İktidarsızlık (sertleşme sorunu) nedir? Erkekte cinsel ilişkiyi sağlayacak nitelikte peniste yeterli sertleşme olmaması ya da sertleşmeyi yeterli süre devam ettirememesi durumuna iktidarsızlık denir. İnsan hayatının belirli bir döneminde birkaç kez başarısız olmak o kişide iktidarsızlık olduğunu göstermez. Ancak bu durum altı ay devam ederse doktora başvurmalıdır. Türkiye’de iktidarsızlık sıklığı hakkında veriler var mıdır? Erkeklerin hayatları boyunca peniste sertleşme ile ilgili sorunlu dönemleri olur, ama 40 yaşın altında sertleşme sorunu nadirdir. Bu oran yaşla giderek artar ve 70 yaşındaki erkeklerde %65 oranında değişik derecelerde sertleşme sorunu yani iktidarsızlık vardır. Burada yaşlanmaya paralel olarak iktidarsızlık sıklığı artıyor görünse de, her ileri yaş erkekte iktidarsızlık olacak diye şart yoktur. Türk Androloji Derneğinin 2000 erkekte yaptığı bir çalışmada genel olarak sertleşme sorunu yüzde 69 olarak bulunmuş. Sertleşme sorunu bir çok araştırmada üçe ayrılıyordu. Hafif, orta ve ağır olarak. Orta ve ağır grup, yüzde 35’i kapsıyordu ki, bu 3 milyon erkeğe tekabül ediyor. Yani, Türkiye’de 3 milyon erkekte, sertleşme sorunu olduğu bu araştırmayla ortaya kondu. Sertleşme sorunu nasıl oluşur? Yaşlanmada fizyolojik olarak cinsel güçte düşüş görülür. Bu normaldir. Ama bu düşüşün derecesi ve başlama yaşı kişiden kişiye farklılık gösterir. Yaşla birlikte özellikle damar sertliği (ateroskleroz), erkeklik hormonunda (testosteron) düşme ve vücuttaki sinir iletişimindeki zayıflamaya bağlı olarak penis sertleşme gücünde de azalma ortaya çıkar. Sertleşmeyi (ereksiyonu) sağlayacak kasların gücü azalır, cinsel arzu yani libido düşer ve orgazıma ulaşma süresi uzar. Böyle durumda önceden yeterli olan erotik ya da dokunsal cinsel uyarılar artık yetmez hale gelir ve daha güçlü uyarılara ihtiyaç oluşur. Bu, yaşlanmanın doğal bir sonucudur. Sertleşme sorunu sadece bedensel bir rahatsızlık mıdır, yoksa stres gibi diğer etkenler de sertleşme sorunu yapabilir mi? 1990’lara kadar iktidarsızlık sorunlarının yüzde 90’ının psikolojik kökenli olduğu kabul ediliyordu. Ve yapılan araştırmalarda da bu ortaya çıkıyordu. Ancak 2000’li yıllarda esas büyük sorunun bedensel (organik) olduğu anlaşıldı. Peniste yeterli sertleşmenin olmaması ya da devam ettirilememesi psikolojik nedenlerden de kaynaklanıyor olabilir. Olguların %30'unda psikolojik faktörler söz konusudur. Aslında, beyinden kalkan uyarılar peniste hem sertleşmeyi oluştururlar hem de bu sertleşmeyi baskılayabilirler. Eğer stres, depresyon, korku, davranış bozukluğu gibi bir durum varsa, beyinden ereksiyonu sağlayacak uyarılar gelmeyeceği gibi, baskılayıcı uyarılar da açığa çıkarak cinsel fonksiyonları engeller. Psikojenik nedenlerin ortaya çıkmasında kişinin cinsellikle ilgili bilgileri, aile ve çevresel faktörler, kültür, daha önceki cinsel ilişki deneyimleri, kendine güven, korku, yanlış inançlar, kendinde ve eşine ait fiziksel kusurlar, eşinin bilgisi de çok önemlidir. Gebe bırakma korkusu, bulaşıcı hastalık kapma riski, başka