Ağrı Yolakları ve Analjezikler Hakan Boya Öğrenim Hedefleri Ağrı tanımı ve ağrı tipleri hakkında bilgi sahibi olmak Ağrı yolakları ve cerrahi stres yanıtını öğrenmek Ortopedide ağrı tedavisinin amacı ve tedaviye genel yaklaşımın öğrenilmesi Ağrı tedavisinde kullanılan ilaç gruplarının öğrenilmesi Akut ağrı tedavisinde kombine analjezi uygulamasının öğrenilmesi Cerrahi uygulamalarda önleyici analjezi hakkında bilgi sahibi olmak Ağrı tedavisinde farmakolojik olmayan tedavi yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak Özet Summary Ağrı aktüel ya da potansiyel doku hasarı ile ilişkili nahoş, tatsız bir his veya duygusal tecrübedir. Ağrı deneyimini fiziksel ve psikolojik faktörler birlikte oluşturur. Cerrahi doku hasarı sonrası cerrahi stres yanıtı adı verilen sistemik, endokrin, metabolik ve immünolojik değişiklikler meydana gelir. Ağrılı uyarı duyu reseptörleri tarafından algılanır ve elektriksel enerjiye dönüştürülür, periferik sinirlerin duyusal lifleri ile medulla spinalis dorsal kök ganglionlarına taşınır. Buradan medulla spinalis dorsal boynuz hücrelerinin afferent lifleri ile beyin orta bölümü, talamus ve serebral kortekse ulaştırılır. Supraspinal merkezlerde otonom ve motor yanıt, afektif motivasyonel yanıt, şiddetlokalizasyon-ağrı tipi tespiti ve hafıza ile ilişkilendirme, duygusal ve davranışsal yanıtlar oluşur. Supraspinal merkezler periferden santrale ağrılı uyarı taşınmasını arttıran veya azaltan yanıtlar oluşturarak ağrılı uyarı iletimini kontrol ederler. Kronik ağrı santral sinir sisteminin farklı bölümlerinde ağrılı uyarıların taşınmasında hızlı ve uzun süreli değişiklikler meydana gelmesi sonucu oluşur. Bu anormal işleyiş nedeniyle ağrı orjinal yaralanmadan bağımsız hale gelir. Nöropatik ağrı ise sinir sistemi disfonksiyonu veya primer lezyonu sonucu oluşur. Tedavinin temel prensibi, ağrı sürecini birçok seviyede etkileyecek tedavi seçeneklerini kullanarak akut ağrının kronik ağrıya dönüşümünü engellemektir. Opioidler, steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar, lokal anastezikler, santral etkili opioid olmayan ilaçlar bu amaçla kullanılabilir. Akut ağrı tedavisinde kombine ilaç kullanımın amacı ağrı iletimini farklı basamaklarda engelleyerek ihtiyaç duyulan ilaç kullanım dozunun azalmasını sağlamak ve yan etkilerin oluşum riskini azaltmaktır. Antidepresanlar, antiepileptikler, kalsiyum kanal blokörleri, alfa adrenerjik blokörler ve kortikosteroidler kronik ağrı tedavisinde kullanılabilir. Preoperatif analjezinin, cerrahi stres yanıtı, postoperatif komplikasyonlar ve rehabilitasyon üzerine olan etkisi dikkat çekicidir. Davranış müdahaleleri ve fiziksel ajanlar gibi farmakolojik olmayan tedavi yöntemleri kombine yaklaşımın bir parçası olarak kullanılabilirler. Pathways of Pain and Analgesics Pain is an unpleasant sensory and emotional experience associated with actual or potantial tissue damage. Pain is both a physical phenomenon and psychological or emotional experience. Surgical tissue damage causes measurable systhemic endocrine, metabolic, immunologic changes referred to as the surgical stress response. Noxious stimulus stimulates peripheral nociceptors which transduce the stimuli into electrochemical impulses, and then it is carried to dorsal root ganglions of spinal cord by peripheral sensory nerves. Stimuli transmit to supraspinal levels via dorsal horne neurons whose axons ascend within the spinal cord to areas in the midbrain, thalamus, and frontal