GENEL BOTANİK

advertisement
GENEL BOTANİK
PROF. DR. BEDRİ SERDAR
Bedri SERDAR - 2008
ORGANOGRAFİ (Organ Bilimi)
Organların dış ve iç yapısını, değişik
organlar arasındaki ilişkiyi ve organlarda
meydana gelen değişiklikleri yani
metamorfozları konusu içerisine alan
morfoloji bilimine Organografi (Organ
Bilimi) denir.
Metamorfoz
Her organ kendi ödevine uygun bir yapı
göstermektedir. Kendi ödevlerinden başka
ödevleri görmek için organlarda meydana
gelen değişikliklere Metamorfoz, böyle
organlara da Metamorfoze olmuş organlar
adı verilmektedir.
Analog Organlar
Kökenleri farklı oldukları halde aynı görevi
üstlendikleri için benzer şekil almış olan
organlara denir. Örneğin; kökler ve
rizoidler gibi.
Homolog Organlar
• Aynı kökenden geldikleri halde farklı
görevler üstlendikleri için farklı şekil almış
olan organlara denir. Örneğin; Yapraklar
ve karpeller gibi.
Yüksek bitkilerde organlar, üstlendikleri görevlere
göre iki kısma ayrılırlar : ******
Bitkinin yaşantısını sağlama görevini üstlenmiş
olan organlar ki bunlara Vegetatif Organlar
(Büyüme Organları) adı verilir. Bu organlar,
gövde, kök ve yapraktır
Bitkinin soyunu sürdürmesi görevini
üstlenmiş organlar ki bunlara da Generatif
Organlar (Üreme Organları) adı verilir. Bu
organlar da çiçek, meyve ve tohumdur.
VEGETATİF ORGANLAR
(GÖVDE)
GÖVDENİN DIŞ MORFOLOJİSİ
VEGETATİF ORGANLAR
GÖVDE
GÖVDENİN DIŞ
MORFOLOJİSİ
Gövde, genellikle toprak üstünde bulunan,
yaprak ve üreme organlarını taşıyan, çoğunlukla
dallanma gösteren ve negatif geotropizma
gösteren bir organdır.
Fakat bazı bitkilerde, örneğin; Solanum
tuberosum (Patates) da olduğu gibi, gövde hem
toprak altında hem de toprak üstünde
bulunabilir. Bazı bitkilerin gövdeleri de su
içerisinde bulunur. Örnek: Nymphea (Nilüfer).
Bitkilerin kara hayatına uymaları
sonucunda gelişmiş bir organ olan
gövdenin en basit şekli Bryophyta (Kara
Yosunları) da görülürse de İletim
demetlerine sahip gerçek gövdelere
Pteridophyta (Eğreltiler) da ve daha
gelişmiş şekline de Spermatophyta
(Tohumlu Bitkiler) da rastlanır.
GÖVDE
•Genellikle toprak üstünde gelişen, yaprakları, yan dalları
ve üreme organlarını taşıyan organ gövde adını alır.
•En basit gövdelere karayosunlarında, en gelişmişine de
çiçekli bitkilerde rastlanır.
•Gövde embriyonun plumulasından gelişir.
•Plumulanın faaliyeti ile önce primer yapraklar gelişir,
daha sonra yeni yapraklar, nodlar ve internodlar da
gelişerek sürgün gelişmesi tamamlanır
•Gövde genellikle uçtan büyür.
•Gövde de yaprakların bağlandığı yere nod (düğüm), iki
nod arasına internod (düğümler arası) denir.
•Gövdenin büyüme noktalarında metamorfoza uğramış
pulsu yapraklar tarafından sarılmış tomurcuklar yer alır.
• Sürgün teşekkülü esnasında tomurcuk pulları dökülür,
yerinde izleri kalır.
•Tomurcuk pulu izleri yaprak izlerinden çok sık olmaları ile
ayrılır.
İç ve dış morfolojileri bakımından birçok değişiklik
gösteren gövdeler şu sınıflara ayrılabilirler ********
1- Otsu monokotil bitkilerin gövdeleri
2- Otsu dikotil bitkilerin gövdeleri
3-Odunsu bitkilerin gövdeleri (Çok yıllık
dikotiller, Gymnosperm ler, bazı Pteridofit ler
ve bazı monokotiller)
4- Metamorfoze olmuş gövdeler.
