ANS 115 TIBBİ TERMİNOLOJİ ÖĞR. GÖR. TUĞÇE GÜNTER GİRİŞ, TEMEL TANIM VE KAVRAMLAR SAĞLIK VE SAĞLIĞI ETKİLEYEN SOSYAL FAKTÖRLER SAĞLIK NEDIR? Tanım: Özellikleri: Genellikle insanların en çok dilediği durum. Değişkendir(korunmazsa bozulur) Görecelidir Pek çok faktörden etkilenir. Kaliteli yaşam için zorunludur “Sağlık : Ruhsal bedensel ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir” WHO Dünya Sağlık Örgütü “Sağlık yalnızca belirli bir toplumdaki kişilerin hastalık,sakatlık, ve rahatsızlığının olmayışı değil, aynı zamanda o toplumdaki fertlerin ; akılsal, ruhsal, fiziksel, ekolojik, ekonomik, kültürel, siyasal ve toplumsal bakımdan tam bir huzur harmoni,denge,uyum ve iyilik içinde bulunması “durumudur.” Kızılçelik,S. (1996) HALK SAĞLIĞI? Hekimliği, kişiyi tüm çevresiyle ele alarak, onun sağlığını ana rahmine düştüğü andan ölümüne kadar kendi sorumluluğu içinde gören; sağlamların hastalanmamasına; hastalıkların oluşumunda rol oynayan fiziksel, biyolojik, sosyal, kültürel, ekonomik ve psikolojik çevredeki olumsuz etmenlerin giderilmesine ve olumlu bir çevre yaratılmasına uğraşan; hasta olanları olanakların elverdiği ölçüde erken dönemde bulup tanı koymaya ve tedavi etmeye çalışan bir hizmet dalıdır. Toplum Halk Sağlığı? •Halk Sağlığı toplumun sağlık düzeyinin her yönden korunması geliştirilmesi hastalıklara karşı erken tanı sağaltım ve esenlendirme olanaklarının sağlanması ve insanların yaşam sürelerinin uzatılması hedefleri için gerekli olan bilgi beceri, tutum, davranış ve ilkeleri içeren bir bilim dalıdır. Günümüzde sağlığın sosyal,ekonomik.teknolojik gelişmelerden soyutlanamayacağı bilinmekte,toplum sağlığının korunması ve iyileştirilmesi için; •Eğitimin yaygınlaştırılması, •Nüfus ve demografik yapının olumlu tutulması •Kentlere göçün düzenli olması •İşsizliğin kontrolü, •Çevresel özelliklerin tümünün olumlu tutulmasıyla birlikte, •Sağlık eğitimi, •Erken tanı ve tedavi hizmetlerinin verilmesi Fiziksel Ruhsal SAĞLIK Sosyal SAĞLIĞI ETKİLEYEN SOSYAL FAKTÖRLER Cinsiyet Medeni Eğitim durum Durum İş ve Meslek Kırsal ve Kentsel alanda yaşama Sosyal Sınıf Kültürel norm ve değerler Din Beslenme alışkanlıkları Eko. CİNSİYET Erkekler ve kadınlar arasındaki Sosyo ekonomik durum kültürel norm ve değerler Sağlık Riskleri Kadınlar hastalanır erkekler ölür !!! Kadınlar için 72 Erkekler 67 yaş ölüm Kaba Ölüm Oranı Erk % 0,154 Kadın % 0,113 Sağlık kuruluşlarına sık başvurur Doğurganlık SK. Başvuru+ Erkek normdur, normaldir Kadın eksiktir. Kadınlar ve erken tanı !! Erkeksi tıp hastalık ve bakım kadınsı !! Erkeler Kalp, Kanser vb. Kadınlar baş ağrısı, migren, anksiyete, depresyon MEDENİ DURUM Aile sosyal bütünleşmenin kaynağı Evli insanları sosyal avantajları 1-sosyal bağlar arkadaşlık, 2-Sosyal Kontrol, 3- evliliğe verilen yüksek toplumsal statü Evli kadınlar daha sağlıklı, daha çok sosyal destek Ayrı ve boşanmış kadınlar daha fazla maddi sorun, psikolojik stres, Küçük çocuklu ailelerde ölümden korkma egzersiz (onun için yaşama isteği) SONUÇ OLARAK evliler bekar ve dullara göre daha sağlıklı EĞİTİM Eğitimli anneler çocuklarının ve kendi sağlıklarına özen Eğitimli kişilerde enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riski az Kişisel temizlik ve hijyen alışkanlıkları ve eğitim İyi eğitimli insanlar iş edinme konusunda şanslı (dolaylı etki) Yoksulluk ve eğitimsizlik sağlık üzerinde psikolojik etki İyi eğitimliler daha fazla sosyal destek Eğitimli kişiler daha sağlıklı yaşam sitili İyi eğitimliler koruyucu sağlık aşı rutin kontrol EKONOMİK DURUM VE İŞ Sağlık sorunlarının yoksul bölgelerde yoğunlaşması İyi bir ekonomik durumun getirdiği sosyal olanaklar MESLEK Stresli ve tehlikeli çalışma koşulları sağlığı etkiler. İş sağlığı çalışmaları çalışanların sağlığını etkiler. Çalışanın bedensel ve ruhsal durumuna en uygun işe yerleştirilmesi Meslek hastalıkları çalışma koşulları ile ilgili Üst düzey yöneticilerde stres kalp damar hastalıkları Öğretim görevlileri faranjite, varis Özelleştirme, Mesleğe taşeronlaşma bağlı sosyal güvenceler KIRSAL VE KENTSEL ALANDA YAŞAMA Yaşadığı bölge ve çevre koşulları Kentleşme Kırsal bölgelerde sağlık kendini iyi hissetme ve semptom yokluğu Kırsal bölgelerde sosyal güvenlik problemi Çarpık kentleşme gecekondulaşma Endüstrileşme ve sanayileşme sağlık ! SOSYAL SINIF Sınıf kişinin toplum içindeki yerinin bir göstergesidir. Sosyal sınıfların norm ve değerleri Sınıf ekonomik anlamlı bir kavramdır Sağlığın kötü olduğu sınıf altsınıf Ölü doğum, yeni doğan ölümü Bebek ölümlülüğü görülme sıklığı Alt sosyal sınıflarda verem solunum sist. Hast.kolera tifo Üst sosyal sınıflarda Kalp hast diab. KÜLTÜREL NORM VE DEĞERLER Sağlık davranışlarının belirleyicisi içinde yaşadığı toplum Toplumun gelenek görenek yapısı Sağlık ve hastalığa yüklenen kültürel anlam Trahom yaygınlığı “çocuğumuz hafız olacak” Gebe ve emzikli kadınlar hasta sayılır iş yaptırmama Hacca gidip ölme isteği Hastalığın iyileştirmesinde kırıkçı çıkıkçı efsuncu Barınma ile ilgili değerler Giyim ile ilgili kültürel değerler DİN sosyal kurum olan din sağlığı etkiler Suç olan fiiler zina-AİDS yakalanma riski Yiyeceklerde kutsal olan olmayan Hastalıkların tedavisinde araç Sağlık ile ilgili uygulamalarda dinin izleri Bir BESLENME ALIŞKANLIKLARI Türk toplumunda yılan sincap salyangoz (kokoreç kelle paça) Kutsal olan olmayan,(domuz eti) Soğuk algınlığı soğuk-su, hararet karpuz Hastalığın bir anda iyileşmesi için terleten yiyecek ve içecekler çay çorba ıhlamur Düğün yemekleri, yer sofraları Beslenme alışkanlıkları ve gıda temini Kahvaltı Kars: çorba Aydın : Zeytin TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ Dünyadaki Sağlık Sorunlarının çözümünde üç yaklaşım: Herkesin kendi sağlığının sorumluluğunu alması hedeflenerek ,sağlığın geliştirilmesi, Sağlık hizmetlerinin tüm aşamasın da kalite güvencesi Çevrenin tüm özelliklerinin olumlu hale getirilmesi Çağdaş Halk Sağlığı Anlayışını en iyi özetleyen kavram “Toplumsal iyilik” kavramıdır. Bu anlayış 1978 de DSÖ’ne üye ülkelerin kabul ettiği “Temel Sağlık Hizmetleri bildirisi”nde açıklanmıştır. Bu anlayışın başlıca özellikleri 1.Toplumsal Eşitlik 2.Çevreyle Bütünlük 3.Yaşam bütünlüğü 4.Toplumsal Etmenler 5.Hizmetin Boyutu 6.Korumaya Öncelik 7.Risk Gruplarına Öncelik 8.Önemli Hastalıklara Öncelik 9.Entegre Hizmet 10.Ekip Hizmeti 11.Sağlık -Kalkınma ilişkisi 12.Öz Sorumluluk 13.Halkın Katılımı 14.Evrensellik 15.Koşullara Uygunluk Sağlık Hizmeti Nedir? Bireyin.ailenin,toplumun sağlığını korumaya,(Koruyucu) Hastalandıklarında iyileştirmeye(İyileştirici) Sakatlık durumunda başkalarına bağımlı olmadan Yaşamın sürdürülmesine(Rehabilitasyon) ve toplumların sağlık düzeyini yükseltilmeye yönelik yapılan planlı hizmetlerdir.(Toplum Sağ.Hiz) Koruyucu Sağlık Hizmetleri(KSH) 1.Kişiye yönelik 2.Çevreye yönelik Kişiye Yönelik KSH? 1.Bağışıklama 2.İlaçla korunma 3.Erken tanı 4.İyi beslenme 5.Aile planlaması 6.Sağlık eğitimi Çevreye Yönelik KSH? •Çevreye yönelik koruyucu hizmetler •Atıkların zararsız duruma getirilmesi •Vektörlerin kontrolü •Temiz su sağlanması •Çevre kirliliğinin önlenmesi •Gıda kontrolü •İyileştirici Sağlık Hizmetleri ( Sevk zinciri önemlidir) •Birinci basamak ? •İkinci basamak? •Üçüncü basamak? •REHABİLİTASYON Hizmetleri •1.Tıbbi rehabilitasyon •2.Sosyal rehabilitasyon •Sağlık hizmetlerinde “ ÇAĞDAŞ GÖRÜŞ” olarak •Temel Sağlık Hizmetleri(TSH)-Primary Health Care? • Benimsenmiştir TSH nin FELSEFESİ •Sosyal eşitlik • Öz sorumluluk(hizmeti almada,planlamada,sunuluşunda söz sahibi olma) • Sağlık hizmetlerinin boyutu • Uluslararası dayanışma TSH’de Örgütlenme Modeli Toplum sağlık hizmetlerine katılmalıdır Sağlık hizmetleri “ekip anlayışı” içinde verilmelidir. Halkın ilk başvuruları için birimler kurulmalıdır. Kademeli hasta sevki sistemi işletilmelidir. Koruma,tedavi,rehabilitasyon ve sağlığı geliştirici hizmetler birlikte verilmelidir. Hizmetler sürekli olmalıdır. Sağlık yönünden tehlike altındaki bireyleri belirlemek için yaşamın her alanına bir sistem oluşturulmalıdır. Bireylerin kendi sağlıklarının sorumluluğunu almaları temeldir Hizmetler ülkenin toplumsal yapısına ve diğer koşullarına uygun yapılanmalıdır. TSH’nin Uygulama Modeli Koruyucu hizmetlerle evde ve ayaktan tedavi hizmetleri bir arada sunulur(ilk başvuru basamağıSağlık ocakları) Tanısı ve tedavisi bu basamakta yapılmayan hastalar ikinci basamağa sevk edilir.