EN TEHLİKELİ DERİ KANSERİ: MELANOM Prof. Dr. Fezal ÖZDEMİR Doç. Dr. Işıl Kılınç KARAARSLAN Bornova - İZMİR EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK KİTAPLARI SAĞLIK SERİSİ 43 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Prof. Dr. Fezal ÖZDEMİR Doç. Dr. Işıl Kılınç KARAARSLAN Nisan 2014, Birinci baskı ISBN: 978-605-338-049-8 © Bu kitabın tüm yayın hakları Ege Üniversitesi’ne aittir. Kitabın tamamı ya da hiçbir bölümü yazarının önceden yazılı izni olmadan elektronik, optik, mekanik ya da diğer yollarla kaydedilemez, basılamaz, çoğaltılamaz. Ancak kaynak olarak gösterilebilir. Proje Üst Yöneticileri Ege Üniversitesi Rektörü: Prof. Dr. Candeğer Yılmaz EÜ Tıp Fakültesi Dekanı: Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu Yayın Yönetmenleri: Prof. Dr. Ayşenur Oktay, Prof. Dr. Tahir Yağdı Yayın Alt Kurulu Başkanı: Prof. Dr. Ufuk Çağırıcı Sağlık Kitapları Serisi Çalışma Grubu: Prof. Dr. Elvan Erhan, Prof. Dr. Mehtap Çınar, Prof. Dr. Alpaslan Çakan Koordinasyon: EÜ Tıp Fakültesi Yayın Bürosu Kapak İllüstrasyonu: Merve Evren Sayfa Tasarım: Hülya Sezgin Fotoğraf: BİTAM, Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı arşivi. Basım Yeri: Ege Üniversitesi Basımevi Bornova, İZMİR Tel : 0 232 388 10 22 e-posta: bsmmd@mail.ege.edu.tr Değerli Okuyucumuz; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi; 2013 yılının sonu itibariyle 500 öğretim üyesi, 600’e yakın araştırma görevlisi, 2000’in üzerinde tıp öğrencisi ile yaklaşık 2000 yataklı hastanede eğitim, öğretim ve araştırma yapmakta ve sağlık hizmeti vermektedir. Bu dönemde yaklaşık 900 bin poliklinik hastasına ve 54 bin yatan hastaya tedavi uygulanmış, 2750 doğum gerçekleştirilmiş, 80 bin acil servis hizmeti verilmiştir. Ülkemizin en büyük sağlık kurumlarından olan fakültemiz hastanesinde 2012 yılında 16 bin olan özellikli ameliyat sayısı 2013 yılında yaklaşık 18 bine çıkmıştır. Verilen sağlık hizmetleri yanında Öğretim Üyelerimizin ulusal ve uluslararası dergilerde 1 yıl içinde yayınlanan bilimsel makale sayısı 800'ün üzerindedir. Bu rakamlar Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini ülkemizin en büyük sağlık kurumlarından birisi yapmaktadır. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin en önemli vizyon ve misyonunu toplumsal sorumluluk bilinci oluşturmaktadır. Bu bilinçle çalışan Ege Tıp topluma nitelikli ve kaliteli sağlık hizmeti vermekte; “Toplum Sağlığı Hizmeti”ni diğer tüm görevlerinin üzerinde tutmaktadır. Ege Tıp Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Türkiye’de bir ilk olarak ve 12 yıldır “Sağlık Halk Kongresi” düzenleyerek toplum sağlığı için hizmet anlayışını gerçek bir bilgilendirme, uygulama ve deneyim paylaşımı şeklinde sürdürmektedir. Bilimsel araştırmalarla elde edilen bilgilerin kalıcılığı ve yaşama geçirilmesi; bunların başvuru kaynağı belgelere dönüştürülmesi ile sağlanır. “Ege Tıp Halk Kitapları Sağlık Serisi” bu anlayışımızın bir ürünüdür. Bu seride III yayınlanan kitaplarımızın önemi ve farkındalık yaratacak temel özelliği; ülkemizin önceliğinde olan güncel sağlık konuları yanında; güncelliğini yitirmiş olsalar bile, ciddi bir sağlık sorunu olduğunu düşündüğümüz konuları da ele almış olmalarındadır. “Ege Tıp Halk Kitapları Sağlık Serisi” yazarlarının tümü Ege Üniversitesi’nde görev yapan ve konusunda uzman öğretim üyeleridir. Serideki kitapların konu seçimleri ve içeriklerinin hazırlanmasında birden çok bilim insanının görüşlerinin yansıtılması sağlanmıştır. Seride yayınlanan kitaplardaki grafik ve fotoğraflar çoğunlukla kurumumuzun ürünüdür. Serimizin dil editörü her kitabı sadelik ve anlaşılabilirlik yönünden incelemektedir. Neden böyle bir seriye gereksinim duyulmuştur? Sağlık konularında dolaşımda olan, kolay ulaşılan ve günlük yaşamda kullanılan bilgilerin çoğunun gerçek bilimsel bilgi olup olmadığı kaygısı, bilim insanları olarak bizleri daha da sorumlu davranmaya ve güven sarsılmasına neden olan özensizliklerden uzak durmaya sevk etmektedir. Birçok konuda doğru ve güvenilir bilginin üretimi ve yayılması üniversitelerin öncelikli görevleri arasındadır. Bu nedenle, bu kitap, “Daha İyi Bir Dünya İçin Yeni Yollar, Herkes İçin Sağlık” sloganlarıyla hareket eden Ege Üniversitesi tarafından İzmir’e armağan edilmiştir. Saygılarımızla... Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu Prof. Dr. Candeğer YILMAZ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı IV Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fezal ÖZDEMİR 13.07.1956, İzmir doğumludur. 1975 yılında İzmir Amerikan Kız koleji’nden, 1981 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. Aynı yıl 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başlayarak 1985 yılında uzman hekim olmuştur. 1986-1993 yılları arasında İzmir Alsancak Devlet Hastanesi Dermatoloji Uzmanı ve İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi Pediatrik Dermatoloji hastalarının konsültan hekimi olarak görev yapmıştır. 1993 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı’nda uzman hekim olarak göreve başlamış, 1996 yılında doçentlik ünvanını almış ve o yıldan beri Dermoskopi/DermatoOnkoloji Birimi kurucu ve sorumlu öğretim üyesi görevini sürdürmektedir. 2002 yılında profesör ünvanını almıştır. 2003 yılında kurulan “Uluslararası Dermoskopi Derneği”nde, Türkiye temsilcisi olarak Yönetim Kurulunda görev almış ve halen bu görevine devam etmektedir. 2004 yılında Ege Üniversitesi’nde Türkiye’de ilk ve halen tek olan “Melanom Konseyi”ni kurmuş ve halen konsey başkanlığını sürdürmektedir. 