Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL Tarih Öğrencisi Niyazi Toplu Muş Alparslan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Altın Orda Devleti GİRİŞ Doğu Avrupa’da kurulmuş bir Türk-Moğol imparatorluğudur. Çağatay Türkçesiyle konuşan ve uygur alfabesini kullanan bu devlet önceleri Göktanrı inancına bağlıyken daha sonraları islam dinine geçmiştir. Başlangıçta Moğolların çoğunlukta olduğu devlette daha sonra Türkler çoğunluğu ele geçirmiştir. Altınordu sözcüğü Moğolca ‘orda’ sözcüğünde gelmektedir. ‘orda’ çadır anlamına gelmektedir. Hanların ordugahlarındaki çadırlarının üzeri altın kaplama olduğu için, han’ın çadırı anlamına gelen ‘altınorda’ sözcüğü devletin adı Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 37 38 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 olmuştur. Bu sözcük daha sonra Altınordu sözcüğüne dönüşmüştür.1 Cengiz han’ın sağlığında yaptığı toprak ve ulus taksimatına göre büyük oğlu Cuçi’ye tahsis ettiği deşt-i kıpçak coğrafyasında ortaya çıkıp, doğu Avrupa’ya doğru genişleyen altın orda hanlığı, Cuçi’nin oğlu Batu tarafından tesis edilmiş siyasi bir teşekküldür. Altın orda hanlığının siyasi oluşumu ve devlet teşkilatlanması göçebe-bozkır kültürü üzerinde şekillenmiş, cengiz han’dan gelen Moğol ananelerine dayanmaktadır.2 1502 yılında Ahmed han’ın oğullarının ordasının dağılması büyük orda’ya nihai darbeyi vurup son verdi. Parçalana altın orda’nın ana unsurları ise varlığını sürdürdü. Altın orda toparlanamadı ve yirmi yıl boyunca fasılaya uğramadan hitamına doğru ilerledi. 1480 yılının başlarında III. İ�van tarafından açılan yara parçalanmaya sebebiyet verdi.3 Birçok nedenlerin bir araya gelmesiyle giderek zayıflayan Altınordu devleti, Timurlenk’in arka arkaya indirdiği üç darbeden sonra bir daha toparlanamadı. Timur, başta merkez saray olmak üzere tüm kentleri yakıp yıktı ve ülkeyi iyice sarstı. Daha sonra hanedan arasında çıkan taht kavgaları, ticaretin giderek azalması ve komşularının zamanla güçlenmesi sonucunda Altınordu hakanlığı battı. Karışıklık döneminden sonra başa geçen şeyh Ahmet moskova prensliğini ele geçiremeyince geri çekildi ve ondan sonrada Altınordu devleti tarihe karıştı. Bu devleti yıkıntısı üzerine ülkesinde kırım, kazan, Astarhan, Nogay ve sibir hanlıkları kuruldu.4 ALTIN ORDA DEVLETİ A. DEVLETİN KURULUŞU VE ALTIN ORDA İSMİNİN KÖKENİ Cengiz han (1206-1227) daha hayatta iken, fethettiği toprakları Moğol geleneklerine göre kendi oğulları arasında paylaştırmıştı. Mükemmel kumandanlığı ve tecrübeli devlet adamlığı ile kendisini ispatlayan Cuci(öl.1227)’ye altay dağları ve batı sibirya’dan başlayarak idil-ural bölgesi ve ötesi verilmiştir. Bunlara ilaveten Cuci han’a batıda ‘moğol atlarının basabileceği her yeri’ fethetme hakkı da tanınmıştır. Böylece Deşt-İ� Kıpçak olarak da bilinen bu coğrafyada Cuci ulusunun temelleri atılmıştır. Fakat Cuci ulusunu büyümesi ve tabi sınırlara erişmesi Cuci’nin oğlu batu han(1227-1255/56) zamanında gerçekleştirilen ikinci Kıpçak seferinin neticesinde mümkün olmuştur. İ�kinci Kıpçak Seferi(1229-1242), yeni teşekkül olan Cuci ulusuna volga nehri ile karpat dağları ve tuna nehrinin ağzına kadar uzanan batı Deşt-i Kıpçak bozkırlarını açtığı için Batu, altın orda’nın ilk hanı olarak kabul edilmektedir. Yapılan seferler sonucunda, 1236 yılında idil bulgar devleti, 1237-1238 yıllarında Rus Knezlikleri hakimiyet altına alınmıştır. 1240 yılında kiyev fethedilmiş ve batıya yani Polonya, Çekoslavakya, Macaristan, Sırbistan ve Bulgaristan üzerine sefer yapılmıştır. Avrupalılar, başlarına gelebilecek olayların korkusunu yaşarken. Batu han aniden ordusunu geri çevirmiş, 1 Oğuz Mete Öztürk, Geçmişten Günümüze Türk Devletleri, İstanbul: Nokta Kitapevi, 2007, s.209. 2 Derya Derin Paşaoğlu, ‘‘Altın Orda ve Kırım Sahasında Bozkır Aristokrasisinin Güçlü Temsilcileri: Emir Rektemür ve Şirin Mirzalar’’, Tarih Araştırmaları Dergisi, Eylül 2014, Cilt 3, s.147. 3 Istvan Vasary, ‘‘Kırım Hanlığı ve Büyük Orda(XV-XVI. Yüzyıl ) Hakimiyeti Uğruna Mücadele’’, Çev. Serkan Acar, Tarih İncelemeleri Dergisi, İzmir 2014, Cilt XXIX, s.337. 4 Anıl Çeçen, Türk Devletleri, İstanbul: İnkılap Kitapevi, 1986, s.216. Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL çünkü başkent karakurum’da Ö� gedey kağan vefat etmişti. Neticede Batu han’ın seferleri sonucunda Deşt-i Kıpçak, Harezm, kuzey Kafkaslar, Kırım ve İ�dil Bulgar devletinin toprakların da Altın orda devleti kurulmuştur. Batu han’ın seferlerinin sonucunda kurulan bu devlet, aslında çok daha sonrasında ‘Altın Orda’ olarak adalandırılacaktır.5 XIII. yüzyılın başlarında deşt-i kıpçak, kırım, idil-bulgar ve kuzey Kafkaslarda kurulan devletin adı, doğu kaynaklarında Cuci ulusu olarak geçmektedir. Bunun sebebi tabiiki, bu devletin temellerinin asıl kurucusu olan Batu han’ın babası Cuci han’ın devrinde atılmış olmasıdır. Ele geçirilen bölgedeki nüfusun çoğunu göçebe kıpçaklar oluşturduğu için bu bölgeye deşt-i kıpçak, yani ‘kıpçak bozkırı’ adı verildi. Fars kaynakları Cuci ulusundan bahsederken ‘deşt-i kıpçak’ tabirini kullanmışlardır. Yine, Arap kaynaklarında devletin adı, kroniklerin kaleme alındığı döneme göre değişmektedir. Çoğu kez hüküm süren hanın ya da coğrafi bölgenin adı ile zikredilmektedir. 1290’larda ‘orda’ adı ortaya çıkmıştır ki, bu kelime Cuci ulusunun sonuna kadar kullanılmış, hatta daha sonra da devam etmiştir. ‘orda’ yada ‘ordu’ kelimesi Türk ve Moğol dillerinde aynı manaya gelmekte ve bu dillerin sözlüklerinde ezelden beri mevcut olup, başlangıçta ‘yurt’, ‘han yurdu’, ‘saray yurdu’, anlamına gelmekteydi. Daha sonra bu kelime ‘askeri birlik’, ‘saray’, ‘maiyet’, ‘ordugah’, ‘keçe çadırındaki aile’, ‘tanınmış kişilerin hanımlarının 5 İlyas Kemaloğlu, Orta Asya Türk Tarihi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2013, s.105. Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 39 40 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 kaldıkları yer’ gibi anlamlar kazanmıştır. Türk ve Moğol dillerinden ‘orda’ kelimesi Rusçaya, Rusçadan da Avrupa dillerine geçmiştir. Rus diline bu kelime ‘hanın çadırı’, ‘hanın konağı’, anlamları yanında ‘göçebe bozkır topluluğu’ anlamıyla da girmiştir. Bizim alıştığımız ‘Altın orda’ tabiri ise ancak batunun kurmuş olduğu devletin izi bile kalmadığı dönemde kullanılmaya başlanmıştır. İ�lk defa bu tabire 1564 yılı civarında yazılmış olan kazan kroniğinde rastlanır. Rus kaynaklarında altın orda, ‘zolotaya orda’ olarak geçmektedir. Bu tabirin ortaya çıkması altın ve kıymetli kumaşlarla süslü olan han’ın karargahıyla ilgilidir.6 Devletin kurucusu Batu han’ın ak otağının üst kısmının altın yaldızlı olması sebebiyle bu devlete altın orda veya ak orda denmiştir.7 624/1227 yılında Cuci han ölünce, oğulları Batu ile orda aralarında taht konusunda anlaşamadı ve her ikisi de diğerinin lehine feragat ederek meseleyi çözmek için Çengiz han’ın huzuruna gittiler. Çengiz han, Batu için ‘altın busagalı ak orda’yı’ ( altın aksamlı ak-otağ), orda için ise, ‘gümüş busagalı gök orda’yı’ ( gümüş aksamlı gök otağ) kurdurdu. Böylece doğu deşt-i kıpçak, Orda-İ�çen han’a (sol-kol), idil boyu ve zaptı kararlaştırılmış olan batı deşt-i kıpçak (sağ-kol) ise Batu han’a yurt olarak verildi. Netice itibarıyla cuci ulusunun, daha sonrada batı kısmının ak orda olarak bilindiğini söylemek mümkündür. Buna rağmen modern tarih biliminde, ‘altın orda’ terimi kullanılmaktadır.8 B.SİYASİ TARİHİ 1.Batu Han Batu han 1241 yılında idil’in aşağı bölgesine dönmüş ve ırmağın sol yanında orda’sını 6 İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya(Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi), İstanbul: Ötüken Yayınevi, 2009, s.71-73. 7 Mehmet Saray, ‘‘Altın Orda Hanlığı’’, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, , Cilt 02, İstanbul:Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi, 1989, s.538. 8 Kamalov, a.g.e, s.73-74. Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL (karargah) kurmuştu. Bu nokta daha sonraları saray adını aldı ve devletin siyasal merkezi oldu. Bir süre sonrada doğu avrupa, hazar denizi ve aral bölgeleriyle batı sibiryanın en önemli merkezi oldu. Cengiz oğulları arasında en değerli komutan olarak tanınan Batu han imparatorluğun bütünlüğünü bozmamak amacıyla karakurumda’ki hakanı tanımakta ve iyi ilişkilerini sürdürmekteydi. Aslında tümüyle bağımsız hareket eden Batu han 1255 yılına kadar işgal ettiği topraklarda eğemenliğini sürdürmüştür. Batu han hem devletin topraklarını aldığından, hem de buralarda yeni bir siyasal örgütlenme oluştuğundan Altınordu devletinin kurucusu sayılmaktadır.9 Esasen Altın ordu’nun ilk hanı, doğu avrupayı fetheden ve bu suretle Altın ordu’yu kuran Batu idi. Saltanatı 1224’ten 1255’e kadar sürmüştür. Mamafih bunu 1236’dan, yani bütün kıpçak bozkırının fethi yılından başlatmak daha doğru olur. Batu hakkında elimizde az bilgi vardır. Onun yalnız istila seferlerinin gayretli başbuğu ve yeni kurulan devletlerin büyük bir teşkilatçısı olduğunu biliyoruz. Batu, cengiz hanın ölümünden (1227) sonraki en karışık yıllarda faliyette bulunmak mecburiyetinde kalmıştı. Ö� gedey han (1229-1241) zamanında imparatorluğun hayatında faal bir rol oynamış ve 1251’de tuluy ailesinin yükselmesi ve cengiz hanın tahtını tuluy’un oğlu mengü’nün(1251-1259) çıkması gibi sonuçlar doğuran saray suikastına fiilen katılmıştı.10 Tebaası kendisini sayın han(iyi han) diye anardı. Muasır düşmanlarını teşkil eden ermeni ve iran kaynakları da onu adil, barış sever, insaniyetli bir hükümdar olarak vasıflandırırlar. Altın orda çağının değerli araştırmacısı yakubovskiy ise, onun ‘dahi teşkilatçı’ olduğunu 9 Çeçen, a.g.e, s. 208. 