IARS KURAMSAL YOǦUN MADDE FİZİǦİ SERİSİ İLERİ İSTATİSTİK MEKANİK VE YOǦUN MADDE FİZİǦİNDE UYGULAMALARI ÇALIŞTAYI DERS NOTLARI 13-29 AǦUSTOS 2007 Marmaris Kuramsal ve Uygulamalı Fizik Araştırma Enstitüsü ( ITAP ) Atatürk Üniversitesi ERZURUM ÖNSÖZ i İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . İÇİNDEKİLER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BÖLÜM BİR - SPİNTRONİK 1.1 1.2 1.3 1.4 1.5 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . i ii 3 GİRİŞ: SPİN’İN TARİHÇESİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3 1.1.1 Zeeman Etkisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3 1.1.2 Stern-Gerlach Deneyi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17 SPİN 1/2’NİN KUANTUM MEKANİĞİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19 1.2.1 Schrödinger Denklemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19 1.2.2 Dirac Denklemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23 1.2.3 Pauli Matrisleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 25 1.2.4 Zaman BağımlıSpin Mekaniği . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28 MANYETİK ÖZELLİKLER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 32 1.3.1 Manyetizma Türleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 32 1.3.2 Diyamanyetizma . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 32 1.3.3 Paramanyetizma . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 34 MAKROSKOPİK MANYETİZMA: FERROMANYETİZMA . . . . . . 42 1.4.1 Manyetostatik Dipol Etkileşmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . 43 1.4.2 Değiş-Tokuş Enerjisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 44 1.4.3 Heisenberg Modeli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 47 1.4.4 Band Ferromanyetizması . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 52 SPİNTRONİK AYGITLAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 55 1.5.1 Datta-Das spin-FET . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 55 1.5.2 Spin-Yörünge Etkileşmeleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 57 BÖLÜM İKİ- YARIİLETKEN FİZİǦİNDE TEMEL YÖNTEMLER - I 62 2.1 MADDE VE RADYASYON ETKİLEŞMESİ . . . . . . . . . . . . . . . 62 2.1.1 Klasik Optik Salınım Modeli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 62 2.1.2 Yarı Klasik Teori . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 70 2.1.3 İkinci Kuantizasyon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 72 ii BÖLÜM ÜÇ- YARIİLETKEN FİZİǦİNDE TEMEL YÖNTEMLER - II 86 3.1 GİRİŞ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 86 3.2 GEREKLİ ELEKTROMANYETİK TEORİ BİLGİLERİ . . . . . . . . 87 3.2.1 Boyuna ve Enine Tepkiler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 88 3.2.2 Boyuna Alanlara Tepki . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 91 3.3 KRAMERS-KRONIG BAĞINTILARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 93 3.4 TEPKİ ve İLİNTİ FONKSİYONLARININ İLİŞKİSİ . . . . . . . . . . . 96 3.4.1 96 3.5 ÖRGÜLERİN DİELEKTRİK FONKSİYONU . . . . . . . . . . . . . . . 100 3.5.1 3.6 3.7 Akım-Akım İlinti Fonksiyonu: Kubo Formulü . . . . . . . . . . . Clausius-Mossotti Modeli: (CM Modeli) . . . . . . . . . . . . . 102 YÜZEY PLAZMON POLARİTONLARI (YPP) . . . . . . . . . . . . . 108 3.6.1 Plazmonlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 108 3.6.2 Metal Nanoparçacıklar Çevresinde Yerel Alan Baskınlaşması . . 109 3.6.3 Yüzey Plazmon Polaritonları: Klasik Yaklaşım . . . . . . . . . . 110 3.6.4 Deri Kalınlıǧı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 113 3.6.5 İnce Filmlerde Yüzey Plazmon Polaritonları . . . . . . . . . . . . 114 YEREL YÜZEY PLAZMONLARI (YYP) . . . . . . . . . . . . . . . . . 115 iii SPİNTRONİK R. Tuǧrul SENGER BİLKENT ÜNİVERSİTESİ DERS ASİSTANI : Hasan ŞAHİN (Bilkent Üniversitesi) DERS NOTU ASİSTANI : Hasan ŞAHİN (Bilkent Üniversitesi) 1 Bu ders notlarının hazırlanmasında, Delaware Üniversitesi’nde Prof. I. Appelbaum tarafından verilen Magnetism & Spintronics dersinin notlarından yararlanılmıştır. Yazarın izniyle Türkçeye çevrilen kısımların İngilizce özgün haline http://www.ece.udel.edu/ãppelbau/ELEG667-06/ adresinden ulaşılabilir. 2 BÖLÜM BİR SPİNTRONİK 1.1 GİRİŞ: SPİN’İN TARİHÇESİ Elektronların spini tamamen kuantum mekaniksel bir özellik olduğundan kuantum mekaniğinin doğuşundan önce yapılmış bazı tarihsel deneylerde spin etkileri kendilerini göstermesine rağmen deneylerin yapıldığı dönemde spin tam olarak tanımlanamamıştır. Bu deneylerden en dikkate değer olan ikisi Zeeman etkisi ve Stern-Gerlach deneyleridir. 1.1.1 Zeeman Etkisi İlk olarak 1896 yılında gözlenen Zeeman etkisi, bir atoma ait olan enerji spektrumundaki tayf çizgilerinin manyetik alan etkisi ile birden fazla çizgiye ayrılmaları olayıdır. Bu deneyde bir cam tüp içerisine konan seyreltik gazın atomlarına yüksek gerilim uygulanır ve iyonize olarak uyarılan elektronlara ait keskin spektral çizgiler bir spektrometre ile gözlenebilir hale gelir. Spektroskopi Resimde gösterilen Czerny-Turner spektrometresine bakılacak olursa, ışık demeti B deki dar yarıklardan içeri girip genişleyerek C aynasından D’de bulunan girişim ızgarasına doğru yol alırlar. Girişimi oluşturan ızgara, bir ayna üzerine özel yöntemlerle çizilmiş çok sık çiziklerden meydana gelmiştir. Bu ızgaradan yansıyan ışık demetleri dalga boylarına göre farklı farklı açılarda yansıyarak F de bulunan yarıklardan geçip G dedektörüne ulaşacaklardır. Sonuç olarak D’deki girişim ızgarasınının döndürülmesi ile G de bulunan dedektör tarafından her dalga boyundaki ışık yoğunluğunun tespit edilmesi mümkün olacaktır. Örneğin, alttaki resimde 500V gerilim altındaki Hidrojen tüpünden yük boşalması esnasında yayılan ışık görülmektedir. Işığın spekturumu bir spektrometre ile ayrılmış olarak keskin çizgiler halinde görülmektedir. 3 4 Keskin Çizgilerin Sebebi 1913’e değin açıklanamamış olan spekturumdaki bu keskin çizgilerin varlığı 1922 yılı nobel ödülünü Niels Bohr’a kazandırmıştır. Klasik fizik öğretisinden gelen Bohr’un, 1908 Nobel ödüllü Rutheford’dan ve 1906 nobel ödüllü J.J. Thomson’ın çalışmalarından öğrendiği gibi atomun çekirdeğinde bir pozitif yük ve bunun etrafında ise negatif yüklü elektronlar bulunuyordu. Dolayısıyla Bohr bir klasik çözüm önererek, elektrostatik ve merkezkaç kuvvetlerin birbirini dengelediği tek elektronlu Hidrojen atomu üzerine yoğunlaşmıştır. Buna göre bir yörünge üzerinde hareket eden elektronun bu denge hali için: mv 2 e2 = 2 r r (1.1.1) 5 eşitliğini yazabiliriz. Bununla yörünge yarıçapı icin : r= e2 mv 2 (1.1.2) elde edilecektir. Atomun toplam enerjisi ise E = kinetik + potansiyel = 1 e2 mv 2 + (− ) 2 r (1.1.3) olarak bulunur. Yarıçap r için elde ettiğimiz değeri burada kullanarak 1 E = − mv 2 2 (1.1.4) bulunur. Bu enerjinin negatif olduğuna dikkat edilmelidir. Artık sadece izinli v hızlarını bulmaya ihtiyacımız var. Bohr’un düşüncesine göre elektronun yörüngesinin kararlı olabilmesi için L açısal momentumu kuantumlu olmalıydı. Bu koşul olmadığında ivmelenen elektronun ışıma yaparak çekirdeğe düşmesi gerekiyordu. Kuantumlanma koşulu L = mvr = n~ (1.1.5) ile verilir. Burada n sıfırdan büyük bir tamsayıdır. Eldeki r için olan ifadeyi kullanarak L = mv e2 e2 = = n~ 2 mv v ve sonuç olarak hızı v= e2 n~ (1.1.6) (1.1.7) elde edilmiş olur. Bunun toplam enerji denkleminde kullanılması ile: 1 e2 me4 E = − m( )2 = − 2 2 . 2 n~ 2n ~ (1.1.8) bulunur. Taban durumun enerjisi − me4 = −13.6eV 2~2 (1.1.9) 6 olarak elde edilir. Bu değer Rydberg’in adı ile anılır. Aşağıdaki şekilde kuantum sayısı n’nin diğer değerlerine karşılık gelen durumlar gösterilmiştir. Energy Vacuum level V(x) nucleus distance Burada türetilenler ile atomik emisyonun spektroskopik özelliklerini açıklamak mümkündür: Buna göre atomdan ışığın yayılması süreci bir elektronun yüksek enerjili bir durumdan düşük enerjili bir duruma geçmesi ile gerçekleşmektedir. Yayılan ışığın enerjisi ve dolayıyla frekansı iki durum arasındaki enerji farkına bağlıdır. Zeeman Etkisinin Gözlenmesi Mıknatıslanmış bir yüzeyden yansıtılan ışığın polarizasyonunda görülen değişim ile yani Kerr etkisi ile ilgilenen Peter Zeeman deney düzeneğini bir manyetik kaynağın yanına kurarak aldığı ölçümlerde keskin spektral çizgilerin bulanıklaşmaya başladığını gözlemledi. Yüksek manyetik alan ve çözünürlükler kullanarak derinlemesine bir inceleme ile spektral çizgilerin aslında birden fazla çizgiye ayrıştığını farketti. Bazen çizgiler üçlü gruplara ayrılırken genelde ise daha fazla sayıda çizgiye ayrışıyordu. Manyetik alan doğrultusu boyunca elde edilen çizgilerde merkezi çizgi yok oluyordu. Zeeman gibi Hollandalı olan arkadaşı Henrick Lorentz bu ayrılmaların teorisini ortaya koyan ilk kişi olmuştur. İvmelenen yüklü parçacıkların ışıma yapacağını bilen Lorentz atomik emisyonun kaynağını m kütleli, e yüklü ve k yay sabitine sahip bir salınıcı olarak ele aldı. Böylece B manyetik alanına dik düzlemdeki lineer salınımlar saatin dönme yönünde ve zıt yöndeki dairesel 7 hareketlerin koherent üstüste gelmeleri olarak düşünülebiliyordu. ~ F~ = e~v × B, (1.1.10) biçimindeki Lorentz kuvveti etkisiyle birbirlerine zıt yönlerdeki yörüngesel hareketler için manyetik alandan dolayı zıt yönlü bir kuvvet oluşacaktır. Lorentz, yay kuvveti artı Lorentz kuvvetinin merkezkaç kuvvetine eşit olması gerektiğini düşünerek: kr ± evB = mv 2 r (1.1.11) biçimindeki bir eşitliği ele almıştır. Burada + saatin dönme yönü ve − ise bunun tersi olan dönme yönü içindir. Yüklü parçacık yörüngesini bir ν frekansı ile tamamladığına göre hızı v = 2πrν. (1.1.12) biçiminde ifade ederek bunun denklemde kullanılması ile kr ± e2πrνB = m(2πrν)2 r (1.1.13) 8 elde edilir ve bunu biraz daha düzenleyerek frekans için eνB k ± = ν2. 4π 2 m 2πm (1.1.14) eşitliğine ulaşılır. Biliyoruz ki manyetik alan yokluğunda m kütleli bir cisim 1 ν0 = 2π r k m (1.1.15) doğal frekansı ile salınım yapar. Bunun kullanılması ile ν2 ∓ eB ν − ν02 = 0. 2πm (1.1.16) biçimindeki ikinci derece denkleme ulaşılır. Bu denklemin çözümleri: ν= eB ± 2πm ± q eB 2 ( 2πm ) + 4ν02 2 (1.1.17) ile verilir. Ele aldığımız problemde yörünge yarıçapının manyetik alandan bağımsız olması kabulüne dayanarak elde ettiğimiz çözümler düşük manyetik alanlar için oldukça yaklaşık çözümlerdir. Sonuç olarak B küçük ise B 2 ihmal edilebilirdir. Buna göre düşük manyetik alanlarda çözüm ν = ν0 ± şeklinde olacaktır. eB 4πm (1.1.18) 9 Manyetik alana dik yöndeki salınımlardan dolayı oluşan ν0 frekanslı spektral çizginin ikiye ayrıldığı açıkça görülmektedir. B manyetik alan doğrultusu boyunca olan salınımlar ise kartezyen çarpımdan da görülebileceği gibi manyetik alan varlığından etkilenmez. İvmelenen yüklü parçacık hareketine paralel doğrultuda ışıma yapmayacağı için bu kaymaya uğramayan spektral çizgi manyetik alan boyunca yapılan ölçümlerde açığa çıkmayacaktır. Teoriyi ortaya koyan Lorentz, 1902 nobel fizik ödülünü Zeeman ile paylaşmıştır. Lorentz tarafından yapılan açıklama üçlü spektral ayrılmalar dışında anormal Zeeman yarılması olarak bilinen diğer spektral ayrılmaları açıklamakta ise yetersizdir. Kuantum Mekaniğine Giden Yol Yüzyılı aşan deneyimlerimizden biliyoruz ki Lorentz teorisinin eksiği kuantum mekaniğine dayanmamasıdır. Bu bölümde Zeeman etkisinin kuantum mekaniksel açıklamasında kullanılacak manyetik moment olgusu ve bunun manyetik alan ile etkileşmesini ele alınacaktır. Şekildeki gibi; B l1 l2 I l1 l2 ~ manyetik alanında I akımı taşıyan bir akım ilmeği ele alalım. Akım elemanları üzerindeki bir B Lorentz kuvveti ~ F~ = I~l × B (1.1.19) l2 uzunluğundaki her iki kısım için eşit ve ters yönlüdür. Bununla birlikte diğer kısımlar üzerine etkiyen Lorentz kuvveti ilmek üzerinde ~τ = ~r × F~ (1.1.20) 10 ile verilen bir tork meydana getirecektir. Lorentz kuvveti manyetik alana dik olduğundan tork aşağıdaki gibi yazılabilir. l2 l2 τ = (Il1 B) sin(θ) + (Il1 B) sin(θ) = Il1 l2 Bsin(θ) 2 2 (1.1.21) Burada l1 l2 terimi ilmek alanını verir ve bu alanın akım ile çarpımı ise µ, manyetik momentin büyüklüğünü verecektir. Manyetik moment ilmek düzlemine dik olan bir vektör ile gösterilir. Buna göre bir manyetik alan içindeki manyetik momente uygulanan tork ~ ~τ = µ ~ ×B (1.1.22) µB sin(θ)dθ = −µB cos(θ) (1.1.23) şeklinde yazılabilir. Sistemin enerjisi ise Z E= Z τ dθ = olarak elde edilir ve bunun ~ E = −~ µ·B (1.1.24) skaler çarpımına karşılık geldiği açıktır. Yörüngesel Moment Üstte verilen bilgiler çekirdek etrafındaki yörüngesel hareketi ile bir akım ilmeği oluşturduğu farzedilen elektronun sahip olduğu manyetik momentinin anlaşılması için temel olarak kullanılacaktır. Yörünge alanı πr2 ve akım ise ν saniyede geçen −e elektron yükü ile verilir. Buna göre yörüngesel açısal momentum £ ¤ µ = πr2 eν = −e πr2 ν (1.1.25) olarak hesaplanır. Bohr modelinde, açısal momentum ~’ın katları ile kuantumlaştığından kritik bir rol oynamaktadır. Yörüngesel hareket yapan elektronun hızı 2πrν olduğundan, açısal momentum £ ¤ L = mvr = m(2πrν)r = 2m πr2 ν (1.1.26) ile verilebilir. Her iki parantez içerisindeki terimlerin aynı olduğu açıkça görülmektedir. Buna 11 göre manyetik momentin açısal momentuma oranı, µ −e = L 2m (1.1.27) olacaktır. Böylece manyetik alan ve açısal momentum arasındaki ilişki basitce µ µ= e~ 2m ¶ L ~ (1.1.28) olarak verilebilir. Parantez içerisindeki terim µB ile gösterilen Bohr magnetonudur. Yaklaşık olarak değeri 5.8 × 10−9 eV/gauss olan µB atomik ölçekte temel manyetik moment büyüklüğü olarak bilinir. Zeeman Etkisi Yeniden Bu bölümde Zeeman etkisini bir manyetik alan ile manyetik momentin etkileşmesi açısından ele alarak biraz daha farklı bir bakış açısı ortaya koyacağız. Atomik manyetik momentin büyüklüğü bir Bohr magnetonu kadar ise atomun maksimum enerji değişimi ~ = ± e~ B = h eB = ±hν ∆E = ±~ µ·B 2m 4πm (1.1.29) kadar olacaktır. Burada frekans terimi: ν= eB . 4πm (1.1.30) Fakat elde edilen bu ifade tam da Lorentz tarafından öngörülen gibidir. Ayrıca bu, açısal momentum için hareket denkleminden de açıkça görülmektedir. Lineer dinamikte p~ momentum olmak üzere F~ = m~a = m~v˙ = d~p olduğunu biliyoruz. Dönme hareketi için benzer olarak dt ~ dL = ~τ dt (1.1.31) ~ açısal momentumdur. Bu durumda hareket denklemi ise yazabiliriz, burada L ~ ~ ~ dL ~ = − eL × B ~ = eB × L ~ =ω ~ =µ ~ ×B ~ ×L dt 2m 2m (1.1.32) olur. Elde edilen denklem lineer bir kuvvet etkisindeki mekaniksel olarak dönme (spin) hareketi 12 yapan cismin hareket denkleminin benzeri olup ω açısal frekansında Larmor presesyonu hareketidir. ω = 2πν olduğundan ν= eB 4πm (1.1.33) yazabiliriz. Artık bazı kuantum mekaniksel sonuçları yazabilecek durumdayız. Biliyoruz ki, Bohr’un söylediği gibi sadece toplam açısal momentum değil, aynı zamanda momentumun herhangi bir eksen üzerindeki izdüşümü de kuantumlanmıştır. İzdüşüm kuantum sayılarının alacağı değerler açısal momentum kuantum sayısının değeri ile bunun negatif büyüklüğü aralığındadır. Yukardaki şekilde açısal momentum kuantum sayısı 1 dir ve z ekseni üzerine olası izdüşümleri ~ ifadesi sadece kesikli değerler alarak atomik ise ml = 1, 0, −1 ile belirlenir. Sonuç olarak, −~ µ·B enerji seviyelerinde kaymalara yolaçacaktır. Kuantum mekaniğinden varılan bir diğer sonuç ise enerji seviyeleri arasındaki geçişlerde yayılan foton tarafından bir açısal momentum kuantumunun taşınacağıdır. Bu ”seçim kuralının” bir sonucudur. Seçim kuralı ile enerji seviyeleri arası geçişler ∆l = ±1 olacak biçimde sınırlandırılmıştır. Buna göre normal Zeeman etkisini üstteki diyagramı kullanarak açıklayabiliriz: Manyetik alanın moment ile etkileşmesi bir ayrışmaya yol açmaktadır. Genel olarak l açısal momentum kuantum sayılı bir durum (l, l − 1, ... 