İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK HİZMETLERİ FOBİLER FOBİ Bir nesne ya da durumla ilgili, tehlikeyle orantılı olmayan ve onu yaşayan tarafından anlamsız olarak tanınan engelleyici, korkunun eşlik ettiği kaçınmadır. Ortada gerçek bir tehlikenin olmadığı ve hayat akışını bozmaya yeterli bir rahatsızlığın eşlik ettiği, yükseklik, kapalı yer, yılan, örümcek vs’den kaynaklanan aşırı korkulardır. FOBİ Fobi terimi genellikle kişinin öznel bir sıkıntı ya da kaygıya bağlı olarak sosyal ya da mesleki işlevlerde bozulmalar yaşadığını vurgular (Davison ve Neale, 2004). Fobik uyaranla karşılaşmak genellikle birden başlayan bir kaygı tepkisi doğurur. BELİRTİLERİ 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. Fobi yaratan durumla karşılaşıldığında ortaya çıkan belirtiler; Kalp çarpıntısı, Ürperme (tüylerin diken diken olması gibi), Tansiyon değişiklikleri (kan fobisinde tansiyon düşer), Bayılacakmış gibi hissetme (gözlerde kararma hissi ile belirlidir), Ateş basması ve terleme (çoğunlukla soğuk terleme), Korku hissi veya irkilme, Bazen idrara çıkma isteği, Bazen bayılma Nefes darlığı Bulanık görme Ağız kuruluğu Fobiler iki başlık altında incelenmektedir: Özgül fobiler Sosyal fobiler ÖZGÜL FOBİLER Belirli bir nesne ya da bir durumla karşılaşınca ya da karşılaşma beklentisi olduğu zaman ortaya çıkan asılsız korkulardır. Yaşam boyu görülme sıklığı erkeklerde %7, kadınlarda %16dır. Özgül fobiler sıklıkla hayatın ilk 20 yılında ortaya çıkarlar. Korku yaratan nesne veya durumla karşılaşmaktan kaçınma ve kaçınmanın mümkün olmadığı durumlarda ise bu duruma ancak aşırı sıkıntı duyularak katlanabilme bu bozukluğun en tipik özelliklerinden birisidir. ÖZGÜL FOBİLER Özgül fobi tanısının konulabilmesi için, yaşanan korkunun belirgin düzeyde sıkıntı yaratması veya kişinin mesleki ve toplumsal işlevlerini bozacak kadar yoğun olması gereklidir. Özgül fobinin çocuklardaki görünümü erişkinlerden çok farklı değildir. Özgül fobilerin oluşumunda öğrenmenin önemi diğer fobi türlerine göre daha fazladır, yani çevreden görülen benzer davranış ve tepkiler yaşanarak öğrenilir ve fobi yaratan durum karşısında öğrenilen tepkiler gösterilir. ÖZGÜL FOBİLER Sık Görülen Özgül Fobiler Yılan Örümcek Yükseklik Hayvanlar (köpek, böcek, fare) Asansör, kapalı alanlar Uçak Rüzgar, fırtına Yüksek ses Araba kullanma Enjeksiyon (iğne yapılması) ve kan SOSYAL FOBİ Başkalarının varlığıyla ilgili, mantıklı olmayan, ısrarlı korkudur. Sosyal fobiler, korkulan ya da kaçınılan durumların dağılımına bağlı olarak genellenmiş ya da özgül olabilir. Genellenmiş tipte olan kişilerde bunun başlangıcı ilk yaşlara kadar gider, ayrıca bu kişilerde depresyon ve alkol kullanımı daha çok görülür (Davison ve Neale, 2004). SOSYAL FOBİ Sosyal fobilerin yaşam boyu görülme sıklığı erkeklerde %11, kadınlarda %15’tir. Sosyal fobinin başlangıcı, genellikle sosyal farkındalık ve başka kişilerle etkileşimin kişinin yaşamında çok daha önemli olduğunun düşünüldüğü ergenlik dönemidir. Sosyal fobikler kendilerini birçok alanda eksik ve yetersiz hissetme durumu içinde olurlar. SOSYAL FOBİ Bu kişiler özgüvenleri eksik ya da özgüvenlerini kaybetmiş kişilerdir. Dışarıdan gelen ya da gelme ihtimali olan eleştirilere maruz kalmamak adına sosyal ortama girmedikleri gibi, bu eleştirileri daha çok kendilerine kendileri söylerler. Fobik kişi genellikle başkalarının kendisini değerlendireceği durumlardan kaçınmaya çalışır ve kaygı belirtileri gösterir. SOSYAL FOBİ Topluluk karşısında konuşmak, performans göstermek, dışarıda yemek yemek, ortak tuvaletleri kullanmak ya da başkalarının olduğu yerde herhangi bir iş yapmak aşırı kaygı doğurur. SOSYAL FOBİ Sosyal bir ortama girdiklerinde ve ilgi onlara döndüğünde ise bir takım belirtiler gösterirler. Bunların başında yüz kızarması, el ve bacaklarının hareketlerini kontrol edememe, bir an önce oradan uzaklaşma isteği, sıkılmışlık ifadeleri sergilemeleri, etrafı inceliyormuş gibi boş boş etrafına bakınma, kimseyle göz göze gelmemek için başını önünde eğik tutma vs. gelmektedir. Arkowitz 1977’ de beş bilişsel mekanizma ve düşünce şeklini belirtmiştir: 1. Sosyal fobikler sosyal ilişkilere daha olumsuz yüklemeler yaparlar. 