10 A. Yu. Yakubovskiy, Altın Ordu ve Çöküşü, Çev. Hasan Eren, Ankara:Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2000, s.37. Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 41 42 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 kaydeder. Tatar halk geleneğine göre ise Batu han pek azı Moğol alan ahali ile yüce bir ordu ve mühteşem bir devlet kurduğu için, keramet sahibi bir azizdir. Dört oğlu hayatta kalmıştır. En büyük oğlu Sartak erken ölünce Batu’nun yerine amcalarından Berke halef olmuştur.11 2.Berke Han Batu han’ın ölümünden sonra yerine küçük kardeşi Berke han geçti(1257). Berke han, kendi adına sikke bastırmak suretiyle karakurum’la ilişkisini keserek bağımsızlığını ilan etti. Ayrıca yeni saray şehrini kurarak burasını yeni başkent yaptı. Bu sırada Cengiz han’ın öteki oğulları birbiriyle anlaşmazlığa düşmüş, taht için kendi aralarında savaşmaya başlamışlardı. Berke han bu durumu iyi değerlendirdi. Büyük hakanlık savaşında önce Artık Böke’yi tuttu. Ama bu savaştan Kubilay han galib çıkmıştı ve bu yüzden büyük hanlıkla ilişkisi kesilmişti.12 1257 yılında başa geçen Berke han Müslümanlığı kabul eden ilk altın ordu hanıdır. Deşt-i kıpçak ili onun idaresine girdikten sonra burada İ�slamiyet hızla yayıldı. Berke han’ın 13 veya 16 yıl hükümdarlık yaptığı belirtilmektedir.13 Berke han zamanında altın ordu büyük bir devlet halini almıştı. Berke, yalnız volga boyunda şehir hayatını kurmak ve güney doğu avrupa’da ticaret faaliyetini genişletmek ve derinleştirmekle kalmamış, Hülegü ailesi(iran Moğolları) ile ağır bir mücadeleye girişmiş ve memlükler yönetimindeki mısırla diplomatik ilişkiler kurmuştu. Doğu avrupanın Batu orduları tarafından işgalinden tam yirmi yıl sonra, iran’a Mengü hanın(1251-1259) kardeşi Hülegü hanın emri altında bulunan büyük bir Moğol ordusu göndermişti. 1256’dan itibaren iki buçuk yıl içinde bütün iran’ın işgali tamamlanmış, 1258’de bağdat ele geçirilmiş ve eski önemini kaybeden arap halifeliği kesin olarak tasfiye edilmişti. XIII. Yüzyılın ortasında iran topraklarında yeni bir Moğol devleti kurulmuştu.14 Berke han zamanın’da rus knezlikleri üzerindeki hakimiyet artmış ve rus toprakları da dahil olmak üzere ele geçirilen bütün topraklarda toplanacak vergileri düzene oturtmak acemi askerlerden birlikler sağlamak, ayrıca yetenekli zanaatkar ve ustaları belirleyerek devlet teşkilatında görevlendirmek üzere nüfus sayımı yapılmıştır. Vergilerin toplanmasını sağlamak için altın orda’nın hakim olduğu bütün topraklarda Daruganlık adı verilen yeni bir teşkilat kurulmuş ve bu teşkilatın başına Darugalar getirilmiştir.15 Berke han, ilhanlı hakanı Abaka han ile yaptığı savaşta yenilgiye uğradı; dönüş sırasında hastalanarak 1266 yılı başlarında öldü.16 3.Mengü- Timur Han 1266 yılında vefat eden Berke han’ın oğulları olmadığı için yerine Batu han’ın torunu Mengü-Timur geçti. Onun döneminde rus knezliklerine karşı izlenen politika daha da 11 Aydın Çelik ve Önder Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Elazığ 2010, Sayı 188, s.142. 12 Öztürk, a.g.e, s.212. 13 Çelik ve Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, s.142. 14 Yakubovskiy, a.g.e, s.40. 15 Kemaloğlu, a.g.e, s. 106. 16 Saray, a.g.m, s.539. Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL yumuşadı tipografskaya kroniğinde ‘berke han öldü ve tatarların baskısı azaldı’ şaklinde satırlar yer almaktadır. Rus kroniklerinin böyle yorum yapmasındaki en önemli neden, artık vergilerin her yerde Müslüman tüccarların değil de, resmi görevlilerin toplaması ve MengüTimur’un kilise ile din görevlilerini vergiden muaf tutan yarlıklar çıkarmasıdır. Genel olarak Megü-Timur devrinde altın orda, rus knezlikleriyle bir sorun yaşamadı. Bunun bir çok nedeni mevcuttur. Artık rus topraklarının neredeyse tamamı, altın orda’nın idaresi atında olduğundan altın orda rus topraklarına yeni seferler düzenlememiştir. Diğer taraftan büyük Moğol imparatorluğundan bağımsız hale gelen altı orda, Mengü-Timur zamanında bir taraftan ilhanlılarla mücadeleye devam ederken, diğer