1 − l, −l) = 2l + 1 duruma ayrılacaktır ve enerjideki kayma miktarı ise µB Bml (1.1.34) kadar olacaktır. Burada ml izdüşüm kuantum sayısıdır. Sadece ∆ml = −1, 0, 1 olan foton salınımlı geçişler izinlidir ve buna göre foton enerjisi ∆E = E0 + µB B, E0 , E0 − µB B (1.1.35) 13 büyüklüğünde olacaktır. Bu sonuç triplet durum için elde edilmiştir ve daha genel olan anormal Zeeman etkisini açıklamakta yeterli değildir. Bunu açıklamak için ise açısal momentumun bir diğer kaynağı olan spin olgusunu ortaya koymak zorundayız. Anormal Zeeman Etkisi Anormal Zeeman etkisini açıklamak amacı ile Uhlenbeck ve Goudsmit elektrona ait bir tür içsel özelliğin açısal momentumunun kaynağı olabileceğini öne sürmüşlerdi. Elektronun bu açısal momentumununun izdüşüm değerleri sadece ±~/2 değerlerini alarak, elektronun µB /2 kadarlık manyetik momente sahip olmasını gerektirir. Daha sonra ise Thomas tarafından relativistik denklemlerin çözülmesi ile bu ”spin” manyetik momentinin manyetik alan ile etkileşme enerjisinin E=2 µB B 2 (1.1.36) olması gerektiği hesaplanmıştır. Buradaki 2 katsayısı spin g-faktörü olarak bilinir. Yörüngesel g-faktörü ise 1 dir. Bu durumda hem spin hem yörünge açısal momentumu olan bir elektronun g-faktörü ne olmalıdır? Acaba basitçe aşağıdaki gibi yazabilir miyiz? E = gL µL B + gS µS B (1.1.37) Ne yazık ki cevap hayır. Farklı g-faktörlerinin sonucu olarak yörüngesel ve spin açısal momentum vektörleri manyetik alan altında farklı presesyonlara sahip olacaklardır ve vektörlerin toplama işlemi verildiği gibi basitçe yapılamayacaktır. 14 Problemin çözümü için korunumlu bir nicelik olan ~ +S ~ J~ = L (1.1.38) toplam açısal momentumu tanımlayabiliriz. Böylece spin ve yörünge açısal momentumlarının J~ üzerine olan izdüşümlerini kullanabiliriz. Buna göre etkileşme enerjisi µB ~ + gS S) ~ ·B ~ = µB (L ~ + 2S) ~ ·B ~ = µB E= (gL L ~ ~ ~ à ~ + 2S) ~ · J~ (L J !à ~ J~ · B J ! (1.1.39) olarak yazılabilir. Buradaki son terim manyetik alan vektörünün J~ üzerine izdüşümüdür ve −J ve J arasındaki kuantumlu değerleri alır. Buna göre ~ = Jz B J~ · B (1.1.40) yazılabilir. Böylece E= ~ + 2S)( ~ L ~ + S)J ~ z µB ~ ·L ~ µz (L L2 + 2S 2 + 3S B = B 2 2 J ~ J ~ (1.1.41) içerisinde ~ + S) ~ 2 = L2 + 2 S ~ ·L ~ + S2 J 2 = (L (1.1.42) ~ ·L ~ = J 2 − L2 − S 2 . S (1.1.43) ve 15 eşitliklerini kullanarak etkileşme enerjisini E= L2 + 2S 2 + 32 (J 2 − L2 − S 2 ) µz 3J 2 − L2 + S 2 µz B = B. J2 ~ 2J 2 ~ (1.1.44) şeklinde yazabiliriz. J 2 , L2 ve S 2 hesabı Bulunduğmuz noktada J 2 , L2 , S 2 niceliklerinin hesaplanmasına ihtiyaç duymaktayız. İyi bilindiği üzere J 2 = Jx2 + Jy2 + Jz2 (1.1.45) olduğundan, herhangi bir izdüşümün ortalama değerini alarak J 2 = 3 < Jz2 > (1.1.46) şeklinde normu elde edebiliriz. Bu ortalamayı hesaplamak için izdüşüm kuantum sayısının olası 2j + 1 değeri üzerinden toplama yapmalıyız: < Jz2 Pj 2 0 x2 2 (j~)2 + ((j − 1)~)2 ...((1 − j)~)2 + (−j~)2 >= = ~ 2j + 1 2j + 1 (1.1.47) Toplamın 6j (j + 1)(2j + 1) olacağını kullanarak < Jz2 >= 1 j(j + 1)~2 3 (1.1.48) ve J 2 = j(j + 1)~2 (1.1.49) elde ederiz. Sonuç Sonuç olarak izlenen yol geneldir ve L ve S’nin her ikisi için de uygulanabilirdir. Buna göre E= 3j(j + 1) − l(l + 1) + s(s + 1) µz B, 2j(j + 1) ~ (1.1.50) 16 veya biraz daha düzenleyerek · ¸ j(j + 1) − l(l + 1) + s(s + 1) E = 1+ µB mJ B. 2j(j + 1) (1.1.51) biçiminde yazılabilir. Burada parantez içerisindeki terimlerin etkin g-faktörü olduğuna dikkat edilmelidir. İlk olarak, kuantum mekaniğini kullanmaksızın, Landé tarafından deneysel sonuçlara dayanılarak ortaya konduğundan Landé g-faktörü olarak bilinir. Burada s = 1/2, ve sistemin bulunduğu duruma göre j = l + s, l + s − 1, ...1 − l − s, −(l + s) değeri alır. Yukarıdaki denklem anormal Zeeman etkisini tümüyle açıklar. Farklı l ve j değerlerine sahip enerji durumlarının manyetik alan içerisinde farklı büyüklüklerde ayrışacağını gösterir. Açıkça görülmektedir ki, anormal Zeeman etkisinde gözlenen üçten fazla çizgiye ayrışmanın sebebi spin olgusudur. 17 1.1.2 Stern-Gerlach Deneyi Manyetik Alanda Klasik Momentler Bir manyetik momentin manyetik alandaki enerjisi klasik olarak ~ E = −~ µ · B, (1.1.52) ile verilir. Bu manyetik momenti, konuma bağlı olarak değişen manyetik alan içerisinde hareket ettirerek üzerinde bir kuvvet meydana getirebiliriz: F =− dB dE = +µ · . dz dz (1.1.53) Eğer bu manyetik moment L uzunluğunda bir bölgede v hızı ile hareket ediyor ise bu bölgede manyetik alan boyunca sapma miktarı: d= 1 2 1F at = 2 2m µ ¶2 µ ¶2 L µ dB L = v 2m dz v (1.1.54) olacaktır. Klasik manyetik momentler için konuşulacak olursa, momentlerinin yönelim dağılımı rastgele olacaktır. Oysa biliyoruz ki kuantum mekaniksel olarak momentlerin dağılımının bir eksen üzerine izdüşümü kuantize değerler almaktadır. 18 Deney “Günümüzde neredeyse tüm ders kitapları, Stern-Gerlach yarılmasının elektron spininin varlığını ortaya koyduğunu belirtir, ama aslında deney sırasında keşfettikleri şeyin spin olduğunu deneyi yapanların bile bilmediğinden bahsedilmez” - Bretislav Friedrich and Dudley Herschbach, http://www.physicstoday.org/vol-56/iss-12/p53.html 1921 yılında Otto Stern ve Walter Gerlach bir gümüş atomları demetinin yüksek değişime sahip bir manyetik alandan geçerkenki ayrılmalarını ölçerek Bohr modelini kanıtlamayı düşünmüşlerdi. Bohr tarafından önerilmiş olan kuantumlu açısal momentum değerlerine karşılık gelen kuantumlu manyetik momentler gözlenebileceğini öngörmüşlerdi. Fakat, bu meşhur deneyin aslında yanlış bir teori kullanılarak ve yanlış bir yorumla yapılmış olması şaşırtıcıdır: onların düşüncesine göre nötr gümüş atomları l = 1 açısal momentumuna sahiptir (yanlış!!), ve manyetik alan yönünde gözlenen ikiye yarılma m = −1 ve m = +1 izdüşüm kuantum sayısı sahip durumlara karşılık gelirler (oysaki bu varsayım altında m = 0 durumları da gözlenmeliydi !!!). Neyseki 1920’lerin sonunda Stern-Gerlach deneyinin sonuçları, Uhlenbeck ve Goudsmith’in spin hipotezini destekleyecek şekilde yeniden yorumlanmıştır. Stern ve Gerlach’ın kabulünün aksine gümüş atomları tam dolu olan bir 4d (l = 2)kabuğuna ve 5s durumunda bir tek elektrona sahiptir: [Kr]4d10 5s1 . 5s kabuğundaki elektron için l = 0 olduğundan atomun yörünge açısal momentumu YOKTUR. Ancak, elektronun S = 1/2~ değerine sahip bir içsel açısal momentumu (spin) VARDIR, ve bu da ms = ±1/2 değerleri ile atomların zıt iki yönde ayrılmalara sebep olur. S= ~ , 2 mS = ± µS = −gs µB 1 2 S ~ (1.1.55) (1.1.56) burada gS = 2 dir. Demek ki polarize olmayan nötr atomlardan oluşmuş bir demet manyetik alan değişimine sahip bir bölgeden geçirilerek uzaysal olarak polarize edilebilir. 19 1.2 SPİN 1/2’NİN KUANTUM MEKANİĞİ Buraya kadarki kısımda spinin, elektronun bir içsel manyetik momenti olarak deneylerde ortaya çıktığından bahsettik ve şimdi ise spinin varlığını öngören teoriyi inceleyeceğiz. Elektron spini göreli kuantum mekaniğin bir sonucu olarak ortaya çıktığından incelemeye göreli Schrödinger denklemi olarak bilinen Dirac denklemi ile başlayacağız. 1.2.1 Schrödinger Denklemi Klasik Dalga Denklemi Göreli olmayan Schrodinger denklemini bir boyutlu düzlem dalgaların Ψ(x, t) = ei(kx−ωt) . (1.2.1) şeklindeki genel formunu kullanarak elde edebiliriz. Burada dalga sayısı k = 2π/λ ve açısal frekans ω = 2πν ile verilir. Elektromanyetik dalgalar gibi klasik dalgalar için λν = c olduğundan dağınımm bağıntısı ω = kc (1.2.2) 20 ve buradan Ψ(x, t) = ei(kx−kct) (1.2.3) olduğu görülür. Burada c ışık hızıdır. Dalga denklemi kısmi diferansiyel denklemdir ve x ve t için birkaç kere türevinin alıması ile ve t ye göre: d Ψ = ikΨ dx (1.2.4) d2 Ψ = −k 2 Ψ dx2 (1.2.5) d Ψ = ikcΨ dt (1.2.6) d2 Ψ = −k 2 c2 Ψ. dt2 (1.2.7) d2 1 d2 Ψ = 2 2Ψ 2 dx c dt (1.2.8) elde edilir. Bunların eşitlenmesi ile klasik dalga denklemine ulaşılır. Madde Dalgaları Madde dalgaları için de Broglie hipotezi gereğince farklı bir dağınım bağıntısı sözkonusudur p = ~k (1.2.9) E = ~ω. (1.2.10) 1 1 2 mv 2 = p 2 2m (1.2.11) ve Einstein yasası gereğince Klasik mekanikten bilinen p = mv ile E= 21 yazılabilir. De Broglie ve Einstein öngörülerinin uygulanması ile ~ω = 1 2 2 ~ k 2m (1.2.12) ω= 1 ~k 2 . 2m (1.2.13) elde edilir ki bu madde dalgaları için aradığımız dağınım bağıntısıdır. Bu bize düzlem dalga çözümlerini verecektir; ~k2 ve bunun ikinci derece türevi ile Ψ(x, t) = ei(kx− 2m t) (1.2.14) d2 Ψ(x, t) = −k 2 Ψ dx2 (1.2.15) elde edilir. Burada açıkça görülüyor ki, klasik mekanikten farklı olarak, zamana göre birinci derece türev ile d ~k 2 Ψ(x, t) = −i Ψ dt 2m elde edip − (1.2.16) 1 d2 2m d Ψ(x, t) = i 2 Ψ(x, t) 2 2 k dx ~k dt (1.2.17) ~2 d2 d Ψ(x, t) = i~ Ψ(x, t) 2m dx2 dt (1.2.18) ve bununla dalga denklemini − şeklindeki zamana bağlı Schrödinger denklemine dönüştürmüş oluruz. Bu denklem E= p2 2m (1.2.19) bağıntısının kuantum mekaniksel ifadesi olup d dt (1.2.20) ~ d . i dx (1.2.21) E → i~ ve p→ operatörlerini kullanarak enerji ve momentum için E → i~ d Ψ = ~ωΨ dt (1.2.22) 22 ve p→ ~ d Ψ = ~kΨ. i dx (1.2.23) sonuçlarına ulaşılır. Potansiyel teriminin de eklenmesi ile Schrödinger denklemi · ¸ ~2 d2 d − + V (x) Ψ(x, t) = i~ Ψ(x, t) 2 2m dx dt (1.2.24) biçiminde olacaktır. Bu denklem Etoplam = p2 + V (x) = Ekinetik + Epotansiyel 2m (1.2.25) eşitliğinin kuantum mekaniksel karşılığıdır. Değişkenlerin Ayrılması Zaman bağımlı denklemimizde yer alan x ve t değişkenlerini değişkenlere ayırma metodu ile ayırabiliriz. Bunu yaparken dalga fonksiyonu uzaysal ve zamansal iki dalga fonksiyonunun çarpımı olarak farzedilir: Ψ(x, t) = ψ(x)φ(t). (1.2.26) Böylece Schrodinger denklemi · − ¸ ~2 d2 d + V (x) ψ(x)φ(t) = i~ ψ(x)φ(t). 2m dx2 dt (1.2.27) olacaktır. Buna göre türevler değişkenlerden sadece biri üzerine etki edeceğinden terimleri ψ(x)φ(t) ile bölerek − ~2 ψ(x)00 φ̇(t) + V (x) = i~ . 2m ψ(x) φ(t) (1.2.28) elde edebiliriz. Burada tırnaklar konum, noktalar ise zamana göre türevleri temsil etmektedir. Bu noktada denklemin sol tarafı sadece konuma ve sağ tarafı ise sadece zamana bağlı olduğu için herbirinin bir sabite, enerji özdeğeri E’ye, eşit olacağını söyleyebiliriz. Böylece birbirinden bağımsız i~φ̇(t) = Eφ(t). ve − ~2 ψ(x)00 + V (x)ψ(x) = Eψ(x) 2m (1.2.29) (1.2.30) 23 denklemlerini elde ederiz. Birincisinin çözülmesi ile φ(t) = e− iEt ~ (1.2.31) elde edilir ki E/~ = ω olduğundan bu çözüm sürpriz değildir. İkinci denklem ise zamandan bağımsız Schrödinger denklemidir ve basitce bir özdeğer denklemi olarak yazılabilir: Hψ = Eψ. (1.2.32) Burada H diferansiyel operatörüne tarihsel nedenlerle Hamiltonyen adı verilir. 1.2.2 Dirac Denklemi Schrödinger denklemi [− ~2 d2 d + V (x)]Ψ = i~ Ψ 2m dx2 dt (1.2.33) elde edilirken varsayılan E = p2 /2m ile enerjinin momentumla E= p (mc2 )2 + p2 c2 (1.2.34) biçiminde ilişkili olduğunu söyleyen görelilik teorisi arasında uyumsuzluk görünmektedir. (Tamamen farklı gibi görünmelerine rağmen son yazılan ifade göreli olmayan durumlara da indirgenebilmektedir: r 2 E = mc 1+ p2 c2 p2 c2 p2 2 2 = mc (1 + + . . .) ≈ mc + m2 c4 2m2 c4 2m (1.2.35) Göreli olmayan limit için kinetik enerji terimi durgun kütle enerjisinden oldukça küçüktür ve sistemin dinamiği bununla belirlenir.) Enerjinin p (mc2 )2 + p2 c2 Ψ = i~ d Ψ dt (1.2.36) şeklindeki göreli formu ile göreli Schrodinger denklemini elde etme girişimi, uzay ve zamanın özdeş ele alınması gerektiğini söyleyen göreli dinamiğe aykırı düşüyor gibi görünmektedir. Ancak kök içerisindeki terimin tam kare bir ifade olması durumunda uzay ve zaman birbirine denk 24 olarak ele alınabilecektir. Dirac’ın katkısı bunun nasıl yapılacağını göstermekti: m2 c4 + p2 c2 = (α0 mc2 + 3 X αj pj c)2 . (1.2.37) j=1 Burada j ile x, y, z uzaysal koordinatları gösterilmektedir. Bunun olabilmesi için koşul: αi2 = 1, i = 0, 1, 2, 3 (1.2.38) αi αj + αj αi = 0, i 6= j (1.2.39) ve durumlarının sağlanmasıdır. Clifford cebiri olarak bilinen bu koşullar skaler nicelikler tarafından sağlanamaz. Ancak, bu koşullar en basit temsili 4 × 4 olan dört adet matrisle sağlanabilir: I 0 0 I 0 σj σj 0 α0 = αj = (1.2.40) (1.2.41) Burada, I 2 × 2 birim matris olmak üzere, σj ’lar 2 × 2’lik “Pauli matrisleridir”. Bunlar 4 × 4’lük Dirac Hamiltonyen operatörünü (matrisini) oluştururlar α0 mc2 + 3 X αj pj c (1.2.42) j=1 Benzer şekilde dalga fonksiyonu ψ de 4 bileşnli bir spinör halini alır (vektör benzeri yapılar olan spinörlerin sadece dönme dönüşümü özellikleri vektörden farklıdır). Dalga spinörünün 2 bileşeni elektrona ait olan 2 spin durumuna ait dalga genliği olarak yorumlanırken diğer 2 bileşen ise o zamanlar henüz keşfedilmemiş olan pozitron içindir. Carl Anderson 1932 yılında bu parçacığı keşfederek dört yıl sonra Nobel ödülünü almıştır. Dirac ise 1933 yılında Schrödinger ile birlikte Nobel ödülüne layık görülmüştür. 25 1.2.3 Pauli Matrisleri Eğer sadece elektronla ilgileniyorsak, farklı spin durumlarına karşılık gelen iki bileşeni incelememiz yeterlidir. Bunun için ilk olarak Pauli matrislerinin elemanlarını türetmemiz gerekir. Genel bir Hamiltonyen H11 H12 H21 H22 (1.2.43) ve bunun sağladığı Schrödinger denklemini (Hψ = Eψ) ele alırsak : H11 H12 H21 H22 · ψ1 =E· ψ2 ψ1 ψ2 (1.2.44) Bu denklemin bariz olmayan çözümleri için det H11 − E H12 H21 H22 − E =0 (1.2.45) eşitliğinin sağlanması gerekir. Bunu açacak olursak (H11 − E)(H22 − E) − H21 H12 = 0 (1.2.46) E 2 − (H11 + H22 )E + (H11 H22 − H21 H12 ) = 0 (1.2.47) elde edilir. Bu ikinci derece denklemin çözümü ise: E= −b ± √ (H11 + H22 ) ± b2 − 4ac = 2a H11 + H22 E= ± 2 r p (H11 + H22 )2 − 4(H11 H22 − H21 H12 ) 2 (H11 + H22 )2 − (H11 H22 − H21 H12 ) 4 (1.2.48) (1.2.49) 26 H11 + H22 E= ± 2 r 2 + 2H H 2 H11 11 22 + H22 − H11 H22 + H21 H12 4 H11 + H22 ± E= 2 r 2 − 2H H 2 H11 11 22 + H22 + H21 H12 4 H11 + H22 E= ± 2 r (H11 − H22 )2 + H21 H12 4 (1.2.50) (1.2.51) (1.2.52) olarak elde edilir. Düzgün Manyetik Alandaki Elektrona Kısa Bir Bakış Düzgün manyetik alan içerisindeki spinli elektronun enerjisini E = ±gS µB B = ±µB B. 2 (1.2.53) olarak elde etmiştik. Buna göre, z ekseni (düzgün manyetik alanın yönü) üzerine izdüşümü +1/2~ ve −1/2~ değerleri alan ve enerji özdeğerleri −µB B ve µB B olan birbirine dik iki dalga fonksiyonu tanımlarsak ψyukarı = 1 0 , ψaşağı = 0 (1.2.54) 1 sağlamaları gereken matris denklemleri ve H12 H21 H22 H11 1 0 H11 H12 H21 H22 = −µB B 0 1 1 = µB B 0 (1.2.55) 0 1 (1.2.56) biçiminde olacaktır. Bu eşitlikler ancak ve ancak H11 = −µB B and H22 = µB B değerleri için sağlanır. 27 Pauli Spin Matrisleri (Devam) Yukarıda elde edilen sonuç enerji denkleminde ilk terimin sıfır olmasını gerektirir. Buna göre E2 = (H11 − H22 )2 + H21 H12 . 4 (1.2.57) olacaktır. Elimizdeki keyfi manyetik alan B = Bx x̂ + By ŷ + Bz ẑ biçiminde ise biliyoruz ki, ile ¡ ¢ E 2 = µ2B Bx2 + By2 + Bz2 . (1.2.58) (H11 − H22 )2 + H21 H12 = µ2B (Bx2 + By2 + Bz2 ) 4 (1.2.59) sonucunu verir. Ayrıca H11 ve H22 için ±µB B olduğunu bildiğimizden: (H11 − H22 )2 (−µB B − (+µB B))2 + H21 H12 = + H21 H12 4 4 (1.2.60) µ2B Bz2 + H21 H12 = µ2B (Bz2 + Bx2 + By2 ). (1.2.61) H21 H12 = µ2B (Bx2 + By2 ). (1.2.62) sonucuna ulaşılır. H operatorünün Hermityen olması gerekliliğinden dolayı enerji özdeğerlerini reel sayılara sınırlayacak çözüm: H12 = µB Bx ∓ iBy (1.2.63) † H21 = H12 = µB Bx ± iBy (1.2.64) olacaktır. Buna göre, H = −µB = −µB Bz Bz Bx − iBy Bx + iBy −Bz 1 0 0 −1 + Bx 0 1 1 0 (1.2.65) + By 0 −i i 0 (1.2.66) 28 ~ = −µB (σx Bx + σy By + σz Bz ) = −µB ~σ · B (1.2.67) elde edilir. Buradaki σ’lar 2 × 2 Pauli spin matrisleridir ve kuantize olmuş spinin manyetik alanın kartezyen bileşenleriyle nasıl etkileştiğini gösterirler. 