ÖZET: Özel Lider Hastanesi Genel Cerrahi bölümünden Operatör Doktor Ali Yılmazcan Hemoroid (basur), Meme Kanseri, Reflü, Guatr ve Guatr Kanseri hakkında bilgi verdi. Yılmazcan: “Makattaki toplardamar ve bağ dokusunun yapısının bozularak makat içinde veya dışında içi kirli kanla dolu meme oluşumuna Hemoroid denir. Hemeroidi olanlar; baharatlı yemekler, pişmemiş salça yememeli, kabızlık yapabilecek yiyecekleri az tüketmelidir.(siyah, çay, kola, süt, muz gibi). Kadınlar arasında en sık görülen kanser meme kanseridir. Doğum yapmamış veya ilk doğumunu 30 yaş üzerinde yapmış olan kadınlar, ailesinde yumurtalık kanseri olanlar risk grubundadır. Besinler, ağızda çiğnenip tükürükle yumuşatıldıktan sonra yemek borusu aracılığı ile mideye ulaşır. Mideye gelen besinler mide özsuyu ve güçlü asit ortam ile karışarak boza kıvamına gelir. Bu asitle yoğrulmuş içeriğin yemek borusuna geri kaçışı reflü olarak adlandırılır. Reflü’den Korunmak için: Yatarken vücudun üst kısmı ve başın yüksekte olması yararlıdır, Bunun için yastık sayısı artırılabilir veya yatağın baş kısmı yükseltilebilir. Yemeklerden sonra bir süre yatılmamalı ve uzanılmamalıdır. Kolalı içecekler, kahve, çikolata, salçalı, yağlı, acılı, baharatlı yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Alkol ve sigara kullanılmamalıdır. İltihaplı guatrda; ön plandaki şikâyetler daha çok psikolojik kökenli olabilmekte, bazen de aşırı uyuma ihtiyacı, yorgunluk, halsizlik, kilo alma, saçlarda dökülme, ciltte kurulaşma, el, yüz ve ayaklarda şişme gibi şikâyetler de olabilmektedir. Guatr kanseri: Bölgemizde Guatr sık görülmektedir. İyot eksikliğinin neden olduğu bu durum çoğumuzda şikâyete sebep olmaz. Ancak aşırı büyümesi ve nodül oluşumuyla boyunda baskı hissi, boyun- omuz ve baş ağrısı, kollarda uyuşma gibi şikayetlere sebep olabilmektedir.” dedi. ANAHTAR KELİMELER: Lider Hastanesi, Ali Yılmazcan, hemeroid, meme kanseri, reflü, guatr, anoskop, kepek, kabızlık, temizlik, menopoz, mammografi, ultrasonografi, faranjit, sinüzit, nodül, tiroid, iyot, kemoterapi. ABSTRACT: Ali Yılmazcan, the Operating Doctor of Private Lider Hospital informed about hemorrhoid, breast cancer, reflux, goitre and goitre cancer. Mr. Yılmazcan reports 'The formation of dirty blood filled nipple in or out of anus which is caused of the deformation of vascular and vessel tissues at anus is called Hemorrhoid. patients should consume spicy foods and uncooked salsa; the constipating food - like tea, coke, milk, banana … etc - should be consumed less. The most observed cancer in women is breast cancer. The women who haven't delivered a baby yet or who have a baby after 30, and who have ovarian cancer at her family are at the highest risk. After the nutriments chewed and macerated in saliva they reach to the stomach through gullet. All of the food arrived to the stomach mixes with the stomach acid and turns into half solid matter in the acidic place. The travel of this acid mixed matter back into the esophagus is called Reflux. Not to suffer reflux: It is useful that the head is higher than the body while sleeping. Therefore pillows may be duplicated or the upper part of the bed may be elevated. After the meals, the patient should not lie or sleep. Coke, coffee, chocolate, saucy, fat, spicy food should be avoided. Smoking and drinking alcohol also should be avoided. Inflamed Goitre may have symptoms like