ANKARA NÖBETÇİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA MÜŞTEKİ :Türk Eğitim-Sen VEKİLİ :Av. Hatice AKALAN-Av. Ömer SARPDAĞ Av. Hilal Kezban DÜZGÜN Anafartalar Cad. Yüce İşhanı 78/65 Ulus/AKARA ŞÜPHELİ SUÇ :Ahmet ALTAN Taraf Gazetesi Yazarı Misbah Muhayyeş Damga ve Neşet Ömer Sok. No: 23-25 Kadıköy/İSTANBUL :Hakaret AÇIKLAMALAR :Şüpheli Taraf Gazetesinde köşe yazarı olarak görev yapmaktadır. 19/02/2009 tarihinde DELİLLER ÜLKESİ başlığı ile yazmış olduğu yazı ve 20/02/2009 tarihinde TÜRK başlığı ile yazmış olduğu yazıları ile açıkça TÜRKLÜĞÜ aşağılamaktadır. Bahsi geçen 20/02/2009 tarihli yazının bazı yerleri şu şekildedir. “Hitler’in ruhuna helva dağıtacak düzeyde bir “zihinsel yapıya” sahip olan Türk Eğitim-Sen’in üyesi olan öğretmenlerin kötü öğretmenler olması beni şaşırtmaz mesela. Büyük bir ihtimalle işlerindeki yetersizliği Türklüğün, Hitler hayranlığının arkasına saklıyorlar. Aralarından bir iki istisna çıkar mı, kuşkuluyum. Türkler kimseden üstün değil. Ama Türk sözcüğünü böyle ilkellikle, milliyetçilikle, faşistlikle özdeşleştirecek kadar başkalarından aşağıda değiliz. Siz, isimlerinin başına Türk adını eklemek zorunda kalanlara boşverin, eğer Türklükle övünecekseniz, asıl isimlerinin başına Türk sözcüğünü koyma zorunda olmayanların yaptıklarıyla övüneceksiniz.” Denilmektedir. Yine 19/02/2009 tarihli yazıda ise; “Kayseri Eğitim-Sen’in Kayseri’deki başkanı “Hitler için helva” dağıtmış. Bu Hitler hayranı adam bir öğretmen kuruluşunun başkanı. Başkan olduğuna göre onu destekleyen epey de öğretmen yaşıyor ülkemizde. Bu insanlar Hitler’e hayran. Çocuklara da bu hayranlığı, ırkçılığı,faşizmi öğretiyorlar. Yeryüzünün hangi ülkesinde Hitler hayranı bir öğretmen kitlesi vardır? Yeryüzünün hangi ülkesinde faşizmini Hitler hayranlığına kadar götüren insanlara öğretmenlik yaptırılır? Yeryüzünün hangi ülkesinde Hitler hayranlarına çocuklar teslim edilir? Faşizmin, eğitimin içine böyle bıçak gibi girmesine nerede izin verilir?” denilmektedir. Türk Eğitim Sen Kayseri Şubesinin Gazze’de, Irak ve diğer ülkelerde yaşanılan katliamları protesto etmek için Yahudilere kendilerine yapılan soykırım hatırlatılmak amacıyla Hitler Ruhuna helva dağıtılması ile bahsi geçen yazılar yazılmıştır. Ancak Türk Eğitim- Sen Kayseri Şube başkanını bu protesto ile ilgili yapmış olduğu “Şubemiz tarafından yapılan açıklama bazı basın yayın organları tarafından çarpıtılarak yayınlanmıştır. Basına “Adolf Hitler için helva dağıtıldı” şeklinde düşen açıklamamız, Hitler’i övmeye yönelik değildir. Bizler diktatörlüğün her türlüsüne karşıyız. Adolf Hitler, insanlığa acıdan başka bir şey vermemiştir. Ancak, biz yaptığımız eylem ve açıklamada, diktatörlük yapan, katliam yapan sadece Hitler değildir, bugün de Hitler’i aratmayacak katliamlara sebep olanlar bulunmaktadır, demek istedik. Bugün Irak’ta bir milyondan fazla insanın ölümüne sebep olanların, Gazze’de çoluk çocuk demeden katliam yapanların, Hitler’den farkı nedir? Hangi dinden, hangi ırktan olursa olsun ölen, öldürülen insandır. Bunu yapanlar da Hitler gibi diktatör kafalı, insanlık düşmanı anlayış sahipleridir. Dolayısıyla açıklamamda, sadece Hitler’i kötü tanıtan filmler yapılmasını bunun karşılığında ise günümüzdeki insanlık düşmanlarının itibar görüyor olması dile getirilmiştir. Durumu hicvetmek için Hitler'in ruhuna helva dağıtılarak; kamuoyunun dikkati, günümüzde katliam yapan, insanlık düşmanı bir takım insanlara, özellikle de ABD ve İsrail’e çekilmek istenmiştir. Hitler gibi bir katili elbette sevmiyoruz ama “benim diktatörüm iyidir” mantığıyla katliamlara seyirci kalınmasını da kınıyoruz. Katliam, kime karşı yapılırsa yapılsın karşıyız. Yahudi toplumuna karşı yapılsa da aynı