Gövdenin Görevleri
Yaprakların dizilişine imkan verir.
•Yaprakları, çiçekleri ve dalları taşır.
•Kök ve yaprak arasında su ve besin maddelerini taşır.
•Bazı bitkilerde fotosentez yapar.
•Bazı bitkilerde besin maddelerini depo eder (Opuntia)
•Bazı bitkilerde özelleşmiş ilave görevleri vardır.
Çiçekleri bulundurur
•Bazı bitkilerde besin
maddelerini depo eder
Cercis canadensis
Asclepias
Fotosentez yapar ve su depo eder.
Opuntia
Lophophora williamsii
Gövdenin Dış Morfolojik Yapısı
Gövde, uç kısmında bulunan büyüme
noktasındaki
hücrelerin
büyüme
ve
farklılaşması ile gelişip, uzar. Gövdede uzama
(Boy Büyümesi) yı sağlayan büyüme noktaları,
dış etkilerden korunmak için üst üste gelerek
sıkışmış yapraklarla örtülür. Bu yapıya
Tomurcuk adı verilir. Tomurcuğu meydana
getiren ve içerisindeki meristematik (bölünür)
kısmı korumak üzere pulsu bir hal alarak üst
üste kapanmış, metamorfoze olmuş yapraklara
Tomurcuk pulu denir.
Tomurcuk Tipleri
Gövdenin uç kısmında bulunan
tomurcuğa Terminal Tomurcuk (Tepe
Tomurcuğu),
yan dalların kökenini oluşturan
tomurcuklara Lateral Tomurcuk (Yan
Tomurcuk) adı verilir.
Gövdede yaprak ve yaprakların
koltuğundaki lateral tomucukların
bulunduğu bölgeye Nod (Düğüm),
iki nod arasında kalan kısma da
İnternod (Düğümler arası) denir.
Diğer bir tanımla,
Gymnospermae ve dikotil Angiospermae’de,
özellikle yaprakların koltuğunda bulunan ve
faaliyetleri ile yeni sürgünler meydana getiren bitki
kısımlarına **Tomurcuk** adı verilir. Tomurcuğa,
meydana getireceği sürgünün ilk safhasıdır da
diyebiliriz.
RAUNKIAER SİSTEMİ ***
Odunsu ve otsu bitkilerde, türün
devamlılığını yani neslinin sürekliliğini
sağlayan tomurcukların gelişmeye uygun
olmayan mevsimlerde toprak altında veya
toprak seviyesinde olduklarına, topraktan az
veya çok yüksekte, bitki üzerinde
bulundukları yere göre beş grupta toplanırlar.
Danimarkalı Botanikçi Raunkiaer tarafından
yapılan bu sınıflandırmaya Raunkiaer
Sistemi denir.
1- Phanerophyt’ler (Ph)
Tomurcuklarını gelişmeye uygun
olmayan mevsimlerde, toprak üstü
kısmında ve toprak seviyesinden 30
santimetreden daha yüksekte bulunduran
bitkilere Phanerophyt’ler adı verilir.
Bütün ağaçlar, ağaççıklar, çalılar gibi
odunsu bitkiler bu gruba girerler.
2- Chamaephyt’ler (Ch)
Tomurcuklarını gelişmeye uygun
olmayan mevsimlerde, toprak üstünde ve
toprak seviyesinden 30 santimetreye kadar
yükseklikte
bulunduran
bitkilere
Chamaephyt’ler denir.
Bu bitkiler dik veya yatık durumda
olabilirler. Örneğin; Stellaria holostea ve
Galium palustre gibi.
3- Hemicryptophyt’ler (H)
Çiçek taşıyan toprak üstü kısımları tek bir
vegetasyon süresi için canlı olan ve gelişmeye
uygun olmayan mevsimlerde kuruyan bitkilere
Hemicryptophyt’ler adı verilir.
