Parkı vardır. Bu alan aynı zamanda birinci derece sit
alanıdır, Tabiat parkı, Fethiye ilçe merkezine 16 km. mesafede,
Ölüdeniz beldesi sınırları içinde yer almaktadır. 1980‟li yıllardan önce
orman içi dinlenme yeri olarak kullanılmıĢtır. 29/12/1983 tarihinde flora
zenginliğini ve orman-deniz-sarp kayalıkların oluĢturduğu doğal peyzajı
koruyabilmek amacıyla tabiat parkı yapılmıĢtır. Park alanı, hem 1.
derece doğal sit alanıdır hem de Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları
içinde yer almaktadır. Tabiat parkı içinde, otopark, yeme içme ve diğer
turistik destek hizmeti sunan çok sayıda ünite yer almaktadır. Ġlçe
60
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
sınırları içinde, en fazla yerli ve yabancı ziyaretçi çeken doğal turistik
arz kaynağıdır (Sanver, 2008).
Gökçeovacık Köyü: Gökçeovacık Köyü‟nde 2013 yılı nüfus
verilerine göre, 355 kiĢi yaĢamaktadır. Köyde turistik tesis olarak
toplam 50 yatak kapasitesine sahip 1 otel ve 6 pansiyon ile doğa
sporlarına yönelik 50 kiĢilik 1 kamping bulunmaktadır. Bu tesisler
yabancı uyruklu kiĢiler tarafından iĢletilmektedir.
İnlice Köyü: Ġnlice Köyü‟nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 871
kiĢi yaĢamaktadır. Temel gelir kaynağı turizmden gelmekte ve mevcut
iĢgücü turizm sektöründe çalıĢmaktadır. Ġnlice ve Divre Çayları
köyden geçmektedir.
Kargı Köyü: Kargı Köyü‟nde 2013 yılı nüfus verilerine göre,
1564 kiĢi yaĢamaktadır. Turistik tesis olarak 4 pansiyon
bulunmaktadır. Yatak kapasitesi 100 civarındadır. Köyün temel geçim
kaynakları sırasıyla sera, narenciye, sebze üretimi ve turizmden elde
edilen gelirlerden oluĢmaktadır.
Kaya Köyü: Köyde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 739 kiĢi
yaĢamaktadır. Köyde turistik tesisi olarak apart otel ve pansiyonlardan
oluĢan 20 tesis bulunmaktadır ve bu tesislerin toplam yatak kapasitesi
300 civarındadır. Köyün temel geçim kaynağı %90 oranda turizm
faaliyetlerinden elde edilmektedir.
Keçiler Köyü: Köyde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 199 kiĢi
yaĢamaktadır. Köy, „Orman Köyü‟ vasfındadır. Hayvan yetiĢtiriciliği
önemli bir gelir kaynağıdır. Köyde turistik tesis olarak 10 apart
pansiyon ve 150 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Bu tesislerin
iĢletmecileri yabancı uyrukludur. Köye yabancı uyruklu yaklaĢık 20
hane yerleĢmiĢtir.
Yanıklar Köyü: Köyde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 2009 kiĢi
yaĢamaktadır. Köyün nüfusu yaz mevsiminde 3 kat artmaktadır.
Köyde arıcılık, seracılık, narenciye ve sebze üretimi yapılmaktadır
(ġekil 4.48). Köy halkının büyük çoğunluğunun serası bulunmaktadır.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
61
Köyün turizm değeri ve potansiyeli oldukça yüksektir. Köyde turistik
tesis olarak yatak kapasitesi 1.500-1.600 civarında olan iki tatil köyü,
50 yatak kapasitesine sahip 2 pansiyon, 50 yatak kapasitesine sahip
bungalov evler ve 400 kiĢi kapasiteli kamping alanı bulunmaktadır
(Anonim, 2010b).
Çizelge 4.8. Yıllara Göre Fethiye-Göcek ÖÇK Bölgesi YerleĢim Birimleri
Nüfusu (KiĢi)
Yıllara Göre Fethiye - Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Yerleşim Birimleri Nüfusu (1985-2013)
Yerleşim
Birimleri
Fethiye
Merkez
Çamköy
1985
1990
2000
2007
21.442 25.783 50.689 66.271
2008
2009
2010
2011
2012
2013
68.285
72.003
77.237
81.467
84.053
87.586
1.785
2.169
2.980
3.891
3.977
3.940
4.068
4.185
4.387
4.406
Çiftlik
-
1.022
2.005
2.217
2.720
2.620
2.649
2.754
2.758
3.021
Göcek
2.166
2.914
4.005
3.625
4.021
4.039
4.011
4.162
4.186
4.285
Karaçulha
5.291
5.656
8.574 13.063
13.114
12.794
12.822
13.191
13.563
13.591
Ölüdeniz
1241
2527
5.600
2.974
4.707
4.532
4.451
4.595
4.369
4.708
Gökçeovacık
375
334
356
334
377
380
371
383
372
355
İnlice
718
737
695
815
840
830
833
875
861
871
Kargı
1.587
1.110
1.163
1.431
1.426
1.501
1.508
1.546
1.572
1.564
Kayaköy
521
584
1524
641
682
680
656
683
693
739
Keçiler
189
205
204
157
154
193
191
209
188
199
1.240
1.470
2.598
1.792
1.806
1.791
1.875
1.936
1.986
2.009
Yanıklar
Toplam
35.314 41.984 80.393 97.211 102.109 105.303 110.672 115.986 118.988 119.049
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölge nüfusunun 1985-2013
yılları arasında 35.314‟den 119.049‟a yükseldiği görülmektedir. Bölge
nüfusu yaklaĢık olarak dört katlık bir artıĢ göstermiĢtir. Nüfus artıĢının en
fazla olduğu yerleĢimler Fethiye merkez, Karaçulha, Ölüdeniz ve
Göcek‟tir.
62
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
4.1.6. Biyolojik Çeşitlilik
“Fethiye Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Karasal Biyolojik
ÇeĢitliliğin Tespiti Projesi” çalıĢma alanı sınırları içerisinde yapılmıĢ
en kapsamlı biyoçeĢitlilik tespit çalıĢmasıdır. Proje kapsamında
bölgedeki bitki toplulukları, habitat sınıfları, bitki türleri, memeli, kuĢ,
iki yaĢamlı, sürüngen ve böcek türleri üzerine ayrıntılı çalıĢmalar
yapılmıĢtır. Alanda yapılan floristik çalıĢmalar sonucunda 71
familyaya ait 261 cins ve bu cinslere ait de 408 takson tespit
edilmiĢtir. Bu taksonlardan 52‟si Türkiye‟ye özgü endemiktir.
4.1.6.1. Flora
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi floristik açıdan
oldukça ilginç ve zengindir. Bu Özel Çevre Koruma Bölgesi Akdeniz
ikliminin etkisi altında olduğu için özellikle orman vejetasyonu çok
iyi geliĢmiĢtir. Orman vejetasyonunun tahrip edildiği alanlarda ise
maki ve fragana vejetasyonu da iyi durumdadır. Orman vejetasyonunu
oluĢturan kızılçam ve günlük ormanları klimax safhadadır. Kalker ana
kayalar üzerinde geliĢen maki vejetasyonu da klimaks safhada olmasa
da subklimaks safhadadır. Ayrıca gerek serpantin, gerekse de kalker
ana kaya üzerinde geliĢen fragana toplulukları oldukça sağlıklı olup
geniĢ alanlar kaplamaktadırlar. Ancak bu alanlar son yıllarda
ağaçlandırılmaya baĢlanmıĢtır. Kocagöl, Baldırnaz Gölü ve Akgöl
kıyısı ile çevrelerindeki sulak ve bataklık alanlarda bataklık
vejetasyonu da oldukça iyi temsil edilmektedir (Anonim, 2014a).
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde yapılan
vejetasyon çalıĢmaları sonucunda vejetasyon tipleri orman, maki,
frigana ve bataklık olarak belirlenmiĢtir.
Orman Vejetasyonu: Periploco graecae - Liquidambaretum
orientalis birliği, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde
sınırlı alanlarda temsil edilmektedir. Alanda en iyi temsil edildiği
yerler Günlüklü ve Ġnlice çevresidir. Her iki alanda da bu ormanlar
hem habitat uygunluğu hem de floristik kompozisyon açısından
klimax safhadadır. Bununla birlikte ÖÇKB sınırları içinde hemen
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
63
hemen tüm dere boylarında yayılıĢ göstermektedir. Bu ormanların
habitatı son derece hassastır. Bu ormanlar taban suyu seviyesi yüksek,
organik madde bakımından zengin, asitli, düz alüvyal alanları tercih
ederler ve habitatlarda %100 örtüĢ oluĢtururlar. Aynı zamanda bu
habitatlar tarım yapmaya da son derce elveriĢlidir. Bu nedenle bu
ormanlar sürekli baskı altında kalmıĢ ancak koruma önlemleri
alındıktan sonra sınırlı alanlarda korunabilmiĢtir. Ülkemiz için
endemik olan bu birlik alan içinde Günlüklü koyunda ve Ġnlice
güneydoğusunda güzel topluluklar oluĢturur. Genel örtüĢün %100‟ü
bulduğu bu habitatlarda yüzey suyu sürekli mevcut ve taban suyu da
oldukça yüksektir. Bu habitatlar için en büyük tehdit taban suyunun
düĢmesi ve yüzey su akıĢının engellenmesidir (Anonim, 2014a).