2007 yılında “Archives of Dermatology” dergisi “Uluslararası Danışma Kurulu Üyesi” olmuş, Türkiye ilk kez bu dergide temsil edilmiştir; 2013’den beri dergi “JAMA” olarak yayınlanmaktadır, bu görevi halen devam etmektedir. 2010 yılında Türk Dermatoloji Derneği çatısı altında “Dermoskopi Çalışma Grubu”nu kurmuş ve halen Grup Başkanı görevini sürdürmektedir. 2010-2011 yıllarında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı olarak da görev yapmıştır. 2010 yılından V beri Türkiye Dermatoveneroloji Derneği Eşbaşkanı, 2011’den beri Türk Dermatoloji Derneği Akreditasyon Kurulu üyesi ve 2012’den beri Yeterlilik Kurulu üyesidir. Ayrıca “American Academy of Dermatology” Derneği ve “European Academy of Dermatovenereology” derneği üyesidir. Evli ve bir çocuk annesidir. Doç. Dr. Işıl KILINÇ KARAARSLAN 17.10.1972, İzmir doğumludur. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1996 yılında mezun oldu. 1998 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başladı ve 2002 yılında Deri ve Zührevi Hastalıklar uzmanı oldu. 2002-2010 yılları arasında yine aynı klinikte uzman olarak çalıştı. 2004 yılında Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı’nda ben muayenesi (dermoskopi), melanom hastalarının izlemi ve fototerapi konularında eğitim aldı. 2010 yılında doçent oldu. Halen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır ve aynı zamanda Dermato-onkoloji Ünitesi görevli öğretim üyesidir. Evli ve iki çocuk annesidir. Türk Dermatoloji Derneği, Türkiye Dermatoveneroloji Derneği ve Türk Pediatrik Dermatoloji Derneği üyesidir. 2004 yılından beri Ege Üniversitesi Melanom Konseyi sekreterliğini ve 2010 yılından beri Türk Dermatoloji Derneği Dermoskopi Çalışma Grubunun sekreterliğini yürütmektedir. 2012 yılından beri Uluslararası Dermoskopi Derneği Yönetim Kurulu üyesidir. VI İÇİNDEKİLER Giriş * Melanom nedir?..................................................................3 * Ben nedir? Melanom ile benler arasında nasıl bir ilişki vardır?................................................................................3 * Benlerin ve melanomun oluşmasında rol oynayan etkenler nelerdir? ...............................................................3 * Melanom gelişimi açısından özellikle kimler risk altındadır? .........................................................................3 * Melanom hangi yaşlarda ortaya çıkabilir?.........................5 * Melanom vücudumuzda nerelerde görülebilir?...................5 * Melanomun görünümü nasıldır?.........................................5 * Melanomun farklı tipleri var mıdır?...................................8 * Melanomun uyarıcı işaretleri nelerdir?.............................15 * Deride görülen bir leke ya da kabarıklığın melanom olmasından şüphe edilmesi için uyarıcı işaretler nelerdir?...........................................................................15 * Kendi kendine muayene nasıl yapılır? ............................17 * Beninde değişim fark eden kişi ne yapmalıdır?...............18 * Dermoskopik inceleme nedir?...........................................18 * Melanom kuşkusu olan hastada kesin tanı nasıl koyulur?...................................................................22 * Melanom kesin tanısı koyulduktan sonra ne yapılmalıdır?.....................................................................22 * “Evreleme” ne demektir?..................................................22 * Melanom vücuda nasıl yayılır?.........................................22 VII * Melanomun vücuda yayılıp yayılmadığı nasıl belirlenir?.................................................................23 * Sentinal lenf bezi biyopsisi nedir? Ne zaman yapılır?......24 * Melanomun vücutta yayılımına göre kaç evresi vardır? ..24 * Belirlenen bu evrelere göre hastaya uygulanan tedaviler nelerdir?.............................................................25 * “Sistemik İlaç Tedavisi” nedir ? .......................................27 * Melanom tanısı alan hastaların izlemi nasıl yapılır?........28 * Toplumumuzda melanom hastalarının geç tanı almasının nedenleri nelerdir?...........................................29 * Toplumumuzda benlerle ilişkili ne tip yanlış söylentiler var?.................................................................29 * Alınması gereken benler hangi yöntemlerle alınır?..........31 * Melanom için koruyucu önlemler nelerdir?.......................31 * Güneşten korunmak için neler yapılmalıdır?....................33 * Toplumumuzda güneşten korunma ile ilgili yapılan yanlışlıklar nelerdir?...........................................34 * Sonuç................................................................................34 * Son söz.............................................................................35 VIII “Göz göre göre hayatınızı tehlikeye atmayın, Melanomun farkında olun.” En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Giriş Deri kanserinin görülme sıklığı tüm dünyada giderek artmakta ve önemli bir halk sağlığı problemi oluşturmaktadır. Farklı deri kanserleri arasında “melanom” adını verdiğimiz basitçe “benlerle ilişkili deri kanseri” olarak adlandırabileceğimiz deri kanseri en tehlikeli olandır. Bu kanser tipi, diğer deri kanserlerine göre daha az sıklıkta görülmesine rağmen, ölümcül seyredebilme ihtimalinin çok daha yüksek olması nedeniyle özel bir öneme sahiptir. Melanomun yaşamsal