ii ÖNSÖZ Bu çalışmayla, henüz çok yeni bir sistem olan Dengeli

advertisement
ÖNSÖZ
Bu çalışmayla, henüz çok yeni bir sistem olan Dengeli Performans Karnesinin
(Balanced Scorecard) Türkiye‟de ilk kez bir tekstil şirketindeki uygulamasının içinde
yer almış bulunuyorum. Daha kariyerinin başında bir endüstri mühendisi olarak
akademik bir anlam taşıyan bu çalışmanın mimarlarından biri olmak bende büyük bir
heyecan yarattı. Ayrıca akademik konuların uygulamaya geçirilmesinde hiçbir sınır
olmadığına olan inancım da artmış oldu. Yeter ki literatürdeki her türlü gelişme
yakından takip edilsin. Bu uygulama bunun en güzel örneğidir.
Yürütülen bu uygulamanın benim hem okul hem de iş hayatıma etki etmesi bana ayrı
bir keyif vermiştir. Bu çalışmanın yürütülmesi sırasındaki fikirleri ve
yönlendirmelerinden dolayı tez danışmanım Prof. Dr. Ahmet Fahri Özok‟a teşekkürü
bir borç bilirim.
Bu çalışmanın başlatılması ve yapılması sırasındaki büyük katkılarından dolayı da
Kalite Sistem Danışmanlık Genel Müdür‟ü Haşmet Fevzi Çakmak‟a teşekkür
ederim. Yine bu çalışmanın tamamlanması için bizlere her türlü desteği veren
Trikotek Tekstil Genel Müdür‟ü Münir Can‟a da teşekkür etmek istiyorum. Bu
zamana kadar olan çalışma yaşantımda bana ellerinden gelen yardımı yapan ilk
şirketim Senkron Reklam ve daha sonra da Trikotek Tekstil personeline, Senkron
Reklam‟da çalıştığım aylar boyunca vizyonumun gelişmesindeki en büyük etkiye
sahip ve örnek aldığım insanlardan biri olan Onur Hınçer‟e, tüm yardım ve
desteğinden ötürü çok sevdiğim arkadaşım Melis Mine Şener‟e teşekkürü bir borç
bilirim. Teşekkür listemin sonuna başta ablam olmak üzere tüm ailemi eklemek
isterim.
Mayıs 2005
Halil AYDIN
ii
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa No
KISALTMALAR ...................................................................................................... vi
TABLO LĠSTESĠ......................................................................................................vii
ġEKĠL LĠSTESĠ ...................................................................................................... viii
ÖZET.......................................................................................................................... ix
SUMMARY ................................................................................................................ x
1. TEDARĠK ZĠNCĠRĠ YÖNETĠMĠNE GĠRĠġ .................................................. 1
1.1.
Lojistik Kavramı .......................................................................................... 1
1.2.
Lojistik Faaliyetler ....................................................................................... 3
1.3.
Lojistik Kavramının Tarihsel Gelişimi ........................................................ 6
1.4.
Tedarik Zinciri Kavramı .............................................................................. 8
1.5.
Tedarik Zinciri Yönetimi ............................................................................. 9
1.6.
Tedarik Zinciri Yönetimi ile Lojistik Yönetimi Arasındaki Fark .............. 10
1.7.
Tedarik Zinciri Yönetiminin Sağladığı Stratejik Avantajlar ...................... 11
1.7.1. Hız .......................................................................................................... 11
1.7.2. Maliyet ................................................................................................... 13
1.7.3. Kalite ...................................................................................................... 14
1.7.4. Verimlilik ............................................................................................... 15
1.8.
Üçüncü Parti Lojistik ................................................................................. 15
1.8.1. Üçüncü Parti Lojistik Hizmetinin Olumlu Etkileri ................................ 17
1.8.2. Üçüncü Parti Lojistik Hizmetinin Sakıncaları ....................................... 18
1.8.3. Şirketlerin Lojistik Gereksinimlerindeki Eğilimler ............................... 20
1.8.3.1. Gelişmiş Lojistik Yetenekler.......................................................... 20
1.8.3.2. İlave Faaliyetler .............................................................................. 20
1.8.3.3. Faaliyetlerin Entegrasyonu ve Koordinasyonu .............................. 21
1.8.3.4. Faaliyetlerin ve Ağların Dinamik Konfigürasyonu........................ 22
1.8.4. 3PL‟yi Şekillendirecek Eğilimler ........................................................... 22
1.8.5. Türkiye‟de 3PL‟nin Durumu ................................................................. 23
1.9.
Global Tedarik Zinciri................................................................................ 25
1.10. Lojistik Maliyetleme .................................................................................. 27
1.10.1. Lojistik Maliyetlemenin Esasları ........................................................... 28
1.10.2. Toplam Maliyet Analizi ......................................................................... 31
1.10.2.1. Geleneksel Muhasebe Sistemleri ................................................... 33
2. TEDARĠK ZĠNCĠRĠ PERFORMANS DEĞERLENDĠRMESĠ .................. 35
2.1.
Giriş ............................................................................................................ 35
2.2.
Performans Ölçümü ................................................................................... 36
2.3.
TZP Ölçümündeki Zorluklar ...................................................................... 43
2.4.
Literatür Taraması ...................................................................................... 45
2.5.
TZY‟nin Performansını Ölçmek için Altı Tamamlayıcı Yol ..................... 46
iii
Sayfa No
2.5.1. Sistem Dinamiği Perspektifi: Tedarik Zinciri Boyunca Trade-off‟ların
Yönetilmesi ........................................................................................................ 47
2.5.1.1. Zincirin Anlaşılması ....................................................................... 47
2.5.1.2. Standart Problemler, Çözümler ve Performans Ölçütleri .............. 48
2.5.2. Yöneylem Araştırması/Bilgi Teknolojisi (OR/IT) Perspektifi ............... 48
2.5.2.1. Zincirin, Konfigüre edilebilir ve Programlanabilir bir Kaynak Ağı
Olarak Anlaşılması ......................................................................................... 48
2.5.2.2. Standart Problemler, Çözümler ve Performans Ölçütleri .............. 51
2.5.3. Lojistik Perspektifi ................................................................................. 53
2.5.3.1. Standart Problemler, Çözümler ve Performans Ölçütleri .............. 53
2.5.4. Pazarlama Perspektifi ............................................................................. 54
2.5.4.1. Zincirin, Ürün ve Müşterileri Bağlayan Bir Hat Olarak Anlaşılması
.........................................................................................................54
2.5.4.2. Standart Problemler, Çözümler ve Performans Ölçütleri .............. 54
2.5.5. Organizasyon Perspektifi ....................................................................... 55
2.5.5.1. Zincirin, Organizasyonlar Arası bir İlişkiler Kümesi Olarak
Anlaşılması .....................................................................................................55
2.5.5.2. Standart Problemler, Çözümler ve Performans Ölçütleri .............. 56
2.5.6. Strateji Perspektifi .................................................................................. 57
2.5.6.1. Tedarik Zincirinin, Yeterliliklerin ve Karların bir Düzenlenmesi
Olarak Anlaşılması ....................................................................................... 57
2.6.
TZPÖ İçin Bir Yapı .................................................................................... 58
2.6.1. TZY‟ndeki Performans Ölçüm ve Ölçütleri .......................................... 60
2.6.1.1. Sipariş Planlama İçin Ölçütler ....................................................... 60
2.6.1.2. Tedarik Halkasının Değerlendirilmesi ........................................... 60
2.6.1.3. Üretim Seviyesindeki Ölçüm ve Ölçütler ...................................... 61
2.6.1.4. Teslim Halkasının Değerlendirilmesi ............................................ 62
2.6.1.5. Müşteri Hizmet ve Tatminin Ölçülmesi ......................................... 63
3. DENGELĠ
PERFORMANS
KARNESĠ
ĠLE
PERFORMANS
DEĞERLENDĠRME ............................................................................................... 65
3.1.
Bilgi Çağında Rekabet ............................................................................... 65
3.2.
Dengeli Performans Karnesi ...................................................................... 66
3.2.1. Bir Yönetim Sistemi Olarak Dengeli Performans Karnesi .................... 67
3.2.2. Vizyon ve Stratejinin Belirlenmesi ve Tanımlanması ........................... 69
3.2.3. Stratejik Amaç ve Ölçülerin İletilmesi Bağlantıların Kurulması ........... 71
3.2.4. Planlama, Hedeflerin Belirlenmesi ve Stratejik uygulamalar Arasında
Uyum Sağlanması .............................................................................................. 71
3.2.5. Stratejik Geribildirim ve Öğrenmenin Arttırılması ................................ 73
3.3.
Dengeli Performans Karnesinin Dört Boyutu ............................................ 75
3.3.1. Finansal Boyut ....................................................................................... 76
3.3.2. Müşteri Boyutu ...................................................................................... 76
3.3.3. Süreç Boyutu .......................................................................................... 77
3.3.4. Öğrenme ve Gelişme Boyutu ................................................................. 78
3.4.
Çok Sayıdaki Performans Karnesi Ölçüsünü Tek bir Stratejiye Bağlamak
…………………………………………………………………………….79
3.4.1. Sebep-Sonuç İlişkileri ............................................................................ 80
iv
Sayfa No
4. TEKSTĠL SEKTÖRÜNDE DENGELĠ PERFORMANS KARNESĠ
UYGULAMASI ........................................................................................................ 82
4.1.
Dengeli Performans Karnesine Geçen İlk Türk Tekstil Şirketi Trikotek
Tekstil A.Ş. ............................................................................................................ 82
4.2.
Trikotek Tekstil‟de Süreç Yönetimi Projesinin Başlaması ........................ 86
4.2.1. Proje Ekibi.............................................................................................. 87
4.2.2. Projenin Termini .................................................................................... 87
4.2.3. Projenin Bütçesi ..................................................................................... 88
4.2.4. Proje İçin Kullanılan Yazılım: QPR ...................................................... 89
4.3.
Süreç Yönetimi Projesinin Uygulanması ................................................... 91
4.3.1. Süreç Analizleri ...................................................................................... 91
4.3.1.1. Trikotek Tekstil‟in Organizasyon Yapısı ....................................... 92
4.3.1.2. Süreç Yapıları................................................................................. 94
4.3.2. Dengeli Performans Karnesi Uygulaması .............................................. 98
4.3.2.1. Finansal Boyut ............................................................................... 99
4.3.2.2. Müşteri Boyutu ............................................................................ 100
4.3.2.3. İç Süreçler Boyutu........................................................................ 101
4.3.2.4. Yenilik, Öğrenme ve Çalışanlar Boyutu ...................................... 101
4.3.3. Performans Kriterleri ........................................................................... 102
4.3.3.1. Finansal Boyut Performans Kriterleri .......................................... 102
4.3.3.2. Müşteri Boyutu Performans Kriterleri ......................................... 105
4.3.3.3. İç Süreçler Boyutu Performans Kriterleri .................................... 108
4.3.3.4. Yenilik, Öğrenme ve Çalışanlar Boyutu Performans Kriterleri ... 112
4.4.
Dengeli Performans Karnesinde Korelasyon Analizi .............................. 114
5. SONUÇLAR ................................................................................................... 117
KAYNAKLAR ....................................................................................................... 119
EKLER .................................................................................................................... 121
v
KISALTMALAR
TZ
TZY
TZPÖ
PÖS
PÖ
PG
LSP
VMI
3PL
FTM
: Tedarik Zinciri
: Tedarik Zinciri Yönetimi
: Tedarik Zinciri Performans Ölçümü
: Performans Ölçüm Sistemi
: Performans Ölçümü
: Performans Göstergesi
: Lojistik Hizmet Sağlayıcı
: Tedarikçi Yönetimli Envanter
: Üçüncü Parti Lojistik
: Faaliyet Tabanlı Maliyetlendirme
vi
TABLO LĠSTESĠ
Sayfa No
Tablo 2.1: Literatürde Geçen Performans Ölçüm Fonksiyonları...............................38
Tablo 2.2: Performansın Üç Yönü.............................................................................41
Tablo 2.3: Bir PÖS Geliştirmenin 9 Adımı...............................................................42
Tablo 2.4: Tedarik Zincirinin Hedeflerini Türeten Perspektifler...............................47
Tablo 2.5: Sistem Dinamiği Perspektifi: Standart Problemler, Çözümler ve
Performans Ölçütleri...................................................................................................49
Tablo 2.6: “OR/IT” Perspektifi: Standart Problemler, Çözümler ve Ölçütler...........52
Tablo 2.7: Lojistik Perspektifi: Standart Problemler, Çözümler ve Performans
Ölçütleri......................................................................................................................53
Tablo 2.8: Pazarlama Perspektifi: Standart Problemler, Çözümler ve Ölçütleri.......54
Tablo 2.9: Organizasyon Perspektifi: Standart Problemler, Çözümler ve
Ölçütler.......................................................................................................................56
Tablo 2.10: Strateji Perspektifi: Standart Problemler, Çözümler ve Performans
Ölçütleri......................................................................................................................57
Tablo 4.1: Projeyle İlgili Genel Bilgiler....................................................................87
Tablo 4.2: Kuvvetli Müşteri İlişkileri Performans Göstergeleri..............................106
Tablo 4.3: Doğru Anlaşılmış Müşteri İstekleri Performans Göstergeleri................107
Tablo 4.4: Etkin ve Verimli İç Üretim Performans Göstergeleri.............................108
Tablo 4.5: Doğru ve Zamanında Sevkıyat Performans Göstergeleri.......................109
Tablo 4.6: Korelasyon Analizi İçin Veriler.............................................................112
vii
ġEKĠL LĠSTESĠ
Sayfa No
ġekil 1.1: Lojistik Yönetimi.........................................................................................2
ġekil 1.2: Tedarik Zinciri Ağ Yapısı............................................................................8
ġekil 1.3: Tedarik Zinciri ile Lojistik Arasındaki İlişki.............................................11
ġekil 1.4: Lojistik Faaliyetlerin Maliyetleri Örneği...................................................29
ġekil 1.5: Örnek Faaliyet Maliyetleri.........................................................................30
ġekil 1.6: Sipariş İşleme Aşamaları............................................................................32
ġekil 2.1: Sistem Perspektifinden Bir Organizasyonun Kontrolü..............................39
ġekil 3.1: Dengeli Performans Karnesinin Stratejik Yönetim Sistemi Olarak
Kullanılması................................................................................................................68
ġekil 3.2: Süreçlerin Değer Zinciri Boyutu................................................................77
ġekil 3.3: Boyutlar Arasındaki Sebep-Sonuç İlişkileri...............................................80
ġekil 4.1: Trikotek Tekstil Tedarik Zinciri Yapısı.....................................................84
ġekil 4.2: Trikotek Tekstil Organizasyon Yapısı.......................................................92
viii
TEDARĠK ZĠNCĠRĠ YÖNETĠMĠNDE PERFORMANS DEĞERLENDĠRMESĠ
ÖZET
Bu çalışmada tedarik zinciri yönetimi ve lojistik ile ilgili kavramsal açıklamalar,
tedarik zinciri yönetiminde performans değerlendirmesi ve performans
değerlendirme ile ilgili tekstil sektöründe bir Dengeli Performans Karnesi (Balanced
Scorecard) uygulamasına yer verilmiştir.
Dengeli Performans Karnesi, yönetim konusunda ortaya çıkan son yeniliklerden
biridir. Bu, Kaplan ve Norton tarafından geliştirilmiş ve 1996 tarihli „Dengeli
Performans Karnesi‟ adlı kitaplarında açıkladıkları bir stratejik kontrol aracıdır.
American Accounting Derneği tarafından 1997 yılının en iyi teorik katkısı olarak
kabul edilerek ödüllendirilmiştir.
Dengeli Performans Karnesi, ABD ve AB ülkelerinde yaygın olarak kullanılan bir
performans ölçme ve değerlendirme sistemidir. BSC, yöneticilere işlerine dört
perspektiften bakabilme imkanı verir: Finansal Perspektif, Müşteri Perspektifi, İç
Süreçler Perspektifi, Yenilik ve Öğrenme Perspektifi. Bu uygulama Türkiye‟de
gerçekleştirilen ilk 10 uygulamadan biridir ve üstelik tekstil sektöründe
gerçekleştirilen ilk uygulama olarak literatüre geçmektedir.
Bu çalışmanın ilk bölümünde tedarik zinciri ve lojistik ile ilgili temel kavramlar,
üçüncü parti lojistik, lojistik maliyetleme; ikinci bölümünde tedarik zinciri
yönetiminde performans değerlendirmesiyle ilgili öneriler, yapılar; üçüncü bölümde
uygulama kısmında ayrıntılı açıklanacak olan Dengeli Performans Karnesi ve son
olarak dördüncü bölümde de bir tekstil şirketinde Dengeli Performans Karnesi
uygulaması ile performans ölçme ve değerlendirme sisteminden bahsedilmiştir.
Sonuç bölümünde ise söz konusu uygulamanın şirket yönetimine etkisi, muhtemel
sonuçları ve mevcut yapının geliştirilmesiyle ilgili öneriler yer almıştır. Ekler başlığı
altında da Dengeli Performans Karnesi uygulaması için kullanılan yazılımdan alınan
çıktılar görülmektedir.
ix
PERFORMANCE EVALUATION IN SUPPLY CHAIN MANAGEMENT
SUMMARY
In this study, conceptual explanations about supply chain management and logistics,
performance evaluation in supply chain management and a Balanced Scorecard
application about performance evaluation in textile sector have been taken in hand.
The Balanced Scorecard (BSC) is one of the latest innovations in management. It is a
tool of strategic control developed by Kaplan and Norton and described in their book
1996 book „The Balanced Scorecard‟. The book has been awarded a prize by the
American Accounting Association with the justification that it was „the best
theoretical contribution in 1997.‟
The Balanced Scorecard is a performance measurement and evaluation system that
has been used widely in USA ve EU companies. BSC allows managers to look at the
business from four perspectives: Financial Perspective, Customer Perspective,
Internal Perspective and Innovation and Learning Perspective.This application is the
one that belongs to first ten applications in Turkey and took place in literature as the
first application in textile sector in Turkey.
In the first part of the study basic concepts about supply chain and logistics, third
party logistics, logistics costing are mentioned; in the second part suggestions and
frameworks about performance evaluation in supply chain management are
discussed; in the third part the Balanced Scorecard that will be discussed in details in
application is analyzed and finally in the fourth part a performance measurement and
evaluation system in Balanced Scorecard as a textile company application is
explained.
The effects of this application to the management, probable results and suggestions
about developing existing model are discussed in the conclusion part. Under the
appendix topics the outputs that have been taken from the software used for the
Balanced Scorecard application can be seen.
x
1.
TEDARĠK ZĠNCĠRĠ YÖNETĠMĠNE GĠRĠġ
1.1. Lojistik Kavramı
Lojistik; bilgi, sevkiyat, stok, malzeme taşıma, depolama ve paketlemenin
entegrasyonunu içeren ve üretim noktası ile tüketim noktası arasında fark olduğu
sürece daima söz konusu olabilecek bir kavramdır. Lojistik, Yunanca “logistikos”
kelimesinden gelmekte olup, “hesap kitap yapma bilimi”, “hesapta becerikli”
anlamına gelmektedir. Lojistik kelimesi ilk olarak Silahlı Kuvvetlerde 1905 yılında
Alb. Chauncey B. Baker‟ın (Baker B. C., Logistics, s.101) lojistiği, “Orduların
Hareketi ve İkmal Maddelerinin Tedariki ile ilgili olan Branş” olarak tanımlamasıyla
kullanılmıştır. Askeri anlamda lojistik, “askeri birimlere taktik ve stratejilerine uygun
ve gerekli olan ikmal maddeleri ile hizmet desteğini sağlamak için yapılan
faaliyetler” anlamına gelmektedir.
Sivil anlamda lojistik ise “sevkiyat noktası/noktaları ile teslim noktası/noktaları
arasındaki malzeme, bilgi ve hizmetlerin iki yönlü akışı” şeklinde tanımlanabilir.
Lojistik Yönetimi Konseyi (Council of Logistics Management) 1991 yılında yaptığı
tanımda lojistik yönetimini şu şekilde açıklamaktadır: “Müşteri gereksinimlerini
karşılamak amacıyla üretim noktası ile tüketim noktaları arasındaki mal (hammadde,
yarı mamul ve bitmiş ürün), hizmet ve ilgili bilgilerin ileri ve geri yöndeki akışları ile
depolanmalarının etkin ve verimli bir şekilde planlanması, uygulanması ve kontrol
edilmesi sürecidir.” Bu tanım iki nokta (tedarikçi-müşteri) arasındaki mal, hizmet ve
bilgi akışını içeren tüm faaliyetleri kapsamaktadır. Tedarikçi ile üretici arasında
gerçekleşen lojistiğe Tedarik Lojistiği (Inbound Logistics), üretim içi lojistiğe
Üretim Lojistiği, üretici ile müşteri arasında gerçekleşen lojistiğe Dağıtım Lojistiği
(Outbound Logistics) denilmektedir. (TanyaĢ, 2003)
1
Tanımdan da anlaşılacağı üzere lojistik, operasyonların maliyetlerini ve verimliliğini
optimize ederek, daha iyi kapasite ve kaynak kullanımı, stoklardaki azalış ve
tedarikçilerle işbirliğine giderek rekabetçi değerler yaratmaktadır.
Yönetim Fonksiyonu
Planlama
Doğal
Kaynaklar,
Arazi, Tesis,
Ekipmanlar
İnsan
Kaynakları
Finans
Kaynakları
Bilgi
Kaynakları
Uygulama
Kontrol
Müşteri
ler
Tedarikçiler
Hammadde
Yarı Mamul
Ürün
Lojistik Etkinlikler
Dağıtım Ağı Yönetimi
Depolama/Dağıtım
 Nakliye
 Tesis/Depo Yeri Seçimi
 Paketleme
 İş Geliştirme
 Envanter Planlama
İade mal Yönetimi
Sipariş Yönetimi
 Yedek Parça, Servis
 Talep Tahminleri
 Müşteri Hizmeti
 Fire/Atık Yönetimi
 Hafif Montaj İşlemleri vb.




Şekil 1.1.Lojistik Yönetimi (Aydın, 2003)
2
Pazarda Rekabet
Avantajı
Zaman ve Mekan
Kullanımı
Müşteriye Verimli
Hizmet
Kurum Değeri
1.2. Lojistik Faaliyetler
Talep Tahminleri: Talep tahminleri, hammadde tedariki ile üretim ve dağıtım
çizelgelerinin oluşturulmasına temel teşkil eden ve bu bakımdan sağlıklı yapılması
gereken analizlerdir. Diğer lojistik faaliyetler de dahil olmak üzere tüm sistemin
başarısı ve devamı, yapılan tahminlerin gerçek müşteri talebiyle örtüşmesine
bağlıdır. Örneğin envanter yönetimi kapsamında incelenen stoksuz kalma ya da aşırı
stok bulundurma gibi sakıncalı durumlardan ancak etkili talep tahmin analizleriyle
kaçınılabilir.
Talepteki muhtemel değişimler önceden kestirilip sistemin hızı, esnekliği vb.
ayarlanmalıdır. Bu durumda iki yol kullanılabilir: İstatistiksel Modeller ve
İstisnalarla Yönetim. Trend analizleri, mevsimsel, periyodik ve tesadüfi (nedeni belli
olmayan) değişimler istatistiksel modellerde ele alınır. İstisnalarla yönetim
kapsamında ise kampanyalar, krizler, rakip davranışları, yasal etkiler, doğal afetler,
kotalar gibi konular incelenmektedir.
Nakliye: Ürünlerin üretilebilmesi ve pazarlanabilmesi için malzemeler ve
hammaddeler belirlenmiş yöntemlerle taşınmalı ve işlemin yönetimi etkin bir şekilde
yürütülmelidir. Hava, deniz, raylı, kara ve boru hattı olmak üzere beş çeşit nakliye
tipi mevcuttur. Yükte hafif pahada ağır, bozulabilir malların nakliyesinde veya
zamanın çok önemli olduğu durumlarda hava nakliyesinden yararlanılabilir. Ancak
diğer yöntemlere göre daha pahalıdır. Büyük çaplı malların nakliyesi için ise en ucuz
yöntemlerden biri olan deniz ya da su yolu kullanılmaktadır. Hava şartlarının etkili
olması ve yer sorunu gibi olumsuzluklarla karşılaşılabilmektedir. Boru hatlarıyla da
petrol, doğalgaz gibi akışkan maddelerin nakliyesi gerçekleştirilmektedir. İlk yatırım
maliyetleri fazla olmasına rağmen sabotajlar dışında güvenli ve sürekli akışın
sağlandığı bir nakliye yöntemidir. Birçok malın taşınmasına elverişli olsa da raylı
sistemle nakliye Türkiye‟de yeterince gelişmemiştir. Nakliye konusunda en yaygın
yöntem kara nakliyesidir. Diğer yöntemlere göre ortalama hız ve maliyete sahip olup
en önemli avantajı kapıdan kapıya etkin hareketi sağlayabilmesidir.
Bunların dışında ayrıca malların taşınmasında yukarıda anlatılan yöntemlerin iki
veya daha fazlasının bir arada kullanıldığı nakliye şekline de kombine nakliye adı
verilir. Örneğin deniz yoluyla bir limana indirilen hammaddenin kara yoluyla ilgili
fabrikaya taşınması bir kombine nakliye şeklidir.
3
Depolama: Depolar malların gereksinim duyuldukları ana kadar saklandıkları,
lojistik süreci içerisinde önemli rolü olan bir öğedir. Depoların, hammaddeye dayalı
üretim kesintilerinin oluşmasını engellemek, miktar kontrolleri yapmayı sağlamak,
spekülatif amaçlı kullanımları gerçekleştirebilmek, koruma ve saklamayı sağlamak,
yok satmanın ve müşteri alışkanlıklarının bozulmasının önüne geçmek ve üretim ile
talep arasındaki uyumsuzluğu gidermek gibi faydaları bulunmaktadır. Depolarda
gerçekleştirilen ana faaliyetler olan hareket, stoklama ve bilgi transferi gibi konular
üzerinde yapılacak çalışmaların verimlilik açısından büyük önemi bulunmaktadır.
Depolarda depolama faaliyetlerinin yanı sıra aşağıda belirtilen fonksiyonlarda
gerçekleştirilebilir:

Ürünlerin geçici olarak depolanması

Müşteri siparişlerinin birleştirilmesi

Müşteri hizmet merkezi olarak hizmet etmesi

Ürünlerin korunması

Tehlikeli ve atık ürünlerin ayrılması

Stok alanı olarak kullanılması

Katma değerli faaliyetlerin gerçekleştirilmesi: Ürünlerin paketlenmesi, özel müşteri
siparişlerinin hazırlanması, gelen malzeme ve ürünlerin kalite kontrolünün
yapılması.
Envanter
Yönetimi:
Envanterler
genelde
müşteri
talebindeki
beklenmeyen
değişimlere ve tedarikteki belirsizliklere karşı korunmak ve büyük partilerle yapılan
taşımanın sağladığı ekonomik yararlardan dolayı tutulur. Büyük miktarda tutulan
envanterler, müşteri gereksinimlerini karşılamayı sağlarken sistem boyunca büyük
maliyetlere neden olmaktadır.
Envanterler sistem içinde hammadde envanteri, proses içi envanter ve bitmiş ürün
envanteri olarak ortaya çıkar. Bu envanterlerden her biri için ayrı envanter kontrol
mekanizması gerekir.
Envanter yönetimi stratejik bir karadır ve üst yönetim tarafından alınır. Stratejik
düzeyde alınan envanter kararlarının organizasyona yayılması, sipariş miktar ve
zamanlarının belirlenmesi ve emniyet stoklarının hesaplanması gibi operasyonel
kararlar ile olur. Sistem boyunca talep ve tedariki birbirine eşitlemek kritik bir
4
konudur ve bu kararlar müşteri hizmet düzeylerinin belirlenmesinde etkili olan
başlıca unsurlardan biridir.
Kalite Kontrol: Müşteri tatmini ve diğer hedeflere ulaşmadaki önemli araçlardan biri
kalitenin sağlanmasıdır. Bu amaçla, tedarik edilen hammadde ve
malzemelerin
sipariş kabulü sırasında, üretim içi aşamalarda ve üretim sonrası gerekli kısımlarda
kalite kontrol işlemlerinin yapılması gerekir. Yalın üretim felsefesine göre kalite
kontrol işlemleri önemli israflardan biridir ve bunların ortadan kaldırılması için
çalışılmalıdır. Örneğin az sayıda ve üretim proseslerinin bilindiği tedarikçilerle
çalışmakla bu faaliyetler büyük oranda azaltılabilir. Yine diğer yalın üretim
uygulamalarıyla da üretim sırasında ve sonrasındaki kalite kontrol faaliyetleri en aza
indirgenebilir.
İade İşlemleri ve Tersine Lojistik: Lojistik faaliyetler ürünlerin müşterilere
ulaştırılması ile bitmez. Çünkü bu ürünlerin çeşitli sebeplerle tekrar üretim veya
dağıtım noktasına iadesi söz konusu olabilir. İadeler ikiye ayrılır: Satılamayan
ürünlerin, defolu ve kırık ürünlerin iadeleri ve tüketici iadeleri Sezon İçi İadeler
kapsamında incelenir. Seri sonu ürünlerin iadeleri ise Sezon Sonu İadeleri oluşturur.
Boş kapların, ambalaj atıklarının geri getirilmesi vb. durumlara da Tersine Lojistik
adı verilmektedir.
Sevkıyat ve Dağıtım: Satışa hazır ürünün depolardan müşterilerin istedikleri
noktalara dağıtımı amacıyla yapılan aktiviteler bütünüdür. Dağıtım kanalları, şirket iş
yapma şekillerine uygun olarak fayda/maliyet analizine göre belirlenmeli, sevkiyat
planlaması entegre bir şekilde otomatik sistemlerle yapılmalıdır. Sevkiyatların
siparişlere göre filolara optimum şekillerde dağıtılması gerekmektedir. Rota tanımları
doğru yapılmalı, sevkiyat ve dağıtım performansı sürekli ölçülmeli ve iyileştirme
uygulamalarına odaklanılmalıdır.
Katma Değerli İşlemler: Etiketleme (fiyat/barkod), paketleme, set birleştirme veya
ayırma, müşteri taleplerine göre ürün hazırlama gibi faaliyetler katma değerli
faaliyetlerin birkaçıdır.
Bunların dışında gümrük ve sigortalama işlemleri, fasona gönderme veya fasondan
aldırma, yedek parça desteği, üretime malzeme verme, hurda ve ıskartaların elden
5
çıkarılması, rotalama ve araç optimizasyonu diğer lojistik faaliyetlerdir. (TanyaĢ,
2003)
1.3. Lojistik Kavramının Tarihsel GeliĢimi
Lojistik faaliyetinin başlangıcı, örgütlenmiş ticaretin en eski oluşumlarına kadar
uzanmaktadır. Ancak, bir bilim olarak dikkatleri üzerine çekmeye başlaması,
1900‟lerin başlangıcında, tarımsal ürünlerin taşınması ile olmuştur.
İnsanoğlunun tarihindeki savaşlar, lojistik yeterlilik ve beceri sonucunda kazanılmış
veya eksikliklerinden dolayı kaybedilmişlerdir. Amerikan Bağımsızlık Savaşında,
İngilizlerin yenilgisi de lojistik başarısızlığa bağlanabilir. Amerika‟daki İngiliz
Ordusu, tedarik konusunda İngiltere‟ ye bağımlıydı. Savaşın doruk noktaya çıktığı
anda denizaşırı konumda olan 12.000 bölük, İngiltere tarafından doyurulmayı
beklemekteydi. Savaşın ilk altı yılı boyunca, bölüklerin moralini ve savaşın yönünü
etkileyen ve son derece hayati olan tedarikin yönetimi tamamıyla yetersizdi.
Ordunun tedarikini gerçekleştiren organizasyonun kurulması ancak 1781‟de oldu,
ama çok geç kalınmıştı.
İkinci Dünya Savaşında, lojistik yine önemli bir rol oynamıştır. Müttefik Güçlerin
Avrupa‟yı istilası, lojistik açıdan ustaca bir tatbikat olmuştur.
Lojistik konusunda ilk metin, 1960‟ların başında ortaya çıkmıştır; aynı dönemde bir
yönetim uzmanı, yazar ve danışman olan Peter Drucker, işletme verimliliğini
geliştirmek isteyen şirketler için lojistiğin önemli bir fırsat olduğunu belirtmiştir. Bu
faktörlerin hepsi lojistiğe olan ilgiyi arttırmıştır.
Lojistik konusunda artan odaklanma, 1970‟lerin sonunda, 1980‟lerin başında
taşımacılık endüstrisinin yeniden düzenlenmesi, şirketlere çeşitli seçenekler
sunmuştur ve taşıma şekilleri arasındaki rekabeti arttırmıştır. Sonuç olarak,
taşımacılar başarılı olmak için, daha yaratıcı, esnek, müşteri odaklı ve rekabet eder
hale gelmiştir. Nakliyeciler, günümüzde çok çeşitli taşıma seçenekleri ile karşı
karşıyadır. En iyi taşımayı sağlamak için hizmet, dönem ve ücret konusunda
görüşmelere odaklanabilmektedirler.
1970‟lerde artan faiz oranları ve enerji maliyeti ile, lojistik önemli bir maliyet kalemi
olarak daha fazla ilgi çekmiştir. Bununla beraber, sanayiinin globalleşmesi
6
nedeniyle, bir çok şirket için daha kritik bir konu haline de gelmiştir. Bu, lojistiği iki
temel şekilde etkilemiştir.
İlk olarak, diğer ülkelerden dünya çapında rakiplerin artması, şirketlerin ürünlerini ve
yapılarını rakiplerine göre farklılaştırmaları gerekliliğini ortaya çıkardı. Lojistik,
mantıklı olarak bakılması gereken ilk yerdir, çünkü şirketlerin denizaşırı rakiplerine
göre ülke çapında daha güvenilir ve çabuk hizmet sağlamaları gereklidir.
İkinci olarak, şirketler gittikçe daha fazla ülke dışı satış ve satın alma
gerçekleştirmekteler, şirketin tedarik zinciri de dolayısıyla daha uzun, daha maliyetli
ve daha kompleks bir hal almaktadır. Global fırsatların yakalanması için mükemmel
bir lojistik yönetimi gereklidir.
1991‟in başlangıcında, tüm dünyaya lojistiğin önemiyle ilgili heyecan verici bir
örnek sunulmuştur. Körfez Savaşının öncüsü olarak, Amerika Birleşik Devletleri ve
müttefiklerinin, kısa zaman zarfında, çok büyük miktarlarda malzemeyi, uzak
mesafelere taşımaları gerekmekteydi. Yarım milyon insan ve yarım milyon tondan
fazla malzeme ve tedarik malı, 12.000 kilometrelik hava yolu ile ve 2.3 milyon ton
ekipman da deniz yoluyla aylar ile ölçülebilecek bir sürede taşınmıştır.
Aynı zamanda, bilgi teknolojisinde de büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu durum,
malların ve malzemelerin siparişlerinin verilmesi, taşınması ve depolanması gibi
şirketlerin yoğun faaliyetlerini daha iyi takip edebilmelerini sağlamıştır. Bilgisayarla
bütünleşik nicel modellerle birlikte bu bilgi, envanter seviyesini ve hareketini
optimize etme yeteneğini arttırmıştır. Malzeme ihtiyaç planlaması (MRP, MRP II),
dağıtım kaynak planlaması (DRP, DRPII) ve tam zamanında (JIT) gibi sistemler,
şirketlerin sipariş yönetiminden envanter yönetimine, tedarikçiye sipariş vermeye,
satış tahminine ve üretim planlamaya kadar bir çok malzeme yönetim faaliyetlerini
birbirine bağlamayı sağlamaktadır.
Lojistik konusunda ilginin artmasını sağlayan diğer faktörler, bilgi teknolojilerindeki
gelişmeler, artan müşteri hizmetlerine verilen önem, toplam maliyet ve sistem
yaklaşımının önem kazanması ve lojistiğin pazarda rekabet için stratejik bir silah
olduğunun fark edilmesi olarak sayılabilir. (Altaygil, 2001)
7
1.4. Tedarik Zinciri Kavramı
Tedarik zinciri, müşteriye fayda sağlamak üzere; malzemenin tedariki, tedarik edilen
malzemenin yarı mamul ve mamullere dönüştürülmesi ve bu mamullerin müşterilere
dağıtılması fonksiyonlarını zincire değer katarak gerçekleştiren şirket içi ve dışı
fonksiyonlardan oluşan fiziksel ve teknolojik araçlar, süreçler ve yöntemlerden
oluşan bütünleşik bir ağdır.
Tedarik zincirinin karmaşıklığı, şirketten şirkete ve sektörden sektöre büyük
değişkenlikler gösterse de hem hizmet hem de üretim organizasyonlarında
görülebilir. Bir şirketin tedarik zincirini, ürünlerin son kullanıcısından, ürünler için
gerekli hammaddelerin ilk tedarikçisine kadar uzanan alanda malzeme ve bilgi
Dağıtım
Üretim
Depolama
Depolama
Satınalma
Tedarikçi
Nakliyeci
akışını sağlayan organizasyonlar oluşturmaktadır.
Tedarikçinin
Tedarikçisi
Müşteri
Tüketici
Şekil 1.2 Tedarik Zinciri Ağ Yapısı (TanyaĢ, 2003)
Şekilde genel bir zincir içinde yer alabilecek halkalar gösterilmiştir. Bazı şirketlerde
bu yapı daha karmaşık ve uzun, bazılarında ise daha basit ve kısadır. Bu zincir içinde
ürün akışı, iade akışı, bilgi ve nakit akışı gerçekleşmekte, talep tahmini, sipariş
yönetimi, üretim planlama ve çizelgeleme, stok yönetimi, satın alma yönetimi,
tedarikçi yönetimi ve tedarik, dağıtım planlama, depo yönetimi, nakliye planlama,
müşteri ilişkileri vb. faaliyetler yürütülmektedir. (TanyaĢ, 2003)
8
1.5. Tedarik Zinciri Yönetimi
Lojistik Yönetimi Konseyi‟ne (Council of Logistics Management) göre tedarik
zinciri yönetimi (TZY), tedarik zincirinin ve bu zincir içinde yer alan tüm şirketlerin
uzun vadeli performanslarını arttırmak amacıyla söz konusu şirketlere ait işletme
fonksiyonları ve planlarının, zincirdeki tüm şirketleri kapsayacak şekilde sistematik
ve stratejik koordinasyonudur.
APICS (The American Production and Inventory Control Society)‟in tanımına göre
tedarik zinciri müşteriye hizmet sağlayan ve ürüne değer katan firma içindeki ve
dışındaki tüm fonksiyonların koordine edilmesidir.
Tedarik zinciri yönetimi, tüketiciye ürünleri doğru miktarda, doğru yerde ve doğru
zamanda temin edebilmeyi sağlayan, ürün ya da hizmetin üretilmesinde gerekli olan
birimlerin etkin olarak entegre edilmesiyle tüm sistem boyunca verimlilik ve etkinlik
sağlayarak müşteri hizmet gereklerini yerine getirebilmektir.
Tedarik zinciri yönetimi, hammaddelerin kaynaktan elde edilmesinden son dağıtımla
nihai kullanıcıya ulaştırılmasına kadar ürünün hareketinin her basamağının
planlanması ve yönetilmesidir. (Ross, 1998)
Tedarik zinciri yönetimi yapabilecek bir şirket veya birimin, son kullanıcı ihtiyaçları
doğrultusunda tüm zincir boyunca yer alan birden fazla şirket arası bilgi ve malzeme
akışının planlanması, yürütülmesi ve kontrolü gerekir. Şirketin başarısı için tedarik
zinciri yönetimi kritik bir faktör olduğundan, müşteri taleplerinin tedarik zincirindeki
hizmet sıklığı ve çeşitliliği sürekli artıyor ve şirketi zorluyorsa, tedarik zincirine
yatırılan sermayenin daha iyi kullanımı arzulanıyorsa şirketlerin bir an önce tedarik
zinciri yönetimine geçmeleri gerekir.
Tedarik zinciri çözümleri dört aşamadan oluşmaktadır:

Analiz ve Yeniden Tasarım (Reinvention): Şirketin tedarik zincirinin
incelenmesi, değerlendirilmesi, temel varsayımların oluşturulması, model
oluşturulması, uygulama seçeneklerinin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve
zincirin yeniden tasarlanmasıdır.