Aetheorhizo bulbosae-Pinetum brutiae birliği: Fethiye-Göcek
Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin hakim vejetasyonunu kızılçam (Pinus
brutia) ormanları oluĢturur. Bu ormanlar hem kalker ana kayaya sahip
alanlarda hem de serpantin ana kayaya sahip alanlarda oldukça iyi
geliĢim gösterir. Alanda kalker ana kaya üzerinde geliĢen kızılçam
ormanları, Fethiye‟nin güney ve doğusunda yer alan Belen Dağı,
Karadağ, Geymene Dağı, Elmalıdağ, Mendos ve Babadağ batı sırtları,
Karınca Dağ, Kapıdağ, Domuz Adası, Tersane Adası, Belenkirse,
Ekincik Tepe ve OtlutaĢ Dağı çevrelerinde; serpantin ana kaya
üzerinde geliĢen kızılçam ormanları da Ġnlice doğusundan baĢlayarak
Fethiye‟nin kuzeyine kadar ÖÇKB içindeki tüm alanları içine alır
(Anonim, 2014a).
Maki Vejetasyonu: Quercus aucheri-Oleatum europaeae birliği,
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde çok yaygın değildir.
Bu birlik daha önce Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma
Bölgesi‟nde ve KaĢ-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde de tespit
edilmiĢtir. Ancak bu birliğin temsil edildiği en güzel alanlar KaĢKekova ÖÇKB‟de bulunmaktadır. ÇalıĢma alanı içinden tespit edilen
bu birlik kısmen tahrip görmüĢtür. Büyük ölçüde Kaya Köy batısında
Değirmentepe çevresinde yayılıĢ gösteren bu birliğin floristik
kompozisyonu zengindir. Ülkemiz için endemik olan bu birlik
fitososyolojik olarak Quercetea ilicis sınıfına, Quercetalia ilicis
64
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
ordosuna ve Oleo-Ceratonion alyansına bağlanır. Ancak birlik içinde
Cisto-Micromerietea sınıfının karakter türleri de azımsanmayacak
kadar fazladır. Kalker anakayalar üzerinde geliĢim gösteren birliğin
örtüĢü %80-90 arasında değiĢmektedir. Birliği oluĢturan çalı
formundaki bitkilerin örtüĢü %70-80 arasında otsu türlerin örtüĢü ise
%10-40 arasında değiĢmektedir. Bu birlik endemik olduğu ve içinde
de lokal yayılıĢlı birçok endemik türü barındırdığı için birliğin
bulunduğu alanların korunması son derece önem arz etmektedir
(Anonim, 2014a).
Lilio-Arbutetum andrachnea birliği: Lilio-Arbutetum andrachne
birliği, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde çok yaygın
değildir. Çünkü bu birlik kalker ana kaya üzerinde geliĢmektedir.
Halbuki bu bölgede serpantin ana kaya daha hakimdir. Bu birlik daha
önce Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde de tespit
edilmiĢtir. ÇalıĢma alanından tespit edilen bu birlik kısmen tahribat
görmüĢtür. Göcek kuzeyinde kalker ana kayalar üzerinde geliĢen bu
birlik klimax safhada olup kuzey bakılı yamaçları tercih etmektedir
(Anonim, 2014a).
Frigana vejetasyonu: Alysso-Genistetum acanthocladae birliği:
Bu birlik, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde kızılçam
ormanlarının tahribi sonucu geliĢmiĢtir. Bu nedenle bu birlik genel
olarak yerleĢim yerlerine yakın orman sınırlarında en iyi geliĢimini
yapar. Birlik Fethiye‟nin güneyinde kalker kaya üzerinde Karadağ
çevresinde, Yanıklar, Karagedik ve Kargı çevrelerinde ise serpantin
ana kaya üzerinde en iyi geliĢimi yapar. Farklı ana kayalar üzerinde
geliĢen bu birlik Alysso-Genistetum acanthocalae birliği içinde
değerlendirilmiĢtir. Birlik bölgede hakim olarak bulunan kızılçam
orman vejetasyonunun yanması neticesinde sekonder olarak
geliĢmiĢtir. Bu nedenle birlik içinde maki ve orman vejetasyonunda
yer alan birçok tür de yayılıĢ göstermektedir. Birliğin karakteristik
türleri Genista acanthoclada, Alyssum caricum, Alkana areolata,
Cytisopsis dorycniifolia subsp. reeseni ve Bupleurum gracile‟dir
(Anonim, 2014a).
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
65
Bataklık Vejetasyonu: Cladio-Schoenetum nigricantis birliği
bataklık vejetasyonu içerisinde yer alır. Bu birlik, Fethiye-Göcek Özel
Çevre Koruma Bölgesi içinde özellikle Baldınaz Gölü, Kocagöl ve
Akgöl çevrelerinde yayılıĢ gösterir. Floristik kompozisyon zayıf
olmakla birlikte örtüĢ %100‟dür. Floristk kompozisyon içinde yer alan
türlerin örtüĢ yüzdeleri küçük habitat değiĢimine paralel olarak sürekli
değiĢir. Bazı alanlarda Phragmites australis baskın duruma geçerken
bazı alanlarda Juncus maritimus, bazı alanlarda da Thpha domingensis
baskın duruma geçer. Bu nedenle farklı örtüĢ düzeyleri ile temsil
edilen bu toplulukları birlik düzeyinde ayırt etmek mümkün
olmamıĢtır (Anonim, 2014a).
4.1.6.2. Fauna
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi için 2012 yılında
Özel Çevre Koruma kurum baĢkanlığı tarafından yaptırılan FethiyeGöcek Özel Çevre Koruma Bölgesi biyoçeĢitlilik projesi bölge için
yapılmıĢ en kapsamlı projedir. Bu projenin sonuçlarına göre; FethiyeGöcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde yapılan arazi çalıĢmaları
sonucunda 17 memeli türü tespit edilmiĢtir. Bunlardan 1 tür böcekçil,
3 tür yarasa, 7 tür kemirici, 5 tür yırtıcı, 1 tür ise çift toynaklılardandır.
Yapılan çalıĢmalarda tespit edilen türler içinde Sus scrofa (domuz)‟nın
yerleĢim alanları haricinde hemen hemen her lokalitede izlerine
rastlanmıĢtır ve çalıĢma alanında populasyon seviyesi en yüksek
türdür. Koruma statüleri bakımından önemli bir tür olan Lutra lutra
(su samuru) nın proje alanı içinde Kocagöl ve bu gölü besleyen
kanallarda yaĢadığına dair kayıtlar bulunmaktadır. Ayrıca bölgede 117
böcek türü tespit edilmiĢtir.
Proje ekibinin saha çalıĢmalarından elde ettiği bulgulara göre,
Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde 126 kuĢ türü saptanmıĢtır.
Bölgede, 16 takım ve 44 kuĢ familyasına ait toplam 126 kuĢ türünün
olduğu belirlenmiĢtir. Bu kuĢ türlerinden, 72 tanesi ötücü olmayan
kuĢlar ve 54 tanesi ötücü kuĢlar kategorisinde yer almaktadır.
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde yapılan
çalıĢmalarda 1 semender, 5 kuyruksuz kurbağa, 2 kaplumbağa, 9
66
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
kertenkele ve 7 yılan olmak üzere toplam 24 Amphibi ve Reptil türü
tespit edilmiĢtir. Bu türlerden Lyciasalamandra fazilae endemik bir
türdür ve IUCN koruma kriterlerine göre “Tehlike Altında” (EN) olan
türler içindedir. Kara kaplumbağası olan Testudo graeca türü IUCN
kriterlerine göre “Hassas” (VU) konumundadır (Anonim, 2014a).
Dünya denizlerinde yaĢayan deniz kaplumbağası türlerinin hepsi
yayılıĢ alanlarının tamamında veya önemli bir bölümünde nesli yok
olma tehlikesinde olan "Tehlike Altındaki Türler" ya da yakın
gelecekte muhtemelen tehlike altında olacak "Tehdit Altındaki Türler"
kategorisinde bulunmaktadır. Uluslararası Doğal Hayatı Koruma
Birliği (IUCN) tarafından yayınlanan kırmızı listede Türkiye'nin
Akdeniz sahillerinde düzenli olarak yuva yapan iki türden Chelonia
mydas "tehlikede", Caretta caretta ise "tehdit altında" olan hayvanlar
olarak tanımlanmaktadır. Çünkü bu tür deniz kaplumbağalarının
populasyonları, insan aktivitelerinin bir sonucu olarak farklı
derecelerde büyük oranda azalmıĢtır. Bu türlerden ikisi (Caretta
caretta ve Chelonia . mydas) Türkiye‟nin Akdeniz sahil Ģeridi
boyunca 17 kumsala çıkarak yumurta bırakmaktadır Bern sözleĢmesi
ile koruma altına alınan bu iki türden Caretta caretta nesli tehdit
altında, Chelonia mydas ise nesli tehlike altında olan türler arasında
gösterilmiĢtir.
Caretta caretta, Fethiye kumsalında yumurta
bıraktığından önemli bir konumdadır (Anonim, 2010a).