1.2.4 Zaman Bağımlı Spin Mekaniği Bu kısımda z ekseni boyunca düzgün ve x ekseni boyunca alternatif olarak değişen bir manyetik alan içerisinde yer alan spinin mekaniğini inceleyeceğiz. Önceki hesaplardan bilindiği üzere Hamiltonyen ~ − µ~σ · B (1.2.68) olup, manyetik alan ise B = B ẑ + A cos ωtx̂ şeklinde alınmıştır. Böylece H = −µ B 0 0 −B + 0 A cos ωt A cos ωt 0 = −µ B A cos ωt A cos ωt −B . (1.2.69) Şimdi yapılması gereken bu Hamiltonyeni Schrödinger denkleminde kullanarak spin durumunun zamana göre değişimini elde etmektir: HΨ = i~ d Ψ. dt (1.2.70) Bunu denklemi çözerken bir tahminde bulunarak Ψ= C1 (t)e−iω1 t C2 (t)e−iω2 t (1.2.71) biçimindeki çözümleri aramak uygun olacaktır. Buna göre γ = −µA ve E1,2 = ±µB B ise, E1 γ cos ωt γ cos ωt E2 · C1 (t)e−iω1 t C2 (t)e−iω2 t C1 (t)e−iω1 t d = i~ dt C2 (t)e−iω2 t (1.2.72) 29 Bu matris gösterimi iki adet çiftlenmiş diferansiyel denklem verecektir. Bunlar: ve £ ¤ γ cos ωtC2 e−iω2 t + E1 C1 e−iω1 t = i~ C10 e−iω1 t − iC1 ω1 e−iω1 t (1.2.73) ¤ £ γ cos ωtC1 e−iω1 t + E2 C2 e−iω2 t = i~ C20 e−iω2 t − iC2 ω2 e−iω2 t (1.2.74) İlk olarak ~ω1 = E1 and ~ω2 = E2 ile her iki denklemdeki ikinci terimlerin yok olacağı ¡ ¢ görünmektedir. Böylece cos ωt = 12 eiωt + e−iωt yazarak ve ¢ γC2 ¡ iωt e + e−iωt e−iω2 t = i~C10 e−iω1 t 2 (1.2.75) ¢ γC1 ¡ iωt e + e−iωt e−iω1 t = i~C20 e−iω2 t 2 (1.2.76) elde edilir. ω0 = ω2 − ω1 kullanılırsa ve ¢ γC2 ¡ iωt e + e−iωt e−iω0 t = i~C10 2 (1.2.77) ¢ γC1 ¡ iωt e + e−iωt eiω0 t = i~C20 2 (1.2.78) ´ γC2 ³ i(ω−ω0 )t e + e−i(ω+ω0 )t = i~C10 2 (1.2.79) ´ γC1 ³ i(ω+ω0 )t e + e−i(ω−ω0 )t = i~C20 2 (1.2.80) bulunur, ve tekrar dağıtarak, ve ω ≈ ω0 koşulunu sağlayan rezonans durumları ile ilgilendigimiz için e±i(ω−ω0 )t terimlerinin bire yakınsayacağı görülmektedir. Fakat e±i(ω+ω0 )t terimi ise hızlı salınımlar yapacaktir. Buna göre ve γC2 i(ω−ω0 )t e = i~C10 2 (1.2.81) γC1 −i(ω−ω0 )t e = i~C20 2 (1.2.82) 30 denklemlerinden C2 için C2 = 2i~ −i(ω−ω0 )t 0 e C1 γ (1.2.83) olduğuna ulaşılır ve bunun sonraki denklemde kullanılması ile i 2i~ h 00 −i(ω−ω0 )t γC1 −i(ω−ω0 )t e = i~ C1 e − i(ω − ω0 )C10 e−i(ω−ω0 )t 2 γ (1.2.84) bulunur. Sadeleştirildiğinde C1 = − 4~2 (C100 − i(ω − ω0 )C10 ) γ2 (1.2.85) elde edilir. Bu biraz daha düzenlenecek olursak C100 − i(ω − ω0 )C10 + γ2 C1 = 0 4~2 (1.2.86) denklemine ulaşılır. Bu C1 ’e lineer bağlı ikinci derece bir diferansiyel denklemdir. Bu denklem, RLC devrelerinde ve sürtünmeli yüzeyde harmonik harakette oldugu gibi elektronik ve fizikte sıklıkla karşılaşılan I 00 + R 0 1 I + I=0 L LC (1.2.87) X 00 + η 0 k X + X=0 m m (1.2.88) ve ile aynı formdadır. Rezonans Rezonans durumunda iken, ω = ω0 . Damping terimi kaybolacak ve C100 + γ2 C1 = 0 4~2 sonuç olarak C1 = cos Dolayısıyla i~C20 = γ t. 2~ γ γ cos t, 2 2~ (1.2.89) (1.2.90) (1.2.91) 31 ve integrasyon ile C2 elde edilebilir. Z C2 = −i ve ”aşağı” ile verilir. (1.2.92) Spini “yukarı” γ γ γ cos tdt = −i sin t 2~ 2~ 2~ 1 0 durumunda bulma olasılığı C1∗ C1 = cos2 γ t 2~ (1.2.93) C2∗ C2 = sin2 γ t 2~ (1.2.94) 0 1 durumu icin Görüldüğü gibi, rezonans durumunda, elektron spini yukarı ve aşağı durumlar arasında salınım yapacaktır. 32 1.3 MANYETİK ÖZELLİKLER İlk iki bölümde, tek parçacık sistemlerinde yörünge açısal momentumu ve spin kaynaklı manyetik momentler üzerinde durulmuştur. Bu bölümde ise birbirleri ile etkileşmeyen çok sayıda manyetik momentin oluşturduğu sistemlerdeki makroskopik manyetizma incelenecektir. 1.3.1 Manyetizma Türleri Kısaca manyetizma; maddenin bir manyetik moment kazanmasıdır. Katı haldeki malzemelerde, dış manyetik alana verdikleri tepkiye göre sınıflanan pek çok manyetizma türü vardır. Manyetik malzemenin dış alana tepkisi açısından diyamanyetik, paramanyetik ve ferromanyetik davranış sözkonusu olabilmektedir. M makroskopik cismin kazandığı manyetik moment moment ve H dış manyetik alan olmak üzere tanımlayacağımız bir χ manyetik alınganlık parametresi χ= M H (1.3.1) ile bu temel manyetizma türleri birbirlerinden ayrı olarak ortaya konabilir. Burada kullanılan H dış manyetik alan büyüklüğü ve B madde içerisindeki net manyetik alandır. Bunlar arasında ilişki B = µ0 (H + M ) = µ0 (1 + χ)H = µH (1.3.2) ile verilmektedir. Burada µ0 serbest uzayın manyetik geçirgenlik katsayısı olarak bilinir. χ manyetik alınganlığının aldığı değerler üzerinden malzemelerin manyetik davranışlarını sınıflandırabiliriz: Paramanyetizma (χ > 0), Diyamanyetizma (χ < 0), Ferromanyetizma (χ → ∞), ve Antiferromanyetizma. 1.3.2 Diyamanyetizma Lenz yasası, malzemelerin üzerinde meydana gelecek ani manyetik akı değişikliklerine karşı ~ ×E ~ = − dB~ biçiminde verilen Farakoyacak biçimde davranış sergileyeceğini söylemektedir. 5 dt day yasasının bir sonucu olan Lenz yasasına dayanarak tüm maddelerin diyamanyetik davranış 33 M ferropara- H dia- sergilemesi gerektiğini düşünebiliriz. Her ne kadar her madde diyamanyetik özelliğe sahip olsa da çoğu kez diğer manyetik özellikler yanında küçük kalması dolayısı ile etkin manyetik davranış olarak ortaya çıkmazlar. Diyamanyetizmanın etkin olarak gözlenmesi için maddenin çok düşük sıcaklıklara ya da yüksek manyetik alanlara maruz kalması gerekmektedir. Diyamanyetizma, malzemelere manyetik akıyı dışarlama özelliği katması dolayısı ile de ilgi çekici görünmektedir. Bir manyetik moment ve manyetize olmuş cisim arasındaki kuvveti hesaplayacak olursak F =− dE d dM dH = − (−M · H) = H +M dx dx dx dx (1.3.3) Cisimden uzaklaştıkça manyetik alanın şiddeti zayıfladığına ( dH dx < 0) ve M mıknatıslanması H manyetik alanıyla orantılı (M = χH) olduğuna göre: χ < 0, M < 0. F = dM dH dH H +M = 2χH > 0. dx dx dx (1.3.4) Böylece F > 0 olduğundan moment bir yukarı itme kuvvetine maruz kalır. Bu etkiyi dört tane kalıcı mıknatıs üzerine konacak grafit yada NdFeB bazlı bileşikler ile gözlemlemek mümkündür. Mıknatıslar merkezde bir mininmum manyetik alan oluşturacak biçimde düzenlenirler. Grafit örneği diyamanyetik özelliği ve Lenz yasası gereğince mıknatısların üzerinde havada asılı kalır. 34 1.3.3 Paramanyetizma Paramanyetizmanın Klasik Teorisi Paramanyetizmanın ilk olarak anlaşılması 19. Yüzyılda Langevin tarafından Boltzman’ın kurduğu temel istatistik yasalarının manyetizmaya uygulanması ile gerçekleşmiştir. Paramanyetik malzemenin birbirleri ile etkileşmeyen çok sayıda manyetik momentten meydana geldiğini farzeden Langevin, uygulanacak bir dış alan etkisi ile bu manyetik momentlerin minimum enerji ~ dış manyetik ilkesi gereğince alan boyunca düzenleceklerini ortaya koymuştur. Buna göre, H alanındaki µ ~ manyetik momentinin dipol enerjisi ~ E = −~ µ · H. (1.3.5) olduğundan, manyetik dipollerden oluşmuş bir sistemin ortalama manyetik momenti, alan boyunca ortalama moment ve içerdiği manyetik moment sayısının çarpımına eşttir: M = N µ < cos θ > . (1.3.6) Boltzman’ın istatistik mekaniğine göre moment doğrultularının dağılımına göre sistemin bir − E ~ olduğundan µ·H E enerjili durumda olma olasılığı e kB T faktörüne bağlıdır. Buna göre E = −~ bir momentin bir θ açısında bulunma olasılığı µH cos θ e kB T sin θdθ P (θ) = R µH cos θ e kB T sin θdθ (1.3.7) 35 ile verilir. Burada payda tüm durumlar üzerinden olasılık toplamını içeren normalizasyon faktörüdür. sin θ terimi faz uzayının manyetik alan eksenine yaklaştıkça küçülmesini göstermektedir. Açılar cinsinden verilen bu olasılık bağıntısını sistemde manyetik alan doğrultusuna göre faklı farklı açılarda bulunan momentlerin cos θ değerlerinin ortalamasını hesaplamakta kullanabiliriz: Rπ < cos θ >= Burada x = cos θ ve α = µH kB T 0 µH cos θ e kB T cos θ sin θdθ . R π µH cos θ e kB T sin θdθ 0 (1.3.8) değişimlerini kullanarak R1 < cos θ >= R−1 1 eαx xdx −1 eαx dx (1.3.9) elde edilir. Paydaki integral Z 1 −1 d αx d e dx = dα dα Z 1 eαx dx = −1 ve payda Z 1 −1 d eα 1 1 ( ) = (eα + e−α ) − 2 (eα − e−α ) dα α α α eαx dx = 1 α (e − e−α ) α (1.3.10) (1.3.11) olarak hesaplandığında < cos θ >= 1 α α (e + e−α ) − α12 (eα − e−α ) 1 = coth(α) − 1 α −α ) α (e − e α (1.3.12) sonucuna ulaşırız. Bu ise iyi bilinen Langevin fonksiyonudur. α << 1 iken L(α) kuvvet serisine açılırsa (α = µH kB T ). 36 L(α) = α/3 − α3 /45 + ... (1.3.13) Böylece yüksek sıcaklıklar ya da düşük manyetik alanlar için Langevin fonksiyonu yaklaşık olarak L(α) ≈ α/3 (1.3.14) ile verilebilir ve sistemin mıknatıslanması için µH α M = µN = µN = 3 3kB T µ ¶ µ2 N H 3kB T (1.3.15) yazılabilir. M = χH olduğunun kullanılması ile manyetik alınganlık χ=N µ2 C = 3kB T T (1.3.16) olarak ifade edilir. Bu sıcaklığa ters bağlantılı oluş, Pierre Curie’nin manyetizma üzerine yaptığı doktora çalışmaları sebebiyle, Curie yasası olarak bilinmektedir. Paramanyetizmanın Kuantum Teorisi Biliyoruz ki klasik manyetik momentler sürekli değerler alabilirken, spin gibi kuvantum mekaniksel nicelikler ise bir açısal momentum kuvantumlanmasının sonucu olarak ortaya çıkarlar. Paramanyetizmanın kuantum teorisi ile anlaşılması için basit bir sistem olan spin sisteminin incelenmesi uygun görünmektedir. Bu biçimdeki bir sistemde sadece bir yukarı bir de aşağı özdurum sözkonusu olacaktır. Mikroskopik manyetik momentlerin ortalama değerini verecek olan Boltzman istatistiği yalnızca bu iki durumun enerjilerini içeren toplam ile gerçekleştirilecektir. Toplamdaki herbir terim bir manyetik moment durumu ile bu durumun doldurulma olasılığının çarpımı olarak yazılır: µH M = N < µ >= N −µH µe kB T + (−µ)e kB T µH e kB T + e µH M = Nµ −µH e kB T − e kB T e µH kB T − kµHT +e B = N µ tanh − kµHT (1.3.17) B µH = N µ tanh α. kB T (1.3.18) 37 yüksek sıcaklıklarda ya da düşük manyetik alanlarda tanh α ≈ α olduğu kullanılarak µ2 )H kB T (1.3.19) M µ2 C =N = . H kB T T (1.3.20) M = N µα = (N bir kez daha Curie yasasına ulaşırız: χ= Yörüngesel açısal momentumu J > 1/2 ele alarak problemi çözecek olursak bu kez daha fazla durum olacağından toplama daha fazla terim gelecektir. Genel bir J açısal momentumlu durum için problemi genelleyecek olursak mıknatıslanmayı M = N kB T d(ln Z) dH (1.3.21) şeklinde ve Z= j X e−ηmJ . (1.3.22) −j olmak üzere yazabiliriz. Burada Z bölüşüm fonksiyonu, ve η = gµB H/kB T ’dir. İfadeyi yazarken d dx ln Z = 1 dZ Z dx olduğu kullanılmıştır. J tamsayı ise Z= j X −ηmJ e = j X e −ηmJ 0 −j + j X eηmJ − 1 (1.3.23) 0 olarak yazabiliriz. Her iki seride tekrar edilen mJ = 0 terimi en sonda çıkarılmıştır. Bu terimlerin herbiri aşağıdaki gibi verilen yakınsak serilerdir 1 − xN +1 . 1−x (1.3.24) 1 − e−η(j+1) 1 − eη(j+1) + −1 1 − e−η 1 − eη (1.3.25) eηj (1 − eη ) + e−ηj (1 − e−η ) (1 − eη ) + (1 − e−η ) (1.3.26) 1 + x + x2 + ... + xN = Buna göre Z= elde edilir. Biraz cebir kullanarak Z= 38 ve Z= sinh η(j + 1) . sinh η/2 (1.3.27) formuna indirgenebilir. Benzer işlemler buçuklu açısal momentum değerleri (J=3/2, 5/2,...) için tekrarlanırsa Z= j X e−ηmJ = e−η/2 (1 + e−η + ... + e−η(j−1/2) ) + eη/2 (1 + eη + ... + eη(j−1/2) ). (1.3.28) −j Bununla Z = e−η/2 1 − e−η(j+1/2) 1 − eη(j+1/2) + eη/2 −η 1−e 1 − eη (1.3.29) elde edilir ve biraz cebir ile aynı sonuca ulaşılır. Artık hesaplanan Z’yi mıknatıslanma ifadesinde kullanabiliriz. Buna göre η = gµB H/kB T olduğunu hatırlayarak dH = kB T dη gµB (1.3.30) ve türevin sonucu olarak M = N kB T 1 sinh(η(j+1) sinh(η/2) (j + 1/2) cosh η(j + 1/2) sinh η/2 − 1/2 cosh η/2 sinh η(j + 1/2) sinh2 η/2 (1.3.31) bulunur. Sadeleştirilmesi ile: M = µN [(j + 1/2) coth η(j + 1/2) − 1/2 coth η/2] = µN BJ (η) (1.3.32) elde edilir. Burada BJ (η) J. mertebe Brillouin fonksiyonudur. Ayrıca Brillouin fonksiyonu α nın kuvvet serisine açılırsa BJ (α) = [(J + 1)2 + J 2 ](J + 1) 3 J +1 α− α 3J 90J 3 (1.3.33) Görüldüğü gibi J = 1/2 iken seri tanh α açılımı ile aynıdır. Dahası α → ∞ iken terimler Langevin fonksiyonu L(α) ile aynı olur. 39 Böylece düşük alanlarda veya yüksek sıcaklıklar için sadece ilk terimi kullanarak χJ = N g 2 J(J + 1)µ2B 3kB T (1.3.34) yazabiliriz. Bant Elektronları Paramanyetizması Aşağı ve yukarı spin durumları bir manyetik alan altında Zeeman enerjisi ±µH kadar ayrışır. Ortaya çıkan net manyetik moment eşlenmemiş spin sayısıyla orantılı olacaktır M= µB (N↑ − N↓ ). 2 (1.3.35) Sıfır mutlak sıcaklık yaklaşımı ile aşağı ve yukarı spin durumlarının sayılarını analitik olarak belirlemek için tüm durum yoğunlukları üzerinden bir toplam alabiliriz: " Z # Z EF EF µB M= − D(E − µB H)dE + D(E + µB H)dE . 2 µB H −µB H (1.3.36) Bunun dönüştürülmesi ile " Z # Z EF +µB H EF −µB H µB − D(E)dE + D(E)dE M= 2 0 0 µB M= 2 "Z Z 0 M= # EF +µB H D(E)dE + EF −µB H (1.3.37) D(E)dE (1.3.38) 0 µB F +µB H intE EF −µB H D(E)dE 2 (1.3.39) elde edilir. Manyetik alan küçük iken durum yoğunlukları integrasyon aralığı boyunca sabit olarak ele alınabilir. Böylece integral daha da basitleşerek M = µB D(EF )[EF + µB H − (EF + µB H)] = 2µ2B HD(EF ). (1.3.40) 40 EF EF +µ −µ haline gelir. Böylece manyetik alınganlık için χ= M = µ2B D(EF ) H (1.3.41) biçiminde verilen Pauli paramanyetizması hesaplanmış olur. Durum Yoğunlukları Fermi enerjisi civarıda durum yoğunluğu D(EF ) nedir? Bunu anlamak için serbest elektron gazı sistemine daha ayrıntılı bakalım. Bir potansiyelin yokluğunda üç boyutta Schrödinger denkleminin çözümü E= ~2 2 (k + ky2 + kz2 ) 2m x (1.3.42) ile verilir. Sıfır sıcaklık yaklaşımı ile bu durumlar Pauli dışarlama ilkesi uyarınca doldurulacaktır. (E = 0 yani kx = ky = kz = 0) olduğu en düşük enerjili durumdan itibaren daha üst seviyelere sırayla tüm elektronlar yerleştirilir ve dolu olan en üst seviye Fermi enerjisidir. Sıfır sıcaklık yaklaşımı genel olarak metaller için doğrudur çünkü EF >> kB T . ~k uzayında Fermi yüzeyi (boş ve dolu durumlar arasındaki sınır), yarıçapı küredir kx2 + ky2 + kz2 = 2mEF . ~2 q 2mEF ~2 olan bir (1.3.43) Küre içerisindeki tüm durumların toplanması ile gerçek uzaydaki parçacık yoğunluğuna ulaşmak 41 mümkündür: N =n=2 V Z Z Z sphere d3 k =2 (2π)3 Z kF 4πk 2 0 dk (2π)3 (1.3.44) Parçacık yoğunluğunu k uzayındaki bir toplam yerine enerjiler üzerinden bir toplam yazmak istersek Z EF n=2 D(E)dE. (1.3.45) 0 Bu değişimi yapmak için toplanan terimler 4πk 2 dk = D(E)dE. (2π)3 (1.3.46) ~2 2 k 2m (1.3.47) denklemi ile eşitlenir. Enerji için E= olduğuna göre r k= ve burdan dk için m dk = 2 = ~ k 2mE , ~2 r m −1/2 E 2~2 (1.3.48) (1.3.49) olduğu bulunur. Yerine koyarak 4πk 2 dk 1 2m 3/2 1/2 = ( ) E dE. (2π)3 2π 2 ~2 (1.3.50) elde edilir. ~k uzayındaki integrale göre durum yoğunluğu hesaplanacak olursa Z kF n=2 4πk 2 0 ve Fermi enerjisi EF = dk kF3 = (2π)3 3π 2 ~2 2 k , 2m F (1.3.51) (1.3.52) olarak tanımlandığı için bunu n= · √ ¸ 2 m 2mEF kF3 = EF . 3π 2 3 ~3 π 2 (1.3.53) olarak yazabiliriz. Parantez içerisindeki terimin Fermi enerjisindeki durum yoğunluğu olduğuna dikkat edilmelidir. Buna göre D(EF ) = 3 n 2 EF (1.3.54) 42 ve Pauli paramanyetizmasının formu da χ= 3µ2B 2EF (1.3.55) biçiminde olacaktır. Landau tarafından türetilen diamanyetik katkı ise bunun 1/3’ü kadardır. Diyamanyetik katkı negatif olduğuna göre serbest elektron gazının toplam paramanyetik alınganlığı χ= µ2B . EF (1.3.56) olarak hesaplanmış olur. 1.4 MAKROSKOPİK MANYETİZMA: FERROMANYETİZMA Paramanyetik malzemeler manyetik alınganlıkları sıcaklığa göre 1/T biçiminde değişen malzemelerdir. Sıfır dereceye soğutulan madde içerisindeki dalgalanmalar kaybolur ve mutlak düzenin getirdiği bir sonsuz manyetik alınganlık ortaya çıkar. Ferromanyetik malzemelerde ise bu manyetik düzen daha yüksek sıcaklık değerlerinde de sürdüğü gibi, dış manyetik alanın yokluğunda da manyetik düzenlerini korumaya devam ederler. Bahsedilen bu özellikler deneysel olarak, sıcaklığa göre manyetik alınganlığın tersi ve mıknatıslanmadaki histerezis grafiklerinde görünmektedir. 1/χ para- ferro- T TC 43 1.4.1 Manyetostatik Dipol Etkileşmesi Bu kısımda ”sıfırdan yüksek sıcaklıklarda madde içerisindeki düzenlenimi sağlayan nedir” sorusu ile ilgileneceğiz. Malzemedeki düzenlenim ile en yakın komşular arasında bir E = −βµ1 µ2 cos θ (1.4.1) çiftlenim enerjisi sözkonusu olacaktır. Burada β > 0 ferromanyetik durum içindir ve tersi ise antiferromanyetik durum için kullanılacaktır. Bu etkileşmenin büyüklüğü kB TC mertebesinde olmalıdır. Birbirlerine yakın momentler arasındaki manyetostatik enerjinin bu düzenli durumun oluşmasını sağlayıp sağlayamayacağına bakalım. Bir momentin oluşturduğu manyetik alanın diğer bir momentle etkileşmesine ait manyetostatik enerji ~ =µ Edipol-dipol = −~ µ·B ~1 · µ ~2 µ2 →≈ B 3 r a3 (1.4.2) olarak yazılabilir. Burada a momentler arası uzaklığı veren örgü sabitidir. CGS birim sisteminde, µB = e~ 2mc olup, karakteristik moment mesafesi birkaç Bohr yarıçapı kadardır. Bohr yarıçapı merkezkaç kuvvetinin Coulomb kuvvetine eşitlenmesi mv 2 e2 e2 = 2 ⇒ r0 = r0 r0 mv 2 (1.4.3) ve yörüngede dolanan elektronun açısal momentumunun kuantumlanması ile L = mvr = n~ ⇒ v = yörünge yarıçapı için r0 = ~ . mr0 ~2 e2 m2 r02 ⇒ r = 0 m~2 e2 m (1.4.4) (1.4.5) elde edilir. Bulunan Bohr yarıçapı ifadesini manyetostatik enerjinin üst sınırını belirlemek amacı ile kullanabiliriz Edipol-dipol ¡ e~ ¢2 · 2 ¸4 µ2B e8 m e = 3 = ¡ 2mc = = mc2 ¢ 3 4 2 2 ~ r0 ~ c ~c 2 (1.4.6) e m Parantez içerisindeki terim, α ≈ 1 137 , ince yapı sabiti olup, elektronun durgun kütle enerjisi mc2 44 511 keV alınırsa · Edipol-dipol Elde edilen bu değer TC = E kB 1 = 137 ¸4 5.11 × 105 eV ≈ 1meV. (1.4.7) ≈ 10K, sıcaklığına karşılık gelir. Bu sıcaklık 1000K civarlarındaki gözlenen Curie sıcaklıklarına kıyasla oldukça küçüktür. Bu durumda aradığımız mekanizmanın temelinde manyetostatik etkileşmenin olduğunu söyleyemeyiz. Bunun anlaşılması için elektrostatik enerjinin manyetostatik olandan çok daha büyük olduğunu göz önüne alarak, spin serbestlik derecesinin elektrik yüküyle Pauli dışarlama ilkesi yoluyla olan bağlantısını incelemek, ve spin değiş-tokuş enerjisi olarak bilinen mekanizmaya bakmak gerekmektedir. 