Fen Ve Teknoloji Dersi İskelet Sistemi Kas Çeşitleri Kalp Kası *Kalp kası, kalbin 3 katmanından biri olan myocardium'dur. Yapı bakımından çizgili kasa benzese de çalışması çizgili kas gibi isteğimizle değil, istemsizdir (otonom). Bu mekanizma kalbin kendi iç uyarımı sayesinde olmakta ve bu uyarımın esas iki öğesi bulunmaktadır. Bunlar atrio-ventrikuler düğüm ve sinoatriyal düğümlerdir. Her ne kadar kalp kendi iç uyarım sistemi ile çalışsa da neticede kalp kasılma gücü ve kalp atım hızı otonom sistem tarafınca kontrol edilmektedir. Bu sistem ise nöro-humoral bir mekanizmadır. Hormonların da kalp atımı üzerine olan etkisi otonom sinir sistemi tarafından regüle edildiği gibiepinefrin gibi hormonlar direkt olarak kalbin frekansını artırabilir. Kasın çalışması kontrolü sinir sistemiyle olmaktadır. Düz Kas Düz Kaslar İç organlarda bulunan kaslardır. Beyaz renktedirler. Yavaş, ritmik ve yorulmadan çalışırlar. Örnek: Damarlar, yemek borusu, ince ve kalın bağırsaklarda bulunur. Çizgili Kas Çizgili kas hücresi, kırmızı kas hücresi olarak da bilinir. Miyozin ve aktin proteinleri içerir. Kasılma, bu moleküllerin bir biri üzerinde kaymasıyla gerçekleşir. İsteğe bağlı olarak hareket etmemizi sağlar. Kas Hücresi SARKOLEMMA adı verilen hücre zarı ile çevrilidir. Her kas hücresi ayrıca ENDOMİSYUM denen konnektif doku ile sarılıdır. Lif demetleri (kas demetleri) bir araya gelerek lif demetlerini (Fasiculus) oluştururlar. Bu demetleri saran konnektif doku PERMİSYUM dur. Lif demetlerinin bir araya gelmesiyle de iskelet kası oluşur. Bunu EPİMİSYUM adı verilen konnektif doku sarar. Ayrıca bununda üzerinde tüm vücut kaslarını saran FACİA adı verilen bir konnektif duku vardır. Kas hücrelerinde sarkoplazma vardır. İskelet Sistemimiz Vücüdumuzda,hareket edebilmemizi sağlayan yapılardan biri kemiklerimizdir.Kemiklerimiz serttir ve düşme , çarpma gibi kazalarda kırılabilir.Kemiğin kaynaşıp tekrar eski haline gelmesi gerekir.Kırılan kemiğin olduğu bölge alçıya alınarak hareketsiz kalması ve kemiğin ve kaynaşması sağlanır. Hareket etmemizde rol oynayan iskeletimiz kemiklerin birleşmesiyle oluşur. Yetişkin bir insan iskeletinde yaklaşık 206 kemik vardır. Bebeklerin iskeletinde ise 300 den fazla kemik bulunur. Bu kemiklerden bazıları bebek büyürken kaynaşır. İskelet Görüntüsü Yapılarıyla Kemik Çeşitleri Uzun kemikler : İki ucu şişkin,boyları uzun,silindirik şekili kemiklerdir. Kol ve bacaklarda bulunur. Koldaki pazu kemiği,bacağımızdaki uyluk kemiği uzun kemiklerdendir. Kısa kemikler : Boyları kısa kübik kemiklerdir. El ve ayak bilek kemikleri ile omurlar kısa kemiklere örnektirler. Yassı kemikler : Kalınlığı az,levha şeklindeki kemiklerdir. Kafatsı kemiği,kalça kemiği,kaburgalar ve göğüs kafesi kemiği yassı kemiklerdir. Kemiğin Yapısı Kemiğin yapısı : Kemiklerin dışı beyaz renkli olup kemik zarı ile örtülüdür. Kemik zarı kemiğin enine kalınlaşmasını sağlar. Kırılma ve çatlamalarda kemiği korur. Kemik zarının altındaki sert tabaka kemiğin sağlamlığını sağlar ve kemiğe şekil verir. Uzun kemiklerin ortasında sarı ilik bulunur. Uzun kısa ve yassı kemiklerde kemik zarı sert kemik ve süngerimsi kemik bulunur. Yalnız uzun kemiklerde kemik kanalı ve sarı ilik bulunur. Not Not : Kollarda pazu,dirsek,ön kol,el bilek,el tarak ve parmak kemikleri bulunur. Omuz kemikleri ile gövde iskeletine bağlanır. Not 1 : Bacaklarda uyluk diz kapağı baldır kaval ayak bilek topuk ve parmak kemikleri bulunur.kalça iskeleti ile gövde iskeletine bağlanır. İskeletin Görevleri 1. Vücuda şekil verir. 