(Hastaneler) TSH’nde Zorunlu Etkinlikler •Halkın sağlık eğitimi •Beslenme durumunun geliştirilmesi •Temiz su sağlanması ve sanitasyon •Ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması •Başlıca bulaşıcı hastalıklara karşı bağışıklama •Endemik hastalıkları kontrolü •Sık görülen hastalıkların azaltılması ve tedavisi •Temel ilaçların sağlanması GELENEKSEL VE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLARIN KARŞILAŞTIRILMASI Geleneksel Hastalık tedavisi Hasta olana hizmet Bazı sorunlara ağırlık Hekim ağırlıklı hizmet Pasif toplum Yalnızca sağlık sektörü TSH Sağlığın korunup geliştirilmesi Herkese sürekli hizmet Geniş boyutlu hizmet Ekip anlayışı Pratisyen ağırlıklı Toplum Katılımı Sektörler arası işbirliği 1961yılında 224 sayılı “sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi Hakkındaki kanun”kabul edilmiş. Sosyalleştirilmiş Sağlık Hizmetlerinin İlkeleri Eşit hizmet Sürekli hizmet Entegre hizmet(geniş bölgede tek yönlü hizmet yerine,dar bölgede çok yönlü ) Kademeli hizmet Öncelikli hizmet Katılımlı hizmet Ekip hizmeti Uygun hizmet Denetlenen hizmet Nüfusa göre hizmet Sosyalleştirilmiş sağlık hizmetlerinde örgütlenme 1.Sağlık evleri: 2000-2500 nüfusa bir ebe öncelikle ana-çocuk sağlığı ve kişiye yönelik koruyucu hizmetler olmak üzere çok yönlü sağlık hizmetlerini vermesi hedeflenmiştir. Teknik ve yönetsel açıdan S.O’na bağlıdır. 2.Sağlık Ocakları: Hekim,hemşire,sağlık memuru,ebe,tıbbi sekreter,şoför,hizmetli çalışır.Bazı ocaklarda diş hekimi, eczacı,Çevre sağlığı teknisyeni,laborant ve sağlık savaş memurları da çalışır. Köy tipi:5-10.000 nüfusa D-1 tipi:10-30.000 nüfusa A-1 tipi:30-50.000 nüfusa Sağlık ocaklarında verilen hizmetler: Ana-çocuk sağlığı Aile planlaması Bulaşıcı hastalıklarla savaş Sağlık eğitimi Erken tanı Evde ve ayakta hasta tedavisi İlk yardım Okul sağlığı Adli hekimlik Çevre sağlığı Esnaf denetimi Gıda kontrolü Toplum kalkınmasına destek Sağlık bilimleri toplumsal içerikleri nedeniyle sağlık bilimleri alanında yaşanan gelişmeler kimi zaman kalıplarla açıklanamaz, Ancak Sağlık bilimleri Fizik Kimya gibi bilim dallarından olabildiğince yararlanır Toplumsal içeriği unutmadan matematik kullanma • Sağlık kurumlarında görev yapan hekim hemşire sosyal hizmet uzmanı,lab. Teknisyeni, tıbbi Sekreter vb. ile çeşitli kademelerde ve çeşitli iş yükleriyle çalışan sağlık çalışanlarının insan sağlığına yönelik her türlü haberleşmesinde ortak bir dili kullanmasıdır. • Tıbbi terminoloji tam anlamıyla öğrenebilmek için anatomi, hastalıklar bilgisi, İngilizce, Latince ve Yunanca dillerine bir aşinalık olması gerekir. TERİM : Bilim, sanat, meslek ,iş kolu gibi özel alanlarda belirli bir anlama ve kavrama sahip olan sözcüklere terim denir. • Terimlerin anlamları o alandaki toplantılarda belirlenir ya da kendiliğinden şekillenir. • Terimleşen sözcük tek anlamlıdır. Anlamları kişiden kişiye değişmez Terimlerle uğraşan bilim dalına TERMİNOLOJİ denir . • Tıp alanına giren bilimlerinde kendine özgü terimleri vardır. Bilim dalına ait kongrelerde belirlenir. Tıp terimleri daha çok Anatomi Anabilim dalında öğrenilir. Çünkü Anatomi diğer bilim dalları için temeldir. •Anatomi terimleri 1895 ‘de saptanmaya başlanmıştır. •Bilimsel kongrelerde benimsenen Anatomi terimlerine “Nomina Anatomica” denir. Her kongreden sonra bu adı taşıyan bir kitapta toplanır. Tıp terimleri Latince ya da Grekçedir.Bu iki dilden köken alan terimler farklı dillerde bazı değişiklikler gösterebilir bu değişiklikler kullanıldığı dildeki söyleyişi esas almaktadır. Nitekim Latince ve Grekçe terimler Türkçe söyleyiş şekliyle kullanılmaktadır Terimlerin önemini anlamak için şu örnek verilebilir Karaciğer İngilizce Liver, Fransızca Le foie Almanca der zeher dir Terminolojideki karşılığı hepar dır. Hepar terimi kullanıldığında tıp bilimcileri anlar. Bu terimler Veterinerlik, Diş hekimliği ,Hemşirelik ve Biyoloji bilim dallarında da kullanılır. Türkiye’de 1929’a kadar Latince ve Grekçe terimler yerine Arapça ve Farsça sözcükler kullanılıyordu. 1928’de gerçekleşen Yazı Devrimiyle Latin alfabesine geçildikten sonra Üniversiteler uluslararası terimleri kullanma kararı almıştır . Tıbbi terminolojiyi tam anlamıyla öğrenebilmek için ; • Anatomi • Hastalıklar bilgisi, • İngilizce • Latince • Yunanca’ya belirli ölçüler içinde aşina olmak gerekmektedir. İNSAN YAPISINA ILIŞKIN TEMEL TANIM VE TERIMLER,HASTALIKLARA ILIŞKIN GENEL BILGILER VE HASTALIKLARIN SINIFLANDIRILMASI Anatomi vücudu oluşturan yapıların ANATOMİ şekil, yapı, pozisyon, fonksiyon, vücutta kapladıkları yer ve birbirleri ile olan ilişkilerini inceleyen en eski tıp dalıdır. Tarihçesi M.Ö. 500 yıllarına kadar uzanır. Sağlam insanı ve sağlam insan vücuduna ait organları inceleyen anatomiye genellikle ve sadece Anatomi İnsan vücudunu meydana getiren oluşumları yapı şekil İNSAN pozisyon ilgi ve ANATOMİSİ fonksiyonlarıyla inceleyen bilim dalına İnsan Anatomisi denir. Hasta organları inceleyen Anatomi Patolojik Anatomi olarak adlandırılır. ANATOMİ MİKROSKOPİK MAKROSKOPİK FONKSİYONEL SİTOLOJİ HÜCRE DÜZEYİ HİSTOLOJİ HÜCRE DÜZEYİ SİSTEMATİK TOPOGRAFİK KARŞILAŞTIRMA UYGULAMALI Fonksiyonel Anatomi: Sistem ve fonksiyonların yapısal temeli ile birlikte organların birbirine olan fonksiyonel bağlantılarını inceleyen anatomi. Topografik Anatomi: Vücut yapılarını bölge bölge inceleyen anatominin alt dalıdır. Sistematik Anatomi: Vücut yapılarını organların bir araya gelmesiyle oluşan organ sistemleri düzeyinde ele alan anatomi dalı. Karşılaştırmalı Anatomi: İnsan ile başka canlıların vücut yapılarındaki benzer ve farklı tarafları karşılaştırmalı olarak ele alan ve bunu insan anatomisinin daha iyi anlaşılmasında kullanan anatomi dalı. (Uygulamalı Anatomi) Anatomik Pozisyon Ayakta dik duran, baş dik, yüz karşıya dönük, ayaklar bitişik, kollar iki yanda sarkık ve avuç içleri karşıya bakan bir insanın durumuna anatomik pozisyon denir. Yön ve Yer Belirten Terimler dexter- sağ X sinister- sol, anterior- ön, önde X posterior- arka, arkada ventralis- karın X dorsalis- sırt, sırtta, tarafında sagittalis- oksal, ok X transversalis- enine, yönünde medialis- iç yan X lateralis- dış yan, verticalis- düşey X horizontalis- yatay superior- üst, üstte X inferior- alt, altta cranialis- baş tarafında X caudalis- ayak tarafında, kuyruk tarafında superficialis- yüzeysel X profundus- derin medius- orta intermedius- iki oluşumun arasında longitudinalis- boyuna, boyunca centralis- merkezi X peripheralis- çevre internalis- iç (dahili) X externalis- dış (harici) proximalis- merkezi X distalismerkezden uzak ipsilateralis- aynı taraf X contralateraliskarşı taraf apex- tepe X basis- taban apicalis- tepede X basalis- tabanda Düzlemler: 1- Planum sagittale, 2- Planum horizontale (transversum), 3- Planum coronale (frontale) Eksenler: 1- Axis transversalis, 2- Axis verticalis, 3- Axis sagittalis HAREKETLE İLGİLİ TERİMLER A) Gövde ve eklentilerinin hareketleri: 1- (Sağa) Rotation, 2- Abduction, 3- Adduction, 4- External rotation (lateral rotation-supination), 5- Internal rotation (medial rotation-pronation -), 6- Flexion ve internal rotation, 7Extention ve internal rotation, 8- Flexion, 9- Extention, 10Lateral flexion B) Baş parmak ve diğer parmakların hareketleri 1- Extention, 2- Adduction, 3- Abduction, 4- Flexion, 5Opposition, 6- Adduction, 7- Abduction, 8- Flexion C) Ayağın hareketleri: 1- Plantar fleksiyon, 2- Dorsal fleksiyon (dorsiflexion), 3Eversion, 4- Inversion ANATOMİK BÖLGELER Kafa bölgesi ( regio capitis) Yüz bölgesi ( regio facialis) Boyun bölgesi ( regio cervicalis) Ense bölgesi ( regio nuchae) Omuz bölgesi ( regio deltoidea) Koltuk bölgesi ( regio axillaris) Göğüs bölgesi ( regio thoraxis) Meme bölgesi ( regio mamalis) Karın bölgesi ( regio abdominalis) Sırt-bel bölgesi ( regio dorsalis) Bacak arası bölgesi ( perine,regio perinalis) Üst yanlar (regio extremitalis Superior) Alt yanlar ( regio extremitalis İnferior) Superior İnferior Medius Anterior Posterior Lateral Medialis Distalis Proximalis Verticalis : Üst : Alt : Orta : Ön (Ventral) : Arka (Dorsal) : Yan : İç yan : Alt yan : Üst yan : Dikey Horizontalis Ventralis Peripheralis Basalis Superfacialis Profundus Dexter Sinister İntermedius Transversus Longitudialis Externus : Yatay : Önde : Çevresel : Taban : Yüzeysel : Derin : Sağ : Sol : Ara : Enine : Boyuna : Dış İnternus Flexor Extensor Systema Transversalis Centralis : İç : Bükücü : Gerici : Sistem : Enine : Merkezi BILINMESI GEREKEN DIĞER TERIMLER Arter : Atardamar Distal : Başlangıçtan uzak olan Longus : Uzun Musculus : Kas Nervus : Sinir Os : Kemik Ven : Toplardamar HASTALIKLARA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER Inspection : Göz ile muayene.vücudun tamamının ya da belli