güneş sistemi ve ötesi

advertisement
GÜNEŞ SİSTEMİ VE
ÖTESİ
İÇİNDEKİLER
1. GÖK CİSİMLERİNİ TANIYALIM
• Bunlar ı Biliyor musunuz?
• Kuyruklu yıldız nedir?
• Yıldız Kayması Nedir?
• Gezegenler
• Güneş ve Dünya Arası Kaç Metre?
2. GÜNEŞ SİSTEMİ
• Gezegenlerin Dolanım Şekli
• Gezegenler Ve Uydular
• Dünya’nın Uydusu Ay
• Ay’ın Safhalar ı
• Gelgit olayı
• Ay Tutulması
• Güneş Tutulması
• Gök Ada Nedir ?
• Evren Ve Uzay Nedir ?
• Dünya’mızın Evren’deki Yeri Neresidir ?
3. UZAY ARAŞTIRMALARI
• İlk Teleskop
• Teleskop Nedir ?
• Ay’da İlk Adımlar
• Uzay Sondası
• Yapay Uydular
• Uzay İstasyonları
• Uzay Mekikleri
• Uzay Teknolojisi
• Uzayda Yaşamak
• Uzayda Kirlilik
• Uzay Kazaları
• Bunlar ı Biliyor musunuz?
1.GÖK CİSİMLERİNİ TANIYALIM
İçinde yıldızlar, gezegenler, uydular meteorlar
gibi gök cisimlerinin bulunduğu boşluğa uzay
denir. Gök cisimlerinin milyarlarcasının bir arada
bulunmasıyla oluşan dev sistemlere yıldız kümeleri
ad verilir.
Bulutsuz bir gecede gökyüzünü incelediğimizde
gökte parlayan pek çok cisim görürüz. Bu gök
cisimlerinden çok azını çıplak gözle izleyebilirken
pek çoğunu ancak araçlar kullanarak izleyebiliriz.
Ay, en kolay gözlemlediğimiz ve hareketlerini
izleyebildiğimiz bir gök cismidir. Peki, geceleri niçin
bize en yakın olan Güneşi görüp izleyemeyiz?
Geceleri gökyüzünde
gördüğümüz irili ufaklı
parlayan cisimlerin çoğu
aslında Güneş’ten de
büyük olan Yıldızlar dır.
Yıldız deyince ilk aklımıza
gelen Türk bayrağındaki yıldız şeklidir.
Gökyüzünde gördüğümüz yıldızlar küresel bir şekle
sahip olup çevresine ısı ve ışık yayar, bu yüzden parlak
cisimler şeklinde görülür. Bilim insanları yıldızların ‘
bulutsu (NEBULA)’ adı verilen, kızgın gaz ve toz
yığınlarının bir araya gelip sıkışmasıyla bir araya
geldiğini düşünmektedir.
Yıldızlar ancak teleskopla gözlemlenebilir.Bu gözlem
sonuçlarına göre bilim insanları yıldızlarında bir hayat
süreçleri olduğunu keşfetmiştir. Yıldızlar canlı
değildir ama yıldızlarda canlılar gibi doğar, yaşar ve
ölür. Ömrü tükenmemiş yıldızlar belli yaşlarda etrafa
ısı ve ışık yayar. Ömrü sona eren dev yıldızlar şiddetli
bir patlama ile parçalanır. Ortaya çıkan parçalar’ dan
gezegenler oluşur.
Yıldızlar sıcak ve parlak gaz
kütleleridir. Yıldız ne kadar
çok enerji üretirse o kadar
parlak görünür. Yıldızlar
farklı renklerde ışık yayar.
Bu renklere bakarak yıldızların
sıcaklıkları hakkında fikir sahibi
olabiliriz. Örneğin, en sıcak yıldız mavi veya beyaz
renkte, orta sıcaklıktaki yıldız sarı renkte, en soğuk
yıldız ise kırmızı renkte ışık yayarlar.
Güneş, gündüz görebildiğimiz tek yıldızdır. Güneş
sarı – turuncu renkte ışık yaydığına göre sıcaklıkları
diğer yıldızlara göre nasıldır?
Dünya’dan bakıldığında bir arada duruyormuş gibi
görünen yıldız guruplarına takımyıldızı adı verilir.
Aşağıdaki şekildeki gibi yedi yıldızın meydana
getirdiği yıldız gurubuna Büyük Ayı takımyıldızı adı
verilir.
BÜYÜK AYI TAKIMYILDIZI
Havanın açık olduğu her akşam gözlenebilir.
”Büyük kepçe” olarak da bilinir.
Küçük Ayı takımyıldızındaki şekilde görülen yıldız,
daima kuzeyi gösteren kutup yıldızıdır.
KÜÇÜK AYI TAKIMYILDIZI
Havanın açık olduğu her akşam gözlenebilir.”Küçük kepçe”
olarak da bilinir. Kutup yıldızı her zaman kuzey gösterir.
