Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Fiz 2036 Modern Fizik Laboratuvarı Deney Kitapçığı A Thesis Submitted to the Graduate School of Natural and Applied Sciences of Dokuz Eylűl University In Partial Fulfilment of the Requirements for the Degree of Master of Sciences in Mathematics Şubat, 2016 İZMİR Öğrencinin Bölümü: Numarası: Adı, Soyadı: Grubu: Fotoğraf . Not Kartı Den. No 1 Deneyin Adı Michelson İnt. 2 Hall Etkisi 3 Elektron Kırınımı 4 Rydberg Sabiti 5 ESR 6 e/m Tayini 7 Fotoelektrik Olay 8 Franck-Hertz Den. 9 Millikan Den. 10 Zeeman Etkisi Tarih Not . Sorumlu İmza Açıklamalar Yukarıda adı geçen öğrenci istenilen sayıda deney yapmış ve . . . . . . . . . ile laboratuvardan başarılı olmuştur. İmza: Sorumlu Öğretim Üyesi: 2 . Laboratuar İşleyişi İle İlgili Açıklamalar • Öğrenciler her deneye dönem başında belirlenmiş ve ilan edilmiş olan kendi gruplarında gireceklerdir. • Öğrenciler güz dönemi boyunca bu yönergede belirtilen deneyleri haftada bir deney olacak şekilde yapacaklardır. • İlk hafta her grup kendi grup numarasıyla aynı numaralı deneyden başlayarak dönem boyunca tüm deneyleri sırayla yapacaktır. • Öğrenciler deneylere gelmeden önce deneyi okuyarak hazırlanmış olarak ve deneye hazırlık sorularının yanıtlarını bir kağıda düzenli bir şekilde yazmış olarak gelmelidir. Deneye hazırlık yapmadan gelen öğrencilere not olarak 05 verilecektir, bu öğrenciler deneye alınmayacak ancak devamsız olarak sayılmayacaktır. Bu öğrenciler isterlerse işleyişi bozmayacak şekilde deneyi izleyebilir. • Öğrenciler deney sırasında yaptıkları ölçüm sonuçlarını ilgili tablolara yazacaktır. • Öğrenciler deney sonrasında, ölçüm sonuçları, hesaplamaları, yorumları içeren raporlarını düzenli bir şekilde yazıp, deney yönlendiricisinin belirttiği tarihe kadar kendisine teslim edeceklerdir. • Değerlendirme her deney için, deneye hazırlık kısmı %30, deney %40, deney sonrası %30 ağırlıklarıyla 100 üzerinden olacaktır. • Mazeretsiz 2 (İKİ) deneye katılmayan öğrencinin laboratuar dönem notu 0 (sıfır) olarak verilecektir. • Belgelemek suretiyle deneye mazeretli olarak katılmayan öğrenciye yönlendirici ile kararlaştırılan bir tarihte telafi deneyi yaptırılır. Bu anlamda sağlık raporlarının deney yönlendiricisine iletilmesi sağlanmalıdır. • Laboratuara ilan edilen deney başlama saatinden geç gelen öğrenciler deneye alınmayacak ve deneye mazeretsiz olarak katılmamış sayılacaktır. DENEYE GEÇ GELME SÜRESİ İLK 5 DAKİKADIR. • Deneye kendisine ait yönergesi olmadan gelen öğrencilerden 05 puan kırılarak değerlendirme yapılacaktır. • Öğrenciler deney sonunda deney masalarını düzenli bırakmalıdır. 3 . İçı̇ndekı̇ler ✯ Deney 1 : Michelson İnterferometresi ✯ Deney 2 : Hall Etkisi ✯ Deney 3 : Elektron Kırınımı ✯ Deney 4 : Atomik Spektrumlar ve Rydberg Sabitinin Belirlenmesi ✯ Deney 5 : Elektron Spin Rezonans (ESR) ✯ Deney 6 :e/m Tayini ✯ Deney 7 : Fotoelektrik Olay ✯ Deney 8 : Franck-Hertz Deneyi ✯ Deney 9 : Millikan Yağ Damlası ✯ Deney 10 : Zeeman Etkisi 4 DENEY 1 : MICHELSON İNTERFEROMETRESİ 1 Deneye Hazırlık Soruları 1. İnterferometre üzerindeki mikrometre kadranını kullanarak ayna haraketini ölçerken, ölçümünüzün hassasiyetini hangi faktörler sınırlar? 2. Bir girişim deseni oluşmasında polarizasyonun oynadığı rol nedir? 3. Bir gaz için kırma indisi basınca bağlı olduğu kadar sıcaklığa da bağlıdır. Hava için kırma indisinin sıcaklığa bağlılığını gösterecek bir deney tanımlayın. 4. Michelson-Morley deneyi ve önemi hakkında bilgi veriniz. 2 Deneyin Amacı Bir ışık kaynağının dalgaboyunun girişim deseninden yararlanarak belirlenmesi, kutuplanmış ışığın girişiminin incelenmesi, dalgaboyu bilinen bir ışık kaynağı ile havanın kırma indisinin tayin edilmesi. 3 Kuram İki dalganın daha büyük veya daha küçük genlikli tek bir dalga oluşturacak şekilde üst üste binmesidir. Girişim oluşabilmesi için iki ışığın aynı koherent olması gerekir. Diğer bir deyişle iki ışığın aynı kaynaktan gelmesi veya hemen hemen aynı frekanslı iki kaynaktan gelmesi gerekir. Kutuplanma dalgaların titreşimlerinin yönelimini betimler. Titreşimlerin yönelimi tek doğrultuda olabileceği gibi eliptik veya çembersel de olabilmektedir. Bu yönelim de kutuplanmanın türünü belirler. Kutuplanma enine dalgaların bir özelliğidir. Elektromanyetik dalgalar ele alındığında elektrik alan bileşeninin yönelimi ışığın kutuplanmasını belirler. Optikte kırma indisi (n) ışığın vakumdaki (boşlukta, uzayda) hızının ilgili ortamdaki hızına oranı olarak tanımlanır (n = c/υ). Işığın bir ortamdaki dalgaboyu λ, o ortamın kırma indisi n ve ışığın vakumdaki dalgaboyu λo arasında λ = λo /n ilişkisi vardır. Michelson interferometresi (girişim ölçer) optik girişim ölçümlerinde en çok kullanılan düzenektir. Girişim deseni, tek kaynaktan gelen ışığın ikiye ayrılması, farklı yollarda gidip tekrar üst üste gelmesiyle oluşur. Düzenek şematik olarak Şekil 1 de gösterilmiştir. Michelson interferometresi kullanım alanları: • Michelson-Morley deneyinde; • Gravitasyonel dalgaların belirlenmesinde; • Farklı sinyal dalgalarının tek fiberde birleştirilmesindeki hat gecikmesi girişim ölçeri olarak. 1 Şekil 1: Michelson interferometresinin şematik gösterimi. Şekil 2: Michelson İnterferometresi Deney Düzeneği. Girişim desenini oluşturan ışıklardan birinin aldığı mesafe değiştirilerek ışığın dalgaboyu belirlenebilir. İki girişen ışık demeti aynı demetten yarıldığı için, başlangıçta aynı fazda olacaklardır. Dolayısıyla ekran üzerinde herhangi bir noktada karşılaştıklarında göreceli fazları, bu noktaya ulaşana kadar aldıkları optik yolları arasındaki mesafe farkına bağlı olacaktır. M1’i hareket ettirerek demetlerden birinin aldığı yol değiştirilebilir. Demet M1 ile bölücü arasındaki mesafeyi iki kez katettiği için, M1 λ/2 kadar yer değiştirirse girişim deseninde ilk durumda aydınlık olan bölgeler bir sonraki saçakla yer değiştirip yine aydınlık olacaktır. M1 aynası dm kadar hareket ettirilip N tane sacağın yer değiştirdiği durumda ışığın dalgaboyu λ=2 dm N (1) bağıntısı ile bulunabilir. Girişim deseni, ışıklardan birinin yada ikisinin aldığı yol üzerindeki ortam değiştirilerek de değiştirilebilir. Bu durumda ilgili ortamın kırma indisi hakkında bilgi elde edilebilir. 2 Şekil 3: Saçak sayısının gaz basıncına bağlı değişimi ve kırma indisinin gaz basıncına bağlı değişimi. İki grafik arasında denklem (2) teki gibi bir ilişki vardır. Düşük basınç değerlerinde saçak sayısı değişimi - basınç arasındaki ilişki, N = f (P ), kırma indisi - basınç arasındaki ilişki, n = f (P ), gibidir ve doğrusaldır. N = f (P ) grafiğinden yararlanarak n = f (P ) grafiği elde edilebilir. 4 Deneyde Kullanılacak Araçlar c İnterferometre Sistemi c Lazer c Lazer yerleşim tezgahı c 2 adet polarizör c Vakum Hücresi ve Vakum Pompası 5 Deneyin Yapılışı Şekil 2’deki deney düzeneğini kurunuz. Demet bölücüyü lazer demetine yaklaşık 45o açı yapacak şekilde, demet ayarlanabilir aynanın merkezi yakınına düşene dek ayarlayın. Ekran üzerinde iki grup parlak nokta görülecektir. Bir grup ayarlanabilir aynadan, diğeri ise hareketli aynadan gelir. İki nokta grubu birbirine mümkün olduğunca yakın hale getirinceye kadar demet bölücünün açısını ayarlayın. 18mm odak uzaklıklı merceği lazerin önündeki ekipman tutucuya yerleştirin ve yayılan demet, demet bölücünün merkezine gelene dek konumunu ayarlayın. 5.1 Lazerin yayınladığı ışığın dalgaboyunun belirlenmesi 1. Lazeri ve interferometreyi gözlem ekranında bir girişim deseni açıkça görülebilecek şekilde kurunuz. 2. Mikrometre kadranını ayarlayın. 3. Girişim desenindeki saçaklardan birisini referans olarak ele alın. 4. Mikrometre düğmesini yavaşça saat yönünün tersine çevirin. Referans çizginizden geçen saçakları sayın. (ortalama 25 saçak). Mikrometre kadranın son okumasını kaydedin. 3 5. Mikrometre düğmesinin okumalarına göre hareketli aynanın demet bölücüye doğru hareket ettiği mesafeyi(dm ) kaydedin. Mikrometre düğmesi üzerindeki her küçük bölme ayna hareketinin 1µm’sine karşılık gelir. 6. Saydığınız saçak girişlerini kaydedip aynı işlemleri beş kez tekrar edin. λ = bağıntısıyla kullandığınız lazer kaynağının dalgaboyunu belirleyin. 5.2 2dm N Kutuplanmış ışığın girişiminin incelenmesi 1. Polarizörü lazer ile demet bölücü arasına yerleştirin.Birkaç polarizasyon açısını deneyin.Bu,saçak deseninin parlaklığını ve berraklığını nasıl etkiler? 2. Polarizörü kaldırıp hareketli ya da sabit aynanın önüne yerleştirin. Birkaç polarizasyon açısını deneyerek desendeki değişiklikleri gözleyin. 3. İki polarizörü, biri hareketli aynanın diğeri ayarlanabilir aynanın önünde olmak üzere yerleştirin. Önce birini sonra diğerini döndürüp etkilerini not edin. Kesişen polarize demetler girişir mi? 5.3 Havanın kırma indisinin tayini 1. Lazeri ve interferometreyi Şekil 2’deki gibi kurunuz. 2. Döner işaret çubuğunu hareketli ayna ile demet bölücü arasına yerleştirin. Vakum hücresini interferometre düzeneğinde hareketli aynanın önüne yerleştirin. Girişim deseninin merkezinin gözlem ekranında temiz bir şekilde görülebilmesi için sabit aynanın konumunu gerektiği kadar ayarlayın. 3. Vakum hücresinin plakaları lazer demetine dik olmalıdır. Hücreyi döndürün ve saçakları oluşturun. 4. Vakum pompasındaki ilk basınç değerini okuyun (İlk değeri ‘sıfır’a ayarlayın). 5. Vakum hücresindeki havayı yavaşça pompalayarak dışarı çıkarın. Bunu yaparken referans seçtiğiniz bir saçağın yerinden kaç tane saçak geçtiğini sayın. Vakum göstergesindeki son okumayı kaydedin. 6. Vakum hücresini boşaltma işlemini 6 adımda yapın ve her adımda kaç tane saçak geçtiğini ve basıncın değerlerini belirleyin. ⊕ Lazer demeti demet bölücü ile hareketli ayna arasında ileri geri yol aldığı gibi, vakum hücresinden iki kez geçer. Hücrenin dışarısında iki demetin optik yol uzunlukları değişmez, ancak bununla birlikte hücrenin içerisinde ışığın dalgaboyu basınç azaldıkça uzar. 7. N saçak değişim sayısının basınca bağlı N = f (P ) grafiğini çiziniz. ⊕ N = f (P ) ve n = f (P ) grafiklerinin eğimleri arasındaki ilişki şu şekildedir: n2 − n1 λo N ≡ P2 − P1 2d P2 − P1 (2) d: vakum hücresinin genişliği (3.0 cm) λ0 : vakumda lazer ışığının dalgaboyu N P2 −P1 : N = f (P ) grafiğinin eğimini veren ifadedir. 4 8. İki grafik arasındaki bu özdeşlikten ve ışığın boşluktaki kırılma indisinin (P1 = 0 için n1 = 1) bilinmesinden yola çıkılarak açık havada (1 atm yani 76 cmHg basınçta) ışığın kırılma indisini hesaplayın. 6 Ölçüler ve Sonuçlar Lazerin dalgaboyunun bulunması: dm N λ Havanın kırma indisinin bulunması: N (saçak sayısı) P (Basınç) • natm = ................ 5 DENEY 2 : HALL ETKİSİ 1 Deneye Hazırlık Soruları 1. Potansiyel farkı, akım şiddeti, manyetik akı yoğunluğu, manyetik direnç, iletkenlik, ve mobiliteyi tanımlayarak SI birim sisteminde birimlerini yazınız. • 1 Tesla=1 kg/C.s olduğunu gösteriniz. 2. Valans bandı, iletim bandı, bant aralığı, özgün ve katkılı yarı-iletken ne demektir açıklayınız. 3. Elektromanyetik kuvvet ne demektir? Elektron ile proton düzgün bir manyetik alana dik olarak aynı hızda girerse izleyecekleri yörünge ne olur? 4. Hall olayını şekil çizerek açıklayınız. Hall katsayısının önemi nedir? Herhangi bir yerdeki manyetik alanın yönünün ve şiddetinin nasıl ölçüleceğini formülünü de çıkararak açıklayınız. 5. Hall katsayısının katının cinsine, sıcaklığa ve uygulanan manyetik alana bağlılığını açıklayınız. 2 Deneyin Amacı Yarı-iletken malzemenin Hall voltajının sıcaklık ve manyetik alanla değişiminin incelenmesi. Yarı-iletken madde içinde bulunan yük taşıyıcıların tipi, Hall katsayısı, yük yoğunluğu, öz iletkenliği ve mobilitesinin belirlenmesi. 3 Kuram Akım taşıyan iletken bir manyetik alan içine yerleştirildiğinde, hem akıma hem de manyetik alana dik yönde bir potansiyel fark oluşur. Bu olay ilk olarak 1879 da Edwin Hall tarafından gözlenmiştir ve Hall olayı olarak bilinir. Hızları ışık hızı yanında çok küçük (v ≪ c) olan serbest yük taşıyıcılarının v hızı ile B şiddetinde manyetik alana, dik doğrultuda girdiğini düşünelim: Manyetik alanın içine giren bir yük taşıyıcısına alan tarafından, ⃗ F⃗ = q(⃗v × B) (1) manyetik kuvvet etki eder. Burada B manyetik alan şiddeti, e elektronun yükü ve v hızıdır. F kuvvetinin doğrultusu, daima manyetik alan doğrultusu ile v hız vektörünün oluşturdukları düzleme diktir. Yük taşıyıcıları bu kuvvet nedeniyle, iletkenin bir tarafına doğru sapar ve malzemede bir elektrik alan dolayısıyla bir potansiyel farkı oluşturur. Oluşan alana Hall alanı, potansiyele de Hall potansiyeli denir. Hall olayı yük taşıyıcının işareti ve yoğunlukları hakkında bilgi verir ve manyetik alanı ölçmede de kullanılır. Hall olayını gözlemlemeye yarayan düzenekte, genişliği d, uzunluğu l ve yüksekliği h olan düzgün kesilmiş dikdörtgen prizması biçimindeki bir kristalde şekil 1 ’de 1 Şekil 1: Dikdörtgen örnekte Hall olayı. Hall voltajının polaritesi taşıyıcının cinsine göredir. gösterildiği gibi I akımı -x yönünde, B manyetik alanı z yönündedir. Yük taşıyıcıları +x yönünde vs sürüklenme hızı ile hareket eden elektronlar ise, +y yönüne doğru bir manyetik kuvvet etki eder ve l kenarı boyunca toplanırlar ve karşı kenarı pozitif yüklere bırakırlar, yük kutuplanmasından dolayı elektrostatik alan oluşur ve yük taşıyıcılarının gördüğü kuvvet manyetik kuvveti dengeleyinceye kadar sürer ve denge durumunda artık sapma olmaz. İletkenin kenarlarına bağlanan voltmetre yardımıyla oluşan Hall volyajı ölçülebilir. Yük taşıyıcıları pozitif ve -x yönünde hareket ediyorlarsa manyetik kuvvetten dolayı +y yönüne saparak elektrik alan oluştur acaktır. Bu numunede oluşan Hall voltajının işareti, elektronların sapmasından kaynaklanan gerilimin işaretinin tam tersidir. Bu nedenle, yük taşıyıcıların işareti, Hall geriliminin kutuplanışının ölçümünden belirlenebilir. Denge durumunda yük taşıyıcılarına etkiyen manyetik kuvvet elektrostatik kuvvete eşittir. qvs B = qEH EH = vs B iletkenin genişliği d ise Hall voltajı ∆VH = EH d = vs Bd (2) dir. Bir iletkende akım yoğunluğu; J = nqvs = I A olduğundan sürüklenme hızı, vs = I nqA Burada A iletkenin kesit alanıdır. Böylece bu ifadeyi (2) de yerine yazarsak, IBd nqA (3) RH IB IB = nqh h (4) ∆VH = A = hd olduğundan, ∆VH = biçiminde ifade edebiliriz. Burada RH = 1/nq niceliği Hall katsayısıdır. nq dışındaki tüm nicelikler ölçülebildiğinden Hall katsayısı için bir değer elde edilebilir. RH ’nin 2 işareti ve büyüklüğü yük taşıyıcının işareti ve yoğunluğunu verir. Taşıyıcıların mobilitesi iletkenlik kullanılarak µH = RH σ eşitliğinden hesaplanabilir. (vs = µE) 4 Deneyde Kullanılacak Araçlar c Hall etkisi modülü, p tipi Ge ve n tipi Ge için taşıyıcı kart c Güç kaynakları (0-12 V dc/6 V, 12 V ac), Dijital multimetre c 600 sarımlı 2 adet bobin, 2 adet U şeklinde demir çekirdek c Dijital teslametre, Hall probu, bağlantı kabloları. 