1. RİSK VE GETİRİ 1. Risk ve Belirsizlik Kavramları Riskin sözlük

advertisement
MENKUL KIYMET DEĞERLEMESİ
BÖLÜM 3:
1.
RİSK VE GETİRİ
1. Risk ve Belirsizlik Kavramları
Riskin sözlük anlamı, gelecekte beklenmeyen bir durumun ortaya çıkma olasılığı, yaralanma,
incinme ve zarara uğrama olasılığıdır. Finansal açıdan risk ise, gerçekleşen getirinin beklenen
getiriden sapma olasılığıdır. Yatırımcının yapacağı yatırımdan sağlayacağı getirinin, beklenen
getirinin altına düşme veya üstüne çıkma olasılığı söz konusudur. Bu olasılık, yatırımcı açısından yapacağı yatırımın riskini oluşturmaktadır. Bir yatırımcının yaptığı yatırımın
gerçekleşen getirisi, beklenen veya tahmin edilen getiriden ne kadar büyük farklılık veya
sapma gösterirse, söz konusu yatırımın riskinin o kadar yüksek olduğu söylenebilir.
Risk ve getiri, yatırım kararını belirleyen iki temel faktördür. Bu nedenle, yatırımcılar,
yapacakları yatırımlarla ilgili olarak beklenen getiri kadar, riski de dikkate almak
zorundadırlar. Risk ve getiri arasında doğrusal bir ilişki vardır. Yani, bir yatırımın riski arttıkça,
getirişi de artar. Ayrıca, yatırımın vadesi ile risk arasında da doğrusal bir ilişki vardır. Vade
uzadıkça, risk de artmaktadır.
İnsanlar, genellikle, olası kayıpları risk olarak görür, potansiyel kazançları risk olarak
değerlendirmezler. Fakat beklenen değerden olumlu sapmalar da risktir. Diğer bir deyişle,
olası zararlar kadar olası karlar da risk olarak değerlendirilir.
Belirsizlik ile risk, farklı anlamlar içeren kavramlardır. Belirsizlik ve risk kavramları arasındaki
farklılık, olasılık dağılımının yapılma şekline göre ortaya çıkmaktadır. Bir olayın gerçekleşme
şansı, bir olayın meydana gelme olasılığı olarak kabul edilir. Örneğin, yazı tura atan bir kişinin
yazı ya da turayı bulma olasılığı %50'dir. Bu şekilde, gerçekleşmesi mümkün bütün olaylar
belirlenir ve bu olayların her birinin gerçekleşme olasılığı tahmin edilirse, buna olasılık
dağılımı denilmektedir. Olasılık dağılımı, sübjektif veya objektif olarak yapılabilir. Olasılık
dağılımı, kişinin beklentilerine dayalı olarak sübjektif yapılıyorsa belirsizlik; olasılık dağılımı,
geçmiş veriler kullanılarak objektif olarak yapılıyorsa risk söz konusudur. Objektif olasılık
dağılımı, olaya ilişkin geçmişe ait verileri bilimsel yöntemlerle analiz etme sonucu
oluşturulurken, sübjektif olasılık dağılımı, hiçbir tarihi veriye sahip olmadan yapılmaktadır.
Belirsizlik, yatırımcının beklenti ve sezgileri ile bir dereceye kadar aydınlanabilecek bir ortamı
ifade ederken; risk, beklenen değerlerin olasılık dağılımının kantitatif olarak ölçülebildiği
durumu ifade etmektedir.
Belirsizlik ve risk arasında yakın bir ilişki vardır. Örneğin, belirsizliğin çok yüksek olduğu, diğer
bir ifadeyle gelecekle ilgili tahminlerin yapılamadığı dönemlerde risk artmaktadır. Çünkü bu
durumda yatırımcı, elinde mantıklı verileri veya göstergeleri olsa dahi objektif tahminleri
olmadığı için karar vermek istemeyecektir. Yatırımdan beklenen gelecekteki getirilerin
gerçekleşme ihtimali yükseldikçe (olasılık dağılımı daraldıkça) belirsizlik durumu ve yatırımın
riski azalacaktır.