Takımyıldızlarını oluşturan yıldızlar farklı büyüklük, sıcaklık ve
özelliktedir. Eki insanlar bunları hayali çizgilerle birleştirmiş ve
bunlara çeşitli cisim veya hayvan isimleri vermişlerdir.
AVCI TAKIMYILDIZI (ORİON)
Kasım ve Mayıs ayları arası çıplak gözle görülebilir.
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ ?
Günlük hayatta sıkça karşılaştığımız ve gazetelerin
magazinlerin sayfalarındaki koç, yay, ikizler, yengeç gibi
burçlar da aslında takımyıldızlarının adlarıdır. Fakat magazin
haberlerinde geçen ve burçlarla ilgili olarak bize anlatılanların
gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Şimdi şöyle bir düşünelim: Bizden
40 trilyon km uzaktaki bir takımyıldız’ının ışığı bile bize
yıldızdan çıktıktan 4 yıl gibi çok çok uzun bir süre sonra
ulaşmaktadır. Bu takımyıldızının bizim vücudumuzda veya
yaşamımızda nasıl bir etkisi olabilir ki? Hemen yakınımızda bir
sürü gerçek olay varken burç fallarına inanmak, bu fallara göre
yorum yapmak, üzülmek veya sevinmek hiçte mantıklı değildir.
Burç fallarıyla anlatılanların tamamı bilimsellik dışı, gerçek dışı,
mantık ötesi, boş vakit kaybına sebep olan anlamsız ifadelerdir.
Burç falları birileri tarafından para kazanmak için tamamen
hayali olarak uydururlar.Hiç bir bilimsel dayanağı yoktur.Bu tip
şeylere para vermek akılla bağdaşmaz.
Kuyruklu Yıldız Nedir?
Bir yıldızın kuyruğunun olması çok ilginç değimli?
Ama kuyruklu yıldız dediğimiz aslında kuyruğu olan
bir yıldız değildir.
Kuyruklu yıldız olarak adlandırdığımız gök cismi,
aslında Güneş çevresinde uzun ve eliptik bir
yörüngede dolanan donmuş halde bulunan gaz, taş ve
taş parçalarından meydana gelen bir gök cismidir.
Bundan dolayı kirli kartopu olarak da adlandırılır.
Yeni kuyruklu yıldız olarak adlandırdığımız şey
aslında bir yıldız değildir. Kuyruklu yıldızın baş ve
kuyruk kısımları vardır. Kuyruk kısımları gaz ve toz
bulutlarından oluşur. Kuyruğun uzunluğu ve şekli
zamanla değişir. Peki, bu cismi niçin yıldız olarak
adlandırıyoruz?
Çünkü kuyruklu yıldız güneş çevresinde
dolanırken Güneşe yaklaştıkça üzerine
çarpan ışık ışınları onların parlak
görünmesini sağlar. Ayrıca bu gök cismi
güneşe yaklaştıkça ısınmaya ve kısmen
erimeye başlar. Bu sırada kopup etrafa
yayılan buzla karışık toz ve taş parçaları
serbest kalır. Güneş rüzgarlarıyla itilen
bu kısım kuyruklu yıldızın kuyruğunu
oluşturur. İşte bu kuyruklu yıldızdan
kopan bu parçalar meteorları oluşturur.
Bazı kuyruklu yıldızlar çıplak gözle görülebilir.
Kuyruklu yıldızlar içinde en bilineni “ Halley ”
kuyruklu yıldızıdır. En son 1986 yılında gözlenen
Halley kuruklu yıldızı Dünyadan 76 yılda bir
gözlemlenebilir. Dünya’dan en son izlenebilen
kuyruklu yıldız 2002 ‘de gözlemlenen İkaye-Zhang
(İkaye – Zeng ) kuyruklu yıldızıdır. Güneş sisteminin
dışından gelen kuyruklu yıldızlar da vardır.
Halley yıldızı
Ikaye-Zhang yıldızı
Yıldız Kayması Nedir?
Bazı geceler gökyüzünde, kayan ve
birdenbire görünüp kaybolan ışıklı cisimler
görürüz. Buna halk arasında “yıldız
kayması” adı verilir. Yıldız kaymasının
yıldızlarla bir ilgisi yoktur. Eyer öyle
olsaydı bütün yıldızlar kayardı, ama onlar
hep oldukları konumda durmaktadır. O
halde yıldız kayması nedir?
Kuyruklu yıldızlar dan kopup Dünya’ya düşen
meteorlar atmosferde sürtünmenin etkisiyle
ısınır, akkor haline geçerek ışık yayarlar.Bu
sıradaki hareketiyle geride ışıklı bir iz
bırakırlar.Bu olaya yıldız kayması denir.
Atmosfere girip yeryüzüne ulaşabilen bu
meteorlara gök taşı adı verilir. Meteorlar
düştükleri yerlerde ciddi hasarlara sebep
olabilir, yerde derin çukurlar açabilir, fakat
yeryüzünde böyle durum az sayıdadır. Ay
üzerinde atmosfer olmadığı için Ay yüzeyine
çok sayıda meteor çarpmakta ve meteor
çukurları oluşmaktadır. Eyer meteor dünya
üzerinde bir yere düşerse oluşturacağı çukur,
gök taşı çukuru olarak adlandırılır.