5 Deneyin Yapılışı Şekil 2: Hall Olayı Deney Düzeneği Şekil 2 ’deki devre kurulur ve öncelikle p-Ge yarı-iletken kristali bulunan taşıyıcı kart Hall etkisi modülüne yerleştirilir. Modül 12 V∼ çıkışlı güç kaynağına bağlanır. (Giriş soketi modülün arka tarafındadır.) Hall voltajı ve örnek üzerinden geçen voltaj multimetre ile ölçülecektir. Bu nedenle modülün ön tarafındaki soketleri kullanınız. Akım ve sıcaklık modüle entegre ekran üzerinde okunabilir. Manyetik alan, Şekil 2’de gösterildiği gibi, doğrudan modül oluğa konabilir bir Hall sensörü vasıtasıyla teslametre ile ölçülür. (Manyetik akı Ge-numune üzerinden doğrudan ölçülmüş olur) Ölçüm yapmadan önce, Hall probunu çıkardıktan sonra ön panelin sağ tarafındaki düğmeyi kullanarak teslametereyi sıfırlayınız. Daha sonra; Hall probunu örnek kristale zarar vermeyecek şekilde dikkatlice yerleştiriniz! 1. Şekil 2 ’de verilen deney düzeneğini kurmadan önce kullanacağınız güç kaynaklarının kapalı olduklarından emin olunuz. İlgili deney düzeneğini kurunuz ve çalıştırmadan önce deney yöneticisine gösteriniz. 3 2. Bobinlere bağlanmış olan güç kaynağının akım ve gerilim değerleri değiştirilerek manyetik alanı B=250 mT değerine ayarlayınız. 3. Multimetre Hall gerilimini okumak için modülün UH (Hall voltajı) bağlantısına bağlayınız. 4. Hall voltajı değerinin pozitif veya negatif olduğuna bakın. Yük taşıyıcılarının vektörel hızını ve manyetik alanın vektörel büyüklüğünü çizdikten sonra Lorentz kuvveti bağıntısını kullanarak, yarı-iletkenin n-tipi ya da p-tipi olduğuna karar verin. 5. Modülün önündeki ekran akım moduna ayarlandıktan sonra akım değeri -30 mA ’den +30 mA’e 5 mA aralıklarla arttırılarak Hall gerilimi değerlerini okuyarak aşağıdaki tabloya yazınız. I (mA) 30 25 20 15 10 5 0 -5 -10 -15 -20 -25 -30 VH (mV) 6. Hall voltajının akıma göre değişiminin grafiğini çiziniz.(VH = f (I)) Bu grafiğin eğiminden RH Hall katsayısını belirleyiniz. (Ge örneğinin kalınlığı h=1 mm dir Hh RH = VIB ) 7. Örneğe uygulanan akımı 30 mA ’de sabit tutularak oda sıcaklığında Hall geriliminin manyetik indüksiyona bağlılığını incelemek için manyetik indüksiyon -300 mT ’dan +300 mT ’ya 50 mT aralıklarla arttırılarak Hall gerilimi değerlerini okuyarak tabloya yazınız. (0’a ulaştığınızda polariteyi değiştiriniz.) İstenirse numune voltajının manyetik alanla değişimine de bakınız. 4 I=30 mA B(mT) 300 250 200 150 100 50 0 -50 -100 -150 -200 -250 -300 T=300 K VH (mV) 8. Hall geriliminin manyetik indüksiyonun fonksiyonu olduğunu göstermek için VH = f (B) grafiğini çiziniz. Buradan yararlanarak Hall katsayısını belirleyiniz. Hh ) (RH = VIB 9. Hall geriliminin sıcaklığa bağlılığını araştırmak için akım değeri 30 mA ve manyetik indüksiyon 300 mT olarak ayarlayınız. Hall modülünün göstergesini sıcaklık olacak şekilde ayarlayınız. 10. Modülün arkasındaki ısıtma tuşuna basarak ısıtma işlemini başlatınız. Hall gerilimi sıcaklığın fonksiyonu olarak 30 ◦ C ’den 140 ◦ C ’ye kadar 10 ◦ C aralıklarla ölçerek aşağıdaki tabloya yazınız. (İstenirse numune voltajının sıcaklıkla değişimine de bakınız.) I=30 mA T ( ◦ C) 30 40 50 60 70 80 90 100 110 120 130 140 B=300 mT VH (mV) 11. Hall geriliminin sıcaklığın fonksiyonu olduğunu göstermek için VH = f (T ) grafiğini çiziniz. Ge kristalinin direncini ölçerek öz iletkenliğini ve yük taşıyıcılarının mobilitesini hesaplayınız.(malzemenin uzunluğu l=0.02 m, R=35 Ω A=10−5 m2 , l σ = RA ) Hall katsayısından yararlanarak taşıyıcıların yoğunluğunu belirleyiniz. Benzer şekilde deneyi n tipi germanyum kristali için de tekrarlayınız. 5 DENEY 3 : ELEKTRON KIRINIMI 1 Deneye Hazırlık Soruları 1) Girişim ve kırınım nedir? Aralarındaki farkı açıklayınız. 2) Bragg Yasasını açıklayınız. 3) Davisson-Germer deneyi hakkında bilgi veriniz. 4) Fluoresan etki nedir? Açıklayınız. 5) Grafit hakkında bilgi veriniz. 6) Kübik sistem ve hekzagonal yapı nedir? 2 Deneyin Amacı Maddesel parçacıklar olan elektronların dalga özelliği taşıdığını gözlemlemek, kırınım deseninden faydalanarak karbon kristalinin düzlemleri arasındaki mesafeyi hesaplamak. 3 Teori Şekil 1: Elektron kırınımı deney düzeneği 1 3.1 Bragg Yasası 1924 yılında, Fransız fizikçi de Broglie hareket eden cisimlerin parçacık özelliklerinin yanında dalga özellikleri de taşıdıkları varsayımında bulundu. de Broglie’nin varsayımına göre, v hızı ile hareket eden m kütleli bir parçacığa, hareketi esnasında dalga boyu λ= h h = mv p (1) bağıntısı ile belirli bir dalga eşlik etmektedir. Bu dalgalara de Broglie dalgaları veya madde dalgaları adı verilir. de Broglie hipotezinin ortaya konulmasının hemen arkasından, Einstein; sözü edilen görüşün doğru olması halinde, maddesel taneciklerle ve özellikle elektronlarla da bir kırınım deneyi yapılabileceği fikrini öne sürmüştür. 1927 yılında ABD’de Clinton Davisson ile Lester Germer ve İngiltere’de G. P. Thomson, birbirlerinden bağımsız olarak, elektron hüzmelerinin kristallerdeki düzgün atom dizilerinden saçıldıklarında kırınıma uğradıklarını göstererek de Broglie’nin hipotezini doğrulamışlardır. Bir niceliğin dalga olduğunu göstermek ve dalgaboyunu ölçmek için onu bir kırınım ağından geçirmek ve oluşan saçakları gözlemek gerekir. Dalgalar, saçıldığı ya da dalga uzunluklarıyla karşılaştırılabilir bir yarıktan geçtiği zaman girişim ve kırınım etkileri gözlenir. Işığın dalga karakterini ortaya koyan Young’ın çift yarıkta girişim deneyinde, bir kaynaktan yayılan ışın demeti birbirine yakın iki yarık üzerine düşürülür. Yarıklar arası uzaklığa göre çok büyük olan bir uzaklıkta ve yarıkların karşısında bulunan ekran üzerinde aydınlık ve karanlık saçaklardan oluşan bir girişim deseni elde edilir. Bu desen incelenerek ışığın dalgaboyu belirlenebilir. 100 ve 1000 eV enerjili elektronlara eşlik eden de Broglie dalgaboyları sırasıyla 0.12 ve 0.39 nm olup X-ışını bölgesindedir. Bu nedenle kristal yapısını incelemekte kullanılan X-ışınları yerine elektron demetleriyle deney yapılırsa dalga kırınımı gözlenebilir. Çünkü; bir kristal örgüde düzenli aralıklarla sıralanmış olan atomlar arası uzaklıklar birkaç angstrom mertebesindedir. Belli bir düzleme θ açısıyla yaklaşan bir elektromanyetik dalga kristale çarptığında her atomdan ışınımın bir bölümü saçılarak, saçılan dalgaların aynı fazda olduğu doğrultularda kırınım maksimumları gözlenecektir. Birbirine paralel ardışık ağ düzlemleri üzerinde yansıyan ışınların birbirini desteklemesi, aralarındaki optik yol farkının dalgaboyunun tam katlarına eşit olması durumunda mümkündür. Bragg yasası olarak bilinen bu koşulun sağlanmakta olduğu bir durum Şekil 2 de gösterilmiştir. Aralarında d uzaklığı bulunan ardışık iki düzlemdeki atomlardan saçılan dalgalar arasındaki yol farkı; ∆L = AB + BC = d sin θ + d sin θ = 2d sin θ Bu durumda kırınım şartı; 2d sin θ = nλ (n = 1, 2, 3, . . .) (2) denklemi ile ifade edilir. Buradaki n tamsayısı kırınımın mertebesini ifade eder. λ ve kırınım açısı θ ölçülebilirse atom düzlemleri arasındaki d uzaklığı hesaplanabilir. Isıtılmış bir flamandan yayınlanan elektronların V potansiyel farkı altında hızlandırıldıklarında kazanacakları kinetik enerji EK = e · V olup momentumları; p p2 = e V ⇒ p = 2me e V 2me 2 Şekil 2: Bir dalganın kristal atomlarından saçılması ile belirlenir. Bu durumda elektronların de Broglie dalgaboyu ise; h λ= √ 2me e V (3) şeklinde olacaktır. V potansiyel farkı altında hızlandırılan elektronların ŞekiLdeki gibi kristal düzlemleri arasında d mesafesi olan kristal bir katıdan kırınımına uğradığını düşünelim. Kristalden L kadar uzaklıkta bir ekran bulunsun. V hızlandırıcı geriliminin küçük değerleri için ekranda bir kırınım deseni gözlenmez. Elektron demeti, bir kırınım deseni oluşturmaksızın floresans ekrana çarpar ve ekranda çarptığı yerde noktasal bir iz bırakır. V hızlandırıcı gerilimi arttırılmaya devam edildiğinde, bir eşik değerinden sonra, elektron demetinin dalgaboyu küçülür ve örgü düzlemleri arasındaki mesafe ile dalgaboyu kıyaslanabilecek bir büyüklüğe geldiğinde kırınım gözlenir. Hızlandırıcı gerilim daha da arttırıldığında kırınım deseni iyice belirginleşir. Şekil3 deki gibi bir kırınım deseni elde edilir. Kristale gelen elektron dalgaları, elektronların geliş Şekil 3: Elektronların kırınım deseni doğrultusu ile 2θ lık bir açı ile saçılırlar (Şekil 4). Demet eksenine göre sistem simetrik olduğundan, her bir kristal düzleminden kırınan elektronlar icin yapıcı girişimlerin koniksel bir kabuğu oluşur. Başka bir deyişle girişim sonucu oluşan maksimumlar 4θ lık bir koni uzerinde toplanacaktır (Şekil 4). L kristalden ekrana olan uzaklığı, D ise kırınım deseninin çapını ifade etmektedir. 3 Şekil 4: Elektronların karbon hedeften saçılması Şekil 4 den; D 2L bağıntısını yazabiliriz. Küçük açı yaklaşımı yaparsak; tan (2θ) = tan(2θ) ≈ 2θ = ⇒θ = D 4L (4) D 2L (5) elde ederiz. Kırınımın sadece 1. basamağı (n = 1) dikkate alınırsa 2 ve 5 denklemlerinden elektronların de Broglie dalgaboyunu D 2d sin θ = λ ⇒ 2d =λ 4L D (6) λ=d 2L olarak elde ederiz. 3 ve 6 denklemleri yardımıyla kırınım deseninin çapı ile hızlandırıcı gerilimi arasındaki bağıntıyı elde edebiliriz: 2L h D= √ (7) d 2me e V 3.2 Elektron Kırınım Tüpü Elektron kırınım tüpü; yüzeyinin bir bölümü floresan bir ekranla kaplanmış olan bir cam tüp içinde elektron yayınlayan bir tabancadan ve elektronları hızlandırmak için kullanılan elektrotlardan oluşmaktadır. Elektron tabancasının önünde, nikel tabaka üzerine buharlaştırma yoluyla oluşturulan ince bir karbon tabakası bulunmaktadır. Bu karbon hedef üzerine gelen elektronlar karbon atomları arasındaki uzaklığa karşılık gelen d1 = 0.213 ve d2 = 0.123nm’lik iki kırınım çemberi oluştururlar. Karbonun allotropu olan grafitin kristal yapısı Şekil 6 de verilmiştir. Grafit, Şekil 6 te gösterilen düzgün altıgenlerin herbir köşesine bir karbon atomunun yerleşmesiyle oluşmuş bir polikristaldir. 4 Şekil 5: Elektron kırınım tüpü Şekil 6: Grafitin kristal yapısı Burada “a” en yakın iki karbon atomu arasındaki uzaklıktır. Grafit kristalleri için iki farklı aralıklı kristal düzlemi bulunması sebebi ile, gelen elektron demeti içerisindeki elektronlardan bazıları ilk düzlemden, bazıları ikinci düzlemden Bragg kırınımına uğrayacaklardır. Bu sebeple floresan ekranda D1 ve D2 çaplı iki halka gözlenir. 7 denkleminden D1 ve D2 çapları için D1 = 2L h √ d1 2me e V D2 = 2L h √ d2 2me e V eşitliklerini yazabiliriz. 4 Deneyde Kullanılacak Araçlar ❃ Elektron kırınım tüpü ❃ Yüksek gerilim güç kaynağı (0 − 10 kV ) ❃ Yüksek değerli direnç (10M Ω) ❃ Güç Kaynağı (0...600V DC) ❃ Cihazları birbirine bağlamak için bağlantı kabloları, grafik kağıdı, cetvel 5 (8) 5 Deneyin Yapılışı UYARI: Uyguladığınız gerilim 7 kV değerini kesinlikle geçmemelidir. Ölçüm alırken elektron kırınım tüpüne dokunmayınız. Elektron kırınım tüpü herhangi bir etkiye maruz kaldığında patlayabilir. Şekil 7: Elektron kırınım deneyinin devre şeması 1. Şekil 1’den ve şekil 7 de gösterilen deneyin devre şemasından yararlanarak düzeneği kurunuz. Güç kaynağını açınız ve gerilim değeri V = 0 volt değerinde iken 1 dakika katodun stabil hale gelmesi için bekleyiniz. 2. Yüksek gerilim güç kaynağı ile kırınım tüpü içerisindeki elektrotlara gerilim uygulayınız. Uyguladığınız gerilimi V = 4 kV değerine kadar yavaş yavaş arttırınız. 3. Floresan ekranda iç içe iki aydınlık halka şeklinde bir kırınım deseni oluşacaktır. Gözlemlediğiniz bu iki halkanın çaplarını grafik kağıdı ve cetvel yardımıyla ölçünüz. Ölçtüğünüz bu çap değerlerini Tablo 1 e kaydediniz. 4. Uygulanan gerilimi Vmax = 6 kV a kadar 0.5 kV aralıklarla kademeli olarak arttırarak her seferinde oluşan bu halkaların çaplarını ölçünüz. İlgili gerilim değerlerine karşılık ölçmüş olduğunuz çap değerlerinin her birini Tablo 1 e kaydediniz. 5. Ölçümleri tamamladıktan sonra güç kaynağı ile uygulanan gerilimi yavaş yavaş azaltarak sıfırlayınız ve güç kaynağını kapatınız. 6. Elektronların dalgaboyunun belirlenmesi: Tablo 1 e kaydetmiş olduğunuz her bir D1 ve D2 çap değerlerine karşılık gelen d1 ve d2 değerlerini 8 denkleminden elde ediniz. D1 ve D2 çap değerleri ile düzlemlerarası uzaklıklar olan d1 ve d2 değerlerini 6 denkleminde kullanarak elektronların dalgaboylarını hesaplayıp Tablo 2 ve Tablo 3 e kaydediniz. 