Dönüştürme (Transformasyon): Mevcut yapının yeniden tasarlanan yapıya göre
düzenlenmesidir.

Uyarlama (Implementation): Ortaya çıkabilecek sorunların giderilmesidir.
9

Uygulama (Execution): Yeni yapının tam anlamıyla hayata geçirilmesidir.
Tedarik
zinciri
tasarımları,
tüm
işletmelerin
yeni
müşteri
beklentilerini
karşılayabilmek için nasıl bir operasyonel ağ yapısı kurmaları gerektiğini belirler.
Günümüzün internet teknolojisi müşteri taleplerinin hızlı ve düşük maliyetle alınması
ve hızla bu talebe cevap verilmesine olanak sağlamaktadır. Tedarik zinciri
tasarımları, işletmelerin iş yapış şekillerini yeniden belirlemekte ve bu tasarımlarda
müşteriye özel tasarım ürünler yeni ve benzersiz hizmetlerle teslim edilmektedir.
(TanyaĢ, 2003)
1.6. Tedarik Zinciri Yönetimi ile Lojistik Yönetimi Arasındaki Fark
Lojistik Yönetimi, iki nokta arasındaki mal, hizmet ve bilginin iki yönlü akışının
planlandığı, uygulandığı ve kontrol edildiği bir süreçtir. İki nokta arasındaki
depolama,
taşıma,
gümrük,
kalite
kontrol
gibi
tüm
lojistik
faaliyetlerin
entegrasyonunu içermektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere lojistik yönetimi bir
zincirden çok zincirin halkalarını temsil etmekte olup bir işletmeyi müşterilerine ve
tedarikçilerine bağlayan bir süreçtir. (Şekil 1.3)
10
Lojistik
Faaliyetler
İşletme
Tedarikçi
Lojistik
Faaliyetler
Müşteri
Lojistik
Faaliyetler
TEDARİK
ZİNCİRİ
Tedarikçinin
Tedarikçisi
Lojistik
Faaliyetler
Müşterinin
Müşterisi
Şekil 1.3. Tedarik Zinciri İle Lojistik Arasındaki İlişki
Tedarik Zinciri Yönetimi ise tedarikçinin tedarikçisinden müşterinin müşterisine
kadar tüm faaliyetleri, üretimi de içine alacak şekilde yönetmeğe çalışır. Diğer bir
deyişle Tedarik Zinciri Yönetimi, Lojistik Yönetimi‟nden farklı olarak tedarik
lojistiği, üretim ve dağıtım lojistiğini entegre bir şekilde yönetmektir. (TanyaĢ, 2003)
1.7. Tedarik Zinciri Yönetiminin Sağladığı Stratejik Avantajlar
1.7.1. Hız
Müşteri gereksinimlerini karşılamada en önemli faktörlerden biri hızdır. Müşterilerin
istedikleri ürünleri en hızlı şekilde elde etmek istemeleri, hız kavramının önemli bir
rekabet unsuru haline gelemsine neden olmuştur. Tedarik zinciri yönetiminde, sistem
ayrıntılı bir şekilde ele alınıp ağ yapısı yeniden tasarlandığından ürün, malzeme,
bilgi, yarı mamul ve hammaddenin daha hızlı bir şekilde tedarik edilmesi ve
dağıtımın yapılması mümkün olmaktadır. Etkileşimli planlama sistemleri de etkin
üretim ve dağıtım çizelgeleri oluşturmaya yardımcı olmakta, böylelikle süreç
içersindeki gereksiz faaliyet süreleri elimine edilebilmektedir. Bu durumda ürün
ulaşılabilirliği artmakta ve önemli bir rekabet avantalı sağlanmaktadır.
11
Özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler işletmelere hız konusunda
büyük avantajlar sağlamaktadır. Bu teknolojilerin bazıları şu şekilde sıralanabilir:
Global Pozisyon Belirleme Sistemi: Şimdiye kadar işletmeler, malın kamyonlara
yüklenmesi ile depoya gelmesi arasında geçen süre içerisinde olup bitenlerden
habersizdi. Ancak yeni teknoloji sayesinde firmalar, tedarik zinciri içerisinde malın
akışını takip edebilmektedirler. Uydu temelli Global Pozisyon Belirleme Sistemi
(GPS-Global Positioning System) alıcıları sayesinde dağıtıcılar her an firmanın
sürücülerinin nerede olduğunu bilirler ve yeri en uygun olan sürücüyü yeni bir iş için
yönlendirebilirler. Bu sistemden önce farklı bir mesaj sistemi kullanılmaktaydı ve bu
şekilde sürücünün mesajı alıp almadığından emin olunamıyordu.
Elektronik Sipariş ve Elektronik İş: Elektronik Sipariş, sipariş işlemlerinin internet
aracılığıyla yapıldığı ve bu yolla geleneksel tedarik zincirindeki süreçlerin
hızlandırıldığı bir sipariş yöntemidir. Firmalar, elektronik ortamda iş yapabilmek için
genellikle Elektronik Veri Transferini (EDI-Electronic Data Interchange) kullanırlar.
Elektronik
ortamlarda
işletmeler,
müşterileriyle
bilgi
ve
sipariş
aktarımı
yapabilecekleri gibi (B2C-Business to Consumer), firmalar kendi aralarında da bu
akışı sağlayabilir, iş yapabilirler (B2B-Business to Business). EDI, bilgisayar
teknolojisine adapte olmuş organizasyonların standart veri transfer formatıyla
elektronik ortamda ilişkiler kurmasıdır.
B2B ile B2C ile ister bireysel ister kurumsal olsun müşteriler, eskisinden daha çabuk
ve hatasız olarak sipariş edebildikleri ürünleri, eskisinden daha çabuk ve hatasız
olarak teslim almak istemektedirler. En iyi B2B ve B2C uygulamaları, aynı kalitede
lojistik
hizmetlerle
desteklenmezse
verilen
hizmetlerin
başarısına
gölge
düşebilmektedir. Müşteriler artık sadece web ekranlarından ürünlerin aramasını,
stokların sorgulamasını gerçekleştirip sipariş vermek istememekte, aynı zamanda
istemiş olduğu ürünün hangi tarihte sevk edildiğini, şu anda hangi aşamada olduğunu
izlemek de istemektedirler. Bu sebepten dolayı lojistik firmaları de kabuk
değiştirmekte, iş yapma yöntemlerini elektronik ortama taşımaktadır. Birçok lojistik
firması artık kendi uygulamalarını ya B2B ve B2C uygulamaları ile uyumlu hale
getirmekte ya da kendileri bu uygulamaların direkt kullanıcıları olmaktadır.
12
1.7.2. Maliyet
Tedarik zinciri yönetiminde faaliyetler entegre bir şekilde yönetildiğinden
maliyetlerde önemli düşüşler sağlanabilmektedir. Özellikle aynı tedarik zinciri ağı
içersinde faaliyet gösteren işletmeler birbirlerinin kaynaklarından yaralanmak
yoluyla maliyet konusunda önemli ilerlemeler sağlayabilmektedir. Daha da ötesi
lojistik faaliyetlerde dış kaynak kullanımı yoluna gidilerek bir Üçüncü Parti Lojistik
firmasıyla anlaşma sağlanıp hem bu faaliyetler için gerekli olan sabit yatırımlardan
kaçınılabilir hem de birçok firma tarafından aynı Üçüncü Parti Lojistik firmasının
kullanılmasıyla makro düzeyde önemli tasarruflar sağlanabilmektedir. (Koca, 2001)
Tedarik zinciri maliyetlerinde önemli düşüşler sağlayabilmek için öncelikle ağ
yapısının en etkin şekilde tasarlanması gerekir. Daha sonra bu ağ içersinde
gerçekleşecek olan lojistik faaliyetlerin entegrasyonu gerçekleştirilmeli ve bunlar
etkin bir şekilde planlanıp kontrol edilmelidir. Burada karşımıza Yalın Lojistik
denilen bir kavram ortaya çıkar. Yalın Lojistik, yalın düşünce sisteminin lojistik
faaliyetlerdeki uygulaması olarak tanımlanabilir. Yalın düşünce sistemi ise ürün ve
hizmet yaratma süreçlerini israflardan arındırıp sadeleştirerek sunulan değeri
mükemmelleştirmek ve bu yolla firma karlılığını arttırmak amacını taşıyan sistem ve
teknikler bütünü anlamına gelir.
Günümüzün yüksek rekabet ortamında, etkin ve verimli lojistik faaliyetleri opsiyonel
bir olgu değil, bir zorunluluktur. Yalın lojistik kavramının altında yatan ana maddeler
bu zorunluluktan kaynaklanmaktadır ve şunlardır:

İsrafların ortadan kaldırılması

Tedarikçiler ile senkronize akışın sağlanması

Tedarikçi ağı boyunca değer akışının tanımlanması

Üretim ve iş maliyetlerinin (tedarikçi seçme, sipariş verme vb. maliyetleri) en
azlanması

Şeffaflığın sağlanması

Karşılıklı iş birliği yapısının kurulması

Hızlı cevap verme yeteneğinin geliştirilmesi

Belirsizliğin ve riskin yönetilmesi

Yaratıcılığın ve bilgi paylaşımının arttırılması.
13
Yalın Lojistik uygulaması yalnızca maliyetlerde bir azalışa neden olmaz, aynı
zamanda
hız, kalite, verimlilik, esneklik gibi kavramlarda da önemli artışların
sağlanmasında önemli rol oynar.
Lojistik yönetimindeki en önemli maliyet kalemlerinden bir envanter maliyetleridir.
Bu maliyet kaleminde önemli düşüşler sağlayan bir envanter yönetimi sistemi
Tedarikçi Kontrolündeki Envanter Yönetimi (VMI-Vendor Managed Inventory)
olarak bilinir. Bu sistemde tedarikçi ve alıcının yaptıkları anlaşma sonucunda,
tedarikçi sattığı malın tüketimini EDI (Electronic Data Interchange) veya internet
yoluyla sürekli bir biçimde gözlemleyebilmektedir. Alıcı, sipariş işine karışmamakta,
tedarikçi ne zaman ve ne kadar mal göndereceğine kendisi karar vermektedir.
VMI‟ın internetsiz uygulandığı durumlarda tedarikçinin bir temsilcisi müşteri
firmada bulunur veya belirli aralıklarla firmaya gelip sipariş verilmesi gereken
durumlarda sipariş açar. Bazı uygulamalarda temsilci, tedarikçinin üretimini
müşterininki ile senkronize hale getirmek için geri besleme görevini de
üstlenmektedir.
Bu envanter yönetim sisteminde bilgi paylaşımı neticesinde, sistemin genel
bilinmeyenleri azalmakta, tedarikçinin tahminlerinde bir düzelme görülmektedir.
Bunun neticesinde de hem tedarikçinin hem de alıcının emniyet stok miktarları
düşebilmektedir. Tedarikçinin birden fazla alıcıyla çalıştığı durumlarda, taşıma aracı
kapasitesinin daha verimli kullanımı söz konusu olmakta ve böylece birim taşıma
maliyeti
azalmaktadır.
Alıcı
da
envanter
planlaması
yükümlülüğünden
kurtulmaktadır.
Alıcının tüm sorumluluğu tedarikçiye yüklediği durumlarda potansiyel bir tehlike de
tedarikçinin bu konuda kabul edilebilecek uzmanlığa erişmemiş olması durumudur.
Alıcının çekindiği diğer bir konu da kapsamlı bilgi paylaşımıdır. Firmanın kendine
özgü gizli bilgilerini rahatça tedarikçi firmaya verebilmesi için işbirliğinde karşılıklı
güvenin olması şarttır.
1.7.3. Kalite
Müşteriler, pazarda kaliteli ürün ve hizmet talep ettikleri sürece, firmalar da hem
hammadde ve malzeme tedariki hem üretim hem de son ürünün pazar ve müşterilere
dağıtılması aşamalarında kaliteye büyük önem vermektedirler. 1970‟li yıllara kadar
14
firmalar, tedarikçilerini önerdikleri fiyatlara göre değerlendirip seçerlerdi. Ancak
daha sonraki yıllarda kalite ön plana çıkmaya başladı. Kalite belgeleri olan veya
kendilerini bu konuda ispatlamış tedarikçi firmalarla çalışmakla, tedarik sorunlarının
ve gelen her malzemenin kontrolünün gerekliliğinin elimine edilebileceği
anlaşılmıştır.
Tedarikçinin dizayn sürecinde yer alması çok büyük faydalar sağlamaktadır. Ürün
geliştirme süreci ve maliyeti, üretim maliyetleri çok büyük oranlarda düşer, bitmiş
ürün daha kaliteli bir şekilde üretilmiş olur. (Koca, 2001)
1.7.4. Verimlilik
Tedarik zinciri yönetiminin, zincirdeki firmalara sağladığı avantajlardan biri de
verimliliktir. Verimlilik, bir sistemde kullanılan girdilerden ne oranda çıktı elde
edildiği ile ilgili bir kavramdır. Tedarik zincirinde verimliliği arttırmanın başlıca
yollarından bir sistemdeki hataların ve israfların yok edilmesidir. Bu ise daha önce
bahsedilen yalın lojistiğin başarılı uygulamaları ile mümkün olmaktadır.
Tedarik zinciri yönetiminde hammaddeden son ürünün oluşumuna kadar tüm
süreçlerin akış diyagramı çıkarılır ve akış diyagramının basitleştirilmesine çalışılır.
Değer katmayan süreçler elenir. Çevrim sürelerinin azalması, gereksiz envanterlerin
elenmesi ve dağıtım sürelerinin en yüksek standartlarda olması sağlanabilir. Yeni
süreç tasarımlarını destekleyen yüksek teknolojik çözümlerin kullanımı, verimsiz
fonksiyonları elimine etmekte ve çeşitli fonksiyonları birleştirmekte etkin olarak
kullanılır. (Koca, 2001)
1.8. Üçüncü Parti Lojistik
Günümüzde globalleşmenin etkisiyle, pazarda yaşanan değişiklikler, rekabetin
artması şirketlerin maliyetlerini tekrar gözden geçirmelerini zorunlu kılmıştır.
Bugüne kadar satış fiyatının içerisinde müşteriye yansıtılabildiği için dikkat
çekmeyen uluslararası nakliye, depolama, stok kontrol, ambalaj, yeniden paketleme,
etiketleme, sigorta, gümrükleme ve iç dağıtım gibi faaliyetlerin maliyetlerinin
kaliteden fedakarlık edilmeden düşürülmesi kaçınılmazdı. Bu gereksinim, işi
yukarıda sayılan faaliyetleri aynı çatı altında toplayarak müşterilerin farklı
gereksinimlerine optimum sürelerde, rekabet edebilir fiyatlar ile çözüm üretmek olan
15
uzman lojistik şirketlerinin oluşmasına neden oldu. Bu gelişmelerle beraber 3PL
(Third Party Logistics – Üçüncü Parti Lojistik) kavramı ortaya çıkmıştır.
Üçüncü Parti Lojistik (3PL), içsel olarak gerçekleştirilen bir kısım veya bütün tedarik
zinciri fonksiyonlarının yerine getirilmesi için dışardan bir şirketin kullanılmasıdır.
Diğer bir tanım ise; sistemin lojistik ihtiyaçlarını karşılamak için bir müşteri ve
servis sağlayıcının bir araya gelerek, yakın ve uzun dönemli bir ilişki kurdukları
ittifaktır. (Skjoett-Larsen, 1999) Bu ittifakta taraflar birbirlerini partner olarak kabul
ederler. Müşterilerin lojistik ihtiyaçlarını anlayabilmek ve tanımlayabilmek için iş
birliği yapmışlardır. İki taraf da; lojistik temellerin dizaynı ve geliştirilmesinden
sorumludur, performans ölçüm
kriterlerini belirlerler. Ana amaç iki tarafın da
kazanacağı bir ilişkiyi gerçekleştirmektir.
Üretici şirketlerin lojistik faaliyetlerini devrettikleri, bu doğrultuda ve uyum
içerisinde çalıştıkları şirketlere de 3PL Hizmet Sağlayıcıları (3PL Service Provider
= LSP) denmektedir.
3PL‟nin ortaya çıkış sebepleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Sanayicilerin ve ticaret şirketlerinin ana faaliyet kolları dışında kalan tedarik
zinciri ile talep zinciri içindeki taşıma, depolama, stok, yönetim ve dağıtım gibi
hizmetlerde dış kaynak kullanımı,

Elektronik ticaret hacminin hızla artıyor olması,

Taşımacılık sektörünün kabuk değiştirip, kapsama alanına lojistik hizmetlerin
dahil edilmesi,

Yatırım tabanlı hizmet sağlayıcıların önemini yitirmesi, bilgi tabanlı hizmet
sağlayıcıların (taşıyıcı) öne çıkması, bilgiye sahip olmanın, bilgiyi ve taşıyıcıları
yönetmenin önem kazanması,

Faaliyetlerin entegrasyonu ve koordinasyonunun gereği,

1970‟lerdeki hızla artan petrol fiyatları faiz hadlerinin, lojistik kalemlerinin
maliyet yapısındaki payını hızla artırması,

Çok tesisli üretim ve satış noktalarının lojistik işlevini daha karmaşık hale
getirmesi,

Şirketlerin, temel olmayan sabit maliyetleri azaltmak ve çekirdek işe odaklanmak
istemeleri,
16

Çok sayıda şirket birleşmesinin, işin yapılışını değerlendirmeye ve yeniden
yapılandırmaya mecbur bırakması,

Global pazarların içine doğru genişlemekle, genellikle global dağıtımla ilgili
tecrübe eksikliği görülmesi.
Tüm Üçüncü Parti Lojistik hizmetini talep eden
firmaların lojistik firmalardan
beklentileri şunlardır:

Müşteri bilgisi

Sanayi bilgisi

Taşımacılık yönetim uzmanlığı

Gümrük ve ticari konulara olan hakimiyet

Stok yönetim uzmanlığı

Global IT ağı

Bilgisayar programlarının uygun bulunması

Depo ve bağlı taşıt araçlarının yeterlilik durumu (Aydın, 2003)
1.8.1. Üçüncü Parti Lojistik Hizmetinin Olumlu Etkileri
Üçüncü Parti Lojistik yönetimini yönlendiren birçok etken bulunmaktadır. Tedarik
ve dağıtım zincirleri globalleştikçe lojistik faaliyetler daha karmaşık, daha pahalı ve
sermaye yoğun hale gelmektedir. Lojistik faaliyetlerde dış kaynak kullanılmasıyla
lojistik
maliyetleri
azaltılabilmekte
ve/veya
müşteri
hizmet
kalitesi
arttırılabilmektedir. Bu faydalar üretim faaliyetlerinde dış kaynak kullanımının
faydaları ile kıyaslanabilir. Dış kaynak kullanımında şirketler kendi kaynaklarını
işlerinde hayati öneme sahip faaliyetlere ayırırken, diğer aktivitelerini Üçüncü Parti
uzman firmalar ile gerçekleştirirler.
Lojistik hizmetlerin Üçüncü Parti Lojistik yönetimi firmalarına verilmesinin işletme
faaliyetlerine birçok olumlu etkisi olmaktadır. Bunlar:
Sabit Varlıkların Değerlerinin Değişken Maliyetlere Çevrilmesi: Taşıma ve depo
yönetiminde dış kaynak kullanımına geçilmesi ile nakliyat araçları, depo binaları ve
sermaye yatırımları ve malzeme taşıma ekipmanlarına yapılan sermaye yatırımları
serbest bırakılmaktadır. Böylece sabit maliyetler değişken maliyetlere çevrilmiş ve
17
duran varlıkların finansal riski Üçüncü Partilere devredilmiş olmaktadır. Kapasitenin
talebi
karşılayabilmesi
belirsiz
olduğunda
veya
talep
sürekli
değişkenlik
gösterdiğinde, hizmet sağlayıcı şirket birden fazla firma ile beraber çalıştığından
maliyetleri belirli bir seviyede tutabilmektedir.
Ölçek Ekonomisi: Üçüncü Parti Lojistik firmaları varlıklarını birden fazla müşteri ve
ürün grubu için kullanmaktadırlar. Talep dalgalanmalarının dengelenmesiyle
varlıkları daha verimli kullanabilmektedirler. Bir firmanın kullanım oranının aniden
düşmesi durumunda kaynaklar diğer bir firmanın kapasite aşımı için kullanılır ve
böylece boş zaman azaltılarak sabit yatırımlar daha verimli kullanılmış olunur.
Ayrıca uzmanlaşmış Üçüncü Parti Lojistik firmaları müşteriden daha fazla bilgi ve
deneyim birikimiyle de aynı işlemleri daha az maliyet ile gerçekleştirebilmektedirler.
Daha Yalın Bir Organizasyon: Uzman lojistik hizmet sağlayıcıları dokümantasyon,
dağıtım planlama, envanter kontrolü ve personel yönetimi gibi rutin lojistik
operasyonları basitleştirip verimlilik düzeyini arttırmaktadırlar. Elektronik veri
değişimi (Electronic Data Interchange-EDI) sistemi kurulması, barkod kullanımı ve
organizasyonlar arası çalışanların rotasyonu gibi faaliyetler de lojistik hizmet olarak
sunulmaktadır. Bu sebepten dolayı birkaç Üçüncü Parti Lojistik firması ile çalışmak
uzun vadede, birbirinden farklı anlaşmalar ile birçok bağımsız nakliyatçı ile beraber
çalışmaktan daha verimlidir.
Amerika‟da yapılan bir çalışma (Lazard Frees,1998) 3PL hizmet sağlayıcılarının
katkısını açıkça ortaya koymaktadır. Buna göre 3PL kullanımı ile:

Personel ihtiyacında %20 azalma,

Taşıma ve dağıtım maliyetlerinde %16 azalma,

Müşteri hizmetlerinde %14 artış gözlenmiştir. (Aydın, 2003)
1.8.2. Üçüncü Parti Lojistik Hizmetinin Sakıncaları
İç lojistik fonksiyonların dışarıdan Üçüncü Parti firmalara devredilmesinin bazı
riskleri vardır. Malzeme akışı üzerindeki kontrolün kaybedilmesi potansiyel riski
daima mevcuttur. Fakat bu risk, Üçüncü Parti firma ile sürekli temas halinde
olunması, iletişim sistemleri oluşturulması ile azaltılabilir. Kurulan bir bilgi değişim
sistemi ile ürünlerin istenilen anda lokasyonları, durumları, özellikleri ve rotaları
takip edilebilir.
18
Üçüncü Parti Lojistik firmasının iflas etmesi veya hizmet düzeyi düşük bir başka
şirket tarafından satın alınması ise ikinci bir risk olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tür
bir olay şirket ve müşteri arasındaki tüm dağıtım sürecini bozabilir ve müşteri
tatminini azaltıcı etki yapabilir. Bu yüzden, lojistik hizmet anlaşması imzalanmadan
önce aday şirketlerin finansal güçleri, istikrar seviyeleri olduğu kadar aralarında
rekabet düzeyi de değerlendirilmelidir.
Lojistik sistem üzerine detaylı maliyet verisi edinememek lojistik faaliyetlerde dış
kaynak kullanımını engelleyen bir başka etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Üçüncü
Parti firmalar lojistik faaliyetlerinin girdi ve çıktılarını müşteri firmalar ile
paylaşmadıkları takdirde müşteri firmanın lojistik maliyetler ile ilgili tek bildiği
belirli bir dönem sonunda eline geçen Üçüncü Parti lojistik hizmet faturaları
olmaktadır. Bazı hizmet sağlayıcılar bu durumu engellemek ve müşteri karşısında
cazibelerini ve rakipleri karşısında rekabet güçlerini arttırmak için lojistik
operasyonların maliyetleri ile ilgili detaylı bilgi sağlayabilen muhasebe sistemleri
kullanmaktadırlar. Bu muhasebe sistemlerinde, malzeme akışının yönetimi ve
kontrolünün idari maliyetlerinin çoğunlukla işletme maliyetleri içerisinde gizlendiği
görülmektedir. Depo binaları ve taşıma ekipmanlarına yatırılan sermayenin faiz
değerinin müşterinin bilgisine sunulması da oldukça ender görülmektedir.
Organizasyon içi farklı birimler arasında farklı hedeflerin çatışması dış kaynak
kullanımına karşı bir direnç oluşmaktadır. Bu gibi durumlarda lojistik departmanı
kendi fonksiyonlarını tehdit eden dış kaynak kullanımına karşı çıkmaktadır. Buna ek
olarak satış departmanı da müşteri hizmetlerinin gerilemesinden endişe ediyor
olabilir. Finans departmanı ise dış kaynak kullanımını sadece duran varlıklara
bağlanmış sermayenin serbest bırakılması için bir araç olarak görmektedir.
Organizasyon içi çatışmaların olumsuz etkilerinin azaltılması kurum içi dengelerin
sağlanması bakımından önem kazanmaktadır.
Organizasyonlar arası işbirliğinde sorunlar ile karşılaşılabilmektedir. Kurum
kültürleri, veri sistemleri ve çalışanların bilgi yetenek düzeyleri arasındaki
uyumsuzluklar zorluklara yol açabilmektedir. Buna ek olarak yönetimler arasında da
idari koordinasyon eksikliği görülebilir. Farklı amaçlara sahip iki organizasyonun
birbiriyle bağlantılı operasyonlar yürütmesi her zaman kolay olamamaktadır.
19
Özellikle başlangıç aşamasında bu ve benzeri organizasyonel çatışmalar sebebiyle
hizmet seviyesinde düşüşler yaşanabilmektedir.
1.8.3. ġirketlerin Lojistik Gereksinimlerindeki Eğilimler
Şirketler, LSP‟lerden tedarik zinciri performansını geliştirmelerine imkan vermek
için artan karmaşık iş proseslerini desteklemelerini isterler. Şirketler, LSP‟lerden:

Geleneksel lojistik yeteneklerinin arttırılması, ürün ve bilginin güvenli akışının
hızlandırılması

Özel endüstri ve müşterilere uyarlanmış çözümleri destekleyen ilave faaliyetler

Yerel ve global çözümlerin desteğinde birçok varlığın gerçekleştirdiği
faaliyetlerin entegrasyonu ve koordinasyonu

Değişen gereksinimlere bağlı olarak faaliyetlerin dinamik konfigürasyonunu
sağlamalarını isterler. (Kopzack, 1993)
1.8.3.1. GeliĢmiĢ Lojistik Yetenekler
Şirketler, tedarik zinciri envanterlerini azaltmaya çalışırlarken, daha küçük ve daha
sık sevkiyat istemektedirler. Aynı zamanda kanal karmaşıklığının artması
sevkıyatların daha fazla durağa uğramasını gerektirmektedir. Şirketler, ara stok
noktalarının sayısını azaltmaktadırlar ve LSP‟lerle birlikte stoklarını azaltmak için
koordineli lojistik kullanımında anlamlı ilerlemeler gerçekleştirmişlerdir.
Bilgi kısmında ise, Bilgi ve İletişim Teknolojisi (ICT) ilerledikçe; lojistik
performansını, temin süresi emniyetini ve zamanında dağıtımı ölçmek mümkün hale
gelmiştir. Bu alanlardaki gelişmeler sayesinde talepte artışlar meydana gelmiştir.
Şirketler, LSP‟lerden maliyet ve hizmete göre dağıtım zaman ve süresine dayanan
ulaştırma şekillerini optimize etmesini istemektedirler, örneğin bir günlük gemiyle
mi iki günlük uçakla mı? (Kopzack, 1993)
1.8.3.2. Ġlave Faaliyetler
Gelişmiş ICT, çeşitli tedarik zinciri varlıkları ve yerleşimlerine faaliyetlerin
dağıtımının değişimi için imkanları büyük oranda genişletmiştir. Şirketler; fiziksel,
finansal ve enformatik akışlarını güncellemeye çalışırlarken, geleneksel olmayan
faaliyetlerin, zaten ürün ve bilgileri taşıyan LSP‟lere atanması doğal bir çözümdür.
20
Fiziksel faaliyetlerin yeniden atanması birçok yoldan meydana gelebilir. Bazı
durumlarda, şirketler LSP‟lerden faaliyetleri kendi yerlerinde gerçekleştirmelerini
isterler, böylece şirketlerin işlemlerinin bir uzantısı haline gelirler ve şirket tarafından
geleneksel olarak gerçekleştirilen faaliyetleri devralırlar. Bu durum LSP tarafındaki
bir temas noktasını elimine eder ve sevkıyatı daha direkt yapar. Ayrıca LSP‟ler kendi
taraflarında veya yeni yerlerde, limanlarda, dış kaynaklı depolarda ve/veya sortileme
noktalarında ilave faaliyetler devralabilirler. Faaliyetlerin bu yeniden dağıtımı;
konumlandırılmış ürünler için proses maliyetlerini erteleyerek tedarik zinciri
stoklarını azaltabilir veya ürünün daha erken sevkiyatını sağlayabilir. (Örneğin geri
dönüşümlü ürünlerin ve müşteri iadelerinin sortilenmesi) LSP‟ler, tedarikçi veya
müşteri tarafındaki faaliyetleri de devralabilirler. Bu, örneğin dağıtım, yerleştirme ve
nakil faaliyetlerin içerebilir.
Benzer şekilde, ilave faaliyetler ve karar verme sorumlulukları LSP‟lere verilebilir.
Fiziksel faaliyetli durumlarda olduğu gibi; bu, genellikle önceden atanmış bilgi
faaliyetlerinin bir uzantısıdır ve temas noktalarının sayısını azaltır, akışları ve
kararları basitleştirir. Şirketler, tedarikçilerden, ara şirket ve organizasyonlar boyunca
bir fabrika, bir perakendeci veya müşteriye bir zincirdeki ürün statülerinin bilgi
görünebilirliğinin “zincir görünebilirliğini” istemektedirler. Bazı şirketler; yöntem
seçimi, yeniden sıralama ve yenileme kararları gibi karar verme sorumluluklarını da
LSP‟lere devretmektedir. Bu, uzak bir coğrafi yerleşimde yeni bir organizasyona
gerek duyan yeni bir operasyona başlayan bir şirketin durumuna benzemektedir.
LSP‟den tam bir malzeme yönetimi sorumluluğu ile, sipariş prosesleri, tedarik ve
sipariş verme faaliyetlerini içerecek şekilde “yerel bir acente” olarak faaliyet
göstermesi istenir. Son olarak LSP‟den faturalama, kredi hesapları gibi finansal
işlemlerin bir bölümünü devralması istenebilir. (Kopzack, 1993)
1.8.3.3. Faaliyetlerin Entegrasyonu ve Koordinasyonu
Tedarik zincirleri çok parçalı hale gelirken, entegrasyon ve koordinasyon
gereksinimleri artmaktadır. Şirketler, bu alanda gerek LSP‟lerden gerekse tedarik
zinciri varlıklarından dış yardım aramaktadırlar. Şirketlerle ilgili iki temel konu
vardır: Birincisi hizmet sağlayıcının bilgisi ve bu bilginin yenilikçi çözümleri
geliştirmek için uygulanması ile birlikte şirketin tedarik zinciri gereksinimlerini
anlamada gerekli olan liderlik için bir ihtiyaç vardır. İkincisi, çözümlerin
21
tamamlanması ve yürütülmesi için çeşitli hizmet sağlayıcıların faaliyetlerinin
entegrasyonu ve yönetimi için bir ihtiyaç vardır. Bu, ICT çözümlerindeki liderliğin
tedarikini de içerebilir. Birçok LSP, karmaşık tedarik zinciri çözümlerinin
tamamlanması ve yürütülmesi için ICT yetenekleri gibi ilişki ve operasyon yönetimi
vasıflarına sahip lojistik sağlayıcılara lider olarak bir yer bulma çabası içindedir. Bu,
genellikle gerekli fonksiyonel ustalığa (örneğin depolama ve ulaştırmanın bazı
formları) ve coğrafik özelliğe sahip birçok LSP tarafından gerçekleştirilen koordineli
geleneksel ve katma-değer faaliyetleri gerektirmektedir. Şirketler son zamanlarda
LSP‟lerden; finans, hafif imalat, tamir, dağıtım gibi diğer tip şirketler tarafından
gerçekleştirilen faaliyetleri de yönetmesini istemektedirler.
1.8.3.4. Faaliyetlerin ve Ağların Dinamik Konfigürasyonu
Yetenekler geliştikçe, şirketler daha dinamik iş yapılarına doğru ilerlemektedirler.
Şirketler, yeni ürün arz oranı arttıkça ve kanal yapıları daha akıcı oldukça
faaliyetlerin yerleşimi ve yapılarını sık sık yeniden tanımlamak için LSP‟lere ihtiyaç
duyarlar.
Ek olarak, fason imalatçıların (örneğin giyim, tüketim ürünleri, ileri teknoloji
ürünleri) ağlarını kullanan şirketler; değişen ekonomiye, kapasite olanağına ve
talebin coğrafi dağılımına dayanan imalatın yerleşimini adapte etmektedirler.
1.8.4. 3PL’yi ġekillendirecek Eğilimler
3PL Sağlayıcılarının (LSP) gelecek için planlarının limitleri sonsuza doğru
gitmektedir. Bu düşüncenin sebebi olan faktörler şunlardır:

Pazar LSP‟leri Ortaklığa Zorlayacak: Global tedarik zinciri, geniş bir tecrübe ve
uzmanlık istemektedir ve çoğu firma bunu diğer faaliyetlerin yanında başarıyla
uygulayamamaktadır.
Fakat
müşteriler
bir
hizmet
sağlayıcı
fikrini
benimsemektedir. Bu; tek bir bilgisayar bağlantısı, tek bir anlaşma, tek bir fatura
vs. anlamına gelmektedir. Bu yüzden LSP‟ler diğer LSP‟lerle müşterilerin tedarik
zincirini sağlamada ortaklık içerisine girmektedirler.

LSP‟ler Daha Kazançlı Hale Gelecek: LSP‟ler kendi karlarını daha iyi teknoloji
kullanımı ve iç masraf kontrolüyle arttıracaklardır.

LSP‟ler Yeni Müşteriler İçin Daha Geniş ve Etkili Ağlar Kuracaklar: Lojistik
firmalarının daha çok müşteriye sahip olması, firmanın sahip olduğu lojistik
22
yazılımının daha verimli sonuçlara olanak sağlamasına neden olmaktadır. Buna
örnek vermek gerekirse bir 3PL şirketinin göndereceği konteynırın tam olarak
dolması müşterisinin göndereceği malın hacminin tam olarak konteynırın
hacminde olması ile veya başka müşterilerinin mallarının aynı bölgeye
gönderilmesi ve bu müşterinin malının diğer müşterininki ile birleştirerek
oluşacak kombinasyonla mümkündür. Firma ne kadar fazla müşteriye sahip
olursa bu kombinasyonların sayısı artmakta ve en yüksek doluluk oranı ile
malların gönderilmesi mümkün olmaktadır. Bu da taşıma maliyetlerinde tasarruf
anlamına gelir.

Müşteriler LSP‟nin Teknolojiye Hassaslığı ile Yakından ilgili Olacaklar:
LSP‟lerin teknoloji kapasiteleri arttıkça optimizasyon, iletişim ve kontrol oranları
artmakta, bu sayede müşterilerle olan ilişkilerde gelişme sağlanmaktadır.
Müşteriler, lojistik faaliyetlerini yaptırdıkları malların kontrolünü daha iyi
yapabilecekler ve bu sayede pazarlama stratejilerini çok daha etkili ortaya
koyabileceklerdir.
Bu
kontrol
müşterilerin
LSP‟lere
olan
bağımlılığını
arttıracaktır. En ileri teknolojileri kullanan LSP‟lerin gelecekte daha çok
müşteriye sahip olacakları su götürmez bir gerçektir.

Müşteri-LSP İlişkileri Daha Uzun Müddette Sona Erecek: LSP ile müşteri
arasındaki ilişki zaman arttıkça, LSP‟nin müşterisinin operasyonlarını daha iyi
anlaması ile sağlamlaşacaktır. Müşterisinin operasyonlarını kavramış bir
sağlayıcı, ona daha iyi hizmet verme fırsatını ele geçirecektir. Eğer sağlayıcı bu
fırsatları değerlendirmeyi bilirse, müşterisini kendisiyle daha uzun müddet
çalışmaya ikna edebilecektir. (Kopzack, 1993)
1.8.5. Türkiye’de 3PL’nin Durumu
Müşteri isteklerinin arttığı, stok maliyetlerinin yükseldiği, depolanacak, taşınacak
ürünlerin çeşitlendiği ülkemizde ise; şirketler lojistik departmanlar kurmaya veya var
olanları daha etkin hale getirmeye yöneldiler. Lojistik hizmet veren firmalar ise
artan müşteri beklentilerine cevap verebilmek için yeniden yapılandılar veya yeni
hizmet birimleri oluşturdular.
Türkiye‟de lojistik gelişimler ve oluşumlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:

Taşımacılık donanım sağlayıcılar (asset provider) tarafından temsil edilmiştir.
Lojistik hizmetleri, ağırlıklı olarak yabancı şirketler tarafından yapılmıştır.
23

Dağıtım hizmetleri, ambar sistemi ve satıcının imkanları birleşiminde lojistik
şirketlerine yönelim doğmaktadır.

Bazı sanayi grupları tedarik zinciri yönetimi deneyimlerini üçüncü partilere
aktarmak üzere lojistik şirketleri kurmaktadır. (Borusan ve Koç)

Kargo hizmetleri gelişme safhasındadır.