taraftan da balkanlarda Altın Orda’nın etkisini artırmaya gayret etmiştir. Bundan dolayı Mengü-Timur dikkatlerini Rus Knezliklerine çevirme fırsatı bulamamıştır.17 Berke hanın rus prensliklerine karşı güttüğü siyaseti sürdürmeğe çalışan Mengü-Timur, rus prensliklerinde ikinci bir nüfus sayımı yapmıştır. Arapça yazan hemen bütün mısır kronikçileri, Mengü-Timur’un habis bir boğaz çıbanından öldüğünü kaydederler.18 4.Birinci Fetret Dönemi Mengü-Timur öldüğünde(681-1282), oğullarının küçük yaşta olmaları sebebiyle altın orda tahtına küçük kardeşi Tuda-Mengü çıktı ve 686/1287 yılına kadar hanlıkta kaldı. Ancak Tuda-Mengünün tahtına daha Berke han zamanında güçlenen Nogay mirza ortak oldu. Nogay, 17 Kamalov, a.g.e, s.82-83. 18 Yakubovskiy, a.g.e, s.46. Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 43 44 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 berke zamanında Hülagü han ile yapılan savaşlar sırasında kendini göstermiş ve kısa zamanda altın ordanın en önemli simalarından birisi haline gelmiştir. Berke han zamanında niyetini açığa vuramayan Nogay, Mengü-Timur zamanında gücünü artırmış ve han’ın hakimiyetine ortak olma niyetinde olduğunu belirtmeye başlamıştır. Tuda-Mengü zamanında ise Nogay niyetini gizlemeye ihtiyaç duymamıştır. Bu tarihten itibaren Nogay, rus kaynaklarında han olarak geçmeye başlamaktadır. Nogay da kendisini zaten han olarak görmekteydi ve TudaMengünün bunu kabul etmekten başka bir çaresi yoktu. Resmi olarak nogay’ın statüsü ne olursa olsun, gerçekte artık o, kıpçakların resmi hanından daha muazzam bir güce sahipti. Ancak hiç şüphesiz bu güç, resmi hanı ortadan kaldırmak için yeterli değildi. İ�şte bundan dolayı da ‘ikili iktidar’ kargaşası gecikmeden kendini göstermeye başladı. 19 Tuda-Mengü han zamanında(1280-1287) devletin bütünlüğü tehlikeye düştü ve bundan sonraki yirmi beş yıllık süre, altın ordanın ilk fetret devri oldu. Bu ilk fetret devri XIV. Yüzyılın başlarında sona erdi.20 5.Özbek Han Ö� zbek han tahta çıktığında otuz yaşların da idi; müslümanlığa bağlılığı, zekası ve şahsen de çok gösterişli ve güzel bir adam olmasıyla temayüz etmişti. Ö� zbek han’ın tahtında tutunabilmesi ve rakiplerini zararsız bir hale getirmesinde bilhassa emir(noyon) lerden kutluk Timur’un büyük rolü olduğu’da biliniyor. Yine kutluk-Timur’un tavsiyesi ile Ö� zbek han, altın ordu’da islamiyetin tamamiyle yerleşmesine büyük önem vermiş ve bu suretle altın ordu’da ‘şamanlık’ bırakılmış ve memleket tam bir islam ülkesi haline getirilmiştir. Ö� zbek han’ın bilhassa saray berke şehrinin imarına ayrıca ehemmiyet verdiğini ve payitahtı eski saraydan buraya nakledince, Saray Berkenin daha’da geliştiğini biliyoruz. Ö� zbek han, dış siyasette, berke han zamanında tesbit edilen esaslara bağlı kalmış ve bilhassa ilhanilere karşı olmak üzere mısır memlükleri ile çok yakın münasebetleri devam ettirmiştir.21 Ö� zbek han zamanında altın ordu devleti tamamen türkleşti. Ö� zbek han kız alıp vererek kölemenler devleti ile akrabalık kurdu. Artık hükümdar ailesi yalnız dil ve kültür bakımından değil, kan bakımından da türkleşti. Azerbaycan’ı ele geçirdi ve rus prenslerinden alınan vergi sisteminde değişiklik yaptı. Müslümanlığa da önem verdi ve saray şehri önemli bir dini merkez oldu. Çok sayıda medrese ve cami yaptırdı. 1341’de ölen Ö� zbek han’ın yerine önce oğlu tini bey, ondan bir yıl sonrada öbür oğlu Cani bey geçti.22 6.Canibek Han Ö� zbek han’dan sonra büyük oğlu Tinibek han kısa bir süre(1341-1342) hüküm sürdükten sonra tahta Canibek han(1342-1357) çıkmıştır. Canibek han zamanında en önemli gelişme ise yaklaşık bir asır süren ilhanlılar’la mücadelenin altın ordanın galibiyetiyle sonuçlanması ve Azerbaycan’ın ele geçirilmesiydi.23 19 Kamalov, a.g.e, s.83-84. 20 Saray, a.g.m, s.539. 21 Akdes Nimet Kurat, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1972, s.130. 22 Öztürk, a.g.e, s.213. 23 Kemaloğlu, a.g.e, s.108. Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL Canibek han babasının rusya politikasını devam ettirdi. Yani büyük knezlik için yarlığı moskova knezi semön’a verdi. Böylece moskava knezliği ile vlademir knezliği neredeyse ayrılmaz oldular. Tver, ryazan ve suzdal knezliklerinin ise moskova’dan bağımsızlıkları devam etti. Semön’un lakabı Gordıy(gururlu) olmasına rağmen, o da babası ve dedeleri gibi altın orda han’ı karşısında boyun eğmeye devam etti ve her fırsatta saray’a seyahatlerde bulundu. Genel olarak Canibek han dönemi altın orda ile rus knezlikleri arasındaki ilişkileri ‘sessizlik’ dönemi olarak nitelendirmek mümkündür. Bu dönemde altın orda han’ı rus halkını cezalandırma amacıyla neredeyse hiç askeri birlik göndermedi. Bu sessizlik dönemi aslında daha 1328 yılında başlamış ve 1367 yılına kadar devam etmiştir.24 Canibek han 1357 yılında bir suikast sonucu öldürüldükten sonra altın ordu devletinde artık devamlı karışıklıklar başladı.25 7.