Toprak seviyesinde bitkinin sadece rozet
yaprakları kalır. Bitkiyi yenileyecek olan
tomurcuklar toprak seviyesinde ölü örtü
tarafından korunmaktadır. Trifolium pratense,
Urtica dioica, Helleborus orientalis, Plantago
major, Bellis perennis gibi bitkiler bu gruba
örnek gösterilebilirler.
4- Cryptophyt’ler (Cr)
Tomurcuklarını gelişmeye uygun
olmayan mevsimlerde tamamiyle toprak
altında, su içinde veya bataklıklarda
bulunduran bitkilere Cryptophyt’ler
denir.
5- Therophyt’ler (Th)
Gelişmesini bir vegetasyon devresinde
tamamlayan ve gelişmeye uygun olmayan
mevsimleri tohum halinde toprakta geçiren
bitkilere Therophyt’ler denir.
Bu bitkiler bir yıllık bitkiler olarak
adlandırılırlar. Capsella bursa-pastoris, Filago
vulgaris, Conyza canadensis gibi bitkiler bu
gruba örnek gösterilebilirler.
**********
Raunkiaer sistemine göre bitkilerin hayat formları
diyagramı 1. Phanerophyt’ler 2-3. Chamaephyt’ler 4.
Hemicryptophyt’ler 5-9 Cryptophyt’ler
*********
6Ph + 19Ch + 52H + 19Cr + 4Th
Biyolojik spektrum grafiği
Tomurcukların vegetasyon mevsimi başlarında
faaliyete geçerek uzayıp üzerinde yeniden bir
tomurcuk oluşuncaya kadar büyümesiyle meydana
gelen bitki kısmına Yıllık Sürgün adı verilir.
Bu sürgünlerin uç uca eklenmesiyle ağacın
gövde ve dalları büyür. Sürgünler, generatif (Üreme)
ve Vegetatif (Büyüme) organları taşırlar.
Sürgünler dış ve iç yapıları bakımından Uzun
sürgün ve Kısa sürgün diye ikiye ayrılırlar :
Yapraksız bir sürgün üzerinde tomurcukların dizilişi.
SÜRGÜNLER ***
1- Uzun Sürgün
Tomurcukları belirgin internodlarla
birbirinden
ayrılmış,
ağacın
boy
büyümesinde ve dalların gelişmesinde
etken olan sürgünlerdir.
Ağacın ömrü boyunca mevcutturlar.
2- Kısa Sürgün
İnternodları
birkaç milimetreyi
geçmeyen, uzamayan, dallanmayan,
ömürleri kısa olan ve vegetatif ve
generatif organları taşıyan sürgünlerdir.
Cedrus deodora (Himalaya Sediri) nın uzun sürgünü
üzerinde yapraklı kısa sürgünleri
Tomurcuklar, sürgünler üzerinde
oluştuktan sonra vegetatif gelişimlerini
mutlaka takip eden yılda tamamlayarak
faaliyete
geçmeyebilirler.
Bu
gibi
tomurcuklar gelişme kabiliyetlerini uzun
yıllar muhafaza ederler, fakat gelişmeyip
uyur vaziyette kalırlar. Böyle tomurcuklara
Uyuyan
Tomurcuklar
(Preventif
Tomurcuklar) denir. Uyuyan tomurcuklar,
ağaçlarda su dengesinin bozulduğu
zamanlarda veya yaralanmalar sonucunda
faaliyete geçerler. Uyuyan tomurcukların
meydana getirdiği sürgünlere Su Sürgünleri
denir. Su sürgünlerinin oluşturduğu dallara
da Yapışık Dallar denir. Yapışık dalların
ağacın odun kısmı ile bir bağlantısı yoktur,
bunlar adeta kabuğun içerisine yapıştırılmış
gibidir. Ancak zamanla gövdeye kaynaşırlar.
Bu gibi yapışık dallar gövdenin budaklı
olmasına neden olduklarından gövdenin
ekonomik değerini düşürürler. Bu nedenle
ormancılık bakımından önemlidirler.
Yapışık dal oluşumunun sebebi ve önemi
Yapışık
dallar
çeşitli
durumlarda
oluşmaktadırlar, ancak en fazla
normal
dalların herhangi bir sebeple yok edildikleri
zaman oluşurlar.
