Altın Orda Devleti

advertisement
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
Tarih Öğrencisi
Niyazi Toplu
Muş Alparslan Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi
Altın Orda Devleti
GİRİŞ
Doğu Avrupa’da kurulmuş bir Türk-Moğol imparatorluğudur. Çağatay Türkçesiyle
konuşan ve uygur alfabesini kullanan bu devlet önceleri Göktanrı inancına bağlıyken daha
sonraları islam dinine geçmiştir. Başlangıçta Moğolların çoğunlukta olduğu devlette daha
sonra Türkler çoğunluğu ele geçirmiştir. Altınordu sözcüğü Moğolca ‘orda’ sözcüğünde
gelmektedir. ‘orda’ çadır anlamına gelmektedir. Hanların ordugahlarındaki çadırlarının
üzeri altın kaplama olduğu için, han’ın çadırı anlamına gelen ‘altınorda’ sözcüğü devletin adı
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
37
38
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
olmuştur. Bu sözcük daha sonra Altınordu sözcüğüne dönüşmüştür.1
Cengiz han’ın sağlığında yaptığı toprak ve ulus taksimatına göre büyük oğlu Cuçi’ye tahsis
ettiği deşt-i kıpçak coğrafyasında ortaya çıkıp, doğu Avrupa’ya doğru genişleyen altın orda
hanlığı, Cuçi’nin oğlu Batu tarafından tesis edilmiş siyasi bir teşekküldür. Altın orda hanlığının
siyasi oluşumu ve devlet teşkilatlanması göçebe-bozkır kültürü üzerinde şekillenmiş, cengiz
han’dan gelen Moğol ananelerine dayanmaktadır.2
1502 yılında Ahmed han’ın oğullarının ordasının dağılması büyük orda’ya nihai darbeyi
vurup son verdi. Parçalana altın orda’nın ana unsurları ise varlığını sürdürdü. Altın orda
toparlanamadı ve yirmi yıl boyunca fasılaya uğramadan hitamına doğru ilerledi. 1480 yılının
başlarında III. İ�van tarafından açılan yara parçalanmaya sebebiyet verdi.3 Birçok nedenlerin
bir araya gelmesiyle giderek zayıflayan Altınordu devleti, Timurlenk’in arka arkaya indirdiği üç
darbeden sonra bir daha toparlanamadı. Timur, başta merkez saray olmak üzere tüm kentleri
yakıp yıktı ve ülkeyi iyice sarstı. Daha sonra hanedan arasında çıkan taht kavgaları, ticaretin
giderek azalması ve komşularının zamanla güçlenmesi sonucunda Altınordu hakanlığı battı.
Karışıklık döneminden sonra başa geçen şeyh Ahmet moskova prensliğini ele geçiremeyince
geri çekildi ve ondan sonrada Altınordu devleti tarihe karıştı. Bu devleti yıkıntısı üzerine
ülkesinde kırım, kazan, Astarhan, Nogay ve sibir hanlıkları kuruldu.4
ALTIN ORDA DEVLETİ
A. DEVLETİN KURULUŞU VE ALTIN ORDA İSMİNİN KÖKENİ
Cengiz han (1206-1227) daha hayatta iken, fethettiği toprakları Moğol geleneklerine
göre kendi oğulları arasında paylaştırmıştı. Mükemmel kumandanlığı ve tecrübeli devlet
adamlığı ile kendisini ispatlayan Cuci(öl.1227)’ye altay dağları ve batı sibirya’dan başlayarak
idil-ural bölgesi ve ötesi verilmiştir. Bunlara ilaveten Cuci han’a batıda ‘moğol atlarının
basabileceği her yeri’ fethetme hakkı da tanınmıştır. Böylece Deşt-İ� Kıpçak olarak da bilinen bu
coğrafyada Cuci ulusunun temelleri atılmıştır. Fakat Cuci ulusunu büyümesi ve tabi sınırlara
erişmesi Cuci’nin oğlu batu han(1227-1255/56) zamanında gerçekleştirilen ikinci Kıpçak
seferinin neticesinde mümkün olmuştur. İ�kinci Kıpçak Seferi(1229-1242), yeni teşekkül olan
Cuci ulusuna volga nehri ile karpat dağları ve tuna nehrinin ağzına kadar uzanan batı Deşt-i
Kıpçak bozkırlarını açtığı için Batu, altın orda’nın ilk hanı olarak kabul edilmektedir.
Yapılan seferler sonucunda, 1236 yılında idil bulgar devleti, 1237-1238 yıllarında Rus
Knezlikleri hakimiyet altına alınmıştır. 1240 yılında kiyev fethedilmiş ve batıya yani Polonya,
Çekoslavakya, Macaristan, Sırbistan ve Bulgaristan üzerine sefer yapılmıştır. Avrupalılar,
başlarına gelebilecek olayların korkusunu yaşarken. Batu han aniden ordusunu geri çevirmiş,
1 Oğuz Mete Öztürk, Geçmişten Günümüze Türk Devletleri, İstanbul: Nokta Kitapevi, 2007, s.209.
2 Derya Derin Paşaoğlu, ‘‘Altın Orda ve Kırım Sahasında Bozkır Aristokrasisinin Güçlü Temsilcileri: Emir
Rektemür ve Şirin Mirzalar’’, Tarih Araştırmaları Dergisi, Eylül 2014, Cilt 3, s.147.
3 Istvan Vasary, ‘‘Kırım Hanlığı ve Büyük Orda(XV-XVI. Yüzyıl ) Hakimiyeti Uğruna Mücadele’’, Çev. Serkan
Acar, Tarih İncelemeleri Dergisi, İzmir 2014, Cilt XXIX, s.337.