tehlike oluşturacak düzeyde ilerlemeden yakalanabilmesi için yapılması gereken şey aslında son derece basittir: GÖRMEK. Bir kişinin kendi vücudunda var olan benlerin farkında olması, diğerlerinden farklı olan veya hızlı büyüme ve değişme göstereni fark edebilmesi, melanomun erken yakalanabilmesi için en temel kuraldır. Bu farkındalığı toplumumuzda yaygınlaştırabilmek, herkesin kendi derisini düzenli aralıklarla kontrol etme alışkanlığını kazandırabilmek, melanom konusunda hekimlere düşen en önemli görevdir. Çünkü çok geç tanınmış melanom olgularında, sarf edilen yoğun emek, yapılan yüksek maliyetli tetkikler, girişimler ve tedavilere rağmen yüz güldürücü sonuç elde edilebilme oranı oldukça düşüktür. Unutulmamalıdır ki melanom çok erken evrede, yani derinin sadece en üst tabakasında iken, tanınması ve cerrahi olarak çıkarılması ile %100 şifa sağlanabilir. Bu nedenle en büyük emek bu aşamada yakalanabilmesi için sarf edilmelidir. Bu kitabın amacı, toplumun melanom konusuda farkındalığını arttırmak, hasta-hekim iş birliğinin en erken zamanda gerçekleşmesini sağlamak ve böylece halk 1 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 sağlığını korunmasına katkı sağlamaktır. Bu kitapta, melanomun görülme şekilleri ve tedavi seçenekleri yanı sıra, kendi kendini muayene etme, güneşten korunma ve melanom riskini azaltabilmek için diğer yapılması gerekenler hakkında ayrıntılı bilgi verilecektir. 2 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Melanom nedir? Melanom, deride bulunan melanosit adı verilen renk hücrelerinin kötü huylu çoğalması sonucu oluşan deri kanseridir. Ben nedir? Melanom ile benler arasında nasıl bir ilişki vardır? Ben, halk arasında deride görülen her türlü renkli leke veya kabarıklık için kullanılmakta olan genel bir isimlendirmedir. Hekimler için ise ben (melanositik nevüs) kelimesi, deride melanosit adı verilen renk hücrelerinin iyi huylu çoğalmasını ifade eder. Bu tip benler vücudumuzun herhangi bir yerinde görebileceğimiz, renkleri genellikle kahverengi olan bir leke veya kabarıklık şeklinde gördüğümüz oluşumlardır. Melanom, bazen daha önceden var olan bir ben üzerinden bazen de normal deriden gelişir. Çok sayıda ben varlığı, hele ki bu benlerin atipik benler dediğimiz çapı büyük, düzensiz şekilde ve alacalı renkte olan benlerden olması, o kişide gerek ben üzerinden gelişen gerek normal deriden gelişen melanom için önemli bir risk faktörüdür. Benlerin ve melanomun oluşmasında rol oynayan etkenler nelerdir? Temel olarak kişinin yapısal özellikleri ve o kişinin hayatı boyunca güneşe ne kadar maruz kaldığı ile ilişkilidir. Melanom gelişimi açısından özellikle kimler risk altındadır? Açık tenli, renkli gözlü kişiler, sarı veya kızıl saçlı olanlar, özellikle çocukluğunda şiddetli güneş yanığı öyküsü olanlar, tüm hayatı boyunca yoğun güneşe maruz kalmış 3 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 kişiler, çok sayıda beni olan kişiler, herhangi bir nedenle bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan kişiler risk taşımaktadır. En yüksek riskli kişiler ise kendisinde ve/ veya ailesinde melanom öyküsü olanlar ve çok sayıda beni olan ve özellikle de bu benler arasında şekil, renk ve büyüklük açısından şüpheli özellikler gösteren benleri olan kişilerdir (Resim-1). Özellikle dikkat gerektiren diğer bir konu da ömür boyu % 1-5 oranında melanom geliştirme riski olan doğumsal benlerin varlığıdır. Doğumsal benleri bebek doğar doğmaz var olan benler olarak tanımlayabiliriz. Resim-1. Çok sayıda beni olan hastanın sırtında yerleşimli melanom. 4 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Melanom hangi yaşlarda ortaya çıkabilir? Melanomun çocuklar da dahil olmak üzere tüm yaş gruplarında görülebileceği akılda tutulmalıdır. Çoğunlukla erişkin hastalığı olsa da çocuklarda da görülebilmektedir (Resim-2). Resim-2. On yaşında erkek hastada sağ bel bölgesinde yerleşimli melanom. Melanom vücudumuzda nerelerde görülebilir? En sık deride görülmekle beraber ağız içi, genital bölge ve göz gibi diğer alanlarda da görülebilmektedir. Melanomun görünümü nasıldır? Genellikle koyu kahverengi ya da siyah renkte, 3-4 mm genişlikte, yuvarlak, kenarları muntazam bir leke veya kabartı olarak başlar ve hızla büyür (Resim-3). 5 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 Tanınamazsa zaman içersinde çapı oldukça büyüyebilir ve ufak bir çarpma veya sürtünme ile kanayabilecek hale gelebilir (Resim-4). Nadiren renksiz de olabilirler. Bu nedenle hızla büyüyen ten rengi ya da pembemsi kabartılara da çok dikkat etmek gerekir (Resim-5). Tüm melanom tiplerinde bir leke halindeyken kabarık hale dönüşmesi, kanserin derinin alt tabakalarına geçtiğini, yani vücuda yayılabilir hale geldiğini gösteren kötü bir işarettir. Resim-3. Bir leke şeklinde başlamış olan erken melanom. 6 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Resim-4. Geç tanı almış, büyüme kanama öyküsü olan bir melanom. Resim-5. Pembe renkli kubbe şeklinde kabarık görünümlü bir melanom. 7 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 Melanomun farklı tipleri var mıdır? Deride görülen melanomun 4 ana tipi vardır. Her birinin kendine has özellikleri bunların ayırt edilmesini sağlar. Bu özellikler renk, şekil, yerleştiği vücut alanı ve gelişim şeklidir. a. YÜZEYEL YAYILAN Melanom: En sık görülen melanom tipidir. Deri yüzeyinde oluşup çevreye doğru yayılan siyah-kahve renkte bir leke şeklinde başlar. Zaman içinde bu leke üzerinde kabarıklık oluşabilir (Resim-6,7). Pembe, mavi renk tonları da görülebilir veya zamanla bu tonlar eklenebilir (Resim-8). Bu tip genellikle vücudun güneşe maruz kalan yerlerinde görülür. Resim-6. Altmış iki yaşında kadın hastada sağ bacak yerleşimli yüzeyel yayılan melanom. 