bir kısmının göz ile muayene edilmesi. (bakmak, görmek) Palpation: El ile deri üzerinden dokunarak yapılan muayene; el parmakları ile deri üzerinden muayene ederek daha alttaki organ veya patolojik oluşumları hissetme metodu. Percussion: Derindeki bir organ veya oluşumun durumunu anlamak amacıyla deri üzerinden parmak uçları ile vurarak muayene yapma.vuruş sonucu meydana gelen ses değerlendirilir. Auscultation: Dinleme; bir organda (kalp, akciğer vs.) meydana gelen sesi dinleme; organdan gelen sesleri dinlemeyi hedef alan muayene metodu. SEMPTOM Semptom (şikayet, asıl şikayet); Hastaların klinisyenlere anamnez (doktorların hastanın tedavisi öncesinde sürekli bir hastalığı olup olmadığını öğrenmek amacıyla sorduğu soruların bütünü) sırasında bahsettikleri şikayetlerdir. Türkçede bulgu olarak karşılık bulur. Temel şikayetler. bulantı, kusma, ağrı, ateş, kabızlık, ishal gibi... ANAMNEZ (ÖYKÜ ALMA) Genellikle şunları içermelidir: Öncelikle hastanın kimlik bilgileri (adres, tel, meslek, doğum yeri, yaşadığı yer vs.) Hastanın şikayeti Şikayetin hikayesi Tıbbi öz geçmiş (geçirdiği hastalıklar, ameliyatlar, hastanın kronik hastalıkları vs.) Tıbbi soygeçmiş (birinci derece akrabalardaki sağlık sorunları) Hastanın alışkanlıkları (sigara, alkol vs.) Hastanın sürekli kullandığı ilaçlar Ek olarak da şikayetine yönelik sorgulamalar GENEL OLARAK HASTALIKLARIN SEBEPLERİ Doğuştan hastalıklar (congenital) Kalıtımsal hastalıklar (hereditary-herediter) Travmatik hastalıklar Enfeksiyonel hastalıklar Fiziksel sebeplere bağlı hastalıklar Kimyasal sebeplere bağlı hastalıklar Allerjik hastalıklar Beslenme ile ilgili hastalıklar Psikosomatik hastalıklar HASTALIKLARI SINIFLANDIRMA ÇABALARI VE WHO 17 Başlıklı liste 1-Enfeksiyon ve parazit hastalıkları 2-Urlar 3-İç salgı bezi metabolizma ile ilgili hastalıklar ve bağışıklık bozuklukları 4- Kan ve kan yapan organ hastalıkları 5- Mental bozukluklar 6- Sinir sistemi ve duyu organı hastalıkları 7- Dolaşım sistemi hastalıkları 8- Solunum sistemi hastalıkları 9- Sindirim sistemi hastalıkları 10- Urogenital sistem hastalıkları 11- Gebelik doğum ve lohusalık komplikasyonları 12- Deri ve deri altı dokusu hastalıkları 13- İskelet ,kas sistemi ve bağ dokusu hastalıkları 14- Doğuştan anomaliler 15- Doğum sırasında meydana gelen durumlar 16- Semptomlar belirtiler ve iyice belirlenemeyen durumlar 17- Travmalar ve zehirlenmeler Sinir sistemi Endokrin sistemi Göz Kulak Burun ağız ve gırtlak Solunum sistemi Dolaşım sistemi Kemik ve lenfatik sistem Sindirim sistemi Uriner sistem Erkek genital organları Kadın genital organları Doğuma ilişkin işlemler İskelet ve kas sistemi Deri ve deri altı dokusu Tanı ve tedaviye ilişkin çeşitli işlemler TIBBİ TERİMLERİ MEYDANA GETİREN ÖGELER KÖKLER (STEMS)ÖNEKLER(PREFIXXES)SONEKLER (SUFFIXES) Latince terimlerin okunuşu genellikle Türkçe okunuşlarına yakındır. Latince sözcüklerinin okunuşunda; iki heceli sözcüklerde ilk hecede; üç heceli sözcüklerde orta hecede ve üçten fazla heceli sözcüklerde ise son hecede vurgu yapılmaktadır. YAZILIŞ OKUNUŞ ae e ae ö au av c k cae se ce se ch k ci si coe sö eu ö j ngu qu ph q rh th tia tio tiu y x y(jejunum:yeyunum) ngv qv f ku r t sia(substantia:substansiya) Siyo(articulatio:Artikülazsiy o) siyu i İks KÖKLER(STEMS): Aden : Salgı Bezi Aei : Hava Angio : Damar Arth : Eklem Blephar : Göz Kapağı Cardi : Kalp Cerebro : Beyin Cephal : Baş Cerv : Boyun Cheil Chil Chir Chol Chondr Cost Croni Cysto Cyt Dacry Dactyl Derm Encephal : Dudak : Dudak : El : Safra : Kıkırdak : Kaburga : Kafatası : Mesane, kese : Hücre : Gözyaşı : El ve Ayak Parmağı : Deri : Beyin Enter : Bağırsak Gastr : Mide Glyco : Tatlı Hem : Kan Hemat : Kan Hepat : Karaciğer Hyster : Rahim İle): İleum (eile de aynı Bükülmek, kıvrılmak, ince anlamı vermektedir) ileum: bağısağın üçüncü bölümü, kıvrım bağırsak, ileum İli : İlium, bel, böğür Leuk : Beyaz Lip :Yağ Lith : Taş Mening : Zar Metr : Rahim Myel : Kemik İliği My : Kas Nephr : Böbrek Opthalm : Göz Osteo Pneum Proct Psycho : Kemik : Hava, akciğer : Rektum, anüs, dışkı deliği : Ruh, bilinç Pyel Pyloro : Pelvis, taban, oturak : Pilor, kapıcı, mide ile düodenum arası geçiş. Pyo Radi Spondyl Trachel : Cerrahi : Işın : Omurga : Boyun Tubercul Viscer : Tüberkül : Organ ÖNEKLER (PREFIXES) A- -maksızın, -madan, -sız, olmayan (a-normal) Ab- (Abs-) -den uzakta, -den uzaklaşan, -dan uzakta,-dan uzaklaşan-Abductio Ad- (a-, e-) Yapışma, artma, yanında,-e doğru, -e,-a,-da--Adductio Amphi- Yakınında, dolayında, çevresinde Ambi- (Amb-) Çevresinde, yakınında, her iki yanında—Ambiopia: Çift Görme -maksızın, -madan An- Ante- (Ant-) AntiApoBi- (Bis-) Circum- Önce, önde,-den önce-Antebrachium (önkol dirsek ve bilek arasında) -e karşı, karşısında -den uzaklaşan, -dan uzaklaşan, giden İki, her ikisi, çift---Biceps (iki başlı kas, adele) Çevpeçevre, etrafında, çevresinde Co- , (Con-), (Com-) Birlikte, ile--Confederation ( konfederasyon) Contra- -e karşı, karşıt De- aşağıda, aşağıya. Degenaratio (dejenere olmak bozulmak ) Di-, Dis- Yokluk-- Dissectio ( parçalara ayırma yok etme) Dys- Kötü, güç, ağrılı Ec- Dış Ecto- Dışarı, Dış taraftaki, Dışta olan Em- İçinde En- İçinde---endocardium (kalbin içerisinde) Endo- İçinde, içerisinde, içte olan, içeride olan Epi- Üzerinde,-de, ek olarak, üstünde Ex- Dışdışa, -den uzakta, üzerinde Ex-, (e-) ExoExtraHemiHyperHypoİnİnfrain-, imİnter- İntra- dışta, bitmiş, tamam Dış, dış tarafta Dışında, fazladan olarak, haricinde Yarım, yarı-- hemipleji vücudun yarısına inen felç Üzerinde, aşırı, ötesinde Altında, aşağısında, eksik İçinde, içeride Aşağıda, altında olumsuzluk, ölçüsüzlük infectio (bulaşmak, sirayet etmek) İki şey arasında, iki yapının arasında İçerisinde Meta- -den sonra, sonraki Ob- karşı aykırı ters Para- Yanda, çevresinde, yakınında, yanında, anormal Par- Yanda, çevresinde, yakınında, anında, anormal Per- Arasında, içinde Peri- Çevresinde, civarında, etrafında Pre- Önce, önünde Post- -dan sonra, ardında Prae- Ön,-den önce Pro- Önünde, önde, -den önce, ön,den, her, için RetroSemiSub- SuperSupraSym- (Syn-) TransTriUni- Geride, geriye doğru, arkada, gerisinde, geride olan Yarım, yarı Altında, aşağısında, ile örtülü olarak, normalden daha az, altında Üstün, üstünde, yukarısında, daha üstün, fazla, çok, yüksek Üzerinde, üstünde İle, boyunca, birlikte, yanında -den içinden geçerek; üzerinden, üzerinde Üç Bir TANISAL SON EKLER: Tanım Son Ek Örnekler -cele Fıtık, tümör, dışa doğru büyüme Sistosel: Mesanenin fıtığı Gastrosel: Mide fıtığı Hidrosel: Testisin seröz birikimle giden büyümesi Myelosel: Omiriliğin omurgadan dışarı sarkması -emia Kan Hiperglisemi: Kan şekerinin anormal yükselmesi Polisitemi: Kanda alyuvarların ve hemoglobinin anormal derecede artması -ectasis Büyüme, genişleme, Bronşiektasi: Bronş veya bronşçukların an0ormal genişlemesi Anjiektazi: Damarların anormal genişlemesi -iasis Durum, oluşum, var Litiyazis: Taş oluşu oluşu, bir şeyin Kolelitiyasis: Safra oluşu kesesinde taş oluşu Nefrolitiyazis: Böbreklerde taş olması -itis İltihap, yangı -malacia Yumuşama -megaly Büyüme, genişleme Apendisitis: Apendiksin iltihabı İritis: İrisin iltihabı Osteomalazi: Kemik yumuşaması Splenomalazi: Dalağın yumuşaması Akromegali: Yüz kemiklerinin, el ve ayak parmaklarının büyümesi Hepatomegali: Karaciğer büyümesi Splenomegali: Dalak büyümesi -oma Tümör Adenoma: Salgı bezi tümörü Sarkoma: Bağ dokusu tümörü -osis Hastalık, artım, koşul Dermatoz: Deri ile ilgili durum Nevroz: Sinir sisteminin fonksiyonel hastalığı -pathy Hastalık Myopati: Herhangi bir kas hastalığı Adenopati: Herhangi bir salgı bezi hastalığı -ptosis Aşağıya düşme -rhexis Yırtılma doğru sarkma, Gastroptosis: Midenin aşağıya doğru sarkması Blefaroptozis: Göz kapağının aşağıya doğru sarkması Kardiyoreksis: yırtılması Hiisteroreksis: yırtılması Kalbin Rahimin UYGULAMA VE EYLEM BELİRTEN SON EKLER: SONEK TANIM ÖRNEKLER -centesis İğne ile girme Parasentez: Bir boşluğa iğne ile girme Torasentez: Göğüs boşluğuna iğne ile girme Abdominal parasentez: Karın boşluğuna iğne ile girme -ectomy Kesilerek çıkartma Ooferektomi: Yumurtalığın kesilerek çıkartılması Apendektomi: Apendiksin çıkartılması Gastrektomi: Midenin çıkartılması -desis Bağlama, sabitleştirme -lithotomy Taşların çıkartılması Nefrolitotomi: amacıyla kesi yapılması Böbreklerin taşlarının çıkartılması amacıyla yapılan kesi yapılması -pexy Askıya alma, bağlama ve Mastopeksi: Sarkık sabitleştirme memelerin askıya alınması Histeropeksi: Rahimin karına bağlanması veya askıya alınması Artrodez: Eklemlerin