4 Anıl Çeçen, Türk Devletleri, İstanbul: İnkılap Kitapevi, 1986, s.216.
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
çünkü başkent karakurum’da Ö� gedey kağan vefat etmişti. Neticede Batu han’ın seferleri
sonucunda Deşt-i Kıpçak, Harezm, kuzey Kafkaslar, Kırım ve İ�dil Bulgar devletinin toprakların
da Altın orda devleti kurulmuştur. Batu han’ın seferlerinin sonucunda kurulan bu devlet,
aslında çok daha sonrasında ‘Altın Orda’ olarak adalandırılacaktır.5
XIII. yüzyılın başlarında deşt-i kıpçak, kırım, idil-bulgar ve kuzey Kafkaslarda kurulan
devletin adı, doğu kaynaklarında Cuci ulusu olarak geçmektedir. Bunun sebebi tabiiki, bu
devletin temellerinin asıl kurucusu olan Batu han’ın babası Cuci han’ın devrinde atılmış
olmasıdır. Ele geçirilen bölgedeki nüfusun çoğunu göçebe kıpçaklar oluşturduğu için bu
bölgeye deşt-i kıpçak, yani ‘kıpçak bozkırı’ adı verildi. Fars kaynakları Cuci ulusundan
bahsederken ‘deşt-i kıpçak’ tabirini kullanmışlardır. Yine, Arap kaynaklarında devletin adı,
kroniklerin kaleme alındığı döneme göre değişmektedir. Çoğu kez hüküm süren hanın ya da
coğrafi bölgenin adı ile zikredilmektedir.
1290’larda ‘orda’ adı ortaya çıkmıştır ki, bu kelime Cuci ulusunun sonuna kadar
kullanılmış, hatta daha sonra da devam etmiştir. ‘orda’ yada ‘ordu’ kelimesi Türk ve Moğol
dillerinde aynı manaya gelmekte ve bu dillerin sözlüklerinde ezelden beri mevcut olup,
başlangıçta ‘yurt’, ‘han yurdu’, ‘saray yurdu’, anlamına gelmekteydi. Daha sonra bu kelime
‘askeri birlik’, ‘saray’, ‘maiyet’, ‘ordugah’, ‘keçe çadırındaki aile’, ‘tanınmış kişilerin hanımlarının
5 İlyas Kemaloğlu, Orta Asya Türk Tarihi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2013, s.105.
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
39
40
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
kaldıkları yer’ gibi anlamlar kazanmıştır. Türk ve Moğol dillerinden ‘orda’ kelimesi Rusçaya,
Rusçadan da Avrupa dillerine geçmiştir. Rus diline bu kelime ‘hanın çadırı’, ‘hanın konağı’,
anlamları yanında ‘göçebe bozkır topluluğu’ anlamıyla da girmiştir. Bizim alıştığımız ‘Altın
orda’ tabiri ise ancak batunun kurmuş olduğu devletin izi bile kalmadığı dönemde kullanılmaya
başlanmıştır. İ�lk defa bu tabire 1564 yılı civarında yazılmış olan kazan kroniğinde rastlanır.
Rus kaynaklarında altın orda, ‘zolotaya orda’ olarak geçmektedir. Bu tabirin ortaya çıkması
altın ve kıymetli kumaşlarla süslü olan han’ın karargahıyla ilgilidir.6
Devletin kurucusu Batu han’ın ak otağının üst kısmının altın yaldızlı olması sebebiyle
bu devlete altın orda veya ak orda denmiştir.7 624/1227 yılında Cuci han ölünce, oğulları Batu
ile orda aralarında taht konusunda anlaşamadı ve her ikisi de diğerinin lehine feragat ederek
meseleyi çözmek için Çengiz han’ın huzuruna gittiler. Çengiz han, Batu için ‘altın busagalı ak
orda’yı’ ( altın aksamlı ak-otağ), orda için ise, ‘gümüş busagalı gök orda’yı’ ( gümüş aksamlı
gök otağ) kurdurdu. Böylece doğu deşt-i kıpçak, Orda-İ�çen han’a (sol-kol), idil boyu ve zaptı
kararlaştırılmış olan batı deşt-i kıpçak (sağ-kol) ise Batu han’a yurt olarak verildi. Netice
itibarıyla cuci ulusunun, daha sonrada batı kısmının ak orda olarak bilindiğini söylemek
mümkündür. Buna rağmen modern tarih biliminde, ‘altın orda’ terimi kullanılmaktadır.8
B.SİYASİ TARİHİ
1.Batu Han
Batu han 1241 yılında idil’in aşağı bölgesine dönmüş ve ırmağın sol yanında orda’sını
6 İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya(Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), İstanbul: Ötüken Yayınevi, 2009,
s.71-73.
7 Mehmet Saray, ‘‘Altın Orda Hanlığı’’, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, , Cilt 02, İstanbul:Türkiye
Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi, 1989, s.538.
8 Kamalov, a.g.e, s.73-74.
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
(karargah) kurmuştu. Bu nokta daha sonraları saray adını aldı ve devletin siyasal merkezi
oldu. Bir süre sonrada doğu avrupa, hazar denizi ve aral bölgeleriyle batı sibiryanın en
önemli merkezi oldu. Cengiz oğulları arasında en değerli komutan olarak tanınan Batu han
imparatorluğun bütünlüğünü bozmamak amacıyla karakurumda’ki hakanı tanımakta ve iyi
ilişkilerini sürdürmekteydi. Aslında tümüyle bağımsız hareket eden Batu han 1255 yılına
kadar işgal ettiği topraklarda eğemenliğini sürdürmüştür. Batu han hem devletin topraklarını
aldığından, hem de buralarda yeni bir siyasal örgütlenme oluştuğundan Altınordu devletinin
kurucusu sayılmaktadır.9 Esasen Altın ordu’nun ilk hanı, doğu avrupayı fetheden ve bu
suretle Altın ordu’yu kuran Batu idi. Saltanatı 1224’ten 1255’e kadar sürmüştür. Mamafih
bunu 1236’dan, yani bütün kıpçak bozkırının fethi yılından başlatmak daha doğru olur. Batu
hakkında elimizde az bilgi vardır. Onun yalnız istila seferlerinin gayretli başbuğu ve yeni
kurulan devletlerin büyük bir teşkilatçısı olduğunu biliyoruz. Batu, cengiz hanın ölümünden
(1227) sonraki en karışık yıllarda faliyette bulunmak mecburiyetinde kalmıştı. Ö� gedey han
(1229-1241) zamanında imparatorluğun hayatında faal bir rol oynamış ve 1251’de tuluy
ailesinin yükselmesi ve cengiz hanın tahtını tuluy’un oğlu mengü’nün(1251-1259) çıkması
gibi sonuçlar doğuran saray suikastına fiilen katılmıştı.10
Tebaası kendisini sayın han(iyi han) diye anardı. Muasır düşmanlarını teşkil eden ermeni
ve iran kaynakları da onu adil, barış sever, insaniyetli bir hükümdar olarak vasıflandırırlar.