Belirsizlik ve risk kavramları birbirinden farklı anlamlar içermesine rağmen genellikle
birbirlerinin yerine kullanılmaktadır. Bu nedenle, bu bölümde de risk ve belirsizlik kavramları
eşanlamlı olarak kullanılacaktır.
a. Risk Kaynakları
Toplam risk, getirideki toplam değişkenliği ifade etmektedir. Toplam değişkenliğin piyasa
faktörlerinden kaynaklanan kısmına sistematik risk, firmaya özgü faktörlerden kaynaklanan
kısmına ise sistematik olmayan risk denilmektedir. Dolayısıyla, toplam risk, sistematik risk ve
sistematik olmayan risk olmak üzere iki unsurdan oluşmaktadır.
Toplam Risk = Sistematik Risk + Sistematik Olmayan Risk
Var(Rİ) = β2Var(RM) + Var(e)
Burada; Var(Rj), i menkul kıymetinin toplam riskini; β2Var(RM), menkul kıymetin piyasaya
bağlı (sistematik) riskini ve Var(e), menkul kıymetin spesifik (sistematik olmayan) riskini ifade
etmektedir. Sistematik olmayan risk, toplam risk ile sistematik risk arasındaki farka eşittir.
Var(e) = Var(Rİ) - β2Var(RM)
i. Sistematik Riskler
Sistematik risk (pazar riski, çeşitlendirilmez risk), piyasada işlem gören tüm menkul
kıymetlerin fiyatlarını aynı anda etkileyen faktörlerin neden olduğu risktir. Sistematik riskin
kaynağı makro ekonomik olaylar, enflasyon, faiz oranı ve döviz kuru gibi ulusal ekonomi
politikaları, maliye ve vergi politikaları ile dünya ekonomik sorunları gibi genel ekonomik
olaylardaki değişmelerdir. Sistematik risk, yatırımcının kontrolü dışındadır ve çeşitlendirmeyle giderilemez. Fakat uluslararası çeşitlendirme ile sistematik risk biraz azaltılabilir.
Sistematik riskler şunlardır:
Satın Alma Gücü Riski: Satın alma gücü riski veya enflasyon riski, fiyat düzeylerindeki
değişmeler nedeniyle satın alma gücündeki potansiyel kayıplardır. Fiyatlar genel
seviyesindeki artış oranının, yatırım aracının getiri oranından daha yüksek olması, satın alma
gücünün azalmasına neden olmaktadır. Yatırım araçlarının getirişi, nominal getiri ve reel
getiri olmak üzere iki şekilde tanımlanabilir. Nominal getiri, paranın satın alma gücündeki
değişimi dikkate almayan, diğer bir ifadeyle, enflasyonu içeren getiri oranıdır. Reel getiri ise,
enflasyondan arındırılmış getiri oranıdır. Burada yatırımcı açısından önemli olan. reel getiri
oranıdır.
Faiz Oranı Riski: Faiz oranı riski, piyasa faiz oranındaki değişikliklere bağlı olarak getirideki
olası değişmeleri ifade etmektedir. Faiz oranları ile yatırımların değeri veya piyasa fiyatları
arasında ters yönlü bir ilişki vardır. Piyasa faiz oranlan arttığında, yatırımların değeri
azalacak, faiz oranları düştüğünde ise yatırımların değeri aratacaktır. Faiz oranlarının
değişmesi; tahvil, hisse senedi, altın, gayrimenkul, opsiyon sözleşmeleri ve futures
sözleşmeleri gibi birçok yatırımın değerini etkilemektedir.
Piyasa Riski: Politik, ekonomik ve sosyal faktörlerin yanında, yatırımcı davranış ve
tercihlerindeki değişimlerden kaynaklanan risk, piyasa riski olarak ifade edilmektedir.
