BÖLÜM VI SOĞUTMA SİSTEMİNİN ELEKTRİK KUVVET VE KUMANDASI Buhar sıkıştırma çevrimi prensibiyle çalışan soğutma sistemlerinde kompresörün sıkıştırma işlemini yapmasını sağlayabilmek için bir güç kaynağı gereklidir. Bu güç kaynağı herhangi bir mekanik güç kaynağı olabilir. Uygulamada, ilk kurulan soğutma tesislerinde pistonlu buhar makinaları geniş ölçüde kullanılmış olduğu halde bugün artık tamamıyla terkedilmiş bulunulmaktadır. Bugünkü buhar sıkıştırmalı soğutma sistemlerinde gerek basit ve sessiz oluşları, gerekse otomatik kontrol elemanlarının kolayca uygulanabilmesi yönünden elektrik motorları çok geniş ölçüde kullanılmaktadır. Elektrik motoru, elektrik enerjisini mekanik enerjiye çeviren bir makinedir. Diğer yandan, uygulamanın gerektirdiği yerlerde içten yanmalı motorlar (Otto veya Diesel çevrimli) ile buhar veya su türbünleriyle tahrik edilen soğutma sistemlerine de rastlamak mümkündür. Elektrik motorunda mekanik enerjinin oluşumu, elektrik akımı etkisiyle sağlanan magnetik alanların aynı ve aksi kutuplar oluşturması sonucu bunların birbirini itmesi ve çekmesi ve bunun dönel hareket verecek tarzda tertibi suretiyle sağlanmaktadır. Elektrik motorlarının türlerine ve özelliklerine girmeden önce elektrik enerjisinin ne olduğunun kısaca gözden geçirilmesinde fayda görülebilir. Molekül; maddenin özelliğini değiştirmeksizin (su, demir, vs.) bölünebileceği en küçük parçadır ve atomlardan meydana gelmiştir. Atom ise, Proton ve Nötronlardan oluşan bir çekirdek ile bu çekirdeğin etrafında sürekli ve hızlı şekilde dönen Elektronlardan meydana gelmiştir I> şekliyle, atomu güneş ve gezegenlerinden oluşan bir solar sisteme benzetmek mümkündür. Proton pozitif yüklü, Elektron negatif yüklü, Nötron ise elektriksel yönden nötr olup proton ile nötronların kütleleri aynıdır. Hafif elementlerin atomlarında Proton ve Nötron sayısı (Örneğin Helyumda 2P ve 2N) eşit olduğu halde ağır elementlerde Nötron sayısı proton sayısından daha çoktur (Örneğin Civa'da 80 protona karşı 120 Nötron). Son yıllardaki bulgular, nötron ve protonların artı ve eksi elektrik yüklü kuark'lardan meydana geldiğini göstermektedir. Kainatta mevcut atom türlerinin sayısı bugün için 110 civarında bilinmekte olup bunların her birisindeki proton, nötron ve elektron sayısı diğerinden farklıdır. atomu --0-.^ ,-, , L , Elektron r A Serbest Oksijen Proton Nötron Hidrojen a t o m u Su Molekülü Hidrojen Atomu Şekil. VI-1) Molekül, Atom ve Atomun yapısı UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 215 Atom çekirdeğinin hemen üstündeki ilk yörünge halkasında bulunan elektronların (Hidrojen atomunda sadece bir elektron mevcuttur) sayısı iki olduğunda elektronlar yeni bir yörünge oluşturmakta ve maddenin cinsine göre ikinci yörünge halkasında sekiz elektron tamamlandığında da üçüncü bir yörünge halkası oluşturmakta ve daha sonraki yörünge halkaları sekizer elektronları oluştukça artarak meydana gelmek suretiyle değişik elementler oluşturmaktadır ki yukarıda belirtildiği gibi bunların halen bilinen sayısı 110 civarındadır. Yalnız tek bir cins atomlardan meydana gelen bu maddelere Basit Elementler denilmektedir ve Demir, Bakır, Çinko, Alüminyum, Gümüş, Altın gibi örnekleri verilebilir. Birden fazla element atomlarının karışması sonucu ise Bileşik Elementler denilen maddeler ortaya çıkmaktadır ki "Su" buna iyi bir örnek olabilir. Pozitif yüklü bir eleman ile negatif yüklü bir eleman birbirine yaklaşmaya çalışırken aynı yüklü elemanlar birbirini iter. Bu nedenle çekirdekteki pozitif yüklü protonlar ile yörüngelerdeki negatif yüklü elektronlar birbirini çekerler. Ancak, yörünge üzerinde hızla hareket eden elektronlar, merkezkaç kuvveti ile çekirdekten uzaklaşmaya çalışırlar. Böylece merkezkaç ve nötronunun çekim etkileri arasında denge altında kalan elektronların en dış yörünge halkası üzerinde olanları hem çekirdekten daha uzak mesafede olmaları, hem de daha büyük bir merkezkaç kuvvete sahip olmalarından dolayı kolayca yörüngelerini terketmeye meyillidirler. Atom çekirdeği etrafında sürekli hareket halinde olan bu elektronlardan bir kısmı bağlı elektron bir kısmı ise serbest elektron durumundadır. Çekirdeğe en yakın yörüngede 2 elektron ile bunun dışındaki yörüngelerin herbirisinde 8 elektron tamamlandığında bunlar bağlı elektron haline gelir. Bir atom, geçici olarak en dıştaki halkadan bir serbest elektron kaybettiğinde elektriksel yönden pozitif yüklü hale gelir. Aksine, bir serbest elektron kazandığında elektriksel yönden negatif yüklü hale gelir. Herhangi bir sebeple serbest elektron sayısındaki artma (atomun negatif elektrik yüklü hale gelmesi) veya azalma (atomun pozitif yüklü hale gelmesi) atom'un iyonlaşması şeklinde değerlendirilir ve serbest elektronlar eksi yüklü atomlardan artı yüklü atomlara doğru hareket etmek suretiyle elektrik akımını meydana getirirler. Bir başka deyişle atom çekirdeğinin en dış yörünge halkasında dönmekte olan elektronların, ki bunlara serbest veya Valans elektronlar denilmektedir, bu yörüngelerinden Elektromotor kuvvet, sıcaklık, basınç, magnetik alan, ışık, kimyasal olay gibi dış etkilerle çıkarılmaları ve yanındaki atomların dış yörüngelerine geçmeye başlamaları elektrik akışını meydana getirmektedir. Yani, "elektrik, elektronların atomlar arasındaki hareketi veya hareket etme eğilimleri-potansiyeli ile oluşmaktadır" denilebilir. Atomun elektron-proton dengesini değişitiren dış etkiler bunu bir elektriksel potansiyel meydana getirmek suretiyle sağlamaktadır. Bu elektriksel potansiyel serbest elektronları her zaman hareket ettiremeyebilir ve bu statik elektrik olarak (iş yapmaya hazır) bir yük oluşturur. Örneğin iki elemanın birbirine sürtülmesi ile elektronların bir elemandan diğerine geçmesi sonucu Statik Elekrik yükü meydana getirilebilir. Bu yük; "temas", "bağlantı-devre" veya "ark" şeklinde ters yüklü elemana geçebileceği gibi hareket imkanı bulamazsa toplanmış olduğu yerde de kalabilir. '• r Birincisi Dinamik Elektrik veya Elektrik Akımı (elektronlar, atomlar arası hareket halinde), ikincisi ise Statik Elektrik olarak adlandırılır. Elektronların dinamik konumu elektrik akımını meydana getirir. Unutulmamalıdır ki gerçek elektron akımı negatifden pozitife doğru olduğu halde elektrik akımı pozitif'den negatife doğru olmaktadır. Elektriksel yük veya hareket etmeye hazır elektron miktarı da değerlendirilebilmek üzere bir ölçü birimi ile teçhiz edilmiş olup bu "Coulomb" olarak anılmaktadır. 1 Coulomb = 6.28 x 1 0 1 8 Elektron'dur. 216 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ r Bir elektrik devresinin belirli bir noktasından bir saniyede 1 Coulomb elektrik geçırıyorsa bu akım 1 Amper olarak birimlendirilmiştir. Bu miktar, elektriksel potansiye seviyesine (Elektromotor kuvvet - EMF) ve elektrik devresinin gösterdiği karşı engelin (Direnç) durumuna göre az veya çok olacaktır ki bu, elektrik akım şiddetini ifade etmektedir Elektron akışının hareket etme eğiliminin az veya çok oluşu elektron basınç farkını (voltajı) ifade eder. Elektrik akışının pozitifden negatif kutuba doğru kolay veya daha zor hareketine sebep oluşuna göre malzemeleri 3 grupta toplamak mümkündür: iletken malzemeler (kondaktör), iletken olmayan (izolatör) veya yalıtkan malzemeler; yarı iletken (semi-kondaktör) malzemeler. Yalıtkan maddeler elektrik akışını engelleyen tür maddeler olup statik elektriği tutmaya uygundurlar Diğer yandan, elektrik akışını az veya çok kolaylıkla sağlayabilen maddeler (Bakır, Alüminyum Gumuş, Demir gibi) çok miktarda mevcut olup bunlar iletken olarak adlandırılır. Bunlara ilaveten, doğal ve yapay olarak bulunabilen yarı iletken (semi-kondaktör) malzemeler mevcut olup bunlar genellikle elektrik akımını bir yönde diğer yöne göre daha iyi iletirler (Germanyum, Selenyum, Silisyum, Karbon, Boron, Bakır Oksit Silikon gibi) ve bu tür malzemeler termoelektrik soğutucularda rektifier olarak uygulama sahası bulmaktadır. Transistor, Diyot ve Fotosel gibi elemanlar da yarı kondaktör uygulamalardan olup sık sık bunlara rastlanmaktadır. Semi kondaktörlerin geçirgenliği sıcaklık, basınç, ışık, elektrik sinyali gibi etkenlerle değişir. Bu özellikten yararlanılarak semi kondaktörler, devreleri açma-kapama ve kontrol etme gibi röle görevlerinde çok kullanılmaktadır. Elektriksel değerlerin su ile benzerlikleri olup bu ikisini karşılaştırmak mümkündür ve bu elektriğin daha iyi anlaşılabilmesine yardımcı olduğu için sık sık yapılmaktadır. i Bataryalar •)Su Tankı b)El»ktrik Devre»! 3*V Su Tankı R-Oirenç Su I)P«t«naiyai Ûlufunu (Statik Durum) r I I ) A k ı ş Ouru»u(Din««ik Durum) Direnç-R Dir*nç~R su S u nV.-x. V.-x.rn hızı -ı/* S U BASINÇ > H(M«noMtrik y ü k s e k l i k ) AKİS » v ( H ı z , m/s) HİRENÇ ı p (( B a s ı n ç Düşümü) İ Elsktrik akxtaı-Aap«x E L E K T R İ K , U « tl.ktromator kuw««t-EHF,Volt I ı Akın »iddsti-Amper R s Rszistans—Dirsoç , Qh«ı Su ve Elektriğin Akış-Dinamik Durumlarının Karşılaştırılması Şekil. VI-2) Su ve elektrik potansiyeli ile etkilerinin benzerliği UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 217 Pompa 1 İT /' 3»«mç-Alçak -j-|—Isıtıcı direnci m) Su Boru»u Devresindeki Durun Volt '' Toprak irtibatıO) /' Anahtar-^alter Elektrik | akımı-Amp. Kısa devre-(2) i (Elektron akışı) -fArvahtar-Şalter Direnç ölçüı»0 • Devre kopukluğu (Anahtar açıkken) (1) •Akı» ölçüı.ü{A»p} Amp«r-Volt-Ohıo Metre b)Elektrik Devreaindeki {toru* (AVO-Metre) Şekil. VI-2) (Devamı) Su ve elektrik potansiyeli ile etkilerinin benzerliği i Elektrik enerjisinin üretilmesi kullanılacağı yerlere iletilmesi ve kullanılması işlemleri bir elektrik devresini meydana getirir. Bir elektrik devresinde en çok rastlanan arıza ve aksaklıklar (1) Devrenin açık-kopuk olması, (2) Kısa devre olması, (3) Devrede toprak irtibatı meydana gelmesi şeklinde sıralanabilir. Bunlardan birisi veya birkaçı, duruma göre devreyi çalışmaz hale sokabileceği gibi kalıcı hasarlar da meydana getirebilir (Şekil: VI-2/b). Elektrik devresinde meydana gelen hat kaybı su devresindeki boru sürtünme kaybının karşıtıdır. Pompanın sağladığı basınç farkı, elektrik devresinde batarya veya elektrik jeneratörü tarafından sağlanmakta ve elektrik gerilimi olarak ortaya çıkmaktadır ki birimi Volt'dur. Bir Volt, İQ dirençten 1 Amper akım geçişini sağlayan elektro-motor kuvvettir. Su devresindeki kapama vanası elektrik devresinde anahtar veya şalter olarak aynı görevi yapmaktadır. Su akışının karşıtı ise elektrik akımı olup birimi Amper'dir. Görüldüğü gibi elektrik akışını belirleyen 3 parametre mevcut olup bunlar; (1) Elektromotor kuvvet (EMF) veya Elektrik gerilimi (Potansiyel Farkı), birimi: Volt; (2) Elektriksel Direnç ki mekanikteki sürtünme kuvvetlerine benzetilebilir, birimi: Ohm; 218 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ İ #• / • •i (3) Elektrik Akımı, birimi: Amper, olmaktadır. Bu üç parametrenin birbiriyle olan bağlantısını Ohm Kanunu belirlemektedir. Elk. Gerilimi, Volt (U) = Akım Şiddeti, Amper (I) x Direnç, Ohm (Q) yani; U = I x R veya, I = veya, R = R olmaktadır. I Diğer yandan; Güç (Watt) = U (Volt) x I (Amper) = Joule/Saniye yani; W = U x I veya, I W TT W veya, U olacaktır. 100Watt Ampul Örnek :U = 220 Volt olan yandaki devrede 1 0 0 100 VVatt'lık bir ampulün; 220 U= - 0.454 akım çekeceği anlaşılmaktadır. : Amp. ? Burada, 100 VVatt'hk ampulün direnci ise R = 220 U T 0.454 484 Ohm olmaktadır. İletkenlerin elektrik akımına karşı gösterdiği direnç çok azdır ve bu her değişik malzeme için farklı olmaktadır. Aynca, iletken kesiti arttıkça direnç azalmakta, fakat boyu arttıkça direnci de artmaktadır. Sıcaklığın artmasının iletkenlerin direncine olan etkisi ise genellikle direnci arttırıcı yönde olmaktadır. Malzemelerin öz direnç değeri iletkenlik için bir göstergedir ve bu, boyutları 1 cm olan bir küp'ün belli sıcaklıkta, elektrik akımına gösterdiği direnç (Ohm)'dir. p (Ohm.cm) Çevre sıcaklığı: t°C 1 cm küp / (1x1x1) / A- malzemesi özendirici : p F-cm2 kesit / \ Direnç, R = T I (cm) x p (Ohm.cm) ; Ohm F (cm2) Direnci: R F = 1 cm 2 , L = 1 cm, alınırsa L cm boy R = p olacaktır. A-Malzemesi özdirenci: p 1-uzunluğunu bir an için parçalara böldüğümüzü düşünürsek ortaya çıkan Seri Dirençlerin toplamının bunların aritmetik toplamı kadar olan bir direnç ile aynı etkiye sahip olacağı görülecektir, yani, toplam direnç Rt = Rj + R2 + R3 + olacaktır. UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 219 M. R-ı R2 AAAA R3 W\A Rt = Rf+ R2 + R3 V\A—1 1 •W\A ¥ r i ise ve Ua = Ub ise la = lb olacaktır Seri Dirençlerin Toplanması Diğer yandan, Rt direncine sahip bir iletkeni, kesitini parçalara ayıracak tarzda yardığımızı düşünürsek; Toplam kesit Ft = Fx + F2 + F3 + F 4 , olacağına göre, herbir kesitin yeni direncinin de sırasıyla Rj, R2, R3, R4 olacağı varsayıldığında, özdirenç y ve L boyu aynı kalacağından; Fj = L (Direnci: Rt) Y D K l ; F2 = yazılabilecektir. Y D rl 2 ; F3 = Y D K3 ; F4 = Y D K4 ; F= Y D Kt ; '" r i Eşitliğin sağ ve sol tarafları toplandığında matematiksel eşitlik bozulmayacağı için, <v Y R2 Y *ı 11 R4 Y Yt R *ı Rı + F2 + F3 + F4 = F yanı; 11 olacaktır. R4 Eşitliğin her iki tarafını da l/y ile çarpmak suretiyle, 1 1 Rt 1 1 9?' r 1 R4 bulunur. i R, = AAA/v R. •J: 220 t I, E(U) Paralel Dirençlerin Toplanması E(U) UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ i Ohm Kanunundan gidilerek de paralel ve seri dirençlerin toplam değerleri aynı sonucu verecek şekilde bulunabilecektir. Karışık (seri ve paralel) dirençler de bu esastan gidilerek kolayca bulunabilir. R, = R, + 1 1 / R2 + 1 / R3 ) y 1 / R4 + 1 / R5 + 1 / R6 olacağı görülmektedir Karışık Dirençlerin Toplanması Seri ve Paralel Dirençlerdeki Akım Şiddeti: Seri dirençleri, yukarıdaki gibi, L boyundaki bir iletkenin parçalara bölündüğü duruma benzeterek, her dirençten geçen akım şiddetinin, U gerilimi aynı kalmak üzere, değişmediği görülecektir (Aynen bir su borusunun her noktasında debinin aynı olacağı gibi). —A/VW—'VMA*—VWV r 1 *.'/. R-, = U/1,; R2 = U/l2; R3 = U/l3; ve R, = R-, + R2 + R3 olup I, = I., = l2 = l3 olur. Seri Dirençlerin Akım Şiddeti Paralel dirençlerdeki akım şiddeti ise, her bir direnç değerine bağlı olarak farklı bir değere sahip olacaktır. V3 v—^/\/vVvvv-J U (Dirençlerin hepai i ç i n aynı) U-" Paralel Dirençlerde Akım Şiddeti UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 221 0' li-i' .* /' ' U = Ij . Ra veya \/Rx = \XAJ U = I2 . R2 veya 1/R2 = I 2 /U U - I3 . R3 veya 1/R3 = I^AJ i U = I t . R, veya l/R, = It/U U = I t . Rt veya 1 It Rt U olup Rt It/U = I I / U + I 2 /U + I3/U olacaktır. Buradan da I, = zamanda II. Kirchoff Kanunu ile uyum içerisindedir. I I R2 R3 olduğundan " r + I2 + I3 bulunur ki bu aynı 1 I l2 '2 1 \C 1 V,(1/s) t V, = V, + V 2 + V 3 \ Su akışı ile benzerlik I3 '•• / • •' / //. Kirchoff Kanunu: Bir elektrik devresinin herhangi bir noktasına gelen (1 veya 2 noktaları) akımların toplamı bu noktadan ayrılan akımların toplamına eşittir. /. Kirchoff Kanunu ise, kapalı bir elektrik devresinde gerilimlerin toplamı "Sıfır"dır şeklinde ifade edilmektedir. Bir başka deyişle; kapalı bir elektrik devresinde, Elektromotor kuvvetler toplamı, dirençlerdeki gerilim düşümü toplamına eşittir. Paralel ve seri dirençlerin uygulamasına iyi bir örnek Wheatstone (Weston) Köprüsüdür. Bu dirençler devresinden gerek ölçü aletlerinin, gerekse valf ve damper servomotorlannın tertiplenmesinde büyük ölçüde yararlanılmaktadır. T«r»itt(ir , Sıcaklık „ /Okuma * Iskalası 1 "ufc) A ve C noktalarında; |=l1+l2=İ3+İ4'dür Ayrıca; L=0 ise l-|=l4 ve I2=İ3 olur; (Koprû'nün denge konumu) Fakat; lg -» B'den D'ye ise l 1 =l g +l 4 veİ3=l g +l 2 VVHEATSTONE KÖPRÜSÜ (*) Termistörler, yarı iletken malzemeden ve çoğunlukla yapay şekilde metal oksitlerin sinterlenmesiyle yapılır ve dirençleri, sıcaklık değişimleriyle aşırı değişim gösterir. (*) Termistörlerin çoğu için geçerlidir. Galvanometre (G)'de sıfır akım olacak şekilde R ayarı yapıldığında (Köprü devresi dengede) Rl+R' 0 +R, = Rp+R-|+R0" olacaktır. a) Sıcaklık azaldığında, R, artacak, yeniden denge için R'o azaltılarak (RQ" artacaktır) skafada t" değeri okunacaktır. b) Sıcaklık arttığında ise Rt azalacak ve+ denge için R'o arttırılacak, R"o azaltılacaktır (Böylece skalada t değeri okunur Şekil. VI-3) Wheatstone Köprüsü ve bir termistörle uygulanışı 222 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ ı i: Yalıtkan veya dielektrik malzemeler (izolatör) fazla elektronları üzerlerinde toplamaya yatkındırlar. Herhangi bir sebeple bu şekilde toplanan elektriğe statik elektrik adı verilir ve bu elektrik yükü, ancak bir iletken malzeme ile temas ettiğinde elektrik akımı (dinamik elektrik) haline dönüşür veya yeterli mesafeye yaklaşınca ark şeklinde atlar. İzolatörler, üzerlerinde toplayabilecekleri maksimum elektron sayısına göre birbirinden farklılık gösterirler ki bu özellik "Kapasitans" diye adlandırılır. Yani, Kapasitans sistemin elektriği depo etme özelliğidir. Elektrik devrelerinde bazı çalışma şartlarında meydana gelebilecek aşırı elektron akışını bir süre toplamak ve tutmak üzere, kapasitansı yüksek yapay elemanlar yapılmış ve geliştirilmiştir. Sesbest elektronları iletken bir malzeme ile toplama ve kapasitansı yüksek yalıtkan bir malzeme üzerinde biriktirmek üzere iletken ve yalıtkanlardan meydana getirilen bu elemanlara Kapasitör veya Kondansatör adı verilmektedir. Kapasitans birimi Farad'dır. Bir Farad, Kapasitörün iletken ve yalıtkan levhalar arasına 1 Volt gerilim uygulandığında 1 Coulomb yani 6.28 x 1 0 1 8 adet eletron tutabildiğini ifade eder. Uygulamada daha çok bunun 1 milyonda biri olan Mikrofarad kapasitans birimi kullanılmaktadır (1 Farad = 0.000001 uF). Kapasitans, C (Farad) = Q (Coulomb) / U (Volt) olmaktadır. • itme —• + + —TL • itme - (+) yüklü A cismi, nötr olan B cismine yaklaştırıldığında yakın olan " 1 " ucunda (-) yük diğer "2" ucunda ise (+) yük oluşur. A cismi (-) yüklü olursa bu sefer " 1 " ucunda (+), "2" ucunda (-) yük oluşur. Buna Elektriksel veya Elektrostatik "indüksüyon" denilir. Aynı elektrik yükleri (+ ile + ve - ile -) birbirini iter. Aksi elektrik yükleri (+ ile -) birbirini çeker. Statik Elektrik Yüklerinin Etkileri ,5erfc>est fazla oloktronlar(6 ad.) İletken £lektron Proton \ ( 1 4 a d . ) \ /(B a d . ) / Yalıtkan1 \ \ / / \ iletken 7 / rof 7 Elektron-' Proton (2 ad.) (S ad.) Elektron fazla Proton faZla Alternatif ~"?akım kay,' nağına Not:Elektrçm ve proton a»yxlaxı aembolik olarak verilmiştir. Şekil. VI-4) Kapasitörün yapısı (yüklü durumda) UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 223 U T A (•*} Kata.,«av* VB «az a i a h i l i r Q (Caulamb) C (fr) U (V.lt) r e 4-TT.d I A I Plaka _yü*:öy fer» Arada*)' of famın kats<ay(S) (.Hava tein •. I) b) Çok Plakalı Kondansatör Tek ve Çok Plakalı Kondansatörler a) Tek Katlı (plakalı) Kondansatör Kondansatörlerin birbiriyle paralel ve seri devre meydana getirecek tarzda bağlanmaları veya bir elektriksel direnç ile (örneğin elektrik moturunun sargıları ile) seri şekilde bağlı bulunmaları mümkün ve gerekli olabilmektedir. -L C3 U -=- /TS <T^ -^TS a) Paralel Bağlı Kondansatörler l b) Seri Bağlı Kondansatörler Kondansatörlerin Seri ve Paralel Bağlantıları I uzs \—\c -A Zaman R.C t Kandan.«tar a) Direnç Üzerinden Kondansatörün Şarjı (Yüklenmesi) i- i ir /• t b) Direnç Üzerinden Kondansatörün Deşarjı (Boşalması) Kondansatörün Bir Direnç ile Seri Bağlanması 224 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ i Kapasitörler, soğutma sistemlerinde motorların kalkışını kolaylaştırmak, verimlerini ve güç faktörlerini arttırmak gibi çok yararlı görevler yapmaktadır. Yük (motor sargısı) ile seri bağlandığında alternatif akımın sinüzoidal dalgalanmasını değiştirerek akım eğrisini voltaj eğrisine yaklaştırır. Kapasitörler, bilhassa monofaz-hermetik tip motor-kompresörlerin kalkış momentini arttırmak için uygulanır. Bu maksatla dizayn edilen elektrik motorlarında kondansatör yalnız kalkış sargısı devresine seri konulabildiği gibi (Bu maksat için kullanılan kondansatörler hemen daima elektrolitik tiptir ve bu uygulamalarda tatbik edilen şebeke voltajı, nominal/etiket voltajının %130'unu aşmamalıdır) buna ilaveten "çalışma/ana sargısı" devresine de konulabilir ki bu ikincisi daima yağ dolgulu tip kondansatördür ve uygulanan gerilim nominal etiket voltajının %110'unu aşmamalıdır. Bunlardan başka, daimi devre kondansatörü uygulanan tür motorlar (Permanent Split Capasitor-PSC) yapılmış olup bunlar alçak kalkış momentli motorlardır ve kondansatör "normal çalışma/ana sargı" devresine uygulanıp motor çalıştığı sürece devrede kalır. Bu tür motorlar, nominal etiket değerinden daha düşük bir voltajda genellikle kalkamazlar ve bir dış etkenle (yardımla) harekete geçmeleri sağlanabilir. Alternatif akımın iletkenlerden geçişinde bu akışı engellemeye çalışan etkiye Reaktans adı verilir. Devrenin kapasitans etkisiyle (serbest elektronları tutma) meydana gelen reaktansa Kapasitif Reaktans denilir. Devrenin bir elektro magnet veya sargı özelliği taşımasından meydana gelen, bir karşıt elektromotor kuvvetin (gerilim) meydana getirdiği reaktansa ise Endüktif Reaktans adı verilir. Dinamik elektrik veya elektrik akımı 2 çeşittir : a) Doğru Akım: Elektron akışının sürekli bir yönde olması hali. b) Dalgah-Alternatif Akım: Elektron akışının periyodik şekilde yön değiştirdiği hal. Burada, periyodun saniyedeki sayısı Frekans'dır. Örneğin 50 frekans veya Hertze sahip dalgalı akımda elektronlar saniyenin 1/100'ü kadar zamanda bir yönde ve 1/100 saniye diğer yönde hareket ederek bir periyodu 1/50 saniyede tamamlar. Elektrik kaynağının sağladığı elektriksel potansiyel devamlı aynı seviyede kalıyorsa buna Doğru Akım denilmektedir. Değişik tür pillerin, otomobil Akümülatör-bataryalannın elektrik gerilimi-voltajı doğru akım için örnek gösterilebilir. 'Yaklaşık olarak ainüaoidal eŞri 1/100 san. 1/50 aan. Zaman(Saniye) 50 Frekanslı Alternatif Akımın Zaman Eğrisi Elektrik kaynağındaki artı ve eksi uçların belli zaman aralıklarında (periyotlarla) UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 225 I U|BC İ . DıÇru Akili (DC) " r vt b i r Ditanç'* r Alternatif Akımın Oluşumu (AC) ve Gerçekteki Durumu yerini değiştirmek suretiyle yukarıdaki gibi köşeli bir Voltaj-Zaman grafiği ortaya çıkacaktır ve böyle bir elektrik akımı Alternatif Akım olarak adlandırılmaktadır. Gerçekteki Alternatif Akım üreteçlerinde (Alternatör) ise Voltaj-Zaman grafiği sinüsoidal bir eğri görünümünde olup bu durum alternatörün çalışma prensibinden kaynaklanmaktadır. Gerilimin sıfır değerinden artarak maksimum bir değere ulaştıktan sonra azalıp eksi değerinin en alt seviyesine gelmesinden sonra tekrar başlangıçtaki gibi sıfır seviyesine gelmesi için geçen zamana 1 salınım (1 Hertz: Hz) denilir. Bir saniyedeki salınım sayısı Alternatif Akımın Frekansı olarak adlandırılır (Örneğin 50 Hz veya 60 Hz gibi). 