Altın orda çağının değerli araştırmacısı yakubovskiy ise, onun ‘dahi teşkilatçı’ olduğunu
9 Çeçen, a.g.e, s. 208.
10 A. Yu. Yakubovskiy, Altın Ordu ve Çöküşü, Çev. Hasan Eren, Ankara:Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2000,
s.37.
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
41
42
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
kaydeder. Tatar halk geleneğine göre ise Batu han pek azı Moğol alan ahali ile yüce bir ordu
ve mühteşem bir devlet kurduğu için, keramet sahibi bir azizdir. Dört oğlu hayatta kalmıştır.
En büyük oğlu Sartak erken ölünce Batu’nun yerine amcalarından Berke halef olmuştur.11
2.Berke Han
Batu han’ın ölümünden sonra yerine küçük kardeşi Berke han geçti(1257). Berke han,
kendi adına sikke bastırmak suretiyle karakurum’la ilişkisini keserek bağımsızlığını ilan etti.
Ayrıca yeni saray şehrini kurarak burasını yeni başkent yaptı. Bu sırada Cengiz han’ın öteki
oğulları birbiriyle anlaşmazlığa düşmüş, taht için kendi aralarında savaşmaya başlamışlardı.
Berke han bu durumu iyi değerlendirdi. Büyük hakanlık savaşında önce Artık Böke’yi tuttu.
Ama bu savaştan Kubilay han galib çıkmıştı ve bu yüzden büyük hanlıkla ilişkisi kesilmişti.12
1257 yılında başa geçen Berke han Müslümanlığı kabul eden ilk altın ordu hanıdır. Deşt-i
kıpçak ili onun idaresine girdikten sonra burada İ�slamiyet hızla yayıldı. Berke han’ın 13 veya
16 yıl hükümdarlık yaptığı belirtilmektedir.13
Berke han zamanında altın ordu büyük bir devlet halini almıştı. Berke, yalnız volga
boyunda şehir hayatını kurmak ve güney doğu avrupa’da ticaret faaliyetini genişletmek ve
derinleştirmekle kalmamış, Hülegü ailesi(iran Moğolları) ile ağır bir mücadeleye girişmiş
ve memlükler yönetimindeki mısırla diplomatik ilişkiler kurmuştu. Doğu avrupanın Batu
orduları tarafından işgalinden tam yirmi yıl sonra, iran’a Mengü hanın(1251-1259) kardeşi
Hülegü hanın emri altında bulunan büyük bir Moğol ordusu göndermişti. 1256’dan itibaren
iki buçuk yıl içinde bütün iran’ın işgali tamamlanmış, 1258’de bağdat ele geçirilmiş ve eski
önemini kaybeden arap halifeliği kesin olarak tasfiye edilmişti. XIII. Yüzyılın ortasında iran
topraklarında yeni bir Moğol devleti kurulmuştu.14
Berke han zamanın’da rus knezlikleri üzerindeki hakimiyet artmış ve rus toprakları
da dahil olmak üzere ele geçirilen bütün topraklarda toplanacak vergileri düzene oturtmak
acemi askerlerden birlikler sağlamak, ayrıca yetenekli zanaatkar ve ustaları belirleyerek
devlet teşkilatında görevlendirmek üzere nüfus sayımı yapılmıştır. Vergilerin toplanmasını
sağlamak için altın orda’nın hakim olduğu bütün topraklarda Daruganlık adı verilen yeni bir
teşkilat kurulmuş ve bu teşkilatın başına Darugalar getirilmiştir.15
Berke han, ilhanlı hakanı Abaka han ile yaptığı savaşta yenilgiye uğradı; dönüş sırasında
hastalanarak 1266 yılı başlarında öldü.16
3.Mengü- Timur Han
1266 yılında vefat eden Berke han’ın oğulları olmadığı için yerine Batu han’ın torunu
Mengü-Timur geçti. Onun döneminde rus knezliklerine karşı izlenen politika daha da
11 Aydın Çelik ve Önder Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Elazığ 2010,
Sayı 188, s.142.
12 Öztürk, a.g.e, s.212.
13 Çelik ve Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, s.142.
14 Yakubovskiy, a.g.e, s.40.
15 Kemaloğlu, a.g.e, s. 106.
16 Saray, a.g.m, s.539.
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
yumuşadı tipografskaya kroniğinde ‘berke han öldü ve tatarların baskısı azaldı’ şaklinde
satırlar yer almaktadır. Rus kroniklerinin böyle yorum yapmasındaki en önemli neden, artık
vergilerin her yerde Müslüman tüccarların değil de, resmi görevlilerin toplaması ve MengüTimur’un kilise ile din görevlilerini vergiden muaf tutan yarlıklar çıkarmasıdır.
Genel olarak Megü-Timur devrinde altın orda, rus knezlikleriyle bir sorun yaşamadı.