Toplu
olarak
yaşayan
ağaçlar
seyreltildiğinde veya birden bire açık sahaya
çıkarıldıklarında, bu ağaçlardan hiçbir dal
eksilmemesine karşın yine yapışık dallar
meydana gelir. Bu durum açık sahaya kavuşan
ağaçların ani olarak bol ışığa ve ferah bir kök
sistemine kavuşmuş olmalarıyla açıklanır.
Bedri SERDAR - 2008
Sonuç olarak : Ağaçların çeşitli organları
arasında bir korelasyon mevcuttur. Bu korelasyon
sadece ağacın tamamında değil, bu organların ağaç
üzerinde dağılışına, çeşitli fizyolojik yerlerde
bulunuşuna göre düzenlenmiştir. Bu sebeple ağacın
herhangi bir yerinde onun gelişme seyri
bozulmamış ise, yaprak ve kök sistemi, iletim
boruları, mekanik dokuları ve sonuçta ağacın doğal
habitusu bir denge göstermektedir. Bu dengenin
herhangi bir nedenle bozulması durumunda, ağaçta
meydana gelen bir takım fizyolojik olaylara paralel
olarak su sürgünleri de oluşabilirler.
Bedri SERDAR - 2008
Bu oluşumunun gerçek sebeplerinin kesin
olarak bilinmemesine rağmen, su sürgünlerinin
biyolojik önemi açıktır.
Bu sürgünler bitkide kaybolan veya bozulan
kısımların yerini alarak ölümüne engel olurlar,
bu organları tazeler, gençleştirir ve yeniden
hayatiyetlerine kavuştururlar, hatta o bitkinin
çoğalması için gerekli organlarını da
üzerlerinde
taşıyacaklarından,
onların
nesillerinin sürekliliğini de sağlamış olurlar.
Bedri SERDAR - 2008
Bu sürgünlerin pratik ormancılıkta biri
olumlu ve diğeri olumsuz olmak üzere iki çeşit
rolleri vardır:
Olumlu rolü: Baltalık işletmesine olanak
sağlar. Ayrıca çelikle üretime yardımcı olur.
Olumsuz rolü: Koru ormanlarında düzgün
gövdeler üzerinde oluşmaları durumunda o
gövdelerin kalitesini düşürürler.
Bedri SERDAR - 2008
Bir tomurcuğun ilkbaharda faaliyete
geçmesiyle uzamaya başlayan sürgün, normal
olarak bütün vegetasyon mevsimi süresince
uzamasına devam eder ve üzerinde yeni
tomurcukların meydana gelmesi ile sonbaharda
uzamasına son verir. Ancak bazen sürgünün
üzerinde oluşan ve gelecek yılın sürgünlerini
meydana getirecek olan tomurcuklar bir kış
devresi
geçirmeden
aynı
vegetasyon
döneminde (Yaz ortasında) faaliyete geçerek
yeni bir sürgün daha oluştururlar ki bu sürgüne
Yaz Sürgünü adı verilir.
Bedri SERDAR - 2008
Bazen kısa sürgün üzerindeki bir
tomurcuktan bir uzun sürgün meydana
gelebilir ki bu sürgünlere de Gençleşme
Sürgünü (Tazelenme Sürgünü) adı verilir.
Bedri SERDAR - 2008
Dallanma Tipleri
A
A) Monopodial
Bedri SERDAR - 2008
B
B) Simpodial
Boy büyümesi terminal tomurcuk
faaliyeti
ile
gerçekleşen
ağaçlara
Monopodial Ağaçlar denir. Monopodial
ağaçlara Gymnosperm lerden ; Abies
(Göknar), Picea (Ladin), Pseudotsuga
(Duglas Göknarı), Angiosperm lerden ise
Fagus (Kayın), Populus (Kavak), Quercus
(Meşe) örnek olarak gösterilebilir.
*******
Bedri SERDAR - 2008
Boy büyümesi tepe tomurcuğuna en
yakın olan tomurcukla geçekleşen
ağaçlara Sympodial Ağaçlar adı verilir.