3 Fazlı (Trifaze) elektrik kaynaklarında, bu sinüzoidal eğriler birbirini 1/3 salınımla (120° elektriksel açı ile) takip eder. h l l Faz >( /' 3-Fazlı (Trifaze) Alternatif Akım Bir iletkenden elektrik akımı geçirildiğinde bu iletkenin etrafında gene bir magnetik alan meydana gelir. Akım durduğunda magnetik alan da ortadan kalkar. Söz konusu iletken bir yumuşak demir çubuğa sarılır ve elektrik akımı verilirse yumuşak demir çubuk bir mıknatıs oluşturur ve magnetik alan meydana getirir (Akımın yönüne göre çubuğun uçlarında N ve S kutupları oluşur) Elektrik akımı kesildiğinde magne226 i UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ / • tik alan gene ortadan kalkar. Buna Elektromıknatıs denilir. Yumuşak demire elektromıknatısın "Çekirdeği", akımı geçiren iletkene ise "Sargı" adı verilir. Eğer bir magnetik alandan onu kesecek tarzda bir iletken geçirilirse bu kere iletkenin uçları arasında bir elektromotor kuvvet meydana gelir. Elektrik «kimi verildiğinde Sargı Magnatik Yumuşak(ham) demir çekirdek ım meydan» gelir Magnetik alan meydan» g a ü r İletken çubuk ra«gn«tik / •l»fuq içind» gezdiril- , aigindo, ,.•- — 1 Sol ti Akı* 1 Magnetik alan İlatkan kasiti (Akım biza doğru) Sol El Kaidesi Elektro Mıknatıs Tabii Mıknatıs Şekil. VI-5) Magnetik alan, elektro mıknatıs ve elektrik akımının üretilişi Magnetik alanın yönü ile içinden geçirilen iletkende meydana gelen akımın yönü, ya da sargıdan geçirilen akımın yönü ile meydana getirdiği magnetik alanın yönü arasında da bir bağıntı vardır ve bu Sol El Kaidesi diye bilinen usulle saptanır. Akım geçirilen iletkenin sol el ile ve baş parmak akımın yönüne uyacak tarzda tutulduğu gözönüne getirildiğinde diğer dört parmağın uçları magnetik alanın akış yönünü gösterecektir. Magnetik alanlar, akışın yönü devam edecek tarzda birbirine yaklaştırıldığında birbirini çeker, aksi halde ise iter. Örneğin iki mıknatısın ters kutuplan (S-N ve N-S ile) karşılaşacak tarzda birbirine yaklaştırıldığında mıknatısların birbirini çektiği, aynı kutuplar karşılaştırıldığında (N-N ve S-S ile) ise biribirini ittiği görülecektir. Magnetik alanın gücü huzmesinin sıklığına bağlıdır. Daha güçlü magnet aynı mesafede daha büyük çekme kuvveti sağlayacaktır. Magnetik alanın ölçü birimi Gauss'dur. Bir elektromagnetik alanın gücü ise sargı sayısının çokluğuna ve iletkenden geçirilen akımın büyüklüğüne göre artar. Yumuşak demirden yapılan çekirdek magnetik alanın daha güçlü olmasına yardım eder (magnetik alan huzmesinin geçişini kolaylaştırarak). Ayrıca, çekirdeğin ince levhalar halinde yapılıp birleştirilmesi çekirdekte meydana gelen iç magnetik alanı (Eddy akımları) minimuma indirir ve böylece hem ana magnetik alanın daha güçlü olması hem de ısınmasının azalması sağlanır. Magnetik alanın bazı elemanlar tarafından daha kolay alındığı (örneğin yumuşakUYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 227 ham demir) ve bazılarında ise daha zor alındığı belirtilmişti. Magnetik alanı kolay alan malzemelere permeable ve permeabilitesi yüksek denilir. Havanın permeabilitesi 1 olarak kabul edilmektedir. Permeabilitesi çok az olan malzemelere Reluctant ve bu özelliğe de Reluctance adı verilmektedir. Magnetik alanı tutmayan boru şeklindeki bir malzemenin (kağıt, plastik, vs.) üzerine bir iletken sarılıp buna elektrik akımı verilirse meydana gelen magnetik alanın etkisiyle borunun iç deliğine yaklaştırılan örneğin bir yumuşak demir çubuk kuvvetli bir şekilde magnetik alanın içine yani delik boşluğuna doğru çekilir. Buna Solenoid etkisi denilir ve soğutma tekniğinde pek çok uygulama sahası bulur (Solenoid valf, sviç, vs). SOLENOİD ETKİSİ i Magnetik alan Kağıt boru ^Ham demir çekirdek (içeri çekilir) Ham demir çekirdek (Dışarda) (0) , o.it -Akım (doğru veya alternatif) [> UsSifır UjSıfır eJNormelde Açık(NA) olan 1,2,3 kon- b)Bir Normal Açık(NA) va bir normal taktl»rı{UsSifıx),*»obin« gşzilim kupalx(NK) kontağı bulunan bir röuygulanınca 1-1' i l e 2-2' va 3-3' lanin bobinine gerilim uygulandıt»maaı sağlanacaktır.3u,tipik b i r ğında HA kontakt kapalı, va HK kontrifaze kontaktöra Örnektir. takt açık hale geiecBktir. Şekil. VI-6) Selenoid etkisi ve kontaktör ile röleye uygulanışı Bir çok kontaktörde, normal açık ve/veya normal kapalı ilave yardımcı kontaktlar konulduğu görülecektir ki bunlara yıldız üçgen şalter tertibi, bölünmüş sargılı motor şalteri, emniyet ve kumanda kilitlemeleri (pompa, kule, fan motoru, vs) gibi pek çok yerde ihtiyaç olmaktadır. Bu bölümün sonunda bununla ilgili bazı örnekler verilmektedir. Diğer yandan, magnetik alan içinde hareket ettirilen bir elektriksel iletkende de elektrik akımı meydana geldiği görülmektedir. Yani magnetik alanı kesen iletken veya iletken grubunda (sargı) bir elektrik akımı meydana gelir ve bu özellikden yararlanılarak elektrik generatörleri, transformatörler ve birçok ölçü aleti yapılmaktadır. 228 r i UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ [> ır i • ' /' Levha çekirdtk Magnatik alan'ın •etiln«»i 10 Amp 100 spir 240 Volt Piimoz (Enerjinin korununu prensibi) V l / W 2 10/5 »240/120 I 2 =10 Amp _^ 24 Volt S». Stkonder S İO spir | ^ f-O- oluna,If(24/24Q)xlQ*lAmp. («lEnerji nakil hatlarında kablo kesitlerinin küçültülmasi.voltajı yük8«lt»ek(akım'ı küçültmek) suretiyle sağlanmaktadır. Magnelik Alanın Transformatöre Uygulanması Transformatör'ün primer sargılarından geçirilen akım ile meydana gelen magnetik alan (Elektromıknatıs) sekonder sargıları kesecek tarzda tertiplenmek suretiyle bu sargıda bir akım ve gerilim meydana getirir. Sekonder sargıdaki akım, bu devrenin elektrik kullanımı durduğunda sıfır olacağından primer devredeki akım da duracaktır. Magnetik alanın gücü magnetik huzme sıklığı arttıkça artmaktadır ve magnetik alan için Gauss ölçü birimi olarak kullanılmaktadır. Bir elektromagnetik alanın gücü sargı sayısının çokluğuna ve geçirilen akımın büyüklüğüne bağlı olarak artmaktadır. Ayrıca, magnetik alan huzmesinin geçişini kolaylaştırmak üzere yumuşak demirden yapılmış bir çekirdek de birlikte kullanılmaktadır ki transformatör ve motor sargılarında bu çekirdek sargı yuvalarını havi ince levhalar halinde yapılıp birleştirilmektedir. Levhalarla yapılan çekirdekde karşı akımların (Eddy akımları) meydana getirdiği iç magnetik alan daha azalmakta ve böylece esas magnetik alan daha kuvvetli olmakta hem de ısınma azalmaktadır. Bir elektrik motorunun çalışma prensibi geniş ölçüde magnetik alan ve mıknatıslanma ile ilgilidir. Bir mıknatıs N ve S kutupları arasında magnetik alan meydana getiren bir elemandır. Dünyanın kendisi de bu özelliğe sahip olan Kuzey ve Güney kutbu arasında magnetik bir alan meydana getirmektedir. Magnetik huzme, hemen tüm elektrik izolatörlerinden geçebilmektedir. Bazı metaller (özellikle yumuşak demir) magnetik alanı daha iyi geçirebilmektedir. Magnetik huzmeler N ve S kutuplan arasında en kısa yolu takip etmeye çalışır ve bu özellikten pek çok endüstriyel uygulamada yararlanılır. Bazı özel alaşımlar bir defa magnetik alana tutulduğunda sürekli mıknatıs özelliği (Permanent magnet) kazanırlar. Metallerin çoğu da magnetik alana sokulduğunda kendileri de mıknatıslanır, fakat metalin cinsine göre bu mıknatıslanmayı kısa veya uzunca bir sürede kaybeder. Bu şekildeki mıknatıslanmaya endüke mıknatıslanma (Induced Magnetism) denilir ve Endüksüyon türü motorların rotorlarını magnetlemede bundan yararlanılır. Elektriğin ve magnetik alanın yukarıda özetlenen özelliklerinden yararlanılarak elektrik üreteçleri (jeneratörler) ve elektrik motorları yapılmıştır. Elektrik motorları, elektrik enerjisini mekanik enerjiye çevirirken önce elektriği magnetik alan meydana getirmek üzere kullanır ve bu magnetik alandan dönme hareketinin yaptırılması sağlanır. Magnetik alanın aynı kutupları birbirini iterken (S ile S veya N ile N) aksi UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 229 kutupları biribirine çekeceği için magnetik alana sahip iki mıknatıstan birisi bir şaft üzerinde dönecek tarzda diğeri ise bunu dıştan çevreleyecek tarzda yerleştirilirse dönme, aksi kutuplar karşılaşıncaya kadar devam edecektir. Bu durumda mıknatıslardan birisinin kutuplan ters çevrilirse tekrar aynı kutuplar karşı karşıya geleceğinden gene bir itme durumu meydana gelerek hareket devam edecektir. Hareket eden kısma Rotor, sabit-duran kısma ise Stator adı verilmektedir. (Bak. Şekil VI-7). a) Çubuk Hıknatia- a)Ma«natik alan ların H*5 kutup- atkiaiyle â$n* larıiÇakaa ve i t - .4/Urç* iala»i < m l * P«l«y-nl«*ıî i e)Dönaa harakatina iönüfümön 3fSdît!3ÎUpî i Dönmenin Devaıaı Şekil. VI-7) Magnetik alanın 2 kutuplu elektrik motoruna uygulanma prensibi Şekil : VI-7'deki 2 kutuplu elektrik motorunda kutup değişimi için alternatif akımın yön değiştirme özelliğinden yararlanılmaktadır. Her akım yönü değişiminde rotor 1/2 tur yapacaktır. Yani her frekansta 1 tur meydana gelecek ve 50 frekanslı bir devrede saniyede 50 devir oluşacaktır. Böylece dakikada 60x50 = 3000 devir meydana gelmiş olacaktır. Buna senkron devir denilir ki gerçekte bu devire ulaşılmaz ve yüke göre magnetik alandaki kaymalar sonucu 2850-2900 asenkron devir elde edilir. Aşırı yük durumunda ise devir çok düşebilir. Dört kutuplu bir motorda her frekansta 1/4 tur oluşacağından senkron devri dakikada 1500 olacaktır. Stator dış gövdeye tespit edilmiştir ve alan sargılarını üzerinde bulundurur. Dış gövde ayrıca, tespit ayaklarını (flanşını) ve rotor taşıyıcı yataklarını da üzerinde toplar. Rotor, bir mile kamalı şekilde tespit edilmiş olup mil iki başından yataklarla taşı230 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ '- r i i Stator •ar g ı«ı. Sankran fltvii S«>/ıl.i 50 Hş 60 Hy 2-kü*. 3000 3600 4-kut. 1500 1800 Rotor- A«»nkr«n 0«vir ^HyxXaı?'t 2-kut. 2900 3475 4-kut. 1450 1750 a) İki kutuplu, «ile f a z l ı Kutuplu /Rotor N(S) Rotor t»çiyıca y»takl«rı(lıe;r iki _—-Te«pit ayağı ?-Kutupl*ı Motor +(-;•" »- : ——' 4-Kutupiu Motor Şekil. VI-8) 2 ve 4 Kutuplu Elektrik Motorları nır. Yataklar Sinter bronz, grafitli bronz, pirinç kaymalı yatak veya rulmanlı olarak yapılmaktadır. Hermetik ve yarı hermetik tip soğutma kompresörlerinde genellikle kompresör yatağı aynı zamanda elektrik motoru yatağı olarak hizmet eder. Magnetlenebilir bir elemanın magnetik alana sokulması ile kendisinin de magnetik alan verir hale (mıknatıs haline) geldiği ve buna Endüke magnetlenme denildiği yukarıda ifade edilmişti. Bunun, bir elektrik akımı geçirilen sargı ile sağlanması elektro-magnetik endükleme meydana getirir ki bundan endüksiyon tipi elektrik motorların çalışma prensibi doğmuştur. Bu tür motorlarda, stator sargısında meydana getirilecek bir magnetik alanın endüksiyon etkisiyle rotorun magnetlenmesi sağlanır. Stator kutup sargılarında magnetik alan meydana getirildiğinde bunun kutuplan, akım yönüne göre oluşacaktır. Bu magnetik alanın içinde kalan rotor da aynı magnetik alana hemen sahip olur (endüke olur). Akımın yönü ters çevrildiğinde (örneğin 50 frekanslı bir alternatif akımda 1/100 saniye sonra) magnetik alanın N ve S kutupları statörde yer değiştireceğinden, fakat rotorun magnetik alanı statörünküyle aynı durumda olacağından rotor ile statördeki kutuplar birbirini iteceklerdir. Bu itme kuvveti, stator gövdeye bağlı ve sabit olduğundan, rotorun dönmesini sağlayacaktır. Statörle rotorun magnetik alanları tekrar aksi kutuplar karşılaşacak duruma gelince rotor gene endüke olur ve fakat stator sargısındaki akımın yönü tekrar değişeceğinden aynı kutuplar (N ile N ve S ile S) gene karşılaşacak ve birbirini iterek dönmeyi devam ettirecektir. Ancak, ilk kalkışta stator ve rotorun aynı kutuplan ile aksi kutuplarının birbiriyle olan durumuna göre dönme yönü her seferinde farklı olabilecektir. Bunu önlemek, yani motoru her seferinde aynı yönde dönecek tarzda kaldırmak için bir yan etken veya bir kaydırma alanı kutbu ilave edilir. Diğer yandan, alternatif akım motorlarında, gerilim sürekli bir şekilde ve frekans sayısınca yön değiştirdiğinden stator sargısındaki akım da bunu takip edecektir. Herhangi bir iletkenden geçirilen elektrik akımının, iletken kesiti çevresinde, sol el kaidesine göre bir magnetik alan oluşturması olayı sonucu, sargı iletkenin etrafında da bir tali magnetik alan daha UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 231 i- 1 oluşmakta, bu ise içinden geçen bir iletkeni kestiğinden, esas akıma ters yönde tekrar bir tali akım oluşturmaktadır ve buna İndüktans denilmektedir. Bu nedenle akımın, gerilimi aynı anda takip etmesi mümkün olmamakta ve gerçekte akım eğrisi gerilim eğrisini biraz gecikmeyle takip etmektedir. Bunun sonucu, akım ve gerilim çarpımı değeri, akım ile gerilim aynı anda en yüksek değerlere (magnitude) ulaşmamış olacağından elde edilen güç, voltaj ile akım değerleri çarpımından daha küçük olmaktadır. Bu surette 1 'den daha küçük olan bir güç faktörü katsayısı ile çarpılınca geçerli güç değeri bulunmaktadır. ^•rilim(U) Akı*(1) İ: tüç * *M x I x Pf (T»lt f«ii içirt) Pf J 6üç f.ktörü (t-krib.n 0.8*0.9) 'Zaman i y Şekil. VI-9) Güç faktörü ve indüktans Güç faktörü motor türüne göre değişir ve aynı tür motor için, büyük güçlü motorlarda küçük güçlü motorlara nazaran gittikçe artan bir katsayı değeri vermektedir. Bir elektrik motorunun seçim ve uygulanmasında en başta gelen husus; elektrik enerjisinin alınacağı şebekede mevcut voltajın, doğru veya dalgalı/alternatif akım durumunun, frekans ve faz sayısının bilinmesi ve seçim yapılırken bu değerlerin motor ve şebeke taraflarında mutlak uygunluğunun gerekmesidir. Bu itibarla elektrik motorları önce; doğru akım ve alternatif akım motorları şeklinde gruplandırılabilir. Diğer bir sınıflandırma; Monofaz/Tek fazlı ve Polifaz/Çok fazlı (genellikle 3 fazlı/trifaze) şeklinde yapılmaktadır. Motorlar ayrıca, Voltaj ve frekans değerlerine göre de sınıflandırılmaktadır. Bir başka sınıflandırma; motorun gücüne göre yapılmakta ve küçük motorlar (1 HP'ye kadar), orta büyüklükte motorlar (1 ile 200 HP) ve büyük motorlar, şeklinde yapılmaktadır. Bundan başka, Açık ve Hermetik motor tarzında bir gruplamaya da rastlanmaktadır. Soğutma uygulamalarında kullanılan elektrik motorları genellikle 1 HP güce kadar Monofaz ve Hermetik tipli olup daha büyük güçteki motorların büyük bir kısmı trifaze tipindedir. Soğutma uygulamalarında kullanılacak motorların, Yüksek Kalkış MomentH, sessiz ve az titreşim yapan, aşırı yüklere dayanabilir türden olması istenir. Bilhassa yüksek kalkış momenti gereksinimi önemli olup kalkış sırasında, hareket eden kompresör parçalarının ataleti yenilecek (Pistonlu kompresörlerde dönel tiplere nazaran bu atalet daha da büyüktür) ve soğutucu akışkan (gaz) alçak basınç tarafından yüksek basınç tarafında basılmaya başlanacaktır. Soğutma uygulamalarında çok az rastlanmakla beraber, doğru akım motorları kısa şekilde aşağıda gösterilmektedir. 1) Şönt Motorlar: Alan sargısı çok spirli ve bu sebeple direnci yüksektir. Büyük güç232 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ w* r i ı teki soğutma kompresörlerinin tahriki için (1 HP'den yukarı), yük değişimleri karşısında oldukça sabit bir devir sayısı verdiğinden, uygun olmaktadır. Büyük güçlerde stator'a küçük bir seri sargı ilavesiyle kalkış ve çalışma karakteristikleri çok daha yükselir ve düzgünleşir, ki bu tür motorlara stabilleştirilmiş Şönt Motor denilir. 2) Seri Motorlar: Alan sargısı az spirli (direnci az) olup kalkış momenti çok yüksektir. Bu aşırı kalkış momenti genellikle bir soğutma kompresörünün kalkışı için gerekenden çok daha fazladır. Buna karşılık, yük altındaki devir düşümü çok fazladır. Bu nedenle, bu tür motorlar soğutma uygulamalarında hemen hiç kullanılmaz. 3) Kompaund Motorlar: Doğru akımla çalıştırılmak istenen soğutma uygulamaları için en uygun elektrik motoru tipidir. Bu motorların alan sargısı, rotor (armatör) sargısı ile seri veya paralel olacak tarzda tertiplenebilmektedir. Seri olan Uzun Şönt paralel olanı ise Kısa Şönt adı ile anılmaktadır. Uzun Şöntlü motorlar küçük desimal güçlü soğutma kompresörü uygulamalarında kullanılır. Kısa şöntlü motorlar ise, ana sargı (alan) kutuplarına oldukça büyük bir seri sargı ilave edilmiş şönt motorlar olup böylece kalkış akımı sınırlandırılmış olmakta ve daha büyük güçler için uygulanabilmektedir. Alan ıaxgı»x Alan sargısı Sftrga.82. Fırçalar Rotor(Armatür) a) Kısa Şönt (Paralel) Rotor(Armatür) b) Uzun Şönt (Seri) Şekil. VI-10) Kompaund Doğru Akım (d-c) Motorları Doğru akım motorlarında aşınma, temas alanlarındaki pislik ve kalıntılar daha fazla olup arızalanmalar da fazladır. Doğru akım motorları, soğutma kompresörlerinin sadece açık tipleri ile kullanılabilir ve Hermetik türlere uygulanamaz. Alternatif Akım Motorları tek fazlı (stator sargısı tek), veya çok fazlı (stator sargısı çok) olmak üzere iki sınıfa ayrılabilir. Monofaz motor türlerinden en sık rastlanan tipler; 1) Bölünmüş fazlı (split phase) 2) Kapasitörlü. Tek (kalkışta/start) veya çift (kalkış ve çalışmada/start and run) kondansatörlü. 3) Gölgeli kutuplu (shaded pole) 4) Repülsüyon kalkışlı (Repulsion start-Induction run) Çok fazlı/Polifaz motorlardan en çok kullanılanı üç fazlı/trifaze motorlardır. Bu tür motorlardan en sık rastlanan tipler; 1) Sincap kafesli (Squirrel Cage) Motorlar UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 233 2) Bölünmüş sargılı (Part Winding) Motorlar 3) Halka geçmeli/sargılı rotorlu (Slip Ring/Wound Rotor) 4) Senkron Motorlar (Synchronous) Soğutma uygulamalarında bu motorların tercih edildikleri kullanma yerleri ise şöyledir: A) Açık tip motorlar; kayış tahrikli, açık tip kompresörler ile birlikte; a) Repülsüyon kalkışlı endüksüyon motorları b) Kalkış devresi kapasitörlü motorlar c) Çalışma devresi kapasitörlü motorlar d) Hem kalkış hem çalışma devresi (ayrı ayrı) kapasitörlü motorlar e) Daimi devre kapasitörlü/kondansatörlü motorlar (Permanent split capacitor) f) Endüksiyon polifaz motorlar B) Hermetik tip motorlar, kompresör ve motorun tek bir muhafaza içerisinde, dış hava sızdırmaz tarzda toplandığı, Hermetik ve Yarım Hermetik Motor-Kompresör diye adlandırılan uygulamalar : a) Kalkış devresi kapasitörlü endüksiyon motorları b) Çalışma devresi Kapasitörlü motorlar c) Hem kalkış hem çalışma devresi ayrı ayrı kapasitörlü d) Daimi devre kapasitörlü (kondansatörlü) motorlar e) Endüksüyon polifaz motorlar (2 ve daha çok faz'lı) C) Kondenser ve Evaporatör fan motorları : a) Bölünmüş fazlı (Split phase) Endüksüyon motorları • ' /' b) Gölgeli kutuplu motorlar c) Kapasitörlü motorlar d) Daimi devre kapasitörlüAondansatörlü motorlar Bilhassa monofaz hermetik motor-kompresör uygulamalarında bugün en sık kullanılan motor türü, kapasitörlü (kondansatörlü) tip endüksüyon motorlarıdır. Endüksüyon motorlarının rotorlarında sargı bulunmadığı ve fakat motor miline paralel şekilde konulmuş bakır veya daha başka iletken baraların rotor çevresini donattığı yukarıda zikredilmişti. Statörde ise bir veya daha fazla alan sargısı bulunur ve bu sargılardan alternatif akım geçirildiğinde kutuplarında sürekli değişen bir magnetik alan meydana gelir. Rotorun haralarından da geçen bu magnetik alan bunlarda da magnetik alan meydana getirir (endükler). Rotorda bu şekilde bir endüke akım meydana getirmekten maksat statorla aynı kutuplu bir magnetik alan yaratıp itme sağlamak ve bunun sonucu dönme hareketini meydana getirip devam ettirmektir. Rotordaki endüke akım hiçbir dış bağlantı olmaksızın meydana gelir. Bu sebeple, kalkışta bir yardımcı dış etken gerekir ki bunun türüne göre motor isim almaktadır (Repülsüyon kalkışlı, kapasitör kalkışlı, vs.) 234 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ ..r i Bölünmüş Fazlı Endüksüyon Motoru: Küçük, desimal güçlü monofaz elektrik motorlarının en çok rastlanan tiplerinden birisi olup maliyeti düşük ve çalıştırması basit elektrik elemanlarıyla sağlanabilen bir motor türüdür. Küçük güçlü açık tip soğutma kompresörlerinin, kalkış sırasında emiş-çıkış basıncı dengeleme imkanına sahip olan uygulamalarında da (Kılcal boru genişlemeli, vs) başarılı sonuçlar vermektedir. Bu motorların stator sargısı, biribirine paralel 2 parçadan oluşur. Bunlardan birisi kalkış sargısıdır ki iletken kesiti daha küçük ve spir sayısı daha fazla, fakat bobin sayısı çalışma sargısınınkiyle aynıdır ve direnci çalışma sargısınınkinden daha fazladır. Diğeri ise çalışma sargısı olup motorun normal çalışma süresince devrede kalır ve sürekli akım verilir. Çalışma sargısı, istenen motor devir sayısına göre, birbiriyle seri 2 veya 4 parçalı olarak tertiplenebilir. Kalkış sargısı ile çalışma sargısı birbirine göre, elektriksel olarak bir açı (genellikle 90 derece) meydana getirecek tarzda yerleştirilmiştir. Yani rotor ve statorun magnetik etkilerinin en yüksek değere ulaştığı konumlar statora göre rotorda biraz daha geriden gelmektedir. Kalkış sırasında iki fazlı bir motor gibi çalışmaya başlayan motor, kalkış sargısının fazla spir sayısı ve ince kesiti sebebiyle, karşı elektromotor kuvvetin bu sargılardaki akımı yükseltmesi daha yavaş olacağından, kalkış sargısının magnetik alanının en yüksek değere ulaşması çalışma sargısınınkinden geride olacaktır. Böylece rotorda dönme momenti meydana gelecek, ayrıca bu dönme momenti, kalkış-çalışma sargılarının elektriksel açısının daima aynı olması sebebiyle, daima aynı yönde oluşacaktır. Kalkış sargısından beklenen etki, motorun dönme hareketi başladıktan sonra sona erdiği için devrede kalmasına gerek kalmayacağı gibi bu sakıncalıdır da (Aşırı ısınma ve aşırı kayıplar). Rotorun devir sayısı, normal çalışma devrinin takriben %75'ine ulaştığında, genellikle merkezkaç (santrifüj) etkiyle çalışan ve rotor miliyle birlikte dönen bir sviç mekanizması kalkış devresini açarak kalkış sargısını devreden çıkarır. Böylece motor tek fazlı olarak çalışmaya devam eder. 5t»t8iÇalışma Sargısı •MA/VV 90" StatorKalkış sargısı Rotor •ntrifuj sviç Şekil. VI-11) Bölünmüş Fazlı Endüksüyon Motoru Bu motorların rotorlarında sargı yoktur. Bazı türlerinde rotorun çevresine yerleştirilen kalın bakır baraların iki baştan uzatılıp birer bakır halkaya kaynakla tespit edilmesi ile endüke devre tamamlanmış olur ki bu tür motorlara "Sincap Kafesli" UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 235 motor adı verilir. Bölünmüş fazlı motorların kalkış momenti orta seviyede kabul edilebilir ve genellikle normal çalışma rejimindeki momentin %140'ı mertebesindedir. Bu değer ise gölgeli kutuplu motorlarınkinden daha yüksektir. b«kır b*r« Sakır H«lk* Rotor hloku ttotor Repülsüyon Kalkışlı Endüksüyon Motorları: Bu tür Şekil. VI-12) Sincap kafesli rotor monofaz motorlar evvelce, yüksek kalkış momenti ve aşırı yük altında, düşük demaraj akımıyla kaldırılması istenilen uygulamalarda geniş ölçüde uygulanmakta idi. Fakat son yıllarda kapasitörlü motorlar bunların yerini geniş ölçüde almıştır. Bu motorların rotorlarında da sargı vardır ve bu sargılar iki baştan bir komütatöre irtibatlandırılmıştır (Doğru akım motorlarındakine benzer). Komütatör bir fırça (kömür) grubu ile kalkışta temas etmediği halde devir yükselince (takriben normal devrini %75'ine ulaştığında) bir merkezkaç/santrifüj mekanizması yardımıyla temasa geçerek rotor sargılarını kısa devre edip motorun endüksüyon etkiyle çalışmaya devam etmesini sağlar. Bu motorlar kutup başına bir bobin düşecek ve monofaz teşkil edecek tarzda kademeli statora sahiptirler. Elektrik motorunun dönme momenti, meydana getirilen magnetik alanın bir fonksiyonudur. Bu nedenle, kalkış momentini arttırmak için ya magnetin kendisi güçlendirilir veya sayısı arttırılır. Repülsüyon kalkışlı motorlarda rotorun magnetik alanı güçlendirilerek kalkış momenti arttırılmaktadır. Fırça (karbon) sayısı kutup sayısı kadardır ve bu karbon fırçalar normal devirde iki komütatör halkasının elektrik devresini tamamlayarak rotor sargılarından endüktif bir akım geçmesini sağlar. Bu akım, magnetik kutupları oluşturur. Karbon fırçalar öyle yerleştirilir ki (15 ile 20 derece kaydırılarak) rotorun iki yarısında farklı akımlar meydana gelerek bunların magnetik alanı, stator kutbu magnetik alanını itmek suretiyle dönme hareketini başlatmaktadır. Devir normal seviyesine yaklaştığında rotor (armatür) sincap kafesli bir rotor durumuna girer, yani motor monofaz endüksüyon motoru olarak çalışmasını sürdürür. Dikkati çekeceği gibi bu motorların güvenilirliği ve arızasız çalışması fırçalarının ömrünün uzunluğu ve fırçaları hareket ettirme mekanizmasının (genellikle santrifüj esasa dayanır) işlerliğine bağlı olmaktadır. Fırçaların aşınmasını azaltmak üzere bazı tip motorlarda rotor sargılarının kısa devre edilmesi ile fırçaların kaldırılması tertibi uygulanır ki bu, sesi de azaltır. Buna rağmen rotorunun sargılı olması, fırçalarının olması, kısa devre ve fırça kaldırma mekanizması gerektirmesi hem ilk maliyeti hem de işletme-bakım-tamir masraflarını arttırır ki bunlar bu motorların uygulanmasında en önemli sakıncalardır. Bu tür motorlar çok yüksek kalkış momentine karşılık oldukça düşük kalkış-demaraj akımı karakteristiği gösterirler. Ancak, motorun dönme momenti devir arttıkça hemen düşer ve endüksiyona geçiş devirine ulaşıldığında dönme momenti iyice düşmüş olur. Bu mahzuru önlemek ve motorun saplanma şeklinde durmasını önlemek üzere bu motorları %500'e kadar varacak tarzda yüksek bir kalkış momentine göre dizayn etme şekli uygulanır. Öyleki, endüksiyona geçiş devrine ulaşıldığında yeterli bir dönme momenti (Normaldekinin %200'ü civarında) sağlanabilsin. 