Ay ve ay yüzeyinde çarpan meteor çukurları
Gezegenler
Gök yüzünü gözlemlediğimizde karşılaşacağımız gök
cisimlerinden biri de gezegenlerdir. Gezegenler yıldızlar
arasındaki farklılıkları şöyle sıralayabiliriz: Yıldızlar birer ısı ve
ışık kaynağı oldukları halde gezegenler ısı ve ışık kaynağı
değildirler. Gezegenler yıldızlardan aldıkları ışığı yansıtırlar.
Gezegenler soğuk ve küçüktür. Yıldızlar çok uzak da olduğu için
bize yanıp sönen ışık noktaları olarak görünür. Gezgenler ise
bize yakın oldukları için disk şeklinde görünürler ve Güneş’ten
aldıkları ışığı sürekli yansıttıkları için ışıkları kesintisiz ve
sürekli olarak gelir. Gökyüzündeki bir cismin gökyüzündeki
konumuna bakmak gerekir. Eğer cismin yeri, geceden geceye
yer değiştiriyorsa bu gezegendir. Gezegenler Güneş çevresinde
hareket ettikleri için yerleri sabit değildir. Fakat yıldızlar çok,
çok uzakta oldukları için yerleri sabit gibi görünür ve
konumlarını değiştirmezler .
Yıldızlar ve gezegenler arasında aşağıdaki tabloda görüldüğü
gibi bir karşılaştırma yapabiliriz.
GÜNEŞ VE DÜNYA ARASI KAÇ METRE?
Dünyamızı aydınlatan Güneş, aynı zamanda ısıtmaktadır da.
Çünkü Güneş orta büyüklükte bir yıldız olup etrafına ısı ve ışık
yaymaktadır. Peki, sizce güneş dünyamıza ne kadar yakın veya
Dünya Güneş’ten ne kadar uzaktır? Çünkü kocaman Dünyamızı
aydınlatacak bir gök cismi bize çok yakın olmamalı. Aslında
Güneş bize çok uzaktır ama ısısı ve ışığıyla biz Güneş’i
kendimize çok yakın hissederiz. Güneş, olmadan yeryüzünde hiç
bir canlı hayatını sürdüremez. Bizim türlü, türlü besinleri
yiyebilmemiz ve hayatımızı devam ettirebilmemiz için bitkilerin
fotosentez yapmasına ve fotosentez yapmak için Güneş’in
gönderdiği ışınlara ihtiyacımız vardır. Denizlerdeki
planktonların besin ve oksijen üretmesi, arıların bal yapması
suyun buharlaşıp yağmur olarak yağması içinde güneş ışığına
ihtiyacımız vardır.
Yeryüzündeki tüm canlıların hayatını devam ettirmesi için
bilmeden ısı ve ışık üretme görevini yapan Güneş’in bize
yaklaşık 149,6 milyon kilometreden ışınlarını gönderdiğini
biliyor muydunuz?
Yani bizim ihtiyaçlarımızı gören ışık yaklaşık 150
milyon kilometre uzaktan gelmektedir. Düşünebiliyor
musunuz gündüz vakti bir çiçeğin güzelliğini
gördüğümüzde çiçekten yansıyıp gözümüze gelen ışın
150 milyon km uzaktan Dünya’ya gönderilmektedir.
Oldukça uzun bu mesafeyi ışığın ne kadar zaman da
aldığını biliyor musunuz?
Yaklaşık 8 dakika 20 saniyede. Yani Güneşten çıkan
ışık ışını 8 dakika 20 saniyede
Bize gelmektedir. Güneş’le Dünya arasındaki 149,6
milyon km’lik mesafeye 1 Astronomi Birimi adı verilir
ve 1 AB ile gösterilir.
1 AB = 149,6 milyon km
Gök cisimleri arasındaki metre ile ifade
edemeyeceğimiz kadar büyüktür.
Fakat diğer yıldızlar arası mesafe Güneş –
Dünya arası mesafeden çok çok daha büyüktür.
Yani yıldızlar arsı mesafeler astronomi ile
ifade edilemeyecek kadar büyüktür. Bu yüzden
gök cisimleri arasındaki mesafeyi ışık yılı adını
verdiğimiz bir birimle ifade ederiz. Işık yılı,
ışık ışınının uzayda bir yılda aldığı mesafedir.
1 Işık yılı = Işığın bir yılda aldığı mesafe
2. GÜNEŞ SİSTEMİ
Güneş sistemi, merkezde Güneş ve onun
etrafında belirli yörüngelerde hareket eden
gezegenlerin, uyduların, kuyruklu yıldızların
bulunduğu gök cisimleri topluluğudur. Güneş
sisteminde 9 gezegen vardır. Gezegenlerin
Güneş’e olan uzaklıkları “Astronomi Birimi
(AB)” adı verilen bir uzaklık ölçüsü birimi ile
ifade edilir.