kadınlarla ilişki kurarken korku, ilk gece (gerdek gecesi) korkusu da sorumlu olabilir. Hangi tıbbi hastalıklar (ya da sorunlar) sertleşme sorununa zemin hazırlar? İktidarsızlık gelişiminde risk faktörlerinin başında hipertansiyon, şeker hastalığı, damar sertleşmesi (ateroskleroz), aşırı alkol tüketimi, sigara, hipertansiyon ilaçları ve bazı depresyon ilaçları gibi ilaçlar gelmektedir. İktidarsızlığın nedenleri arasında hormon bozuklukları ancak %5 hastada saptanır. Testosteron hormonu yetmezliği ve prolaktin yükselmesi en sık görülenleridir. Hastaların %10-20'sinde ise sinir sistemindeki bir bozukluk söz konusudur. En önemlisi omurilik yaralanmalarıdır. Beyin ile ilgili hastalıklar nadirde rastlanılsa iktidarsızlık nedeni olabilir. Şeker hastalığı, alkol bağımlılığı, prostat ya da mesanenin büyük ameliyatları da penisi uyaran sinirleri zayıflatarak veya yaralayarak peniste sertleşme sorunu yapabilir. Damarsal nedenler de oldukça sık karşılaşılan bir sorundur. Penise giden kan akımının azalması veya kanın peniste tutulamaması sonucu oluşur. Damarsal nedenler için risk faktörleri sigara kullanımı, yüksek tansiyon, diyabet (şeker hastalığı), kalp hastalığı ve yüksek kolesterol düzeyidir. Tedavi edilmemiş yüksek tansiyonlu hastaların %8-10'unda sertleşme sorunu geliştiği görülmüştür. Damar sertliği (arteroskleroz) özellikle elli yaş üstü erkekler için ciddi bir risk faktörüdür. Arterlerin daralmasına neden olur ve penise giden kan akımı azalır. Tek başına sigara bu mekanizma ile erkesiyonu bozabilir. Günde 1 paket sigara içenlerde 30 yıl, 2 paket içenlerde ise 15 yıl içerisinde ereksiyon bozukluğu görülme riski %70 civarındadır. Aşırı şişmanlık da peniste ereksiyon kusuru yaratabilir. Penise gelen kan akımının azalmasına neden olan diğer durumlar ise doğmalık damar anomalileri, penis ameliyatları, Peyroni hastalığı (50 yaşlarından sonra ortaya çıkan ve peniste giderek artan eğrilmeye neden olan, sonuçta vajene giremeyecek kadar eğilme ile sonuçlanabilen ve iktidarsızlığa yol açabilecek bir hastalık), ışın tedavisi vd.'leridir. İlaçlar; Yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve psikiyatrik hastalıklar için kullanılan birçok ilaç sertleşmeye engel olabilir. Kronik böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, siroz, tiroid hastalıkları da empotans yapabilir. Bazı ameliyatlardan sonra da penisin sertleşmesi bozulabilir. Bunlar arasında en sık karşılaşılanları radikal prostatektomi, beyin ve omurilik ameliyatları, rektum ameliyatları, aort damar ameliyatları, açık ve kapalı prostat ameliyatları, uretra darlıklarına yönelik ameliyatlar, penis ameliyatlarıdır. Sertleşme sorunu nasıl teşhis edilir? İktidarsızlık yakınması ile gelen bir erkekte gerçek bir iktidarsızlık bulunup bulunmadığını anlamak ve varsa bunun psikojenik mi yoksa organik bir nedenden mi kaynaklandığını anlamak için ayrıntılı hikaye alınır, (Stresli bir hayat, sertleşme sorununun aniden mi yoksa yavaş yavaş mı başladığı, sabah sertleşme olup olmadığı) ardından bazı testler