cortex. Autonomic and motor response, affective-motivational response, identification of the intensity-typelocation of the pain sensation, associate with memory and cognitive activities, emotional and behavioural responses elicited when the painful stimuli are transmitted to the brain stem. Supraspinal centers control transmission of painful stimuli via producing responses that can lead to either an increase in the transmission of pain impulses or a decrease in transmission. Chronic pain caused by rapid and long-term changes occurs in parts of the central nerve system that are involved in the transmission and modulation of pain. This abnormal processing of pain within the peripheral and central nerve system may become independent of the original painful event. Neuropathic pain initiated or caused by a primary lesion or dysfunction in the nervous system. Releaving pain and preventing acute pain from becoming chronic pain with managment options that affect all levels of the pain process is basic principle of the treatment. Opioids, nonsteroidal anti-inflammatories, local anesthetics, centrally acting nonopioids can be used for this purpose. In acute pain treatment, multimodal analgesia can adress multiple mechanisms of pain with the added benefit of reducing side effects through the use of lower doses of individual modalities. Antidepressants, antiepileptics, calsium channel blockers, alpha-adrenergic blockers, corticosteroids can be used for chronic pain treatment. Effects of preoperative analgesia on surgical stress response, postoperative complications, and rehabilitation is invincible. Nonpharmacologic management, like behavioral interventions and physical agents, is used in multimodal approach to analgesia. 1 Modül 6 – Temel Farmakoloji AKUT AĞRI Ağrı, aktüel ya da potansiyel doku hasarı ile ilişkili olan nahoş, tatsız bir his veya duygusal tecrübe olarak tanımlanmıştır.(1) Ağrı deneyimini fiziksel ve psikolojik faktörler birlikte oluşturur. Bu nedenle ağrı subjektiftir ve çok boyutludur. Doku hasarından korunmada yaralı bir fonksiyon olsa da postoperatif dönemde ya da kronik hale dönüştüğünde benzer yararı bulunmaz.(1) Akut ağrı aktüel doku hasarını gösterir.(2) Aynı zamanda foksiyonel bir sinir sistemi varlığının kanıtıdır. Beraberinde otonom hiperaktivite (hipertansiyon, taşikardi, terleme, vazokonstrüksiyon) izlenir.(1) Herhangi bir doku hasarı (travma veya cerrahi) cerrahi stres yanıtı adı verilen sistemik, endokrin, metabolik ve immünolojik değişikliklere neden olur.(3,4) 1) Eksternal uyarının periferde algılanıp cerebral kortekse kadar taşınması (Şekil 1) Eksternal uyarı duyu reseptörleri adı verilen özelleşmiş nöral yapılar tarafından tanınır. Reseptörler yoğun miktarda ciltte bulunur fakat kaslarda, periostta, iç organlarıımızın kapsüllerinde, damar duvarlarında da mevcuttur.(5,6) Bu reseptörlerin aktivasyonu bradikinin, potasyum, prostaglandinler, hidrojen iyonları, seratonin ve substance P gibi algojenik maddelerin serbestleşmesine sebep olur. Bunlar duyu reseptörlerini daha çok uyarır ve duyarlı hale getirir.(7–9) Reseptörler fiziksel enerjinin farklı formlarına (mekanik, termal, kimyasal ) karşı duyarlıdırlar. Uyarılan duyu resptörleri eksternal uyarıyı A delta (hızlı, ince miyelin tabaksı ile çevrelenmiş) ve C afferent lifleri (yavaş, myelinsiz) ile spinal kord dorsal boynuzuna taşınan “elektrokimyasal enerjiye” dönüştürür (Transdüksiyon [memran potansiyeli], Transformasyon [aksion potansiyeli]).