Yatırımcıların menkul kıymetlere karşı tutum, beklenti ve davranışları, somut veya psikolojik
nedenlere bağlı olarak değişebilmektedir. Örneğin, yatırımların bir firmanın karlılığında
düşüş öngörmeleri veya politik bir istikrarsızlığın çıkmasını beklemeleri, menkul kıymet
fiyatlarında düşüşe yol açabilecek somut risk faktörleridir. Fakat psikolojik faktörlere bağlı
olarak da fiyatlar dalgalanabilmektedir. Savaş, hükümet değişiklikleri, uluslararası ticari
ilişkiler gibi ulusal ve uluslararası politik değişim ve beklentiler de piyasa riski kapsamında
değerlendirilmektedir
Politik Risk: Politik risk, siyasi istikrarsızlıkların veya siyasi karar organının aldığı iktisadi
içerikli kararların piyasaları etkilemesi veya yatırımcıların beklentilerine ters düşen sonuçlar
doğurması nedeniyle ortaya çıkan risktir. Maliye ve para politikalarındaki olası değişiklikler
dışında, siyasi krizler, savaşlar, ihtilaller, hükümet değişiklikleri gibi faktörlerin de
yatırımcıların davranışları üzerinde etkileri bulunmaktadır. Uluslararası yatırımcılar, genel
olarak, politik riskten daha etkilenmektedirler. Uluslararası yatırımcıların karşı karşıya
kaldıkları risklere örnek olarak, yatırımların kamulaştırılması, karların yurt dışına
çıkarılmasının yasaklanması, kar transferinde yüksek oranlı vergilerin uygulanması, o ülkede
yatırım yapmak için yerel işletmelerle ortaklık yapma zorunluluğunun olması verilebilir.
Politik riski yüksek olan ülkelerde doğrudan veya dolaylı yatırım yapacak yatırımcılar, daha
yüksek getiri bekleyeceklerdir.
Kur Riski: Kur riski veya döviz riski, yabancı para cinsinden yapılan yatırımlarda paraların
değerinin değişmesi durumunda ortaya çıkan bir risktir.
ii. Sistematik Olmayan Riskler
Sistematik olmayan risk (firma riski), işletmelerin kendilerinden kaynaklanan ve
çeşitlendirme ile azaltılabilen risklerdir. Firmanın yönetim, üretim, pazarlama ve finans gibi
temel iş anlayışı ile faaliyet yaklaşımları ve stratejilerindeki değişmelerden kaynaklanan
risklerdir. Yönetim hataları, yatırımlar, reklam kampanyası, işçi grevi, tüketici isteklerindeki
değişim, yasal davalar gibi firmaya özgü olay ve faaliyetler, firmanın ihraç ettiği menkul
kıymetlerin fiyatlarını etkilemektedir. Sistematik olmayan riskin, her firma için ayrı olarak
değerlendirilmesi gerekir ve firmaların menkul kıymetlerinde sistematik olmayan riske bağlı
fiyat hareketleri istatistiki olarak birbirinden bağımsızdır. İyi çeşitlendirilmiş bir portföyde,
menkul kıymetlerin sistematik olmayan riskin ortalaması sıfıra kadar indirilebilir. Bu nedenle,
sistematik olmayan riske, çeşitlendirilebilir risk de denilmektedir. Finansal risk, endüstri riski
ve yönetim riski sistematik olmayan riskin türlerini oluşturmaktadır.
Finansal Risk: Finansal risk, işletmenin finansman yapısında yabancı kaynak (borç) kullanması
sonucu ortaya çıkan bir risktir. Varlıklarının tamamını öz kaynaklar ile finanse eden bir firma
için finansal risk söz konusu değildir. Firmalar, sermaye yapılarında yabancı kaynak
kullanarak, finansal kaldıraç etkisiyle, hisse senedi başına karı arttırabilirler. Fakat yabancı
kaynaklar, firmaya faiz ve anapara ödemeleri şeklinde sabit bir yük getirmektedir. Borçlanma
oranı arttıkça, borçlan geri ödeyememe ve iflas olasılığı, diğer bir ifadeyle, finansal risk de
artmaktadır.
Endüstri Riski: Endüstri veya sektör riski, işletmelerin faaliyet gösterdiği endüstrilerde
meydana gelmesi beklenen değişmelerden kaynaklanan ve yalnızca o endüstri içindeki
işletmeleri etkileyen, endüstri dışındaki işletmeleri etkilemeyen risktir.