Bunun bir çok nedeni mevcuttur. Artık rus topraklarının neredeyse tamamı, altın orda’nın
idaresi atında olduğundan altın orda rus topraklarına yeni seferler düzenlememiştir. Diğer
taraftan büyük Moğol imparatorluğundan bağımsız hale gelen altı orda, Mengü-Timur
zamanında bir taraftan ilhanlılarla mücadeleye devam ederken, diğer taraftan da balkanlarda
Altın Orda’nın etkisini artırmaya gayret etmiştir. Bundan dolayı Mengü-Timur dikkatlerini
Rus Knezliklerine çevirme fırsatı bulamamıştır.17
Berke hanın rus prensliklerine karşı güttüğü siyaseti sürdürmeğe çalışan Mengü-Timur,
rus prensliklerinde ikinci bir nüfus sayımı yapmıştır. Arapça yazan hemen bütün mısır
kronikçileri, Mengü-Timur’un habis bir boğaz çıbanından öldüğünü kaydederler.18
4.Birinci Fetret Dönemi
Mengü-Timur öldüğünde(681-1282), oğullarının küçük yaşta olmaları sebebiyle altın
orda tahtına küçük kardeşi Tuda-Mengü çıktı ve 686/1287 yılına kadar hanlıkta kaldı. Ancak
Tuda-Mengünün tahtına daha Berke han zamanında güçlenen Nogay mirza ortak oldu. Nogay,
17 Kamalov, a.g.e, s.82-83.
18 Yakubovskiy, a.g.e, s.46.
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
43
44
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
berke zamanında Hülagü han ile yapılan savaşlar sırasında kendini göstermiş ve kısa zamanda
altın ordanın en önemli simalarından birisi haline gelmiştir. Berke han zamanında niyetini
açığa vuramayan Nogay, Mengü-Timur zamanında gücünü artırmış ve han’ın hakimiyetine
ortak olma niyetinde olduğunu belirtmeye başlamıştır. Tuda-Mengü zamanında ise Nogay
niyetini gizlemeye ihtiyaç duymamıştır. Bu tarihten itibaren Nogay, rus kaynaklarında han
olarak geçmeye başlamaktadır. Nogay da kendisini zaten han olarak görmekteydi ve TudaMengünün bunu kabul etmekten başka bir çaresi yoktu. Resmi olarak nogay’ın statüsü ne
olursa olsun, gerçekte artık o, kıpçakların resmi hanından daha muazzam bir güce sahipti.
Ancak hiç şüphesiz bu güç, resmi hanı ortadan kaldırmak için yeterli değildi. İ�şte bundan
dolayı da ‘ikili iktidar’ kargaşası gecikmeden kendini göstermeye başladı. 19
Tuda-Mengü han zamanında(1280-1287) devletin bütünlüğü tehlikeye düştü ve bundan
sonraki yirmi beş yıllık süre, altın ordanın ilk fetret devri oldu. Bu ilk fetret devri XIV. Yüzyılın
başlarında sona erdi.20
5.Özbek Han
Ö� zbek han tahta çıktığında otuz yaşların da idi; müslümanlığa bağlılığı, zekası ve
şahsen de çok gösterişli ve güzel bir adam olmasıyla temayüz etmişti. Ö� zbek han’ın tahtında
tutunabilmesi ve rakiplerini zararsız bir hale getirmesinde bilhassa emir(noyon) lerden
kutluk Timur’un büyük rolü olduğu’da biliniyor. Yine kutluk-Timur’un tavsiyesi ile Ö� zbek
han, altın ordu’da islamiyetin tamamiyle yerleşmesine büyük önem vermiş ve bu suretle altın
ordu’da ‘şamanlık’ bırakılmış ve memleket tam bir islam ülkesi haline getirilmiştir. Ö� zbek
han’ın bilhassa saray berke şehrinin imarına ayrıca ehemmiyet verdiğini ve payitahtı eski
saraydan buraya nakledince, Saray Berkenin daha’da geliştiğini biliyoruz. Ö� zbek han, dış
siyasette, berke han zamanında tesbit edilen esaslara bağlı kalmış ve bilhassa ilhanilere karşı
olmak üzere mısır memlükleri ile çok yakın münasebetleri devam ettirmiştir.21
Ö� zbek han zamanında altın ordu devleti tamamen türkleşti. Ö� zbek han kız alıp vererek
kölemenler devleti ile akrabalık kurdu. Artık hükümdar ailesi yalnız dil ve kültür bakımından
değil, kan bakımından da türkleşti. Azerbaycan’ı ele geçirdi ve rus prenslerinden alınan
vergi sisteminde değişiklik yaptı. Müslümanlığa da önem verdi ve saray şehri önemli bir dini
merkez oldu. Çok sayıda medrese ve cami yaptırdı. 1341’de ölen Ö� zbek han’ın yerine önce
oğlu tini bey, ondan bir yıl sonrada öbür oğlu Cani bey geçti.22
6.Canibek Han
Ö� zbek han’dan sonra büyük oğlu Tinibek han kısa bir süre(1341-1342) hüküm sürdükten
sonra tahta Canibek han(1342-1357) çıkmıştır. Canibek han zamanında en önemli gelişme
ise yaklaşık bir asır süren ilhanlılar’la mücadelenin altın ordanın galibiyetiyle sonuçlanması
ve Azerbaycan’ın ele geçirilmesiydi.23
19 Kamalov, a.g.e, s.83-84.
20 Saray, a.g.m, s.539.
21 Akdes Nimet Kurat, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara:
Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1972, s.130.
22 Öztürk, a.g.e, s.213.
