ise sindirim kanalı çeperi ve diğer iç organlarla birleşir ve böylece

advertisement
Hayvanların Sınıflandırılması
3. Küme: Eucoelomata
Sölom denilen ikinci karın boşluğu vardır. Sölom mezodermde yeni bir
boşluk olarak meydana gelir ve mezoderme ait epitel ile çevrilir. Sölom
hacimce artarken mezodermin dış kısmı vücut çeperine yaklaşır ve vücut
çeperi dış mezoderm veya “somatik mezoderm” ile çevrilir, bu da dış
peritonu oluşturur. Mezodermin iç tarafı (= iç mezoderm) ise sindirim kanalı
çeperi ve diğer iç organlarla birleşir ve böylece sölom “viseral mezoderm”
veya iç organlara ait mezoderm ile çevrilir. Böylece iç organlara ait viseral
periton meydana gelmiş olur.
Şube: Bryozoa
Şube: Phoronidea
Şube: Brachiopoda
Şube: Pogonophora
Şube: Chaetognata
Şube: Annelida
Annelidler tatlı su, deniz ve karada yaşayan uzun vücutlu halkalı
solucanlardır. Enine kesitleri yuvarlak, yahut ta sırt-karın istikametinde
biraz yassılaşmıştır. Baş bölgeleri ağzın ön tarafında yer alan
“prostomium” ile ağzın arkasındaki “metastomium kısmından
oluşmuştur. Başı birçok segmentlerden yapılmış olan gövde takip eder.
Son segmente ”pigidyum” (kuyruk) adı verilir. Anüs bu segmentte
bulunur.
Bir kısmı renksizdir, bir kısmı da şeffaf, mat, beyaz, yahut ta deri
pigmentlerinin, kan veya hemolenfteki solunum pigmentlerinin etkisi ile
değişik renklerde olur. Derileri bez hücreleri kapsayan bir tabakalı epitel
halindedir. Bunun yüzeyini ince fakat çok dayanıklı bir kutikula tabakası
örter. Deri epitelinin altında, dışta halkalı kas içte boyuna kas liflerinden
oluşmuş bir kas kılıfı bulunur.
Vücut yüzeyi ile bağırsak arasında kalan boşluk nematodlardan farklı
olarak ikinci karın boşluğu (sölom) halindedir. Gövde bölgesinde her
segmentte bir çift sölom kesesi ihtiva ederler. Birbirini izleyen iki
segment arasında bulunan ve sölom keselerini birbirinden ayıran
“dissepimentler” vardır.
Ağız başın karın tarafında, prostomium ile metastomium sınırındadır.
Sindirim kanalı düz olarak bütün vücut boyunca uzanır. Ön ve son
bağırsağın kısa olmasına karşın orta bağırsak çok uzundur. Ön bağırsak
genellikle yutak ve yemek borusuna ayrılır. Yemek borusu tükürük
bezleri ihtiva edebilir. Anüs son segmentin ucunda veya ucuna yakın
yerde bulunur.
Annelidlerde kapalı bir dolaşım sistemi vardır. Damarları bulunmayan
birkaç basit formda sölom sıvısı, ihtiva ettiği kan hücreleri ile dolaşımı
yapar. Değişik annelid gruplarında az çok farklılıklar gösterebilen
damar sistemi esas itibariyle bağırsağın üstünde , mezenterin içinde
uzanan bir sırt damarı ile bağırsakla karın sınırı arasından geçen bir
karın damarı ve iki boyuna damarla iştirakte olan bağırsak damar
ağından ibarettir. Sırt ve karın damarları vücudun ön ve arkasında
birleştikleri gibi segmentler arasından geçen halka damarlarla
birbirlerine bağlanırlar.
Bazen sırt damarlardan başka intersegmental halka damarlarında bir
kaçı kontraktil olur. Bu taktirde bunlara kalp adı verilir. Kan sırt
damarlarının ritmik atışı ile öne doğru itilir, karın damarlarında da
arkaya doğru akar. Kan sıvısı genellikle az miktarda kan hücresi ihtiva
eder ve çok defa içerisinde erimiş halde bulunan solunum pigmentleri
nedeni ile renkli olur. Solunum deri vasıtası ile, bazen de solungaçlarla
yapılır.
Boşaltım organları segmental sıralanmış nefridyumlardır. Genellikle
vücudun ön ve arka uçlarından birkaç segment hariç, her segmentte bir
çift nefridyum bulunur. Nefridyumlar silli bir huni ile (nefrostom) sölom
boşluğundan başlar, huninin devamı olan boşaltım kanalı da aynı
segmentten, yahut ta arkadaki dissepimenti delerek geçtikten sonra bir
sonraki segmentten dışarı açılır. Boşaltım porları yanlardadır.
Bazılarında boşaltım organı olarak protonefridyumlar vardır.
Nefridyumlar boşaltım maddelerinden başka sölom boşluğuna geçen
cinsiyet hücrelerini de dışarı taşırlar. Bazılarında cinsiyet hücrelerini
nakletmek üzere özel kanallar oluşmuştur.