(1,10) Bu ileti aksiyon potansiyeli ile afferent lifleri beyin orta bölgesine, talamusa vede suprasegmental refleksler ve kortikal yanıtların oluştuğu frontal kortekse uzanan spinal kord dorsal boynuz nöronlarını aktive eder (Transmisyon; İletim).(1) Doku hasarı nörolojik yolları aktive eder, uyarı santrale aktarılırken iletilen afferent aktivite miktarını kontrol eden süreçler oluşur. Oluşan yanıt periferde, spinal kordda ve supraspinal seviyede uyarıyı inhibe edici ve kolaylaştırıcı süreçlerden dolayı değişkendir (Modülasyon; Ayarlama).(1) Bu durum yalnız çıkan afferent liflerde değil aynı zamanda inen inhibitör ve yardımcı liflerdede etkili olur.(1) Medulla Spinalis dorsal boynuz hücreleri ağrılı uyarının işeleme tabi tutulduğu ilk seviyedir.(1,2) Periferden duyusal sinir 2 ORTOPEDİ ve TRAVMATOLOJİ liflerinden gelen uyarı burada sonlanır. Medulla spinalis dorsal boynuz nöronları Projeksiyon Nöronları, Eksitatuar Nöronlar ve İnhibitör nöronlar olamak üzere üç tiptir.(2) Projeksiyon nöronları oluşan uyarıyı anterolateral afferent sistemle üst merkezlere iletir.(11) Eksitatör nöronlar ağrılı uyaranları projeksiyon nöronlarına iletir ve onların uyarılmasını sağlar.(11) İnhibitör nöronlar C ve A-Delta lifleri ile gelen sinyallerle aktive olurlar, ağrılı sinyalleri projeksiyon nöronuna iletirler. Geniş çaplı liflerle uyarıldıklarında projeksiyon nöronlarında inhibisyona neden olurlar.(2) Diğer taraftan ağrı hastanın deneyimleridir, yalnızca fiziksel uyarı değildir, uyarılar serebral kortekse ulaştığında hastanın uyarıyı idrakı ve önceki deneyimleri ağrının belirlenirlenmesinde etkendir (Algılama; İdrak).(1) Ağrının algılanması nöronal ağrı iletiminin son noktasıdır. Ağrılı uyarı talamus ve beyin sistemine ulaştırıldığında bir çok korteks alanı aktive olur ve yanıtlar ortaya çıkar. Bu alanlar Retiküler Sistem, Somatosensorial Korteks, Limbik Sistem’dir.(5,6) Retiküler Sistem ağrıya karşı otonom ve motor yanıt oluşumunda rol alır (sıcak bir yere dokununca elin aniden çekilmesi), aynı zamanda afektif motivasyonel yanıtta (eli sıcak yerden çekilmesinden sonra ele bakmak ve yaralanmayı değerlendirmek) rolü vardır.(5,6) Somatosensorial korteks oluşan ağrının şiddetini, lokalizasyonunu, tipini tespit eder ve daha önceki deneyimler, hafıza ile ilişkilendirir.(5,6) Limbik Sistem ağrıya karşı duygusal ve davranışsal yanıtların oluşumundan sorumludur (dikkat, ruh hali, motivasyon).(5,6) 2) Otonom spinal ve suprasegmental reflekslerin oluşum Uyarılar spinal kordun anterior veya anterolateral boynuzlarına ulaşarak sempatik preganglionik somotomotor nöronları uyararak otonom spinal refleks yanıtı oluşturabilir. Spinal ve suprasegmental refleksler kardiyopulmoner, gastrointestinal, üriner, endokrin ve immünolojik sistemleri etkileyen önemli fizyolojik değişikliklere yolaçarlar.(1) 3) Bireyin ağrı algısı aksiyete ve korku ile tanımlanmış olan değişik emosyonel yanıtları hatırlatır Bireyin ağrı düzeyini algılaması ve yorumlaması dolaşımdaki katekolaminlerin, kortizolün, kan pıhtılaşma zamanının, fibrinolizisin ve trombosit agregasyonun artmasına sebep olur.(1) Beyin korteksi ve subkortikal alanlarındaki nöronal merkezler periferden gelen ağrılı uyarıya yanıt verirler TEMEL BİLİMLER ve ARAŞTIRMA KİTABI Ağrı Yolakları ve Analjezikler ve inen inhibitör veya uyarıcı efferent yolları aktive ederek ağrı sinyallerini değiştirebilirler.