2. Vücudun dik durmasını sağlar 3. Eklem ve kaslarla birlikte hareketi sağlar. 4. Kan hücrelerini üretir. 5. İç organları dış etkenlerden korur. 6. Bazı mineralleri depolar. ****Eklem*** Kemiklerin birbirine bağlandığı yere eklem denir. Eklemler olazsa hareket edemez ve dik dururduk. Hareket etme yeteneğine göre 3 grupta yoplayabiliriz. A) Oynar eklemler: Bu eklemler kol ve bacak kemikleri arasında bulunur. Kol ve bacak kemikleri gövde iskeletine oynar eklemlerle bağlanır. B) Yarı oynar eklemler : Omurgayı oluşturan omurlar arası eklemler ile alt çene kemiği yarı oynardır. C) Oynamaz eklemler : Kafatsı kemikleri,kalça kemikleri,birbirine oynamaz eklemlerle bağlıdır. İskeletin Yapısı İskeletimiz dört temel bölümden oluşur. A) Kafatası B) Omurga C) Göğüs kafesi D) Kollar ve bacaklar A) Kafatası : Kemikler birbirine sıkıca bağlanmıştır. Yalnız alt çene kemiği yarı oynardır. Beyin kafatası içinde bulunur ve korunur. B) Omurga : Omur adı verilen 33 tane kemiğin arka arkaya dizilmesiyle oluşur. Omurganın içindeki kanaldan omurilik geçer Boynun bitiminden kuyruk sokumuna kadar uzanan kemiklerdir. İskeletin Yapısı 2.Bölüm C) Göğüs kafesi : Sırt omurları,12 çift kaburga kemiği ve göğüs kemiğinden oluşur. Kalp ve akciğer göğüs kafesinin içinde bulunur ve korunur. D) Kollar ve bacaklar : Hareketimizin büyük bir kısmını bu kemiklerle yaparız. Kole bacaklar gövde iskeletine kemik köprülerle bağlanır. İskelet Bölümleri -1 Kemik çeşitleri: Yetişkin bir insanın iskeletinde yaklaşık olarak 206 kemik bulunur. İskeleti oluşturan kemikler şekil ve büyüklük bakımından farklıdır. Bu kemikler uzun,kısa ve yassı kemikler olmak üzere üç çeşittir. Uzun kemikler : İki ucu şişkin,boyları uzun,silindirik şekili kemiklerdir. Kol ve bacaklarda bulunur. Koldaki pazu kemiği,bacağımızdaki uyluk kemiği uzun kemiklerdendir. İskelet Bölümleri -2 Kısa kemikler : Boyları kısa kübik kemiklerdir. El ve ayak bilek kemikleri ile omurlar kısa kemiklere örnektirler. Yassı kemikler : Kalınlığı az,levha şeklindeki kemiklerdir. Kafatsı kemiği,kalça kemiği,kaburgalar ve göğüs kafesi kemiği yassı kemiklerdir. Kemiğin yapısı : Kemiklerin dışı beyaz renkli olup kemik zarı ile örtülüdür. Kemik zarı kemiğin enine kalınlaşmasını sağlar. Kırılma ve çatlamalarda kemiği korur. Kemik zarının altındaki sert tabaka kemiğin sağlamlığını sağlar ve kemiğe şekil verir. Uzun kemiklerin ortasında sarı ilik bulunur. Uzun kısa ve yassı kemiklerde kemik zarı sert kemik ve süngerimsi kemik bulunur. Yalnız uzun kemiklerde kemik kanalı ve sarı ilik bulunur. İnsanda Kemikleşme Süreci Kıkırdak Dokusu Kıkırdak veya kartilaj hayvansal bir dokudur. Vücutta yarı taşıyıcı bir görev üstlenir. Kemik dokudan daha yumuşak ve esnek bir matrise sahip olan kıkırdak dokuda damar bulunmaz, kıkırdak hücreleri bu matristen difüzyon yoluyla madde alış verişi yaparlar. Kıkırdak eklemlerde, göğüs kafesinde, kulakta, burunda, boğazda ve omurlararası disklerde bulunur. Üç ana kıkırdak tiği mevcuttur: hiyalin, elastik ve fibröz kıkırdak (fibrokartilaj). Lifler Kıkırdak kolajen ve elastik lifler içerir. Hiyalin kıkırdakta, Tip II kolajen kuru ağırlığın yaklaşık %40'nı oluşturur. Elastik kıkırdak