Akdeniz havzası içinde 5 türle temsil edilen deniz
kaplumbağalarından 3 türü (Caretta Caretta, Chelonia Mydas,
Dermochelys Coriacea) Türkiye deniz sularında tespit edilmiĢtir. Bern
SözleĢmesi ve CITES ile koruma altına alınan Caretta Caretta ve
Chelonia Mydas türlerinin üreme alanlarından birisi de Fethiye
Kumsalı‟dır (Anonim, 2010a).
4.1.7. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin
Peyzaj Özellikleri
ġövalye Adasından baĢlayarak, Fethiye körfezinin batı ve
kuzeybatısındaki irili ufaklı adaların hepsine birden On iki Adalar
denir. Bu adalardan her biri ayrı özellik ve güzelliğe sahiptir. Bu
adaların baĢlıcaları Ģunlardır:
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
67
Oyuktepe Koyları: Aksazlar, Samanlık, Kalemya, Boncuklu.
Fethiye‟nin batısında yer alan bu koylar, ulaĢımın kolay olması
dolayısıyla ile daha çok günübirlikçilerin tarafından ziyaret
edilmektedir (ġekil 4.6).
Aksazlar Koyu
Küçük Samanlık Koyu
Büyük Samanlık Koyu
Kuleli Koyu
Şekil 4.6. Oyuktepe koylarından görünümler.(Orijinal, 2014)
68
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Şövalye Adası: Fethiye Körfezi‟nin giriĢinde, Fethiye‟ye 1.5 mil
uzaklıkta bulunur. GeçmiĢte Rodos ġovalyeleri tarafından kullanılan
ve üzerinde aynı dönemden kalma bir kale bulunan ada ekseriyetle
Fethiye‟nin yerli halkı tarafından yazlık olarak kullanılmaktadır. Antik
çağda Rodos ġövalyelerinin yerleĢim alanı olarak kullanılan ada, adını
da bu Ģövalyelerden almaktadır.
Kızılada: Koylardaki kum ve çakılların gün batımında kızılımsı
bir görünüm almasıyla bilinen adada tek bina olarak hala çalıĢmakta
olan bir deniz feneri bulunmaktadır.
Deliktaş Adası: Kızıl Ada‟nın kuzeybatısında dalıĢ yapmak
isteyenlerin tercih ettikleri değiĢik büyüklükte adalardır.
Yassıca Adaları: DeğiĢik büyüklükte 5 adadan oluĢan Yassıca
Adaları günübirlik tekne turlarının en önemli durağıdır.
Zeytin Adası: Yassıca Adalarının güney ucunda bulunan ve özel
mülkiyete sahip tek adadır. Ada üzerinde Osmanlı Döneminden
kaldığı sanılan bir zeytin sıkma atölyesi bulunmaktadır.
Tersane Adası: Fethiye Körfezi‟ndeki adaların en büyüğüdür.
I.Dünya SavaĢı sonundaki mübadele zamanında boĢaltılmıĢ bir Rum
Köyünün yerleĢim alanı olan adada, Ģu anda adanın adını aldığı bir
tersane
ve
ayrıca
bir
gözlem
kulesinin
kalıntılarına
rastlanabilmektedir. Adanın, denizciler tarafından yaz ve kıĢ limanı
olarak diye isimlendirilen ve mavi yolcular tarafından büyük ilgi
çeken iki ayrı korunaklı koyu bulunmaktadır.
Domuz (Prens) Adası: Ġsmini ada üzerinde yaĢayan yaban
domuzlarından aldığına inanılmaktadır. Ayrıca bir zamanlar adada
yaĢadığı düĢünülen bir prense ithafen de Prens Adası olarak da
adlandırılmaktadır.
Kleopatra Hamamı: Kıyısında, yarısı denizin altında kalmıĢ
olan bir Bizans Manastırı bulunmaktadır. Ayrıca antik Lydae Ģehrinin
kalıntıları görülebilir (ġekil 4.27).
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
ġövalye Adası
DeliktaĢ Adası
Kızılada
Yassıca Adaları
69
70
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Zeytin Adası
Tersane Adası
Domuz Adası
Cleopatra Hamamı
Şekil 4.7. Adalardan görünümler (Anonim, 2014d)
Bedri Rahmi Koyu: Tersane Adası‟nın kuzeybatısında yer alan
koyun giriĢinde 19674 yılında ünlü ressam Bedri Rahmi EYÜPOĞLU
tarafından bir kaya üzerine yapılmıĢ büyük bir balık resmi dikkati
çeker. Yamaçlarındaki kaya mezarları ile koy Mavi Yolcularının
önemli uğrak yerlerindendir (ġekil 4.28).
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
71
Şekil 4.8. Bedri Rahmi Koyu (Anonim, 2014d).
Göbün Koyu: Domuz Adası‟nın güneyindeki dar bir boğazın
güneyinde yer alan çam ve zeytin ağaçları ile kaplı bir koydur. Koyda,
Kaunos kaya mezarları ve kalıntılar bulunmaktadır (ġekil 4.29).
Şekil 4.9. Göbün koyu (Anonim, 2014d)
72
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Katrancı Koyu: Fethiye‟den Muğla‟ya doğru 17. km.de bulunan
çam ağaçları ile kaplı bir orman içi dinlenme yeridir. Koyun batısına
doğru patika takip edilerek Kızlar Koyu‟na ulaĢılır (ġekil 4.30).
Şekil 4.10. Katrancı Koyu (Orijinal, 2014)
Küçük Kargı (Günlüklü) Koyu: Muğla yönünde 19.km‟de
bulunan koy, ilaç ve parfüm yapımında kullanılan günlük ağaçlarının
dünya üzerinde ender yetiĢtiği yerlerden biridir (ġekil 4.31.).
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
73
Şekil 4.11. Günlüklü Koyu (Orijinal, 2014)
Çalış; Fethiye‟ye 5 km. uzaklıkta bulunan ÇalıĢ Plajı, Fethiye‟nin
belli baĢlı eğlence ve dinlence merkezlerinden birisidir. 5 km.‟lik plaj
uzunluğuna sahiptir (ġekil 4.12.).
74
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Şekil 4.12. ÇalıĢtan görünümler (Anonim, 2014e).
Gemiler Koyu ve Adası; Kayaköy‟den batıya doğru uzanan
yolun sonundaki çam ve zeytin ağaçları ile çevrili küçük koyun
karĢısında yer alan Gemile Adası içinde bulunduğu koydan adını
almakla birlikte eski zamanlarda Aya Nicola Adası olarak
bilinmektedir. Kara ile arasında yatların barınmasına çok elveriĢli bir
boğaz oluĢturan adaya Kayaköy üzerinden kara yoluyla ulaĢılabildiği
gibi, Fethiye Körfezi çıkıĢıyla ġövalye Adası‟ndan sonra soldaki
kıyıları izleyerek, ġahin ve Ġblis Burunlarını içine alan deniz yolu ile
de ulaĢılabilir (ġekil 4.13.).
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
75
Şekil 4.13. Gemiler koyu ve adası (Orijinal, 2014).
4.1.7.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’ndeki
Kültürel Kaynak Değerleri
Tarihin bilinen en eski çağlarından beri yerleĢim birimi olarak
varlığını sürdüren Fethiye‟de birçok antik kalıntı ve tarihi değer
bulunmaktadır. Bunlardan bazıları Ģunlardır:
76
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Likya Uygarlığına Ait Kral Mezarları: Fethiye‟nin güneyinde
yer alan dik kayalık yamaç üzerine oyularak yapılmıĢ 3‟ü tapınak
tipinde diğerleri sivil mimari örneklerini yansıtan birçok kaya
mezarları bulunmaktadır. Kaya Mezarlarının tümü Helenistik
dönemde yapılmıĢ dolayısıyla Fethiye‟nin yaĢadığı tüm medeniyetlere
tanıklık etmiĢtir (ġekil 4.14).
Şekil 4.14. Kral mezarları (orijinal, 2014)
Fethiye Kalesi: ġehrin güneyinde yükselen kalenin, Aziz John'un
Ģövalyelerine ait olduğu sanılmaktadır. ġehrin ilk kurulduğu yer olan
kale, bir surla çevrili olup bugün bu surların altında Roma, üzerinde
de Orta Çağ'da yapılan surlar görülmektedir (ġekil 4.15).
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
77
Şekil 4.15. Fethiye kalesi (Orijinal, 2014)
Kayaköy: Fethiye‟ye 8 km. uzaklıktadır. Kayaköy‟ün geçmiĢi
filolojik açıdan M.Ö. 3. binlere dek gitmesine karĢın, antik dönem
kalıntılarından günümüze M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen, az sayıda lahit
ve kaya mezarları ulaĢmıĢtır. Kentin yamaçlarındaki yapıların tamamı,
Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun geç dönemlerinde, azınlıklara tanınan
haklarla, 19. yüzyılın 2. yarısı ile 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yerleĢen
Rumlar tarafından yapılmıĢtır. Türkiye Cumhuriyeti‟nin kuruluĢ
yıllarında bölgede yasayan Rumlar'ın, Batı Trakya‟daki Türkler ile
değiĢ tokuĢ edilmesi sonucu kent boĢaltılmıĢtır. Kentteki yapılar, kapı,
pencere ve üst örtü sisteminin doğal etkenlerle yok olmasıyla, hayalet
kent görünümü almıĢtır.