cerrahi olarak hareketsiz hale getirilmesi Tenodez: Tendonun kemiğe bağlanması -plasty -rhaphy -scopy Cerrahi düzeltme, Artroplasti: Eklemi plastik onarım düzeltici cerrahi düzeltme Hernioplasti: Fıtık onarım ameliyatı Dikiş, dikme Stafiloraf: Yarık damağın dikilmesi İnceleme, muayene Sistoskopi: Mesanenin sisteskopla incelenmesi Bronkoskopi: Bronşların endoskop aracılığıyla incelenmesi -stomy Az ya da çok kalıcı bir özellikte delik açma, bir açıklık meydana getirme -tomy Kesi -tripsy Ezme, sürtünme Kolostomi: Kolonun karın duvarından dışarı açılması Gastroduodenostomi: Mide ile duodenum arasında bağlantı yapılması Nörotomi: Bir sinirin kesilmesi Toraktomi: Göğüsün açılması Litotripsi: Mesane ya da üretranın içerisindeki taşların ezilerek parçalanması BELİRTİLERİ TANIMLAMAKTA KULLANILAN SON EKLER: SONEK TANIM ÖRNEKLER -algia Ağrı Myalji: Kas Ağrısı Nefraji: Böbrek Ağrısı -genic (jenik) -den kaynaklanmak, Nörojenik: Sinirlerden kökeni…..dır kaynaklanan Bronkojenik: Bronşlardan kaynaklanan -lysis Çözülme, parçalanma erime, Hemoliz: Alyuvarların parçalanması Myoliz: Kas dokusunun erimesi -oid Benzer, gibi, eş Lipoid: Yağ gibi, yağı andıran Lenfoid: Akkanı andıran -osis Durum, artım Anizositoz: Hücrelerin büyüklüklerinin eşit olmaması durumu Lenfositoz: Lenfoitlerin artması durumu -penia Azalma, eksiklik Lökopeni: sayısında derecede azalma Nötropeni: nötrofillerin anormal azalması -spasm Akyuvar anormal Kandaki sayısının derecede İstem dışı kasılma, spazm Daktilospazm: Parmak Kasılmaları Enterospazm: Ağrılı bağırsak kasılmaları EPONİMLERİN GENEL KULLANIMI Tıpta tüm Dünya Ülkelerinin kaynaklarında yer alan TÜRK EPONİMİ TÜRK HEKİMİ “Hulusi Behçet” (18891948)’in tanımladığı “Behçet Hastalığı ya da Behçet Sendromu”’dur. Tuba auditiva (orta kulaktan yutak boşluğuna uzanan boru Östaki borusu (Eustachi) Karaciğeri dıştan saran “Capsula fibrosa perivascularis” Glisson kapsülü Wilms Tümörü – Kötücül böbrek tümörü Hodghin Hastalığı – Ateşle seyreden bir tür hastalık TERİMLERDE KÜÇÜLTME Türkçe’de –cik –cük yada küçük Alveus oyuk kese Alveolus Area alan Areola Cerebrum beyin Cerebellum Fossa çukur Fossula Pes ayak Pediculus Tuber kabartı,tümsek Tuberculum Tubus tüp, boru Tubulus Lobus bölüm,kısım Lobulus ÖRNEK TERİM ÇÖZÜMLEME Protein+emia Kanda protein bulunması Ren+algia Böbrek ağrısı Ure+emia kanda üre bulunması Hyper+tansion Hipertansiyon Hyper+protein+emia Hyper+glucose+uria (idrardaki şeker durumu) HAREKET SİSTEMİNE İLİŞKİN TIBBİ TERİMLER HAREKET SİSTEMİ ÖĞR. GÖR. TUĞÇE GÜNTER HAREKET SİSTEMİ Hareket sistemi; iskelet (veya kemik) sistemleri ile, kasların meydana getirdiği bir sistemler bütünüdür. Canlı, bu sistemlerin oluşturduğu olanaklar ile bulunduğu ortamda yer değiştirebilir ve hayati ihtiyaçlarını giderebilir. Canlının bulunduğu ortamda yer değiştirmesi ve istenilen hareketleri yapması, mekanik bir olayın varlığını ortaya koyar. HAREKET SİSTEMİ Bununla birlikte, hareket sisteminin önemli komponenti olan kaslar aracılığı ile, yüzün görünüşünde (mimik) bazı değişiklikler yapılabildiği gibi, insanın konuşması veya nefes alabilmesi de bir fonksiyonun varlığını ortaya koyar. Dikkat edilirse, bütün bu faaliyetler, hareket sisteminin önemli bir kısmını oluşturan kaslar tarafından gerçekleştirilir. İnsan vücudunun çatısını (destek yapısını) iskelet sistemi oluşturur. Bu sistem fonksiyonel olarak düşünüldüğünde, kendi içerisinde; kemikler, eklemler ve bağlardan oluşmuştur. Bunların yanı sıra, değişik yapılarda ve çeşitli eklemlerde yer alan ve çeşitli görevler yüklenmiş olan kıkırdakları da unutmamak gerekir. Çoğu zaman, eklemi oluşturan kemiklerin, özellikle birbirlerine uyum sağlamayan eklem yüzeyleri arasında kıkırdak yapıdan oluşmuş elastiki elemanlar yer alır. Özel yapıdaki bu kıkırdak oluşumlar ile eklem yüzeyleri birbirlerine uygun bir hale getirilir. Böylece fonksiyon içerisinde uyumlu bir bütünlük oluştururlar. Hareketin olabilmesi için belirli bir kuvvete ihtiyaç vardır. Bu işlem, hareket sistemi içerisinde önemli bir komponent olarak yer alan kas yapı tarafından sağlanır. Böylece kaslar, hareket sisteminin aktif elemanlarını oluştururlar. Kasların çalışması ile ortaya çıkan kuvvetlerin ilgili kemiklere aktarılmasında kirişler (bağlar) önemli görevler yüklenmişlerdir. Bunlarla birlikte, kasları bazen oldukça ince bazen de kalın yapılar halinde (fonksiyonel olarak) saran örtülerde vardır (fasciae). Kaslar, sahip oldukları kirişler aracılığı ile eklemlere kadar uzanırlar ve ortaya çıkan kuvvetler de yine bu kirişler üzerinden ilgili kemiklere aktarılır. Aynı zamanda, karşılıklı eklem yapan kemikler de, fonksiyonel olarak uyumlu bir organizasyon içerisine girmiş bulunurlar. Vücut ağırlığının yaklaşık olarak %50-70 kadarını hareket sistemini oluşturan elemanlar meydana getirir. Bu sistemin beslenmesi ile ilgili olan, kan damarları ve lenf sistemi de önemli görevler yüklenirler. Kasların innervasyonları (uyarılmaları) sinir sistemi tarafından sağlanır ve istenen hareketler böylece ortaya çıkar. KEMIKLER İnsan vücudunun büyüklüğü ve formu, belirli esaslar içinde oluşmuş ve belirli bir sistem ile bir araya gelmiş kemikler ve bu kemikleri eklem yerlerinde birbirlerine bağlayan kıkırdak yapılardan meydana gelir. Vücudun dış görünüşü, bir başka deyişle, vücudun modelajı, yine hareket sisteminin önemli bir komponenti olan kaslar ve aynı zamanda yumuşak doku ile sağlanır. KEMIKLER Hareket sisteminin pasif elemanlarını oluşturan kemikler; şekil, durum ve fonksiyonel yapı olarak değişik özellikler gösterirler. Örneğin, kemik sistemi, koruyucu bir yapı olarak düşünülebilir. Böylece, beyin ve omuriliğin birer koruyucu kemik yapı içinde bulundukları görülür. Aynı şekilde göğüs bölümünde yer alan kalp ve akciğerler de, kaburgaların ve yardımcı diğer kemiklerin oluşturduğu bir kafes içinde yer alırlar. KEMIKLER Kemiklerin ana yapıları, çok sayıda kemik trabeküllerinden (bölmelerinden) ve bu bölmeler arasındaki boşluklardan oluşmuştur. İnsan vücudunda bu tarife uymayan kemik yapıya hemen hemen hiç rastlanmaz. Öte yandan, kemik bölmelerin (trabekül) oluşmasında son derecede güzel mimari bir tarz vardır. Burada, trabeküllerin basınçlara ve germe kuvvetlerine karşı düzenlenmiş bir yapıya sahip oldukları görülür. Böylece kemikler, statik duruma ve kas çekmelerine karşı fonksiyonel bir yapı kazanmış olurlar. Bütün kemikler sağlam bağ dokusundan yapılmış bir örtü (periost) ile sarılmışlardır. Bu örtü aracılığı ile ilerleyen kan damarları ve sinirler, çok ince kanalcıklardan geçerek kemiğin içlerine kadar uzanırlar. Kemiğin beslenmesi de bu şekilde sağlanmış olur. Buna karşılık, kemik boşlukları içinde bulunan kemik iliği, kemik üzerinde oluşmuş küçük kanalcıklardan geçerek gelen damarlardan direkt olarak beslenir. Bu deliklere foramen nutricium adı verilir Üzerleri sanki bir kılıf gibi kesintisiz periost tarafından sarılmış bulunan kemiklerde, ekleme iştirak eden yüzeylerde periost bulunmaz. Yaralanmalarda ve kemiğin enine büyümelerinde periostun önemi çok fazladır. Kemiklerin iç boşluklarına bakan yüzeyleri de yine çok ince bir örtü ile döşenmiştir. "Endost" adı verilen bu yapı, kemik iliği ve kemik arasındaki sınırda yer alır. KEMIKLER DIŞ GÖRÜNÜŞLERINE VE FORMLARINA GÖRE INCELENIRLER Uzun Kemikler (Ossa longa): UZUN KEMIKLER (OSSA LONGA) Bu kemikler vücudun serbest kısımlarında (ekstremite) bulunurlar. Kol, önkol, uyluk ve bacak kemikleri bu grup içinde yer alırlar. Bu kemiklerin gövdelerinin içinde bir boşluk vardır. Boşluk içinde ise kemik iliği bulunur. Kemik iliğinin rengi çocuklarda kırmızı, yaşlıda da ise kahverengi görünümdedir. Uzun kemiklerin ucu arasında kalan esas kısımlarına diafiz (diaphysis), uçlarına ise epifiz (epiphysis) adı verilir. UZUN KEMIKLER (OSSA LONGA) Özellikle ekstremite kemiklerinin epifizleri kalınlaşırlar ve bu kısımları ile komşu kemikler arasında eklemleşmeler yaparlar. Uzun kemiklerin diafizlerinin duvar yapısı oldukça sağlam kompakt bir oluşum gösterir. Halbuki bu yapı, epifizlere doğru gittikçe zayıflar. Böylece, uzun kemiklerin uçlarında, bir takım bölmeler ile odacıklar şeklinde oluşmuş süngerimsi (spongios) bir yapı karakteri ortaya çıkar. UZUN KEMIKLER (OSSA LONGA) Bu spongios yapı içinde oluşmuş bölmeler, basınç ve kas çekmelerindeki kuvvetlerin iletilmesine göre mimari bir karakter kazanmışlardır. Uzun kemiklerde epifiz ve diafiz arasındaki sınırda, bir kıkırdak geçiş hattı veya çizgisi bulunur. Bu kemiklerde uzunluğuna olan gelişim bu bölgede sağlanır. YASSI KEMIKLER (OSSA PLANA) Bu kemikler, yassı