da elastik lifler içerir. Fibrokartilaj hiyalin kıkırdaktan daha büyük oranda kolajen ihtiva eder. Hücreler Kıkırdak doku (kondrosit) ve (kondrosit) öncülleri olan kondroblast ihtiva eder. Kondroblastlar matrisin salgılanması ve bakımından sorumludurlar. Matris içindeki kontroblastlar olgunlaşarak kondrositlere dönüşürler. Kondrositler lakuna olarak adlandırılan boşluklarda bulunurlar. Kondrositlerin hemen etrafındaki matrise teritoryal matris denir. ve Kıkırdak Tipleri İki farklı kıkırdak tipi bulunur. Bunların hepsi bulundukları yerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde farklı özelliklere sahiptir. Hiyalin Kıkırdak En sık rastlanan kıkırdak tipidir. Hiyalin sözcüğü Yunanca hyalos yani "cam" sözcüğünden türemiştir. Yarısaydam (ışığı hafif olarak geçiren) matrisi nedeniyle bu ismi almıştır. Hareketli eklemlerde bulunur. Ayrıca kemiklerin içinde kemikleşme merkezi olarak çalışacak şekilde bulunur. Ek olarak burun, gırtlak ve nefes borusu gibi büyük solunum yolları duvarlarında da bulunur.Hiyalin kıkırdağa mikroskop altında bakıldığında bazı hücrelerin birbirinden ayrılmadığı,ikili veya üçlü halde kaldığı görülür ki bunlara izogen gruplar denir. Kıkırdak Tipleri -2 Elastik Kıkırdak [değiştir] Elastik kıkırdak (sarı kıkırdak olarak da anılır) kulak kepçesinde ve çeşitli borularda (örneğin: gırtlak, östaki borusu) bulunur. Bu borulardaki kıkırdak boruların sürekli olarak açık kalmasını sağlar. Elastik kıkırdak hiyalin kıkırdağa benzerdir fakat hiyalin kıkırdaktan farklı olarak, Tip II kolajenin yanı sıra matrise dağılmış elastik lifler içermesidir. Bu dokuyu sert ama elastik kılar. Kemiklerin Yapısı Kırmızı Kemik İliği Kırmızı ilik (veya miyeloid ilik), süngerimsi kemikte bulunur. Alyuvar, akyuvar ve trombositler Kemik iliği, kemiğin içinde bulunan ve çocuklarda kırmızı, erişkinlerde sarı renkte olan bir dokudur. Kemik iliğinde bulunan maddelerin bazıları normal olarak kana geçmez. İlikte meydana gelen ve yapılan birçok maddeler de kana geçer. Bunlar alyuvarlarla çok parçalı çekirdekli akyuvarlardır. Buna göre kanın durumunu, sürekliliğini, tamamlanmasını ilik sağlar. Kemiklerin Yapısı -2 Sert (Sıkı) Kemik Sıkı kemik doku,sert bir kitledir.Sert kemik dokuda denir.İskeleti oluşturan tüm kemiklerin dış yüzeyinde uzun kemiklerin gövdesinde bulunur.Kemik hücreleri sitoplazmik uzantılarla birbirine bağlanır.Hücreler iç içe geçmiş daireler üzerinde bulunur. Kemiklerin Yapısı -3 Kan Damarları Kan damarları dolaşım sisteminin organlarındandır. Görevi kanı vücudun farklı bölümlerine taşımak olan kan damarlarının farklı türleri vardır. Temel kan damarı tipleri atardamarlar (arter) ve toplardamarlardır (ven). Atardamarlar kanı kalpten alıp vücudun farklı bölümlerine taşırken, toplardamarlar vücudun farklı bölümlerinden kanı kalbe taşırlar. Bununla birlikte iki istisna mevcuttur: pulmoner arter kirli kan, pulmoner ven ise temiz kan taşır. Vücuttaki en büyük damar kanın kendisi aracılığıyla tüm vücuda doğru pompalandığı aort atardamarıdır. Vücutta bulunan her organın en az bir tane temiz kanı kalpten getiren ve birden fazla kirli kanı kalbe götüren damarı vardır. İnsan vücudundaki damarların toplam uzunluğu 100.000 km kadardır. Kemiklerin Yapısı -4 Süngerimsi Kemik Süngerimsi kemik doku,uzun kemikleri baş kısmını,kısa ve yassı kemikleri iç kısmını doldurur.Gözenekli