GEZEGENLERİN DOLANIM ŞEKLİ
Gezegenler, Güneş etrafında dolanırken
elips şeklinde bir yörünge izlerler.Bu
yüzden gezegenler, Güneş’e zaman
zaman yaklaşır.
Dünya Güneş çevresinde eliptik yörüngelerde dolanır.
Güneş sistemi’ndeki gezegenler Güneş’e
uzaklıklarına göre şöyle sıralanır;
Merkür, Venüs, Dünya ve Mars (İç
gezegenler); Jüpiter, Satürn, Uranüs,
Neptün ve Plüton ( Dış gezegenler ). İç ve
dış gezegenler arasında yani Mars ile
Jüpiter arasında küçük gezegenler kuşağı
diğer adıyla Asteroid kuşağı vardır.
Gezegenlerin isimlerini sırayla yazmak için
MeVeDüM JüSUNüP kelimesini yazarak
hatırlayabiliriz.
GEZEGENLER VE UYDULARI
1. Merkür
Güneş’e yakınlığı bakımından
1.gezegendir. Büyüklükte ise
ikinci en küçük gezegendir.
Uydusu, halkası ve atmosferi
yoktur. Yüzeyi yoğun şekilde
kraterlerle kaplıdır. Merkür,
Güneş ufkun hemen altındayken
gözle görülebilir. Mart ve Nisan
aylarında“akşamyıldızı” olarak adlandırılır.
2. Venüs
Güneş’e yakınlığı bakımından
2. sıradaki gezegendir. Dünya
ile yaklaşık aynı büyüklükte
olduğu olduğu için “Dünyanın
İkizi” olarak da adlandırılır.
Uydusu ve halkası yoktur.
Kütlesi ve büyüklüğü
Dünya’nınkine çok yakındır.
Yüzeyinde büyük kraterler ve yüksek kabartılar
vardır. Atmosferi kalındır ve büyük oranda
karbondioksitten oluşur. Bu yüzden Venüs çok
sıcaktır. Güneş ve Ay’dan sonra gökyüzündeki en
parlak cisimdir. Çok parlak olmasının sebeplerinden
biri Güneş’e yakın olması ve Güneş’ten gelen ışığın
%80’nini yansıtmasıdır.
Kendi ekseni etrafında dönüş yönü, diğer
gezegenlerinkinin tersi yöndedir (Batıdan doğuya
değil, doğudan batıya doğru ). Venüs’ün bir günü bir
yılından daha uzun sürer.
3. Dünya
Güneş’e yakınlığı bakımından 3.
sıradaki gezegendir. Üzerinde
hayat olan Güneş sisteminin
biricik gezegenidir.
Atmosferdeki oksijen,
yüzeyindeki su ve sıcaklık hayatın
devam etmesini sağlar. Güneş’e
en yakın üçüncü gezegendir.
Ekseni hafif eğiktir. Bir uydusu
vardır.
4. Mars
Güneş’e yakınlığı bakımından 4.
sıradaki gezegendir. Yüzeyi Dünya
yüzeyine benzer, ama yükseltileri,
Dünya’daki dağlardan büyüktür. Yüzey
şekilleri Dünya’dan teleskopla
görülebilir. Çıplak gözle bakıldığında
belirgin kırmızımsı – turuncu renkli bir
ışık noktası olarak görülür. Bu sebepten
dolayı “Kırmızı gezegen” adıyla da
bilinir.
Çoğu karbondioksitten oluşan ince bir
atmosferi vardır, ama hayat yoktur.
Mars’ın 1 günü Dünya’nınkinden sadece
37 dakika daha uzundur. 2 uydusu
vardır.
5. Jüpiter
Güneşe’ yakınlığı bakımlığı tarafından
5. sıradaki gezegendir.
Güneş Sistemi’nin en büyük
gezegenidir. Çapı Dünya’nınkinin 11
katına eşittir. Üzerinde hiç kara
parçası yoktur, çok sıcak bir
gezegendir. Jüpiter’in etrafında toz
ve taş parçalarından meydana gelen
ince karanlık bir halkası vardır. 16
tane uyduya sahiptir. Bunlardan biri
olan Ganimed, Güneş Sistemi’nin en
büyük uydusudur.
Jüpiter güneşten uzak olduğu için
soğuk olduğu için soğuktur.
6. Satürn
Güneş’e yakınlığı bakımından 6.
sıradaki gezegendir. Büyüklük
olarak Jüpiter den sonra gelir ve
ikinci büyük gezegendir.
Etrafındaki gaz, buz ve kaya
parçalarından oluşan halkları ona
çok güzel bir görünüm
kazandırır.
Bilinen 17 uydusu vardır. En
büyüğünün Titam dır. Çok soğuk
bir gezegendir
7. Uranüs
Güneş’e yakınlığı bakımından
7. sıradaki gezegendir.
Yörüngesindeki, yuvarlanan bir
varil gibi dönerek ilerler.
Yüzeyi kalın bir buz
tabakasıyla kaplıdır. Etrafında
toz ve kaya parçalarından
oluşan 11 halka vardır. 15
uyduya sahiptir.