ve geniş bir oluşum gösterirler. Kürek kemiği (scapula), kafatası kemikleri ve leğen (pelvis) kemikleri, bu grup için örnek olarak verilebilir. YASSI KEMIKLER (OSSA PLANA) Yassılaşmış durumda ve sıkı yapıda iki tabaka ile, bu iki tabaka arasında spongios bir bölümden oluşur. İki dış tabaka sağlam ve kompakt bir yapıdadır. Bu yapıya substantia compacta adı verilir. YASSI KEMIKLER (OSSA PLANA) Spongios kısım ise "diploe" adı ile belirtilir. Yassı kemikler grubu içinden craniumu oluşturanların bir özelliği vardır. Bu kemikler hem iç, hem de dış yüzden örtü ile döşenmiş durumdadırlar. İç örtüyü "dura mater encephali" oluşturur. KISA KEMIKLER (OSSA BREVIA) Özellikle el ve ayak iskeleti içerisinde bulunurlar. Sıkı yapıda ince bir kompakt tabaka ile (subtantia compacta) sarılmış, büyük bölümü oluşturan spongios (subtantia spongiosa) kısmından meydana gelmişlerdir. KISA KEMIKLER (OSSA BREVIA) Bunlarda, uzun kemiklerde olduğu gibi diafiz ve epifiz kısımları ayırt edilemez. Genellikle küp veya prizmatik bir şekilde bulunurlar. Durumlarına göre, eklem yüzleri de taşırlar. ŞEKILSIZ KEMIKLER (OSSA PNEUMATICA) Bu kemikler, tarif edici özel bir şekil göstermezler. Yapıları içinde, kemik kısımlarından bir bölüm gerilemiştir. Bu bakımdan kemik yapı içinde birtakım boşluklar ortaya çıkar. Yüz çevresinde bulunan bazı kemikler buna güzel bir örnektir. Kemiklerin içindeki boşluklar aynı zamanda hava ile doldurulmuş durumdadır. ŞEKILSIZ KEMIKLER (OSSA PNEUMATICA) Cranium da yerini bulan temporal kemik de yine bu grup için örnek olarak verilebilir. Hem şekilsizdir ve özel bir tarife uymaz, hem de processus mastoideus adı verilen bölümü küçük odacıklar halinde ve boşluklu bir yapı gösterir (cellulae mastoidea). ŞEKILSIZ KEMIKLER (OSSA PNEUMATICA) Kemiklerin şekilleri üzerinde hem fonksiyonel hem de komşu organ ve oluşumların (kaslar, kan damarları ve sinir gibi) etkileri de vardır. Basınç tarzındaki etkiler, kemikte bir derinleşme (veya çukur) yaratır. Bu çukurlar veya açıklıklar değişik latince adlar ile belirtilir. Bu adlandırmada impressio, incisura, sulcus, fossa, fovea gibi terimler kullanılır. ŞEKILSIZ KEMIKLER (OSSA PNEUMATICA) Buna karşılık kasların çekmelerine bağlı olarak da, ilgili kemik bölümlerinde dışarıya doğru bir çıkıntı veya kabarıklık ortaya çıkar. Bunlar da şekillerine göre yine değişik adlarla belirtilirler. Processus, spina, crista, tuber, tuberculum, tuberositas gibi. PERIOST (PERIOSTEUM) Sağlam yapıda bir örtüdür. Eklem yüzleri dışında kemiği bütünü ile sarar. Kemiğin ekleme iştirak eden yüzleri ise ayrı yapıdaki kıkırdaklar tarafından döşenir. Bu kıkırdak yapı, bulunduğu yere ve fonksiyonuna göre farklı kalınlıklarda olabilir. Periost, kuvvetli bağ dokusundan oluşmuştur. Zengin damar ve sinirler periost aracılığı ile kemiğin içlerine kadar uzanırlar ve özellikle kemiğin sert kabuk kısmında (sustantia compacta) dallanırlar. Periosttan gelen kan damarları, kemiğin kompakt yapısının beslenmesini sağlar. Halbuki kemik iliğinin beslenmesi, kemikler üzerinde bulunan ve foramen nutricium adı verilen deliklerden geçen damarlar yolu ile sağlanır. KEMIK DOKUSUNUN ESAS YAPISI Kemiklerin dış yüzeyinde, duruma göre ince veya kalın olmak üzere oluşmuş, sağlam bir tabaka vardır. Bu tabakaya susbtantia corticalis veya subtantia compacta adı verilir. Bu sağlam yapıdaki, tıkız kompakt tabakalar arasında ise, daha yumuşak bir oluşum gösteren bir bölüm vardır. Buna da subtantia spongiosa denir. KEMIK DOKUSUNUN ESAS YAPISI Subtantia compacta, uzun kemiklerde, özellikle diafiz kısmında çok sağlam bir yapılaşma gösterir. Buna karşılık substantia spongiosa ise, bu tür kemiklerin epifizlerinde bulunur. Bu bölgelerde özellikle kuvvetlerin geçiş yönüne bağlı olarak bir takım bölmeler oluşur. Böylece bölmeler arasında oluşan küçük odacıklar, süngerimsi bir görünüm ortaya koyarlar. Boşluklar kemik iliği ile doldurulmuştur. KEMIK İLIĞI (MEDULLA OSSIUM) Canlı (taze) kemiklerde, kemik içindeki boşluklar (uzun kemiklerde cavum medullare) kemik iliği tarafından doldurulmuştur. Kemik iliği, rengine göre kırmızı ve sarı olmak üzere ikiye ayrılır. KEMIK İLIĞI (MEDULLA OSSIUM) Sternum, costae, vertebraların korpusları, el ve ayak kemiklerinin gövdelerinde ve uzun kemiklerin de epifizlerinde, kırmızı kemik iliği bulunur. Kemik iliğinin değişik renk durumu, yaşa bağlı olarak da ortaya çıkar. Kemik iliği, erken yaşlarda daha kırmızıyken ileri yaşlarda fazla yağ ihtiva etmesine bağlı olarak rengi sarımtırak bir duruma döner. KEMIKLER ARASI BIRLEŞMELER VE EKLEMLER Kemikler birbirleri ile hareketsiz veya hareketli olarak birleşirler. Hareketli birleşmede eklemler meydana gelir. HAREKETSIZ BIRLEŞMELER (SYNARTHROSIS) Yalancı eklem olarak da tanımlanırlar. Bu eklemleşmelerde bazen çok az bir hareket görülebilir veya hiçbir hareket bulunmaz. Bu tür kemik birleşmeleri, kemikler arasındaki birleştirici materyalin özelliğine ve birleşme şekline göre kendi arasında sınıflandırılır. Fibros Bağlantılı eklem (Syndesmosis) Kıkırdak Bağlantılı Eklem (Synchondrosis) Kemik Bağlantılı Eklem (Synostosis) FIBROS BAĞLANTILI EKLEM (SYNDESMOSIS) Burada iki kemik, geniş bir şekilde oluşmuş bir bağ veya fibros doku aracılığı ile birleşmişlerdir. Bazen de, iki kemik arasında çok dar bir bağ dokusu bölümü bulunur. Bu tür eklemlerde ya çok az bir hareket olabilir, ya da hiçbir hareket görülmez. Ön kol ve bacak kemikleri arasındaki membrana interossea ve kafa kemiklerinin sutural (dikişsi) birleşmeleri, bu grup eklemleşmeye örnek olarak verilebilir. KIKIRDAK BAĞLANTILI EKLEM (SYNCHONDROSIS) İki kemik arasındaki birleşme, hyalin kıkırdak aracılığı ile oluşur. Bu eklemleşmede geçici bir durum söz konusudur ve daha ileri yaşlarda, aradaki kıkırdak tabaka da kemikleşerek ortadan kalkar. Göğüs kemiği (sternum) ile kaburgalar arasındaki eklemler buna örnek olarak verilebilir. KEMIK BAĞLANTILI EKLEM (SYNOSTOSIS) Burada, iki kemik arasındaki birleşme, kemikleşmiş bağ veya kıkırdak doku aracılığı ile oluşur. Kafa kemikleri arasındaki suturaların daha ileri yaşlarda kemikleşerek ortaya koydukları eklem şekli verilebilecek en tipik örnektir. HAREKETLI BIRLEŞMELER (DIARTHROSIS) Bu şekilde birleşmelerin en büyük özelliği, eklemi oluşturmak için bir araya gelen kemiklerin, birbirlerine göre ileri derecede hareketli bir durum ortaya koymalıdır. Bu durumda gerçek eklemden söz edilmiş olur. Diarthros eklemlerin ortak özellikleri şunlardır : Eklem yüzleri Eklem kapsülü Eklem boşluğu Eklem sıvısı EKLEM YÜZLERI Kemiklerin eklem yapan uçları, bu eklemin hareket özelliğine göre şekillenmişlerdir ve özel bir yapı gösterirler. Harekete katılan yüzler, eklemin durumuna göre ya hyalin, ya da fibröz kıkırdak ile döşenmiştir. Değişik kalınlıklarda olabilen bu örtüler, hareket sırasında ortaya çıkan kuvvetlerin karşılanmasını ve aynı zamanda artiküle eden kemik yüzeylerin aşınmalarını önleyici bir rol oynar. EKLEM YÜZLERI Bazı eklemlerde karşılıklı eklem yüzleri son derecede güzel bir uyum gösterirler. Buna karşılık bazı eklemlerde ise (çene eklemi gibi) karşılıklı kemik yapıların şekil bakımından uyumları çok zordur. Bu durumda eklem yüzlerinin fonksiyonel uyumu, eklem aralığında yer bulan kıkırdak bir yapı (discus veya meniscus) aracılığı ile sağlanır. EKLEM YÜZLERI Bazen eklem çukurunun, eklem başına göre çok küçük olduğu görülür. Bu durumda, eklem çukuru çevresinde yer alan, yine kıkırdaktan oluşmuş, dudak şeklindeki bir yapı ile, artiküle eden yüzey genişletilir ve karşılıklı fonksiyonel uyum sağlanır. Bu yapı fibröz kıkırdak karakterindedir ve labrum adını alır. EKLEM KAPSÜLÜ (CAPULA ARTICULARIS) Bağ dokusundan iki tabakadan oluşmuş bir yapıdır. Dış tabaka, daha kuvvetli bir yapıya sahip olup, kemiğin peritosu ile devam eder. Eklem kapsülünün dış tabakasına membrana fibrosa adı verilir. İç tabaka ise, bağ dokusundan oluşmuştur ve membrana synovialis adı ile tarif edilir. Bazı eklemlerde kapsül, yer yer bağ dokusu liflerinin bir araya gelerek bantlar oluşturmaları ile kuvvetlendirilmiştir. EKLEM KAPSÜLÜ (CAPULA ARTICULARIS) Bu şekilde oluşan bantlar (ligament) bir yandan eklem kapsülünü kuvvetlendirirken, öte yandan eklemde ortaya çıkan hareketleri yönlendirir veya kısıtlayabilirler. Eklem kapsülünün iç tabakası (membrana synovialis) damar ve sinirlerden zengindir. Eklem içi sıvısı (synovia) bu tabaka tarafından salgılanır. EKLEM BOŞLUĞU (CAVUM ARTICULARE) Bazen eklem aralığı olarak da belirtilir. Bu şekilde tanımlanmasına rağmen, büyük hacimli bir boşluk anlaşılmamalıdır. Tam tersine, kapiller bir