Olgu Sunumu / Case Report DO­I:10.4274/Tnd.71501 İntraserebral Kavernoma Bağlı Koreiform Hareket Bozukluğu: Olgu Sunumu Choreiform Movement Disorder Secondary to Intracerebral Cavernoma: Case Report Banu Özen Barut, Bekir Enes Coşkun, Özlem Türksoy* Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Zonguldak, Türkiye *Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Zonguldak, Türkiye Özet Unilateral kore nedeniyle değerlendirilen yaşlı olgularda etyolojide vasküler nedenler ilk sırada yer alır. Ancak kavernoz anjiyom gibi konjenital, vasküler malformasyonlara bağlı kore oldukça nadirdir. Bu yazıda, 83 yaşında tek taraflı, alt ekstremiteye lokalize kore nedeniyle değerlendirilen ve etyolojide kavernoz anjiyom saptanan kadın hastayı sunmak ve bu olgu aracılığı ile geç başlangıçlı hareket bozukluklarında kore etyolojisini tartışmak istedik. (Türk Nöroloji Dergisi 2013; 19:60-2) Anah­tar Ke­li­me­ler: Kore, vasküler malformasyon, kavernom Sum­mary Although vascular factors are considered primarily in the etiology of hemichorea among the elderly, chorea related to congenital vascular malformations including cavernous angioma are reported very rarely. We found cavernous angioma to be the cause of persistant, unilateral chorea localized to the right lower extremity in a 83 year-old woman. In this article we would like to highlight the etiology of chorea in patients with late onset movement disorders. (Turkish Journal of Neurology 2013; 19:60-2) Key Words: Chorea, vascular malformation, cavernoma Giriş Hiperkinetik hareket bozuklukları içinde yer alan “kore” adını Yunanca’da dans anlamına gelen choreia sözcüğünden alır ve vücudun bir bölümünün bir taraftan diğerine yayılan rastgele, ani ve istemsiz kasılmalarını tanımlamak için kullanılır. Bu hareketler devamlı, kısa süreli, düşük amplitüdlü ve düzensiz kas kontraksiyonları şeklinde olup daha çok ekstremite distallerinde görülmekle birlikte, yüzde ve dilde de gözlenebilir. Şiddetli kore konuşma ve yutma fonksiyonları ile postürü bozabilir. Ayrıca yüz buruşturma ve anormal solunum seslerine de neden olabilir. Hastalar bu hareketleri kısmen baskılayabilir ve çoğu zaman yarı amaçlı hareketler ile gizlemeye çalışırlar. Hareketler hafif düzeyde olduğunda huzursuzluktan ayırt edilmesi zordur ve gözlemleyen kişide de aynı şekilde huzursuzluk hissine neden olabilir. Hastalar genellikle bir şeyleri düşürmek veya çarpma gibi sakarlık ve koordinasyon bozukluğundan yakınırlar. Korenin etiyolojisinde pek çok neden bulunur; bunlar arasında genetik, otoimmün, enfeksiyöz nedenler, nörodejeneratif hastalıklar, bazal gangliyonlarda yapısal lezyona neden olan vasküler ya da tümöral patolojiler, toksik ya da metabolik nedenler ve ilaç yan etkileri sayılabilir (1,2). Tek taraflı seyreden kore, hemikore olarak adlandırılır ve bu durum genellikle vasküler nedenler ile bağlantılıdır. Serebral enfarkt, arteriovenöz malformasyonlar ve subdural hematom koreye neden olan vasküler nedenler içinde yer alır (2). Kore etyolojisi olarak kavernom oldukça nadirdir ve literatürde sunulmuş oldukça az sayıda olgu bulunmaktadır (3,4,5,6,7,8). Başlangıç kliniği hemikore şeklinde olan ve ilerleyen dönemde körenin alt ekstremitede sınırlandığı bir olguda, yapılan incelemelerde intraserebral kavernom tespit edilmiş ve nadir görülen bu olgu tartışılmıştır. Olgu Nöroloji polikliniğimize sağ alt ekstremitede istemsiz hareket şikayeti ile başvuran 85 yaşında kadın hastanın şikayetleri 2 yıl önce Ya­z›fl­ma Ad­re­si/Ad­dress for Cor­res­pon­den­ce: Dr. Banu Özen Barut, Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Zonguldak, Türkiye Gsm.: +90 533 735 12 63 E-posta: bozen73@yahoo.com Ge­lifl Ta­ri­hi/Re­cei­ved: 