Sinir sistemi; prostomiumun sırt tarafında iki loplu bir sinir gangliyonuna
sahiptirler. Buradan ayrılan iki konnektif yutağın etrafını bir halka gibi
sardıktan sonra karın tarafta yan yana gelir ve her segmentte birer
gangliyon meydana getirmek suretiyle iki boyuna sinir halinde gövdenin
arka ucuna kadar uzanır. Her segmentin gangliyon çifti enine bir kommisür
vasıtası ile birbirine bağlanmıştır. Bu suretle bir ip merdiven şeklini alan
karın sinirleri bazen de segmentlerdeki ganliyonların birbirlerine çok
yaklaşması yüzünden bir gangliyon zinciri haline gelirler.
Duygu organı olarak en çok dokunum organları, kimyasal duygu organları
ve gözler bulunur. Denge organları nispeten azdır. Gözler genellikle iki
veya dört tane olmak üzere başta yer alırlar. Gözlerden başka bazılarının
(Lumbricus sp.) deri epitelinde, ışık duygu hücreleri vardır.
Annelidlerin çoğu hermafrodit az bir kısmı ayrı eşeylidir. Gonatlar
gayet basit yapılıdır. Sölom epitelinde yer alırlar. Eşey hücreleri
genellikle sölom epitelinden oluşan gonadlardan ayrılarak karın
boşluğuna düşer ve orada olgunlaşırlar. Döllenme vücudun içinde veya
dışında olur. Dışarı bırakılan yumurtalar. Bazılarında özel bezlerin
salgıları ile kümeler veya şeritler halinde bir araya toplanır, veya çoğu
bir arada olmak üzere bir kokon kabuğu ile çevrilir.
Annelidlerin bir kısmında yüksek bir rejenerasyon yeteneği vardır.
Bununla ilgili olarak bir veya birçok enine bölünmelerle eşeysiz
çoğalmalarda yapılır. Lateral tomurcuklanmalar ve döl değişimi de
olabilir. Poliketlerin çoğunun gelişiminde “trokofora” adı verilen silli
pelajik bir larva meydana gelir. Oligoketlerle, Hirudinelerde serbest bir
larva evresi yoktur, bunlar doğrudan doğruya gelişirler.
Annelidlerin çoğu deniz hayvanıdır. Oligoketlerle, Hirudinelerin birçok
türü de tatlı suda veya karada yaşar. Kommensal veya ektoparazit
olanları da vardır. Fakat endoparazit olanları çok nadir görülür.
1. Sınıf: Archiannelida
İlkel yapılı küçük annelidlerdir.
2. Sınıf: Polycheta
Su hayvanıdırlar. Hemen hemen hepsi denizlerde yaşar. Başlıca
özellikleri gövde segmentlerinin yanlarında “parapod” ların
bulunuşudur.
Çoğu ayrı eşeylidir. Yumurta ve spermler serbest olarak denize
bırakılır. Gelişimlerinde trokofora larva evresi vardır. Eşeysiz
çoğalanlar ve döl değişimi olanlarda vardır. Bir kısmı kuma ve
çamura gömülü yaşar, bir kısmı pelajik yaşar. Zeminde yaşayanlar
ya serbesttir ya da devamlı olarak borular içinde kalırlar. Bir
kısmında ışık verme yeteneği vardır.
3. Sınıf: Oligochaeta (Solucanlar)
Çoğu tatlı sularda ve karada yaşar. Vücutlarında parapod bulunmaz.
Hepsi hermafroditir. Döllenme karşılıklı ve vücut dışında olur.
Gelişme doğrudan doğruyadır.
Örnek; Lumbricus terrestris (toprak solucanı)
4.Sınıf: Hirudinea (Sülükler)
Vücutlarında parapod yoktur. Hepsi hermafroditir.
Hızlı akan dereler hariç tatlı sularda, denizlerde ve rutubetli
topraklarda yaşarlar.
Çoğu Arthropod, Mollusc ve Omurgalılarda kan emen ektoparazitir. Kan
emen sülüklerde tükürük bezlerinin salgıları besin olarak alınan kanın
pıhtılaşmasını önleyen bir ferment salar.
Örneğin; Hirudo medicinalis (Tibbi sülük).
Şube: Mollusca (Yumuşakçalar)
Mollusc’ler Arthropodlar gibi organizasyonu değişik cins ve tür
sayılarının çokluğu ile hayvanlar aleminin başlıca gruplardan birini
teşkil eder. Yumuşak ve segmentsiz hayvanlardır.
Vücudu ön üçta baş, karın tarafta ayak, sırtta da iç organlar kitlesi
olmak üzere üç bölgeden oluşmuştur. Başta ağız ile tentaküller
bulunur. Ayak çok kaslı bir hareket organıdır. İç organlar kitlesi
bazılarında bir boyun kısmı ile baş ve ayak bölgelerinden ayrılır.
Derileri mukus bezleri ihtiva eden, bir tabakalı epitel halinde olur ve
ayağın üst tarafında bir kıvrım (manto kıvrımı) meydana getirir. Monto
kıvrımı ya bütün gövdenin ve başın etrafını sarar, yahut ta yalnız gövde
kısmını çevirir. Vücudun manto kıvrımı ile sınırlanan dorsal cidarına da
manto boşluğu deir. Montonun epitel hücreleri, salgıları ile, ya kalın bir
kutikula veyahut ta kitine benzer bir madde ile kalsiyum tuzlarından
(genelde kalsiyum karbonat) ibaret bir kabuk meydana getirirler.