1.4.2 Değiş-Tokuş Enerjisi Etkileşmekte olan iki elektronlu, örneğin Helyum atomu gibi, basit bir sistemi ele alalım. Hamiltonyen H = H1 + H2 + H12 (1.4.8) şeklinde olacaktır. Burada H1 birinci elektronun, H2 ise ikinci elektronun çekirdek ile Coulomb etkileşme terimleri, ve H12 ise iki elektron arasındaki itici etkileşme terimidir. Pauli Dışarlama İlkesi Problemi ele alırken çözümün ne olacağı üzerinden düşünmek hesaplamaları kolaylaştıracaktır. Bunu yapmak için 1 ve 2 numaralı elektronların ayırdedilemez oluşarı dolayısıyla 1 ve 2 yi ölçme olasılığının 2 ve 1’i ölçme olasılığına eşit olacağını gözönünde bulunduracağız: kΨ(1, 2)k2 = kΨ(2, 1)k2 . (1.4.9) Burada 1 ve 2 etiketi ait oldukları elektrona ait, spin kuantum sayısı dahil, tüm kuantum sayılarını içermektedirler. Buna göre Ψ(1, 2) = ±Ψ(2, 1) (1.4.10) olcaktır. Burada + ya da − işaretli oluş parçacığın doğası ile ilgilidir. Buna göre elektron gibi Fermi istatistiğine uyan parçacıklar, yani Fermiyonlar, için − ve Bosonlar için + kullanılacaktır. Dirac denkleminden de bilindiği gibi Fermiyonlar buçuklu spinlere sahip olurken bozonlar tam 45 sayı spin değerleri alırlar. Bu spin istatistiği teoremi olarak bilinir. Parçacık değiş-tokuşu etkisi ile gelen asimetriyi aşağıaki dalga fonksiyonu ile basitçe elde edebiliriz: 1 Ψ(1, 2) = √ (ψα (1)ψβ (2) − ψα (2)ψβ (1)) 2 (1.4.11) 1 ve 2 nin değiştirilmesi ile 1 Ψ(1, 2) = √ (ψα (2)ψβ (1) − ψα (1)ψβ (2)) = −Ψ(2, 1). 2 (1.4.12) elde edilir. Açıkça görülüyor ki tüm kuantum sayıları aynı iken dalga fonksiyonu sıfır olmaktadır. Bu Pauli dışarlama ilkesidir. Antisimetri Sonuç olarak görünüyor ki toplam dalga fonksiyonu parçacık değiş-tokuşu altında antisimetrik olmalıdır. Eğer dalga fonksiyonunun uzaysal kısmı simetrik ise spin dalga fonksiyonu antisimetrik olmak zorundadır, yada tam tersi de düşünülebilir. Eğer φ1 (r1 ) ve φ2 (r2 ) sırasıyla 1 ve 2 nolu tek-parcacık dalga fonksiyonları ise buna göre parcacık çiftinin dalga fonksiyonunun uzaysal kısmı 1 ΨS = √ [φ1 (r1 )φ2 (r2 ) + φ1 (r2 )φ2 (r1 )] 2 (1.4.13) şeklinde bir simetrik fonksiyon ya da 1 ΨA = √ [φ1 (r1 )φ2 (r2 ) − φ1 (r2 )φ2 (r1 )] 2 (1.4.14) olan bir antisimetrik fonksiyon olabilir. Bu dalga foksiyonlarına karşılık gelen enerjiler Hamiltonyenin köşegen matris elementlerinin hesaplanması, HΨ = EΨ → Ψ∗ HΨ = Ψ∗ EΨ = EΨ∗ Ψ ve integrali alınarak: Z Z Ψ∗ HΨdr1 dr2 = E elde edilir. (1.4.15) Ψ∗ Ψdr1 dr2 = E (1.4.16) 46 Böylece H1 , H2 ve H12 . terimlerini içeren integrallerin alınması gerektiği açıktır. Ilk iki terimin sadece r1 ve r2 koordinatlarına açıkça bağımlı olması birçok terimin sıfır olmasını gerektirecektir. Örneğin: 1 2 Z ∗ [φ1 (r1 )φ2 (r2 ) ± φ1 (r2 )φ2 (r1 )] H1 (r1 ) [φ1 (r1 )φ2 (r2 ) ± φ1 (r2 )φ2 (r1 )] dr1 dr2 Z 1 = 2 Z 1 + 2 Z 1 ± 2 Z 1 ± 2 (1.4.17) φ1 (r1 )∗ φ2 (r2 )∗ H1 (r1 )φ1 (r1 )φ2 (r2 )dr1 dr2 (1.4.18) φ1 (r2 )∗ φ2 (r1 )∗ H1 (r1 )φ1 (r2 )φ2 (r1 )dr1 dr2 (1.4.19) φ1 (r1 )∗ φ2 (r2 )∗ H1 (r1 )φ1 (r2 )φ2 (r1 )dr1 dr2 (1.4.20) φ1 (r2 )∗ φ2 (r1 )∗ H1 (r1 )φ1 (r1 )φ2 (r2 )dr1 dr2 (1.4.21) H1 sadece r1 ’e bağımlı olduğu için, r2 integralini ayrı hesaplamak mümkündür: 1 ± 2 Z Z ∗ φ2 (r2 ) φ1 (r2 )dr2 φ1 (r1 )∗ H1 (r1 )φ2 (r1 )dr1 ± Z Z 1 φ1 (r2 )∗ φ2 (r2 )dr2 φ2 (r1 )∗ H1 (r1 )φ1 (r1 )dr1 2 (1.4.22) (1.4.23) Dalga fonksiyonlarının ortogonal olması sebebi ile r2 içeren integral sıfır olacaktır. Benzer durum H2 integrali için de geçerli olacak ve çapraz terimler sıfır olacaktır. Bununla birlikte H12 terimi hem r1 hem de r2 ’ye bağlı olduğundan hesaplama aynı biçimde kolay olmayacaktır. Çapraz terimlerin sıfır olmaması dolayısı ile simetri ve antisimetrinin getirdiğ ek terimler sözkonusu olacaktır. Bu terimler değiş-tokuş integralleri olarak bilinirler ve enerjiyi şu şekilde yazmak mümkündür. E = E1 + E2 + E12 ± J. (1.4.24) Burada J değiş-tokuş integrali olarak bilinir. + işareti dalga fonksiyonunun uzaysal olarak simetrik, - işareti ise antisimetrik olduğu duruma karşılık gelmektedir. Değiş-Tokuş “Kuvveti” Bu kısımda değiş-tokuş etkisinin spin etkileşme enerjisini nasıl değiştirdişini inceleyeceşiz. 47 J < 0 olduğunu farzederek başlayalım. ‘Buna göre simetrik uzaysal dalga fonsiyonu en düşük enerjili duruma karşılık gelecektir. Uzaysal ve spin dalga fonksiyonlarının çarpımlarının parçacık değiş-tokuşu altında antisimetrik olması gerekliliğinden dolayı spin dalga fonksiyonunun: |↑1 ↓2 > − |↓1 ↑2 > (1.4.25) şeklinde antisimetrik olacağını söyleyebiliriz. Eğer spinlerden biri, mesela 1, ters çevrilecek olursa oluşacak yeni durum |↓1 ↓2 > − |↑1 ↑2 > (1.4.26) olacaktır. Bu spin dalga fonksiyonu parçacık değiş-tokuşu altında simetriktir. Buna göre toplam dalga fonksiyonu asimetrisini sağlamak için uzaysal dalga fonksiyonunu antisimetrik olmalıdır. Bu ise enerjinin E = E1 + E2 + E12 + J (1.4.27) E = E1 + E2 + E12 − J (1.4.28) değerinden değerine yükseleceği anlamına gelir (J < 0 olduğunu unutmayalım). Fark 2J kadardır. J’nin büyüklüğü eV mertebesindeki elektrostatik etkileşmeler ile belirlendiğinden sistemin bu değiştokuş kuvvetinin üstesinden gelebilmesi için çok fazla miktarda enerjiyi dışardan temin etmesi gerekmektedir. 1.4.3 Heisenberg Modeli Değiş-tokuş etkileşmesi, Curie sıcaklığının yüksek değerlerini açıklamaktadır. Şimdi ise iki spin arasındaki etkileşmenin Hamiltonyenini olabilecek en basit halde yazarak değiş-tokuş etkileşmesini yalın haliyle anlamaya çalışacağız: ~1 · S ~2 H = JS (1.4.29) etkileşme Hamiltonyeni ve ~1 = σx1 x̂ + σy1 ŷ + σz1 ẑ S ~2 = σx2 x̂ + σy2 ŷ + σz2 ẑ S (1.4.30) ile verilmektedir. Burada σlar 2 × 2 Pauli spin matrisleridir. Klasik bakış açısı ile açıkça, J < 0 iken, spinler aynı yöndeyken daha düşük enerjili durum gerçekleşeceği için, sistemin ~1 · S ~2 çarpımını nasıl hesaplayferromanyetik durumu tercih edeceğini söyleyebiliriz. Asıl soru S 48 acağımızdır ? ⊗ sembolü ile gösterilen tensör çarpımını kullanarak A ve B gibi 2 × 2 matrisler için A⊗B = a11 B a12 B a21 B a22 B (1.4.31) yazabiliriz. Ve buna göre ~1 · S ~2 = J [σx1 ⊗ σx2 + σy1 ⊗ σy2 + σz1 ⊗ σz2 ] H = JS (1.4.32) ile H = J 0 1 1 0 0 0 0 0 H = J 0 1 1 0 ⊗ 0 1 1 0 0 1 + 0 0 −i i 0 0 0 ⊗ −1 1 0 0 0 1 + 0 0 0 1 0 0 0 −1 0 0 0 −i i 0 1 0 0 + 0 0 0 0 + 0 −1 0 0 1 0 0 −1 0 0 ⊗ 1 0 1 0 0 = J 0 −1 0 0 1 0 0 0 −1 (1.4.33) 0 0 −1 2 denkleminin çözülmesi yeterli olacaktır. (1.4.35) Bu basit özdeğer probleminin çözümü aşağıdaki özvektörleri verecektir. 0 1 0 0 1 1 0 1 1 0 √ , , √ , 2 2 −1 0 1 0 0 0 0 1 0 2 −1 0 0 0 1 (1.4.34) elde edilir. Bu Hamiltonyenin enerji seviyelerini hesaplak için zamandan bağımsız Schrödinger HΨ = EΨ 0 (1.4.36) 49 Durumların Belirlenmesi Tensör çarpımının bilinen kurallarını kullanarak iki cisim durumunu tek cisim durumu bileşenleri ile yazabiliriz: 0 1 1 0 0 1 1 √ = √ ⊗ − 2 2 0 1 1 −1 0 1 0 = 0 0 0 1 0 0 1 1 1 √ = √ ⊗ + 2 2 0 1 1 1 ⊗ 1 0 1 0 ⊗ ⊗ (1.4.37) 1 0 (1.4.38) 1 (1.4.39) 0 0 0 ⊗ = 0 1 1 1 (1.4.40) 0 0 0 Şu tanımlamaları yaparak 1 0 → k ↑>, 0 1 → k ↓> (1.4.41) spin yukarı ve spin aşağı diyeceğimiz elemanları kullanıp bir singlet (Stoplam = 0) durumunu k ↑↓> −k ↓↑> (1.4.42) olarak yazabiliriz ve üçlü S=1 durumu ise k ↑↑>, k ↑↓> +k ↓↑>, k ↓↓>, olacaktır. (1.4.43) 50 N Parçacık Sistemi N tane moment içeren bir örgü için 2 parçacık problemini H=J X i, j 6= iSi · Sj (1.4.44) Şeklinde genelleyebiliriz. Bunu daha da basitleştirmek amacı ile en yakın komşu etkileşmlerini ele alarak H=J X i, δSi · Si+δ (1.4.45) yazılabilir. Hamiltonyene bir dış manyetik alanın yol açacağı Zeeman terimini de eklersek H= X " X iSi · J # ~ Si+δ − µ ~i · H (1.4.46) δ olur. Si = µi gµB olduğundan H=− X ~ ef f µ ~i · H (1.4.47) i yazabiliriz. Burada etkin alan: Hef f = H − J X Si+δ . gµB (1.4.48) δ Burada en yakın komşular üzerinden yapılan hesaplarda herbir elemanın aynı ortalama katkıyı yapacağını farzedeceğimiz ortalama alan yaklaşımını kullanıyor olacağız. Böylece Hef f = H − Jz Jz < Si+δ >= H − 2 2 M = H + wM gµB g µB (1.4.49) yazabiliriz. Burada w = − g2Jz . Böylece bir Hef f etkin manyetik alanı içerisinde yer alan etkµ2 B ileşmeyen momentleri ele almış olacağız. Benzer uygulama etkileşmeyen momentlerden oluşan paramanyetik malzemelerin bir dış alandaki durumları için de incelenmişti (H → H + wM ). 51 Ferromanyetik Durum (T < TC ) Spin 1/2 için, M = N µ tanh α ve α= (1.4.50) µ(H + wM ) . kB T (1.4.51) H = 0 olduğunu farzedip ikinci mertebeye kadar seri açıldığında M = N µ tanh α ≈ N µ(α − elde edilir ve bu bize M = N µ(M γ − şeklinde yazmayı sağlayacaktır. γ = µw kB T M= 1 Nµ M 3γ3 ) 3 (1.4.52) (1.4.53) olmak üzere sonuç olarak: r elde edilir. γ = α3 ) 3 3 1 (γ − ) γ3 Nµ (1.4.54) olduğunda sıfır manyetik alan altında mıknatıslanma yok olacaktır. Bu ise kritik Curie sıcaklığını verir N µ2 w kB (1.4.55) 1 1/2 3 (1 − ) γ N γµ (1.4.56) TC = TC Civarında Bulduğumuz √ M= ifadesinde yukarıdaki TC tanımının kullanılması ile √ M= olduğu görülür. 3 T 1/2 (1 − ) γ TC (1.4.57) 52 Paramanyetik Durum (T > TC ) Yüksek sıcaklıklarda α << 1, tanh α teriminin seri açılıp ilk teriminin alınması ile M = N µα (1.4.58) yazabiliriz. Bunun 1.4.51 denkleminde yazılması ile kB T M H − 2 Nµ w w (1.4.59) kB T H )=− N µ2 w w (1.4.60) H N µ2 /kB C = H= H kB T T − wN µ2 /kB T − TC w(1 − N µ2 w ) (1.4.61) M= elde edilir. Bu H 6= 0 iken çözülebilir: M (1 − M =− Böylece, χ= C T − TC (1.4.62) bulunur. Bu sonuç Curie yasası ile oldukça benzerdir fakat ferromanyetik değiş-tokuş enerjisi dolayısıyla gelen bir moleküler w alanı ile düzeltilmiştir. Bu Curie-Weiss yasası olarak bilinir. 1.4.4 Band Ferromanyetizması Weiss modeli gereğince ferromanyetik ve paramanyetik durumlar için manyetik momentin değeri aynı ve Bohr manyetonun tam sayı katları olmalıdır fakat deneysel sonuçlar bu biçimde değildir. Birincil olarak bunun sebebi manyetik momente katkı yaparak ferromanyetik oluşu saplayan elektronların örgü üzerinde lokalize olmamalarıdır. Bundan dolayı daha doğru bir model bant yapısı gözönüne alınarak yapılabilir. Bu modelleme için Pauli paramanyetizmasında yapılanın benzeri olarak serbest elektron gazı ele alınabilir. Tek ihtiyacımız olan moleküler alanın etkisini de hesaba dahil etmektir. 53 w=0 1/χ M 1/χ kT/EF Aşağı ve yukarı spinli elektronları sayı yoğunluğu Z N↑/↓ = 0 ∞ D↑/↓ (E)f↑/↓ (E)dE (1.4.63) 3 N E 1/2 4 E 3/2 (1.4.64) ile verilir, burada D↑/↓ (E) = F 54 ve f↑/↓ (E) = 1 . e(E−EF ±µ(H+wM ))/kB T + 1 (1.4.65) M = µ(N↑ − N↓ ), (1.4.66) şeklindedir. Manyetizasyon ile verildiği için manyetizasyon için nonlineer bir denklem elde edilir. Ve dahası integrallerin analitik sonucu yoktur. Bununla birlikte farklı manyetik alan değerleri için mıknatıslanmayı numerik olarak çözebiliriz. w = 0 olduğu durumda Pauli paramanyetizması söz konusu demektir. Bu bize sıcaklık ile neredeyse değişmeyen sabit bir alınganlık değeri verecektir. Moleküler alan dahil olduğunda mıknatıslanma eğrisi aşağılara çekilir. Eğer eğri sıcaklık eksenini keserse kesişim noktası TC Curie sıcaklığını belirleyecektir. Paramanyetik durumda alınganlığın aldığı değerler TC üzerindeki sıcaklıklarda geçerli olur. TC sıcaklığı altında iken ferromanyetizma sözkonusu olur ve bir manyetik alanın yokluğundaki mıknatıslanma hesaplanabilir. SPIN SPIN 1950’lerin başında ilk olarak Stoner tarafından ortaya konan bu modele göre bir ferromanyette bir spin türüne ait enerji bantları tümden kayarak (yani enerji ekseninde ve şekil değiştirmeden kayarak) malzemede spin kutuplaşması ve kalıcı mıknatıslanmayı sağlarlar. Onyıllar sonra yapılan temel ilkelere dayalı hesaplar bu görüşü desteklemiştir. Özellikle Fermi seviyesinin d-bantlarında yeraldığı malzemelerde (Ni, Co, Fe gibi) ferromanyetizma ortaya çıkar. Fermi seviyeleri çok daha yukarıda yer alan Zn ve Cu gibi malzemeler ise ferromanyetik değildir çünkü kayan bu bantlar tamamen doludur. 55 1.5 SPİNTRONİK AYGITLAR Spinin işlevsel olarak kullanımını sağlayacak aygıtların tasarımı temel olarak, spin etkilerinin baskın olarak ortaya konabileceği yeni malzemelerin geliştirilmesi, spin kutuplu akımların oluşturulup manyetik ve elektrik alanlarla kontrol edilebileceği yapıların tasarımını gerektirmektedir. Bu bölümde örnek olarak Datta-Das spin-FET tranzistöründen bahsedilecektir. 1.5.1 Datta-Das spin-FET Ferromanyetik bir malzemede elektronların yukarı ve aşağı spin durumlarındaki dağılımı eşit değildir. Dolayısıyla bir ferromanyet-yarıiletken ekleminden akım geçirdiğimizde yarıiletkene giren elektronlar spin kutuplu olacaktır. Yarıiletken içinde spin durumlarının korunum süreleri yeterince uzun ise diğer uca taşınan elektronlar hala çoğunlukla belli bir spin durumunda olacaktır. Yarıiletkenin diğer ucuna da bir ferromanyetik malzeme eklediğimizde, elektronların yarıiletkenden ferromanyetik elektroda geçişleri ferromanyetiğin mıknatıslanma yönüyle uyumlu olmaları durumunda çok daha kolay olacaktır. Böylece FM-Yİ-FM şeklindeki bir yapının elektriksel direncinin FM tabakalar aynı mıknatıslanma yönünene sahipse düşük, ters mıknatıslanma yönüne sahiplerse yüksek olacağı tahmin edilebilir. ’Dev manyetodirenç’ (GMR) etkisi denilen bu özellik spintroniğin günümüzde kazandığı önem ve yaygınlığının temelinde 56 yatan en önemli bulgudur. Nitekim 2007 yılı fizik Nobel ödülü bu etkiyi ilk olarak keşfeden Albert Fert ve Peter Grünberg’e verilmiştir. 1990 yılında Datta ve Das tarafından bir spin tranzistörü modeli önerilmiştir. Şekilde görüldüğü gibi iki ferromanyetik elektrot arasına yerleştirilmiş bir yarıiletken üzerinden geçen akım elektronların spin özelliğini kullanarak ve uygulanan bir kapı potansiyeli ile açılıp kapanabilmektedir. Önerilen modelin çalışma ilkesi aynı yönde mıknatıslanmış ferromanyetik tabakaların birinden yarıiletkene belli bir spin durumunda giren elektronların, uygulanan elektrik alan altında yarıiletken boyunca hareket ederken diğer ferromanyetik tabakaya varıncaya kadar spin durumlarını döndürerek FM tabakaya geçişlerini engellemek üzerine kurulmuştur. Bu durum tranzistörün kapalı haline denk gelmektedir. Kapı potansiyel farkı uygulanmadığında, yani elektrik alan kapatıldığında ise giren ve çıkan elektronların spin durumları değişmediğinden daha yüksek bir akım geçecektir. Bu ise tranzistörün açık halidir. Elektron spinlerinin elektrik alan altında yarıiletkenden geçerken nasıl etkilendiklerini anlamak için 1960 yılında Rashba tarafından önerilen spin-yörünge etkileşmesini incelemeliyiz. 