7. de Broglie eşitliğinin doğrulanması: 3 denkleminden ise elektronların dalgaboylarının teorik değerlerini (λ1−teorik ve λ2−teorik ) elde ediniz. Bulduğunuz değerleri Tablo 2 ve Tablo 3 e yazarak bir önceki adımda elde ettiğiniz değerler ile karşılaştırınız. 6 8. Düzlemler arasındaki uzaklığın belirlenmesi: Tablo 1 e kaydetmiş √ olduğunuz gerilim değerleri ve çap değerlerini kullanarak D1 ve D2 nin 1/ V ye göre değişim grafiklerini çiziniz. 9. Bu grafiklerin eğimlerini hesaplayınız. Her iki grafik için de bulduğunuz eğim değerlerini 8 denkleminde kullanarak D1 ve D2 çaplarına karşılık gelen d1 ve d2 uzaklık değerlerini hesaplayınız ve teorik değerleri ile karşılaştırınız. 10. Grafit molekülleri arasındaki a uzaklığını d1 ve d2 niceliklerini kullanarak ayrı ayrı bulunuz. Bulduğunuz bu a değerlerinin ortalamasını alarak bir ortalama değer (aort ) elde ediniz. 6 Ölçüler ve Sonuçlar Karbon atomlarından saçılan elektronların ekrana olan uzaklığı: L = 12.7 cm Elektronun yükü: e = 1.6021 × 10−19 C Elektronun kütlesi: me = 9.1091 × 10−31 kg Planck sabiti: h = 6.6256 × 10−34 J.s V(kV) V−1/2 Tablo 1: Ölçüm sonuçları D1 (m) D2 (m) 4.0 4.5 5.0 5.5 6.0 7 d1 (m) d2 (m) Tablo 2: D1 çapı için dalgaboyu ölçüm ve hesap sonuçları V(kV) D1 (m) λ1 (nm) λ1−teorik (nm) 2.5 3.0 3.5 4.0 4.5 Tablo 3: D2 çapı için dalgaboyu ölçüm ve hesap sonuçları V(kV) D2 (m) λ2 (nm) λ2−teorik (nm) 2.5 3.0 3.5 4.0 4.5 7 Sorular 1. Neden floresan ekranda sadece iki tane maksimum (parlak çembersel çizgiler) gözlenmektedir? Bunların sayısı nasıl değiştirilebilir? 2. Floresan ekranda parlak çembersel çizgilerin dışında parlak olmayan flu bölgeler vardır. Bunlar neden oluşmaktadır ? 3. Hızlandırma potansiyelinin etkisini açıkalyınız. 4. Yüksek gerilim güç kaynağı ile uyguladığınız gerilimin hangi değerinden sonra kırınım olayı gerçekleşmektedir? Niçin bu eşik gerilim değerinden önce kırınım olayı gözlenmez? Bu eşik gerilim değeri ile hızlandırılan bir elektronun de Broglie dalga boyunu hesaplayarak, soruyu yanıtlayınız. 5. Çizdiğiniz grafiklerin eğimlerinden bulduğunuz d1 ve d2 değerlerini gerçek değerleri ile karşılaştırınız. Deneysel olarak bulduğunuz değerler ile gerçek değerler ne kadar yakın? aralarındaki yüzde farkı belirleyin. Benzer incelemeyi aort içinde yapınız. Yüzde farkın çok küçük olması hangi fiziksel varsayımı doğrular? Neden? 8 DENEY 4 : ATOMİK SPEKTRUMLAR ve RYDBERG SABİTİNİN BELİRLENMESİ 1 Deneye Hazırlık Soruları 1. Bohr kuramının öngördüğü (4) eşitliğini çıkarınız. 2. Bohr atom modeliyle açıklanamayan spektrum yarılmalarını belirterek kısaca açıklayınız. 3. a) H atomundan bir elektron uzaklaştırmak için gereken ışığın dalga boyu nedir? b) He+ katyonunda n = 3 yörüngesindeki bir elektronun yarıçapı, hızı, toplam enerjisi, kinetik enerjisi ve potansiyel enerjisi nedir? 2 Deneyin Amacı Atom spektrumlarında yer alan çizgilerin incelenmesi ve Rydberg sabitinin bulunması . 3 3.1 Kuram Atomik Spektrumlar Elektromanyetik dalgalar bir ortamdan başka bir ortama geçerken kırılmaya uğrarlar. Prizmadan geçen beyaz ışığın kırılması ve değişik renklere ayrılması kırılmayı açıklamak için güzel bir örnektir. Dalga boyu uzun olan ışınlar daha az kırılırken, dalga boyu kısa olan ışınlar daha çok kırılır. Beyaz ışık prizmadan geçirildiğinde kırılmalar sonucunda kırmızıdan mora kadar bütün renkleri içeren kesintisiz bir spektrum oluşur. Buna sürekli spektrum adı verilir. Bu saçılma beyaz ışığın farklı dalga boylarındaki ışınlardan oluştuğunu gösterir. Yüksek enerjiler verilerek uyarılan atomlarda da ışımalar oluşur. Oluşan ışımanın dalga boyu ve frekansı elementin türüne göre değişir. Bu durumda elementlerin türüne göre farklı alev renkleri oluşur. Alevlerden oluşan ışımalar bir prizmadan geçirildiğinde ise, ışınların dalga boylarına ve frekanslarına göre kesik kesik çizgilerden oluşan kesikli spektrum veya çizgi spektrumu oluşur. Bu tür spektrumlar atomlar tarafından oluşturulduğu için atom spektrumu adını alır. Atomların sınıflandırılmasında, önemli bir aşama ışığın doğasının anlaşılmasına ilişkin yapılan deneylerle sağlanmıştır. Beyaz ışığın bir cam prizmadan ya da yoğunluğu havadan farklı olan bir ortamdan( mesela su buharının içinden) geçirildiğinde gök kuşağı renklerinin oluştuğu çok eski tarihlerden beri bilinmektedir. Bir prizmadan geçirildikten sonra beyaz ışıktan oluşturulan renklerin bir ekran üzerinde oluşturdukları düzenli renk dağılımına beyaz ışığın(görünür) spektrumu adı verilmektedir. Bu olayı inceleyerek beyaz ışığın gök kuşağını oluşturan renklerin bir birleşimi olduğunu farkeden ilk kişi Newton dur. 1752 de İskoçyalı fizikçi Thomas Melvill farklı maddelerin yanması ile oluşturdukları ışık demetlerini bir prizmadan geçirerek yaptığı deneylerde oluşan renklerin yanan maddeye bağlı 1 olduğunu keşfetmiştir. Örneğin, yemek tuzunun alevi parlak bir sarı ışık üretir ve spektrumda gökkuşağındaki diğer renkler gözlenmez. Bu gözlem optik spektrumunun maddelerin belirleyici bir özelliği olduğunun anlaşılmasında önemli bir aşamadır. 1814de Fraunhofer, güneş ışığı spektrumuna daha dikkatli bakıldığında, renkli bölgeler arasında karanlık çizgiler olduğunu gördü. Bu, güneşten bize ulaşan ışıkta bazı dalga boylarının eksik olduğunu gösteriyordu. Güneşin dış atmosferindeki gazlar bazı frekanslardaki ışığı soğurmakta ve bize ulaşan ışıkta Fraunhofer’ ın gözlediği karanlık saçaklar oluşmaktadır. 19. yüzyılın ortalarında tüm gazların ışığı soğurduğu, bu soğurmanın da atom ve moleküllerin cinsine bağlı bazı özel dalga boylarında olduğu biliniyordu. Örneğin tek bir atom türünden oluşan gaz içinden beyaz ışık geçirilirse, gaz atomlarının karakteristiği olan bazı dalga boylarındaki ışık soğurulacaktır. Bu gazı geçen ışık bir prizmadan geçirilirse, soğurma (adsorbsiyon) spektrumu denilen gökkuşağının renklerinin arasında karanlık soğrulma çizgileri olan bir spektrum elde edilir. Şekil 1: Hidrojenin adsorbsiyon spektrumu Ayrıca gaz yeterince ısıtıldığında ışık salar. Yayınlanan bu ışığı oluşturan dalga boyları beyaz ışığın bu gaz tarafından soğurulan dalga boylarına eşit olur. Yayınlanan bu ışık bir prizmadan geçirilirse, karanlık bir zeminde parlak renkli çizgiler gözlenir ki; buna ışıma(emisyon) spektrumu denir. En basit çizgi spektrumu, atom halindeki hidrojende gözlenmiştir. Civa, neon gibi diğer atomlar tamamen farklı çizgi spektrumları yayınlarlar. İki element aynı çizgi spektrumunu yayınlamadıkları için bu olay bize bilinmeyen elementleri tanımak için pratik ve duyarlı bir teknik sunar. Şekil 2: Hidrojenin emisyon spektrumu Kırınım ağlarının geliştirilmesi ile çok daha büyük ayırma gücü elde edildi ve XIX. yy. ın sonlarına doğru, çizgi spektrumunun deneysel incelenmesinde bir çok gelişme kaydedildi. G. R. Kirchoff, bir element tarafından yalnız belirli bazı frekansların yayınlanabildiğini ya da soğurulabildiğini ve yayınlanan frekansların soğurulan frekanslarla çakıştığını gösterdi. Her elementin çizgi spektrumu, kendisine has bir özellik olup büyük öneme sahiptir. Örneğin güneş ve yıldızlardaki belirli elementlerin varlığı ve de hangi oranda bulundukları spektroskopik incelemeler sonucunda belirlenebilir. 3.2 Balmer Serileri ve Rydberg Sabiti Spektral çizgilerin incelenmesinde yaklaşık yüzyıl süren bilimsel çalışmalarla birçok atomun keşfinin ve deneysel yöntemlerin geliştirilmesine karşın atomların neden belirli frekanslarda ışık yaydığını açıklayan basit teoriler ondokuzuncu yüzyılın sonlarına kadar oluşturulamamıştır. Stokes ve Maxwell, spektrum çizgilerinin atomdan atoma değişmesini açıklamak için atomların iç yapılarının olduklarını öne sürmüşlerdir. Spektrum çizgilerini belirli bir formüle 2 göre açıklayan en önemli ilk model İsviçreli Johann Balmer tarafından geliştirilmiştir. Spektrum çizgilerinin bir modelini oluşturmak için Balmer, en basit spektrum çizgilerinin en hafif atom olan Hidrojeninkiler olacağını varsaymıştır. 1885’te doğru Balmer hidrojenin tayfındaki çizgilerden dokuz tanesinin dalga boyları için angstrom cinsinden aşağıdaki ampirik formülü önermiştir. n2 , n = 3, 4, 5, ... n2 − 4 1890’da ise Rydberg bazı elementler için benzer bir formül elde etmiştir; 1 1 1 = Rx − λ m2 n2 λ = 3645, 6 (1) (2) Burada m ve n tamsayıdır ve Rx ise x elementi için elde edilen verileri yukarıdaki ampirik bağıntı ile uyumlandıran bir deneysel sabittir (Rydberg sabiti). Örneğin hidrojen elementinin Balmer serisine ait dalga boyları için m = 2 alınır. Hidrojen elementi için spektrum çizgileri için gözlenen bazı özel seriler m = 1, 2, 3, 4, 5 için sırasıyla Lynmann, Balmer, Paschen, Bracket, Pfund serileri olarak adlandırılmaktadır (Bkz. Şekil 1). Her bir seride gözlenen çizgiler ise kendi içinde Grek harfleriyle adlandırılır. Örneğin Balmer serisindeki ilk dört çizgi sırasıyla Hα , Hβ , Hγ , Hδ ile gösterilmektedir. Hidrojen atomu için bu serilerden yalnızca Balmer serisi görünür bölgede yer almaktadır. 3.3 Bohr Kuramı Atomların sahip oldukları kesikli tayfların tutarlı bir kuramına ilişkin ilk kabul edilebilir kuramı N. Bohr 1913 yılında önermiştir. Bohr kuramı atomik tayfları tümüyle farklı biçimde açıklar Bir atom ν1 , ν2 , ... gibi karakteristik frekanslarda ışık yayımlaması, bu atomun hν1 , hν2 , ... enerjili fotonlar salması anlamına gelmektedir. Bu karakteristik enerjiler, atomdaki elektronların toplam enerjilerinin E1 , E2 , ... gibi kesikli değerlerde kuantalanmış olması gerçeği ile açıklanabilir. Atom bu enerji düzeylerinin her hangi birinden diğerine geçtiğinde aradaki enerji farkına eşit enerjili bir foton salınır ve ya soğurulur. Bu fotonun frekansı ve dalga boyu arasında E2 − E1 = hν = hc λ (3) ile verilen ilişki vardır. Hidrojen atomu yapısı en basit olan atomdur ve aslında bir proton olan bir çekirdek ve bir elektrondan oluşmuştur. Hidrojen atomunun enerji düzeyleri En = − k 2 e4 m ke2 = − 2~2 n2 2a0 n2 (4) eşitliğiyle belirlidir. Burada a0 Bohr yarıçapı olarak bilinir ve değeri 0.529 Å’dur, k Coulomb sabiti, m ise elektronun kütlesidir. Bu bilgiler ışığında hidrojen spektrumuna ait dalga boyları aşağıdaki gibi elde edilebilir; 1 E2 − E1 1 1 = = RH − (5) λ hc n21 n22 3 Bu eşitlikteki RH Hidrojen atomu için Rydberg sabitidir ve Bohr atom kuramı bu sabiti hesaplayabilmektedir. Buna göre; mH 1 1 1 = R∞ − (6) λ mH + me n21 n22 bağıntısı yazılabilir. Burada çekirdeğin hareketi de göz önüne alınmıştır. Burada mH , me sırasıyla hidrojen atomunun vew elektronun kütlelerini ve R∞ ise sonsuz kütleli bir çekirdek için Rydberg sabitini göstermektedir. Bu düzeltmeyle birlikte yüksek çözünürlüklü spektrumlarda gözlenen izotop kaymaları açıklanabilir. Bohr atom kuramının açıklayamadığı noktalardan birisi bu çizgilerin elektrik ve manyetik alan varlığında gösterdikleri yarılmalardır. Bu yarılmalar herhangi bir dış alan yokken de gözlenebilir. Dalgaboyu metre olarak alındığında RH , R∞ nin değerleri aşağıdaki gibi verilir; RH = 10967757 ∓ 1, 2metre−1 (7) R∞ = 10973731 ∓ 1, 1metre−1 (8) Şekil 3: Hidrojen atomundaki yaygın olarak bilinen spektrum serileri Elektron yüksek enerjili bir katmandan n = 1 katmanına inerse mor ötesi ışık(ultraviyole) şeklinde enerji yayınlanır. Lyman serisi adı verilen spektral seri oluşur. Elektron yüksek enerjili bir katmandan n = 2 katmanına inerse, geçişler görünür bölgede gerçekleşmiş olur ve Balmer serisi adını alır. Lyman serisinde Balmer serisine göre daha çok enerji açığa çıkar. Lyman serisindeki çizgilerin dalga boyları da Balmer serisindekinden daha kısadır. Yüksek enerji katmanından n = 3 katmanına olan elektron geçişleri ise kızılötesi bölgede spektrum çizgileri oluşturur ve Pashen serisi adını alır. Yüksek enerji katmanından n = 4 katmanına olan elektron geçişleri Brackett serisi, n = 5 katmanına olan elektron geçişleri ise Pfund serisi adını alır. 4 4 Deneyde Kullanılacak Araçlar ❃ Yüksek gerilim kaynağı (0-10 kV) ❃ Kırınım ağı ❃ Spektrum tüpleri ❃ Skala cetvel, ayak ve tutucular, yalıtkan destek Bu deneyde, içi gaz ile dolu olan yük-boşaltım lambaları (ya da tüpleri) kullanılarak atom spektrumları incelenecektir. Yük-boşaltım lambalarının içine monte edilmiş olan elektrotlar arasında bir yüksek elektrik potansiyeli farkı (5000 V) oluşturularak eksi yüklü elektrottan (katottan) koparak hızlandırılan yüklerin atomlarla çarpışması ile atomlar uyarılırlar. Bu olay, yük-boşalması ile ışıma olarak adlandırılır ve bu şekilde uyarılan gazların görünür bölgede elektromagnetik ışınım (ışık) yaydıkları ondokuzuncu yüzyılın ortalarından beri bilinmektedir. Yayılan bu ışığın, uyarılan atoma ilişkin belirleyici bilgiler taşıdığı ışığın kırınım yolu ile elde edilen optik spektrumu incelenerek anlaşılmıştır. 5 Deneyin yapılışı 5.1 Kırınım Ağında Kırınım Şekil 4: Kırınım ağında kırınım Eğer λ, dalgaboyuna sahip ışık ağ sabiti g olan bir kırınım ağının üzerine düşürülürse kırınıma uğrar.Maksimum şiddet şu şartla oluşur; 5 n.λ = g. sin α; n = 0, 1, 2..... (9) n. mertebedeki kırınım için aşağıdaki denklem geçerlidir. l n.λ = g. √ (10) 2 d + l2 Bu deneyde kullanılacak deney düzeneği aşağıdaki gibidri. Deney düzeneğinde Hidrojen lambası yerleştirilmiştir. Deneyde kullanılan kırınım ağının sabiti g = 1, 671µm dir. Şekil 5: Atomik spektrumlar deney düzeneği 1. H2 lambası, dikey duracak şekilde tutucu ile ayarlanarak optik eksene yerleştirilir. 2. Kırınım ağı optik eksene paralel ve ortogonal olarak, lambasının ışığını yarık üstüne düşürecek şekilde yerleştirilir. 