KAMU VE DIŞ TİCARET AÇIKLARININ TEORİK YAKLAŞIM ve

advertisement
KAMU VE DIŞ TİCARET AÇIKLARININ TEORİK YAKLAŞIM ve ÇÖZÜM
YOLLARI
Öğr. Gör. Haluk Berkan EMMİOĞLU 1
ÖZET
Bu çalışmada, kamu açıkları ile dış ticaret açıklarındaki arasındaki ilişkiyi araştırmaya yöneliktir.Bu
konudaki çalışmaların çoğunluğunda kamu açıkları ile dış ticaret açıkları arasında pozitif bir
ilişkinin var olduğunu yani dış ticaret açığını kapatmadan kamu açığını tek başına kapatmanın güç
olacağı sorununu ortaya çakarmaktadır.
Bu bağlamda kamu açıkları ile dış ticaret açıkları arasındaki nedensellik ilişkisi ve çözüm
önerilerine bu çalışmada yer verilmektedir.
Anahtar kelimeler: Kamu ve Dış Ticaret Açığı.
ABSTRACT
This study intends to investigate the relatıonship betvveen publıc sector deficits and trade deficts
. The results indicate that there are strong casual raletions betvveen publıc sector deficits and
trade deficits.
As a result we investigate the relationship betvveen public sector deficits and trade deficits and
solving proposals in this study.
Key l/lfords: Public Sector and Trade Deficits
GİRİŞ
Kamu kesimi devleti de içine alan geniş bir alanı ifade eder.Konumuz açısından kamu açıkları,
devlet dahil olmak üzere Yerel Yönetimleri; SGK, KİT gibi kurumların kamu gelirlerinin kamu
harcalmalarıyla finanse edilememesi durumudur. Dış ticaret açığı ise sadece ithalat ve ihracat
arasındaki farkı ifade etmektedir.
Bütçede harcama tahminleri gelir tahminlerine kıyasla öncelikli olarak yer verilmektedir.Bu
durumu üç şekilde açıklamamız mümkündür.Birincisi kamu hizmetinin zorunlu olması (savunma,
1 öğr. Gör. H. Berkan EMMİOĞLU, Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu, İngilizce İşletme Program Başkanı
1
adalet vb.) ikincisi kamu hizmeti dışındaki bazı harcamalara borç faizi ödenmesi (transfer
harcamaları- karşılıksız harcamalar) ve son olarak denk bütçe politikası çerçevesinde kamu
hizmetinin zorunluluğu ve gerekli ödeneklerin önceden belirlenmesi gerekmektedir.Ancak Türkiye
gibi gelişmekte olan ülkelerde kamu hizmeti için gerekli ödeneklerin bulunamaması halinde bütçe
finansmanında
vergileme,
emisyon,
borçlanma
gibi
değişik
finansman
yöntemleri
kullanılmaktadır. Bunlar kısa vadede bütçe açığının finasmanında işe yarar gibi gözüksede uzun
vadede olumsuz etkiler oluşturabilmektedir. Örneğin devletin artan kamu harcamlarını finanse
etmek için piyasaya ek satın alma gücü zerk etmesi uzun vadede enflasyonist eğilimleri
hızlandırmaktadır. Bütçe açıkları enflasyon örneğinde olduğu gibi dış ticaret GSYİH, yatırım, net
ihracat, ücretler,faiz oranı ve döviz kuru gibi temel değişkenleri etkilemektedir.
Bu çalışmanın amacı kamu açıkları ile dış ticaret arasındaki ilişkiyi ve etkisini açıklamaya yöneliktir.
Çalışmada ayrıca bu ilişkinin oluşumunda ve ortaya çıkan ekonomik problemlere yönelik çözüm
önerileri yer almaktadır.
1. Teorik Çerçeve
Bu kısımda, kamu açıkları ile dış ticaret açıkları arasındaki ilişkinin temelin oluşturan konular
kısaca ele alınmaktadır. Bilindiği gibi dışa açık bir ekonomide ulusal gelir özdeşliği;
Y = C + I + G + (X-M) dir.