Yönetim Riski: Yönetim riski, işletmelerin iyi veya kötü yönetilmelerine göre ortaya çıkan bir
risk türüdür. Bir işletmenin başarısı, yöneticilerin bilgi, yetenek ve tecrübeleriyle doğrudan
ilişkilidir. Yöneticilerin hatalı kararlar almaları, gerçekleşen nakit akışlarının beklenen nakit
akışlarından olumsuz yönde sapmasına yol açacaktır. İyi yönetilen bir işletmenin beklenen
karlılığı daha yüksek bir olasılıkla gerçekleşeceğinden, yatırımcılar, bu işletmelerin menkul
kıymetlerine daha fazla talep göstereceklerdir.
Portföydeki menkul kıymet sayısı arttıkça, yani çeşitlendirme yapıldıkça, portföyün toplam
riski azalmaktadır. Fakat toplam riskteki bu azalış, çeşitlendirme yapılarak sistematik
olmayan risklerin azaltılmasından kaynaklanmaktadır. Sistematik risk, yatırımcının
kontrolünde olmayan ve piyasadaki bütün varlıkların fiyatlarını etkileyen risk kaynağı olduğu
için, çeşitlendirmeyle azaltılamamaktadır.
Kuramsal olarak bir yatırımcının sistematik olmayan riski tamamen ortadan kaldırabilmesi
için, portföyünü pazardaki tüm hisse senetlerinden oluşturması gerekmektedir. Fakat,
yapılan ampirik çalışmalar, iyi seçilmiş 20 ile 40 arasındaki hisse senedinden oluşan
portföylerde, sistematik olmayan riskin önemli ölçüde azaltılabileceğini göstermektedir.
Dolayısıyla, etkin bir sermaye piyasasında sistematik olmayan risk çok önemli değildir. Çünkü
iyi bir çeşitlendirme ile ortadan kaldırılabilmektedir. Bu durumda, toplam risk içerisinde,
sistematik risk ve sistematik riskin ölçülmesi ön plana çıkmaktadır.
b. Risk Karşısında Yatırımcı Tipleri
Rasyonel yatırımcı, fayda düzeyini maksimize etmeye çalışır ve yatırımcının yatırımdan
beklediği fayda, yatırımın beklenen getirişinin ve riskinin bir fonksiyonudur. Risk düzeyinde
bir artış olmaksızın, beklenen getirideki bir artış, beklenen faydayı artıracaktır. Benzer
şekilde, beklenen getiride bir azalma olmaksızın risk düzeyinin azalması, beklenen faydayı
artıracaktır. Yatırımcının fayda fonksiyonu, onun riske karşı eğilimini göstermektedir.
Yatırımcılar, riske karşı tutumlarına göre üçe ayrılmaktadır:

Riskten kaçan yatırımcı,

Riske karşı kayıtsız yatırımcı,

Risk seven (arayan) yatırımcı.
Riskten kaçan yatırımcılar, riski sevmezler ve risk almazlar. Bu nedenle, getirileri belli olan iki
yatırımdan daha az riskli olanı tercih ederler. Riskten kaçan bir yatırımcı, her ilave liraya
atfettiği fayda azaldığı için. konkav (içbükey) fayda eğrisine sahiptir. Riske karşı kayıtsız olan
yatırımcılar riskle ilgilenmezler ve bunlar için hangi yatırımın seçileceği önemli değildir. Bu
nedenle, yatırımcıların risk ve getiri arasında kayıtsız kaldıkları söylenebilir. Riske karşı
kayıtsız bir yatırımcının fayda eğrisi doğrusaldır. Risk arayan yatırımcılar için, yatırımın
faydası, yatırım yapmamanın beklenen faydasından daha büyüktür. Risk arayan bir
yatırımcının fayda eğrisi, her ilave liraya atfettiği fayda arttığı için, konveks (dışbükey) bir
yapıya sahiptir. Şekil 5.3'te, risk karşısındaki tutumlarına göre yatırımcı tiplerinin fayda
eğrileri görülmektedir.