oversleeping, fatigue, lassitude, weight gain, hair loss, dry skin, swollen hand, face or feet although the most of the fronting symptoms may be psychological. Goitre Cancer is frequently observed in this region. Most of us do not complain of this disorder which is caused by the deficiency of iodine. However by overgrowth and nodule production it may cause the complaints like pressure feeling on throat, aches on the throat, shoulders and head, paresthesia on arms .' GENEL CERRAHİ MEME KANSERİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER MODERN ÇAĞIN YENİ HASTALIĞI, REFLÜ İLTİHAPLI GUATRA DİKKAT Operatör Doktor Ali Yılmazcan Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 27 HEMOROİD (Basur, Mayasıl) HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER Çoğu kulaktan dolma olduğu için doğrusundan çok yanlışın bilindiği bir hastalıktır. Kısaca makattaki toplardamar ve bağ dokusunun yapısının bozularak makat içinde veya dışında içi kirli kanla dolu meme oluşumuna Hemoroid denir. İkisi iç ikisi dış olmak üzere dört tipi vardır. 1 ve 2. derece, olanlar makat dışına çıkmadıklarından dışarıdan bakmakla görülmez. Ancak anoskop denen ve makatın 4-5 cm içini gösteren ışıklı aletlerle görülebilir. Ağn yapmazlar sıklıkla kanama kaşıntı, makatta yanma hissi, bazen iç çamaşırda kirlenme yapabilir. Tedavisinde; ilaçlar, uygun diyet ile Skleroterapi (iğne ile kurutma), Cryoterapi (Dondurarak kurutma), Koterizasyon (elektrik ile yakarak kurutma) ve Bağlama yöntemleri (seans(lar) halinde) kullanılarak olumlu sonuçlar alınabilir. Üçüncü derecedekiler, 2.derecedekilerle aynı şikâyetlerin üstüne ıkınmakla memeler dışarı çıkar ve kendiliğinden içeri girer. Eğer içeri girmezse çok şiddetli ağrı ve anormal dışkılama hissi ile tromboze hemoroid denen ve meme içinde kirli kan pıhtılaşması sonucu aniden çok hassas ve sert meme oluşumuna sebep olabilir. Bu durumda şiddetli ağrı olur. Tedavide yukarıda sayılan yöntemlerden bin veya birkaçı kullanılır. İçeri zor giren hastalara ameliyat da gerekebilir. Bu tip hastalar, kapalı hemoroid uygulamalarından da çok fayda görürler. Dördüncü derece hemoroid ise memeler makatın dışına taşar ve sürekli dışarıda durur Ağrı,kanama, tromboz, kasıntı, düzensiz boşalma gibi şikayetlere sebep olur. Makatın tamamını kaplarsa inkontinans denen büyük abdesti tutamama gibi şikâyetlere de sebep olur Tedavisi cerrahidir Yukarıda sayılan ve ayaktan uygulanabilen yöntemlerden çok sınırlı derecede fayda görür. 1 -Kabızlık ve ishal hemoroide sebep olduğu için mutlaka ikisinin de tedavi edilmesi gerekmekledir Günlük hayata daha çok kabızlıkla karşılaştığımızdan bunu önlemek için çok dikkat edilmelidir Bunun için öncelikle her gün yeterli miktarda su içilmelidir. Bu miktar kişinin bünyesine, yaptığı işe ve terleme durumuna göre değişir. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 28 2-Dengeli beslenmeye özen gösterin. Kepek ekmeği, pişmemiş sebze, kabuklu meyve yeşil salatayı her öğün yemeğe çalışın. 3-Baharatlı yemekler, pişmemiş salça yemeyiniz. 4-Kabızlık yapabilecek yiyecekleri az tüketin. (siyah, çay, kola, süt, muz gibi) 5-Tuvalet alışkanlığınızın düzenli olması için her gün aynı saatlerde bağırsaklarınızı boşaltmaya gayret etin. Tuvaletlerinizi bekletmek ve geciktirmek te kabızlığa yol açar. Tuvalet alışkanlığınızın düzenli olması için her gün en ideal olanı kahvaltıdan sonra büyük tuvaletinizin olmasa bile beş dakika kadar bekleyin. 