(1)
Bu eşitlikte Y, GSMH'yı; C, tüketimi; I, yatırımları; G, kamu harcamlarını; X, ihracatı ve M ithalatı
göstermektedir.
Cari hesap (CH); ihracat ve ithalat arasındaki fark olarak ele alınırsa
Y = C + I + G + (X-M) (1) numaralı eşitlik; CH
(X-M) = Y-C ( C+ l+ G) olur. (2)
Bir
ülkenin
yerleşiklerinin
yapmış
olduğu
toplam
harcamalar,
toplam
tüketim
olarak
isimlendirilmektedir. Kapalı bir ekonomide ulusal tasarruflar S,, yatırımlara l= ve S= Y-C' dir.
Dolayısıyla;
S= I + CH (3)
Uluslararası ekonomik ortamda bir ülkenin cari fiyat fazlası ekseriyetle o ülkenin net yabancı
yatırımı olarak gösterilmektedir.
2
S= I + CH (3) eşitlik; dışa kapalı bir ekonomi aksine dışa açık bir ekonominin kendi gelirini artırmak
için iç ve dış yabancı yatırımların kullandığını ifade etmektedir.Ulusal tasarruflar; özel ve kamu
tasarrufları olarak sınıflandırılıra;
Sp = Y - T - C
(4) ve
Sg = T - G olur. (5)
T hükümetin hane halkı ve firmalardan aldığı doğrudan vergileri, Sp özel kesim tasarruflarını, Sg 1
de kamu kesimi tasarruflarını göstermektedir.Buradan;
Sp = I + CH + (G-T) (6) yazılabilir. Buradan; (G-T), bütçe açıklarını göstermektedir.
CH = Sp -1 - (G-T) (7) şeklinde yazılabilir.
Buda dış ticaret dengesi, yani cari açık hesap ve bütçe açıkları arasındaki bağlantıyı araştırmak için
bir çerçeve sağlamaktadır. Buna göre bütçe açığındaki bir artış cari hesap açığını artıracaktır. Eğer
cari vergilemenin ve Sp - I1 nın sabit olduğunu, yani değişmediğini varsayarsak kamu
harcamasındaki bir artış bütçe açığını (G - T) yükseltecek ve oda toplam ulusal tasarrufları
azaltarak cari hesabı etkileyecektir. Bu yolla kamu harcamaları artışından kaynaklanan bir bütçe
açığının ülkenin cari hesap fazlalığını azaltacağı veya mevcut olan cari hesap açığını artıracağı
söylenebilir.
Örneğin bir ülke ihraç ettiğinden fazla ithal ederse, söz konusu mal ve hizmetleri bedavaya almaz.
Bilakis bu mal ve hizmetlere karşılık aktif varlık verir. Başlangıçta bu aktifler sınırlı tedavüldedir.
Fakat yabancılar kısa süre içerisinde bu paraları şirket yada tahvil, hisse senedi yada gayrimenkul
alımında kullanırlar.
Kamu açıklarının reel anlamda ortaya çıkardığı temel sorun, özel sektör yatırımlarını ve net
ihracatını azaltmasıdır. Ulusal tassaruftaki azalış (S), ödünç verilebilir fon arzını azaltır ki bu durum
faiz oranların yükseltir ve yatırımları azalır.
2. Kamu Açıkları ve Dış Ticaret Açığının Oluşumu
Bu kısımda, bütçe açığı ile dış ticaret açkları arasındaki ilişkiler kısaca ele alınmaktadır. Konunun
daha iyi anlaşılması açısından şekil 1'den yararlanılmıştır.