aralık halindedir. Normal olarak hermetik bir durumdadır. Bu durumda atmosfer basıncı eklem üzerine oldukça büyük sınırlarda etki yaparak, eklemi oluşturan yüzeyleri birbirine yaklaştırır. Bu bakımdan eklem aralığındaki negatif hava basıncı önemli fonksiyonel bir rol oynar. EKLEM SIVISI (SYNOVIA) Yapışkan, kaygan bir sıvıdır. Bu yapısı nedeniyle eklem yüzlerinin karşılıklı hareketlerini kolaylaştırır. Yüzeylerin birbirlerine karşı kaymaları daha rahat sağlanır. Bazı durumlarda, membrana synovialisin patalojik nedenlerinden dolayı daha çok miktarda synovia salgılanır. Bu durumda eklem kapsülü gerilir. Ağrılar ortaya çıkar. EKLEM SIVISI (SYNOVIA) Diarthros eklemlerde bazı yardımcı elemanlara da rastlanır. Discus articularis veya meniscuslar bu tür yapılardandır. Eklem yapan yüzlerin birbirlerine uyumunu sağlayan ve eklem çukuru etrafından bir dudak şeklinde yapılaşma gösteren kıkırdak yapılar da (labrum) yardımcı oluşumlardandır. EKLEM SIVISI (SYNOVIA) Bunlara ek olarak, kaymayı kolaylaştırıcı içi sıvı dolu keseler (bursa synovialis) ve yine içi sıvı dolu olan kılıflar (vaginae synoviales) da belirtilmelidir. EKSENLERINE GÖRE EKLEMLER Tek İki eksenli eklemler eksenli eklemler Çok eksenli eklemler TEK EKSENLI EKLEMLER Menteşe şeklinde eklemler olarak da adlandırılırlar. Bu eklemde, hareketlerin elde edilmesi, sadece bir düzlemde ve tek bir eksene göredir. Dirsek eklemi ve parmak falanksları arasındaki eklemler bu tür eklemlerdir. Bu eklemlerle fleksion ve ekstension hareketleri elde edilir. İKI EKSENLI EKLEMLER Bu tür eklemlerde iki düzlemde hareket elde edilir. Eksenler hem birbirlerine hem de kemik eksenine dik durumdadır. Eğer şeklinde veya elipsoid şekilde bulunurlar. El bileği ve el başparmağının eklemleri buna örnek olarak verilebilir. Fleksion/ekstension ve abduksion/ adduksion hareketleri elde edilir. ÇOK EKSENLI EKLEMLER Bu tür eklemlerde en az üç eksen bulunur. Yüzlerden birisi konkav, diğeri ise konvekstir. Omuz ve kalça eklemleri bunun için bir örnek olarak verilebilir. Bu tür eklemlerde üç ana eksen de eklemin ortasındaki bir noktadan geçerler. Horizontal, sagittal ve vertikal olarak uzanırlar. Bu eklemlerde; fleksion/ekstension, abduksion/adduksion ve iç rotasyon/dış rotasyon hareketleri elde edilir. Bir de, bu hareketlerin hepsinin katılımı ile ortaya çıkan sirkumdiksion hareketi de yapılır. İSKELET SİSTEMİNİN BÖLÜMLERİ VE EKLEMLERİ Bütün kemikler, değişik şekillerde birleşerek, insan vücudunun büyüklüğünü ve şeklini belirleyen temel yapıyı oluştururlar. Bu temel yapının tümüne birden "iskelet sistemi" adı verilir. Kemiklerin bir araya gelişleri sırasında ortaya çıkan yapısal tarzlar, bazı önemli hayati organların korunması için çok önemlidir. Kafa kemiklerinin oluşturduğu kranium (cranium) beyni, kaburgaların (costae) oluşturduğu göğüs kafesi (thorax) de kalbi ve akciğerleri koruyan önemli oluşumlar olarak belirtilebilir. İnsan iskeleti ile diğer memeli iskeletleri arasında çok fazla ortak yanlar ve paralellikler bulunur. Ancak, insanın gelişimi, son derecede yüksek bir özellik gösterir. Örneğin, sinir sisteminin daha ileri ve gelişmiş bir durum kazanması ve insanın iki ayak üzerinde kalkması ile, dengenin sağlanmasına yönelik fonksiyonel şekillenme, bu bakımdan önemli farklılıklar yaratır. Gençlerde kemik yapı, kıkırdak bakımından çok zengindir ve bu nedenle bükülebilir özelliği de daha fazladır. Bunun için genç insanlarda ve çocuklarda kemik kırıkları daha az ortaya çıkar. Buna karşılık, bazı kötü duruş alışkanlıkları sonucu, özellikle sandalyeye oturuş tarzları veya çok defa aşırı ağırlıkları daima aynı tarafta taşıma alışkanlıkları, (örneğin okul çantasının taşınması gibi) iskelet sisteminin ilgili kısımlarında kolayca bükülmelere ve şekil bozukluklarına yol açar. Bu şekildeki, yanlış alışkanlıklara bağlı olarak ortaya çıkan vücut biçimi anormallikleri, erken zamanda hekim tavsiyesi ile giderilebilir. Ancak, vücudun gelişimini tamamlamasından sonra, iyi bir sonuç alınması çok zordur. Hatta imkansızdır. Zamanında olaya el atılmaması durumunda, vücuttaki biçim bozuklukları kalıcı bir karakter kazanır. Yaşlılığın ileri dönemlerinde kemik kıkırdağı büyük boyutlarda kaybolur. Buna bağlı olarak hem kemik elastikiyetinde azalma, hem de kemiklerde küçülme ortaya çıkar. Sonuç olarak da, kemik kırıklarının daha kolay meydana geldiği ve kırık durumunda, kemik yenilenmesinin zorlaştığı görülür. İskelet sistemi, bu sistemi oluşturan kemiklerin, fonksiyonel olarak sınıflandırılması ile aşağıdaki başlıklar altında incelenebilir. GÖVDE ISKELETI (TRUNCUS) Omurga ve omurlar (columma vertebralis ve vertebrae) Kaburgalar (costae) Köprücük kemiği (clavicula) Kürek kemiği (scapula) Göğüs kemiği (sternum) Göğüs kafesi (thorax) Kafatası (cranium) Kafatası boşluğu ve çukurları UZUVLAR (EXTREMITAS/EKSTREMITE) Üst uzuv (ekstremite) kemikleri Kol kemiği (humerus) Ön kol kemikleri (radius ve ulna) El iskeleti kemikleri (ossa manus) El bileği kemikleri (ossa carpi) El tarağı kemikleri (ossa metacarpi) El parmak kemikleri (ossa digitorum= phalanges) Üst ekstremite eklemleri Alt uzuv (ekstremite) kemikleri Leğen (pelvis=os coxae + os sacrum + os coccygis) Uyluk kemiği (femur) Diz kapağı kemiği (patella) Bacak kemikleri (tibia ve fibula) Ayak iskeleti kemikleri (ossa pedis) Ayakbileği kemikleri (ossa tarsi) Ayaktarağı kemikleri (ossa metatarsalia) Ayak parmak kemikleri (ossa digitorum, pedis) KAS NEDIR? - KASLARIN GÖREVLERI NELERDIR? Kas, vücutta bulunan, gelişmekte olan asıl hücreciklerin mezodermal tabakalarından oluşan, büzülebilen bir dokudur. Vücuttaki görevi güç oluşumu, dış ve iç (organlar arası) hareketi sağlamaktır. Kas hareketlerinin büyük çoğunluğu bilinç dışında gerçekleşir ve yaşam için gerekli fonksiyonların gerçekleşmesi için büyük önem taşımaktadır (kalbin kasılarak kan pompalaması gibi). Gönüllü kas hareketleri vücudun hareket etmesi için kullanılır. Kaslar, çizgili, düz ve kalp kası olmak üzere üçe ayrılır. Çizgili kaslar, isteğimiz doğrultusunda çalışan kaslardır. Düz kaslar isteğimiz dışında çalışır. Kalp kası da bir çizgili kas olmasına rağmen, isteğimiz dışında çalıştığı için, kalp kası adı verilmiştir. KASLARIN FAYDALARI ŞUNLARDIR: İskeletle birlikte vücudumuza şekil verir. Kemiklere destek görevi yapar. İskeleti oluşturan kemik ve eklemleri hareket ettirir. Bu hareketlilik vücudumuzun hareketini sağlar KASLARIN 5 ÇEŞIT ÖZELLIĞI VARDIR: Uyarılabilme: Kaslar, her canlı kitle gibi, kendilerine yapılan bir uyarıya cevap verme özelliğine sahiptir. Kasların bu uyarıya cevabı: "Kasılma" şeklindedir. İletebilme: Kaslar, doğal koşullarda, kas-sinir-kas arasındaki uyarıyı "Snaps" yolu ile yani sinir sistemi yolu ile iletebilme özelliğine sahiptir. Kasılabilme: Kasların, kendilerine uyarılara cevabı kasılma şeklinde olur. yapılan BEŞ ÇEŞIT KASILMA TIPI VARDIR: İzometrik Kasılma: Uzunluğu sabit kalan, fakat gerimi artan, statik bir kasılma şeklindedir. Bütün tabii kasılmaların başlangıcını izometrik kasılmalar oluşturur. Konsantrik Kasılma: Kasın gerimi aynı kalırken, boyu kısalır. Yani, kısalarak meydana gelen dinamik bir kasılma türüdür. Vücut geliştirme çalışmasında bu tip kasılmalar çok iyi bir örnektir. Bu kasılmaya aynı zamanda "İzotonik kasılma" da denir. Genellikle insanın kassal aktiviteleri, izometrik ve izotonik kasılmaların birbiri ardına yapılmasından veya her ikisinin beraberce uygulanmasından oluşur. İzometrik ve İzotonik kasılmaların beraberce olması, yani kasın her geriminin hem de uzunluğunun değişmesine de "Oksotonik Kasılma" denir Eksantrik Kasılma: Dinamik bir kasılma türüdür. Kasın gerimi artarken, boyu uzar, yani konsantrik kasılmanın aksine, uzayarak meydana gelen, bir kasılmadır. İzokinetik Kasılma: Sportif aktivitelerde uygulanan yeni bir kasılma şeklidir. Bir egzersizin tümünde, sabit hızda, maksimal ölçüde yapılan bir kasılma şeklidir. Tetanik Kasılma: Bu kasılma, tek kasılmaya oranla 4 misli daha kuvvetli, uzun süreli ve daha ekonomik kasılma şekli olup, daha fazla iş görür. İstemli hareketlerimiz genellikle devamlı, yani tetanik kasılmalar şeklindedir. Kasa gelen ve tek bir uyaranın oluşturduğu kasılma bitmeden arka arkaya sık sık uyaranlar verilirse, kas gevşemeye vakit bulamaz ve devamlı bir kasılma gösterir. Tetanik kasılmanın meydana geldiği en düşük uyaran frekansına "Kritik Frekans" adı verilir. 4. Elastik Olma: Kası istirahat uzunluğundan daha öteye gerip, uzatırsak bir direnç ile karşılaşırız. Bunu yapan, yani kası geren ve uzatan kuvvet kesildiği zaman, kas yine istirahat uzunluğuna döner. Bu aksın "Elastik olma" özelliğidir. 