3. Spektral çizgiler sadece karanlık ortamda net bir şekilde izlenebilir. 4. Ağ ve lamba arasındaki mesafeyi 50 cm olarak ayarlayın. Lambanın ağin asal ekseni doğrultusunda olmasına dikkat edin. 5. Cetvel üzerinde renkleri gözlemleyin. 6. Herbir renk için cetvel üzerindeki merkezi maksimumun her iki yanında gördüğünüz ayni renkleri cetvelle belirleyin ve 2l uzunluğunu cetvel üzerinde okuyun ve tabloya kaydedin. 7. Kırınım ağı ile cetvel arasındaki mesafeyi d’yi ölçün. 6 8. Aşagıdaki formülü kullanarak gördüğünüz rengin dalga boyunu hesaplayın. Burada eğer birinci mertebedeki renkleri okuyorsanız n = 1 alın. n.λ = g. √ l d2 (11) + l2 9. Balmer serisinde nf = 2’dir Hidrojenin enerji seviyeleri şeklinden yararlanarak Hα , Hβ , Hγ çizgileri için ni sayılarını belirleyin. 4. maddede bulduğunuz dalgaboylarını burada belirlediğiniz n sayılarını kullanarak aşağıdaki formül yardımı ile Balmer serisinin Hα , Hβ , Hγ , çizgileri için Rt h Rydberg sabitini belirleyin ve aşağıdaki tabloyu doldurun. 1 1 1 = Rt h( 2 − 2 ) λ nf ni (12) 10. Son olarak hidrojen lambasını çıkararak içinde hangi gazın olduğunu bilmediğiniz diğer lambayı takarak benzer işlemleri yeniden yapınız. İşlemleriniz sonucunda size verilen lambanın ne gazı içerdiğini tespit etmeye çalışın. 6 Ölçüler ve Sonuçlar Tablo 1. Ölçüm Sonuçları nf ni λexp (nm) λlit (nm) Hα 2 656,28 Hβ 2 486,13 Hγ 2 434,05 Çizgi 2l Rort = ............... ± ............... 7 Rexp Tablo 2. Çeşitli elementlere ait tayf çizgilerinin dalgaboyları.1 Renk Kırmızı Kırmızı Kırmızı Kırmızı Kırmızı Kırmızı Kırmızı Turuncu Sarı Sarı Sarı Sarı Dalgaboyu (Å) 6104 6439 6122 6439 6463 6463 6234 6063 5778 5791 5770 5854 Element Li Cd Ca Ca Ca Ca Hg Ba Ba Hg Hg Ba Renk Yeşil Yeşil Yeşil Yeşil Mavi Mavi Mavi Mavi Mavi Mor Mor Mor Dalgaboyu (Å) 5461 5086 5519 5536 4527 4800 4800 4916 4972 4227 4380 4435 Element Hg Cd Ba Ba Ca Cd Cd Hg Li Ca Cd Ca 1 Tablodaki veriler http://www.physics.fsu.edu/users/ng/courses/phy2054c/Labs/Expt09/Expt09.htm web sayfasından alınmıştır. 8 DENEY 5 : ELEKTRON SPİN REZONANS (ESR) 1 Deneyin Amacı Difenilpikrilhidrazil (Diphenylpicrylhydrazyl−DPPH) örneği ile ESR düzeneği kullanılarak serbest elektronun g−faktörünün ve soğurma çizgisinin yarı genişlik değerinin belirlenmesi. 2 Deneye Hazırlık Soruları 1. Rezonans olayını açıklayınız ve örnekler veriniz. 2. Paramanyetik maddelerin özelliklerini açıklayınız. 3. Zeeman ve Anormal Zeeman etkileri arasındaki farkı açıklayınız. 4. Spektroskopi nedir? Elektron spin rezonans (ESR) spektroskopisi ile nükleer spin rezonans (NMR) spektroskopisini kısaca açıklayınız. 5. ESR sisteminin çalışma prensibini ve ESR cihazının kullanım alanlarını yazınız. 3 Kuram Manyetik Rezonans Rezonans, fizikte ve birçok diğer bilim dallarında sıkça karşılaşılan bir kavramdır. Her yapının kendine özgü (doğal) bir titreşim frekansı vardır. Bu yapıyı bir dış etken (uyaran) periyodik olarak yapının kendi frekansı ile uyarırsa, yapı çok büyük genliklerle titreşir. Buna rezonans olayı denir. Kuantum sistemlerinin de (atom, molekül...) kendilerine özgü frekansı vardır. w0 = γB0 (1) ile tanımlanan Larmor frekansı kuantum sisteminin öz frekansıdır. Kuantum mekanik teoride devamlı hareket olması gerektiğine göre, manyetik dipol momenti ~ µ olan bir kuantum sistemi dış manyetik alan etrafında Denklem 1 ile belirli bir Larmor presesyon hareketi yapar. Bu hareketin frekansını denklemden de açıkça görüldüğü γ jiromanyetik oran ile B0 dış manyetik alan şiddeti belirler. γ, o kuantum sisteminin yükü, kütlesi, Lande sabiti gibi tamamen kuantum sistemini tanımlayan sabitlere bağlıdır ve farklı atomlar için farklı değerler alır. Sisteme y ekseni yönünde yine Larmor frekansı ile değişen bir başka manyetik alan uygulandığında, rezonans olayı oluşur ve rezonans şartı w1 = w0 ile gösterilir. Presesyon hareketi yapan manyetik moment, bu dış uyarandan enerji soğurur ve bunun sonucunda manyetik momentin hareketi ters çevrilir (Şekil 1 Şekil 1: z doğrultusundaki manyetik alanda elektronun manyetik dipol momentinin hareketi Şekil 2: İki enerji seviyesi arasındaki bir rezonans geçişinin (elektron spin rezonansının) şeması. 2). Yani manyetik momentin yeni hareketi yine presesyon hareketi olup hareket −B ekseni etrafındadır. Bu olay manyetik rezonans olayı olarak bilinir. Elektron spin rezonansın temelinde manyetik rezonans yatar. Elektron Spin Rezonans (ESR) Sadece spinden kaynaklanan manyetik momente sahip elektronun, yukarıda anlatıldığı gibi, bir dış etkenle rezonansa gelmesi olayıdır. Sadece spinden kaynaklanan manyetik momente sahip elektron serbest elektrondur, böyle bir elektron için açısal momentum kuantum sayısı sıfırdır (l = 0). ~ 0 dış manyetik alanı uygulandığında, atomun ~ µ manyetik moAtomik sisteme B menti ve dış alan arasındaki etkileşme sonucu atomik enerji seviyeleri yarılır. Bu etkileşme için potansiyel enerji E = −~ µ × B~0 = −µB0 cos(θ) (2) ~ 0 ve ~ ile elde edilir. θ, B µ arasındaki açıdır. Elektron spinin olmadığı tek elektronlu atoma düzgün bir manyetik alan uygulandığını varsayalım (Normal Zeeman etkisi ). Elektronun çekirdek etrafındaki yörüngesel ~ yörüngesel açısal hareketinden doğan µ~l yörüngesel manyetik momenti, elektronun L momentumuna bağlıdır. e ~ ~ µ~l = −gl L = γl L (3) 2m gl , Landé g faktörüdür (spektroskopik yarılma faktörü) ve boyutsuz bir sabittir. γl , jiromanyetik orandır. B~0 = B0 k̂ alınır ve Denklem 3, Denklem 2’de yerine yazılırsa manyetik alanla etkileşme enerjisi için El = gl e B0 L z 2m (4) elde edilir. l ve n kuantum sayıları ile belirtilen durumdaki elektron için Lz = ml ~ yazılabilir. Buradaki ml = −l, −l + 1, . . . , l − 1, l olmak üzere 2l + 1 değer alabilen 2 yörüngesel manyetik kuantum sayısıdır. Böylece manyetik alanla etkileşme enerjisi El = gl eh B0 ml = gl µB B0 ml 2m (5) e~ büyüklüğüne, Bohr magnetonu denir. Saf 2m yörüngesel manyetik moment için gl Landé g faktörü 1’dir. (gl = 1) değerini alabilir. Denklemdeki µB = Şekil 3: Vektörlerin yönelimleri Şekil 4: Elektronun enerji seviyesindeki Zeeman yarılmasının sağlandığı manyetik alan değeri Düzgün manyetik alan içinde bulunan yalıtılmış bir elektron göz önüne alalım (elektron spin rezonans). Elektronun spini sonucu sahip olduğu ~ µs spin manyetik momenti, ~ spin açısal momentumu ile orantılıdır. elektronun S µs = −gs ~ e ~ ~ S = −γs S 2m (6) gs , elektron spini için Landé g faktörüdür ve serbest elektron için gs = 2.0036’dır. ~ 0 = B0 k̂ alınırsa manyetik dipolün γs , elektron spini için jiromanyetik orandır. B manyetik alanla etkileşme enerjisi için Es = gs e B0 Sz = γs B0 Sz 2m (7) yazılabilir. Elektronun spin kuantum sayısı s ise manyetik spin kuantum sayısı ms = −s, −s+1, . . . , s−1, s değerlerini alabilir. Serbest elektron için s = 1/2 ve ms = ±1/2 olduğundan manyetik alanla etkileşme enerjisi Es = gs µB B0 ms = ±gs µB B0 /2 (8) değerlerini alabilir. Elektron, manyetik alana paralel ve aynı yönde (ms = −1/2) veya zıt yönde (ms = +1/2) yönelebilmekte ve her bir yönelime karşılık enerjiler farklı olmaktadır. Şekil 4’te bu enerji seviyelerinin dış manyetik alanla değişimleri görülmektedir. Böylece manyetik alan uygulamadan önceki enerji seviyesi, manyetik 3 alan uygulandıktan sonra ikiye yarılmaktadır. Üst ve alt enerji seviyeleri arasındaki fark (enerji seviyesindeki yarılma) ∆E = gs µB B0 /2 − (−gs µB B0 /2) = gs µB B0 (9) değerinde olup uygulanan manyetik alanla orantılıdır. Çiftlenmemiş elektron, ε = hν enerjili elektromanyetik radyasyonu soğurarak veya salarak iki enerji seviyesi arasında geçiş yapabilir. Geçişin gerçekleşebilmesi için ∆E = ε = hν = gs µB B0 (10) rezonans koşulu sağlanmalıdır. Laboratuardaki ESR deneyinde kullanılan mikrodalgaların frekansı MHz mertebesindedir. Manyetik rezonans süresince Landé g faktörünü hesaplayabilmek için uygulanan manyetik alanın değerini değiştirerek rezonans şartının sağlanması gerekmektedir. g= hν µ B Br (11) Burada Br , rezonans durumundaki manyetik alandır. h = 6.626 × 10−34 Js, ν = 146 × 106 Hz=146 MHz, µB = 6.27 × 10−24 Am2 fiziksel sabitler denklemde yerlerine yazılırsa 1 g = 10.43 × 10−3 T × (12) Br ifadesi bulunur. Burada birimlere son derece dikkat etmek gerekir, pek çok birim kullanılabilmektedir. 1 −3 JsHz g = 10.43 × 10 (13) 2 × B Am r " # Js 1s 1 g = 10.43 × 10−3 (14) 2 × B Am r 1 −3 Nm g = 10.43 × 10 (15) 2 × B Am r N 1 1 −3 −3 (16) g = 10.43 × 10 2 × B = 10.43 × 10 [T] × B Am r r Bizim deneyimizde kullandığımız manyetik alanı üreten Helmholtz bobini için sarım sayısı w = 241 ve yarıçapı R = 0.048m’dir. 8Iw B = µ0 √ 125R Iw = 0.7155µ0 R Burada µ0 = 4π × 10−7 Tm ve I ise bobinden geçen akımdır. Bu durumda A T B = 4.07 × 10−3 ×I A (17) (18) (19) elde edilir. Buradan rezonans için gereken Ir akım değeri hesaplanır ve Denklem 12’e dönülerek 2.565A g= (20) Ir 4 Landé g faktörü hesaplanabilir. DPPH Örneği ve ESR Cihazının Ölçüm Köprüsü Bu deneyde çiftlenmemiş bir elektron için manyetik momenti ve Landé g faktörünü hesaplamaya çalışacağız. Atom veya moleküllerin karakteristiklerini incelemek için sahip oldukları bütün elektronları göz önüne almalıyız. Bizim DPPH örneğimiz bir Şekil 5: DPPH (Diphenylpicrylhydrazy) ın kimyasal yapısı. adet çiftlenmemiş elektron içerir. Bu elektronun yörünge açısal momentumu sıfırdır (L=0) ve toplam manyetik moment sadece spinden kaynaklanır. Bu yüzden Landé g faktörü gs = g, hemen hemen serbest bir elektronun Landé g faktörüyle aynıdır. Şekil 6: ESR cihazının ölçüm köprüsü Şekil 6’da görülen simetrik beslemeli köprü devresi, bir kolunda R direnci diğerinde rezonatör içermektedir. Spin örneği rezonatörün bobini içine yerleştirilmiştir. Her iki kolun kompleks impedansı eşitlenince köprü dengeye gelir ve a ile b noktaları arasında potansiyel farkı kalmaz. Helmholtz bobinlerinden geçen akım değiştirilerek örneğin içinde bulunduğu düzgün magnetik alan değiştirilir. Eğer dış alan, rezonans koşulunu sağlayan değere ayarlanırsa köprü dengesi bozulur ve a ile b noktaları arasında potansiyel farkı doğrultularak yükseltilir. Magnetik alan, 50 Hz frekanslı alternatif akımla (gerilim 2V) modüle edilirse, saniyede 100 kez rezonans noktasından geçilir (Şekil 7). 4 Deneyde Kullanılacak Araçlar ❃ ESR rezonatör ❃ ESR güç kaynağı ❃ Üniversal güç kaynağı ❃ Osiloskop 5 Şekil 7: Toplam manyetik alanın B0 ve B ∼ düzgün ve alternatif bileşenleri vardır. B0 alanı rezonans koşulunu sağladığında B0 = Br osiloskopta sinyal görünür. ❃ Dijital multimetre ❃ BNC ve bağlantı kabloları 5 Deneyin Yapılışı Landé g faktörünün belirlenmesi Şekil 8: Deney Düzeneği 1. Şekildeki gibi deney düzeneğini hazırlayınız. 2. Universal güç kaynağı ön yüzünde bulunan, doğru gerilimi ayarlayan V etiketli dönebilen düğmeyi sıfıra getiriniz. Bu gerilime karşılık akımı ayarlayan A etiketli düğmeyi sağa çevirerek 5 Amper değerine ayarlayınız. 3. Alternatif gerilimi 2 volta ayarlayınız (bu değer 50 hertzlik frekansa karşılık gelir). 4. ESR sinyalinin osiloskopta gözlenmesi için doğru gerilim, alternatif gerilimle üst üste bindirilir. 5. Universal güç kaynağını, ESR güç kaynağını ve osiloskopu çalıştırınız. 6. ESR güç kaynağının köprü dengeleme (Brücken Abgleich) düğmesine basınız (Şekil 9(a)’da”1” numara). 6 Şekil 9: Şekil 10: 7. ESR rezonatörünün R dönen anahtarı orta konumunda olmalı ve C dönen anahtarı ise en soldaki konuma getiriniz. 8. Osiloskopta X-Y modunu seçiniz (Şekil 9(b)). 9. X kanalı için GND modunu, Y kanalı için d.c. modunu seçiniz. 10. Her iki kanal için de sinyal duyarlığı 1 V/cm olmalıdır. 11. Bu durumda osiloskop ekranında tek bir nokta görmelisiniz. Bu noktayı, konum (Position) düğmesi ile koordinat eksenlerinin başlangıç noktasına taşıyınız. 12. ESR güç kaynağının köprü dengeleme (Brücken Abgleich) düğmesinin sağındaki (üzerinde ∼ işareti olan) düğmeye basınız (Şekil 9(a)’da”2” numara). Osiloskopta V kanalını d.c. moda getirniz. Bu durumda osiloskopta yatay bir çizgi görmelisiniz. 13. Universal güç kaynağının doğru gerilimini, dijital multımetre 1.3 amper civarında bir akım gösterinceye kadar artırınız. 14. Rezonatör üzerindeki C düğmesini, osiloskopta bir sinyal görünceye kadar dikkatli şekilde sağa döndürünüz. Bu sırada, ekranda daha şiddetli bir sinyal elde etmek için osiloskopun X ve Y kanallarının duyarlığı 0.5 V/cm ye veya daha yükseğe artırılabilir. 15. Sinyal görünür görünmez, iki çizgi, ESR güç kaynağının faz (Phase) döner düğmesi ile çakıştırılır. 16. Rezonatörün C düğmesi ile mümkün olduğunca simetrik sinyal elde edilmeye çalışılır. 17. Universal güç kaynağındaki doğru gerilim düşürülerek osiloskop ekranındaki sinyalin minumumu, osiloskopun Y ekseni üzerine getirilir. Bu sırada sinyalin simetrikleştirilmesi için yine rezonatörün C düğmesi kullanılır. 7 18. Ekrandaki sinyal, şekil 10’dakine benzediğinde iyi bir rezonans sinyali elde etmiş olursunuz. 19. Dijital multimetreden Ir rezonans akımını okuyunuz ve sonuçlar kısmına yazınız. Yarı genişlik değerinin belirlenmesi 1. Konum (Position) düğmelerini çevirerek X eksenini, sinyal yüksekliğinin yarısına gelecek şekilde ayarlayınız. 2. Sinyalin X ekseni ile sağda ve solda kesiştiği noktaların X değerlerini okuyunuz ve sonuçlar kısmına yazınız. Ayrıca osiloskoptaki X ve Y kanallarının duyarlığını da sonuçlar kısmına yazınız. Bu işlemler süresince osiloskoptaki X ve Y kanallarının duyarlılığını değiştirmeyiniz. 