Mollusc’ lerin çoğu başlangıçta mevcut olan bilateral simetriyi bütün
hayatınca muhafaza eder. Yalnız bir grupta (Gastropoda) bilateral
simetri sadece gelişmenin ilk evrelerinde görülür, sonradan iç
organlar kitlesinin 180 derecelik dönmesi ile, dönme istikametindeki
organlar köreldiğinden, bilateral simetri kaybolur.
Sindirim kanalı “U” şeklinde veya kıvrımlıdır. Ağız boşluğunun
zemininde kaslı ve genelde de iki kıkırdak parça ile destekli dil
bulunur. Dilin üzeri, enine sıralar halinde dizilmiş küçük kitin dişlerle
kaplıdır. Gıda maddelerini bir rende gibi kazımaya yarayan bu organa
“radula” denir. Radulanın dip kısmı bir kın içinde bulunur. Dişler
aşındıkça kının içinde yenileri meydana getirilerek ileri sürülür. Ağız
boşluğunda raduladan başka değişik şekilli keratin çeneler de
bulunabilir. Ön bağırsak dar bir yemek borusu halindedir. Başlangıç
kısmına tükürük bezleri açılır. Orta bağırsak ta büyük bir sindirim
bezi ile iştiraktedir. Son bağırsak manto boşluğuna açılır.
Kalplerinde bir ventrikulus (karıncık) ile bir veya iki atriyum (kulakcık)
bulunmaktadır. Kalp genellikle perikardial bir boşluk içinde bulunur.
Kalpten bir ön aorta ile birçok damarlar ayrılır. Kan kısmen damarlarda
kısmen de organların arasındaki boşlukların içinde dolaşır. Solunum
pigmenti olarak kanda “hemosiyanin” vardır.
Solunum organları olan solungaçlar (ktenidyum) manto boşluğunun
içinde bulunur. Genelde sayıları bir, iki veya daha fazla olabilir.
Ktenidyumlar, kuş tüyü gibi uzun bir sap kısmı ile iki sıra halinde dizilmiş
silli yapraklardan yapılmıştır.
Boşaltım organları boru veya torba şeklinde nefridyumlardır. Bunlar bir
veya iki çift, yahut ta bir tek sayıda olur. Başlangıç kısımları perikart
boşluğuna, Uçları da vücut yüzeyinden dışarı açılır. Bazılarında gonatların
taşıt kanalları böbreklerde son bulur (Salyangozların bir kısmı ve
Midyelerde).
Sinir sisteminde üç esas gangliyon çifti vardır. Bunlardan bir çifti ağzın
sırt tarafında (serebral gangliyon), diğeri ayağın içinde (pedal
gagliyon), üçüncü çift de son bağırsağın altında (viseral gangliyon)
bulunur. Bunlar kommisür ve konnektifler vasıtası ile kendi aralarında
bağlanırlar. Çoğunda duygu organı olarak dokunum, koklama, tatma,
görme ve denge organı bulunur.
Genellikle ayrı eşeylidirler. Bazıları hermafrodittir. Gonadlar ve taşıt
kanalları bir çift veya bir tektir. Döllenme içte veya dışta olur. Çoğu
ovipar bir kaçı vivipardır. Yumurtalarını genellikle çok sayıda ve
jelatinli bir madde ile birbirine bağlanmış halde bırakırlar Gelişme bir
kısmında doğrudan doğruya olur (Pulmonata, Cephalopoda),
diğerlerinde trokofora tipinde bir larva evresi teşekkül eder. Deniz
salyangozlarının çoğunda larvanın sil çelengi fazla büyüyerek bir
yelken (velum) şeklini aldığından buna “veliger” larvası adı
verilmiştir. Eşeysiz üreme ve partenogenez hiç görülmez.
Çoğu deniz hayvanıdır; sahillerde ve sığ yerlerde, bazen de
derin diplerde, yahut ta pelajik yaşarlar. Bir kısmı acı ve
tatlı sularda, bir kısmı da karada bulunur.
1. Sınıf: Amphineura (Kitonlar)
İlkel mollusclerdir. Vücut elips şeklinde ve üstten basıktır. Yassı
ve geniş olan ayak karın tarafı tamamen kaplamaktadır. Ayak hem
sürünmeye hem de bir vantuz gibi vücudu sıkıca bir yere tespit
etmeye yarar. Baş vücuttan bariz olarak ayrılmamıştır. Ayrı
eşeylidirler. Gelişmeleri metamorfozludur. Hepsi deniz hayvanıdır.
2. Sınıf: Gastropoda (Salyagozlar)(Karındanayaklılar)
Baş iyi teşekkül etmiştir. Molluscler için karakteristik vücut
bölgeleri en bariz şekilde bu sınıfta görülür. Ayak uzun ve ventral
yüzeyi düz bir taban şeklindedir. İç organlar kitlesi çok
büyümüştür. Ayak bölgesindeki kaslar aşağıya doğru büyümeye
engel olduklarından iç organlar bir kambur gibi sırt tarafa doğru
büyümeye engel olduklarından iç organlar bir kambur gibi sır
tarafa doğru yükselmek zorunda kalmışlardır.