(5,6) Beyin orta bölümünde santral yerleşimli gri madde (periakuaductal gri madde: PAG) kortikal ve subkortikal yanıtları alır ve santral sinir sisteminde (SSS) inen inhibitör sinir uyarılarını başlatır. SSS perifere yanıt göndererek ağrı sinyal iletimini azaltan nörotransmiterlerin serbestleşmesini indükleyebilir. İnhibitör uyarılar aşağıya periferden gelen ağrılı uyarının ilk işlendiği alan olan spinal kord segmenti dorsal boynuzuna ulaşır. Buradaki inhibitör nöronları aktive ederek endojen endorfinler, noradrenalin, seratonin gibi inhibitör nörotransmiterlerin serbestleşmesine neden olur.(5,6) Buna karşın supraspinal merkezler afferent ağrı uyarısı iletimini arttırıcı özellikte yanıtlarda oluşturabilir. KRONİK AĞRI Ağrı 3-6 aydan uzun süre kalıcı olursa kronik ağrı olarak tanımlanır.(1) Akut ağrının uygunsuz ve yetersiz tedavisi periferik ve SSS’ni duyarlı hale getirerek kronik ağrı gelişimine sebep olabilir.(7,12) Kronik ağrıda doku hasarı tehdidi yoktur. Hasta akut ağrıdaki gibi acı-ızdırap tarif eder. Otonom hiperaktivite izlenmez. Normal aktivite yolları değişmiştir veya spontan aktivite vardır.(1) Kronik ağrı hayat kalitesini bozan karmaşık bir problemdir. SSS’nin farklı bölümlerinde ağrılı uyarıların taşınmasında ve modülasyonunda hızlı ve uzun süreli değişiklikler meydana gelir.(13) Periferik ve SSS’deki bu anormal işleyiş nedeniyle ağrı orjinal yaralanmadan bağımsız hale gelir. Patofizyolojisi kesin olarak bilinmemektedir. Spinal seviyede ağrılı uyaranın medulla spinalise girişi ve çıkışı arasında uyarı boyutu yönünden belli bir koordinasyon vardır (Ağrılı uyarının spinal modülasyonu). Bazen hiperaljezi veya allodini gibi oranda artış izlenirken bazen de çıktıda azalma ve dolayısıyla analjezi izlenir.(2) Zararlı uyarı medulla spinalis dorsal boynuzundaki sinapsa uzun süre sık aralıklarla gelirse progresif olarak artan miktarda ağrı uyarısı oluşur (wind-up), hasta genelde dokunma gibi normalde ağrı oluşturmayacak bir eksternal uyarıda bile şiddetli bir ağrı hisseder (Allodini).(2,13) NÖROPATİK AĞRI Ağrıyı başlatan esas neden sinir sistemi disfonksiyonu veya primer leyonudur. Sürekli bir ağrılı uyaran bulunmaz.(2) Travma (Kompleks bölgesel ağrı sendromu, Cerrahi sonrası kronik ağrı), Enfeksiyon (Post-herpatik nöralji), İskemi (Diyabetik nöropati), Kanser etyolojide yer alan etmenlerden bağzılarıdır. Nöropatik ağrıların bir kısmı periferik sinir sisteminde hasar oluştuğunda meydana gelir. Ağrının sebebi liflerin ağrılı uyaranı tekrarlayarak iletmesi ve uyarıya karşı aşırı duyarlı hale gelmesidir.(13) TEDAVİYE GENEL YAKLAŞIM Cerrahi uygulamalarda ağrı tedavisi temel olarak iki başlık altında incelenebilir: preoperatif analjezi ve postoperatif analjezi (Tablo 1). Ortopedide ağrı tedavisinin amacı; ağrıyı azaltmak, rehabilitasyonu kolaylaştırmak, normal fonksiyonel seviyeye dönüşü hızlandırmaktır. Bu hedeflere ancak ağrı ve inflamasyonun hem santral hemde periferik seviyede azaltılması ile ulaşılabilir.(14) Temel prensip ağrı sürecini birçok seviyede etkileyecek tedavi seçeneklerini kullanarak akut ağrının kronik ağrıya dönüşümünü engellemektir (Resim 1).