3. Kesişme noktaları arasındaki uzaklık amper olarak yarı band genişliğini verir. Bu amaçla alternatif gerilimi keserek rezonatörü doğru gerilime bağlayınız (yani, doğru gerilim girişini alternatif gerilim girişine bağlayan kırmızı kabloyu devreden çıkarınız ve rezonatörün mavi bağlantı kablosunu artık serbest olan doğru gerilim girişine bağlayınız (Şekil 11). Şekil 11: Şekil 12: 4. ESR güç kaynağından osiloskopun X kanalına bağlı olan BNC kabloyu sökünüz ve söktüğünüz ucu adaptöre bağlayınız. Adaptörü, üniversal güç kaynağının doğru gerilim girişine bağlayınız (Şekil 12). Bu ölçüm sırasında X ve Y kanallarının duyarlılığını değiştirmeyiniz. 8 5. Osiloskopta tek bir nokta gözükünceye kadar doğru gerilimi değiştiriniz. Görülen noktanın yerini, konum (Position) dönen düğmesi ile X ekseni üzerine taşıyınız. Universal güç kaynağındaki doğru gerilimi değiştirerek, bu noktayı daha önce belirlediğiniz iki kesişme noktasından biri üzerine hareket ettiriniz. 6. Dijital multimetre üzerinde akımı okuyunuz ve sonuçlar kısmındaki I1 karşısına yazınız. 7. Noktayı, diğer kesişme noktasına taşıyınız ve akım değerini sonuçlar kısmında I2 karşısına yazınız. 6 Ölçümler ve Sonuçlar Landé g faktörünün belirlenmesi Dijital multimetreden okunan akım değeri Ir = . . . A g Landé faktörü 2.565 g= = ... Ir Yarı genişlik değerinin belirlenmesi Dijital multimetreden okunan akım değerlerinin farkı ∆I = |I1 − I2 | = . . . A Manyetik alandaki değişim yarı genişlik değerine karşılık gelir. ∆B = 4.07 × 10−3 × ∆I = . . . T (Denklem 19) NOT: DPPH örneği için litaratürdeki değerler: g = 2.0037, yarı genişlik= 2.8 × 10−4 T. 9 DENEY 6 : e/m TAYİNİ (J. J. THOMSON DENEYİ) 1 Deneyin Amacı Belirli bir gerilim altında hızlandırılan elektronların e/m öz yükünün deneysel olarak tayini. Elektron demetinin hızının bulunması. 2 Deneye Hazırlık Soruları 1. Potansiyel farkı, akım şiddeti, manyetik akı yoğunluğu ve manyetik alanı tanımlayarak SI birim sisteminde birimlerini yazınız. • 1 Tesla=1 kg/C.s olduğunu gösteriniz. • 1 Tesla=1 V.s/m2 olduğunu gösteriniz. • 1 Tesla=1 kg/A.s2 olduğunu gösteriniz. 2. Özyükü tanımlayınız. Nümerik olarak değerini yazınız. e/m’nin boyutunun Va /B 2 r 2 ile aynı boyutta olduğunu ıspatlayınız. 3. Elektromanyetik kuvvet ne demektir? Elektron ile proton düzgün bir manyetik alana dik olarak aynı hızda girerse izleyecekleri yörünge ne olur? 4. Kaç çeşit elektron koparma yöntemi vardır? Termoiyonik olayı açıklayınız. 5. Helmholtz bobinleri ne işe yararlar. Helmholtz bobini için manyetik alan ifadesini SI birim sisteminde üzerinden geçen akım cinsinden yazınız (B=f(I)). (N=320sarım, bobin yarıçapı (d)=0,068m alınız) 3 Kuram 1897 yılında J.J. Thomson Cambridge Cavendish laboratuvarlarında elektron yükünün (e) elektron kütlesine (m) oranını, elektronları manyetik ve elektrik alanlarda saptırarak, ölçmeyi başarmıştır. Elektron bu deney sonucu, temel bir parçacık olarak keşfedilmiştir. Burada yüklü parçacıkların manyetik alan içindeki hareketlerini açıklayan başka bir örneği inceleyecegiz. Thomson bu deneyi ile 1906 yılında Nobel ödülünü kazanmıştır. Yüklü bir taneciğin yükünün kütlesine oranına (e/m) o taneciğin öz yükü denir. Taneciklerin öz yükleri, bir bakıma onların kimliği gibidir. Kütle ve elektiriksel yükün ikisini birden içermesi nedeni ile, e/m nin değerini tayin ederek, bir taneciğin kimliğini kesin olarak belirleyebiliriz. Hızları ışık hızı yanında çok küçük (v ≪ c) olan serbest bir elektron demetinin v hızı ile doğrultuları birbirlerine dik B şiddetinde manyetik ve elektrik alana, dik doğrultuda girdiğini düşünelim: Manyetik alanın içine giren bir elektrona alan tarafından, ~ F~ = −e(~v × B) 1 (1) manyetik kuvvet etki eder. Burada B manyetik alan şiddeti, e elektronun yükü ve v hızıdır. F kuvvetinin doğrultusu, daima manyetik alan doğrultusu ile v hız vektörünün oluşturdukları düzleme dik olacağından, elektronların manyetik alanda izledikleri yörünge, çember biçimindedir (Şekil 1). Elektronun yörüngesinin çember olabilmesi için elektrona etkiyen merkezcil kuvvetinin, mv 2 F~ ′ = r (2) elektromanyetik kuvvete eşit olması gerekir. (F = F ′ ). Buradan evB = mv 2 r (3) bağıntısı yazılabilir. Diğer taraftan, Va gibi bir hızlandırıcı gerilim altında bir elektronun kazandığı kinetik enerji, 1 Ek = eVa = mv 2 2 (4) olarak verilebileceğine göre (3) ve (4) bağıntılarından, e 2Va = 2 2 m B r (5) sonucuna ulaşılır. Burada, Va hızlandırıcı gerilimdir. B manyetik alanı, B= 32πN I −7 √ 10 5 5d (6) denklemi ile verilir. Burada; N bobinin sarım sayısı, d ortalama yarıçap, I bobinlerden geçen akım şiddetidir. r ise elektronların izlemiş olduğu çembersel yörüngenin eğrilik yarıçapı olup aşağıdaki denklem yardımı ile hesaplanır r= x2 + y 2 2y (7) Thomson deneyinde sıcak flamanından çıkan elektronlar uygulanan pozitif potansiyel altında hızlanırlar. Hızlanan elektronlar daha sonra elektrik ve manyetik alana dik olarak hareket ettikleri bölgeye girerler. Bu bölgede E elektrik alanı ile B manyetik alan birbirlerine diktir. Elektron demeti, floresan ekran üzerinde parlak bir nokta oluşturarak gözlenir. Yüklü parçacık (q=-e) elektrik ve manyetik alan içinde hareket ederken kendisine, ~ = qE ~ + q~v × B ~ F (8) ile verilen Lorentz kuvveti etki eder. Elektrik alanının parçacığı yukarı doğru, manyetik alanın ise aşağıya doğru saptırdığı bir deney düzeneği yapılabilir. Şayet parçacığa etkiyen saptırıcı kuvvetler birbirlerini yok ediyorlarsa, (F=0 ise) bu problem için (8) eşitliği, qE = qvB (9) E (10) B haline dönüşür. Dolayısıyla elektron demetine etkiyen kuvveti sıfır yapmak için, denklem (9) sağlanacak şekilde E ve B ayarlanır ve elektron demetinin hızı bulunabilir. v= 2 Şekil 1: Doğrultuları birbirlerine dik manyetik ve elektrik alana v hızı ile dik olarak giren elektronların çizmiş olduğu yörüngenin görünümü. 4 Deneyde Kullanılacak Araçlar ❃ Helmholtz bobinleri ❃ Güç kaynakları (3000V dc, 12V dc) ❃ e/m tüpü ❃ Ampermetre ❃ Bağlantı kabloları 5 Deneyin Yapılışı 1. Deney için gerekli olan düzgün manyetik alan Helmholtz bobinleri yardımı ile elde edilecektir. Söz konusu bobinler birbirleri ile aynı yapıda olup aralarındaki uzaklık yarıçaplarına eşit olmak üzere aynı eksen üzerine yerleştirilmiş bir düzenektir. Seri bağlandıktan sonra içinden sabit bir doğru akım geçirilen böyle bir bobin çifti arasındaki uzay parçasında manyetik alan düzgün olup değeri (6) denklemi ile verilmektedir, 2. Şekil. 2 de verilen deney düzeneğini kurmadan önce kullanacağınız güç kaynaklarının kapalı olduklarından emin olunuz. İlgili deney düzeneğini kurunuz ve çalıştırmadan önce deney yöneticisine gösteriniz. 3. Manyetik alan oluşturmak için ilgili bobinleri sabit akım kaynağına bağlayınız, elektron demeti elde etmek için filemana 4.5 -5 V gerilimler uygulayınız ve hızlandırıcı potansiyeli 1500V olacak şekilde uygulayınız. 4. Bu işlemden sonra tüp içerisinde yer alan ekran üzerinde mor renkli elektronların çizmiş olduğu yörünge görülecektir. Tablo 1 de verilen her hızlandırıcı 3 potansiyel değerleri için (plakalara elektrik alan uygulamadan) Helmholtz bobinlerine Tablo 1 deki potansiyel değerlerini uygulayarak elektron demetinin izlediği yolu eğrilik yarıçapı sabit olacak şekilde ayarlayarak, bunu sağlayan akımı Tablo 1’e kaydediniz. 5. Bu verilerden yararlanarak (6) bağıntısından manyetik alanı, (7) bağıntısından da eğrilik yarıçapını hesaplayınız. Hızlandırıcı potansiyele Va karşı B 2 grafiğini çizerek, grafiğin eğiminden e/m değerini bulunuz. (e/m=eğim.2/r 2 )dir.) 6. Son olarak elektron demetinin hızını bulmak için E elektrik alanı ile B manyetik alanlarını birbirlerine dik olarak aynı anda uygulayınız. Levhalara uygulanan potansiyel veya bobinlere uygulanan akımın herhangi birisini sabit tutarak diğerinin değerini değiştirerek elektron demetinin sapmamasını sağlayınız. Manyetik alanı (6) eşitliğinden, levhalara uygulanan potansiyel bilindiğinden levhalar arasındaki elektrik alanıda E = V /d (d=5.5 cm) eşitliğinden bulunuz ve (10) eşitliğini kullanarak elektron demetinin hızını hesaplayınız. Şekil 2: Deney Düzeneği. 4 6 Ölçüler ve Sonuçlar • r = 6.8cm = 0.068m • N = 320sarım Tablo 1: Va (V) 1500 1700 1900 2000 2200 2400 2600 2800 3000 x (m) y (m) I (A) r (m) B (T) B2 (T 2 ) Tablo 2: V (V) d (m) E=V/d (V/m) 5 I (A) B (T) v=E/B (m/s) DENEY 7: FOTOELEKTRİK OLAY 1 Deneye Hazırlık Soruları 1. Frekans, dalgaboyu, ışık şiddeti, eşik frekansı kavramlarını tanımlayarak birimlerini yazınız. 2. Işığın kesikli yapıya sahip olduğunu kanıtlayan olayları kısaca anlatınız. 3. İş fonksiyonu ve durdurucu potansiyel ifadelerini açıklayınız. 4. Fotoelektrik olay klasik fizikle açıklanabilir mi? Anlatınız. 2 Deneyin Amacı • Fotoelektronların maksimum kinetik enerjisini ölçmek ve bu enerjinin ışığın frekansına bağlı olduğunu göstermek • h Planck sabitini hesaplamak • Elektronların kinetik enerjisinin ışığın şiddetine bağlı olmadığını göstermek 3 Teori Üzerine kısa dalgaboylu ışık düşürülen bir metalin yüzeyinden elektronlar yayınlanır. Bu olaya fotoelektrik, yayınlanan elektronlara da fotoelektronlar denir. Yayınlanan elektronların kinetik enerjisi gelen ışığın ν frekansına bağlıdır, ancak şiddetine bağlı değildir. Gelen ışığın şiddeti sadece yayınlanan elektronların sayısını belirler. Bu etki ilk olarak 1905’te Albert Einstein tarafından yorumlanmış olup klasik fiziğin ilkeleriyle çelişir. Einstein, ışığın foton olarak adlandırılan parçacıklar akısından oluştuğunu öngörmektedir. Herbir foton, h Planck sabiti olmak üzere E = hν (1) ile verilen bir E enerjisine sahiptir. Metal yüzeyinden yayınlanan fotoelekronlar maksimum kinetik enerjiye sahip olurlar. Serbet bırakılan bu elektronlar için maksimum kinetik enerji, φ elektronların söküldüğü metal yüzeyin iş fonksiyonu olmak üzere şu şekilde ifade edilir: KEmax = hν − φ (2) h Planck sabiti katot olarak seçilen bir metal yüzeyi tek renkli ışığa maruz bırakarak ve belli dalgaboyları için koparılan elektronların kinetik enerjileri ölçülerek belirlenebilir. Şekil-1 böyle bir deneyin şematik gösterimidir. Alkali metallerin valans elektronlarının zayıf bağlı olmasından kaynaklanan düşük iş fonksiyonu potasyumun uygun bir katot malzemesi olarak kullanılabilmesini olanaklı kılar. Potasyum yüzey üzerine düşürülen monokromatik ışık sayesinde yüzeyden elekronlar koparılır. Koparılan fotoelektronlar anoda doğru hareket ederek I fotoelektrik akımının oluşmasına yol açarlar. Eğer elektronlar arttırılan negatif potansiyele karşı hareket ederlerse, fotoelektrik akımı sürekli olarak azalacaktır. Fotoelektrik 1 Şekil 1: Fotoelektrik olay deneyinin şematik gösterimi akımının tam olarak sıfır değerine ulaştığı andaki potansiyel U0 durdurma potansiyeli olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda en zayıf bağlı, yani en düşük φ iş fonksiyonuna ve bu nedenle en büyük kinetik enerjiye sahip elektronlar bile, anot voltajının üstesinden gelemezler. Bu deneyde anot gerilimi U0 durdurma potansiyeline kadar gelen elektronlar ile yüklenen bir kapasitör kullanılarak elde edilmektedir (Bakınız Şekil-1). Fotoelektronların maksimum kinetik enerjisi ile durdurma potansiyeli arasınadaki ilişki KEmax = eU0 şeklindedir ve bu durumda (2) eşitliği aşağıdaki gibi yazılabilir. eU0 = hν − φ (3) Gelen ışığın frekansı ∆ν kadar arttırılırsa elektron enerjisi h△ν kadar artacaktır. Durdurma potansiyeli, fotoelektrik akımındaki artışı karşılayacak şekilde ∆U0 kadar arttırılmalıdır. Durdurma potansiyeli U0 (ν) ν’nun fonksiyonu olarak çizilirse, (3) denklemi, eğimi ∆U0 h = (4) ∆ν e olan bir doğru verir. Bilinen e elementer yükü için bu ifade bize h Planck sabitini verecektir. Bu deneyde dalgaboylarını seçmek için dar-bant girişim filtreleri kullanılmaktadır. Her filtre yüksek-basınç civa lambasından gelen ışığın bir spektral çizgisinin tam olarak seçilmesini sağlamaktadır. 4 Deneyde Kullanılacak Araçlar Yüksek-basınç civa lambası, ışık hücresi ve ışık hücresi için basit devre, civa lambası için lamba soketi, genel tıkaç, f=+100 mm odak uzaklıklı mercek, iris diyafram, 578 nm, 546 nm, 436 nm ve 405 nm’lik girişim filtreleri, elektrometre yükselteci, 12 V destek ünitesi, 100 pF’lık kapasitör, anahtar, voltmetre, optik tezgah, 90 mm ve 120 mm yükseklikli optik sürücüler, çiftlenim fişi, adaptör, dağıtım kutusu, bağlantı kabloları 5 Deney Boyunca Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar ! Yüksek-basınç civa lambası deney esnasında oldukça ısınmaktadır. Bu yüzden temas etmeyiniz. ! Yüksek-basınç civa lambası aynı zamanda UV bölgede de ışık yayınladığından 2 gözlerinize zarar verebilir. doğrudan bakmayınız. 6 Bu nedenle civa lambasından yansıyan ışın demetine Deneyin Yapılışı 6.1 Optiksel kurulum Not: Yüksek-basınç civa lambası 10 dakikalık ısıtma periyodundan sonra tam şiddete ulaşmaktadır. Bu nedenle deney düzeneğini hazırlamaya başlamadan önce yüksekbasınç civa lambasının düğmesine basarak bekleme zamanını minimuma indirebilirsiniz. Şekil-2 deney kurulumunu göstermektedir: optik sürücülerin sol kenardan olan konumu cm olarak verilmiştir. Burada (a) yüksek-basınç civa lambası (b) iris diyafram (c) f=100 mm odak uzaklıklı mercek (d) girişim filtreli tabanca (e) ışık hücresi ile gösterilmiştir. Şekil 2: Optik tezgahta optik sürücülerin sol kenardan olan konumlarının cm cinsinden gösterildiği deney düzeneği • Genel tıkacı dağıtım kutusu vasıtasıyla esas devreye bağlayınız. • 90 mm yükseklikli optik sürücüyü kullanarak yüksek-basınç civa lambasını Şekil-2’de gösterilen konumuna monte ediniz, genel tıkaç bağlantısını yaparak çalıştırma düğmesine basınız. • 90 mm yükseklikli optik sürücüyü kullanarak ışık hücresini şekilde gösterilen konumuna monte ediniz. Kapağını çıkarıp ışık hücresinin siyah tabakalı yüzeyinin civa lambasının karşısına gelecek şekilde ayarlayınız. • 120 mm’lik optik sürücü kullanarak iris diyaframı optik tezgah üzerindeki işaretli konumuna yerleştiriniz. • 120 mm’lik optik sürücü kullanarak merceği işaret edilen yerine monte ediniz ve yüksekliğini, merceğin merkezi ile iris diyaframın merkezinin aynı yükseklikte olacak şekilde ayarlayınız. 