T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ PEDODONTİ ANABİLİM DALI TRAVMATİK DİŞ YARALANMALARINDA ACİL DURUM YÖNETİMİ ÜZERİNE OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÖĞRETMENLERİNİN BİLGİ DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Osman İSMAİLOĞLU Danışman Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Nazan ERSİN İzmir-2011 İÇİNDEKİLER 1.GİRİŞ VE AMAÇ .................................................................................................................1 2.GENEL BİLGİLER ..............................................................................................................2 3.DENTAL TRAVMA ETİYOLOJİSİ ..................................................................................3 4.SINIFLANDIRMA ................................................................................................................4 4.1.ÇATLAK .........................................................................................................................5 4.2.KOMPLİKE OLMAYAN KRON KIRIKLARI .........................................................5 4.3.KOMPLİKE KRON KIRIKLARI ...............................................................................6 4.4.KRON/KÖK FRAKTÜRLERİ .....................................................................................7 4.5.KÖK FRAKTÜRLERİ ..................................................................................................8 4.6.KONKÜZYON(SARSILMA) .......................................................................................9 4.7.SUBLÜKSASYON .........................................................................................................9 4.8.LATERAL LÜKSASYON ............................................................................................9 4.9.İNTRÜZYON ...............................................................................................................10 4.10.EKSTRÜZYON ..........................................................................................................12 4.11.AVÜLSİYON ..............................................................................................................12 5.MATERYAL VE METOD.................................................................................................16 6.BULGULAR.........................................................................................................................21 7.TARTIŞMA..........................................................................................................................30 8.SONUÇ..................................................................................................................................33 9.ÖZET.....................................................................................................................................33 10.KAYNAKLAR...................................................................................................................35 11.ÖZGEÇMİŞ .......................................................................................................................38 ÖNSÖZ ‘Travmatik Diş Yaralanmalarında Acil Durum Yönetimi Üzerine Okul Öncesi Dönem Öğretmenlerinin Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi’ başlıklı çalışmamın planlamasında ve hazırlanmasında, bilgi ve tecrübesinden yararlandığım değerli hocam Doç. Dr. Nazan Ersin’e, tez çalışmam boyunca desteğini esirgemeyen Dr. Arzu Aykut ve Dt. Sibel Acar’a, istatistiksel değerlendirmelerdeki katkılarından dolayı Yrd. Doç. Dr. Timur Köse’ye ayrıca hayatım boyunca bana destek veren, maddi ve manevi her konuda yanımda olan aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım. İzmir-2011 Stj. Dt. Osman İsmailoğlu 1.GİRİŞ VE AMAÇ Genel populasyonda okul öncesi dönemdeki çocukların, okulda geçirdikleri süre esnasında çeşitli dental travmalara maruz kaldığı bilinmektedir. Bu çalışmanın amacı, okul öncesi öğretmenlerinin travmatik diş yaralanmaları karşısında acil durum yönetimi konusunda bilgi düzeylerinin ölçülmesidir. Çalışma Trabzon ili içerisinde, yaşları 21 ile 47 arasında değişen, 59 okul öncesi öğretmeni üzerinde yüz yüze anket yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Bu pilot çalışmada amaç okul öncesi dönem çocuklarının okulda geçirdikleri zaman içerisinde maruz kaldığı dental travma çeşitlerinin saptanması, okul öncesi dönem öğretmenlerinin bu acil durum karşısındaki yönetimlerinin gözlenmesi ve okul öncesi öğretmenlerinin dental travmalar konusundaki bilgi düzeylerini ölçmek ve travmaya uğramış dişe uygulanacak çabuk ve doğru müdahalenin çok önemli olması nedeniyle bu konuda doğru bilgilerin kazandırılmasıdır. 2. GENEL BİLGİLER Çocuklarda travma sonucu diş ve destek dokularda görülen yaralanmalar sık karşılaşılan sorunlardır. Dental travma dişlerde kırılma ve/veya yer değiştirmeye, destek dokularda (dişeti, periodontal ligament, kemik) ayrılma (seperasyon) ve ezilme ile sonuçlanan akut ileti veya enerji boşalması olarak tanımlanır (1). Resim 1: Travmaya uğramış üst keser diş 3. DENTAL TRAVMA ETİYOLOJİSİ Süt dişi travmaları, sıklıkla okul öncesi dönemde özellikle küçük çocukların dengelerini sağlamakta zorluk çekmeleri nedeni ile görülür. Araştırmalar, görülme sıklığının %11 ile %30 arasında değiştiğini göstermektedir. Bu oranlardaki büyük farklılıkların hekime başvurma oranının düşük olmasından kaynaklandığı bildirilmiştir. 1-3 yaşlarında, fiziksel aktivitenin artması ile doğru orantılı olarak görülme sıklığı artar. Erkek çocukları daha fazla etkilenir. Kalıcı dişlerde travma görülme sıklığının ise %22 oranında olduğu ve 8 -11 yaş arasında sıklıkla görüldüğü saptanmıştır. Travma nedeni, genellikle düşme ya da sert bir cisme çarpma şeklindedir. 