6-Lokal kişisel temizliğe özen gösterin. 7-Sürekli kullanıldığında tahriş edebilecek (dar iç çamaşırlar ve sıkı giysiler vb) 8-Uzun süre oturmak veya ayakta kalmak tehlikeli olabilir. 9-Ağır işlerde çalışmak veya ağır şeyler kaldırmak ve ani hemoroid oluşmasına sebep olabilir. 10-Jimnastik, yürüme ve yüzme gibi düzenli egzersizler yapınız. 11-Fazla kilolar ve karın yağları karın içi basıncı arttırarak hemoroid oluşumunu kolaylaştıracağından fazla kilolarınızı verin. 12- Son olarak hemoroid kansere dönüşmez, ancak kanser başta olmak üzere diğer makat rahatsızlıklarında da benzeri şikâyetler olduğu için hem erken teşhis tem de erken tedavi için gecikilmemelidir. MEME KANSERİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER Kadınlar arasında en sık görülen kanserdir. 10 kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanmaktadır. Erken tanı ile bu hastalıktan kurtulabilmek mümkündür. Erken tanı kendi kendini muayene, ultrason ve mamografi tarama programları ile yapılmaktadır. Meme kanserine yakalanan kadınların üçte ikisi 50 yaş ve üzerindedir. Meme kanseri genç kadınlarda da görülebilir. Meme kanseri az da olsa erkeklerde de görülebilir. Risk grubu kimlerdir? Yalnızca kadın olmak en önemli risk faktörüdür. 50 yaş ve üzeri kadınlar. Doğum yapmamış veya ilk doğumunu 30 yaş üzerinde yapmış olan kadınlar Ailesinde, özellikle menopoz öncesi dönemde meme kanserine yakalanmış olanlar Ailesinde yumurtalık kanseri olanlar Meme kanserinin belirtileri nelerdir? Meme ve koltuk altında şişlik Memenin şekil ve büyüklüğünde olan değişiklikler Meme başında ve meme derisinde oluşan çekinti ve buruşukluklar Meme başından kendiliğinden akıntı gelmesi, ağrı olup olmaması bir ön belirti teşkil etmez. Kendi kendine meme muayenesi Ayna karşısında; 1-Meme ve koltuk altlarınıza bakın. 2-Kolunuzu kaldırın ve memede, meme başlarınızda cildinizde herhangi bir değişiklik olup olmadığına bakın. 3-İki elinizle kalçalarınızı tutup bastırın ve göğüs kaslarınızı kasın. İki meme arasında fark var mı bakın. Duşta; 4-Sağ kolunuzu yukarı kaldırıp sol memenizi dairesel olarak muayene edin. 5-Sol kolunuzu yukarı kaldırıp sağ memenizi dairesel olarak muayene edin. Yatakta uzanarak; 6-Sağ omuzunuzun ve başınızın altına yastık koyun. 7-Sağ elinizi başınızın altına koyup, sağ meme ve koltuk altınızı muayene edin. 8- Sol omuzunuzun ve başınızın altına yastık koyun. 9- Sol elinizi başınızın altına koyup, sol meme ve koftuk altınızı muayene edin. Meme kanserinin erken tanısı için yapılması gerekenler nelerdir? 1-Kendi kendini muayene 20 yaş ve üzerinde her ay yapılmalıdır. Doktor muayenesi ise 20-35 yaş arası 3 yılda bir 35 yaş ve üzerinde yılda bir kez yapılmalıdır. 2-Mammografî ve Ultrasonografi taramaları 35-39 yaş arası ilk kontrol mammografisi çekilmelidir. 40-50 yaş arası 2 yılda bir mammografi çekilmelidir. 50 yaş ve üzerinde yılda bir kez mammografi çekilmelidir. Muayeneyi tüm memelerin üzerinde dairesel hareketler ile elinizi dolaştırarak yapın. Sertlik, şişlik, kalınlaşma, şekil ve renk değişikliği, deride buruşma meme başında çekilme fark edilir İse, hemen bir doktora başvurmalısınız. Teknik: İşaret, orta ve yüzük parmaklarının iç yüzünü muayene için kullanın. Sağ meme için sol elinizi ve sol meme için sağ elinizi kullanın. MODERN ÇAĞIN YENİ HASTALIĞI, REFLÜ Besinler, ağızda çiğnenip tükürükle yumuşatıldıktan sonra yemek borusu aracılığı ile