Zehirli gazlardan meydana
geldiği düşünülen bir
atmosferi vardır.
8. Neptün
Güneş’e yakınlığı
bakımından 8. sıradaki
gezegendir. Açık yeşil
renkte görünür. Uranüs’ün
ikizi gibidir.
Neptün tam 8 uyduya
sahiptir.
9. Plüton
Güneş’e yakınlığı bakımından
9. sırada ve en son
gezegendir. Güneş Sistemi’nin
en küçük ve en uzak
gezegenidir. Yüzeyi metan
buzuyla kaplıdır.
Tek uydusu Charon, yarı
büyüklüğündedir. Bu yüzden
bu iki gök cismi “çift gezegen”
olarak da adlandırılır.
Gezegenlere ait belirgin özelliklerin
karşılaştırılmasını aşağıdaki gibi bir
tabloda gösterebiliriz
DÜNYA’NIN UYDUSU AY
Ay, Dünya’mızın biricik uydusudur.
Dünya’nın etrafında dolanan Ay,
konumuna göre her gün bize farklı
şekillerde görünür. Ay, Güneş ‘ten aldığı
ışığı Dünya’ya yansıtır.
Ay’ın Dünya’ya uzaklığı ortalama 385 000
km ’dir. Ay’dan yansıyan ışık Dünya’ya
yaklaşık 1 saniyede gelir.
Ay’ın kütlesi çok küçüktür. Buna bağlı olarak
çekimi ivmesi Dünya’nınkinin altıda biri
kadardır.
Atmosferin olmayışı, gece – gündüz sıcaklık
farkının çok büyük olmasına yol açar ( Gece –
173oC, gündüz 130 oC ). Ay’ın yüzeyi
kraterlerle kaplıdır.
Ay’ın Safhaları
Ay gerek kendi çevresindeki dönüşünü
gerekse Dünya çevresindeki bir
dönüşünü 27.3 günde tamamlar. Bundan
dolayı biz sürekli Ay’ın hep aynı yüzünü
görürüz. Dünya ve Ay’a kuzey kutbunun
çok yukarısından bakarsak
Dünya ve Ay’ın saat yönünün tersi yönde
döndüğünde fark ederiz.
Şimdi aşağıdaki şekli inceleyiniz.
Ay, Dünya etrafındaki konumu ve
yansıttığı göre her gece farklı bir
şekilde görünür. Buna Ay’ın safhaları
adı verilir.
GELGİT OLAYI
Ay’ın kütlesi, Dünya’nın kütlesinin yaklaşık seksende biridir.
Yani Dünya’nın kütlesi Ay’ın kütlesinin 80 katıdır. Ay ve
Dünya birbirine çekim kuvveti uygular. Bundan dolayı Ay,
Dünya’nın kendine bakan yüzünde okyanus ve deniz sularını
kendine doğru çeker, sular Ay’a doğru bir miktar kabarıp
yükselir. Bu esnada Ay’a bakmayan yerlerde su alçalır.
Dünya’nın ay’a dönük yüzünde çekim etkisi fazla iken diğer
yüzünde çekim etkisi azdır. Suların kabarmasına gel,
alçalmasına git denir. Bu olayda hem gel, hem gel hem git
gözlendiği için bu olaya gelgit adı verilir. Bir günde iki kez
gelgit yaşanır. Gelgit olayında Güneş’in çekim
kuvvetinin de etkisi vardır. Eğer Ay, Güneş ve Dünya aynı
hizaya gelirse gelgit olayı en yüksek seviyede gerçekleşir.
Şimdi aşağıdaki ekli inceleyelim.
Okyanusa kıyısı olan ülkelerde gelgit
mesafesi birkaç metreyi bulurken biz iç
deniz olan Akdeniz’de gelgit olayı çok küçük
yüksekliklerde olmaktadır. Bu yüzden
ülkemizin kıyılarında gelgit olayı tam olarak
hissedilememektedir. Dünya, Güneş ve Ay,
aynı hizaya geldiğinde (dolunay ve yeni ay
zamanlarında) suların kabarması en üstün
düzeyde olur.
Gel
Git
AY TUTULMASI
Dünya, Güneş etrafında dolaşırken Ay’la
Güneş arasına girer. Dünya’nın gölgesi
Ay’ın üzerine düşer. Buna Ay tutulması
denir. Tutulma sırasında Ay’a ışık
gelmediği için Ay ışık yansıtmaz.
GÜNEŞ TUTULMASI
Dünya’yla Güneş’in arasına Ay girdiğinde
Ay’ın gölgesi Dünya üzerine düşer. Ay’ın
tam gölgesinin düştüğü bölgelerde tam
Güneş tutulması gözlenir.
GÖK ADA NEDİR?
Güneş, Dünya, Ay, yıldızlar, gezegenler ve bulutlar
gök ada verilen dev sistemlerin birer üyesidir.
Dünya’mızın içinde bulunduğu gök adanın (galaksinin)
ismi Samanyolu galaksisidir. Samanyolu gök adası
aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi sarmal şeklinde olup
merkezinden dışarı doğru açılan kollara sahiptir.