05.05.2012 Ka­bul Ta­ri­hi/Ac­cep­ted: 28.11.201 60 Barut ve ark.; İntraserebral KavernomaTJN 19; Bağlı Koreiform 2: 2013 Hareket Bozukluğu: Olgu Sunumu sağ el ve ayakta istemsiz hareketler şeklinde başlamıştı. Bir süre dış merkezde haloperidol tedavisi kullanan hasta, tedaviden kısmen fayda görmüş ve elindeki şikayetleri düzelmişti. Ancak sağ alt ekstremitedeki istemsiz hareketler tedaviden fayda görmeden iki yıldır devam etmekteydi ve özellikle son 3 aydır alt ekstremitedeki şikayetinin şiddeti artmıştı. Hastanın özgeçmişinde sistemik ya da psikiyatrik bir hastalık öyküsü yoktu. Şikayetlerin başlangıcından önce herhangi bir ilaç kullanımı ifade edilmiyordu. Ailede benzer hastalık öyküsü yoktu. Fizik muayene bulguları normaldi. Nörolojik muayenede kraniyal sinir muayenesi normaldi. Motor muayenede üst ve alt ekstremitelerin kuvveti tamdı. Muayene sırasında sağ alt ekstremite distalinde sürekli, düzensiz koreiform hareketler gözlendi. Emosyonel stres ile bu hareketler artıyordu ve distraksiyon yapıldığında hareketin şeklinde herhangi bir değişiklik olmuyordu. Hareket yürürken de devam ediyordu. Tonus özellikle sağ alt ekstremitede belirgin olmak üzere azalmıştı. Duyu ve serebellar muayene normaldi. Derin tendon refleksleri (DTR) tüm odaklarda normoaktifti. Patolojik refleks saptanmadı. Laboratuvar incelemelerinde tam kan sayımı, açlık kan şekeri, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, sedimantasyon normal sınırlardaydı. Tiroid fonksiyon testleri, antinükleer antikor, VDRL, brusella, HIV ve hepatit belirteçleri negatifti. Kraniyal manyetik rezonans görüntülemesinde (MRG) sol internal kapsül arka bacağı, sublentiform ve retrolentiform bölgede, sol talamus lateraline ve insular kortekse komşu, düzgün oval şekilli yaklaşık 10 mm çapında T1-ağırlıklı (T1A) ve T2ağırlıklı (T2A) görüntüde hipointens hemosiderin halkası ile çevrili santralinde T1A ve T2A görüntüde hiperintens, kitle etkisi olmayan geç subakut dönem hematom alanı içeren kavernoz anjiyom ile uyumlu lezyon saptandı (Şekil 1). Hastanın MRG’de tespit edilen lezyon lokalizasyonunun, solda hemikore ile başlayan ve daha sonra sol alt ekstremitede sınırlı kalan koreiform hareket bozukluğu ile uyumlu olduğu düşünüldü. Beyin cerrahi bölümünde konsülte edilen hastaya, ileri yaşı ve semptomlarının günlük hayatını ileri düzeyde etkilemiyor olması nedeni ile 3 ayda bir kontrol MRG ile takip önerildi. Hastaya semptomatik tedavi amacı ile olanzapin 5 mg 1x1 başlandı, daha sonra doz 10 mg’ a yükseltildi ancak bir ay sonraki kontrolde, sedasyon yan etkisi ve hastanın tedaviden fayda görmemesi nedeni ile bu tedavi kesildi. Daha sonra Na Valproat 500 mg 1x1 başlandı ve doz 1000 mg’a çıkıldı. Bu tedaviyi iki ay süre ile kullanan hasta tedaviden fayda görmedi. Yazının hazırlandığı süreçte amantadin 200 mg kullanan hasta bu tedaviden de fayda görmemişti. en sık koreye neden olmaktadır. Vasküler malformasyonlar, venöz anjiyom, arteriovenöz malformasyon ve kavernöz anjiyomları kapsamaktadır (9,10). Serebral arteriovenöz malformasyonlar ya da kavernom gibi vasküler anomalilere bağlı kore nadiren görülmektedir (11). Kavernöz hemanjiyomlar ya da diğer adı ile kavernomlar, konjenital vasküler malformasyonlar olup tüm serebral vasküler malformasyonların %8-15’ini oluşturur. Kavernomlar ince bir endotel tabakasından oluşan, düz kas ve elastin içermeyen ince duvarlı vasküler boşluklardır (12). Bu yapılar daha çok supratentoryal bölgede subkortikal parankimde, sıklıkla da rolandik fissürün yanında, bazal gangliyonlarda veya beyin sapında yer alır. Bu yapıların çoğu belirti vermeyip, genellikle rastlantısal olarak ya da otopsilerde tanı almaktadır. Belirti veren