İkinci Fetret Dönemi Emirlerden Kanglı Tulubay’ın kışkırtmasıyla babasını öldüren ve tahta çıkan Berdibek’in izlediği politika ülkede hoşnutsuzluklara yol açtı ve daha hayattayken kendisine karşı yedi han adayı rakib olarak ortaya çıktı. Berdibek han bütün kardeşlerini yok edib yalnız kendi oğlunu hayatta bıraktı. Fakat çok geçmeden oğlu da vefat etti ve han kendisini içkiye verdi, bu düşkünlüğü yüzünden üç yıllık saltanattan sonra vefat etti. Böylece 1227/624 yılında batu han ile başlayan ak-orda hanedanı 133 yıl sonra son buldu. Bundan böyle çeşitli emir ve ulubekler adamlarını tahta çıkartıp kendi politikalarını izlediler, hatta saray şehrini ele geçirmek için mücadele etmeye başladılar.26 Berdibek han’ın ölümün’den sonra altın orda devletinde yaklaşık 20 yıl sürecek olan karışıklıklar devri başlamıştır. yirmiden fazla hanı tahta çıktığı bu devirde hanları otoritesi yok denecek seviyeye inmiş, bu da rus knezlikleri’de dahil olmak üzere bütün itaatindeki uluslar üzerindeki hakimiyeti etkilemiştir. Bu dönemin önemli özelliklerinden biride yine bundan yaklaşık bir asır öncesinde olduğu gibi güçlü bir emirin (Mamay Mirza) altın orda tarihinde önemli rol oynamasıdır. Mamay mirzanın 1380’de meydana gelen kulikovskaya muharebesin de Dmitriy Donskoy komutasındaki birleşik rus ordusuna mağlup olması ise altın orda-rus münasebetlerindeki dengeleri alt üst etmiştir. Her ne kadar Cuci han’ın oğlu Tokay-Timur’un neslinden gelen Toktamış Han’ın(1379-1397) tahta çıkması ve altın orda’da birliği tekrar sağlamasıyla rus knezlikleri itaat altına alınsalar da ruslar, kendi aralarında birlik oldukları zaman altın orda’yı yenebileceklerini anlamışlardı.27 8.Toktamış Han Dönemi ve Devletin Yıkılış Süreci Altın orda hanı Toktamış(1379-1397) kendisinden önce altın orda’da yaklaşık 20 yıl süren karışıklık dönemine son vererek ülkede hakimiyeti ele geçirmiştir. 28 Toktamış oğlan aksak Timur’un yanına iltica etmiş ve onun yardımı ile 1377’de altın ordu tahtını ele geçirebilmişti. Fakat altın ordu ile Timur arasında bilhassa harezim yönünde anlaşmazlık çıkmıştı. Toktamış buranın öteden beri altı orda’ya ait olduğunu iddia etmekte idi. Toktamış 24 Kamalov, a.g.e, s.93-94. 25 Çelik ve Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, s.147. 26 Kamalov, a.g.e, s.95. 27 Kemaoğlu, a.g.e, s.108. 28 İlyas Kamalov ve İlknur Mirgaliyev, ‘‘Altın Orda-Osmanlı Münasebetleri’’, Gazi Akademik Bakış Dergisi, Kış 2008, Cilt 02, s.189. Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 45 46 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 Osmanlı devleti ile iyi komşuluk münasebetleri kurmuş, bayezid’e elçiler göndermiş, ticaret kervanları da yollamıştı.29 Timur altın orda ya karşı sefere çıkarak Toktamış han’ı 1391’de kondurca’da, nisan 1395’te terekte büyük bir yenilgiye uğrattı. Bu yenilgilerden sonra altın orda hanlığı hızla parçalanmaya başladı. Timur kutluk(1396-1400), Timur tarafından altın orda hükümdarı ilan edildi. Onun 1400’de ölümü üzerine Edige Mirza yönetimi ele geçirerek 1419’a kadar devleti idare etti. Edige Mirza’dan sonra başa geçen Uluğ Muhammed han(1419-1422) ise büyük bir lider olmasına rağmen saltanat mücadelesine girmiş olan persler tarafından tahttan indirildi. Maveraünnehir hakimi Uluğ Bey’in yardımı ile Barak Han(1425-1427), Uluğ Muhammedi saray şehrinden sürerek hükümdarlığını ilan etti. Uluğ Muhammed 1427’de altın orda tahtını yeniden ele geçirdi ise de bir müddet sonra kırım’da hanlığını ilan etmiş olan Hacı Giray’ın yanına sığınmak zorunda kaldı. Altın orda hanlığını ele geçiren Küçük Muhammed Han’ın (1427-1445) onu takip ettirmesi üzerine, Uluğ Muhammed kuzeye giderek orada kazan hanlığını kurdu. Küçük Muhammed han böylece tamamen altın ordanın hakimi oldu. Küçük Muhammed Han’ın ölümünden sonra yerine geçen Seyyid Ahmet Han(1445-1465), Hacı Giray’ın kurduğu kırım hanlığı ile moskova knezliğine karşı amansız bir mücadeleye girişti. altın orda’yı eski parlak günlerine döndürmek maksadıyla giriştiği bu mücadele oldukça başarılı sonuçlar aldı. Fakat kırım hanı hacı Giray ile moskova knezi III. İ�van, aralarında anlaşarak bir ittifak kurdular. Kırım-moskova ittifakına karşı Seyyid Ahmet handa Lehistan ve Litvanya ile anlaşıp bir çepha meydana getirdi ise de bir sonuç alamadı. Seyyid Ahmet’in yerine altın ordanın başına geçen Ahmet Han’da(1465-1481) mücadeleyi sürdürdü.30 29 Kurat, a.g.e, s.138-139. 