236 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ ı< r i: '" r ı St.tör Komüt«tBr (iki ba«t«) Rotor tırgısı Fxrç»l*r (KomÜt.tSrl o r i kxaa d»v r* eder) •15-20 E' A) Santrifüj mekanizması 9) Komütatörü kısa devre edici b«r*lar C) F«ç» ve fırça t a ş ı y ı c ı l a r Şekil. VI-13) Repülsüyon kalkışlı endüksüyon motoru Kapasitörlü/Kondansatörlü Monofaz Motorlar: Bu motorlar iki fazlı stator sargısına sahip olup bölünmüş fazlı motora çok benzer. Rotor ise sincap kafes veya normal bölünmüş fazlı motorun rotoru şeklindedir. Kalkış sargısındaki akım, çalışma sargısındakinin 75 ile 85 elektriksel derece gerisindedir. Kalkış sargısı devresine seri olarak bir (Tek kondansatörlü) kondansatör konulması ile kalkışta kapasitör, kalkış sargısının akım faz açısını değiştirmek suretiyle iki fazlı bir elektrik motoru etkisi kazanır. Böylece elde edilen kalkış momenti oldukça yüksektir ve normal çalışma momentinin %275 ile 375'i gibi değerlere ulaşabilmektedir. Bölünmüş fazlı bir Endüksüyon motoru ile mukayese edildiğinde aynı birim amper için 2 ile 3 katı daha fazla kalkış momenti elde edileceği anlaşılmaktadır. Kondansatörün, alternatif akımın periyodik iniş çıkışı sırasında elektromotor kuvvet ve akım yığılımı topladığı ve bu toplandığını geriye verdiği ve böylece yüksek kalkış momentini sağladığı düşünülebilir. Kalkış momentinin fazla olması, kullanılan kapasitörün kapasitansının fazlalığına bağlıdır. Ancak, normal çalışma şartları içinde devrede yüksek kapasitansın bulunması sakıncalı olduğundan, motor devri normal devrin 2/3 ile 3/4'üne ulaştığında kapasitör devreden çıkarılır. Bu değiştirme mekanizması aynen diğer monofaz motor tiplerinde olduğu gibi bir merkezkaç sviç olabileceği gibi akım veya gerilim ile çalışan bir sviç mekanizması da olabilir. Bazı motorlarda ise daha küçük kapasitanslı ve devamlı devrede kalan ilave kondansatörler kullanılmaktadır. Çalışma devresi kondansatörünün ilavesiyle güç faktörünü ve saplanma momentini arttırma, gürültü seviyesini azaltma yönlerinden fayda sağlanmaktadır. Bazı motorlarda ise kalkıştan itibaren devamlı devrede kalan kondansatör bulunur ki bunlara daimi devre kondansatörü denilir. Bu motorlar alçak kalkış momentine sahip olmakla beraber (Normaldeki momentin %30-60'ı) saplanma momentleri oldukça yüksektir. UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 237 e frf.ı .' r 1) Motor kapakları 2) Kondans«t8r-KapMit8r 3) Kalkış BVIÇ'I 4) StatSr vu dış muhafaza 5) 6) 7) 8) I ı Tespit çav*t»larx Kasnak tespit kamanı Rotor ve Ştftl Santrifüj sviç mekrruirossı Kondansatör '• r Devir yükseldiği devreyi «çan »vi< Rotor i sargısı Şekil. VI-14) Kalkış devresi kondansatörlü motor (Capacitor Start-induction Run) Tek kondansatörlü motorlar, kapasitör kalkışlı-endüksüyon etkiyle çalışmalı (capacitor start-induction run) motor diye adlandırılır. İkinci ve çalışma sargısı ile seri olarak devrede bulunan bir kondansatörü havi motor ise kalkış ve çalışma devresi kondansatörlü (capacitor start-capacitor run) motor diye anılır ve bu motorlarda genellikle yağ salmastralı/izoleli kondansatörler kullanılır. Kalkış sırasında kondansatör, motorun gücüne iki faz durumunda etki yapar ve bir ototransformatör ile yükseltilen elektromotor kuvvet kalkış sargısına uygulanır (Şekil: VI-15). Kalkıştan sonra ve devir 2/3 ile 3/4 seviyesine ulaşınca bir röle ile kondansatörün voltajı düşürülüp (ototransformatörün voltajı düşürülerek) kondansatör, "çalışma" devresinde bırakılır. Bu etkiyle motor devamlı iki fazlı gibi çalışır ve böylece çok verimli ve güç faktörü yüksek bir motor elde edilmiş olur. Ancak bu tür motorlar oldukça pahalı ve bakımı zor motorlar olup küçük güçlü soğutma sistemlerinde kullanılmazlar ve büyük güçlü hermetik motor-koupresörlerde uygulanırlar. 238 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ lt r i Alüminyum folyo Katranlı kaQıt — Otatrarts/f ormatBr \ • ıA vargısı / ^-CIulajmatSantrifuj sviç ile) Şekil. VI-15) Oto transformatörlü kapasitör motoru Gölgeli Kutuplu Monofaz Motorlar: Düşük maliyetli, alçak kalkış momentli bir motordur. Kondenser ve Evaporatör (Erfors) fanı olarak sık sık kullanılmaktadır. Yapılışları yukarıda bahsi geçen diğer motorlardan farklı ve daha basit olup komütatör, santrifüj sviç gibi arıza yapabilecek aksamı olmadığı için güvenilirliği oldukça fazla olan bir motordur. Bu motorların statorunda aynen Doğru Akım motorundaki gibi alan sargıları ve kutuplar bulunur. Ana kutuptan kısmen geçen kısa devre sargısı gölge kutbu oluşturur. Kalkışın sağlanması için Ana sargısının bir kısmını örten ve sürekli şekilde kısa devre edilmiş olan bu yardımcı sargının ana sargıya dik şekilde meydana getirdiği magnetik alandan yararlanılır. Ana sargının bir kısmını örtmek üzere bakır bir şerit kullanılır. Gölgelenmiş kısımdaki magnetik alan statorun geri kalan kısmındaki alandan geride kalır ve dönme hareketinin başlaması için gereken magnetik itmeyi sağlar. Bu motorların rotoru ise sincap kafes veya benzeri şekilde yani rotor çevresine, mile paralel şekilde yerleştirilen bakır çubuklardan oluşmaktadır (Bak : VI-16). Bu motorların kalkış/demaraj akımı ve momenti diğer monofaz motorlara nazaran çok düşüktür. Ayrıca, gölgeli kutuplardaki kayıplar nedeniyle verimleri de düşüktür. U Yardımcı sargı Stator Gölgeleme barası Şekil. VI-16) Gölgeli kutuplu motor ve çift milli tip bir örneği UYGULAMALI SCĞUTMA TEKNİĞİ 239 Bilhassa küçük takatli monofaze motorların kalkışında yüksek bir kalkış momenti sağlamak üzere değişik tür motorlar geliştirilmiştir ki bunların çoğunluğu hermetik tip kompresörlerle kullanılmak üzere yapılmaktadır. Hermetik Tip Motorlar: Küçük takatli, tam kapalı tip pistonlu kompresörlerin motorlarında, yüksek bir kalkış momenti sağlamak üzere kalkış sırasında devreye girip bir röle yardımıyla kısa süre sonra devreden çıkartılan, spir sayısı daha fazla ve dolayısıyla meydana getirdiği magnetik olan daha kuvvetli olan bir kalkış sargı devresi bulunmaktadır. Motorun normal çalışma sargısı daha az spir sayısına sahip olup çalışma sırasında gerekli güç ve torku/momenti sağlamaktadır. Bunlara Bölünmüş Fazlı (Split Phase) veya Bölünmüş Kutuplu Motorlar denilmektedir. W' t fbianiiyfl rSla (kalluata kapalı! Halka»/ sargılı y«I*|»« «urgısı »ayrık ipil K«lki| aargıaı sık ipirli raimi a)Akın RBlaai:K«lkıtta kapa- bIfatantiyal iyal R8t»! Kalkıı, lı|l»K)oİan rliladaa gaçrfn •kımrSIaaigîhi oluşur. üîaTÎ akım kalki| «argı*ım in* ftöİE açınc»,kalki| taigıdüKlar.Aynı and* rBla boSınd«(S-C usları aratıl bini yoluyla »na sargıdanHaydan* galen garilim-anf da gefan «kı« motorun yükila oluaan »kim,röle bobisek talkla kalkışını aaŞnindtn jeçerık onu «çık lar.Kısa aCrede tülı bobitutıaay* dev»» «d«r,ti'ki ni ç«kip kalkıı sargıtııu devra takrir «çılıncay» devredan ç ı k ı n ı va aotor k«d»r. ana sarçı etkiliyi* çaii|*ay» davım eder, Şekil. VI-17) Bölünmüş kutuplu/fazlı (split phase) motor ve kalkış rölesi uygulamaları Hermetik tip motorlar düşük voltaj, aşırı yük gibi nedenler karşısında yanma eğilimi gösterebileceğinden mutlaka çabuk harekete geçen, duyarlılığı yüksek (akım, sıcaklık, vs) aşırı yük koruyucuları ile teçhiz edilmektedirler. Monofaz motorlar için bu koruma daha fazla önem taşımaktadır. Kılcal borulu genleşme aparatı olan 5HP'ye kadar güce sahip klima sistemlerinde sistem dururken alçak ve yüksek basınç taraflarında basınç dengelenebileceğinden kalkış sırasında çok yüksek bir kalkış momenti gerekmeyecektir ve bu tür uygulamalarda daimi devre kondansatörlü motorlar kullanılabilmektedir. Kalkışta yüksek bir moment gerektiren soğutma sistemlerinde ise Dirençle kalkışlı-Endüksüyon motorları (Bölünmüş fazlı) ile kalkış devresi kondansatörlü endüksüyon motorları veya hem kalkış her^ çalışma devresi kondansatörlü motorlar kullanılmalıdır. Dirençle kalkışlı endüksiyon motorları kalkış momenti bakımından diğerlerine göre daha zayıftır ve 1/20 ile 1/3 HP güçler arasındaki soğutucu ve dondurucularda, kapiller borulu genleştiricilerle birlikte uygulanır. Kalkış devresi kondansatörlü motorlar ise 1/6 ile 1/2 HP güçler arasında ve yüksek kalkış momentini gerektiren Ekspansiyon valfli soğutucu, dondurucu ve para atılarak çalışan hazır yiyecek muhafaza vitrinlerinde -vending machines- kullanılır. *-•! İ •• / Hem kalkış hem çalışma devrelerinde kondansatör bulunan motorlar 1/3 ile 1 1/2 HP (ve daha yüksek) gücündeki büyük vitrinler ile küçük soğuk oda, bira soğutucu havuzlarında, vending makinalarında kullanılır. Hermetik kompresör uygulama240 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ İl i larında, santrifüj esasa göre çalışan sviçler uygun olmamakta ve bunların yerine dıştan takılıp sökülebilen termik rölesi, akım rölesi, potansiyel röle gibi açıcı ve koruyucular kullanılmaktadır. Bunlara ilaveten,hermetik tip motorların soğutulması için özel önlem alınması, motor sargılarının yağ, soğutkan ve zamanla meydana gelebilecek diğer kimyasal bileşiklere (asit, rutubei, çeşitli tuzlar ve oksitler, vs) karşı dayanıklı olması kompresör krank mili ile motor statoru ve rotorunun çok iyi eksenlenmesi, elektrik bağlantılarının dış hücre geçişlerinde mutlak sızdırmazlık sağlanarak yapılması gibi hususların muhakkak yerine getirilmesi gerekir. Hermetik tip motorlar da monofaz veya polifaz şeklinde yapılır. Monofaz hermetik motorların soğutma tekniğine en çok uygulanan tipleri (a) Bölünmüş fazlı endüksüyon motorları, (b) Kalkış devresi kondansatörlü endüksüyon motorları, (c) Hem kalkış hem çalışma devresi kondansatörlü endüksüyon motorları, (d) Daimi devre kondansatörlü endüksüyon motorları; şeklinde sayılabilir. Bunlardan, bölünmüş fazlı endüksüyon motorları, küçük güçlü hermetik kompresör-kondenser grupları için ucuz ve basit bir çözüm getirmekte ve çok kullanılmaktadır. Ancak, kalkış momenti düşük olduğu için buna uygun soğutma sistemlerinde (örneğin kılcal boru genişlemeli sistemler) kullanılabilmektedir. Diğer hermetik motor kompresörlerde olduğu gibi, bunların da kompresör hermetik muhafazasının dışında bulunan bir kalkış rölesi ile (Akım tipi, sıcaklık tipi veya potansiyel tip röle) donatılmaları gereklidir. Bu tip motorların en çok 1/10 ile 1/3 hp güçler arasında kullanıldığı görülmektedir. Şekil: VI17'de Akım tipi ve Potansiyel tip rölelerle motor kaldırılışına örnekler verilmektedir. Motor sargı} A) Stator Taapİt •y«Şı ve yayı Krank « i Ü His tanlar 8) Rotor C) Çalışma D e v r e s i D) Kalkış •rgısı Şekil. VI-18) Hermetik-bölünmüş fazlı endüksüyon motorunun hermetik tip bir soğutma kompresörü (Ekovat) içindeki görünümü Kalkış devresi kondansatörlü hermetik endüksüyon motorları soğutma cihazlarında en sık uygulanan bir motor türüdür. Kalkış momentinin yüksek olması soğutma uygulamaları için bu motoru popüler hale getirmiştir. Kapasitör, kalkış sargısıyla seri şekilde devrede bulunur. Bu motorların kaldırılmasında akım rölesi, potansiyel röle veya termik röle kullanılabilmektedir. Şekil: VI-19'da Akım rölesi ile kalkış şekli şematik olarak gösterilmektedir. UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 241 W Ana T URt J«fc(t VI-19) Kalkış-devresi kondansatörlü bir motora (CSIR) akım rölesinin uygulanması Hem kalkış hem çalışma devresi kondansatörlü, hermetik endüksüyon motorlarında 2 tane kondansatör bulunur ve bunların her ikisi de kalkış sargısı devresindedir, fakat yalnız birisine kalkış rölesi tarafından kumanda edilir. Kalkışta her iki kapasitör devrede bulunup motoru iki fazlı gibi etkileyerek yüksek bir kalkış momenti meydana getirir. Motor devri normal devirin 2/3'üne ulaştığında röle bir kondansatörü devre dışı bırakır ve diğer kondansatör devrede kalmaya devam eder. Böylece hem verimli, hem güç faktörü yüksek hem de kalkış momenti yüksek bir motor elde edilmiş olmaktadır. Bilhassa büyük güçlü, ticari tip soğutma cihazlarında bu tür motor çok uygulanır. Voltaj yönünden gerektiğinde, birisiyle seri iki kondansatör tek kondansatör yerine kullanılabilir (Örneğin iki 110 Volt kapasitör 1 tane 220 volt yerine, seri bağlanarak kullanılabilir). ,Kalkış K»p«sitörler İÜ Pot«n«iy«l f*8l« { «K'K K«Xkxg sorgısı dsvreıi Çalışma safça.*a. Şekil. VI-20) Kalkış ve çalışma devresi kapasitörlü motor (CSCR) Daimi devre kondansatörlü-Hermetik endüksüyon motorları klima cihazlarında çok uygulanmaktadır ve herhangi bir röleye gerek göstermemektedir. Motor'a elektrik akımı verildiğinde, bu hem kalkış sargısından hem de ana sargıdan geçer. Daimi devre kondansatörü, kalkış sargısı "S" ucu ile çalışma (ana) sargı "R" ucu arasına konulmuş olup kalkış sargısı ile seri haldedir. (Şekil: VI-20'de çalışma devresindeki durumda olduğu gibi) Bu motorlar şebeke gerilim değişmelerine karşı çok hassas olup %5-10 seviyesinde bir gerilim düşümü halinde kalkış zorlaşır ve aşırı ısınma meydana gelir. Bu nedenle termik röle konulması uygun olmaktadır. Bu motorların kalkış momenti de düşüktür. Polifaz Motorlar: Çok fazlı motorların ekseriyeti üç fazlı motor olup Trifaze diye adlandırılır. Endüksüyon motoru, en sık uygulanan polifaz-alternatif akım motorudur. 242 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ a) Bunlardan, direkt endüksüyon türü olan sincap kafesli motor düşük kalkış momentli bir motor olup kalkışta, normaldekinin %125-150'si kadar bir moment oluşturur ve fakat demaraj akımları normaldekinin 5-6 katına ulaşır. Sincap kafesteki bara direnci arttırılmak suretiyle kalkış momentinin arttırılması sağlanabilir. Ancak, bu hem ısınmayı arttırır, hem de magnetik alan kaymaları artarak devir sayısının düşmesine yol açar. Trifaze endüksüyon motorunda kalkış sargısı ve bu sargıyı devreye sokup çıkaran sviç mekanizmasına gerek yoktur. Motor sargılarının devreye (R, S, T) bağlanma durumuna göre kalkış yönü değişecektir. Ayrıca sargıların durumu kalkış ve çalışma momentlerini de etkiler. Bu motorlar, sincap kafesin haralarını gruplayarak, kalkışta yüksek direnç verecek (yüksek kalkış momenti) ve normal devire ulaşıldığında direnci normal seviyeye düşecek tarzda tertiplenebilir ve bu durum bir santrifüj sviçle sağlanır. b) Sincap kafesli motorun stator sargısını 2 ve daha fazla paralel devrelere ayırıp kademeli şekilde devre vermek suretiyle aşırı kalkış/demaraj (LRA) akımlarının önlenmesi prensibine dayanan çok fazlı motorlar da geliştirilmiştir ve bunlar kısmi sargıları arttıran (Part-winding increment) motor adıyla tanımlanır. c) Geçme halkalı/sargılı rotorlu polifaz motorlar çok fazlı endüksüyon motorlarıdır ve oldukça yüksek kalkış momentlerine sahiptirler. Bu motorlar, dıştan direnç ilaveli motor diye de anılır. Bunlarda, sincap kafesli motorlarda bulunan ve rotorun iki başındaki halka elemanlara irtibatlı bara iletkenler yerine doğrudan doğruya tam bir rotor sargısı mevcuttur. Ayrıca, geçme halkalar mevcut olup bunlara yapılan elektrik bağlantısı ile rotor sargılarına elektrik devresi verilir. Bu motorlar sabit devirli veya devri değiştirilebilir şekilde yapılabilmektedir. Yüksek kalkış momenti ile alçak kalkış/demeraj akımına göre yapılmak istendiğinde sabit devirli tipte yapılması tercih edilir. Böylece, basit ve sincap kafesli motora nazaran daha düşük maliyetli, aynı zamanda da daha yüksek kalkış momentli bir motor elde edilmiş olur. d) Senkron Motorlar: Çok büyük güç sınırlarında uygulanır. Sabit bir rotor (armatür) sargısı bulunur ve bu, çok fazlı güç kaynağına bağlanmıştır. Hareket eden alan sargısı, geçme halkalar yardımıyla bir doğru akım kaynağına bağlanır. Rotorda bulunan bir söndürücü/susturucu sargısı sincap kafesli-polifaz motorlardaki gibi kısa devre edilir. Kalkış momenti, söndürücü sargısını etkileyen sabit rotor (armatür) sargısının alanını elektriksel şekilde çevirmekle sağlanır. Motor, senkron devrine ulaşınca alan sargısı doğru akımla şarj edilir ve böylece N-S değişken kutupları oluşturur. Bu, dönen armatürün alanı ile senkronize olup devreyi sürdürür. Bu motorlar sabit devirde çalışırlar ve kalkışı sırasında bir endüksüyon tipi motor gibidir. Kalkış akımı düşük ve fakat kalkış momenti yüksek değildir. Bu nedenle soğutma uygulamalarında dikkatle kullanılmaları gerekir. Senkron motorlardan devri 500'ün altında olanlar eski tip, ağır devirli-büyük kapasiteli amonyak kompresörlerinin direkt akuple olarak tahrikinde kullanılmışlardır. Yüksek devirli senkron motorlar ise 514 devir/dak. üzerinde çalışacak tarzda yapılmaktadır. Bunlar, pistonlu kompresörlerin kayışla tahrikinde kullanıldığı gibi daha ziyade açık tip santrifüj soğutma kompresörlerinin tahrikinde, devir sayıları dişli grubuyla yükseltilerek uygulanmaktadır. Devir sayısı olarak 1000, 1500 ve bazan da 3000 devir/dakikaya rastlanmaktadır. Doğru akım kaynağı olarak bir küçük motor-jeneratör seti kullanılabileceği gibi motor milinden direkt veya kayışla tahrikli bir doğru akım jeneratörü veya kuru tip bir rektifayer kullanılabilir. Elektrik motorlarına, etiket voltaj ve frekansına uygun şebeke elektrik karakteristikleri uygulanmalıdır. Genellikle, voltajda ±%10, frekansta ±%5 seviyesinde bir değişime müsaade edilebilmektedir. Önemli olan diğer bir husus, çok fazlı moUYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 243 '*>< torların tüm fazlarına da aynı seviyede ve dengeli bir voltaj uygulanmasıdır. Zira, fazlar arasındaki küçük bir voltaj farkı, aşırı akım farklılıkları doğurarak aşırı ısınmalara neden olabilmektedir. Fazlar arasındaki voltaj dengesizliğinin %1 seviyesini geçmemesi gerekir. Örneğin 3-fazlı bir şebekede 380-370-360 Volt faz arası gerilimleri okunuyorsa, ortalama voltaj 370 olup Voltaj Dengesizliği : (380-370)/370xl00 = %2.7 olacaktır ki bu çok fazladır. r I Tablo. VI-1) Voltaj ve Frekans Değişimlerinin Endüksüyon Motorlarına Etkisi Voltaj veya Frekans Değişimi Frekans V o l t a j (*) Senkron Tam Yükteki Verimde GiiçFakt. Çekilen Akım Demr. Sıcaklık Aşın Yük Devire Kaymadaki Moment Devir Değişme Değiş. Kapasitesi Kalkış Değiş. Değişimi Göre Değiş. Değişme Değişim Değiş. "C (*) (*) Akımı Değiş. (%) {%) (%) (Tam Yükte) (Tam Yükte) (Tam Yükte) (Tam Yükte) (%)max. (%) (*) +20 +44 0 -30 +15 Az artış •5-15 -11 +25 Düşme 5-6 +44 +10 +21 0 -17 +1.0 +0.5-1.5 •3 -7 +10-12 Düşme 3-4 +21 -10 -19 0 +23 -1.5 -2 +3 +11 -10-12 Düşme 6-7 -19 +5 -10 +5 =0 +5.0 Az artış Az artış Az düşme -5-6 Az düşme Az düşme -5 +11 -5 =0 -5.0 Az düşme Az düşme Az artış - +5-6 Az artış Azartma r i ır Aşağıdaki şekilde monofaz endüksüyon motorları için karakteristik eğriler (yüzde senkron devri ile tam yüke göre dönme momenti eğrileri) verilmektedir. Bunlardan, (b) ile eğrisi verilen yüksek kalkış akımlı, bölünmüş fazlı olan motor, lamba ışığı, televizyon ve benzeri yerlerde titreme yaptırdığından sık sık kalkıp duran uygulamalarda tavsiye edilmez. Şekilde gösterilen karakteristik eğriler motorun tüm sargılarının (yardımcı ve ana sargıların) beraberce sağladığı hız-moment eğrileridir. a) Normal tip bölünmüş fazlı motor b) Yüksek demaraj akımlı, bölünmüş fazlı motor c) Kalkış devresi kondansatörlü motor d) Daimi devre kondansatörlü motor e) Gölgeli kutuplu motor f) Çok fazlı motor r g) Doğru akım motoru (Kompaund) h) Doğru akım motoru (seri sargılı) G 100 ZOO 300 400 SÖO 6OÖ T«<n yükteki Momerıt/Tork'• göre • •İ51«rı»n Moment İ'şi (f, g, h eğrileri mukayese için gösterilmiştir. Şekil. VI-21) Monofaz endüksüyon motorlarının Hız-Momentfkarakteristik eğrileri (tüm sargıların birlikte sağladığı değerlerle) 244 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ f-u ı Soğutma ile ilgili olarak uygulama sahası bulan küçük güçlü motorların özetlenmesi yönünden aşağıdaki Tablo. VI-2'de genel bir fikir verecek bazı doneler gösterilmektedir. Bu tabloda, motor tiplerinin şematik gösterilme şekli, uygulandığı yaklaşık güç sınırları ile devir sayıları ve uygulamadaki bazı özellikleri bir arada verilmiştir. Bu tabloda gösterilmemiş olmakla beraber bilinmesinde yarar görülebilecek diğer iki motor özelliği, tam yükteki güç faktörü ile motor verimlerinin durumu olabilir. Açık tip motorlar için bunların yaklaşık değerleri aşağıda özetlenmektedir. Motor Türü (Açık Tip) Kapasitör Kalkıştı Bölünmüş Daimi Devre Endüksüyon Fazlı Kondansatörlü Çift Kapasitör (Kalkış ve Çalışma) Gölgeli Kutuplu Çok Fazlı Tam Yükte Güç Faktörü %60 %95 %65 %95 %60 %85 Verim Orta Yüksek Orta Yüksek Düşük OrtaYüksek Tablo. VI-2) Küçük Güçlü Motorların Karakteristikleri (Alternatif Akım ve Doğru Akım Türleri) Motor Tipi Şematik ifade Qüç Devir (M — ' Normal uygu una maks.r O*vlr Sayılın m 1430 945 715 k.tıkış rotor akımlı) Kıltaf Santrifüj sviç Santrifüj Yok İki devirli Çift devirli (Çift sargılı) Genel maksat Kapasitör kalkışı, I/61le 3/4 Tek kutup çift yön (TKÇY) sviç 1430 945 715 İki devirli Kapasitör kalkışlı (Cilt sargılı) TKÇY sviç ile Daimi devre Kondansatoı (Bölünmüş sargılı) 2 veya 3 faz sincap kafesli İçindeki kalkıı Saplanma mekanız. Horana (4 kutup) Düşük ile Orta arası Yüksek kalkış akımlı Gölgeli Kutup Devrin kontrolü :=rr© Uygulama Sahaları Brülör. fan, vantilatör, aspiratör. Vasat bir kalkış ve saplanma momenti yeterli olan 1/3 HPVe kadar güçler. Pis su, dalgıç pompalar için ideal bir motor. Santrifüj sviç Kayışla tahrikli üfleme ve havalandırma fanları, ısıtıcı fanları gibi orta tork gerektiren uygulamalar (Gerginliği fazla kayış veya pulley ayarsızlığı aşırı yük yapabilir. Santrifüj sviç Ağır işler için ideal motor Kompresör, pompa, stoker, soğ. va klima uyg. Yüksek verim ve güç fakt. havi. Sessiz, ekonomik, alçak demaraj akımı. Santrifüj sviç Yukarıdaki gibi (2-devirli) 1/20 ile 3/4 1350 890 685 Sabit veya ayarlanabilir değiş. Oto ıransfor. veya Sargı ayırm. Çok Düşük 1/300 ile 1/6 1290 870 Sabit veya ayarlanabilir değiş. Oto ıransfor veya Sargı aytrm. Çok Düşük Düşük Sabit devirli, küçük güç ihtiyaçları 'için. Fan. küçJk vantilatör, ısıttcı aparey, vb. 1430 945 715 Sabit Yok Yüksek ile orta ar ast Çok yüksek Her