1-3 yaşlarında ev ya da kapalı alanlarda düşme şeklinde travmalar ortaya çıkarken, 13-19 yaş gruplarında spor ya da trafik kazaları sonucu travmalara daha sık rastlanmaktadır. Travma sonucu en sık etkilenen dişler üst ön bölge dişleridir. Üst 2 ileri itim vakalarında travma sonrası dişlerin etkilenme oranı 5 kat daha fazladır. Süt dişini çevreleyen dokuların esnekliğinin fazla olması ve süt dişi kök boylarının da kısa olması nedeni ile travma sonrası süt dişlenme dönemindeki hasar, dişin sert dokularından çok, çevre destek dokularında daha sık görülür. Bu nedenle süt dişlerine gelen kuvvetlerin genellikle lüksasyon ve avulsiyon yaralanmalarına neden olduğu görülmektedir. Süt dişi travmalarında, alttaki kalıcı diş germi ile yakın komşuluk içinde olması sebebiyle travmanın tedavisi ve prognozu değerlendirilirken kalıcı dişin sağlığı açısından da ele alınması gerekmektedir (2). Hastalar ve yakınları bir kaza sonrası diş ve çevre dokularını etkileyen bir travma ile karşılaştıklarında genellikle telaş içinde ve çok endişeli olurlar. Bu nedenle hasta ve yakınları öncelikle sakinleştirilmeye çalışılmalıdır. Erken ve doğru müdahale prognoz açısından son derece önemlidir. Travmatik yaralanmalarda tedavi şekli, travma sonrası geçen süreye, travmanın nerede ve nasıl olduğuna, travma tipine, diş yer değiştirme veya mobilite derecesine, fraktür bölgesine, kök gelişiminin durumuna ve hastanın yaşına göre değişmektedir. Dişhekimi her zaman öncelikle detaylı bir anamnez almalıdır. Hastaya ait bulgular daha sonraki kontroller açısından düzgün bir şekilde kaydedilmelidir. Hastanın tıbbi anamnezi tedavi eşliğinde profilaksi gerekip gerektirmeyeceğini belirlemek ve travma olayının etkileyebileceği epilepsi ya da alerji gibi bir durumun olup olmadığını saptamak açısından büyük önem taşır. Hastanın genel sağlık durumu, kullandığı ilaçlar, bulaşıcı hastalığı, allerjisi ve tetanoz aşısının olup olmadığı sorulmalıdır. Yumuşak doku yaralanmalarının eşlik ettiği çene-diş travmalarından 5 yıl öncesinde tetanoz aşısı olmayan hastalara, tetanoz aşısı yaptırılmalıdır. Hastanın travma sonrasında genel sağlığını etkileyen bir durum (bayılma, kafa travması vs) olup olmadığı ve bu konuda yapılan müdahaleler varsa öğrenilmelidir. Hastanın dental anamnezinde etkilenen 3 dişlerin daha önceden travmaya uğrayıp uğramadığını ve herhangi bir tedavi yapılıp yapılmadığı, izlenecek tedavi yöntemi ve prognoz açısından önem taşıdığından sorulmalıdır. Olayın ne zaman, nerede, ve nasıl olduğu öğrenilmelidir. Olayın oluş zamanı dişin etkilenme miktarını ve tedavi planını etkiler. Olayın nerede olduğu tetanoz profilaksisi açısından önemlidir. Açık alanda ve tozlu ortamda meydana gelen kazalarda tetanoz profilaksisi yapılmalıdır. Olayda kuvvetin yönü, oluş şekli diş dokusu ve çevre dokularda hasarın nerelerde etkili olabileceği konusunda bilgi verir (2). 4. SINIFLANDIRMA Etyolojileri farklı da olsa dental travmanın bir sınıflamaya dahil edilip ilgili tedavinin yapılması gerekir. Ancak dental travma için birçok sınıflama sistemi mevcuttur (4-10). Travmatik dental yaralanma sonucu dişlerde kırılma ve/veya yer değiştirme, destek dokularda (dişeti, periodontal ligament, kemik) ayrılma ve ezilme meydana gelebilir. Travmatik dental yaralanmalarda destek dokulardaki hücreler arası yapılarda bölünme söz konusudur. Ezilmede ise hem hücreler hem de hücreler arası yapılar ciddi zarara uğrar. Destek dokularda ayrılma sonrası periodontal ligamentin iyileşmesi iki hafta içinde başlar. Pulpa bütünlüğünün bozulmasından sonra ise pulpanın iyileşmesi 4 gün sonra başlar ve pulpa revaskülarizasyonunun hızı günlük 0.5 mm’dir. Dental travma sonucu yer değiştiren dişin tamamıyla repoze edilmesi periodontal ve pulpal iyileşmeyi sağlayacak rijit splintleme yerine rijit olmayan esnek splintleme iyileşmeyi destekler. Gelişimi tamamlanmamış açık apeksli dişlerde sistemik antibiyotiklerin kök rezorbsiyonunu azalttığı ve pulpal revaskülerizasyonu arttırdığı düşünülmektedir (1). Her yaralanma tipine özgü tanım, tanı, tedavi hedefleri ve genel prognoz Andreasen’in sınıflamasına dayanarak Dünya 4 Sağlık Örgütü (WHO) ve IADT ve AAPD’nin önerdiği biçimde şu şekilde özetlenmiştir (3,7,10,11). 4.1.Çatlak Tanım: Diş yapısnda kayıp olmaksızın minede oluşan komplike olmayan fraktürlerdir. Tanı: Normal anatomik ve radyografik görünüm sergiler; özellikle transilluminasyon ile saptanabilir. Tedavinin hedefi: Yapısal bütünlüğün ve pulpa vitalitesinin devam etmesidir (12,13). Genel prognoz: Komplikasyonlar nadirdir. 4.2.Komplike Olmayan Kron Kırıkları Tanım: Pulpaya ulaşmamış mine veya mine-dentin düzeyinde fraktürlerdir Tanı: Klinik ve\veya radyografik bulgular, minede ve\veya dentin ile sınırlı diş yapısında kayıpla ortaya çıkar. Tedavinin hedefi: Pulpa canlılığının devamı, dişin estetik ve fonksiyonu için restore edilmesidir. Diş parçaları dudakta, dilde, dişetinde yaralanmaya neden olabileceği için muayene edilmelidir. Küçük fraktürlerde pürüzlü ve keskin yüzeyler düzeltilmeli, büyük fraktürler restore edilmelidir (1,11,12,14). Genel prognoz: Komplike olmayan kron kırıklarının prognozu öncelikle periodontal ligamentin yaralanma durumuna ve dentinin dış ortama maruz kalan yüzey miktarına bağlıdır (1). Optimum tedavi sonuçları acil değerlendirme ve bakıma bağlıdır. 5 Resim 2: Komplike olmayan kron kırığı 4.3.Komplike Kron Kırıkları Tanım: Pulpa açılımı ile birlikte mine-dentin kırıkları Tanı: Klinik ve radyografik bulgularda, pulpa ekspozuyla birlikte diş yapısında kayıp görülür (1,11). Tedavinin hedefi: Pulpa vitalitesinin devamlılığının elde edilmesi, estetik ve fonksiyon için dişin restore edilmesidir. Diş parçaları dudakta, dilde, dişetinde yaralanmaya neden olabileceği için muayene edilmelidir. Tedavi alternatifleri, direkt pulpa kuafajı, parsiyel pulpotomi ve pulpektomidir. Genel prognoz: Kron kırıklarının prognozu öncelikle periodontal ligamentin yaralanma durumuna, ikincil olarak da pulpanın açık kalma süresi; açılan dentin yüzeyi genişliği ve kök gelişiminin aşamasına bağlıdır. Optimum tedavi sonuçları acil değerlendirme ve bakıma bağlıdır (1,11). 