8 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Resim-7. Sırt yerleşimli yüzeyel yayılan melanom. Resim-8. Karın yerleşimli yüzeyel yayılan melanom. 9 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 b. NODULAR Melanom: Leke şeklinde başlamayıp doğrudan bir kabarıklık oluşturan, hızla derinin alt tabakalarına yayılması nedeniyle yüksek risk oluşturan bir melanom tipidir. Genellikle siyah renkte, nadiren renksiz veya kırmızı renkte kubbe şeklinde bir kabarıklık olarak görülür (Resim-9). Resim-9. Nodüler melanom. 10 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom c. LENTİGO MALİGN Melanom: En yavaş gelişen melanom tipidir. Bazen uzun yıllar vücuda yayılım riski oluşturmayacak şekilde, derinin sadece üst tabakasında yerleşimli yüzeyel bir seyir gösterebilir. Kenarları düzensiz koyu renkli bir leke gibi görünür. Hatta bu nedenle bir güneş lekesi zannedilebilir (Resim-10). Bu melanom tipi sıklıkla yaşlı kişilerde ve %90 oranda yüzde ve kollarda yani uzun süreli güneş hasarı gören deride oluşur. Uzun zaman sonra lekenin renginde koyulaşır (Resim-11) ve üzerinde kabarıklık oluşur ve deride daha derin tabakalara ilerler (Resim-12). Resim-10. Burun yerleşimli erken bir lentigo malign melanom. 11 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 Resim-11. Kulak yerleşimli erken bir lentigo maligna melanoma. Resim-12. Alın bölgesi yerleşimli lentigo maligna melanoma. 12 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom d. AKRAL LENTİGİNÖZ Melanom: Daha çok Asya kökenli ve koyu-renkli cilt tipine sahip olanlarda görülen, beyaz ırkta da az oranda görülen bir melanom tipidir. Bu melanom tipi el içi, ayak tabanı ve el ayak parmakları gibi uç kısımlarda meydana gelir. Koyu renkli bir leke veya geçmeyen bir çürük gibi görünebilir (Resim-13, 14). Tırnağa yerleşirse koyu bir şerit şeklinde belirebilir, bazen de tırnak bir yere sıkıştığında ya da vurma-çarpma sonrasında oluşan tırnak altı kanamalarına benzeyebilir (Resim-15). En önemli ipucu, kahve-siyah lekenin tırnağın sadece uç kısımda yerleşimli olmaması, dipten başlayıp uca doğru ilerleyen bir leke şeklinde olmasıdır. Ayrıca lekenin tırnak etrafındaki deriye sıçraması da tanıda kıymetli bir işarettir. Resim-13. Parmak yerleşimli erken bir akral lentiginöz melanom. 13 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 Resim-14. Ayak yan yüz yerleşimli akral lentiginöz melanom. Resim-15. El tırnağı yerleşimli akral lentiginöz melanom. 14 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Melanomun uyarıcı işaretleri nelerdir? Yarı-deri olarak ifade edilen alanlarda (ağız içi, genital bölge) gelişebilen melanom tipidir. Yine şekli muntazam olmayan, koyu renkli bir leke şeklinde başlar ve zamanla kabarır. Bazen de kabarık şekilde başlayabilir (Resim-16). Resim-16. Mukozal melanom. Deride görülen bir leke ya da kabarıklığın melanom olmasından şüphe edilmesi için uyarıcı işaretler nelerdir? Simetrik şekilli olmaması, kenarlarının düzensiz, girintili çıkıntılı olması, farklı renk tonlarını içermesi, çapının 5 mm’den büyük (kurşun kalem silgisinden büyük) olması ve en önemlisi renk veya şekilde değişim öyküsünün varlığı uyarıcı işaretlerdir (Şekil-1). Herhangi bir bende özellikle siyah, gri, mavi, beyaz veya kırmızı rengin varlığı çok dikkatli olmayı gerektirir. 15 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 Şekil-1. a) Simetrik b) Asimetrik c) Kenarları düzensiz d) Renk alacası Yukarıda sayılan özellikler içinde en önemli ve melanomu oldukça erken bir aşamada yakalama konusunda en güçlü özellik, değişim öyküsü varlığıdır. Özellikle erişkin bir hastada benin çapında büyüme, şeklinde veya renginde değişim olması çok önemlidir. Değişen benler konusunda hem toplumumuz hem de hekimler çok duyarlı olmalıdır. Bazen benler yoğun güneşe maruziyet, hamilelik ve ilaç kullanımları gibi faktörler nedeniyle de değişebilmektedir. Değişimin riskli olup olmadığını ancak hekim değerlendirebilir. Benlerde değişimin erken fark edilebilmesi için herkesin kendi kendini düzenli aralıklarla muayene etmesi gerekmektedir. 16 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Kendi kendine muayene nasıl yapılır? Kendi kendini muayene sadece birkaç dakika alır fakat bu kısa işlem hayat kurtarabilir. Kendi kendine muayene, kişinin derisinde ne var ne yok, her türlü beni “görebilme”si ve farkında olabilmesini sağlar. Kendi kendini muayene için kişi tamamen soyunarak elinde bir küçük ayna ile bir boy aynasının karşısına geçmeli, avuç içi, ayak tabanı, parmak araları, tırnaklar, genital bölge, kulak arkaları ve saçlı deri mutlaka görülecek şekilde tüm vücut incelenmelidir (Resim-17). Saçlı deri kontrolü için bir yakından yardım istemekte yarar vardır. Resim-17. Kendi kendine tüm vücut muayenesi. 