BÖLÜM 1 MİLETOS’UN KATKISI Değişen Varlık Denkel, sayfa 23’te Anaksimandros için “değişim sorununu ilk duyan,bununla ilk hesaplaşmaya çalışan düşünürdür” diyor. Sayfa 21 de ise :”Thales başta olmak üzere Miletoslu filozoflar özdeksel varlığı canlı saymışlardır.Bu bir anlamda onun nasıl olup da kendi devimseliyle değiştiğini ve nasıl bir evrim geçirdiğini açıklamayı amaçlıyor.( Değişim kaygısını ilk duyanın Anaksimandros olmadığını anlıyorum.) ve devam ediyor : …..Su derken kastedilenin ancak bir ölçüde o içtiğimiz saydam sıvı olduğunu ve bundan asıl anlaşılanın fiziksel varlığın sıvı durumu olduğunu vurgulamak gerek.Üstelik bu anlamda Thales’in öne sürdüğü görüş doğru da.Fiziksel varlık hem sıvılaştırılabilir hem de geçmişte önce sıvıyken sonra katılaşmıştır. (Denkel bu kesin yargıya nasıl ulaşmıştır? ) Sayfa 22 “Aperion(belirsiz,sınırsız),var olan şeylerin ilk ilkesidir.(Nesne ve nitelikler varlığa bundan gelir;yok olduklarında da buna dönerler.”(Simplicius aktarmış) Neden aperion da,örneğin su gibi,belirli bir varlık türü değil?Önce bir soyutluk içeriyor olmakla birlikte,aperionu bugünün “sonsuzluk “kavramıyla karıştırmamak gerekir.İyonyalıların düşüncesinde henüz o ölçüde bir soyutluk yoktu.( TDK nun sözlüğüne göre sonsuzluk: sonsuz olma durumu, sonu ve sınırı olmayan, tıpkı aperion gibi. Soyut:soyutlama ile elde edilen,varlığı duyularla algılanamayan,anlaşılması kavranılması güç) Denkel,sayfa 24’te Somuta Dönüş başlığı altında, “Anaksimenes ana çizgide hocasını izliyor.Ona karşı çıktığı tek nokta,nesnelere yüklenen temel doğanın belirsiz ya da soyut bırakılması.diyor.(günümüz sonsuzluk kavramından yukarıdaki kesin uyarıyı gerektirecek bir fark göremedim) Somuta Dönüş: Sayfa 25 Anaksimenes’in “hava”sı eşit biçimde dağıldığında gözle görülmez,ancak soğuk,sıcak,nem ya da devinimle algılanabilir olur. O sürekli bir devinim içindedir;çünkü böyle olmasaydı nesnelerin değişimi olanaksızlaşırdı. Hava sıkıştığı ya da açıldığında başka başka görünür. Açıldığında seyrekleşir,ateş olur. Öte yandan esintiler,sıkışmış havadır.Daha da sıkışan hava buluta,suya dönüşür. Onu daha da sıkıştırınca toprak olur;olanaklı olan en sıkışmış durumdaysa taştır.(Hippolitos) Denkel,Sayfa 26: Her türlü niteliksel değişimi tek bir ögenin belirli bir hacim içindeki yoğunluğuyla açıklamak,(Renkler,tatlar vb. daha pek çok nitelik var. Yoğunlaşma bu tür nitelikleri nasıl karşılayabilir?) var olan düşünce kalıpları içinde birbiriyle yakıncan ilişkili olan iki yenilik getirmekteydi:Önce,Yunan düşüncesinin niteliği nesneleştiren ön varsayımını sarsıyor……Öte yandan belirli bir varlık türünün yoğunluğunun değişmesi kavramı,bu varlık türünden parçacıkların birbirlerine yaklaşıp uzaklaşması düşüncesini gündeme getiriyor,niteliksel değişimin parçacıkların devinimiyle açıklanması yöntemine temel hazırlıyordu.(Kitabın genel akışı içinde parçacık kavramı ilk kez karşımıza çıkıyor. Denkel’in, Hippolitos’un aktardıklarını günümüz bilgisiyle yorumladığını,bizi de bu sonuca ulaştıracak yeterli bilgiyi vermediğini düşünüyorum. Denkel sayfa 17 de bölüme giriş yaparken, ilk aşamada amacımızın 17.yy’ dan beri bilimin temelinde olan atomcu çıkış koşullarını incelemek olacağını söylüyor ve oraya varmak içinde boşluklar bırakarak ilerliyor gibi geldi bana )