Terk edilen kentte, kullanıldığı dönemde, her biri 50 m2.‟den
büyük olmayan, manzara ve ıĢık açısından birbirinin önünü
kapatmayan, genellikle alt katları kiler olan ikiĢer katlı, giriĢte çatıdaki
yağmur sularının toplandığı zemin altı sarnıçların olduğu, 350 ila 400
konut bulunmaktadır. Konutların yanı sıra evlerin arasına
serpiĢtirilmiĢ çok sayıda Ģapel, iki büyük kilise, okul binası ve bir
gümrük binası yer almaktadır. Kayaköy hem kentsel sit hemde 1.
Derece Arkeolojik Sit alanıdır (ġekil 4.16).
78
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Şekil 4.16. Kayaköy (Orijinal, 2014)
Telmessos Tiyatrosu: Erken Roma döneminde yapılan ve M.S.
II. yüzyılda onarım geçiren bu tiyatro yapılan kazı çalıĢmaları sonunda
tiyatronun tüm unsurları ortaya çıkarılmıĢtır. Bir diozoma ile iki oturma
grubuna sahip olan tiyatronun üst oturma sıralarının tamamı kordon
çalıĢmasında dolgu malzemesi olarak kullanılmıĢtır. Mevcut 4 giriĢ ve
çıkıĢlardan biri bozulmuĢ diğerleri sağlam kalmıĢtır. Tiyatroda bugünkü
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
79
haliyle 2000-2500 kiĢi oturabilmektedir. Tiyatronun orijinalindeki oturma
kapasitesi ise takriben 6000 kiĢiliktir (ġekil 4.17).
5 bin yıllık geçmiĢi bulunan Telmessos Antik Tiyatrosu'nun
baĢına gelen tek gerçek ilgisizlik değil. 1960'lı yıllarda sütunları liman
dolgu malzemesi olarak kullanılan bu tarihi mekan, 1990'lı yıllara
kadar moloz yığınları altında kalmıĢtı. Hatta üzerine ev yapılarak
kaybolması sağlanan Telmessos Antik Tiyatrosu, 1991 yılında yapılan
kazı çalıĢmaları ile yeniden gün yüzüne çıkarılmıĢtır (Anonim, 2014f).
Şekil 4.17. Telmessos tiyatrosu (Anonim, 2014f).
Antik Kentler; Fethiye müzesine bağlı örenyerleri ve
bulundukları yerler Ģu Ģekildedir; Balbura, Çobanisa‟da, Termessus,
Kınık‟da, Telandrus, Arpacık‟da, Deadala, Kertmeç‟te, Oınoanda,
Anbarkavak‟da, Araxa, Ören‟de, Telmessos, merkezde, Aloanda,
Kabaağaç‟ta, Karmlassos, Kayaköy‟de, Tersane adası ise Göcek‟te
bulunmaktadır.
80
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
4.2. Arazi Örtüsü Değişimlerinin Uzaktan Algılama
Teknikleri İle Belirlenmesi
ÇalıĢmanın bu aĢamasında Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma
Bölgesi‟nde 2002-2010 yılları arasında meydana gelen arazi örtüsü
değiĢimleri uzaktan algılama teknikleri ile belirlenmiĢtir. 2002 ve
2010 yıllarına ait ASTER uydu görüntülerinden kesilerek çıkarılan
çalıĢma alanına ait görüntüler sınıflandırılırken ISODATA
algoritmasına
göre
kontrolsüz
olarak
sınıflandırılmıĢtır.
Sınıflandırmada görüntülerin her birisine renk dağılımının gerçeğe
daha yakın olduğu 4-3-2 bant kombinasyonlarında 30 sınıf atanarak
sınıflandırma yapılmıĢtır (ġekil 18,19).
Şekil 4.18. 2002 ASTER uydu görüntüsünde çalıĢma alanı.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
81
Şekil 4.19. 2010 ASTER uydu görüntüsünde çalıĢma alanı.
Kontrolsüz sınıflandırmada, küme merkezleri geçici olarak
hesaplanarak, piksellerin dâhil olacağı sınıflar belirlenir ve bu iĢlem,
küme merkezlerinin konumlarında değiĢim olmayana kadar devam
eder. Sınıflandırma iĢleminde spektral uzunluğun belirlenmesinde,
Euklid ve Mahalanobis gibi uzaklıklar kullanılır. Sıralı kümeleme
(Sequential Clustering), istatiksel kümeleme (Statistical Clustering),
tekrarlı ardıĢık kümeleme (ISODATA Clustering- Iterative Self
Organising Data Analysis Techniques) ve RGB kümeleme (RGB
Clustering) gibi farklı kontrolsüz sınıflandırma türleri vardır.
Bunlardan ISODATA algoritması uygulamada, iyi sonuç vermesi
nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktadır (Ekercin, 2011).
82
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Görüntülere atanan 30 sınıfın sınıflandırma iĢleminden sonra bu
sınıflar CORINE arazi örtüsü sınıflandırması arazi tipine uygun olarak
altı sınıf Ģeklinde birleĢtirilmiĢtir. Bu sınıflar Çizelge 4.9‟da
gösterildiği gibidir.
Çizelge 4.9. CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına uygun olarak atanan sınıflar
Düzey 1
1. Su yüzeyleri
2. Orman Alanları
3. Maki Alanları
4. Tarım Alanları
5.Yapay yüzeyler
6. Diğer
Düzey 2
1.1. Deniz
1.2. Göl
1.3. Akarsular
2.1. GeniĢ yapraklı ormanlar
2.2. Ġğne yapraklı ormanlar
3.1. Tek ve çok yıllık otsu türler
4.1. Tarıma elveriĢli alanlar
4.2. Çok yıllık ürünler
4.3. Seralar
4.4. KarıĢık tarım alanları
5.1. ġehir yapısı
5.2. Endüstriyel, ticari ve taĢıma birimleri
5.3. Maden, çöp ve inĢaat alanları
5.4. Tarım dıĢı yapay yeĢil alanlar
6.1. Bitki örtüsü içermeyen çıplak yüzeyler
6.2. Sahil kumulları
Sınıflandırma iĢleminden sonra görüntülere doğruluk analizi
yapılmıĢtır. Doğruluk analizinde Google Earth programı yardımcı veri
olarak kullanılmıĢtır.
4.2.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin 2002 Yılı
Sınıflandırma Sonuçları
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin 2002 yılına ait
uydu görüntüsünden yapılan sınıflandırma sonuçlarına göre her bir
sınıfın kapladığı alanlar Çizelge 4.10‟da sınıflama görüntüsü ise ġekil
4.20‟de gösterilmiĢtir. 2002 yılında; su yüzeyleri 34979 ha, orman
alanları 26753 ha, maki alanları 11825 ha, tarım alanları ise 2670 ha
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
83
alanı kaplamaktadır. Kent yerleĢimi gibi alanlarında içinde bulunduğu
yapay yüzeyler 3142 ha alanı kaplarken sahil kumulları ve çıplak
yüzey olarak adlandırılan herhangi bir bitki dokusunun veya
yerleĢimin olmadığı diğer sınıfı da 2233 ha alan kaplamaktadır.
Çizelge 4.10. 2002 yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın
kapladığı alanlar
Sınıf 2002
Alan (ha)
%
Su yüzeyleri (Deniz,göl, akarsu ve sulak alanlar)
34979
42,87
Orman (Geniş yapraklı ve iğne yapraklı
ormanlar)
26753
32,78
Maki (Maki türleri)
11825
14,49
Tarım (Ekili-dikili alanlar, sera alanları)
2670
3,27
Yapay yüzeyler (Kent yerleşimi, yollar, limanlar,)
3142
3,85
Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları)
2233
2,74
81 602
100,00
Toplam
84
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Şekil 4.20. Bölgenin 2002 yılına ait sınıflandırması.
4.2.2. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin
2010 Yılı Sınıflandırma Sonuçları
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin 2010 yılına ait
uydu görüntüsünden yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın
kapladığı alanlar Çizelge 4.11‟de sınıflama görüntüsü ise ġekil
4.21‟de gösterilmiĢtir. 2010 yılında; su yüzeyleri 34853 ha, orman
alanları 25894 ha, maki alanları 11014 ha, tarım alanları ise 1626 ha
alanı kaplamaktadır. Kent yerleĢimi gibi alanlarında içinde bulunduğu
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
85
yapay yüzeyler 4486 ha alanı kaplarken sahil kumulları ve çıplak
yüzey olarak adlandırılan herhangi bir bitki dokusunun veya
yerleĢimin olmadığı diğer sınıfı da 3729 ha alan kaplamaktadır.
Çizelge 4.11. 2010 yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın
kapladığı alanlar
Sınıf 2010
Alan (ha)
%
Su yüzeyleri (Deniz, göl, akarsu ve sulak alanlar)
34853
42,70
Orman (GeniĢ yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar)
25894
31,73
Maki (Maki türleri)
11014
13,50
Tarım (Ekili-dikili alanlar, sera alanları)
1626
2,00
Yapay yüzeyler (Kent yerleĢimi, yollar, limanlar,)
4486
5,50
Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları)
3729
4,57
81 602
100,00
Toplam
86
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Şekil 4.21. Bölgenin 2002 yılına ait sınıflandırması.
4.2.3. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde Meydana
Gelen Zamansal Değişimlerin Karşılaştırılması
Arazi örtüsü sınıflandırma iĢleminden sonra meydana gelen
değiĢimlerin artıĢ azalıĢ oranları belirlenmiĢtir. Bunun için
sınıflandırma sonuçları ikili olarak karĢılaĢtırılmıĢtır. Ortaya çıkan
değiĢimler önce hektar bazında, sonrasında ise % olarak belirlenmiĢtir.