Genç dönemlerde bilateral simetrilidirler. Ancak daha sonra iç
organlar kitlesinin 180 derecelik dönüşü ile (Torsiyon olayı) bilateral
simetri bozulur. Arka kısım (anüs ve etraf yapıları) öne geçer. Kabuk bir
parçalı olur ve iç organlar kitlesinin şeklini alır. Kabuksuz olanları da
vardır (Limax= Sümüklü böcekler). Pelajik form ile diğer bazı deniz
gastropodlarında kabuk hiç bulunmaz.
Bir kısmı ayrı eşeyli, bir kısmı da hermafrodittir. Hemen hemen
hepsinde iç döllenme vardır. Gelişme pulmonatlarda doğrudan doğruya
diğerlerinde metamorfozludur.
Bunların çoğu denizlerde, bir kısmı tatlı ve acı sularda bir kısmı da
karada yaşar. Pulmonatlarla diğer grupların karada yaşayan bazı
formları hava ile solurlar. Küçük bir delikle dışarı açılan manto
boşluğunun tavanı zengin bir damar ağına sahiptir. Monto boşluğu ciğer
(pulmon) vazifesi görür.
Örnek; Helix aspersa (Bahçe salyangozu)
3.Sınıf: Scaphopoda (Deniz dişleri)
İç organlar kitlesinin dış tarafa doğru büyümesi yüzünden
vücut dorso-ventral uzamıştır. Baş bölgesi bulunmaz. Kabuk,
ön ve arka uçları açık hafifçe kıvrık bir boru şeklindedir. Ayak
koni şeklindedir. Ayrı eşeylidirler. Hepsi deniz hayvanıdır.
Örnek; Dentalium (Deniz dişi).
4.Sınıf:Lamellibranchiata
(Bivalvia=Pelecypoda)(Midyeler=Baltaayaklılar)
Vücutları yanlamasına yassılaşmıştır. Manto biri sağ
diğeri de sol tarafta olmak üzere iki manto yaprağı meydana
getirmiştir. Vücut, manto yaprakları gibi, iki parçadan
oluşmuş bir kabukla örtülüdür. Baş ve baştaki gözler
kaybolmuştur. Çoğu ayrı eşeylidir. Metamorfozla gelişirler.
5.Sınıf: Cephalopoda (Mürekkep balıkları)(Kafadanayaklılar)
Molusclerin en yüksek organizasyonlu grubudur. Vücut baş
ve iç organlar kitlesi olmak üzere iki bölümden oluşmuştur. Baş
çok büyük ve iyi gelişmiş bir çift göze sahiptir.
Ayak bölgesinin büyük bir kısmı yer değiştirerek önde ağzın
etrafını çeviren bir kol cihazı haline gelmiştir, geri kalan kısmı
da manto boşluğunun ön tarafında uzunlamasına olarak vücut
yüzeyine yapışan bir huniye değişmiştir. Hepsi denizlerde yaşar.
Ayrı eşeylidirler. Gelişme doğrudan doğruyadır.
Cephalopodlar ağızları etrafındaki yakalayıcı kol sayısına
göre iki gruba ayrılırlar.
Octopoda; ağız çevresinde aynı boyda sekiz kol vardır. Örneğin;
Octopus vulgaris (Ahtapod).
Decapoda; aynı uzunlukta sekiz koldan başka kollardan daha uzun ve
uçları tentaküllü iki adet yakalayıcı kolları daha vardır. Örneğin; Loligo
vulgaris (Kalamar), Sepia officinalis (Mürekkepbalığı).
Şube: Arthropoda (Eklembacaklılar)
Hayvanlar alemi içerisinde tür sayısı bakımından en zengin
şubedir. Vücutları genellikle sayıları değişik segmentlerden
meydana gelir. Her segment genellikle bir çift ektremite taşır.
Serbest yaşayan arthropodların çoğunun ekstremiteleri
segmentlidir. Bazı ilkel kabuklularda ve bazı grupların larva
dönemlerinde ekstremiteler segmentsiz olabilir. Bazı parazit
arthropodlarda vücut şekli hiçbir zaman bir arthropoda benzemez.
Ancak hayat dönemlerinin takibi ve incelenmesi sonunda bunların
arthropoda olduğu anlaşılabilir.
Serbest yaşayanlarda vücut bilateral simetrilidir.
Vücutlarında annelidlerde olduğu gibi silia bulunmaz.
Vücudu oluşturan segmentler ya birbirine benzer yani ”homonom”dur
ya da farklı yapılar gösterirler, bu taktirde “heteronom” olarak
adlandırılır.
Vücudu bazı gruplarda üç bölümde inceleyebiliriz. Böceklerde
(Insecta) cephalon (baş), thorax (göğüs) ve abdomen (karın) bölgeleri
bulunur.
Kabuklularda (Crustacea) baş ve göğüs birleşerek Cepholothorax
adını alır. Abdomen ayrı gelişmiştir.
Myriapoda (Kırkayak, Çiyan) thorax kaybolmuştur. Vücut baş ve
abdomenden meydana gelir.
Örümcek, Akrep gibi hayvanların bulunduğu Aracnida’ da ise vücut
prosoma ve opistosoma olmak üzere iki bölümdür. Bunlarda
ekstremiteler yalnız prosomadan çıkar.