Ulmus (Karaağaç), Betula (Huş), Tilia
(Ihlamur), Carpinus (Gürgen) sympodial
ağaçlara örnek olarak gösterilebilir. *****
Bedri SERDAR - 2008
Tomurcuk -Yaprak Dizilişleri
Tomurcukların - yaprakların gövde
üzerindeki dizilişleri diyagram halinde
gösterilir. Kaide olarak hiç bir zaman bir
noktadan iki tomurcuk çıkmayacağı gibi,
bir tomurcuğu izleyen ikinci tomurcuk
birincinin tam üzerine rastlamaz.
Bedri SERDAR - 2008
Tomurcuk dizilişi genelde iki
kısma ayrılır
1- Dairesel Diziliş
2- Sarmal Diziliş
Bedri SERDAR - 2008
1- Dairesel Diziliş
Bir nodda birden fazla tomurcuk bulunan
dizilişe Dairesel diziliş denir. Dairesel dizilişte
ekvidistans ve alternans kuralları vardır. Yani
bir nodun oluşturduğu halkada bulunan
tomurcuklar arasındaki açılar birbirine eşittir
ve bir halkadaki tomurcuklar, bir önceki
halkadaki tomurcukların tam arasında
bulunurlar. Yani bir önceki halkadaki
tomurcukların arasındaki açıların adeta açı
ortaylarında bulunurlar, Nerium , Juniperus,
Pinus larda tomurcuklar bu şekilde
dizilmişlerdir.
Bedri SERDAR - 2008
Nerium (Zakkum) da dairesel
diziliş
Bedri SERDAR - 2008
2- Sarmal Diziliş
Bu dizilişte her nodda bir tomurcuk
bulunur ve tomurcuklar eksen etrafında
sarmal bir çizgi meydana getirecek şekilde
yer almış durumdadırlar. Sarmal diziliş iki
şekilde olur:
Bedri SERDAR - 2008
a) İki Sıralı Sarmal :
Tomurcuklar sürgünler üzerinde almaçlı
olarak iki sıra halinde dizilmişlerdir. Fagus,
Carpinus, Ulmus, Corylus, Castanea da
tomurcuklar bu şekilde dizilmişlerdir.
Bedri SERDAR - 2008
b) Çok Sıralı Sarmal :
Aşağıdan yukarıya doğru ard arda sarmal
vaziyette, sürgünler üzerinde yer alan
tomurcuklar ikiden fazla sıra meydana
getirirler. Populus, Quercus, Betula, Juglans da
tomurcuklar bu şekilde dizilmişlerdir.
Bedri SERDAR - 2008
Syringa (Leylak) da Karşılıklı
diziliş
Bedri SERDAR - 2008
GÖVDENİN İÇ MORFOLOJİSİ
Gövde, embriyodaki plumula denilen bölgede
bulunan meristem hücrelerinin büyüyüp
gelişmesiyle meydana gelir. Embriyodan
itibaren bölünme özelliğini koruyan primer
meristemin verdiği dokuların tümü gövdenin
Primer Yapısını, primer yapıdaki dokularla
birlikte sekonder meristemin verdiği sekonder
dokuların tümü gövdenin Sekonder Yapısını
meydana getirir.
Gövdenin Primer Yapısı
Monokotiller (Bir çenekliler) de kapalı
kollateral tiptedir. Genellikle floem (Phloem)
dışta, ksilem (Xylem) ise iç tarafta bulunur.
Monokotillerde
demetler
birbirinden
bağımsız, dağınık olarak bulunurlar
Kapalı Kollateral İletim Demeti
Zea mays (Mısır) gövdesi K.K.İ.D.
Dikotiller (İki Çenekliler) de ise
genellikle açık kollateral tipte iletim
demetleri bulunur
Açık Kollateral İletim Demeti
Ranunculus (Düğün Çiçeği) gövdesinde A.K.İ.D.
Gövdenin Sekonder Yapısı
Sekonder yapıya sahip bir bitki gövdesinden
enine kesit alındığında yine koruyucu doku,
korteks (kabuk) ve merkezi silindirden oluştuğu
görülür.
Ancak
bu
kısımlar
primer
yapıdakilerden farklılık gösterirler.