23 Kemaloğlu, a.g.e, s.108.
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
Canibek han babasının rusya politikasını devam ettirdi. Yani büyük knezlik için yarlığı
moskova knezi semön’a verdi. Böylece moskava knezliği ile vlademir knezliği neredeyse
ayrılmaz oldular. Tver, ryazan ve suzdal knezliklerinin ise moskova’dan bağımsızlıkları devam
etti. Semön’un lakabı Gordıy(gururlu) olmasına rağmen, o da babası ve dedeleri gibi altın orda
han’ı karşısında boyun eğmeye devam etti ve her fırsatta saray’a seyahatlerde bulundu. Genel
olarak Canibek han dönemi altın orda ile rus knezlikleri arasındaki ilişkileri ‘sessizlik’ dönemi
olarak nitelendirmek mümkündür. Bu dönemde altın orda han’ı rus halkını cezalandırma
amacıyla neredeyse hiç askeri birlik göndermedi. Bu sessizlik dönemi aslında daha 1328
yılında başlamış ve 1367 yılına kadar devam etmiştir.24 Canibek han 1357 yılında bir suikast
sonucu öldürüldükten sonra altın ordu devletinde artık devamlı karışıklıklar başladı.25
7.İkinci Fetret Dönemi
Emirlerden Kanglı Tulubay’ın kışkırtmasıyla babasını öldüren ve tahta çıkan Berdibek’in
izlediği politika ülkede hoşnutsuzluklara yol açtı ve daha hayattayken kendisine karşı yedi
han adayı rakib olarak ortaya çıktı. Berdibek han bütün kardeşlerini yok edib yalnız kendi
oğlunu hayatta bıraktı. Fakat çok geçmeden oğlu da vefat etti ve han kendisini içkiye verdi,
bu düşkünlüğü yüzünden üç yıllık saltanattan sonra vefat etti. Böylece 1227/624 yılında
batu han ile başlayan ak-orda hanedanı 133 yıl sonra son buldu. Bundan böyle çeşitli emir
ve ulubekler adamlarını tahta çıkartıp kendi politikalarını izlediler, hatta saray şehrini ele
geçirmek için mücadele etmeye başladılar.26
Berdibek han’ın ölümün’den sonra altın orda devletinde yaklaşık 20 yıl sürecek olan
karışıklıklar devri başlamıştır. yirmiden fazla hanı tahta çıktığı bu devirde hanları otoritesi
yok denecek seviyeye inmiş, bu da rus knezlikleri’de dahil olmak üzere bütün itaatindeki
uluslar üzerindeki hakimiyeti etkilemiştir. Bu dönemin önemli özelliklerinden biride yine
bundan yaklaşık bir asır öncesinde olduğu gibi güçlü bir emirin (Mamay Mirza) altın orda
tarihinde önemli rol oynamasıdır. Mamay mirzanın 1380’de meydana gelen kulikovskaya
muharebesin de Dmitriy Donskoy komutasındaki birleşik rus ordusuna mağlup olması ise
altın orda-rus münasebetlerindeki dengeleri alt üst etmiştir. Her ne kadar Cuci han’ın oğlu
Tokay-Timur’un neslinden gelen Toktamış Han’ın(1379-1397) tahta çıkması ve altın orda’da
birliği tekrar sağlamasıyla rus knezlikleri itaat altına alınsalar da ruslar, kendi aralarında
birlik oldukları zaman altın orda’yı yenebileceklerini anlamışlardı.27
8.Toktamış Han Dönemi ve Devletin Yıkılış Süreci
Altın orda hanı Toktamış(1379-1397) kendisinden önce altın orda’da yaklaşık 20
yıl süren karışıklık dönemine son vererek ülkede hakimiyeti ele geçirmiştir. 28 Toktamış
oğlan aksak Timur’un yanına iltica etmiş ve onun yardımı ile 1377’de altın ordu tahtını ele
geçirebilmişti. Fakat altın ordu ile Timur arasında bilhassa harezim yönünde anlaşmazlık
çıkmıştı. Toktamış buranın öteden beri altı orda’ya ait olduğunu iddia etmekte idi. Toktamış
24 Kamalov, a.g.e, s.93-94.
25 Çelik ve Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, s.147.
26 Kamalov, a.g.e, s.95.
27 Kemaoğlu, a.g.e, s.108.
28 İlyas Kamalov ve İlknur Mirgaliyev, ‘‘Altın Orda-Osmanlı Münasebetleri’’, Gazi Akademik Bakış Dergisi, Kış
2008, Cilt 02, s.189.
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
45
46
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
Osmanlı devleti ile iyi komşuluk münasebetleri kurmuş, bayezid’e elçiler göndermiş, ticaret
kervanları da yollamıştı.29
Timur altın orda ya karşı sefere çıkarak Toktamış han’ı 1391’de kondurca’da, nisan
1395’te terekte büyük bir yenilgiye uğrattı. Bu yenilgilerden sonra altın orda hanlığı hızla
parçalanmaya başladı. Timur kutluk(1396-1400), Timur tarafından altın orda hükümdarı ilan
edildi. Onun 1400’de ölümü üzerine Edige Mirza yönetimi ele geçirerek 1419’a kadar devleti
idare etti. Edige Mirza’dan sonra başa geçen Uluğ Muhammed han(1419-1422) ise büyük bir
lider olmasına rağmen saltanat mücadelesine girmiş olan persler tarafından tahttan indirildi.
Maveraünnehir hakimi Uluğ Bey’in yardımı ile Barak Han(1425-1427), Uluğ Muhammedi
saray şehrinden sürerek hükümdarlığını ilan etti. Uluğ Muhammed 1427’de altın orda tahtını
yeniden ele geçirdi ise de bir müddet sonra kırım’da hanlığını ilan etmiş olan Hacı Giray’ın
yanına sığınmak zorunda kaldı. Altın orda hanlığını ele geçiren Küçük Muhammed Han’ın
(1427-1445) onu takip ettirmesi üzerine, Uluğ Muhammed kuzeye giderek orada kazan
hanlığını kurdu. Küçük Muhammed han böylece tamamen altın ordanın hakimi oldu.
Küçük Muhammed Han’ın ölümünden
sonra yerine geçen Seyyid Ahmet
Han(1445-1465), Hacı Giray’ın kurduğu
kırım hanlığı ile moskova knezliğine karşı
amansız bir mücadeleye girişti. altın orda’yı
eski parlak günlerine döndürmek maksadıyla
giriştiği bu mücadele oldukça başarılı
sonuçlar aldı. Fakat kırım hanı hacı Giray ile
moskova knezi III. İ�van, aralarında anlaşarak
bir ittifak kurdular. Kırım-moskova ittifakına
karşı Seyyid Ahmet handa Lehistan ve
Litvanya ile anlaşıp bir çepha meydana getirdi
ise de bir sonuç alamadı. Seyyid Ahmet’in
yerine altın ordanın başına geçen Ahmet
Han’da(1465-1481) mücadeleyi sürdürdü.30
29 Kurat, a.g.e, s.138-139.
30 Saray, a.g.m, s.539-540.
Ahmet han’ın hükümdarlığı 14651481 yılları arasında 16 yıl sürdü. Fakat
ülkede 1471 yılında karışıklıklar iyice arttı.