Yabancı şirketlerin Türkiye‟ye olan ilgisi artmaktadır. (TNT, UPS, DHL,
Kühne&Nagle, Fedex, Metro Group)

Entegre lojistik hizmeti için yazılım programları yeterli değildir.
Pazardaki çoğu firma lojistik servis sağlayıcısı namı altında lojistik kapsamına giren
faaliyetlerden sadece birkaçını sunabilmektedir.
Türkiye‟de maalesef çoğu lojistik şirketin dünyadaki lojistik eğilim ve oluşumlardan
kopuk oldukları gözlenmektedir. Bunun başlıca nedeni olarak Türk lojistik
şirketlerinin mazilerinin yeni olması ve bu şirketlerin genellikle nakliye işlemlerini
yapmış olmalarıdır. Türkiye‟deki şirketler genellikle tek veya birkaç lojistik faaliyet
üzerinde yoğunlaşmışlardır. Diğer faaliyetler genellikle farklı şirketler tarafından
yürütülmektedir. Bu yapı aslında küçük imalatçılara uygun olmasına karşın, büyüyen
ve dışa açılmak isteyen şirketlerin ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Şirketlerin dışa
açılma eğilimleri sonucunda genellikle nakliye kökenli bazı firmalar bu talebi
karşılamak için modern lojistik oluşumları öğrenme ve bu konuda kendini geliştirme
yoluna gitmiştir ve 3PL hizmeti verebilecek şekilde yapılanmışlardır. Bu yapılanma,
şirketlerin teknolojik gelişimini zorunlu kılmış ve bu konuda yoğun bir çalışma
içersine girilmiştir. Yabancı ortaklarla yapılan çalışmalar şirketlerin yönetim
anlayışlarının değişmesine de sebep olmuştur. Daha esnek ve müşteriye en iyisini
verme konusunda çabalar sarf edilmiş ve edilmeye devam etmektedir.
Entegre lojistik hizmeti sunan şirket sayısının çok sınırlı olmasına karşı, özellikle
sayıları 10-15‟i geçmeyen lojistik şirketleri büyük bir gelişme içindedir ve sektörün
lokomotifidir. Aralarında uluslar arası trendleri izleyen, teknolojiye büyük yatırım
yapan, hizmette esneklik yapısını oluşturmuş firmalar mevcuttur. Bu Türkiye‟de
lojistik sektörünün geleceği için umut vermektedir. Kuşkusuz; Üçüncü Parti Hizmet
Sağlayıcıları arasındaki rekabetin daha da artması, hizmet alan şirketlerin aldıkları
servis kalitesini ve memnuniyetlerini doğrudan ve olumlu bir şekilde etkileyecektir.
24
Lojistik dış kaynak kullanımında başarı için; hizmet alan ve hizmet sağlayan firmalar
arasında net olarak belirlenmiş ortak amaçlar, güçlü bir işbirliği ve güven
kaçınılmazdır. Türkiye‟de yapılan ortaklıklarda genel olarak stratejik işbirliği zayıf
kalmaktadır. Yapılan işbirlikleri genellikle kısa sürelidir. İki yönlü olarak güven
eksikliği hissedilebilmektedir. Ancak bunlara karşı, çok başarılı işbirlikleri de
görülmektedir.
Sektörün gelecekte büyüyebilmesi için müşteri taleplerine göre verdiği hizmetleri
yeniden düzenlemesi ve müşterilere standart depolama ve sevkiyat hizmetleri gözden
geçirerek daha hızlı, daha az stokla ve tedarikçiden son kullanıcıya kadar olan
süreçte tüm bilginin tedarikçi, firma ve müşteriler arasında paylaşımına olanak
sağlayacak gelişmiş bilgi akışı yapıları sunabilmelidir. Ayrıca, sektörde çalışan
firmalar, gerekli hallerde müşterilerinin izleme, tedarik vb. faaliyetleri müşterisi
adına gerçekleştirebilecek yeterliliğe ulaşarak müşterilerinin daha yüksek verimle ve
daha düşük maliyetle kendi ana işlerini yapabilmelerine olanak yaratabilmelidir.
(Aydın, 2003)
1.9. Global Tedarik Zinciri
Uluslararası lojistik sistemlerinin yönetimi geçmişte oldukça kolaydı. İkinci Dünya
Savaşı‟na kadar global ticarette akış genellikle gelişmiş ülkelerden az gelişmiş
ülkelere doğru mamuller, aksi yönde hammaddeler şeklinde olmaktaydı.günümüzde
yeni ekonomik merkezlerin ortaya çıkışı, haberleşme ve taşıma kolaylıkları
yüzünden ülkeler arasında gelişmişlik derecesi farkı, bir faktör olmaktan çıkmıştır.
Otomobil, bilgisayar, uçak gibi karmaşık mamullere ait parçaların değişik ülkelerde
üretildikten sonra montaj için bir yerde toplaması olağan bir durumdur. (Kobu, 1999)
İkinci Dünya Savaşı sonrası, özellikle Batı Avrupa ve Japonya‟nın çöken
ekonomilerinin tekrara canlandırılması için bağımsız ülkeler arasında ticareti teşvik
eden bir takım anlaşmalar imzalanmıştır. 196‟lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri,
Kanada ve bazı Batı Avrupa ülkelerinin birleşmesi ve daha sonraları Japonya,
Avustralya ile Yeni Zelanda‟nın da katılımıyla OECD (Organization for Economic
Cooperation and Development-Ekonomik İşbirliği ve Geliştirme Organizasyonu)
oluşturulmuştur. 1967 yılında ise GATT‟ın (General Agreement on Tariffs and
Trade-Genel Tarifeler ve Ticaret) kuruluşu tamamlanmıştır. Yine bu dönemde;
25
Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avrupa Ekonomik Topluluğu, Japonya ve
diğer bazı büyük ticaret yapan ülkeler, imal edilen ürünler üzerindeki gümrük
tarifelerinin azaltılmasını kabul etmişlerdir. GATT, 1980 yılında revize edilmiş ve
indirim miktarları arttırılmıştır. 1982 yılında ise GATT üyesi ülkeler, serbest ticaret
ilkesini kabul ederek yeni ticari kısıtlamalara gidilmemesini benimsemişlerdir.
Avrupa Birliği, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği‟nin dağılması, Batı ve Doğu
Avrupa‟nın birleşmesi ile Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi‟nin (NAFTANorth American Free Trade Agreement) kurulması ve Güney Afrika‟daki ırk
ayrımının sona ermesi, 1980 ve 1990‟larda global dünya ekonomisinin gelişmesi için
çok uygun bir zemin oluşturmuştur. 1992 yılında 15 ülkeden meydana gelen Avrupa
Birliği, ulusal sınırlar olmadan, mal ve hizmetlerin dolaşımı için tek bir pazar
oluşturmuştur.
Dünya Ticaret Örgütü (WTO-World Trade Organization) 1995 yılında GATT‟ın
yerini almıştır. Şu anda WTO‟nun 130‟dan fazla üyesi bulunmaktadır. Bu, aynı
zamanda dünya ticaret hacminin %90‟ına karşılık gelmektedir. Burada çok önemli
bir nokta, GATT‟ın ağırlıklı olarak malların ticareti ilgilenmesi, buna karşılık
WTO‟nun hizmet ne fikirsel ürünlerin de ticaretini çalışma kapsamı içersine
almasıdır. (Aksoy, 2003)
Firmaların Doğu Avrupa, Çin, Güney Amerika gibi büyüyen global pazarlara
girdiklerinde, tedarik zincirlerinin en iyi şekilde genişletmeleri, rekabet gücünü
arttıran ve stratejik bir öneme sahip olan bir konudur. Kotalar, yerel vergiler, yerel
olmayan firmaların işine engel olabilir. Ayrıca pazarların stabil olmamaları da
yabancı yatırımcıyı olumsuz etkiler. Dolayısıyla tedarik zinciri yönetimi, yaratıcı bir
planlama ve dikkatli araştırma gerektirir.
Global lojistiği bölgesel lojistikten ayıran dört önemli faktör şu şekilde sıralanabilir:

Daha fazla mesafe

Artan özel ürün talepleri ve bunların envanterleri

Bölgesel iş pratiklerinin ve geleneklerinin farklılığı

Ortaya çıkan uygulama ve kuralların lojistik karmaşıklığı arttırması
Çok uluslu dev firmaların dünya pazarına açılması ve uluslar arası pazarlamanın
genişlemesi, gelişmiş ülkelerde işçilik ücretlerinin artması nedeniyle firmaların,
parçaları diğer ülkelerden sağlama politikasına yönelmeleri, yukarıda anlatılan
26
ekonomik anlaşmaların uluslar arası ticareti kolaylaştırması gibi nedenlerden ötürü
global lojistik geçmişe kıyasla daha karmaşık hale gelmiştir.
Çoğu hükümetlerden kaynaklanan ve global lojistiği güçleştiren faktörler ise şöyle
sıralanabilir:

Hükümetlerin ulusal para birimini koruma amacı ile aldıkları dış ticaret karaları,

Belirli bir sanayi ve tarım sektörünü koruma amacıyla alınana önlemler,

Politik anlaşmazlıklar yüzünden bir ülkeye uygulanan ambargo ve kısıtlamalar,

Güvenlik ve sağlık nedenleri ile mamullerin yapısı ve sağlık kontrolü için
konulan kurallar (örneğin ABD‟ye ithal edilen otomobillerden istenilen emisyon
standartları),

Dış ticaret dengesini korumak veya iç pazardaki fiyatları kontrol etmek amacıyla
getirilen vergiler ve kotalar. (Aksoy, 2003)
1.10. Lojistik Maliyetleme
Bir lojistik sistemde başlıca idari amaç, sistemdeki tüm bileşenlerin entegrasyonunu
sağlamaktır. Entegrasyon üç seviyede gerçekleştirilir:
1. İmalat, satın alma, yerleşim elemanları, tahmin ve sipariş yönetimi, ulaştırma,
stok ve depolama gibi fiziksel dağıtım bileşenleri, bir toplam maliyet tabanında
entegre edilmelidir.
2. Fiziksel dağıtım, imalat ve satın alma tek bir lojistik çaba içinde koordine
edilmelidir.
3. Lojistik politika, sistemin tüm hedeflerine, imalata, pazarlamaya ve finansal
duruma uygun ve destekçi olmalıdır. (Bowersox, 1986)
Tedarikçilerden son müşterilere kadar uzanan bir hat boyunca uzanan kaynakların
entegre edilmesini amaçlayan lojistik yönetiminin akış temelli olması nedeniyle bu
hat akışının maliyetleri ve performansı değerlendirilmek zorundadır.
Tedarik zinciri yönetiminde böyle entegre bir yaklaşımın kullanılmasının zorluğu,
uygun maliyet bilgisi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. (Christopher, 1998)
27
1.10.1. Lojistik Maliyetlemenin Esasları
Lojistik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi sırasında ortaya çıkabilecek maliyet
kalemlerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

Sigorta, Gümrükleme, Navlun, Ara Taşıma Maliyetleri,

Depolama Maliyetleri (bina, arsa, güvenlik, gerekli ekipman, enerji, sigorta vs.),

Bozulma, Hasar ve Kayıp Maliyetleri,

Geç Teslimat Maliyetleri,

Hata, Ceza Maliyetleri,

Bilgi İletişim Maliyetleri,

Personel Maliyetleri,

Stok Bulundurma Maliyetleri,

Optimum Olmayan Sipariş Miktarları Maliyetleri,

Atıl Kapasite (depo, taşıma aracı vs.) Maliyetleri
Lojistik faaliyetleri gerçekleştirme maliyetlerinin yanında, lojistik yönetiminin etkin
ve verimli uygulanamamasından kaynaklanan maliyetler de oluşmaktadır. Günümüz
lojistik faaliyetlerinde yalnızca stok seviyelerinden kaynaklanan maliyetleri değil
lojistik faaliyetlerin oluşturduğu maliyetlerin de optimize edilmesi gerekmektedir.
(TanyaĢ, 2003)
Lojistik maliyetlemenin temel esaslarından biri sistemin malzeme akışını göstermesi
gerektiğidir. Diğer bir deyişle sistemin, müşteri hizmeti sağlamakla ortaya çıkan
maliyetleri belirleyebilme yeteneğine sahip olması gerekir. Diğer bir esas ise gelir ve
maliyet analizlerinin; müşteri tipi, pazar segmenti ve dağıtım kanalına göre yapılması
yeteneğinin olması gerektiğidir. Bu gereksinim, yalnız ortalamaların (ortalama
dağıtım maliyetleri vs.) gösterilmesinin, genellikle gerçek değişimleri gizlediği
nedeniyle ortaya çıkmıştır.
28
Üretim
Satın
alma
Pazarlama
Satış
Ulaştırma
Vb.
Dağıtım
Faaliyeti A
Dağıtım
Faaliyeti B
Dağıtım
Faaliyeti C
Şekil 1.4. Lojistik Faaliyetlerin Maliyetleri Örneği
Bu esasların kullanılabilmesi için “çıktı odaklı (output orientation)” bir maliyetleme
gerekir. Diğer bir deyişle, ilk olarak lojistik sistemin çıktıları tanımlanmalı, daha
sonra bu çıktıların sağlanması ile ilgili maliyetler belirlenmelidir. Burada “faaliyet
(mission)” kavramı ortaya çıkar. Lojistik konusunda faaliyet, özel ürün/pazar
kapsamında sistemin gerçekleştirdiği müşteri hizmet hedeflerinin bir kümesidir.
Şekil 1.4‟de faaliyet ve faaliyetlere dayalı “çıktı odaklı” sistemlerle, fonksiyonlara
dayalı “girdi odaklı” sistemler arasındaki fark açıklanmıştır.
Faaliyet hedeflerinin başarılı bir şekilde uygulanması için çok sayıda fonksiyonel
alanlardan ve faaliyet merkezlerinden girdiler gerekir. Bu yüzden, etkin bir
maliyetleme sistemi bu çıktıların karşılanması için gerekli girdilerin maliyelerini
belirlemeye çalışmalıdır. “Faaliyet Tabanlı Maliyetlendirme” olarak bilinen bu
yönteme ilgi giderek artmaktadır.
29
Faaliyet
Faaliyet
Faaliyet
Faaliyet
Merkezi 1
Merkezi 2
Merkezi 3
Merkezi 4
Toplam
Faaliyet
Maliyeti
Faaliyet A
Faaliyet B
100
90
20
80
290
50
70
200
20
340
70
30
50
70
220
Faaliyet C
Faaliyet
Merkezi
Girdileri
220Şekil 1.5. Örnek
190 Faaliyet 270
Maliyetleri 170
850
Şekil 1.5 üç dağıtım faaliyetinin, faaliyet merkezi maliyetlerinde nasıl farklı bir etki
yarattığını ve şirket içinde lojistik esaslı bir maliyetlemeyi nasıl sağladığını
göstermektedir. Bir maliyet veya bütçeleme yöntemi olarak faaliyet tabanlı
maliyetlendirme geleneksel tekniklerin tersidir. Bu durumda fonksiyonel bütçeleme,
faaliyetlerin talepleri tarafından belirlenir. Şekil 1.5‟te faaliyet maliyeti yatay olarak
ve fonksiyonel maliyet ise dikey olarak toplamayla elde edilir.
Faaliyet Tabanlı Maliyetlendirme (FTM), dikkat çeken bir ürün maliyetleme tekniği
olup faaliyet performansının ve maliyetin bir ölçüm tekniği olarak tanımlanmaktadır.
Bu teknik, maliyetleri faaliyetlere kaynak tüketimlerine göre atamaktadır. FTM‟nin
odağında; ürün, hizmet, süreç, faaliyet, dağıtım kanalı, müşteri segmenti, sözleşme
ve projelerin doğru maliyet bilgisi yer almaktadır. FTM, problem ve fırsatların
belirlenmesine yardımcı olmakta ve fırsat avantajlarını kazanmak için problem ve
yolların çözümlerini formüle etmektedir.
30
1.10.2. Toplam Maliyet Analizi
Lojistik yönetiminde operasyonel düzeyde bir çok problem oluşmaktadır çünkü
spesifik kararların etkileri (hem direkt hem dolaylı) tüm sistem boyunca hesaba
katılmamaktadır. Genelde tek bir alanda alınan kararlar, diğer alanlarda beklenmeyen
sonuçlara yol açabilir. Örneğin verimliliği arttırmak amaçlı olarak yapılan üretim
programı değişiklikleri, bitmiş ürün stok seviyesinde dalgalanmalara neden olabilir
ve bu da müşteri hizmetini etkileyebilir. (Christopher, 1998)
Lojistik yönetiminde temel birleştirici kavram Toplam Maliyet Analizleridir (Total
Cost Analysis). Toplam maliyet analizinin orijinal uygulaması Lewis, Culleton ve
Steel tarafından “Fiziksel Dağıtımda Hava Nakliyesinin Rolü (The Role of Air
Freight in Physical Distribution)” çalışmasında sunulmuştur. Bu çalışmada hava
nakliyesi kullanımı için toplam-maliyetin uygunluğu açılanmıştır. Eğer dağıtım hızı
ve güvenilirliği, depolama ve envanter gibi diğer maliyetlerin düşürülmesine veya
elimine edilmesine imkan veriyorsa, hava nakliyesinin yüksek maliyeti, toplammaliyet bazında ele alınabilir. Lewis, Culleton ve Steel, Giderlerin Dengelenmesi
(cost-to-cost trade-off) analizini ve toplam maliyetin, lojistik bileşenlerin
entegrasyonuyla nasıl azaltılacağını açıklamışlardır. (Bowersox, 1986)
Giderlerin dengelenmesi kavramı, bir faaliyet merkezinde yapılacak ek bir gidere
karşılık, diğer bir faaliyet merkezinde bir gider kısıntısı sağlamak yoluyla toplam
maliyette bir azalma sağlamaktır. Örneğin deniz yolu yerine mümkün olduğunca kara
yoluyla nakliye yapmak, taşıma giderlerini arttıracak fakat bu sayede muhtemelen
depolama giderleri önlenebilecek, stok seviyesi azalacak ve müşteriye sağlanan
hizmet düzeyi artacaktır. Bu azalan giderlerden sağlanan tasarruf, artan taşıma
giderini karşılayabilecektir. Şu halde taşıma ile depolama arasında bir gider
dengelemesi yapılabilir.
Dağıtım politikalarının sisteme olan etkisinin belirlenmesi ilgili problemler oldukça
fazladır. Geleneksel muhasebe sistemleri, bu etkilerin belirlenmesine yardımcı
olamamakta, lojistikle ilgili maliyetleri sık sık diğer maliyet kalemlerine
eklemektedir.
Örneğin
sipariş
işleme
maliyetleri
değişik
fonksiyonların
maliyetlerinin karışımı olduğundan bunları bir arada incelemek zordur. Şekil 1.6 bu
maliyet unsurlarını göstermektedir. Bu maliyet unsurları da birçok maliyet bileşenine
sahiptir.
31
Sipariş Alımı
ve İletişim
Sipariş
Girişi
Finansal
İşlemler
Dökümantasyon
Sipariş
Hazırlama
Sipariş
Teslimatı
Faturalama
İşlemleri
Şekil 1.6. Sipariş İşleme Aşamaları
Lojistiğin doğasından dolayı, spesifik yönetim kararları havuza atılan bir taş gibi
etrafındaki diğer alanlara yayılır. Toplam maliyet analizinin amacı, alınan kararlar
nedeniyle meydana gelen değişimleri belirlemektir. Örneğin dağıtım ağına ek bir
deponun kurulması; ulaştırma, stok ve iletişim konularında maliyet değişimlerine
sebep olacaktır.
Toplam
maliyet
yaklaşımı,
işletmenin
her
kademesinde
uygulama
alanı
bulabilmektedir. Ancak bu yaklaşımın uygulanması her kademede maliyetlerle ilgili
bilgilerin toplanması ve üst kademelerde bu bilgilerin birleştirilmesine bağlıdır.
Toplam-maliyet konusundaki önemli problemlerden biri, maliyetleri sınıflandıran ve
32
raporlayan geleneksel muhasebe uygulamalarının lojistik ölçümü ihtiyaçları için
yeterli olmamasıdır.
1.10.2.1. Geleneksel Muhasebe Sistemleri
Bir işletmedeki iki temel finansal rapor bilanço ve gelir tablosudur. Bilanço, zamanın
belirli bir noktasında bir firmanın finansal pozisyonunu gösterir. Bilançonun amacı,
firmanın varlıklarını ve borçlarını özetlemek ve varlıkların net değerini yansıtmaktır.
Gelir tablosu ise bir zaman periyodundaki operasyonlarla ilgili gelir ve maliyeti
gösterir. Adından da anlaşılacağı üzere amaç, belirli bir zaman periyodu için
operasyonların finansal başarısını belirlemektir. Lojistik operasyonlar her iki tablo
için de tamamlayıcı bir kısımdır.
Muhasebeciler, kabul görmüş muhasebe uygulamalarına bağlı olarak bu tabloları
hazırlamakla yükümlüdürler. Muhasebe uygulamalarının standart ve güvenilir
olduğunu görmek için organizasyonların düzenli olarak denetlenmesi yasal bir
gereksinimdir. Ancak bu uygulamalar, yatırımcıların ve vergi sistemlerinin
ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir raporlama metodu olarak kalmışlardır.
Geleneksel muhasebe yöntemleri ne yazık ki lojistik planlama gereksinimlerini tam
olarak tatmin edememektedir.
Kabul edilmiş muhasebe uygulamalarındaki ilk problem, maliyetlerin fonksiyonel bir
temel yerine standart bir temele göre toplanmasıdır. Giderlerin; maaş, kira,
amortisman gibi genel kalemler altında gruplanması operasyonel sorumlulukları
belirleyememektedir. Bu muhasebe uygulamalarının yetersizliklerinin üstesinden
gelebilmek ve her bir birimin performansını ölçebilmek için tabloların, idari ve
organizasyonel alanlar olarak ayrılması gerekir. Bu sınıflama işlemi, lojistik
maliyetlemeye yardımcı olur ancak tamamıyla tatmin etmez.
Maliyetlerin geleneksel yöntemlere göre sınıflandırılması, fonksiyonel analiz
konusunda da problem yaratabilir. Lojistik operasyonları planlamak için, spesifik
konularla ilgili maliyetleri belirlemek gerekir. Bu, lojistik
fonksiyonların
belirlenmesi ve ayrılması anlamına gelir. Birçok muhasebe sisteminde maliyetlerin
lojistik fonksiyonlara göre sınıflandırılması için uygun veriler mevcuttur. Ancak bu
prosedürlerin yetersizliği, maliyetlerin lojistik faaliyetlere atanamamasıdır.
33
Son zamanlarda lojistik fonksiyonel maliyetleme konusuna büyük önem verilmeye
başlanmıştır. Lojistik Yönetimi Konseyi, geleneksel muhasebe ve lojistik maliyet
muhasebesi arasındaki boşluğu doldurmaya yardımcı olan birçok çalışmaya sponsor
olmuştur. Lojistik maliyet muhasebesi, evrensel boyutta uygulamaya geçmeden önce
yönetimin ilgisine ve araştırmasına gereksinim duymaktadır.
Geleneksel muhasebe sistemlerinin bir diğer yetersizliği de ulaştırma giderlerinin
raporlanması yöntemleriyle ilgilidir. Örneğin nakliye maliyetlerinin nerede
raporlanacağı önemli bir problemdir. Çoğu satın alma durumlarında nakliye, özel bir
maliyet olarak raporlanmaz. Birçok ürün, ulaştırma maliyetlerini de içeren teslimat
fiyatına satın alınır.
Son olarak envanter maliyetlerinin belirlenmesindeki başarısızlık, geleneksel
muhasebe yöntemlerindeki diğer yetersizliktir. Bu yetersizliğin etkisi iki yönlüdür.
Birincisi, sigorta ve vergiler gibi envanter bakımıyla ilgili olan maliyetler doğrudan
envanter kararlarıyla ilişkili değildir, bu da envanter maliyet raporlamada bir
anlaşmazlığa ve eksik maliyetlemeye neden olur. İkinci olarak, envantere yatırılan
varlıkların
maliyet
etkisi
ölçülememekte
ve
diğer
sermaye
giderlerinden
ayrılamamaktadır.
Özetle, lojistik planlaması için maliyetlerin değerlendirilmesinde, geleneksel
muhasebe yöntemlerinde birçok modifikasyona ihtiyaç vardır.
34
2.
TEDARĠK ZĠNCĠRĠ PERFORMANS DEĞERLENDĠRMESĠ
2.1. GiriĢ
1980‟lerin sonlarından itibaren, Amerikan endüstrisinde dış kaynak kullanımıyla,
toplam ürün maliyetinin %60‟ına yakın tasarruf sağlanmıştır. İngiltere‟de ise bir
incelemede yerli ürün maliyetinin %40‟ını lojistik ve dağıtımla ilgili faaliyetlerin
oluşturduğu görülmüştür. Bu gibi bulgu ve gelişmeler; dağıtım, satın alma ve tedarik
yönetiminin şirket varlıkları üzerinde önemli etkiye sahip olduklarını göstermektedir.
Özellikle imalat sektöründeki birçok yönetici, tedarik zincirlerini daha iyi yönetmeye
çalışmaktadır. Tam Zamanında Üretim, Toplam Kalite Yönetimi, ERP ve Kaizen
gibi önemli teknikler/yöntemlerden yaralanılmaya başlanmıştır. Thomas ve Griffin‟e
göre TZY kavramı; satın alma, tedarik ve diğer tedarik zinciri faaliyetlerinin
evrimsel gelişiminin en ileri durumudur. Operasyonel düzeyde TZY, ticaret kadar
eski olan ürünlerin aranması, satın alınması, depolanması ve dağıtılması
fonksiyonlarını bir araya getirmektedir. Stratejik düzeyde ise imalatla ilgili olan ve
imalat dışı operasyonların müşteri ihtiyaçlarını karşılama şekillerini değiştiren,
nispeten yeni ve hızla genişleyen bir disiplindir.
Fonksiyonlar arası takımların gelişmesi, organizasyonları zincir içersinde düzgün bir
kaynak akışına daha fazla ihtiyaç duyan süreç merkezli bir yapı olarak düzenlemekte
ve böylece tedarik zinciri etkinliğinin gelişmesini ilerletmektedir. Bunlar,
fonksiyonel ve departmantal sınırları en aza indirmekte veya elimine etmekte ve
katma değerli faaliyetlerle ilgili bilgileri dağıtmaktadır. Bu gibi takımlar,
tedarikçilerle müşteriler arasındaki organizasyonların entegrasyonunu ilerleterek
modern tedarik zincirlerinin oluşumuna yardımcı olmaktadır.
Tedarikçi işbirlikleri ve stratejik ortaklıklar, organizasyonlar ile tedarikçi ve
müşteriler arasında daha özel ve işbirliğine dayanan ilişkileri meydana getirmektedir.
Bugün birçok firma, belirsizliği azaltmak ve tedarik ile dağıtım zincirlerinin
kontrolünü arttırmak amacıyla, firmalar arası ve firma içi engelleri ortadan kaldırmak
için cesur adımlar atmaktadır. Bu gibi ortaklıklar, genellikle toplam maliyetin ve
stokların azaltılması ve bilgi paylaşımının arttırılması ile her bir kanal üyesinin
35
finansal ve operasyonel performansını artırmak amacı ile yaratılmaktadır. İmalatçılar
fiyattan çok tedarikçilerin; işbirliği ile gelişmiş hizmet, teknolojik yenilik ve ürün
tasarımı sağlamasını beklemektedir. Bu gelişme, tedarikçilerle organizasyonların
daha ileri entegrasyonu ve TZY‟nin kapsamının gelişmesiyle önemli etki sağlamıştır.
TZY‟nin büyüme ve gelişmesi, sadece içsel nedenlerle değil; globalizasyonun
artması, uluslar arası ticaretle ilgili engellerin azalması, bilgi yeteneklerinin artması
gibi çok sayıda dışsal faktörler nedeniyle de sağlanmaktadır. Ayrıca bilgisayar bazlı
üretim çizelgeleri, stok kontrolünün öneminin artması, tek bir Avrupa pazarının
kurulması gibi hükümet düzenlemeleri ve GATT ve WTO örgütlerinin rehberliği,
TZY‟nin gelişimini ve bu konudaki mevcut eğilimleri teşvik etmiştir.
TZY entegrasyonu, sistemlerdeki akışın yönetilmesine ve kontrolüne gereksinim
duymaktadır. Bu gibi akış kontrolü, bütün kaynak ve zaman kısıtlarına karşın
stokların kontrolü ve faaliyet çizelgelemesi ile ilgilidir. Bu akış kontrolünü sağlarken
bir sistem; hız, kalite, güvenilirlik, esneklik ve maliyetin rekabetsel ve stratejik
hedeflerine ulaşmaya çalışmalıdır. Hedeflere ulaşmak için, tedarik zinciri
süreçlerinin çıktıları ölçülmeli ve bir standartlar kümesi ile karşılaştırılmalıdır.
Kontrollü olmak için süreç parametre değerleri, bir küme sınırları içinde ve nispeten
sabit
tutulmalıdır.
Bu,
planlanmış
ve
gerçek
parametre
değerlerinin
karşılaştırılmasına olanak verir ve parametre değerleri, performansı geliştirmek veya
görünen değerin tanımlanmış değere ulaşmasını sağlamak için belirli ölçütlerden
etkilenebilir. Örneğin bir yerleşim analizi; uzun dağıtım sürelerinin, yüksek ulaştırma
ve taşıma maliyetlerinin ve stok birikiminin nedenlerini gösterebilmektedir. Uygun
yaklaşımların kullanılmasıyla problemler çözülebilir ve yeni tasarım analizleriyle
gelecekteki gelişmeler izlenebilir. Böylece tedarik zinciri içersindeki proseslerin
kontrolü, performans gelişiminde çok önemli hale gelmektedir. İyi tanımlanmış ve
kontrollü süreçler daha iyi TZY için temel özelliktir. (Gunasekaran, 2003)
2.2. Performans Ölçümü
Birçok yönetici ve akademisyen performans ölçümünün gerekli olduğundan şüphe
etmemekte ve bu yüzden de daha derin gerçekler aramamaktadırlar. David Garvin
(1993) Harvard Business Review‟de şunu belirtmiştir: “Ölçemezsen yönetemezsin.”
Akademisyenler, performans ölçümünün değerlendirilmesinde daha ileri araştırmalar
36
yapmaktadır. Örneğin ünlü bir ilaç şirketinin yöneticisi, şunu ifade etmiştir:
“Stratejik planlarla yürütme arasındaki eksik olan şey, doğru olarak yapılandırılan ve
yönetilen bir performans ölçüm sistemidir.” Bu gibi düşünce ve ifadeler, performans
ölçüm girişimleri için önemli bir motivasyon unsuru olarak görülmektedir.
Oysa bir tarafta performans ölçümü konusunda heyecanlı bir şekilde araştırma yapan
öncülerin bulunmasına rağmen diğer tarafta performans ölçümünün hatalı bir
düşünce olduğu görüşünde olan muhalif yönetici ve çalışanlar da vardır. Bunlar,
değerlendirme yöntemleri ve hedefler belirlenir belirlenmez, yöneticilerin ve
çalışanların oynamaya veya sahtekarlığa yönelebileceklerini düşünmekte ve bu
ölçümlerin “tünel görüşüne (ölçülemeyen diğer alanların ihmal edilmesi)” ve uzağı
görememeye neden olacağına ihtimal vermektedir.
Performans ölçümü konusundaki yazarlar, performans ölçümünün sahip olması
gereken birçok fonksiyon belirlemişlerdir. Bunlar Tabla 1‟de özetlenmiştir.
Literatürde ölçüm fonksiyonları ve amaçlarının sınıflandırılmasıyla ilgili birkaç
alternatif mevcuttur. Bununla birlikte performans ölçümü fonksiyonlarıyla ilgili
genel kabul görmüş kavramsal bir yapı yoktur. Literatür araştırmasının bir sonucu
olarak, literatürde yer alan fonksiyonlar hem kavramsal olarak yararlı olacak
derecede ana hatlar halinde hem de anlamlı ve ayırt edilebilecek derecede ayrıntısal
olarak 9 grupta toplanmıştır. (Schmitz, 2003)
37
Tablo 2.1: Literatürde Geçen Performans Ölçüm Fonksiyonları
Ölçüm Fonksiyonu/Amacı
Kategori

Strateji Formülasyonu
ve Açıklığa
Kavuşturulması
Yönetim Bilgisi
Yatay İletişim















Dikey İletişim
Karar Verme









Koordinasyon ve
Düzenleme
Motivasyon
Öğrenme
Diğerleri












Vizyon ve stratejiyi, operasyonel düzeydeki hedef ve faaliyetlere
çevirmek
Stratejilerin açıklığa kavuşturulması
Güç ayrımı ve tepe yönetimi arasında gizli kalmış anlaşmazlıkların
gün yüzüne çıkarılması ve çözümüne yardımcı olmak
Değerlerin açıkça belirtilmesi
Organizasyonlar için hedeflerin ve performans beklentilerinin
tanımlanmasına yardımcı olmak
Yönetim bilgisi sağlamak
Gelişmiş kontrol için yönetime geri besleme sağlamak
Planlama ve tahmin için bilgi sağlamak
Performans eksikliklerinin belirlenmesi
Organizasyon boyunca stratejinin iletilmesinin sağlama,
İletişim için genel bir dil sağlama,
Diğer departmanlar arasındaki rasyonel anlaşmalar için zemin
hazırlama
Sorumluluk ve hedeflerin açıkça belirlenmesi
Organizasyon boyunca stratejinin iletilmesini sağlar.
Organizasyonun en tepesinden altına kadar strateji iletilmesinde
açıklık sağlar.
Hareketler, kararlar ve geliştirme faaliyetleri için açık hedefleri
iletir.
Performans beklentilerinin iletilmesi.
Sorumlulukların ve hedeflerin açıkça belirlenmesi
Çalışanların nasıl katkıda bulunacağı konusunda kesinlik sağlaması
As ve üs arasındaki rasyonel anlaşmalar için zemin hazırlama
İletişim için genel bir dil sağlama.
Karar vermenin desteklenmesi,
Kararlara kaynak atanması için bilgi sağlanması,
Karar vermeye yardımcı olmak için faaliyetlerin verimlilik ve
etkinliklerinin nitelenmesi ve bir organizasyonun performansının
bir bütün olarak değerlendirilmesi.
Organizasyon boyunca hedef ve faaliyetlerin düzenlenmesinin
sağlanması,
Kontrol altındaki faaliyet ve kararların temsil edilmesinin
basitleştirilmesi.
Çalışanların motive edilmesi,
Çalışanların, tüm organizasyonun performansına olan katkısının
gösterilmesi,
Ödemeyle ilgili performans için temel teşkil edilmesi
Çalışanların başarıları açık hale getirerek motive edilmesi
Yetenekler bilgisinin geliştirilmesi
İş proseslerinin anlaşılmasının geliştirilmesi
Stratejinin doğruluğunun tartışılması
Kritik konularda yönetimin ilgisinin odaklanması,
Hedef değerlendirme için temel teşkil edilmesi,
Verilerin elde edilmesin, analiz edilmesinin, yorumlanmasının
mümkün kılınması.
38
Bir Performans Göstergesi (PG), verilen bir hedefe karşı tüm prosesin veya bir
bölümünün veya sistemin verimliliğini ve etkinliğini sayısal olarak gösteren bir
değişkendir. Verimlilik belirli bir müşteri tatmini seviyesine ulaşmak için
kaynakların ne kadar ekonomik kullanıldığını ölçmekteyken etkinlik, bir
organizasyonun hedeflere ulaşma yeteneği veya belirlenmiş hedeflere ulaşma
derecesidir.
Performans
Ölçümü
(PÖ),
performans
göstergelerini
kullanan
performans ölçüm faaliyetidir. Performans Ölçüm Sistemi (PÖS) ise belirli ve uygun
bir şekilde performans ölçümünü uygulayan bir sistemdir (yazılım, veri tabanları
veya
prosedürler).
Bir
PG,
“performans
ölçütü”
olarak
da
adlandırılır.
(Lohman, 2003)
PÖ, şirketin stratejik hedeflerinden çıkarılan önceden tanımlanmış amaçlara ulaşmak
için yöneticilerin gerçekleştirdiği bir faaliyettir. Şekil 2.1, bir organizasyonun
kontrolüne sistem perspektifinden bakarak bu düşünceyi göstermektedir.
Başlangıç
Seviye 2
Seviye 1
Kontrol
Fonksiyon
u
Değerlendirme
Karşılaştırma
Dönüştürme Prosesi
Şekil 2.1: Sistem Perspektifinden bir Organizasyonun Kontrolü
Burada iki kontrol seviyesi görülmektedir. Operasyonel seviyede, girdi ve çıktı
değerlerinin önceden tanımlanmış hedeflerle karşılaştırılması yer alır. PG‟nin gerçek
değeri ile istenen hedef arasında farklılık varsa, uygun bir hareket bulmak için
39
(örneğin süreç geliştirme) organizasyon davranışı hakkında bilgi kullanılır. Bu,
kontrol fonksiyonudur. Stratejik seviyede kontrol faktörü, eğer gerekliyse hedefleri
değiştirerek Seviye 1‟in kontrolünü değerlendirmek ve uyarlamak için kullanılır. Bu
iki kontrol döngüsü ile PÖ, doğru süreç bilgisi elde eder ve performans ve hedeflerin
değerlendirilmesi için gereken hedef bilgisi sağlar. “Doğru” süreç bilgisi, kontrol
seviyesi ve şirketin stratejik hedefleriyle ilgili olmalıdır. (Lohman, 2003)
PÖ, bir firmanın stratejisine dayanmakta ve böylece stratejik girişimlerin
uygulanması ve izlenmesi desteklenmektedir. Performans ölçütlerinin seçimi ve bu
ölçütler
için
hedeflerin
konulması,
firmanın
stratejik
tercihlerinin
somut
formülasyonları olarak görülmektedir. Stratejiyi, orta ve alt yönetim için operasyonel
harekette rehberlik sağlayan spesifik hedeflere dönüştürmek için hem finansal hem
de finansal olmayan ölçütler gerekir. Çeşitli ölçütler için elde edilen gerçek sonuçlar,
firmaların bu stratejik hedeflere ulaşmada ne kadar başarılı olduklarını yansıtır.
“Planlamışa” karşı “gerçekleri” gözden geçirmek, hedeflere ulaşma olasılığını
arttırmak için düzeltici faaliyetlerin yapılmasını mümkün kılar. Fakat sonuçlar, bu
hedef ve stratejik seçimleri düzeltip kamçılayabilir. (Lohman, 2003)
PÖ, kullanılan performans ölçütlerinin tanımlarında yansıtılması gereken, bir
firmanın operasyonlarının özelliklerine de dayanmaktadır. Bir performans ölçütü,
operasyonların verimliliğini ve etkinliğini sayısallaştırmak için kullanılan bir ölçüt
olarak görülmektedir. Operasyonlar değiştiğinden ve şirketlerin başarısında daha
merkezi duruma geldiğinden performans ölçütleri, yeni operasyon uygulamalarını
desteklemek için geliştirilmeye ihtiyaç duyar. Operasyonlardaki birçok geleneksel
PÖS‟leri; düşük malzeme maliyetleri, yüksek kapasite kullanımı ve yüksek direkt
işçilik verimliliği doğrultusunda direkt maliyetleri minimize etme konusunda tek
yönlü bir bakış açısı sağlar. Bun unla birlikte modern imalat sistemleri ve hizmet
operasyonları; kalite, temin süreleri, esneklik, vb. konulardaki ölçütleri de açık hale
getirmeye ihtiyaç duyar. Tablo 2.2‟de performansın üç yönü yer almaktadır.
40
Tablo 2.2: Performansın Üç Yönü
1.
2.
3.
Kaynaklar
 Giderler (örneğin dağıtım maliyetleri, envanterle ilgili
maliyetler, hizmet maliyetleri)
 Varlıklar (örneğin envanter taşıma maliyetleri)
Çıktı
 Finansal (örneğin satışlar, kar, yatırım geri dönüşümü)
 Süre (örneğin müşteri yanıt süresi, teslim temin süresi,
zamanında teslimler, doluluk oranı)
 Kalite (örneğin güvenilirlik, nakliye hataları, müşteri
şikayetleri)
Esneklik
 Miktar Esnekliği (talepteki değişimlere cevap verebilme
yeteneği)
 Teslim Esnekliği (teslim isteklerine hızlı cevap verebilme
yeteneği)
 Karışım Esnekliği (ürün karışımı talebindeki değişimlere
cevap verebilme yeteneği)
 Yeni Ürün (ve geliştirilmiş ürün) Esnekliği (yeni ürün
taleplerine cevap verebilme yeteneği)
Bir PÖS‟nin gelişimi kavramsal olarak; tasarım, uygulama ve kullanım aşamalarına
ayrılabilir. Tasarım aşaması, kilit hedeflerin belirlenmesi ve ölçütlerin tasarlanması
ile ilgilidir. Uygulama aşamasında sistem ve prosedürler, ölçümlerin düzenli
yapılmasını mümkün kılan verinin toplanması ve işlenmesi için kullanılır. Kullanım
aşamasında operasyonların verimli ve etkin olup olmadığını ve stratejinin başarılı
olarak uygulanıp uygulanmadığını değerlendirmek için yöneticiler ölçüm sonuçlarını
gözden geçirirler.
Bir performans ölçütleri kümesinin tasarım, uygulama ve kullanımı bir kerelik bir
çalışma değildir. Bir firma, sistemin sürekli gözden geçirilmesini sağlayan süreçleri
kurmalıdır. Gözden geçirme süreçleri bir ölçütün silinebileceğini veya yer
değiştirebileceğini, hedeflerin ve ölçüt tanımlarının değişebileceğini göstermektedir.
Tablo 2.3‟de tipik bir geliştirme süreci açıklanmaktadır. (Lohman, 2003)
41
Tablo 2.3: Bir PÖS Geliştirmenin 9 Adımı
Adım
Hareket
1
Firmanın misyon ifadesinin açıkça tanımlanması
2
Misyon ifadesini kullanarak firmanın stratejik hedeflerinin belirlenmesi
(karlılık, pazar payı, kalite, maliyet, esneklik, bağımlılık ve yenilik)
3
Çeşitli stratejik hedeflere ulaşmada her bir fonksiyonel alan rolünün
anlaşılmasının geliştirilmesi
4
Her bir fonksiyonel alan için, firmanın genel rekabet pozisyonunu tepe
yönetime tanımlayabilecek global performans ölçütlerinin geliştirilmesi
5
6
7
8
9
Stratejik hedef ve performans amaçlarının organizasyondaki en alt
kademelere iletilmesi. Her bir kademede daha spesifik performans
kriterlerinin kurulması.
Her bir kademede kullanılan performans kriterleri ile stratejik hedeflerde
tutarlılık sağlanması
Tüm fonksiyonel alanlarda kullanılan performans ölçütlerinin uyumunun
sağlanması
PÖS‟nin kullanılması
Mevcut rekabet ortamına göre kurulan PÖS uygunluğunun periyodik olarak
değerlendirimesi.
PÖS tasarımı için çeşitli yaklaşımlar kullanılabilir:

Soru Sorma Yöntemi: Gereksinimleri ortaya çıkarmak için görüşmeler, grup
araştırmaları, planlama görüşmeleri ve incelemeler gibi teknikler, bir PÖS
geliştirmek için sıklıkla kullanılır.