Arthropodlarda vücudu dıştan örten tabaka kuvvetle kitinleşmiş
bazen bileşimine kalsiyum karbonat da ilave olarak katı bir zırh halini
almıştır. Bu özelliği ile vücudu dış etkilerden korur. Dış iskelet
(Exoskleton) adını alan bu yapıya çeşitli içorganlarda bağlanarak
destek olurlar. Kitin azotlu bir polisakkarittir. Suda, alkalilerde, sulu
asitlerde ve birçok hayvanın sindirim salgılarında erimez. Segment
sınırları ile ekstremitelerin eklem yerlerinde kutikula harekete engel
olmamak üzere, daima ince kalır. Bundan başka kutikulada bazı duyu
organlarının veya bezler tarafından salınan sekretlerin dışarı çıkmasını
sağlayan porlar bulunduğu gibi, hareketsiz veya eklemlerle hareketli
değişik kutikula eklentileri de vardır. Bu eklentiler kabartı, diken, kıl,
tüy, çengel, pul vs. olabilir.
Kitin kutikula tamamı ile teşekkül etmiş halde iken genişlemeye
müsait değildir. Bu sebeple bütün arthropodlar büyümenin devamı
süresince, zaman zaman deri değişimi yaparlar. Bu olayda kitin örtü
alttaki deri epitelinden ayrılır. Bu sırada deri hücreleri de yeni ve
yumuşak bir kitin salarlar. Bundan sonra hayvan “exuvium” adı verilen
eski kutikulanın patlayan bir yerinden sıyrılarak dışarı çıkar.
Arthropodlarda sinir sistemi önceki gruplara benzerlik
gösterir (ipmerdiven) . Ancak daha iyi gelişmiştir. Kasları
genellikle çizgili tiptedir. Kasılma kabiliyeti çok yüksektir.
Ağız başın ön tarafında yer alır. Ağzın çevresinde hayvanın
beslenme durumuna göre değişiklik gösteren extremiteler
bulunur. Ağız ekstremiteleri kesici-çiğneyici, delici-emici, yalayıcıemici, emici gibi tipler gösterir.
Dolaşım sistemi yarı kapalı veya açıktır. Kalp uzun bir torba
şeklinde olup, iki ucu daima açıktır. Ayrıca yanlarda “ostia” adı
verilen delikler bulunur. Kan bu deliklerden girer ve daima
vücudun ön tarafına pompalanır. Çoğunun dolaşım sisteminde
kalpten başka arter ve venalar da bulunur. Bununla beraber kan
kısmen vücut boşluğunda kısmen de damar içinde dolaşır. Kan
plazması bazı aşağı Crutacea’ da birkaç Insecta’ da hemoglobin,
Limuluslar, Akrepler ve bazı Örümceklerde hemosiyanin ihtiva
eder.
Solunum küçük vücutlu ve ince derili formlarda vücut yüzeyi
ile, diğerlerinde suda yaşayanlarda solungaçlarla, karada
yaşayanlarda da trakelerle yapılır.
Boşaltım ya koksal bez , anten bezi ya da malpigi tüpcükleri
ile sağlanır.
Duyu organları olarak genellikle bütün vücudu kaplayan kıl ve
tüyler, basit ve bileşik gözler, anten, ses alma ve ses çıkarma
organları, denge organı ve çeşitli kimyasal uyarıcılara karşı hassas
organlar gelişmiştir.
Hareket, yüzmede veya yürümede kullanılan (eklemli ekstremite)
bacaklarla sağlanır. Artropodları yüksek bir hayat seviyesine
ulaştıran eklemli ekstremiteleri vardır. Her segmentte bir çift
ekstremite vardır. Bunların ilk çifti (antenler) hariç hepsi karın
taraftan çıkar. Ekstremitelerin esas görevi yürüme, koşma yüzme,
tırmanma veya sıçrama şeklinde olabilen yer değiştirme
hareketleridir. Ancak bundan başka duygu organlarını taşıma
(antenler) , gıdanın alınmasını temin etme (ağız organları) solunum
veya kopulasyon organı vazifesi görme gibi değişik işlere de
yarayabilirler.
İlk defa Insecta (Böcekler)’ da kanatlar ortaya çıkar. Bunlar
thorax’ ın 2.ve3. segmentlerinin yanlarında uzanan deri
kıvrımlarıdır. Genellikle uçmaya yarar.
Sindirim borusu vücut boşluğunda serbest olarak uzanır.
Ağız ön ucun karın tarafında, anüs arka uçtadır.
Arthropodlar çoğunlukla ayrı eşeylidirler. Yumurta ile
çoğalırlar. Çoğunda iç döllenme vardır. Bazı gruplar hermafrodit
ve partenogenetiktir. Nadiren doğururlar. Çoğu başkalaşım
geçirir.
Çoğunluk serbest, bir bölümü parazit yaşar. Yeryüzünde her
tip yaşam bölgesinde bulunurlar.
1. Sınıf: Aracnida (Örümcekgiller)
Çoğunluk karasal ortamda yaşarlar. Örümcek, akrep, kene ve
akarlar bu gruba dahildir. Büyüklük bakımından çok heterojen bir
sınıftır. Mikroskobik büyüklükte olanlar yanında çok büyükleri de
vardır. Vücut şekli büyük değişiklikler göstermesine rağmen
çoğunda prosoma ve opistosoma’ dan oluşur. Prosomada 6 çift
ekstremite bulunur. Buna karşılık opistosomada ekstremite
bulunmaz.