kavernomlar genellikle 3. ya da 4. dekadda semptomatik hale gelmektedir (11). Hastamızın tanıyı dokuzuncu dekadda aldığını göze alırsak bu süreç daha da uzayabilmektedir. Kavernomlar nöbet, baş ağrısı ve fokal nörolojik defisitlere neden olabilmektedir. Hareket bozukluğu ile gelen kavernom olguları oldukça nadirdir (12). Bu olgular arasında kaudat nukleusta yer alan hemikore olguları (4,5,6,7,8), putamende yer alan kavernoma bağlı kore olgusu (3), distoniye neden olan kavernom olguları (13,14,15,16,17) ve yine kavernoma bağlı parkinsonizm olguları yer almaktadır (18,19,20,21). Koreye neden olan kavernom olguları nadirdir ve lezyon lokalizasyonu genellikle kaudat nukleustadır (4,5,6,7,8). Bu olgulardan üçü bizim olgumuz gibi 65 yaşın üstündedir. Birinde kore tedaviye gerek olmadan düzelmiştir, bir olguda semptomlar tedavi gerektirmeyecek kadar hafiftir (6,8). Üçüncü olgu ise cerrahi tedaviden fayda görmüştür (4). Diğer iki olgu 7 Tartışma Yaşlı hastada akut ya da subakut başlangıçlı kore genellikle sekonder nedenleri akla getirmektedir. Bunlar arasında ilaçlar, vasküler hastalıklar, metabolik nedenler, otoimmün hastalıklar, neoplaziler, senilite ve herediter nedenler sıralanabilir. Koreiform hareketler tek taraflı olarak ortaya çıktığında hemikore olarak adlandırılmaktadır. Bu durum tüm hareket bozuklukları içinde %0,7 oranında görülmekte olup, genellikle kontralateral vasküler patoloji, tümör ya da tüberkülom gibi yapısal patolojiler ile bazen de diyabetik ketoasidoz ile birlikte görülebilmektedir (2). Koreye neden olan vasküler nedenler içinde iskemik ya da hemorajik serebrovasküler hastalıklar, vasküler malformasyonlar yer alır. Serebrovasküler hastalıklar tüm hareket bozuklukları içinde en Şekil 1: Sol internal kapsül arka bacağı, sublentiform ve retrolentiform bölge yerleşimli kavernöz anjiom görülüyor. A. Aksiyel T1A görüntü. B. Aksiyel T2A görüntü. C. Koronal T2A görüntü. D. Sagital T2A görüntü. 61 TJN 19; 2: 2013 ve 11 yaşlarında olup, bir olgu pimozid tedavisinden, bir olgu ise cerrahi tedaviden fayda görmüştür (5,7). Bu beş olgunun hepsinde klinik tablo hemikore olarak tanımlanmıştır. Hemikoreye neden olan başka bir kavernom olgusunda ise lezyon putamende tespit edilmiştir (3). Altmışbeş yaşındaki bu olguda klinik görünüm hemikore olarak değerlendirilmiş ve hasta sodyum valproattan (1000mg/gün) fayda görmüştür (3). Bizim olgumuzda kavernomun lokalizasyonu sol internal kapsül arka bacağında, rolandik fissür komşuluğunda ve retrolentiform yerleşimli olarak tanımlanmıştır (Şekil 1). Medikal tedaviden fayda görmeyen olgu dirençli kore olarak değerlendirilmiştir. Kavernomların semptomatik hale gelmesi serebral parankimal hemodinamideki değişikliklerle açıklanmaktadır. Hemodinamideki değişiklik hemorajiye bağlı ortaya çıkmakta ve kavernom irritatif etki ile semptomatik hale gelebilmektedir. Serebral hemodinamideki değişim bazen mikrohemorajilere bağlı olarak da ortaya çıkabilmektedir (16). Olgumuzda da lezyonun semptomatik hale gelmesinin kavernomun kanaması ile ilişkili olabileceği düşünülmüştür ve lezyon çevresindeki hemosiderin halkası kanama ile ilişkilendirilmiştir. Korenin etyopatogenezi direkt ve indirekt yollar arasındaki dengenin bozulması ile açıklanmaya çalışılmıştır. Globus pallidus eksternaya, yani indirekt yola projekte olan striatal çıktıların etkilenmesi bu bölgedeki nöronlar üzerinde inhibisyonu artırmakta, bu da subtalamik nukleus üzerindeki inhibisyonu artırarak, globus pallidus internanın çıktısını azaltmaktadır. Sonuç olarak talamokortikal aktivite artmakta ve böylece hiperkinetik bozukluklarda etkili olduğu düşünülen temel mekanizma ortaya çıkmaktadır. Bizim olgumuzda lezyon lokalizasyonunun