(14) FARMAKOLOJİK TEDAVİ Narkotikler Steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar Lokal anastezikler Tablo 1. Cerrahi uygulamalarda ağrı tedavisi Preoperatif analjezi Postoperatif analjezi Bölgesel bloklar Hasta kontrollü analjezi Paranteral ilaçlar uygulamaları İlaçlar (Temelde opioidler ve steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar) Oral ilaç uygulamaları Bölgesel/Lokal anastezikler Farmakolojik olmayan uygulamalar 3 Modül 6 – Temel Farmakoloji ORTOPEDİ ve TRAVMATOLOJİ Resim 1. Periferden serebral kortekse uzanan ağrı iletim yolları tedavi hedefleri. Santral etkili opioid olmayan ilaçlar Asetaminofen Kodein Diğer ilaçlar Antideprasanlar Antiepileptikler Membran stabilite edici ilaçlar Adrenerjik İlaçlar (Alfa adrenerjik blokörler) Kortikosteroidler Kombina Analjezi Ortopedi pratiğinde genellikle akut karakterdeki orta-şiddetli ağrı tedavisinde kullanılırlar.(14,15) SSS’deki opioid reseptörlerine bağlanarak etki ederler.(16) Akut ağrı tedavisindeki en önemli ilaçlardır. Santral ve periferik (Spinal kord seviyesinde) etkileri vardır. Paranteral, oral, transdermal, mukozal, epidural yoldan verilebilirler.(14) Gerekli olan etkili doz bireyler arasında değişkendir, toksite seviyeleri ve tüm etkileri dozla ilintilidir.(14) SSS (sedasyon, konfüzyon) ve visseral (ileus, üriner retansiyon, konstipasyon, bulantı, kusma, solunum depresyonu) yan etkileri vardır.(16,17) Diğer ilaçlarla kombine edilerek ilaçların yan etkilerini azaltılmasında etkili olurlar. Önleyici Analjezi NARKOTİKLER Opioidler, morfin benzeri etkiye sahip endojen veya ekzojen bileşiklerin tümünü kapsarlar (Tablo 2).(15) 4 STEROİD OLMAYAN ANTİİNFLAMATUVAR İLAÇLAR (SOAİ) Farklı etki mekanizmaları olduğu için opioidlerle kombine edilebilirler. Bu birleşim, narkotik ilaç TEMEL BİLİMLER ve ARAŞTIRMA KİTABI Ağrı Yolakları ve Analjezikler Tablo 2. Narkotikler (Opioidler) Doğal opioidler Sentetik opioidler Morfin (Oral veya paranteral) Hydromorphone (Oral veya paranteral) Levaphanol (Oral) Meperidine (Paranteral veya oral) Methadone (Oral) Oxicam (Paranteral) Oxymorphone (Oral veya Paranteral) Oxycodone (Oral) kullanım miktarını ve opioidlerin doza bağımlı olan yan etkilerinin görülme sıklığını azaltır. Akut yaralanmalarda ağrıyı ve inflamasyonu azaltır, hızlı fonksiyonel düzelmeye yardımcı olurlar (Tablo 3).(14) Siklooksijenaz (Cox) enzim inhibisyonu yaparak prostoglandin (PG) sentezini ve bununla bağlantılı olarak inflamasyonu engellerler.(14) Cox’un 2 tip izoenzimi vardır: Cox-1 ve Cox-2. Araşidonik asit mekanizması esas olarak gastrik mukoza, böbrek ve vaskuler endotel hücrelerinde normal hücre aktivitesini düzenleyen prostonoidleri salgılar. Cox-1 bu alanlarda ve diğer birçok dokudan salgılanır. Cox-2 ise yanlızca SSS, böbrek, trakea epiteli ve testislerde yapılır.(14) Geleneksel SOAİ’lar Cox-1 ve Cox-2 izoenzimlerini eşzamanlı inhibe ederler, ağrı kesici ve antiinflamatuvar etkileri Cox2 izoenzimi sentezinin inhibisyonu ile ortaya çıkar.(18) Geleneksel SOAİ’ların kullanımıyla izlenen gastrointestinal sistem (GIS) komplikasyonları (ülser), trombosit fonksiyonlarında bozulma ve kanama süresi uzaması Cox-1 izoenzimi sentezinin inhibisyonuna bağlıdır. (15) Yeni geliştirilen, selektif Cox-2 izoenzim inhibitörü olan ilaçlar trombosit fonksiyonlarını etkilemez, GIS ve böbreklerde PG sentezini etkilemeden inflamasyon alanındaki PG sentezini inhibe edebilirler. Bu nedenle renal ve GIS yan etkileri olmaksızın antiinflamatuvar etki yapabilirler.(14) Ancak bazı Cox-2 inhibitörlerinin kullanımıyla olumsuz kardiyovaskuler olayların sıklığında artış oldu bildirilmiştir.(15) SANTRAL ETKİLİ OPİOİD OLMAYAN İLAÇLAR Asetaminofen Antipiretik ve analjezik etkisi santral yolla olur. Asetaminofenin olasılıkla santral PG sentezini inhibe ederek ağrı eşiğini arttırdığına inanılır.(14) Antipiretik özellikleri ise hipotalamik ısı merkezi üzerine olan etkilerine atfedilir.