2. Sosyal fobiklerin kendi sosyal davranışlarını abartılı, olumsuz düzeyde aşağılama eğilimleri vardır. 3. Sosyal fobikler kendi davranışlarına aşırı bağlanmalar yaparlar, genellikle ise diğer kişilerin davranışlarına çok daha bağlıdırlar 4. Kendileri için çok seçicidirler. Kendileri ile ilgili hoş, olumlu, durum yada olaylar önemsiz kabul edilip bir kenara konur, bunun yanı sıra yetersiz, doyumsuz olaylar anımsanır ve uzun süre üzerinde durulur. 5. Sosyal ilişkilerde hoş olan durumlarda kendileri dışında neden ararlar ancak hayal kırıklığı yaratan olayların nedenlerini kendilerinde ararlar. NEDENLERİ Fobilerin nedenleri değişik kuram temsilcileri tarafından farklı şekillerde açıklanmıştır. Psikanalitik kuramın en bilinen temsilcisi Freud’a göre fobiler bastırılmış ilkel dürtülerin ortaya çıkarttığı kaygıya karşı geliştirilen savunmalardır. Kaygı korkulan ilkel dürtünün yerini alır ve simgesel ilişkisi olduğu düşünülen başka bir nesneye yöneltilir. NEDENLERİ Bir diğer psikanalitik kuramcı Arieti (1979)’ye göre bastırılan ilkel dürtü değil, çocukluktaki belirgin bir kişilerarası sorundur. Davranışçı kuramlarda fobilerin öğrenilmiş olduğu sayıltısı vardır. Fobileri ele alan 3 davranışçı kuram vardır. NEDENLERİ • Kaçınma koşullaması modeli • Model alma • Edimsel koşullama NEDENLERİ Bilişsel kuramcılara göre, kaygı negatif uyaranlara daha fazla dikkat etmeyle ve negatif olayların gelecekte daha fazla ortaya çıkacağına inanmayla ilişkilidir. Biyolojik kuramcılara göre ise kalıtımsal faktörler fobilerin oluşumunda önemli rol oynamaktadır. Bununla ilgili yapılmış araştırmalar olsa da nedenlerin biyolojik mi yoksa model almayla mı oluştuğu konusu tartışmalıdır. TEDAVİ Fobilerde tedavi yolu arama genellikle, mesleki durumundaki bir değişikliğin kişinin yıllarca kaçındığı ya da küçümsediği bir durumla yüzleşmesi gerektiğinde ortaya çıkar. Psikanalitik tedavinin genellikle aşırı korku ve kaçınmanın altında yatan bastırılmış çatışmaların ortaya çıkarılmasını amaçlar. TEDAVİ Psikanalitik yaklaşımda serbest çağrışım, rüya yorumlaması, düzeltici duygusal yaşantı, yüzleştirme teknikleri kullanılabilir. Davranışsal tedavide yaygın olarak kullanılan yöntem sistematik duyarsızlaştırmadır. Bununla birlikte maruz bırakma, gevşeme, sosyal beceriler öğrenme, model alma, edimsel şekillendirme yöntemleri kullanılabilir. TEDAVİ Tedavi sürecinde ilaç tedavisi de psikoterapiyle birlikte yürütülebilmektedir. MERAKLISINA Agorafobi: Açık yer ya da kalabalık korkusu Akrofobi: Yüksek yerlerden korkma Amnezifobi: Hafızasını kaybetmekten korkma Antropofobi: Insanlardan korkma Araknofobi: Örümceklerden korkma Asimetrifobi: Simetrik olmayan şeylerden korkma Atelofobi: Mükemmel ol(a)mamaktan korkma Belonefobi: Iğnelerden korkma Dentofobi: Dişçiden korkma MERAKLISINA Entomofobi: Böceklerden korkma Erotofobi: Cinsellik korkusu Gametofobi: Evlenmekten korkma Hematofobi: Kan korkusu Homofobi: Eşcinsellerden korkma Kinofobi: Köpeklerden korkma Klostrofobi: Kapalı yer korkusu Manyofobi: Delirmekten korkma MERAKLISINA Nozokomefobi: Hastanelerden korkma Sosyofobi: Toplumdan, genel olarak insanlardan korkma Tanatofobi: Ölümden korkma Tripanofobi: Aşı ya da iğne olmaktan korkma Venüstrafobi: Güzel kadınlardan korkma Talassofobi: Deniz ya da okyanus korkusu TEŞEKKÜRLER