6 Resim 3: Travma sonucu oluşan komplike kron kırığı 4.4.Kron/kök fraktürleri Tanım: Pulpanın açık olduğu veya olmadığı mine, dentin ve sementi içeren fraktürlerdir. Tanı: Klinik bulgularda sıklıkla pulpa ekspozu içeren veya içermeyen dişetine tutunan hareketli koronal parça olarak görülür. Radyografik olarak radyolusent oblik bir hat olarak görülebilir. Bu oblik hat, kron ve kökü içeren tarzdadır ve süt dişlerinde sıklıkla vertikal yöndedir. Radyografik olarak gösterilmesi oldukça güçtür ancak yalnızca radyografik olarak teşhis edilebilir. Tedavinin hedefi: Pulpa vitalitesinin devamlılığı, estetik ve fonksiyon için dişin restore edilmesidir. Acil tedavinin amacı koronal parçaları hareketsiz hale getirmektir. Kesin tedavi alternatifleri ise, dişin koronal parçası çekildikten sonra supragingival parçasının daimi restorasyonudur. Restorasyona hazırlık için, gingivektomi, osteotomi, ortodontik ekstrüzyon gerekebilir. Eğer pulpa açıldıysa pulpa kaplamaları, pulpotomi veya kök kanal tedavisi uygulanır. Genel prognoz: Kron- kök fraktürlerinin tedavisi karmaşık ve zor olmasına rağmen birçok fraktür, daimi dişlerde kurtarılmıştır. Dişeti kenarının altındaki fraktürler restore edilememesi oldukça önemli bir sorun teşkil eder (1,11). 7 Resim 4, 5: Kron/kök fraktürü 4.5.Kök fraktürleri Tanım: Pulpayı içeren dentin ve sement fraktürleridir. Tanı: Klinik bulgularında dişetine tutunan, yer değiştirmiş olabilen hareketli koronal parça, radyolojik bulgularında dişten horizontal olarak ayrılmış bir veya birden fazla radyolüsent kırık hattı görülür. Teşhis için birden fazla alınmış radyografiler gerekebilir. Süt dişlerindeki kök fraktürleri alttan gelen daimi diş için risk teşkil edebilir. Tedavinin hedefi: Koronal parça repoze edildikten hemen sonra optimum iyileşme, periodontal sağlık ve nörovasküler destek, estetik ve fonksiyonel restorasyon uygulamak için anatomik olarak doğru pozisyonda sabitlenmelidir. Genel prognoz: Kök gelişimini tamamlamış, koronal parçası ayrılmış dişerde %25 oranında pulpa nekrozu gelişebilir. Kök fraktürünün olduğu daimi dişlerde pulpanın canlılığını sürdürdüğü gösterilmemiştir. Bu nedenle meydana gelen kök fraktürleri dişin sevikal veya apikal üçlüsünde parçaların repoze edilip stabilizasyonu ile başarılı şekilde tedavi edilebilir (1,11). 8 4.6.Konküzyon (Sarsılma) Tanım: Dişte yer değiştirme veya anormal kayıplar olmaksızın dişin destek dokularında meydana gelen yaralanmadır. Tanı: Periodontal ligament yaralanmayı absorbe etmiş ve enflamasyon başlamıştır. Klinik olarak diş mobilite, yer değiştirme, veya sulkular kanama olmaksızın dokunmaya ve perküsyona karşı hassastır. Radyolojik olarak görüntü vermez (1,11). Tedavinin hedefi: Periodontal ligamentin iyileşmesi ve pulpanın canlılığını sürdürmesinin sağlanmasıdır (1,11,15). Genel prognoz: Süt dişlerinde bu durumun enfeksiyon ile ilişkisi yoksa pulpa tedavisine gerek yoktur. Pulpa nekrozuna çok az risk oluşturmasına rağmen, kök ucu kapanmış daimi dişlerde kan akımının kesilmesinden dolayı nekroz oluşabilir. Bu nedenle dikkatli izlenmesi gerekir. 4.7.Sublüksasyon Tanım: Dişe destek olan dokuların, dişin yer değiştirmeksizin anormal gevşemesiyle karakterize durumdur. Tanı: Periodontal ligament yaralanmayı absorbe eder ve enflamasyon başlar, klinik bulgularında dişte yer değiştirme olmaksızın, sulkuler kanamanın eşlik edebildiği mobilite görülür. Radyografik olarak görüntü vermez. Tedavinin hedefi: Periodontal ligamentin ve nörovasküler yapının iyileşmesi Daimi dentisyon: Dişi stabilize etmek ve oklüzal kuvvetlere karşı rahatlatmak gerekir. Düzgün esnek bir splint kullanılabilir. Splint 2 haftadan fazla kalmamalıdır (1,11,16,17). Genel prognoz: Genellikle iyidir. Daimi dişler 2 hafta içinde normale dönebilir. Kök ucu kapanmış daimi dişlerde kan akımının kesilmesinden dolayı nekroz oluşabilir. Bu nedenle dikkatli izlenmesi gerekir. 9 4.8.Lateral lüksasyon Tanı: Dişin aksiyalden farklı bir yönde yer değiştirmesidir. Periodontal ligament ayrılmış ve hasar görmüştür veya fraktür alveoler kemik destekli meydana gelir. Teşhis: Klinik bulgular dişin lateral yönde yer değiştirdiğini gösterir (genellikle kron palatinal veya lingual yönde) ve diş bu yeni pozisyonda kilitlenmiş olabilir. Diş genellikle mobil değildir ve dokunmaya hassastır. Radyografik bulgularda periodontal ligament aralığı artmış ve apekse doğru yer değiştirmiştir (1,11). Tedavinin hedefi: Mümkün olan en kısa sürede dişin repozisyonunu sağlamak, bundan sonra da estetik ve fonksiyonel bütünlük sürdürülürken, nörovasküler beslenme ve periodontal ligamentin optimum sağlığı için doğru anatomik pozisyonda stabilizasyonu sağlamaktır. Dişin repozisyonu çok az bir kuvvetle ve dijital basınçla yapılmalıdır. Diş serbest apikal kenetlenme ile kortikal kemikten ayrılmış olabilir. Marjinal kemikte bozulma varsa ek olarak 2-4 hafta splinte ihtiyaç vardır (1,11). Genel prognoz: Repozisyon gerektiren süt dişleri, kendiliğinden repoze olmuş dişlerle karşılaştırıldığında pulpada nekroz gelişme riski artar. Gelişimini tamamlamış kapalı apeksli dişlerde ciddi derecede pulpa nekrozu ve kök rezorpsiyonu gelişme riski vardır. 4.9.İntrüzyon Tanı: Dişin kemik içine doğru olan yer değiştirmesidir. Şiddetli darbenin etkisiyle diş soket içine doğru ilerler, periodontal ligament sıkışır. Teşhis: Klinik olarak diş kısalmış görülür, hatta ciddi yaralanmalarda diş ortadan kaybolabilir. Dişin apeksi labiale doğru yer değiştirebilir veya süt dişleri labial kemik yoluyla alveol proçesteki daimi dişe doğru ilerler. Diş mobil değildir ve dokunmaya 10 hassastır. Radyografik bulgular da gösterir ki; diş apikal yönde yer değiştirmiş ve periodontal ligament aralığı devamlılığını kaybetmiştir. İntruze olmuş süt dişiyle daimi diş folikülü arasındaki ilişkinin belirlenmesi zorunludur. Eğer apeks labiale yer değiştirdiyse, apikal uç radyografik olarak kontralateralindeki dişten daha kısa görülür. Eğer apeks daimi diş germine doğru palatinal yönde yer değiştirirse apikal uç radyografta izlenmez ve diş uzamış olarak görülür. Lateralden ekstraoral