3
H.'.VıV>
.^.■-■.y.-.-.y.-.-..-.-.---.^
KAMU
AÇIM
ARI
ULUSAL FAİZ
ORANLARIND
A GÖRECELİ
ARTIŞ
ULUSAL
YATIRMLARDA
OERLEME
ITHALATTAARTIŞ
İHRACATTAAZALIŞ
ULUSAL
BORÇLANM
A
SENETLERİNE
YÖNELİK
DIŞ TALEP
ARTIŞI
4
ULUSAL
PARANIN
AŞIRI DEĞER
KAZANMASI
/\
DIŞ BORÇLARDA ARTIŞ
'DIŞ TİCARET AÇldl
w»
Şekil 1: Dış ticaret açığının oluşumu
Şekil 1' de görüldüğü gibi kamu açıklarından doğan yüksek faiz oranları yerli ve yabancı
yatırımcılar açısından cazip hale gelir. Yurtiçi aktiflere artan talep döviz piyasasını etkiler.
Şayet herhangibi bir yatırımcı ulusal tahvilleri satın almak ister ise, herşeyden önce ulusal para
edinmek zorundadır. Böylece faiz oranlarındaki bir artış, döviz piyasasında ulusal paraya talebi
arttırır. Faiz oranlarındaki artış sıcak para girişini artırır. Fazla sıcak paranın gelmesi Yeni Türk
Lirasının değerini artırır. Böylece döviz piyasasında ulusal paraya talebi artırır. Ulusal paranın
artışı mal ve hizmet ticaretini etkiler. Paranın değerlenmesi ile birlikte ulusal mal ve hizmetler
pahalı hale gelir, ithalat artar (ithal malı ucuzlar) ve ihracat azalır ( ülke içi girdiler pahalılaşır).
*Dış ticaret dengesi açık vermeye başlar ve bunun sonucunda döviz reservleri erir.
(Orhan,Erdoğan2002)
Ulusal mal ve hizmetler pahalı hale gelir, ithalat artar (ithal malı ucuzlar) ve ihracat azalır (
ülke içi girdiler pahalılaşır). *Dış ticaret dengesi açık vermeye başlar ve bunun sonucunda
döviz reservleri erir.
5
Tekrar başlangıça döndüğümüzde kamu açıkları yurtiçi üretim artışı ile sağlanamadığından,
dışarıya çıkan aktif varlıklarla birlikte sermaye stoğu azalmaktadır. Ulusal sermaye stoğu
küçüldüğünden yabancılar daha büyük ulusal aktif mülkiyeti elde ederler.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki temel sorun ihracat hacminin ithalat hacmini
karşılayaması ile oluşan dış ticaret açığı ile döviz açığının finansmanında kullanılan yabancı
ülkelerden gelen kalıcı olmayan sıcak paradır. Gerek bütçe açıkları olsun gerekse dış ve cari
işlemler açığı olsun ülke ekonomisi politikalarında asıl arzulanan doğrudan sermayedir.
Doğrudan sermeye sıcak para ile ifade ettiğimiz durumun tam tersidir. Yani yabancı
sermayenin gelerek ulusal ekonomide üretime katılma veya ortak olması ile o ülkedeki
sermaye stoğunun arttırılmasıdır.
3. Kamu Açıklan , Türkiyedeki Durum ve Çözüm Önerileri
Vergiler, devletin kamu harcamalarını karşılamak amacıyla yükümlülerden belli kurallara
uyularak hukuki bir zorlama ile aldığı ayni ve nakdi para tutarları, başka bir ifade ile, kendisine
aktardığı ödeme güçleridir (Altuğ, 1991). Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde kamu
açıkları veya bütçe açıkları vergi gelirleriyle finanse edilemediği için devlet yoğun iç
borçlanmaya yada yurtiçindeki kaynaklara talepte bulunmaktadır. Örneğin: YTL faizlerinin
yükselmesi
ile
birlikte
yurtdışındaki
yabancı
sermaye
$
satarak
YTL
faizinden
yararlanabilmektedir.
Türkiye'deki bu sistem yabancı sermayeye yüksek getiri sunmaktadır.Bu sistem sonucunda
yoğun döviz girişi ile döviz fiyatlarının düşmesi sonucunda ithalat ucuzlamakta , ihracatı ise
pahalı hale gelmektedir(dış ticaret açığı arttırmaktadır.) Ülkedeki cari işlemler açığınının da
diş ticaret artışıyla artması sonucunda muazzam bir döviz açığına sebebiyet vermektedir.