Belirlenen yüzdeler 2002-2010 yılları arasındaki zaman dilimine
bölünmesi ile de yıllık artıĢ ve azalıĢ miktarları belirlenmiĢtir.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
87
4.2.3.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde
2002-2010 Yılları Arasındaki Arazi Örtüsü Değişimi
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde 2002-2010
yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde meydana gelen zamansal
değiĢim sonuçları Çizelge 4.12‟de gösterilmiĢtir. Elde edilen
sonuçlara göre su yüzeyleri, orman, maki ve tarım alanlarında azalma,
yapay yüzeyler ve diğer sınıfında ise artıĢ meydana gelmiĢtir. 20022010 yılları arasındaki zaman diliminde en fazla azalma tarım
alanların da gerçekleĢmiĢtir. Tarım alanlarını ise maki sınıfı takip
etmektedir. Su yüzeyleri 126 ha, orman alanları 859 ha, maki alanları
811 ha, azalma gösterirken, yapay yüzeyler 1344 ha, diğer olarak
adlandırılan sınıf ise 1496 ha artıĢ göstermiĢtir.
Çizelge 4.12. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nin 2002-2010
yıllarına ait sınıflandırma değerleri.
2002
yılına ait
değerler
(ha)
2010 yılına
ait değerler
(ha)
Değişim
Miktarları
(ha)
Değişim
Yüzdesi
(%)
Değişim
Yüzdesi
Yıllık
Su yüzeyleri
34979
34853
-126
0,36
0,045
Orman Alanları
26753
25894
-859
3,21
0,40
Maki Alanları
11825
11014
-811
6,86
Tarım Alanları
2670
1626
-1044
39,10
Yapay yüzeyler
3142
4486
+1344
42,78
5,35
Diğer (Çıplak
yüzeyler ve sahil
kumulları)
2233
3729
+1496
66,70
8,34
Alan Kullanım
Sınıfları
0,86
4,89
88
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
5. TARTIŞMA ve SONUÇ
Ülkemiz doğal ve kültürel kaynak değerleri yönünden oldukça
zengindir. Ayrıca sahip olduğu konum itibariyle biyoçeĢitlilik
açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Özellikle 1950 sonrası
hızlanan sanayileĢme sürecinden sonra artan insan ihtiyaçları talebi
Türkiye‟de de doğal kaynak tahribatını beraberinde getirmiĢtir. Bu
tahribatların önlenmesi amacıyla önemli olarak görülen kaynak
değerlerimiz birçok farklı koruma statüsü ile koruma altına alınmaya
baĢlamıĢtır. Korumada esas amaç, sürdürülebilirliğin sağlanmasıdır.
Doğal yapıya yapılacak herhangi bir müdahale bütün sistemin
etkilenmesi anlamını taĢımaktadır. Böyle bir durumda da bütüncül
koruma anlayıĢından bahsetmek mümkün değildir. Artan insan
ihtiyaçları beraberinde de kaynak tüketimini getirmektedir. Bu
ihtiyaçları karĢılamak ise yapılacak planlama çalıĢmalarının denetimli
olarak yürütülmesi ile sağlanmalıdır.
Statüsü her ne olursa olsun etkin bir korumadan bahsedebilmek,
geleceğe dönük gerçekleĢtirilen planlamalarla olabilmektedir.
Planlama çalıĢmaları bütüncül olarak düĢünülmediğinde doğal kaynak
değerlerimizin korunabilirliğinden bahsetmek oldukça güç olacaktır.
Bütüncül planlamanın vazgeçilmez ayağı da peyzaj planlama
çalıĢmalarıdır. Peyzaj planlama, peyzajı bir bütün olarak ele
aldığından ekolojik bir yaklaĢım söz konusu olmaktadır. Eğer bir
peyzaj dokusu bir bütün halinde düĢünülüp planlanmazsa koruma
kavramından da bahsetmek mümkün olmayacaktır. Genellikle
ülkemizde yaĢanan çevresel sorunların çözümü sorun ortaya çıktıktan
sonra olmaktadır. Bu durum planlama çalıĢmalarının geleceğe dönük
olarak yapılmamasından kaynaklanmaktadır.
Tabiî ki bir alanı sadece koruyarak yönetmek mümkün değildir.
Burada planlamacılara düĢen, koruma-kullanma dengesinin
gerçekleĢmesini sağlamaktır. Yedi bölgeden oluĢan ülkemizde her bir
bölgemizin kendi sınırları içerisinde farklı farklı doğal güzellikleri
mevcuttur. Fakat özellikle coğrafi koĢulların ve iklim Ģartlarının etkisi
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
89
ile nüfus yerleĢimi olarak tüm bölgeler aynı ağırlığa sahip değildir.
Dünyanın diğer bütün ülkelerinde olduğu gibi, ülkemizde de kıyı
alanları insanlar tarafından en fazla tercih edilen bölgelerdir. Bu
yoğun talep kıyı bölgelerimizin korunmasını daha da önemli hale
getirmektedir.
Planlama çalıĢmalarında önemli bir konuda korunan alanlara
sıkıĢtırılan doğal kaynak değerlerimiz için yapılan planlamaların
biyotayı korumaya yönelik olmakla birlikte parçalı oluĢudur. Burada,
bir ekosistem öğesi olarak biyotayı koruma önlemleri alınırken bu
biyotanın ya da habitatın bağlı olduğu sistem planlama kapsamı
dıĢındadır. Bu durumda sistemin elden çıkması riski, beraberinde
habitatı da tehdit etmektedir.
Ülkemizde özellikle 20 yy.‟ın 2. yarısından itibaren kırsal
alanlardan kentlere göçün artması beraberinde kıyı alanlarında
düzensiz-plansız bir yerleĢimi ve yapılaĢmayı getirmiĢtir. Bu dönemde
uygulanan politikalar ve verilen teĢvikler de, turizm yatırımlarına ek
olarak sanayi kollarının da kıyı zonuna yerleĢmesine yol açmıĢtır.
Özel Çevre Koruma Bölgeleri tarihi, doğal ve kültürel değerler
açısından bütünlük gösteren ve gerek ülke, gerekse dünya ölçeğinde
ekolojik yönden önemli olan alanlardır. Bu alanların, kıyıların
kirlenmesi ve mekansal bozulmayı en aza indirmek, turizmin ekolojik
değerler üzerindeki etkisini azaltmak ve ekosistem verimliliğini
sağlamak için öncelikli olarak korunmaları gerekmektedir. Çevrenin
korunması, doğal kaynakların, tarım ve orman alanlarının koruma –
kullanma dengesi içinde kullanılması; tarihi değerlerin ve
zenginliklerin korunması sadece topraklarımızın amaçlarına uygun
olarak planlanmasıyla değil, plan dıĢı geliĢmelere müdahaleyle ve
planların uygulanma sürecinin izlemesi ile mümkün olacaktır.
Günümüzde insanoğlu, yaĢamını sürdürdüğü çevresi ile sürekli ve
karĢılıklı bir etkileĢim içindedir. Bu etkileĢim sürecinde insanoğlunun
dikkat edeceği en önemli olgu, doğayı kullanırken onu koruma
olmalıdır. Doğal alanların, sahip oldukları biyolojik çeĢitlilik, doğal-
90
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
kültürel, tarihi ve peyzaj kaynak değerlerin sadece bugün için değil,
aynı zamanda gelecek nesillerin de bu değerlerden yararlanabilmeleri
amacıyla korunması gerekmektedir.
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟de özellikle son on
yıl içerisinde kentleĢme ve turizmin baskılarından kurtulamamıĢ ve
önemli ölçüde bir değiĢime maruz kalmıĢtır. Analiz sonuçlarından
elde edilen bulgulara göre Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma
Bölgesi‟nde orman alanlarının korunduğu ve hatta arttığı
gözlenmektedir. Bu durum alanda Orman Bölge Müdürlüğü‟nün
çeĢitli zamanlarda yaptığı orman alanlarını arttırma faaliyetleri ile
ilgilidir. Alandaki orman örtüsünün artması olumlu bir durumdur
ancak çalıĢma alanından çekilen fotoğraflarda da gördüğümüz gibi
çeĢitli noktalarda yaĢlı orman örtüsünde ikincil konutların yapıldığını
görüyoruz (ġekil 5.1, ġekil 5.2). Üstelik bu konutların sadece üç ay
gibi kısa bir zaman dilimi olan turizm sezonunda kullanılıyor oluĢu
turizm faaliyetlerinin olumsuz bir etkisi olarak karĢımıza çıkmaktadır.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
Şekil 5.1. Orman örtüsüne sokulan yapılaĢma (Ölüdeniz Bölgesi)
(Ardahanlıoğlu, 2014).
91
92
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Şekil 5.2. Orman örtüsüne sokulan yapılaĢma (Fethiye Bölgesi)
(Ardahanlıoğlu, 2014).
Elde edilen bulgulara göre tarım alanlarından sonra azalıĢ
gösteren bir diğer alan kullanım sınıfı makilik alanlardır. Maki ve otsu
bitkiler sınıfına yapılan yanlıĢ ve bilinçsiz müdahaleler bu alandaki
özellikle endemik olan türlere yönelik bir baskı oluĢturacak ve bu
türleri yok olma baskısı ile karĢı karĢıya bırakabilecektir.