türlü uygulama için 1/4 ile 3/4 Şont sargılı ve kompaund sargılı /20lle 3/4 1430 945 715 Seri sargılı 1/125 ile 1/30 750 ile 1615 Sabit veya Rotor ayarlanadirenci bilir değiş. Değişir veya ayarla değiştiri- Direnç Düşük Direkt akuple fan, ısıtıcı aparey vb için (Kayış tahriki için uygun değildir). Çok Yüksek Doğru akım devreli her tür uygulama, 1/2 HP ve daha büyük güçler için reostalı kalkış uygun olmaktadır. Çok Yüksek Gölgeli kutuplu motorun DC eşdeğeridir. Fan uygulamalarında, küçük güçlerde alan sargılarının çok İnce telden olması nedeniyle şönt motorlara tercih edilir. Bir elektrik motorunun genel karakteristikleri motor etiketinde belirtilmiştir. Bu etikette motorun çalıştırılacağı gerilim (Volt), frekans (Hertz), normal çalışma akımı (FLA-amper), Demaraj akımı (LRA), güç katsayısı (Cos. 9), devir sayısı, faz sayısı ve benzeri bilgiler gösterilmiştir. Uygulamada şebeke karakteristiklerine uymayan bir UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 245 motor katiyetle kullanılamaz. Bundan başka, evvelce de izah edildiği gibi, motorun tahrik ettiği cihazın (kompresör, fan, pompa, vs.) kalkış karakteristiklerine göre motor türü seçilmesi gerekir. Bilhassa yüksek kalkış momenti gerektiren uygulamalarda çok dikkatli olunmak ve bunu sağlayabilen bir motor kullanılmak gerekir. Aksi halde, motor kalkamayacak veya ihtiyaçtan daha büyük bir motor kullanmak gerekecektir. Ayrıca, normal çalışma rejimine girildikten sonra zaman zaman aşırı momentin veya yükün ortaya çıktığı uygulamalarda motorun saplanma momenti karakteristiğinin yüksek bir değerde olması gerekecektir. Elektrik motorları en fazla aşırı ısınmadan etkilenir ve belirli bir sıcaklık seviyesi aşıldığında motor sargılarının yanması kaçınılmaz olur. Motorun herhangi bir kısmındaki sıcaklığın, normal oda (25°C) sıcaklığından en çok 40°C daha yüksek olmasına müsaade edilir ki bu takriben 65°C civarındadır. Motorun aşırı derecede ısınmasının başlıca sebepleri; aşırı akım çekilmesi, muhit sıcaklığının çok yüksek olması, yeterli hava akışı olmaması, hava geçiş aralıklarının pislikle dolmuş olması, hava akış fanının vazife görmemesi (kırık, kaması gevşek, vs) gibi unsurlardır. Motorun aşırı ısınmasına karşı birçok emniyet tedbirleri alınmaktadır. Isınmasının en önemli sebebi aşırı yük olduğundan, genellikle aşırı yük koruyucu rölesi bir ısıl koruyucu röle ile birlikte uygulanır. Hermetik motor-kompresörlerde ısıl koruyucu eleman, motor sargılarının arasına yerleştirilmiş bir çift metal eleman veya sıcaktan etkilenen bir termistör elemandan oluşur. Bu ısıl koruyucu elemanlar normal olarak motor sargılarının sıcaklığı 93°C civarına ulaştığında devreyi açarak motoru durdurur ve sıcaklık tekrar 65°C seviyesine düşmeden motorun çalışmasına imkan bırakmaz. Bir soğutma sisteminin elektrik devresini iki ana gruba ayırmak mümkündür; (a) Elektrik kuvvet devresi, (b) Elektrik KontrolAumanda devresi. Küçük güçlü motorların elektrik kuvvet ve kontrol devresi genellikle yekdiğerinin bileşiği olup birbiriyle entegre haldedir. Bilhassa 1 hp'nin altında güce sahip, monofaz motorlu,, tam hermetik kompresörlü soğutma sistemlerinde elektrik kuvvet ve kumanda, hatta aydınlatma, defrost gibi devreleri bileşik vaziyettedir (Bak. Şekil: VI-65). Burada anlatılmak istenen husus şudur ki, elektrik kuvvet devresindeki elektrik akımları düşük seviyelerde ise elektrik kontrol/kumanda devresinden, herhangi bir ara elemana gerek kalmaksızın geçirilebilir. Halbuki büyük takatli motorların kuvvet devresinden büyük akımlar geçeceğinden buna kumanda devresi elemanlarının kontaktları tahammül edemez ve kuvvet devresi ile kumanda devresinin birbirinden ayrı şeklide tertiplenmesi gerekir. Elektrik kontrolAumanda devresindeki elemanları üç grupta toplamak mümkündür. (I) Kalkış/Başlatma/yol verme elemanları, (II) Çalışma/İşletme sırasındaki şartları ayar ve kontrol elemanları, (III) Emniyetli çalışmayı kontrol eden elemanlar. VI-1) Motor Yol Verme Elemanları: Soğutma uygulamalarının önemli bir kısmı hermetik tip, monofaz motorlu soğutma kompresörünü havi olup bu motorların kaldırılışı "Röle" adı verilen ve magnetik veya ısıl etkiyle veyahutta elektronik olarak hareket eden elemanlarla sağlanır. Bunlar hermetik sistemin dışına yerleştirilmiştir ve böylece servis-bakımları kolayca sağlanmış olur. Röle, motorun ilk kalkışında kalkış sargısı devresinden elektrik akımının geçmesini sağlar ve motor devri belirli bir değere ulaştıktan sonra kalkış sargısı devresini açar. Kalkış sargısının uzun süre devrede kalması ve üzerinden 3-4 saniyeden daha uzun süre elektrik akımı geçmesi bu sargının aşırı ısınmasına ve hatta yanmasına sebep olabilir. Bunu önlemek üzere motor rölesine, genellikle termik esaslı bir koruyucu ilave edilir. Rölelerin, uygulandığı motor karakteristiklerine göre doğru ve uygun elektriksel büyüklükte olması çok önem246 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ i i i lidir. Aksi halde, motorun kalkışının ve korunmasının istenen şekilde olması beklenemez. Bu nedenle arızalı bir röle yenisiyle değiştirildiğinde mutlaka eskisiyle aynı karakteristikleri haiz olmalıdır. la) Akım Rölesi: Normalde kapalı bir sviç mekanizması ile bunu açıcı yönde etki yapan bir bobinden meydana gelmiştir ve 2, 3, ve 4 uçlu türleri mevcuttur. Kumanda devresi oluştuğunda röle sviçlerinden geçen akım kalkış sargısına gelir. Aynı anda röle bobini üzerinden geçen akım çalışma sargısına ulaşır ve böylece hem bobin hem de sargılar indüklenerek motorun kalkışı sağlanır. Kısa süre sonra röle bobini çekip sviçleri açarak kalkış sargısını devreden çıkarır ve motor, ana sargı ile çalışmaya devam eder. Kumanda otomatiği(Termostat,vb) şırx yük koruyucu (2-Uçlu) Akım rölesi (3 Uçlu) C(Common) -—Kompresör (Alçak kalkif momenti! t ü r ) ^-Kapasitör(Kullanılırsa) Ana sargı F(Run) a) 3 Uçlu Röle Bağlantı Şekli Kompresör Akım rölemi—i (4-Uçlu) / Sızdırma rezis-'. törlü kapasitör'-V c) Akım rölesi türlerinden örnekler Şekil. VI-22) Akım Rölesi ve uygulama örnekleri UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 247 Akım rölelerin bir başka versiyonu Magnetik Akım rölesi türleri olup bağlantı ucu sayısı genellikle soket şeklinde 2 tanedir ve ağırlıkla veya yay etkisiyle açma etkisini sağlarlar. Magnetik Akım Röleleri daha ziyade çok alçak kalkış momentli, küçük güçlü motorlara uygulanır ve magnetik alan etkisiyle harekete geçerler Magnetik Akım rölesinin bobini kompresör moturunun Ana/Çalışma (Run) sargısı ile seri bağlanır. Bu tür röleler, düşük dirençli olan kalın kesitli sargısı ile belli olur ve "Normalde açık (Devresi açık)" bir sviç mekanizması vardır. Rölenin elektrik karakteristikleri, bağlı olduğu motorun elektriki karakteristikleriyle aynıdır. Kalkışta, motorun "Ana/Çalışma" sargısı, motor normal devrini aldığında çektiği akım şiddetine nispetle daha fazla akım çeker. Devir yükselip normale yaklaştıkça rotorda meydana gelen magnetik alan "Ana/Çalışma" sargısında bir karşı elektromotor ^ kuvvet "Voltaj" meydana getirir. Magnetik akım röleleri de, Ana sargıda "kalkış" ile "çalışma" konumlarındaki bu farklı akımlardan etkilenerek kalkış sargısının devreye girip çıkmasını sağlayan sviç mekanizmasını çalıştırır. Rölenin magnetik etkisi aynen bir solenoid bobini prensibiyle meydana gelir ve buna bağlı sviç mekanizması, motor dururken, ağırlık veya yay kuvvetiyle kalkış sargısının devresini açık tutacak tarzda konumlanmıştır. Kumanda otomatikleri (Termostat, presostat, vs) röleye elektrik verdiğinde, röle bobininden geçerek Ana sargıya giden akım, röle bobinini magnetler ve röleyi açık tutan ağırlık veya yay etkisini yenerek röle kontaklarını kapatır. Böylece kalkış sargısına elektrik gelerek Ana sargının aşırı akım çekmesini önler ve kalkış momentini yükseltip motorun hızla devir almasını sağlar. Hızlanan rotorda meydana gelen karşı elektromotor kuvvet ve bunun ortaya koyduğu magnetik alan Ana sargının çektiği akımı daha da düşürür. Bunun sonucu, röleyi çeken magnetik alan azalır ve röleyi açık tutan ağırlık veya yay etkisi tekrar üstünlük kazanarak, rölenin kontaklarını açar, kalkış sargısını devreden çıkarır ve motorun ana sargı etkisiyle çalışmaya devam etmesini sağlar. Rölenin açıp kapanmasını sağlayan akım değerleri, motor sargılarının karakteristiklerine göre çok dar ve belirli değerlere göre ayarlanmış olacağından bu rölelerin seçim ve uygulanmasında çok dikkatli olunmayı ve motor-kompresör imalatçısının tavsiyesine mutlaka uyulmayı gerektirir. Ayrıca, şebeke voltajının düşmesi halinde, bir seviyeye kadar, bu röleler motoru koruyucu yönde etki yapar ise de aşırı düşme halinde, yalnız başına motoru yanmaktan kurtaramaz ve ilave bir koruyucu röle gerektirir. Alttaki şekilde kalkış devresi kondansatörlü endüksüyon tipi (CSIR) bir motora magnetik akım rölesinin uygulanış şekli basit olarak verilmektedir (Röle ağırlıkla açılan tür görünümündedir). 248 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ '* /' W' r r r Ib) Potansiyel Röle: Bu röleler genellikle yüksek kalkış momentli ve kalkış devresi kondansatörlü hermetik tip motor-kompresörlere uygulanır. Bu rölenin bobini, kompresörün kalkış sargısıyla paralel şekilde bağlanır. Bu röleler/direnci yüksek, ince kesitli sargısından belirlenebilir. Rölenin potansiyel bobini normalde kapalı bir sviçin kontaktlarını açıp kapatır. Bu özellik potansiyel rölenin diğer tür rölelerden üstünlüğünü ifade eder. Zira, kontrol otomatiği devreyi kapattığında röle kontaklarının kapalı olması sonucu kontaktlarda herhangi bir elektrik arkı meydana gelmez. Kalkıştan sonra, motor devrinin artmasıyla kalkış sargısında meydana gelen karşı elektromotor kuvvet artarak röle bobininin magnetik alanını gittikçe kuvvetlendirir ve röle kontaktlarını açar, böylece kalkış sargısını devreden çıkarır. Motor tam devriyle çalıştığı sürece kalkış sargısının açık kalan devresinde meydana gelen gerilimin etkisiyle röle sviç kontaktları açık vaziyette kalmaya devam eder. Röle bobininin sargısı çok ince kesitli olduğundan geçen akım düşüktür ve böylece bobin fazla ısınmaz. Potansıya! x81« Kalkıg"kondansatörü Şekil. VI-23) Potansiyel röle 'nin kalkış kondansatörlü bir devreye uygulanması (CSIR motor) ve röle örnekleri KompreaBr Kond«n»er Fan'ı Ana devra kondansatörü Asır» yak koruyucu Potanaiyal Şekil. VI-24) Kalkış ve ana devreleri kondansatörlü (CSCR) motor devresine potansiyel röle uygulanması UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 249 Ic) Isı! Röle: Elektrik devresinin magnetik etkisi yerine ısıl etkisinden yararlanmak suretiyle kalkış sargısını devreye sokup çıkarmada kullanılan bu rölelerin 2 değişik türüne rastlanır. Bunlardan birisi, ısıl etkisiyle, uzama katsayıları farklı iki metalden (bimetal) meydana gelmiş olan elemanın bir sviç mekanizmasını açıp kapatması prensibiyle çalışır. Diğerinde ise gergin vaziyetteki bir direnç telinin ısıl etkisiyle uzayıp kısalması sırasında bir sviç mekanizmasının elektrik devresini açıp kapatmasından yararlanılır. Uygulamada, iki ayrı bimetal elemanın biribiriyle entegre şekilde ve tek bir gövde içerisinde tertiplenmesi ile ısıl röle ve termik tip aşırı yük koruyucusu birleştirilmektedir. 1 1**1 Kumanda i •»Direnç T»lli TipİHût l b)Çİft Matal/Bimtal El**«nl* Tip Şekil. VI-25) Isıl tip röle ve aşırı yük koruyucu Isıl tip röleler küçük güçlü hermetik motor-kompresörlerle uygulanmaktadır. Motor sargılarının akımı ısıl röleden tümüyle geçtiğinden, büyük motor güçleri için uygulanmasında bazı sorunlar çıkmaktadır. id) Elektronik Röle: Son yıllarda Katı Konum/Solid State devreli, transistor, diyot ve triaç ile mücehhez röleler hermetik motorların kaldırılışında ve kontrolunda sık sık kullanılmaya başlanmıştır. Aynı röle genellikle 1/12 ile 1/3 HP gibi oldukça geniş motor güçlerini kapsamaktadır. Ie) Aşırı Yük Koruyucu: Yukarıda sayılan tüm röleler genellikle bir aşırı yük koruyucu ile birlikte kullanılır. Bu koruyucular çoğunlukla kompresör imalatçısı tarafından dikkatle ve kompresör motoruna uygun şekilde seçilerek ekovatla birlikte verilmektedir. Aşırı yük koruyucular termik, magnetik veya katı konum prensibiyle çalışırlar. En sık rastlanan türleri aşağıda gösterilmektedir. 1) 1-1/2 HP'ye kadar hermetik monofaz motor-kompresörler için uygulanan, bir termostatik çift metal disk ile ısıtıcıdan meydana gelmiş olan aşırı yük koruyucu; hermetik motor muhafazasının dışına ve kompresörün bağlantı kutusuna, kalkış rölesinin yanına yerleştirilir. Motor besleme hattından gelen elektrik akımı, aşırı yük ko250 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ '. r I f' /' KontpresörSn Run(RJklem. CaTnmon(C3 klemsnsine Şekil. VI-26) Elektronik tip röle örnekleri ruyucunun ısıtıcı elemanından geçerek çift metal diski ısıtmaya çalışır. Çift metal disk aynı zamanda motor gövdesi sıcaklığını hissederek bundan etkilendirilir. Aşırı akım veya aşırı motor sıcaklığı veyahutta her iki durum mevcut ise bimetal disk fazla bükülerek ani açıp kapanan (snap acting) sviç kontaktlarını açar, devreyi kesip motoru durdurur ve hasarı önler (Bak. Şekil: VI-27), 2) 1-1/2 ile 2-1/2 HP güçler arasındaki monofaz hermetik motor-kompresörlerde uygulanan bir aşırı yük koruyucu türü motor sargılarının baş kıvrımları arasına, kompresör zarfının içine konulan, ısıtıcılı bimetal disk veya termistörden oluşur. Bunlar motor sargılarının ısınmasını daha yakinen izleyebilirler. Bimetal disk olanı kalaylanmış, saç bir kalıp içerisine yerleştirilmiş olup çalışma prensibi, yukarıda (l)'deki gibidir. Termistör ise sıcaklık değişimlerine karşı hassas ve direnci değişen bir yarı kondaktör eleman olup direnç değişimi sonucu değişen akım, ki miliamper mertebesindedir, katı konum prensibiyle tertiplenmiş bir güçlendirici devreden geçirilerek besleme devresinin açılıp motorun korunmasını sağlar. 3) 2-1/2 ile 5 HP güçlerdeki monofaz hermetik motorlarda iki kutuplu kontaktör kullanılarak motor zarfı içindeki bir motor sargısı sıcaklık termostatına ilaveten dışa bir aşırı yük koruyucu konulup kontaktör bobinine seri devrelenir. İç termostat, aşırı motor ısınması halinde kontaktörün bobinini bıraktırıp motoru durdurur. Dıştaki aşırı yük koruyucu ise bilhassa kalkışlarda aşırı akım çekilmesi halinde, gövde ısınması hemen meydana gelmeyeceğinden, motoru korumak üzere durdurmayı sağlar. Motor sargısı sıcaklık termostatı yerine son yıllarda, yukarıda (2)'de bahsi geçen termistör daha çok kullanılmaktadır. Aşırı yük koruyucu ise bimetal elemanh bir termik UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 251 * olabileceği gibi elektronik veya daha başka bir devre kesici de olabilir. Aşağıdaki Şekil: VI-27'de kalkış ve çalışma devreleri kondansatörlü bir hermetik motora sargı termostatı ve dış aşırı yük koruyucu elemanların bağlanış şekli gösterilmektedir. Kontrol trafo'au T (gerektigind») / Kumanda otomatiklari (Tarmoatat,preaoetat,vb} '" r Motor aargıaı iftlnnaaı koruyucu termostatı. Koapraaö» Kaile 18 devreai IcandanaatfirC Ana davra kondansatörü Şekil. VI-27) Kalkış ve çalışma devreleri kondansatörlü (CSCR) bir hermetik kompresörün iç ve dış koruyucular ile korunarak 2 kutuplu kontaktör ve potansiyel röle ile çalıştırılması 4) Trifaze motorlu hermetik kompresörlerin korunması da yukarıda (3)'dekine benzer ve dıştaki aşın yük koruyucu en az 2 faz üzerindeki akımı kontrol etmelidir. Motor sargısı ısınmasını kontrol eden iç termostat veya termistör sayısı ise her faz için bir tane olacak tarzda tertiplenmelidir. Son yıllarda iç termostat yerini büyük ölçüde termistörlere (yarı kondaktör) terketmiştir. Termistörün gönderdiği sinyal, ki bu bir direnç değişimi ve onun sonucu miliamper mertebesindeki akım değişimi şeklinde olmaktadır, katı konum prensibiyle çalışan bir güçlendirici ve kontrol elemanında (modül) değerlendirilip motorun çalıştırılması sağlanır. Termistörler fiziki boyutları yönünden çok küçük elemanlardır ve motor sargılarının arasına kolaylıkla yerleştirilerek sargılarla iyi temas etmesi sağlanabilir. Termistörler ayrıca, sıcaklık değişimlerine çok hızlı ve hassas bir tepki gösteren, hareket eden parçalan da olmadığından, uzun ömürlü ve güvenilirliği yüksek elemanlardır (Bak. Şekil: VI-50). i If) Büyük Takatli Trifaze Motorlar: Büyük motorların kaldırılışında dikkati gerektiren ve sınırlayıcı olan hususlar şöylece özetlenebilir: a) Kalkışta, beher HP başına isabet eden Akım/Amperaj (Demaraj akımı) veya kVA değerlerini sınırlayıcı unsurlar. b) Kalkış sırasındaki maksimum HP ile şebekeden maksimum akım veya güç (kVA) çekimi sınırlaması. Jr r i c) Kalkışta, birim zamandaki maksimum akım veya qüç çekimindeki artış sınırlaması. 252 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ i 5 HP'den büyük motorların kalkış momenti genellikle normaldekinin %100 ile 200'ü arasında değişir. Bazan bu kalkış momentini düşürmek, mekanik şokları azaltma yönünden (Bilhassa motor yüksek atalet/inertia yüklerine maruz kalıyorsa) faydalıdır ve Parçalı Sargı (Part vvinding) veya Voltaj kısma (Reduced voltage) türü kalkış usulleri bunu sağlayabilir. Örneğin büyük, V-kayışı tahrikli bir santrifüj fan için böyle bir uygulama düşünülebilir. Büyük motorların kaldırılışı için uygulanan şalter ve kalkış türleri şöyle sıralanabilir: 1) Direkt Kalkış Şalteri: Genellikle 5 HP güç'e kadar olan motorların kaldırılmasında kullanılmaktadır. Otomatik kumanda yönünden, magnetik bobin ile kontaktlari açılıp kapatılan ve "Kontaktör" adıyla tanımlanan bir eleman ve buna bir termik koruycu ilave edilerek uygulanır. 11i Kontaktör ont«ktör tor sargıları • ) Yaldız bagianti faz arası 38İJ V.il» b) Yıldız bağlantı Faz-NStr arası 22OV. c)iiçg«n bağlantı 380 Volt i l « Trifaze Motor Sargılarının Yıldız (Y) ve Üçgen (A) Konumları (220/380 V. gerilim) ^alter(Termik rölevi havi) Hotor a) Start-Stop Düğmeli Tertip b) Pako Anahtarlı Tertip Şekil. VI-28) Direkt kalkış (Magnetik) UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 253 2) Bölünmüş Sargılı Motor ve Buna Uygun Şalter: Şebekeden ani aşırı akım çekilmesini önlemek üzere uygulanan birbaşka motor türü, bölünmüş sargılı motor (part-winding) ve buna uygun şalter olup büyük takatli, sincap kafesli (squirrelcage) endüksüyon motorlarında ve senkron motorlarda uygulanmaktadır. Bunları da sargıları üçgen artı üçgen veya yıldız artı yıldız şeklinde bağlamak suretiyle kaldırmak mümkündür. Motor sargılarının bölünme oranı evvelce 1/2 yapılırken son yıllarda 2/3 + 1/3 oranında bölündüğü ve yıldız artı yıldız şeklinde kaldırıldığı görülmektedir. Yıldız ve yıldız kalkış şeklinde birinciden ikinci sargı grubuna geçişte motor ancak ikinci kademede harekete geçmekte olup geçiş süresinin çok kısa (1 saniye civarı) tutulması gerekmektedir. I ., r i •• / 1.Gurup sargılar Kantaktör 2.burup sargılar i Dix«kt {Tak k««•««••) Y&liız Çaliftıraa Bülün»ii« «arşılı j»«t*run l Uçl«rx 8öİün»ü§ Sa»fxiı tt«t«z f B«Qlantı Uçla*»n*n kanunu va Diraltt-Yiliıi y«l varna yonta»i. Bölünmüş Sargılı Motor (Part VVinding Motor) Bağlantı Uçlarının Konumu ve Direkt-Yıldız Yol Verme Yöntemi R S T R ST ı alışma ilA (Sonra çalışma Kalkış Çalığına !Motor ») 1/2 + i/2 „ Sargılı b) 2/3 4- 1/3 »argılı Şekil. VI-29) Bölünmüş Sargılı I Part VVinding motor ve şalterleri 254 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ •• ti 3) Primer Dirençli Şalter (İki ve Üç Kademeli): Bu tür şalterin kuvvet hattı bağlantıları aşağıdaki Şekil: VI-30'da şematik olarak gösterilmiştir. R 5 T Ana kontakta? H3* f~l kontaktSr Kalkıçta-açık Ç»lışxiken-kap«lı Kademeler 1 2 3 Ana Kontaktır K K K Kontaktör 2.Y»rdıracj. KontaktSr A A K Diranç Termik - Kapalı Açık Motor a) İki kademeli b) Üç kademeli Şekil. VI-30) Primer Dirençli Şalter 'in kuvvet hattı bağlantıları 4) Oto-Transformer Tipi Şalter : Aşağıdaki Şekil : VI-31'de bu tür bir şalterin açık devreli geçiş tertibinde kuvvet hatları gösterilmektedir. Kontaktör S Kalkış: Geçiş : J_ R Kapalı Açık Çalışma: Açık fi Açık Açık Kapalı Ototransformer —•Termik Şekil. VI-31) Oto-transformer (açık devreli geçiş) 5) Yıldız-Üçgen Şalter: Şebekenin voltaj düşümü yönünden etkilenmesini önlemek üzere ve bunu motor sargılarında özel bir değişiklik yapılmasına gerek kalmadan sağlayabilen bir şalter türü olup 3 kontaktör ve bir koruyucudan oluşur. Büyük takatli trifaze motorların kaldırılışında elektrik şebekesinin fazla etkilenmemesi, yani demaraj akımı değerinin belirli sınırları aşmaması önemlidir. Bunu sağlamak üzere UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 255 motor sargılarının kalkışta yıldız bağlantılı ve normal çalışmaya geçince üçgen bağlantılı olarak çalıştırılması sık sık başvurulan bir yöntemdir ve buna Yıldız-Üçgen, Wye-delta, Y-A gibi isimler verilir. Uygulamada, kalkış momentinin yüksek olması gerekmeyen yerlerde ve ayrıca soğutma kompresörlerinin yüksüz kalkışlı olan türlerinde (veya dıştan konulan bir basma hattı-emiş hattı by-pass solenoidi ile) kullanılması mümkündür. Kalkıştaki yıldız bağlantı sargılara 220 Volt (220/380-3-faz için) vererek aynı sargı direncinden daha az akım geçmesini sağlayarak şebeke tarafını aşırı akım darbesinden korur. Üçgen konuma geçildiğinde ise kalkış-demaraj akımı geçiştirilmiş olacak, sargılara da 380 Volt verildiğinden normal çalışma amperajı ile normal çalışma gücü sağlanmış olacaktır. Yıldız-Üçgen şalterler açık geçişli veya kapalı geçişli olacak şekilde tertiplenebilmekte olup aağıdaki Şekil: VI-32'de bunların şematik örnekleri verilmektedir. * s T '" r K.lkı, l •)*çık Geçi«li K ı.n n.tt K A 1.bociJ : K K A 2,Geçij $ A K A 3,Geçi» s A K K Çalığına ı A K K \A A (C K K A ı *r b)K«p«U Devreli Geçi; ( Ai Açxk/Kt Kapalı) ı Şekil. VI-32) Yıldız-Üçgen Şalterler 6) Çok büyük motorların şalterleri çoğunlukla doğru akım kontaktörü şeklindedir. Bunun en önemli faydası, aynı anma akımı değeri için aynı statik kapama kuvvetini sağlayacak Doğru akım kontaktörünün Alternatif akımdakine nazaran daha küçük boyutlu olmasıdır. Buna karşın, darbe/impakt kuvveti ise Doğru Akım kontaktöründe daha azdır ve bunun sonucu hem ses seviyesi hem aşınmalar daha azdır. Ayrıca, doğru akım kontaktöründe demaraj akımı da daha azdır. Bu tür şalterler için gerekli doğru akım, çoğunlukla şalterin muhafazası içine yerleştirilmiş bir selenyum rektifayer'den sağlanır. Büyük motorların şalterlerinden geçen akım, genellikle aşırı akım koruyucu röle256 İ; UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ İ: sinden geçirilmez, zira bu akım seviyelerinde böylebir röle kapasitesi ve boyutları çok büyük olur. Bunun yerine, bir akım trafosu konularak motor akımının küçük bir oranı koruyucu röleden geçirilir. Akım trafosuyla beraber, genellikle ayarlanır tip bir magnetik aşırı yük rölesi veya termik endüksüyon rölesi kullanılır. Şekil: VI-33'de bu tür bir şalterin uygulandığı elektrik devresi şematik olarak ana komponentleriyle gösterilmektedir. Otom«tik-Qff-ll kumanda anahtarı «•tor Kontrol rölesi Ağırı yük Sol«nyg« rtktif«y«r Şekil. VI-33) Doğru Akım Kontaktörü Yukarıda, büyük güçlü trifaze motorların kaldırılışı için gösterilen şalterlerin üstün ve sakıncalı tarafları aşağıdaki şekilde özetlenebilir : 1) Direkt kalkış: Ucuz ve basittir fakat şebekeden aşın akım çekimi ve voltaj düşümlerine sebep olur. Şalter akım değerinin demeraj akımına göre seçilmesi gerekir. 