3 Civa lambasından gelen ışık, ışık hücresinin siyah tabakalı (duyarlı alanı) yüzeyi üzerinde keskin ışık lekesi oluşturacaktır. Işık, ne metal çemberlere ne de bağlantıların yapıldığı siyah tabakalı yüzeye düşmemelidir. Kenar bölgeler de aydınlatılmamış olmalıdır. Bunu sağlamak için aşağıdaki prosedürü izleyiniz: • İris diyaframı ve merceğin yüksekliğini ışık lekesinin, ışık hücresinin siyah bölgesi üzerine düşmesini sağlayacak şekilde değiştiriniz; merceğin merkezinin iris diyaframın merkezi ile aynı seviyede olduğundan emin olunuz. Işık hücresinin yüksekliğinin ve eğiminin (tabanın altında bulunan vidaları kullanarak) ayarlanmasına da ihtiyaç duyabilirsiniz. • İris diyaframı kullanarak ışık lekesinin büyüklüğünü ayarlayınız, öyle ki ışık hücresinin siyah bölgesini olası en büyük alanla aydınlatsın ve dış bölgeyi (metal çemberler ve siyah kaplı bölgenin kontakları) parlatmasın. • Optik tezgah boyunca merceği gerektiği kadar hareket ettirerek ışık lekesini odaklayınız. • Işık hücresi üzerine kapağı yerleştiriniz. • İris diyaframlı filtre tabancasını (revolver) 120 mm’lik optik sürücü kullanarak ışık hücresinin önüne yerleştiriniz ve filtre tabancasının iris diyaframını saçılan ışığın ışık hücresine ulaşmasını engelleyecek şekilde ışık hücresinin kapağı ile birleştiriniz. 6.2 Elektriksel montaj Işık hücresinin metal çemberine gelen fotoelektronlar kapasitörü yüklerler, ki bu kapasitör kinetik enerjinin belirlenmesi için gerekli olan U0 durdurma potansiyelini oluşturur. Elektrometre yükselteci kapasitördeki voltajı ölçmek için kullanılır. Elektrometre yükselteç devresini Şekil-3’te gösterildiği gibi kurunuz. Şekil 3: U0 durdurma potansiyelini ölçmek için elektrometre yükselteç devresi • Terminal fişini (f) iliştiriniz ve 100 pF’lık kapasitörü ve anahtari takınız. • Çiftlenim fişini (g), BNC/4mm adaptörü, düz BNC’yi iliştiriniz ve bunları ışık hücresinin gri renkli kablosuna bağlayınız. 4 • Işık hücresinin her iki siyah kablosunu (b) elektrometre yükseltecinin ”ground” bağlantısına bağlayınız. • Elektrometre yükseltecinin çıkışına multimetre bağlayınız. Aynı zamanda: • 12 V’luk destek ünitesini elektrometre yükseltecine bağlayınız. • Optik tezgahı (ve muhtemelen ışık hücresi basit devre çubuğunu) elektrometre yükselteci ”ground” bağlantısına bağlayınız ve bu terminali de dağıtım kutusunun dış ”ground”’una bağlayınız. 6.3 Deneyin Yapılışı Not: Işık hücresi üzerindeki kir, U0 durdurma potansiyelinin ölçümünü etkileyebilecek olan anot ve katot arasında sızıntı akımlarına yol açabilir. Gerekirse ışık hücresini alkol ile temizleyiniz. • Multimetreyi 1 V DC aralığına ayarlayınız. • Sarı ışık (λHg = 578nm) için girişim filtresini ışık yoluna doğru döndürünüz. • Multimetre 0 V değerini okuyana dek anahtara sürekli basarak kapasitörü deşarj ediniz. • Anahtarı bırakarak deneye başlayabilirsiniz. Kapasitör U0 durdurma potansiyeline yükleninceye dek 30 s ile 1 dakika arasında bekleyiniz. U0 için ölçülen değeri Tablo-1’e not ediniz. • Girişim filtresini ışık yoluna doğru yeşil ışık (λHg = 546nm) için döndürünüz ve deneyi tekrarlayınız. • Multimetre ölçüm aralığını 3 V’a ayarlayarak ölçümü mavi (λHg = 436nm) ve mor (λHg = 405nm) girişim filtreleri için deneyi tekrar ediniz. • Işık hücresindeki gelen ışık şiddetini filtre tabancasının iris diyaframını kullanarak değiştiriniz ve her bir ayar için U0 durdurma potansiyelini ölçünüz. Eğer iris diyaframı çok küçültülürse katot üzerindeki ışık lekesinin düzgün aydınlatılmasını etkileyebilir. Aynı zamanda sızıntı akımları arttırıcı rol oynayabilir. • U0 durdurma potansiyelini frekansın fonksiyonu olarak grifik kağıdına çiziniz. Bu grafiğin eğimi h/e olup buradan Planck sabiti elde edilebilir. 7 Ölçüler ve Sonuçlar Renk Sarı Yeşil Mavi Mor Tablo 1. Ölçümler λ(nm) ν(Hz) 5 U0 (V ) DENEY 8: FRANCK-HERTZ DENEYİ 1 Deneye Hazırlık Soruları 1. Termoiyonik yayılma, iyonlaşma enerjisi, uyarılma enerjisi, foton nedir? Açıklayınız. 2. Temel haldeki bir atom hangi yöntemler kullanılarak uyarılabilir? 3. Bohr atom modelini açıklayınız ve Bohr postulatlarını yazınız. 2 Deneyin Amacı Cıva atomunun Franck-Hertz eğrisini elde etmek ve civa atomu için birinci uyarılma enerjisini hesaplamak. 3 Teori 1900’ lü yılların başında Max Planck, pek çok bilim çevresi tarafından kabul edilmesi kolay olmayan ”enerjinin süreksizliği ” tezini ortaya koydu. O zamana kadar siyah cisim ışıması gibi çözümü mümkün olmayan çok önemli fizik problemleri bu görüş çerçevesinde çözülebildiği için bu tezin kabul görmesi çok da zor olmadı. Max Planck’ ın tezini dikkate alan Einstein 1905’ te fotoelektrik olayın başarılı bir açıklamasını yaparak kuantum teorisinin gelişmesine büyük bir katkı sağladı. 1913 yılında Danimarkalı bilim insanı Niels Bohr tarafından ortaya konulan atom modeline göre, atomun merkezinde oldukça küçük bir hacimde yoğun çekirdek vardır, çekirdeğin çevresinde ise elektronlar dolanmaktadır. Bohr atom modelinde elektronlar, çekirdekten belli uzaklıkta açısal momentumu h/2π’ nin tam katları olan yörüngelerde dolanırlar (L = n~). Yani elektronun enerji düzeyleri ve açısal momentumu kuantumludur. 1914 yılında Alman fizikçiler James Franck ve Gustav Hertz, kuantum mekaniksel düşüncenin geçerliliğini ve Bohr atom modelini dolayısıyla atomun enerji düzeylerinin kesikli olduğunu cıva atomu ile gerçekleştirdikleri deney ile kanıtlamayı başardılar. Bu deneyde cıva atomunu kullanarak yukarıda açıklanan atomun kesikli enerji değerlerine sahip olduğu gösterilecektir ve cıva atomu için birinci uyarılma enerjisi bulunacaktır. Elektronu ya da elektronları mümkün olan en düşük enerjili düzeyde olan atoma ”temel durumda” (taban durumunda) denir. Taban durumuna göre enerjisi daha fazla olan durumlara da ”uyarılmış durumlar ” denir. Atomu taban durumundan bir üst enerji durumuna çıkarmak için gerekli enerjiye ”birinci uyarılma enerjisi ” denir. Bir atom uyarılmış halde uzun süre kalamaz. Yaklaşık 10−8 s kadar bir süre sonra tekrar taban durumuna döner. Atom bu geri dönüş sırasında enerjinin korunumu gereği uyarılmış düzey ile temel düzey enerjileri arasındaki farka eşit büyüklükte enerjiye sahip bir foton salar. Salınan fotonun enerjisinden yola çıkarak atomun enerji seviyeleri hakkında bilgi edinilebilir. Salınan fotonun enerjisi Ef oton = Ei − Es = hν ifadesi ile verilir. Burada Ei : temel seviye enerjisi, Es : uyarılmış seviye enerjisi, ν: yayımlanan fotounun frekansı ve h: Planck sabitidir. 1 Bu deneyde cıva atomu hızlandırılmış serbest elektronlar ile uyarılır. Bunun için kullanılacak olan şekil 1’ de gösterilen havası boşaltılmış tüp içinde oksit kaplı ısıtılabilen katot (K), ızgara şeklinde elektrot (E), toplayıcı elektrot olan anot (A), flaman ve uygun miktarda oda sıcaklığında (25o C) sıvı cıva elementi bulunur. Tüp, cıvanın buharlaşma sıcaklığının bir üstündeki sıcaklığa kadar ısıtılır. Serbest elektronlar, katot arkasında yer alan, ısıtıldığında en dış orbitallerindeki elektronları kolaylıkla kopabilen bir maddeden yapılmış olan flamandan sağlanır (Deney sırasında UH gerilimi ile flaman ısıtılır). Katottan çıkan bu elektronlar katot-anot arasındaki potansiyel farkı altında hızlanır ve bir potansiyel enerji kazanırlar (Deneyde hızlandırıcı gerilim olarak 0-60 V aralığında U1 gerilimi uygulanır). V gerilimi altında bir elektronun potansiyel enerjisi, elektronun yükü ve uygulanan Şekil 1: Cıva tüpünün şematik gösterimi geriliminin çarpımına eşittir (Ep = eV ). Katottan başlayıp anoda doğru devam eden hareket süresince elektronlar sahip oldukları potansiyel enerjiyi kinetik enerjiye dönüştürürler ve herhangi bir enerji kaybı yok ise anado ulaştıklarında sahip oldukları kinetik enerji Ek = eV = 1/2mv 2 olur. Serbest elektronlar ile cıva atomları arasındaki etkileşmeler esnek ve esnek olmayan çarpışma olarak iki şekilde olabilir. Esnek çarpışmada elektronlar iki bilardo topunun birbiriyle çarpışmasına benzer şekilde cıva atomlarıyla çarpışırlar ve kinetik enerjilerinde herhangi bir kayıp olmaksızın hareketlerine devam ederler. Bu durumda çarptıkları atomlar da uyarılmadan temel elektronik düzeyde kalırlar. Esnek olmayan çarpışmada ise serbest elektronlardan bazıları sahip oldukları kinetik enerjiyi çarpışma yaptıkları cıva atomlarına aktarırlar, bu durumda serbest elektron kinetik enerjisinin ya tamamını ya da büyük bir kısmını kaybeder, çarpışma yaptığı cıva atomu ise birinci uyarılma enerji seviyesine çıkar ve bir foton yayımlayarak tekrar temel seviyeye dönüş yapar. Böyle bir etkileşme durumunun oluşabilmesi için temel şart, cıva atomları ile çarpışma yapacak olan serbest elektronların kinetik enerjilerinin cıva atomunun birinci uyarılma enerjisine eşit ve veya daha büyük bir kinetik enerjiye sahip olmasıdır. Çarpışma sonrasında kinetik enerjilerinin büyük bir kısmını kaybeden elektronlar yine anoda ulaşma çabası içinde olurlar. Izgara şeklinde elektrot ve anot arasına hızlandırma gerilimine ters yönde uygulanan bir durdurucu potansiyel yardımı ile elektronların anado ulaşmaları engellenebilir (Deneyde durdurucu gerilim olarak U2 gerilimi uygulanır). Elektronlar ızgara şeklinde elektrota ulaştığı anda durdurucu potansiyeli ile karşılaşırlar ve enerjilerinin çok büyük bir kısmını kaybettiklerinden durdurucu potansiyeli aşamazlar. Dolayısı ile bu elektronlar anoda 2 ulaşamazlar ve akımda keskin bir düşüş gözlenir. Hızlandırıcı gerilim artırılmaya devam edilerek elektronların kinetik enerjilerinin artması sağlanabilir ve böylece akımda yine artma gözlenebilir. 4 Deneyde Kullanılacak Araçlar • Franck- Hertz deney seti (Hg tüpü içeren) • Bilgisayar (Cobra3 ölçüm programı kurulmuş olacak) • Milimetrik kağıt 5 Deney Boyunca Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar ! Franck-Hertz lambası içindeki cıva atomları elektrotlar arasında takılı kalırsa kısa devre oluşur ve lambanın bozulmasına neden olur. Bu nedenle lamba iyice ısıtılmadan (180 − 190o C) devreye gerilim uygulanmamalıdır. ! Çok zayıf bir ısıtma akımı da katot için zararlıdır. ! Yeteri kadar ısınmamış lamabada buhar basıncının düşüklüğü nedeniyle cıva gazı iyonlaşabilir. Bunu önlemek üzere emisyon akımı ayaralanır, yani ancak birkaç nA olabilecek şekilde hızlandırıcı gerilim azaltılır. Bu durumda lamba iyice ısıtımaldır. ! 6 Tüp sıcaklığının rastgele arttırılması lamba için zararlıdır. Deneyin Yapılışı • Deney setini şekil 2’ de gösterildiği gibi kurunuz. Şekil 2: Franck-Hertz deney düzeneği 3 • Franck-Hertz deney tüpünün yan tarafında bulunan ayar düğmesini 5-6 aralığına getirerek tüpü 175o C ± 5o C ye kadar ısıtınız. • Bilgisayarda Cobra3 ölçüm programını başlatınız. • Bilgisayar ekranında çıkan Franck-Hertz experiment-measuring penceresine şekil 3’ te gösterilen değerleri giriniz ve continue kutucuğunu tıklayınız. Şekil 3: Ölçüm parametreleri • start measurement kutucuğunu tıklayarak ölçüm almayı başlatınız. • Şekil 4’ te gösterildiği gibi U1 − IA grafiğini elde ediniz. • Elde edilen grafik penceresi üzerine sağ tıklayarak data table seçeneğini seçiniz ve grafik çiziminde kullanacağınız gerilim ve akım verilerini tablo 1’ e kaydediniz. • Elde ettiğiniz veriler yardımıyla milimetrik kağıda U1 − IA grafiğini çiziniz. Çizdiğiniz grafikteki her minumum akım değerlerine karşılık gelen gerilim değerleri arasındaki farkı bulunuz. Bu farkların ortalamasını alarak cıva atomunun birinci uyarılma enerjisi hesaplayınız ve teorik sonuç ile karşılaştırınız. • Elde ettiğiniz cıva atomunun birinci uyarılma enerjisinden yararlanarak civa atomunun birinci uyarılma enerji düzeyinden temel seviyeye geçişte yayımlayacağı fotonun frekansını ve dalga boyunu hesaplayınız. Spektrumun hangi bölgesinde yer alacağını söyleyiniz. 4 Şekil 4: T=175o C ve U2 =2V’ ta kaydedilmiş Franck-Hertz eğrisi 7 Deney Sonu Soruları 1. Elde edilen Franck-Hertz eğrisinde minumum ve maksimumların neden oluştuğunu ve bu noktaların neyi ifade ettiğini açıklayınız. 2. Atomlarda kesikli enerji seviyelerinin varlığını gösteren başka hangi deneyler vardır? 5 IA (nA) Tablo 1: Sonuçlar U1 (V ) IA (nA) 6 U1 (V ) DENEY:9 MILLIKAN YAĞ DAMLASI DENEYİ 1 Deneyin Amacı • Değişik voltaj değerlerinde yağ damlacıklarının yükselme ve düşme sürelerini ölçmek, • Sonuçlara dayanarak, damlacıkların yarıçaplarını ve yüklerini belirlemek, Süre: Yaklaşık 2 saat (bu deney için gerekli süre, incelenen yüklü yağ damlacıklarının sayısına bağlıdır. 2 saat, üç yüklü damlacığın incelenmesi için gerekli süredir.) 2 Deneye Hazırlık Soruları 1. Viskozite nedir, viskozite katsayısı sıcaklıkla nasıl değişir ? Kısaca açıklayın. 2. Stokes yasası nedir? Kısaca açıklayın. 3. Üzerine E elektrik alanı uygulanan bir yağ damlacığını ele alalım. Bu yağ damlacığı için düşme ve yükselme evrelerine karşılık gelen serbest cisim diyagramlarını çizerek yağ damlacığı üzerine etki eden kuvetleri ve yönlerini gösterin. 4. Elde ettiğiniz serbest cisim diyagramı yardımıyla (5), (6), (7) ve (8) no’lu denklemleri türetin. 