Şekil 5.3: Risk Karşısında Yatırımcı Türleri
Toplam Fayda
Riskten kaçan bir yatırımcı, riskin artması durumunda, daha fazla getiri talep etmektedir.
Risk arayan yatırımcı, riskteki belirli bir artış için getirideki bir azalışı kabullenmektedir. Riske
karşı kayıtsız yatırımcılar için, riskin düzeyi ile istedikleri getiri oranı arasında bir ilişki söz
konusu değildir.
Yatırımcıların, genel olarak, "riskten kaçan" bir yapıya sahip oldukları varsayılmaktadır. Fakat
bütün yatırımcıların aynı ölçüde riskten kaçtığını söylemek mümkün değildir. Bazı
yatırımcılar aşırı ölçülerde riskten kaçmasına rağmen, bazı yatırımcılar daha düşük ölçülerde
riskten kaçmaktadırlar. Diğer bir ifadeyle, her yatırımcının risk üstlenmedeki davranışı veya
risk karşısındaki tutumu farklıdır ve bu durum, yatırımcıların yatırım kararlarını etkiyen
önemli bir faktördür.
c. Tek Bir Varlık İçin Beklenen Getirinin ve Riskin Ölçülmesi
Risk, birden fazla sonucun ortaya çıkma olasılığıdır. Dolayısıyla, bir yatırımın riskini
ölçebilmek için, öncelikle bu yatırımdan beklenen nakit akışlarına (veya getirilere) ilişkin
olasılık dağılımının yapılması gerekmektedir. Söz konusu olasılık dağılımı, yukarıda da ifade
edildiği gibi, sübjektif veya objektif olarak yapılabilir. Meydana gelmesi beklenen bütün
olayların gerçekleşme olasılıklarının toplamı her zaman 1,00 (veya %100) olmalıdır.
Örneğin, ilk yatırım tutarı 100 TL olan bir yatırımın sonucunda üç olası sonuç olduğunu
varsayalım. Birinci olası sonuca göre, yatırımın değeri bir yıl sonra, %40 olasılıkla, 160 TL'ye
çıkacaktır. İkinci olası sonuca göre, yatırımın değeri %20 olasılıkla 120 TL olacaktır. Üçüncü
olası sonuca göre, yatırımın değeri %40 olasılıkla 80 TL olacaktır.
İlk Yatırım Tutarı
Olasılıklar
P1 = %40
Olasılı Getiriler
R1 = 160 TL
R=100
P2 = %20
P3 = %40
Toplam: 1
R2 = 120 TL
R3 = 80 TL
Yatırımcı, ilk yatırıYatırım tutarı ve olası getirileri bu şekilde olan bir yatırım fırsatıyla karşı
karşıya kaldığında, bu yatırım alternatifini nasıl değerlendirecektir? Bunun için, yatırımcının,
yatırım alternatifinin beklenen getirişini ve riskini hesaplaması gerekmektedir. Tek bir
yatırım alternatifinin olması durumunda yatırımcı, yatırımdan beklediği getiri oranına ve risk
düzeyine göre karar verecektir. Birden fazla yatırım alternatifi arasında, yatırımcı, riski en
düşük ve beklenen getirişi en yüksek yatırım alternatifini tercih edecektir.
i. Beklenen Getiri
Beklenen getiri, belli bir dönem getirileri ile bu getirilerinin gerçekleşme olasılıklarının
çarpımının toplamıdır. Beklenen getiri, bir yatırımdan gerçekleşmesini beklediğimiz getiri
oranıdır. Beklenen getiri, geleceğe ilişkin gerçekleşme olasılıkları veya geçmiş veriler dikkate
alınarak hesaplanabilir:
Getirilerin gerçekleşme olasılıklarının dikkate alınması durumunda;
E(R) =R 1 xP, + R,xP,+ ... + Rn x Pn
E(R) = ∑R,xPı
Burada;
E(R) = Beklenen getiriyi,
P, = Her bir getirinin veya nakit akışının gerçekleşme olasılığını,
R; = Olasılık dağılımının herhangi bir getiri oranını veya nakit akışlarını
göstermektedir.