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi‟nde gelecek vadede
etkin bir koruma anlayıĢının devam edebilmesi için aĢağıda belirtilen
öneriler getirilmiĢtir.
 Mevcut tarım alanlarının mutlak korunması sağlanarak halkın
istihdam edilebileceği uygun alanlar oluĢturulmalıdır.
 ÇalıĢ bölgesinde yuvalama alanları bulunan Caretta carettalar
için yuvalama yapılan alanlara sadece levha uyarıları değil
giriĢleri önleyici tedbirler getirilmelidir.
 Ölüdeniz Bölgesi‟nde bulunan Hisarönü ve Ovacık
yerleĢimlerinin dokuları neredeyse tamamen bozulduğundan
bu bölgelerdeki koruma statüleri tekrar gözden geçirilmelidir.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
93
 Ölüdeniz sınırları içerisinde bulunan Kayaköy mutlak surette
korunmalı, yapılaĢmaya açılmamalı fakat yörede ekoturizm
etkinlikleri teĢvik edilmelidir. Kayaköy sınırları içerisindeki
verimli tarım toprakları tarım için teĢvik edilmeli, bölgedeki
tarım potansiyeli mutlak surette değerlendirilmelidir.
 Ölüdeniz lagünün bulunduğu bölge yaz sezonunda oldukça
yoğun bir Ģekilde kullanılmaktadır. Bu yoğun kullanım deniz
kirliliğine neden olduğundan özellikle lagün bölgesindeki
kullanımlara sınırlama getirilmeli, günübirlik kullanıma
kapatılarak sadece ziyarete açılmalıdır.
 Göcek Bölgesi‟nde mevcut tarım alanları ve orman arazileri
mutlak surette korunmalıdır.
 Göcek Bölgesi‟nde özellikle yaz sezonunda yoğun bir yat ve
tekne trafiği yaĢandığından bu bölüm için deniz kirliliği ciddi
bir tehdit oluĢturmaktadır. Göcek koylarında dolaĢan tüm
gemiler için denetimler artırılmalı gemi sintilerinin denize
boĢaltılmasından önce arıtım sistemleri kullanılmalıdır.
 Bölge‟nin turizm yönünün olması halk için önemli bir
avantaja dönüĢtürülerek bölgede ekoturizm etkinliklerine
yöneliĢ sağlanmalıdır. Ancak bu alandan sağlanacak gelirin
yerli halka kalması için gerekli denetim mekanizmaları
geliĢtirilmelidir.
 Ekonomik gelir kaygısının ikinci plana geçirilerek koruma
olgusunun bütüncül bir anlayıĢla değerlendirilmesi
sağlanmalıdır.
 Birbiri ile çeliĢen yasalardaki boĢluklar giderilmeli ve kesin
hatlar çizilmelidir.
 Bölgenin değiĢim süreci beĢer yıllık dönemlerde izlenmelidir.
 Turizmi teĢvik kanunu kapsamında turistik büyük tesisler
için her zaman kullanım izni verilmiĢ, mevzii imar
planları oluĢturulmuĢ ancak yerel halkın kalkınmasında
94
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
tarımla beraber büyük bir yer tutan turistik tesislerin
hayata geçirilmesinde uygulamaya yönelik müeyyideler
her zaman ön planda tutulmuĢtur. Büyük iĢletmelerle
birlikte küçük iĢletmelerinde geliĢimine olanak tanınmalı
ve her zaman güncelliğini kaybetmeyen eko-turizme
yönelik faaliyetlerin önünü açmak gerekmektedir. Bu
sosyo-ekonomik geliĢmenin en önemli faktörlerinden
birisi olacaktır.
 AraĢtırma alanında doğal peyzaja iliĢkin henüz
bozulmamıĢ baĢta sığla ormanları olmak üzere diğer
endemik türlerin korunması yalnızca yasalarla değil, bu
yasaların
iĢlevselliğini
arttıracak
uygulama
ve
kampanyalar ile aktif korumanın gerçekleĢtirilmesi alanı
gerçek anlamda koruyacak ve uygun kullanım
aktivitelerine olanak tanıyacaktır.
 Fethiye kent merkezinde konut amaçlı kullanım alanları
daralmıĢ, mevcut yerel yönetimler tarafından kentin
geliĢimine yönelik hazırlanan imar planları da tarım
alanlarının korunması ilkesi çerçevesinde Özel Çevre
Koruma kurumu tarafından uygun görülmemiĢtir. Kurum
günümüzde alan kullanımına yönelik çözümler üretmesi
gerekirken yerel yönetimlerce üretilen çözüm önerilerini
de uygun görmemiĢ, çözüm üreten değil çözümlere kapalı
bir yapı sergilemiĢtir. Doğal alanların korunması yanında
yerel halkın diğer kullanım ihtiyaçlarının da karĢılanacağı
ortak planların üretilmesi; koruma kullanma dengesinin
doğru iĢletilmesi açısından büyük bir önem arz
etmektedir.
 Özellikle Fethiye yerleĢkesinin kuzey ve doğusunda
Yanıklar Köyü ile Karaçulha ve Çamköy beldeleri
arasında kalan ve henüz yapılaĢmaya yönelik uygulama
imar planlarının hayata geçirilmemesi nedeniyle bu
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
95
bölgede kalan tarım alanlarının, yerleĢik halkın
geniĢleyebileceği imar alanları bırakılarak mutlak koruma
altına alınması gerekmektedir.
 Karaçulha ve Çamköy beldeleri için koruma kriterlerinin
yalnızca Özel Çevre Koruma Kurumu tarafından
belirlenmiĢ olup yerel halkın konut ve ticari alan olarak
değerlendirebileceği
kullanım
olanakları
oluĢturulmamıĢtır. Bundan dolayı koruma alanı sınırları
içinde kaçak yapılaĢmalar devam etmekte, Ġl özel idaresi
aracılığıyla Ġl genel meclisi tarafından uygun görülen
maddi cezalar uygulanmakta ancak bu değerlendirmelerde
alanın koruma açısından mevcut ve geleceğe dönük
potansiyel varlığı dikkate alınmamaktadır. Bu durum
toplumsal caydırıcılığı çok yüksek olmayan bir
uygulamayı beraberinde getirmiĢ olup, yerel halkta
mülkiyeti kendisine ait alanda istediği yapıyı uygun
görülen cezayı yatırarak inĢa etme geleneğini doğurmuĢ,
düzenli bir alan kullanım politikası uygulanamamıĢtır.
Bölge‟de yaĢanan bu sorun için optimal alan kullanım
planlarının
sağlıklı
bir
Ģekilde
uygulanması
gerekmektedir.
 Tarım alanı olarak mevcut statüsünü koruyan alanlarda
kurum tarafından hazırlanmıĢ imar planları hayata
geçirilerek yerleĢim, tarım, ticaret, turizm alanlarının bu
plan çerçevesinde alan kullanımlarını gerçekleĢtirmesi
gerekmektedir. Kurum son 25-30 yıllık süreç içerisinde
planları uygulayamamıĢ yalnızca cezai müeyyideleri
uygulayan bir yapı Ģeklinde iĢlevsellik kazanmıĢtır.
 Özel çevre koruma sınırları içinde yer alan diğer koruma
statülerinin de iĢlevsel hale getirilerek doğal, arkeolojik
ve kentsel sit statülerinin korunması tampon bölgelerinin
belirlenmesi ve diğer toplumsal geliĢmiĢliği arttıracak
96
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
faaliyetlerin bu sınırlar belirlendikten sonra hayata
geçirilmesi gerekmektedir.
 YapılaĢmada mevcut geleneksel mimari dokunun korunması
açısından yerel yönetimler ve kurum tarafından denetlemeler
yerinde yapılmakta ve bu kriterlerin dıĢına çıkılmaması
sağlanmaktır. Hem kurum hem de yerel yönetimlerce 2 kat
imar planının üzerine çıkılmamakta, yapılarda ortak bir tarz
oluĢturulmaktadır. Fakat korunan bir bölge olan çalıĢma alanı
sınırları içerisinde yapılaĢmaya açılacak alanların ekolojik
planlama temeline dayandırılması gerekmektedir.
Doğal ve kültürel kaynaklarca zengin ve sosyoekonomik yönden
hızla geliĢmekte olan Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi,
kentleĢmeyle birlikte karĢılaĢacağı çevre sorunları düĢünülürse, bölge
için tehdit oluĢturabilecek unsurlar, biyoçeĢitlilik ve su kaynakları
üzerindeki birtakım baskılar sonucunda bu alanların kaybedilme
tehlikesi, arazi kaybı, hava ve gürültü kirliliği, enerji kullanımı
gereksinimindeki artıĢ sonucundaki olumsuz etkiler, su kirliliği, görsel
kirlilik ve kıyı erozyonu olarak sıralanabilir. Bu olumsuz geliĢmelerin
yaĢanmaması ise Bölge için yapılacak planlamaların koruma-kullanma
dengesi içerisinde olmasına bağlıdır. Ġnsanlığın ortak malı olan ve
gelecek kuĢaklara bozulmadan aktarılması gereken doğal kaynak
değerlerinin etkin bir planlama çalıĢması ile korunmaları
gerekmektedir.