Kuzeydeki vyatka boyundan gelen yağmacılar
başkent saray’ı yağmaladılar. 1480 yılında
Lehistan kralı IV. Kazamir ile anlaşarak
moskova knezinin saldırması üzerine
beklediği yardım gelmeyince kaçan rus
ordusunu takip edemedi. Böylelikle ruslar da
bağımsızlıklarını ellerine almış oldular. 1481
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
yılında Ahmet han don nehri kıyısında Aybek ile yaptığı savaşta öldürülünce ruslar, altın orda
eğemenliğin den tamamen kurtulmuş oldular.
Ahmet han’ın ölümü ile yerine geçen oğlu şeyh Ahmet han altın orda devletinin son (45)
hakanı oldu. Onun hükümdarlığı 1481-1502 yılları arasında 21 yıl sürdü. Bu son hükümdarın
dönemi de karışıklıklar için de geçti. Taht kavgaları yine devam etti. Litvanya, moskova ve
kırım’ın kendi aralarında yaptıkları askeri ve siyasi mücadeleler altın orduyu çok etkiledi.
1502 yılında 266 yıllık altın ordu devleti parçalandı. Kırım’ın ilk hanı Mengli Giray 1502
yılında altın orduyu yenerek ağır şekilde tahrip etti. Son hakan Şeyh Ahmet han ise, Astrahan’a
sığındı. Fakat Astrahanlılar şeyh Ahmet han’ı istemediler. Kardeşi Abdulkerim Astrahan’a
getirildi. Şeyh Ahmet de eski dostu Litvanya büyük prensi aleksandr’a sığındı. 1502 yılında
aleksandr, kırım hanı mengli giray’a hoş görünmek için şeyh Ahmet han’ı öldürdü.
Böylelikle Timur’un güçlü seferleri, Toktamış Han’da önce yaşanan fetret devirleri,
emirlerin hanlara karşı isyan ederek itaat etmemeleri, 1380 yılında ruslara karşı alınan
mağlubiyet ve rusyanın her geçen gün güç kazanması gibi sebeplerden dolayı altın ordu
devleti parçalanma sürecine girmiş ve yıkılmıştır.31
Böylelikle XV. yüzyılın ortalarında ak-orda veya altın-orda mefhumları’da yavaş yavaş
tarihe karışacaktır. Zira altı-orda hanı ünvanı’nı taşıyan bazı hanlar zuhur edecekse’de bunlar,
hiçbir zaman için esas altı-orda hanlarının yerini tutamamışlardır. Birbirini takiben kırım ve
kazan hanlıkları kurulmuş, altın-orda’nın başkenti saray şehrine hakim olan hanlar ise altın31 Çelik ve Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, s.153-154.
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
47
48
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
orda han’ı olduklarını iddia etmişlerdir. Ancak bunun sözde kaldığı muhakkaktır. Neticede bu
bölgede de hacı Tarhan Hanlığı kurulmuştur.32
B.KÜLTÜR VE MEDENİYET
Altın ordu devleti; içinde bulunduğu siyasi faaliyetlerinin yanında kültür ve medeniyet
bakımından da büyük gelişmeler göstermiştir. Sanat, ticaret ve mimari; bu üç temel medeniyet
öğesinin de kültürel tabanda gelişme göstermesini sağlayarak uzun yıllar hakimiyet sahibi
olabilmesini sağlamıştır. Bu sebeble 922’den beri Müslüman olan altın ordu’da Batu’nun
küçük biraderi Berke han’ın (1255-1266) Müslümanlığı kabul etmesiyle, bu ülke, Türkİ�slam devleti haline gelmiştir. Zaten bu çevrede 922’den beri (yani Bulgarların islamiyet’i
kabullerinden itibaren) islam kültürü yayılmıştı. Saray şehri kurulduğunda da Türkistan’la
ticari münasebetler tekrar güçlendi. Altın ordu’da Müslüman tesiri başka tesirlere galebe
çaldı ve netice itibarı ile saray hanları Müslüman oldular.33
Altın ordu devleti, Türklerin göçebelikten yerleşikliğe geçişinde önemli bir adımdır.
Devletin yeni kurduğu kentlerde halk çoğunlukla toplanmış ve ülkede yerleşiklik ön plana
geçerken göçebelik gerilemiştir. Orta idil havzasında Türkler daha hazar devleti sırasında
yerleşik düzen oluşturmağa başlamışlardı. Azerbaycan’ın da dahil olduğu bölgede altın ordu’ya
ait başlıca yirmi beş kent kurulmuştur. Bu kentlerin çoğunluğu büyük ticaret merkezleriydi.34
1.Devlet Teşkilatı
Altın orda hanlığı, bozkır devlet geleneğine göre, ikili devlet teşkilatına sahip siyasi bir
oluşumdur. Deşt-i kıpçak coğrafyasına hakim olan Cuçi ulusun’da, sol kolda olmak üzere doğu
deşt-i kıpçak orda-içen han’a, sağ koldaki batı deşt-i kıpçak batu-sayın han’a verilmiştir. Ancak
bu ayrışma iki ayrı hanlık şeklinde değil ikili yönetim şeklinde tanzim edilmiştir. Ak orda ve
gök orda adlar ise; altın safhalı(busagalı) ak ordanın (altın eşikli ak çadırın) sayın-Batu han
sülalesi için, gümüş safhalı (busagalı) gök ordanın (gümüş eşikli gök çadırın), orda-içen han
sülalesi için sembol olarak kullanılmasından gelmektedir. Bu ayrılış öncelikle deşt-i kıpçak
coğrafyasının yurt olarak taksimi ve bu topraklar üzerinde yaşayan kabilelerin paylaşılması
esasına dayanır ve devletin idari teşkilatlanmasının temelini oluşturur.35
Ak orda, devleti temsil ederken, gök orda bölümü de ayrı bir devlet olmayıp devletin
aşağı idari kanadını oluşturuyordu. Her iki kanadın da başında cengiz oğulları bulunuyordu.