tepkiyi veririz. Öldürülen, yaşama hakkı gasp edilen insanlıktır, isyanımız buna seyirci kalanlaradır, isyanımız modern diktatörleredir. Üzülerek ifade ediyorum ki, bazı basın mensupları bu niyetimizi çok iyi anlamalarına rağmen, olayı çarpıtmış ve bizi Hitler'i öven, Hitler'den yana bir kişi olarak kamuoyuna takdim etmiştir. Bu tavır ahlaki değildir. Açıklamamızı kamuoyuna yalan yanlış açıklayan bu insanlar, iyi niyetli bir çalışmayı baltalayarak gazetecilik etiği açısından da doğru davranmamıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”şeklindeki açıklamaları dahi şüpheliyi kin ve nefretini dökmekten alıkoyamamış ve şikayet konusu hakaretlerine etmesi engel olunamamıştır. Yapılan tüm açıklamalara karşın protestonun amacını anlamayan yada anlamak istemeyen şüpheli eleştiri dozajı aşmış ve sendika üyesi 150000 kişiye yöneltecek şekilde hakarete varan sözler sarf etmiştir. Türkiye’nin en büyük memur sendikası olan müvekkil sendika Eğitim Hizmetleri alanında 150.000 üyeye sahip tek yetkili sendikadır. Bu denli büyük bir sivil toplum örgütünün saygın üyelerini sadece sendikamızın başında TÜRK kelimesi olduğu için açıkça başarısız, faşist ve ırkçı olarak nitelendirmesi kabul edilebilecek bir durum değildir. Yazı dikkatlice okunduğu zaman şüphelinin bu söylemlerini eleştiri yapmak amacıyla değil sadece hakaret edebilmek amacıyla yaptığı çok net görülecektir. Hiçbir haklı gerekçe 150000 kişiyi başarısız, faşist ve ırkçı olarak nitelendirmeyi makul hale getiremez. Kaldı ki; yapılan protestoyu dahi anlayamayan şüpheli bu yazı ile binlerce kişiyi zan altında bırakıp hedef haline getirmek için bu söylemler kaleme alınmıştır.. Yazı da konu ile ilgili olmamasına rağmen Sözde Ermeni soykırımından dahi bahsedilmekte açıkça hakaret ederek Türklüğü net ve korkusuz bir biçimde aşağılamaktadır. Bu boyutla ilgili olarak da ayrıca suç duyurusunda bulunulmuştur. Sadece daha fazla okunabilmek, daha fazla tiraj elde edebilmek için tüm toplumun en hassas olduğu konuları ağzına sakız eden şüphelinin daha önceki yazıları da incelenir ise her içinde Türk geçen cümlesinin sonunda bir kinayenin olduğu başında Türk olan bütün kurumlara açıkça düşmanlığı gözler önüne serilecektir. Ayrıca şikayet konusu edilen söylemlerinin bulunduğu yazılarda da bu teyit edilmiştir. Ülkemizin sıkıntılı günler geçirdiği şu zamanlarda bu tip yazılar insanlar arasındaki görüş ayrılıklarını derinleştirerek aralarında uçurumların oluşmasına sebep olmaktadır. Bu yazı ile tüm üyelerimiz ırkçı olarak lanse edilmekte iş arkadaşları hatta öğrencilerinin gözlerinde başarısız, ırkçı ve faşist öğretmen pozisyonuna düşülmektedir. Sendikamız ise bu yazı sebebiyle belki de üye kayıplarına uğrayacaktır. Bu nedenler ile Ceza Kanunu “MADDE 125. - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir. (2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur. (3) Hakaret suçunun; a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. (4) Ceza, hakaretin alenen işlenmesi hâlinde, altıda biri; basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, üçte biri oranında artırılır. (5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır.” Denilmektedir. Bu hüküm uyarınca ilgili hakkına gerekli işlemlerin yapılmasını saygılarımızla arz ile talep ederiz. Takdir makamınızındır. HUKUKİ DELİLLER : 19/02/2009 tarihinde DELİLLER ÜLKESİ başlığı ile yazmış olduğu yazı ve 20/02/2009 tarihinde TÜRK başlığı ile yazmış olduğu yazıları SONUÇ VE TALEP :Yukarıda arz ile izahına çalıştığımız ve makamınızın re’sen gözeteceği sair hususlar nedeni ile; Hakaret suçundan dolayı yargılanmasını saygılarımız ile bilvekale arz ile talep ederiz. Av. Hatice AKALAN-Av. Ömer SARPDAĞ Av. Hilal Kezban DÜZGÜN