57 1.5.2 Spin-Yörünge Etkileşmeleri Bir atomun yörüngesinde bulunan elektron çekirdeğin oluşturduğu elektrik alan altında hareket etmektedir. Bu durum elektronun referans sisteminden bakıldığında sanki çekirdek elektronun etrafında dönüyormuş olacağından elektronun bulunduğu noktada bir etkin manyetik alan oluşturacaktır. Probleme Bohr modeli çerçevesinde yaklaşacak olursak, elektronun hissedeceği manyetik alan E= µ0 I 2r (1.5.1) olacaktır. Burada r elektronun çekirdeğe uzaklığı, I ise göreli olarak dönen çekirdeğin oluşturduğu dairesel akımdır. Akımı birim zamanda geçen yük olarak yazarsak I= dQ Ze = dt 2πr/v (1.5.2) µ0 Zev 4πr2 (1.5.3) bulunur. Buna göre manyetik alan B= yazılabilir. Yörüngesel açısal momentumun olduğunun kullanılması ile L = mvr (1.5.4) ~ ~ = µ0 ZeL B 4πmr3 (1.5.5) elde edilir. Elektronun spin manyetik momenti bu manyetik alan ile etkileşecektir. Bu noktada spin manyetik momentini yazacak olursak µB ~ S. ~ (1.5.6) ~ Hs-o = −~ µs · B (1.5.7) µ ~ s = −g Buna göre spin yörünge etkileşme enerjisi 58 olur ve bunun ~ ~ ·L S r3 (1.5.8) ile orantılı olduğu açıktır. Bilinen bazı bağıntıları kullanarak Hs-o terimini elektrik alan cinsinden yazmak mümkündür. Etkin manyetik alanın µ0 Zev 4πr2 (1.5.9) 1 ²0 µ0 (1.5.10) Ze v 4π²0 r2 c2 (1.5.11) B= olduğunu ve ışık hızının c2 = ile verildiğini kullanarak B= ~ olduğundan elde edebiliriz. Bu ifadede birinci kesir |E| ~ ~ ~ = − ~v × E = − p~ × E B 2 2 c mc (1.5.12) e ~ ve dolayısıyla µ ~ = ~ ~σ , µ ~ = − 2m gS ~ = −µB ~σ eşitliklerinin kullanılması formunda yazılabilir. S 2 ile görelilik etkisi ile paydaya gelen fazladan bir 2 terimi ile birlikte ~ = µB ~σ · (E ~ × p~) Hs-o = −~ µ·B 2mc2 (1.5.13) sonucuna ulaşılabilir. Sonuç olarak Rashba spin-yörünge etkileşme terimi b bir sabit olmak üzere b ~ Hs-o = − (E × p~) · ~σ ~ (1.5.14) şeklindedir. 2 Boyutlu Elektron Gazında Rashba Etkisi Bir katı içerisinde haraket eden elektronun bu biçimde bir etkileşmeye uğraması sonucu manyetik alan yokluğunda bile spin yarılmaları meydana gelecektir. Datta-Das tranzistörüne dönecek olursak, ince bir film şeklindeki yarıiletken tabakada elektronlar iki boyutlu bir elektron ~ = E ẑ elektrik alanı altında p~ mogazı oluştururlar. Elektron gazını x − y düzleminde seçerek E ~ × p~) · ~σ Rashba etkileşmesinin mentumuna sahip elektronun dinamiğine baktığımızda Hs-o ∼ (E 59 formu ~ × p~ = E(px ŷ − py x̂) E (1.5.15) ~ × p~) · ~σ = E(p ~ x σy − py σx ) = E(~ (E p × ~σ )z (1.5.16) ve olduğundan, α Rashba parametresi olmak üzere spin yörünge etkileşme enerjisini Hs−o = − α(E) (~ p × ~σ )z ~ (1.5.17) şeklinde ifade edebiliriz. Burada etkileşmenin şiddetinin elektrik alanla kontrol edilebileceği açıkça görülmektedir. 1 Boyutlu Elektron Gazında Rashba Etkisi Elektrik alan altında spin durumlarının hareketini açıkça görebilmek için bir boyutta Rashba ~ = Ey ŷ. Hamiltonyen: spin yörünge etkileşmesini inceleyelim. Elektrik y yönünde olsun, E H= p2 b ~ − (E × p~) · ~σ . 2m ~ (1.5.18) d Bir boyutta p~ = (−i~ dx )x̂ olduğundan H=− b ~2 d2 − 2m dx2 ~ Daha açık yazacak olursak H=− µ ¶ ~ × (−i~ d )x̂ · ~σ . E dx (1.5.19) ~2 d2 d − ibEy σz 2m dx2 dx (1.5.20) denklemine ulaırız. Burada biliyoruz ki σz = 1 0 0 −1 . (1.5.21) Hamiltonyende birinci terimin 2 × 2 birim matrisiyle çarpıldığını bilerek, matris formunda H= elde edilir. 2 2 d ~ d − 2m dx2 − ibEy dx 0 0 ~ d d − 2m dx2 + ibEy dx 2 2 . (1.5.22) 60 Buna göre dalga fonksiyonunun uzaysal kısmı olarak 1 ψk (x) = √ eikx L (1.5.23) seçildiğinde yukarı ve aşağı spin durumları 1 1 ψ↑,k = √ eikx , L 0 0 1 ψ↓,k = √ eikx L 1 (1.5.24) olacaktır. Buna göre enerji özdeğerleri Es,k = hψs,k |H|ψs,k i ise E↑,k = ~2 k 2 ~2 2 + bEy k = (k + 2kR k), 2m 2m kR = bEy m ~2 (1.5.25) ve aşağı spinler için enerji benzer şekilde E↓,k = ~2 2 (k − 2kR k) 2m (1.5.26) olarak elde edilecektir. Bu sonuç spin-yörünge etkileşmeleri dolayısı ile spin dejenereliğinin ortadan kalkacağını açıkça göstermektedir. YARIİLETKEN FİZİǦİNDE TEMEL YÖNTEMLER - I Mauro F. PEREIRA SHEFFIELD HALLAM UNIVERSITY DERS ASİSTANI : Ümit KELEŞ (Bilkent Üniversitesi) DERS NOTU ASİSTANI : Ebru BAKIR (Gaziantep Üniversitesi) 61 BÖLÜM İKİ YARIİLETKEN FİZİǦİNDE TEMEL YÖNTEMLER - I 2.1 MADDE VE RADYASYON ETKİLEŞMESİ 2.1.1 Klasik Optik Salınım Modeli Optiksel Alınganlık Elektriksel alan etkisiyle -e yüklü bir parçacık denge konumundan x kadar yerdeǧiştirdiǧinde oluşan elektriksel dipol moment ve mikroskopik polarizasyonu aşaǧıdaki gibi yazabiliriz. + E ……. d Şekil 2.1: Doǧrusal polarize olmuş elektriksel alanın dielektrik malzemenin makroskobik polar- izasyonu etkilemesi d = ex. P=( P N ex )=( ) = n0 ex L3 V (2.1.1) (2.1.2) Burada V = L3 hacmi, n0 ise elektron yoǧunluǧunu temsil etmektedir. -e yüklü parçacıǧın salınım denklemi, sönümlü salınıcı için kullanılan Newton denklemi yardımı ile şöyle yazılabilir; m0 d2 x dx + 2m0 γ + m0 ω02 x = −eε(t). dt2 dt (2.1.3) Bu ifadede γ, m0 ve ω0 sönüm katsayını,kütle ve rezonans frekansını göstermektedir. Genellikle elektriksel alanı komplex bir alan olarak düşünüp, fiziksel sonuç hesaplandıǧında gerçel 62 63 kısmını almak uygundur. Ansatz yerdeǧiştirme ile elektriksel alanın gerçel kısmı alındıǧında; x = x0 eiωt ε = ε0 cos ωt → ε0 eiωt (2.1.4) ve denklem (2.1.4), denklem (2.1.3)’de yerine yazıldıǧında aşaǧıdaki eşitlik kolayca elde edilebilir. m0 (−ω 2 + 2iγω + ω02 )x0 = −eε0 (2.1.5) Denklem (2.1.5) x0 için çözülür ve polarizasyon denkleminde kullanılır ise, µ x0 = −eε0 /m ω02 − ω 2 + 2iγω µ P = n0 ex0 = ¶ , −e2 ε0 /m 2 ω0 − ω 2 + 2iγω ¶ n0 . (2.1.6) P(ω) = x(ω)ε(ω) (2.1.7) Etkin rezonans frekansı ω002 = ω02 − γ 2 , denklemini kullanarak denklem (2.1.6) eşitliǧinin paydasını rezonans ve rezonans olmayan titreşim terimlerine ayırır isek, 1 2ω00 1 . − = 2 02 0 0 ω − ω + iγ ω − ω − iγ ω − ω0 + 2iγω − γ 2 Bu eşitlik denklem (2.1.7) ile karşılaştırıldıǧında optiksel alınganlık aşaǧıdaki gibi bulunur, − x(ω) = 2ω00 −n0 e2 = 02 2 2 ω − ω0 + 2iγω − γ 2m0 ω002 2 Optiksel alınganlıǧı, plasma frekansı ωp` = 2 ωp` x(ω) = 8ω002 µ µ 4πn0 e2 m0 , 1 1 − ω − ω00 + iγ ω + ω00 + iγ ¶ . (2.1.8) ile tekrar yazarsak, 1 1 − 0 ω − ω0 + iγ ω + ω00 + iγ ¶ elde edilir. Etkin frekansla deǧişen alınganlık, ω = −iγ ± ω00 noktasında tekil olur. Bu ilişki sadece biçimsel olarak kompleks frekans, ω = ω 0 + iω 00 , ile saǧlanabilir. Denklem (2.1.8) den görülebildiǧi gibi, x(ω) alt yarı kompleks frekans düzleminde kutupludur, örneǧin ω 00 < 0 için. Ancak tüm üst yarı düzlemde gerçel fonksiyondur. Alınganlıǧın bu özelliǧi nedensellik ilkesi ile 64 ilişkilendirelebilir. Nedensellik t anındaki polarizasyonun, P(t), sadece daha önceki zamanda uygulanmış, ε(t − τ ) alanından etkilendiǧini söyler, örneǧin τ ≥ 0. Alanla, polarizasyon arasındaki en genel doǧrusal ilişki denklemi aşaǧıdaki gibi gösterilir, Z t dt0 χ(t, t0 )ε(t0 ) . P(t) = (2.1.9) −∞ Burada P(t) ve ε(t − τ ) gerçel deǧerlerdir, dolayısıyla χ(t)’de gerçeldir. Cevap fonksiyonu χ(t, t0 ) sistemin önceki zamanlarda uygulanmış alanların oluşturduǧu etkilerin hafızasını tanımlar. Nedensellik ilkesi gelecek zamanda uygulanacak ε(t0 ) alanının, t anındaki polarizasyon P(t)’ye etki edemeyeceǧini söyler. Aşaǧıdaki gibi yeni zaman deǧişkenleri tanımlayalım. T= t + t0 and τ = t − t0 2 (2.1.10) Eǧer sistem dengede ise hafıza fonksiyonu χ(T, τ ) sadece zaman farkı τ 0 ’ya baǧlı olur ve polarizasyon aşaǧıdaki gibi yazılır. Z Z t 0 P(t) = 0 ∞ 0 dt χ(t − t )ε(t ) = −∞ dτ χ(τ )ε(t − τ ). (2.1.11) 0 Fourier dönüşümü ile bu denklem daha basit yazılabilir; Z ∞ f (ω) = Z dtf (t)eiωt ∞ , f (t) = −∞ −∞ Z Z ∞ ∞ dt P(ω) = Z Z ∞ dt −∞ Z ∞ = 0 dτ χ(τ )ε(t − τ )eiωτ , 0 −∞ = dω f (ω)e−iωt 2π ∞ dτ χ(τ )ε(t − τ )eiω(t−τ )e iωτ , 0 Z dτ χ(τ )eiωτ ∞ −∞ dtε(t − τ )eiω(t−τ ) . (2.1.12) 65 Nedensellik gereǧi τ < o, χ(τ ) < 0 Z χ(ω) = ∞ dτ χ(τ )eiωτ , 0 P(ω) = χ(ω)ε(ω). Yine P(t) ve ε(t) gerçel olduǧu için χ(t)’de gerçeldir. χ∗ (t) = χ(t) Z Z ∞ ∗ dωχ (ω)e iωt −∞ Z ∞ = Z ∞ dωχ(ω)e−iωt , −∞ dωχ∗ (−ω)e−iωt = −∞ ∞ dωχ(ω)e−iωt , −∞ χ∗ (ω) = χ(ω) , χ0 ( − ω) − iχ00 (−ω) = χ(ω) + iχ00 (ω). ve χ0 (−ω) = χ0 (ω) −χ00 (−ω) = χ00 (ω) ω 00 ≥ 0 durumunda χ(ω) analitik bir fonksiyondur, ve τ → 0 durumunda da e−iω 00 τ integral- lenen fonksiyonu sıfıra gitmesi için zorlar. χ(ν) gerçel frekanslar için analitiktir, Cauchy ilişkisi kullanılarak tekrar yazıldıǧında Z ∞ χ(ω) = −∞ dν χ(ν) , 2πi ν − ω − iδ (2.1.13) δ pozitif ve ölçülemeyecek kadar küçük (infinitesimal) bir sayıdır. İntegral, Dirac identity kullanılarak çözülebilir. lim δ→0 Z ∞ χ(ω) = P −∞ 1 1 = P + iπδ(ω), ω − iδ ω π dν χ(ν) + 2πi ν − ω 2π Z ∞ dνδ(ν − ω)χ(ν), −∞ 66 Z ∞ dν χ(ν) (−i). π ν−ω χ(ω) = P −∞ Gerçel ve sanal kısımlar eşitlendiǧinde; Z 0 ∞ χ (ω) = P −∞ Z 00 dν χ00 (ν) , π ν−ω ∞ χ (ω) = −P −∞ dν χ0 (ν) . π ν−ω (2.1.14) İntegrali iki kısma ayırır isek, Z 0 0 dν χ00 (ν) +P π ν−ω χ (ω) = P −∞ Z 0 ∞ dν χ00 (ν) π ν−ω ve χ00 (ω) = −χ00 (−ω) ilişkisi kullanıldıǧında aşaǧıdaki eşitlikler bulunur, Z Z ∞ −dν χ00 (−ν) dν χ00 (ν) P =P π ν+ω −∞ π −ν − ω 0 µ ¶ Z ∞ 1 1 dν 00 χ (ν) + . χ0 (ω) = P π ν−ω ν+ω 0 0 Z 0 χ (ω) = P 0 ∞ dν 00 χ (ν) π µ 2ν ν 2 − ω2 ¶ (2.1.15) Bu eşitlik Kramers-Kronig baǧıntı olarak adlandırılır. Eǧer tüm pozitif frekans deǧerlerinde sanal kısım biliniyor ise, χ(ω)’nın gerçel kısmıhesaplanabilir. Soǧurma ve Kırılma Yerdeǧiştirme alanıD(ω), polarizasyon P(ω) ve elektrik alanı ε(ω) ile aşaǧıdaki gibi ifade edilebilir. D(ω) = ε(ω) + 4πP(ω) = [1 + 4πχ(ω)]ε(ω) = ²(ω)ε(ω) (2.1.16) 67 Optiksel dielektrik fonksiyonu ²(ω)’da optiksel alınganlıktan elde edilebilir, 2 ωp` ²(ω) = 1 + 4πχ(ω) = 1 − 2ω00 µ 1 1 − 0 ω − ω0 + iγ ω + ω00 + iγ ¶ . (2.1.17) ωp` , elektron plazmasında ortalama yoǧunluǧu n0 olan plazma frekansıdır. 2 ωp` = 4πn0 e2 m0 (2.1.18) Basitleştirme: Sadece ”Rotating Wave” yaklaşımını, ω0 À γ ve dolayısıyla da ω00 ' ω0 alalım. ²0 (ω) = 1 − ²00 (ω) = 2 ωp` ω − ω0 0 2ω0 (ω − ω0 )2 + γ 2 2 ωp` 2γ 2ω00 (ω − ω0 )2 + γ 2 (2.1.19) (2.1.20) Optiksel Dielektrik Fonksiyonunun Taşıdıǧı Fiziksel Bilgiler: Dielektrik Ortamda Yayılan Işın Demeti ~ ~ = 1 ∂D ∇×B c ∂t (2.1.21) ~ 1 ∂B c ∂t (2.1.22) ∇ × ~ε = − ~ = H(µ ~ = 1) optik frekanslarda, B 2~ ~ =−1 ∂ D ∇ × ∇ × ~ε = −∇ × H c2 ∂t2 ~ = 0 olur. ∇ × ∇ × = ∇(∇ · ) − ∆ baǧıntısını ile enlemsel elektrik alanı ∇ · E ∆ε(r, t) − ~ t) 1 ∂ 2 D(r, =0 2 c ∂t2 ⇓ (2.1.23) 68 F ourier T ransf ormu ∆ε(r, ω) + ω2 0 ω 2 00 ² (ω)ε(r, ω) + i ² (ω)ε(r, ω) = 0 c2 c2 (2.1.24) k(ω) dalga sayısıyla yayılan düzlem dalgaları ve z yönündeki sönümlenme (extinction) katsayısı κ(ω) için şunları elde edebiliriz: ε(r, ω) = ε0 (ω)ei[k(ω)+iκ(ω)]z [k(ω) + iκ(ω)]2 = ω2 0 [² (ω) + i²(r, ω)] c2 (2.1.25) Bu denklemin gerçel ve sanal kısımları eşitlendiǧinde: k(ω)2 + κ(ω)2 = 2κ(ω)k(ω) = ω2 0 ² (ω), c2 ω 2 00 ² (ω), c2 elde edilir. Kırılma İndisi n(ω): Ortamdaki dalga sayısı k(ω)’nın, vakum dalga sayısı k0 = ω/c’ye olan oranıdır. ω c (2.1.26) α(ω) = 2κ(ω) (2.1.27) k(ω) = n(ω) Soǧurma Katsayısı: Soǧurma katsayısı gerçek uzayda yoǧunluǧun azalmasını belirler. I ∝ |ε|2 = |ε0 |2 e−αz 1/α → yoǧunluǧun e−1 kadar azaldıǧı mesafedir. 69 ω2 0 ω 2 2 α2 = n − ² (ω) c2 4 c2 ω α ω2 2 n = 2 ²00 (ω) c 2 c α= n2 − ω ²00 c n c2 ω 2 ²002 = ²0 ω 2 4c2 ω 2 n4 − ²002 − n2 ²0 = 0 Kırılma indisi, r n= 1 0 p 02 [² + ² + ²]. 2 (2.1.28) ω 00 ² (ω). n(ω)c (2.1.29) Soǧurma katsayısı, α(ω) = Yarıiletkenler İçin Tipik Yaklaşımlar: ²00 (ω) ¿ ²(ω) nb −→ nortam(background) ve n(ω) = α(ω) = ω²00 (ω) 4πω = χ(ω) nb c nb c p ²0 (ω) (2.1.30) χ = χb + δχ0 n = (²b + 4πδχ0 ) n ∼ nb + 2π 0 δχ nb (2.1.31) 70 2.1.2 Yarı Klasik Teori ∂ ψ = Hψ ∂t 1³ e ´2 e 2 H= p− A + 2 c 2r i~ ~ ve A’nın ~ E ışıǧın yayılma yönüne dik olduǧunu kabul edelim. Coulomb ayarını (enlemsel ayar) ~ ·A ~ = 0 olur ve enlemsel klasik elektrik alan şöyle yazılabilir, alırsak ∆ ~ = − 1 ∂A . E c ∂t Daha sonra elektrik dipole yaklaşımı ile alanın zamana baǧlı olduǧunu ve ortam içinde fazla deǧişmediǧini kabul edelim. A(r, t) ' A(0, t) Şimdi birimsel (Unitary) bir operatör olan dönüştürme (Translational) operatörünü işlemlerimize dahil ederek momentum p’yi e c A(0, t)’ye çevireceǧiz. e r T = e−i c ~ A , ve dönüştürme operatörü birimsel bir operatör olduǧundan TT† = I |ψ 0 >= T |ψ > i~ i~ i~T −→ |ψ >= T † |ψ 0 > ∂ |ψ >= H|ψ > ∂t ∂ † 0 (T |ψ >) = HT † |ψ 0 > ∂t ∂ † 0 (T |ψ >) = T HT † |ψ 0 > ∂t µ ∂T † ¶ † ∂ i~ T +T T |ψ 0 >= T HT † |ψ 0 > |{z} ∂t ∂t I | {z } m 71 ∂ ∂T † ∂T TT† = 0 = T + T† ∂t ∂t ∂t ∂T − ∂t} | {z i~( T† + ∂ )|ψ 0 > ∂t kolayca hesaplanabilir e r T = e−i c ~ A ⇒ i~ ∂T er ∂A =− = erE ∂t c ∂t µ ¶ ∂ † 0 −erE + i~ |ψ 0 >= T HT | {z } |ψ > ∂t ⇓ 2 e ie r A 1 p − A + V e c ~ 2m |{z} c ⇓ " 1 2m # µ ¶2 e r ∂ e −i~ − A + V ei c ~ A ∂r c Momentum operatörü, dönüşüm operatörüne uygulanarak şu sonuç elde edilebilir, µ ¶ e r ∂ e e e −i~ − A ei c ~ A = T † A|ψ 0 > +T † p|ψ 0 > −T † A|ψ 0 >= T † p|ψ 0 > ∂r c c c ¶ µ e ∂ − A T † p|ψ 0 >= T † p2 |ψ 0 > −i~ ∂r c T (HT † |ψ 0 >) = T T † p2 |ψ 0 >= p2 |ψ 0 > ve denklem (2.1.32)’te yerine koyulursa, µ ¶ µ 2 ¶ ∂ p |ψ 0 >= + Vc |ψ 0 > ∂t 2m 2 ∂ 0 p i~ |ψ >= + Vc − |{z} er E |ψ 0 > ∂t 2m d | {z } erE + i~ H0 (2.1.32) 72 d:dipole moment H0 = i~ 2.1.3 p2 + Vc − dE 2m (2.1.33) ∂ |ψ >= H|ψ > ∂t (2.1.34) İkinci Kuantizasyon Yarı klasik hamiltonyeni yazılır ise, Hˆsc = Ĥo + ĤI Ĥo = (2.1.35) p2 +V 2m ĤI = −erE Schrödinger denklemini klasik dalga denklemi olarak düşündüǧümüzde, i~ ∂ψ − Hˆsc ψ = 0, ∂t ve ψ ve ψ ∗ ifadelerini baǧımsız deǧişkenler olarak kabul edersek, Lagrange denklemini şöyle yazabiliriz; µ ¶ ∂ψ ˆ L = ψ i~ − Hsc ψ . ∂t ∗ (2.1.36) X ∂ δL ∂ δL δL =− ∗ − ∗ = 0 ∂ψ δψ ∂t δ ∂t ∂xi δ ∂ψ ∂x i ψ ∗ , t’den baǧımsız ve xi ile deǧişmediǧinden Lagrange denkleminin ψ ∗ ’a göre deǧişimi sıfır olur. ∂ψ δL = −i~ − Hˆsc ψ = 0 δψ ∗ ∂t Π= δL = i~ψ ∗ δ ∂ψ ∂t Hamiltonyen Yoǧunluǧu h=Π h = i~ψ ∗ ∂ψ −L ∂t ∂ψ ∂ψ − ψ ∗ i~ + ψ ∗ Hˆsc ψ ∂t ∂t 73 1 ΠHˆsc ψ. i~ h= (2.1.37) Fermiyonlar İçin İkinci Kuantizasyon [ψ̂, ψ̂]+ = [ψ̂ † , ψ̂ † ] = 0 (2.1.38) [ψ̂(r, t), Π̂(r0 , t)]+ = i~δ(r-r0 ) [ψ(rˆ0 , t), ψ̂(r0 , t)] = δ(r-r0 ) 1 Π̂(r)Hˆsc ψ(r) = ψ † (r)Hˆsc ψ(r) i~ Z Z Ĥ = ĥd3 r = ψ † (r)Hˆsc ψ(r)d3 r ĥ = İki parçacık durumu için; Z Ĥ = 1 d rψ (r)Hˆsc ψ(r) + 2 3 Z † d3 rd3 r0 ψ † (r0 )ψ † (r)V (r,r0 )ψ(r0 )ψ(r) . Ĥsc = Ĥo + ĤI Alan operatörlerini genişletirsek dalga fonksiyonları şöyle yazılabilir; ψ(r) = X ank0 φnk0 (r) (2.1.39) nk0 ψ † (r) = X a†lk φ†lk (r). (2.1.40) lk Z ~ d3 rψ † (r)(−erE)ψ(r) ĤI = ĤI = − X l,n,k,k0 Z d3 rφ†lk (r)erφnk0 (r) {z } | dl,n,k,k0 ∼dln (k) (sadece direk gecisler) ~ a† ank0 E lk 74 ĤI = − X ~ ln (k)a† ank0 Ed lk l,n,k • Bu kısımda serbest taşıyıcılar için hamiltonyeni bulmaya çalışılacaktır. p2 + Vo 2m Ho = (2.1.39) ve (2.1.40) denklemleri kullanalılarak Ĥo = ψ † (r’)Ho ψ(r’), Ĥo = − Z X a†lk ank0 l,n,k,k0 d3 rφ†lk (r’)Ho φnk0 (r’) . {z } | Enk0 δln (k)δkk0 Direk geçişlerde k = k 0 ve l = n koşulları varsayıldıǧında, Ho = X Enk a†lk ank0 n,k, olarak elde edilir. • Coulomb etkileşim teriminin çözülmesi ise biraz güçtür, ψ † (r)ψ † (r’)V (r − r0 )ψ(r)ψ(r’)d3 rd3 r0 bu ifadede r ve r’ için dalga fonksiyonlarını aşaǧıdaki gibi kullanaım, † ψlk = 1 X a†nk1 φ†nk1 , nk1 † ψlk = 2 X lk2 a†lk2 φ†lk2 , (2.1.41) 75 ψmk3 = X amk3 φmk3 , mk3 ψpk4 = X apk4 φpk4 . pk4 X Z φ†nk1 (r)φ†lk2 (r’)V (r − r0 )φmk3 (r’)φpk4 (r)a†nk1 a†lk2 amk3 apk4 d3 rd3 r0 l,n,m,p,k1,k2,k3,k4 X V ... n l m p k1 k2 k3 k4 a† a† amk3 apk4 nk1 lk2 Bu toplam ifadesi neredeyse her bilgiyi içerdiǧinden ve hesaplanması çok zor olduǧundan bazı yaklaşımlar kullanmamız gerekmektedir. Bunlardan birisi sadece bir elektron ve bir boşluk için problemi sınırlandırmaktır. Dolayısı ile artık elektron ve boşluk (deşik) için oluşturma ve yoketme operatörlerini işlemlerimizde dahil etmemiz gerekmektedir. Şekil 2.2: Bandlar arasıyarı-İletken optiǧi, elektron ve boşluk (deşik oluşumu) Elektron oluşturma operatörü, a†c = âe = α, ve boşluk oluşturma operatörü, † a†vk = β−k 76 yazıldıǧında toplam Hamiltonyenimiz; H = X † [Eek αk† 0 αk0 + Ehk β−k 0 β−k 0 ] k0 − X † ∗ ε(t)[dcv αk† 0 β−k 0 + dcv β−k 0 αk 0 ] k0 + 1 X † † † Vq [αk+q αk† 0 −q αk0 αk + βk+q βk†0 −q βk0 βk − 2αk+q βk†0 −q βk0 αk ] 2 0 k,k q6=0 Bu denklemdeki ilk ifade, iletim bandındaki elektronun ve valans bandında bulunan boşluǧun enerjilerini içermektedir. Momentum baǧımlılıǧını ihmal edilmiştir. İkinci ifade elektriksel alan etkileşmesidir ve bu durumda iki durum sözkonusudur ya absorplama gerçekleşecek sonucunda elektron-boşluk oluşacak yada ışık oluşacak ve elektron-boşluk birleşerek birbirini yok edecektir. Son ifade ise coulomb etkileşmesidir. Tipik olarak bir yarı iletken 1 eV civarında yasak enerji aralıǧına sahiptir, Coulomb etkileşmesi ise her olası durum gözönünde bulundurulduǧunda meV mertebesindedir yani oldukça küçüktür. Bu ifadedeki oluşturma ve yoketme operatörleri, toplam taşıyıcı sayısını deǧiştirmez sadece momentum ve enerjiyi elektronlar veya boşluklar arasında tekrar daǧıtır. Elektron ve boşlukların yoǧunluklarını ve polarizasyonu operatörlerle