Yüksek reel faiz-aşırı değerlenmiş ulusal para ikilemi nedeniyle kullanılabilir fonlar reel
ekonominin hizmet sahasından çekilmiş, ithalata dayalı bir tüketim ekonomisinin hizmetine
sunularak, nihayetinde dış ticaretin ve carı açığın kontrolden çıkmasına sebep olmuştur. Bütün
bu şartlar altında Türkiye gibi 1989 yılındaki kararla sermaye hareketlerini serbestleştirmiş
6
ülkelerde, ülkeye kısa vadede giren sıcak paranın çıkması ülke ekonomisini derinden
etkilemektedir. (Öztürk, 2004).
Sıcak paranın geçici olduğu düşünülürse doğrudan sermayeyi ülke ekonomisine çekmek için
öncelikli olarak, ülkede siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması gerekmektedir (Vamvoukas,
2003). Ayrıca uluslararası derecelendirme kuruluşlarının olumlu not vermeside ülkeye
doğrudan sermayeyi çeken diğer bir etkendir. Bu bağlamda ülkedeki kayıtdışılığının
azaltılması ve daha şeffaf bir ekonomiye geçiş sağlanması gerekmektedir. Doğrudan sermaye
ile birlikte Türkiye uluslararası konjonktüre daha az kırılgan bir hale gelerek kamu
harcamalarının finansmanında daha sağlam bir portföye sahip olacaktır.
SONUÇ
Bu çalışma, kamu açıklarıyla dış ticaret açıkları arasındaki ilişkileri araştırmaya yöneliktir.
Günümüzde kamu açıkları, dış ticaret dengesi ve cari işlemler dengesi dengesi üzerine
olumsuz etkilere neden olmaktadır.
Türkiye gibi kamu açığı finansmanında sıcak paraya ihtiyacı duyan ülkelerde gerekli önlemler
bu yolda alınmalıdır.Geçmiş krizlerden ders çıkaran merkez bankası piyasalara gereğinden
fazla müdahil olmamalı, piyasalardaki gelişmeleri yakından takip etmeli ve proaktif bir tutum
sergilemelidir. Bu çerçevede merkez bankaları ellerinde döviz çıkışına karşılık gerekli döviz
reservini elinde ihtiyat amaçlı bulundurmalıdır. Ekonomik dengelerin bozulmaması açısından
piyasa mekanizmasının kendi iç dengesini kurması ve birtakım düzenleyici ve denetleyici
mekanizmalarla desteklenmesi gerekmektedir.
Kaynakça
Kutlar A., M Şimşek, Türkiye'de Bütçe Açıklarının Dış Ticaret Açıklarına Etkileri, Ekonometrik
Bir
Yaklaşım1, D.E.Ü.İ.İ.B.F.Dergisi, Cilt:16, Sayı:1, Yıl :2001, s:1-13.
Laurence B. and N. G. Mankivv, 'What Do Budget Deficits Do', 2003, s-95-119.
Öztürk İ., Türkiye IMF İlişkileri', Bilge Matbacılık, Müsiad Yayınları, 2004,s.49-53, İstanbul.
Orhan Z., O, S Erdoğan,' Para Politikası', Kou Yayınları, 2002, 1.Baskı, s.236-238,Bursa.
Altuğ, O., ' Kayıtdışı Ekonominin Boyutları', Marmara Üni. Sosyal Bil. Ens. Dergisi: Öneri, Yıl:4,
Sayı:9, Cilt 2, 1998, s.2, İstanbul.
Ö. F. Batırel, İ Uçkun, 'Türkiye'de ve OECD Ülkelerinde Vergi Yükü' , İstanbul Tic. Odası Yay.
No:1991-10,1991, s.9, İstanbul.
Vamvoukas, G.A., 'How Large Budget Deficits Caused Increasing Trade Deficits?' Evidence
From a Developing Country, A.E.J., s.80-83, Greece.
7
Download