Devletin başındaki hükümdar, ‘han’ unvanını taşırken, hanımının unvanı ‘hatun’ şeklindeydi.
Altın orda’daki en önemli devlet organı ise kurultay idi. Han, hanın eşleri, gök orda hanları,
han oğulları, kabile beylerinin katıldığı kurultaylarda han seçimi, büyük muharebelerin
yapımı ve devleti yakından ilgilendiren diğer önemli konular görüşülüyordu. Tümen beyleri
32 Mustafa Kafalı, ‘‘Cuci Ulusu ve Ak-Orda(Altın Orda), Gök-Orda Hanlıkları’’, Tarih Dergisi, İstanbul 1970,
Sayı 24, s.68.
33 Çelik ve Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, s.154.
34 Çeçen, a.g.e, s.213-214.
35 Derin Paşaoğlu, ‘‘Altın Orda ve Kırım Sahasında Bozkır Aristokrasisinin Güçlü Temsilcileri: Emir Rektemür ve
Şirin Mirzalar’’, s.152-153.
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
ile bin beyleri olan kıyat, kongırat, mangıt, şirin, barın ve secut gibi kabilelerin beyleri, ülke
yönetiminde, özellikle fetret devirlerinin yaşandığı yıllarda söz sahibi olmuşlardır. İ�dari
teşkilatta önemli bir yere sahip olan vezir hüviyetindeki atalık, yasa ve yargı işlerine bakan
yasa emiri ve defterdarlar (bitikçiler) da kurultaylara katılıyorlardı.
Altın orda da ordu ise geleneksel Türk teşkilatındaki onlu sisteme göre düzenlenmiş
tümenler ve binliklerden meydana geliyordu. Hanlar, kabile taksimet sistemini bütün altın
orda devleti için benimsemiş ve ülkeyi ‘yurt’ lara bölmüşlerdir. Yaylak, kışlak, otlaklardan
oluşan bu yurtların gerek sınırları gerekse yöneticileri han tarafından belirleniyordu.
Altın orda’da en gelişmiş müesseselerin başında yam(posta) teşkilatı gelmektedir.Altın
orda da dahil olmak üzere cengiz oğullarının hakim olduğu bütün coğrafyada birer günlük
mesafe aralığında posta istasyonları kurulmuş, bu istasyonlarda devletin resmi postacıları ve
devletin elçileri için yedek atlar bulundurulmuştur.36
2.Sosyal ve Ekonomik Hayat
Altın ordu XIII-XIV. Yüzyıllarında siyasi, iktisadi ve kültür bakımından yalnız doğu
Avrupanın değil, umumiyet türk dünyasının en mühim devletlerinden biri idi. Bu devlet
ahalisinin büyük bir kısmı, -Rus yurdu müstesna- halis türk idi. Ancak üst tabakada Moğol
unsuru mevcuttu. Moğolların yine türkler’le kardeş olmaları hasebiyle, bu unsurda kısa bir
zaman içinde tamamiyle türkleşmiştir. Altın ordu’da askerlik, ziraat, ticaret, vergi ve her nevi
mükellefiyet için belli kanunlar mevcuttu. Bu itibarla da altın ordu devletini ‘yasalı’ kanunlu
bir siyasi varlık olarak tanımak yerinde olur.
Ahalinin yalnız göçebe olmadığı şehirlerin ve köylerin çokluğu ile kendini derhal
göstermektedir. Azerbaycan da dahil olduğu halde altın ordu’ya ait sahada şimdiye kadar yirmi
beş şehir tespit edilmiştir. Altın ordu sadece bir ‘step imparatorluğu’ değildi. Bu şehirlerin
çoğu büyük ticaret merkezleri ve ‘ihracat ve ithalat’ iskeleleri veya transit mahalleri idi.37
Ö� zellikle saray kentinin büyüklüğü ve güzelliği birçok kitaba konu olmuştur. Daha
sonralarda yapılan kazılarda bu kentin önemli binaları ortaya çıkarılmıştır. Kentin altında çok
gelişmiş bir su tesisatı olduğu ve tüm evlere ve bahçelere borularla su götürüldüğü ortaya
çıkmıştır. Çini süslemecilik ve maden işlemecilik sanatlarının çok gelişmiş olduğu gene kazılar
sonucunda ortaya çıkmıştır. Maden eritme ve işleme konusunda altın ordu devleti çağının en
ileri teknolojisini kullanıyordu. Saray kenti ve idil bölgesindeki diğer yerleşme merkezlerinde,
maden ve çini sanatının en gelişmiş örneklerine rastlanmıştır. Altınordu kentleri hem ticaret
merkezi hem de kültür merkezi görünümündeydi. Saray kenti, altın ordu devletinin merkezi
olarak taht ili adını taşıyordu.
Genel olarak altın ordu devletinde kadınların sosyal konumlar yüksekti ve eski Türk
36 Kemaloğlu, a.g.e, s.110.
37 Kurat, a.g.e, s.132-133.
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
49
50
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
geleneklerine uygundu. Müslümanlığın kadınları baskı altına alan etkileri daha ortaya
çıkmamıştı. Hanın hatunları ayrı saraylarda yaşıyorlar, göç ederken kendilerine özgü çadırlar
içinde kalıyorlardı. Ayrıca hatunları korumak için ayrı koruma birlikleri bulunmaktaydı.
Kadınlar peçe taşımadıkları gibi, toplum içinde de açık yüzle ortaya çıkarlardı.38
Yönetici seçkinleri 13 yy. sonları gibi erken bir tarihte bile Türkçeye aşina ve onu
kullanıyor olmalarına rağmen, altın ordunun resmi dili tarihinin çoğunda Moğolca olarak
kalmıştır. Moğolcanın yanında, uygurca veya uygur harfi doğu Türkçesi de kullanılmıştır.