yazarsak; nek = hαk† αk i (2.1.42) † nhk = hβ−k β−k i (2.1.43) Pk = hβ−k αk i (2.1.44) ve bu ifadeleri kullanarak elektronlar ve boşluklar için tüm hareket denklemlerini elde edebiliriz. Elde edilen hamiltonyen kullanılarak elektron ve boşlukların yoǧunlukları ve polarizasyon elde edilebilir. Kuantum mekaniǧinde bütün operatörler zamandan baǧımsız olduǧu için ilk olarak hamiltonyeni de zamandan baǧımsız yazmaya çalışacaǧız. i~ ∂ |ψ(t)i = Hψ(t) ∂t |ψ(t)i = exp −iHt |ψo i ~ 77 Polarizasyonu elde etmek için toplam hamiltonyeni, serbest taşıyıcıhamiltonyeni Ho elektriksel alan etkileşmesi hamiltonyeni HI ve coulomb etkileşmesi hamiltonyeni Hc toplamı şeklinde yazabiliriz, i~ ∂Pk = [Pk , H] = [Pk , Ho + HI + Hc ]. ∂t Bu ifadedeki polarizasyonun hamiltonyen ile komutasyonunu inceleyelim. İlk olarak serbest taşıyıcıhamiltonyeninin polarizasyonla komutasyonu bakarsak, [Pk , Ho ] = [β−k αk , X † [Eek αk† 0 αk0 + Ehk β−k 0 β−k 0 ]] k0 ve buradan gelecek terimleri tek tek incelersek, [β−k αk , αk† 0 αk0 ] = β−k αk αk† 0 αk0 − αk† 0 αk0 β−k αk {z } | −β−k αk† 0 αk0 αk = −β−k αk† 0 αk αk0 | {z } [αk , αk† 0 ] = αk , αk† 0 − αk† 0 αk = δkk0 [β−k αk , αk† 0 αk0 ] = β−k αk αk† 0 αk0 − β−k (−δkk0 + αk , αk† 0 )αk0 k=k’ [β−k αk , αk† 0 αk0 ] = β−k αk † † † [β−k αk , β−k 0 β−k 0 ] = β−k αk β−k 0 β−k 0 − β−k 0 β−k 0 β−k αk | {z } † αk β−k0 β−k β−k0 | {z } † † † [β−k , β−k 0 ] = β−k β−k 0 − β−k 0 β−k = δkk 0 † † † [β−k αk , β−k 0 β−k 0 ] = β−k αk β−k 0 β−k 0 − αk (β−k β−k 0 − δkk 0 )β−k (2.1.45) 78 k=k’ † [β−k αk , β−k 0 β−k 0 ] = β−k αk (2.1.46) [Pk , Ho ] = (Eek + Ehk )Pk (2.1.47) elde edilir. İkinci olarak hamiltonyenin ikinci ifadesi olarak yazdıǧımız elektriksel alan etkileşmesi hamiltonyeninin polarizasyonla komutasyonu bakalım, i~ ∂Pk = [Pk , HI ] ∂t dipole k dan baǧımsız olduǧundan; HI = −ε(t)dcv X † αk† 0 β−k 0 + h1 k0 [Pk , HI ] = [β−k αk , −ε(t)dcv X † αk† 0 β−k 0 + h1 ] k0 yine buradan gelecek terimleri tek tek incelersek, † [β−k αk , αk† 0 β−k 0] = † † β−k αk αk† 0 β−k 0 − αk 0 † αk β−k 0 β−k | {z } † β−k β−k 0 −δkk0 = † † † β−k αk αk† 0 β−k αk† 0 β−k β−k 0 + αk 0 δkk 0 αk − 0 αk {z } | † † β−k αk0 αk β−k0 | {z } † αk α 0 −δ kk0 k = † αk† 0 αk + β−k β−k 0 † [Pk , HI ] = ε(t)dcv (1 − αk† 0 αk − β−k β−k 0) (2.1.48) 79 (2.1.42) ve (2.1.43) denklemlerini hatırlar isek, i~ ∂Pk = [Pk , H] = (Eek + Ehk )Pk + dcv ε(t)(1 − nek − nhk ) ∂t ε(t) = ε(ω)eiωt (2.1.49) (2.1.50) hP (k)i = P(k) P (t) = P (ω)eiωt (2.1.51) Bu ifadeleri (2.1.49)’da yerine koyduǧumuzda polarizasyon ve alınganlık aşaǧıdaki gibi elde edilir, ~ωP (ω) = (Eek + Ehk )ωP (ω) + dcv ε(ω)(1 − nek − nhk ), χ(ω) = P (ω) dcv (1 − nek − nhk ) = . ε(ω) ω − Eek − Ehk + iδ (2.1.52) Tam polarizasyon durumunda; X d2 (1 − nek − nhk ) cv χ(ω) = ω − Eek − Ehk + iδ (2.1.53) k Alt-Bandlar Arası Yarı-İletken Optiǧi 2 Band Modeli, Serbest Taşıyıcılar H = Ho + HI Bandların aşaǧıdaki şekilde olduǧu gibi parabolik olduklarını kabul edersek enerjilerini şöyle yazabiliriz, a†k0 −→ a bandında elektron oluşturur 80 Şekil 2.3: Alt-bandlar arası yarı-İletken optiǧi 2 Band Modeli b†k0 −→ b bandında elektron oluşturur Ho = X ²a = ~2 k 2 + Ea , 2me (2.1.54) ²b = ~2 k 2 + Eb . 2me (2.1.55) (²a (k 0 )a†k0 ak0 + ²b (k 0 )b†k0 bk0 ) k0 HI = − X ε(t)(dab a†k0 bk0 + d∗ab b†k0 ak0 ) k0 na (k) = ha†k ak i (2.1.56) nb (k) = hb†k bk i (2.1.57) Pk = hb†k ak i (2.1.58) i~ ∂Pk = [Pk , H] ∂t 81 Serbest taşıyıcı hamiltonyeninden Ho ’dan gelecek terimler tek tek incelenir ise; [b†k ak , a†k0 ak0 ] = b†k ak a†k0 | {z } ak0 − a†k0 ak0 b†k ak = δkk 0 b†k ak0 δkk0 +a†k0 ak [b†k ak , b†k0 bk0 ] = −δkk 0 b†k0 ak [Pk , Ho ] = X (²a (k 0 )δkk 0 b†k ak0 − ²b (k 0 )δkk 0 b†k0 ak k0 k = k0 [Pk , Ho ] = (²a (k) − ²b (k))Pk (2.1.59) elde edilir. Benzer şekilde etkilesim hamiltonyeni HI ’dan gelecek ifadelere bakarsak, [Pk , HI ] [b†k ak , a†k0 bk0 ] = b†k ak a†k0 bk0 − a†k0 bk 0 b† | {z k} ak −b†k bk0 +δkk0 = b†k ak a†k0 bk0 + a†k0 b†k bk0 ak − a†k0 δkk0 ak = b†k ak a†k0 bk0 + b†k a† 0 ak | k{z } bk0 − a†k0 δkk0 ak −ak a†k0 +δkk0 = b†k ak a†k0 bk0 − b†k ak a†k0 bk0 + b†k δkk0 bk0 − a†k0 δkk0 ak = b†k δkk0 bk0 − a†k0 δkk0 ak 82 [b†k ak , b†k0 ak0 ] = 0 [Pk , HI ] = −dab ε(t) X δkk0 (b†k bk0 − a†k0 ak ) k0 k = k0 [Pk , HI ] = dab ε(t)(a†k0 ak − b†k bk0 ) (2.1.60) elde edilir. Bulunan bu ifadeler toplam hamiltonyende yazılır ise, i~ ∂Pk = (²a (k) − ²b (k))Pk + dab ε(t)(a†k0 ak − b†k bk0 ) ∂t (2.1.61) bu eşitliǧin kuantum istatistiksel ortalamasını alırsak, hi~ ∂Pk i = h(²a (k) − ²b (k))Pk i + hdab ε(t)(a†k0 ak − b†k bk0 )i. ∂t (2.1.56),(2.1.57) ve (2.1.58) denklemleri kullanılarak eşitlik tekrar düzenlenir ise, ε(t) = εo e−i(ωt+iδ) (2.1.62) Pk (t) = P (k)e−i(ωt+iδ)) (2.1.63) ~δ = Γ (~ω + iΓ)P = (²a (k) − ²b (k))P (k) + dab εo (na (k) − nb (k)) χ= P εo 83 χk (ω)[~ω − ²a (k) + ²b (k) + iΓ] = dab (na (k) − nb (k)) χk (ω) = dab (na (k) − nb (k)) ~ω − ²a (k) + ²b (k) + iΓ χ(ω) = RX ∗ dab χk (ω) V k χ(ω) = 1 X 2|dab |2 (na (k) − nb (k)) V ~ω − ²a (k) + ²b (k) + iΓ k Yukarıdaki ifademizin payında bulunan 2 çarpanı, alt-bandlar arasıgeçişlerdeki spin seçeneǧinden kaynaklanmaktadır. V ile gösterdiǧimiz ifade ise hacim olup S.L’dir. Bu işlemlerde a ve b alt-bandlarında kütlelerin aynı olduǧunu kabul edildi. (2.1.54) ve (2.1.55) denklemlerini hatırlayarak bu eşitliǧi tekrar düzenleyelim. χ(ω) = 2(na (k) − nb (k)) |dab |2 X V ~ω − Ea (k) + Eb (k) + iΓ k = X 2(na (k) − nb (k)) 2|dab |2 ~ω − Ea (k) + Eb (k) + iΓ V k Alınganlık ifadesi aşaǧıdaki gibi elde edilir, χ(ω) = |dab |2 (Na − Nb )L . ~ω − Ea (k) + Eb (k) + iΓ (2.1.64) Buradan alt-bandlar arası absorpsiyon (soǧurma) ifadesi için analitik bir ifade elde edebiliriz. 00 4πωχ (ω) 4πω Γ(Na − Nb ) α(ω) = = nb c nb cL ~ω − Ea (k) + Eb (k) + p2 (2.1.65) 84 Bu ifadeden de görülebildiǧi gibi eǧer alt band b’de üst band a’dan daha fazla taşıyıcı var ise soǧurma , tam tersi üst band a’da alt band b’den daha fazla taşıyıcı var ise emisyon olur ki bu durumda soǧurma ifadesi negatife gider yani kazanç durumu oluşur. Alt-bandlar arası yarı-ıletken optiǧi bandların azçok aynı eǧime sahip olduǧu yani kütlelerin eşit olduǧu durumda bandlar arasıoptik için asla elde edilemeyen analitik ifadeler elde edilebildiǧinden dolayıilginçtir. Ayrıca bu ifademizdeki Γ deǧerinin birkaç mev olduǧu ve teorisi gözönünde bulundurulursa altbandlar arası yarı-İletken optiǧinin kuantum nokta veya kuyu geçislerinden daha fazla atomik fiziǧe benzediǧi görülür. YARIİLETKEN FİZİǦİNDE TEMEL YÖNTEMLER - II: OPTİK ÖZELLİKLER VE DİELEKTRİK TEPKİ Ceyhun BULUTAY BİLKENT ÜNİVERSİTESİ DERS ASİSTANI : Ümit KELEŞ (Bilkent Üniversitesi) DERS NOTU ASİSTANI : Ümit KELEŞ (Bilkent Üniversitesi) 85 BÖLÜM ÜÇ YARIİLETKEN FİZİǦİNDE TEMEL YÖNTEMLER - II : OPTİK ÖZELLİKLER VE DİELEKTRİK TEPKİ 3.1 GİRİŞ Yüzyılı aşkın bir süredir oturmuş bir konu olarak bilinen elektromanyetik kuramında, son 20 yılda hiç beklenmedik gelişmeler yaşanmakta. Bu da bize her zaman için sürprizlere açık olmamız gerektiǧine dair en güzel bir hatırlatma. Esasen söz konusu gelişmeleri malzeme ortamına ait varsayımlarımızın ve sınırlarımızın aşılmasına borçluyuz. Önemli kilometre taşlarını çok kabaca sıralayacak olursak, ilk önce periyodik yapılardaki fotonik bant aralıǧının kullanıma açılması ve bunun fiber dalga kılavuzlarına kadar uygulamaya geçirilmesi, daha sonra Elektromanyetik olarak Etkilenmiş Saydamlık ile ışıǧın neredeyse durdurulması ve daha yakın bir geçmişte ise sol elli malzemeler ile saǧ duyularımızı alt üst eden yansıma ilkelerine ve dalgaboyu altı çözünürlüǧün elde edilmesine tanık olduk. Bu denli klasik bir konuda yaşanan devrimlerden hareketle, bu ders notları, elektromanyetik dielektrik tepki ve yüzey plazmon polaritonlarına basit bir giriş olarak hazırlanmıştır. İlk olarak, homojen bir ortamın elektromanyetik tepkisinin boyuna ve enine şeklinde ayrıldıǧını göreceǧiz (Dressel ve Grüner, 2002). Daha sonra Kramers-Kronig baǧıntısı ile tepki fonksiyonlarının Fourier dönüşümü sonrasında nedensellik ilkesi gereǧi sahip olması gereken kompleks düzlemdeki analitik yapıyı anlayacaǧız. Bu bölümü, tepki fonksiyonlarının ilinti fonksiyonları ile olan ilişkisi ve Kubo formülü ile tamamlayacaǧız (Dressel ve Grüner, 2002, Pines ve Nozières, 1999). Bundan sonra, homojen ortam modelinden çıkarak, örgülerin dielektrik fonksiyonunu inceleyip, meşhur rasgele faz yaklaşımı (Ehrenreich ve Cohen, 1959, Adler, 1962, Wiser, 1963) ve yerel alan düzeltme etkilerine (Gorobchenko ve diğer., 1989) deǧineceǧiz. Homojen olmayan ortamları anlamak için önemli klasik bir yaklaşım olan Clausius-Mossotti modelini (Jackson, 1999) hem makroskopik hem de mikroskopik şekilde (Aspnes, 1982) türeteceǧiz. Bu kısım bizi plazmonik, fotonik gibi güncel araştırmalarda çok sıkça kullanılan Maxwell-Garnett ve Bruggeman Etkin Alan Yaklaşımlarına götürecek (Aspnes, 1982). En son olarak, yüzey plazmon polaritonları konusuna klasik yaklaşım altında bir giriş yapacaǧız (Maier ve Atwater, 2005, Pitarke ve diğer., 2007, Zayats ve diğer., 2005). Vurgulanmak istediǧimiz önemli bir nokta olarak, bu notlar, içerik olarak hiçbir özgün deǧer taşımayan bir derleme niteliǧindedir ve yararlanılan kaynaklar, Kaynakça Bölümünde sıralanmıştır. Bu Giriş Bölümünde en son olarak, Sayın Ümit Keleş’e özel teşekkürlerimizi iletmek istiyoruz. El yazısı ile hazırlanan İngilizce notlardan, bu basılı Türkçe metnin elde 86 87 edilmesini, kendisinin titiz ve özverili çalışmalarına borçluyuz. Ayrıca, 2007 yılı Aǧustos ayında Erzurum’da bu derslerin anlatıldıǧı Çalıştay’ın düzenlenmesine maddi ve manevi olarak destek veren Atatürk Üniversitesi’ne ve Çalıştay’a katılan deǧerli genç fizikçi meslektaşlarımıza da şükran ve teşekkürlerimizi belirtmek isteriz. 3.2 GEREKLİ ELEKTROMANYETİK TEORİ BİLGİLERİ Bu çalışma boyunca Gauss birimlerini kullanacaǧız. Bu birim sistemi için boşlukta Maxwell denklemlerini hatırlayarak başlayalım: ∇ · E(r, t) = 4πρ(r, t), (3.2.1) ∇ · B(r, t) = 0, (3.2.2) 1 ∂B(r, t) = 0, c ∂t (3.2.3) 1 ∂E(r, t) 4π = J(r, t). c ∂t c (3.2.4) ∇ × E(r, t) + ∇ × B(r, t) − Ayrıca, yardımcı vektör potansiyelleri tanımlarsak: B = ∇ × A, E+ (3.2.5) 1 ∂A = −∇Φ. c ∂t (3.2.6) Yük korunumunu ifade eden süreklilik denklemi ise: ∂ρ = −∇ · J. ∂t (3.2.7) Poisson denklemi ise yük yoǧunluǧunu skalar ve vektörel potansiyellerle ilişkilendirir: ∇ · E = 4πρ = −∇2 Φ − 1 ∂ (∇ · A). c ∂t (3.2.8) Ampère yasası ve vektör eşitliǧi ∇ × (∇ × A) = −∇2 A + ∇(∇ · A) beraber kullanıldıǧında vektör potansiyel A için dalga denklemi formu elde edilir: ∇2 A − 4π 1 ∂Φ 1 ∂2A =− J+ ∇ + ∇(∇ · A). 2 2 c ∂t c c ∂t (3.2.9) 88 3.2.1 Boyuna ve Enine Tepkiler Dalga vektörü q yönünde ilerleyen harmonik karakterli elektromanyetik dalgayı ele alalım: E(r, t) = Eo ei(q·r−ωt) . (3.2.10) Bu formdaki dalga için ∇ türev işleminin sonucu dalgayı iq ile, ∂t için ise −iω ile çarpmaktır. Bu formda verilen dalga boyuna ve enine bileşenlere ayrılabilir: E = EL + ET = (q̂ · E)q̂ + (q̂ × E) × q̂. (3.2.11) Bu bilgi ışıǧında ∇ etkisi için iq ile çarpım uyarımız kullanılarak ∇ × EL = 0, ∇ · ET = 0 denklikleri gözlemlenebilir. Ayrıca bu durumda ∇ × E = ∇ × ET ve ∇ · E = ∇ · EL olduǧu da gözlemlenir. Benzer şekilde diǧer vektörler de boyuna ve enine bileşenlere ayrılabilir: J = JL + JT , (3.2.12) B = BL + BT , (3.2.13) A = AL + AT . (3.2.14) Bundan sonraki kısımlarda Coulomb Ayarını kullanacaǧız. Bu durumda: ∇·A=0 ⇒ q · (AL + AT ) = 0, (3.2.15) ⇒ AL = 0, (3.2.16) yani vektör potansiyel sadece eninedir. Süreklilik denklemini kullanırsak: − ρ= ∂ρ = ∇ · (JL + JT ) = ∇ · JL , ∂t (3.2.17) ∂Φ 1 ∇ · ∇Φ ⇒ ∇ = 4π JL . 4π ∂t (3.2.18) 89 Eşitlikler 3.2.9, 3.2.15 ve bu son sonuç bir arada kullanıldıǧında: ∇2 A − 1 ∂2A 4π T =− J , c2 ∂t2 c (3.2.19) eşitliǧi elde edilir. Böylece JL sadece skaler potansiyele, JT ise vektörel potansiyele baǧlıdır. Benzer şekilde: E = −∇Φ − 1 ∂A , c ∂t olduǧundan E = EL + ET = −iqΦ − (3.2.20) iω A, c (3.2.21) bulunur. Burada ∇ · E = ∇ · EL = 4πρ olduǧundan ρ = 0 için EL kaybolur. Bundan sonra kayıpsız dielektrik bir ortamda olduǧumuzu düşünelim ve dielektrik sabiti tartışalım. İzotropik ve homojen bir ortam için boyuna ve enine dielektrik sabitler şu şekilde verilebilir: L DL (q, ω) = ²L R (q, ω)E (q, ω), (3.2.22) DT (q, ω) = ²TR (q, ω)ET (q, ω). (3.2.23) Böyle bir ortam için bileşenler birbirlerine karışmayan baǧımsız tepki fonksiyonlarıdır. Burada R alt-indisi reel bileşeni ifade eder. Eşitlik 3.2.21’in gösterdiǧi gibi boyuna dielektrik sabit, ortamın skaler potansiyel Φ’e verdiǧi tepkiyi ifade eder. Bu her ek yükün, başlangıç elektriksel yük daǧılımının tekrar düzenlenmesine yol açmasındandır. Enine dielektrik sabiti ise ortamın, elektromanyetik ışımanın varlıǧı ile ilişkili vektör potansiyel A’ya tepkisini ifade eder. Başlangıçta yazdıǧımız Maxwell denklemlerini (q, ω) uzayına dönüştürürsek: i²L R (q, ω)q · E(q, ω) = 4πρ(q, ω), (3.2.24) q · B(q, ω) = 0, (3.2.25) q × E(q, ω) = iq × H(q, ω) = − ω B(q, ω), c iω 4π D(q, ω) + J(q, ω). c c (3.2.26) (3.2.27) 90 Kaynaksız bir ortam için J(q, ω) = 0, bu denklemlerle beraber kullanılırsa, şu eşitlik elde edilebilir: · ¸ c2 2 T q − ²R (q, ω) q × [q × E(q, ω)] +²L (q, ω) [q · E(q, ω)] q = 0. | {z } R {z } | ω2 ET : enine bileşen EL : boyuna bileşen (3.2.28) Aşikar olmayan çözümler için EL,T katsayılarının baǧımsız olarak sıfırlanması gerekir. Bu durumda: q2 − ω2 T ² (q, ω) = 0|ω=ωT , c2 R ²LR (q, ω) = 0|ω=ωL , (3.2.29) (3.2.30) yazarsak işte bu frekans (ωT,L ) deǧerleri için enine ve boyuna yönlerde salınımlar sürdürülür. Bu karakteristik ωT ve ωL frekansları, pozitif arka-plana göre rezonans frekansı ile hareket eden elektrik yüklerini ifade ettiǧinden, enine ve boyuna plazma frekansları adını alırlar. Ortamın ayrıca Ohm kuralına uyan iletkenlik gösterdiǧini de kabul edersek: Jcond = σR Etotal ve Ampère yasasını boyuna ve enine bileşenlere ayırırsak BL = 0 olduǧundan boyuna bileşen basitleşerek aşaǧıdaki şekli alır: L L L 0 = −iω²L R Etotal (q, ω) + 4π(Jext + Jcond ), µ ¶ 4πσR L ⇒ iω ²L + i EL R total (q, ω) = ωqΦtotal − 4πJind (q, ω). ω (3.2.31) (3.2.32) Eşitliǧin solundaki parantezin içini ²L c olarak adlandırıp, ωqΦtotal olduǧunu görürsek aşaǧıdaki ilişkiyi elde edebiliriz: JL ind (q, ω) = iω L (1 − ²L c )Etotal (q, ω). 4π (3.2.33) Benzer bir mantık T bileşeni için de uygulanabilir. Ancak bu durumda BTtotal 6= 0 olduǧundan nihai sonucumuz biraz deǧişir: JTind (q, ω) · µ ¶¸ c2 2 1 iω L (1 − ²c ) − 2 q 1 − ETtotal (q, ω). = 4π ω µR (3.2.34) Kolayca fark edebileceǧimiz üzere, q → 0 (uzun dalgaboyu limiti) her iki L ve T davranışı aynılaşır. 