DOÇ. DR. ÖZGÜR KILIÇKESMEZ İSTANBUL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ / DİAGNOSTİK VE GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ SORUMLUSU Cebimizdeki tehlikeye dikkat! Cep telefonları ve baz istasyonlarının yaydığı radyo dalgalarının meydana getirdiği elektromanyetik alanların, kanser dahil birçok bağışıklık hastalığına sebep olduğunu biliyor musunuz? Her an ve her yerde ulaşılmayı sağlayan cep telefonlarının kısa vadede dikkat ve işitme bozuklukları, uzun vadede ise beyin tümörü ve yüksek tansiyon riskini önemli ölçüde arttırdığından haberiniz var mı? Doç. Dr. Özgür Kılıçkesmez, ülkemizde 2013 yılı itibariyle 70 milyon hat kullanıldığını belirterek, dünyada hiçbir elektronik cihazın bu hız ve yaygınlıkla kullanılmadığına dikkat çekiyor. Günümüzde 2 yaşındaki bir bebeğin bile elinde cep telefonu görülebildiğini kaydeden Kılıçkesmez, bu yaştaki bir çocuğun elektromanyetik radyasyona maruz kalmasının biyolojik bir silaha maruz kalmasıyla aynı riske sahip olduğunu ifade ediyor. Kılıçkesmez, Cep görüşmesinde radyasyonun yüzde 40-50’si kulak bölgesiyle kafatasını çevreliyor. Bu bakımdan en ciddi risk altındaki bireyler gelişmekte olan grubu oluşturan ve kafa kemikleri ince olup zararlı dalgaları beynin daha derinlerine nüfuz eden çocuklar ve hamileler. Radyasyon çocuktaki beynin tümünü etkiliyor. Bu nedenle 16 yaşın altındakilerin cep telefonu kullanmamaları, zorunlu olması halinde ise günde 10 dakikayı geçmemesi Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilmektedir” şeklinde konuşuyor (Resim-1). Beyin dokusunun yaşa göre cep telefonu ile konuşma esnasında etkilenme grafiği Anne karnındaki embriyo bile risk altında Cep telefonu operatörlerinin rekabet adına başlattığı ‘sınırsız konuşma’ paketlerinin tüm dünyada elektromanyetik kirliliğe sebep olduğunu kaydeden Kılıçkesmez,“1960’larda, sigaranın sadece öksürüğe sebep olduğu söyleniyordu. Bugün artık çok iyi biliyoruz ki, kanserin baş etkenlerinden biri. Yakın zamanda görüldü ki cep telefonu için yıllar sonrayı beklemeye bile gerek kalmayacak. Zira, cep telefonu kullanımı bu hızla artış göstermeye devam ederse, anne karnındaki embriyonun bile etkilendiği ortaya çıkabilir” diyor. Elektromanyetik radyasyon algılama fonksiyonlarını doğrudan etkiliyor Kılıçkesmez konu hakkında şu bilgileri veriyor: “Mobil telefonlar diğer tüm kablosuz bağlantı kuran cihazlar gibi elektromanyetik radyasyon yayarlar. Elektromanyetik radyasyon, iyonlaştırıcı ve iyonlaştırıcı olmayan radyasyon olarak ikiye ayrılmaktadır. İyonlaştırıcı radyasyon, görüntüleme amacıyla ve kanser tedavisinde kullandığımız X ışınlarını ifade etmektedir. Elektromanyetik spektrumun diğer ucunda ise düşük enerjili, yani atomdan elektron koparmayan iyonlaştırıcı olmayan radyasyon yer almaktadır. TV vericileri, radar, uzaktan kumanda cihazları, telsizler, cep telefonları, baz istasyonları, mikrodalga fırınlar, radyo, TV-bilgisayar ekranları, non iyonize radyasyon kaynaklarına örnek olarak sayılabilir. Elektromanyetik radyasyonun, beynin elektriksel yapısında ve algılama fonksiyonlarında (dikkat, hatırlama, tepki verme gibi) kısa süreli değişimlere neden olduğu bilinmektedir. Buna bağlı olarak, üzerimizde kısa zamanda oluşan etkileri yorgunluk, baş ağrısı, uyku kaybı, hafıza kaybı, kulak çınlaması ve eklem ağrıları olarak sayılabilir. Ayrıca stres düzeyini arttırdığı, kişiler arası iletişimi negatif etkilediği yapılan araştırmalarda tespit edilmiştir. Cep telefonu kullananlar beyin ve kulak tümörleri konusunda risk altında Tıbbi literatürde yayınlanan makalelerin büyük çoğunluğu cep telefonu kullanımı ile kanser arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığını söylese de, 10 yıl üzerinde günde 30-60 dk üzerinde yoğun konuşma yapanlarda beyin kanseri ve kulak tümörlerinin arttığını bildiren yayınlar da bulunmaktadır. Uluslararası Kanser Araştırmaları Derneği, 2011 yılında mobil telefon radyasyonunu 2B grubuna dahil etti (şüpheli kanserojenler) ve daha geniş ve uzun süreli araştırmaların yapılmasını, ayrıca kullanımın sınırlandırılmasını önerdi. Uzun süreli görüşme yapmak riski katlanarak arttırıyor Cep telefonlarının sağlığa verdiği zararda ana unsur cihazın kullanım süresi ve kullanırken vücuda yakınlığı. 