olarak alınmış radyografta apeksin yer değiştirmesi tespit edilebilir. dişi yeni süren dişe benzer. Tedavinin hedefi: Daimi dişi pasif veya aktif olarak repoze etmek ve ondan sonra estetik ve fonksiyonel bütünlük sürdürülürken, nörovasküler beslenme ve periodontal ligamentin optimum sağlığı için doğru anatomik pozisyonda stabilizasyonu sağlamaktır. Gelişimini tamamlamamış kök formasyonlu dişlerde hedef, intrüze dişin kendiliğinden erüpte olmasıdır. Gelişimini tamamlamış dişlerde ise dişi ortodontik veya cerrahi olarak ektrüze etmek ve ilk endodontik müdahaleyi travmadan sonraki ilk 3 hafta içinde yapmaktır (11,16,17). İntrüze olmuş süt dişelerinden alınan radyografi sonrasında süt dişinin apeksinin daimi diş jermine doğru palatinal yönde yer değiştirmiş olduğu tespit edilir ise çekim yapılır, apeksi labial kemiğe doğru yer değiştirmiş ise diş spontan erüpsiyon amacıyla ağızda bırakılabilir (18). Genel prognoz: İntrüze olmuş süt dişlerinin %90’ı 2-6 ay içinde kendiliğinden reerupte olur. Labial kemiğe doğru tam bir intrüzyon ve yer değiştirmelerde bile geçmişteki çalışmalar 36 aydan sonra reerupsiyonu ve dişin kurtulduğu gösterilmiştir. Ankiloz meydana gelebilir, eğer etkilenmiş dişin periodontal ligamenti ciddi hasar gördüyse, bundan dolayı gecikme veya erüpsiyonda kalıcı değişimler görülür. Gelişimini tamamlamış kapalı apeksli dişlerde pulpa nekrozu riski ve kök rezorpsiyonu gelişme riski fazladır. 11 4.10.Ekstrüzyon Tanı: Dişin soketten aksiyal olarak tam olmayan yer değiştirmesidir. Periodontal ligament genellikle ayrılmıştır. Teşhis: Klinik bulgularda diş uzamıştır ve mobildir. Radyografik bulgularda periodontal ligament aralığı artmıştır. Tedavinin hedefi: Dişi mümkün olan en kısa sürede repoze etmek ve ondan sonra estetik ve fonksiyonel bütünlük sürdürülürken, nörovasküler beslenme ve periodontal ligamentin optimum sağlığı için doğru anatomik pozisyonda stabilizasyonu sağlamaktır. Repozisyon yavaş bir şekilde tamamlanabilir ve sabit apikal basınç kök apeksiyle soket tabanı arasında pıhtıyla yer değiştirebilir. Splint 3 hafta süresince uygulanmalıdır (1,11). Süt dişlerinde is tedavi kararı yer değiştirme derecesine, mobilite durumuna, kök formasyonuna ve çocuğun kooperasyonuna göre verilir. Gelişimini tamamlamamış bir dişin minor ekstrüzyonunda (< 3mm); dikkatli bir repozisyon veya dişin spontan iyileşme için yerinde bırakılması kabul edilebilir tedavi seçeneklerindendir(18). Genel prognoz: Gelişimini tamamlamış, apeksi kapalı dişlerde pulpa nekrozu görülme insidansı yüksektir. Bu dişler dikkatli bir şekilde takip edilmelidir. 4.11.Avülsiyon Tanı: Diş soketten tamamen dışarı çıkmıştır. Periodontal ligament kopmuştur ve alveolde fraktür meydana gelmiş olabilir. Teşhis : Klinik ve radyografik bulgular gösterir ki diş sokette değildir veya diş henüz reimplante edilmiştir. Radyografik değerlendirme, diş bulunmadığında dişin intrüze olmadığını gösterecektir. Tedavinin hedefi: Daimi dişler: dişi reimplante etmenin uygun olamadığı durumlar dışında, dişi mümkün olan en kısa sürede repoze etmek ve ondan sonra estetik ve 12 fonksiyonel bütünlük sürdürülürken, neurovasküler beslenme ve periodontal ligamentin optimum sağlığı için doğru anatomik pozisyonda stabilizasyonu sağlamaktır. Bu durumlar; 1. Dental gelişim seviyesi (önemli derecede aveoler büyüme yer aldığında ankiloz riski vardır). 2. Medikal durumun uygunluğu 3. Avülse dişin bütünlüğü veya destek dokuların uyumu. 1 hafta fleksibl splint endikedir. Tetanoz ve antibiyotik proflaksisi uygulanmalıdır (11,17). Avülse süt dişlerinin replantasyonu önerilmemektedir(18). Genel prognoz: Daimi dentisyonun prognozu öncelikle kök gelişim formasyonuna ve ekstraoral kuru kalma süresine bağlıdır. Eğer hemen reimplantasyon yapılırsa diş en iyi prognoza sahip olur. Eğer 5 dk içinde reimplantasyon yapılamazsa, dişin periodontal ligament fibrillerinin canlılığını sürdürebilecek bir yerde saklanmalıdır. Avülse dişin taşıma ortamı: Viaspan, Hankin dengeli tuz solüsyonu, soğuk süt, tükrük, serum fizyolojik veya sudur. Ekstraoral 15 dk kuru kalma ankiloz riskini önemli dercede arttırır. Reimplantasyonda sistemik hastalık varlığı göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, ciddi konjenital kardiak anomaliler, ciddi kontrol altında olmayan nöbet rahatsızlıkları, mental yetersizlik, kontrol altında olmayan diabet. Sporcuların ve antrenörlerin böyle bir travmada acil yapılması gerekenler konusunda önceden bilgilendirilmiş olması da büyük önem taşır. Avülse bir dişin reimplantasyonunda göz önünde tutulacak esaslar şunlardır (19) : -Dişin saklanması ve temizlenmesi -Dişin alveolünün dışında geçirdiği süre -İmmobilizasyon 13 -Antibiyoterapi -Radiküler tedavi yapılması -Rezorptif olayların takibi Dişin saklanması ve temizlenmesi: Dişin travma sonrası saklanma ortamı kök rezorbsiyonu olasılığı bakımından önemlidir. Kuru olarak saklanması tamamen kontrendikedir. Tükrük içinde fornix vestibülide tutulması mümkündür. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki periyodontal ligamentler, dişin alveolünü terketmesinden itibaren 6 saat kadar, süt içinde tutulacak olursa vitalitesini koruyabilmektedir (20). Ayrıca rezorbsiyon ve ankiloz olasılığı da azalmaktadır. Hekime ulaştırılan diş kontamine olmuş ise serum fizyolojik emdirilmiş gaz tamponlar yardımıyla nazik bir şekilde temizlenmelidir. Dişin alveolünün dışında geçirdiği süre: Dişin dışarıda kalma süresi reimplantasyon tedavisinin başarısını önemli ölçüde etkiler. 30 dakika içinde yerine konursa başarı % 90, 60 dakikada % 50, 90 dakikada % 25, 2 saat sonra yerine konması halinde ise başarı şansı % 20’den az olmaktadır (21). İmmobilizasyonu: Dişin yerine yerleştirilmesinden sonra uygun bir splint ile fiksasyonu yapılacaktır. Splintleme tedavisinde en iyi sonuçlar, splintin 2 hafta gibi kısa bir süre boyunca ağızda tutulmasıyla elde edilir. Antibiyoterapi: Etkili bir antibiyoterapi ihmal edilmemelidir. Radiküler tedavi yapılması: Dişe ekstraoral endodontik tedavi yapılmasının ankiloz olasılığını artıracağı yönünde görüşler yaygındır (21). Bu nedenle splintlemeyi takiben endodontik tedavi yapılmalıdır. Geçici olarak uygulanan kanal tedavisi kalsiyum hidroksit ile yapılmalı ve 6 hafta, 3 ay, 6 ay sonra kontrol edilmelidir. İyileşme gözlendikten sonra kesin kanal tedavisi yapılacaktır. 