Aracnidlerin çoğu etçildir. Bazılarında zehir bezleri bulunur.
Bazılarında ise ağ bezleri bulunur.
2. Sınıf: Crustacea (Kabuklular)
Vücutlarında segmentasyon iyi gelişmiştir. Bu artropodların
vücudu esas itibariyle baş, göğüs ve karın olmasına rağmen baş ve
göğüs genelde birbirleriyle kaynaşıp Cephalothorax adını alır.
Vücut böylece ilk bakışta iki ana parçadan ibaretmiş gibi görülür.
Cepholothorax ekseri dorsalden az ya da çok gelişmiş tek
parça hainde bir plaka ile kaplanmıştır. Bu parça karapaks
(Carapax) adını alıp vücudu bir kalkan gibi örter.
Türlerin çoğu denizlerde, bir kısmı tatlı suda, bir kısmı acı,
tuzlu sularda ve karada yaşarlar. Çoğunluk serbest hareketlidirler.
Örnekler; İstakoz, Karidesi Yengeçler, Tesbihböcekleri.
3. Sınıf: Myriapoda (Çiyan ve Kırkayaklar)
Vücutları ince uzun yapıda olup baş ve gövdeden oluşur.
Belirgin bir thorax bölgesi yoktur. Her vücut segmentinin
ventralinden birçok hareket ekstremitesi çıkar.
Örnekler; Diplopoda (Kırkayaklar),
Chilopoda (Çiyanlar).
4. Sınıf: Insecta (Böcekler)
Dünya üzerinde geniş bir yayılış gösterirler. Çoğu bitkisel
maddelerle beslendiği için, bir kısmı ise canlıdan canlıya mikrop
taşıdığı için diğer bir kısmı da insan ve hayvanlarda parazit olarak
yaşadığı için zararlıdır.
Vücutları tipik olarak baş, göğüs ve karın olmak üzere üç kısımdan
oluşur.
Örnekler; Arılar (Hymenoptera), Kelebekler (Lepidoptera), Sinekler
(Diptera).
Şube: Bryozoa (Yosun hayvanları)
Şube: Phoronidea (Atnalı ağızlılar=Tulumcuklar)
Şube: Brachipoda (Dallıbacaklılar)
Şube: Pogonophora
Şube: Chaetognatha (Okkurtları)
2.Grup: Deuterostomia
Prorostomia’ nın aksine, döterostomların embriyonal
gelişmeleri sırasında ağız, blastoporun karşısında yeni bir
açıklık olarak gelişirken ilk ağız anüs olarak görev yapar.
Segmentasyon spiral değil radyaldir. Gelişme esnasında
blastomerlerin geleceği protostomlardakinden çok daha sonra
belli olur. Mezoderm ve sölom embriyonik sindirim kanalının
yanlarından birer kese gibi gelişir.
Şube: Echinodermata (Derisidikenliler)
Hemichordata ve Cohordata ile birlikte, ikinci evrimsel hattı
oluşturan “Deoterostomia” grubuna dahildirler. Yani ağız
blastoporun karşı tarafında açılan bir delikten oluşur, blastopor
da anüse dönüşür.
Hemen hemen hepsi denizseldir ve çoğunluk zeminde
sürünerek yaşarlar. En önemli özellikleri ergin dönemde
çoğunluk beşli radyal simetri göstermeleridir. Buna karşın
larvaları bilateral simetriktir ve ışınsal simetri başkalaşım
süresince meydana gelir. Bazılarında gelişme doğrudandır.
Vücut genellikle beş ışınlı küre ya da silindir şeklindedir.
Ağzın bulunduğu tarafa oral karşı tarafa da oboral taraf denir. Bu
kısımlar larvanın sağ ve sol tarafına denktir. Bu nedenle ventral ve dorsal
terimleri kullanılmaz. Anüs aboral taraftadır.
Bu grup, kalsiyum karbonat dikenlerden yapılmış ekzoiskeleti ve dermal
plaklardan oluşan endoiskeleti bulunan tek gruptur.
Hareket, ambulakral kanal sisteminin yer aldığı alanlardan dışarıya doğru
tüp ayakların uzatılması ile, spinlerin hareketiyle, vücudun merkezi
bölgesinden çıkarak uzanan kollarla sağlanır.
Baş ve beyin yoktur; az sayıda özelleşmiş duyu organları vardır.
Sinir sistemi, ağız etrafını çeviren halka sinir ve bundan çıkarak ışınsal
olarak uzanan radyal sinirlerden oluşmuştur.
Sindirim sistemi çoğunlukla ağız ve anüs taşır; düz ya da kıvrımlı
yılanyıldızlarında anüs yitirilmiştir.
Omurgasızlar içinde enterosöl sölom bulunduran tek şube bunlardır
(Enterosöl kuramı: sölom bağırsağın dışarıya kese şeklinde çıkıntı yapması
ile meydana gelir).
İç organların yerleştiği boşluk ve su-damar sisteminin boşluğu sölomdan
meydana gelmiştir.