3 Teori Thomson, deneylerinde m/e oranını ölçebildiği halde m veya e’yi ayrı ayrı ölçmeyi başaramamıştı. Bunun nedeni ise elektromanyetik alanda hareket eden bir elektrona Newton denkleminin uygulanmasıyla ancak m/e oranının belirlenebilmesidir. Ancak bir elektron kazanmış veya kaybetmiş m kütleli bir parçacığın hareketi incelenerek, bu parçacığa ait m/e oranının belirlenmesiyle ve m kütlesinin de ayrıca ölçülmesiyle birlikte bu sorun aşılabilmiş ve elektronun yükü ve kütlesini belirlemek mümkün olmuştur. Robert Millikan, ilk olarak 1909 yılında elektronun yükünü kesin olarak belirlemiştir. Deney, düzlem kapasitörün plakaları arasında oluşturulan homojen elektrik alanında hareket eden elektriksel yüklü bir yağ damlacığına etki eden farklı kuvvetlerin varlığı esasına dayanır. Yağ damlacıkları düzlem kapasitörün levhaları arasına püskürtülür ve mikroskop aracılığıyla hareketleri gözlenir. Damlacıklar yerçekimi nedeniyle düşerler ve damlacığın hızıyla orantılı bir sürtünme kuvvetine maruz kalırlar. Sürtünme kuvveti yağ damlacıklarının hava molekülleri ile çarpışmalarından kaynaklanmaktadır. Damlacık üzerine etkiyen net kuvvet sıfır olduğunda yani denge durumunda, damlacık artık ivmelenmez ve sabit bir hızla düşer bu hıza limit hız v denir. 1 Şekil 1: Elektrik alanın olmadığı durumda ~v1 limit hızı ile düşen bir damlacığa etki eden kuvvetler. Şekil 1’den de görüldüğü gibi elektrik alanın olmadığı durumda damlacığa etki eden kuvvetler yerçekimi kuvveti Fg = my g, havanın kaldırma kuvveti Fh = mh g ve yağ damlacığının (burada yağ damlacığı küre olarak düşünülmektedir) kendisini çevreleyen havaya karşı yapmış olduğu hareketten kaynaklanan Stokes direnç kuvvetidir. Burada my yağ damlacığının kütlesi, mh yağ damlacığıyla yerdeğiştiren havanın kütlesi, g yerçekimi ivmesi, r damlacığın yarıçapı ve η ise viskozite katsayısı olarak tanımlanmıştır. Bir küre, (bizim durumumuzda yağ damlacığı) r yarıçapında ve v hızında, akışkanlığı η olan bir ortamda hareket ediyorsa (bu deneyde hava) ve F kuvvetine maruz kalıyorsa bu kuvvet F = 6πrηv (Stoke yasası) (1) şeklinde tanımlıdır. Bu deneyde η = 1.82 × 105 kg(ms)−1 havanın yoğunluğudur. Kütlesi my olan (aynı zamanda V hacmine ve ρy yoğunluğuna sahip olan) yağ damlacığı üzerine etki eden yer çekim kuvveti ise Fg = mg = ρy V g (2) olmalıdır. Burada ρy = 1.03 × 103 kgm−3 yağ damlacığının yoğunluğu, V = 43 πr 3 ise hacmidir. Bunun haricinde, yağ damlacığı aynı zamanda havanın kaldırma kuvvetine de maruz kalmaktadır (ρh = 1.293 kgm−3 ): Fh = ρh V g (3) Kondansatörün plakaları arasındaki düzgün elektrik alan ile birlikte Fe = QE = Q U d (4) Burada, Q yağ damlacığının yükü, U ise kondansatör plakaları arasındaki gerilim ve d = 2.4 mm ± 0.001 mm ise iki plaka arasındaki mesafedir. Yüklü bir yağ damlacığının üzerine etki eden bu kuvvetler belirlendikten sonra yükselme (v1 ) ve düşme (v2 ) hızları şu şekilde elde edilebilir: 1 U 4 3 v1 = Q − πr g(ρy − ρh ) (5) 6πrη d 3 2 U 4 3 1 v2 = Q + πr g(ρy − ρh ) 6πrη d 3 (6) Böylece, (??) ve (??) denklemlerini kullanarak yağ damlacığının yükü için Q = C1 9 C1 = πd × 2 s 3 C2 = × 2 v1 + v2 p |v1 − v2 |, U η3 = 2.73 × 10−11 kg(m/s)−1/2 g(ρy − ρh ) p r = C2 |v1 − v2 | r (7) (8) η = 6.37 × 10−5 (ms)1/2 g(ρy − ρh ) Yük biriminin neden [A.s] olduğunu anlayabilmek için aşağıdaki sebepleri göz önünde bulundurunuz. Denklem (??)’ye göre; r r m m m m m m2 s3 A × s × = kg × kg sm2 = kg 2 × = As = C kg s V s s s kgm2 s3 A 4 Deneyde Kullanılacak Araçlar Şekil 2: Millikan yağ damlası deneyi. ❃ Millikan deney düzeneği. ❃ Güç ve ışık kaynağı. ❃ Elektronik saat. 3 5 Deneyin Yapılışı • Millikan cihazının kondansatörünü Şekil-2’de gösterildiği gibi komütatör anahtarına bağlayın. Cihazın yatay olarak hizalanması için dairesel yüzeyi kullanın. • Çıkış kaynağı seri olarak bağlayabilmek için (Şekil-3a) küçük siyah bağlantı kablosunu kullanarak sabit (300 V d.c.) ve değişken (0 ile 300 V d.c.) çıkışlarını kullanın. Millikan cihazını topraklamak için sarı-yeşil bağlantı kablosunu kullanın (Şekil-3a ve 3b). Şekil 3: • Komütatör anahtarını güç kaynağına (Şekil-4a ve 4b) ve multimetreye (Şekil-4c) bağlayınız. Şekil 4: • Millikan cihazının aydınlatma sistemi Şekil-5a ve 5b’de gösterilen güç kaynağının 6.3V a.c. soketlerine bağlanmaktadır. • Kurulumun son hali Şekil-6’da gösterildiği gibi olmalıdır. 4 Şekil 5: Şekil 6: • Mikroskoptan bakıldığı zaman ölçekli kısımda yer alan 30 bölme, yaklaşık olarak 0.9 mm’ye karşılık gelmektedir. • Multimetreyi 600 V d.c. ölçüm aralığına ayarlayın. • Güç kaynağını çalıştırın ve kondansatör voltajını 300 V olarak ayarlayın (güç kaynağı üzerindeki voltaj için dönen anahtarı 0 konumuna getirin). • Mikroskoptan bakın ve körüklere basarak birkaç yağ damlasını üfleyerek gönderin. • Mikroskobun odaklanmasını ayarlayarak yağ damlalarını küçük beyaz yuvarlaklar olarak gözlemlemeye çalışın (Şekil-7) • Yağ damlacıklarının davranışlarını inceleyin ve yüklü olanını bulun (bir yağ damlacığı kondansatörün kutuplarını tersine çeviren komütatör anahtarının anahtarlanmasıyla yön değiştiriyorsa yüklüdür.) • Bir yağ damlacığını daha uzun süre görebilmeniz için mikroskobun odak ayarını değiştirmeniz gerekebilir. 5 Şekil 7: • Komütatör anahtarını birkaç kez açıp kapatarak, yüklü bir yağ damlacığını mikrometre skalsı üzerindeki en yüksek be en düşük çizgiler arasında birkaç defa hareket ettirmeye çalışın. • Artık yağ damlacıklarını görmeye başlarsanız, tekrar birkaç tane yağ damlacığı üfleyin (bazen güç kaynağını kapatmak ve birkaç saniye sonra tekrar açmak faydalı olabilir). 6 Ölçüer ve Sonuçlar • Ölçümlere başlamaya hazır olduğunuzda arkadışınız kronometreyi kullanmalıdır. • Bir yağ damlacığı üzerinde odaklanın ve bu yağ damlacığı için birkaç yükselme zamanı ölçün ve ortalama yükselme zamanı için bulduğunuz değeri kaydedin. • Benzer şekilde, düşme zamanı için ortalama bir değer elde edin. • Hem yükselme hem de düşme durumunda yağ damlacığının dikey eksende aldığı yolu ölçün. (Yağ damlacıklarının çok hızlı bir şekilde püskürtülmesi düşey hız bileşeninin çok küçük olmasına yol açar.) • Yol ve zaman verilerini kullanarak yükselme v1 ve düşme v2 hızlarını belirleyin. • Elde ettiğiniz verileri Tablo-1 ve Tablo-2’ye kaydedin. • Mikroskop ile elde ettiğiniz görüntünün baş aşağı olarak görüntülendiğini unutmayın. 6 Tablo-1: U = 300 Volt Ölçüm No. 1 2 3 Yükselme t1 [s] Yükselme s1 [div] Yükselme s1 [mm] Düşme t2 [s] Düşme s2 [div] Düşme s2 [mm] Düşme t2 [s] Düşme s2 [div] Düşme s2 [mm] Düşme t2 [s] Düşme s2 [div] Düşme s2 [mm] Düşme t2 [s] Düşme s2 [div] Düşme s2 [mm] U = 400 Volt 7 Ölçüm No. 1 2 3 Yükselme t1 [s] Yükselme s1 [div] Yükselme s1 [mm] U = 500 Volt Ölçüm No. 1 2 3 Yükselme t1 [s] Yükselme s1 [div] Yükselme s1 [mm] U = 600 Volt Ölçüm No. 1 2 3 Yükselme t1 [s] Yükselme s1 [div] Yükselme s1 [mm] Tablo − 2 : U = 300 Volt Yükselme hızı v1 [m/s] Düşme hızı v2 [m/s] Yük Q [C] Yarıçap r [m] v¯1 = ..................m/s, v¯2 = ..................m/s Qort = ..................C, rort = ..................m U = 400 Volt Yükselme hızı v1 [m/s] Düşme hızı v2 [m/s] Yük Q [C] Yarıçap r [m] v¯1 = ..................m/s, v¯2 = ..................m/s Qort = ..................C, rort = ..................m U = 500 Volt Yükselme hızı v1 [m/s] Düşme hızı v2 [m/s] Yük Q [C] Yarıçap r [m] v¯1 = ..................m/s, v¯2 = ..................m/s Qort = ..................C, rort = ..................m Yükselme hızı v1 [m/s] U = 600 Volt Düşme hızı v2 [m/s] Yük Q [C] Yarıçap r [m] v¯1 = ..................m/s, v¯2 = ..................m/s Qort = ..................C, rort = ..................m 8 DENEY 10 : ZEEMAN ETKİSİ 1 Deneyin Amacı • Normal Zeeman etkisi: Manyetik alan etkisi altındaki Kadmiyum (Cd) spektrumunun 643.847 nm’lik spektral çizgisinin enine (transverse) ve boyuna (longitudinal) konfigürasyonlarda gözlenmesi. • Anormal Zeeman etkisi: 508.588 nm’lik Cd spektral çizgisinin gözlenmesi. • Cd spektrumunun manyetik alan varlığındaki normal Zeeman girişim deseni kullanılarak Bohr manyetonunun (µB ) belirlenmesi. 2 Deneye Hazırlık Soruları 1. Kuantum sistemlerde dejenerasyon kavramını bir örnek model üzerinde kısaca açıklayın. 2. Normal ve anormal Zeeman etkisi arasındaki farklar nelerdir, normal ve anormal Zeeman etkisinde enerji düzeylerinde meydana gelen kaymaların başlıca sebebi nedir? 3. Pauli ilkesini kısaca tanımlayın. 4. Normal Zeeman etkisinde Cd spektrumunda gözlenen σ ve π çizgilerinin enerji seviyelerini geçiş diyagramı üzerinde gösterin. 5. Şekil-2 yardımıyla denklem (1)’i türetin. 6. 31 D2 kuantum durumu için mJ kuantum sayısının alabileceği değerler nelerdir? Kısaca açıklayınız. 3 Kuram Manyetik alan varlığında, bir atomun enerji seviyelerinin kaymasına ”Zeeman etkisi” adı verilir. Bu kaymanın temel nedeni, elektonun sahip olduğu yörüngesel açısal momentumun, sisteme dışarıdan uygulanan dış manyetik alan ile etkileşimidir (yada çiftlenimi). Spin açısal momentumun net değerinin sıfır olması durumunda Normal Zeeman etkisi gözlemlenir. Bu tür sistemlerde yer alan elektronların spinleri Pauli ilkesi gereği birbirini sıfırlar. Bu duruma tekli (singlet) durum adı verilir. Genellikle, bir atomun enerji seviyeleri, atomu meydana getiren elektronların hem spin hem de yörüngesel açısal momentumları tarafından belirlenir. Bu durumda, sistemde yer alan çiftlenmemiş elektronların varlığı nedeniyle (triplet durum) net spin açısal momentumu sıfırdan farklı ise, manyetik alan varlığında atomik enerji seviyelerinde meydana gelen kaymalara ”Anormal Zeeman etkisi” denir. Yörüngesel açısal momentumu ~l ile temsil edilen bir sistemin manyetik momenti µ~l = − ~l e ~ l = −gl µB 2me ~ 1 ile verilir. Burada µB Bohr magnetonu olup değeri µB = e~/2me = 9.274.10−24 Am2 ’dir. Yörüngesel açısal momentum için jiromanyetik katsayı gl = 1.0’dir. Atomun vektör modelinde, açısal momentumlar ve manyetik momentler birer vektör olarak ele alınır. Elektronun sahip olduğu negatif yük sebebiyle açısal momentum ve ona karşılık gelen manyetik moment birbirine antiparaleldir. Bu durumda açısal momentumun büyüklüğü ve manyetik moment için p p µl = µB l(l + 1) |~l| = ~ l(l + 1), yazabiliriz. LS çiftlenimi durumunda (aynı zamanda Russel-Saunders çiftlenimi yada spinyörünge çiftlenimi olarak da bilinir) çok elektronlu sistemlerin toplam açısal momentumu için X X p ~li ~ = |L ~ + S| ~ = ~ J(J + 1), ~= ~ = |J| S s~i , L eşitlikleri geçerlidir. Burada si ve li terimleri her bir i indisli elektronun sahip oduğu spin ve yörüngesel açısal momentumlarını temsil eder. Sistemde çiftlenmemiş elektron ~ = 0 olur. Böylece, yoksa S p ~ = |L| ~ = ~ L(L + 1) |J| olmalıdır. O halde, J~ yönündeki manyetik moment ~ µJ için şu eşitlik geçerlidir: p p µL | = µB L(L + 1) = gJ µB J(J + 1), gJ = 1. |(µ~J )J | = |~ Burada, (µ~J )J işlemcisinin özdeğeri olan fiziksel gözlenebilir, işlemcinin J~ üzerindeki izdüşümüdür; J~ (~ µJ )J = −gJ µB . ~ Böylece, −z ekseni üzerindeki izdüşümü ise (~ µJ )J,z = −mJ gJ µB Burada mJ , manyetik kuantum sayısıdır ve alabileceği değerler mJ = +J, J−1, ..., −J. Sonuç olarak, manyetik momentin, z ekseni boyunca uygulanan bir B0 dış alanı ile etkileşmesi sonucunda ortaya çıkan enerji ifadesi şu şekildedir: ~ = −mJ gJ µB B0 VmJ = −~ µ.B Anormal Zeeman etkisi ise daha genel bir durumdur, çünkü sistemde yer alan çiftlenmemiş elektronlar nedeniyle net spin açısal momentumu sıfırdan farklıdır. Başka bir deyişle, atomun sahip olduğu enerji hem spin, hem de yörüngesel açısal momentuma ait manyetik momentler tarafından belirlenir. Yörüngesel açısal momentum için yukarıda verilen bilgiler geçerlidir. Spin açısal momentumuna ait manyetik moment, µ~s = − e ~s ~s = −gs µB 2me ~ ile verilir. Burada gs , spine bağlı jiromanyetik oran olup değeri gs = 2.0023 olarak verilmektedir. Yörüngesel açısal momentuma benzer olarak, spin açısal momentum işlemcisinin büyüklüğü p |~s| = ~ s(s + 1) 2 ise, spin manyetik momenti için µs = | − gs µB p s(s + 1)| bulunur. Öte yandan, LS çiftlenimine göre, toplam açısal momentum X X p ~li ~ = |L ~ + S| ~ = ~ J(J + 1), ~= ~ = |J| S ~si , L Dolayısıyla, spin ve yörüngesel açısal momentumlar birer vektör olarak ele alınırsa, gs ≈ 2 için, ~ J) ~ + |~ ~ J~) |(~ µJ )J | = |~ µL | cos(L, µs | cos(S, p p ~ J~) + 2 S(S + 1) cos(S, ~ J~) = µB L(L + 1) cos(L, 3J(J + 1) + S(S + 1) − L(L + 1) p µB 2 J(J + 1) p J(J + 1) + S(S + 1) − L(L + 1) = gJ µB J(J + 1), gJ = 1 + 2J(J + 1) |(~µJ )J | = Yine, fiziksel gözlenebilir, manyetik momentin J~ üzerindeki izdüşümüdür: (~ µJ )J = −gJ µB J~ ~ Bu ifadenin manyetik alan yönündeki (z ekseni) bileşeni kuantizedir, (~ µJ )J,z = −mJ gJ µB , mJ = J, J − 1, ..., −J Manyetik momentin, z ekseni boyunca uygulanan bir B0 dış alanı ile etkileşmesi sonucunda ortaya çıkan enerji ifadesi ise VmJ = −mJ gJ µB B0 ile verilir. Deneyde Zeeman etkisi, Kadmiyum lambanın yaydığı ışık vasıtasıyla gözlenecektir. Dışarıdan uygulanan bir manyetik alan yokken, Kadmiyum enerji spektrumundaki alt enerji seviyeleri aynı enerjiye sahiptir. Manyetik alan uygulandığında ise dejenerasyon ortadan kalkar ve farklı mJ kuantum durumları ile temsil edilen enerji düzeylerinde bir kayma meydana gelir. Kadmiyum elementinin elektronik konfigürasyonu (Kr)4d10 5s2 şeklindedir. Yani, optik geçişlerde rol oynayan en dış kabuk tam doludur ve iki tane 5s2 elektronuna sahiptir. ((Kr) : 1s2 2s2 2p6 3s2 3p6 3d10 4s2 4p6 .) Bu durum, helyum ve civa gibi elementlerde de benzerlik gösterir. Kadmiyumun taban durumunda, tam dolu bir kabukta elektron spinleri birbirini tolere eder, bir başka deyişle paralel spin sayısı kadar antiparalel spin söz konusudur (bkz. Pauli ilkesi). Net elektron spini sıfır ise, elektron spinine bağlı olan spin manyetik momenti de sıfır olmalıdır. Toplam spini sıfır olan atomik enerji seviyelerine singlet (tekli, tekil vs.) durumlar adı verilir. O halde, farklı singlet durumlar (yani farklı ml kuantum sayılı enerji düzeyleri) arası elektron geçişlerinde spin manyetik momenti etkin değildir (normal Zeeman etkisi). Kadmiyum spektrumunda gözlemlenecek olan normal Zeeman etkisi için kullanılan optik geçiş 643.847 nm dalgaboylu (kırmızı ışık dalgaboyu) 31 D2 → 21 P1 geçişi iken, 3 Şekil 1: (a) Normal Zeeman, (b) anormal Zeeman etkisi için atomik enerji düzeyleri arası geçişler. anormal Zeeman etkisi için 508.588 nm dalgaboylu (yeşil ışık dalgaboyu) 23 S1 → 23 P2 geçişidir. 