2) Parçalı Sargılı: Ucuzdur ve kapalı devre geçişi sağlar (ark yapma ihtimali azdır). Fakat tork verimi düşüktür ve aşırı ısınma ile motorda mekanik baskı/stress meydana getirir. Ayrıca, 1/2, parçalı sargılı tertip şeklinde sık sık tork dalgalanması (kalkış sırasında devir, normaldekinin %50'sine ulaştığı sırada) olur. 2/3 parçalı sargılı da ise kalkış sırasında dengesiz şebeke yüklemesi olur. 3a) Primer Dirençli Şalter (2 kademeli tür): Kapalı geçiş ve dirençleri sonradan demaraj akımı ve kalkış momentine göre ayar etme imkanı mevcuttur. Fakat biraz pahalı ve ayrıca tork verimi düşüktür. 3b) Primer Dirençli Şalter (3 kademeli tür): Kapalı geçiş ve kalkış kademesinde yüksek güç faktörü verir. Fakat pahalı ve ayrıca tork verimi düşüktür. 4a) Oto-Transformer (Açık devre geçiş): Yüksek tork verimi sağlar. Devredeki transUYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 257 formatör, demaraj kVA ve kalkış momentine göre ayar imkanı sağlar. Fakat oldukça pahalıdır ve açık devreli geçiş şeklinde çalışır. 4b) Oto Transformer (kapalı devre geçiş): Kapalı devre geçiş ve yüksek tork verimi sağlar. Demaraj kVA ve kalkış momentine göre ayar imkanı vardır. Fakat pahalıdır. 5a) Yıldız-Üçgen Şalter (Açık devre geçiş): Yüksek tork verimi sağlar. Bilhassa kalkışta uzun ivmelenme gerektiren uygulamalar için uygundur. Açık devre geçişli ve alçak kalkış momentli olması mahzurlu taraflarıdır. 5b) Yıldız Üçgen (Kapalı devre geçiş): Yüksek tork verimi sağlar, kapalı devre geçişlidir. Kalkışta uzun ivmelenmeler için uygundur. Fakat pahalı ve alçak kalkış momentlidir. VI-2) İşletme Ayar ve Kontrol Elemanları; Soğutma sisteminin, istenen sıcaklığı veya bu sıcaklığın karşıtı olan basıncı ve rutubet şartlarını sağlayabilmesi ve bunu otomatik bir şekilde yapabilmesi için ayar ve kontrol elemanlarına gerek vardır. Bu elemanlar Termostatlar (Sıcaklık kontrolü), Higrostatlar (Nem kontrolü) ve Presostatlar (Basınç kontrolü) olarak adlandırılırlar. Gerçekten, cihaz ve aksamların, yüklerin en fazla olduğu sırada yeterli olacak kapasitede seçilmesi ve fakat yüklerin çoğunlukla seçilen kapasitelerin altında seyiretmesi bu cihaz ve aksamlarının kısmen çalıştırılıp kısmen durdurulmasını gerektirir. Eğer soğutma sisteminin yükü sürekli aynı seviyede ve cihazın kapasitesine eşit seviyede kalsaydı bu taktirde herhangi bir otomatik kontrola gerek kalmaz ve cihazı sürekli çalıştırmak mümkün olurdu. Bu ise pratik uygulamada söz konusu olmayan bir durumdur. Gerek dış iklim şartları gerekse iç yükler sürekli değişir. Diğer yandan, bir soğutma sisteminin sürekli ve hiç durmadan çalışması birçok sakıncalar doğurur, örneğin aşırı ısınma gibi. Bu sebeplerden, bir soğutma sisteminin kompresörünün günde 12 ile 16 saat çalışacağı, ev tipi soğutucuların ise 8 ile 14 saat çalışacağı düşünülerek kapasite seçimi ve cihaz dizaynı yapılmaktadır. Soğutma sisteminin çalıştırılması ve durdurulması için genellikle her motor devresine ayrı bir, elle çalıştırma-durdurma şalteri/anahtarı konulur. İşletme ayar ve kontrol elemanı ancak elle çalıştırma devresi kapalı olduğu zaman görevini yapabilir. İşletme ayar ve kontrol elemanı, çoğunlukla soğutma kompresörüne ve/veya solenoid valfe kumanda eder ve kondenser ile evaporatör fan motorları (eğer mevcut ise) ya kompresör motoruna bağlı olarak veya sürekli şekilde ve diğer emniyet röle ve elemanlarının (defrost, fan delay rölesi, vs) verdiği kumandaya göre durup çalışırlar. Bir "kontrol elemanı" veya "kumanda eden eleman" genelde iki kısımdan meydana gelir (a) ölçme yapan kısım, (b) kumanda sinyalini veren kısım. Bunlardan birincisi ölçtüğü değere göre (sıcaklık, rutubet, basınç, vs) değişik yapıdadır. al) Sıcaklık Ölçen Elemanlar: Sıcaklığın hassas ve iyi yapılması bir termostatın görevini beklenen şekilde yapması için gereklidir. Sıcaklık ölçen elemanlardan en sık kullanılanlar: al/a) Bimetal/Çift Metal Eleman: Uzama katsayısı birbirinden çok farklı iki elemanın sıcaklık değişimiyle şekil değişimine uğraması prensibinden yararlanılır. 258 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ '- r i I I '• /• ı) DÜK Tip -W d) Helezon Tipi ) 8oru-Çubuk Tipi Şekil. VI-34) Bimetal/çift metal elemanlarla sıcaklık ölçümü al/b) Kapalı Körük Eleman: İçi sıvı, gaz veya sıvı/buhar karışımı bir madde ile doldurulmuş, körük şeklinde, şekil değiştirebilen kapalı bir elemandır. Civardaki sıcaklık değişimiyle içerisindeki sıvı, gaz veya buhar hacminin ve buna bağlı olarak basıncının artması veya azalması ile körük eleman şişer veya büzülür. Bu hareketten, kumanda devresini açıp kapatmak için yararlanılır. Körük ..-Kılcal boru Duy«rg«/Î z l e y i c i ( B u l b ) ı) Boğumlu Körük b)Diyafram Körük c)Kılçal Körük borulutKuyruklu) Şekil. VI-35) Kapalı körük tipi sıcaklık ölçen elemanlar al/c) Direnç Elemanları ve Seramik Yarı Kondüktör/Termistör : Metallerin öz direncinin sıcaklıkla değiştiği bilinir. Bundan yararlanmak üzere, uzunluğu/direnci fazla bir eleman oluşturulup sıcaklıkla direncin değişimi sonucu kontrol devresi açılıp kapatılır. Ancak, metallerdeki bu sıcaklıkla direnç değişimi çok az olduğundan küçük sıcaklık değişimlerine karşı daha duyarlı bir eleman geliştirilmiş ve seramik yarı kondüktörler yapılmıştır. Bu elemanlar, bazı metal oksitleri ile seramik malzemenin karıUYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 259 şımından, belirli yüksek sıcaklık ve basınçlarda pişirilerek elde edilir ve bunlara Termistör adı verilir. Bunların direnci sıcaklık değişimlerine karşı çok hassas bir duyarlılık gösterir. Termistörler, katı konum devreli, elektronik tür kumanda elemanları ile uygulanır ve Hermetik, yarı hermetik motor-kompresörlerin motor sargı sıcaklıklarının izlenmesinde çok sık kullanılır. Ayrıca, soğutma,termostatlarının sıcaklık ölçümü yapan kısmında da son yıllarda kullanılmaya başlanmıştır. a2) Rutubeti Ölçen Semanlar: Bu elemanlar genellikle relatif neme karşı duyarlılığı fazla organik (deri, insan saçı, ahşap, kağıt vs) veya sentetik elyaf ve şeritlerden yapılır. İki başından gergin şekilde tutulacak tarzda bir sviç mekanizmasına irtibatlandırılır ve relatif nem değişimi sonucu boyu uzayan veya kısalan eleman, sviç mekanizmasını hareket ettirerek kontrol devresini açıp kapatır. Diğer bir nem ölçümü şekli ise yukarıda (al/c)'de izah edilen direnç elemanı ile yapılana benzer. Bu kere seramik yarı kondüktör, sıcaklık yerine relatif neme karşı duyarlı tuzlardan yararlanılarak yapılmıştır. a3) Basınç Ölçen Elemanlar: Soğutma uygulamalarında karşılaşılan basınç seviyeleri genellikle "yüksek" şeklinde ifade edilen basınçlardır ki bunlar psi veya Atm. birimleriyle verilir. Bunların ölçümü veya izlenmesi, sıcaklık izleyicilerden körük tipindeki elemana benzer elemanlarla yapılabildiği gibi Bourdon tüpü adıyla anılan yarım ay şeklindeki boru elemandan yararlanılarak da yapılabilir. Basınç kontrolü için de seramik yarı kondüktör elemanlar geliştirilmiştir. b) Kumanda Sinyalini Veren Kısım (sviç mekanizması): Bu, ölçülen sıcaklık, nem, basınç ve diğer değişken değerlerin kumanda devresine iletilmesini sağlayan kısımdır. Bu kısım, çok basit bir sviç mekanizması olabildiği gibi uygulamanın gereksinimine göre çok komplike şekillerde de olabilir. Örneğin, kumanda sinyalinin oransal bir kontrolü (buna uygun bir oransal servomotor kullanılmak suretiyle) sağlayacak tarzda değerlenmesi gerektiğinde bahse konu mekanizmanın Wheatstone köprüsü devresi şeklinde tertiplendiği görülür. Bundan daha da komplike kumanda sistemlerinde, kumanda sinyalinin oransal artı türevsel veya oransal artı integral kontrol yapacak tarzda (oransal kontrolün kararsızlığını gidermek üzere) oluşturulması istendiğinde kumanda sinyalini veren kısım, "Kuvveti dengeleme" veya "Hareketi dengeleme" prensiplerinden birisiyle çalışacak tarzda tertiplenmektedir. Soğutma sistemlerinin "kontrol ve kumandasını sağlayan elemanlar (Termostat, Higrostat, Presostat, vs) genellikle basit bir sviç mekanizmasının açma kapama hareketinden yararlanmakla görevlerini yapabilmektedir. Bu tür kontrol elemanlarına iki konumlu kontrol veya Onoff kontrol adı verilmektedir. Bu kontrol elemanları, sviç mekanizmalarının kontaktlarının sayısına ve sıcaklık, nem, basınç, vs. değişimlerine karşı açma ve kapama görevlerinden birini veya her ikisini yapmasına göre isimlendirilirler. Şekil: VI-36'da iki konumlu elektrikli bir kumanda sinyali verme mekanizmasının en sık rastlanan türleri gösterilmektedir. G 1 6 2 1 2 /' G, 6 LJ Iİ4J •)T«k Kutuplu Tek Yönlü ITKTY) 1 ı< ti)Tek Kutuplu Ç i f t YÖnlû ITKÇY) s c)Çift Kutuplu Tek Yönlü (ÇKTY) 6 2 Kutuplu Ç i f t Yönlü (ÇKÇY) / • Şekil. VI-36) İki konumlu-elektrildi kontrol konîakt türlerinden en sık rastlananlar 260 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ â: i Bu kontaktların devre verip kesme işlemi sırasında ani kapanıp açılmaları, bilhassa kontraktlarda ark/kıvılcım meydana gelmemesi yönünden çok önemlidir. Aksi halde kontaktlar kısa zamanda yapışır veya aşınarak iyi bir temas imkanını ortadan kaldırır. Bu ani hareketi (snap action) sağlamak üzere ya tabii/daimi mıknatıs veya yay ile gerdirme (toggle) mekanizması uygulanır. Bazı kontrol elemanlarında ise küçük bir ısıtıcı direnç ilave edilip ölçen elemanın (körük, bimetal vs) aşırı derecede soğuyarak kumanda işlemini geciktirmesi ve hatalı kumanda yapması önlenir. Duy«rg«/Bulb Duyarga k«»fc#ktları •^Sargi yaya. Ayar düğmeaı Mıknatısla ani hareketlendirme b) Gergi yayı ile ani hareketlendirme Ayar düğmesi Şekil. VI-37) Ani açma-kapama hareketinin sağlanması (snap action) Bunlardan, tabii mıknatıslı olan türde, sviç kontaktlarını havi kol, ölçen elemandaki değişimler sonucu tabii mıknatısa yeterli mesafeye kadar yaklaştığında magnetik alanın etkisine girerek ani olarak çekilir. Bunun sonucu sviç kontaktları temas ederek kontrol devresini kapatır. Ölçen elemanda, öncekinin aksi bir değişme olduğunda açma kuvveti mıknatısın çekme kuvvetini yenecek seviyeye gelinceye kadar kontaktlar açılamaz. Açıcı kuvvet yeterli olduğunda kol hareket eder ve mıknatıstan uzaklaşmaya başladığı için magnetik alanın etkisi azalacağından açıcı kuvvetin etkisi üstünlük kazanır, kol aniden uzaklaşıp sviç kontaktlarını aniden açar. Gergi yayı ile yapılan ani açıp kapatma işlemindeyse magnetik alanın çekme etkisi yay çekimi ile sağlanır. Kontrol elemanı, "ölçmeyi yapan" ve "kumanda sinyalini veren" kısımlarıyla ekseriya bir gövdede toplanır ve kontrol ettiği değişken değere göre Termostat, Higrostat, Presostat, vs. gibi isimler alır. Bu elemanlar da yine fiziki yapılarına ve uygulama maksatlarına göre isimlendirilirler (Oda Termostatı, kuyruklu termostat, yüzey termostatı, oda higrostatı, kanal higrostatı, alçak basınç, yüksek basınç, kombine basınç, yağ basınç otomatiği, vs. gibi). Kontrol elemanları kullanıldıkları uygulamanın gereksinimine uygun bir skala kapsamına sahip olmalıdır. Skala kapsamı veya kapsam, kontrol elemanının ayarlanarak bu ayar değerini sağlayabilmek üzere kumanda devresini harekete geçirebildiği değişken değer (sıcaklık, relatif nem, basınç, vs) alt ve üst sınırlarıdır. Örneğin bir buzdolabı termostatının ayar skalası -15°C ile +10°C arasında bulunuyorsa bu termostatın kapsamı -15°C ile +10°C arasında ve toplam 25°C olacaktır. Bazı termostatlarda bu şekilde bölünmüş sıcaklık skalası yoktur ve saUYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 261 dece iki ters yöndeki oklarla "Sıcak"-"Soğuk" terimleri yer alır. Bu tür termostatlar çoğunlukla belli bir soğutma cihazı veya klima cihazı imalatı için yapılmış ve cihaz imalatçısı tarafından kendi spesifikasyonlarına göre kontrol elemanı imalatçısına yaptırılarak cihazda kullanılmıştır. Bu tür termostatların kullanılmasında dikkatli olunmak ve mutlaka kontrol elemanına ait teknik doneleri elde bulundurmak gerekir. Skala kapsamı higrostatlarda (%) relatif nem, presostatlarda ise Ibs/in2 veya kg/cm 2 olarak bulunur. Son yıllarda basınç skalası olarak kpa-kilo paskal ve Pa-paskal kullanılmaya başlanmıştır. Kontrol elemanının ayar değeri, muhafaza edilmek istenen değişken değere uygun olarak seçilir ve bu bir ayar düğmesiyle, kontrol elemanının ölçen kısmının dıştan etkilendirilmesiyle sağlanır. Şekil: VI-37'de ayar düğmesinin yeri ve etki şekli, Şekil: VI-38'de ise termostat içerisinde yerleştirilişi görülmektedir. *i İ Difaranaiyal ayarı, vidası Ölçen »laman (Körük) uyarga/Bulb Şekil. VI-38) Termostatın iç ve dış yapısına örnek Hiçbir kontrol elemanının ayarlandığı değeri tek bir sınırın tam üstünde muhafaza etmesi beklenemez, zira bu konum kararsız, yani hem çalışma hem durma sinyali vermesi gerekecek bir konum olacaktır. Bu nedenle, bilhassa 2 konumlu kontrol elemanlarında kontrol devresinin açılması ile kapanmasını gerektirecek değişken değerin (sıcaklık, relatif nem, basınç, vs) alt ve üst değerleri arasında bir fark bulunur ki bu fark "Diferansiyel" diye anılır. r i ,. fl«8i«k*fid«.$«r I HÇontrp.1 »l«t»*inin {Sıcak Iık .ta »amç . ^tL<-~i-J t emb e İlik potansiyeli ..-Diferanaiyal / i « (Soğutma,vt tembellik ^Kontrol «lemanının konumu Şekil. VI-39) İki konumlu kontrolün zaman grafiği 262 r Zaman UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ i Diferansiyelin'in aşırı fazla olması veya dengesiz olması, gittikçe artması, "Avlanma/Hunting" veya "Limit salınması/Limit cycling" diye anılır ki bu durum sistemin tümüyle (Proses ve kontrol) stabil durumda olmadığının bir işaretidir. Kontrol elemanının (örneğin termostatın) ayar düğmesinin elle hareket ettirilerek tespit edilen Diferansiyel değeri (Manual Differantial), kontrol devresine bağlanıp fiilen çalıştırıldığında gösterdiği Diferansiyelinden (Operating Differential) biraz farklılık gösterebilir. Bu iki değer arasındaki fark kontrol elemanının tembellik potansiyelinden kaynaklanır ki bu fark "Gecikme/Lag" diye anılır. Diğer yandan, kumanda devresi, kontrol elemanı tarafından açıldığı halde prosesi (örneğin soğutma serpantini) yapan elemanın ısıl potansiyeli, yapılan soğutma işlemini bir süre daha sürdürecektir ki bu, sıcaklığın biraz daha düşmesine sebep olacaktır. Bundan dolayı meydana gelen sıcaklık farkı "Prosesin Tembellik Potansiyeli" diye adlandırılır. Aynı şekilde, kontrol elemanı, kumanda devresini tekrar kapattığında, serpantinin soğuması için soğutucu akışkanın serpantine dağılarak serpantin gövdesindeki ısıyı alması zaman alacağı için sıcaklık biraz yükselmeye devam edecek sonra azalmaya başlayacaktır. Buna da "sistemin tembellik potansiyeli" denilir, ki bunlar Şekil: VI-39'da gösterilmiştir. Bazı kontrol elemanlannın Diferansiyel değeri imalat sırasında ayarlanmış ve sabittir veya ayarlama imkanı yoktur. Birçok kontrol elemanında ise Diferansiyel değer ayarlanabilir. Diferansiyel ayan genellikle ana ayar mekanizmasıyla birlikte, aynı gövdede birleştirilmiştir ve Diferansiyel değerin ayarlanmasından maksat kumanda devresinin açılıp kapatılacağı değişken değer (sıcaklık, nem, basınç, vs) aralığının ayarlanmasıdır. Örneğin bir soğutma kompresörü oda sıcaklığı -10°C'ye düştüğünde durduruluyor ve sıcaklık - 5°C'ye yükselince tekrar çalışmaya başlatılıyorsa kontrol termostatının Diferansiyeli 5°C demektir. Diferansiyel ayan yalnız başına değiştirilebileceği gibi "Ayar Değeri" de birlikte değiştirilebilir. Ancak, burada şunu iyi bilmek gerekir ki Diferansiyel ayan değiştirildiğinde, kontrol elemanının yapısına göre kontrol devresinin açıp kapatıldığı değerler de değişebilir. Kontrol elemanının Diferansiyel ayan 3 değişik şekilde tertiplenmiş olabilir: a) Devreyi Kapatma (Cut-in) tipi Diferansiyel ayarı b) Devreyi Açma (Cut-Out) tipi Diferansiyel ayarı c) Çift Sınırlı (Double) tip Diferansiyel ayarı Aşağıdaki Şekil: VI-40'da bu üç tür diferansiyel ayarının grafik olarak devreyi açıp kapama etki şekli gösterilmektedir. Değişken Değişken Devreyi kapatma değeri (Cut-in) Devreyi açma değeri (Cut-out) a) Devreyi kapatma (Cut-in) tipi b) Devreyi açma (Cut-out) tipi c) Çift sınırlı (Double tip) ® Dar diferansiyel ayarı, ® Geniş Diferansiyel ayarı, © Normal diferansiyel ayarı, Şekil. VI-40) Diferansiyel ayar mekanizması türleri UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 263 •> • Şekil: VI-40'da, her üç tür kontrol elemanı (a, b ve c) normal diferansiyel ayarında iken biribirinden farkı olmayacak ve kumanda devresini aynı değerlerde (sıcaklık, nem, basınç, vs) açacak ve belirli bir aralıktan sonra gene aynı değerlerde kapatacaklardır. Devreyi kapatma (a) tipinde, Diferansiyel dar olarak ayarlandığında kontrol devresini gene aynı değerde açacak fakat daha düşük değerde (örneğin sıcaklıkta) kapatacaktır. Bu tipte (a), Diferansiyel geniş olarak ayarlandığında ise kontrol devresini gene aynı değerde açacak ve fakat daha yüksek değerde kapatacaktır. Devreyi açma (b) tipinde ise, bu kere kontrol devresinin "kapanma" değeri aynı kalacak ve fakat "açılma" değeri, diferansiyel ayarına göre azalıp artacaktır. Çift sınırlı ayarlanır tip (c)'de ise Diferansiyel ayarı, kontrol devresinin hem devreyi açma hem de kapatma değerlerini yaklaştıracak veya birbirinden uzaklaştıracaktır. Kontrol elemanı imalatçıları "Ayar Noktası"nın, kontrol devresinin açılışını mı, yoksa kapatılışını mı gösterdiğini ayar skalasıAadranı üzerinde genellikle göstermektedir. Örneğin, bir termostatın ayar kadranında -15 ile + 10°C bir taksimat varsa ve buna ilaveten "kapama/Cut-in Sıcaklığı" ibaresi mevcutsa, bu termostat ile kontrol devresinin -15'den +10°C'ye kadarki sıcaklıklarda kontrol devresini kapaması ve örneğin soğutma kompresörünü çalıştırmaya başlatması sağlanabilir (ayar değeri hangi değere ayarlanmışsa). Ayrıca, bu termostat üzerinde, "Devreyi açma/Cut-out, Devreyi kapama/Cut-in değerinden Diferansiyel kadar aşağıdadır." ibaresi var ise, bu taktirde Diferansiyel kadranında hangi ayar yapılmışsa, ayar değerinden diferansiyel değeri çıkarıldığında bulunacak rakam, kontrol devresinin açılacağı sıcaklık olacak demektir. Örneğin, ayar değeri bu termostatta -5°C yapılırsa (devre kapanacaktır) ve Diferansiyel ayan da 2°'de ayarlanırsa, soğutma kompresörü -5°'de çalışacak ve sıcaklık (-5) - (+2) = 7°C olduğunda kompresör duracaktır. Sıcaklık tekrar yükselip -5°C'e çıktığında termostat kumanda devresini kapayarak kompresörü tekrar çalıştıracaktır. Kontrol elemanlarının diferansiyel ayan mekanizmaları değişik tür ve çalışma prensiplerinde olabilir. Aşağıdaki Şekil: VI-41'de en çok uygulanan türler gösterilmektedir. y e '" r r i '" r ayarj. düg»o«i (D.A.D) kapatma/Cut-in t t p i ( Y a y l ı ) »j}Devj:eyi aç»a/Cut-o.tıt t i p i ( Y a y l ı ) nıknatıa c) Devreyi kapatma/Cut-İn t i p i (Mıfcnrtjjal*) A. D. d) Çift Saprlı/DuübİB. t i p i ( Yayiı.) Şekil. VI-41) Diferansiyel ayarı mekanizmalarından örnekler 264 ı UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ i: f' /' Bunlardan, Şekil: VI-41/a ve b'de gösterilen mekanizmalarda diferansiyel ayar düğmesi bir yayı etkileyerek görev yapar. Bu yay ile irtibatlı kol mekanizması termostatın körük elemanının (Diğer türlerde bimetal elemanın veya benzeri bir ölçme elemanının) hareketini etkileyerek sviç kontaktlarınm açmasından (cut-out tipi) veya kapatmasından (cut-in tipi) hemen önceki, kontakt hareketi için gerekli sıcaklık farkını azaltıp çoğaltır. Şekil: VI-41/c'de gösterilen mekanizmada ise, bir yarık içinde hareket edebilen çubuğun ileri geri hareketini sınırlamak suretiyle kontaktların açılıp kapanmasını sağlayan sviç mekanizmasının, tabii mıknatısın magnetik alanına yaklaştırılıp uzaklaştırılmasıyla, "devreyi kapama" tipi bir Diferansiyel ayarı elde edilmektedir. Şekil: VI-41/d'de gene yaylı bir diferansiyel ayarı mekanizması gösterilmiş olup yay basıncının artmasıyla kontaktların açılıp kapanmasını sağlayan kolun uç kısmının "Makara'yı" atlaması zorlaştırılmış olmaktadır ki böylece diferansiyelin sınırı iki yönde genişletilmiş olmaktadır. Yay basıncı azaltıldığında ise diferansiyel değer de iki yönde daraltılmış olacaktır. Kontrol elemanlarının ayar skalalan ile ayar düğmeleri değişik şekillerde dizayn ve tertip edilmiş olabilir. Bazı imalatçılarda, ayar düğmesi ile "Devreyi kapama/cut-in" değerini ayarlama imkanı verilirken bazılarında "Devreyi açma/cut-out" değerini ayarlama imkanı verilmekte, bazılarında ise sadece "Kontrol sahası/Range" ibaresi bulunmaktadır. Kontrol elemanı kullanılırken mutlaka imalatçı katalogu ve teknik özellikleri etüt edilip kumanda şekli iyice belirlendikten sonra uygun bulunmuşsa kullanılmalıdır. Bazı sıcaklık kontrol elemanlarında ve basınç kontrol elemanlarında rakım farkının etkisini önlemek üzere, kontrol elemanının kullanıldığı yerin deniz seviyesinden yüksekliğine göre düzeltme ayarı vidası bulunur. Bu taktirde, gene imalatçının teknik prospektüsü etüt edilip uygulama yerinin rakımına göre gerekli düzeltme yapılmalıdır. Uygulamada sıcaklık kontrolü gerektiren pek çok değişik soğutma (ve ısıtma) cihaz ve sistemleri mevcuttur. Bunlardan en çok rastlananlar; ev tipi soğutucular (Buzdolabı), ticari tip soğutucu dolaplar, içme suyu soğutucuları, şişe soğutucuları, buz yapma makinaları, dondurma makinaları, soğuk muhafaza odaları, salamuralı buz tankları, büyük soğuk hava depoları, frigorifik nakliye uygulamaları sayılabilir. Bu uygulamaların bir veya bir kaçında aynı tür termostat kullanılabilirse de bazan her uygulamanın kendi özelliklerine göre değişik skala ve diferansiyel ayarı ile fiziki yapıya sahip termostatlar gerekebilir. Örneğin piyasada Havuz Otomatiği, Dolap Otomatiği, Dondurma Otomatiği gibi deyimler belli bir uygulamaya cevap verebilecek termostatı ifade etmektedir. Çok kere termostatın bünyesinde bir elle kumanda anahtarı da bulunabilmekte ve bununla Defrost/kar eritme, fan kontrolü, Açma-kapama gibi görevler yapılmaktadır. Şekil: VI-42'de Termostat örnekleri verilmektedir. UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 265 r / I Tek Kutuplu-Çift Yönlü (TKÇY) Termostatlar İh Çift kutuplu-çift yönlü (ÇKÇY) kontaktlı Defrost kontrolü bulunmayan Termostatlar I Otomatik/Zaman Ayarlı Defrost kontrollü tip '' ııııt"i'"" / •.»