17 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 3-6 ayda bir düzenli aralıklarla kendisini muayene eden kişinin gözü vücudunda var olan tüm benlere alışır ve böylece oluşan herhangi bir değişimin fark edilmesi kolaylaşır. Kendi kendini izlemeye başlamadan önce kişi var olan benlerinin durumunun belirlenmesi için bir dermatoloji uzmanına başvurabilir. Beninde değişim fark eden kişi ne yapmalıdır? Kişi beninde değişim fark ederse en kısa zamanada doktora başvurmalıdır. En ideali dermoskopik inceleme yapabilen bir dermatoloji uzmanının değerlendirmesidir. Dermoskopik inceleme nedir? Dermoskopi benlerin dermoskop adı verilen bir cihazla incelenmesi yöntemidir. Dermoskop, özel ışık sistemi olan bir büyüteç gibi düşünülebilir (Resim-18). Özel ışık sistemi sayesinde hekime derinin üst tabakalarını inceleme fırsatı verir (Resim-19, 20). Böylece melanomun erken tanınmasını sağlarken, diğer yandan yanlış tanı ve gereksiz ben çıkarma ihtimalini azaltır. Bu yöntemin hasta için hiçbir riski ya da yan etkisi yoktur. Bazı benler, değişimin daha hassas gözlemi için digital dermoskopik izlem gerektirebilir. Digital dermoskopi, özel bir kamera sistemi ile dermoskopik görüntülerin alınarak bilgisayarda özel bir programa aktarıldığı bir yöntemdir (Resim-21). Hastanın izlemi sırasında herhangi bir lezyona ait eski ve yeni görüntülerin yan yana getirilerek hassas bir kıyaslama yapılmasına olanak sağlar (Resim-22). Yüksek risk grubu olarak adlandırdığımız, kendisinde veya ailesinde melanom öyküsü olanlar ve çok sayıda riskli beni olan hastaların izleminde mutlaka 18 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom digital dermoskopik inceleme kullanılmalıdır. Cihazın pahalı olması, yöntemin deneyim gerektirmesi ve zaman alıcı olması nedeniyle, digital dermoskopi ancak bu konuda özelleşmiş merkezlerde uygulanabilmektedir. Bu tip izlemde hastalar açısından en önemli sorun, böyle özelleşmiş merkezlerin az sayıda olması ve hastaların belli bir merkeze ulaşabilmek için uzun yol kat etmesi gerekmesidir. Resim-18. Dermoskop. 19 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 Resim-19. Dermoskopik değerlendirme. Resim-20. Yüzeyel yayılan melanomda dermoskopik görüntü. 20 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Resim-21. Digital dermoskopik değerlendirme. Resim-22. Digital dermoskopik izlem sırasında daha önce alınmış olan dermoskopik görüntü ile son alınan dermoskopik görüntünün aynı ekranda karşılaştırılması. 21 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 Melanom kuşkusu olan hastada kesin tanı nasıl koyulur? Kesin tanı histopatolojik değerlendirme ile koyulur. Histopatolojik değerlendirme, deride şüpheli olan alanın cerrahi olarak çıkarılması ve mikroskop altında patolog tarafından değerlendirilmesidir. Şüpheli alanın mümkün olduğunca (cerrahide yerleşim yeri ve büyüklük açısından sorun oluşturmayacak özelliklerde ise) tümünün çıkarılması tercih edilir. Ancak kuşkulu alan çok büyük ise ya da yüz, kulak, avuç, taban gibi tamamının kolayca çıkarılamayacağı bir bölgedeyse, o zaman örnekleme için cerrahi olarak lezyonun bir kısmı çıkarılır. Melanom kesin yapılmalıdır? tanısı koyulduktan sonra ne Melanom histopatolojik tanısı koyulduktan sonra patoloğun raporunda belirttiği melanom özelliklerine dayanılarak ardı sıra yapılacak cerrahi işlemler, görüntüleme yöntemleri ve tedavi planlanması yapılır. Bütün bu işlemler hastalık saptandığında hangi evrede olduğuyla ilişkilidir. “Evreleme” ne demektir? Kanser evrelemesi, kanserin vücuttaki yayılımını belirleyerek hastalığın durumunu tanımlamak için yapılır. Tedavinin planlanmasında ve hastanın izleminde yol göstericidir. Melanom vücuda nasıl yayılır? Kanser hücreleri normal hücrelerden farklı olarak vücudun başka kısımlarına yayılabilir ve kontrolsüz üreyerek yayıldıkları dokuları hasarlayabilir, organların 22 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom çalışmasını engelleyebilirler. Kanser hücreleri komşu alanlara ve uzak bölgelere “lenf” veya “kan” yoluyla yayılır. Lenf, kılcal damarlarla hücreler arasında bağlantı kuran, hücrelere su ve besin veren berrak bir sıvıdır. Mikroplarla savaşan beyaz kan hücrelerini de taşır. Hücreler de artık maddelerini lenfe bırakırlar. Lenf, lenf damarlarıyla “lenf düğümlerine” gelir. Lenf bezleri lenfi filtre eder ve mikroplardan arındırır. Lenf düğümleri zehirli maddeler ve bakterilerin etkisiyle iltihaplanıp şişebilir. Lenf, tıpkı kanın vücutta dolaştığı gibi, lenf damarlarıyla vücutta dolaşır. Melanom hücreleri derinin orta tabakasına (dermis) ulaştıktan sonra, lenf damarlarına geçme ve böylece vücuda yayılma olasılığı ortaya çıkar. Melanom hücrelerinin melanomun oluştuğu alana komşu olan dokulara yayılımına “bölgesel yayılım” denir. Bu yayılım komşu lenf damarlarına ve bölgesel lenf düğümlerine olabilir. Melanomun oluştuğu alana uzaktaki vücut kısmlarına yayılmasına “uzak yayılım” denir. Yayılma riski yüksek melanomda, ilk yayılım alanları %60-70 lenf bezleri ile sınırlıdır. Sonrasında uzak yayılım, öncelikle akciğer, karaciğer, beyin, kemikler olmak üzere herhangi bir organa olabilir. Melanomun vücuda yayılıp yayılmadığı nasıl belirlenir? Patoloğun vermiş olduğu raporda belirtilen özelliklere göre, gerekirse çıkarılan melanomun çevresinden yeterli genişlikte sağlam deri çıkarılmasını sağlamak üzere ikinci bir cerrahi girişim ve sentinal lenf nodu örneklemesi yapılır. Bölgesel lenf düğümleri ultrasonografik olarak değerlendirilir. Gerekirse PET-BT, MR gibi ileri 23 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 görüntüleme yöntemleri kullanılarak hastalığın yaygınlığı belirlenir. Sentinal lenf bezi biyopsisi nedir? Ne zaman yapılır? Sentinal (nöbetçi) lenf bezi biyopsisi, kanser hücrelerinin melanomun olduğu deri alanınından ayrılıp lenf kanallarıyla ilk olarak varabileceği lenf bezini örnekleyen cerrahi işlemdir. Bu işlem ana lenf düğümlerinde klinik