91 Bu beklenen bir durumdur; çünkü q = 0 durumunda L ve T bileşenleri anlamsızlaşır. JL,T ind (q → 0, ω) = buradaki 3.2.2 ¢ L,T iω ¡ 1 − ²L,T Etotal (q, ω), c 4π (3.2.35) iω (1 − ²L,T ) = σcL,T (q, ω) kompleks iletkenlik olarak adlandırılır. c 4π Boyuna Alanlara Tepki Dıştan ve boyuna elektrik alan EL uyguladıǧımızı düşünelim. Yazım sadeliǧi için toplam inL disini kullanmayalım, EL total → E . Yer deǧiştirme vektörü dış yük ile Gauss yasası aracılıǧı ile ilişkilenir: ∇ · DL (r, t) = 4πρext . DL varlıǧı yük yoǧunluǧunun düzenlenmesine ve Epol kutuplanmasına yol açar: EL (r, t) = DL (r, t) + Epol (r, t). (3.2.36) ∇ · Epol = 4πρind (r, t) olduǧundan, ∇ · E(r, t) = 4π [ρext (r, t) + ρind (r, t)] , (3.2.37) eşitliǧi elde edilir. Daha sonra (r, t) → (q, ω) Fourier dönüşümünü uygularsak, harmonik form için hatırlayacaǧımız üzere ei(q·r−ωt) , ∇ → iq, ∂ ∂t → −iω olduǧundan iq · DL (q, ω) = 4πρext (q, ω), iq · EL (q, ω) = 4π [ρext (q, ω) + ρind (q, ω)], | {z } ρ(q, ω) ≡ ρtotal (q, ω) → toplam perdelenmiş yük yoǧunluǧu iq · Epol (q, ω) = 4πρind (q, ω), (3.2.38) (3.2.39) (3.2.40) yazılabilir. Doǧrusal tepki yaklaşımında, EL ve DL , dielektrik fonksiyon aracılıǧı ile ilişkilendirilebilir: EL (q, ω) = DL (q, ω) , ²L c (q, ω) burada DL (q, ω) = EL (q, ω) + 4πP(q, ω) ayrıca kutuplanma için de P(q, ω) = − (3.2.41) 1 Epol (q, ω) 4π 92 yazabiliriz. L Öte yandan elektriksel alınganlıǧı da P(q, ω) = χL c,e (q, ω)E (q, ω), şeklinde taınımladıǧımız için, bu durumda ⇒ χL c,e (q, ω) = ²L c (q, ω) − 1 , 4π L ⇒ −Epol (q, ω) = 4πχL c,e (q, ω)E (q, ω), ⇒ χL c,e (q, ω) = − yazılır. Benzer şekilde, ²L c (q, ω) = 1 − 1 ρind (q, ω) , 4π ρ(q, ω) ρind (q, ω) ρext (q, ω) = , ρ(q, ω) ρ(q, ω) (3.2.42) (3.2.43) (3.2.44) (3.2.45) ve farklı şekilde ifade etmek istersek de, 1 ρind (q, ω) =1+ , ²L (q, ω) ρext (q, ω) c ya da µ ρind = ρext 1 ²L c −1 (3.2.46) ¶ , (3.2.47) yazabiliriz. Formülasyonumuzu skaler potansiyele dayandırmak istersek, toplam perdelenmiş potansiyel için: Φ(q, ω) = Φext (q, ω) + Φind (q, ω), (3.2.48) ve burada −q 2 Φ(q, ω) = −4πρ(q, ω) = −4π [ρext (q, t) + ρind (q, ω)] , yazılabilir. Böylece elektriksel alınganlık: χL c,e (q, ω) = − 1 ρind (q, ω) , q 2 Φ(q, ω) (3.2.49) olarak bulunur. Bir başka tepki fonksiyonu ise χc , yoǧunluk tepki (Lindhard) fonksiyonudur : χc (q, ω) ≡ q2 ρind (q, ω) = [1 − ²L c (q, ω)], Φ(q, ω) 4π ya da ²L c (q, ω) = 1 − 4π χc (q, ω). q2 Dikkat edersek χc , toplam perdelenmiş perturbasyona ρind = χL c Φ, tepkiyi ifade eder. (3.2.50) (3.2.51) 93 Diǧer faydalı eşitlikler: 4πi ρind (q, ω) , q · EL (q, ω) 1 4πi ρind (q, ω) =1− . ²L (q, ω) q · DL (q, ω) c ²L c (q, ω) = 1 + (3.2.52) L Böylece, süreklilik denklemini kullanırsak ²L c ve σc birbiriyle ilişkilendirilir: ²L c (q, ω) = 1 + 4πi L σ (q, ω). w c (3.2.53) Önemli Notlar: • Boylamasına ve dik dielektrik tepkilerin ayrıştırılabilmesi sadece izotropik ve manyetik olmayan ortamlarda mümkündür. Anizotropik ortamda optik özellikler eksenlere göre deǧiştirilebilir ve enine bir uyarımın boylamasına bir tepki bileşeni de oluşur. İzotropik ve anizotropik ortamlar 9 bileşenli tensör, ²̄¯ aracılıǧı ile ifade edilir; ancak bazı elemanlar baǧımlıdır. • Dış manyetik alanın olmadıǧı durumlarda, tensörün reel ve sanal kısımları için Onsager simetrisi yazılır: ²R,ij = ²R,ji ve ²I,ij = ²I,ji . Yani ²̄¯R ’nin köşegenleşmiş yazılabileceǧi ana dielektrik eksenler bulunabilir. Ancak bu eksenler reel ve sanal kısımlar için farklıdır. Sadece ortorombik ve üzeri örgü simetrilerde aynıdır. • Yüzeylerin varlıǧı boyuna ve enine bileşenlerin karışmasına yol açar! 3.3 KRAMERS-KRONIG BAĞINTILARI Kramers-Kronig baǧıntılarının temelinde nedensellik ilkesi yatmaktadır. Yani tepki her zaman etkiden sonra gelir. Doǧrusal tepki altında, (r,t) uzayında genel bir yapı olarak: Z +∞ Z +∞ χc (r, t) = −∞ Gc (r, r0 , t, t0 )fc (r0 , t0 )dr0 dt0 (3.3.1) −∞ yazılır. Burada fc bir etkidir, Gc tepki fonsiyonu ve χc yine tepkidir. Bulmak istediǧimiz tepki fonksiyonu için, zaman homojen olduǧundan, zaman farkını kullanmak kolaylık saǧlar Gc (r, r0 , t, t0 ) → Gc (r, r0 , t − t0 ). (3.3.2) 94 Yerel yaklaşım altında ise Gc (r, r0 , t, t0 ) = δ(r − r0 )Gc (t − t0 ), yazabiliriz. Bu sayede: Z +∞ (3.3.3) Gc (t − t0 )fc (t0 )dt0 , χc (t) = (3.3.4) −∞ şeklinde yazılır. Nedensellik, koşulu gereǧi tepki etkiden sonra gelmelidir: Gc (t − t0 ) = 0, sonuçta nedensellik altında Z t t0 > t (3.3.5) Gc (t − t0 )fc (t0 )dt0 , χc (t) = (3.3.6) −∞ yazabiliriz. Daha sonra Fourier uzayına geçip Harmanlama özelliǧini kullanırsak: ·Z Z χc (ω) = dteiωt ·Z Z 0 = | χc (ω) = ¸ Gc (t − t0 )fc (t0 )dt0 , iωt0 0 dt fc (t )e {z }| fc (ω) · 0 iω(t−t0 ) Gc (t − t )e {z Gc (ω) (3.3.7) ¸ dt , } (3.3.8) yazabiliriz. Burada Gc (ω): frekansa baǧlı genelleştirilmiş alınganlıktır. Reel kısmı, Gc,R (ω) sinyalin zayıflamasını ve Gc,I (ω)’da dış etki ile tepki arasındaki faz farkını ifade eder. Genel olarak Gc (ω)’nin iki türlü tekilliǧi vardır: Kollektif uyarımlarla ilgili kesikli kutuplar ve sürekli bir frekans bölgsindeki uyarımlar için branch cut’lar (dal kesiǧi). Nedensellik Gc (t − t0 ) = 0, t0 > t gereǧi olarak Fourier dönüşümün, Gc (ω) üst kompleks düzlemde hiçbir tekilliǧinin olmaması gerekir. Yani: I c Gc (ω 0 ) 0 dω = 0. ω 0 − ωo (3.3.9) Rezidu ve Cauchy teoremleri aracılıǧı ile: I f (z)dz = 2πi X j Resf (zj ), (3.3.10) 95 Şekil 3.1: Kompleks düzlem ve Rezidu integrali. Z +∞ P −∞ Gc (ω 0 ) 0 dω + ω 0 − ω0 Z c Gc (ω 0 ) 0 dω + ω 0 − ω0 Z = 0, (3.3.11) C∞ C∞ katkısı Gc (ω)|C∞ → 0 için kaybolur. Böylece: Z +∞ P −∞ Gc (ω 0 ) 0 dω = +iπGc (ωo ), ω 0 − ωo (3.3.12) elde ederiz. Şimdi Gc (ω) = GR (ω) + iGI (ω) yerine yazarsak, Kramers-Kronig baǧıntılarını elde ederiz: 1 GR (ω) = P π 1 GI (ω) = − P π Z +∞ −∞ Z +∞ −∞ GI (ω 0 ) 0 dω , ω0 − ω (3.3.13) GR (ω 0 ) 0 dω , ω0 − ω (3.3.14) GR ve GI birbirlerinin Hilbert dönüşümleridir. Nedensellik sonucunda tepki fonksiyon gerçel ve sanal kısımları (salınım ve kayıplara karşılık gelir) birbirlerini belirlerler. Örnekler: 1) J = σc E Kompleks iletkenliǧin reel ve sanal kısımları arasında Kramers- Kronig baǧıntısı olmalıdır. σR (ω) = 1 P π Z +∞ −∞ σI (ω 0 ) 0 dω , ω0 − ω σI (ω) = − 1 P π Z +∞ −∞ σR (ω 0 ) 0 dω ω0 − ω (3.3.15) 96 2) 4πP(ω) = [²c (ω) − 1] E(ω) 1 ²R (ω) − 1 = P π Z +∞ −∞ ²I (ω)0 0 dω , ω0 − ω 1 ²I (ω) = − P π Z +∞ −∞ ²R (ω)0 − 1 0 dω . ω0 − ω (3.3.16) Alıştırma: 1) Fourier dönüşümü için harmanlama özelliǧini doǧrulayınız. 2) Gc (ω)’nın üst kompleks düzlemde hiçbir tekilliǧinin olmadıǧını gösteriniz. (Nedensel olan bütün tepki fonksiyonları bu analitik yapıya sahip olmak zorundadır.) 3.4 TEPKİ ve İLİNTİ FONKSİYONLARININ İLİŞKİSİ Önceki kısımda, ortamın, elektromanyetik alana tepkisini kavramsal olarak kompleks dielektrik fonksiyonun ya da iletkenliǧin frekans ve dalga vektöre baǧımlılıǧı üzerinden tartıştık. Şimdi bu deǧişkenleri katının elektriksel durumlarına ilişkilendirelim. Herhangi bir deney, bir sistemin dış bir etki tarafından uyarılmasına dayanır. Uyarıcı ve sistem arasındaki etkileşim yeterince zayıfsa sistemin tepkisi doǧrusal tepki olarak adlandırılır. Sistemin tepkisi sistemin içerisindeki parçacıkların ilintilerini yansıtacaǧından ilinti fonksiyonu hakkında doǧrudan bilgi verir. Belirli koşullar altında çok parçacıklı sistemlerde ilinti fonksiyonu ve temel uyarım spektrumu arasında bir ilişki vardır ve karşılıklı geçişi saǧlar. Genel bir durum için dış etki fiziksel bir nicelik A (yoǧunluk, akım, spin-yoǧunluǧu, vb.) ile baǧıntılıdır. Biz başka bir B niceliǧinin bu etkiye doǧrusal tepkisini ölçmek istiyoruz. Bu durum “B − A tepki fonksiyonu” ile ifade edilir. 3.4.1 Akım-Akım İlinti Fonksiyonu: Kubo Formulü Çok parçacık sistemini elektromanyetik etki altında inceleyelim. Elektromanyetik alanı, vektör ve skalar potansiyellerle (A, Φ) tanımlayacaǧız. İkinci kuantumlanmaya gitmeden yarıklasik yaklaşımda çalışacaǧız. Çok parçacık Hamiltonyeni: H= N X M N i2 X e 1 1 Xh pi + A(ri ) + Vjo (ri −Rj )+ 2m i=1 c 2 i=1 j=1 N,N X i=1,i0 =1,i6=i0 N X e2 − eΦ(ri ), (3.4.1) |ri − ri0 | i=1 97 şeklinde yazılır. Öncelikle A’ya tepki, enine akım yoǧunluǧunu tartışarak başlayalım. Enine akım yoǧunluǧunu yazarsak: N eX J (r) = − [vi δ(r − ri ) + δ(r − ri )vi ] . 2 i=1 T Bir elektromanyetik alan varlıǧı altında: v = eA p + . Bu durumda: m mc N JT (r) = − (3.4.2) N e X e2 X [pi δ(r − ri ) + δ(r − ri )pi ] − δ(r − ri )A(r) 2m i=1 mc i=1 (3.4.3) yazılır. Burada birinci kısım paramanyetik, ikinci kısım ise diamanyetik akım olarak adlandırılır. Etkileşimi ifade edersek: Hint = N N X e X [pi · A(ri ) + A(ri ) · pi ] − e Φ(ri ), 2mc i=1 i=1 (3.4.4) Enine alanlar için Φ ≡ 0 olur. Görüleceǧi üzere Hint ifadesini JT ve A cinsinden yazabiliriz. Hint 1 =− c Z JT (r) · A(r)d3 r (3.4.5) diamanyetik akım kısmı|A|2 terimine yol açar ki doǧrusal tepki rejiminde bu da ihmal edilebilir. Bundan sonra akımın ve vektör potansiyelin harmonik uzamsal deǧişimi olduǧunu kabul edelim. Bu durumda: JT (r) = JTq eiq·r + h.c. , A(r) = Jq eiq·r + h.c. , (3.4.6) 1 yazılabilir. O halde, etkileşim Hamiltonyen yoǧunluǧu: HTint = − JTq · Aq yazılabilir. c Klasik elektromanyetik teoriden hatırlayacaǧımız üzere, ET alanı altında JT akım yoǧunluǧu oluşur: JT = σET . Soǧurulan güç yoǧunluǧu için ise: P = JT · ET = σ T |ET |2 yazabiliriz. Bundan sonraki aşamada Fermi Altın Kuralını kullanarak seviyeler arası geçiş sıklıǧını hesaplayacaǧız. |si ve |s0 i elektronik sistemin çok parçacık durumlarını ifade ederse, |si’den |s0 i’ye geçiş oranı ifadesi: Ws→s0 = ¯2 2π ¯¯ 0 T hs |Hint |si¯ δ (ω − (ωs0 − ωs )) , ~2 (3.4.7) 98 Şekil 3.2: Çok parçacık durumları arasında geçiş. şeklindedir. Bu durumda: 1 hs0 |Hint |si = − hs0 |JTq |si · ATq , c (3.4.8) yazarak: 2π 0 T † hs |Jq |sihs|JTq |s0 i|ATq |2 δ(ω − ωs0 + ωs ), ~2 c2 Z 1 eşitliǧini elde ederiz. Burada da δ(ω − ωs0 + ωs ) = ei(ω−ωs0 +ωs )t dt yazabiliriz. 2π Ws→s0 = (3.4.9) Tüm başlangıç ve bitiş durumları s, s0 üzerinden toplam geçiş oranı için W = X Ws→s0 , (3.4.10) s,s0 yazarsak W = Z 0 XX † 1 dte−iωt hs0 |eiωs0 t JTq e−iωs t |sihs|JTq |s0 i|ATq |2 , 2 2 ~ c s s (3.4.11) elde ederiz. İşlemimizi sadeleştirmek için Ho |si = Es |si ⇒ eiHo t/~ ifadesini kullanırsak ve bu durumda etkileşim resmine geçersek bu faz terimini operatöre transfer etmiş olacaǧız: † † JTq (t) = eiHo t/~ JTq e−iHo t/~ , (3.4.12) etkileşim resminde W = Z † 1 XX dths0 |JTq (t)|sihs|JT (t = 0)|s0 ie−iωt |ATq |2 , ~2 c2 0 s (3.4.13) s Z † 1 X W = 2 2 dte−iωt hs0 |JqT (t)JT (t = 0)|s0 i |ATq |2 , ~ c 0 s (3.4.14) 99 yazabiliriz. Güç yoǧunluǧu cinsinden ifade edersek: P = ~ωW = |ATq |2 | {z } ³ c ´2 |E T |2 ω ayrıca ET = − X ω Z † dths|JTq (t = 0)JTq (t)|sie−iωt , 2 ~c s (3.4.15) 1 ∂AT iω → ET = ATq olduǧundan yerine koyarsak: c ∂t c P = |ETq |2 X 1 Z † dths|JTq (t = 0)JTq (t)|sie−iωt . ~ω s | {z } σT (3.4.16) Böylece Kubo formülünü elde ederiz: X 1 Z † σ = dths|JTq (t = 0)JTq (t)|sie−iωt . ~ω s T (3.4.17) Alıştırma: Aynı işlemi aşaǧıdaki ilişkileri kullanarak boylamasına iletkenlik hesabı için tekrarlayınız. A → Φ, −1 J→ρ, c Z L Hint = ρ(r) = −e ρ(r)Φ(r)dr , N X i=1 δ(r − ri ) . 100 3.5 ÖRGÜLERİN DİELEKTRİK FONKSİYONU Örgü yapısındaki katılarla ilgili daha fazla bilgi vermek istersek ilk önce şunu söyleyebiliriz, genel bir ω frekansında elektronlar ve iyonlar beraber dielektrik kutuplanmaya katkıda bulunurlar. ²(q, ω) YYYYY YYYYYY YYYYYY ω>>ωLO or ωT O YYYYYY ω→0 YYYYYY YYYY, ² Sadece iyonlar uyarıma geri tepkide bulunuyor İyonlarin ve elektronların katkısı var ²0 : Statik dielektrik fonksiyon ²∞ : Optik dielektrik fonksiyon Lyddane-Sachs-Teller Baǧıntısı bu dielektrik fonksiyonları birleştirir; kübik örgüler için: ²0 ω2 = LO , ²∞ ωT2 O ²(ω) = ωT2 O ²0 − ω 2 ²∞ . ωT2 O − ω 2 (3.5.1) Daha önce de bahsettiǧimiz gibi ²(q, ω) esasında bir tensördür. Ancak izotropik serbestelektron gazı için boyuna ve enine tepkiler, ²L ve ²T yeterlidir. Diǧer bir deyişle, boyuna (enine) akım, enine (boyuna) elektrik alan tarafından indüklenmez. Uzun dalgaboyu limitinde (optik limit), limq→0 ²L (q, ω) = limq→0 ²T (q, ω) = ²(ω). Katılarda boyuna ve enine elektromanyetik uyarımlar arasında ikili etkileşim olur. Bu durum sadece yayılımın (q) bazı özel yüksek simetri yönlerinde olması halinde ortamdan kalkar. Örgü yapısındaki katılarda, dielektrik tepki fonksiyonu ²−1 (r, r0 ; t−t0 ) için Fourier dönüşümü yaparsak ²−1 (r, r0 ; ω) elde ederiz. Homojen elektron-gazı modelinde (jöle modeli) çok küçük öteleme deǧişmezliǧi ile beraber 101 düşünüldüǧünde tepki fonksiyonu ²−1 (|r − r0 |; ω) formundadır. Yani perturbasyon inceleme noktaları arasındaki farka baǧımlıdır. Oysa ki, gerçek örgü katılarında elektron yoǧunluǧu atomik boyutta homojen olmadıǧından tepki ²−1 (|r − r0 |; ω) şeklinde konumlara baǧlıdır ki bu da mikroskopik ölçekte yerel alanlar kavramına yol açar. Örgünün periyodik yapısını kullanarak tepkiyi şu şekilde ifade edebiliriz: Z Φ(r, ω) = ²−1 (r, r0 ; ω)Φext (r0 , ω)dr0 (3.5.2) tepki fonksiyonunun Fourier dönüşümünü alırsak, ters uzayda birinci Brillouin bölgesi içindeki her q için bir matris oluşur: ²−1 (r, r0 ; ω) = 0 1 X i(q+G)·r −1 e ²G,G0 (q, ω)e−i(q+G)·r , Ω 0 (3.5.3) q,G,G burada Ω, toplam hacimdir. q, birinci Brillouin bölgesi içindedir. G ve G0 ise ters uzay 0 i(q+G)·(r−r ) vektörleridir. Burada ²−1 ifadesini içerdiǧinden |r − r0 | G, G köşegen elementler e homojen tepkiyi oluşturur. Köşegen olmayan elementler G 6= G0 yerel alan katkılarını getirir. Basit metallerin tepki fonksiyonları jöle modeli ile verilebileceǧi halde, bu etkiler kovalent yarıiletkenler ve yalıtkanlar için daha önemlidir. ²G=0,G0 =0 (q, ω) ifadesi band-band geçişlerini içerir. ²00 (q, ω), ilk olarak Cohen ve Ehrenreich tarafından rasgele faz yaklaşımı (RPA) altında hesaplanmıştır. ¯ ¯2 4π 2 X [f (El,k−q ) − f (En,k )] ¯hl, k − q|e−iq·r |n, ki¯ ²00 (q, ω) = 1 − 2 q Ω El,k−q − En,k + ω + iα (3.5.4) n,l,k (atomik-Hartree birimlerinde ifade edilmiştir.) Daha sonra, Adler ve Wiser tüm dielektrik matrisi yine RPA yardımıyla formüle etmiştir: ²G,G0 (q, ω) = δG,G0 − 4π 2 X f (El,k−q ) − f (En,k ) hl, k − q|ei(q+G)·r |n, ki 0 El,k−q − En,k + ω + iα |q + G| |q + G | Ω n,l,k 0 ×hn, k|e−i(q+G )·r |l, k − qi. (3.5.5) Düzgün elektron gaz daǧılımına dayanan jöle modelinde bile yerel alan etkilerine rast- 102 larız. Bu etkiler kuantum kökenli deǧiş-tokuş ve baǧlılaşım etkileridir. Belirli bir yoǧunluktaki elektronlar, artı yüklü bir geri-planda ilerlerken elektriksel yükleri dolayısıyla (baǧlılaşım boşlukları oluşturarak ) ve paralel spinli elektronlar arasındaki Pauli dışlama ilkesi dolayısıyla (Pauli boşlukları oluşturarak) birbirlerini iterler. Komşu elektronların bu davranışları ikili baǧlılaşım fonksiyonu g(r) ile verilebilir: g(r) = 1 [g↑↓ (r) + g↑↓ (r)] 2 (3.5.6) Bu durum, düzgün elektron-gazı için yerel alan düzeltmesi G(q, ω) gerektirir; bu düzeltme RPA hesaplarımızın sıfırıncı mertebe kutuplanma eklentisi (Lindhard fonksiyonu) π 0 (q, ω) ile geliştirilmesini gerektirir: ²RP A (q, ω) = 1 − Uc (q)π 0 (q, ω), ²LF C (q, ω) = 3.5.1 1 − Uc (q) π 0 (q, ω) [1 − G(q, ω)] . 1 + Uc (q) π 0 (q, ω) G(q, ω) (3.5.7) (3.5.8) Clausius-Mossotti Modeli: (CM Modeli) Clausius-Mossotti İlişkisi: Makroskopik Türetim Clausius-Mossotti modelinin amacı, makroskopik alanları, mikroskopik alanlarla dolayısıyla da yerel alanlarla ilişkilendirmektir. Bir atomun oturduǧu noktadaki yerel elektrik alan Eloc olsun. Düzgün basit kübik örgü noktasi Ri ’deki atom için kutuplanma, α olsun. Bu durumda bu konumdaki atom için dipol momenti: pi = αEloc olarak yazılır. Ortamın dielektrik sabitinin ² olduǧunu kabul edersek, uygulanan düzgün E alanı, P dipole moment yoǧunluǧuna yol açar. Buradaki ilişki: ,D = ² E = E + 4πP. (3.5.9) şeklinde verilir. Bu kısımdaki nihai amacımız atomik kutuplanma α ile ²’yi ilişkilendirmek. Bir dipolün 103 yakın çevresinde oluşturacaǧı elektrik alan: µ E(p, r) = −∇ p · r̂ r2 ¶ = 3(p · r̂)r̂ − p r3 (3.5.10) şeklindedir. Bu çok hızlı azalan bir etkidir. Biz r0 yarıçaplı, r0 À a bir hayali küre düşünelim. Burada a örgüsabiti olsun. Şekil 3.3: Ortamdaki elektrik alanların ayrıştırılması. Burada hayali küre içindeki dipoller olduǧu gibi hesaba katılır, dışarıdakiler ise makroskopik olarak hesaba girer. Eloc = Ex + Ed + Es + E0 . (3.5.11) E ≡ Ex + Ed makroskopik alanı teşkil eder. Burada E0 küre içi diplollerin etkisini ifade eder. Öncelikle yüzeyden kaynaklanan elektrik alanı, Es bulalım. P · n̂ = P · (−r̂) olduǧundan −P cos θ dEs = r̂da tüm yüzey üzerinden integre edersek: r3 Z 2π Z π Es = P 0 cos2 θ sin θdθ, (3.5.12) 0 Z π/2 ⇒ Es = 2πP 2 · cos2 θ sin θdθ, (3.5.13) 0 deǧişken deǧiştirerek integre edersek: u = cos θ, du = − sin θ, Z Es = 4πP 0 1 π u2 du = 4 P, 3 (3.5.14) sonucuna ulaşırız. Simetri gereǧi, E0 ifadesi sıfırlar. Bunun nedeni küresel bölgede ve kübik örgü yapısında 104 Şekil 3.4: Yüzeyden kaynaklanan elektrik alanın hesaplanması. dipol katkıların birbirlerini yok etmesidir. Sonuçta: Eloc = E + 4π P, 3 (3.5.15) yazılır. Dipol momentleri için p = αEloc yazmıştık. Bunu makroskopik dipol moment yoǧunluǧu ile ilişkilendirebiliriz, P: P , = 1 V Z d3 r r ρ(r) Z 1 d3 r p(r), = V V 1 X p, = V i i V ⇒ P = np = nαEloc . Burada n = (3.5.16) (3.5.17) 1 dipol yoǧunluǧuna karşılık gelmektedir. veriyor. a3 Bu aşamada eşitlikler 3.5.15 ve 3.5.17, Eloc üzerinden birleştirilirse: 4π ²−1 nα = 3 ²+2 Clausius-Mossotti ilişkisi (3.5.18) bulunur. Alıştırma: 3.5.15 ve 3.5.17 eşitliklerini birleştirerek Clausius-Mossotti ilişkisini bulunuz. 