Türkiye için birçok yönden büyük bir öneme sahip olan bu
Bölgede sürdürülebilir kullanımı sağlamak, bölge için oluĢturulan
planlamaların sağlıklı bir Ģekilde uygulanmasına bağlıdır. Bu açıdan
bölgede yaĢanan değiĢimlerin belirli periyotlar halinde izlenmesi
gerekmektedir. Toplumlar, sosyal ve ekonomik kalkınmayı sağlarken,
çevre sorunları ile kalkınmanın yakın bir iliĢkide olduğunu
unutmamalıdırlar. Anlamlı bir kalkınmanın ilk koĢullarından birisi,
kalkınma ile çevrenin birbirinin karĢıtı değil, tamamlayıcısı olduğu
kabulüdür. Sürdürülebilir kalkınmanın temelinde de kaynakların
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
97
korunması ve yenilenmesi yatmaktadır. Gelecek nesillere, bozulmamıĢ
zengin bir biyolojik miras ve yaĢanabilir sağlıklı temiz bir çevre
bırakmak için planlama yoluyla kurallar geliĢtirilmeli ve
uygulanmalıdır.
KAYNAKLAR
Akdu, U., 2009. Turizm Planlamasında Alternatif Bir YaklaĢım
Katılımcı Turizm Planlaması; Fethiye‟de Alan AraĢtırması.
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Turizm ĠĢletmeciliği Eğitimi
Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Akten, M., 2008. Isparta Ovasının Optimal Alan Kullanım Planlaması
Üzerine Bir AraĢtırma. Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman
Mühendisliği Anabilim Dalı, Doktora Tezi. Isparta.
Albayrak F., 2010. Korunan Alanların Ekoturizm GeliĢimine Etkileri:
Camili Biyosfer Rezervi Örneği. Fen Bilimleri Enstitüsü,
Orman Mühendisliği Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi.
Artvin.
Alphan, H., 2006. Ekosistem Dinamiklerinin Ġzlenmesine Bir Araç
Olarak Peyzaj DeğiĢimlerinin Analizi. Ekoloji Dergisi,
15(58), 8-15.
Alptekin, Ü., Ġmal, B., Öner, N., 2010. Ülkemizde Doğal Korunan
Alanlar ve Milli Parklarda
Alınabilecek Silvikültürel
Önlemler. III. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi. Cilt:3,
915-926.
AltınbaĢ, Ü. ve Türk, T. 2004. Avrupa Birliği (EU) Gündeminde
Türkiye‟nin Örtü Alanlarının CORINE Ölçütleri Bağlamında
Belirlenmesi ve Haritalanması. Türkiye Toprak Kaynaklarının
Etüdleri ve Veri Tabanı Projesi Eğitim Programı.
Menemen/Ġzmir.
Anonim, 2005a. Doğal Kaynaklar ve Çevre. Türkiye‟de Özel Çevre
Koruma, Ankara.
Anonim, 2005b. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, ÖÇKKB, 2005.
Türkiye‟de Özel Çevre Koruma, Ankara.
100
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Anonim, 2007. Ulusal Biyolojik ÇeĢitlilik Stratejisi ve Eylem Planı.
Anonim, 2009. Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma
Kurumu BaĢkanlığı, Ġl Durum Raporu.
Anonim, 2010a. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve
Milli Parklar Genel Müdürlüğü. Türkiye‟de Doğa Koruma
Uygulamaları ve Avrupa Birliği Sürecine Uyum ÇalıĢmaları.
Ankara.
Anonim, 2014a. T. C. Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve
Milli Parklar Genel Müdürlüğü Resmi Ġnternet Sitesi.
http://www.milliparklar.gov.tr.
Anonim, 2014b. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Uzaktan
Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Resmi Ġnternet Sitesi.
ttp://www.mta.gov.tr/v2.0/birimler/RSC_WEB/index.php?id=
ua.
Anonim, 2014c.http://web.deu.edu.tr/atiksu/ana58/ozel08.html
Anonim, 2014d. http://www.oludenizbabadag.com/Adalar_Koylar.aspx.
Anonim, 2014e. http://www.tugayhotel.com/img/fethiye-calis.jpg
Anonim, 2014f. http://www.fethiye.me/wpcontent/uploads/2011/12/fethiye-ve-afi-tiyatro.jpg
Ardahanlıoğlu, Z.R., 2014. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma
Bölgesi‟ndeki Alan Kullanım DeğiĢimlerinin Ekolojik
Planlama Kapsamında Değerlendirilmesi. Atatürk Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı,
YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Erzurum.
Aydal, D., 2009. Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama
Tekniklerinin Madencilik Faaliyetlerinde Kullanılması.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
101
Ayhan, Ç., 2007. Özgün Peyzaj Karakteristiklerine Sahip Mekanlara
Yönelik Bir Peyzaj Planlama Yönteminin Ortaya Konulması;
Bozcaada Örneği. Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Doktora Tezi. Ġzmir.
Bademli, R., 1997. Ulusal Çevre Eylem Planı: Doğal,Tarihi ve
Kültürel Değerlerin Korunması. T.C. BaĢbakanlık Devlet
Planlama TeĢkilatı Yayınları.
BaĢyiğit, L., 2004. CORINE Arazi Kullanımı Sınıflandırma Sistemine
Göre Arazi Kullanım Haritasının Hazırlanması :Isparta
Örneği. Tarım Bilimleri Dergisi. 10 (4) 366-374.
Baykal, H., 2006. Acarlar Longozu (Sakarya) Örneğinde Korunan
Alanlarda Eğitim Ve Bilinçlendirme Araçlarının Genel
Özelliklerinin Saptanması. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans
Tezi. Ankara.
Baylan, E., Karadeniz, N., 2006. Terkos Gölü (Ġstanbul) Örneğinde
Doğal ve Kültürel Çevrenin Korunması ve GeliĢtirilmesi
Üzerine Bir AraĢtırma. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Tarım Bilimleri Dergisi, 12 (2), 151-161.
Can, R., 2010. Fethiye Ovası ve Yakın Çevresinde Doğal Ortam Ġnsan ĠliĢkileri. Elazığ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Coğrafya Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Elazığ.
Caner, G., 2007. Ulusal ve Uluslar arası Doğa Koruma Kriterleri ve
Natura 2000. Ġstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,
ġehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi.
Ġstanbul.
Çölkesen, Ġ., 2009. Uzaktan Algılamada Ġleri Sınıflandırma
Tekniklerinin KarĢılaĢtırılması ve Analizi. Yüksek Lisans
Tezi, Kocaeli Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeodezi ve
Fotogrametri Mühendisliği Anabilim Dalı, Gebze.
102
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Demir, M., 2010. Ġspir Yedigöller ve Çevresinin Korunan Alan
Kriterleri Yönünden AraĢtırılması. Atatürk Üniversitesi, Fen
Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Doktora
Tezi. Erzurum.
Demirayak, F., 2006. Türkiye‟de Korunan Alanlar Ġçin Yeni Bir
YaklaĢım OrtaklaĢa Yönetim. Ankara Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi (Kent
ve Çevre Bilimleri) Anabilim Dalı, Doktora Tezi. Ankara.
Eğe, M., 2006. Türkiye‟de Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Yönetim
Sorunları. Pamukkale Özel Çevre Koruma Bölgesi Örneği.
Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu
Yönetimi Ana Bilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi. Denizli.
Ekercin, S., 2011. Uzaktan Algılama Uygulamaları. Aksaray
Üniversitesi, Harita Mühendisliği Bölümü.
Ergürhan E., 2008. Foça‟da Kıyı Alanı Kullanımı ve Kıyı Kullanımı
Bilincinin Değerlendirilmesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı, Coğrafya Öğretmenliği
Programı, Yüksek Lisans Tezi. Ġzmir.
Ferances, J., Jaffrain, G., Soukup, T., Hazeu, G., 2010. Determining
Changes and Flows in Auropean Landscapes 1990–2000
Using Corıne Land Cover Data. Applied Geography, 30,19–
35.
Gaston K., Charman K., Jackson S., Armsworth P., Bonn A., Briers
R., Callaghan C., Catchpole R., Hopkins J., Kunin W.,
Latham J., Opdam P., Stoneman R., Stroudk D., Tratt R.,
2006. The ecological effectiveness of protected areas: The
United Kingdom. Science Direct. Biological Conservation,
132,76 –87.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
103
Gül, A., ġahin, C., 2010. Ülkemizdeki Doğal Sit Alanlarının Mevcut
Durumu Analizi (Bodrum Yarımadası Örneği). III. Ulusal
Karadeniz Ormancılık Kongresi. Cilt: IV Sayfa: 1564-1574.
Gülbeyaz, Ö., 2007. Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama
Yöntemleri Ġle Türkiye Ölçeğinde Arazi Örtüsünün
Sınıflandırılması. Hatay Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,
Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Hatay.
Gülkal, Ö., 1999. Ihlara (Kapadokya) Özel Çevre Koruma Bölgesi ve
Yakın Çevresi Örneğinde Koruma- Kullanma Dengeli
Planlamaların OluĢturulmasında Kriterlerin Saptanması.
Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj
Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Adana.
Hepcan, ġ. ve Güney A., 1996. Koruma Alanlarında Yeni Yönetim
Kategorileri ve Önemi. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Dergisi. Sayı: 20. Ġzmir.
Ġrez, H., 2006. Göcek Koylarındaki Deniz Kirliliğinin Dönemsel
DeğiĢimi. Muğla Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Çevre
Bilimleri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Muğla.