30 Saray, a.g.m, s.539-540. Ahmet han’ın hükümdarlığı 14651481 yılları arasında 16 yıl sürdü. Fakat ülkede 1471 yılında karışıklıklar iyice arttı. Kuzeydeki vyatka boyundan gelen yağmacılar başkent saray’ı yağmaladılar. 1480 yılında Lehistan kralı IV. Kazamir ile anlaşarak moskova knezinin saldırması üzerine beklediği yardım gelmeyince kaçan rus ordusunu takip edemedi. Böylelikle ruslar da bağımsızlıklarını ellerine almış oldular. 1481 Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL yılında Ahmet han don nehri kıyısında Aybek ile yaptığı savaşta öldürülünce ruslar, altın orda eğemenliğin den tamamen kurtulmuş oldular. Ahmet han’ın ölümü ile yerine geçen oğlu şeyh Ahmet han altın orda devletinin son (45) hakanı oldu. Onun hükümdarlığı 1481-1502 yılları arasında 21 yıl sürdü. Bu son hükümdarın dönemi de karışıklıklar için de geçti. Taht kavgaları yine devam etti. Litvanya, moskova ve kırım’ın kendi aralarında yaptıkları askeri ve siyasi mücadeleler altın orduyu çok etkiledi. 1502 yılında 266 yıllık altın ordu devleti parçalandı. Kırım’ın ilk hanı Mengli Giray 1502 yılında altın orduyu yenerek ağır şekilde tahrip etti. Son hakan Şeyh Ahmet han ise, Astrahan’a sığındı. Fakat Astrahanlılar şeyh Ahmet han’ı istemediler. Kardeşi Abdulkerim Astrahan’a getirildi. Şeyh Ahmet de eski dostu Litvanya büyük prensi aleksandr’a sığındı. 1502 yılında aleksandr, kırım hanı mengli giray’a hoş görünmek için şeyh Ahmet han’ı öldürdü. Böylelikle Timur’un güçlü seferleri, Toktamış Han’da önce yaşanan fetret devirleri, emirlerin hanlara karşı isyan ederek itaat etmemeleri, 1380 yılında ruslara karşı alınan mağlubiyet ve rusyanın her geçen gün güç kazanması gibi sebeplerden dolayı altın ordu devleti parçalanma sürecine girmiş ve yıkılmıştır.31 Böylelikle XV. yüzyılın ortalarında ak-orda veya altın-orda mefhumları’da yavaş yavaş tarihe karışacaktır. Zira altı-orda hanı ünvanı’nı taşıyan bazı hanlar zuhur edecekse’de bunlar, hiçbir zaman için esas altı-orda hanlarının yerini tutamamışlardır. Birbirini takiben kırım ve kazan hanlıkları kurulmuş, altın-orda’nın başkenti saray şehrine hakim olan hanlar ise altın31 Çelik ve Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, s.153-154. Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 47 48 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 orda han’ı olduklarını iddia etmişlerdir. Ancak bunun sözde kaldığı muhakkaktır. Neticede bu bölgede de hacı Tarhan Hanlığı kurulmuştur.32 B.KÜLTÜR VE MEDENİYET Altın ordu devleti; içinde bulunduğu siyasi faaliyetlerinin yanında kültür ve medeniyet bakımından da büyük gelişmeler göstermiştir. Sanat, ticaret ve mimari; bu üç temel medeniyet öğesinin de kültürel tabanda gelişme göstermesini sağlayarak uzun yıllar hakimiyet sahibi olabilmesini sağlamıştır. Bu sebeble 922’den beri Müslüman olan altın ordu’da Batu’nun küçük biraderi Berke han’ın (1255-1266) Müslümanlığı kabul etmesiyle, bu ülke, Türkİ�slam devleti haline gelmiştir. Zaten bu çevrede 922’den beri (yani Bulgarların islamiyet’i kabullerinden itibaren) islam kültürü yayılmıştı. Saray şehri kurulduğunda da Türkistan’la ticari münasebetler tekrar güçlendi. Altın ordu’da Müslüman tesiri başka tesirlere galebe çaldı ve netice itibarı ile saray hanları Müslüman oldular.33 Altın ordu devleti, Türklerin göçebelikten yerleşikliğe geçişinde önemli bir adımdır. Devletin yeni kurduğu kentlerde halk çoğunlukla toplanmış ve ülkede yerleşiklik ön plana geçerken göçebelik gerilemiştir. Orta idil havzasında Türkler daha hazar devleti sırasında yerleşik düzen oluşturmağa başlamışlardı. Azerbaycan’ın da dahil olduğu bölgede altın ordu’ya ait başlıca yirmi beş kent kurulmuştur. Bu kentlerin çoğunluğu büyük ticaret merkezleriydi.34 1.Devlet Teşkilatı Altın orda hanlığı, bozkır devlet geleneğine göre, ikili devlet teşkilatına sahip siyasi bir oluşumdur. Deşt-i kıpçak coğrafyasına hakim olan Cuçi ulusun’da, sol kolda olmak üzere doğu deşt-i kıpçak orda-içen han’a, sağ koldaki batı deşt-i kıpçak batu-sayın han’a verilmiştir. Ancak bu ayrışma iki ayrı hanlık şeklinde değil ikili yönetim şeklinde tanzim edilmiştir. Ak orda ve gök orda adlar ise; altın safhalı(busagalı) ak ordanın (altın eşikli ak çadırın) sayın-Batu han sülalesi için, gümüş safhalı (busagalı) gök ordanın (gümüş eşikli gök çadırın), orda-içen han sülalesi için sembol olarak kullanılmasından gelmektedir. Bu ayrılış