yapılır. Bunlardan sıklıkla kullanılan bazıları aşağıda verilmiştir. Kan tahlili olaral özellikle kan şekeri ve testosteron ile prolaktin hormonlarına bakılır. Gerekirse karaciğer ve böbrek fonksiyonları da kontrol edilir. NPT testi; ise uykuda penis sertleşmesinin ölçülmesi de yapılan bir testtir. Fakat bu test birçok merkezde maliyeti ve uygulama zorluğunda dolayı yapılamamaktadır. Erkeklerde gece uykuda iken penis 2-7 kez sertleşir. Yaş ilerledikçe bunun sıklığı ve gücü azalır. Bu test, iktidarsızlık nedeninin psikolojik mi olduğunu yoksa peniste damar veya sinir yapısıyla ilgili organik bir bozukluğun mu bulunduğunu ortaya koyar. Kavernozografi-kavernozometri alı tetkikler daha önce sık uygulanmakta iken günümüzde fazla uygulanmamaktadır. Peniste sertleşme sorununun kuvvetle muhtemel bedensel bir soruna bağlı olduğu olduğu düşünülüyorsa yapılması gereken en önemli test; Penil doppler ultrasonografi testi olmalıdır. Bu testte penise küçük bir iğne batırılarak doğal sertleşmeyi sağlayıcı bir madde verilmekte ve penisteki atardamarların kan basıncının yeterli olup olmadığı ve daha sonra penis sertleşme esnasında kan ile dolarken toplardamarlardan geriye kaçak olup olmadığı değerlendirilmektedir. Sertleşme sorunu nasıl tedavi edilir? Öncelikle risk faktörlerinin ortadan kaldırılması gerekir. Kolesterol içermeyen bir diyet uygulanması, aşırı kiloların verilmesi önemlidir. Yiyecek olarak sebze ve meyve tercih edilmelidir. Eksersiz, düzenli yürüyüşler ya da fazla yorucu olmayan spor uğraşıları son derece faydalıdır. Stresten kaçınılmalıdır. Sıkıntı ve bunalımlı bir hayat, ister istemez cinsel yaşamı da etkiler ve iktidarsızlık nedeni olabilir. Sigaranın cinsel fonksiyonlar üzerine ne kadar zararlı olduğu artık kesinlik kazanmıştır. Tek başına bile sigara iktidarsızlık nedeni olabilir. Aşırıya kaçmayan alkolün zararı yoktur. Ama alışkanlık oluşturmuş ise ereksiyonu olumsuz etkileyebilir. Tansiyon düşürücü veya psikiyatriden verilen bazı ilaçların cinsel gücü düşürücü etkileri mevcuttur. Bunların kullanılması durumunda ilgili doktora başvurarak doz ayarlaması veya değiştirilmesi konuşulabilir. Eşler arasındaki sorunlar da iktidarsızlıkta önemli bir yer tutar. İyi bir aile yaşantısı ve eşler arasında anlayış cinsel yaşantıyı düzeltebilir. Gerekirse erkeğin yanı sıra kadının da hekim tarafından görülmesi ve konuşulması faydalı olabilir. Bu amaçla psikiyatri klinikleri tarafından psikoterapi uygulanması önerilir. İktidarsızlığın tedavisinde kullanılan ilaçlar; Sildenafil, Vardanafil, Tadalafil ilaçları, penis içine kan getiren damarları genişleterek etkilerini gösterirler. Günümüzde en sık kullanılan ilaçlardırtır. Organik ya da psikolojik iktidarsızlık olgularında genel olarak %60-80 etkilidir. Şeker hastalarında da başarıyla kullanılmaktadır. Ancak çok önemli bir sakıncası kalp hastalığı ya da riski olanlarda ve kalp ilacı kullananlarda (nitrat türevi) mutlaka doktor kontrolünde alınmasıdır, yoksa tehlikeli sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu ilaçların cinsel