(14) Cox-1 varyantı olan Cox-3’ü selektif olarak inhibe ettiği hayvan deneylerinde gösterilmiştir.(14) İnsanda da Cox-3 izoenzimi bulunuduğuna yönelik bazı biokimyasal bulgular vardır ve bu izoenzim asetaminofenin santral antipiretik ve analjezik etkisinden sorumlu olabilir.(15) Kodein Tramadol sentetik bir kodein analoğudur. Santral etkili bir analjeziktir, çift etki mekanizması vardır; μ, omega ve opioid reseptörlere zayıf afinitesi vardır ve norepinefrin ve seratonin uptake’i üzerine zayıf inhibitör etki yapar.(14) Tablo 3. Steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar Salisilatlar Propionik asit türevleri Aspirin, Choline Magnesium, Trisalicylate, Salsalate, Diflusinal Fenoprofen Calsium, Naproxen, Indomethacin, Sulindac, Ibuprofen, Ketoprofen Tolmetin Pyroroleacetic asit türevleri Piroxicam Oksikamlar Fenamatlar Prynocarboksilik Asit Cox-2 İnhibitörleri Paranteral Mefanamic asit, Meclofenamat Sodyum Etodolac Vioxx, Celebrex, Bextra Ketoralac 5 Modül 6 – Temel Farmakoloji ORTOPEDİ ve TRAVMATOLOJİ LOKAL ANASTEZİKLER Antidepresanlar Lokal anastezikler akut yaralanma veya cerrahi dışı ağrıdan ziyade primer olarak cerrahi ağrının önlenmesi için kullanılırlar. Lokal anastezi ve bölgesel bloklar (nöroaksiyel/periferik sinir bloğu) anastezi için kullanılırlar ya da perioperatif ağrının tedavisinde multimodal yaklaşımın bir parçasıdırlar.(15) Sempatik sinir blokları refleks sempatik distrofi ile ilişkili ağrının tedavisinde etkilidir ve bir tedavi yöntemi olduğu kadar tanısal amaçlı olarak da kullanılabilir.(14) Lokal anastezikler periferik sinir fonksiyonlarını birkaç farklı mekanizma ile bloke eder. Primer etkileri sodyum kanalları üzerinden olur ve aksonal iletiyi engellerken presinaptik kalsiyum kanalları üzerine olan etkileri de nörotransmiter salınımı engeller.(15) Epidural infüzyonlarda kullanılırlar, %0,1 dilüe solüsyonlarının 5–12 ml/saat hızındaki infüzyonları hipotansiyon etkisini önlediği gibi analjezik etkisinide arttırabilir.(19) Nöroaksiyel blokların analjezik etkisi ağrı yanıtının parsiyel inhibisyonuna bağlıdır, inflamatuvar sitokinlerin etkisi gibi herhangi bir humoral komponent üzerine etkileri yoktur.(15) Blok kaldırılırsa analjezik etki hızla kaybolur.(15) Bu nedenle bu ajanlar ağrı kontrolünde diger ilaçlarla birlikte kombine edilmelidirler.(15) Nöroaksiyel analjezide bulantı, solunum depresyonu, kaşıntı gibi yan etkiler görülebildiği için hastaların yakından takip edilmesi önerilir.(15) Nöroma veya refleks sempatik distrofi gibi durumlarda izlenen nöropatik ağrının tedavisinde kullanılırlar.(14) Bu durumlarda genellikle diğer ağrı kesicilerle kombine edilirler. Geleneksel ağrı kesicilerle yeterli ağrı azalması elde edilemediğinde veya ağrı azalmasının sağlandığı fakat kontrolsüz yan etkilerin oluştuğu durumlarda, kanser ağrısı tedavisinde geleneksel ağrı kesicilere ilave olarak kullanılabilirler.(14) Aynı zamanda ağrıya eşlik eden uyku bozukluğunu, depresyon ve anksiyeteyi düzeltirler. Antiepileptikler Antidepresanlar gibi kronik ağrı tedavisinde kullanılabilirler. Aralarında tedavi sonuçları yönünden belirgin fark olmasa da hastalar bu iki gruptan birine daha iyi yanıt verebilir.(14) Membran Stabilize Eden İlaçlar Bunlar kalsiyum kanal blokörleridir. Bu ilaçlar kalsiyumun endoplazmik retinakuluma girişini engelleyerek düz kas kontraksiyonu için gerekli olan aktin ve miyozin arasındaki etkiyi bloke ederler. Bu etki periferik düz kasları gevşeterek dolaşımı iyileştirir. Venöz sistem üzerine etkileri yoktur. Reyno Fenomeni ve diğer sempatik aracılı ağrıların tedavisinde etkin rolleri vardır.