subtalamik nukleus ile olan yakın komşuluğunun burası ile ilişkili indirek yola hasar vererek hastada kore semptomunun ortaya çıkmasına neden olduğu düşünülmüştür (8,9). Sonuç olarak vasküler kore nedenleri arasında kavernom anjiyomlar koreye nadiren de olsa neden olabilmektedir. Bu olgularda lezyon genellikle bazal ganglionlar bölgesine lokalize olup, olgular çoğunlukla hemikore ile gelir. Bu olgularda kore zaman zaman dirençli seyredip medikal tedavilere yanıt vermeyebilir. Kaynaklar 1. Cardoso F, Seppi K, Mair KJ, Wenning GK, Poewe W. Seminar on choreas. Lancet Neurol 2006;5:589-602. 2. Suchowersky O, Muthipeedika J. A case of late-onset chorea. Nat Clin Pract Neurol 2005;1:113-116. 62 3. Donmez B, Cakmur R, Uysal U, Men S. Putaminal cavernous angioma presenting with hemichorea. Mov Disord 2004;19:1379-1380. 4. Carella F, Caraceni T, Girotti F. Hemichorea due to a cavernous angioma of the caudate. Case report of an aged patient. Ital J Neurol Sci 1992;13:783-785. 5. Carpay HA, Arts WF, Kloet A, Hoogland PH, Van Duinen SG. Hemichorea reversible after operation in a boy with cavernous angioma in the head of the caudate nucleus. J Neurol Neurosurg Psychiatry 1994;57:1547-1548. 6. López-Valdés E, Posada IJ, Muñoz A, Bermejo F. Acute hemichorea caused by a cavernous angioma in the caudate. Neurologia 1998;13:205-206. 7. Yakinci C, Durmaz Y, Korkut M, Aladag A, Onal C, Aydinli M. Cavernous hemangioma in a child presenting with hemichorea: response to pimozide. J Child Neurol 2001;16:685–688. 8. Kobayashi K, Aoyama N, Sasaki J, Oshima H, Fukaya C, Yamamoto T, Katayama Y. MRI appearance of a cerebral cavernous malformation in the caudate nucleus before and after chorea onset. J Clin Neurosci 2011;18:719721. 9. Watts RL, Koller WC. Movement Disorders Neurologic Principles and Practice. Second edition. McGraw-Hill, 2004. 10. Bhidayasiri R, Truong DD. Chorea and related disorders. Postgrad Med J 2004;80:527-534. 11. Dörner L, Buhl R, Hugo HH, Jansen O, Barth H, Mehdorn HM. Unusual locations for cavernous hemangiomas: report of two cases and review of the literature. Acta Neurochir (Wien) 2005;147:1091-1096. 12. Raychaudhuri R, Batjer HH, Awad IA. Intracranial cavernous angioma: a practical review of clinical and biological aspects. Surg Neurol 2005;63:319328. 13. Akbostanci MC, Yiğit A, Ulkatan S. Cavernous angioma presenting with hemidystonia. Clin Neurol Neurosurg 1998;100:234-237. 14. Lorenzana L, Cabezudo JM, Porras LF, Polaina M, Rodriguez-Sanchez JA, Garcia-Yagüe LM. Focal dystonia secondary to cavernous angioma of the basal ganglia: case report and review of the literature. Neurosurgery 1992;31:11081111. 15. LeDoux MS, Lorden JF. Focal dystonia secondary to cavernous angioma of the basal ganglia: case report and review of the literature. Neurosurgery 1993;32:1056. 16. Azevedo MF, Souza LA, Leite AC, Rodrigues FF. Segmental dystonia as manifestation of cavernous angioma: case report. Arq Neuropsiquiatr 2001;59:613-615. 17. Seet RC, Lim EC. Symptomatic segmental dystonia from a cavernous angioma in the centrum semiovale. Parkinsonism Relat Disord 2005;11:65-67. 18. Alp R, Alp SI, Ure H. Cavernous hemangioma: a rare cause for secondary parkinsonism: a case report. Int J Neurosci 2009;119:2112-2117. 19. Ghaemi K, Krauss JK, Nakamura M. Hemiparkinsonism due to a pontomesencephalic cavernoma: improvement after resection. Case report. J Neurosurg Pediatr 2009;4:143-146. 20. Li ST, Zhong J. Surgery for mesencephalic cavernoma: case report. Surg Neurol 2007; 67:413-417. 21. Ertan S, Benbir G, Tanriverdi T, Alver I, Uzan M. Parkinsonism caused by cavernoma located in basal ganglion. Parkinsonism Relat Disord 2005;11:517519.