muayene veya lenf bezi ultrasonografik incelemesiyle kanser yayılımı saptanmamış olan hastalarda, nöbetçi lenf bezinde tümör hücrelerinin olup olmadığını belirlemek için yapılır. Ancak nöbetçi lenf bezinde melanom hücresi olma olasılığı tümör kalınlığı 1 mm ve daha kalın lezyonlar için daha yüksek olduğundan, ancak bu tür olgularda bu örneklemenin yapılması önerilir. Melanomun vücutta yayılımına göre kaç evresi vardır? Melanomun 5 evresi vardır: EVRE 0: Melanom hücrelerinin derinin üst tabakasında sınırlı kaldığı, alt tabakalara geçmediği ve bu nedenle vücuda yayılma riski taşımadığı evredir. EVRE I: Melanom hücrelerinin derinin alt tabakalarına doğru yayıldığı ancak patolog tarafından ölçülen tümör kalınlığının az olduğu evredir. Lenf damarlarında, lenf bezlerinde ve uzak organlarda kanser saptanmamıştır. 24 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom EVRE II: Bu evrede tümör kalınlığı bir önceki evreye göre artmıştır ancak yine hala lenf damarlarında, lenf bezlerinde ve uzak organlarda kanser saptanmamıştır. EVRE III: Melanom hücreleri komşu lenf damarlarına, lenf bezlerine ve/veya komşu deriye (uydu) yayılmıştır. EVRE IV: Kanser hücreleri uzak organlara yayılmıştır. Belirlenen bu evrelere göre hastaya uygulanan tedaviler nelerdir? Melanom tedavisinde en etkin yöntem cerrahidir. Melanomun bulunduğu alanın daha geniş bir şekilde cerrahi olarak çıkarılması demektir. Burada alanın ne kadar geniş çıkarılacağının kararı, doku incelemesi sonrasında verilen “patoloji raporu”na göre belirlenir. Bu raporda belirtilen, kanser hücrelerinin derinin hangi tabakasına kadar ve hangi derinliğe kadar yayıldığı bilgisi dikkate alınır. Buna göre genişletilecek cerrahi sınır, 0.5 cm ile 2 cm arasında değişir. Tıpkı biyopsi sonrasında yapıldığı üzere, yeniden çıkarılan bu dokular da patolojik incelemeye alınırlar. Nöbetçi lenf bezi örneklemesinde lenf bezinde melanom hücreleri saptandıysa veya ultrasonografik olarak 25 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 melanom hücrelerinin lenf bezlerine yayıldığı saptanıp histopatolojik incelemeyle ispatlandıysa, o bölgedeki lenf bezlerinin tamamı cerrahi olarak çıkarılır. Cerrahi işlemler bittikten sonra hastalığın evresine göre ek tedavi verilmeden hasta izlemde tutulabilir veya gerekirse yardımcı veya sistemik ilaç tedavisi uygulanabilir. Melanom hücreleri lenf bezlerine yayılmamışsa ilaç tedavisi önerilmez, hasta izlemde tutulur. Melanom hücreleri sadece lenf bezlerine yayılmış, ama organları tutmamışsa bölgesel lenf bezlerinin cerrahi olarak temizlenmesini takiben radyoterapi veya “yardımcı tedavi” uygulaması yapılabilir. Radyoterapi, yüksek enerjili ışın/şua ile kanser hücrelerini öldürür veya yeni kanser hücresi oluşumunu durdurur. Kanser hücrelerinin tuttuğu lenf bezi cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra, lenf bezinin durumuna göre, orada tekrar kanser çıkma riski yüksek ise uygulanır. Hastanın yaş, ek hastalıkları ve tedavinin yan etkilerini tolere edip edemeyeceği göz önünde bulundurularak uygun hastalarda “yardımcı tedavi” olarak interferon-alfa uygulaması yapılabilmektedir. İnterferon-alfa, normalde bağışıklık sistemin bir parçası olarak vücutta da bulunan bir maddedir. Laboratuvar şartlarında üretilerek iğne şeklinde damar içine ve/veya deri altına uygulanması bağışıklık sistemini uyarıcı etki göstermektedir. Uzak yayılım saptanmışsa sistemik ilaç tedavisi verilir. İlaç tedavisi ihtiyacından bağımsız olarak tüm olguların mutlaka düzenli izlemde tutulması gerekmektedir. Melanomu olan bir hastada hastalığın derecesine göre seçilecek tedaviler arasında hangilerinin en iyisi olacağına hekim karar verir. Ancak hekim bu tedavi olasılıklarını hastasıyla birlikte tartışarak, tedaviden 26 beklenen yararları ve olası yan etkileri anlatarak, birlikte bir fikir birliğine varmak şartıyla tedavi planlanmalıdır. “Sistemik İlaç Tedavisi” nedir ? Sistemik ilaç tedavileri, kanser hücreleri uzak organlara yayıldığında uygulanmaktadır. Sistemik tedavide “kemoterapi ilaçları”, “bağışıklık sistemini etkileyen ilaçlar”, “hedef tedavisi ilaçları” kullanılabilmektedir. Kemoterapi ilaçları: Hızla çoğalan kanser hücrelerini öldürür. Ağızdan veya damar yoluyla tüm vücuda sistemik tedavi şeklinde verilebilir. Bazen de damar yoluyla sadece bir kola veya bacağa bölgesel olarak verilebilir. O zaman diğer vücut alanları etkilenmemiş olur. Kemoterapi ilaçları hastalara kür şeklinde uygulanır. Yani tedavi yapılan günlerin ardından, vücudun kendini toplayabilmesi için istirahat günleri verilerek kürler uygulanır. Bağışıklık sistemini etkileyen ilaçlar: Kanser hücrelerini yok edebilmek için bağışıklık sistemimize yardım eder. Bunlara biyolojik tedavi ajanları da denir. Bağışıklık sistemimiz mikroplara ve diğer hastalıklara karşı vücudumuzu koruyan doğal bir koruyucu sistemdir. Bağışıklık sistemini etkileyen ilaçlar, bağışıklık sistemimizin aktivitesini artıran bir tedavi şeklidir. Böylece bu ilaçlar vücuttaki kanser hücrelerini bulur ve yok etme kabiliyetini arttırır. Cerrahi sonrası ek tedavi olarak kullanılabilir. Bazen de çok ilerlemiş tümörlerde cerrahi işlem yapılamazsa, ana tedavi olarak da kullanılabilir. Bu ilaçlar bölgesel tedavi ya da sistemik tedavide kullanılırlar. Bağışıklık sistemini etkileyen ilaçlar şöyle sıralanabilir; Sistemik tedavi: İnterferon 27 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 alfa, peginterferon alfa-2b, interleukin-2, ipilimumab. Bölgesel