(14) Tablo 4. Sık kullanılan lokal anastezikler Adrenerjik İlaçlar (Alfa adrenerjik blokörler) Lidocaine Primer olarak sepmatik aktivite ile oluşan ağrıların tedavisinde alfa-adrenerjik blokörler etkindirler.(14) Bupivacaine Rapivacaine DİĞER İLAÇLAR Bunlar ortopedistler tarafından sık kullanılmazlar, kompleks bölgesel ağrı sendromları gibi kronik ağrının izlendiği durumlarda yararlıdırlar (Tablo 5). Kortikostreoidler İnflamatuvar artritler dışında ağrı tedavisindeki yerleri tartışmalıdır.(14) En önemli problem yüksek doz kullanımda komplikasyonların ortaya çıkma riskidir. Tablo 5. Kronik ağrı tedavisinde kullanılan ilaçlar Antidepresanlar Trisiklik antidepresanlar Amitriptilin, Nortriptilin, Desipramide Antiepileptikler Carbamazepine, Gabapentin, Lamotrigine Membran stabilize eden ilaçlar (Kalsiyum Kanal Blokörleri) Verapamil, Diltiazem, Dilacor Adrenerjik ilaçlar (Alfa Adrenerjik Blokörler) Phenoxybenzamine, Phentolamine, Clonidine, Propranolol, Guanethidine 6 Seratonin selektif reaptake inhibitörleri Setlatline, Paroxetine, Fluoxentine TEMEL BİLİMLER ve ARAŞTIRMA KİTABI Refleks sempatik distrofinin erken dönem tedavisinde yararlıdırlar.(14) AKUT AĞRI TEDAVİSİNDE KOMBİNE ANALJEZİ Akut ağrı tedavisinde farmakolojik/nonfarmakolojik yaklaşımların kombinasyonu ağrı oluşumundaki birçok mekanizmayı hedef alır, ihtiyaç duyulan ilaç kullanım dozlarının azalmasını sağlayarak yan etkilerin oluşum riskini azaltır.(15) Cox-2 spesifik inhibitörü + Opioid; akut postop analjezi için gerekli olan opioid dozunu azaltır, daha iyi ağrı kontrolü sağlar.(14) SOAİ’ların preoperatif (1 saat önce) kullanımı postoperatif ağrı tedavisinde ihtiyaç duyulan opioid ihtiyacını azaltır ancak SOAİ’ların pre ve postoperatif dönemde kullanımı postop opioid kullanımını belirgin olarak azaltır.(14) ÖNLEYİCİ ANALJEZİ Ağrı varlığı ve cerrahi stres yanıtı gelişimi arasında çok yakın bir bağlantı vardır. Bu nedenle son yıllarda preoperatif analjezinin cerrahi stres yanıtı üzerine ve dolayısı ile postoperatif komplikasyonlar ve iyileşme üzerine olan etkisi temel araştırma konusu olmuştur.(1) Epidural anastezi gibi bazı anastezi metodları ağrı yolağında iletimi bir seviyede engelleyerek cerrahi stres yanıtındaki komponentleri değiştirebilir, beynin hasaslaşmasını engeller.(1,14) Bu uygulamanın zamanlaması oldukça önemlidir, şayet periferik ve santral sinir sisteminde analjezikler pik seviyeye ulaştığında cerrahi başlarsa postoperatif ağrı azalması üzerine olan etkinlik artabilir.(15) Preoperatif belirigin ağrısı olanlarda önleyici anastezi uygulamasının etkinliği daha düşüktür.(14) NONFARMAKOLOJİK TEDAVİLER Bunlar davranış müdehaleleri ve fiziksel ajanlardır. Ağrı tedavisindeki farmakolojik veya diğer invaziv girişmlerin yerini alamazlar fakat farmakolojik uygulamaların analjezik etkisini arttıracak şekilde kombine yaklaşımın bir parçası olarak kullanılabilirler.(15) Bilişsel (idrak ile ilgili, idrak isteyen) davranış tedavileri hastanın ağrıyı algılamasını, ağrıya karşı olan davranış biçimini değiştirebilir ve hastalara ağrı üzerinde kontrolleri olduğu hissettirebilir.(15) Ağrı Yolakları ve Analjezikler Fiziksel ajanlar konfor sağlar, fiziksel disfonksiyonu düzeltir, fizyolojik yanıtı değiştirir, ağrı ile ilişkili immobilizasyon veya aktivite kısıtlaması ile ilişkili korkuları giderirler. Bunlar yüzeyel sıcak veya soğuk uygulamaları, masaj, egzersiz ve elektroanaljezidir.