5. Viskoz Kitle Olma: Kaslar, şeklini değiştirmek isteyen kuvvetlere karşı iç sürtünmeler nedeni ile bir direnç gösterirler. Kendilerine tatbik edilen kuvvet ile kasın direnmesi arasındaki denge hemen değil, ancak bir zaman sonra meydana gelir. Bu durum kasların "Viskozite" özelliğidir. Kas, yaptığımız bir hareket veya egzersiz neticesinde uzatılacak olursa, bu hareketin oluşturacağı uzunluğa hemen erişmeyip, uzamanın son kısmı yavaş yavaş meydana gelir. Diğer taraftan, hareket bitince normal uzunluğuna hemen dönmez. Kasın viskozite özelliği onun bir çeşit korunma mekanizmasıdır. Bunu, kapıların çarpmasını önleyen ve yavaş kapanmasını sağlayan yay mekanizmasına benzetebiliriz. Kaslarda bu özellik olmasa idi, ani ve şiddetli kasılmalarda, kas ve kemik bütünlüğü tehlikeye girer ve kopmalar olurdu. Viskoz özellik bir çeşit frenleme görevi yapmaktadır. 1. ÇIZGILI KASLAR (İSKELET KASLARI) Çizgili kas hücreleri, uzun ve silindir şeklinde hücrelerdir. Bir kas teli boyunca birden çok çekirdek bulunur. Kas hücrelerinin sınırları belirli değildir ve sitokinez (sitoplazma bölünmesi) görülmez. Beynin kontrolünde, isteğimizle çalışırlar. Düz kasa oranla daha hızlı kasılırlar. Eklem bacaklılardaki kaslar bu tiptendir. 2. DÜZ KASLAR Düz kas hücreleri mekik şeklinde olup, Otonom sinir sisteminin kontrolünde, isteğimiz dışında çalışırlar. Kasılmaları yavaş ve düzenlidir. Omurgalılarda sindirim, solunum, dolaşım, üreme ve boşaltım sistemlerinin duvarlarında bulunur. Eklem bacaklılar hariç, omurgasız hayvanlar düz kaslara sahiptir. Her hücrede bir tane çekirdek bulunur. 3. KALP KASI (= MIYOKARD) Çizgili kas yapısındadır, isteğimiz dışında çalışır. Liflerindeki telcikler tek çekirdeklidir. Çekirdekler hücrenin ortasında bulunur. Kalp kası dallanmış bir yapıya sahiptir. Kas telleri kısa boyludur. Birbirine bağlandıkları yerlerde ara diskler bulunur. Osteologia: Kemik Bilimi Os : Kemik Os Longum : Uzun Kemik Os Breve: Kısa Kemik Os Planum : Yassı Kemik Os Irregulare: Düzensiz Kemik Os Pneumaticum: İçi boşluklu, hava içeren kemik Skeleton Appendiculare: Gövdeye eklenti iskelet, üst taraf, alt taraf Skeleton Axiale: Gövde ve Baş İskeleti Substantia Compacta: Dışta, Sert Doku Epiphysis: Uzun kemiklerin uç kısımları Diaphysis: Uzun kemiklerin gövdelerine verilen isim Metaphysis: Diafiz ile epifiz arasında kalan kemik metabolizmasının en yoğun olduğu kısım Endosteum: Uzun kemiklerde kemik iç zarı Cavitas Medullaris: Kemik içinde bulunan boşluk, içinde kemik iliği bulunur. Periosteum: Kemiği örten zar Aditus: Açıklık Ala: Kanat Anulus: Halka Ansa: Çengel, kıvrım Cauda: Kıvrım Cavum: Boşluk Collum: Boyun Condylus: Lokma Conus: Koni şeklinde, Koni Cornu: Boynuz Cranium: Baş Epicondylus: Lokma üstü Facies: Yüz Fissura: Yarık Foramen: Delik Fossa: Çukur Foveo: Çukur Foveola: Çukurcuk Protuberentia: Kabartı Processus: Gaga şeklindeki çıkıntı Sinus: Boşluk Spina: Dikenimsi Çıkıntı Sulcus: Oluk Tuberculum: Tümsekcik Ossa Cranii: Kafa Kemikleri Os Frontale: Alın Kemiği Os Temporale: Şakak Kemiği Os Parietale: Yan Kafa Kemiği Os Occipitale: Ard Kafa Kemiği Os Sfenoidale: Temel Kemik Os Ethmoidale: Kalbur Kemiği Maxilla: Üst Çene Kemiği Os Palatinum: Damak Kemiği Os Lacrimale: Gözyaşı Kemiği Vomer: Sapan Kemiği Os Zygomaticum: Elmacık Kemiği Os Nasale: Burun Kemiği Concha Nasalis Inferior: Boyuncuk Kemiği Mandibula: Alt Çene Kemiği Os Hyoideum: Boyunda bulunan at nalı şeklindeki kemik Fossa Cranii Anterior: Kafatası Ön Çukuru Fossa Cranii Media: Kafatası Orta Çukuru Fossa Cranii Posterior: Kafatası Arka Çukuru Fonticuli Cranii: Bıngıldak, fetüste ve yeni doğanda görülen kafa kemikleri arasındaki kemikleşmemiş zarımsı bölgeler Fonticulus Anterior: Ön Bıngıldak Kemiği Fonticulus Posterior: Arka Bıngıldak Kemiği Fonticulus Anterolateral: Ön Yan Bıngıldak Kemiği Fonticulus Posterolateral: Arka Yan Bıngıldak Kemiği Orbita: Göz Çukur Columna Vertabralis: Omurga Vertebra: Omur Vertebrae Cervicales: Boyun Omurları Canalis Vertabralis: Omurların ortasındaki deliklerin üst üste gelmesiyle oluşan kanal, içinde omurilik bulunur. Vertabrae Thoracicae: Göğüs Omurları Vertabrae Lumbales: Bel Omurları Foramen Vertebrale: Omur Deliği Costa: Kaburga Caput Costa: Kaburganın Baş Kısmı Collum Costa: Kaburganın Boyun Kısmı Corpus Costa: Kaburganın Gövde Kısmı Sternum: Göğüs Kemiği Manubrium Sterni: Sternumun Üst Kısmı Corpus Sterni: Sternumun Gövdesi Processus Xiphoideus: Sternumun Sivri Alt Ucu Thorax: Göğüs Kafesi Clavicula: Köprücük Kemiği Scapula: Kürek Kemiği Humerus: Kol Kemiği Ulna: Dirsek Kemiği Radius: Döner Kemik Ossa Carpi: Bilek Kemikleri Os Scaphoideum: Sandalsı Kemik Os Lunatum: Ay Kemik Os Triquetrum: Üç Kenar Kemik Os Psiforme: Nohutsu Kemik Os Trapezium: Yamuk Kemik Os Trapezoideum: Yamuksu Kemik Os Capitatum: Başlı Kemik Os Hamatum: Çengelli Kemik Ossa Metacarpi: El Tarak Kemikleri Digiti: Parmaklar Ossa Digitorum Manus, Phalanges: El Parmak Kemikleri Os Coxae: Kalça Kemiği Cavitas Pelvis: Pelvis Boşluğu Pelvis Major: Büyük Pelvis Pelvis Minor: Küçük Pelvis Femur: Uyluk Kemiği Tibia: Kaval Kemik Patella: Diz Kapağı Ossa Tarsi: Tarsal kemikler, Ayak Bilek Kemikleri Ossa Metatarsi: Ayak Tarak Kemikleri Ossa Digitorum Pedis, Phalanges: Ayak Parmak Kemikleri Arthrologia: Eklem Bilimi Articulation: Eklem Articulationes Fibrosae: Oynamaz Eklemler Syndesmosis: İki Kemik Arasındaki Bağ Doku Sutura: İki kemik testere dişi gibi birbirine kaynaşmıştır. Gomphosis: Dişlerin çene kemikleriyle yaptıkları eklemler, çivi çakılması şeklindeki eklemler Schindylesis: Bir kemik çıkıntısının diğer kemikteki oluk içine yerleşmesi Articulationes Cartilagineae: Yarı oynar eklemler Synchondrosis: İki kemik arasındaki kıkırdak doku Articulationes Synoviales: Oynar Eklemler Articulatio Composita: İkiden fazla kemiğin katıldığı eklemler Articulatio Plana: Düz veya düze yakın eklem yüzleri arasında meydana gelen eklemler Articulatio Spheroidea: Yuvarlak bir baş, buna uyan çukurluk tarafından oluşturulan eklem, üç eksenlidir. Articulatio Ellipsoidea: Eklem yüzleri eyere benzer, iki eksenlidir. Facies Articularis: Eklem Yüzü Cartilagea Articularis: Eklem Kapsülü Membrana Synovialis: Eklem Kapsülünün İç Yüzünü Örten Zar Synovial Fluid: Sinoviyal zarların salgıladığı sıvı Cavum Articularis: Eklem Boşluğu Meniscus: Eklem kıkırdağı içinde yarım ay şeklinde fibröz kıkırdak oluşum Labrum Articulare: Halka şeklinde fibröz bağ dokusundan yapılmış oluşum Ligamentum Articulare: Kemik uçlarını birbirine bağlayan ve destekleyen bağlar, iç ve dış bağlar Myologia: Kas Bilimi Musculus: Kas Endomysium: Kas Liflerini Saran Gevşek Bağ Doku Perimysium: Kas Demetini Saran Gevşek Bağ Doku Epimysium: Kasların Tümünü Saran Gevşek Bağ Doku Düz Kas: Çizgisiz görülür, otonom sinir sistemi tarafından inerve edilir. Kalp Kası: Çizgili görülür, otonom sinir sistemi tarafından inerve edilir. Çizgili Kas: Çizgili görülür, somatik sinir sistemi tarafından inerve edilir. Caput: Kasın Baş Kısmı Venter: Kasın Karın Kısmı Origo: Kasın Başlangıç Kısmı Insertio: Kasın Sonlanma Kısmı Tendon: Kiriş Fascia: Kasların üstlerini örten zar Fascia Profundus: Derin Fasia Aponeurosis: Yassı Kiriş M. Fusiformis: İğne şeklindeki kas M. Quadratus: Dörtgen şeklindeki kas M. Triangularis: Üçgen şeklindeki kas M. Unipennatus: Tek taraflı teleksi kas M. Bipennatus: Çift taraflı teleksi kas M. Multipennatus: Çok taraflı teleksi kas M. Orbicularis: Daire seyirli lifleri olan kas M. Cruciatus: Lifleri çapraz yapan kas M. Sphincter: Büzme Fonksiyonlu Kas M. Dilator: Açma Fonksiyonlu Kas M. Levator: Kaldırma Fonksiyonlu Kas M. Depressor: İndirme Fonksiyonlu Kas M. Flexsor: Bükme Fonksiyonlu Kas M. Extensor: Germe Fonksiyonlu Kas M. Pronator: İçe Döndürme Fonksiyonlu Kas M. Supinator: Dışa Döndürme Fonksiyonlu Kas M. Abduktor: Uzaklaştırma Fonksiyonlu Kas M. Adduktor: Yaklaştırma Fonksiyonlu Kas Antagonist Kaslar: Zıt Hareketi Yaptıran Kas veya Kaslar Fiksatör Kaslar: Sabitlemeyi Yaptıran Kaslar Sinerjist Kaslar: Belli Bir Hareketin Yapılmasına Yardımcı Olan Kaslar Acampsia: Eklemdeki hastalık nedeniyle kol veya bacağın hareket yeteneğini kaybetmesi Amyoplasia: Kasta gelişim bozukluğu olması Amyoplasia Congenita: Vücut kaslarında doğuştan gelişme geriliği Amyostasia: İstemli hareketler yapılırken, kaslardaki istem dışı titreme ve seyirmelerin olması Amyotaxy: İstem dışı düzensiz kas titremeleri Anklylosis: Eklemi meydana getiren, eklem yüzlerinin birbirine kaynaşması, eklem hareket yeteneğini