105 Clausius-Mossotti İlişkisi: Mikroskopik Türetim Yine bir örgü içerisinde her örgü noktasının atomik dipollerle dolu olduǧunu düşünelim. Ayrıca yapı içerisinde henüz tam belirlenmemiş düzgün bir alanın, Eint uygulandıǧını varsayalım. Ri yine bir örgü noktasını göstersin. Daha önceki tanımımız gereǧi de E(Ri ) = Eloc olur. Uygulanan (mikroskopik düzeydeki) Eint alanına dipollerden de katkı gelir: X E(r) = Eint + E(pi , r − Ri ), (3.5.19) i toplam tüm örgü noktaları üzerinden alınır. Benzer şekilde, dipol daǧılımı için: p(r) = X X pi δ(r − Ri ) = i αE(Ri )δ(r − Ri ), (3.5.20) i yazılır. E(r) her nokta için çalışır, örneǧin örgü noktaları, Ri ve r = 0: E(0) = Eloc = Eint + 0 X E(αEloc , −Ri ), (3.5.21) i burada r = 0’daki dipol katkısını ayırıyoruz. Basit kübik örgü için r = 0 konumu için simetri sayesinde toplam içeren ifade sıfırlar. E(0) = Eloc = Eint . (3.5.22) Böylece, yerel alan kavramı kullanılarak E(r) ve p(r) tekrar yazılırsa: E(r) = p(r) = Eloc + X X E(αEloc , r − Ri ), i αEloc δ(r − Ri ), i Eloc = (3.5.23) Eint . Şimdi de mikroskopik E(r) ve p(r) niceliklerinin hacim ortalamasını alarak, makroskopik E ve P ifadelerini elde edelim: P= Burada p(r) = P i 1 V Z d3 rp(r). (3.5.24) V αE0loc δ(r−Ri ) olur. Ayrıca, tanımı gereǧi E0loc örgü noktalarındaki alandır. 106 Yani, konuma baǧlı deǧildir ve ortalama gerektirmez. N = P= N αEloc = nαEloc V P i δ(r − Ri ) alırsak: (makroskopik yaklaşımda bulunanın aynısı). (3.5.25) Makroskopik E için: Z Z 3 d rE(p, r) V d3 r∇ (p · r̂) , ¶ µ I p · r̂ 2 n̂, = − d r r2 S 4π = − p. 3 = − V (3.5.26) Böylece, ⇒E = E = 4π nαEloc , 3 4π Eloc − P (makroskopik yaklaşımın aynısı), 3 Eloc − (3.5.27) yani beklediǧimiz gibi tekrar Clausius-Mossotti ilişkisini elde ettik. Etkin Alan Yaklaşımları (EAY) Yukarıda kullandıǧımız mikroskopik yaklaşımı, heterojen dielektrik ortamlarda etkin alan yaklaşımları geliştirmek için kullanabiliriz. Bir kübik yapının örgü noktalarında αa ve αb kutuplanmalarının olduǧunu farz edelim. Mikroskopik alanlar yine aynı şekilde yazılır. E(r) = Eint + X E(pi , r − Ri ), p(r) = i X αj E(Ri )δ(r − Ri ). (3.5.28) i,j=a,b Daha önce yaptıǧımız gibi rasgele daǧılımı kullanarak : Eloc = E(0) = Eint . Hacim ortalaNb Na ve nb = alırsak: ması sonucunda, na = V V P = (na αa + nb αb )Eloc , E = Eloc − 1 4π ²E = E + 4πP. eşitliǧimizi kullanarak ²² − + 2 = 3 (na αa + nb αb ) 4π P, 3 (3.5.29) 107 Bu ifadeyi farklı bir şekilde yazarsak, tüm örgü noktaları j ile doluyken n = na + nb olur ²j − 1 4π nαj = ifadesini kullanarak: ve j = a, b için 3 ²j + 2 ²−1 ²a − 1 ²b − 1 = fa + fb ²+2 ²a + 2 ²b + 2 burada hacim kesiri: fi = ni / P j nj , P i Lorentz-Lorenz EAY (3.5.30) fi = 1. Heterojen malzemeler ışıǧın dalgaboyu ile kıyaslandıǧında küçük olmasına karşın kendi dilektrik özelliklerini sergileyecek büyüklüǧe sahip mikroskopik bölgeler içerebilir. Örneǧin, dielektrik sabiti ²a olan ra yarıçaplı küresel malzeme, ²b dielektrik sabitli ortama gömülsün. E0 alanı uygulaması altında mikroskopik çözüm: 3²b E , ²a + 2²b 0 E(r) = ve burada pa = |r| < ra (3.5.31) E0 + E(pa , r), |r| > ra ²a − ²b 3 r E0 şeklindedir. ²a + 2²b a Birim hacim başına dipol moment: Pj (r) = ²j − 1 E(r), j = a, b olur. 4π Yine hacim ortalamalarını alarak ve ²E = E + 4πP eşitliǧimizi kullanarak ² makroskopik deǧişkenler E ve P cinsinden ifade edilirse sonuçta 4π 3 ra ² − ²b ²a − ²b = fa , burada fa = 3 ² + 2²b ² + 2²b V | {z a } a fazı tarafından işgal edilen hacim oranıdır. (3.5.32) Maxwell-Garnell EAY L-L ve M-G EAY ifadeleri ilişkilendirilirse: ²a − ²h ²b − ²h ² − ²h = fa + fb , ² + 2²h ²a + 2²h ²b + 2²h (3.5.33) burada ²h ev sahibi ortamın dielektrik fonksiyonudur. Ayrıca, L-L: ²h = 1 (boşluk), M-G: ²h = ²b . Bruggeman yaklaşımında ²h = ² etkin ortam geçirgenliǧi olarak alınır. Sonuçta 108 yukarıdaki eşitlikte sol taraf sıfırlar. 0 = fa 3.6 ²a − ² ²b − ² + fb ²a + 2² ²b + 2² Bruggeman EAY (3.5.34) YÜZEY PLAZMON POLARİTONLARI (YPP) Yüzey plazmon polaritonları bir arayüzeye hapsolmuş ve arayüzey boyunca dalga benzeri ilerleyen elektromanyetik uyarımdır. Arayüzeyden ortamların içine doǧru ilerledikçe genliǧi üstel olarak azalır. Elektromanyetik alanın arayüzey boyunca baskınlaştırılması yüzey plazmon polaritonlarının yüzey koşullarına çok duyarlı olması sonucunu doǧurur. Bunun uygulama alanları arasında biyolojik ve kimyasal algılama, yüzey baskınlaştırılmış Raman spektroskopisi ve ikinci harmonik üretim sayılabilir. 3.6.1 Plazmonlar Bir serbest elektron için hareket denklemi mẍ = −eEeiωt , (3.6.1) χ(t) = χ0 eiωt , (3.6.2) için şeklinde bir çözüm vardır. İşlemlerimizi devam ettirirsek: − mω 2 χ0 e−iωt = −eEe−iωt buradan −e/m E −ω 2 (3.6.3) ne2 /m E, ω2 (3.6.4) χ0 = elde edilir. Hatırlayacaǧımız üzere: p(t) = −eχ(t) = e2 /m −iωt Ee , −ω 2 P = np(t) = bulunur. E + 4πP = ²E, ilişkisini kullanırsak ²=1− 4πne2 1 , m ω2 (3.6.5) (3.6.6) 109 q burada ωp = 4πne2 m elektron gazının plazma frekansıdır. ²(ω) = 1 − ωp2 ω2 Drude (serbest elektron) geçirgenliǧi 1 ω2 ωp = 2 =1+ 2 , ²(ω) ω − ωp2 ω − ωp2 (3.6.7) (3.6.8) ²−1 bir tepki fonksiyonudur, E = ²−1 D. Nedensel yani üst yarı-düzlemde analitik olmalıdır. ²−1 = 1 + ωp2 (ω + i0+ )2 − ωp2 (3.6.9) Fotonlarla melezleşen bütün madde dalgalarına polariton denir. Örnek: • egziton-foton: egziton polaritonları • fonon-foton: fonon polaritonları • plazma-foton: plazma polaritonları Plazmonik: Plazma teknolojisi; dalgaboyu altı aygıtların üretilebilmesi plazmonik adı altında yeni bir disiplinin oluşmasına yol açmıştır (Maier ve Atwater, 2005). 3.6.2 Metal Nanoparçacıklar Çevresinde Yerel Alan Baskınlaşması Yerel alan baskınlaşma faktörü L, metal yüzeyine yakın bölgelerdeki yerel alan Eloc ve uygulanan alanın oranından verilir: L= Eloc , Eo (3.6.10) aynı faktör şu şekilde de verilebilir: L = LSP (ω)LLR . (3.6.11) • LSP : Yüzey plazmon rezonansı. Rayleigh sınırındaki küresel parçacık için soǧurma baskın 110 bölgede sadece çift kutup yüzey plazmon rezonansı katkısı vardır. LSP ise 1000’e kadar çıkabilir. • LLR : Paratoner etkisi. Küresel olmayan şekiller için frekansa çok az baǧlı, daha çok geometriye baǧlıdır. Sivri yüzey çıkıntılarında paratoner etkisi oluşur. Yüzey yükünün artışı elektrik alan çizgilerinin artışına böylece ek bir baskınlaşmaya yol açar. LLR en fazla 100 civarında olur. • Pürüzlü bir metal yüzeydeki optik işlemlerde en yüksek baskınlaşma, SERS’de gözlemlenmiştir. Raman spektroskopisinden plazmon rezonansı L(ωexc )2 L(ωRS )2 ölçütündedir ve paratoner etkisi ile baskınlaşma faktörü: (1000)4 · 100 = 1014 deǧerine ulaşır. 3.6.3 Yüzey Plazmon Polaritonları: Klasik Yaklaşım Şekil 3.5: z = 0 düzlemi ile ayrılmış ²1 ve ²2 dielektrik sabitli iki ortam. Dielektrik fonksiyonları ²1 ve ²2 olan iki manyetik olmayan ortam z = 0 arayüzeyi ile ayrılsın. i harfi farklı ortamları belirtmek üzere: z <0 ortamı için i = 1, z >0 ortamı için i=2; dış kaynakların yokluǧunda (ρs = 0, J = 0), Maxwell denklemleri: ∇ × Hi = ²i 1 ∂Ei , c ∂t (3.6.12) 111 ∇ × Ei = − 1 ∂Hi , c ∂t (3.6.13) ∇ · (²i Ei ) = 0, (3.6.14) ∇ · Hi = 0. (3.6.15) Bu denklemlerin çözümleri iki ana sınıfta toplanabilir: elektrik alan E ya da manyetik alan H’nin yüzeye paralel olması durumları sırasıyla s-kutuplu ya da p-kutuplu elektromanyetik kipleri oluşturur. İdeal bir yüzey için, arayüzeyde ilerleyen dalga için elektrik alanın bir bileşeni yüzeye dik olmalıdır (yani Ez ). Ancak bu durumda da elektrik alan yüzeye paralel olmadıǧından s-kutuplu yüzey salınımları bulunamaz. O halde manyetik alan H’nin arayüzeye paralel olduǧu ve dalga ilerleyişinin z = 0 yüzeyinde olduǧu p-kutuplu durumu inceliyoruz. Dalga ilerleyişini x̂ yönünde alırsak bu durum için elektrik ve manyetik alan şöyledir: Ei = (Eix , 0, Eiz )eKi |z| ei(qi x − ωt) , (3.6.16) Hi = (0, Hiy , 0)eKi |z| ei(qi x − ωt) . (3.6.17) Bu alanları eşitlik 3.6.12, Ampère yasasında yerine koyarsak: ẑ ∂Hy ∂Hy ² − x̂ = −i ω(x̂Ex + ẑEz ), ∂x ∂z c ω ω κ1 H1y = −i ²1 E1x , κ2 H2y = i ²2 E2x , c c ω iqi Hiy = −i²i Eiz , i=1,2 için. c Bu iki denklemin oranından κ1 E1x = , iq1 E1z − κ2 E2x = , iq2 E2z (3.6.18) (3.6.19) (3.6.20) (3.6.21) elde ederiz. Eşitlik 3.6.13, Faraday yasasını kullanarak: ∂Ex ∂Ez 1 − = −i (−iω)Hy , ∂z ∂x c ∓ κEx − iqEz = iω Hy , c (3.6.22) (3.6.23) 112 burada 1. ortam için - ve 2. ortam için + işareti kullanılıyor. µ ⇒ κ2 iq −κ2i ¶ Ez = + qi2 iω iω −ω² Hy = Ez , c c cq ω2 = 2 ²i 7→ κi = c (3.6.24) r qi2 − ²i ω2 . c2 (3.6.25) Sınır koşullarını saǧlatırsak, ilk olarak Etan , Htan sürekli olmalı ve faz uyumundan q1 = q2 ≡ q: E1x = E2x , ⇒ H1y = H2y , κ1 κ2 H1y + H2y = 0, ²1 ²2 (3.6.26) ⇒ H1y − H2y = 0, (3.6.27) aşikar olmayan çözüm için determinant sıfır olmalıdır: ²1 ²2 + =0 κ1 κ2 r Ayrıca, κ1 = q2 ω2 − ² 1 2 , κ2 = c r q 2 − ²2 Yüzey Plazmon Koşulu. (3.6.28) ω2 , yerine koyarsak, başka bir ifade şekli: c2 q(ω) = ω c r ²1 ²2 , ²1 + ²2 (3.6.29) κ1 ve κ2 ’nin reel ve pozitif olmasıiçin ²1 (ω) ve ²2 (ω)’de reel ve belirli ω deǧerlerinde ters işeretli olmalıdır. ωp2 ω şeklindeydi. ¿ c gecikmesiz ortam için κ1 = κ2 = q; bu ω2 q durumda gecikmesiz ortam yüzey plazmon koşulu: ²1 + ²2 = 0. Hatırlarsak, ²(ω) = 1 − Örnek: Boşluk içindeki yarı-sonsuz Drude metalini düşünürsek, 1. ortam metal ve 2. ortam boşluk için: ωp2 , ²2 = 1 burada ωp = ²1 = 1 − (ω + i0+ )2 r 4πne2 m (3.6.30) bu durumda yüzey-plazmon koşulu, s ω q(ω) = c ω 2 − ωp2 . 2ω 2 − ωp2 (3.6.31) 113 2.0 Isik Polariton - Üst Dal 1.5 =cq/ 1/2 1 =1 p 1 1.0 /(1+ p 1 ) 1/2 0.5 Yüzey Plazmon Polariton - Alt Dal 0.0 0 1 2 qc/ 3 p Şekil 3.6: YPP daǧılım eǧrisi: alt dal yüzey plazmon polaritonları ve üst dal ise katı içersindeki ışık polariton daǧılımını göstermektedir. 3.6.4 Deri Kalınlıǧı Alan yerelleşmesi κi parametresi ile ifade edilebilir: s ω κi = c −²2i ²1 + ²2 (3.6.32) bu ifade göz önüne alınarak e−κi |z| teriminin e−1 ’e ulaştıǧı derinliǧe deri kalınlıǧı denir: 1 `i = . Yüzey plazmon polaritonları enine ve boyuna elektromanyetik alan bileşenlerine κi sahiptir. Dielektrik ortamda (i=2) oranları: s s ωp2 − ω 2 E2z q −²1 (ω) =i =i =i E2x κ2 ²2 ²2 ω 2 (3.6.33) eşitliǧin son kısmı Drude metali için yazılmıştır. Enine bileşen q → 0 ve düşük frekanslarda baskın yani saf elektromanyetik dalgalar yarı-sonsuz ortamda TEM dalga özelliǧi gösterir. q’nun yüksek deǧerleri için ise hem enine hem de boyuna bileşenler karşılaştırılabilir deǧerlere 114 ulaşıyorlar, ve hatta frekansın ω → √ ¯ ¯ ¯ E2x ¯ ωp ¯ = 1 dir. deǧeri için ¯¯ E2z ¯ ²2 + 1 Alıştırma: Bu analizi s-kutuplanmalı durum için tekrarlayın: Ei = (0, Eiy , 0)e−κi |z| ei(qx − ωt) . 3.6.5 (3.6.34) İnce Filmlerde Yüzey Plazmon Polaritonları Şekil 3.7: x-yönünde ilerleyen p-kutuplu yüzey dalgasının incelenmesi. x-yönünde ilerleyen p-kutuplu yüzey dalgası için H-alanı: Aeiqx − κ1 z − iωt , z≥d h i Hy (r, t) = eiqx Beκm z + Ce−κm z e−iωt , 0 ≤ z ≤ d Deiqx + κs z − iωt , z≤0 (3.6.35) formundadır. Aynı şekilde E alanlarını da yazıp, Maxwell denklemlerini ve sınır koşullarını saǧlatırsak A, B, C, D katsayılarınıve κ1,m,s dalga sayıları elde edilir: r κ1 = q 2 − ²1 ³ ω ´2 c r , κm = q 2 − ²(ω) ³ ω ´2 c r , κs = q 2 − ²s ³ ω ´2 c . (3.6.36) 115 Ayrıca bu ince film için yüzey plazmon polaritonları daǧılım denklemi de: · ²(ω) κ1 +1 ²1 κm ¸· ¸ · ¸· ¸ ²(ω) κs ²(ω) κ3 ²(ω) κs +1 = − 1 e−2κm d . ² s κm ²1 κm ²s κm (3.6.37) Saǧlama için d → ∞ alınırsa, iki ayrı yarı-sonsuz arayüzey sonucuna geçilir. ²(ω) κ1 +1=0 ²1 κm (metal-boşluk), ²(ω) κs +1=0 ²s κm (metal-alttaş). (3.6.38) d’nin sonlu deǧerleri için her iki arayüzeyin biri diǧerinin farkında olmaktadır. Bu farkındalık yüzey plazmon polaritonlarının daǧılım eǧrilerinin biçimini deǧiştirir. Tam simetriyi saǧlamak için ²s = ²1 = 1 alırsak, ince film yüzey plazmon polariton daǧılım ifadesi bir çift eşitliǧe ayrışır: ²(ω) κ1 κm d = − coth , κm 2 ²(ω) κ1 κm d = − tanh . κm 2 (3.6.39) Bunlar sırasıyla Ex (z − d2 ) ifadesinin çift ve tek kipli fonksiyonuna karşılık gelir. Çift kip daha kısa ilerleme uzunluǧuna karşılık gelirken, tek kip çok uzun ilerleme uzunluǧuna sahiptir. Bunun nedeni, çift kip için Ex orta düzlemde sonlu iken tek kip durumunda sıfırdır. (bkz. şekil 3.8) Şekil 3.8: Kip ilerleme uzunluǧu karşılaştırması. 3.7 YEREL YÜZEY PLAZMONLARI (YYP) Laplace denkleminin belirli sınır koşullar altında gecikmesiz (elektrostatik) yaklaşım ile çözülmesi sonucu yerel yüzey plazmonlarının frekansı belirlenebilir. Gecikme etkilerinin ihmal edildiǧi elektrostatik yaklaşımın geçerli olması için sistemin karakteristik büyüklüǧü a deǧerinin, yerel yüzey plazmonlarının dalgaboyu ile kıyaslandıǧında küçük olması gerekir: a ¿ λ. 116 R yarıçaplıve ²0 dielektrik sabitli ortam içine gömülmüş metalik küre durumunda, kürenin içinde ve dışında Laplace denkleminin çözümleri: < Φ (r, θ, φ) = ∞ X̀ X a`m r` Y`m (θ, φ), 0 ≤ r ≤ R, (3.7.1) `=0 m=−` Φ> (r, θ, φ) = ∞ X̀ X b`m `=0 m=−` 1 Y`m (θ, φ), r ≥ R, r`+1 (3.7.2) ¯ ∂Φ ¯¯ sürekli olmalıdır . Bu sayede yerel şeklinde elde edilir. Sınır koşulları gereǧi, Φ(R) ve ² ∂r ¯r=R yüzey plazmonlarının daǧılım baǧıntısını elde ederiz: ²(ω) ` + 1 = 0. + ²0 ` (3.7.3) Hatırlayacaǧımız üzere ²(ω)’nın Drude metal durumu için elde ettiǧimiz eşitlik: · ω` = ωp ` ²0 (` + 1) + ` ¸1/2 , ` = 1, 2, . . . şeklindeydi. Küçük kürelerde, dipol kipi ` = 1 önemlidir. Küre büyüklüǧü arttıkça çok kutuplu durumlar (` > 1) önem kazanır. Çok büyük küre (R → ∞, ` → ∞) durumunda ise yerel yüzey plazmonlarının dielektrik-metal arayüzey durumuna yaklaşır: ω∞ = √ ωp . ²0 + 1 (3.7.4) Yüzey plazmon polaritonları ile yerel yüzey plazmonlarını karşılaştırırsak: • Daǧılım baǧıntısı yüzey plazmon polaritonları durumunda sürekli, yerel yüzey plazmonları durumunda ise kesikli olarak deǧerler alır. • Yerel yüzey plazmonları, uyarıcı ışıǧın dalga vektöründen baǧımsız olarak uygun frekans ve kutuplanma ile uyarılabilir. Yüzey plazmon polaritonları için ise uyarıcı ışıǧın frekans ve dalga vektörü yüzey plazmon polaritonlarının deǧerleri ile uygun düşmelidir. • Yerel yüzey plazmonları dar hacimli bir parçacık ya da eǧri yüzeyde sıkıştıǧından önemli bir elektromanyetik alan baskınlaşması verir. Yerel yüzey plazmonlarının bu özelliǧi 117 onlara SERS, SHG, ve SNOM gibi alanlarda önem kazandırır. Çeşitlemeleri: • Metal parçacık dizileri (Maier ve Atwater, 2005): • Kovuk yerel yüzey plazmonları: Parçacık ve kovuk yerel yüzey plazmonları frekans 2 2 + ωbosluk = ωp2 deǧerlerini ilişkisi: ωparcacik • Aralık plazmonları: Bu incelemelerin devamı olarak yüzey plazmon polaritonlarının optik uyarımı ve delik dizilerinin geçirgenlik baskınlaşması gibi yüzey plazmon polaritonlarının getirdiǧi özgün olayların tartışması için bkz. (Zayats ve diğer., 2005). 118 KAYNAKLAR Adler, S. L. (1962). Quantum theory of the dielectric constant in real solids. Phys. Rev., 126(2):413–420. Aspnes, D. E. (1982). Local-field effects and effective-medium theory: A microscopic perspective. American Journal of Physics, 50(8):704–709. Dressel, M. ve Grüner, G. (2002). Electrodynamics of Solids. Cambridge. Ehrenreich, H. ve Cohen, M. H. (1959). Self-consistent field approach to the many-electron problem. Phys. Rev., 115(4):786–790. Gorobchenko, V. D., Kohn, V. N., ve Maksimov, E. G. (1989). The Dielectric Function of Condensed Systems. Elsevier. Jackson, J. D. (1999). Classical Electrodynamics. Wiley, 3. edition. Keldysh, L. V., Kirzhnitz, D. A., ve (Eds), A. A. M. (1989). The Dielectric Function of Condensed Systems (Modern Problems in Condensed Matter Sciences, Vol. 24). Amsterdam: North-Holland. Maier, S. A. ve Atwater, H. A. (2005). Plasmonics: Localization and guiding of electromagnetic energy in metal/dielectric structures. J. Appl. Phys., 98:011101. Pines, D. ve Nozières, P. (1999). The Theory of Quantum Liquids. Perseus. Pitarke, J. M., Silkin, V. M., Chulkov, E. V., ve Echenique, P. M. (2007). Theory of surface plasmons and surface-plasmon polaritons. Reports on Progress in Physics, 70(1). Wiser, N. (1963). Dielectric constant with local field effects included. Phys. Rev., 129(1):62–69. Zayats, A. V., Smolyaninov, I. I., ve Maradudin, A. A. (2005). Nano-optics of surface plasmon polaritons. Physics Reports, 408(3–4):131.