(15) KAYNAKLAR 1. Grana WA. Physiology of pain, pain mechanisms, and pathways. American Academy of Orthopaedic Surgeons Web site: Orthopaedic Knowledge Online Journal 2006 4(2): http:// orthoportal.aaos.org/oko/article.aspx?article=OKO_PAI003. Accessed March 21, 2006. 2. Aydın ON. Ağrı ve ağrı mekanizmalarına güncel bakış. ADÜ Tıp Fakültesi Dergisi 2002;3(2):37–48. 3. Kehlet H, Wilmore DW. Multimodal strategies to improve surgical outcome. Am J Surg 2002;183(6):630–41. 4. Fine PG, Ashburn MA. Functional neuroanatomy and nociception. In: Ashburn MA, Rice LJ, eds. The managment of pain. New York: Churchill Livingston; 1998. p.1–16. 5. Calvino B, Grilo RM. Central pain control. Joint Bone Spine 2006;73(1):10–6. 6. Farquhar-Smith P. Anatomy, physiology and pharmacology of pain. Anaesthesia and Intensive CareMedicine 2007; 9(1):3–7. 7. Carr DB, Goudas LC. Acute pain. Lancet 1999;353:2051–8. 8. Basbaum AI, Jessell TM. The perception of pain. In: Kandel ER, Schwartz JH, Jessell TM, eds. Priciples of neural science. 4th ed. New York: McGraw-Hill; 2000. p.472–91. 9. Scholz J, Woolf CJ. Can we conquer pain? Nat Neurosci 2002;5 Suppl:S1062–7. 10. Bodine SC, Lieber RL. Peripheral nerve physiology, anatomy and patholgy. In: Simon SR, ed. Orthopaedic Basic Science. Rosemont, Illinois: American Academy of Orthopaedic Surgeons; 1994. p.335–96. 11. Heavner JE, Willis WD. Pain pathways: anatomy and physiology. In: Raj PP, ed. Practical management of pain. 3th ed. St Louis: Mosby; 2000. p.107–45. 12. Woolf CJ, Salter MW. Neuronal plasticity: increasing the gain in pain. Science 2000;288:1765–9. 13. Ko SM, Zhou M. Central plasticity and persistent pain; Drug Discovery Today: disease models. Pain and Anaesthesia 2004;1(2):101–6. 14. Grana WA. Methods of pain management. American Academy of Orthopaedic Surgeons Web site: Orthopaedic Knowledge Online Journal 2010 8(10): http://orthoportal.aaos.org/oko/article. aspx?article=OKO_PAI004. Accessed October 25, 2010. 15. Ekman EF, Koman LA. Acute pain following musculoskeletal injuries and orthopaedic surgery. Mechanisms and management. J Bone Joint Surg Am 2004;86(6):1316–27. 16. Reisine T, Pasternak G. Opioid analgesics and antogonists. In: Hardman JG, Limbird LE, Molinoff PB, Ruddon RW, Gilman AG, eds. Goodman & Gilman’s The pharmacological basis of therapeutics. 9th ed. New York: McGraw-Hill; 1996. p.521–55. 17. Inturrisi CE. Clinical pharmacology of opioids for pain. Clin J Pain 2002;18(4 suppl):S3–13. 18. Vane JR. Inhibition of prostoglandin synthesis as a mechanism of action for aspirin-like drugs. Nat New Biol 1971;231:232–5. 19. Sinatra RS, Torres J, Bustos AM. Pain management after major orthopaedic surgery: current strategies and new concepts. J Am Acad Orthop Surg 2002;10:117–29. 7 Modül 6 – Temel Farmakoloji ORTOPEDİ ve TRAVMATOLOJİ SORULAR 1. Postoperatif dönemde izlenen akut ağrı tedavisinde kullanılan steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar etkilerini hangi seviyede gösterirler? a. Serebral korteks b. Medulla spinalis ağrı iletiminde çıkan yollar c. Medulla spinalis dorsal kök ganglionları d. Periferik duyu reseptörleri e. Talamus 2. Aşağıdakilerden hangisi akut ağrı tedavisinde kullanılan ilaç gruplarından birisidir? a. Antidepresanlar b. Alfa adrenerjik blokörler c. Kalsiyum kanal blokörleri d. Opioidler e. Antiepileptikler YANITLAR 1. d, 2. d 8