FARKLI İKTİSADİ YAKLAŞIMLARA GÖRE KAMU KESİMİ 1-Merkantilizm: Devletin zenginleşmesi kıymetli madenlere (altın, gümüş vb.) bağlıdır. -Dış ticaret fazla vermelidir. – Endüstri devlet tarafından desteklenmelidir. – Deniz ticareti geliştirilmeli, deniz aşırı mülkler edinilmelidir. 2-Fizyokratlar: 18.yy. Kurucusu Quesnay. Toplum 3 sınıftan oluşur. 1-Toprak Sahipleri 2-Tarımda Kiracılar ve işleyenler 3-Kısır Sınıf (Tüccar ve Zanaatkar) - Üretken olan tek alan tarımdır. – Topluma hakim olan bir doğal düzen mevcuttur. – Bireycidirler. – Ekonomiye müdahaleye karşı çıkarlar 3- Klasik İktisadi Düşünce: Adam Smith, David Ricorda, Robert Malthus, John Stuart Mill. - Tam rekabet koşulları mevcuttur ve ekonomi tam istihdamda dengededir (Say-Mahreçler Yasası). –Ücret, mal fiyatları ve faiz oranı esnektir. – Ekonomiye müdahale, ekonomik dengeye zarar verir. – Görünmez el bulunur (Tarafsız Maliye Kuramı). – Devlet zorunlu bir fenadır, sadece zorunlu hizmetleri yerine getirmelidir. – Bütçe küçük ve denk olmalıdır. – Borçlanmaya mümkün olduğunca izin verilmemelidir. Borçlanma yoluyla ekonomiden çekilen paranın, üretici olmayan sahalara aktarılmış olacağını ve devlet harcamalarının verimsiz olacağını savunur. 4- Keynesyen İktisadi Düşünce: 1936 “İstihdam, Faiz ve Genel Teori” John M. Keynes. Maliye Politikasının babası. - Ekonomi eksik istihdamda da dengeye gelir. – Devlet ekonomi dengeye gelene kadar ekonomiye müdahale etmelidir. – Devletin yapacağı harcamalar çarpan etkisi kadar ekonomiye genişletici etki edecektir (Genişletici Maliye Politikası). – Devlet tarafsız olmak zorunda değildir (vergi-harcama). – Ekonomide herkes gelirlerinin tamamını harcamaya (yatırıma) yönlendirmez. İhtiyat, Spekülasyon ve Muamele amacıyla (saikiyle) tasarrufa yönlendirirler. – Fiyatlar ve ücretler rijittir (negatif yönlü esnek değildir). 5- Monetarist İktisadi Düşünce: Milton Friedman. - Maliye politikasının kullanımına karşıdırlar (Dışlama Etkisi). Kısa dönemde olumlu ancak uzun dönemde kalıcı etki oluşturmaz. – Para arzı, nominal milli gelir büyüklüğünün temel belirleyicisidir. - Fiyatlar ve ücretler esnektir. – Özel sektör istikrarlıdır. – Ekonomide doğal bir işsizlik oranı mevcuttur. 6- Rasyonel Beklentiler Teorisi: J. Muth, R. Lucas, T. Sargent ve N. Wallace. - Aracılar, gelecek ile ilgili beklentilere sahiptirler. Bu beklentiler uygulanacak olan politikaların gelecekte etkinsiz hale getirir. – enflasyonist ekonomilerde bekleyişlerin varsayılmasından yola çıkarak ekonomik birimlerin uyumcu beklentilere alternatif olarak rasyonel beklentiler içinde olduğudr. 7- Arz Yönlü İktisadi Yaklaşım: Arthur Laffer. - Marjinal vergi oranındaki değişiklikler, ekonomik birimlerin kararlarını ve eylemlerini değiştirir. – Ekonomik etkinlik ve ekonomik büyümeye önem verirler. – Kamu harcamalarının azalması ve yasal-kurumsal serbestleşme politikalarının uygulanması büyümeyi pozitif etkiler. - Vergi gelirlerinin indirilmesi vergi gelirlerini arttıracaktır. 8- Yapısalcı Yaklaşım: Yapısal bozukluklar ve darboğazlar ortadan kaldırılmadıkça, enflasyon sorununun çözümlenemeyeceğini savunur. Az gelişmiş ülkelerin yapısal bozuklukları – tarımsal ürünler arzının yeterince esnek olmaması, - dış ticaret dengesinin sürekli açık vermesi ve – ekonomik kurumların yetersizliğidir. 9- Post-Keynesyen Yaklaşım: John Robinson. – Ekonomiye devlet müdahalesi zorunludur. – Kurumsal reformların daha tarafsız bir ekonomik yapı, daha sağlıklı bilgi akışı ve karar birimleri arasında etkin koordinasyona olanak vereceğini savunmaktadır. – Maliye politikasını sosyal değişimin gerçekleşmesinde önemli bir araç olarak kabul etmektedir. – Kişisel gelir dağılımının düzenlenmesinde vergileme ve kamu harcamalarının önemli olduğunu savunur. 10- Yeni Keynesyen Yaklaşım: Hem para hem de maliye politikasının etkinliğine önem verir. Ücret ve fiyatlar düşüş yönünde esnek olmadığından ekonominin kendiliğinden tam istihdam denge seviyesine gelmesi mümkün değildir. 11- Anayasal İktisat Yaklaşımı: Buchanan. Kamu tercihi yaklaşımının oluşması, anayasal bakış açısı ve ekonominin politik yapısı üzerine oluşan yaklaşım. Devletin sınırlarının net bir şekilde belirlenmesi ve her bir ekonomi politikası için bir anayasal düzenlemenin yapılmasını öneren görüştür.