14 Resim 6: Avülse olmuş dişin soketi reimplantasyon için hazırlanmalıdır Resim 7: Avülse diş bulunmalı ve uygun ortamda saklanmalıdır 15 5.MATERYAL VE METOD Bu çalışmada, Trabzon ili içerisinde rast gele seçilmiş çeşitli okul öncesi okullarında ve ilköğretim okullarının okul öncesi bölümlerinde öğretmenlik yapan 21-47 yaş arası 59 öğretmen yer aldı. Öğretmenlere çalışmanın amacı hakkında bilgilendirme yapıldıktan sonra anket çalışması yapıldı. Anket formunda öğretmenin yaşı, meslekte hizmet süresi, ilk yardım eğitimi alma durumu, dental travma görüp görmediği, gördüğü dental travma tipi, diş hekimine yönlendirip yönlendirmediği, dental travma karşısında nasıl bir davranış sergilediği hakkında sorular sorulmuştur. Ayrıca anket formunda dental travma sonrası bilgi düzeyini değerlendirmek için kırık parçanın bulunmasının gerekli olup olmadığı, reimplantasyon tedavisinin mümkün olup olmadığı, avülse dişin düştüğü yere göre nasıl bir davranış sergilendiği, avülse dişin saklanma yeri, reimplantasyon tedavisi için uygun müdahale süresi ve dental travmaya maruz kalan çocuğun tetanoz aşısı olup olmadığının sorulması hakkında sorular yer aldı. Anketlere verilen yanıtlar sonucu elde edilen veriler Chi-Square, Mann-Whitney U ve Kruskal- Wallis testleri ile istatistiksel olarak değerlendirildi. Örnek bir anket formu aşağıdaki gibidir: TRAVMATİK DİŞ YARALANMALARINDA ACİL DURUM YÖNETİMİ ÜZERİNE OKUL ÖNCESİ DÖNEM DEĞERLENDİRME ANKETİ Bölüm 1 1.Adınız Soyadınız: ........................ 2.Yaşınız: ............ 16 ÖĞRETMELERİNİN BİLGİ 3.Nereden mezun oldunuz? Ne kadar süredir öğretmenlik yapıyorsunuz? ............................... ...................... 4.Hiç ilk yardım kusru aldınız mı? Evet....................................... Dental tavma müdahalesi içeriyor muydu? o Evet aldım, içermiyordu o Hayır almadım o Evet aldım, içeriyordu Hayır 5.Hiç diş yaralanması gördünüz mü? o Evet o Hayır 6.Beşinci soruya cevabınız evet ise ne tür bir yaralanma? o Sadece 1-2mm’lik parça koptu o Dişin özüne ulaşmayan daha derin bir kırık meydana geldi (hava aldığında ağrıya sebep olmayan) o Dişin özüne ulaşan ve hava aldığında ağrıya sebep olan derin bir kırık o Diş yuvasına gömülmüştü o Diş yuvasından yükselmişti o Dişin sadece kök kısmı kalmıştı o Dişte kırık yoktu ama sallanma vardı o Diş tamamen yuvasından çıkmıştı 17 o Diş kökünde kırık vardı 7.Yaralanmadan sonra öğrencinizi diş hekimine götürdünüz ya da ailesini yönlendirdiniz mi? o Evet, yönlerdirdim o Hayır, yönlendirmedim Bölüm 2 Vaka 1 : Teneffüste öğrenciniz koşarken yere düştü ve üst ön dişleri kırıldı. Dudağında şişlik ve kanaması oldu. Bunun dışında herhangi bir yaralanması olmadı ve bilincini kaybetmedi. İlk olarak yapacağınız şey ne olurdu? o Ağzını çalkalayıp okuldan sonra diş hekimine gitmesini önermek o Çocuğun en kısa zamanda diş hekimine götürülmesini sağlamak o Diş ve çevre dokuları oksijenli su ile silip sınıfına geri göndermek 18 Vaka 2 : Okul saatlerinde öğrenciniz merdivenden düşüp ağzını çarptı.Ağzı kanıyor ve üst ön dişi tamamen çıktı. Hangisini yapardınız? o Çocuğu diş hekimine yönlendirirdim. o Dişi arayıp bulur temiz bir peçete içinde çocuğa verir, diş hekimine yönlendirirdim o Dişi arayıp, bulup, yıkayıp, çıktığı yere yerleştirir diş hekimine yönlendirirdim Bölüm 3 1.Sizce daimi bir diş kırığında parçanın bulunması gerekir mi? o Evet o Hayır 2.Dişi yerinden tamamen çıktığında yerine geri yerleştirmeyi düşünür müydünüz? o Evet o Hayır 3.Çocuğun süt ( bebeklik ) dişi yerinden tamamen çıktığında yerine geri yerleştirmeyi düşünür müydünüz? o Evet o Hayır 19 4.İkinci soruya cevabınız evet ise, ne kadar sürede yerleştirmek gerekir? o Hemen o Yarım saat o İki saat içinde o 1-2 gün içinde 5.Eğer dişi yerleştirmeye karar verseydiniz, ama diş yere düşmüş ve kirlenmiş olsaydı ne yapardınız? o Diş fırçasıyla kirleri tamamen temizleyip yerleştirirdim o Musluk suyu altında yıkayıp yerleştirirdim o Hiçbir şey yapmadan dişi yerine yerleştirirdim o Dişi sabun veya deterjanla yıkayıp yerleştirirdim 6.Dişi yıkamak veya ulaştırmak için bir sıvı kullansaydınız, hangi sıvıyı seçerdiniz? o Musluk suyu o Süt o Çocuğun tükrüğü o Alkol o Buz 7.Çocuğun tetanoz aşısı olup olmadığını sorarmıydınız? o Evet o Hayır 20 6.BULGULAR Yaşları 21-47 arasında değişen 59 okul öncesi öğretmenine uygulanan anket sonucu elde edilen verilere göre yaş ortalamalarının 30.72 ∓ 6.709 olduğu tespit edildi. İlk yardım kursu alan birey sayıları ve yüzdeleri Tablo 1’de gösterilmiştir. Buna göre okul öncesi öğretmenlerinin % 52,5’inin ilk yardım kursu aldığı tespit edildi. Tablo 1: İlkyardım kursu alan birey sayısı ve yüzdesi Birey Sayısı Yüzdesi % Var 31 52,5 Yok 28 47,5 Toplam 59 100 Diş yaralanması görenlerin sayısı ve yüzdeleri Tablo 2’de gösterilmiştir. Tabloya göre okul öncesi öğretmenlerinin % 29,3’ü diş yaralanması görmüştür. Bir okul öncesi öğretmeni de bu soruya cevap vermedi. Tablo 2: Diş yaralanması gören birey sayısı ve yüzdesi Birey Sayısı Yüzdesi % Var 17 29,3 Yok 41 70,7 Toplam 58 100 21 Diş yaralanması gören 17 bireyin gördüğü yaralanma şekilleri Tablo 3’te gösterildi. Tablo 3’e göre en sık görülen yaralanma çeşiti komplike olmayan kron kırığıdır ( Sadece mine düzeyinde ). Tablo 3: Diş yaralanması gören bireylerin gördüğü yaralanmanın türü ve yüzdesi Birey Sayısı Yüzdesi % 6 35,3 2 11,8 Komplike kron kırığı 1 5,9 İntrüzyon 1 5,9 Ekstrüzyon 0 0 Kron/kök fraktürü 2 11,8 Lateral lüksasyon 4 23,5 Avülsiyon 1 5,9 Kök fraktürü 0 0 Toplam 17 100 Komplike olmayan kron krığı ( Sadece mineyi düzeyinde ) Komplike olmayan kron kırığı ( Mine-dentin düzeyinde ) 22 Çalışmaya katılan okul öncesi öğretmenlerinin ‘Yaralanmadan sonra öğrencinizi diş hekimine götürdünüz ya da ailesine yönlendirdiniz mi?’ sorusuna cevap veren birey sayıları ve yüzdeleri Tablo 4’te görülmektedir.Buna göre çalışmaya katılan okul öncesi öğretmenlerinin % 68,8’i dental travmadan sonra öğrenciyi diş hekimine götürmüş ya da ailesine yönlendirmiştir. Tablo 4: ‘Yaralanmadan sonra öğrencinizi diş hekimine götürdünüz ya da ailesine yönlendirdiniz mi?’ sorusuna evet,yönlendirdim-hayır,yönlendirmedim olarak cevap veren bireylerin sayısı ve yüzdesi Birey Sayısı Yüzdesi % Evet 22 68,8 Hayır 10 31,3 Toplam 32 100 ‘Teneffüste 7 yaşındaki öğrenciniz koşarken yere düştü ve üst daimi (kalıcı) ön dişleri kırıldı. Dudağında şişlik ve kanaması oldu. Bunun dışında herhangi bir yaralanması olmadı ve bilincini kaybetmedi. İlk olarak yapacağınız şey ne olurdu?’ sorusuna cevap veren birey sayıları ve yüzdeleri Tablo 5’te gösterildi. Buna göre % 70,7’si ‘çocuğu en kısa zamanda diş hekimine gitmesini önermek’ olduğunu düşünmüştür. 23 Tablo 5: ‘Teneffüste 7 yaşındaki öğrenciniz koşarken yere düştü ve üst daimi (kalıcı) ön dişleri kırıldı. Dudağında şişlik ve kanaması oldu. Bunun dışında herhangi bir yaralanması olmadı ve bilincini kaybetmedi. İlk olarak yapacağınız şey ne olurdu?’ sorusuna ağzını çalkalayıp okuldan sonra diş hekimine gitmesini önermekçocuğun en kısa zamanda diş hekimine götürülmesini sağlamak-diş ve çevre dokuları oksijenli su ile silip sınıfına geri göndermek olarak cevap veren bireylerin sayısı ve yüzdesi Birey Sayısı Yüzdesi % Ağzını çalkalayıp diş hekimine gitmesini önermek 15 25,9 41 70,7 2 3,4 58 100 Çocuğun en kısa zamanda diş hekimine gitmesini önermek Diş ve çevre dokuları oksijenli su ile silip sınıfına geri göndermek Toplam ‘Okul saatlerinde öğrenciniz merdivenden düşüp ağzını çarptı. Ağzı kanıyor ve üst daimi ( kalıcı ) ön dişi tamamen çıktı.Hangisini yapardınız?’ sorusuna cevap 24 veren birey sayısı ve yüzdesi Tablo 6’da gösterildi. Buna göre % 55.4’ü ‘çocuğu diş hekimine yönlendirirdim’ şeklinde cevap vermiştir. Tablo 6: ‘Okul saatlerinde öğrenciniz merdivenden düşüp ağzını çarptı. Ağzı kanıyor ve üst daimi ( kalıcı ) ön dişi tamamen çıktı.Hangisini yapardınız?’ sorusuna çocuğu diş hekimine yönlendirirdim-dişi arayıp bulur temiz bir peçete içinde çocuğa verir, diş hekimine yönlendirirdim-dişi arayıp, bulup, yıkayıp, çıktığı yere yerleştirir diş hekimine yönlendirirdim olarak cevap veren birey sayısı ve yüzdesi Birey Sayısı Çocuğu diş hekimine yönlendirirdim 31 Yüzdesi % 55,4 Dişi arayıp bulur temiz bir peçete içinde 39,3 çocuğa verir, diş hekimine yönlendirirdim 22 Dişi arayıp, bulup, yıkayıp, çıktığı 3 5,1 56 100 yere yerleştirir diş hekimine yönlendirirdim Toplam ‘Sizce daimi bir diş kırığında parçanın bulunması gerekir mi? sorusuna cevap veren birey sayısı ve yüzdesi Tablo 7’de gösterildi. Buna göre % 40,7 bir diş kırığında parçanın bulunması gereklidir’ şeklinde düşünmüştür. 25 ‘si ‘daimi Tablo 7: ‘Sizce daimi bir diş kırığında parçanın bulunması gerekir mi? sorusuna evet-hayır olarak cevap veren birey sayısı ve yüzdesi Birey Sayısı Yüzdesi % Evet 22 40,7 Hayır 32 59,3 Total 54 100 ‘Çocuğun kalıcı ( daimi ) dişi yerinden tamamen çıktığında yerine geri yerleştirmeyi düşünür müydünüz?’ sorusuna cevap veren birey sayısı ve yüzdesi Tablo 8’de gösterildi. Çalışmaya katılan okul öncesi öğretmenlerinin sadece % 8,6’sı çocuğun kalıcı ( daimi ) dişi yerinden tamamen çıktığında yerine geri yerleştirmeyi düşünmüştür. Tablo 8: ‘Çocuğun kalıcı ( daimi ) dişi yerinden tamamen çıktığındı yerine geri yerleştirmeyi düşünür müydünüz?’ sorusuna evet-hayır olarak cevap veren birey sayısı ve yüzdesi Birey Sayısı Yüzdesi % Evet 5 8,6 Hayır 53 91,4 Toplam 58 100 26 ‘ Süt dişlerinde reimplantasyon mümkün müdür?’ sorusuna evet-hayır şeklinde cevap veren birey sayıları ve yüzdeleri Tablo 9’da görülmektedir. Buna göre öğretmenlerin % 3,6’sına göre reimplantasyon tedavisi mümkün iken % 96,4’ü bu tedavinin mümkün olmadığını düşünmektedir. Tablo 9 : ‘Süt dişlerine reimplantasyon tedavisi mümkün müdür?’ sorusuna evet-hayır olarak cevap veren bireylerin sayısı ve yüzdesi Birey sayısı Yüzdesi % Evet 2 3,6 Hayır 54 96,4 Toplam 56 100 ‘Reimplantasyon tedavisinin başarılı olması için tedavi ne kadar süre içinde yapılmalıdır?’ sorusuna cevap veren birey sayıları ve yüzdeleri Tablo 10’da verilmiştir. Buna göre verilen cevaplardan ‘yarım saat’ seçeneği % 50’ lik yüzdesi ile en üst sırada yer almaktadır. Tablo 10: ‘Reimplantasyon tedavisinin başarılı olması için tedavi ne kadar süre içinde yapılmalıdır?’ sorusuna cevap veren bireylerin sayısı ve yüzdesi Birey sayısı Yüzdesi % Hemen 4 40 Yarım saat 5 50 2 saat 1 10 1-2 gün 0 0 Toplam 100 10 27 ‘Eğer dişi yerleştirmeye karar verseydiniz, ama diş yere düşmüş ve kirlenmiş olsaydı ne yapardınız?’ sorusuna verilen cevaplar, cevap veren birey sayısı ve yüzdesi tablo 11’de gösterilmiştir. Bu verilere göre bu soruya cevap veren bireylerin % 41,2’si avülse dişi musluk suyunda yıkayıp yerine yerleştirmeyi uygun bulmuştur. Tablo 11: ‘Eğer dişi yerleştirmeye karar verseydiniz, ama diş yere düşmüş ve kirlenmiş olsaydı ne yapardınız?’ sorusuna verilen cevaplar, cevap veren birey sayısı ve yüzdesi Birey sayısı Yüzdesi % Diş fırçasıyla temizleyip yerleştirirdim 21 41,2 24 47,1 5 9,8 1 2 51 100 Musluk suyuyla yıkayıp yerleştirirdim Hiç birşey yapmadan yerleştirirdim Sabun veya deterjanla yıkayıp yerleştirirdim Toplam 28 ‘Dişi yıkamak veya ulaştırmak için bir sıvı kullansaydınız, hangi sıvıyı seçerdiniz?’ sorusuna cevap veren bireylerin sayıları ve yüzdeleri Tablo 12’de gösterilmiştir. Buna göre % 39 ile ‘musluk suyu’ bireylerin verdiği cevaplar arasında en çok tercih edilen seçenektir. ‘Alkol’ ise % 20’lik oranı ile ikinci sıradadır. Avülse dişin saklama yeri olarak ideal ortam kabul edilen ‘süt’ yanıtının yüzdesi ise % 10,2’dir. Tablo 12: ‘Dişi yıkamak veya ulaştırmak için bir sıvı kullansaydınız, hangi sıvıyı seçerdiniz?’ sorusuna cevap veren bireylerin sayısı ve yüzdesi Birey sayısı Yüzdesi % Musluk suyu 23 39,0 Süt 6 10,2 Çocuğun tükrüğü 9 16,4 Alkol 11 20 Buz 6 10,9 Toplam 55 100 ‘Çocuğun tetanoz aşısı olup olmadığını sorar mıydınız?’ sorusuna evet-hayır olarak cevap veren bireylerin sayısı ve yüzdesi tablo 13’te gösterilmiştir. Buna göre soruya cevap veren bireylerin % 66’sı ‘evet’ cevabını seçerken %34’ü bu çocuğa bu soruyu sormanın gerekli olduğunu düşünmemektedir. 29 Tablo 13: ‘Çocuğun tetanoz aşısı olup olmadığını sorar mıydınız?’ sorusuna evet-hayır olarak cevap veren bireylerin sayısı ve yüzdesi Birey sayısı Yüzdesi % Evet 33 66 Hayır 17 34 Toplam 50 100 7.TARTIŞMA Dental travma yaralanmalar konusunda okul öncesi öğretmenlerinin bilgi düzeylerinin ölçülmesi ile ilgili çeşitli araştırmalar rapor edilmiştir. Singapur’da yapılan bir çalışmada 291 okul öncesi öğretmeninin %27’si dental travma yönetimi hakkında eğitim aldıkları saptanmıştır. Bizim çalışmamızda ise 59 okul öncesi öğretmeninden %52.5’i ilk yardım kursu almış, ancak ilk yardım kursu alan bireylerin hiç biri dental travma konusunda eğitim almamıştır. Singapur’daki çalışmada elde edilen diğer bir veriye göre dental travma durumunda okul öncesi öğretmenlerinin %65’i, bizim çalışmamızda ise %68’i diş hekimine yönlendirilmesi gerekliliğini bildirdi. Sae-Lim V ve Lim LP’ nin çalışmalarında dental travma yönetimi hakkında eğitim veren Singapur Diş Sağlığı Vakfı’ nın çalışmaları, çalışmaya katılan Singapur’daki öğretmenlerin dental travma bilgi düzeylerinin artmasına sebep olmuş olabilir. Buna rağmen bu iki çalışmada da dental travma yönetimi konusunda bilincin arttırılması gibi ortak bir sonuca varılmıştır (22). Bir diğer çalışma ise 2001 yılında Hong Kong’da yapılmıştır. Bu çalışmaya rastgele seçilmiş 166 öğretmen katılmıştır. Ankete katılan öğretmenlerin % 99’ u ilk yardım eğitimi almış olup bu oran bizim çalışmamızda yalnızca % 52,5’ tir. Bu da 30 bize; okul öncesi öğretmenlerimizin ilk yardım hakkında yeterli bilgi ve donanıma sahip olmadığını bir kez daha göstermektedir. Hong Kong’da yapılan bu çalışmaya göre öğretmenlerin sadece % 4,8’ i dental travma konusunda ilk yardım eğitimi almış iken, kendi çalışmamıza katılan öğretmenlerin hiçbirinin dental travma hakkında ilk yardım eğitim almadığı görülmüştür. Dental travma konusunda ilk yardım eğitimi alan öğretmenlerin oranı, Hong Kong’daki çalışma sonucunda çok düşük olmasına karşın bizim çalışmamızda bir tek öğretmenin bile bu konuda ilk yardım eğitimi almamış olması dental travma ilk yardım konusuna verilen önemin azlığı ve bu konudaki eksikliği bir kez daha ortaya çıkarmaktadır. Reimplantasyon tedavisinin mümkün olduğu, çalışmamıza katılan okul öncesi öğretmenlerin % 8,6’ sı tarafından bilinirken, incelediğimiz bu çalışmada bu oran % 17,5 olarak rapor edilmiştir. Hong Kong’daki çalışmada katılımcıların % 60’ ı dental travma sonrası müdahalenin acil olduğunu belirtirken bizim çalışmalarımıza katılan okul öncesi öğretmelerden % 70,7’ sinin acil müdahale gerektiğini düşündüğü belirlenmiştir. Avülse dişin saklanma ortamı Hong Kong’ da gerçekleştirilen çalışmaya katılan öğretmenlerin % 9’ u tarafından doğru olarak bilinirken bizim çalışmamızda bu oran % 10,2’ dir. Bu soruya verilen doğru cevapların oranı her iki çalışmada da oldukça düşüktür. Reimplantasyon tedavisinin Hong Kong’da yapılan çalışmada daha yüksek bir oranla mümkün olabileceğinin bilinmesinin nedeni; oranı az da olsa bu ülkede öğretmenlere dental travma ilk yardım eğitiminin verilmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir (23). Portekiz ve Türkiye işbirliği ile yapılan bir diğer çalışmaya ise 78 öğretmen katılmıştır. Anket sonuçlarına göre çalışmaya katılan öğretmenlerin % 29,5’i daha önce dental travma eğitimi almıştır. Dental travma acil durumu hakkında hiçbir bilgisi olmayan öğretmenlerin oranı ise % 70,5’ tir. Soruları yanıtlayan 31 öğretmenlerden % 37’si dental travma durumunda acil müdahale edilmesi gerektiğini düşünmüştür. Çalışmanın sonucuna göre avülse dişin saklanma ortamı ve tetanoz aşısı kontrolü hakkında öğretmenlerin bilgi düzeyi oldukça düşük çıkmıştır. Çalışma sonuçlarını kendi çalışma sonuçlarımızla karşılaştırırsak, bu çalışmaya katılan öğretmenlerin % 29,5’i dental travma eğitimi almışken, bizim çalışmamıza katılan okul öncesi öğretmenlerin % 52,5’i ilk yardım kursu almasına rağmen hiçbirisinin dental travma eğitimi almamış olması düşündürücüdür. Anket sonuçlarına göre çalışmamıza katılan okul öncesi öğretmenlerin % 70,7’ si dental travmaya acil müdahale edilip diş hekimine yönlendirilmesini doğru bulurken, incelediğimiz bu çalışmada ise bu oran % 37’dir. Avülse dişin saklanma ortamı hakkında öğretmenlerin bilgi düzeyleri iki çalışmada birbirleriyle paralellik göstermiş olup oldukça zayıftır. Tetanoz aşısı kontrolü gerekliliği çalışmamızda % 66’ lık oranla doğru olarak bilinmekte iken, karşılaştırdığımız bu çalışmada bu oran daha düşüktür. Elde edilen tüm veriler doğrultusunda öğretmenlere yöneltilen bazı sorulara verilen doğru cevapların oranının birbiriyle benzerlik gösterdiği görülmüştür. Çalışmamıza katılan okul öncesi öğretmenlerin dental travma hakkında hiçbir eğitim almamış olması, öğretmenlere yöneltilen diğer soruların da doğru cevaplanamaması bilgi düzeyinin oldukça düşük olmasının en temel sebebidir. Okul öncesi öğretmenlerin dental travma acil müdahale konusundaki bilgi düzeylerinin düşük olması oldukça düşündürücü ve mutlaka giderilmesi gereken bir eksikliktir. 32 8.SONUÇ Okul öncesi öğretmenlerinin ilk yardım kursu alan %52,5’lik bölümü, aldıkları ilk yardım kursunda dental travma karşısında acil müdahale konusunda bilgilendirilmemiştir. Öğretmenlerin karşılaştıkları dental travma durumunda yetersizlikleri söz konusudur. Okul öncesi öğretmenlerinin bu konudaki yetersizliği karşısında eğitim alabilecekleri herhangi bir organizasyon olmaması da düşündürücüdür. Bu çalışmada, okul öncesi öğretmenlerinin diş travmalarında acil durum yönetimi üzerine eğitim almaları gerekliliği gözler önüne serilmiştir. Ayrıca acil ilkyardım kurslarına dental müdahaleyi içeren bilgilerin de eklenmesi ve bu kursların ülke genelinde yaygınlaştırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. 