Kaplan, S., 2003. Doğa Koruma ÇalıĢmaları ve Yasalarımız. Kamu
Yönetimi Dünyası Dergisi Yıl:4 Sayı:16.
Karabörklü A., 2010. Özel Çevre Koruma Kurulu ve Koruma
Bölgeleri.
Karakoç G., Erkoç, F., Türkiye‟de ve Dünya‟da Çevre Korumacılık ve
Koruma Statüleri. Çevre Bilim ve Teknoloji. Cilt:1, Sayı:2,
32-39.
Karayol, Ö., 2012. Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri
Kullanılarak Arazi Kullanım DeğiĢimlerinin Belirlenmesi:
Konya Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi, Fen
Bilimleri Enstitüsü, Harita Mühendisliği Anabilim Dalı,
Kayseri.
104
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Kavzaoğlu, T., Çetin, M., 2005. Gebze Bölgesindeki SanayileĢmenin
Zamansal GeliĢiminin ve Çevresel Etkilerinin Uydu
Görüntüleri Ġle Ġncelenmesi. TMMOB Harita ve Kadastro
Mühendisleri Odası 10. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik
Kurultayı, Ankara.
Kejanlı, T., Akın, T., Yılmaz, A., 2007. Türkiye‟de Koruma
Yasalarının Tarihsel GeliĢimi Üzerine Bir Ġnceleme.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, C.6 S.19 (179-196).
Kılar, H., 2012. Antalya Kıyıları ve Çevresinin Zamansal DeğiĢiminin
Uzaktan Algılama Ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Ġle Analizi.
Yüksek Lisans Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Coğrafya
Anabilim Dalı, Adapazarı.
Kiziroğlu, Ġ., Turan, L., Erdoğan, A., 1995. Burdur Gölü Havzasının
Entegre Koruma ve Kullanım Planlaması Üzerine Bir
AraĢtırma. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi
11: 37-48.
Lillesand, T., M., Kiefer, R., W., Chipman, J., W. 2004. Remote
Sensing and Image Interpretation. John Wiley and Sons. New
York.
Özbay S., 2008. Doğa Koruma Alanlarında Planlama ÇalıĢmaları ve
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Yönetim Planı Önerisi. Ġstanbul
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı
Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul.
Özer, S., Yılmaz, H., 2008. Kars-SarıkamıĢ Ormanlarının Doğa
Koruma Kriterleri Yönünden Ġncelenmesi. Atatürk
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 39 (1), 61-70. Erzurum.
Özkan, S., 2008. Su Havzalarında Koruma Kullanma Kriterlerinin
Saptanması. Fen Bilimleri Enstitüsü, ġehir ve Bölge Planlama
Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Ġstanbul.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
105
Öztürk, C., 2005. Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı‟nın KorumaKullanım Ġlkeleri Yönünden Ġrdelenmesi. Fen Bilimleri
Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans
Tezi. Çanakkale.
Özyavuz, M., 2011. Tekirdağ Kent Merkezinin Zamansal DeğiĢiminin
Uzaktan Algılama Ġle Ġncelenmesi. Tekirdağ Ziraat Fakültesi
Dergisi, 8(1).
Pickering, M., 2007. Impacts of Recreation And Tourism on Plant
Biodiversity and Vegetation in Protected Areas in Australia.
Journal of Environmental Management 85 (791–800).
Australia.
Sabancı B., 2007. Türkiye‟de Özel Çevre Koruma Alanları ve Bu
Alanlarda Bulunan Hazine TaĢınmazlarının Yönetimi. Maliye
Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü Milli Emlak
Uzmanlığı Tezi. Muğla.
Sanver, Ġ, 2008. Kentsel Yayılmanın Çevreye Etkilerinin Uzaktan
Algılama Yöntemiyle Belirlenmesi. Ölüdeniz (Fethiye)
Örneği. Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Çevre
Bilimleri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Sarabat, F., 2006. Fethiye‟nin Kentsel Ekolojisi. Muğla Üniversitesi,
Fen Bilimleri Enstitüsü, Çevre Bilimleri Anabilim Dalı,
Yüksek Lisans Tezi, Muğla.
Sarıemir, Ġ., 2009. Ankara-GölbaĢı Mogan Parkı‟nın GölbaĢı Özel
Çevre Koruma Bölgesi‟ne Etkileri. Bartın Üniversitesi, Fen
Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek
Lisans Tezi. Bartın.
Sılaydın, B., 2000.Turistik Kıyı YerleĢimlerinde Ziyaretçi Yönetim
Planı YaklaĢımı Göcek Fethiye Örneği. Ege Üniversitesi, Fen
Bilimleri Enstitüsü, ġehir ve Bölge Planlama Bölümü Kentsel
Tarsım Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Ġzmir.
106
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
Sims K., 2010. Conservation and development: Evidence from
Thaiprotectedareas. Journal of Environmental Economics and
Management 60, 94–114.
Tankut, G., 2005. Doğal ve Tarihi Çevrenin Korunması: Sorunlar ve
Olası Çözümler. Planlama dergisi, TMMOB ġehir Plancıları
Odası Yayını. ISSN 1300-7319, 9-11.
Tanrıtanır, E., 2013. Uzaktan Algılama. Geomatik Mühendisliği
PaylaĢım Platformu.
Tozar, T., 2006. Doğal Kaynakların Sürdürülebilirliği Ġçin GeliĢtirilen
Ekolojik Planlama Yöntemleri. Ġstanbul Üniversitesi, Fen
Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Yüksek
Lisans Tezi. Ġstanbul.
Tunçer M., 2007. Burdur‟da Doğal ve Kültürel Çevrenin Korunması
Sürdürülebilirlik; Eko-Turizm; Kültürel Miras Turizmi
Bağlamında Politika Önerileri: Ürdün Örneği.
Türkyılmaz, B., 1991. Türkiye‟de Doğa Koruma Alanları ve Doğal
Sitlerin Belirleme ve sınıflandırılmasında Kullanılacak
Kriterlerin
Saptanması
Amacıyla
Ġzmir/KemalpaĢa
Örneklemesine Dayalı Yöntem AraĢtırması. Ege Üniversitesi,
Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı,
Doktora Tezi. Ġzmir.
Uçar, M., 2010. Kırsal Turizmin Sosyo-Ekonomik Yapıya Etkisi ve
Fethiye Örneği. Muğla Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Turizm ĠĢletmeciliği Anabilim Dalı, Yüksek Lisans
Tezi. Muğla.
Urfalı, E.N., AltınbaĢ, Ü., 2006. Yeryüzü Kaynak Potansiyelinin Uydu
Verileri Bağlamında CORINE Sistemine Göre Belirlenmesi
Üzerine Bir ÇalıĢma. Ege Üniversitesi. Ziraat Fakültesi
Dergisi, 43 (3):67-78.
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
107
Ulun A., 2008. Alata Birinci Derece Sit Alanında Alan Kullanım
Kararlarının Saptanması. Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri
Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Doktora Tezi.
Ankara.
Ün, C., 2012. Ormancılık ÇalıĢmalarında Coğrafi Bilgi Sistemi,
Uzaktan Algılama ve Fotogrametri.
Verburga P., Overmarsa K., Huigenb M., Groot W., Weldkamp A.,
2006. Analysis Of The Effects Of Land Use Change On
Protected Areas in The Philippines. Science Direct. Applied
Geography. 26 (153–173).
Yılmaz, O., Erdem, Ü., 2011. Gediz Deltası‟nın Uzaktan Algılama
Teknikleri Uygulanarak Alan Kullanım Kararları Üzerine
AraĢtırmalar. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi. 8(1).
Yu, W., Zang, S., Wu, C., Liu, W., Na., X., 2011. Analyzing and
Modeling Land Use Land Cover Change (LUCC) in the
Daqing City, China. Applied Geography, 31, 600-608.
Yuan, F., Sawaya, E., Loeffelholz, C., Bauer, E., 2005. Land cover
classification and change analysis of the Twin Cities
(Minnesota) Metropolitan Area by multitemporal Landsat
remote sensing. Remote Sensing of Environment, 98, 317–
328.
Yüksek T., Cengiz, A., Yüksek F., 2008. Doğal Alanlarda Festival
Etkinliklerinin
Koruma-Kullanma
Açısından
Değerlendirilmesi: Kafkasör Kültür, Sanat ve Turizm Festivali
Örneği. Ekoloji Dergisi, 17(67), 37-45.
Zengin, A.. 2007. Doğal Sit Sorunlarının Bornova Çiçekliköy ve
Yakaköy Örneğinde Hukuksal Yapı Açısından Ġrdelenmesi.
Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı
Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Ġzmir.
EKLER:
EK. 1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisindeki
korunan alanlar (Ardahanlıoğlu, 2014).
110
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
EK.2. Fethiye Karagözler tepesinden farklı zamanlarda kentsel geliĢime bağlı
arazi örtüsü değiĢimleri (Fethiye Belediyesi ArĢivlerinden).
1985
2010
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
111
EK 3. Fethiye Kalesinden Liman ve Kentsel GeliĢimin Tarihsel Süreci
(Fethiye Belediyesi arĢivlerinden).
1920
1927
112
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
1940
1960
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail ÇINAR / Dr. Zeynep R. ARDAHANLIOĞLU
1980
2013
113
114
Doğa Koruma ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi
EK 4. Göcek Merkezi YerleĢiminin Farklı Zamanlardaki Görüntüsü
(Ardahanlıoğlu, 2014).
1950
2014
Download