Solunum dermal solungaçlarla, tüp ayaklarla, solunum ağacıyla
(Denizhıyarlarında) ve bursae (keseler) ile yapılır (Yılanyıldızlarında).
Boşaltım organları yoktur.
Çoğu ayrı eşeylidir, çok azı hermafrodittir. Dış döllenme görülür. Eşeyli
üreme yanında eşeysiz üreme ve rejenerasyonda görülür.
1.Sınıf: Asteroidea (Deniz yıldızları)
2.Sınıf: Ophiuroidea (Yılan yıldızları)
3..Sınıf: Echinoidea (Deniz kestaneleri)
4.Sınıf: Holothurioidea (Deniz hiyarları)
5.Crinoidea (Deniz zambakları)
Şube: Hemichordata (Yarı kordalılar=Yarı sırtipliler)
Çoğu denizde yaşayan kurtcuklardır. Kordalı hayvanların en ilkel
grubudur. Korda (sırtipi) vücudun yalnız ön tarafında ve çok kısa olur. Diğer
sirtiplilerden farklı olarak gerçek bir kuyruk bölgesi yoktur .
Solungaç yarıkları ve notokorda oluşumu kordalılara homolog
olmadığından ayrı bir şube içerisinde toplanmıştır.
Şube: Chordata (Kordalılar)
Bu şubeyi oluşturan çeşitli sınıflar birbirinden büyük ayrılıklar
gösterirlerse de çok kere genel karakterler aynı noktalarda birleşir.
Notokorda: Buna sırtipliği veya chorda dorsalis adı da verilir;
kordatların başta gelen ve filuma isim veren karakteridir. Düz silindir
biçiminde veya urgana benzeyen yumuşak bir organdır. Vücudun dış
bölgesinde yani dorsalde sindirim borusuna paralel olarak uzanır. Ya
hayvanın tüm yaşamı boyunca, ya da belirli gelişme devrelerinde
bulunur. En ilkel kordatlar dışında diğer bütün kordatlarda notokorda,
omurganın oluşumunda rol oynayan embriyonik bir yapıdır. Basit
organizasyonlu kordatlarda ise bütün yaşam süresince kalır ve ergin
hayvanın belirli bir organını oluşturur.
Solungaç Yarığı ve Solunum organları: Gerek embriyonik
devrede, gerekse ergin dönemde bir seri oluşturan ve çift,
yuvarlak yapılar olan açıklıkları yani solungaç yarıkları veya
farinks açıklıkları önemli karakteristik organlarıdır. Bu yarıklar
boğazın farinks bölmesinden dışarı açılırlar.
Balık gibi suda yaşayan kordatlarda ve kurbağa larvaları ile
bazı ergin amfibilerde bu yarıklar solunum için çok önemlidirler.
Ağızdan giren su solungaçlardan dışarı çıkarken, solungaçlarının
ince zarsı yüzeylerinde oksijen ve karbondioksit alışverişi olur.
Daha yüksek kordatlarda ise solunum akciğerler aracılığı ile
yapılır, bazı kordatlarda tüm yaşam boyunca korunurlar.
Sinir Sistemi: Kordatları omurgasızlardan ayıran diğer
önemli bir karakter de sinir sistemlerinin yapısı ve
vücuttaki yeridir. Özellikle tipik kordatlarda sinir
sisteminin merkezi olan beyin ve omurilik, embiriyodaki
nöral boru tarafından oluşturulur. Nöral boru notakordanın
hemen üzerinde yer alır ve buradan vücudun çeşitli
kısımlarına kollar salar. Beyin ve omurilik pek çok
uyarmaya tepki gösterecek şekilde farklılaşmıştır. Buna
karşılık omurgasızlarda sinir sistemi karın tarafındadır ve
gangliyon, konnektif, kommisürlerden oluşan bir çift sinir
şeridinden yapılmıştır.
Dolaşım Sistemi: Yapı ve organizasyon bakımından bu
sistem hayvanların iki gruba ayrılmasında önemli olan bir başka
değişikliği otaya koymaktadır. Genel olarak kordatlarda
dolaşım sitemi kapalıdır ve sindirim sisteminin altında yani
hayvanın karın tarafında bulunan odacıklı bir kalp ile vücudun
bütün kısımlarına kanı götüren ve oradan geri getiren
damarlardan oluşur. Kordatlarda kan, kırmızı renklidir.
Omurgalılardan kuşlar ve memelilerde vücut ısısı değişmez.
Buna karşılık omurgasızlarda dolaşım sistemi çoğu zaman
açıktır. Kanın rengi de değişik olabilir; renksiz olanları
bulunduğu gibi sarı, turuncu, mavi veya kırmızı renkte
olanlarda görülmüştür. Eğer hayvanda kalp veya kalp görevini
görecek bir başka organ varsa bu da sindirim sisteminin
dorsalinde yer alır.
Metamer (segment) ve Simetri: Bütün kordatlarda bir iç
iskelet ve kas sistemi vardır ve bu sisteme ilişkin bölümler
tüm vücut boyunca metamerik olarak sıralanmışlardır.
Omurgasızlarda ise metamerlere annelidlerde olduğu gibi
ancak yüksek yapılı gruplarda rastlanmaktadır.
Hemen hemen bütün kordatlar bilateral simetrili
hayvanlardır ve birçok türlerde iki çift eklemli bacak bulunur.