Prototip Yöntemi: Başlangıçta, gereken bilginin eksiksiz bir analizine
odaklanmak yerine, bir başlangıç gereksinimleri kümesi belirlenir ve prototip bir
sistem kurulur. Sistemin kullanıcıları arasındaki etkileşim boyunca, kullanıcı
tatmin olana kadar gereksinim eklenir veya değiştirilir.

Planlama Yöntemleri: Strateji, süreçler ve müşteriler gibi firma özelliklerine
dayanan uygun ölçütleri tasarlayan yöntemlerdir. Örneğin firmanın başarısını
gösteren birkaç alanı (kritik başarı faktörleri) göstermek için bir yöntem
izlenebilir.

Mevcut Raporlar: PÖS‟lerini tasarlamak için kullanılacak yararlı bir bilgi
kaynağıdır.
42
Özet olarak PÖ, operasyonların kontrolü için gereken yönetim bilgisinin temel bir
şeklini sağlar. Odak yaratır, performans değerlendirmek için temel teşkil eden doğru
hareketleri teşvik eder ve stratejik seçimleri kamçılar ve geliştirir. Hem yönetim
muhasebesi hem de operasyonlar literatürü, strateji ve PÖ arasındaki bağlantılara
(PÖ‟nün rolü, stratejiyi somut hedeflere dönüştürmektir.) ve operasyonlarla PÖ
arasındaki bağlantılara (Ölçütler, önemli operasyonel süreçlerin ilgili özelliklerini
içermelidir.) odaklanmaktadır. PÖS‟lerini geliştirme yaklaşımları, bilgi toplamak için
çeşitli yollar kullanır ve strateji, müşteriler, süreçler ve verilerin daha kullanışlı hale
geldiğinden ölçütlerin geliştirildiği ve düzeltildiği iteratif süreçlere daha fazla dikkat
çekilmektedir. (Lohman, 2003)
2.3. TZP Ölçümündeki Zorluklar
Birçok şirket tedarik zincirlerindeki operasyonların yönetimine destek sağlamak için
tedarik zinciri performansı ölçümünü geliştirmeye çalışmaktadır. İlk olarak şu iki
durumun göz önüne alınması gerekir:

Birçok fonksiyonel ve bölgesel departmanların her biri, tedarik zincirinin bir
yönü veya bir bölümünden sorumluyken, sadece üst yönetim toplam finansal
sonuçlardan sorumlu olması durumu

Bir yönetim takımının, tüm tedarik zincirinin genel performansından sorumlu
olduğu bir durum.
Birçok şirket bu iki durumun arasında bir yerdedir. Fakat şirketler, tedarik
zincirlerinde
daha
entegre
bir
operasyon
yönetimi
fonksiyonuna
doğru
ilerlediklerinden tedarik zincirinin çeşitli kısımlarının performansını çeşitli
boyutlarda ölçmek gerekir. Gerçek performansla planlanmış performans arasındaki
sapmaların nedenlerini anlamak için tüm tedarik zincirinin performansı tanımlanmalı
ve ölçülmelidir. Ancak birçok şirket bu gibi tedarik zinciri tabanlı PÖS‟lerini
uygulamada ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır.

Merkezi Olmayan Operasyonel Raporlama Geçmişi
Fabrikalarda, ulaştırma noktalarında, dağıtım merkezlerinde, satış ofislerinde vb.
yerel operasyonel odaklı bir merkezi olmayan raporlama geçmişi mevcuttur. Bu,
birçok tutarsızlığa neden olan raporların kontrolsüz bir şekilde neden olmuştur. Bu
tutarsızlıklar; performans ölçütlerinin tanımlanması, ölçütlerin elde edilmesi için
43
gereken veriler ve raporların sunum şekilleri konularında ortaya çıkmaktadır. Bu
raporlardan tedarik zincirinin genel bir resmini çıkarmak isteyen yöneticiler, entegre
analizlere yardımcı olmayan bir formattaki çok miktarda tutarsız bilgiyle karşı
karşıya kalmaktadır.

Ölçütler arasındaki İlişkide Yetersiz Anlayış
Mevcut raporlamanın operasyonel bir odağı olduğundan ölçütler, tedarik zincirinin
alt süreçlerinin izlemek için kullanılır. Bu bilgi parçaları, ilişkiden çok bireysel bir
bazda analiz edilir. Bu durum etkin bir şekilde odaklanmayı zorlaştırır ve genel görüş
eksikliğine yol açar.

Ölçülecek Şeye Dair Belirsizlik
Genellikle bir tedarik zinciri seviyesinde neyin ölçülmesi gerektiği ile ilgili bir
belirsizlik söz konusudur. Mevcut raporlar, tedarik zincirinin bölümlerini
içerdiğinden yüksek seviyeli ölçütlerin eksikliği hissedilmektedir.

Raporlamacılar ve Kullanıcılar Arasındaki Zayıf İletişim
Raporların yaratıcıları ve kullanıcıları arasında genelde zayıf bir iletişim mevcuttur.
Yaratıcılar, genelde raporlardan yararlanacak olanları ve bu raporların asıl amaçlarını
bilmez. Bu durum zayıf okunabilirliğe ve kullanışa neden olur. Diğer taraftan
kullanıcılar, bazen bir raporu neden aldıklarını bilmez ve bu yüzden bunu tam olarak
kullanamazlar. Etkileşim eksikliği, raporların kullanıcı tercihleri ve iş ilişkilerinde
göz önüne alınmamasına neden olabilir.

Dağılmış IT Yapısı
Şirketler bir takım yollarla birbirine bağlanmış birçok bilgi sistemi kullanırlar.
Dağılmış IT yapısı bazı problemlere neden olmaktadır. İlk olarak, raporlar arsında
veri entegrasyonu sağlanamaz. Sistemler arasında önemli çakışmalar oluştuğundan
belirli veriler çoklu kaynaklardan elde edilebilir ve bu da tutarsızlığa yol açar.
İkincisi, bu IT yapısı tedarik zincirinin genel bir görünümünü sağlamaz. Son olarak
da bazı sistemler, raporlama kullanımı için tasarlanmamıştır ve makul bir maliyette
veri sağlayamaz.
44
2.4. Literatür Taraması
Lambert‟a göre (2001) tedarik zinciri boyunca çoklu ilişkilerin yönetimi tedarik
zinciri yönetimi (TZY) olarak görülmektedir. Ayrıca TZY, organizasyonlar arası
sinerjinin yakalanması fırsatını öneren çoklu iş ve ilişki ağıdır. TZY‟nin
uygulanması, içsel performans ölçümü perspektifinin partnerlik perspektifini
kapsayacak şekilde genişlemesini ve yönetim yaklaşımında kişisel odaklı
davranışlardan kaçınmayı gerektirir (Holmberg, 2000). Bu sonuca göre firmalarda
başarılı TZY uygulaması için uygun bir performans ölçümü, diğer bir deyişle tedarik
zinciri performans ölçümü (TZPÖ) gereklidir. (Lee and Billington, 1992)
TZP‟nı oluşturan farklı görüşler mevcuttur. “Maliyet” geleneksel olarak ilk
performans kriteridir (Cohen and Lee, 1988). Geçmişte envanter, ulaştırma ve üretim
maliyetleri, diğer performans kriterlerine göre daha fazla ilgi çekmiştir. Bununla
birlikte bu maliyetlerle ilgili performans kriterleri “entegre edilmemiştir” ve
performansı geliştirmek için zincir boyuncaki fırsatları göz önüne almamaktadır.
Pazar rekabeti arttıkça maliyet incelemeleri, modern iş operasyonlarında artık sadece
bir iş olarak kalmıştır. Örneğin Bechtel ve Jayaram (1997), firmaları kendi bireysel
performans ölçümlerinden çok zincir bazındaki performansı göz önünde tutmak
amacıyla motive etmek için entegre edilmemiş ölçütlere ek olarak entegre ölçütlerin
de kullanılmasını savunmaktadır. Zincirin, firmaları zincir içindeki diğer firmalarla
çalışmaya teşvik ettiği ve fonksiyonel ve organizasyonel sınırlara yayılan nakit
çevrimi entegre bir ölçüt örneğidir. Entegre edilmemiş ölçütler ise sadece bir tedarik
zincirindeki bireysel firmalar içindeki potansiyel problemlere bir görüş sağlar. Buna
ek olarak Beamon (1999), TZPÖ için maliyet ve müşteri hizmeti, ortama cevap
verebilme gibi diğer kriterleri birleştiren bir yapı önermiştir. TZY ile ilgili literatüre
göre TZP; süre ve hız (Towill, 1996), atiklik ve esneklik (van Hoek ve diğerleri,
2001), kalite ve üretkenlik (Stainer, 1997) gibi çoklu boyutları içermektedir.
Holmberg (2000), TZP‟nın değerlendirilmesi için kriterlerin benimsenmesinin bir
sistem perspektifinden ele alınması gerektiğini önermiştir. Tek bir firmada temin
süresinin minimize edilmesi, atiklik ve kalite bir tedarik zincirinde partner firmaların
performans gereksinimlerini göz önüne almadan yeterli görülmemektedir. Holmberg
(2000) parçalanmış ölçütlerin az miktarda bilgi sağladığını ve verilecek kararlara
zararlı olabileceğini belirtmiştir.
45
TZPÖ problemlerinin üstesinden gelebilmek için Li ve O‟Brien (1999), zincir
seviyesi ve operasyonlar seviyesi olmak üzere iki seviyeli bir TZPÖ modeli
kurmuşlardır. Zincir seviyesinde, her bir tedarik zinciri aşaması için kriterlerle ilgili
hedefler oluşturulur böylece TZP, müşteri hizmet amaçlarını karşılayabilir ve en iyi
tedarik zinciri stratejisi seçilir. Operasyonlar seviyesinde, imalat ve lojistik
faaliyetler, verilen amaçlar altında optimize edilir. Gunasekaran (2001), bir tedarik
zincirinde stratejik, taktik ve operasyonel performans düzeylerini ölçmek için bir
yapı önermiş ve bir anahtar performans ölçütler listesi sunmuştur.
Tedarik Zinciri Konseyi, bir tedarik zincirindeki partner firmaların performans
gereksinimlerini göz önüne alan bir Tedarik Zinciri Operasyonları Referans (SCOR)
Modeli geliştirmiştir. Model, bir tedarik zincirindeki faaliyetlere bir süreç dizisi
olarak bakmakta ve tedarik zincirindeki farklı organizasyonel süreçleri 4 gruba
toplamıştır: planlama, kaynak temini, üretim ve teslimat. Her bir grup şu konular
üzerinde kendi performans ölçüm kriterine sahiptir:

Tedarik Zinciri Güvenilirliği

Cevap Verebilme/Esneklik

Maliyetler

Varlıklar
2.5. TZY’nin Performansını Ölçmek için Altı Tamamlayıcı Yol
Bir perspektif, TZY‟nin ne ile ilgili olduğuna dair bir görüştür ve tedarik zincirinin
bilinen doğası ile ilgili olarak standart problemler ve standart çözümleridir. TZY‟ni
incelemek için 6 perspektif belirlenmiştir:

Sistem Dinamiği Perspektifi, bu alandaki tüm çalışmaların temelidir. Forrester
(1958) ve Bridge (1991)‟in benzer çalışmalar, bu konunun karakteristiğini
belirlemiştir. Onların katkıları günümüzde hala, pratiğe dökülmüş en ilgi çekici
çalışmalardan biridir.

Yöneylem Araştırması Perspektifi, TZY ile ilgili bir başlangıç yöntemi veya
algoritma yönelimli yaklaşım olarak nitelendirilebilir. Bir tedarik zinciri, kaynak
ağı olarak bilinmektedir. TZY, bu ağın konfigürasyonunu yapmalı ve
algoritmalara dayanan spesifik bir amaç fonksiyonuna bağlı olarak bu
konfigürasyon içindeki akışları programlamaktadır.
46

Lojistik Perspektifte, tedarik zinciri, ardışık proseslerin bir sırası olarak
görülmektedir.

Pazarlama Perspektifi, TZY‟ni geçmişte dağıtımın bir parçası olarak görmüştür
fakat son yıllarda pazarlamanın pozitif etkisi potansiyel bir güç olarak stratejik
önem kazanmıştır. TZY, müşterileri ürünlere bağlayan bir araçtır.

Organizasyon Perspektifine göre bir tedarik zinciri, organizasyonlar arası
ilişkilerin bir kümesi olarak ortaya çıkmaktadır.

Strateji Perspektifi, TZY‟ni karları maksimize etmek için bir zincirdeki belirli
yeterlilikleri değiştiren bir araç olarak görülmektedir. (Otto,2002)
Tablo 2.4: Tedarik Zincirinin Hedeflerini Türeten Perspektifler
TZY‟nin Amacı
Perspektif
Sistem Dinamiği
Yöneylem Araştırması
Lojistik
Pazarlama
Organizasyon
Strateji
Bütün tedarik zinciri
boyunca trade-off‟ların
yönetilmesi
Verilen çözüm kümesi
içersinde optimal sonuçların
hesaplanması
Ardışık prosesleri sırayla,
yatay ve dikey olarak
entegre etme
Ürün ve pazarları
segmentlere ayırma ve
bunları doğru dağıtım
kullanarak birleştirme
En Önemli Gelişme Alanı
Sipariş Yönetimi
Ağ Konfigürasyonu ve
Akışı
Proseslerin Entegrasyonu
Ürün, kanal ve müşteri
arasında uyumu sağlama
İlişkilerin yönetimi ve
koordinasyonu için ihtiyacı
belirleme ve hakim olma
Girişimler arası
segmentasyon
Yeterlilikleri birleştirme
Partnerliğe yatkınlık;
zincirde uygun bir yer
bulma
2.5.1. Sistem Dinamiği Perspektifi: Tedarik Zinciri Boyunca Trade-off’ların
Yönetilmesi
2.5.1.1. Zincirin AnlaĢılması
Sistem dinamiği perspektifi tedarik zincirini; ardışık sıralı, bağımsız, lokal iş
sistemlerinin bir zinciri olarak görmektedir. Bu lokal sistemler kümesinin çoklu
47
özelliklere sahip olmasına rağmen, analizleri genellikle tek bir önemli karakteristikle
sınırlıdır: her bir lokal sistem, müşteri siparişlerini malzeme gereksinimlerine ve
bitmiş ürünlere dönüştüren bir optimizasyon birimi temsil etmektedir. Bu sistemler,
siparişlerin dönüşümü boyunca birbirlerine iki taraflı olarak bağlanmışlardır. Lokal
sistemler birbirlerinden bağımsız veya koordineli olarak çalışabilirler. Her bir birim,
katma değerli süreçleri devam ettirmektedir. Bununla birlikte, bilinçli veya bilinçsiz
olarak bunlar, trda-off‟ları yönetirler.
TZY temelde zincirdeki farklı prosesleri, formal iş birimleri olarak ve tüm tedarik
zincirini bu birimlerin bir sırası olarak yorumlayan bir trade-off yönetimidir. Bu
perspektifin dışında TZY‟nin hedefi, müşteri talebiyle ürün tedariğini eşitlemek ve
müşteri hizmeti, stok seviyeleri ve imalat maliyetlerinin çatışan hedeflerini
dengelemektir.
2.5.1.2. Standart Problemler, Çözümler ve Performans Ölçütleri
Simülasyon ve deneysel analizler, sistem dinamiğinin belirli özelliklerinin
kombinasyonunun birçok probleme neden olduğunu göstermektedir. Örneğin
bağımsız ve izole edilmiş planlama; pazara bütünüyle tedariğe engel olmakta, yüksek
stok seviyelerine neden olmakta ve kapasitenin tam olarak kullanılmasına engel
olmaktadır. Problemler, çözümler ve ölçütler Tablo 2.5‟te listelenmiştir.
2.5.2. Yöneylem AraĢtırması/Bilgi Teknolojisi (OR/IT) Perspektifi
2.5.2.1. Zincirin, Konfigüre edilebilir ve Programlanabilir bir Kaynak Ağı
Olarak AnlaĢılması
OR perspektifi tedarik zincirini, üretim kaynaklarından son müşteriye malzeme
hareketi fonksiyonuna sahip, konfigüre edilebilir ve programlanabilir bir kaynak ağı
olarak modellemekte, böylece çeşitli sınırlamalara sahip olmaktadır. Bu perspektif,
tedarik zincirinde devam eden faaliyetlerle ilgili farklı ve çok seçici bir bakış açısı ile
çalışmaktadır. (Otto,2002)
48
Tablo 2.5: Sistem Dinamiği Perspektifi: Standart Problemler, Çözümler ve
Performans Ölçütleri
Açıklama
Standart Problemler
Talep Yapısının
Çarpıklığı
Koordine Edilmemiş
Sipariş Sistemi
Koordine Edilmemiş
Talep Planlama ve
Talep Tahmini
Zayıf Envanter
Görülebilirliği
Koordine Edilmemiş
İmalat Kontrolü
Talep bilgisinin, satış noktasından tedarikçinin tedarikçisine
kadar olan yol boyunca akışa zorluk çıkaracak şekilde zaman
ve miktar bakımından çarpıtılması, talep ve üretim miktarları
arasında uyumsuzluğa neden olacaktır. Bir imalatçı, direkt
bir satış kanalında çalışmadıkça doğru PÖS talep bilgisi
kullanma olanağına sahip olamayacaktır. Talep bilgisinin
çarpıtılmasının negatif etkileri vardır. İmalatçılar, gelen
sipariş miktarlarında büyük dalgalanmalarla yüz yüze
kalacaktır. Dalgalanmalardan dolayı ilgili partnerler zincir
içindeki stok seviyelerinin güvenilir bir resmini elde
edememektedir. Bu durum yüksek stok seviyelerine neden
olmaktadır. Bu problem, sisteme eklenmiş her bir birim ile
birlikte artmaktadır.
Özellikle kısa ömürlü ürünler için çok önemli olan pazara
ulaşma süresinin potansiyel geliri belirlediğinden yeni
ürünlerin hızlı bir şekilde arz edilmesi yeteneği, yeterli kar
için bir ön koşul haline gelmiştir. Tedarik zinciri ortakları
arasındaki sipariş sistemindeki zayıf koordinasyon; darlığa,
stok seviyelerinin artmasına ve daha yüksek sipariş yönetimi
maliyetlerine neden olmaktadır.
Çeşitli birimlerdeki planlama prosesleri genelde izole
edilmiş bir şekilde (bağlantısız) gerçekleştirilir ve bu da
tedarik zincirinde daha yüksek envanter seviyelerine neden
olur. Çarpıtılmış siparişler, bir birimden diğerine hareket
ederken ters yöndeki zincir elemanları sadece kendi
gereksinimlerini ve bu geçersiz talep bilgilerine dayanan
üretim planlamayı optimize edebilirler.
ERP sistemleri genellikle şirket sınırlıdır. Bunlar, doğru
envanter görülebilirliğini şirket sınırının ötesindeki ilgili
taraflara götürebilecek durumda değildir. Bu durum, kısa
vadeli sipariş davranışları için olumsuz sonuçlar
doğurmaktadır. Yanlış kararlar tedarik akışlarını bozabilir.
Eğer tedarikçiler ve imalatçılar, farklı parti miktarları ile
çalışıp farklı iş sıralama öncelikleri uygularlarsa, envanterler
ve temin süreleri artacaktır. Malzeme ve zaman tamponları;
lokal, ayrı optimizasyona izin verecek şekilde geliştirilmeye
ihtiyaç duyar.
49
Standart Çözümler
Birimin Elimine
Edilmesi
Talep Şeffaflığı
(Doğru Talep)
İşbirliği ile Yapılan
Talep Planlama
Hat Şeffaflığı
Yeniden Siparişleme
Disiplini
İşbirliğine Dayalı
Üretim
İşbirliğine Dayalı
Kapasite Planlama
Açıklama
Sistem dinamiği perspektifinden hareket edilirse temel
potansiyel, birimleri elimine edip zincirin karmaşıklığını
azaltarak ve direkt kanallar yaratarak elde edilebilir.
Performans
gelişimleri,
ürün
ve
bilgi
akışının
hızlandırılmasıyla gerçekleşebilir.
Mümkün olduğunca zamanında ve geçerli olarak
pazarlardaki talep durumunu yansıtan entegre bir talep bilgisi
akışının kurulması gerekir. Talep şeffaflığı, uzun vadeli
olmalıdır ve yerel kararların olumsuz etkileriyle mücadele
edilmelidir.
Talep durumunun şeffaflığı, her bir birimin Ekonomik
Sipariş Miktarı bazlı parti miktarlarına veya çok çevrimli ve
çok aşamalı siparişleme gibi talep çarpıtıcı siparişleme
algoritmaları yerine işbirliğiyle kurulmuş talep tahminlerini
getirmesiyle de gelişecektir.
Hat boyuncaki daha iyi stok görünürlüğü karı arttıracaktır.
Amaç envanteri, müşteri siparişlerine daha etkin atayabilmek
için şeffaf hale getirmektir.
Karmaşık yeniden siparişleme sistemlerinin parametre
kümelerinin
optimizasyonları,
anlamlı
gelişmeler
sağlamaktır. Bu algoritma tabanlı gelişmeler; rutin, günlük
yeniden siparişleme davranışlarını kontrol etmektedir.
Zincirdeki birimler, üretim ve ikmal (yenileme) durumunu
uyumunu sağlarlarsa dalgalanmalar azaltılabilir. İdeal olarak
talep sinyali, yeniden üretimi harekete geçirmektedir,
böylece tahmine dayalı üretimden vazgeçilebilir. Genellikle
VMI (tedarikçi yönetimli envanter) gibi ileri işbirliği
modelleri, talep sinyalinin hızlı ve doğru iletilmesini sağlar.
İşbirliğine dayalı kapasite planlama, verimsizliklerin
büyüklüğünü azaltmaya imkan tanır. Tedarik zinciri,
siparişlerin aktığı bir huniler sırası olarak farzedilirse
şirketler arasındaki kötü seviyelendirilmiş kapasiteler, en az
bir kapasitenin etkin kullanılmamasına neden olur.
Performans Ölçütleri
Kapasite Kullanımı
Kümülatif Envanter
Seviyesi
Açıklama
Kapasite kullanım derecesi
Tüm zincir boyunca tutulan envanter miktarı. “Tedarik
Günü” veya para olarak değeri şeklinde hesaplanabilir.
Envanter “kalış süresi” olarak da hesaplanabilir, örneğin
envanterin zincirde kullanılmadan beklediği ortalama gün
sayısının, hareket halinde olduğu ortalama gün sayısının
karşılaştırılması gibi.
50
Stoksuz Kalma
Gecikme Süresi
Adaptasyon Süresi
Son kullanım seviyesindeki stoksuzluk miktarıdır. Yerine
getirilemeyen sipariş sayısı veya parasal değeri olarak
ölçülebilir.
Talep bilgisinin ilerlemesinde meydana gelen gecikme
süreleridir.
Talepte meydana gelen değişimlere adapte olabilmek için
gereken süre (gün veya hafta). Tedarik zinciri adaptasyonu,
tüm partnerlerin sürdürdükleri operasyonel parametreleri
başardıkları zaman sağlanır. Bu ölçüt, tedarik zincirinin talep
ile tedarik partnerleri arasındaki uyumun ne kadar hızlı
sağlandığını ölçmektedir. Adaptasyon süresi; talepte, ağ
tasarımında ve kaynak sağlama konusundaki değişimlere
hızlı cevap verebilme yeteneğidir.
Tedarik zinciri; kısa, orta ve uzun vadeli optimizasyon potansiyellerine ihtiyaç
duyduklarında (örneğin müşteriler ve dağıtım merkezlerinin atanmasında yapılacak
bir değişiklik, dağıtım maliyetlerini düşürüp müşteri tatmini arttırabilir.) OR
perspektifi, TZY ile ilgili hale gelmektedir. Optimizasyon kapsamındaki elemanlar;
fabrikalar, dağıtım merkezleri, tedarikçiler, müşteriler, siparişler, ürünler ve
envanterler olabilir. Bu optimizasyon alanlarının varlığı sadece kuramsal değildirzincir yönetimi için gerçekte temel özelliktir. “Satın alma”, “üretim” ve “dağıtım”
elemanlarından oluşan ve her bir birimde optimizasyon alanları bulunan bütün bir
zincir, pratikte çok karmaşık yönetim konusu olarak bilinmektedir.
2.5.2.2. Standart Problemler, Çözümler ve Performans Ölçütleri
Bir OR perspektifinden standart problemler şu şekilde formüle edilmektedir:
Ulaştırma ve dönüştürme maliyetlerini minimize ederek bir hedefler kümesi
başarılmalıdır. Kısmi çözümlerde; belirli bir hizmet seviyesini korumak, temin
süresinin minimize etmek, kapasite kullanımını maksimize etmek veya kaynak
olanaklarını korumak gibi özel hedefler seçilir. OR perspektifindeki standart
çözümler, problem için optimal çözümü belirleyen algoritmaların kurulmasıyla
ilgilidir.
OR perspektifiyle ideal tedarik zinciri ve ürünlerin minimum maliyetli akışı
sağlanmakta, böylece müşteri hizmet hedefleri başarılmaktadır. (Otto, 2002)
51
Tablo 2.6: “OR/IT” Perspektifi: Standart Problemler, Çözümler ve Ölçütler
Açıklama
Standart Problemler
İmalat
Dağıtım/Ulaştırma
Kaç fabrika gerekli? En iyi entegrasyon derecesi nedir?
Hangi ürünler hangi fabrikalarda üretilmelidir? Özel bir
ülkede
vergi
avantajı,
ek
taşıma
ücretlerinin
karşılayabilmekte mi?
Kaç dağıtım merkezi kurulmalı? Hangi müşteriler, hangi
dağıtım merkezlerinden hizmet görmelidir? Dağıtım
merkezleri ve müşteriler için hangi ulaştırma şekli
kullanılmalıdır?
Tedarikçi
Hangi tedarikçiler, hangi fabrikalara, hangi ürünleri tedarik
etmelidir?
Yedek Parçalar
Hangi ürün dizaynı yedek parça tutma maliyetlerini
minimize eder? Kaç tamir merkezi kurulmalı ve hangi
iadeler, hangi merkezlere yönlendirilmelidir? Hangi yedek
parçalar stokta tutulmalıdır?
Standart Çözümler
Optimal
Algoritmanın IT
Bazlı Belirlenmesi
Açıklama
“İleri Planlama Sistemi (APS)” tüm sistemi kapsamayı
mümkün kılmaktadır. Entegre algoritmalar, bir zincir
boyunca optimal yolu bulabilmektedir (amaç fonksiyonuna
dayanarak).
Gerçek Problemlere
Adapte Olabilmek
İçin Sezgisellerin
-APS‟ye dayanarak- sezgisel sonuçların uygulanması,
-optimizasyon yaklaşımına dayanan- geleneksel doğrusal
programlardan daha iyi sonuçlar verebilir.
Kullanılması
Performans Ölçütleri
Birim Başına
Açıklama
Lojistik Maliyetleri
Toplam maliyetlerin,
oluşturulan yüzdesi
Hizmet Düzeyi
Doru zaman ve doğru yerdeki siparişlerin yüzdesi
Teslim Süresi
Özel bir envanter kalemini depolama noktasından müşteriye
taşımak için gereken süredir. Stoktan, montajdan ve siparişe
üretimle müşteriye hizmet etmek için gerekli süre olarak da
ele alınabilir.
52
lojistik
prosesler
tarafından
2.5.3. Lojistik Perspektifi
Lojistik; tedarik zincirini kavramsal bir temelden ayırarak analiz etmeyi
önermektedir. Zincir, iş süreçlerinin bir kümesi olarak anlaşılmaktadır.
2.5.3.1. Standart Problemler, Çözümler ve Performans Ölçütleri
Lojistik perspektifi; yönetimin dikkatini, sırasal, yatay ve dikey olarak yönetilmesi
gereken entegrasyon problemlerine çekmektedir. (Otto, 2002)
Tablo 2.7: Lojistik Perspektifi: Standart Problemler, Çözümler ve Performans
Ölçütleri
Açıklama
Standart Problemler
Ara yüzler
İçsel Tedarik
Zinciri Şekli
Çevrim Süresi
Süreç modeli, TZY‟nin hem içsel hem dışsal ara yüzlerle
ilgili olması gerektiğini göstermektedir. Kötü ara yüz
yönetimi, zincir boyunca dolaşan nesnelerin hızını azaltabilir
veya süreçler arasındaki alışverişler ve süreçler arasındaki
potansiyel uyuşmazlıklardan kaynaklanan maliyetleri
arttırabilir.
Ardışık süreç modeli, girişimler arası değer zincirinin şekline
dikkat çekmektedir. Yönetim problemi, müşteri talebini
karşılamak için hangi sipariş sınıfının hangi ardışık süreç
yolu boyunca oluşturulması gerektiğine karar vermektir.
Ardışık süreç modeli müşteri ile başlar, müşteri ile biter.
Siparişin girmesi ve teslimi arasında geçen zaman önemli
hale gelmektedir.
Standart Çözümler
Sırasal Entegrasyon
Yatay Entegrasyon
Açıklama
Sırasal entegrasyon, iç içe geçmiş iş süreçlerinin azaltıldığı
bir tasarım sürecidir. Entegrasyon, hammadde tedariği ve
dağıtım tedariği sınırlarına kadar yayılmalıdır.
Yatay entegrasyon, farklı girişimler arasında veya aynı
girişimin farklı kısımlarındaki bir ardışık sürecin paralel
bölümlerinin bağını güçlendirmektedir.
Performans Ölçütleri
Açıklama
Entegrasyon
Bir siparişin işlenmesi boyunca geçilen ara yüz sayısıdır.
Temin Süreleri
Bir sürecin bitirilmesi için gereken süredir.
Sipariş Çevrim
Süresi
Esneklik
Müşterinin bir siparişi vermesinden, ürünü almasına kadar
geçen süredir.
Esneklik; zamanda, çabada, maliyette ve performansta
verilen küçük tavizlerle değişme ve tepki verme yeteneğidir.
53
2.5.4. Pazarlama Perspektifi
2.5.4.1. Zincirin, Ürün ve MüĢterileri Bağlayan Bir Hat Olarak AnlaĢılması
Pazarlama ve TZY arasında şu şekilde bir ilişki vardır:

Pazarlama ve onun kanal yönetim alanı, organizasyonlar arası düşüncede uzun
bir geleneğe sahiptir. Bir pazarlama kanalı, bir orjin noktası ile bir tüketim
noktası arasındaki bağımsız kurumların bağlanması sürecinin bir sonucudur ve
bir ürünün tüketicilere iletilmesi için bunların etkileşimlerini ve faaliyetlerini
içermektedir. Pazarlama insanı, daha çok fiziksel dağıtıma odaklanır, yani tedarik
zinciri içindeki müşteri yönlü akış faaliyetleri üzerine konsantre olur.

Fiziksel dağıtım, bir pazarlama aracı olarak kullanılabilir, sonuç olarak rekabet
stratejisinin bir parçası ve bir şirketin güçlü bir rekabet avantajı olabilir.
2.5.4.2. Standart Problemler, Çözümler ve Performans Ölçütleri
Pazarlama konusundaki TZY ile ilgili problemler, müşteri merkezli olarak
nitelendirilebilir.
Burada
sunulan
çözümler,
segmentasyon
faaliyetlerine
odaklanmaktadır. (Otto, 2002)
Tablo 2.8: Pazarlama Perspektifi: Standart Problemler, Çözümler ve Ölçütleri
Açıklama
Standart Problemler
Pazarlama Stratejisi
Müşteri Hizmetinin
Belirlenmesi=Müşteri
Yönelimlilik
Sipariş Çevrim Süresi
ile Temin Süresinin
Dengelenmesi
Müşteri
Segmentasyonu ve
Pazar payı kazandırabilecek ardışık pazarlama hedefi nedir?
Ürünün, müşterinin veya segmentin yaşam çevrimi durumu
nedir?
Tedarik zinciri, bitmiş ürünleri müşteriler için kullanılmaya
hazır hale getiren bir araçtır. Buradaki düşünce, müşteri
yönelimli ürünler önermek için PÖS‟ni pazarlama
amaçlarıyla bağlamaktır. Amaç, faaliyetlerin son kullanıcı
tarafından kontrol edildiği müşteri merkezli çekme
sistemlerini yerleştirmektir.
Hizmet düzeyi, spesifik bir maliyet perspektifinin ötesinde
gerçekleştirilmelidir.bir müşterinin bir ürün için beklemek
istediği
süre
ile
gerçek
teslim
süresi
karşılaştırılmalıdır.aradaki fark çok fazla ise pazar payı
durumu olumsuz olarak etkilenebilir.
Pazarlama yönelimli şirketler, müşteri odaklılığı geliştirmek
için pazarlarını segmentlere ayırırlar. Bu durum, dağıtım
kanallarının kurulumunu nasıl etkiler?
54
Farklılaşma
Ürün Karakteristiği
İçsel ve Dışsal Ara
yüz Yönetimi
Şirketler, satış sonrası TZY faaliyetlerini (yedek parça,
iadeler) göz önüne almalı mıdır?
Dağıtım, satış ve fiziksel dağıtım olmak üzere ikiye ayrılır.
Satış elemanları, müşterilerin tedarik zincirleriyle yüz
yüzedir. Pazarlama akışına dayanarak farklı kurumlar,
toplam zincir yönetimini etkiler. Bu, karmaşıklığı arttırır.
Standart Çözümler
Açıklama
Pazarları Segmentlere
Ayırmama
(=Farklılaştırılmayan
Böyle bir yaklaşım “her kurum tek beden” felsefesini takip
eder. Hedef, tüm müşterilere hizmet etmek için tek bir özel
ulaştırma şekli kullanarak en ekonomik yolu seçmektir.
Yaklaşım)
Pazarları Segmentlere
Ayırma
(=Farklılaştırılan
Yaklaşım)
Bir organizasyon, müşterilerini lojistik olarak belirgin işlere
göre segmentlere ayırabilir ve sonuç olarak müşteri
yönelimli tedarik zincirleri kurulabilir.
Bir organizasyon, tedarik zinciri yönetimini ürün
karakteristiğiyle farklılaştırabilir. Temel düşünce; ürünleri,
tedarik zinciri ihtiyaçlarına göre segmentlere ayırmaktadır.
Performans Ölçütleri
Müşteri Tatmini
Birim Başına
Dağıtım Maliyetleri
Pazar Payı / Kanal
Maliyetleri
Açıklama
Müşteri tatmini, çok boyutlu bir yapıdır. Müşteri tatminin
TZY ile ilgili kısımlarını ölçmek için fiziksel lojistik
operasyonları tarafından sürdürülen elemanlar üzerinde
odaklanması tavsiye edilmektedir.
Bitmiş bir ürünü, bir müşteri için uygun hale getirirken
oluşan toplam maliyettir.
Kaç dağıtım noktası oluşturulmalıdır ve bunların pazar payı
ne olmalıdır? Bu pazarlama kanallarına hizmet sunma
maliyetleri nelerdir?
2.5.5. Organizasyon Perspektifi
2.5.5.1. Zincirin, Organizasyonlar Arası bir ĠliĢkiler Kümesi Olarak
AnlaĢılması
Açık bir sistemde iş yapmak, bir sistemin çevresiyle ilişkiler kurmasını gerektirir. Bu
ilişkiler çok çeşitli olabilir. Literatürde ilişki yapılarının, önemli bir organizasyonun
kar seviyesini etkilediğine dair ortak bir görüş mevcuttur. Tedarik zinciri,
55
organizasyonlar arası bir ilişkiler kümesi olarak açıklanabilir. İlişkiler, değişik
şekillerde oluşabilir. TZY, fonksiyonel engelleri aşmayı ve organizasyonlar arası
ilişkileri koordine etmeyi amaçlayan bir yönetim yaklaşımı olarak görülmektedir.
2.5.5.2. Standart Problemler, Çözümler ve Performans Ölçütleri
Önerilen çözümler, ilişki kalitesini geliştirmeye yardımcı olmalıdır. İdeal tedarik
zinciri, organizasyon ile çevre arasında uygun ilişkilerin seçilmesi ve yönetilmesi ile
organizasyon hedeflerinin başarılmasını desteklemektedir. (Otto, 2002)
Tablo 2.9: Organizasyon Perspektifi: Standart Problemler, Çözümler ve Ölçütler
Açıklama
Standart Problemler

Entegrasyon,
Yoğunluk ve
Kenetlenme
Hangi entegrasyon derecesi seçilmelidir (içsel ve dışsal
olarak) ve hangi araçlar, entegrasyon çabalarını
desteklemelidir?
 Entegrasyon hangi yoğunlukta olmalıdır ve entegrasyon
derecesi değişebilir olabilir mi?
 Zincirin tüm üyeleri entegre edilmeli midir?
Kontrol Yapıları
Entegrasyon çabalarını kim yönetmektedir?
Çatışma Yönetimi
Çatışmaların yönetimi, TZY‟nin kritik bir kaynağı olabilir.
Standart Çözümler
İlişkilerin Kalite
Kontrolü
İlişki
Karmaşıklığının
Belirlenmesi
Güven Aracılığıyla
Gücün Yerleşmesi
Açıklama
Bir TZY içindeki ilişkilerin kurulması yeteneği olan
partnerlik gerekliliklerinin kalitesinin kontrol edilmesidir.
Tedarik zincirlerinde çok çeşitli şekillerdeki çoklu ilişkiler
mevcuttur. Partnerliğin kurulması, partnerler arası
maliyetlerin düşürülmesi ve her iki tarafın da kazandığı
durumların arttırılması için gereken kaynakların belirlenmesi
gerekir.
Güven ve taahhüt, kanal içindeki uzun vadeli ilişkiler için
önemli kavramlar olarak görülmektedir.
Performans Ölçütleri
Açıklama
İş Maliyetleri
Rutin iş yönetimi süreçleri tarafından oluşturulan maliyetler
kümesi olarak tanımlanmaktadır. Bu küme, iş partnerinin
araştırılması, acentelerin performansının izlenmesi veya
sözleşmelere adapte olma maliyetlerini içerir.
Ağa Entegras. Süresi
Belirlenmiş bir kurumsal düzenlemenin kurulması için
gereken sürenin uzunluğudur.
56
Esneklik
Kurumsal düzenleme esnekliği, belirli bir organizasyonel
kümenin ne kadar kolay değişebildiğini ölçebilir.
İlişkilerin Yoğunluğu
Bir ilişkinin yoğunluğu, karmaşık bir kavramsal olgudur.
Ford bir ilişkinin yoğunluğunu; sosyal, teknolojik, kültürel,
coğrafi ve süre uzaklığına göre değerlendirilmesini
önermektedir.
2.5.6. Strateji Perspektifi
2.5.6.1. Tedarik Zincirinin, Yeterliliklerin ve Karların bir Düzenlenmesi
Olarak AnlaĢılması
TZY konusunda stratejik katkıların açıkça belirlenmesi, bazı zorluklara neden
olmaktadır.
Bu
durum
strateji
teriminin
açık
olmayan
tanımından
kaynaklanmaktadır. Stratejiler 2 temel soruyu cevaplar:

Hangi Pazar alanlarında faaliyet gösterilmelidir?