•» ,. ..i ı^ '•ınml'ı--"" Elle defrost düğmeli-tekrar devreye girmesi otomatik olarak. Kuyruklu-Ayar Kadranlı Tipler Elektronik tip; Karlanma veya buz seviyesi kontrolü ile 1 ', r Elektronik kademeli termostat ı fr / Şekil. VI-42) Termostat türlerinden örnekler 266 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ ı Termostatların sıcaklık ayarı değerleri uygulamanın gereğine uygun olarak seçilmelidir. Aşağıdaki tabloda en sık rastlanan uygulamalar için tavsiye edilen sıcaklık ayarı değerleri gösterilmektedir. Tablo. VI-3) Değişik Uygulamalar için Sıcaklık Ayarı Değerleri Muhafaza Edilen Madde Soğutucunun (cut-out) Sıcaklık Ayarı Ev Tipi Soğutucu Muhtelif Meyve, Sebze, Peynir, T.Yağı, Yumurta Et, vs. -13°Cile-20°C (donma bölümünde) Meşrubat ve Su Soğutucular Muhtelif Meşrubat ve Su Dondurma ve Donmuş Muhafaza Kabini Donmuş Et, Tavuk, Balık, Dondurma Süt Soğutucu Süt Servis Soğutucusu Peynir, Yumurta, Tereyağı + 10 ile 15°C Muhafaza (depolama) Soğutucusu Peynir, Yumurta, Tereyağı 0°C ile 3°C Servis Soğutucu (Dolap) Et ve Tavuk + 1 ile3°C Servis Soğutucu (Vitrin) Et ve Tavuk +3 ile 6°C Donmuş Muhafaza Et ve Tavuk -15ile-20°C Soğuk Muhafaza Dolabı Sebze ve Meyve Soğuk Muhafaza Dolabı Süt, Krema, Ayran, Yoğurt Soğuk Muhafaza Dolabı Bira +2ile7°C Soğuk Muhafaza Dolabı Kürk (Şok Sıcaklığı) -9ile-12°C Soğuk Muhafaza Dolabı Dondurma -20 ile -23°C Dondurma Sertleştirme Dondurma -28 ile -30°C Uygulama Cinsi + 1 ile +5°C -20°C ile -32°C -3ile+5°C +2ile7°C +2 ile 4.5"C Uygulamada ev ve ticari tip soğutucuların muhafaza sıcaklığını istenen seviyede tutmak üzere termostat yerine çoğu kez emiş/evaporasyon basıncını kontrol ve muhafaza eden bir basınç kontrolü (presostat) kullanılır. Piyasada bu eleman çoğu kez "Alçak Basınç Otomatiği" adıyla tanımlanır. Soğutma kompresörünün elektrik kumanda devresine seri şekilde (aynen bir termostat gibi) bağlanan alçak basınç otomatiğinin basınç duyarga bağlantısı sistemin alçak basınç tarafına ve tercihen evaporatöre yakın bir yerden yapılır. Evaporatör ısındığında, yani ısıl yük mevcut olduğunda emiş basıncı yükselir ve basınç otomatiğinin basıncı ölçen elemanı (körük, diyafram, bourdon tüpü, vs) harekete geçerek kendisine bağlı sviç kontaktlarını da kapatır. Kumanda devresi böylece tamamlanıp kompresör rölesinin veya şalterinin kapanması ve kompresörün çalışmaya başlaması sağlanmış olur. Evaporatör emiş basıncı tekrar azaldığında alçak basınç otomatiği kumanda devresini açarak kompresörü durdurur. Soğutucu akışkanın (Refrijeran) doymuş buhar sıcaklığı belirli bir basınca karşıt olduğundan, muhafaza edilmek istenen buharlaşma sıcaklığı, yeterli kızgınlık farkı da ilave edildikten sonra, saptanarak bunun karşıtı olan alçak basınç buUYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 267 lunur. Alçak basınç otomatiği bu değerlere göre ayarlandığında istenen soğutulmuş hacim sıcaklığını da sağlamış olur. Aşağıdaki tablo değişik uygulamalar ve üç değişik soğutucu akışkan cinsi için en uygun alçak basınç otomatiği ayar değerlerini vermektedir. « I i Tablo. VI-4) Muhtelif Soğutucu Apareylerin Alçak-Basınç Otomatiği Ayar Değerleri Uygulama Türü R-12 R-22 AMONYAK Basınç Değeri 2 psig (Ib/in ) Devreyi Devreyi Açma Kapama Açma Kapama Açma Kapama Kübik buz yapma makinası - kuru tip serpantin 4 17 16 37 - - Havuz (su, soda, meşrubat, vs. için) 21 29 43 56 33 45 Bira, su, süt soğutucuları (ıslak tip) 19 29 40 56 - - Dondurma kamyonları ve dondurma odaları 2 15 13 34 5 24 Soğuk odalar-Eritme d e v r e l i 14 34 32 64 23 55 Büyük soğutma dolapları-Eritme devreli 19 36 40 68 30 57 Meşrubat soğutucu-Hava üflemeli tip 15 34 34 64 24 55 Çiçekçi dükkanı-soğuk hava üflemeli tip 28 42 55 77 44 67 Kasap vitrin dolabı (Eritme devreli) 17 35 37 66 - - Süt mamulleri muhafaza dolabı-vitrin 10 35 26 66 - - Donmuş yiyecek dolabı (Deep Freeze) Açık tip 0 5 4 17 - - Yatay Vitrin dolap-Aşırı soğuk muhafaza-kapalı tip 1 8 11 22 - - Dondurma makinası 2 10 10 30 - - Sebze vitrin dolabı 11 36 27 66 19 56 Bu tür kontrol elemanlarının gerek ani açıp kapamayı sağlayan mekanizması ve gerekse kontakt türleri (Bak. Şekil: VI-36, 37) aynen termostatlarınkine benzer. Keza, diferansiyel ayar mekanizması türleri de benzerdir (Bak. Şekil: VI40, 41). Alçak basınç otomatikleri, soğutma sisteminin alçak basınç tarafındaki soğutucu akışkan basıncının emniyetli seviyelerin altına düşmesini önlemek üzere de kullanılırlar. Bu uygulamalara ait izahat "III" no.lu alt bölümde verilmektedir (Emniyet Otomatikleri). Soğutma devresinin normal işletme ve ayarı için uygulanmak maksadıyla yapılan bazı alçak basınç otomatiklerinin ayar skalası basınçları gösterdiği halde, ayrıca ayar düğmesinin arkasına konulan bir kadranda "Sıcaklık ayarı-Soğuk/Colder" ibareleri bulunabilir. Bilhassa aynı tip ve seri halde imal edilen ticari soğutucularda buna rastlamak mümkündür. Bu otomatikler de gene soğutma sisteminin alçak basınç tarafına bir kılcal bakır boru ile irtibatlandırılıp elektrik kontrol devresine kumanda 268 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ '" r i i '• r eder. Şekil: VI-43'de alçak basınç otomatiğine bir örnek verilmekte ve soğutma sistemine bağlanma şekli gösterilmektedir. mektedir. Evaporatör Şekil. VI-43) Alçak basınç otomatiği ve soğutma sistemine uygulanışı için örnek Soğutma uygulamalarında bazan relatif nemin kontrol ve muhafazası da istenilir. Bilhassa su oranı yüksek maddelerin muhafazası sırasında çabuk bayatlamasını/buruşmasını önlemek üzere soğutulan hacime verilen nemin kontrolü gerekir. Diğer yandan, relatif nemin düşük tutulması istenen hacimler de vardır. Örneğin soğuk muhafazası gereken ve relauf nem seviyesinin %5-10 gibi alçak seviyelerde tutulmasını gerektiren ilaç muhafazasında oda neminin devamlı olarak alınması ve bunun kontrolü gereklidir. Bu gibi relatif nem seviyesinin kontrol ve muhafazasını gerektiren uygulamalarda "Higrostat" diye anılan kontrol elemanları kullanılarak elektrik kumanda devresine bağlanır. Higrostatların da bir relatif nemi "ölçen" ve bir "kumanda sinyalini veren" bölümü vardır. Kumanda sinyalini veren kısım, termostat ve presostatlarınkine benzer. Relatif nemi ölçen kısım ise II/a2 paragrafında izah edildiği gibi neme karşı duyarlılığı fazla elemanlardan meydana gelmiştir. Kontakt türleri de termostatlarınkine benzer (Bak. Şekil: VI-36). Şekil: VI-44'de bir Higrostat örneği ile kumanda devresine haölanış şekli gösterilmektedir. Ayar düğmesi ve ayarlanan nemİgSeterge kadrini / Nam Nem izleyici/ duyaxga{Nem'B kargı haasaa elyaf,aaç,kıl, aafitetik ınlz,vb) vig kontaktlerı .. Mekanik ve elektrik irtibat çubuğu — Elektrik kumandaaı b»Ql»ntı kiemen»i NemlenHigrostat dirici TKTY tipi Solenoid valf* ^fo"! veya nemlendirici / •aotoru a)Nemlendirme Uygulaması Motor elektrik besleme hattı Motor şalteri Higrostat TKTY tipi SoÇutma kompreatir motoru _ b) Nem alma uygulemaaı Şekil. VI-44) Higrostat ve kumanda devresine bağlanışı UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 269 Nemlendirme uygulamasında Higrostatın, düşen nem seviyesi ile kontaktların kapanan tip olması gerekir. Böylece, nem seviyesi düştüğünde Higrostat, kumanda devresini kapayarak nemlendirici motorunu çalıştıracak veya nemi sağlayan su veya buharın solenoid valf ini açacaktır. Nem, ayarlanan seviyeyi bulduğunda higrostat kontaktları açarak kumanda devresini açıp nemlendirici motorunu veya solenoidini kapatacaktır. Nem alma uygulamasında ise Higrostatın, düşen nem seviyesiyle kontaktlarının açan tipte olması gerekir. Yani nem seviyesi düştüğünde Higrostat kumanda devresini açacak, nem seviyesi yükseldiğinde ise kumanda devresini kapayarak soğutma kompresörüne yol verecek ve soğutulan oda havasının sıcaklığını çiğ nokta sıcaklığının altına düşürerek içindeki nemin yoğuşturulmasını (böylece alınmasını) sağlayacaktır. Burada, aşırı düşük sıcaklıklara maruz kalınmaması için bir ısıtıcı (Reheat) konulması ve bu ısıtıcıya bir termostat ile kumanda edilmesi gerekebilir. Bazı uygulamalarda ise relatif nem seviyesinin hem düşmesi hem yükselmesi söz konusu olabilir ve nem seviyesini belirli bir seviyede tutmak üzere çift yönlü (TKÇY) bir Higrostat kullanılır. Relatif nem düştüğünde kapanan kontaktlar nemlendiriciye, relatif nem yükseldiğinde kapanan çift ise soğutma kompresörü motoruna kumanda edecek tarzda bağlanır. Birinden diğerine geçiş sırasında bir nötr bölge bırakılıp (Yüzer Kontrol) hunting/avlanma olayı önlenebilir. VI-3) Emniyet Otomatikleri: Soğutma devresindeki çalışma şartlarının aşırı ve tehlikeli sınırlara ulaşması halinde bunu kontrol ederek zararlı olabilecek sonuçların ortaya çıkmasını önlemek üzere sisteme konulan kontrol elemanları Emniyet otomatikleri olarak vasıflandırılır. Emniyet otomatiklerini de "Öncelikli/Primer" emniyet otomatikleri ve "Tali/Çalışmayı Geliştiren" emniyet otomatikleri şeklinde gruplamak mümkündür. 3a) Alçak ve/veya Yüksek Basınç Otomatikleri: Soğutma sistemini alçak basınç/emiş, yüksek basınç /basma tarafındaki basınçları çalışma esnasında sürekli olarak izleyip tehlikeli sınırlara ulaştığında kompresör motorunu durdurmak üzere sisteme bağlanırlar. Alçak basınç ve yüksek basınç otomatikleri ayrı ayrı ve tek başına uygulanabildiği gibi hem alçak hem yüksek basınç değerlerini izleyip her iki değeri sınırlamak üzere kumanda veren kombine basınç otomatikleri şeklinde de uygulanır. i / a) Alçak Basınç Otomatiği t>) Yüksek Basınç otomatiği Şekil. VI-45) Alçak-^iiksek basınç otomatikleri 270 c) Kombine Basınç Otomatiği UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ Alçak basınç otomatiği aynen işletme ayar ve kontrol elemanı olarak uygulandığı şekilde soğutma devresine bağlanır (Bak. Şekil: VI-43). Ancak, ayar değeri olarak daha düşük ve emniyetli sınırın alt değeri alınarak ayar edilir. Bu emniyetli alt sınırın tayininde 3 husus göz önünde bulundurulur; (a) Evaporatördeki sıcaklık; örneğin su soğutucuda suyun donmasının önlenmesi, (b) Sistemin alçak basınç tarafında gaz basıncının atmosfer basıncının altına düşerek kompresör körüğünden veya kaçak yapan yerlerden hava ve rutubetin soğutma sistemine sızmasının önlenmesi, (c) Emiş basıncının aşırı derecede düşerek emme-basma basınç farkının aşırı artması sonucu motor yüklenmesinin önlenmesi. Bilhassa hermetik ve yarı hermetik kompresörlerde, imalatçı firmalar çalışma basıncının emniyetli alt sınırını belirtirler. Bu basıncı sınırlayacak şekilde bir alçak basınç otomatiğinin mutlaka kullanılması gereklidir. Yüksek basıncın kontrolü da bilhassa hava ile cebri veya su ile soğutmalı kondenserlerde önemlidir. Zira, konderserdeki soğutma yetersiz kaldığında (Fan arızası, su kesikliği, vs) kompresör çıkış basıncı aşırı derecede artarak hem motor arıza ve hasarlarına hem de soğutkanın kimyasal reaksiyonlara uğramasına sebep olacaktır. Ayrıca, sistemde yoğuşmayan gazlar bulunması veya çok aşırı soğutma yükü mevcut olması halinde de kompresör çıkış basıncı (yoğuşma basıncı) aşırı derecede artacaktır. Denilebilir ki 2-3 hp seviyesini aşan güçlerde mutlaka Alçak ve Yüksek basınç emniyet otomatikleri soğutma sistemine ilave edilmelidir. Alçak basınç otomatiğinin soğutma sistemine kumanda şekli, soğutucu akışkanı evaporatörden iyice süpürüp depolayacak tarzda (Gaz toplama/pump-down tertibi) yapılabilir. Bunun en önemli faydası, soğutma sistemi durup bir müddet sonra tekrar çalışmaya başlatıldığında evaporatörde kalan sıvı haldeki soğutkanın kompresöre ani ve büyük miktarlarda gelerek kompresörün valilerine ve diğer aksamına hasar vermesini Önlemektir. Gaz toplama/pump-down tertibinde muhakkak bir solenoid valf bulunması ve sıvı akışkanı soğutma işlemi durduğunda kapaması gereklidir. Uygulamada Gaz toplama kontrolü 2 şekilde yapılmaktadır (a) Sürekli kontrollü gaz toplama (cycling pump-down) (b) Bir defa gaz toplama ve durdurma (Non-recycling pump-down). Bunlardan birincisi son yıllarda daha çok uygulanmaktadır. Ancak, kompresör valflerinin veya sıvı kapama solenoid valfinin sızdırması halinde alçak basınç otomatiği sık sık kumanda devresini kapayıp açacağı için kompresör sık sık çalışıp duracaktır. Büyük güçlü kompresörlerde bu husus pek çok sakıncalar doğurabilir. Şekil : VI-46'da her iki tür için kumanda devreleri şematik olarak verilmektedir. Kumanda dev- . r e s i sigortası Elektrik besleme hattı-380/3/50 Xcupresör motoru sigortaları ifarduacı toatalct -Koataktar 380/3/50 ,2.oi kumaııda y d eyresi '--Gaz toplama rölesi J..Cİ kumanda devresi Termik —ı Y Alçak J basınç Alçak basınç otomatiği otomatiği Kompresör Motoru a)Üiirekli kontrollü gaz toplama Kotıpresör Motoru b)Bir defa'da gası toplayıp durdurma Şekil. VI-46) Otomatik gaz toplama I pıımp down tertipleri UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 271 Bir defada gazı toplayıp duran kumanda şeklinde ise, sistemin çalışmaya başlaması için önce Termostatın devreyi kapatması gerekecektir. Böylece solenoid valf sıvı soğutkanı evaporatöre bırakacak ve emiş borusunda basınç yükselecektir. Aynı anda gaz toplama rölesi çekerek alçak basınç otomatiğinin (emiş basıncının artması sonucu) kapattığı kumanda devresinden gelen kumanda akımını geçirecek ve kompresör şalteri bobinine ulaşacak, bobini çekip motoru çalıştıracaktır. Kompresör şalterinin kapayıcı yardımcı kontağından geçen kumanda devresi akımı da ikinci defa kompresör şalter bobinine ulaşacaktır. Sıcaklık, ayarlanan seviyeye düşüp termostat kontaktları açtığında ^nce solenoid valf kapanacak ve gaz toplama rölesi açarak kumanda devresinin birisini kesecektir. Ancak, alçak basnıç otomatiği ikinci devreyi kesmediği sürece, kompresör şalterinin yardımcı kontağından geçen akım, şalteri kapalı (çekili) vaziyette tutmaya devam edecektir. Emiş basıncı düşüp (solenoid valf kapalı olduğundan) alçak basınç otomatiği ikinci kumanda devresini açtığında kompresör şalterini kapalı vaziyette tutacak bir elektrik akımı kalmadığından şalter açarak motoru durduracaktır. Emiş basıncı tekrar yükselse dahi soğutma termostatı gaz toplama rölesini harekete geçirmedikçe kompresör tekrar çalışamayacaktır. Termostatın kumanda devresini kapaması ise ancak soğutulan hacim veya madde sıcaklığının tekrar, ayar seviyesinin üzerine çıkması ile mümkündür. 3b) Yağ Basınç Farkı Otomatiği: Basınçlı yağlamalı soğutma kompresörlerinde yağlamanın iyi olup olmadığı yağ basıncının ölçülmesiyle saptanabilir. Ancak, yağ basıncının sadece yağ pompası çıkışında ölçülmesi veya kontrolü, kompresör karter basıncı sistemin çalışma şartlarına (evaporasyon sıcaklığına) göre değişebileceğinden yeterli olmayacaktır. Örneğin bir klima uygulamasında emiş basıncı, R-22 soğutucu akışkanla çalışma durumunda ve +10°C evaporasyon sıcaklığında 85 psi civarında olacaktır. Emiş gazı kızgınlık değeri arttığında bu basınç düşecektir. Tek duyargalı bir basınç otomatiği kullanıldığında yağ basıncı için, Emniyetli/Faydalı bir üst basınç ilave edilerek (25 ile 45 psi) yapılacak bir ayar değeri (bu durumda 120 ile 130 psi olacaktır), kızgınlık artmasıyla düşen emiş basıncının etkisiyle yetersiz kalarak, yağlama normal olduğu halde kumanda devresini açıp kompresörü durduracaktır. Bu nedenle, yağ basıncı otomatiğinin, yağın pompa çıkış basıncı ile emiş/karter basıncı farkını ölçerek çalışan bir kontrol olması gerekir. Ayrıca, yağlama pompası kompresör milinden tahrik edildiği için ve kompresör çalışmadan yağ pompası bir müddet çalışıp yağ basıncını istenen seviyeye getiremeyeceğinden, yağ otomatiğinin, yağ basıncına bağlı olmaksızın, yeterli ve fakat kısa (60 ile 120 saniye) bir süre çalışmasına imkan sağlaması gerekir. Bu gereksinimi karşılamak üzere yağ otomatiğinin içerisine bir ısıl zaman rölesi yerleştirilmiştir. Bu röle yağ basıncı farkı ile açılan bir direnç ısıtıcı devresini kontrol eder ve yağ basınç farkı istenen (ayarlanan) seviyeye ulaşmazsa direnç ısıtıcı ısınıp kompresör kumanda devresindeki bir kontağı açar ve kompresörün daha fazla çalışıp yağlama yetersizliğinden zarar görmesini engeller. Yağ otomatikleri hemen daima el ile kurmalıdır (manual reset). Böylece, kompresörün yetersiz yağlama sebebiyle durması halinde mutlaka bir yetkilinin durumu görüp gerekli işlemi yaptıktan sonra tekrar çalışmaya müsaade etmesi sağlanır. Bu nedenle, yağ otomatiği attığı zaman, Reset/Kurma düğmesine basmadan önce yağ seviye camından yağ durumu kontrol edilmeli, normal görülürse reset düğmesine basılmalı, tekrar hemen atıyorsa ciddi bir araştırma yapıp sebebi bulunmadıkça tekrar reset düğmesine katiyyen basılmamalıdır. İki müstakil TKÇY kontaktlı sviç ile mücehhez olan Yağ basınç farkı otomatiği, soğutma termostatının ve başlatma anahtarının kumanda devresini kapatmasıyla (2) 272 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 1 i '• / • İ: ».. ıı i •' / i i1* r 011 Şekil. VI-47) Yağ basınç farkı I emniyet otomatiği örnekleri Kompresör emig/karter basıncına bağlantı .Yağ Basınç farkı Otomatiği Elektrik kuvvet girij Kompresör Mntoru Şekil. VI-48) Yağ basınç farkı otomatiğinin iç yapısı ve sisteme bağlanışı no.lu sviç'den geçen akım kompresörün şalter bobinini çekerek kompresörü çalıştırmaya başlar. Kompresör milinden tahrik alan yağlama pompası normal olarak 5 ile 10 saniye içinde yağlama sisteminin basıncını yükseltip (1) no.lu sviç'i açar ve (2) no.lu sviç'in altındaki direnç ısıtıcıyı durdurur. Böylece kapalı kalan kontrol devresi kompresörün çalışmaya devam etmesini sağlar. Yağlama yağ basıncı belirli bir süre içinde (60 ile 120 saniye) yeterli seviyeye yükselmezse (1) no.lu sviç açmayacağı için (2) no.lu sviçin altındaki ısıtıcı ısınacak ve (2) no.lu sviç'i açarak kompresör kumanda devresini kesip kompresörü durduracaktır. Her iki (1 ve 2 no.lu) sviç'in ikinci yön kontaktları sinyal lambalarına irtibatlanabilir (yağ arıza ve yağ normal). Son yıllarda katı konum/solid state prensibine göre çalışan yağ emniyet otomatikleri yapılmaya başlanmış olup iç yapıları değişik olmakla beraber aynı koruma görevini yaparlar. 3c) Akış Kontrol Şalterleri (Flouı Svuitch): Su ile soğutmalı kondenserlerde ve su/salamura soğutucu evaporatörlerde su akışının mevcut olmaması pek çok aksaklık ve arızalara yol açabilir. Bunu önlemek ve soğutma kompresörünün su akışı mevcut olmadan çalışmasını engellemek üzere bu akışı sürekli kontrol edebilen kontrol UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 273 elemanları yapılmıştır. Şekil : VI-49'da su ve benzeri sıvılar için yapılmış akış kontrol şalteri ile bunun iç yapısı ve soğutma sistemine bağlanma şekli gösterilmiştir ,— 350/3/5D Akış kontrol şalte. Başlatma Kompresör şalteri Saç muhafazalı Normal tip 3uhar geçirmez hermetik tip (Nemli ortamlar) Kompresör Motoru Şekil. VI-49) Akış kontrol şalteri ve uygulama örneği 1 i" Su ile soğutmalı kondenaer veya Su soğutucu »uaporî Bazan da hava akışının mevcut olmaması soğutma sisteminde ve ısıtma sisteminde aksaklıklara neden olabilir ve bu hava akışının mevcut/yeterli olup olmadığının kontrolü gerekebilir. Bu maksatla hava akış kontrol şalterleri (yelken sviç/sail sviç) yapılmıştır. Örneğin bir evaporatörden hava akışı mevcut değilse soğutma kompresörüne yol vermemek ve böylece evaporatörün karlanmasını önlemek (bilhassa dar lamel aralıklı klima evaporatörlerinde) maksadıyla kullanılabilir. Keza, elektrik ısıtıcı ile ısıtılan bir hava akımında, hava akışı durduğunda elektrikli ısıtıcı da durdurulamadığı taktirde aşırı yüksek sıcaklıklar meydana gelecek ve hem ısıtıcının kendisi hasar görecek hem de etrafa zarar (yangın, vs.) verecektir. Burada gene bir yelken şalter kullanılmak ve ısıtıcı şalterinin kumanda devresine seri bağlanmak suretiyle bir emniyet önlemi alınmış olacaktır. Aynı şekilde hava soğutmalı bir kondenserden geçen hava akışını kontrol etmek ve kompresörü, hava akışı durduğunda durdurmak maksadıyla bir yelken şalter kullanılabilir. 3d) Emniyet Termostat ve Presostatlan: Soğutma sisteminde soğutucu akışkan veya soğutulan ortam ve maddelerin sıcaklıklarının tehlikeli seviyelere (aşırı derecede düşük veya yüksek) varmasını önlemek üzere değişik skala ve yapıda termostatlar ve basınç kontrolları (presostat) kullanılır. Bunlardan en sık rastlananlar, su/salamura soğutucu evaporatörlerde sıcaklığın donma seviyesine düşmesi halinde soğutma sisteminin durdurulmasını sağlayan "Donmadan Koruma" termostatlarıdır. TKTY kontaktlı, basit yapılışlı ve daldırma veya kılcal borulu tip bir termostat olup ayar skalası +2°C civarını ortalamaktadır. Sıcaklık izleyici kuyruğu soğutucunun en düşük sıcaklığı veren yerine irtibatlandırılmak ve soğutma kompresörü şalterinin kumanda devresine seri bağlanmak suretiyle donmadan koruma görevini yerine getirecektir. Aynı sonuç, bir alçak basınç otomatiğinin ayar değerini, soğutkan sıcaklığının soğutucu akışkanın donmasına sebep olmayacak bir seviyedeki basınç eşdeğerine ayarlamak suretiyle de sağlanabilir ki bu uygulamaya sık sık rastlanır. Diğer bir sıcaklık alt limit uygulaması da minimum evaporatör çıkış/üfleme sıcaklığı limitlemesi olup gerek soğuk muhafaza uygulamalarında (soğutulan maddelerin aşırı soğuktan etkilenen türden olması halinde) ve gerekse klima uygulamalarında sık sık kullanılmaktadır. 274 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ r r Üst sıcaklık limitleme termostatları da sık sık ısıtma ve soğutma uygulamalarında kullanılır. Örneğin kompresör gaz çıkış sıcaklığının izlenmesi, kompresör motoru ısınmasının izlenmesi, kondenser sıcaklığının izlenmesi gibi uygulamalarda bu tür termostatlara rastlanır. 3e) Aşın Yük Termikleri ve Koruyucuları: Soğutma sisteminde bulunan her elektrik motoru pek çok değişik nedenlerle aşırı yüklere maruz kalabilir ve bu aşırı yüklenmeden korunmak üzere önlemler alınması gerekir. Sıhhatli bir aşırı yük korun ması, ancak her bir motorun elektrik besleme devresini diğerlerinden tamamıyla ayırmak suretiyle mümkündür ki bunun anlamı her motor için ayrı bir sigorta grubu, ayrı bir şalter ve aşırı yük koruyucu konulması demektir. Ancak, ev tipi soğutucular ile küçük, dolap tipi ticari soğutucular küçük güçlere ihtiyaç gösterdiği için binanın tevzi tablosuna irtibatlı bir fiş-piriz'den elektrik enerjisi alırlar ve normal olarak priz sortisi ayrı bir sigortadan geçirilir. Soğutucu kompresörü motorunun korunması için ise bir aşırı yük koruyucusu motorun yakınına, hatta çoğu zaman kalkış rölesinin üzerine yerleştirilir (Bak. Şekil: VI-22, 23, 24). Son yıllarda, motor kalkış rölesi ile aşırı yük koruyucu röleyi bir arada toplayan ve katı konum/solid state prensibiyle çalışan elektronik elemanlar geniş ölçüde kullanılmaktadır (Bak : Şekil : VI-26). Büyük güçlü polifaze elektrik motorlarının aşırı yükten korunması için her motora tahsis edilen müstakil sigorta-şalter grubu, motorun normal yükte çekeceği akıma uygun ve yeterli büyüklükte/kapasitede olmalıdır. Sigorta amperaj değeri motor nominal/etiket akımının %25 kadar üzerinde olabilir. Her tür elektrik motoru ilk kalkışı sırasında nominal akım değerinin %200-600'üne varan seviyelerde akım çeker (Demeraj akımı) ve bu çok kısa sürer. Fakat gerek sigortaların gerekse motor şalterinin bu aşırı akımdan etkilenmemesi ve devreyi korumak üzere kesmemesi gerekir. Termik/ısıl esaslı aşırı yük koruyucular, karakterleri gereği aşırı akım geçmesi sonucu ısınarak koruma görevi yaptığından ve ısınmanın meydana gelmesi zamana ihtiyaç gösterdiğinden, ilk kalkıştaki demeraj akımından etkilenmezler. Termik koruyucular elektrik motorlarının aşırı yükten korunmasında en ucuz ve ekonomik çözüm getirmeleri yönünden geniş ölçüde kullanılırlar. Termik/ısıl tip koruyucunun çalışma prensibi Şekil: VI-25'de gösterilmiştir. Trifaze motora uygulanmak üzere yapılmış bir termik koruyucu örneği ise Şekil: Vl-50'de verilmektedir. Kompresörün No tor BıŞlarrU kutu»u — Duyarga kilemen*leri Motor /klemanaleri Dahili şöntleme -MODÜL •)Terwik koruyucu örneği h)Elektronik t i p A ç ı n yük koruyucu Hodül -Elk.baŞl. klenenaleri Elektriki Kunanda güç b ğ l devrali Modül1ün Motora VB Şilteme BaŞlanmacı Şekil. VI-50) Aşırı yük koruyucu örnekleri UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 275 i J, Bir başka tur aşırı yük koruyucu bilhassa yarı hermetik motor-kompresörlere son yıllarda çok sık uygulanan elektronik/katı konum türü koruyucudur. Bu motor sargılarının çektiği akımı sürekli olarak izleyen transduserler ile bunların verdiği ikaz sinWT 'f"™ S i n d i r i p motor şalterine kumanda eden bir modülden oluşur (Bak ŞekilVl-50/b). Aynı modül motor sargıları arasına yerleştirilmiş olan sıcaklık izleyici termıstorlerın verdiği ikaz sinyallerini de güçlendirip aşırı ısınma halinde gene motor şalterini kapatıp motoru durdurur. Büyük güçlü motorlarda, yukarıdakilere ilaveten motor sargılarına gelen voltajı da kontrol eden ve voltajın belirli bir seviyenin altına düşmesi halinde motoru durduran voltaj kontrollü koruyucu röleler kullanılır. Bunlar, aynı zamanda fazlara gelen voltajın bırıbırıne göre seviyesini de kontrol eder ki fazlara gelen gerilimlerin ortalamaya nazaran %1 den daha fazla farklı olmaması gereklidir. Aksi halde motor hasar görebilir 3f) Euaporatör Kar'ını Eritme / Defrost Sistemleri: Gerek ev tipi gerekse ticari tıp soğutucular ile soğuk odaların evaporatörleri genellikle 0°C'nin altında buharlaşma sıcaklığında çalışırlar. Bunun sonucu olarak evaporatör yüzeyinde kar oluşur ve belirli zaman aralıklarında bu giderilmezse birikim artarak soğutma işleminin aksamasına sebep olur. Biriken karın eritilmesi, oda sıcaklığı 0°C'nin üzerinde ise, doğrudan doğruya oda havası ile sağlanabilir. Bu maksatla kompresör motoru bir süre durdurulup tabii olarak veya cebri hava sirkülasyonu devam ettirilerek eritme işlemi yapılır. Oda sıcaklığı 0°C'nin altında ise bilhassa cebri soğutuculu soğuk odalarda, evaporatörlerin karını eritmek üzere dışarıdan bir ısı ilavesi uygulanır. Bu ısı ile evaporatör yüzeyindeki kar eritilip su halinde uzaklaştırılır. Kar eritme/defrost işlemini yeterli bir şekilde ve belirli aralıklarla yapmak üzere (a) Elle kontrollü, (b) Yarı otomatik kontrollü, (c) Tam otomatik kontrollü kumanda şekillerinden birisi uygulanır. Kar eritme işleminin kumandası ayrıca, kar eritme sisteminin türüne göre de değişebilir. Örneğin elektrikli kar eritme, sıcak gazla kar eritme, su püskürterek kar eritme, sıcak antifrizle eritme, sıcak hava ile eritme, ters çevrimle eritme gibi değişik defrost sistemlerinin defrost kumanda elemanları ve bunların bağlantı şekilleri az veya çok birbirinden farklıdır (Bak. Şekil: V-34, 35, 36). Elle kontrollü defrost kumandalarında, evaporatörün karlanma durumu gözle izlenip kar eritme işlemine gerek görüldükçe kumanda devresini elle harekete geçiren bir anahtar kapatılmak suretiyle defrost işlemi başlatılır. Defrostun sona erdirilmesi gene gözle takip edilip anahtar açılarak sağlanır. Elle kontrollü defrost kumandaları çoğunlukla elektrik dirençli ısıtıcıları havi defrost sistemlerine uygulanmaktadır. Şekil: VI-51'de elle kontrollü defrost kumanda şeklinin elektrikli direnç ısıtıcısı ile eritme ya360/3/SO iaj.ta.Ciai Kumanda devraai sigortası j V aigortslan. -Dafroat şaltMİ Evaporatör Iaıtıcı . dirançlsri y (220 Volt) r 7 El kumanda anahtarı Şekil. VI-51) Elle kontrollü defrost kumandası 276 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ f r • ' r i !