9.ÖZET Çocuklarda travma sonucu diş ve destek dokularda görülen yaralanmalar sık karşılaşılan sorunlardandır ve dental travmalar yaşam boyu sürecek problemlere neden olabileceklerinden dolayı doğru ve erken müdahale çok önemlidir. Çalışmamızın amacı okul öncesi dönemi çocuklarındaki dental travmalarla karşılaşan öğretmenlerin acil dental müdahale konusundaki bilgi düzeylerini ölçmek ve bu konuda doğru bilgilerin kazandırılmasıdır. Elde ettiğimiz bulgulara göre okul öncesi dönem çocuklarının okulda geçirdikleri zaman zarfında çeşitli dental travmalara maruz kalmaktadır. Okul öncesi okullarında dental travma esnasında çocuklara ilk müdahalede bulunması gereken öğretmenlerin sadece % 52.5’lik kısmı ilk yardım kursu aldığı tespit edilmiştir. Ayrıca alınan ilk yardım kursunun da dental travma müdahalesi konusunda herhangi bir bilgi içermediği öğrenilmiştir. Yapılan anket sonuçlarına göre okul öncesi öğretmenlerinin dental travma müdahalesi konusunda yetersiz oldukları gözlenmiştir. Çalışmamıza katılan bireyler, bu konuda eğitim 33 alabilecekleri bir kuruluşun olmamasından yakınmaktadırlar. Çalışmanın verilerine göre 59 okul öncesi öğretmenin 17’si (%28,8) dental travma görmüştür. Çalışmaya katılan okul öncesi öğretmenleri tarafından en sık görülen dental travma çeşidi mine kırığıdır (%35,3). Avülse diş vakası ile karşılaşan öğretmenlerin yüzdesi %5,9’dur. Avülse bir daimi dişin reimplantasyon tedavisinin mümkün olduğu, ankete katılan okul öncesi öğretmenlerinin sadece %8,6’ı tarafından bilinmektedir. Avülse bir dişin saklama koşulu olarak en ideal ortam kabul edilen ‘süt’ bireylerin yalnızca %10,2’si tarafından doğru olarak bilinmiştir. Dental travma sonrasında tetanoz aşısının sorgulanması %66’lık oranla bilinmektedir. Sonuç olarak dental travma nedeniyle diş yaralanmaları okullarda da sıklıkla meydana geldiğinden, okul idarecileri ve öğretmenler duyarlı ve bilinçli olmak zorundadır. 34 10.KAYNAKLAR 1. Andreasen, JO. Andreasen, FM. Essentials of Traumatic Injuries to the Teeth. 2nd ed. Copenhagen, Denmark: Munksgaard and Mosby 2000; 9-154. 2. Eden, E. ,Pedodonti Ders Notları Süt Dişi Travmaları ve Tedavileri 2008; S: 1-2. 3. Ranalli ,DN. Sports dentistry and dental traumatology. Dent Traumatol. 2002; 18 (5): 231-6. 4. Adams, FR. Traumatised and fractured young teeth. J Am Dent Assoc 1944; 31: 241–8. 5. Sweet,CA. A classification and treatment for traumatised anterior teeth. J Dent Child 1955; 22: 144–9. 6. Andreasen ,JO. Etiology and pathogenesis of traumatic dental injuries. A clinical study of 1298 cases. Scand J Dent Res 1970; 78: 329–42. 7. Hargreaves, JA. Craig, JW. The problem, prevalence, aetiology and classification. The management of traumatised anterior teeth of children. Edinburgh: E & S Livingstone 1970; 1–8. 8. WHO. Application of the international classification of diseases to dentistry and stomatology (ICD-DA).1978; 2nd edn Geneva 9. Garcı´a-Godoy, F. A classification for traumatic injuries to primary and permanent teeth. J Pedod 1981; 5: 295–7. 10. Oikarinen, K. Kassila ,K. Causes and types of traumatic tooth injuries treated in a public dental health clinic. Endod Dent Traumatol 1978; 3: 172–7. 11. Feliciano, KMPC. de Franc¸a, Caldas, Jr.A. A systematic review of the diagnostic classifications of traumatic dental injuries.Dental Traumatology 2006; 22: 71-76 35 12. Flores, MT. Andreasen, JO. Bakland, LK et al. Guidelines for the evaluation and management of traumatic dental injuries (part 1 of the series). Dental Traumatol 2001; 17: 1-4. 13. Andreasen, JO. Andreasen, FM. Textbook and Color Atlas of Traumatic Injuries to the Teeth. 3rd ed. Copenhagen, Denmark: Munksgaard. 1994; 750: 219-425 14. Robertson, A. A retrospective evaluation of patients with uncomplicated crown fractures and luxation injuries. Endod Dent Traumatol 1998; 14: 245-256. 15. Ravn ,JJ. Follow-up study of permanent incisors with enamel fractures as a result of acute trauma. Scand J Dent Res 1981; 89: 213-217. 16. Crona-Larson, G. Bjarnason, S. Noren J. Affect of luxation injuries on permanent teeth. Endod Dent Traumatol 1991; 7: 199-206. 17. Borum, M. Andreasen, JO. Sequelae of trauma to primary maxillary incisors. 1. Complications in the primary dentition. Endod Dent Traumatol 1998; 14: 31-44. 18. Flores MT, Malmgren B, Andersson L, Andreasen JO, Bakland LK, Barnett F, Bourguignon C, DiAngelis A, Hicks L, Sigurdsson A, Trope M, Tsukiboshi M, von Arx T. Guidelines for the management of traumatic dental injuries. III. Primary teeth.Dental Traumatology 2007; 23: 196–202 19. Soporowski, NJ. Allred, EN. Needleman, HL. Luxation injuries of primary anterior teeth: Prognosis and related correlates. Pediatr Dent 1994; 16: 96-101. 20. Çetingül E., Çene ve Yüz Travmatolojisi, Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Yayınları – 10, Bornova, 2002; S.64 21. Martens, L.C., Surmont, P.A., D’hauwers, F,R. La dent avulseé. Rev. Belge. Méd. Dent., 1989; 44(3): 107-116 22. Varawan Sae-Lim, Lum Peng Lim, Dental Trauma management awareness of Singapore Pre-school teachers. Dental traumatology 2001; 17: 71-76 36 23. Alex WK Chan, Thomas KS Wong, Gary SP Cheung, Lay Knowledge of teachers about the emergency management of dental trauma in hon kong. dental traumatology 2001; 17: 77-85 24. E Çağlar, Louis P Ferreira, B Kargul, dental trauma management knowledge among a group of teachers in two south european cities. dental traumatology 2005; 21: 258-262 37 11.ÖZGEÇMİŞ 1986 yılında Trabzon’da doğdum. İlkokulu Sürmene Ayşe Kırali İlköğretim Okulu’unda tamamladım. Ortaokulu Sürmene Hasan Sadri Yetmişbir Anadolu Lisesi’inde bitirdim. 2004 yılında Ordu Fen Lisesi’inden mezun oldum. 2004 yılında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazandım. 38