Alana göre nasıl hareket edilmelidir?
Bu bağlamda şu şekilde bir tanımlama yapmak mümkündür: “Strateji, bir şirketin
uzun vadeli hedeflerinin belirlenmesi, hareket yönünün benimsenmesi ve bu
hedeflerin uygulanması için gerekli olan kaynakların atanması olarak tanımlanabilir.”
TZY ise bir şirketin veya şirketler grubunun rekabet avantajı kazanmasına imkan
veren teknik ve araçların gelişimi olarak görülmektedir. Buradan TZY, bir “iş
stratejisi” olarak anlaşılmaktadır. (Otto, 2002)
Tablo 2.10: Strateji Perspektifi: Standart Problemler, Çözümler ve Performans
Ölçütleri
Açıklama
Standart Problemler
Pazardaki Farklı
Fırsatlar
Hareketli Hedef
Kabul edilebilir bir süre içersinde pazara istenen özellikli
bir ürün önermek için hangi teknik bileşenlerin hangi
tedarik zinciri partneriyle birleşmelidir? Bu, sadece dağıtım
partnerlerinin sorununu kapsamaz, aynı zamanda finansal
konuları ve üretim yeteneklerini de kapsar.
Farklı pazarlara hizmet etmek, farklı kar beklentilerini
ifade eder. Bu; müşterilere, pazar boyutuna ve kanal
özelliklerine bağlıdır. Bu yüzden kar havuzu tüm elemanlar
için zamanla değişmektedir.
57
Tedarik Zinciri
Esnekliği
Endüstriler zamanla değişmektedir. Bu kapsamda
entegrasyon ve farklılaşma büyük önem taşır. Şirketler,
zincir içindeki pozisyonlarını sürekli gözden geçirmeli ve
uzun vadeli tedarik zinciri tasarımı için ürün yapısı ile
şirketin entegrasyon derecesi arasında yakın bir korelasyon
olduğunu unutmamalıdır.
Standart Çözümler
Gerçek Dikey
Entegrasyon
Yatay Güvence
Esneklik, Yeniden
Konfigürasyon
Ürün Tasarımı
Performans Ölçütleri
Ağa Entegrasyon
Süresi
Pazara Entegrasyon
Süresi
Açıklama
TZY, özel bir yetenekler kümesini temsil eden özel bir
şirketler kümesini birbirine bağlar ve yetenek ihtiyaçlarını
zincir boyunca etkin bir şekilde dağıtır.
Değişen çevre, tahmin yapmayı zorlaştırır. Bundan dolayı
TZY, gelecekte belirli bir çizgide ilerlemesine izin verecek
küçük bir yatırım olarak anlaşılabilen stratejik tercihler
yaratmalıdır.
Gelecekteki olası değişimler için TZY, zincir içinde esnek
bir yapı oluşturmalıdır.
Mühendislik geleneksel olarak iki boyutta faaliyet
göstermektedir: Ürün ve Süreç. Tedarik zinciri yapısı ise
üçüncü bir boyut olarak eklenmelidir. Bu üç boyutun
birbirinde bağımsız olarak incelenmesi olanaksızdır.
Açıklama
Belirlenmiş bir kurumsal düzenlemenin kurulması için
gereken sürenin uzunluğudur.
Pazarlanabilir bir ürünün tasarımı ve geliştirilmesi için
geren süredir. Bir pazar fırsatının farkına varılması, bunun
bir ürün ve hizmete dönüştürülmesi ve pazara
getirilmesinin ne kadar sürdüğünü ölçer.
Organizasyonlar
Yatırım geri dönüşümü
İçin ROI
2.6. TZPÖ Ġçin Bir Yapı
Stratejik,
operasyonel
ve
taktik
düzeyler,
politikaların
ve
gelir-gider
dengelemelerinin ayrıldığı ve uygun kontrolün kullanıldığı fonksiyon basamaklarıdır.
Stratejik düzey ölçütleri, üst düzey yönetim kararlarını etkilemekte ve sıklıkla geniş
bazlı politikaları, ortak finansal planların, rekabetin ve organizasyonel hedeflere olan
bağlılık seviyesinin araştırmasını yansıtmaktadır. Taktik düzey ise, stratejik düzeyde
belirlenmiş sonuçlara ulaşmak için amaçları gerçekleştirmedeki performans ölçümü
58
ve kaynak atanması ile ilgilidir. Bu düzeydeki performans ölçümü, orta düzey
yönetim kararlarında önemli geri beslemeler sağlamaktadır. Operasyonel düzey
ölçüm ve ölçütleri ise doğru bilgi gerektirir ve alt düzey yöneticilerinin kararlarının
sonuçlarını değerlendirir. Supervizör ve çalışanlar, ulaşıldığı takdirde taktik
hedeflerin
başarılmasına
olanak
verecek
olan
operasyonel
hedefleri
gerçekleştirmektedir.
Birçok firma sürekli gelişme için TZY‟ni kullanarak çekirdek işlerini geliştirmeye
çalışmaktadır. Yine çoğu firma tedarik zincirlerinin potansiyelini maksimize
edememiş çünkü tedarik zincirlerinin tam olarak entegre ederek etkinlik ve
verimliliği maksimize etmek için gerekli olan performans ölçüm ve ölçütlerini
geliştirememiştir. Tedarik zinciri içindeki tarafların, hedeflere ulaşmak için
birbirinden bağımsız olarak çabalaması durumunda verimliliğin maksimize
edilmediği görülmüştür. Bu yüzden tüm tedarik zincirinin değerlendirilmesi için bir
takım performans ölçütlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Ölçümler, tüm zincir üyeleri
tarafından anlaşılmalı ve hilelere fırsat vermemelidir. Performans çalışmaları ve
modelleri, organizasyonel hedeflerin ve bu hedeflere ulaşmadaki başarının
ölçülebilmesi için oluşturulmalıdır.
Birçok firma, finansal ve finansal olmayan performans ölçütlerinin öneminin farkına
varmıştır ancak bunları dengeli bir yapıda sunamamıştır. Bazı şirket ve
araştırmacılar, finansal performans ölçütlerine odaklanırken diğerleri operasyonel
ölçütlere yoğunlaşmıştır. Bu dengesizlikler ölçütlerin organizasyonel performansın
açık bir resmini sunamamasına neden olmaktadır. Dengesizliğin oluştuğu diğer bir
alan, kullanılan ölçütlerin sayısı ile ilgili olan karardır. Oldukça sık olarak şirketler,
çalışanların ve danışmanların önerileriyle eklemeye devam ettikleri çok miktarda
performans ölçütlerine sahiptir.
Performans ölçüm ve gelişiminde kullanılan ölçütler, organizasyonel performans
esasını doğru olarak benimsemelidir. Bir ölçüm sistemi, ölçütlerin en uygun olacak
yerlere atanmasını kolaylaştırmalıdır. Etkin performans ölçüm ve gelişimi için,
seçilmiş organizasyonel hedef ve ölçütlerini göstermesi gereken ölçüm hedefleri,
karar verme ve kontrolün stratejik, taktik ve operasyonel düzeyleriyle ilgili finansal
ve finansal olmayan ölçütler arasında bir dengeyi yansıtmalıdır. (Gunasekaran,
2003)
59
2.6.1. TZY’ndeki Performans Ölçüm ve Ölçütleri
TZY‟ndeki ölçüm ve ölçütler aşağıdaki tedarik zincir faaliyetleri/süreçleri
kapsamında incelenmektedir:

Planlama

Kaynak Atama

Üretim/Montaj

Teslimat/Müşteri
2.6.1.1. SipariĢ Planlama Ġçin Ölçütler

Sipariş Giriş Yöntemi: Bu yöntem, müşteri isteklerinin tedarik zinciri boyunca
paylaşılan bilgiye dönüştürüldüğü yolu ve uzunluğu belirlemektedir.

Sipariş Temin Süresi: toplam sipariş çevrim süresi, müşteri siparişinin alımından
bitmiş ürünlerin müşterilere teslim edilmesine kadar geçen süreyi göstermektedir.
Sipariş çevrim süresinin düşürülmesi, tedarik zinciri yanıt süresinin azalmasına
olanak verir ve aslında önemli bir performans ölçütü ve rekabet avantajı
kaynağıdır.

Müşteri Sipariş Yolu: Bir siparişin geçtiği yol, farklı kanlarda harcanan sürenin
belirlenebilmesini sağlayan önemli bir ölçüttür. Müşteri sipariş yolunun
analiziyle, katma değerli olmayan faaliyetler belirlenebilir, böylece bunların
elimine edilmesi için uygun adımlar atılabilir. (Gunasekaran, 2003)
2.6.1.2. Tedarik Halkasının Değerlendirilmesi
Geleneksel
tedarikçi
performans
ölçümleri
daha
çok
ücret
farklılıklarına
dayanmaktaydı. Yıllardan beri ürün ve tedarikçi seçimi temelde ücret rekabetine
dayanmakta olup; kalite, güvenilirlik vb. kriterlere daha az önem verilmekteydi. Son
yıllarda tedarikçileri değerlendirmeye yönelik tüm yaklaşımlar, büyük değişikliklere
maruz kalmıştır.
Tedarik zinciri kapsamında tedarikçilerin değerlendirilmesi (verimlilik, akış,
entegrasyon, cevap verebilirlik ve müşteri tatmini) stratejik, operasyonel ve taktik
düzeyde önemli olan ölçütleri içermektedir. Buna göre:

Stratejik Düzey ölçütleri; endüstri şekline göre temin süresini, kalite düzeyini,
maliyet tasarruflarını ve tedarikçi ücretlendirmeyi kapsamaktadır.
60

Taktik Düzey ölçütleri; satın alma sipariş çevrim süresinin, prosedür kayıtlarının,
nakit akışlarının, kalite doğruluk yöntemlerinin ve kapasite esnekliğinin
verimliliğini kapsamaktadır.

Operasyonel Düzey ölçütleri; günlük teknik faaliyetler, çizelgelere bağlılık,
şikayetlerden kaçınma yeteneklerini içermektedir.
Satın alma ve tedarik yönetimi, firmanın uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılamak için
tedarikçilerinin yeteneklerini periyodik bir bazda analiz etmelidir. Özel dikkat
isteyen alanlar; tedarikçilerin büyüme planlarını, ilgili alanlardaki gelecek tasarım
yeteneğini, tedarikçilerin stratejik planlamasında satın alma ve tedarik yönetiminin
rolünü, gelecek üretim kapasitesi potansiyelini ve böyle bir büyümeyi destekleyecek
finansal yeteneği kapsamaktadır.
Tedarik partnerliği, özel projedeki veya bir satın alma anlaşması için bağımsızlık
derecesini ve ortaklığı belirleyen, alıcı ve satıcı arasındaki işbirliğine dayanan bir
ilişkidir. Böyle bir partnerlik; direkt, uzun vadeli birleşmeyi, karşılıklı planlamayı ve
problem
çözme
çabalarının
teşvik
edilmesini
vurgulamaktadır.
Tedarikçi
partnerlikleri, uygulamacıların ve araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Etkin ve
verimli kaynak temini için tedarik zinciri operasyonlarında partnerlik oluşumu çok
önemlidir. Partnerliğin devamı da önemlidir. Alıcı ve tedarikçilerin performans
değerlendirmesi yeterli değildir, ilişkiler de değerlendirilmelidir.
Partnerliğin değerlendirilmesinde ele alınması gereken parametreler, kendilerini
ilerletmekte ve güçlendirmektedir. Örneğin karşılıklı problem çözümündeki yardım
düzeyi, tedarikçi partnerliğinin gücünün göstergesidir. Bu gibi kriterlere dayanarak
yapılan partnerlik değerlendirmeleri, her iki tarafın da kazandığı bir partnerlik
sağlayacak ve daha etkin ve daha entegre tedarik zincirlerine olanak tanıyacaktır.
(Gunasekaran, 2003)
2.6.1.3. Üretim Seviyesindeki Ölçüm ve Ölçütler
Siparişlerin
planlanması
ve
kaynak
temininden
sonraki
adım,
ürünlerin
imalatı/montajıdır. Bu, kendi üretim birimine sahip organizasyonlar tarafından
yapılan bir faaliyettir ve bunların performansı; ürün maliyeti, kalite, teslim hızı ve
güvenilirliği ve esnekliğe etki eden başlıca unsurdur. Tedarik zincirinin önemli bir
61
parçası olduğundan üretimin ölçülmeye ve geliştirilmeye ihtiyacı vardır. Üretim
seviyesi için uygun ölçütler aşağıdaki gibidir:

Ürün ve Hizmet Çeşitliliği: Geniş bir ürün yelpazesine sahip bir fabrika, daha az
çeşitlilikte ürün imal eden bir fabrikaya yeni ürünleri pazara daha yavaş sunar.
Çok çeşitli ürün üreten fabrikalar; çalışan başına katma değer, hız ve teslim
güvenilirliği konularında muhtemelen daha az başarılıdır. Bu durum açıkça, ürün
çeşitliliğinin TZP‟nı etkilediğinin göstermektedir.

Kapasite Kullanımı: Bir tedarik zincirinde faaliyetlerin düzeyini belirlemede
kapasitenin rolü oldukça önemlidir. Kapasite kullanımı; esneklik, temin süresi ve
teslim etme yeteneği konularında doğrudan müşteri talebine olan yanıtı
etkilemektedir.

Çizelgeleme Tekniklerinin Etkinliği: Çizelgeleme, faaliyetlerin yapılacağı
zamanı gösteren bir tekniktir. Böyle bir teknik, kaynakların sistem içersindeki
akışını ve üretim üzerinde dolayısıyla TZP‟nda önemli bir etkiye sahip olanların
etkinliğini belirlemektedir. Örneğin JIT, MRP, ERP gibi çizelgeleme teknikleri;
satın alma, temin süresi ve parti büyüklüğü konularına konularına etki
etmektedir. Tedarik zinciri konusunda çizelgeleme, yoğun olarak müşteri
taleplerine ve tedarikçi performansına dayandığından, çizelgeleme araçları bu
kapsamda incelenmelidir. (Gunasekaran, 2003)
2.6.1.4. Teslim Halkasının Değerlendirilmesi
Bir tedarik zincirinde müşterileri doğrudan etkileyen halka teslimattır. Müşteri
tatmininin ilk belirtisidir; bu yüzden teslimatı ölçüp geliştirmek, rekabeti arttırmak
için daima istenmektedir. Bilinmelidir ki, bir dağıtım yapısı içindeki başlıca
elemanların birindeki değişikliklerin, sistemi bir bütün olarak nasıl etkileyebileceğini
tahmin etmek kolay bir konu değildir.
Teslim performansının en önemli yönlerinden biri zamanında teslimattır. Zamanında
teslimat, teslimatın mükemmel yapılıp yapılmadığını gösterir ve müşteri hizmet
düzeyinin bir ölçüsüdür. Teslimatın bir diğer yönü ise yüksek olması, düşük stok
dönüşümü anlamına gelen “yoldaki bitmiş ürün yüzdesi”dir. Teslimat hızını
etkileyen çeşitli faktörler araç hızını, sürücü güvenilirliğini, teslim frekansını ve
depoların yerleşimini içermektedir. Bu alanlardaki bir verimlilik artışı, stok
seviyelerinin düşmesine imkan verebilir.
62
Teslimat performansında kusursuz faturalama sayısı da önemli bir ölçüttür. Bir fatura
teslim tarihini, zamanını ve ürünlerin alındığı koşulları gösterir. Böylece mükemmel
performansın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği ve çelişki alanları belirlenebilir,
dolayısıyla iyileştirmeler gerçekleştirilebilir.
Teslimat sistemleri, özel müşteri gereksinimlerini karşılamak için de esnek bir yapıda
olmalıdır. Bu, önceden belirlenen bir yerde, belirlenmiş bir teslimat şekliyle ve
belirlenmiş bir paketleme yöntemiyle özel bir müşteri teslimat gereksinimini
karşılama esnekliğidir. Bu tip bir esneklik, sipariş vermede müşteri kararlarını
etkileyebilir ve böylece bunun müşterileri etkilemede ve elde tutmada önemli olduğu
kabul edilebilir.
Lojistikle ilgili en önemli araştırmalar belki de, verimli ve maliyet etkili dağıtım
sistemlerinin tasarım alanında yapılmaktadır. Bunun için toplam dağıtım maliyetinin
anlaşılması önemlidir; böylece doğru gelir-gider dengelemeleri, dağıtım sistemlerinin
planlanması ve yeniden düzenlenmesinde bir temel olarak uygulanabilir. Ulaştırma
maliyetlerinin, toplam lojistik maliyetlerinin yarısından fazlasını oluşturduğundan bu
alanda daha fazla aktif çalışmaya ihtiyaç vardır. (Gunasekaran, 2003)
2.6.1.5. MüĢteri Hizmet ve Tatminin Ölçülmesi
Dünya sınıfı bir organizasyon için en önemli şey mutlu ve tatmin olmuş bir
müşteridir.modern bir tedarik zincirinde müşteriler, yan kapıda ya da dünyanın öbür
ucunda olabilir, her iki durumda da çok iyi hizmet verilmelidir. Hoşnut olmayan bir
müşteriyle tedarik zincirinin stratejisinin etkin olduğu düşünülemez. Tedarik zinciri
performansının değerlendirmek için tedarik zinciri ölçütlerinin, müşteri tatminine
odaklanması gerekir.

Esneklik: Tedarik zincirinin rekabet ettiği faktörlere bakılırsa esneklik kritik bir
faktör olarak görülmektedir.esnek olmak demek, müşterilerin bireysel taleplerini
karşılayan ürün/hizmetleri sağlama yeteneğine sahip olmak demektir. Bazı
esneklik ölçütleri şunlardır:

ürün geliştirme çevrim süresi

makine/araç hazırlık süresi

ölçek ekonomisi-kısa aralıklarla küçük miktarlarda üretim

envanter dönüşüm sayısı
63

Müşteri Yanıt Süresi: Müşteri yanıt süresi, gereken bir bilgi ile ilgili bir müşteri
sorusuna, bir firmanın cevap vermesi için geçen süredir. Bir müşteri için sipariş
durumu, stok imkanlarının potansiyel problemleri ve teslimatla ilgili sorular
sormak doğaldır. Bu sorulara hızlı ve doğru cevaplar vermek, müşterileri tatmin
etmek için önemlidir.

Müşteri Hizmetinin İş Sonrası Ölçütleri: Tedarik zinciri fonksiyonu ürünlerin
müşterilere teslimiyle sona ermez. İş sonrası faaliyetler de müşteri hizmetinde
önemli bir rol oynar ve ilerdeki TZP gelişiminde kullanılabilen değerli geri
besleme sağlar. (Gunasekaran, 2003)
64
3.
DENGELĠ PERFORMANS KARNESĠ ĠLE PERFORMANS
DEĞERLENDĠRME
3.1. Bilgi Çağında Rekabet
Günümüz iş dünyasında şirketler devrim niteliğinde bir değişim ortamında
bulunmaktadır. Endüstriyel çağın rekabet ortamı, yerini bilgi çağının rekabet
ortamına bırakmıştır. 1850 yılından yaklaşık 1975 yılına kadar devam eden
endüstriyel çağda, şirketlerin başarısı ölçek ve fırsat ekonomilerinden yararlanma
oranlarına göre değişmekteydi. Teknoloji önemliydi fakat sonuçta başarıya ulaşan
şirketler, teknolojiyi standart ürünlerin etkin bir yöntemle büyük miktarlarda
üretilmesini sağlayacak şekilde kullananlardı.
Yirminci yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan bilgi çağı ile endüstriyel çağın
rekabetinin temel varsayımlarından birçoğu geçerliliğini yitirmiştir. Artık şirketlerin
başarı ve rekabet gücü kazanmaları için sadece yeni teknolojiyi alıp hızla fiziksel
değerler haline dönüştürmeleri ve aktif ve pasiflerini mükemmel bir şekilde
yönetmeyi başarmaları yeterli değildir.
Bilgi çağının hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmalar üzerindeki etkisi, üretim
sektöründe faaliyet gösteren firmalar üzerindeki etkisine oranla daha fazla devrimsel
nitelikte olmuştur. Hizmet sektöründeki birçok firma, özellikle ulaşım, kamu
hizmetleri, iletişim, finans ve sağlık alanlarında faaliyet gösteren firmalar çok uzun
yıllar boyunca rahat ve rekabetten uzak bir ortamda çalışmaya alışmıştı. Onlar yeni iş
sahalarında faaliyet gösterme ve verdikleri hizmetleri fiyatlandırma gibi konularda
çok kısıtlı bir özgürlüğe sahipti.
Bilgi çağının ortamı, hem imalat hem de hizmet sektöründe faaliyet gösteren
şirketlerin başarılı olabilmeleri için yeni yeteneklere ve güce sahip olmalarını
gerekmektedir. Şirketlerin maddi olmayan değerlerini keşfetmek ve harekete
geçirmekteki
becerileri,
fiziksel
ve
finansal
varlıklarını
yatırımlarda
değerlendirmeleri ve yönetmelerinden çok daha fazla önem kazanmıştır. Maddi
65
olmayan değerlerin bir şirkete sağlayabileceği faydaları aşağıdaki maddelerle ifade
etmek mümkündür.

Mevcut müşterilerin sadakatini korumayı ve etkin ve verimli hizmet
götürebilecek yeni müşteri kitleleri ve yeni pazarlar bulmayı sağlayacak müşteri
ilişkilerinin geliştirilmesi,

Hedef müşteri kitleleri tarafından talep edilen yeni ürün ve hizmetlerin
geliştirilmesi,

Yüksek kaliteli ürün ve hizmetlerin düşük maliyetlerle ve kısa teslim süreleri ile
üretilmesi,

Bilgi teknolojisi, veri tabanları ve sistemlerin yaygınlaşması. (Kaplan, 1996)
3.2. Dengeli Performans Karnesi
Uzun dönemli rekabet yeteneği kazanmanın karşı koyulamayan baskısı ile çok uzun
zamandan beri yerinden oynatılamayan maliyet muhasebesi modelinin çarpışması
sonucunda Dengeli Performans Karnesi diye adlandırılan bir sentez ortaya çıkmıştır.
Dengeli Performans Karnesi, şirketlerin geçmişte kaydettikleri performansa ait mali
ölçülerin
gelecekteki
performanslarını
sağlayacak
etkenlere
ait
ölçülerle
bütünleştirilmesini sağlar. Scorecard‟ın hedef ve ölçüleri şirketin vizyon ve stratejisi
göz önünde tutularak belirlenir. Tedarik zinciri yönetimi için de etkin bir kullanım
alanı bulabilecek Scorecard‟da yer alan hedef ve ölçülerle zincirin performansı dört
farklı açıdan değerlendirilir:

Finansal Perspektif

Müşteri Perspektifi

Süreç Perspektifi

Öğrenme ve Büyüme Perspektifi (Kaplan, 1996)
Bu dört farklı açı Dengeli Performans Karnesinin ana çerçevesini oluşturur. Dengeli
Performans Karnesi, şirketteki her bölümün hedeflerine, özet şeklinde belirtilen
finansal hedeflerin çok ötesinde bir genişlik kazandırır. Şirket yöneticileri her bir
bölümün mevcut ve potansiyel müşterileri için ne şekilde değerler yaratmakta
olduğunu ölçümleyebilir; şirket içi kaynakları artırmak, gelecekteki performansı
olumlu bir şekilde etkilemek için insana, sisteme ve yöntemlere yapılması gereken
yatırımları belirleyebilir. Finansal bakış açısı sayesinde kısa dönemdeki performansa
66
ait bilgileri sergileyen Dengeli Performans Karnesi aynı zamanda uzun dönemde
üstün finansal ve rekabetçi bir performansa ulaşabilmek için gereken değer
etkenlerinin neler olduğunu da kesin bir şekilde ortaya koyar.
3.2.1. Bir Yönetim Sistemi Olarak Dengeli Performans Karnesi
Birçok şirkette
maddi ve maddi olarak ifade edilemeyen değerleri kapsayan
performans ölçüm sistemleri uygulanmaktadır. “Dengeli” bir ölçüm sistemi ne gibi
bir yeniliği ifade eder? Hemen hemen tüm şirketlerde finansal ve finansal olmayan
ölçüler mevcuttur ve birçok şirkette finansal olmayan ölçüler sadece şirketin en ön
cephesinde, müşteri ile direkt muhatap olunan yöntemin geliştirilmesi amacı ile
kullanılır. (Kaplan, 1996)
Üst düzey yöneticiler tarafından kullanılan finansal ölçülerin, orta kademe ve daha
alt kademelerde görev yapmakta olan personelin gerçekleştirdiği işlemlerin
neticelerini de doğru olarak yansıttığı varsayılmalıdır. Bu şirketler, finansal ve
finansal olmayan performans ölçülerini sadece değişik bir taktik geliştirmek için
destek bilgi sağlamak ve kısa dönemli operasyonları kontrol edebilmek amacıyla
kullanılır.
Dengeli Performans Karnesi sistemi, bir kuruluşun tüm seviyelerinde çalışmakta olan
elemanlar için finansal ve finansal olmayan ölçülerin bilgi sisteminin bir parçası
olması gerektiğini vurgular. Satış elemanları, karar ve davranışlarının yaratacağı
finansal sonuçları, üst düzey yöneticiler de uzun dönemde finansal başarı elde etmek
için gereken etkenleri iyice kavramak zorundadır. Balanced Scored‟da yer alan hedef
ve ölçüler sadece tek bir işleve hizmet etmek amacıyla bir araya toplanmış finansal
ve finansal olmayan bir dizi ölçüden ibaret değildir. Bu hedef ve ölçüler, şirketin
veya departmanın misyon ve stratejisinin detaylı bir şekilde incelenmesi sonucunda
elde edilmiştir. Dengeli Performans Karnesi, bir şirketin misyon ve stratejisinin
fiziksel ölçüler haline dönüştürülerek ifade edilmesidir. Meydana çıkan ölçüler,
şirket hissedarları ve müşterileri için olan dış ölçüler ile kritik iş yöntemleri,
yenileme, öğrenme ve büyüme gibi iç ölçüler arasında bir dengeyi temsil eder.
Geçmişteki çalışmaların sonuçlarını ortaya koyan ölçüler ile gelecekteki performansı
yönlendiren etkenlerin ölçüleri arasında da bir denge mevcuttur. Scorecard, sadece
taktik veren veya operasyonel bir sistemden çok daha üstün özelliklere mevcuttur.
Yeniliğe açık olan şirketler, Scorecard‟ları uzun dönemli stratejilerini yönetmek
67
amacına yönelik bir stratejik yönetim sistemi olarak kullanır. Bu şirketler aşağıda
belirtilen yönetim işlemlerinin yerine getirmek için Scorecard‟daki ölçülerden
yararlanır:
1. Şirketin vizyon ve stratejisini belirlemek
2. Stratejik hedefler ve ölçülerin yaygın bir şekilde iletişiminin ve aradaki
bağlantıların kurulmasını sağlamak
3. Stratejik girişimleri planlamak, hedefler belirlemek ve uyumlu bir hale getirmek
4. Stratejik geribildirim ve öğrenmeyi arttırmak. (Kaplan, 1996)
68
Vizyon ve Stratejinin
Belirlenmesi ve
Tanımlanması:
 Vizyonun
Tanımlanması
 Fikir Birliğinin
Sağlanması
ĠletiĢim ve Bağlantı:
 İletişim Kurmak
Eğitmek
 Hedeflerin
Belirlenmesi
 Performans
Ölçülerinin Uygun
Ödüllerle
Bağdaştırılması
DENGELĠ
PERFORMANS
KARNESĠ
Stratejik Geribildirim
ve Öğrenme:
 Ortak Vizyon İfade
Etmek
 Stratejik
Geribildirimin
Sağlanması
 Stratejinin
Denetlenmesi ve
Öğrenmeyi
Kolaylaştırma
Planlama ve Hedef
Belirleme:
 Hedeflerin
Belirlenmesi
 Stratejik Uygulamalar
Arasında Uyum
Sağlanması
 Kaynakların Tahsisi
 En Önemli Kilometre
Taşlarının Saptanması
Şekil 3.1 : Dengeli Performans Karnesinin Stratejik Yönetim Sistemi Olarak
Kullanılması
3.2.2. Vizyon ve Stratejinin Belirlenmesi ve Tanımlanması
Scorecard‟ın oluşum süreci, üst düzey yöneticilerden oluşan bir ekibin, şirketin
stratejisini özel stratejik hedefler halinde tanımlamak amacıyla çalışması ile başlar.
Ekip, finansal hedefleri belirleyebilmek için gelirler ve pazar büyüklüğü, karlılık
veya nakit akışı üretmek gibi farklı seçeneklerden hangisine daha fazla önem
69
verileceğini açıkça ifade etmelidir. Özellikle müşteri boyutunda, yöneticiler hangi
müşteri ve pazar dilimlerini hedeflediklerini kesin olarak belirlemelidir. Şirketin
finansman ve müşterilerle ilgili olan amaçları belirlendikten sonra, şirket içi
yöntemlerle yani süreçlerle ilgili amaç ve ölçüler tanımlanır. Bu aşama, Scorecard
sisteminin getirdiği en önemli yenilik ve faydalardan biridir. Geleneksel performans
değerlendirme sistemleri (ki buna birçok mali olmayan belirteç kullanan sistemler de
dahildir) mevcut yöntem ve işlemlerin maliyet, kalite ve sürecini iyileştirici
düzeltmeler
yapmaya
odaklıdır.
Dengeli
Performans
Karnesi
ise
şirketin
performansında müşteriler ve hissedarlar lehine bir atılım kaydetmeyi sağlayacak
işlemlere dikkat çekilmesini sağlar. Şirket içi yöntemlerin tanımlanması sayesinde
genellikle şirketin başarıya ulaşabilmesi için mükemmel bir şekilde uygulanması
gereken yepyeni yöntemler ortaya çıkacaktır. Scorecard‟daki son bağlantı öğrenme
ve büyüme hedefleri ile ilgilidir. Bu bölümde, çalışanlara yeni yetenekler
kazandırmak be bilgi sistemleri, bilgi teknolojisi ve zenginleştirilmiş kurumsal
yöntemlere ulaşabilmek için gereken yatırımların nedenleri ortaya koyulur. İnsana,
sistemlere ve yöntemlere yapılacak bu yatırımlar sayesinde şirket içi işlemler,
müşteriler ve nihai olarak da şirket ortakları için çok önemli yenilik ve gelişmeler
elde edilecektir.
Dengeli Performans Karnesinin oluşturulması işlemleri, şirketin stratejik hedeflerinin
kesin bir şekilde belirlenmesini ve bu hedeflere ulaşmayı sağlayacak kritik etkenlerin
tanımlanmasını sağlar. Bu sistemin geliştirilmesi, fikir birliği ve ekip çalışmasının
eksikliğini daha net bir şekilde ortaya koyarken bu problemin çözümüne de katkıda
bulunur; çünkü şirketin Scorecard‟ı tüm üst düzey yöneticilerin ekip çalışması
yapması gerektiren, her bir yöneticinin ayrı ayrı katkıda bulunması ile yaratılabilecek
ve şirketin tüm fonksiyonlarını kapsayacak bir modeldir. Scorecard‟da belirtilen
hedefler, üst düzey yöneticilerin ortak sorumluluğudur ve ekip çalışmasına dayanan
bir çok idari yöntemi organize eden bir çerçeve niteliğini taşır. Scorecard amaçları,
geçmişteki iş deneyimleri ve fonksiyonel uzmanlık alanlarından bağımsız olarak tüm
üst düzey yöneticiler arasında bir takım çalışmasının gerçekleştirilmesine ve fikir
birliğine varılmasına olanak sağlar. (Kaplan, 1996)
70
3.2.3. Stratejik Amaç ve Ölçülerin Ġletilmesi Bağlantıların Kurulması
Dengeli Performans Karnesinde yer alan stratejik hedef ve ölçülerin yaygın bir
şekilde tüm şirkete iletilebilmesi için şirket yayınlarını, duyuru tahtaları, video
kasetler ve elektronik ortamlardan yararlanılabilir. Tam bir iletişimin kurulması, tüm
çalışanların şirket stratejisinin başarıya ulaşması için yerine getirilmesi gereken
önemli işler hakkında bilgi sahibi olmasını ve uyarılmasını sağlar. Bazı şirketlerde,
kurumsal Scorecard‟da belirlenen üst düzeydeki stratejik ölçülerin ayrıştırılarak
operasyon seviyesinde uygulanabilecek daha özel ölçüler haline indirgenmesi tercih
edilmektedir.
Örneğin
gerçekleştirilmesi
kurumsal
şeklinde
Scorecard‟da
tanımlanmış
olan
sevkıyatların
amaç,
operasyon
zamanında
seviyesine
indirgendiğinde bir makinenin çalışma süresinin kısaltılması veya siparişlerin bir
bölümden diğerine daha hızlı bir şekilde aktarılması diye daha detaylı olarak ifade
edilebilir. Bu yöntemle, farklı birimlerdeki gelişim çalışmaları kurumsal başarıyı
sağlayacak faktörlerle uyumlu olarak sürdürülür. Tüm çalışanlar kurumsal nitelik
taşıyan en üst seviyedeki hedef ve ölçümleri tam olarak kavradığı zaman, kendi
bölümlerine ait olan ve kurumun global stratejisini destekleyen hedefleri
belirleyebilir.
İletişimin sağlanması ve bağlantıları kurulması aşamasının sonunda, organizasyonda
görev yapmakta olan her bireyin, şirketin uzun dönemli hedeflerini ve bu hedeflere
ulaşmak için uygulanacak stratejileri çok iyi kavramış olması gerekir. Her birim ve
her birey kurumsal amaçlara ulaşmak için yapılacak işlemleri belirlemelidir.
Organizasyonda başlatılacak tüm çaba ve girişimler, ihtiyaç duyulan değişikliği
gerçekleştirme işlemiyle uyumlu olmalıdır.
3.2.4. Planlama, Hedeflerin Belirlenmesi ve Stratejik uygulamalar Arasında
Uyum Sağlanması
Dengeli Performans Karnesinin en güçlü etkisi bu programın değişimi yönlendirme
amacıyla uygulandığı hallerde görülmektedir. Bilgi çağında ölçüm ve yönetim üst
düzey yöneticiler, erişildiği takdirde şirkette büyük değişimlerin gerçekleşmesine
neden olacak, üç veya beş yıl süreli Scorecard hedeflerini belirlemelidirler. Bu
hedefler, kurumun o güne kadar süre gelmiş performansında belirgin bir kesinti,
temel bir değişiklik meydana getirecek hedefler olmalıdır. Eğer şirket halka açık bir
kuruluşsa hedefe ulaşılması durumunda, hisse senedi fiyatları iki katı veya daha fazla
71
oranda artmalıdır. Organizasyonların belirlediği finansal hedefler arasında,
sermayenin karlılık oranının iki katına çıkarılması veya gelecek beş yıllık dönem
içinde satışların %150 oranında arttırılması gibi hedefler sayılabilir. Örneğin
elektronik sektöründe faaliyet gösteren bir şirket, finansal hedeflerini mevcut
müşterilerin tahmini büyüme oranlarının yaklaşık iki katı oranında büyümek olarak
belirlenmiştir.
Böylesine
iddialı
finansal
amaçları
gerçekleştirebilmek
için,
yöneticilerin
müşterilerin, şirket içi yöntemler, öğrenme ve büyüme amaçlı ile ilgili hedeflerin de
belirlemeleri gerekir. Bu yan hedefler birkaç farklı kaynaktan elde edilebilir. İdeal
olanı, müşterilerle ilişkili hedeflerin, müşterilerin beklentilerini karşılamak veya bu
beklentileri aşmak gibi amaçlardan kaynaklanmasıdır. Mükemmel performansın
tanımını yapabilmek için hem mevcut hem de potansiyel müşterilerin tercihleri
incelenmelidir. Şirkette halihazırda mevcut en başarılı yönetimi belirlemek ve şirket
içinde önerilen hedeflerin şirketin stratejik ölçüler içinde sürüklenmesine neden
olmayacağını kanıtlamak amacıyla benchmarkingten yararlanılabilir. Müşteriler,
şirket içi yöntemler, öğrenme ve büyüme ölçüleri ile ilgili hedeflerin belirlenmesinin
ardından, yöneticiler, şirketin bir atılım gerçekleştirmesini sağlayacak amaçlara
ulaşması için uygulanacak stratejik kalite, tepki süreci ve yeniden yapılanma
girişimlerini uyumlu bir hale getirebilirler. Dengeli Performans Karnesi, sürekli
gelişim, yeniden yapılandırma ve değişim programlarının gerekliliğini ispatladığı
gibi, bu programlar üzerinde odaklanılmasına ve gereken entegrasyonunun
sağlanmasına da olanak tanır. Yöneticilerin çabaları, kolaylıkla kazanç elde
edilebilecek şirket içi yöntemlerin temel şişleyişlerini yeniden düzenlemek yerine,
kurumun stratejik başarı elde etmesini sağlayacak yöntemleri geliştirmeye ve
yeniden yapılandırmaya yöneltilir. Amacın maliyetlerde önemli ölçüde kısıntı
yapmaya yönelik olduğu geleneksel yeniden yapılanma programının aksine, Dengeli
Performans Karnesinin yeniden yapılanma programının amacı sadece maliyetlerde
maliyette meydana gelen tasarrufların ölçülmesiyle değerlendirilmez. Stratejik
girişim hedefleri, Scorecard‟da yer alan ve siparişlerin karşılanma süresinde oluşan
önemli zaman tasarrufları, ürün geliştirme ve pazara sunma süresinde elde edilen
zaman tasarrufu, çalışanların yeteneklerini arttırmak da nihai hedefler değildir.
Dengeli Performans Karnesinde yer alan bir dizi neden-sonuç ilişkisinin
sürdürülmesi ile nihai hedef olan mükemmel performansa ulaşılır.
72
Dengeli Performans Karnesi, bir şirketin stratejik planlamasının yıllık bütçe işlemleri
içine dahil edilmesine de olanak sağlar. Şirketin stratejik ölçüleri için 3-5 yıla yayılan
yan hedeflerinin belirlendiği sırada, yöneticiler her bir ölçü için bir sonraki takvim
yılı içinde ulaşılacak dönüm noktalarının da neler olacağına dair tahminde
bulunurlar. Bu kısa vadeli mihenk taşları, şirketin uzun dönemli stratejik yolculuğu
sırasında kısa dönemde elde edilen ilerlemelerin değerlendirilmesinin yapılacağı özel
hedeflerdir.
Planlama ve hedef belirleme işlemleri, bir şirketin:

Ulaşmayı istediği uzun dönemli sonuçları miktarsal olarak ifade etmesini,

Bu sonuçlara ulaşmak için gereken mekanizmaları tanımlamasını ve kaynak
sağlamasını,

Scorecard‟da yer alan finansal ve finansal olmayan ölçüler için kısa dönemli
mihenk taşlarını belirlemesini sağlar. (Kaplan, 1996)
3.2.5. Stratejik Geribildirim ve Öğrenmenin Arttırılması
Scorecard yönetim sisteminin en yenilikçi en önemli yönü olan bu işlem, yöneticiler
seviyesinde kurumsal öğrenme yeteneği sağlar. Günümüz şirketlerinde, yöneticilerin
stratejileri hakkında geribildirim almalarını ve stratejilerinin dayanak noktası olan
varsayımları kontrol etmelerini sağlayacak bir yöntem mevcut değildir. Dengeli
Performans
Karnesi,
yöneticilerin
stratejilerini
izleyebilmelerine,
uygulama
aşamasında düzeltmeler yapmalarına eğer gerekiyorsa stratejide temel değişiklikler
gerçekleştirmelerine olanak sağlar.
Stratejik öğrenme süreci, tüm şirketin ulaşmayı istediği ortak vizyonun belirlenmesi
süreci ile başlar. Ölçümlemenin herkes tarafından paylaşılan ortak bir lisan haline
getirilmesi, karmaşık ve net olmayan kavramların üst düzey yöneticiler arasında fikir
birliğine varılmasını sağlayacak daha kesin bir şekilde ifade edilmesine yardımcı
olur. Scorecard‟ın oluşturulması sırasında vurgulanan sebep-sonuç ilişkisi, dinamik
sistem düşüncesini yaratır. Şirketin farklı bölümlerinde görev yapmakta olan
bireylerin, parçaların birbirine nasıl bağlandığını ve kendi hareketlerinin diğerlerini
ve sonuçta tüm kuruluşu ne şekilde etkilediğini anlamalarını sağlar. Planlama, hedef
belirleme ve stratejik girişim sürecinde, şirketin performans hedefleri, bir dizi
dengeli sonuç ve performans etkenleri vasıtasıyla ifade edilir. Ulaşılmak istenen
73
performans hedefleri ile mevcut performans seviyesinin karşılaştırılması, stratejik
girişimlerin tasarlanması ile kapatılabilecek farkın ne ölçüde olduğunu ortaya koyar.
Bu nedenle Dengeli Performans Karnesi değişimi ölçmekle yetinmeyip değişimi de
teşvik eder.
Şekil 3.1‟de yer alan ilk üç kritik yönetim süreci, stratejinin belirlenmesinde hayati
öneme sahiptir. Fakat bu yöntemler de tek başına yeterli değildir. Bir vizyon ve
stratejinin belirlenmesi, bu vizyon ve stratejinin kurumdaki tüm birimlere
aktarılması, bağlantıların kurulması ve uzun dönemli stratejik hedeflere ulaşmak
amacıyla kurumsal davranışlar arasında uyum sağlanması tek döngülü geribildirim
desteği sağlama işlemine bir örnektir. Tek döngülü öğrenme işleminde amaç sabittir.
Planlanan hedeflere ulaşmada meydana gelen sapmalar, bu hedefler halen istenen
hedefler olup olmadığının sorgulanmasına neden olmaz. Bunun yanı sıra hedeflere
ulaşmak için uygulanmakta olan yöntemlerin halen geçerliliğini koruyup
korumadığının sorgulanmasına da gerek duyulmaz. Planlanan yoldaki sapmalar
hatalar olarak kabul edilir ve tekrar planlara uygun bir şekilde ilerleyebilmek için
telafi edici yöntemlere başvurulur.
Uygun bir şekilde hazırlanmış olan Dengeli Performans Karnesi, şirketin teorisini
açıkça ortaya koyar. Scorecard, şirketin ana stratejisinden türetilen birtakım neden ve
sonuç ilişkileri üzerine inşa edilmeli; tahmini tepki sürelerinin ne olduğu ve
Scorecard‟da yer alan ölçüler arasındaki bağlantıların boyutunun ne olacağını ortaya
koymalıdır. Örneğin Scorecard‟da ürün kalitesi ve teslimat süresinde elde edilecek
olumlu gelişmelerin mevcut pazar payı ve satışlar üzerindeki etkisinin ne kadar
sürede görülebileceği ve bu etkilerin derecesinin ne olacağı gibi tahminlere yer
verilmelidir. Dönemsel değerlendirmeler ve performans gözlemleri, Scorecard‟da yer
alan ölçüler arasındaki ilişki ve bağlantıların miktarsal olarak ifade edilmesi
sayesinde, başlangıçtaki varsayımların kontrol edilmesine olanak sağlayan yöntemler
haline dönüşür.
Bu stratejik geribildirim ve öğrenme yöntemi, şekil 3.1‟deki döngüyü tamamlar.
Stratejik öğrenme işlemi, bir sonraki vizyon ve strateji aşamasına yani birçok boyutta
yer alan amaçların gözden geçirildiği, güncelleştirildiği ve elde dilen sonuç ve
gelecekte ihtiyaç duyulan performans seviyelerine göre değiştirildiği aşamaya
gereken malzemeyi sağlamış olur. (Kaplan, 1996)
74
3.3. Dengeli Performans Karnesinin Dört Boyutu
Ölçmek çok önemlidir. Bir şirketin veya bir zincirin ölçüm sistemi, zincir içindeki
tüm birimlerin davranışlarını önemli ölçüde etkiler. Şirketlerin bilgi çağında
yaşamlarını devam ettirebilmeleri için kendi strateji ve yeteneklerine göre belirlenen
performans değerlendirme ve yönetim sistemlerini kullanmaları gerekmektedir.
Ancak birçok şirket, müşteri ilişkileri, rekabet güçleri ve kurumsal kapasiteleri
hakkında stratejiler geliştirirken performans değerlendirme ve motivasyonlarını
sadece finansal ölçülerle izlemekle yetinmektedir. Dengeli Performans Karnesi,
finansal ölçümü yönetim ve ticari performansın önemli bir özet bilgisi olarak
muhafaza ederken aynı zamanda mevcut müşteriler, süreçler, çalışanlar ve sistemin
performansını uzun dönemli finansal başarıyla ilişkilendiren daha genel ve entegre
ölçü birimlerine de önem vermektedir.
Dengeli Performans Karnesi yöneticilere, şirketin vizyon ve stratejisinin, bir dizi
tutarlı performans ölçüsü haline dönüştürülerek ifade edildiği geniş kapsamlı bir
çerçeve sunar. Birçok şirkette, şirketin temel değer ve inançlarını tüm çalışanlara
aktararak yaygınlaştırmak amacıyla misyon bildirgeleri oluşturulmuştur. Misyon
bildirgesi, şirketin temel inançlarını ifade eder, hedef pazar ve ana ürünleri belirler.
Şirketlerin misyon bildirgeleri uyarıcı özellikler taşımalı, şirkete enerji ve
motivasyon sağlamalıdır. Fakat sadece uyarıcı ve teşvik edici misyon bildirgesine
sahip olmak da yeterli değildir. Peter Senge‟in dediği gibi „Birçok lider kişisel
vizyona sahiptir fakat hiçbir zaman bunu tüm şirketi heyecanlandırıp harekete
geçirecek ortak bir vizyon haline dönüştürmeyi başaramaz. Başarısızlığı yaratan
sebep, kişisel vizyonu herkesin paylaştığı ortak bir vizyon haline dönüştürmeyi
sağlayacak bir düzenin olmamasıdır.‟
Dengeli Performans Karnesi, misyon ve stratejinin ölçüler halinde ifade edilen dört
ana boyut içinde tasnif edilmesini sağlar. Finansal, müşteri, süreçler, öğrenme ve
büyüme boyutları ile Performans Karnesi, misyon ve stratejinin anlaşılması ve
iletilmesi için bir çerçeve ve bir lisan oluşturur. Ölçüler yoluyla şirketteki tüm
çalışanlara bugün ve gelecekte başarı elde etmeyi sağlayacak etkenlere hakkında
bilgi verir. Şirketin ulaşmak istediği sonuçlar ve bu sonuçları elde etmeyi sağlayacak
etmenlerin tanımlanmasıyla üst düzey yöneticiler, tüm personelin enerji, yetenek ve
bilgisini uzun dönemli hedeflere ulaşabilmek için yönlendirmeyi ümit ederler.
75
Performans Karnesinde yer alan dört boyut kısa ve uzun dönemli hedefler arasında
istenen sonuçlar ve bu sonuçları doğuracak etkenler arasında katı ve objektif
ölçümlerle daha ılımlı ve subjektif ölçümler arasında bir denge oluşturulmasını
sağlar. Dengeli Performans Karnesinde fazla sayıda ölçünün yer alması biraz
karmaşık gibi görünse de, doğru olarak hazırlanan Performans Karnelerinde amaç
bütünlüğü mevcuttur çünkü tüm ölçüler entegre bir stratejiye ulaşmaya yöneliktir.
(Kaplan, 1996)
3.3.1. Finansal Boyut
Geçmişte yapılan işlerin ve bu olaylarla ilgili mevcut durumun ölçülebilen ekonomik
sonuçlarını özetlemede finansal ölçüler çok yararlı olduğu için Dengeli Performans
Karnesi, finansal boyutu olduğu şekilde muhafaza eder. Finansal performans
ölçütleri, bir şirketin stratejisinin ve bu stratejiye yönelik yürütme ve uygulamaların
şirketi geliştirmeye katkıda bulunup bulunmadığını ortaya çıkarır. Finansal amaçlar,
genellikle işletme geliri, sermayenin karlılık oranı, ekonomik katma değer gibi
ölçülebilen karlılıkla ilgilidir. Alternatif finansal amaçlar ise satışlarda hızlı bir artış
sağlamak ve nakit akışı yaratmak olabilir.
3.3.2. MüĢteri Boyutu
Dengeli Performans Karnesinin müşteri ile ilgili bölümünde, yöneticiler, şirketin
rekabet edeceği müşteri ve pazar kesimlerini ve bu hedef kesimlerde şirketin
göstereceği performansın ölçülerini tanımlar. Bu boyut içine genellikle iyi formüle
edilmiş ve uygulanmış bir stratejiden elde edilen başarılı sonuçların temel veya genel
kapsamlı ölçümleri dahil edilir. Temel sonuç ölçümleri, müşteri tatmini, müşterinin
muhafaza edilmesi, yeni müşteri kazanma, müşteri karlılığı ve hedeflenen
kesimlerdeki pazar ve müşteri payları gibi konulardaki ölçümleri kapsar. Fakat bu
boyutun, şirketin hedeflediği pazar kesimlerindeki müşterilere sunacağı değerlerle
ilgili özel ölçüleri de kapsaması gerekir. Temel müşteri sonuçlarından elde edilen
hedef müşteri kesimine özel olan etkenler, müşterilerin çalıştıkları firmayı
değiştirmelerinde veya aksine ona sadık kalmalarında çok önem taşıyan faktörlerdir.
Örneğin müşterilerin en fazla önemsediği konu, teslim süresinin kısa olması ve
zamanında teslimat yapılması olabilir veya bazı müşteriler sürekli olarak yeni ürün
ve hizmetler sunulmasını isteyebilir. Yine bazıları yeni ortaya çıkan ihtiyaçlarını
76
önceden tahmin etmeyi ve bu ihtiyaçlarına uygun yeni ürün ve yaklaşımlar önermeyi
başaran üreticilerle çalışmayı tercih edebilir. Müşteri boyutu, şirket yöneticilerinin
müşteri ve pazar şartlarına göre gelecekte en yüksek düzeyde finansal kazanç
sağlayacak stratejiyi belirlemesini sağlar.
3.3.3. Süreç Boyutu
Bu boyutta yöneticiler, kuruluşun hangi önemli süreç yöntemlerini geliştirmesi ve
mükemmel hale getirmesi gerektiğini saptar. Bu yöntemler şirketin,

Hedeflenen pazar kesimlerindeki müşterileri çekecek ve muhafaza etmeyi
sağlayacak değerler sunmasını,

Hissedarların mükemmel finansal kar beklentilerini karşılamasını sağlar.
(Kaplan,1996)
Süreçler için tasarlanan ölçüler, müşteri tatmini ve şirketin finansal amaçlarına
ulaşmasında en fazla etkisi olan içi işleyiş yöntemleri üzerine odaklanır.
Süreç boyutu, performans ölçümünde geleneksel sistemler ve Dengeli Performans
Karnesi sistemi arasında temel iki farkı gözler önüne serer. Geleneksel sistemler,
şirkette mevcut olan yöntemleri izleyip geliştirmek için uğraşırlar. Kalite ve zamanı
baz alan ölçüleri de kapsadıkları için finansal ölçülere kıyasla daha üstün yönleri
vardır. Faka yine de sadece mevcut yöntemi geliştirmek üzerine odaklanırlar.
Halbuki Performans Karnesi sistemi, kurumun müşteri ve finansal amaçlarını elde
edebilmesi için mükemmel bir şekilde uygulaması gereken yeni yöntemleri
belirleyecektir. Örneğin bir şirket müşteri ihtiyaçlarını önceden tahmin edebilmek
veya hedef müşterilerin değer vereceği yeni hizmetler sunabilmek için bir yöntem
geliştirmesi gerektiğinin farkına varacaktır. Dengeli Performans Karnesinde süreçler
için belirtilen amaçlar, bir şirketin stratejisinin başarıya ulaşması için çok önemli
olan ve belki de mevcut durumda şirket içinde hiç uygulanmayan yöntem ve
işlemlere dikkat çekecektir.
Dengeli Performans Karnesi sistemini geleneksel sistemlerden faklı kılan ikinci
konu, yenileme faaliyetlerinin süreç boyutuna dahil edilmesidir. (Şekil 3.2)
Geleneksel performans ölçüm sistemleri, bugünün ürün ve hizmetlerinin müşterilere
ulaştırılması için uygulanmakta olan yöntemler üzerine odaklanır ve mevcut
yöntemleri kontrol edip geliştirmeye çalışarak daha kestirme yoldan değer yaratmaya
77
çalışır. Bu döngünün başlangıcı, mevcut bir müşteriden mevcut bir ürün ve hizmet
için alınan sipariş; sonu ise ürün ve hizmetin müşteriye teslim edilmesidir. Şirket bu
ürünü satış fiyatından daha düşük bir maliyetle üretmek, sevk etmek ve hizmet
vermekle bir değer yaratmış olur.
Yenileme
Müşteri
İhtiyacının
Tanımlanmas
ı
Tasarım
Operasyonlar
Üretim
Geliştirme
Pazara Sunma Süresi
Pazarlama
Hizmet
Müşteri
İhtiyacının
Karşılanması
Arz Zinciri
Şekil 3.2. Süreçlerin Değer Zinciri Boyutu
Uzun dönemde finansal başarı elde edilmesine yol açacak etkenler, şirketin mevcut
ve potansiyel müşterilerinin yeni oluşmaya başlayan ihtiyaçlarını karşılayacak
tamamıyla yeni ürün ve hizmetler yaratmasını gerektirebilir. Birçok şirket için bu
yöntem, gelecekte güçlü bir finansal performansa ulaşmak yolunda kısa dönemli
operasyonlar uygulamaktan çok daha güçlü bir etki yapacaktır. Şirketlerin büyük
çoğunluğu, uzun dönemli ürün geliştirme sürecinin başarıyla yönetilmesi veya yeni
müşteri kategorilerine ulaşma fırsatının yaratılması gibi gelişmelere, mevcut
yöntemlerin verimli, düzenli ve uyumlu bir şekilde sürdürülmesinden daha fazla
önem vermektedir.
3.3.4. Öğrenme ve GeliĢme Boyutu
Dengeli Performans Karnesinin dördüncü boyutu olan öğrenme ve gelişme, şirkette
uzun dönemli büyüme ve gelişme kaydedilmesi için gereken altyapıyı belirler.
Müşteri ve süreçler boyutlarında mevcut durumdaki ve gelecekteki başarı için en
önemli olan faktörler belirlenmiştir. İşletmelerin bugünün teknoloji ve olanaklarını
kullanarak müşteriler ve süreçlerle ilgili uzun dönemli hedeflerini gerçekleştirmeleri
mümkün değildir. Ayrıca global ölçekli yoğun rekabet koşulları, şirketlerin müşteri
78
ve hissedarlarına artı değerler aktarma yeteneklerini sürekli olarak geliştirmelerini
gerektirmektedir.
Kurumsal eğitim ve gelişim üç ana kaynaktan elde edilir: İnsanlar, sistemler ve
süreçler. Dengeli Performans Karnesinde yer alan finansal, müşteri ve süreç
boyutları, insanların, sistemlerin ve yöntemlerin mevcut performansları ile şirketin
ileriye doğru bir atılım yapmasını sağlayacak performans gereksinimleri arasında
büyük bir fark olduğunu ortaya koyacaktır. Bu farkı kapatmak için çalışanlarına yeni
yetenekler kazandırmak, bilgi teknolojisi ve bilgi sistemlerini zenginleştirmek, şirket
içi yöntem ve programları uyumlu ve çalışır hale getirmek zorundadır. Bu amaçlar,
Dengeli Performans Karnesinin gelişme boyutunda açıklanmaktadır. Müşteri
boyutunda olduğu gibi şirket çalışanlarını baz alan ölçüler de personelin tatmini,
eğitimi ve yetenekleri gibi geniş kapsamlı sonuç ölçülerinin yanı sıra, bu ölçülerin
yeni rekabetçi ortamın gerekli kıldığı özel yeteneklerin şirketin ticari faaliyetine
yansıyan göstergeleri gibi daha özel ve detaylı ölçüleri de kapsamaktadır.
Bilgi sistemlerinin kapasitesi, müşteriler ve süreçler hakkındaki doğru ve önemli
bilgilerin, karar alma ve uygulamaya geçirme noktalarında görev yapmakta olan
kişilere ulaşmasının ne kadar sürede gerçekleştiği ölçülerek bulunabilir. Bir bütün
olarak Dengeli Performans Karnesi, vizyon ve stratejinin, denge içindeki boyutlar
dizisi vasıtasıyla amaç ve ölçüler şeklinde ifade edilmesidir. Performans karnesi,
istenen sonuçlara ait ölçülerin yanı sıra, gelecekte bu sonuçları elde etmeyi
sağlayacak yöntemleri de içerir. (Kaplan,1996)
3.4. Çok Sayıdaki Performans Karnesi Ölçüsünü Tek bir Stratejiye Bağlamak
Özellikle son yıllarda müşteri ve işlem kalitesine farklı bir bakış açısıyla
yaklaşılmasıyla birlikte birçok şirket, müşteri memnuniyeti ve şikayetleri, ürün ve
işlemlerdeki hata seviyeleri ve teslim tarihlerindeki gecikmelerle ilgili ölçüleri takip
etmeye ve şirket genelinde duyurmaya başlamıştır. Doğru hazırlanmış Dengeli
Performans Karnelerinde yer alan ölçüler, birbiriyle bağlantılı ve hem tutarlı hem de
birbirini pekiştiren bir amaç ve ölçüler dizisinden oluşmaktadır. Performans karnesi,
önemli değişkenler arasında mevcut olan bir dizi sebep-sonuç ilişkisini, şirket
stratejisi ile birleştirmelidir. Bağlantılar hem sebep-sonuç ilişkilerini hem de elde
79
edilen sonuçların ölçüleriyle bu sonuçları doğuran performans yönlendiricilerini bir
karışım halinde birbirleriyle ilişkilendirmelidir.
3.4.1. Sebep-Sonuç ĠliĢkileri
Strateji, sebep ve sonuçlar hakkındaki bir hipotezler dizisinden oluşur. Ölçüm
sistemleri, amaçlar (ve ölçüler) arasındaki ilişkileri (hipotezleri) birçok boyutta
açıkça ortaya koyarak bunların yönetim ve değerlendirilmesine olanak sağlamalıdır.
Sebep ve sonuç zinciri, Dengeli Performans Karnesinin dört boyutunu da
kapsamalıdır. Örneğin karlılık, Dengeli Performans Karnesinin finansal boyutunda
yer alan bir ölçü olabilir. Bu ölçüyü yönlendiren etkenler, mevcut müşterilerin
sadakatinin yüksek seviyede olması ve bu sadakat neticesinde müşterilere düzenli
olarak artan oranda gerçekleştirilen satışlar şeklinde belirlenebilir. Böylece karlılık
üzerinde büyük bir etkisi olan müşteri sadakati, performas karnesinin müşteri boyutu
bölümüne dahil edilir. Müşteri tercihlerinin incelenmesiyle, siparişlerin zamanında
teslim edilmesine büyük önem verildiği gözlemlenebilir. Böylece, siparişlerin
zamanında teslim edilmesinin sağlayarak müşteri sadakatinin arttırılacağı, bunun da
daha iyi bir finansal performans elde etmeyi sağlayacağı söylenebilir. Bu durumda
müşteri sadakati ve de zamanında teslimat, performans karnesinin müşteri ve süreç
boyutlarına dahil edilmiş olur.
Bir sonraki aşamada, zamanında teslimatı gerçekleştirmek için şirketin hangi iç
süreçlerinde mükemmel çalışır duruma gelmesinin gerektiği sorgulanır. Zamanında
teslimat oranında bir gelişme sağlayabilmek için şirkette uygulanan operasyonların
daha kısa sürede tamamlanması veya iç süreçler kalitesinin arttırılması gerekliliği
ortaya çıkabilir. Her iki faktör de performans karnesinin iç süreçler boyutunda yer
alacak ölçüler olabilir. Daha sonra, şirketin operasyon sürelerini kısaltmak ve işlem
kalitesini arttırmak için nasıl bir yol izlemesi gerektiği sorgulanır. İşlemleri yapan
elemanların eğitilmesi ve yeteneklerinin geliştirilmesi şeklinde ifade edilen bir amaç,
performans karnesinin öğrenme ve büyüme boyutunda yer alacak bir ölçüdür.
Aşağıda, tüm sebep ve sonuç ilişkileri zincirinin Dengeli Performans Karnesinde yer
alan dört boyut vasıtasıyla ne şekilde ifade edildiğini göstermektedir:
80
Şekil 3.3: Boyutlar Arasındaki Sebep-Sonuç İlişkileri
Böylece doğru hazırlanan bir Dengeli Performans Karnesi, kurumun stratejisinin tüm
hikayesini anlatmaktadır. Sonuç ölçümleri ve bu sonuçları doğuracak etkenlerin
sebep-sonuç ilişkileri hakkında tüm diziler tanımlanmalı ve açıkça belirtilmelidir.
Dengeli Performans Karnesine dahil edilen her ölçü, kurumsal stratejinin tüm şirkete
yayılmasını sağlayacak sebep-sonuç ilişkiler zincirinin bir halkası olmalıdır.
81
4.
TEKSTĠL SEKTÖRÜNDE DENGELĠ PERFORMANS KARNESĠ
UYGULAMASI
Dengeli Performans Karnesinin başlangıcı 1990 yılında Nolan Norton Institute‟ın
desteğinde gerçekleştirilen, bir yıl süren ve birçok şirketi kapsayan „Measuring
Performance in the Organization of Future‟ (Geleceğin Organizasyonlarında
Performans Ölçümü) adlı araştırmaya dayanmaktadır. Bu çalışmanın temelinde,
ağırlıklı olarak finansal muhasebe ölçümlerine dayanan performans ölçüm
yöntemlerinin artık eskidiği ve geçerliliğini yitirdiği fikri yatmaktadır. Araştırmaya
katılanlar, özet finansal ölçülere ağırlık verilmesinin, organizasyonların gelecekteki
ekonomik değerler yaratmasını engellediğine inanmaktadır. Bu araştırmada, Nolan
Norton‟ın başkanı David Norton araştırma lideri, Robert Kaplan da akademik
danışman olarak görev yapmıştır. Üretim, hizmet, ağır sanayi ve ileri teknoloji gibi
farklı alanlarda faaliyet göstermekte olan birçok şirketin temsilcisi bir yıl süresince
ayda bir kez toplanarak yeni bir performans ölçüm sistemi geliştirmek için
çalışmıştır. Bu şirketler; Advanced Micro Devives, American Standart, Apple
Computer, Bell South, CIGNA, Conner Peripherals, Cray Research, DuPont,
Electronic Data Systems, General Electric, Hawlett-Packard ve Shell Canada‟dır.
(Kaplan, 1996)
Çalışma grubunun elde ettiği sonuçlar Harvard Business Review dergisinin OcakŞubat 1992 sayısında „The Balanced Scorecard: Measures That Drive Performance‟
(The Dengeli Performans Karnesi: Performansı Yönlendiren Ölçüler) başlığıyla
yayınlanan makalede özetlenmiştir.
4.1. Dengeli Performans Karnesine Geçen Ġlk Türk Tekstil ġirketi Trikotek
Tekstil A.ġ.
Şu anda Avrupa ve ABD‟de birçok şirket tarafından bir yönetim sistemi olarak
kullanılan Dengeli Performans Karnesi yöntemi Türkiye‟de henüz yeterince
82
yaygınlaşmamıştır. Bu tezin hazırlandığı sıralarda yaklaşık 10 şirket bu yöntemi
uygulamaya almış olmakla birlikte tekstil sektöründeki ilk uygulama Taha Gruba
bağlı Trikotek Tekstil A.Ş.‟de başlatılmıştır. Bu tezde de uygulama başlığı altında bu
şirketteki projeye yer verilecektir.
Taha Gruba bağlı firmalardan biri olan Trikotek Tekstil, 1994 yılında kurulmuş ve
İstanbul/Halkalı‟da faaliyet göstermekte olan bir şirkettir. 16.000 m2‟lik bir alana
sahip olan şirket, triko-örme ve konfeksiyon alanında üretim yapmaktadır.
Bünyesinde çeşitli özelliklerdeki makinelerden oluşan örme departmanı ve örülen
parçaların kontrol edildiği, yıkandığı, kurutulduğu ve ütülendiği tasnif departmanını
barındıran Trikotek Tekstil, konfeksiyon ve ÜKP (son ütü, son kontrol ve paketleme)
birimleri için yine aynı binada, üçü dikim toplam dört ana tedarikçi firmaya sahiptir.
Bu tedarikçi firmaların üretim kapasitelerinin tamamı Trikotek Tekstil tarafından
kullanılmaktadır.
Siparişe göre üretim yapan Trikotek Tekstil, üretiminin %80‟ini Avrupa Birliği
ülkelerine, %20‟sini ise Taha Tekstil‟in LCW ve LCWaikiki ürünlerine ayırmaktadır.
Trikotek Tekstil‟in aylık üretim kapasitesi 150.000-175.000 adettir. İhracatının
büyük kısmını İngiltere‟ye yapmaktadır. Müşterileri arasında Almanya‟dan Adidas,
İngiltere‟den Marks&Spencer, Peruna, Next, George, Fransa‟dan Airness, M.Dia,
Jules (Li&Fung) gibi büyük firmalar bulunmaktadır. Mevcut müşterilerinin
ihtiyaçlarını karşılayabilmek için üretimin her aşamasında (örme, tasnif, yıkama,
dikim, baskı, nakış, ÜKP) belli başlı tedarikçiler kullanmaktadır.
Üretiminin hammaddesi olan ipliği de yine Türkiye‟deki belli başlı iplik
üreticilerinden temin etmektedir. Bu iplik tedarikçileri arasında üretiminin büyük
çoğunluğunu Trikotek Tekstil‟e ayıran üreticiler olmakla birlikte müşteri firmaların
şart koştuğu tedarikçiler de mevcuttur. Ürünlerde kullanılacak aksesuarlar için de
aynı durum geçerlidir. Son ürünün müşteriye sevk edilmesinde ise üçüncü parti
lojistik şirketler kullanılmaktadır.
Şekil 4.1‟de Trikotek Tekstil‟in tedarik zinciri yapısı görülmektedir. Siparişe göre
üretim yapan Trikotek Tekstil, müşterinin Türkiye‟deki mümessilliğinden gelen
siparişe göre uygun bir iplik tedarikçisine iplik siparişi verir. Trikotek‟in 2 tip iplik
tedarikçisi mevcuttur: Birinci gruptaki tedarikçiler hem iplik üretimi hem de boyama
işlemini kendi bünyesinde yapabilmekte ve üretici firmalara doğrudan satış
83
yapabilmektedir. Ağırlıklı olan diğer gruptaki tedarikçiler ise sadece iplik satın alıp
boyama ve üretici firmalara satış faaliyetlerini yürütmektedir. Tedarikçi firmadan
gelen iplik, iplik deposuna alınır ve yapılan üretim planına göre zamanı geldiğinde
kapasite uygunsa iç bünyede, değilse fason üretici firmalara gönderilir. Örme
işleminden sonra yarı-mamuller, tasnif departmanında bir ara kontrol işlemine tabi
tutulup iplik cinsine göre yıkama, kurutma ve parça ütüleme işlemlerinden geçer.
Yine üretim planına uygun olarak daha önce siparişi verilmiş olan aksesuarlar da
(fermuar, düğme, etiket, kumaş, rivet, poşet, koli vb.) aksesuar depoya alınır. Bu
işlemlerin ardından sırasıyla önce baskı-nakış, sonra dikim ve en son olarak da son
ütü ve paketleme fabrikalarında işlem görür. Bu işlemler fason olarak çalışılan
işletmelerde gerçekleştirilir. Üretimi tamamlanmış olan ürünler müşteri talebine göre
asortilenip kolilere yerleştirilir ve sevkiyat tarihine kadar bekletilmek üzere mamul
depoya alınır.
Trikotek Tekstil, müşteri portföyü bakımından belli standartları yakalamış olması
gereken bir şirkettir. Bu anlamda 2003 yılında ISO 9001:2000 Kalite Yönetim
Sertifikası, 2004 yılında da OHSAS (İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı) Sertifikası almaya
hak kazanmıştır. Şirket, hem bu yönetim sistemlerinin periyodik denetimleri hem de
müşteriler tarafından uygulanan denetimlerle sürekli olarak kontrol edilmektedir. Bu
doğrultuda Kalite Departmanı yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürmektedir.
84
85
Şekil 4.1: Trikotek Tekstil Tedarik Zinciri Yapısı
Ġplik Hammadde
Üreticileri
Bazı İplik Üreticileri Boyama
Birimlerine Sahiptir.
Sipariş gelir.
Müşteriye
Teslimat
Sevkiyat
Yapılır.
Ġplik Üreticisi
İplik
Akışı
Ġplik Boyama ve
SatıĢ
İplik
Depoya
Alınır
TRĠKOTEK
TEKSTĠL
Nakliye ġirketi
İplik veya YarıMamullerin
Üretimi
Tamamlanır.
Aksesuar
Depoya
Alınır.
Fason Üretici
Aksesuar
Tedarikçisi
85
MüĢteri
Bunların yanı sıra, şirket yönetimi 2003 yılı sonunda İş ve Metot Geliştirme adı
altında bir Endüstri Mühendisliği departmanı kurmuştur. Mevcut sistemin
geliştirilmeye veya düzeltilmeye açık yönlerinin tespit edilmesi, bu alanlarda
düzeltici faaliyetlerin gerçekleştirilmesi, zaman ve metot etütleri, maliyet analizleri,
bunlarla ilgili aylık raporlamaların yapılması gibi faaliyetleri yürütmekte olan bu
departman, 2004 yılı Ağustos ayında Dengeli Performans Karnesi yöntemini de
kapsayan Süreç Yönetimi adlı projeyi yürütmeye başlamış ve Mayıs 2005‟de
uygulamaya geçmiştir. Bu proje fikri, şirkette bir performans değerlendirme
sisteminin eksikliğinin hissedilmesiyle başlanmış ve bir danışmanlık şirketi ile
yapılan ortak bir çalışma ile tamamlanmıştır. Böyle bir projenin yürütülmesinde ve
tamamlanmasında yönetim desteğinin olmasının büyük rolü olmuştur. Bu tür
projelerde başarılı olabilmenin yolu, yönetimin desteğini alabilmekten geçmektedir.
Sonuç olarak bu projenin yürütücülerinden ve yararlı olacağına inanan biri olarak
Türkiye‟de bu yöntemi uygulayan ilk 10 şirketten biri ve de ilk tekstil şirketi
olduğumuz için kendimizi şanslı hissetmekteyiz.
4.2. Trikotek Tekstil’de Süreç Yönetimi Projesinin BaĢlaması
Trikotek Tekstil, sektördeki diğer şirketlerden farklı olarak yenilik ve öğrenmeye
açık ve bu amaç doğrultusunda gerekli yatırımları yapmada tereddüt etmeyen bir
yapıya sahiptir. Özellikle kalite çalışmaları için önemli çalışmalar yapılmasını
sağlamış, çeşitli yazılımlarla bu çalışmaları desteklemiştir. Örneğin sadece doküman
yönetimi için QDMS (Doküman Yönetim Sistemi) adlı bir bilgisayar programı
tedarik etmiş ve bu amaç için kullanmaya başlamıştır.
Uzun yıllardan beri sektörde olmasından dolayı yetenek ve tecrübe açısından yeterli
düzeyde olmasına rağmen yönetim ve kontrol fonksiyonlarında birtakım eksiklikler
olduğunun farkına varılmıştır. Özellikle kontrol açısından önemli atılımlar yapmış
ancak bunların tek başına yeterli olmadığı kanısına varılmıştır. Şirketteki en önemli
eksiklik olarak da yapılan faaliyetlerin bir vizyon doğrultusunda yapılıyor
olmamasıdır. Her departman, her birim, her personel üzerine düşen görevleri tüm
gayretleriyle
yapmakta
ama
bu
gayretlerin
şirketi
nereye
götürdüğünü
görememektedir. Bu da şirketin gösterdiği çabaların günü kurtarmaya yönelik kısa
vadeli nitelik taşıdığını göstermektedir. Önemli olan her birimin katkısını şirketin
gerçekçi vizyonuyla birleştirebilecek bir yönetim sistemini kurabilmek ve
86
uygulamasını sağlayabilmektir. Yapılan gözlemler sonucunda şirkette bir performans
ölçüm ve değerlendirme sisteminin gerekliliği anlaşılmış ve bu doğrultuda alt yapı
çalışmalarına başlanmıştır. Halihazırda mevcut olan Endüstri Mühendisliği
departmanına takviye yapılarak söz konusu sistemin kurulması faaliyeti bu
departmanın sorumluluğuna verilmiştir.
İlk olarak, şirketin uzun yıllardan beri kalite konusunda çalıştığı danışmanlık
şirketiyle yapılan görüşmeler sonucunda şirkette Süreç Yönetimi projesinin
başlatılmasına karar verilmiştir. Önceleri sadece finansal göstergelerle yapılan
performans ölçme ve değerlendirme sistemini de kapsayan bu proje iki aşamadan
oluşacaktır:

Süreç Analizleri

Performans Ölçme ve Değerlendirme
4.2.1. Proje Ekibi
Yukarıdaki aşamalardan oluşan bu önemli projenin yürütülmesi için Endüstri
Mühendisliği‟nden 2, Kalite Departmanı‟ndan 1 ve danışmanlık şirketinin
temsilciyle birlikte toplam 4 kişilik bir proje ekibi kurulmuştur. Ekipteki kişilerin
tamamına yakını şirketi yakından tanıyan ve daha önce de çeşitli çalışmalar yapmış
olan tecrübe sahibi kişilerdir. Ekipte temsilci olarak Genel Müdürü bulunan
danışmanlık şirketi de uzun yıllardan beri Trikotek‟i tanıyan ve birçok projede yer
almış bir şirkettir. Örneğin ISO 9001:2000 ve OHSAS projeleri, Doküman Yönetim
Sistemi çalışması bu danışmanlık şirketinin desteğiyle tamamlanmıştır.
4.2.2. Projenin Termini
Önemi ve sistematiği açısından nispeten uzun bir süreye gereksinim duyulan bu proje
için ilkin 1 yıllık bir plan yapılmıştır. 2004 yılının Ağustos ayında başlanan projenin
2005 yılının Temmuz ayında bitirilebileceği öngörülmüştür. Yaklaşık 6 aylık bir süre
süreç analizleri için, geri kalan 4 aylık süre de performans ölçüm ve değerlendirme
aşaması için ayrılmıştır. Ancak yapılan yoğun çalışmalar neticesinde Aralık 2004
ayının
ortalarında
süreç
analizleri,
Nisan
2005‟te
de
projenin
tamamı
tamamlanmıştır. Belirlenen süre içersinde yapılan faaliyetler aşağıdaki tabloda
gösterilmiştir:
87
Tablo 4.1: Projeyle İlgili Genel Bilgiler
Başlangıç Tamamlanma
Tarihi
Ağustos
2004
Ağustos
2004
Ağustos
2004
Ağustos
2004
Kasım
2004
Kasım
2004
Aralık
2004
Ocak
2005
Ocak
2005
Şubat
2005
Nisan
2005
Yapılan Faaliyet
Tarihi
Sorumlu
Ağustos 2004 Proje Ekibinin Oluşturulması
Genel Müdür
Ağustos 2004 Görev Dağılımlarının Yapılması
Proje Ekibi
Kasım 2004
Kasım 2004
Aralık 2004
Aralık 2004
Ocak 2005
-
Temel Süreç Analizleri
Destek ve Yönetim Süreçleri
Analizleri
Dokümanların Sisteme
Entegrasyonu
-
Endüstri Müh.
Süreçler Üzerindeki Revizyon
Endüstri Müh.-Kalite
Taleplerinin Değerlendirilmesi
Müdürü
Süreç Modellerinin Şirket İçinde
Yayınlanması
Konularının Belirlenmesi için
Toplantılar Yapılması
Nisan 2005
Kalite Müdürü
Kaynakların Sisteme Entegrasyonu Endüstri Müh.
Vizyon, Misyon ve Strateji
Şubat 2005
Endüstri Müh.
Şirketin Tüm Dengeli Performans
Karnelerinin Oluşturulması
Süreç Yönetimi Projesinin
Tanıtılması ve Yayınlanması
Endüstri Müh.
Proje Ekibi, Bölüm
Yöneticileri
Endüstri Müh.
Proje Ekibi
4.2.3. Projenin Bütçesi
Trikotek Tekstil‟deki uygulanan Süreç Yönetimi Projesi bir danışmanlık şirketinin
desteğinde yürüdüğü ve yazılım ihtiyacı duyduğu için belli bir maliyete sahip
olmuştur. Bu projede savunulan sistemin uygulanması için QPR adlı Finlandiya
kaynaklı bir yazılım satın alınmıştır. Bu yazılım, ileride daha ayrıntılı olarak
88
bahsedileceği gibi QPR Processguide ve QPR Scorecard olmak üzere iki farklı
bölümden
oluşmaktadır.
Her
iki
bölüm
de
birbirinden
bağımsız
olarak
uygulanabileceği gibi ideali ikisinin de entegre bir şekilde uygulanmasıdır. Trikotek
Tekstil de bu entegrasyonun önemini kabul ederek her iki modeli de satın almıştır.
4.2.4. Proje Ġçin Kullanılan Yazılım: QPR
QPR (Quality, Productivity and Reliability), kişileri yada birimleri süreçlerle
ilişkilendiren interaktif, kullanımı kolay ve web tabanlı bir yazılımdır. Bu yazılım,
tedarik zinciri yönetimi, doküman yönetimi, kaynak ve performans yönetimi, süreç
yönetimi fonksiyonlarının etkin bir şekilde uygulanmasını sağlayan bir sistemdir.
Hiçbir şirket etkin bir süreç yönetimi sistemi kurmaksızın stratejilerini başarılı bir
şekilde yönetemez. Ayrıca süreç yönetimi de güçlü bir IT sistemi olmadan etkin bir
şekilde yürütülemez. QPR, bu durumu göz önüne alarak aşağıda belirtilen konularda
yararlı olacaktır:

Modelleme, analiz etme ve benzetim ile ilerlemeleri planlamak,

Geliştirilen süreçleri uygulamak,

Etkin bir iletişim ağıyla birimlerle gelişmeleri ilişkilendirmek,

Süreç yönetimi ile süreçlerin geliştirilmesini sağlamak,

Her bir sürecin, şirketin vizyonuna yaptığı katkıyı planlamak ve izlemek,

Performans kriterlerinin bir bütün oluşturmasını sağlamak,

Gösterge değerlerinin hesaplanmasında kolaylık sağlamak.
QPR Scorecard ve QPR Processguide‟ın her ikisini birden içeren tüm paket, süreç
performansı yönetimi için ideal bir çözümdür. QPR Scorecard, Dengeli Performans
Karnesi performans ölçüm ve değerlendirme sistemine göre yapılandırılmıştır.
Böylece her iki modülün birlikte uygulanmasıyla süreç yönetimi ve performans
ölçüm ve değerlendirme sistemleri etkin bir şekilde uygulanmış olur.
Trikotek‟te uygulanan projenin akışına bağlı olarak ilkin Processguide üzerinde süreç
analizleri ve sınıflandırması yapılmıştır. Bu bölümde model oluşturulması bir
„development client‟ üzerinden gerçekleştirilir. Burada oluşturulan model, dosya
modeli olarak adlandırılır. Daha sonra burada kurulan model server yardımıyla diğer
kullanıcıların erişimine sunulur. Böylelikle diğer kullanıcılar da kurulan bu modeli
kendi portallarında görebilmektedir. Model kurulması ya da kurulan modelde
89
değişiklik yapılması doğrudan server üzerinden de gerçekleştirilebilir. Server
aracılığıyla diğer kullanıcılara yayınlanan bu modele de sunucu model adı
verilmektedir.
Processguide‟ın en büyük avantajı tüm süreçleri bir bütün olarak sunabilmesi, süreç
kategorilerinin altındaki süreçlere ve bunların da altındaki alt süreçlere kolay ulaşım
imkanı sağlamasıdır. Araç çubuğundaki ikonlar yardımıyla her bir faaliyet ve
faaliyetler arasındaki akışlar çok kolay ve pratik bir şekilde çizilebilmektedir. Süreç
resimleri, organizasyon birimleri üzerinde birbiri ardına sıralanmış ve akışlarla
birbirine mantıksal olarak bağlanmış faaliyetlerden oluşmaktadır. Bu anlamda süreç
şekillerinin belirlenmesinde organizasyon birimlerinin oluşturulması ve faaliyetlerin
bu organizasyon birimlerine atanması çok kolaydır.
Yazılım, her bir organizasyon birimi üzerinde yer alan faaliyetleri bir havuzda
toplayarak görev tanımlarını da eş zamanlı olarak oluşturabilmektedir. Ayrıca her bir
organizasyon birimine kaynak atanması da kolayca yapılabilmektedir. Bunun
yanında hiyerarşi yapısı da süreçlerin oluşturulması sırasında ortaya çıkmaktadır.
Yine yönetim ve kontrol açısından her bir faaliyete, o faaliyetin yerine getirilmesinde
kullanılması gereken dokümanlar da eklenebilmektedir. Yazılımda o faaliyetin
üzerinde beliren bir ikon yardımıyla o dokümana ulaşabilmek çok kolay bir hal
almaktadır. Bir doküman ilgili faaliyete iki şekilde yerleştirilebilmektedir: Bağlı
(linked) olarak yapılan doküman yerleştirmede o doküman bir link olarak
eklenmekte ve o linke tıklandığında doğrudan o dokümanın bulunduğu kaynaktan
erişim sağlanmaktadır. Gömülü (embed) olarak yapılan doküman yerleştirmede ise
söz konusu doküman QPR‟a eklenmektedir. Böylelikle doküman yönetimi de süreç
yönetimi kapsamına alınarak amaca ulaşmada önemli bir katkı sağlamaktadır.
Dengeli Performans Karnesi uygulaması ise QPR‟ın performans karnesi (scorecard)
modülünün kullanılmasıyla gerçekleştirilir. Bu modül Processguide ile entegre bir
şekilde çalışır. Processguide‟dan farklı olarak bir dosya modeli mevcut değildir.
Kurulan tüm performans karnesi modelleri ve yapılan tüm revizyonlar doğrudan
sunucu model üzerinde gerçekleştirilir. Ancak yapılan değişikliklerin gizliliği önemli
ise bu modülde yer alan „import-export‟ fonksiyonları yardımıyla model dışarı
transfer edilir, gerektiği zaman tekrar server‟a transfer edilebilir.
90
QPR‟ın bu modülü de Dengeli Performans Karnesine göre hazırlanmış bir bilgisayar
programıdır. Bu program, birçok performans kriterinin Dengeli Performans Karnesi
sistemindeki dört boyut altında toplanması, bu performans kriterlerinin oluşturduğu
stratejik konular arasında sebep-sonuç ilişkilerinin kurulması, bu ilişkiler arasındaki
korelasyonların hesaplanması, Processguide‟da oluşturulan her bir sürecin söz
konusu performans kriterlerini kapsayan karnelerinin oluşturulması, bu performans
kriterlerinin ve aralarındaki ilişkilerin formülüzasyonlarının yapılmasına olanak
tanıyan bir yapıya sahiptir. Bu anlamda QPR, Dengeli Performans Karnesi
uygulaması için çok kullanışlı bir program olarak kabul edilebilir.
Kurulan performans karnesi sisteminin de şirket içi yayımı yine Processguide‟daki
gibi gerçekleşmektedir. Tek bir sitede hem süreçler, hem de bu süreçlerin karneleri
görülebilmektedir. Performans karnesi modülünde oluşturulan karneler doğrudan
Processguide‟daki süreçlere bağlanabilmekte, böylelikle her bir sürecin söz konusu
hesaplama dönemi içersinde kaç puan aldığı görülebilmektedir. Bu işlem de
Processguide‟daki „Scorecard Bağlantısı‟ yardımıyla kolayca yapılabilmektedir.
4.3. Süreç Yönetimi Projesinin Uygulanması
Proje ekibinin kurulmasından sonra, ekip kendi arasında yaptığı toplantılar
neticesinde bir yol haritası ve görev dağılımı belirlemiştir. (tablo yukarda) Buna göre
proje uygulama açısından temel olarak ikiye ayrılmıştır. İlk aşamada QPR
Processguide‟da süreç analizleri yapılacak daha sonra da QPR Scorecard‟da Dengeli
Performans Karnesi yöntemi ile performans ölçüm sistemi kurulacaktır.
4.3.1. Süreç Analizleri
Bir performans ölçme ve değerlendirme sisteminin kurulabilmesi için öncelikle o
sistem içersinde süreçleri çok etkin bir şekilde analiz edilmesi gerekmektedir. Üstelik
performans değerlendirme sistemi olarak Dengeli Performans Karnesi yöntemi
seçilmişse, bu yöntemin dört boyutundan biri olan iç süreçlerin ayrıntılı bir analizine
ihtiyaç duyulur. Çünkü dört boyuttan finansal ve müşteri boyutları aslında iç süreçler
ve yenilik, öğrenme ve çalışan boyutlarının uzun vadeli performanslarının bir sonucu
olarak ortaya çıkan değerleri alır. Dolayısıyla ilk iki boyutu en iyilemek için özellikle
iç süreçler boyutunu en iyilemek gerekir. Daha önceki bölümlerde bahsedildiği gibi
boyutlardaki sebep-sonuç ilişkileri örneğin iç süreçlerdeki başarıyı alıp vizyondaki
91
başarıya kadar götürecektir. Bu yüzden Dengeli Performans Karnesi uygulamasını
başlatmak isteyen bir şirket öncelikle mutlaka süreç analizlerini tamamlamış olması
gerekir.
Trikotek
Tekstil‟de
süreç
analizleri
QPR
Processguide
modülü
üzerinde
gerçekleştirilmiştir. Görsel yanı ağır basan bu modül sayesinde tüm süreçler grafiksel
olarak oluşturulmuş ve bağlantıları kurulmuştur.
4.3.1.1. Trikotek Tekstil’in Organizasyon Yapısı
Süreç Yönetimi projesinin başlangıcında şirket yönetimi ve proje ekibi bir araya
gelerek organizasyon yapısında hücresel üretim mantığını yerleştirmeye karar
vermiştir. Çünkü şirketteki departmanlar arasında iş akışı çok sağlıklı bir şekilde
sürdürülememekteydi. İş akışının sadeleştirilmesi ve hızlandırılması adına alınan bu
kararla çoğu departman ortadan kalkmış oldu. Bu uygulamaya geçmeden önce
şirkette her birinde Genel Müdür‟e bağlı birer yöneticisi bulunan pazarlama,
planlama, satın alma, fason takip, model hane gibi ayrı ayrı departmanlar
bulunmaktaydı. Ancak alınan yeni kararla artık organizasyon yapısında hücre
mantığına geçilmiş oldu. Buna göre adı Sipariş Yönetim Takımı olan iki grup
kurulacak ve her birinin başında Genel Müdür‟e bağlı birer grup lideri yer aldı. Bu
takımların içersinde ise aldıkları müşteriye sayısına göre değişen sayıda müşteri
temsilcisi, bir planlama sorumlusu, bir satın alma sorumlusu, yine müşteri sayısına
göre değişen sayıda fason takip sorumluları ve modelistler atandı. Böylece şirket
içersinde oluşturulan bu takımların varlığıyla rekabet ortamı yaratılmış hem de iş
akışının
sadeliği
ve
hızlılığı
92
sağlanmış
oldu.
GENEL MÜDÜR
93
Şekil 4.2: Trikotek Tekstil Organizasyon Yapısı
Sistem Geliştirme
Yöneticisi
Proje
Sorumlusu
Müşteri İlişkileri
Yöneticisi
Müşteri
Temsilcisi
Kalite
Yöneticisi
Numune Kontrol
Sorumlusu
Pazarlama
Yöneticisi
Bilgi İşlem
Sorumlusu
İnsan Kaynakları
Yöneticisi
İdari İşler
Sorumlusu
Üretim
Yöneticisi
Örme
Srm.
Tasnif
Srm.
Dikim
Srm.
Lojistik
Yöneticisi
ÜKP
Srm.
Inspektör
Modelist
Proses Kontrol
Elemanı
Makina
Operatörü
Temizlik
Elemanı
Desinatör
Kayıt Kontrol
Elemanı
Kesim
Operatörü
Kontrol
Elemanı
Mutfak
Elemanı
Vardiya
Sorumlusu
Parça Konteol
Elemanı
Makina
Operatörü
Makina
Operatörü
Makina
Operatörü
El İşi/Temizlik
Elemanı
Tamir
Elemanı
Sekreter
Planlama
Sorumlusu
Makina
Operatörü
Paketleme
Elemanı
Satın Alma
Sorumlusu
Fason Ürt.
Srm.
Mali İşler
Yöneticisi
Kayıt Kontrol
Elemanı
Bütçe ve Rpr.
Sorumlusu
İplik Depo
Sorumlusu
Maliyet Muh.
Sorumlusu
Aksesuar Depo
Sorumlusu
Barkod Üretim
Elemanı
Mamul Depo
Sorumlusu
Mağaza Satış
Elemanı
93
İthalat-İhracat
Yöneticisi
4.3.1.2. Süreç Yapıları
Trikotek Tekstil, yukarıda anlatılan şekilde bir organizasyon yapısını benimsedikten
sonra süreçlerinde de önemli değişiklikler yaşamıştır. En basitinden örneğin daha
önce ayrı ayrı yürüyen pazarlama, planlama, satın alma gibi faaliyetler tek bir çatı
altında toplanmış ve adına Sipariş Yönetimi denilmiştir.
Tüm bu değişiklikler göz önüne alındığında tüm süreçler temel olarak aşağıdaki
şekilde gruplanmıştır.

Temel Süreçler

Yönetim Süreçleri

Destek Süreçler
Temel süreçler, bir müşterinin numune talebiyle başlayan ve ana siparişin müşteriye
teslim edilmesine kadar olan tüm şirket içi ve dışı süreçleri kapsar. Bu açıklamadan
da anlaşılacağı üzere esas işin yapılmasıyla ilgili olan süreçlerdir. Bu gruptaki her bir
süreç müşteriye bir değer katar. Müşteri memnuniyeti, karlılığı, verimlilik ve etkinlik
gibi temel kavramlar bu grup içersinde yer alan süreçler vasıtasıyla şekillenir. (E-A)
Temel süreçler müşteriden gelen numune talebiyle başlar. Müşteri ya kendi istediği
bir numuneyi yaptırır ya da Trikotek Tekstil tarafından tasarlanmış bir numune seçer.
Seçilen ya da istenilen numune yapıldıktan sonra fiyatlandırılıp onay için müşteriye
gönderilir. Müşteri kendisine gönderilen numunenin istediği standartları taşıyıp
taşımadığına bakarak numuneyi onaylar ya da istediği noktalarda revizyon yapılması
talebiyle iade eder. Müşterinin istediği revizyonlar yapıldıktan sonra numune tekrar
müşteriye gönderilir ve son onay alınıncaya kadar bu döngü devam eder. Onay
aşamasına kadar geçen süre ana siparişin temin süresini etkilediği için bu süreninin
kısalığına dikkat edilmeli yani müşteri istekleri doğru anlaşılmalıdır. Bu sürenin
kısalığı için Dengeli Performans Karnesinde gerekli göstergelere yer verilmiştir.
Gönderilen numune onaylandıktan sonra müşteriye ana siparişteki diğer bedenlere
göre yapılan numunelerden oluşan bir beden seti gönderilir. Bu arada planlama
faaliyeti başlamıştır. Müşteri temsilcisi, bu sipariş için o müşteriyle ilgili olan üretim
sorumlusuyla Planlama Sorumlusunun da bulunduğu bir toplantıda sözleşme yapar.
Bu sözleşmede siparişin üretileceği yerler, üretim fiyatları ve termini yer alır. Bu
arada Planlama Sorumlusu kesinleşen bu sipariş için bir Gantt Chart hazırlar. Verilen
94
termin süresine göre her bir üretim merkezinde ortalama kaç adet makineyle
çalışılması gerektiğini hesaplar. Bu Gantt Chartlar üzerinden ilerde de bahsedileceği
gibi Dengeli Performans Karnesinde yer alan üretim planına uygunluk gibi
göstergelerin aldıkları değerler hesaplanır.
Yapılan plana göre sipariş için kullanılacak iplik ve aksesuar cinsi ve miktarı gibi
bilgiler kullanılan sistemden alınarak Satın Alma Sorumlusu tarafından gerekli
miktarda iplik ve aksesuar siparişi verilir. İplik tedariki tamamlandıktan sonra
renginin onaylanması için tekrar müşteriye gönderilir. Bu onaydan sonra da üretime
başlanır.
Bir siparişin üretim safhaları ürünün cinsine göre farklılık arz etmektedir. Örneğin
bazı ürünlerin parça yıkaması veya kurutması yapılırken bazılarında bu işlemler
yapılmamaktadır. Yine bazılarında müşteri isteğine bağlı olarak ürün üzerinde baskı
ya da nakış bulunabilmektedir. Ancak tüm siparişler ilk olarak ipliğin istenilen
desenlerde örülmesiyle üretime başlar. Trikotek bünyesinde de 3-5-7 ve 12
gaugelerde (örgünün incelik ve kalınlığını gösteren birimdir, örneğin 3 gg‟lik bir
makine sabit bir aralık içersinde 3 adet örgünün yapılacağını göstermektedir.) toplam
olarak 53 örgü makinesi bulunmaktadır.
Bu makinelerle aylık olarak ortalama
150.000-170.000‟lik bir kapasiteye sahip olan şirket çoğun zaman onaylı tedarikçiler
kullanmaktadır.
Örme işleminden geçen parçalar, dikime gitmeden önce bir ara kontrol işlemine tabii
tutulurlar. Bu ara kontrol neticesinde tespit edilen hatalı parçalar örme departmanına
teslim edilir ve hataların giderilmesi sağlanır. Hatası giderilemeyen parçalar da fire
olarak ayrılır. Ara kontrolden geçen parçalar örgü cinsine göre overlok ya da teyel
işleminden geçer. Kullanılan iplik cinsine göre de yıkama ve ardından kurutma
işlemi ya da sadece kurutma işlemi yapılır. Bu işlemlerden sonra da her bir parçaya,
dikimden daha hızlı ve rahat geçmesi adına ütüleme işlemi uygulanır.
Eğer model üzerinde baskı yada nakış desenleri varsa fason üretim sorumlusu
tarafından bu parçalar baskı ve nakış için çalışılan onaylı tedarikçilere götürülür ve
bu işlemler gerçekleştirilir. Eğer yoksa doğrudan dikim atölyelerine götürülen yarı
mamuller bu aşamada önce istenilen ebatlarda kesilir ve daha sonra birleştirilerek
ürün haline getirilir. Bu aşamada uygulanan ve modele göre değişen çok çeşitli dikim
şekilleri vardır. Ayrıca daha önceden siparişi verilmiş ve tedariki tamamlanmış olan
95
fermuar, düğme, ense etiket, yıkama talimatı ve kumaş gibi aksesuarlar da bu
aşamada ürüne dikilir.
Dikimden çıkan ürünlere iç bünyede tekrar bir ara kontrol işlemi uygulanır. Bu
kontrol sonucunda da fire ya da 2. kalite olarak tabir edilen ve iç piyasaya satılan
ürünler olarak ayrılır. Bu kontrolden de geçen ürünler ÜKP (ütü-kontrol-paket)
bölümüne gönderilir. Bu bölümde ürünlere son ütüleme ve son kontrol işlemleri
uygulanır. Tespit edilen hatalı ürünler tamir edilir, eğer tamir edilemeyecek nitelikte
hataya sahip ürünler mevcutsa bunlar da 2. kalite olarak ayrılır.
Yine aynı departmanda tüm ürünlere metal kontrol prosedürü uygulanır. Bu
çerçevede tüm ürünler metal detektöründen geçirilir. Daha sonra ürünler müşteri
talebine göre asortilenip paketlenir ve bu paketler sevk edilmek üzere mamul depoya
götürülür. Sevkiyat zamanı geldiğinde çalışılan nakliyat şirketiyle, yine daha
önceden müşteriyle anlaşılmış sevkiyat şekline göre ürünler müşteri gönderilir.
Burada ana hatlarıyla anlatılan temel süreçler QPR Processguide‟da aşağıdaki şekilde
sınıflandırılmıştır:

Sipariş Yönetimi Süreci: Müşteriden numune talebinin gelmesiyle başlar, ana
siparişin üretiminin başlamasıyla son bulur. Trikotek Tekstil‟de iki Sipariş
Yönetimi süreci mevcuttur. (iki grup bulunduğu için) Alt süreç olarak Planlama
ve Satın Alma alt süreçlerini barındırır. Planlama süreci sistemden alınan bilgiler
vasıtasıyla yapılan planlama faaliyetini içerir. Satın Alma alt süreci ise tüm
aksesuar ve iplik tedarikini içine alır.

İç Üretim Süreci: İç bünyede yapılan tüm üretim faaliyetlerini kapsar. Alt süreç
olarak Örme, Tasnif, Dikim ve ÜKP alt süreçlerini bünyesinde toplar. Bu
süreçler yukarıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

Dış Üretim Süreci: Mevcut kapasitenin yetersizliğinden veya iç bünyede
yapılmasına olanak taşımayan modellerin sipariş edilmesinden dolayı fason
üreticilerde yapılan faaliyetleri içeren süreçtir.

Sevkiyat Süreci: Ürünün mamul depoya gelmesiyle başlayan, ihracat, depolama,
sevkiyat gibi faaliyetleri içeren ve ürünün müşteriye teslim edilmesine kadar
devam eden süreçtir.
Öte yandan şirket içersinde temel süreçlerden başka yönetim ve destek süreçleri
başlıkları altında toplanmış iki kategori daha mevcuttur. Yönetim süreçleri,
96
süreçlerin doğru çalışıp çalışmadığının tespit edilmesi için yapılan faaliyetler
bütünüdür. Bir çeşit kontrol mekanizması olarak düşünülebilir. Bu başlık altında
toplanmış olan süreçler aşağıda gruplanmıştır:

Yönetimin Gözden Geçirmesi Süreci: Bu süreç, Genel Müdürün sorumluluğu
altında yapılan ve dönemsel verilerin incelendiği aynı adlı toplantıyı içerir.

Süreçlerin Ölçülmesi ve Gözlenmesi Süreci: Süreçlerin ölçülmesi ve gözden
geçirilmesi süreci, aslında Dengeli Performans Karnesindeki sonuçların
değerlendirilmesini ifade eder. Bir performans ölçüm ve değerlendirme
sisteminde olması gereken en önemli süreçlerden biridir. Trikotek‟te bu süreç üç
ayda
bir
kez
yapılacak
olan
bölüm
karnelerinin
aldıkları
puanların
değerlendirilmesi şeklinde yapılacaktır.

Dönem Hedeflerinin Belirlenmesi ve Gözden Geçirilmesi Süreci

Müşteri Memnuniyetinin Ölçülmesi Süreci: Dengeli Performans Karnesi
sisteminin müşteri boyutunda yer alan üç stratejik konudan biri olan müşteri
memnuniyetinin ölçülmesini ve değerlendirilmesini içerir. Müşteri memnuniyeti,
memnuniyet anketi aracılığıyla ölçülmektedir ve bu ölçümün sorumluluğu pazar
geliştirme departmanının sorumluluğu altındadır.

Veri Analizi Süreci: Veri analizi süreci, verilerin şirkette kullanılan programdan
toplanarak analiz edildiği ve bilgiye dönüştürüldüğü süreçtir. Örneğin endüstri
mühendislerinin yaptığı maliyet analizi faaliyeti bu sürece dahil edilebilir. Bu
süreçte kullanılan bilgisayar programından maliyetle ilgili veriler alınır, bir kar
ya da zarar hesaplanır ve bir bilgi olarak ilgili kişilere bildirilir.

İç Tetkik Süreci: Kalite yönetim sisteminin bir parçası olan iç tetkik süreci ISO
sertifikasına bağlı olarak sürdürülmesi zorunlu bir süreçtir.

Düzeltici ve Önleyici Faaliyetler Süreci: Yine ISO sertifikasına bağlı olarak bir
prosedüre dahilinde gerçekleştirilmesi gereken ve kalite departmanının
sorumluluğunda olan bir süreçtir.
Son süreç grubu da destek süreçler başlığı altında toplanmıştır. Bu süreçler de
doğrudan iş akışı ile ilgili olmasa da akışın devam ettirilmesi ve güvence altına
alınması için gereken süreçlerdir. Bu başlık altında toplanmış süreçler de aşağıdaki
gibidir:

Personel Seçimi ve İşe Alımı Süreci
97

Pazar Araştırma Süreci

Tedarikçi Seçim ve Değerlendirme Süreci

Eğitim Süreci

Müşteri Şikayetlerinin Değerlendirilmesi Süreci

Satın Alma Süreci (İplik ve ürün aksesuarları dışında kalan malzemeler için)

Bakım Onarım Süreci
Yukarıda anlatılan sınıflandırma Trikotek‟e özgü olarak yapılmıştır ve sınıflar
arasında kesin bir sınır yoktur. Ayrıca süreçlerin oluşturulması da değişkenlik
gösterebilir. Süreç analizleri Dengeli Performans Karnesi sistemine temel
oluşturduğu için buradaki süreler de performans karnesi sistemine uygun olarak
hazırlanmıştır.
4.3.2. Dengeli Performans Karnesi Uygulaması
Trikotek Tekstil‟de Dengeli Performans Karnesi uygulaması, süreç analizlerinin
devamı olarak Süreç Yönetimi projesi kapsamında gerçekleştirilmiştir. Bu projede
kullanılan QPR Scorecard yazılımı, uygulamaya geçişte Dengeli Performans
Karnesine uyumu sayesinde önemli kolaylıklar sağlamıştır. Daha önce de belirtildiği
gibi Dengeli Performans Karnesi bir şirketin vizyon ve stratejisinin tüm süreçlere
dağıtılmasını sağlayan bir performans ölçüm ve değerlendirme sistemidir. Aslında
strateji yönetimini de beraberinde gerçekleştirdiğinden dolayı sadece bir performans
ölçüm sistemi olarak değil aynı zamanda bir yönetim sistemi olarak da kabul
edilebilir.
Bu doğrultuda Trikotek Tekstil‟de ilkin şirketin vizyon ve misyon kavramlarını
tekrar gözden geçirmesi gerekmiştir. Bu kavramların mevcut ifadeleri şirketin gerçek
ihtiyaçlarını karşılamayan ve sadece kağıt üzerinde kalmaya mahkum, hiçbir zaman
gerçeğe dönüştürülemeyecek soyut ifadeler olarak belirlenmişti. Belirlenecek olan
stratejik performans konularının aslında referans olarak bu ifadeleri kullanması
gerekmektedir. Ancak bu ifadelerin Dengeli Performans Karnesi sistemine uyum
sağlamasının imkansız olduğu kanısına varılarak bu vizyon ve misyon ifadelerinin
tekrar gözden geçirilmesine karar verildi. Genel Müdürün ve bölüm yöneticilerinin
katılımıyla yapılan periyodik toplantılar sonucunda şirketin misyon ve vizyon
kavramları aşağıdaki gibi belirlenmiştir:

Misyon: Triko Alanında Müşterilerimize Değer Katmak
98

Vizyon: Türkiye‟de Triko Sektöründe
2010 Yılında İlk 3‟e Girerek Pazar
Payının %5'ini Oluşturmak.
Buna göre Trikotek Tekstil‟in var olma nedeni bugünkü ve gelecekteki müşterilerine
değer katmak olarak belirlenmiştir. Bu doğrultuda 2010 yılına kadar Türkiye‟deki
triko sektörünün ilk üç büyük firması arasında yer almak hedeflenmiştir. Bu
kavramların yeniden şekillendirilmesiyle birlikte artık şirketin net ve somut bir
vizyon kavramı belirlenmiş olmaktadır. Ayrıca bu ifadelerin bölüm yöneticilerinin
bulunduğu bir toplantıda ortak bir kararla ortaya çıkması da benimsenmelerini
kolaylaştıracaktır.
Bundan sonra yapılan toplantılarda ise belirlenen vizyona ulaşabilmek için hangi
stratejik konular üzerinde çalışmalar yapılacağı kararlaştırılmıştır. Söz konusu
stratejik konular Dengeli Performans Karnesinin dört boyutuna göre sınıflandırılarak
tartışılmıştır.
4.3.2.1. Finansal Boyut
Dengeli Performans Karnesinin oluşturulması, şirket içindeki farklı birimleri kendi
özel finansal amaçlarını şirketin stratejisi ile ilişkilendirmeye teşvik etmelidir.
Finansal amaçlar, performans karnesinde yer alan tüm diğer boyutların amaç ve
ölçüleri için odak noktası niteliğindedir. Seçilen her ölçünün, finansal performansta
bir gelişme yaratacak sebep-sonuç ilişkilerinin bir parçası olması gerekir. Performans
karnesi, uzun dönemli finansal amaçlardan başlayarak, bu amaçlara ulaşmak için
uygulanacak bir dizi finansal işlemler, müşteriler, süreçler ve son olarak da şirket
çalışanları ve sistemleri tanımlayarak şirketin stratejisinin tüm hikayesini
anlatmalıdır.
Dengeli Performans Karnesi, finansal hedefleri açık ve anlaşılır bir şekilde ifade eder
ve şirketlerin yaşam süreçlerinin her farklı aşaması için özel finansal hedefler
belirlenmesine yardımcı olur. Her performans karnesinde karlılık, gelir arttırımı ile
ilgili geleneksel finansal hedefler mevcuttur. Bu konu, Dengeli Performans Karnesi
ile çok uzun süreden beri kullanılmakta olan geleneksel işletme hedefleri arasında
güçlü bir bağ olduğunu göstermektedir. Ayrıca sadece finansal boyut açısından
bakıldığında bile Dengeli Performans Karnesi, hem yöneticilerin şirketin uzun
dönemli başarısının hangi ölçüye göre değerlendirileceğini belirlemelerine, hem de
99
uzun dönemli hedeflere ulaşmada en önemli etkenlerin neler olduğunu tespit
etmelerine imkan tanımaktadır.
Sonuç olarak performans karnesinde yer alan diğer tüm boyutların hedef ve ölçüleri
finansal boyutta yer alan bir veya daha fazla sayıdaki hedefe ulaşmakla bağlantılı
olmalıdır. Performans karnesinde yer alan her ölçünün, sonu şirketin finansal
hedeflere bağlanan sebep-sonuç ilişkilerinin bir parçası olması gerekir. Trikotek
Tekstil‟de de ilk olarak şirketin finansal boyutta hangi stratejik konulara odaklanması
gerektiği kararlaştırılmıştır. Buna göre belirlenen stratejik konular şu şekilde
belirlenmiştir:

Karlılık

Büyüme
Yukarıda sıralanan karlılık ve büyüme konuları şirketinin nereye doğru nasıl hareket
ettiğini gösterebilecek iki önemli konudur. Zaten geleneksel olarak da bu konular
üzerinde yeterli ölçümler yapılmaktadır. Ancak bu kez bu konular farklı boyutlarıyla
sunulacak ve koyulan hedeflere göre değerlendirilecektir.
4.3.2.2. MüĢteri Boyutu
Müşteri boyutu, şirketlerin müşteri sonuçlarının temel ölçülerinin, hedef müşteri ve
pazar kesimleri ile uyumlu bir hale getirmelerini sağlayan boyuttur. Geçmişte
şirketler, ürünlerin performansı ve teknolojik yenilemelere ağırlık vererek kendi iç
yeterlilikleri üzerinde yoğunlaşabiliyorlardı. Fakat müşterilerinin ihtiyaçlarını
anlayamayan şirketler sonuçta rakiplerinin müşteri tercihlerine daha uygun ürün ve
hizmetler önererek saldırıya geçtiğini fark etmişlerdir. Böylece günümüzde şirketler,
dikkatlerini artık dışa, yani müşterilere yöneltmektedir. Eğer şirketler uzun dönemde
mükemmel bir finansal performans elde etmek istiyorlarsa, müşterilerin değer
verdiği ürün ve hizmetler üretmeleri ve teslim eteleri şarttır. Bu amaçla Trikotek
Tekstil, misyon ve vizyon ifadelerini müşterilere değer katabilen bir amaca hizmet
eden kavramlara dönüştürmüştür.
Müşteri boyutunu oluşturma işlemlerinin sonucunda, seçilen temel sonuç ölçüleri ile
ilgili kesin fikirler oluşmuş olur. Temel sonuç ölçüleri şirketin, pazarlama,
operasyon, lojistik, ürün ve hizmet geliştirme işlemlerindeki hedeflerini temsil eder.
Trikotek Tekstil‟de müşteri boyutu için üç stratejik konu belirlenmiştir:

Müşteri Memnuniyeti
100

Müşteri Sadakati

Müşteri Karlılığı
İç süreçlerden ve yenilik, öğrenme ve çalışan boyutlarında elde edilecek
performanslar, bu boyutta yer alan konuları etkileyecektir. Bu üç stratejik konunun
performansını arttırabilmek için diğer boyutlarda hangi stratejik konuların
belirlenmesi ve bunların performansının takip edilmesi konusunda dikkatli
davranmak ve sebep-sonuç ilişkilerine önem vermek gerekir.
4.3.2.3. Ġç Süreçler Boyutu
İç süreçler boyutu için yöneticilerin, şirketin müşteriler ve hissedarlarla ilgili
amaçlarına ulaşmasında en fazla önem taşıyan yöntemleri belirlemeleri gerekir.
Şirketler genellikle finansal ve müşteri boyutları ile ilgili amaç ve ölçüleri
belirledikten sonra süreçlerle ilgili amaç ve ölçüleri geliştirirler. Bu sıralama
şirketlerin iç süreçlerde kullanacakları ölçüleri müşteri ve hissedarları ile ilgili
amaçlarına odaklanmalarına yardımcı olur. Birçok şirkette uygulanmakta olan
performans ölçüm sistemleri, mevcut işleyiş yöntemlerini geliştirmeye yöneliktir.
Dengeli Performans Karnesi uygulamasında yöneticiler yenilik işlemiyle başlayan,
gerçekleştirilen faaliyetleri kapsayan ve satış sonrası hizmetlerle biten tam bir iç
işleyiş değer zinciri tanımı yapmaları önerilir.
Trikotek Tekstil‟de iç süreçler boyutuyla ilgili olarak beş stratejik konu
belirlenmiştir:

Kuvvetli Müşteri İlişkileri

Doğru Anlaşılmış Müşteri İstekleri

Etkin ve Verimli İç Üretim

Etkin ve Verimli Dış Üretim

Doğru ve Zamanında Sevkıyat
4.3.2.4. Yenilik, Öğrenme ve ÇalıĢanlar Boyutu
Dengeli Performans Karnesinin dördüncü ve son boyutu kurumsal öğrenme ve
gelişme sağlayacak amaç ve ölçülerin oluşturulması ile ilgilidir. Finansal, müşteri ve
iç süreçler boyutlarında belirlenen amaçlarla şirketin atılım yapmasını sağlayacak bir
performansa ulaşması için üstünlük kazanması gereken alanlar saptanır. Yenilik,
öğrenme ve çalışanlar boyutunda yer alan amaçlar, diğer boyutlarda belirlenen
101
yüksek hedeflerin gerçekleştirilmesi için gereken altyapıyı sağlar. Bu boyutta yer
alan amaçlar, diğer boyutlarda yer alan mükemmel sonuçları elde etmeyi sağlayacak
girişimlerdir.
Yöneticilerin büyük çoğunluğu sadece kısa dönemli finansal performansa dayanan
değerlendirmeler yapıldığı durumlarda çalışanlar, sistemler ve kurumsal yöntemleri
geliştirmek
için
yapılacak
yatırımları
sürdürmelerinin
çok
zor
olduğunu
belirtmektedir.finansal muhasebe modelinde bu yatırımlar için yapılan harcamalar
dönemsel harcamalar olarak nitelendirilmekte ve bu masrafların kısılması kısa
dönemli kazançları arttırmanın kolay bir yolu olmaktadır. Çalışanlar, sistemler ve
kurumsal yetenekleri arttırmak için gerçekleştirilecek yatırımların yetersizliğinin
doğuracağı sonuçlar kısa dönemde görülmeyecektir.
Dengeli Performans Karnesi, gelecek için yatırım yapmanın önemini ve bu
yatırımların sadece yeni teçhizat veya yeni ürün araştırma-geliştirme faaliyetleri gibi
geleneksel yatırım alanları ile sınırlı olmamasının gerekliliğini vurgular. Teçhizat ve
araştırma-geliştirme yatırımları tabii ki gereklidir fakat tek başlarına yeterli olmazlar.
Kurumlar, uzun dönemde yüksek seviyede finansal büyüme elde etmeyi
hedefliyorsa, altyapılarına yani personel, sistem ve yöntemlerine de yatırım
yapmaları gereklidir.
Trikotek Tekstil buradan hareketle son boyut olan yenilik, öğrenme ve çalışanlar
boyutunda aşağıdaki stratejik konuları belirlemiştir:

Çalışan Motivasyonu ve Sürekli Gelişimi

Tedarikçi Gelişimi

Yenilikçi Yaklaşım
4.3.3. Performans Kriterleri
4.3.3.1. Finansal Boyut Performans Kriterleri
Finansal boyutta iki stratejik konu yani kritik başarı faktörü belirlenmiştir. Bu kritik
başarı faktörleri altında belirlenen performans kriterleri aşağıda sıralanmıştır.
a) Karlılık: Tüm boyutlardan elde edilecek üstün performansla kazanılabilecek en
net sonuç karlılık artışı olmalıdır. Karlılık hesabı için üç ayrı başlık
belirlenmiştir.
102

Kar: Bu kavram aylık dönemler halinde toplam gelirlerden toplam maliyetlerin
çıkarılmasıyla hesaplanır. QPR‟daki referans yaratma fonksiyonu sayesinde
yaratılan Grup 1 ve Grup 2‟den gelen kar değerlerinin toplanmasıyla elde edilen
bir sonuç ölçüsüdür.
Kar = (TG(Grup 1)-TM(Grup 1)) + (TG(Grup 2)-TM(Grup 2))
TGi = Grup 1 ve Grup 2 için hesaplanan toplam gelirler,
TMi = Grup 1 ve Grup 2 için hesaplanan toplam maliyetler.
Yine bu göstergenin QPR‟da yer alması gereken alarm ve hedef değerleri de Grup 1
ve Grup 2‟nin alarm ve hedef değerlerinin toplanması ile elde edilmektedir. Bu
karlılık hesapları Endüstri mühendisliği departmanı ile muhasebenin ortak çalışması
sonucunda ortaya çıkmaktadır. Endüstri mühendisliği departmanı, her sipariş için
açılan dosyaların müşteriye sevk edilmesinden sonra planlanan maliyetlerle
gerçekleşen maliyetlerin bir karşılaştırmasını yapmaktadır.

Kar Oranı: Bu ölçü, kar değeri ile daha sonra açıklanacak ciro değerlerinin
oranlanması ile hesaplanmaktadır. Kar oranı göstergesinin alarm değeri olarak
%6, hedef değeri olarak da %12 belirlenmiştir.
Kar Oranı = (Toplam Kar / Toplam Ciro)*100

Dosya Karlılığı: Daha önce de açıklandığı gibi Endüstri Mühendisliği departmanı
her bir sipariş dosyasının karını hesaplamaktadır. Dosya karlılığı ise yine bu
kapsamda Genel Üretim Giderlerinin %10 olduğu varsayılarak hesaplanmış olan
karlılık oranıdır. Yönetim tarafında müşteri temsilcilerine fiyatlandırmada baz
alınacak Genel Üretim Giderleri oranı olarak bu değer verilmiştir. Bu göstergede
hedef değer %20, alarm değer ise %12 olarak belirlenmiştir. Bu ölçü ile
fiyatlandırmanın performansı takip edilecektir.