bir yapısı vardır.Bu gözeneklerin içi kırmızı kemik iliğiyle doludur. Bütün kemikler “periost” adı verilen bir zar ile örtülüdür.Bu zar kemiklerin beslenmesinde,onarımında ve kalınlaşmasında görev yapar.Uzun kemiklerin ortasındaki boşlukta sarı ilik,baş kısmında kırmızı ilik,kısa ve süngerimsi kemik dokusunun gözeneklerinde de kırmızı ilik bulunur.Kırmızı ilik alyuvar ve akyuvar yapımında etkilidir.Kırmızı ilik alyuvar ve akyuvar yapımında etkilidir.Kemik dokusu vücudun mineral deposudur Kemiklerin Yapısı -5 Sarı Kemik İliği Sarı kemik iliği sadece uzun kemiklerde bulunmaktadır. Sarı kemik iliğinin büyük ölçüde yağ hücrelerinden oluşur ve yağ hücrelerinin renginden ötürü bu adı alır. Yeni doğanlarda kemik iliğinin tamamı kırmızı kemik iliğiyken, büyümeyle birlikte, zamanla yerini sarı kemik iliğine bırakmaya başlar. Sarı kemik iliği, ağır kanamalar ya da hipoksi durumunda, aktif olarak kan hücresi üretme yeteneğine sahip olan kırmızı kemik iliğine dönüşebilir. Yani, bir anlamda, kırmızı kemik iliğine yedek görevi görür. Kemiklerin Yapısı -6 Kemik Zarı Kemiklerin dışında "periost"denilen kemik zarı bulunur. Kemik zarı,ke miğin enine kalınlaşmasını,kırılan kemiğin onarımını ve kemiğin beslenmesini sağlar. Kemik Erimesi Diğer adı Osteoporoz dur. Kemiğin birim hacimdeki mineral yoğunluğu azalmıştır. Bu nedenle kemikler daha kolay kırılır hale gelir. En çok omurlarda, kalça ve bilek kemiklerinde görülse de vücuttaki bütün kemikler bu durumdan etkilenir. Her iki cinste de görülebilmekle beraber hastaların %80'i kadındır. Kalbimiz Temel görevi kanı vücuda pompalamak olan kalp, Metabolizma faaliyetleri sonucunda oluşan artık ürünlerin de vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gibi görevleri yapar. Kalp bu sistem içerisinde motor görevi yapar. Kalp insanda dakikada 60-80 çarpma arasında değişen bir hızla dakikada 5-35 litre arası, günlük ise 9000 litre kanı vücuda pompalar. Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar. Normal bir kadında ortalama ağırlığı 200-280 gram, yetişkin bir erkekte ise 250390 gram ağırlığındadır. Her kişinin kalbi kendi yumruğu büyüklüğündedir. Damarlarımız Damarlarımız 3 Çeşitten oluşur. Bunlar sırasıyla Atardamar , Kılcal Damar Ve Toplar damar olarak sayılır. Atardamar Atardamar veya diğer adıyla arter, kalpten vücüda kan taşıyan damarlardandır. Pulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş kanı taşırlar. Dolaşım sistemi hayatın devam etmesi için son derece önemli bir sistemdir. Tam olarak hücrelere oksijen ve besin taşınması fonksyonun yanısıra, karbondiyoksit ve atık ürünlerin taşınması, pH düzeyinin düzenlenmesi ve plazma, protein ve immün sistem akışkanlınğının sağlanması gibi fonksyonlar da vardır. Gelişmiş ülkelerde, başlıca iki ölüm sebeplerinden biri miyokard infarktüs ve kardiyak arresttir. Her ikiside damar sisteminin bozulması sonucu oluşan bir dururmudur. (Bkz Arterioskleroz) Kılcal Damarlar Kılcal damar veya kapiler vücuttaki en küçük kan damarlarına verilen isimdir. Büyüklükleri yaklaşık 510 μm'dir. atardamarlar ile toplardamarları birleştiren kılcal damarlar, dokularla etkileşimi en yoğun olankan damarlarıdır. Kılcal damar duvarları tek bir hücre tabakasından (endotel) oluşur. Bu tabaka öyle incedir ki oksijen, su ve lipitler gibi moleküller difüzyon ile bu tabakadan geçip dokulara girebilirler.Karbondioksit