ilişkiden ne kadar zaman önce alınmaları gerektiği prospektüslerinde belirtilmektedir. Bu tür ilaçların bazılarının etkisi 36 saate kadar sürebilmektedir. Etkili olabilmeleri için alınmadan önce cinsel uyarı olması gerekir. Yan etkiler çoğunlukla baş ağrısı (%l0), yüzde kızarma (%10) ve mide rahatsızlığıdır (%7). Renkli görmede hafif ve geçici bozukluk, ışığa karşı hassasiyet veya bulanık görme yaklaşık %3 hastada görülen yan etkilerdir. Doz ayarı ve kullanım şekli bakımından doktor tarafından izah edilerek alınmalıdır. Ayrıca, son zamanlarda ciddi ereksiyon sorunu olmayan, yani hafif bir sertleşme sorunu olan hastalara epimedyum maddesini içeren karışımların verilmesiyle de yeterli ereksiyon sağlanılabildiği gösterilmiştir. İlaç tedavisi dışındaki diğer tedavi seçenekleri: Vakum cihazı, penise geçirilen bir silindir ve buna bağlı bir pompadan oluşur. Pompa elle ya da pil ile çalışabilir. Pompa yardımıyla silindir içindeki hava boşaltılınca, negatif basınç etkisiyle penis içine kan dolar ve ereksiyon olur. Ereksiyon halindeki penisin köküne bir lastik halka geçirilerek, içeri dolmuş olan kan hapsedilir. Bu durumda cinsel ilişkiye geçilir. 30 dakika içinde lastik halkanın çıkarılması gerekir. Ancak, çoğu hasta vakum cihazı kullanılmasını pratik bulmamaktadır. Ağrı, soğukluk hissi, kanama, morarmalar (%10-15) gibi yan etkileri ortaya çıkabilir. Penis derisinden penis içerisine yapılarak ilaç verilmesi; Bu uygulama, genellikle ilaç tedavisi yetersiz olan hastalara uygulanan bir tedavi olup genellikle penis içine verilen ilaçlar ya tek başlarına ya da 2 veya 3 ilacın karışımı şeklinde hazırlanarak verilir. Hastalara kendilerine bu iğneleri (enjeksiyonları) yapmaları öğretilir. Türkiye’de bu karışım rutin olarak hazırlanan ve eczanelerde reçete ile verilen bir karışım değildir. Penis ucundan, idrar kanalına ilaç sıkılması da yurt dışında uygulanan bir tedavi olmakla birlikte bu tedavide kullanılan ilaçlar Türkiye’de bulunmamaktadır. İktidarsızlığın ameliyat ile tedavisi ise peniste sertleşme yapıcı hap ve iğnelere cevap vermeyen hastalara uygulanan tedavilerdir. Günümüzde 3. basamak tedavileri olarak adlandırılan bu tedavilerde hastanın penisi içerisine penil protez (mutluluk çubuğu) yerleştirilmektedir. Penil protez, penisin içerisine yerleştirilen, silikondan yapılmış iki adet silindir çubuktur. Penisin üzerinden yapılan kesiden girilerek, sağ ve sol tarafa olmak üzere 2 adet protez yerleştirilir. Dışarıdan bakıldığında protez bulunduğu anlaşılmaz. Bu protezler 3 çeşittir. Bunlar; bükülebilir protezler, iki parçalı şişirilebilir (pompalı) protezler ve üç parçalı şişirilebilir (pompalı) protezlerdir. Penil protez geri dönüşü olmayan bir uygulamadır. Yani, memnun olmadım ya da protezden önce daha iyiydim diyerek sonradan çıkarılmaz. Protez takılmasında en önemli husus, hastanın penisinin boyunun uzayacağı ümidine kapılmamasıdır. Çoğu hasta protezlerin penis boyunu uzatacağını sanır. Oysa penisin boyu normalde ne kadarsa, protez takıldıktan sonra da en fazla o kadar uzar.