Çalışan Başına Düşen Kar: Bu performans ölçüsü Trikotek‟te o ay kazanılan
karın toplam çalışan sayısına oranını ifade eder. Şu an için olmasa da bir
veritabanı oluşturduğunda önemli bir ölçü haline gelecektir. Bu göstergenin
alarm ve hedef değerleri, kar göstergesinin alarm ve hedef değerlerinin toplam
çalışan sayısına bölünmesinden elde edilen sonuçlardır.
Çalışan Başına Düşen Kar = Toplam Kar / Toplam Çalışan Sayısı
103
Karlılık kritik başarı faktörünün hesaplanmasında kar değeri doğrudan karlılık değeri
olarak alınacaktır.
b) Büyüme: Finansal boyut altında incelenecek ikinci ve son kritik başarı faktörü ise
büyümedir. Büyüme kavramı iki performans kriterini baz almaktadır.

Ciro: Her bir grubun başardığı aylık satış gelirlerinin bir toplamıdır. Yine Grup 1
ve Grup 2‟den referans almaktadır. Ciro göstergesinin alarm ve hedef değerleri
de Grup 1 ve Grup 2‟den referans alınan ciro alarm ve hedef değerlerinin
toplamıdır.
Toplam Ciro = Ciro(Grup 1) + Ciro(Grup 2)

Satış Adedi: Ciroyu ve kapasiteyi etkileyen bir kavram olarak satış adedi ölçüsü
de büyüme kritik başarı faktörünün önemli bir göstergesidir. Yukarıda açıklanan
ciro hesaplanmasında kullanılan yöntemle hesaplanır. Alarm ve hedef
değerlerinin belirlenmesinde ciro kavramında uygulanan yöntem kullanılmıştır.
Toplam Satış Adedi = Satış Adedi(Grup 1) + Satış Adedi(Grup 2)
Büyüme kritik başarı faktörünün hesaplanmasında ise ciro göstergesinin değeri baz
alınmakta ve bu rakam büyüme değeri olarak kabul edilmektedir. Böylelikle ilk
boyut olan finansal boyutun hesaplanması için iki kritik başarı faktörünün de
değerleri elde edilmiş olur. Ancak diğer tüm boyutlardan elde edilecek olan
değerlerin birimlerinin aynı olması gerektiğinden ortak bir birim olarak indeks
kullanılmış ve karlılık ile büyümenin Euro değerleri belirlenmiş alarm ve hedef
değerlerine göre bir indeks birimine dönüştürülmüştür. Bu işlemi yaparken hem
karlılık hem de büyüme kavramlarına alarm, hedef ve gerçekleşen değerlerinden
başka bir „gerçekleşen indeks (actual index) kavramı eklenmiştir. Bu işlem yazılımın
değer ayarlarından kolayca yapılabilmektedir. Manuel olarak yapılması gereken
mantıksal bir ifade kurmaktır. Burada kullanılan mantıksal ifade şu şekildedir:
IIF(ACT()>TAR(),10,(IIF(ACT()<ALA(),0,(10*(ACT()-ALA())/(TAR()-ALA())))))
Burada eğer gerçekleşen değer hedef değerden büyükse, gerçekleşen indeksin 10
olarak kabul edilmesi; değilse başka bir sorgu yaparak, gerçekleşen değerin alarmdan
küçük olduğu durumlarda gerçekleşen indeksin sıfır olarak kabul edilmesi ve son
olarak da gerçekleşen değerin alarm ve hedef değerleri arasında kaldığı durumlarda
yukarıdaki formülü uygulayarak bir gerçekleşen indeks hesaplanması istenmektedir.
104
Finansal boyuttaki tüm kritik başarı faktörlerinin ve performans göstergelerinin değer
ayarları „Basic-Maximize‟ a göre kurgulanmıştır. Burada amaç gerçekleşen değer ya
da indekslerin en büyüklenmesidir. Buradaki değer ayarları isteğe bağlı olarak da
değişik alternatiflere sahiptir. Örneğin bazı performans göstergeleri „BasicMaxsimize-Hedef Oranı‟ şeklinde ifade edilen değer ayarına göre hesaplanmaktadır.
Burada gerçekleşen, alarm ve hedef serilerine ilave olarak „hedef gerçekleşme‟ adı
altında bir seri daha eklenmiş ve diğerleriyle birlikte gerçekleşen değerin hedefe
oranının görülmesi sağlanmıştır. (Ek-B)
4.3.3.2. MüĢteri Boyutu Performans Kriterleri
Müşteri boyutunda üç önemli kritik başarı faktörü tespit edilmiştir. Bunlar
memnuniyet, sadakat ve karlılık başlıkları altında incelenecektir.
a) Müşteri Memnuniyeti: Trikotek‟te müşteri memnuniyeti kritik başarı faktörü üç
ayrı performans göstergesi yardımıyla hesaplanacaktır. Bunlar aşağıdaki gibidir:

Müşteri Memnuniyet İndeksi: Müşteri memnuniyet indeksi de üç ayrı
göstergenin hesaplanmasından ortaya çıkmaktadır. Bunlarda birincisi olan iade
değerleri üç aylık periyotlarla müşteriden herhangi bir sebeple gelen ürün
iadelerinin Euro cinsinden toplam değeridir. Yine Grup 1 ve Grup 2 müşteri
boyutundan referans alınarak oluşturulmaktadır. İade değerlerinin alarm ve hedef
değerleri de Grup 1 ve Grup 2 karnelerindeki bu değerin alarm ve hedef
değerlerinin toplamıdır.
İade Değerleri = İade Değeri(Grup 1) + İade Değeri(Grup 2)
Bu başlıktaki bir diğer gösterge ise Reklamasyon-Ceza değerleridir. Bu göstergenin
hesaplanması da yukarıda olduğu gibi Grup 1 ve Grup 2 karnelerinden gelen değerler
toplamı şeklinde yapılmaktadır. Yine Euro cinsinden hesaplanır. Bu iki performans
göstergesi Basic-Minimize olarak ayarlanmıştır.
Reklamasyon Ceza Değerleri = Reklamasyon-Ceza(Grup 1) + Reklamasyon-Ceza(Grup 2)
Bu gruptaki son gösterge ise Müşteri Şikayet İndeksidir. Bu indeks Her sevkiyattan
sonra müşteriden sözlü ya da yazılı olarak alınan bu sevkiyat bazlı görüşleri
puanlanması sonucunda elde edilecek olan değerdir. İndeks olarak hesaplanacak ve
diğerleri gibi üç aylık periyotlarla takip edilecektir. Basic-Minimize olması
gerektiğinden alarm değeri olarak sıfır, hedef değer olarak da 5 kabul edilmiştir.
105
Programın başka bir fonksiyonunu göstermek amacıyla bu üç göstergeden müşteri
memnuniyet indeksinin hesaplanmasında „range‟ fonksiyonu kullanılmıştır. Bu
fonksiyon farklı birimlerdeki değerleri tek bir birim şeklinde ifade ederken
gerçekleşen değerlerin grafikte bulundukları konumlarını baz alarak bir hesaplama
yapmaktadır.
AVERAGE(RANGE(IAD_T.ACT(),MUS_SIK_T.ACT(),REKL_T.ACT()))
Yukarıdaki ifade iade değerlerinin, müşteri şikayet indeksinin ve reklamasyon-ceza
değerlerinin
„range‟
fonksiyonu
yardımıyla
aldıkları
puanın
ortalamasını
hesaplamakta, bu değer de müşteri memnuniyet indeksi olmaktadır. Bu indeks
adından da anlaşılacağı üzere değer ayarı olarak „Basic-Maximize‟ı kullanmaktadır.

Müşteri Denetim Sonuçları: Trikotek ağırlıklı olarak AB bünyesindeki şirketler
için çalıştığından çoğu müşteri tarafından periyodik olarak denetime tabi
tutulmaktadır. Bu denetimler çok kapsamlı olmakla birlikte daha çok kalite
sistemleri üzerine yoğunlaşmaktadır. Örneğin Adidas, periyodik olarak Metal
Kontrol Sisteminin denetimini yapmaktadır. Bu gibi denetimlerden alınan
puanlar
Kalite
departmanı
tarafından
toplanmakta
ve
bir
indekse
dönüştürülmektedir. Her iki grupta yer alan müşteri denetimlerinin toplamı bu
göstergenin değerini oluşturmaktadır. Yine aynı yolla, Grup 1 ve 2‟den referans
alınmış, değer ayarı olarak da Basic-Maximize kullanılmıştır. Alarm ve hedef
değerleri de sırasıyla 10 ve 7 olarak belirlenmiştir.

Anket Sonuçları: Müşteri memnuniyetinin son ayağı anket sonuçlarından elde
edilen değerlerdir. Halihazırda mevcut olan anket, bundan böyle üç aylık
periyotlarla müşterilere gönderilecek ve sonuçlar Pazar geliştirme ve kalite
departmanları tarafından değerlendirilip bir indeks oluşturulacaktır. (Ek-E) Bu
gösterge indeks olarak hesaplanacağından alarm değeri olarak 6, hedef değer
olarak de 10 belirlenmiştir. Değer ayarı yine Basic-Maximize olup Grup 1 ve
Grup 2 müşterileri referans alınmıştır.
Müşteri Memnuniyetinin hesaplanmasında bu üç değer de indeks olduğundan bir
zorluk yaşanmamaktadır. Burada müşteri memnuniyet indeksi değerine %40,
denetim ve anket sonuçları derlerine ise %30‟ar ağırlık verilerek bir hesaplama
yapılmıştır.
Müş.Mem. = 0,4*Müş.Mem.İnd. + 0,3*Denetim Sonuçları + 0,3*Anket Sonuçları
106
Bu göstergenin değer ayarı basic maximize olup alarm ve hedef değerleri sırasıyla 5
ve 10 olarak belirlenmiştir.
b) Müşteri Karlılığı: Müşteri karlılığı göstergesi karlı müşteri oranı göstergesini
referans alan bir ölçüdür. Karlı müşteri oranı aylık bir periyotta dosya karı olarak
%20‟nin yani bu göstergenin hedefini aşan müşteri sayısının toplam müşteri
sayısına oranıdır. Basic-maximize olarak ayarlanan bu göstergenin alarm ve
hedef değerleri sırasıyla %40 ve %100‟dür.
Karlı Müşteri Oranı = Müşteri Sayısı(Dosya Karı>%20) / Toplam Müşteri Sayısı
Müşteri Karlılığı göstergesi ise indeks olduğundan doğrudan karlı müşteri oranındaki
değerin 10‟a bölünmesiyle elde edilen sonucu alır. Alarm ve hedef değerleri sırasıyla
5 ve 10‟dur.
Müşteri Karlılığı = Karlı Müşteri Oranı / 10
c) Müşteri boyutunun son kritik başarı faktörü müşteri sadakatidir. Bu göstergenin
hesaplanmasında iki alt gösterge kullanılmaktadır.

Sadık Müşteri Oranı: Mevcut hesaplama ayı içersinde sipariş vermiş
müşterilerden hangilerinin önceki yılın aynı ayında sipariş verdiği belirlenir.
Sadık müşteri olarak adlandırılan bu müşterilerin sayısının mevcut müşteri
sayısına oranlanmasıyla hesaplanan sadık müşteri oranı göstergesinin en
büyüklenmesi istenir ve %40 alarm değerine, %80 hedef değerine sahiptir.

Sadık Müşterinin Cirodaki Pay Oranı: Müşteri sadakatinin hesaplanmasında
sadece
yukarıda açıklandığı şekilde bir sadık müşteri oranı hesabı yeterli
değildir. Bunun yanında sadık müşteri olarak belirlenmiş olan müşterilerin o ayın
cirosundaki pay oranı da önemlidir. Bunun için aşağıdaki hesaplama yapılır:
Cirodaki Pay Oranı = (Ciro(Sadık Müşteri) / Ciro(Toplam Müşteri))*100
Buradan hareketle son kritik başarı faktörünün hesaplanmasında bu göstergenin
%70‟i, sadık müşteri oranın ise %30‟u alınmış ve indeks hesaplamak amacıyla sonuç
10‟a bölünmüştür. Hedef ve alarm değeri olarak da 5 ve 10 değerleri kullanılmıştır.
Müşteri boyutunun mevcut hesaplama dönemi itibariyle aldığı puanı hesaplamak için
bu üç kritik başarı faktöründen müşteri memnuniyetine %40, müşteri karlılığına ve
müşteri sadakatine %30‟ar ağırlık verilmiştir. Bu boyutun alarm ve hedef değerleri
sırasıyla 5 ve 10‟dur. (EK-B)
107
4.3.3.3. Ġç Süreçler Boyutu Performans Kriterleri
İç Süreçler boyutunda beş kritik başarı faktörü belirlenmiştir.
a) Kuvvetli Müşteri İlişkileri: Müşteri boyutuna da dahil edilebilecek olan bu kritik
başarı faktörü dört başlık altında toplanabilen performans göstergeleriyle
hesaplanmaktadır.

Müşteri İle Görüşme Sayısı: Müşteri temsilcilerinin müşterileriyle yaptıkları
telefon görüşmelerinin veya gönderdikleri e-postaların sayısını ifade eder.

Müşteriyi Yerinde Ziyaret Sayısı: Yine müşteri temsilcilerinin, müşterilerini
ziyaret etme sayılarının toplamı olarak ifade edilmektedir.

Süresinde Cevaplandırılma Oranı: Müşteri tarafından gelen soruların en fazla 1
saat içinde müşteri temsilcisi tarafından cevaplandırılması gerekmektedir. Bu
gösterge bu hedefe uyan yanıt sayısının bir oranıdır.

Beyan Edilen Temin Süresi: Müşteri temsilcilerinin müşterilerine ortalama 3.000
adetlik bir sipariş için 4 haftalık bir temin süresi beyan etmelerini sağlayan bir
araçtır. Yıllık olarak değiştirilmesi planlanan bu değerin bir alarm ya da hedef
değeri yoktur. Hesaplamaya da bir etkisi olmayacak bu değer sadece bir referans
olarak Dengeli Performans Karnesine ilave edilmiştir. Bu yönüyle diğer
performans kriterlerinden ayrılır. Bu dört göstergenin özellikleri aşağıdaki
tabloda sıralanmıştır.
108
Tablo 4.2: Kuvvetli Müşteri İlişkileri Performans Göstergeleri
Gösterge
Müşteri İle Görüşme
Sayısı
Müşteriyi Yerinde
Ziyaret Sayısı
Birim
Adet
Adet
Süresinde
Cevaplandırılma
%
Oranı
Beyan Edilen Temin
Süresi
Hafta
Değer Ayarı
BasicMaximize
BasicMaximize
BasicMaximize
4 Hafta
Dönem
Alarm
Hedef
3 Aylık
200
264
3 Aylık
10
15
3 Aylık
%80
%100
Yıllık
-
-
Kuvvetli müşteri ilişkilerinin 3 aylık değeri hesaplanırken „range‟ fonksiyonu
yardımıyla söz konusu göstergelerin ortalaması alınmış ve değer ayarı olarak da
„basic-maximize‟ kullanılmıştır.
b) Doğru Anlaşılmış Müşteri İstekleri: Üretim ve sevkiyat süreçlerinin doğru
çalışabilmesi için müşteri isteklerinin doğru olarak anlaşılması gerekir. Bu da
üretim öncesi numune yapım aşmasının performansı anlamına gelmektedir.
Doğru Anlaşılmış müşteri istekleri kritik başarı faktörü 3 ayrı göstergeden
oluşmaktadır.

Seri Üretime Giren Numune Oranı: Üç aylık dönemler itibariyle önceki üç ayda
yapılan numune sayısının, bu numunelerden sipariş gelenlerin sayısına oranı ile
bulunur.

Ortalama Numune Revizyon Sayısı: Müşteriden gelen bir talepten sonra yapılan
numunelerin üretime girecek şekilde onaylanmasına kadar yapılan müşteri
kaynaklı ya da yanlış anlaşılmadan kaynaklanan revizyonların toplamını gösterir.

Numune Yapım Süresi: Müşteriden numune talebinin gelmesinden numunenin
müşteriye teslim edilmesine kadar geçen süreyi ifade eder. Bu sürenin kısalığı
ana siparişin terminini de etkileyecektir.
109
Tablo 4.3: Doğru Anlaşılmış Müşteri İstekleri Performans Göstergeleri
Gösterge
Seri Üretime Giren
Numune Oranı
Ortalama Numune
Revizyon Sayısı
Numune Yapım
Süresi
Birim
Değer Ayarı
Dönem
Alarm
Hedef
%
Basic-Maximize
3 Aylık
%30
%50
Adet
Basic-Minimize
3 Aylık
3
2
Gün
Basic-Minimize
3 Aylık
8
5
Doğru anlaşılmış müşteri istekleri de yine adından anlaşılacağı gibi en büyüklenmesi
gereken bir kritik başarı faktörü olup seri üretime giren numune oranına %40,
ortalam numune revizyon sayısına %20 ve numune yapım süresine de yine %40
ağırlı verilerek hesaplanmıştır. Alarm ve hedef değerleri sırasıyla 5 ve 10 olarak
belirlenmiştir.
c) Etkin ve Verimli İç Üretim: İç süreçler boyutundaki üçüncü kritik başarı faktörü
etkin ve verimli iç üretimdir. Hem etkinliği hem de verimliliği sağlamak için dört
performans göstergesi hesaplanacaktır. Bu performans göstergeleri aynı zamanda
iç üretimin karnesinde de yer aldığı için doğrudan oradaki değerler referans
olarak alınmıştır.

Kapasite Kullanım Oranı: O ay çalışılan işçilik saatinin, çalışılması gereken
toplam işçilik saatine yani toplam kapasiteye oranlanmasıyla bulunan bir
değerdir.
Kap.Kul.Oranı = (Çalışılan İşçilik Saati / Çalışılması Gereken İşçilik Saati)*100

Üretim Planına Uygunluk: Bir siparişin yapılan üretim planına uygunluğunu
ölçen bir göstergedir. Trikotek Tekstil‟de üretim planlama Gantt Şemaları
kullanılarak yapılmaktadır. Bu yöntemle bir siparişin hangi safhada ne kadar süre
işlem gördüğü ve ne kadar gecikme yaşadığı görülebilmektedir. Buradan
hareketle de bir sipariş gecikip gecikmediği, geciktiyse kaç günlük bir gecikme
yaşadığı
kolayca
hesaplanabilmektedir.
Bu
gösterge
aşağıdaki
şekilde
hesaplanmaktadır.
Üretim Planına Uygunluk = (Geciken Sipariş Sayısı / Toplam Sipariş Sayısı)*100
110

2.Kalite Oranı: Üretim sırasında ortaya çıkan bir hatadan dolayı iç piyasaya
satılmak üzere ayrılan ürünlerdir. Bir şekilde değerlendirilebilmesine rağmen
maliyetine göre çok düşük bir fiyatla satılmaktadır. Bu yüzden bu oranın en
küçüklenmesi gerekmektedir.
2.Kalite Oranı = Toplam 2.Kalite Sayısı / Toplam Üretilen Adet

Fire Oranı: Fire oranı başlığı altında satın alınan iplikteki fazlalık, yanlış
hesaplama sonucu alınan fazla iplik, model hazırlanırken üründeki alınan brüt
fazlalık, yine yanlış hesaplama sonucu eksik üretilen adet konularının hepsi iplik
firesi olarak değerlendirilecektir.
Tablo 4.4: Etkin ve Verimli İç Üretim Performans Göstergeleri
Gösterge
Birim
Değer Ayarı
Dönem
Alarm
Hedef
%
Basic-Maximize
Aylık
%75
%90
%
Basic-Maximize
Aylık
%80
%95
2.Kalite Oranı
%
Basic-Minimize
Aylık
%8
%3
Fire Oranı
%
Basic-Minimize
Aylık
%8
%4
Kapasite Kullanım
Oranı
Üretim Planına
Uygunluk
Etkin ve verimli iç üretim tüm bu göstergelerin aldıkları değerlerin ortalamasından
ortaya çıkmaktadır. Değer ayarı olarak Basic-Maximize kullanılmıştır. Bu kritik başa
faktörünün alarm ve hedef değerleri sırasıyla %50 ve %90‟dır.
d) Etkin ve Verimli Dış Üretim: İç üretim ile ilgili belirlemiş tüm kriterler dış
üretim için de geçerlidir. Sadece kapasite kullanım oranı göstergesi bu kapsamda
incelenmeyecektir.
e) Doğru ve Zamanında Sevkiyat: İç süreçler boyutunun son kritik başarı faktörü
doğru ve zamanda yapılan sevkıyattır. Bu kavramın değerini hesaplamada üç
performans göstergesi kullanılmaktadır.
111

Termine Uygunluk: Yapılan plana göre müşteriye verilen termine uyumun
performansını inceler. Yine kullanılan Gantt şemaları vasıtasıyla bu göstergenin
aldığı değer kolayca hesaplanabilmektedir.
Termine Uygunluk = (Zamanında Gönderilen Siparişler / Toplam Siparişler)*100

Hatalı Sevkiyat Oranı: Müşteri şikayet indeksi hesaplanırken kullanılan
bilgilerden yararlanılarak hesaplanacaktır. Bunun için sevk edilen her siparişle
birlikte müşteriye bir küçük anket de gönderilecek ve sonuçlar takip edilecektir.
Hatalı Sevkiyat Oranı = (Hata Bildirimli Sevk Sayısı / Toplam Sevkiyat
Sayısı)*100

Ortalama Gecikme Oranı: Geciken Siparişlerin ortalama olarak kaç gün
geciktiğini ifade eder.
Ort.Gecikme Oranı = [(Gecikilen Gün sayısı/Temin Süresi)]/Geciken Sipariş
Sayısı
Tablo 4.5: Doğru ve Zamanında Sevkiyat Performans Göstergeleri
Gösterge
Birim
Değer Ayarı
Dönem
Alarm
Hedef
Termine Uygunluk
%
Basic-Maximize
Aylık
%80
%95
%
Basic-Minimize
Aylık
%5
%1
%
Basic-Minimize
Aylık
%5
%1
Hatalı Sevkiyat
Oranı
Ort. Gecikme Oranı
Sonuç olarak bu beş kritik başarı faktörünün aldıkları değerlerin ortalaması iç
süreçler boyutunun puanını vermektedir. Basic-maximize olarak ayarlanmış olan bu
değerler için alarm ve hedef değerleri sırasıyla 6 ve 10 olarak belirlenmiştir. (Ek-B)
4.3.3.4. Yenilik, Öğrenme ve ÇalıĢanlar Boyutu Performans Kriterleri
Dengeli Performans Karnesinin son boyutu olan yenilik, öğrenme ve çalışanlar
başlığı altında üç kritik başarı faktörü belirlenmiştir.
a) Çalışan Motivasyonu ve Sürekli Gelişimi: Her şirket için olduğu gibi Trikotek
Tekstil için de önemli olan çalışan motivasyonu ve gelişimi için dört performans
kriteri mevcuttur.
112

Eğitim: Eğitim konusu kendi içersinde üç performans göstergesi yardımıyla ele
alınacaktır. Bunların ilki eğitim miktarı olarak belirlenmiştir. Bu gösterge
kapsamında üç aylık dönemler itibariyle bir kişinin alması gereken ortalama
eğitim miktarı hesaplanacaktır.
Eğitim Miktarı = (Toplam Eğitim Süresi*Eğitim Alan Kişi Sayısı)/Top. Kişi
Sayısı
Bu gösterge için iş yoğunluğu da dikkate alınarak farklı periyotlar için farklı hedefler
verilmiştir. Bu kapsamdaki bir diğer gösterge de eğitim etkinliğidir. Önceki üç ayda
gerçekleşmiş olan eğitimlerin etkinliği eğitime katılan çalışanların amirleri tarafından
doldurulacak bir form vasıtasıyla ölçülecektir. Bu formda o çalışanın aldığı
eğitimden yeterince yararlanıp yararlanmadığı ölçülerek eğitimin etkinliği ortaya
konacaktır. İndeks olarak hesaplanacak bu göstergenin alarm değeri 5, hedef değeri
de 10 olarak kabul edilmiştir. Eğitim başlığı altındaki son gösterge de eğitim
almayan kişi sayıdır. Yukarıda açıklanan eğitim miktarı ölçüsü aynı kişilerin çok
miktarda eğitim alması olasılığı nedeniyle doğru olarak yönlendiremeyebilir. Bu
sebeple bu gösterge de eğitim başlığına eklenmiştir.
Bu üç performans göstergesinden hareketle eğitim ölçüsünün hesaplanmasında
eğitim etkinliğine %50 ve diğer iki göstergeye %25 ağırlık verilmiştir. Alarm ve
hedef değerler de yine 5 ve 10 olarak belirlenmiştir.
Çalışan memnuniyet indeksi, insan kaynakları departmanı tarafından düzenlenecek
bir anket yardımıyla hesaplanacaktır. Bu göstergenin alarm ve hedef değerleri de 5
ve 10 olarak kabul edilmiştir.
Çalışan gelişimi indeksi de yine insan kaynakları departmanı tarafından hazırlanacak
olan polivalans tabloları yardımıyla belirlenecektir. Bu tablolarda çalışanları bilgi
düzeyleri, kabiliyetleri vb. izlenir. İndeks olarak hesaplanacaktır. Alarm değeri 5,
hedef değeri ise 10‟dur.
Doğru eleman teminini ölçmek içinse yeni alınan çalışanların işe girdikten 2 ay sonra
amirleri tarafından doldurulacak bir form kullanılacaktır. Buradan çıkan sonuçların 3
aylık ortalamaları doğru eleman temini sonucunu verecektir. Yine insan kaynakları
departmanın sorumluluğunda gerçekleşecek olan bu ölçümün alarm değeri 5, hedef
değeri ise 10‟dur.
113
Bu dört performans göstergesinden hareketle çalışan motivasyonu ve sürekli gelişimi
kavramı bu değerlerin ortalamasının alınmasıyla hesaplanır.
b) Tedarikçi Gelişimi: Trikotek Tekstil‟in tedarik zinciri içersinde çok sayıda
tedarikçi çalışmaktadır. Bu yüzden bu tedarikçilerin performansları da periyodik
olarak ölçülmeli ve takip edilmelidir. Bu anlamda bu başlık altında tedarikçilerle
ilgili olarak tedarikçi performansı ve tedarikçi memnuniyeti göstergeleri
oluşturulmuştur.

Tedarikçi Performansı: Tedarikçilerin performanslarını değerlendirmek amacıyla
her üç ayda bir denetim yapılacak ve bu amaçla bir tedarikçi değerlendirme
tablosu kullanılacaktır. İndeks olarak hesaplanacak olan bu değerin alarm ve
hedef değerleri sırasıyla 5 ve 9 olarak belirlenmiştir. (Ek-F)

Tedarikçi Memnuniyeti: Trikotek Tekstil tedarikçilerinden memnun olmasını
amaçladığı gibi onların da bu işbirliğinden memnun olmasını amaçlamaktadır.
Bu doğrultuda hazırlanacak olan bir anketle memnuniyet seviyeleri ölçülecektir.
Bu faaliyet kalite departmanın sorumluluğunda gerçekleştirilecektir. Bu gösterge
için belirlenmiş alarm ve hedef değerleri yine 5 ve 9 olarak kabul edilmiştir.
Bu iki göstergeden hareketle tedarikçi gelişiminin puanı tedarikçi performans
indeksine %70, memnuniyet indeksine ise %30 ağırlık verilerek hesaplanacaktır.
Hedef ve alarm değerler sırasıyla 10 ve 5 olarak belirlenmiştir.
c) Yenilikçi Yaklaşım: Yenilik, öğrenme ve çalışanlar boyutunun son kritik başarı
faktörünü yenilikçi yaklaşımdır. Bu kritik başarı faktörünün iki göstergesi
mevcuttur. Bunlar eğitim harcamaları oranı ve teknolojik yatırım oranıdır. Her iki
göstergenin de değeri bu konularda bütçeden ayrılan pay olarak alınmaktadır.
Buradan da anlaşılacağı üzere yıllık olarak hesaplanacak bu göstergelerin alarm
ve hedef değerleri sırasıyla eğitim için %0,4 ve %1; teknolojik yatırım içinse %1
ve %3‟tür. (Ek-B)
4.4. Dengeli Performans Karnesinde Korelasyon Analizi
Daha önce de değinildiği gibi Dengeli Performans Karnesi dört ana boyuttan
oluşmaktadır. Bunlar finansal, müşteri, iç süreçler ve yenilik, öğrenme ve çalışanlar
boyutları olarak belirlenmiştir. Söz konusu bu boyutların performanslarının
değerlendirilmesi için bunların her birinin altında kritik başarı faktörleri
114
bulunmaktadır. Bu kritik başarı faktörleri şirket için stratejik öneme sahip konular
olup üzerinde önemle durulması gerekmektedir. Trikotek‟teki Dengeli Performans
Karnesi uygulamasında finansal boyutta iki, müşteri boyutunda üç, iç süreçler
boyutunda beş ve yenilik, öğrenme ve çalışanlar boyutunda üç olmak üzere toplam
13 kritik başarı faktörü mevcuttur. Tüm bu kritik başarı faktörleri birbirlerine nedensonuç ilişkisi içersinde bağlıdır. Örneğin Çalışanların motivasyonu artarsa ve sürekli
geliştirilirlerse kuvvetli müşteri ilişkileri ortaya çıkar. Kuvvetli müşteri ilişkileri
sayesinde müşteri isteklerinin daha doğru anlaşılması sağlanır. İsteklerin doğru
anlaşılmasıyla etkin ve verimli bir üretim gerçekleştirilmesi müşterinin memnun
olmasını da birlikte getirir. Memnun müşteri de sadakat ve karlılık kavramlarının
oluşmasını sağlar. Bu kavramların da oluşmasıyla finansal karlılık ve büyüme
hedeflerine ulaşılmış olur.
Görüldüğü gibi Dengeli Performans Karnesi, kritik başarı faktörleri arasında bir
neden-sonuç ilişkisinin olmasını gerektirir. Vizyon ve stratejiler bu sayede eyleme
dönüştürülebilmektedir. Kritik başarı faktörleri arasında bir neden-sonuç ilişkisinin
olması bu ilişkilerde korelasyon hesabının yapılmasını mümkün kılar. Bu hesaplama
QPR‟da kritik başarı faktörleri arasında kurulan ilişkide tanımlanarak kolayca
hesaplanabilmektedir. Örneğin müşteri boyutunda yer alan müşteri karlılığı ile
finansal boyutta yer alan karlılık kritik başarı faktörü arasındaki korelasyonu
hesaplayalım. Burada müşteri karlılığı bağımsız değişken (x), karlılık ise bağlı
değişken (y) olmaktadır. Bu kritik başarı faktörlerinin ilk üç ay için aldıkları puanlar
aşağıdaki gibidir.
Tablo 4.6: Korelasyon Analizi İçin Veriler
Aylar
x
y
xy
x2
y2
1
3,64
23.960
87.214,4
13,25
574.081.600
2
0,91
-76.449
-69.568,6
0,83
5.844.449.601
3
0,91
-141.755
-128.997,1
0,83
20.094.480.025
Toplam
5,46
194.244
111.351,24
14,91
26.513.011.226
r ile ifade edilen korelasyonun hesaplanma şekli aşağıda ifade edildiği gibidir.
Burada n dönem sayısını ifade etmektedir.
115
r
r
n( xy )  ( x)( y)
n(  x 2 )  (  x ) 2 n(  y 2 )  (  y ) 2
3(111.351,24)  (5,46)(194.244)
= 0,915
3(14,91)  (29,81) 3(26.513.011.226)  (37.730.731.536)
Bu sonuç müşteri boyutundaki müşteri karlılığı ile finansal boyuttaki karlılık ölçüleri
arasında pozitif güçlü bir bağ olduğunu ifade eder. Dengeli Performans Karnesinde
kurulan neden-sonuç ilişkisinde de müşteri karlılığının artması karlılığı arttıracağı
varsayılmıştır. Böylece QPR bu ilişkilerin sağlıklı olup olmadıkları hakkında da bilgi
vermiş olmaktadır. (Ek-D)
116
5.
SONUÇLAR
Trikotek Tekstil‟de yapılan Dengeli Performans Karnesi uygulaması Türkiye‟de
Tekstil sektöründeki ilk uygulamadır. Bu doğrultuda kurulan modelin geliştirilmeye
açık birçok yönü olabilir. Ancak şu an için önemli olan bu sistemin uygulamasını
sürdürmek ve bunu bir yönetim sistemi olarak kullanabilmektir. Mevcut model
şirketin şu anki ihtiyaçlarına göre kurulmuş olup ortaya çıkacak her türlü değişimde
modelin de revize edilmesi ve o anki taleplere cevap verebilecek bir durumda olması
gerekir. Bu modelin kurulması başlı başına bir proje olmasına rağmen her bir
göstergenin hesaplanması sırasında izlenecek yollar da ayrı birer proje olarak
düşünülebilir. Ayrıca her bir göstergenin, kritik başarı faktörünün ve boyutun alarm
ve hedef değerlerinin belirlenmesin de bundan sonra ortaya çıkacak değerler
istatistiğinin göz önüne alınması gerekir. Yine aynı şekilde kritik başarı faktörleri
arasında kurulan sebep-sonuç ilişkileri de ortaya çıkacak olan gerçek değerler
sayesinde tekrar gözden geçirilebilir.
Trikotek Tekstil‟deki bu uygulama şirketin çok önemli bir ihtiyacı olan ve vizyonla
eylemleri birbirine bağlayan bir performans değerlendirme ve ölçme sistemi
eksikliğini gidermiştir. Bundan sonra yönetim adına alınacak olan kararlar büyük
oranda bu sistemden elde edilecek bilgilere göre şekillenecektir.
Bu sistem şu an için sadece şirket sınırları içinde uygulamaya alınmış olmakla
birlikte tedarikçi boyutlarında da uygulanabilecek bir seviyeye getirilmesi gerekir.
Mevcut sistemdeki yenilik, öğrenme ve çalışanlar boyutunda tedarikçilerle ilgili
performans ve memnuniyet kavramları ölçülmektedir. Bu sistemin tedarikçiler de
uygulamaya alınmasıyla tedarikçi tarafındaki müşteri boyutunun en iyilenmesi,
Trikotek‟teki yenilik, öğrenme ve çalışanlar boyutundaki tedarikçi gelişimi ile iç
süreçler boyutundaki etkin ve verimli dış üretim kritik başarı faktörleri en
iyilenecektir. Böylece tedarikçilerle entegre bir performans değerlendirme ve ölçme
sistemi kurulabilecektir.
Dengeli Performans Karnesinde müşteri boyutuna yer verilmesiyle de tedarik
zincirinin en önemli halkası bu sistemde ölçülebilecek bir kavram olarak karşımıza
117
çıkmaktadır. Hem tedarikçilerin performansının değerlendirilmesi hem de bir boyut
olarak müşteri tarafına yer verilmesiyle Dengeli Performans Karnesi uygulaması bir
tedarik zinciri yönetimi performans değerlendirme uygulamasına dönüşmektedir.
Dengeli Performans Karnesi uygulamasıyla Trikotek Tekstil 2010 yılı için belirlediği
vizyon hedefine her yıl ne kadar yaklaşabildiğini takip edebilecek ve zamanında
gerekli önlemleri alabilecektir. Çalışanlar bu sistemin varlığıyla içinde bulunduğu
tüm süreçlerin, vizyona ulaşmada ne gibi katkılarının olduğunu kolayca
görebileceklerdir.
Trikotek Tekstil‟deki bu uygulama Türkiye‟de tekstil sektöründeki ilk uygulama
olarak literatüre geçmektedir. Umarım başarısına inandığım bu ve buna benzer
uygulamalar, çok ciddi bir rekabet ortamıyla karşı karşıya kalan tekstil sektöründeki
diğer şirketler de kullanılmaya başlanır.
118
KAYNAKLAR
TanyaĢ, M., 2003, Tedarik Zinciri Yönetimi ve Lojistik Dersi Notları, Endüstri
Mühendisliği Yüksek Lisans Programı, İTÜ İşletme Fakültesi, İstanbul.
Aydın, H., Boğ, M., 2003, Üçüncü Parti Lojistik, Endüstri Mühendisliği Yüksek
Lisans Programı TZY ve Lojistik Dersi Dönem Projesi, İTÜ İşletme Fakültesi,
İstanbul.
Altaygil, Ġ., 2001, Tedarik Zinciri Yönetimi, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ İşletme
Fakültesi, İstanbul.
Ross, D.F., 1998, Competing Through Supply Chain Management: Creating
Market-Winning Strategies Through Supply Chain, Kluver Academic Publish.
Koca, S., 2001, Tedarik Zinciri Yönetimi ve Bir Taşıma Sistemi İncelenmesi,
Yüksek Lisans Tezi, İTÜ İşletme Fakültesi, İstanbul.
Kopzack, L.R., 1993, Trends In Third Party Logistics, www.ascet.com/ascet,
Stanford University, USA.
Kobu, B., 1999, Üretim Yönetimi, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme
İktisadı Enstitüsü Araştırma Vakfı Yayınları, İstanbul.
Aksoy, Ö., 2003, Tedarik Zinciri Optimizasyonu, İstanbul Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Üretim Ana Bilim Dalı, İstanbul.
Bowersox, D.J., Closs, D.J., Helferich, O.K., 1996, Logistical Management,
Macmillian Publishing Company, USA
Christopher, M., 1998, Logistics and Supply Chain Management: Strategies for
Reducing Cost and Improving Service, Prentice Hall, Great Britain.
Gunasekaran, A., Patel, C., McGaughey, R.E., 2003, A Framework for Supply
Chain Performance Measurement, Int. J. Production Economics, USA.
Schmitz, J., Platts, K.W., 2003, Supplier Logistics Performance Measurement:
Indication from a Study in the Automotive Industry, Int. J. Production Economics,
UK.
Otto, A., Kotzab, H., 2002, Does Supply Chain Management Really Pay?: Six
Perspectives to Measure the Performance of a Supply Chain, European Journal of
Operational Research.
119
Kaplan, R., Norton, D.P., 1996, Dengeli Performans Karnesi: Şirket Stratejisini
Eyleme Dönüştürmek, Sistem Yayıncılık.
Lohman, C., Fortuin, L., Wouters, M., 2003, Designing a Performance
Measurement System, European Journal of Operational Research.
www.qpr.com
120
EKLER
Ek-A : QPR Processguide‟da Yer Alan Temel Süreçler
Ek-B : QPR Scorecard‟da Yer Alan Karneler ve Özellikleri
Ek-C : Portal‟daki Karne Görünümleri ve Özellikleri
Ek-D : Kritik Başarı Faktörleri Arasındaki Sebep-Sonuç İlişkileri
Ek-E : Trikotek Tekstil Müşteri Memnuniyeti Anketi
Ek-F : Trikotek Tekstil Tedarikçi Değerlendirme Tablosu
121
EKLER
122
ÖZGEÇMĠġ
01.01.1980‟de Gaziantep‟te doğdu. İlk ve orta öğrenimini Gaziantep‟te tamamladı.
1998 yılında Nizip Hasan Çapan Anadolu Lisesi‟nden birincilikle mezun olduktan
sonra aynı yıl İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği
Bölümü‟nde öğrenim görmeye başladı. 2002 yılında bu bölümden birincilikle mezun
olduktan sonra yine aynı yıl İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği
Bölümü‟nde yüksek lisans programına başladı. Halen Taha Grup‟a bağlı Trikotek
Tekstil‟de Sistem Geliştirme Yöneticisi olarak çalışmaktadır.
123
Download