ve üre gibi zararlı ve atık maddeler de difüzyon ile kılcal damar içindeki kana dağılırlar. Belirli bazı sitokinlerin salınımıyla kılcal damarların geçirgenliği (permeabilite) daha da arttırılabilir. Ortalama bir insan vücudundaki kılcal damarların toplam uzunluğu yaklaşık 40.000 km'dir. Atar damarlarla toplar damarları birbirine bağlayan, tek sıralı epitel dokudan oluşmuş ince damarlardır. Kan ile doku hücreleri arasındaki madde alışverişini sağlarlar ve kan akışı yavaştır. Toplardamar Venler veya toplardamarlar kanı kalbe taşıyan kan damarlarıdır. Venler dolaşım sisteminin bir bölümünü oluştururlar. Kanı kalpten vücudun diğer bölgelerine taşıyan kısacası venlerin tam zıttı görevi yapan kan damarlarına ise arter yani atardamar denir. Venlere karadamar da denir. Kısaca: Vücuttan toplanan kanı kalbe taşırlar Karbondioksit bakımından zengin kan taşırlar. (akciğer toplardamarı hariç) Vücudun alt kısmındaki toplar damarlarda kanın geri dönüşünü engelleyen tek yönde açılan kapakçıklar bulunur. Kan akışı atar damarlarda yavaş, kılcal damarlarda hızlıdır. Kan bölgeleri 3 e ayrılır Alyuvarlar , Akyuvarlar , Kan Pulcukları olarak sayılır. Alyuvarlar Alyuvar, kırmızı kan hücresi veya eritrosit, kanda en çok sayıda bulunan hücre türüdür ve omurgalı hayvanlarda akciğer veya solungaçlardan vücut dokularına oksijen taşınmasında başlıca araçtır. Alyuvarın tıbbi ismi olan eritrosit sözcüğü Yunanca erythros (kırmızı) ve kytos (oyuk) sözcüklerinden türemiştir. Alyuvarları olan çoğu canlıda oksijen taşımakta kullanılan molekül hemoglobin iken yumuşakçalar gibi bazı canlılarda bakır içeren hemosiyanin bulunur. Alyuvarlar ilk kez 1658 yılında Jan Swammerdam tarafından oldukça ilkel bir mikroskop kullanılarak tanımlanmıştır. Çağdaş bilim insanları laboratuvarda alyuvar geliştirebilmeyi başarmışlardır. Akyuvarlar Akyuvarlar olarak da adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir. Vücudu bulaşıcı hastalıklara ve yabancı maddelere karşı koruyan akyuvarlar, bağışıklık dizgesinin önemli bir bölümünü oluştururlar. Sağlıklı bir yetişkin insanın bir litre kanında 4x109-11x109 adet, bir başka tanımla, bir damla kanda yaklaşık 7.000 ila 25.000 arası akyuvar bulunur. Bu nicelik lösemi hastalarında 50.000'e kadar çıkar. Akyuvarlar kanın dışında lenf sistemi, dalak ve diğer vücut dokularında da bulunur. Kan Pulcukları Kanın pıhtılaşmasından sorumlu hücre tipi. Kemik iliğindeki megakaryosit adındaki hücrelerin parçalanmasıyla oluşurlar. Bir mm3 kanda 150 000-500 000 adet kan pulcuğu bulunur. Kanın en küçük şekilli elemanıdır. Saldığı enzimlerle kanın pıhtılaşmasını sağlar. Alyuvar hücrelerimiz yaklaşık 120 gün, akyuvar ve kan pulcuklarımız ise birkaç gün yaşar Dolaşım Çeşitleri Dolaşım Çeşitleri ikiye ayırılır Bunlar Büyük dolaşım ve Küçük dolaşımdır. Büyük dolaşım Bu dolaşımın amacı temizlenen kanı vücuda dağıtıp, kirli kanı kalbin sağ kulakçığına getirmektir. Sol karıncıktaki temiz kan aort atardamarıyla tüm vücuda gönderilir. Vücuttan toplanan kirlikan toplar damar ile kalbi sağ kulakçığına gelir. Küçük Dolaşım Sağ karıncıktan akciğer atardamarı ile çıkan kirli kanın akciğerlere gidip temizlendikten sonra, akciğer toplardamarı ile kalbin sol kulakçığına gelmesine küçük dolaşım denir. Sağ karıncık -->Akciğer atar damarı -->Akciğer kılcalları ->Akciğer toplar damarları -->Sol kulakçık