Geçmiş verilerin dikkate alınması durumunda;
Rort =∑Ri /n
Burada Rort ortalama getiriyi, Ri; gerçekleşen getiriyi ve n dönem (veri) sayısını
göstermektedir.
Yukarıda verilen örnekte, gelecek döneme ilişkin getiri tahminleri ve bu getirilerin
gerçekleşme olasılıkları söz konusu olduğu için, ilk formül kullanılarak, yatırım fırsatının
beklenen getirişi hesaplanır:
E(R) P,R,+ F,R,+P.R,
E(R) = (0,40x160TL) + (0,20 x 120TL) + (0,40 x 80TL) = 120TL
Yatırım fırsatının beklenen karı, 120 TL - 100 TL = 20 TL olacaktır. Diğer bir ifadeyle, beklenen
getiri oranı = 20/100 = %20 olacaktır.
Yatırımcılar, yatırım kararını verirken, tek başına beklenen getiriye bakarak karar veremezler.
Örneğin, iki farklı yatırım fırsatının her birinden aynı getiriyi bekleyen yatırımcının, tercihini
beklenen getiriye göre yapması mümkün değildir. Bu nedenle, yatırım fırsatlarının riskinin de
hesaplanması gerekir.
ii. Standart Sapma (Varyans)
Standart sapma veya varyans, olasılık dağılımının sıklığını gösterir ve risk ölçüsü olarak
kullanılmaktadır. Standart sapma veya varyans, her bir olası getirin in, beklenen getiriden ne
kadar saptığını gösterir. Olası getiriler, beklenen getiriye ne kadar yakınsa, yatırımın riski o
derece az; olası getiriler, beklenen getiriden ne kadar uzaksa, yatırımın riski o derece
yüksektir. Diğer bir ifadeyle, beklenen nakit akışlarının veya getirilerin olasılık dağılımı daha
yaygın veya geniş olan yatırımların riski daha yüksektir. Örneğin Şekil 5.4'te, B yatırım
alternatifi, A yatırım alternatifine göre daha risklidir.
Şekil 5.4: Olasılık Dağılımı
A Yatırımının
Getiri
Standart sapma veya varyans, sıfır (0) veya sıfırdan daha büyük değerler alır. Varyansın sıfır
olması, beklenen değerden sapma olmadığını, diğer bir ifadeyle, riskin söz konusu olmadığını
gösterir. Varyansın değeri, sıfırdan ne kadar büyük ise, risk de o kadar büyüktür.
Varyans ve standart sapma, olasılıklara dayalı beklenen getirilere ve geçmiş getirilere göre
hesaplanabilir.
iii. Değişim Katsayısı
Yatırım alternatiflerinin beklenen getirişi ve riski belirlendikten sonra, aşağıdaki seçim
kriterleri kullanılarak alternatif yatırımlar arasından en uygun olanı seçilir:

Aynı beklenen getiriye sahip iki ya da daha fazla yatırım alternatifi arasından,
standart sapması (riski) en düşük olan seçilir.

Aynı standart sapmaya (riske) sahip iki ya da daha fazla yatırım alternatifi arasından,
beklenen getirişi en yüksek olan seçilir.

Yatırım alternatifleri arasında, daha küçük standart sapmaya ve daha büyük beklenen
getiriye sahip yatırım alternatifi seçilir. Birden fazla yatırım alternatifinin aynı
standart sapmaya veya aynı beklenen değere sahip olması, çok az rastlanan bir
durumdur. Eğer yatırım alternatiflerinin standart sapmaları ve beklenen getirilen
birbirinden farklı ise, yatırım alternatifleri arasındaki seçim, değişim katsayısına göre
yapılabilir.
Değişim katsayısı, standart sapmanın, beklenen getiriye bölünmesiyle bulunur ve birim getiri
başına düşen riski gösterir. Değişim katsayısı aşağıdaki formülle gösterilir.
Risk _
б
DK= --------------= ---------------Beklenen Getiri
E(R)
Değişim katsayısı küçük olan yatırım alternatifi seçilir. Çünkü değişim katsayısı küçüldükçe,
birim getiri başına düşen risk azalmaktadır.
Download