< i" pılan bir evaporatöre uygulanışı görülmektedir. Elektrikli ısıtıcılar burada 3 ana gruba bölünerek her grup ayrı bir faza bağlanmıştır. Böylece, hem bütün linyelerin aynı şekilde yüklenmesi hem de açma-kapama şalterinin amperaj değerinin küçültülmesi sağlanmış olmaktadır. Diğer yandan, ev tipi soğutucuların bazılarında da elle kontrollü defrost kumandası kullanılmaktadır. Bu tür el kontrollü defrost sistemlerinde, sıcaklık kontrol termostatının içerisine yerleştirilmiş olan elle defrost kumanda düğmesine basıldığında termostatın ayarAumanda sahası daha yüksek seviyeye kaydırılır. Böylece, evaporatördeki kar'ı eritmeye yetecek 0°C'nin üzerinde bir seviyeye çıkarılan sıcaklık, soğutucu iç hacmi sıcaklığının üst sınırını da limitleyerek aşırı yükselmeleri önlemiş olur. Defrost işleminin sona erdirilmesi için defrost düğmesinin elle geri çekilmesi gerekmektedir. Yarı otomatik kontrollü defrost kumandaları daha ziyade ev tipi soğutucularda uygulanmakta ve basit, ekonomik bir çözüm sağlamaktadır. Bu kumanda elemanlarında genel prensip, elle defrost işlemini başlatmak, defrostun sona erdirilmesini otomatik şekilde yapmaktır (Bak. Şekil: Vl-42). Diğer bir tür yan otomatik kontrollü defrost kumandası, soğutma termostatının çift duyargalı/kuyruklu yapılması ile sağlanmaktadır. Duyargalardan birisi normal sıcaklık kumandasını sağlamakta diğeri ise defrost kontrolünün tekrar devreden çıkarılmasını gerçekleştirmektedir. Defrost düğmesine basıldığında kompresör devresi defrosta göre konumlandırılır ve aynı anda defrost işlemini sağlayacak eleman (sıcak gaz solenoidi, elektrik ısıtıcısı, vs) harekete geçirilir. Evaporatörün kar birikimi giderildiğinde ikinci duyarga, yükselen sıcaklık etkisiyle defrost devresini açıp kompresörü normal çalışmaya sokar ve normal çalışma duyargasını işler hale getirir. Şekil: Vl-52'de bu tür defrost kumandasının sıcak gazlı ve elektrikli defrost sistemlerine uygulanmasına örnekler verilmektedir. Diğer bir tür yarı otomatik defrost kumandası, zaman/timer kontrollü kumanda şeklidir. Elle başlatılan defrost işlemi aynı zamanda bir zaman rölesini/timer'ı çalıştırır. Ayarlanan zaman süreci sona erdiğinde röle, defrost işlemini durdurup soğutma sistemini normal çalışma rejimine geçirir. Duyarga-l ç •s İçin) " "*\ Ev«poratöx Duyarga-ÎI (Defrost için) -Defrost DüŞmeti Defrost d»ffioidi ımtıcıu "Kompresör Motoru «)Sxc»k Gaz De-froBt &i»t«n>i b JElektrikli Defro»t Si»temi Şekil. VI-52) Yarı otomatik defrost kumandaları UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 277 Tam otomatik defrost kumandaları defrost işlemini kendi kendine, elle müdahaleye gerek göstermeden yaparlar. Bu tür otomatik defrost sistemlerinde otomatikliğin sağlanması için özellikleri ile çalışma prensipleri aşağıda verilen zaman sayaçları kullanılır. Zaman sayacı ile defrost periyodunu ve sürecini tanzim eden bir uygulama, cebri hava sirkülasyonlu (erforslu) soğutma sistemlerinde elektrikle veya sıcak gazla defrost yapılmasında çok sık kullanılır. Zaman sayacı elektro-mekanik veya elektronik türden olabilir ve 24 saat veya 7 gün taksimatlı kadrana sahiptir. Elektro-mekanik zaman sayaçlarında küçük bir elektrik motoru ile dişli redüktör harekete geçirilip kam mekanizması ile açılıp kapanan bir seri kontakt defrost işleminin yapılmasını sağlar. Elektronik zaman sayaçlarında aynı işlem katı-konum/solid state prensibiyle sağlanır. Şekil: VI-53'de zaman sayacı ve evaporatör termostatı örnekleri ile evaporatör termostatının yerleştirilişi gösterilmektedir. I i '' /' )Defro«t Z»*>«n Sayaçları Örnekle** b)Defroat Termostatı VB Yerleştirilme şekli Şekil. VI-53) Defrost Zaman Sayaçları ve Defrost Termostatı İyi bir evaporatör defrostu sağlanabilmesi her uygulamanın gereksinimine uygun bir defrost kontrolü yapılması ile mümkün olacaktır. Bu nedenle, defrost zaman sayacının uygulama ihtiyacına göre seçilmesi ve bağlantılarının da iyi bir defrost sağlayacak tarzda yapılması çok önemlidir. Çoğu uygulamalarda zaman sayacı belirli zaman aralıklarında (örneğin günde bir defa, iki defa, vs) defrost işlemini başlatır ve belirli bir süre devam ettirip tekrar normal soğutma çevrimine döndürür. Bazı uygulamalarda ise zaman sayacı, kompresör motoru ile birlikte çalışıp belirli bir çalışma sürecinin tamamlanmasında defrost işlemini başlatır. Şekil : VI-54'de zaman sayaçlı defrost sisteminin elektrik direnç ısıtıcılı bir uygulaması gösterilmektedir. Burada, zaman sayacı önce kompresörü ve evaporatör fanlarını durdurur, elektrik ısıtıcıları devreye sokar, yeterli bir süre (15-20 dakika) devrede kalan ısıtıcılar evaporatörde biriken karı eritir. Bu süre dolunca zaman sayacı ısıtıcıları devreden çıkarıp kompresörü çalıştırmaya başlar. Kompresör yeterli bir süre (4-5 dakika) çalışıp evaporatör yüzey sıcaklığını düşürdükten sonra evaporatör fanları, zaman sayacı kumandasıyla çalışmaya başlatılır. 278 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ ır ı '" r EvaporatSr defroat TermoatatıfBak: Şekil VI-53/b) —ı Evaporatör tıvıııte dranaj boruıu ıutıcıları (3) Evaporatörün alışması î)B«rfroa \(Gecik»ıali) başlang cı \ -WW**AMıWfr~ A? i Ev/jDoratHr defroat laıtıcıaı Zaman aaaıi m o t o r u -—-•""• V_/ Kompreıör Motoru SoğutMa Termoata aj.tıcılarjn durduruluaaı kompieiörûn çalı?tırılma»ı Şekil. VI-54) Zaman sayaçlı-elektrik direnç ısıtıcılı otomatik defrost sistemi Zaman saatli defrost kumandasının sıcak gazlı defrost sistemine uygulanışında basit fakat önemli bir farka dikkat etmek gerekir. Bu da, sıcak gaz ile defrost sisteminde defrost periyodu süresince soğutma kompresörünün durmak yerine aksine devamlı çalışmasının ve evaporatore sıcak soğutkan gaz vermesinin gerekmesıdır Zaman saatinin kontaktlan bunu sağlayacak tarzda bağlanmalı, ayrıca dıger kumanda işlemleri düzgün ve ahenkli bir sıra takip etmelidir. Şekil : VI-55de çift borulu sıcak gazlı defrost sisteminin soğutma komponentleri ile defrost kumanda şemasına örnek verilmektedir. Burada defrost işlemi şu sırayı takıp etmektedir. a) Zaman saati önce defrost solenoid valfini açarak resiverden kompresörün emiş borusuna soğutkan bırakır. b) Bir emiş düzenleme valfi, kompresöre giren soğutkanın basıncını düşürerek ayarc) d) e) f) lar. 3-Yollu bir solenoid valf kompresörün bastığı soğutkanı evaporatore yöneltip sıcak gazla eritme işlemini başlatır. Evaporatörde yoğuşan soğutkan, Ekspansiyon valfini by-pass ederek resivere geri döner. Kondenser ile resiver arasındaki çek valf, resiverden kondensere soğutkan gitmesini önler. Kondenser girişindeki basınç düzenleme valfi sıcak gaz basıncının ve dolayısıyla sıcaklığının istenen seviyelerde muhafaza edilmesini sağlar. g) Resiver içine yerleştirilmiş yeterli kapasitede bir elektrikli ısıtıcı sıvı soğutkanın buharlaştırılmasını sağlar. UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 279 h) Normal tür bir termostat evaporatör sıcaklığını izleyerek defrost işleminin sona erdirilmesini sağlar. i) Evaporatör tavası elektrikli ısıtıcısı eriyen karın drenaja gitmesini ve tekrar donmamasını sağlar. Dafroatu aşna » d i n i Tanısatatı Yükaek baaınç davraya giaata Savı. Sola.V. Alçak baaınç Yükaak baaznç \ k Kondanaı fmn f Kamp t. aalteri Dafcoajtu aorta tara. roat BelanVaidi olanaid Raaivar •mi ya t (Raaivar ıaxtxcıaı Iaıtıcı Nats Ok ySnlari dafroat aıraaındaki akı«x gBataraıaktadir. Şekil. VI-55) İki borulu-sıcak gaz defrost sistemi Zaman sayaçlarının defrost maksadıyla kullanıldığı diğer uygulamalar da bunlara yakın benzerliktedir. Sıcak antifrizli (non freezing solution) sistemde, evaporatör boruları çift cidarlıdır ve soğutkan normal bir dolaşım devresi oluştururken bunun içinden geçen sıcak antifiriz solüsyon, defrost zaman sayacının kumandasıyla ve belirli periyodlarda harekete geçerek kar eritme işlemini sağlar. Sıcak antifriz, bir tank içinde hem ısıtılır hem depolanır. Zaman sayacı, sıcak antifrizi harekete geçiren küçük bir sirkülatörü çalıştırıp aynı zamanda solenoid valf i açar, evaporatör fan'ını, kompresörü ve kondenser fan'ını durdurur. Sıcak solüsyon, gerekiyorsa evaporatör tavasını ve drenaj borusunu da ısıtacak tarzda dolaştırılır. Su ile püskürtmeli'kar eritme sisteminde de gene zaman sayacı, su akışına yol veren bir solenoidi açıp evaporatör ve kondenser fanlarını ve kompresörü durdurur. Su sıcaklığı, evaporatör kar'ını eritmeye elverişli bir seviyede olmalıdır. Zaman sayacı, eritme işlemi sona erip su kapatıldıktan yeterli bir süre sonra soğutma sistemine yol vermeli ve suyun iyice süzülüp drenaj borusuna ulaşmasına imkan vermelidir. Bazı özel uygulamalarda ise su yerine salamura kullanıldığı da varittir. Sıcak hava ile kar eritilmesi, bilhassa büyük ve radyal fanlı evaporatörlerde başarıyla uygulanmaktadır. Uygun şekilde tertiplenebilecek 280 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ f-U W' t , V '" r bir kanal sistemi ve hava damperlerine zaman sayacı ile kumanda etmek suretiyle evaporatöre sıcak hava verilip buradan dışarıya atılır. Defrost süresince evaporatör fanları çalışmaya devam eder, fakat kompresör durdurulur. Eritme işlemi bitince, damperler normal oda havası sirkülasyonu sağlayacak şekilde, zaman sayacı tarafından konumlandırılır. Bazı uygulamalarda, defrost süresinin sabit ve belirli bir değerde tutulması yerine, defrost zaman sayacının tekrar normal konum kumandası vermesi için evaporatör sıcaklığının veya kompresör emiş basıncının etkisinden yararlanılır. Bunu sağlamak üzere, defrost zaman sayacında bir sıcaklık veya basınç duyargası bulunması gerekir. Bu duyarga evaporatörün sıcaklığı 0°C'ın üzerine çıktığında (sıcaklık duyargalı tip) veya basıncı 0°C'ye karşıt olan basınç seviyesine çıktığında (basınç duyargalı tip) zaman sayacının normal çalışma kumandası vermesini sağlar. Bu tür defrost zaman sayaçlarının uygulanmasında dikkat edilmesi gereken husus; sıcaklık duyargalı tipde duyarganın, evaporatör sıcaklığının gerçek defrost durumunu belirleyecek bir tarzda alınmasını sağlaması, basınç duyargalı tipin ise yalnız elektrik ısıtıcılı ve sıcak havalı defrost sistemleriyle uygulanması gerektiğidir. Şekil: VI-56'da basınç duyargalı tip zaman sayacının kumanda devresi şematik olarak verilmektedir. R S T TıiMitıt.prinıtit, vo. Zoaan a ay acı. •viç kont, îf*lf»±« TIMIZ »otoru (M-_ „ Kompra.ör tm Motoru { Baaınç duyargaaı ^j. b M ^ t «.f>«al Şekil. VI-56) Zaman sayacı-basınç duyargalı Bazı ticari uygulamalarda çok sayıda zaman sayacına ve bunların birbirine bağlı olarak çalışmasına gerek olmaktadır. Örneğin belirli aralıklarda defrost edilmesi gereken çok sayıda evaporatörlü bir soğuk hava deposunda böyle bir uygulamaya rastlanabilir. Bundan maksat, tüm evaporatörlerin aynı anda veya birbirine yakın zamanlarda defrosta geçip depo iç sıcaklığının istenmeyecek seviyelere ulaşmasını önlemektir. Bu gibi uygulamalar için birkaç zaman sayacını ve motor şalterlerini içerisinde toplayan bir elektrik kumanda tablosu yapılması montaj sırasında ve işletmede büyük kolaylık sağlar. Son yıllarda, katı konum/solid state tekniğinin de ilerlemesi sonucu, defrost sayaçları, sadece kar eritme gerekli olduğu zaman defrost işlemini yaparak ne gereksiz yere fazla sayıda eritme ne de gereğinden az eritme işlemi yapılmasını önlemektedir. UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 281 r /• Burada, bir termistör grubu evaporatörün giriş sıcaklığını ve sıcaklık farkını izlemekte ve bu fark belirli bir seviyeyi aştığında elektronik defrost sayacı, eritme işlemini başlatmaktadır. Diğer bir termostat, evaporatör sıcaklığı belirli bir seviyeye ulaştığında (örneğin 4-5°C) defrost işlemini sona erdirerek soğutma sisteminin normal çalışma rejimine girmesini sağlamaktadır. Ters çevrim veya ısı pompası/heat pump çevrimi diye tanınan uygulama da kar eritme maksadıyla sık sık kullanılmaktadır (Bak. Şekil: II-8). Evaporatör şekline dönüşen kondenser, eritme için gerekli ısıyı dış havadan almak suretiyle bunu kompresörde yüksek sıcaklığa getirir ve sistemin gerçek evaporatörüne (geçici olarak kondenser haline gelmiştir) verir, böylece evaporatördeki karı eritir. Unutulmamalıdır ki, ısı pompası defrost maksadıyla uygulandığında defrost sırasında sistemin kondenser fanı (veya su sirkülasyonu) çalışmaya devam ettirilmeli ve fakat defrostu yapılan evaporatörün fanı durdurulmalıdır. Soğutma sisteminin normal çalışma rejiminden ters çevrime döndürülerek defrost işlemine başlatılması ve bu işlemin süresinin tayini yukarıda izah edilen defrost zaman sayaçları ile yapılabileceği gibi elle veya evaporatörün karlanma durumunu izleyen elemanlarla sağlanabilir. Şekil: VI-57 ve 58'de ısı pompasının defrost uygulamasındaki kontrol diyagramı ile şeması verilmekte ve iki önemli elemanı gösterilmektedir. i: 9- H • ' / ' I Fan gtciktirü» aviçi ''• / • Yön gft •olanoid valfi ı ' / • Kond»na«x(H«va •ogutmalı) Alçak bas» 9*2 tfflkatk ?•*• •ınçlı gu Sıvı Şekil. VI-57) Isı pompası ile Defrost uygulaması (Defrost esnasındaki durum) ve Defrost Zaman Sayacı ile ters çevirme valfi örnekleri 282 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ :İ m C 3 r O T»r»*«t«t 'va •mniyat oto»»tiklari —, Kompreeör Motoru tan d«gi»tim» Solmoiti V.lfi gscikaa röi««i k on . b a •. m uh . V B Evaporatör Fan Matoru Fan Motoru Şekil. VI-58) Isı pompası ile Defrost uygulamasının Elektrik Kumanda DiyagramıZaman Sayaçlı Kumanda (Defrost anındaki durum) Bazı ticari tip soğutucularda, evaporatör defrostu maksadıyla, evaporatörde biriken karlanmayı izleyerek defrost işlemini harekete geçiren kontrol elemanları (Ice Bank Controls) kullanılır. Bu kontrol elemanlarının çalışma prensibi, buz ile suyun elektriksel geçirgenliğinin farklılığına dayanır. Buz tabakası kalınlaştıkça elektrik akışına karşı direnç artar ve bunu izleyen duyarga defrost sistemini harekete geçirir. Sistem elektroniktir ve katı konum prensibiyle çalışır. Buz kalınlığını izleyen duyargaya uygulanan gerilim alçak voltajlı, dalgalı akımdır (Şekil : VI-59). i-KoıpreiSr şalterine Dafrott kumandı devrelini Evaporatihc i—boruları ç j duyargası bağl.uçları Şekil. VI-59) Buz tabakası kalınlığının kontrolü ile Defrost Sistemi Uygulamanın türüne göre, defrost süresi uzunluğunun ve defrost yapımının sıklık periyodunun değişeceği şüphesizdir. Ayrıca, emiş basıncının kontrolü suretiyle harekete geçirilen sistemlerde de akışkanın ve uygulamanın türüne göre basınç ayarı değerleri farklı olacaktır. Aşağıda Tablo: VI-5'de değişik tür ticari uygulamalar için tavUYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 283 % siye edilen defrost süreleriyle yapımının sıklık periyotları verilmektedir. Ayrıca R-12 soğutucu akışkanlı sistemler için kompresör kontrol elemanlarının emiş basıncı ayar değerleri gösterilmektedir. Tablo. VI-5) Defrost Süreleri ve Defrost Periyotları Defrost Kontrohı Uygulama Türü Donmuş yiyecek muhafazavitrini Gündeki Periyodu İDefa Süresi Dakika 60 R12 için AlçakBas. veya Emiş Bas.Degeri (Öper. Pres.) 6" Hg Vakum ile 0 psig R12 için Tazyik Ot.ayan Kesme (cutout) 4-10" Hg. Vakum Kapama (cutin) İDefa 36 ... 4-10" Hg. Vakum 0-3 psig Vitrin Dolabı; Donmuş Yiyecek Muhafazası için İDefa 60 2" Hg Vakum ile 0 psig 5"Hg. Vakum 8 psig VitrinDolabı; Dondurma İçin İDefa 60 4-8" Hg Vakum 8"Hg. Vakum 4 psig VitrinDolabı; OrtaSıcaklıkta İDefa 60 20-22 psig 12-20 psig 20-25 psig 14-18 psig 9-15 psig 20-22 psig Std.60 19-20 psig 15-20 psig 26 psig 60 17-20 psig 12-20 psig 26 psig 19-25 psig 16-19 psig 36 psig 22-26 psig 16-22 psig ... 1 ile 2 Defa Standart 60dak. ' /' i Elekt.36 dak. Çok Raflı Süt Mamulleri ve Çeşitleri Muhafaza Dolabı 4 Defa Hareketli Konveyor Bantlı Vitrin Dolapları 2 Defa Elk.36 Kapalı Tip Et Muhafaza (Satış) Dolapları 2 ile 5°C Hava Sıcaklığı Hedef Alınmalıdır Her Tür Açık Vitrin ve BüyükDolaplar 3 ile 7°C Hava Sıcaklığı Hedef Alınmalıdır 3g) Zaman Geciktirme Röleleri (Time Delay Relays): Bilhassa ticari maksatlı ve 1/2 hp'den büyük güçteki soğutma sistemlerinde kompresör ile kondenser ve evaporatör fanlarının birbiriyle olan çalışma sürecini emniyetli sınırlar içinde tutmak maksadıyla zaman geciktirme röleleri kullanılır. Bunlar, yukarıda defrost kontrolunda kullanılan zaman sayaçlarına çok benzer, bazan da aynıdır. Zaman geciktirme rölesinin tipi ve kontakt durumu Uygulanacağı yere ve yapacağı göreve göre farklılık gösterir. En çok rastlanan uygulamalar aşağıda gösterilmektedir. 1) Soğutma Kompresörünün çok sık çalışıp durmasını önlemek üzere zaman geciktirme rölesi uygulaması: Soğutma sisteminde; Termostatın veya Alçak-Yüksek Basınç otomatiğinin devreye sokma/çıkarma (cut-in/cut-out) diferansının çok dar ayarlanmış olması, sulu kondenser/evaporatör devresindeki akış kontrol şalterinin (How Switch) su kesikliklerinden etkilenmesi, el ile sık sık sistemin devreye sokulup çıkarılması gibi nedenlerle soğutma kompresörü sık sık durup çalışacaktır. Bu ise, metnin 284 i 3-8 psig Dondurma Vitrini Açık Tip Et Vitrin Dolabı ve Çok Raflı Et Vitrin Dolabı . (En iyi Sonuç, Dolaba Giriş Hava Sıc. -5"C'de Alınmaktadır) ı i i UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ A- I pek çok yerinde izah edildiği gibi birçok sakıncalar doğurur ve önlenmesinde büyük yararlar vardır Bunu sağlamak üzere, basit 0-60 saniye ayar skalah bir zaman rölesinin kompresör şalteriyle Şekil: VI-60'da gösterildiği şekilde bağlanması gerekir. Kumanda dtvraai •igortaaı İTipik fair za»«n g«ci< tixsw rölaai SrneŞi ^Sıvı h a t t ı Solanoid V, Zaman' rBİMİ Kompre«ör DiŞer •ofutpp otow«tiklari Motoru NK- Normalde kapalı yardımcı kontakt. NA- Normal d» «çık yardımcı, kontakt. Şekil. VI-60) Zaman geciktirme rölesi ile kompresörün sık sık çalışıp durmasının önlenmesi Burada başlatma anahtarının devreyi kapatmasıyla, soğutma termostatı solenoid valfi açarak sıvı soğutkana yol verir. Böylece evaporatörden geçen soğutucu akışkan, emiş devresindeki basıncı yükselterek alçak basınç otomatiğinin kontrol devresini bağlamasmı sağlar. Kompresör şalterinin Normal Kapalı (N.K. kontağından geçen akım zaman rölesini çalıştırır ve ayarlanan zaman süresince başka bir kumanda yaptırmaz Zaman rölesi, ayarlandığı zaman süresi dolduğunda kendi kontaktlar.nl harekete geçirerek kumanda akımının, önce kompresör şalterinin termiğinden geçmes.ni ve sonra şalter bobinini çektirmesini sağlar Aynı anda aydan komV™™f™k nin Normal kapalı kontağı zaman rölesini b.rakt.nr ve fakat kapanan Normal Açık (N A ) kontağından geçen kumanda devresi kendi üzerinden geçmek suretiyle şalei kapalı vaziyette tutmaya devam eder. Böylece, zaman rölesi bobin, surekh devrede kalmamış olur ki bu, zaman rölesinin ömrünün uzun olmasında çok etkin olmaktadır Herhangi bir sebeple kumanda devresi açtığında kompresör şalter, de açarak dunîr ve kumanda devresi hemen kapansa dahi ancak zaman rölesınm ayarlanan geciktirme süresi kadar bekledikten sonra sistem tekrar çalışmaya başlar. 2) Kondenser fan, geciktirme rölesi: Hava ile soğutmalı kondenserlerin ayrı bir motor ile tahrik edildiği uygulamalarda, bilhassa soğuk havalarda duşmuş olan konSenser yüzey sıcaklığının, yoğuşma sıcaklığın, ve dolayısıyla basman, aşır. derecede düşürmesini önlemek üzere kondenser fanı, ^ P r e ^ . Ç ^ g ^ ^ S S 5-10 saniye sonra çahşmaya başlatılır. Bunun 1Çın yukarıda (1) dekine benzer fakat kondenser fanı devresine bağlanmış olan bir zaman geciktirme rölesi kullanılır. 3) Evaporatör fan, geciktirme rölesi: Yukarıda, defrost sistemlerinde, evaporatör fanının defrost işlemi sona erdikten ve kompresör çalışmaya başladıktandır sure sonra başlatılmasının faydaları belirtilmiş ve bunun, defrost zaman sayacı ile yapılUYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 285 \ • / ' ' ma şekli gösterilmişti. Defrost tertibatı olmayan evaporatörlerde de (Bilhassa klima uygulamalarında) evaporatör fanının gecikmeyle çalışmaya başlatılması bazan faydalı olabilir. Soğutucu serpantinin yüzey sıcaklığının düşürüldükten sonra hava akımının başlatılması hem soğutulan hacme soğutulmamış hava verilmesini önler hem de kompresör emiş gazı sıcaklığının aşırı derecede yükselerek kompresör motorunun aşırı yüklenmesini önlemiş olur ki bu ikinci husus bilhassa hermetik ve yarı hermetik motor kompresörler için oldukça önemlidir. Bu maksatla, aynen yukarıda (2)'de izah edildiği şekilde bir zaman geciktirme rölesi konulması yeterli olacaktır. 