10 yıl süreyle aynı el ve kulağını kullanarak cep telefonuyla konuşan kişide glial (beynin kendi hücrelerinden köken alan) beyin tümörü ve işitme siniri kökenli tümör oluşma ihtimali yüzde 30 artmakta. Süredeki eşik 10 yıl, başka bir söyleyişle 2 bin saat. Zaten günde yarım saat cepten konuşan bir kişi yaklaşık 10 yılda saat limitini dolduruyor. GSM operatörlerinin ‘sınırsız konuş’ kampanyalarıyla olayın hangi boyutlara ulaştığını tahmin etmek zor olmasa gerek. Çevreye dağılan radyasyon cep telefonu çaldığında ve aranan numaranın bağlandığı anlarda yoğunlaşıyor. Telefonun kulak mesafesindeki hayatiyet derecesi, konuşma süresindekini aratmıyor. Telefondaki çağrıyı onayladıktan ya da karşıya bağlandıktan bir iki saniye sonra kulağı cihaza yaklaştırmak da sağlık açısından göz ardı edilemez bir tedbir.” Cep telefonu kullanırken alınması gereken önlemler: • Mümkün oldukça kısa görüşmeler yapmak. • Cep telefonlarının en çok radyasyon yaydığı zamanlar, telefon çaldığı ve çevrilen numaranın bağlandığı anlardır. Bu sırada telefonu baş bölgesinden uzakta tutmak. (Gelen çağrıyı açtıktan veya karşı taraf görüşmeye açtıktan 1-2 saniye sonra cihazı kulağa götürmek daha güvenlidir.) • Kulaklık kullanmak daha sağlıklı. Ancak bu yöntem de zararı yalnızca yüzde 20 oranında azaltıyor. • Telefonun şarjı en alt seviyelerdeyken veya cihaz şarj olurken konuşulmamalı çünkü alınan radyasyon çok daha yüksek olur. • Telefon uyurken sürekli başucunda duruyorsa risk büyüktür, kapalıyken durabilir, ancak şarjda olması da bir dezavantajdır çünkü şarj aletinin kablosu da elektromanyetik dalga yayıcıdır. • Yatak odasında alarm olarak kullanılmamalıdır. • Cep telefonu az çektiği yerde çok daha fazla radyasyon yayar. Çünkü baz istasyonuna ulaşabilmek için daha çok elektromanyetik dalga yaymaktadır. O yüzden asansörlerde, koridorlarda, çekmeyen yerlerde konuşulmamalıdır. Konuşurken baz istasyonuna yakın, en iyi çeken yerde örneğin pencere kenarında konuşmak Cep telefonunun tespit edilen zararları Kısa Vadeli: Geçici işitme aksaklıkları, gözlerde kararma, sulanma ve yanma, kalp ritminde bozukluk, kalp pilinin arızalanma riski, yoğun stres ve yorgunluk hali, konsantrasyon ve dikkat dağılması, baş ağrısı ve sersemleme, unutkanlık, refleks zafiyeti, kulakta çınlama ve ısınma, görüş alanında daralma, gözlerin çapaklanması. Uzun Vadeli: Beyin tümörü, işitme siniri kökenli tümörler, lenfoma (beyaz kan hücresi) kanseri, cilt kanseri, yüksek tansiyon, görme bozukluğu, kan hücrelerinin deformasyonu, kan beyin bariyerinin zedelenmesi, kalıcı işitme kayıpları, kalp hastalıkları, hafızada zayıflama, embriyo gelişiminin zarara uğraması, düşük ihtimalinde artış, sperm sayısının azalması, bağışıklık sisteminde arızalar l daha avantajlıdır. Baz istasyonu yakında olursa telefon daha az güçte çalışacak ve dolayısıyla daha az manyetik radyasyon yayacaktır. • Cep telefonunu gün içinde vücudunuzdan olabildiğince uzakta, çantada; çantanız yoksa, en dış cebinizde kalp, beyin ve cinsel organlardan uzak bir yerde taşıyın. • Hamileyseniz mecbur kalmadıkça kullanmayın. Cihazlardan mümkün olduğunca uzak durun. • SAR değeri daha düşük cihazı tercih etmek daha az radyasyona maruz kalmak demek, bu değer telefonun markasına göre yaydığı radyasyon miktarını gösteriyor ve internette arama motorlarına SAR ve cep telefonu modelini yazdığınızda kıyaslamalı olarak bu değer bulunabiliyor. • Otomobilde seyir halinde olma nedeniyle cihaz daha güç bağlandığı için iletilen radyasyon artacaktır. Çok önemli bir konu da araç kullanırken direksiyon başında cep telefonu kullanımının dikkati %30 oranında azalttığıdır. Bu etki yasaların izin verdiği maksimum alkol miktarının yaptığı etkiden daha fazladır ve insanların sadece kendisini değil, trafikte seyir halindeki diğer masum insanları da tehlikeye atmaktadır. Trafikte anlaşılmaz ve tehlikeli bir şekilde seyreden araçlara bakıldığında çoğunun sürücüsünün elinde telefon ile oryantasyonu bozuk bir şekilde araç kullandığını görürsünüz. • Son olarak cep telefonu bir oyun ya da müzik dinleme aracı değildir. Cep telefonunu bu bilinçle kullanmayı alışkanlık edinin.