kaybeder, sertleşir. Arthrocele: Eklemde sinovyal zarın eklem kapsülünden dışarı fıtıklaşması Arthrochondritis: Eklem kıkırdağında iltihap Chondroblastoma: Uzun kemiklerin epifizlerindeki kıkırdaklarından gelişen tümör Chondrolysis: Kıkırdağın erimesi Bursitis: İçinde sıvı bulunan seröz kesesinin iltihabı. Arthritis: Eklem iltihabı Acute Arthritis: Ağrı, şişlik, kızarıklık ile karakterize, travmaya bağlı artirit. Bacretial Arthritis: Patojen etkilerin bakteri olduğu artirit. Fungal Arthritis: Patojen etkilerin mantar olduğu artirit. Osteoarthritis: Genellikle ağırlığı taşıyan eklemlerde görülür (kalça, diz eklemi), eklem kıkırdağında erozyona neden olur. Rheumatoid Arthritis: Kronik, sistematik enflamasyon, eklem ve sinovyal membranda bozukluklara neden olur, bu da eklemlerde şişme, ağrıya neden olu, daha sonraları da şekil bozuklukları gelişebilir. Gut Arthritis: Kanda ürik asit seviyesinin artması sonucu eklem iltihabı. Akut ataklar şeklinde kendini belli eder. Collagen Tissue Diseases: Kollagen Doku Hastalıkları. Etiyolojisi tam olarak bilinememektedir. Vasküler enflamasyon, nekroz ve immün mekanizma bozukluklarıyla karakterizedir. Kemik nekrozu: Kanlanamama ya da başka bir patolojik sebepten dolayı kemik dokusunun ölümü Fibrochondritis: Fibroz kıkırdak dokunun iltihabı. Fibrochondroma: Yapısında bağ dokusu bulunan kıkırdak tümörü Fibrolipoma: Bağ ve yağ dokusundan gelişmiş iyi huylu tümör Fibroma: Bağ dokusundan gelişmiş iyi huylu tümör Fibrositis: Eklemleri ve kasları çevreleyen bağ dokusunun iltihabı. Fibrosarcoma: Fibroblastlardan kaynaklanan fibröz dokunun kötü huylu tümörü Fracture: Kemik kırığı Refracture: Eski bir kırıktan sonra kaynayan kemiğin tekrar kırılması Myeloma: Kemik iliği tümörü Myositis: Kas İltihabı Myoma: Kas tümörü, kas dokusunda gelişen tümör Leiomyoma: Düz kas liflerinden gelişen iyi huylu tümör Leimyosarcoma: Düz kas liflerinden gelişen kötü huylu tümör Rhabdomyoma: Çizgili kas liflerinden gelişen iyi huylu tümör Rhabdomyosarcom: Çizgili kas liflerinden gelişen kötü huylu tümör Rheumatism: Vücuttaki bağ dokusu yapısının metabolik dejenerasyonu ve enflamasyonu ile karakterize hastalık Osteitis: Kemik iltihabı Osteoma: Kemik dokusundan gelişen tümör, kemik tümörü Osteosarcoma: Kemik dokusundan gelişen kötü huylu tümör Osteomalacia: Kemik dokusunun yumuşaması (kemiklerde kalsiyum ve D vitamini eksikliğine bağlı) Rickets: Çocuklarda görülen osteomalazi Osteomyelitis: Kemik ve kemik iliği iltihabı Osteoporosis: Kalsiyum kaybı sonucu gelişen atrofi Spondylarthritis: Omurlar arası eklemlerin iltihabı Spondylosis: İki omurun birbirine kaynaşması Subluxation: Tam olmayan çıkık, yarım çıkık Tendonitis: Tendon iltihabı. Omurga Eğrilikleri: Kyphosis: Omurganın göğüs parçasının arkaya doğru aşırı eğriliği, kambur Lordosis: Omurganın bel parçasının öne doğru aşırı eğriliği, ön kamburluk Scoliosis: Omurganın yana olan anormal eğriliği Lordoscoliosis: Omurganın öne ve yana aşırı eğriliği Scoliokyphosis: Omurganın arkaya ve yana aşırı eğriliği. Arthroendoscopy: Artroskop aracılığıyla eklem içini tanı ve tedavi için inceleme, gözleme Arthrometer: Eklem hareket açısını ölçen alet. Arthropneumoradiography: Eklem içine hava, oksijen ve karbodioksit verildikten sonra filmin çekilmesi Arthrography: Eklem boşluğuna radyopak madde vererek röntgen filmi çekilmesi Arthroscopy: Artroskop ile eklem boşluğunun incelenmesi Serum Uric Acid: Serumda ürat düzeyine bakılır Examination of synovial fluids: Eklem boşluğundan aspirasyon yöntemiyle alınan sıvının incelenmesi Complete blood count, CBC: Kan değerlerinin laboratuarda incelenmesi, kan testleri ve sayımları hastanın hastalığı hakkında bilgi verir. Electromyography, EMG: İskelet kaslarına istiharat halinde elektriksel uyarılar verilerek kasın aktivitesini kaydetmede kullanılan bir teknik. Magnetic Resonance Imaging, MRI: Eklem ve kemiklerdeki patolojiyi tespit etmek için iyonize olmayan görüntülemenin kullanılması Scintigram-Scan: Radyoaktif izotopun çıkardığı gamma ışınları ile dokuların görüntülenmesi Kemik Sintigramı (Skeni): Radyoaktif izotopun çıkardığı gamma ışınları ile kemik dokusunun görüntülenmesi Eklem Sintigramı (Skeni): Radyoaktif izotopun çıkardığı gamma ışınları ile eklemi meydana getiren oluşumların görüntülenmesi Scintigraphy: Radyoaktif izotop verilerek dokularda radyoaktivite dağılımının iki boyutlu görüntüsünün alınması. Kemik Sintigrafisi: Radyoaktif izotop verilerek kemiklerdeki radyoaktivite dağılımının iki boyutlu görüntüsünün alınması. Eklem Sintigrafisi: Radyoaktif izotop verilerek eklemlerdeki radyoaktivite dağılımının iki boyutlu görüntüsünün alınması. Radiography: eklemin X alınması Tomography: Kemiğin ya da ışını ile filminin X ışınıyla kesitsel görüntüleme, incelenen vücut bölgesinin kesitler halinde röntgen filmlerinin alınması Amyoesthesia: Kasın duyarlılığını kaybetmesi Amyotonia, myatonia: Kas tonusunun azalması Amyous: Kas dokusu zayıflığı Arthralgia: Eklem ağrısı Atrophy: Hacimce küçülme Arthrocele: Eklemlerde oluşan şişlik, sinovyal zarın fıtığı Arthroedema: Eklemde oluşan ödem Contracture: Kasın sürekli kasılı kalması, gevşemeye karşı kasın direnç göstermesi Deformity: Vücudun herhangi bir kısmında olan şekil bozukluğu Exacerbation: Bazı hastalık semptomlarında artma Exostosis: Kemik yüzeyinde görülen küçük çıkıntı şeklindeki kitle Flaccid: Kas tonusunun ortadan kalkması sonucu kaslarda gevşeme Hypertrophy: Kasların hacimlerindeki küçülme Hypotonia: Kas tonusunun azalması Myalgia: Kas Ağrısı Myorrheksis: Kas Yırtılması Myosclerosis: Kas dokusunun sertleşmesi Necrosis: Doku ya da organın bir bölümünün herhangi bir nedenle ölümü Ostealgia: Kemik ağrısı Osteodynia: Kemik ağrısı Ostemia: Kemikte kanlanma artışı Rheumatalgia: Kronik romatizmal ağrı Rigor: Kastaki sertlik Spasm: Kasılma Spastic: Kasılı olan Tenalgia: Tendon ağrısı Tender: Çok hassas, hafif bir dokunmayla çok ağrıyan, acıyan Tremor: Titreme Amputation: Gövdenin bir uzvunun (kol veya bacak gibi) tamamının ya da bir kısmının kesip çıkarılması Arthrectomy: Eklemin çıkarılması Arthroclasia: Ankiloze olmuş bir eklemin tekrar hareketli olmasını sağlamak amacıyla yapılan ameliyat Arthrolysis: Hareket yeteneğini kaybetmiş eklemi çevresindeki yapışık dokulardan ayırma, eklemi serbest hale getirmek için yapılan ameliyat Arthrodesis: Eklemi meydana getiren kemik yüzlerinin ameliyatla hareket etmeyecek şekilde tespit edilmesi Arthroplasty: Hareket yeteneğini kaybetmiş bir ekleme, tekrar hareket yeteneğini kazanması için yapılan ameliyat Arthrostomy: Eklemde toplanan sıvı veya cerahatın boşalması için eklem boşluğuna ameliyatla açılan delik Arthroxesis: Eklem yüzeyindeki enfekte kemik kısımlarının kazınıp temizlenmesi Kemik grefti: Bir kemik parçasından alınıp, diğer bir kemiğe eklenen canlı kemik parçası Bursectomy: Herhangi bir bursanın ameliyatla çıkarılması Chondrectomy: Kıkırdağın ameliyatla çıkarılması Fibromectomy: Fibromanın ameliyatla çıkarılması Myoplasty: Kas üzerinde yapılan estetik ameliyat Myorrhaphy: Kasta meydana gelen yırtığı dikme Osteotomy: Kemiğin cerrahi yollar ile kesilmesi Osteoplasty: Kemik üzerinde yapılan estetik ameliyat Osteosuture: Kırık kemik uçlarının tel dikişle birbirine tutturulması Spondylosyndesis: Komşu omurları birbirine kaynaştırmak için yapılan ameliyat Tenotomy: Tendon ameliyatı Physical Theraphy: Fizik Tedavi. Travma sonrası oluşan hastalıkların tedavisinde hastaların tekrar kendi başlarına yeterli olmalarını sağlayabilmek amacıyla ışık, ses, soğuk, sıcak, elektrik veya egzersiz gibi fiziksel ajanların ilaç tedavisiyle birlikte bir rehabilitasyon uzmanı tarafından uygulanması Prosthesis: Protez. Çıkarılmış bir organ (kol, bacak gibi) veya bir parçanın görevini yerine getirmek üzere onun yerine yerleştirilmiş yapay oluşum. Reduction: Tamir etmek Lokal Isı Uygulama: Hastalığın durumuna göre Lokal Buz Uygulama: Hastalığın durumuna göre Immobilization: Hareketsizleştirme, Harekete mani olma Intraarticular Injection: Eklem içi enjeksiyon, ağrı ve iltihabı fazla olan eklem içine ilaç vermek Spica: Omuz ve kalçaya uygulanan 8 şeklindeki bandaj Analgesic: Ağrıyı azaltıcı veya giderici ilaçlar Anti-inflammatory: İltihap giderici ilaçlar, hareket sistemi ve kollagen doku hastalıklarında kullanılır; çünkü bu hastalıklardaki iltihap non-inaktif iltihaptır, iltihap ile birlikte ödem vardır. Antipyretic: Ateş düşürücü ilaçlar Chloroquin: Antienflamatuar etkisi olan ilaçlar, romotoid artirit tedavisinde kullanılır. Miyorelaksan: Kas gevşetici ilaçlar