Hatta Çağatay Türkçesinin gelişimi, altın ordunun kültürel ortamı ve etkisi dahilinde
değerlendirilmelidir. Ayrıca diğer türk dillerinin etkisinden uzak kalmayan kıpçakça,
kaynaklarda belirtildiği kadarıyla bu bölgenin en yaygın olarak kullanılan dilleri arasındadır.
Ö� zellikle Ö� zbek Han’ın hükümdarlığı sırasında (1312-1341) islam ile birlikte Arapçada bir
edebi vasıta olarak kullanıldı.39
Devletin gelirleri halktan, bağımlı rus knezliklerin’den ve yabancı tüccarlardan alınan
vergilere dayanmaktaydı.40 Altın ordu ekonomisinde balıkçılığında önemli bir rol oynadığını
görüyoruz. Volga’da, kama’nın ağzında, yayık’ta, aşağı amuderya, hazar denizi ve karadeniz
kıyılarında balıkçılık yapılırdı.41 Ticaretin altın ordu’da önemli ölçüde gelişme gösterdiği ve
buna bağlı olarak para sistemi de muntazamdı; maden para ile birlikte, kağıt parada vardı.42
SONUÇ
Batu han’ın ikinci kıpçak seferi(1229-1242) sonucunda deşt-i kıpçak, harezm, kuzey
Kafkaslar, kırım ve idil bulgar devletinin topraklarında altın orda devleti kurulmuştur.
Bölgedeki esas kitleyi kıpçaklar ve diğer türk boyları oluşturduğundan, buraya gelen Moğollar
çok kısa süre içinde asimile olmuşlardır. Altın ordu XIII-XIV. Yüzyıllarda siyasi, iktisadi ve
kültür bakımından yalnız doğu Avrupa’nın değil umumiyetle türk dünyasının en mühim
devletlerinden biri idi. Bu devlet ahalisinin büyük bir kısmı, rus yurdu müstesna halis türk
idi. Ancak üst tabakada Moğol unsuru mevcuttu. Berke han döneminde İ�slamiyet in kabulü
ve özbek han zamanında bütün ülkeye yayılması ile altın orda türk ve islam devleti haline
gelmiştir. Rus knezliklerini 240 yıl boyunca hakimiyetleri altında tutan altın orda hanları,
Bizans üzerini başarılı seferler düzenlemiş, ilhanlılar’la uzun yıllar devam eden mücadeleyi
kazanmış ve mısır memlükleriy’le dostça münasebetler geliştirmişlerdir.
Altın ordu devleti hem yer aldığı coğrafya ve hem de yaşadığı dönem itibarıyla son derece
geniş bir ilişkiler ağı içerisinde yer aldığı görülmektedir. Bu bakımdan altın ordu devleti bir
yandan orta asya’dan beraberinde getirdikleri değerler, diğer yandan da mevcut kültürlerin
yenileri ile buluşması sonucunda ortaya çıkan olgular söz konusudur. Altın ordu devletinin,
doğu Avrupa ya ve rus yurduna belli bir düzen ve devlet teşkilatının yerleşmesinde olduğu
gibi iktisadi ve mali alanlarda da tesirleri görüldü.
38 Çeçen, a.g.e, s.214.
39 Çelik ve Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, s.155.
40 Saray, a.g.m, s.540.
41 Yakubovskiy, a.g.e, s.58.
42 Çelik ve Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, s.160.
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
JOURNAL
KAYNAKÇA
1.Çeçen, Anıl, Türk Devletleri, 1.Baskı, İ�stanbul: İ�nkılap Kitapevi,1986.
2.Çelik, Aydın ve Güler, Ö� nder, ‘‘Altın Ordu İ�mparatorluğu’’, Tarih Dünyası Araştırmaları
Dergisi, Elazığ 2010, Sayı 188.
3.Derin Paşaoğlu, Derya, ‘‘Altın Orda ve Kırım Sahasında Bozkır Aristokrasisinin Güçlü
Temsilcileri: Emir Rektemür ve Şirin Mirzalar’’, Tarih Araştırmaları Dergisi, Eylül 2014, Cilt 3.
4.Kafalı, Mustafa, ‘‘Cuci Ulusu ve Ak-Orda(Altın-Orda), Gök-Orda Hanlıkları’’, Tarih
Dergisi, İ�stanbul 1970, Sayı 24.
5.Kamalov, İ�lyas ve Mirgaliyev, İ�lknur, ‘‘Altın Orda-Osmanlı Münasebetleri’’, Gazi
Akademik Bakış Dergisi, Kış 2008, Cilt 2.
6.Kamalov, İ�lyas, Altın Orda ve Rusya(Rusya Ü� zerindeki Türk-Tatar Etkisi), 2.baskı,
İ�stanbul: Ö� tüken Yayınevi, 2009.
7.Kemaloğlu, İ�lyas, Orta Asya Türk Tarihi, 4.baskı, Eskişehir: Anadolu Ü� niversitesi
Yayınları, 2013.
8.Kurat, Akdes Nimet, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve
Devletleri, 3.baskı, Ankara :Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1972.
9.Ö� ztürk, Oğuz Mete, Geçmişten Günümüze Türk Devletleri, 1.baskı, İ�stanbul:Nokta
Kitapevi, 2007.
10.Saray, Mehmet, ‘‘Altın Orda Hanlığını’’, Türkiye Diyanet Vakfı İ�slam Ansiklopedisi, Cilt
02, Türkiye Diyanet Vakfı İ�slam Araştırmaları Merkezi :İ�stanbul, 1989 .
11.Vasary, Istvan, ‘‘Kırım Hanlığı ve Büyük Orda(XV-XVI. Yüzyıl) Hakimiyeti Uğruna
Mücadele’’, Çev. Serkan Acar, Tarih İ�ncelemeleri Dergisi, İ�zmir 2014, Cilt XXIX.
12.Yakubovskiy, A. Yu. , Altın Ordu ve Çöküşü , Çev. Hasan Eren, 2.baskı, Ankara:Türk
Tarih Kurumu Basımevi, 2000.
Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4
51
Download