Güneş sistemi “Avcı kolu adı verilen kolda bulunur.
Samanyolu gök adası en büyük adalardan biridir.
Gök adalar (galaksiler) sarmal ve düzensiz şekilde
olabilir.
Sarmal galaksi
Eliptik galaksi
Düzensiz şekilli galaksi
Samanyolu gibi Andromeda galaksisi de
sarmal şekilde bir galaksidir. Andromeda,
teleskopla bakıldığında görülebilir. Sombrero
galaksisi ise şapkaya benzer bir yapıya
sahiptir. Gök adaların hareketleri yavaştır.
Örneğin Samanyolu gök adasının kendi
çevresindeki dönüşü 230 milyon yıl sürer.
Andromeda galaksisi
Sombrero galaksisi
EVREN VE UZAY NEDİR?
Gök adaların da yer aldığı, aralarındaki
boşluklarla beraber gök cisimlerinin
tümüne evren adı verilir. Dünya dışındaki
evren parçası uzay olarak adlandırılır.
DÜNYA’MIZIN EVREN’DEKİ YERİ
NERESİDİR?
Samanyolu gök adasında bulunan Güneş
sisteminde üçüncü sırada yer alan
gezegen, üzerinde hayatın olduğu, biricik
gezegenimiz Dünya’mızdır.
3. UZAY ARAŞTIRMALARI
Çok eski zamanlardan beri insanlar
gökyüzünde gördüklerini merak etmiş ve
incelemişlerdir. Sonra gördüklerini taşlara,
parşömen keğıtlarına ve duvarlara
çizmişlerdir. Bazı medeniyetler festival ve
bayram günlerinin tespitinde Ay’ı ve yıldızları
kullanmışlardır. Ayrıca ilk medeniyetler
yıldızların konumlarını yön bulmada, Ay ve
Güneş’in konumlarını da zaman belirlemede
kullanmışlardır. Ay ve Güneş’in hareketlerine
göre takvimler oluşturmuşlardır.
İLK TELESKOP
Teleskoplar yardımıyla gök cisimlerinin
hareketlerini ve yapısını inceleyen bilim insanları
gök bilimci olarak adlandırılır.
İlk teleskop 1608 yılında Hollandalı gözlükçü Hans
Lippershey icat etti. Astronomide kullanılan ilk
teleskop ise 1609 yılında Galileo tarafından yapıldı.
Galilo teleskobuyla yaptığı incelemeler sonucunda
Venüs’ün görünüşünün değiştiğini gözlemlemiş
buradan hareketle Güneş’in Dünya etrafına değilde
Dünya’nın Güneş etrafına dolandığını söylemiştir. Bu
örnekten de görüldüğü gibi teleskobun bulunması
gök cisimlerin özellikleri ve onların hareketlerinin
daha net olarak anlaşılmasını sağlamıştır. Ayrıca
teleskop yardımıyla insanlar evren hakkında daha
net bilgiler adinmiştir.
TELESKOP NEDİR?
Hiç teleskopla gökyüzünü incelediniz mi?
Uzaydaki gök cisimlerini incelemeye yarayan
alete teleskop adı verilir. Teleskoplar değişik
şekillerle üretilir. Küçük teleskoplarla Ay, gök
taşları ve yakındaki gezegenler incelenir.
Büyük teleskoplarla çok daha uzaktaki gök
cisimleri ve yıldızlar gözlenebilir. Genelde
teleskoplarda mercek kullanılır. Bazı
teleskoplarda mercekle birlikte aynada
kullanılır ya da sadece ayna kullanılır. Böyle
teleskoplara aynalı teleskop adı verilir
mercekli teleskop modeli
Uzayı gözlemlemek için kurulmuş, içinde gözlem
aletleri bulunan binalara gözlem evi (rasathane)
denir. Kandilli Rasathanesi, İstanbul’da bulunan
meşhur gözlem evimizdir. Bilim insanları uzayı
gözlemlemek için şehir ışıklarından uzak tepelik
yerlerde gözlemevleri (rasathanesi) kurmuşlardır.
Şehirlerde gece aydınlatması için yapılan
ışıklandırmalar havada saçılarak teleskopla
yapılacak olan gözlemlerin niteliğini bozmaktadır. Bu
yüzde gözlemevleri şehir dışında kurulur.
Ülkemizde uzay araştırmalarının yapıldığı birçok
gözlemevi vardır. Örneğin;
• Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Gözlemevi ve Deprem
araştırmaları Enst.
• Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Gözlemevi
• Ege Üniversitesi Gözlemevi
• Erciyes Üniversitesi Radyo Astronomi Gözlemevi
• İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Araştırma ve
Uygulama merkezi
• ODTÜ Gözlemevi
• TÜBİTAK ulusal Gözlemevi
İstanbul Kandilli Rasathanesi – Astronomi Binası ve Gözlem
Kubbesi
Bilim insanlarının yeryüzünden teleskopla gözlem
yapabilmesi için havanın açık yani bulutsuz olması gerekir.