tedavi: Bacillus Calmette-Guérin (BCG aşısı), interferon alfa, imiquimod. Hedef tedavisi ilaçları: Kanser hücrelerini özel olarak hedefleyerek öldürür. Bu tip tedavi için öncelikle cerrahi ile çıkarılan kanserli doku “genetik işaretleyiciler” ile muamele edilir. Eğer oluşumuna neden olan bazı gen değişimleri var ise, o gen değişimlerini hedefleyen ilaçlar kullanılabilir. Örnegin melanomlu bir hastada "BRAF" isimli genin hasarlı olduğu saptanmış ise, bunu hedefleyen ağızdan hap şeklinde “vemurafenib” isimli ilaç kullanılabilir. Eğer c-kit geni hasarlanmış bir melanomsa, bu geni hedefleyen “imatinib” isimli ilaç kullanılabilir. Halen bunlara benzeyen gen hedefli yeni pek çok ilaç üzerinde çalışılmaktadır. Melanom tanısı alan hastaların izlemi nasıl yapılır? Hastalığın derecesi ne olursa olsun tüm melanom hastaları ömür boyu en az senede 1 kez dermatolojik muayeneden geçmelidirler. Bu sırada hasta hem fizik muayene hem de vücudundaki benler açısından kontrol edilmelidir. Lenf bezi tutulumu yoksa, ilk 5 yıl 3-6 ay aralarla, sonra yılda bir fizik muayene ile birlikte lenf bezi ultrasonografik incelemesi yapılmalıdır. Lenf bezi tutulumu yok ama patoloji raporunda belirtilen tümör kalınlığı (Breslow kalınlığı) 2-4 mm arasında ve ülser varsa ya da 4 mm’den daha kalınsa, lenf bezi tutulum olasılığı yüksek olduğu için izlemi tıpkı lenf bezi tutulumu varmış gibi yapılır. Lenf bezi tutulumu ve uzak organlara yayılım varsa, izleme ilave olarak ileri görüntüleme yöntemleri yani 28 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom bilgisayarlı tomografi (CT) veya daha da gelişmiş tetkikler pozitron emisyon tomografisi (PET) veya ikisi birlikte PET/CT, senede 1 kez de beyin “magnetik rezonans” (MR görüntülemesi) gibi radyolojik tetkikler de yapılır. 5 yıldan sonra ise, gerekli bir durum olmadıkça, ileri radyolojik inceleme yapılmaz. Toplumumuzda melanom hastalarının almasının nedenleri nelerdir? geç tanı Tanıda geç kalınmasında temel nedenler, hastanın değişmekte olan benini fark etmemesi veya fark ettiği halde doktora başvurmaması, doktora başvursa bile önerilen cerrahi çıkarma işleminin, toplumda benlerin cerrahi olarak çıkarılması ile ilgili var olan yanlış söylentiler nedeniyle, hasta tarafından kabul edilmemesi gibi sıralanabilir. Toplumumuzda söylentiler var? benlerle ilişkili ne tip yanlış “Küçücük ben, olmaz bir şey” diye düşünüp geç kalan pek çok hasta var. Kişiler özellikle değişen bir ben varsa çapı ne kadar küçük olursa olsun önemli olabileceğini unutmamalıdırlar. Bazı hastalar beninin büyüdüğü veya renginin değiştiğini fark ediyor ancak ağrı, kaşıntı, kanama gibi bulgular olmadığı için bu değişimi önemsemeyebiliyorlar. Halbuki erken aşamada kötü huylu bir bende bu tip bulguların görülmeyebileceği, tek bulgunun değişim olabileceği bilinmelidir. Bazı kişiler “benim ailemde de birçok beni olan var, bugüne kadar hiçbir şey olmadı” diyerek bu konuya yeterince önem vermeyebilir. O güne kadar kötü huylu 29 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 ben görülmemiş olması o günden sonra görülmeyeceği anlamına gelmez. Bazen kişiler “bende o kadar çok ben var ki doktor hangi birine bakacak, mümkün değil” diyerek benleri açısından muayene olma konusunda tereddüt yaşayabilir. Bu işi her gün yapan dermatologlar olarak söyleyebiliriz ki, ben sayısı ne olursa olsun tüm benleri değerlendiriyoruz. Bu nedenle ben sayısına paralel olarak bir hastanın muayenesi birkaç dakikadan bir saate kadar ve hatta bazen daha bile uzun sürebilir. Bazen “doktor ya kötü huylu derse, ailem üzülür, çocuklarımın okulu aksar, eşimin şekeri/tansiyonu fırlar”, vs. gibi gerekçelerle hekime başvurmakta geciken hastalar olabilmektedir. Halbuki bilmeliyiz ki tanı gecikirse sonunda yakınlarımız daha fazla üzülecektirler. En sıkıntılı ve aşılması güç olan konu ise komşuların ne söylediğidir. Genellikle hekim tarafından bir benin cerrahi olarak çıkarılması önerildiğinde, komşular “sakın ha elletme, bizim falancanın benini aldılar adamcağız çok yaşamadı, ben alınınca vücudunun her tarafına sıçramış, öldü” gibi sözlerle hastanın gecikmesine neden olabilmektedirler. Bilinmelidir ki bir ben cerrahi olarak alındığı için kötü hale gelmez. Aksine riskli olabilecek bir benin zamanında alınmış olması, hastanın hayatı açısından çok önemli bir yarar sağlar. Peki bu durumda komşunun bahsettiği “beni alındıktan sonra ölen hasta” neden ölmüştür? O kişi yüksek riskli benini aldırmak için o kadar geç kalmıştır ki kötü huylu hastalık vücudunun belki de her yerine yayılmıştır. Artık o hasta için o benin alınması, sonucu değiştirememiştir. Yani ne yazık ki o ben alınsa da alınmasa da hastalık zaten ölümcül hale gelmiştir. 30 Alınması gereken benler hangi yöntemlerle alınır? Benlerin alınmasında en güvenilir ve geçerli yöntem cerrahidir. Lazer ve diğer alternatif tedaviler ile patolojik inceleme yapılamadığından ve böylece benin derin dokuda tamamen ortadan kalkıp kalkmadığı bilinemediği için kesinlikle önerilmez. Melanom için koruyucu önlemler nelerdir? Güneş yanıklarının önlenmesi, yoğun güneşe maruziyetten kaçınma, solaryum kullanılmaması ve değişmekte olan benlerin çabuk farkedebilmesi için kişilerin kendi kendilerini düzenli aralıklarla muayene etmesi gerekliliği gibi koruyucu önlemler konusunda toplumun bilgilendirilmesi gerekmektedir. 