Epidermisin yerini Peridermis alır ve
Peridermis şu kısımlardan oluşur.
1- Fellem (Fellogen tarafından dışarı doğru
oluşturulan mantar)
2- Fellogen (Kabuk Kambiyumu)
3- Felloderm (Fellogenin içeri doğru meydana
getirdiği tabaka)
Sambucus (Mürver) dalında periderm gelişimi K) Kutikula e)
Epidermis artıkları pr) Periderm m) Mantar doku f) Fellogen fd)
Felloderm p) Parankima ********
Primer ve sekonder yapıdaki gövdelerde farklı bölgeleri gösteren diyagram e) Epidermis
kd) Koruyucu doku k) korteks en) Endodermis pe) Perisikl pf) Primer floempk)
Primer korteks sk) Sekonder korteks kb) Kambiyum sks) Sekonder ksilem pks) Primer
ksilem ö) Öz ms) Merkezi silindir
ODUN = Sekonder Ksilem
Gymnospermae Odunları ***
Gymnosperm odunları basit ve oldukça homojen bir
yapıya sahiptirler. Bu odunlarda ;
• Asıl Elemanları,
Boyuna traheidler ve Özışınları,
• Yan Elemanları ise
Enine traheidler, Reçine kanalları ve Odun
paranşimi (Boyuna Paranşim) oluşturmaktadır.
Bedri SERDAR - 2008
Bedri SERDAR - 2008
Bedri SERDAR - 2008
Bedri SERDAR - 2008
Bedri SERDAR - 2008
Bedri SERDAR - 2008
Bedri SERDAR - 2008
Enine Kesit
Bedri SERDAR - 2008
Radyal Kesit
Bedri SERDAR - 2008
Teğetsel Kesit
Bedri SERDAR - 2008
Angiospermae Odunları *****
Angiosperm ler, Gymnosperm lerin aksine hem otsu ve hem de
odunsu bitkiler olup, iki sınıfa ayrılırlar. Bunlardan
Monocotyledoneae (Liliatae) sınıfına ait bitkiler otsu,
Dicotyledoneae (Magnoliatae) sınıfına ait olanlar ise hem
otsu hem de odunsu bitkilerdir.
Bunlardan çok yıllık dikotil Angiospermae sınıfına ait bitkiler
odunsu bitkilerdir.
Angiospermae odunlarında;
• Asıl Elemanları, Traheler, Lifler, Özışınları ve Odun
Paranşimi (Boyuna Paranşim),
• Yan Elemanları ise, Öz Lekeleri, Tiller, Yalancı Özışınları,
Trahelere Komşu Traheidler ve Salgı Elemanları
oluşturmaktadır.
Bedri SERDAR - 2008
Trahelerin yıllık halka içerisinde dizilişleri A) Dağınık Traheli Odun, B) Halkalı
(Düzenli) Traheli Odun, C) Yarı Halkalı Traheli Odun
Halkalı Traheli
Fraxinus
Bedri SERDAR - 2008
Yarı Halkalı Traheli
Diospyros
Dağınık Traheli
Betula
Bedri SERDAR - 2008
Bedri SERDAR - 2008
Bedri SERDAR - 2008
Diagonal
Populus
Bedri SERDAR - 2008
Karşılıklı
Liriodendron
Skalariform (merdiven)
Magnolia
Bedri SERDAR - 2008
Bedri SERDAR - 2008
Bedri SERDAR - 2008
Özışınlarının görevlerini şu şekilde sıralayabiliriz
1- Kökler vasıtasıyla topraktan alınarak ağacın üst
kısımlarına iletim demetleri yardımıyla iletilmekte olan
suyu kambiyum ve floeme iletmek.
2- Floem vasıtasıyla taşınan organik maddeler eriyiğini
ağacın iç kısmına (Odun paranşimi) ulaştırmak.
3- Az da olsa hücre arası boşlukları yardımıyla gaz alış-verişi
gerçekleştirmek.
4- Organik besin maddelerini depo etmek ve gerektiğinde
kambiyuma iletmek.
Til oluşumunun şematik görünüşü
Quercus frainetto odunu
Download