Örneğin hava bulutlu ise gözlem yapılamaz. Ayrıca
uzaydan gelen ışıklar atmosfere girince kırılır. Bu kırılma,
gözlemde yanılmaya sebep olabilir. Bu engelleri aşmak için
bilim insanları atmosfer dışına teleskop kurmayı
planlamıştır. Dünya etrafında bir uydu gibi yörüngede
oturtulacak bir teleskop, uzayın derinliklerinden gelen
ışınları toplayacak ve net görüntüler elde edilmesini
sağlayacaktır. İşte bu amaçla kurulmuş teleskopun adı
Hubble Uzay teleskopudur. Bu teleskop 1990’da
Discovery (diskaveri) adlı uzay mekiği ile uzaya
gönderilmiş ve Dünya’nın çevresinde bir yörüngeye
yerleştirilmiştir. Hubble Uzay teleskopu topladığı
görüntülerini radyo dalgaları ile yeryüzündeki alıcı
istasyona gönderir
Hubble uzay teleskopu
Bilim insanları ayrıca uzaydan gelen
radyo dalgalarını toplamak için radyo
teleskoplar kullanılmaktadır. Geniş bir
çanak şeklindeki bu araçlar çukur ayna
gibi davranıp gelen radyo dalgalarını
odağında toplar. Burada radyo dalgaları
elektrik sinyallerine dönüştürülerek
bilgisayarlarda görüntüye dönüştürülür
ve incelenir.
Parkes Radyo Teleskopu
AY’DA İLK ADIMLAR
Uzaya ilk araç 1957 yılında Ruslar tarafından
gönderilmiştir. Sputnik 1 adlı bu uydu
insansızdır.
1964’te insansız uzay aracı aya inmiştir.
1969’da uzay aracı Apollo 11 ile ilk kez insan
aya inmiştir.Bu yolculuğa Neil Armstrong
(Neyil Amstrong), Edwin Aldrin (Evdin Aldrin)
ve Michael Collins (Maykıl Kolins) adlı
asronotlar bir diğer ifadeyle kozmonotlar
katılmıştır.Aya ilk ayak basan astronot ise
Neil Armstrong’ tur.
Neil Armstrong
Bu yolculuklardan sonra diğer gezegenlere de
yolculuk yapılması düşünüldü ve uzay
araştırmaları hızlandı.1972’ye kadar Ay’a
insanlı geziler devam etmiştir. Bu gezilerle Ay
hakkında bilgiler edinilmiştir.
Bu çalışmalar uzayla ilgili yeni projeler
üretmesine ön ayak olmuştur.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte uzayla ilgili
pek çok değişik araç ve gereç tasarlanıp
üretilmiştir. Şimdi sırayla bunları görelim;
UZAY SONDASI
Merkür’e, Venüs’e, Mars’a ve diğer
gezegenlere uzay sondası adı verilen uzay
araçları gönderilmiştir. Uzay sondaları
gezegenlerin çok önemli görüntüleri çekip
göndermektedir. Örneğin Satürn’ün en güzel
görüntüleri ilk olarak bu araçlarla elde
edilmiştir. Bu araçlar Dünya’da yönetilmekte
olup radyo dalgaları ile fotoğraflar Dünya’ya
göndermektedir.
Mars’a inen Spirit uzay aracı
YAPAY UYDULAR
İnsan eliyle yapılarak gezegenlerin
yörüngelerine yerleştirilen araçlardır.
Yapay uyduların kullanım alanları şöyle
sıralanabilir.
•Dünya’yı gözlemler, değişimleri belirler.
•Radyo, TV, telefon iletişimini sağlar.
•Uzay çalışmalarına yardımcı olur.
uydular ihtiyaç duyduğu enerjiyi panellerindeki
güneş pillerinden tedarik eder.
Dünya çevresindeki haberleşme amaçlı
uydular çok fazladır. Türksat 1B, 1C ve 2A
bizim haberleşme uydularımızdır. Bunun
dışında araştırma uyduları da vardır. Bu
uydular, perdesi açık pencereden evlerin
içinin bile fotoğrafını çekebilir. Hava olayları,
tarım, maden ve petrol alanları ile ilgili
bilgiler verebilir.
UZAY UYDULARI
İnsanların içinde uzun süre kalıp araştırmalar yapabileceği
büyük uydulardır.
Kuruluş amaçları;
•Uzayda araştırma yapmak.
•Dünya’da yapılamayan deneyleri yer
çekimsiz ortamda yapmak.
Uzayda yer çekimsiz ortamda daha sağlam
metal alaşımlar, camlar ve porselenler
üretilebilir. Belki yakın bir zamanda uzayda
üretilmiş bazı araç gereçler mağazalarda
satılmaya başlayacaktır.
UZAY MEKİKLERİ
Uzayı incelemek için insanlar 18. yüzyıla kadar balonları
kullandılar. Sonra roketler kullanılmaya başlandı.
NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi – Amerika), Uzay
Mekiklerini üretti (1981).