31 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 Çok sayıda beni olan veya yüksek risk taşıyan hastalar kendi kendine muayene yanı sıra yılda en az bir kez hekim tarafından muayene edilmelidirler. Eğer mümkünse bu muayene bir dermatoloji uzmanı tarafından ve hatta dermatoloji uzmanı ile muayene eden bir dermatolog tarafından yapılmalıdır. Ancak yüksek riskli olarak tanımlanan kişiler yani kendisinde veya ailesinde melanom öyküsü olan veya çok sayıda atipik beni olanlar, deri kanseri erken tanısı konusunda özelleşmiş, digital dermoskopik izlem yapan bir merkezde, ömür boyu düzenli olarak izlenmelidir (Resim-23). Resim-23. Çok sayıda beni olduğu için izlemde olan hastada, 3 mm çaplı bir leke şeklinde iken yakalanmış, sadece derinin en üst tabakasında yerleşen ve dolayısıyla cerrahi olarak çıkarılması ardından %100 şifa sağlanabilmiş bir erken melanom. 32 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Koruyucu önlemler çerçevesinde doğumsal benlere de dikkat edilmelidir. Doğumsal benlerin hepsi risklidir ve bu risk bir ömür boyu sürmektedir. Doğumsal benin boyutu ne kadar büyükse, risk bununla orantılı olarak artar. Yetişkin bir kişide 1.5 cm üzerindeki tüm doğumsal benlerin cerrahi olarak çıkarılması önerilmektedir. Daha küçük çaplı olan doğumsal benler için ömür boyu düzenli izlem veya cerrahi olarak çıkarma önerilebilmektedir. Ancak Ege Üniversitesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Dermato-Onkoloji Ünitesinde olduğu gibi, bazı otörler pratikte ömür boyu izlemin sağlıklı bir biçimde sürdürülemeyeceğini düşündüğü için bu benlerin en uygun şartlarda çıkarılmasını önermektedirler. Güneşten korunmak için neler yapılmalıdır? Güneşten korunmanın temel olarak kıyafet, geniş kenarlı şapka ve UV filtreli güneş gözlüğüyle olması gerektiği bilinmelidir. Kıyafetin örtemediği alanlar için en az 30 faktörlü, hem UVB hem UVA’dan koruyabilen güneş koruyucular kullanılmalıdır. Bu koruyucular dışarı çıkmadan 30 dakika önce sürülmeli ve 3-4 saatte bir tekrarlanmalıdır. Özellikle yaz aylarında saat 1000 ile 1600 arasında güneş altında kalınmamaya çalışılması önemlidir. Güneş yanığı gelişmesi kesinlikle önlenmelidir. Solaryum kullanımından da özellikle kaçınılmalıdır. EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 Toplumumuzda güneşten korunma ile ilgili yapılan yanlışlıklar nelerdir? Özellikle genç hanımların bronzlaşmak isteği, baş edilmesi en güç konulardan biridir. Kişiler genellikle güneş kremi kullanarak güneşlendikleri için güneşin zararlı etkilerinden korunduklarını sanmaktadırlar. Halbuki sadece güneşten koruyucu sürerek korunduğunu sanıp güneşlenmeye devam etmek, önemli güneş hasarlarına neden olabilmektedir. Çünkü hangi faktörde koruyucu kullanılırsa kullanılsın, sadece kremle yüzde yüz korunmak mümkün değildir. Hele ki güneşlenirken korunmak hiç mümkün değildir. Diğer bir konu da kemik erimesi riski için güneşlenme gerekliliği konusudur. Özellikle böyle bir sorunu olabilecek kişilerde daha fazla güneşe maruziyet yerine, D vitamini takviyelerinin kullanımının göz önünde bulundurulması önerilmektedir. Sonuç: Toplumumuzda çok erken evrede tanı almış ve bu sayede %100 şifa ile iyileşen melanom hasta oranımızın yükselebilmesi için bireylerin, benler, melanom ve kendi kendine muayene konusunda bilinçli, “benler sağlığım için önemli, benlerimin farkında olmalıyım, benlerimi gözlemlemeliyim, değişim görüyorsam dermatoloğa başvurmalıyım” diyebilen bireyler haline gelmesi büyük önem taşımaktadır. 34 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Son söz: “Yoktur bir şey, olmaz bir şey” demeyin. Lütfen doktora başvurmakta geç kalmayın! 35 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 Not: 36 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Not: 37 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 43 Not: 38 En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Not: 39 Yayımlanmış Kitaplarımız Hipertansiyon Osteoporoz (Kemik Erimesi) Düşmeler ve Önlenmesi Obezite Meme Kanseri Cerrahisine Bağlı Lenfödem Yayımlanmış Kitaplarımız Kan Yağları ve Kalbimiz Her Yaş İçin Spor ve Sağlık Diyabetik Ayak Sağlıklı Beslenme Varis Yayımlanmış Kitaplarımız Göğüs Ağrısı, Kalp Krizi, Aspirin Kullanımı Herediter Anjioödem Kanın Pıhtılaşmasını Önleyen İlaçlar ve Kalbiniz, Atriyal Fibrilasyonlu Yaşam Kalp Yetersizliği ile Yaşamak, Kalp Pili İle Yaşamak, Kalp İlaçlarını Nasıl Kullanalım Kalp Hastalığında Cinsel Yaşam/Şeker Hastalığı/ İnme Teşhis ve Ameliyatsız Tedavi Yayımlanmış Kitaplarımız Mitral Kapak Sarkması Nedir? Koroner Arter Baypas Ameliyatınız, Kalp Kapağı Ameliyatınız Damar Sertliği ve Risk Faktörleri Guatr ve Tiroid Hastalıkları Diyabetim ve Ben Çocuklarda Yanık ve Korunma Yolları Yayımlanmış Kitaplarımız Sünnet Çocuklarda Fıtık ve İnmemiş Testis Sağlığımız ve Genetik Uyku Bozuklukları ve Tedavi Yaklaşımları Şaşılık ve Tedavisi Yayımlanmış Kitaplarımız Kadınlarda İdrar Kaçırma Şikayeti ve Tedavi Yöntemleri Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar Sağlıklı Beslenme ve Zeytinyağı Sjögren Sendromu Nedir? (Kuru Göz-Kuru Ağız) İşitme Kayıpları Yayımlanmış Kitaplarımız Sağlık İçin Vazgeçilmez Kaynak: SU Sağlık İçin Süt İçin İnsanoğlunun Evrimsel Sağlık Sorunu Çölyak Hastalığı Ses Kısıklığı ve Nedenleri Vertigo (Baş Dönmesi) Yayımlanmış Kitaplarımız Çocukluk Çağında Epilepsi Kefir Sağlığıma Kefil Akciğer Kanseri Doğum Sonrasında Anne ve Bebek Sağlığı Çocukluk Yaş Grubu İdrar Yolu Enfeksiyonunu Ne Kadar Biliyoruz? Yayımlanmış Kitaplarımız İlkyardım En Tehlikeli Deri Kanseri: Melanom Yayıma Hazırlanan Kitaplarımız Glutensiz Yaşam Biçimi