3h) Kondenser Yoğuşum Basıncının Muhafazası: Bilhassa soğuk havalarda da çalıştırılması gereken, havayla soğutmalı kondenseri havi soğutma sistemlerinde, kondensere basılan soğutucu akışkanın yoğuşum sıcaklığı ve dolayısıyla yoğuşum basıncı aşırı derecede düşecektir. Ekspansiyon valfinin beklenen kapasitesini verebilmesi ise ancak valfin giriş-çıkış basınçları farkının belirli bir seviyenin üzerinde tutulmasıyla mümkündür. Aksi halele, evaporatöre yeterli soğutucu akışkan beslenemeyecek ve emiş basınçları düşerek bir çok sorunlar ortaya çıkaracaktır. Bu nedenle, metnin birçok yerinde değinilen "Yoğuşum Basıncının Muhafazası" önlemleri alınmak gerekir. Su ile soğutmalı kondenserli soğutma sistemlerinde, su sıcaklıklarının çok düşük olması hallerinde de aynı durum meydana gelebilir ki buna karşı kondenser suyu debisini kısmak suretiyle önlem alınabilir. Havayla soğutmalı tür kondenserlerde, gaz tarafında, kondenser çıkış basıncı valfleriyle yoğuşum basıncının muhafazası şekli evvelce Bölüm: V, Parag. IU'de gösterilmişti (Bak. Şekil: V-98). Buna ilaveten, elektrik kumandalı olarak yoğuşum basıncının muhafazasını sağlayan önlemlerden sık rastlananlar aşağıda sıralanmaktadır. 1) Kondenser Fanı kumandası ile Yoğuşma Basıncının Kontrol ve Muhafazası: Kompresör gaz çıkış borusuna konulacak bir basınç otomatiği kumandasıyla veya kondenser hava çıkışı sıcaklığını izleyen bir termostat kumandasıyla kondenser fan motoru durdurulup çalıştırılarak yoğuşma basıncının muhafazası ve soğuk havalarda aşırı derecede düşmesi önlenir. "' / ı <r --fan Kompreıör «•İteri ,-Katı konum-Solid / «t«tt prencibe göre ' «alısanOranaalS,_ Elektronik fan ^*hıt kontrolü i Çıkış gaı haa, praaoatatı veya hava çıkıa t«r«oıtatı kondanaar Motoru Sıcaklık duyatgaaı Şekil. VI-61) Kondenser Fan Motoru kumandasıyla yoğuşma basıncının kontrolü 286 i UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ ir /' Daha düzgün ve az salınım yapan bir yoğuşma sıcaklık/basınç kontrolü sağlayabilmek maksadıyla kondenser fan motorunun sürekli devir değişim mekanizmasıyla teçhiz edilerek hava debisinin azaltılıp çoğaltılması şekli uygulanır. Bu uygulamada kondenser çıkış havası sıcaklığı veya kompresör çıkış basıncı oransal bir kontrol elemanı ile izlenebileceği gibi son yıllarda katı konum esasına dayalı elektronik elemanlar da kullanılmaktadır. Soğutma kulelerinde de kule fan motoruna yukarıdakine benzer bir kumanda ile kontrol uygulanır ve sulu kondenserli sistemlerde, su sıcaklığı belirli seviyede tutulmak suretiyle yoğuşum sıcaklık ve basınçları kontrol ve muhafaza edilir. 2) Kondenser hava akışına kumanda edilerek yoğuşma basınç veya sıcaklığının kontrolü da mümkündür. Bu maksatla kondenserin alın kısmına bir hava damperi konulup bu dampere, kompresör çıkış basıncı ile direkt olarak ya da araya bir basınç veya sıcaklık kontrol elemanı koymak suretiyle kumanda edilir. ,Damper acrvomotpru 220/24 Volt trafo Damper, Hava ,^akıaı Sıcaklık duyargası (Konderncr hava akına içine yerleştirilecektir) Kondenaer' Not ı Kompresör ve kondemer yerleşimi yandaki gibi •)Çıkıg b«tıncının direkt etkisiyle yoSuaıjıa b'aaincının k o n t r o l ü b) Çıkıa baaıncı Veya kondenaer çıkış hava alçaklığının izlenmesi «uretiyle kontrol Şekil. VI-62) Kondenser hava akışına kumanda suretiyle yoğuşma basıncının kontrolü 3) Kondenser yoğuşma basıncının bir başka tür kontrolü, soğutucu akışkan toplanma deposu (Resiver) üzerine veya içine elektrikli ısıtıcı yerleştirmek suretiyle sağlanabilir. Elektrikli ısıtıcının kontrolü, kompresör çıkış basıncını izleyen bir presostat ile yapılır. Soğuk ortamda, kompresörün ilk kalkışında soğutucu akışkanın yürümesi zorlaşacağından, her ne kadar yukarıda sıralanan önlemler alınsa bile bir süre kompresör emiş tarafı doyumsuz kalır ve emiş basıncı düşerek alçak basınç otomatiğinin etkisiyle kompresör fasılalı olarak bir süre durup çalışır. Yoğuşma sıcaklık ve basıncı, yukarıda sıralanan önlemler alınmışsa, kısa bir süre sonra normal seviyeye gelir. Bu düğümlenmeyi atlatabilmek için, alçak basınç otomatiğinin bir süre devre dışı bırakılması ve sonra tekrar devreye sokulması yeterli olacaktır. Bu maksatla, soğutma kumanda devresindeki alçak basınç otomatiğini şöntleyen bir zaman rölesi ilave edilir ve soğutma sistemi çalışmaya başladığında alçak basınç otomatiğini bir süre (10-30 saniye) etkisiz bırakıp sonra tekrar devreye sokar. UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 287 i 3i) Elektrik Kumandalı Kapasite Kontrol Mekanizmaları: En basit kapasite kontrol şekli, kompresörü durdurup çalıştırmak şeklinde olacağı açıktır. Ancak, büyük kapasiteli soğutma sistemlerinde bu yeterli olmayabilir ve sıcaklıklarla gaz basınçlarının aşırı salınımlar yapmasına ve aşırı kompresyon enerjisi sarfedilmesine neden olabilir. Basit ve geçerli bir kapasite kontrol şekli evaporatörün giriş veya çıkış tarafına sıcak gaz by-pass'ı suretiyle yapılabilir (Bak. Bölüm - V, Parag. 5G-I, Şekil: V 93, 94, 95). Sıcak gaz by-pass solenoidine alçak basınç presostatından veya oda sıcaklık termostatının birinci kademesinden kumanda edilir. Bu şekilde kapasite kontrolünün elektrik kumanda diyagramı aşağıda Şekil: VI-63'de verilmektedir. R 1 Sigortalar SogutMa ot*MBtiklarİ Kompr.motor/ * Eni I ,B«*ınç ^Szcak g«z Pfaaoatatı hy-paa» Solanoidi KoaprasBr Motoru a) Evaporatör emişine Sıcak gaz by-pass Kp)ı»px.«ot. b) Evaporatör çıkışına by-pass Şekil. VI-63) Sıcak gaz by-pass sisteminin elektrik kumandası Her iki tertip şeklinde de, kompresörün emişine konulan bir basınç otomatiği/presostat'ı basınç belirli bir seviyenin altına düştüğünde devreyi kapatarak sıcak gaz solenoid valf inin açmasını ve evaporatörün emiş veya çıkış tarafına sıcak gaz verilerek emiş basınçlarının normal seviyede tutulmasını aynca, bu uygulamanın esas gayesi olan sistem kapasitesinin düşürülmesini sağlamış olur. Evaporatör çıkışına sıcak gaz verilmesi halinde, kompresöre aşın sıcaklıkta emiş gazı gelmesini ve motorun aşırı yüklenmesini önlemek üzere emiş hattına sıvı soğutkan (liquid injection) püskürtülür ki bu maksatla bir solenoid valf ile sıvı soğutkan enjeksiyon valfi ilave edilir (Bak. Şekil: V-95). Bilhassa büyük kapasiteli ve çok sayıda silindire sahip soğutma kompresörlerinin kısmi yüklerle çalışması esnasında normal gaz basınçlarının muhafaza edilebilmesi maksadıyla kompresör silindirlerinin bir kısmı gaz sıkıştırma işlemine iştirak ettirilmemek suretiyle kapasitesi düşünülür. Bunun sağlanması, basınçlı hava-pnömatik kumandası ile (genellikle santrifüj kompresörlerde emiş vortex kanatlarının kumandası için) yapılabildiği gibi basınç yağlamalı kompresörlerde, yağlama sisteminin basıncından yararlanılarak hidrolik prensibe dayalı olarak da yapılabilmektedir. Hidrolik sistemde basınçlı yağın kapasite kontrol sistemine verilmesi veya kesilmesi için elektrikle kumanda edilen bir solenoid valf bulunur. Solenoid valfe kumanda eden elektrik kumanda sinyali basınç otomatiği ile veya termostat kontrolü ile sağlanabilir. Basınçlı yağ ile kumanda yerine sistemin gaz basıncı da kapasite kontrol mekanizmasını herekete geçirmek maksadıyla kullanılabilir. Burada gene hidrolik kapasite kontrol sisteminde olduğu gibi elektrikle kumanda edilen bir solenoid valf bulunur ve sistemin yüksek basınç 288 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ < l i /' i #' /' i '• f tarafındaki gaz ile kapasite kontrol mekanizması harekete geçirilir. Solenoid valfler kompresöre dıştan takılabileceği gibi kompresörün dizaynı sırasında integral bir eleman olarak da tertiplenebilmektedir (Bak. Bölüm-V/ Şekil: V - 11, 12, 13). Kompresör silindir sayısına göre kapasite kontrol kademeleri, 1, 2, 3, ve daha fazla sayıda olabilmekte ve buna bağlı olarak da soğutma sisteminin toplam kapasitesinin %16'sı (6 silindirden birisi aktif) ile %75'i (4 silindirden üçü veya sekiz silindirden 6'sı aktif) sağlanabilmektedir. Kompresörün bu şekildeki kademe sayısına bağlı olarak yük durumuna göre kapasite kontrol mekanizmalarını sırayla devreye sokup çıkarmak üzere emiş basıncı veya oda sıcaklığından kumandalı bir kontrol elemanı kullanılacaktır. Aşağıdaki Şekil: VI-64'de tek kademeli, %50 kapasite düşümü sağlayan bir soğutma kompresörünün elektrik devresi gösterilmiş olup daha fazla sayıda kademeyi havi kompresörlerde de buna benzer bir kumanda şekli olacak fakat kontrol elemanı, kademe sayısına uygun sayıda kumanda kontaktlannı havi olacaktır. Şekil: VI-64'de ayrıca, solenoid valfin kapasite kontrolü sırasında yaptığı işlemlerin değişik kapasite kontrol türlerindeki durumuna örnekler verilmektedir. Gösterilen örnekler bir silindir için verilmiş olup aynı tertip şekli, kapasite kontrolü yaptırılan bütün silindirlerde bulunacaktır. Solanoid çakili vaziystt* —•*, R S T Sigortalar —_ Kompr. Motoru Nefeslik tifli vaya t«i»oatat'ın bi- KonpntCr kapasite kontrol solrnoidi Sol«noid bırakmış vaziyatt Solanoid Kapalı ...--SöiBnoid bırakmıe vaziyette lı Sızdırma deliği -Emi» tarafına Açık I 1 Bvpt Saz amiai (Yüksüz çalığı») •)KomprssörUn Saaınçlı Yafllama Siatanindan Ysrarlsnılarsk Hidrolik Kapaaita Kontrolü Kompresörün <-. <İKondBns •ilindirindan Emi» mevcut (Yükts çılifn b)Korapreaörün Baz amifini kontrol etnak süratiyle kapaaita kontrolü O i r vaya birkaç «İlindirB uygulanabilir) YÜKTEKİ DtiHUH e)Komprasördan 9*z çıkışının kontrolü »uretiyle kapaaita kontrolü Şekil. VI-64) Elektrikle kumandalı kapasite kontrollün 3j) Soğutma Kulesi Suyunun Tazelenmesi: Soğuttuğu suyun bir kısmını buharlaştırmak suretiyle soğutma işlemini yapan soğutma kulelerinde buharlaşan su, içindeki sertlik yapıcı kimyasal maddeleri ve pislikleri geride-sistemde bırakır. Buharlaşan suyun yerine şebeke suyu ilave edilmekle beraber kalan kimyasal maddeler ve pislikler UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 289 gittikçe yoğunlaşarak soğutma sistemine gittikçe artan ölçüde zarar verir. Soğutma kulelerine verilen suyun değişik yöntemlerle terbiye edilmiş olmasının bu durumu yavaşlatıcı etkisi olmakla beraber ortadan kaldırıcı bir etkisi yoktur. Bu durumun önlenmesi, soğutma kulesi havuzundan bir miktar suyun sızdırılması suretiyle sağlanabilir. Kule havuzu boşaltma vanasının hafif arahk-sızdırır vaziyette bırakılması bunu sağlayabilir. Ancak, bu durumda kule çalışmadığı saatlerde de su sızması devam ederek gereksiz israfa yol açacaktır. Bunun yerine, kule boşaltmasına paralel bir sızdırma valfi konulup buna, bir zaman sayacı ile veyahutta kule havuzundaki suyun iyon konsantrasyonunu ölçme prensibine göre çalışan bir duyargaAontrol elemanı ile kumanda edilmek suretiyle kule suyu tazelenmesi sağlanabilir. Bu sistemin elektrik kontrol devresi aynen bir termostat veya presostatın (iki konumlu veya oransal olabilir) bir otomatik vanayı kontrol etmesindeki gibi olup bu bölümün pek çok yerinde gösterilmiştir. 3k) Sistem Münferit Elemanlarının Tümüyle Çalışma Bağlantıları ve Kilitle- meler: Bir soğutma sisteminde çalıştırma ve emniyet otomatiklerinin doğru ve yerinde kullanılmış olmalarının yanında bilhassa büyük soğutma sistemlerinde bulunan çok sayıdaki motorların da (Fan, pompa, kule, vs) birbiriyle ahenkli ve birbirine bağlı şekilde çalışmalan gerekir. Örneğin sulu kondenserli bir soğutma grubunu haiz soğutma uygulamasında, su sirkülasyon pompası ile soğutma kompresörü devresi kilitlenerek pompa çalışmadan soğutma kompresörünün çalışmaması sağlanabilir. Ayrıca, evaporatör fanlarının çalışması ile gene kompresörün çalışması kilitlenebilir. Ancak, yukarıda izah edilen ve defrost işleminden sonra evaporatör fanının çalışmaya başlamasını bir süre geciktiren zaman rölesi kullanılmışsa bu kilitleme şekli uygun olmayacak veya kumanda devresinde bazı değişikliklerle evaporatör fanının, zaman geciktirme işlemi sırasında kompresörler kilitlemesi devre dışında bırakılacaktır. Şekil: VI66'da trifaze motorlarla mücehhez bir soğutma sisteminde sık sık uygulanan kilitleme tertibatlarından birkaçını içeren bir elektrik devresi örnek olarak verilmektedir. Son yıllarda, belirli bir uygulamanın amaçları yönünde hazırlanmış olan ve çalıştırma işlemlerine ilaveten birçok kilitleme işlemlerini de bünyesinde toplamış olan, "BaskıKatı Konum" devreli elektronik kumanda modülleri geliştirilmiştir ve bunlar uygulamada geniş ölçüde kullanılmaya başlanmıştır. Bazan da modüler devreler birlikte kul- '- r i: yük l D«,« «»eklik daBİtimi kmupanaa » B I C It " /' Dranaj boruı ı s ı t xtızxmı GSvda Bur yapıcı Dafro»* Topraklama 2İ0V/S0 H«. Topraklı. Priz Şekil. VI-65) Donmuş muhafaza kompartmanlı sıcak gaz defrost tertibatlı bir soğutucunun elektrik diyagramı 290 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ i lanılarak çok geniş kapsamlı ve karmaşık kumanda devreleri oluşturulabilmektedir. Şekil: VI-65'de ticari tip bir soğutucunun komple elektrik diyagramı şematik olarak verilmiş olup burada basit ve tek fazlı bir soğutma sistemi uygulamasının elektrik devresi görülmektedir. Topraklı prize elektrik, binanın sigortasından sonraki dağıtım linyelerinden alınmıştır. Soğutma kompresörü, termostat kumandası ile durup çalışacaktır. Defrost, sıcak gaz ile yapıldığından, defrost sırasında kompresör çalışmaya devam edebilecek (Termostatın defrost sırasında durdurması mümkün fakat iç sıcaklık yükselmiş olacağından çok az olasıdır), evaporatör fanı ise (motorlu ise) defrost zaman sayacı etkisiyle durdurulmuş olacaktır. Ayrıca, defrostu sağlayan sıcak gazın evaporatöre yöneltilmesini sağlayan defrost solenoidi açtırılacaktır. Eritilen kar'ın tekrar donarak drenaj borusunu tıkamasını önlemek üzere dren borusu ısıtıcısı defrost süresince ve daha sonra da bir süre devrede tutulacaktır. Otomatik şekilde buz yapmak üzere buz yapıcı kontrol devresi belirli periyotlarla buz kaplarına, su solenoidini açarak su verecek, donmayı takiben buz gevşetici (ısıtıcı) tertibatını çalıştırıp buzları buz kabına boşaltacaktır. Soğutucu kapısı açıldıkça, kapı sviçi devreyi kapayıp dolabın içini aydınlatacak olan lambayı yakacaktır. Dolap kapısının, donma sıcaklıklarında oda nemiyle donarak yapışmasını ve açılmasının zorlaşmasını önlemek üzere küçük watajlı bir kapı lastiği ısıtıcısı sürekli olarak devrede tutulacaktır. Motorların ve diğer elektrik direnç elemanlarının tehlike yaratmasını önlemek üzere topraklama irtibatları yapılıp topraklı prizin toprak ucuna bağlanmıştır. Termostatın ayar noktasını aşağı veya yukarı seviyelere kaydırmak ve muhit sıcaklığında etkilendirmek üzere bir kumanda elemanı termostat devresine ilave edilmiştir. Şekil: VI-66'da ise trifaze motorlarla teçhiz edilmiş daha geniş ve büyük kapasiteli bir soğutma sisteminin elektrik kuvvet ve kumanda devresi şfematik olarak verilmektedir. Daha çok klima uygulamalarında karşılaşılan bu örnekte, klima cihazının vantilatör motoru ile kompresör motorunun direkt/üçgen şekilde kalktığı (5 HP'den küçük olduğu) varsayılmıştır. Sistemin tüm motorları, vantilatör motoru şalteri ile kilitlenmiş yani vantilatör çalışmadığı sürece soğutma kompresörünün, soğutma kulesinin ve kondenser pompasının çalışması engellenmiştir. Elektrik şebekesinin koruması amacıyla ana girişe, yeterli amperaj değerini havi bir grup sigorta konulmuş ve gerektiğinde soğutma sisteminin tüm elektriğini kesmek üzere bir servis şalteri ilave edilmiştir. Her üç faza da elektrik geldiğini izlemek üzere birer işaret lambası konulmuştur. Bu şema üzerinde gösterilmemiş olmakla beraber bilhassa büyük takatli ve çok sayıda elektrik motoru ile diğer elektriksel elemanların bulunduğu bir sistemin kuvvet ve kumanda panosuna, girişteki fazlar arası ve faz-nötr voltajı gösteren bir voltmetre ile voltmetre komütatör anahtarı ve her fazdan çekilen akımları ayrı ayrı gösteren birer ampermetre konulması uygun olmaktadır. Çok büyük akım değerlerinin söz konusu olduğu uygulamalarda, ampermetrelere birer akım redüktör trafosundan devre verilmesi küçük akım değerli ampermetrelerin kullanılmasını mümkün hale getirmektedir. Bazı büyük elektrik kuvvet dağıtımı panolarında frekansı ve güç faktörünü gösteren ölçü elemanları da bulunmaktadır. Büyük ve geniş kapsamlı elektrik kuvvet ve kumanda tablolarının şemalarının tertiplenmesinde, Şekil: VI-66'da gösterilenden farklı olarak, çoğunlukla kuvvet ve kumanda hatları ayrı şemalar üzerinde gösterilmektedir. Bu şemaların üzerinde, her UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 291 (O fO .a—-, m AR âl» Ç a c > > en O o c H m Q< ANA GİRİŞ 3BÖ/3/5Ö Ht. Matoru Su Pampmmx Motoru il. VI-66) Trifaze Elektrik Motorlarıyla donatılmış bir soğutma sisteminin elektrik devresine örnek VmntiİMtBrO Hntatu münferit eleman ayrı bir referans numarası ile belirlenerek devrelerin takibi kolaylaştırılmaktadır. Vantilatörü çalıştırmak üzere başlatma anahtarı kapatıldığında vantilatörün şalteri, termik röle devreyi kesmiyorsa, kapatarak vantilatörü çalıştırır. Aynı anda vantilatör şalterinin yardımcı/ilave kapayıcı kontağından geçen kumanda ceryanı tüm motorların başlatma anahtarlarına gelir. Yalnız soğutma kompresörünün başlatma anahtarı, soğutma kulesinin başlatma anahtan kapatılmadıkça devre almaz. Böylece, kule fani çalıştırılmadıkça (kule termostatı kumandası ile ayrıca durup çalışacaktır) kompresörün çalışması önlenmiştir ki bundan maksat kondenser suyunun soğutulmasının işlerlikte olmasıdır. Aksi halde kondenser suyu aşın derecede ısınabilecek ve kule fanının çalışması sağlanamadan kompresörün çalışması devam edebilecektir. Kule fanı ile kondenser pompasının başlatma anahtarını kapamak suretiyle her iki eleman çalışmaya başlatılır. Soğutma kompresörü de başlatma anahtarı kapatılmak suretiyle çalışır hale getirilir. Ancak, soğutma kompresörünün çalışabilmesi için önce soğutma termostatının devreyi kapaması, yani oda sıcaklığının ayarlanan sıcaklığın üstüne çıkmış olması ve dolayısıyla sıvı soğutkan hattı solenoidini açarak soğutucu akışkana yol vermesi gerekir. Böylece, kısa bir süre sonra emiş hattı basıncı yükselip alçak basınç otomatiğinin ayar değerinin üstüne çıkarak kumanda devresinin kapatılmasını sağlar. Kompresörün çalışması için bu yeterli olmayacaktır. Ayrıca, akış kontrol sviçi (Flow swich) ile kompresör gövde termostatı/Termiği'nin de devreyi kapaması yani kondenser suyu akışının mevcut olması ve kompresörün aşırı yük veya ısınmaya maruz bulunmaması gerekir. Bu iki eleman da kumanda hattını kapattıktan sonra, kompresörün çalışması için zaman rölesi harekete geçer ve ayarlandığı süre kadar bekledikten sonra kompresörü çalıştırır. Zaman rölesi bobinini sürekli devrede tutmak sakıncalı olabileceğinden, zaman rölesi başlatma görevini yaptıktan sonra devreden çıkar ve kompresör şalteri, kendi yardımcı kontağı üzerinden devre alarak kapalı tutulmaya devam eder. Kompresör şalteri üzerinden alınan devre ile yağ emniyet otomatiğinin ısıtıcı (220) ucuna verilen elektrik akımı yağ otomatiği içindeki bir direnç elemanını ısıtmaya başlar ve eğer belirli bir süre içinde (60 ile 120 saniye) "kompresör yağlama sistemi basıncı ile emişAarter basıncı farkı" belirli/ayarlanan seviyeye ulaşırsa direnç elemanını devreden çıkarıp ısınmasını önler ve kompresör kumanda devresini sürdürerek kompresörün çalışmaya devam etmesini sağlar. Aksi halde, direnç elemanı devrede kalıp ısınır ve kumanda devresini ("L" ile "M" bağlantısını) açıp kompresörü durdurur. Kompresörün çalışması, kumanda devresi kapalı kaldığı sürece devam eder. Normal şartlarda, ortam sıcaklığı bir süre sonra düştüğünde, soğutma termostatı açarak sıvı hattı solenoidini kapatır. Çalışmaya devam eden kompresör, emiş tarafındaki gazı toplayıp (pump down) basıncı alçak basınç otomatiğinin ayar seviyesine düşürünce alçak basınç otomatiği devreyi açıp kompresörü durdurur. Emiş basıncı, değişik nedenlerle tekrar yükseldiğinde kompresör tekrar çalışabilir, ancak zaman rölesinin geciktirme süresi tamamlandığında. Böylece, kompresöre durduğu süre içinde sıvı soğutkan gelmesi ve toplanması önlenmiş olur ki bu metnin diğer bölümlerinde izah edilen "Non-recycling pump-doıvn" tertibinin mahzuru önlenmiş olur. Burada, zaman rölesinin en önemli görevi, emiş basıncının veya su akımının sık sık kesinti yaptırması durumunda kompresörün sık sık devreye girip çıkmasını önlemektir. Kompresörün, bilhassa hermetik ve yarı hermetik türlerin bu şeklide sık sık devreye girip çıkması birçok anzaya hazırlık yapar ki bunlar kitabın muhtelif yerlerinde izah edilmiştir. Elektrik devrelerinin tertip şekli, uygulamanın türüne ve gereksinimine göre bu bölümde anlatılan ünitelerin birleştirilmesi ile yapılabilir. Yukarıda verilen iki örnek, soğutma sisteminin elektrik besleme ve kumanda devrelerinin tertiplenmesinde takip UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 293 edilecek düşünce tarzını göstermek maksadıyla verilmiş olup uygulamanın eleman türlerine ve gereksinmelerine göre çok değişik çözümler bulmak mümkündür. Şekil: VI-66'da ayrıca, motor güçlerine göre şalterlerin amperaj büyüklükleri ile termik ayar sınırları, sigorta amperaj değerleri ve kablo kesitleri verilmelidir. Kumanda hatlarının 2 genellikle 1.5 mm olarak alınması yeterli olacaktır. Tablo ile motor arasındaki kabMonofaze ' " Motor Trifaze Motor _ m 2 x Güç (Watt) x L x (metre) kablo boyu 2 r (özdirenç) x e (voltaj düşümü) x V (Voltaj) r Güç(Watt) x Lx(mt) 2 r xexV lo kesitleri ise hem gerilim düşümüne göre (maksimum %3 alınarak) hem de kablo ısınmasına göre tahkik edilip hangisi büyük çıkıyorsa o değer alınmalıdır. Kablo kesitinin voltaj düşümüne göre hesabı için aşağıdaki formüller kullanılabilir. Bakır iletken için r = 56 e = 0.03 (maksimum) Isınmaya göre tahkik için kablo cinsini ve tesisattaki döşenme durumunu bilmek gerekir. Yani, meydana gelen ısının ne şekilde dağılacağı önemlidir. Aşağıdaki tabloda kablo kesitine göre, üzerindeki izole maddesi ile tesisattaki durumu göz önünde \\<l w- r f-U i ı Tablo. VI-6) 600/1000 Volt Sınıfı Kabloların Kesit/Akım Sınırları Kesit (mm 2 ) Monofaze Cu Al Trifaze Cu Al Monofaze Cu Al Trifaze Cu Al Tekli P.V.C. tzoleli kablolar (NYA - NYM) Duvara kroşe ile tespit edilmiş veya kablo tavası içinde ve açıkta demet halinde Konduit/boru içinden geçirilmiş veya kablo muhafaza/kılıf içine alınmış vaziyette 294 1.0 15 amp — 12 — 18 — 16 — 1.5 18 — 15 — 22 — 21 — 2.5 25 — 22 — 32 — 28 — 4 33 — 31 — - 42 — 38 — 6 43 — 39 — 53 — 48 — 10 59 — 55 — 72 — 65 — 16 79 63 70 55 96 76 86 68 25 103 82 93 71 125 99 113 90 35 127 101 113 88 153 121 138 111 UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ f-U W' r 1 i " r Tablo. VI-61 devam) 600/1000 Volt Sınıfı Kabloların Kesit/Akım Sınırları Kesit 2 (mm ) Monofaze Cu Trifaze Al Cu Monofaze Al Cu Trifaze Al Cu Al iki ve daha fazla sayıda, P.V.C. izoleli Antikron kablo Duvara düşey vaziyette veya kablo kanalı içine-duvar yüzeylerine 20 cm. mesafede konulmuş Duvara kroşe ile tespit edilmiş veya kablo tavası içinde ve açıkta demet halinde 50 191 137 165 116 159 116 132 99 70 233 175 202 153 191 148 165 127 95 286 207 244 185 238 180 202 153 120 329 — 286 217 276 — 233 180 150 376 — 328 244 307 — 265 202 185 435 — 371 286 360 — 307 233 240 513 — 445 339 423 — 371 286 300 582 — 504 386 487 — 423 312 400 656 — 582 - 550 — 487 — bulundurularak, geçirilebilecek en yüksek akım (amperaj) değerleri verilmektedir. Muhit sıcaklığının 25°C olduğu kabul edilerek tablo hazırlanmış olup 600/1000 Volt elektrik izole değerine haiz kabloların kesit hesabı için uygulanabilir. Örnek : Besleme hattı uzunluğu 100 metre olan 4 kW'lık trifaze bir elektrik motorunun bakır iletken kesiti ne olmalıdır? a) Gerilim düşümüne göre : q = 4000 Watt x 100 mt. 56 x 0.03 x (380)2 1.65 mm 2 b) Isınmaya göre kesitin tahkiki için önce akım şiddeti hesaplanır. IVVatt 4000 V3 x 380 x Güç Faktörü V3 x 380 x 0.8 = 7.6 Apm. 2 Yukarıdaki tablodan 12 amp. kadar akım için kesit 1 mm bulunur. Ancak, mo2 torlar için genellikle minimum 2.5 mm kesitli iletken kullanılması uygun olmaktadır. UYGULAMALI SOĞUTMA TEKNİĞİ 295