• Uzay mekikleri uzay istasyonlarına defalarca kenetlenebilir ve
uzayda uzun süre kalabilir.
Uzay mekikleri ile;
• Uzay istasyonlarına malzeme taşınır,
• Yörüngelere uydular yerleştirilir, uydular onarılır,
• Uzay seyahatleri yapılır.
Uzay mekiği kalkarken
UZAY TEKNOLOJİSİ
Uzayda araştırma yapacak araçların
uzaydaki, sıcaklık, basınç, havasız olma
durumu Güneş’in zararlı etkileri, yer çekimi
olmaması, su olmaması gibi farklı durumlardan
etkilenmemesi için ileri teknoloji ile araçlar
geliştirilmiştir.
• Dijital saatler, teflon, basınca dayanıklı uzay
elbisesi, ısıya çok dayanıklı ve hızlı araçlar bu
teknolojinin ürünlerinden bazılarıdır.
UZAYDA YAŞAMAK
Dünya dışında bizim için hayat yoktur. Varsa
bile şimdilik bu tespit edilememiştir.
• Uzayda su ve hava yoktur. Ayrıca uzay
araçları Güneşin zararlı ışınlarına maruz
kalır. Bu sebeplerden dolayı uzay araçları
ısıya ve zararlı ışınlara dayanıklı yapılmıştır.
Uzayda çalışanlar radyasyona dayanıklı özel
elbise giyer ve özel yiyecekler kullanırlar.
• Günümüz bilim adamları, Ay’da, Mars’ta,
hatta uzay boşluğunda koloniler veya
uzay şehirleri kurulabileceğini
düşünmektedirler. Bu kolonilerde kapalı
ortamda bitki ve hayvan yetiştirilecek,
oksijenli hava ortamı oluşturulabilecek
diye düşünülmektedir.
UZAYDA KİRLİLİK
Uzay araştırmalarının başlangıcımdan bugüne
kadar uzaya pek çok araç fırlatılmıştır. Bu
araçların kendileri veya parçaları daha sonra
çöp haline gelmektedir.
• Dünya etrafında biriken bu çöpler Dünya’ya
düşüp bizim için tehlikeli olabilir. Ayrıca
çöpler kendi aralarında yoğun bir şekilde
çarpışabilir ve kullanılmakta olan uydular ve
uzay istasyonları zarar görebilir. Çarpışmalar
sonucu oluşacak gaz ve toz bulutları aklımıza
emleyen pek çok tehlikeyi de beraberinde
getirebilir.
UZAY KAZALARI
Uzay araştırmaları çok pahalı ve risklidir. Zaman, zaman bu
araştırmalar sırasında aksaklıklar yaşanmıştır.
•1961’de uzaya ilk olarak çıkan Rus astronot Yuri Gagarin,
1968’deki bir uçuş d bir kaza sonucu hayatını kaybetmiştir.
•1967’de Rus Soyus bir aracı atmosfere girerken sürtünmenin
etkisiyle yanmıştır.
•Yine 1967’de Satürn roketi daha kalkmadan yanmıştır.
•1970’de Ay’a gönderilen Apollo 13 çıkan bir arza yüzünden Ay’a
inmeden Dünya’ya dönmek zorunda kalmıştır.
• 1986’da uzay mekiği Challenger atmosferden
çıkarken, 2003’te de Columbia atmosfere girerken
yanmıştır.
• Kullanım süresi sona ermiş uydular da zaman, zaman
sona ermiş uydular da zaman, zaman Dünya’nın
çekimini kapılarak Yer’e düşmektedir. Uzay
kirliliğini oluşturacak şekilde yerleştirilmesi
gerekir. Ömrü tükenen uyduların da en kısa sürede
ve zararsız şekilde yere düşürülmesi gerekir.
Bunları Biliyor muydunuz?
Dünya’mız, Güneş sisteminin bir üyesi, Güneş sistemi ise
Samanyolu galaksisini meydana getiren yaklaşık yüz milyar
yıldızdan sadece biridir. Evrende, birbirlerine milyon ışık yılı
uzaklıktaki mesafelerde bulunan yüz milyar galaksi olduğu
tahmin edilmektedir.
Dünya’mız Güneş sistemi içinde yaşamaya en elverişli bir
yörüngeye oturtulmuştur. Güneş sistemi galaksimizin
merkezinde yaklaşık 30.000 ışık yılı uzaklıktadır. Güneş
sistemimizin, şayet bulunduğu yerde değil de, galaksimizin
merkezinde bir yerde bulunsaydı, gökyüzünde çıplak gözle
sayabildiğimiz yaklaşık 6 000 eğil de 2,5 milyardan fazla yıldız
sayabilecektik. Yıldızlar yine nokta gibi olacaktı, fakat yıldız
kümesinin merkezine yaklaştığımız için yıldızlardan
Dünya’mıza gelen ışık ve ısı, Güneş’in verdiği ışık ve ısının
dörtte birine eşit olması sebebiyle yeryüzü yaşanmaz olacaktı.
SON
Download