Be* Mum Bir I**k
advertisement
Beş Mum Bir Işık Karakterler Yeşaya (çok yaşlı ve aksi) Yusuf Çoban (yoksul) Yıldız Bilimci (zengin) Meryem Yeşaya sahnede oturuyor ama uyuyor. Çok yaşlı birisi, gri sakalı var vs. Yanında Doğuş’a Hazırlık mumları var. Mumlardan biri yanıyor. Yusuf sağ taraftan sahneye çıkıyor. Yeşaya’nın yanından geçiyor sonra duruyor, ona geri dönüyor ve onu uyandırıyor. YUSUF: Hey! Uyansana! Yeşaya: Ne? N’oluyor? Ne diyorsun? YUSUF: Afedersin ama neden burada uyuyorsun? Yeşaya: Uyumuyordum ki! Düşünüyorum.. YUSUF: Bu senin mumun mu? Yeşaya: Evet benim! Yüzlerce yıldır yanıyor. YUSUF: Peki nasıl oldu da sönmedi? Yeşaya: Sen benim kim olduğumu bilmiyor musun? Ben bir peygamberim. Bu mum asla sönmez. O bir işaret! YUSUF: Neyin işareti? Yeşaya: Bir gün bir Mesih doğacak. O karanlıkta parlayan harika bir Işık olacak. Tüm insanlar bu ışığı görecek. YUSUF: Şimdi anladım. O zaman ben de bir mum yakmalıyım. (Yeşaya konuşurken bir mum yakar) Yeşaya: N’apıyorsun? Benim mumumun temsil ettiği peygamberlikten daha büyük bir peygamberlik yoktur ki! YUSUF: Benim adım Yusuf. Eşim Meryem bu yakınlarda doğum yaptı. Bebeğin adı İsa. Tanrı bize bir haberci gönderdi ve haberci İsa’nın Tanrı’nın öz Oğlu olduğunu söyledi. O insanları günahlarından kurtarmak için geldi! Yeşaya: Ne bekliyoruz o zaman? YUSUF: Ama benim ekmek almam lazım... Yeşaya: E hadi o zaman, acele et de gidelim. 1 Sahenin solundan çıkarlar ve sahnenin arkasına geçerler. O arada Çoban sağ taraftan sahneye çıkar. Mumların önünde durur. Yeşaya ve Yusuf sağ taraftan sahneye çıkar. Yusuf’un elindeki bir torbada ekmek vardır. Yeşaya: Hey! N’apıyorsun orada? ÇOBAN: Mumların ışığına bakıyordum. Biraz önce olan bir şeyi hatırlattı bana. YUSUF: Kimsin sen? ÇOBAN: Ben bir çobanım. Kırlarda koyunlara bakıyorduk, sonra birden bire gökyüzünde büyük bir ışık belirdi. Sonra da bir ses duyduk. ‘Korkmayın. Sevinin. Bugün bir Kurtarıcı, Tanrı’nın biricik Oğlu Beytlehem’de doğdu. Onu bir yemlikte bulacaksınız’ dedi. Yeşaya: Kurtarıcı ile ilgili bir haber daha! ÇOBAN: Bunlar sizin mumlarınız mı? YUSUF: Bu Yeşaya’nın mumu, peygamberliği temsil ediyor. Bu da benimki. Tanrı’nın bize olan sevgisini gösteriyor. ÇOBAN: O zaman bence ben de bir tane yakmalıyım. Çünkü Sevinç haberi de çok önemli. Çoban mumu yakarken Yusuf ve Yeşaya birbirine bakar. Yeşaya: İyi hadi sen de yak bari bir tane. YUSUF: Hadi hep birlikte onu görmeye gidelim! Yıldız bilimci sağdan sahneye girer. YILDIZ BİLİMCİ: Artık yıldızı göremiyorum ama şimdi başka bir ışık gördüm! (diğerleri durur) YUSUF: Sen de kimsin? YILDIZ BİLİMCİ: Ben bir gezginim. Eski yazılar dünyayı kurtaracak bir Kralın doğacağını yazar. Ona tapınmak için uzak bir ülkeden geldim. Yeşaya: Bir Kral mı? YILDIZ BİLİMCİ: O, insanların muhtaç olduğu ve özlediği Esenlik olacak. Yeşaya: Hmm, bu bana bir yerden tanıdık geliyor. Dur bir dakika! Bunu ben söylemiştim! Hepsi yerine geliyor! (Yıldız Bilimci’ye dönerek...) Biz şimdi onun yanına gidiyoruz! YILDIZ BİLİMCİ: Demek ki onu buldum! Bunu kutlamak için bir mum yakmalıyım. 2 Yeşaya: Aslında yeterince mumumuz var sanırım. (Yıldız Bilimci bir mum yakar) Aman tamam yak o zaman! Bir kız (Meryem) kucağında bebek İsa ile içeri girip oturur. Dört karakter etrafına geçer. Yeşaya: Arkadaşlar işte o gün! Bugün Doğuş Bayramı! Yusuf: Bugün Tanrı’nın insan olup aramıza gelmesini kutluyoruz! ÇOBAN: Evet. O Mesih’tir, bizim umudumuz! YILDIZ BİLİMCİ: Beş mum, ama tek bir Işık var. Yeşaya: Asla sönmeyecek olan ışık! Bir ilahi söylenir, o sırada oyuncular çıkar. 3