mideye ulaşır. Mideye gelen besinler mide özsuyu ve güçlü asit ortam ile karışarak boza kıvamına gelir. Bu asitle yoğrulmuş içeriğin yemek borusuna geri kaçışı reflü olarak adlandırılır. Normalde yemek borusu ile midenin birleşme yerinde bulunan kapak mekanizması bu olaya engel olur; hatta midesini doldurmuş bir insan baş aşağıda ve ayakları havaya kalkmış bir vaziyette dursa bile midedeki gıdalar bu koruyucu kapak mekanizması sayesinde geriye yani ağza gelmez. Hatta bu vaziyetteyken yemek yense veya su bile içilse yemek borusunun yukarıya kasılma hareketi sayesinde mideye kadar ulaşır. İşte bu mekanizmanın bozulması halinde mideden ağza doğru asit kaçması meydana gelir ki buna Gastro-ösefagial Reflü denir. Reflü’nün Nedenleri Nelerdir? Şişmanlık, aşırı yemek yeme, yağlı ve sindirimi güç yiyeceklerle beslenme, alkol, sigara, uzun süre basınç altında kalma, ağır işlerde çalışma, mide fıtığı ve gebelik gibi faktörler reflüye neden olabilir. Reflü hangi şikâyetlere sebep olur? 1.Mideden göğüs kemiği boyunca yayılan yanma, ağrı ve ağza acı - ekşi su gelmesi (Halk arasında acı geğirik olarak ta söylenir. ) 2.Boğazda gıcıklanma, sıkca boğaz temizleme ihtiyacı, 3.Kronik öksürük, 4.Faranjit, 5.Sinüzit, 6.Larenjit, ses kısılması ve ses değişiklikleri, ses yorgunluğu 7.Astım, (özellikle ilk 2-3 yaşta ki astımlı çocukların %20 sinden reflü sorumludur.) 8.Kalp yanması, 9.Diş çürüğü hastalığın önemli bulgularıdır, 10.Eğer reflü önlenmezse, yemek borusunda ülserlere ve daralmaya hatta uzun dönemde kansere bile sebep olabilir. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 29 Yetişkin nüfusun %10-30'unu etkileyen önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkar. Reflü’den Korunmada neler yapmalıyız? Reflünün önlenmesinde, ilaç tedavisi yanında yaşam şartlarında yapılacak bazı basit düzenlemeler önemli yer tutmaktadır. Bunlar: 1-Yatarken vücudun üst kısmı ve başın yüksekte olması yararlıdır, Bunun için yastık sayısı artırılabilir veya yatağın baş kısmı yükseltilebilir, 2-Yemeklerden sonra bir süre yatılmamalı ve uzanılmamalıdır 3-Fazla kilolar verilmelidir, çünkü karın içi basıncı artacağından yakınmalar şiddetlenebilir 4-Kolalı içecekler, kahve, çikolata, salçalı, yağlı, acılı, baharatlı yiyeceklerden kaçınılmalıdır. 5-Bir defada çok fazla yemek yerine, sık sık ve az miktarda yemek tercih edilmelidir, 6-Alkol ve sigara kullanılmamalıdır. 7-Karın bölgesini sıkan kıyafetler ve kemer ve korse kullanılmamalıdır. 8-Kullanmakta olduğunuz bazı ilaçlar reflüyü artırabilir, Örneğin tansiyon ilaçları, anti romatizmal ağrı kesiciler, aspirin gibi 9-Ayrıca gebelikte karın içi basınç artışı da reflüye neden olabilir, 10-Ağır kaldırma ve ağır yük taşıma reflüye sebep olabilir. 11-Doğumsal veya sonradan oluşan mide fıtıklarında da reflü oluşabilir. İLTİHAPLI GUATRA DİKKAT Halk arasında Gizli veya İltihaplı Guatr Gizli denilen ve genelde bezde büyüme olmadan ve fark edilemeyen bir iltihaplanma nedeniyle tiroid hücrelerinin yavaş yavaş ölmesiyle görevini yapamamasından dolayı kanda hormon düzeyinin eksilmesi ve buna bağlı olarak, kilo alma, kabızlık, aşırı uyku hali, zihinde zayıflama ve unutkanlık, saç dökülmesi, üşüme, el, kol, bacaklar ve yüzde şişmeuyuşukluk, sinirlilik gibi şikâyetlere neden olur. Bu tip guatrlarda genelde fazla büyüme olmadığından boyunda guatr fark edilmeyebilir. Hastalar boyunlarında bir sıkıntı da hissetmeyebilirler. Özellikle Guatr düşünülerek araştırılmazsa tanıda gecikmeler olabilir. Bu durumda ise yukarıda saydığımız şikâyetlerin artması ve şiddetlenmesinden başka damar setliği, tansiyon yüksekliği, vb ciddi Kalp damar sorunları ile Komaya kadar giden durumlara sebep olabilir Kesin Teşhis Kan tetkiki ve/veya Boyun Ultrasonu ile yapılır. Bu son tip özellikle son 5-6 aydır günlük pratiğimizde daha sık görülmeye başlamıştır. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 30 Nedeni tam olarak bilinemeyen bu hastalık, orta yaş ve üstü kadınlarda daha sık görülmekte olup, hamilelik - doğum vb stres durumlardan sonra da sıkça ortaya çıkabilmektedir. Ön planda boyunla ilgili şikâyetler olmadığından tanıda gecikmeler yaşanabilmektedir. Hastalar şikâyetlerinin guatrdan olabileceğini duyduklarında genelde “Benim boynumdan şikâyetim yok ki “ diyerek şaşkınlıklarını ifade edebilirler. Çünkü ön plandaki şikâyetler daha çok psikolojik kökenli olabilmekte, bazen de aşırı uyuma ihtiyacı, yorgunluk, halsizlik, kilo alma, saçlarda dökülme, ciltte kurulaşma, el, yüz ve ayaklarda şişme gibi şikâyetler de olabilmektedir. Bu hastalığa tutulan kişiler genelde ilaçla tedavi edilir. Tedavi genellikle ömür boyu devam eder. Kanserleşme riski diğer guatr tiplerine göre düşüktür. Ancak iltihap sonrası iyileşme fizbrozisle olduğundan zamanla boyunda takıntı hissi, yutma güçlüğü gibi sıkıntılara yol açabilir. Geç Kalmaktan Kork; Guatr Kanseri Bilindiği gibi bölgemizde Guatr sık görülmektedir. İyot eksikliğinin neden olduğu bu durum çoğumuzda şikâyete sebep olmaz. Ancak aşırı büyümesi ve nodül oluşumuyla boyunda baskı hissi, boyun- omuz ve baş ağrısı, kollarda uyuşma gibi şikayetlere sebep olabilmektedir. Bilindiği gibi her organın değişik türlerde kanseri vardır. Guatr hastalığında nodül oluşması durumunda kanser riski ortaya çıkmaktadır. Nodül oluşmayan diffüz büyümelerde kanserleşme riski yoktur. Guatr da ultrasonla tespit edilen bu nodüllerin kanserleşme riski nodülün büyüklüğü ve oluşma süresiyle orantılıdır. Ancak çok küçük nodüllerde de kanser olabilmektedir. Nodüllere bağlı hastalarda genellikle şikâyet olmayabilir. Birden fazla nodülü olanlarda kanserleşme riski %1 ile % 5 arasındadır. Buna karşı tek nodülü olanlarda ise kanserleşme riski %20 ye kadar çıkabilmektedir. Dışarıdan bakıldığında gözle ve elle yapılan muayenede nodüller fark edilemeyebilir. Çünkü nodüllerin çoğu bezin dışına taşmadan büyüme yapabilir. Bundan dolayı mutlaka muayenede ultrason yapılmalıdır. Bazen guatr kanserlerinde boyunda, ensede ve çene altına doğru olan bölgede lenf bezi büyümesine bağlı nohut ya da fındık büyüklüğünde bezeler oluşabilmektedir. İlerlemiş guatr kanserlerinde ise boyun, baş, omuz ağrıları ve ses kısıklığı, yutma güçlüğü olabilmektedir. Bazı tiroid kanserleri çarpıntı terleme sinirlilik kilo kaybı gibi zehirli guatr belirtileri gösterebilmektedir. Birinci derece akrabalarında guatr, meme, böbrek, beyin ve kemik kanseri olanların özellikle erken tarama muayenesinden geçmeleri gerekmektedir Boyna değişik nedenlerle ışın alınması da guatr kanseri için risk oluşturmaktadır. Gutar kanserinin tanısı boyun ultrasonu, kan tahlilleri, biyopsi ve ameliyatla yapılır. Tiroid kanserinin tedavisinde erken olanlarda ameliyatla tiroid bezinin tamamının geride doku bırakmadan çıkarılması ile olur. İlerlemiş. Vakalarda ise daha büyük ameliyatlar ışın ve kemoterapiler gerekebilir.