öncelikle deşt-i kıpçak coğrafyasının yurt olarak taksimi ve bu topraklar üzerinde yaşayan kabilelerin paylaşılması esasına dayanır ve devletin idari teşkilatlanmasının temelini oluşturur.35 Ak orda, devleti temsil ederken, gök orda bölümü de ayrı bir devlet olmayıp devletin aşağı idari kanadını oluşturuyordu. Her iki kanadın da başında cengiz oğulları bulunuyordu. Devletin başındaki hükümdar, ‘han’ unvanını taşırken, hanımının unvanı ‘hatun’ şeklindeydi. Altın orda’daki en önemli devlet organı ise kurultay idi. Han, hanın eşleri, gök orda hanları, han oğulları, kabile beylerinin katıldığı kurultaylarda han seçimi, büyük muharebelerin yapımı ve devleti yakından ilgilendiren diğer önemli konular görüşülüyordu. Tümen beyleri 32 Mustafa Kafalı, ‘‘Cuci Ulusu ve Ak-Orda(Altın Orda), Gök-Orda Hanlıkları’’, Tarih Dergisi, İstanbul 1970, Sayı 24, s.68. 33 Çelik ve Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, s.154. 34 Çeçen, a.g.e, s.213-214. 35 Derin Paşaoğlu, ‘‘Altın Orda ve Kırım Sahasında Bozkır Aristokrasisinin Güçlü Temsilcileri: Emir Rektemür ve Şirin Mirzalar’’, s.152-153. Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL ile bin beyleri olan kıyat, kongırat, mangıt, şirin, barın ve secut gibi kabilelerin beyleri, ülke yönetiminde, özellikle fetret devirlerinin yaşandığı yıllarda söz sahibi olmuşlardır. İ�dari teşkilatta önemli bir yere sahip olan vezir hüviyetindeki atalık, yasa ve yargı işlerine bakan yasa emiri ve defterdarlar (bitikçiler) da kurultaylara katılıyorlardı. Altın orda da ordu ise geleneksel Türk teşkilatındaki onlu sisteme göre düzenlenmiş tümenler ve binliklerden meydana geliyordu. Hanlar, kabile taksimet sistemini bütün altın orda devleti için benimsemiş ve ülkeyi ‘yurt’ lara bölmüşlerdir. Yaylak, kışlak, otlaklardan oluşan bu yurtların gerek sınırları gerekse yöneticileri han tarafından belirleniyordu. Altın orda’da en gelişmiş müesseselerin başında yam(posta) teşkilatı gelmektedir.Altın orda da dahil olmak üzere cengiz oğullarının hakim olduğu bütün coğrafyada birer günlük mesafe aralığında posta istasyonları kurulmuş, bu istasyonlarda devletin resmi postacıları ve devletin elçileri için yedek atlar bulundurulmuştur.36 2.Sosyal ve Ekonomik Hayat Altın ordu XIII-XIV. Yüzyıllarında siyasi, iktisadi ve kültür bakımından yalnız doğu Avrupanın değil, umumiyet türk dünyasının en mühim devletlerinden biri idi. Bu devlet ahalisinin büyük bir kısmı, -Rus yurdu müstesna- halis türk idi. Ancak üst tabakada Moğol unsuru mevcuttu. Moğolların yine türkler’le kardeş olmaları hasebiyle, bu unsurda kısa bir zaman içinde tamamiyle türkleşmiştir. Altın ordu’da askerlik, ziraat, ticaret, vergi ve her nevi mükellefiyet için belli kanunlar mevcuttu. Bu itibarla da altın ordu devletini ‘yasalı’ kanunlu bir siyasi varlık olarak tanımak yerinde olur. Ahalinin yalnız göçebe olmadığı şehirlerin ve köylerin çokluğu ile kendini derhal göstermektedir. Azerbaycan da dahil olduğu halde altın ordu’ya ait sahada şimdiye kadar yirmi beş şehir tespit edilmiştir. Altın ordu sadece bir ‘step imparatorluğu’ değildi. Bu şehirlerin çoğu büyük ticaret merkezleri ve ‘ihracat ve ithalat’ iskeleleri veya transit mahalleri idi.37 Ö� zellikle saray kentinin büyüklüğü ve güzelliği birçok kitaba konu olmuştur. Daha sonralarda yapılan kazılarda bu kentin önemli binaları ortaya çıkarılmıştır. Kentin altında çok gelişmiş bir su tesisatı olduğu ve tüm evlere ve bahçelere borularla su götürüldüğü ortaya çıkmıştır. Çini süslemecilik ve maden işlemecilik sanatlarının çok gelişmiş olduğu gene kazılar sonucunda ortaya çıkmıştır. Maden eritme ve işleme konusunda altın ordu devleti çağının en ileri teknolojisini kullanıyordu. Saray kenti ve idil bölgesindeki diğer yerleşme merkezlerinde, maden ve çini sanatının en gelişmiş örneklerine rastlanmıştır. Altınordu kentleri hem ticaret merkezi hem de kültür merkezi görünümündeydi. Saray kenti, altın ordu devletinin merkezi olarak taht ili adını taşıyordu. Genel olarak altın ordu devletinde kadınların sosyal konumlar yüksekti ve eski Türk 36 Kemaloğlu, a.g.e, s.110. 37 Kurat, a.g.e, s.132-133. Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 49 50 Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 geleneklerine uygundu. Müslümanlığın kadınları baskı altına alan etkileri daha ortaya çıkmamıştı. Hanın hatunları ayrı saraylarda yaşıyorlar, göç ederken kendilerine özgü çadırlar içinde kalıyorlardı. Ayrıca hatunları korumak için ayrı koruma birlikleri bulunmaktaydı. Kadınlar peçe taşımadıkları gibi, toplum içinde de açık yüzle ortaya çıkarlardı.38 Yönetici seçkinleri 13 yy. sonları gibi erken bir tarihte bile Türkçeye aşina ve onu kullanıyor olmalarına rağmen, altın ordunun resmi dili tarihinin çoğunda Moğolca olarak kalmıştır. Moğolcanın yanında, uygurca veya uygur harfi doğu Türkçesi de kullanılmıştır. Hatta Çağatay Türkçesinin gelişimi, altın ordunun kültürel ortamı ve etkisi dahilinde değerlendirilmelidir. Ayrıca diğer türk dillerinin etkisinden uzak kalmayan kıpçakça, kaynaklarda belirtildiği kadarıyla bu bölgenin en yaygın olarak kullanılan dilleri arasındadır. Ö� zellikle Ö� zbek Han’ın hükümdarlığı sırasında (1312-1341) islam ile birlikte Arapçada bir edebi vasıta olarak kullanıldı.39 Devletin gelirleri halktan, bağımlı rus knezliklerin’den ve yabancı tüccarlardan alınan vergilere dayanmaktaydı.40 Altın ordu ekonomisinde balıkçılığında önemli bir rol oynadığını görüyoruz. Volga’da, kama’nın ağzında, yayık’ta, aşağı amuderya, hazar denizi ve karadeniz kıyılarında balıkçılık yapılırdı.41 Ticaretin altın ordu’da önemli ölçüde gelişme gösterdiği ve buna bağlı olarak para sistemi de muntazamdı; maden para ile birlikte, kağıt parada vardı.42 SONUÇ Batu han’ın ikinci kıpçak seferi(1229-1242) sonucunda deşt-i kıpçak, harezm, kuzey Kafkaslar, kırım ve idil bulgar devletinin topraklarında altın orda devleti kurulmuştur. Bölgedeki esas kitleyi kıpçaklar ve diğer türk boyları oluşturduğundan, buraya gelen Moğollar çok kısa süre içinde asimile olmuşlardır. Altın ordu XIII-XIV. Yüzyıllarda siyasi, iktisadi ve kültür bakımından yalnız doğu Avrupa’nın değil umumiyetle türk dünyasının en mühim devletlerinden biri idi. Bu devlet ahalisinin büyük bir kısmı, rus yurdu müstesna halis türk idi. Ancak üst tabakada Moğol unsuru mevcuttu. Berke han döneminde İ�slamiyet in kabulü ve özbek han zamanında bütün ülkeye yayılması ile altın orda türk ve islam devleti haline gelmiştir. Rus knezliklerini 240 yıl boyunca hakimiyetleri altında tutan altın orda hanları, Bizans üzerini başarılı seferler düzenlemiş, ilhanlılar’la uzun yıllar devam eden mücadeleyi kazanmış ve mısır memlükleriy’le dostça münasebetler geliştirmişlerdir. Altın ordu devleti hem yer aldığı coğrafya ve hem de yaşadığı dönem itibarıyla son derece geniş bir ilişkiler ağı içerisinde yer aldığı görülmektedir. Bu bakımdan altın ordu devleti bir yandan orta asya’dan beraberinde getirdikleri değerler, diğer yandan da mevcut kültürlerin yenileri ile buluşması sonucunda ortaya çıkan olgular söz konusudur. Altın ordu devletinin, doğu Avrupa ya ve rus yurduna belli bir düzen ve devlet teşkilatının yerleşmesinde olduğu gibi iktisadi ve mali alanlarda da tesirleri görüldü. 38 Çeçen, a.g.e, s.214. 39 Çelik ve Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, s.155. 40 Saray, a.g.m, s.540. 41 Yakubovskiy, a.g.e, s.58. 42 Çelik ve Güler, ‘‘Altın Ordu İmparatorluğu’’, s.160. Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi JOURNAL KAYNAKÇA 1.Çeçen, Anıl, Türk Devletleri, 1.Baskı, İ�stanbul: İ�nkılap Kitapevi,1986. 2.Çelik, Aydın ve Güler, Ö� nder, ‘‘Altın Ordu İ�mparatorluğu’’, Tarih Dünyası Araştırmaları Dergisi, Elazığ 2010, Sayı 188. 3.Derin Paşaoğlu, Derya, ‘‘Altın Orda ve Kırım Sahasında Bozkır Aristokrasisinin Güçlü Temsilcileri: Emir Rektemür ve Şirin Mirzalar’’, Tarih Araştırmaları Dergisi, Eylül 2014, Cilt 3. 4.Kafalı, Mustafa, ‘‘Cuci Ulusu ve Ak-Orda(Altın-Orda), Gök-Orda Hanlıkları’’, Tarih Dergisi, İ�stanbul 1970, Sayı 24. 5.Kamalov, İ�lyas ve Mirgaliyev, İ�lknur, ‘‘Altın Orda-Osmanlı Münasebetleri’’, Gazi Akademik Bakış Dergisi, Kış 2008, Cilt 2. 6.Kamalov, İ�lyas, Altın Orda ve Rusya(Rusya Ü� zerindeki Türk-Tatar Etkisi), 2.baskı, İ�stanbul: Ö� tüken Yayınevi, 2009. 7.Kemaloğlu, İ�lyas, Orta Asya Türk Tarihi, 4.baskı, Eskişehir: Anadolu Ü� niversitesi Yayınları, 2013. 8.Kurat, Akdes Nimet, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, 3.baskı, Ankara :Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1972. 9.Ö� ztürk, Oğuz Mete, Geçmişten Günümüze Türk Devletleri, 1.baskı, İ�stanbul:Nokta Kitapevi, 2007. 10.Saray, Mehmet, ‘‘Altın Orda Hanlığını’’, Türkiye Diyanet Vakfı İ�slam Ansiklopedisi, Cilt 02, Türkiye Diyanet Vakfı İ�slam Araştırmaları Merkezi :İ�stanbul, 1989 . 11.Vasary, Istvan, ‘‘Kırım Hanlığı ve Büyük Orda(XV-XVI. Yüzyıl) Hakimiyeti Uğruna Mücadele’’, Çev. Serkan Acar, Tarih İ�ncelemeleri Dergisi, İ�zmir 2014, Cilt XXIX. 12.Yakubovskiy, A. Yu. , Altın Ordu ve Çöküşü , Çev. Hasan Eren, 2.baskı, Ankara:Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2000. Doğu Batı Ekseni, Mayıs 2017, Cilt 1, Sayı 4 51