23 S1 gibi bir terimde (detaylı bilgi için bkz. terim sembolleri (term symbols)), ilk sayı olan 2, ışıma yapan elektronun baş kuantum sayısını temsil ederken, üst indis olarak gösterilen 3 ise çokluk terimi (multiplicity factor) adını alır. s spin kuantum sayısı olmak üzere çokluk terimi genel olarak 2s+1 şeklinde ifade edilir. Alt indis 1 ise toplam açısal momentum kuantum sayısıdır ve genel gösterimi j’dir. Bu kuantum sayısının alabileceği değerler j = l + s, ..., |l − s| şeklindeki tam sayılardır. S, P, D, F gibi harfler ise l kuantum sayısı hakkında bilgi verir. Basitçe, S → l = 0, P → l = 1, D → l = 2, F → l = 3, ... şeklindedir. Normal Zeeman etkisinin gözlemleneceği 31 D2 → 21 P1 geçişinde ilk ve son durumlar için sistem singlet durumdadır ve bu geçiş esnasında spin manyetik momentinin bir etkisi yoktur (yani 2s + 1 = 1 olduğun için s = 0 durumu söz konusu). Diğer yandan, anormal Zeeman etkisinin gözlemleneceği 23 S1 → 23 P2 geçişinde ise hem ilk hem de son durumlar triplet durumda (2s + 1 = 3, s = 1 durumu) olduğu için spin manyetik momenti sıfırdan farklıdır. Bu durum, enerji seviyelerinde gözlemlenecek olan kayma etkisi üzerinde kendini belli edecektir. Gerek singlet, gerekse triplet geçişlerde sistemin verilen bir enerji düzeyinden, başka bir enerji düzeyine geçiş yapabilmesi için △mJ = 0, ±1 olmalıdır. Aksi takdirde bu geçiş izinli değildir. Atomik spektrumda △mJ = 0 koşuluna karşılık gelen çizgiler σ çizgileri, △mJ = ±1 koşuluna karşılık gelen çizgiler ise π çizgileri olarak isimlendirilirler. Deney esnasında (enine konfigürasyonlu normal Zeeman etkisi) bu çizgiler analizör yardımıyla gözlemlenecektir. • Yine, normal Zeeman etkisinin gözlemleneceği 31 D2 → 21 P1 geçişini ele alalım. Bu geçiş için başlangıç durumu L = 2, S = 0 ve J = 2 şeklindedir. mJ kuantum sayısının alabileceği değerler, mJ = −2, −1, 0, 1, 2’dir. Jiromanyetik oran gi = 1 olduğu için, başlangıç durumundaki ardışık enerji seviyeleri arasındaki fark ∆E = −µB B0 ile verilir. Benzer şekilde, son durum için L = 1, S = 0 ve J = 1, ve jiromanyetik oran gf = 1’dir. Bu durumda da ardışık enerji düzeyleri araındaki fark yine ∆E = −µB B0 kadardır. O halde, ∆mJ farkı aynı olan geçişler için başlangıç ve son enerji seviyeleri arasındaki enerji farkı aynıdır, bu nedenle de bu geçişler aynı frekansa sahiptirler. Normal Zeeman etkisi için geçiş 4 Tablo 1: Anormal Zeeman kaymaları. No. ∆mi mJf gf − mJi gi etkisinin gözlemlendiği 23 S1 → 23 P2 geçişi için enerji 1 1 -2 2 1 -3/2 3 1 -1 4 0 -1/2 5 0 0 6 0 1/2 7 -1 1 8 -1 3/2 9 -1 2 diyagramı Şekil-1a’da gösterilmektedir. mJi ve gJi ile temsil edilen ilk enerji düzeyinden mJf ve gJf son enerji seviyesine geçiş sonucunda enerjide meydana gelen kayma VmJi − VmJf = (mJf gf − mJi gi )µB B0 ile verilir. • Deneyde, σ çizgilerinin arasındaki mesafenin, artan manyetik alan ile birlikte arttığı gözlemlenmelidir. • Anormal Zeeman etkisinin gözlemlendiği 23 S1 → 23 P2 geçişinde ilk durum L = 0, S = 1/2 + 1/2 = 1, J = 1 + 0 = 1 ve mJ = −1, 0, 1 şeklindedir. Bu durumda jiromanyetik katsayı gi = 1 + 1(1 + 1) + (1 + 1) − 0(0 + 1) =2 2.1(1 + 1) Dolayısıyla, ardışık enerji düzeyleri arasındaki enerji farkı ∆E = −2µB B0 olur. Son durum için ise L = 1, S = 1, J = 2 ve mJ = −2, −1, 0, 1, 2’dir. Jiromanyetik katsayı; gf = 1 + 3 2(2 + 1) + (1 + 1) − 1(1 + 1) = 2.2(2 + 1) 2 Böylece, ∆E = − 32 µB B0 olur. Anormal Zeeman etkisi için geçiş diyagramı Şekil-1b’de görülmektedir. Normal Zeeman etkisinde olduğu gibi, mJi ve gJi ile temsil edilen ilk enerji düzeyinden mJf ve gJf son enerji seviyesine geçiş sonucunda enerjide meydana gelen kayma VmJi − VmJf = (mJf gf − mJi gi )µB B0 ile verilir. • Dolayısıyla, anormal Zeeman etkisinde Kadmiyum spektrumunda spin katkısından dolayı toplam dokuz eşuzaklıklı çizgi gözlemlenir. Anormal Zeeman etkisi için olası geçişlere ait enerji kaymaları Tablo-1’de verilmiştir. 3.1 Fabry-Perot İnterferometresi Bu deneyde yapılacak gözlemlerden yararlanarak sayısal ölçümler yapmak için FabryPerot interferometresi (kısaca etalon) kullanılmaktadır. İnterferometrenin içinde 3mm kalınlığında, her iki iç yüzeyi metalik tabaka ile kaplı kuartz camdan yapılma bir plaka yer alır. Bu plaka %90 yansıtıcı, %10 geçirgen özelliğe sahiptir. Şekil2’de şematik olarak gösterilen plakanın kısmen yanısıtıcı özellikli (1) ve (2) no’lu yüzeylerini ele alalım. Plaka normali ile θ açısı yapan bir ışın plaka içersinde AB, 5 Şekil 2: Etalonun (1) ve (2) no’lu paralel yüzeylerinden geçen ve yansıyan ışık ışınları. Plakalar arası mesafe t = 3mm’dir. CD, EF , vb ışınlara ayrılır. Ardışık iki ışının dalga cepheleri arasındaki yol farkı, (-örneğin AB ve CD ışınları arasındaki) δ = BC + CK olup, BK ile CD birbirine diktir. Bu nedenle, δ = 2t cos θ (1) nλ = 2t cos θ (2) Ayrıca, yapıcı girişim oluşması için koşulunun sağlanması gerekir. Burada, n bir tamsayıdır. Denklem (2), temel interferometre denklemidir. Eğer, plakalar arasındaki ortamın kırılma indisi µ 6= 1 ise, bu durumda yine bu denklem şu şekilde geçerli olur; nλ = 2µt cos θ (3) Şimdi, Şekil-2’de gösterilen B, D, F, vb ışınların, odak uzaklığı f olan bir mercek yardımıyla odaklandığı durumu ele alalım (Şekil-3). θ açısı (3) no’lu denklemi sağladığında, odak düzleminde, yarıçapı rn = f tan θn ≈ f θn (4) ile verilen parlak halkalar meydana gelir. θn açısı için 2µt 2 θn n= cos θn = n0 cos θn = n0 1 − 2 sin λ 2 (5) yazılabilir. Ayrıca, θ açısı yeterince küçük olduğunda n = n0 θ2 1− n 2 , yada θn = s 2(n0 − n) n0 (6) elde edilir. Eğer, θn açısı aydınlık bir saçağa denk geliyorsa, bu durumda n bir tam sayı olmalıdır. Ancak, merkezdeki girişime karşılık gelen (θ = 0) n0 değeri genellikle bir tam sayıya karşılık gelmez: 2µt n0 = (7) λ 6 Şekil 3: Fabry-Perot interferometresinden çıkan ışığın odaklanması. Etalona θ açısı ile giren ışık r = f θ yarıçaplı bir halka üzerine odaklanır. Burada f , merceğin odak uzaklığıdır. • Bu nedenle, oluşan girişim deseninde merkezde parlak bir nokta oluşmaz. Eğer, ilk halkanın girişim mertebesi n1 ise, n1 = n0 cos θ1 olduğundan n1 < n0 olacağı zaten açıktır. O halde, 0 < ǫ < 1 olmak üzere, n1 = n0 − ǫ yazabiliriz. Burada n1 , n0 ’dan daha küçük ve n0 ’a en yakın tam sayı değeridir. O halde, en genel biçimde, desendeki p indisli halka için (merkezden dışa doğru) np = (n0 − ǫ) − (p − 1) (8) Böylece, (8) no’lu denklem, (6) ve (4) ile birleştirilirse, halkaların yarıçapları için s 2f 2 p rp = (p − 1) + ǫ (9) n0 elde ederiz ki, burada ardışık iki halkanın yarıçaplarının kareleri arasındaki fark bir sabite eşittir: 2f 2 2 rp+1 − rp2 = (10) n0 p indisli halkanın yarıçapı rp olmak üzere, 2 rp+1 2 rp+1 − rp2 −p=ǫ (11) Şimdi, üç bileşeni a, b, c olan bir çizgiyi ele alalım (normal Zeeman etkisinde bir çizginin üç tane σ ve π çizgilerine ayrılması gibi). Yarıçapları sırası ile; a bileşeni için r1a , r2a ve r3a , b bileşeni için r1b , r2b ve r3b , ... olsun (c bileşeni için de). Denklem (10)’a göre a bileşeninin yarıçaplarının kareleri arasındaki fark 2 2 ∆a = r(p+1),a − rp,a = 2f 2 n0 , a (12) 2 2 ∆b = r(p+1),b − rp,b = 2f 2 n0 , b (13) Benzer şekilde, b için Böylece, Denklem (12) yardımıyla, ǫa = ǫb = 2 r(p+1),a ∆ 2 r(p+1),b ∆ 7 −p − p, ... Buradan, dalga sayıları cinsinden çizgi aralığı ∆ν̄ = 2 − r2 rp,a 1 δ 1 ǫa − ǫb p,b = × = × 2µt ∆ 2µt ∆ 2µt (14) • δ: Aynı p indisli halka grubundaki farklı çizgilerin yarıçaplarının kare farkı • ∆: Farklı halka gruplarında yer alan aynı sıralı çizgilerin yarıçaplarının kare farkı En genel anlamda, belli bir B0 manyetik alanı için elde edilen girişim deseninden yararlanarak hesaplanacak nicelikler Tablo-2’de özetlenmiştir. • Denklem (14)’de δ ve ∆ için ortalama değerler hesplandıktan sonra Bohr magnetonu µB deneysel olarak ∆V = µB B0 = hc∆ν̄ort ⇒ µB = hc δort 2µtB0 ∆ort (15) ile elde edilir. Tablo 2: Normal Zeeman etkisi için girişim deseninden elde Bileşen Halka no 1 2 3 2 a 2 a 2 a r1a ∆12 r2a ∆23 r3a ∆a34 1 2 3 δab δab δab 2 b 2 b 2 b r1b ∆12 r2b ∆23 r3b ∆b34 1 2 3 δbc δbc δbc 2 2 2 c r1c ∆c12 r2c ∆c23 r3c ∆c34 4 edilecek Fabry-Perot verisi 4 2 r4a 4 δab 2 r4b 4 δbc 2 r4c Deneyde Kullanılacak Araçlar Şekil 4: Zeeman etkisi deney seti 8 ∆a45 ∆b45 ∆c45 5 2 r5a 5 δab 2 r5b 5 δbc 2 r5c ... ... ... ❃ 643.847nm ve 508.588nm için Fabry-Perot interferometresi ❃ Zeeman etkisi için Kadmiyum lamba ❃ Elektromıknatıs ❃ Spektral çizgiler için güç kaynağı ❃ Elektrolitik kapasitör, 22000 µF ❃ Dijital multimetre ❃ l = 1000 mm uzunluklu optik zemin ❃ İki adet 50mm, bir adet 300 mm odaklı mercek ❃ Analizör ❃ İris diyaframı ❃ Polarize filtreler (kırmızı ve yeşil) ❃ Bağlantı kabloları ❃ CCD Kamera, bilgisayar 5 Deneyin Yapılışı Deney düzeneğini Şekil-4’de gösterildiği gibi kurunuz. Elektromıknatısın kutup başlarının yerine sıkıca oturduğundan emin olunuz. Kutup başları, kadmiyum lambaya temas etmeyecek şekilde konumlandırılmalıdır. Elektromıknatısı oluşturan sarımları paralel bağlayınız. Elektromıknaıs üzerine uygulanacak potansiyel farkın 20 V değerini aşmamasına dikkat ediniz. 22000 µF sığalı kapasitörü güç çıkışına paralel bağlayınız. Bu bağlantı DC voltajın gürültüden arındırılmasını sağlar. Ölçekli optik zemin üzerine yerleştirilecek aparatlar ve yaklaşık olarak konumları: • (80 cm) CCD kamera • (73-76 cm) L3 = +50 mm odaklı mercek • (45 cm) Analizör (analizörün konumu keyfi seçilebilir) • (39 cm) L2 = 300 mm odaklı mercek • (33 cm) Fabry-Perot etalon • (25 cm) L1 = 50 mm odaklı mercek • (20 cm) İris diyaframı • (20 cm) elektromıknatıs kutup başları (iris diyaframı ile temas halinde) • (0 cm) Cd-spektral lamba (döner tabla üzerinde) 9 Deneyde iris diyaframı, enine konfigürasyonlu Zeeman etkisini gözlemlerken ışık kaynağı gibi davranır. Etalonun içinde yer alan f = 100 mm odaklı mercek, etalon içersine giren ışınların birbirine paralel olacak şekilde (hesaplamalardaki küçük açı yaklaşımı) odaklanmasını sağlar. Normal Zeeman etkisini gözlemlemek için, etalon üzerindeki tutucuya kırmızı renk filtresi yerleştirilir. Anormal Zeeman etkisini gözlemlemek için tutucu üzerindeki kırmızı renk filtresini çıkarınız ve 508 nm’lik girişim filtresini L2 = 300 nm’lik merceğin üzerine yerleştiriniz. Etalondan çıkan deseni gözlemlemek için L2 ve L3 merceklerinin meydana getirdiği teleskop sistemi kullanılır. Teleskobun verdiği desen, CCD kamera yardımıyla bilgisayar ekranına aktarılır ve gerekli yazılım yardımıyla desen üzerindeki halkaların yarıçap ve alan bilgileri kaydedilir. • Deneye başlamadan önce, elektromıknatıs üzerinden geçen akımın kutup bölgesinde ürettiği manyetik alan değerinin bilinmesi gerekmektedir. Bunun için Teslametre yardımıyla, kadmiyum lamba yokken girilen çeşitli akım değerleri için elektromıknatısın ürettiği manyetik alan değerlerini Tablo-3’e kaydedin. • Normal Zeeman etkisinde, Kadmiyum spektrumundaki σ ve π çizgilerini ayırt etmek için analizörü kullanınız. σ çizgileri için artan manyetik alan, çizgiler arası mesafeyi nasıl değiştiriyor ? • Normal Zeeman etkisi: İçerisinde kadmiyum lamba bulunan elektromıknatısa 5A’lik akım uygulayın. Kırmızı filtreyi etalon üzerindeki tutucuya yerleştirin ve elektromıknatısı enine konfigürasyonda hizalayın. Analizör yardımıyla σ ve π çizgilerini gözlemleyin (Şekil-5). • Anormal Zeeman etkisi: Kırmızı filtreyi tutucudan çıkarın ve 508 nm’lik girişim filtresini L2 = 300 nm’lik merceğin üzerine yerleştirerek girişim desenini inceleyin (Şekil-6). • Bohr manyetonunun deneysel hesabı: Normal Zeeman etkisi için elektromıknatısı enine konfigürasyonda hizalayarak B0 6= 0 durumunda oluşan girişim desenini elde edin. Bilgisayar yazılımı yardımıyla girişim desenindeki halka yarıçaplarını ve alan bilgilerini Tablo-4’e kaydedin. • Denklem (15) yardımıyla Bohr manyetonunun değerini hesaplayın. Bu hesabı farklı manyetik alan değerleri için tekrarlayın. • sabitler: µ = 1.456 6 c = 2.99×108 m/s h = 6.62×10−34 Js t = 3mm Ölçüler ve Sonuçlar Tablo 3: B (mT) I (A) 1 2 3 4 5 k 10 6 7 8 9 10 Şekil 5: Normal Zeeman etkisi: I = 0 ve I = 5A için elde edilen girişim deseni. Sol tarafta her bir girişim halka grubu (order of interference) için tek halka, sağda ise grup başına üç halka gözleniyor. Şekil 6: Anormal Zeeman etkisi girişim deseni. Sağ taraf: ilk iki girişim deseni. 11 Tablo 4: Bileşen ↓ a δab b δbc c 1 ∆ 2 ∆ 3 B0 = .................(mT ), δort = ..................., ∆ 4 ∆ 5 ← Halka sırası p 5 ← Halka sırası p I = ..................(A) ∆ort = ................... 12 µB = ................... Bileşen ↓ a δab b δbc c 1 ∆ 2 ∆ 3 B0 = .................(mT ), δort = ..................., ∆ 4 ∆ I = ..................(A) ∆ort = ................... µB = ...................