Buna karşın omurgasızların yalnızca yüksek formlarında
bilateral simetri görülür; eklemli bacaklarda ancak bir filumda
(Arthropoda) bulunurlar.
Chodata şubesi başlıca 3 alt şubeye
ayrılır:
1. Altşube: Urochordata (Tunicata): Gömlekliler
Tunicatların özelliklerini Ascidia larvası üzerinde
özetleyebiliriz. Ascidia larvası (denizlerde) serbest yaşayıp,
kordat karakteri gösterdiği halde, erginleştiği zaman bu
karakterlerini kaybederek sesil yaşar. Larva birkaç saat veya
birkaç gün serbest yüzdükten sonra, yapışma bezlerinin salgısı
ile kendini bir yere tespit ederek başkalaşım geçirir. Bu arada
kordat karakterlerinin çoğunu kaybeder. Kuyruk kısmı içinde
bulunan notokorda, nöral boru ve kuyruk kasları ile beraber
vücut içine çekilerek absorbe edilir
2. Altşube: Cephalochordata (Acrania)
Tunicat larvasına veya balığa benzeyen vücutları iğ şeklinde
uzamıştır.
Notokorda ve solungaç yarıkları hayat boyu kalır.
Notokordanın dorsalinde noral boru yer almıştır. Bunlarda
kafatası ve omurga gelişmemiştir.
Örnek; Amphiyoxus
3. Altşube: Vertebrata (Craniata): Omurgalılar
Hepsinde genişlemiş bir beyin ve beyni koruyan bir kafatası
bulunur. Notokordanın etrafını çeviren veya onun yerine geçen
belkemiği (omurga), vücudun iç iskeletini oluşturur.
Vücut çok tabakalı epitelle kaplıdır.
Vücutta eklemli bir iç iskelet bulunur. Aşağı omurgalılarda
kıkırdaktan oluşan bu iskelet, yüksek omurgalılarda
kemikleşerek, çeşitli iç organları korur ve destek görevi yapar.
İç iskeleti oluşturan kafatası beyni ve bazı duyu organlarını
korur. Ayrıca solungaç bölgesinde gelişen bir seri çift yaylar,
solungaçlara destek olur. Omurga baştan kuyruğa kadar
segmental sıralanmış omurlardan oluşmuştur. Bunlardan
dorsal çıkıntıları nöralboruyu (Omuriliği) içine alır.
İki çift ekstremite vardır. Bunlar suda yaşayanlarda yüzgeç,
karada yaşayanlarda ön ve ard ekstremitelerdir. Ekstremiteler
önde omuz ve arkada kalça kemerleri ile omurgaya
bağlanırlar. İskelete bağlı kaslar hareketi sağlar.
Omurganın ventralinde uzanan sindirim sistemi; ön, orta ve
son bağırsak kısımlarından oluşur. Karaciğer ve pankreas gibi
büyük sindirim bezleri salgılarını birer kanalla ince bağırsağa
akıtırlar. Sindirim artıkları anüsle dışarı atılır.
Sindirim sisteminin ön kısmı solunum için gelişmiştir. Bu
kısımdan suda yaşayanlarda solungaçlar, karada yaşayanlarda
akciğerler gelişir.
Dolaşım sistemi kapalıdır. Alyuvarlarındaki hemoglobinden
dolayı kanları kırmızı renklidir. Sindirim sisteminin ventaraline
yerleşmiş olan kalp kaslı olup iki veya dört odacıklıdır.
Boşaltım bir çift böbreklerle yapılır. Böbrekler basit yapılı
omurgalılarda segmental sıralanmış olup sölom ve kandaki artık
maddeleri boşaltır. Gelişmiş omurgalılarda ise böbrekler
segmental değildir sadece kandaki artıkları boşaltır.
Çoğu ayrı eşeylidir. Bir çift olan gonatlarda gelişen üreme
hücreleri, boşaltım kanalları ile anüsün yakınındaki bir delikten
dışarı atılır. Boşaltım maddeleri ve üreme hücreleri ortak bir
kanalla dışarı atıldığından bu ortak sisteme üregenital sistem
denir.
Vertebrata yedi sınıfa ayrılır
Sınıf: Cyclostomata (Yuvarlak ağızlılar)
Sınıf: Chondricthyes (Kıkırdaklı balıklar: Köpek balıkları ve
vatozlar)
Sınıf: Osteichthyes (Kemikli balıklar: Deniz ve tatlı su balıkları)
Sınıf: Amphibia (İki hayatlılar: Semender ve kurbağalar)
Sınıf: Reptilia (Sürüngenler: Kertenkele, yılan, timsah,
kaplumbağa)
Sınıf: Aves (Kuşlar)
Sınıf: Mammalia (Memeliler)
Bunlardan ilk üçü suda(Cyclostomata, Chondricthyes,
Osteichthyes ); son üçü genellikle karada yaşar(Reptilia,
Aves Mammalia).
Amphibiler ise her iki habitata uymuş hayvan grubudur.
Fakat bütün amphibilerin larval evresi suda geçer. Bu
nedenle bunlara iki yaşamlılar denir. Ayrıca Amphibia,
Reptilia, Aves ve Mammlia’ da ekstremiteler beşer
parmakla sonlandığından bunlara pentadactyla denir.
Download