AHLAK FELSEFESİ FELSEFE DERSİ KONU ANLATIMI FELSEFE AÇISINDAN AHLAK Ahlak ; ahlak felsefesi disiplini olmadan da vardı. Çünkü en ilkel toplumların bile kendine göre bir ahlakı vardır. Aristoteles ; iyi , erdem , özgürlük , mutluluk gibi kavramları sorgulayıp tanımladığı için “Ahlak Felsefesi” disiplinin kurucusu sayılır. “AHLAK” KAVRAMININ KAPSAMI İnsan davranışlarını kabaca içgüdüye dayalı ve irade ile yapılan davranışlar olarak sınıflandırmak mümkündür. İnsanın irade ile yaptığı davranışlarını da sadece düşünmesi ve bilmesi yeterli değildir. Düşündüklerini ve bildiklerini davranışlarına da yansıtmak zorundadır. Çünkü bilmek başka yapmak başka bir şeydir. ÖRNEK • Hırsızlık yapmanın ya da yalan söylemenin kötü olduğunu bilmek yeterli değildir. Bunun davranışlara da yansıması gerekir. “AHLAK” KAVRAMININ KAPSAMI Günlük dildeki ahlaktan kastedilen ; insanlar arası ilişkilerde kişilerin uyması beklenen davranışlardır. – – – – Yapılması / yapılmaması istenen davranışlar, İzin verilen / verilmeyen davranışlar , Onaylanan / onaylanmayan davranışlar , İYİ ve KÖTÜ olarak değerlendirilen davranışlardır. “AHLAK” KAVRAMININ TANIMI Belli bir dönemde , belli bir toplumun benimsemiş olduğu , bireylerin birbirleri ile ilişkilerini düzenleyen davranış kurallarının , yasaların , ilkelerin toplamıdır. İnsanın özgür iradesiyle ortaya koyduğu yapıp etmelerdir. Bir toplumdaki kişiler arası ilişkilerde davranışlara ilişkin değer yargıları toplamıdır. Bu değer yargıları , kişilerin başkaları ile ilişkilerinde yaptıklarının değerini yargılamak için kullanılır. İyi ile kötünün ne olduğu üzerine bir bilinçtir. “AHLAK” KAVRAMININ GÖRECELİLİĞİ Değer yargıları ; toplumdan topluma farklılık gösterdiği gibi , aynı toplum içinde bölgeden bölgeye ve zamandan zamana da farklılık gösterir. Belirli bir toplumun ahlakından sözedilebileceği gibi ; meslek ahlakı , siyasal ahlak , evlilik ahlakı vb. ahlaklardan da sözetmek mümkündür. “AHLAK FELSEFESİ” KAVRAMININ TANIMI Ahlaklar üzerinde bilgi ortaya koymaya çalışan bir etkinliktir. Bu kimi zaman bir ahlakın değerlendirilmesi şeklinde olabileceği gibi kimi zaman da tek tek ahlakların üzerinde genel bir ahlak ortaya koyma çabasıdır. AHLAK FELSEFESİNİN KONUSU İnsanın yapıp etmelerini özel bir problem alanı olarak ele alır. Bu alanı yöneten ilkeleri inceler. Ahlaksallığın ne olduğunu inceler. Ahlakın özünü ve temellerini araştırır. İnsanın yapıp etmelerinde özgür olup olmadığını araştırır. Yapılması gereken davranışları ortaya koyar. İyi , mutluluk , erdem , özgürlük vb. Kavramları irdeler. “ETİK” KAVRAMININ TANIMI Genellikle ahlak felsefesi ile eş anlamlı tutulan bir kavram olmasına rağmen ondan farklıdır. Kısaca “EYLEM”in felsefi bilgisidir. AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI İYİ : Yapılması gereken KÖTÜ : Yapılmaması gereken ÖZGÜRLÜK : İrade ile birinden birini isteme SORUMLULUK : Seçtiğimiz seçeneğin getireceği sonucu üstlenme ERDEM : İyi olana yöneliş VİCDAN : İyi olana yönelten içsel güç AHLAK YASASI : Herkesin davranışını düzenlemesi beklenen yasa AHLAKİ KARAR : Sözkonusu yasaya özgürce uyma AHLAKİ EYLEM : Bu yasaya uygun hareketi yapma AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL SORULARI Ahlaki eylemin amacı nedir ? insan ahlaki eylemlerinde özgür müdür ? Ahlak yargılarının niteliği nedir ? Kişi vicdanı karşısında evrensel bir ahlak yasası var mıdır ? SORULARIN CEVAPLARI Ahlaki eylemin amacı nedir ? • • • • Mutluluktur Hazdır Faydadır Ödevdir İnsan ahlaki eylemlerinde özgür müdür ? • DETERMİNİZM • İNDETERMİNİZM ÖZGÜR DEĞİLDİR ÖZGÜRDÜR Kişi vicdanı karşısında evrensel bir ahlak yasası var mıdır ? • Evrensel ahlak yasası yoktur • Evrensel ahlak yasası vardır EVRENSEL AHLAK YASASI VAR MIDIR? KABUL EDEN YAKLAŞIMLAR REDDEDEN YAKLAŞIMLAR HAZ AHLAKI ( HEDONİZM ) ÖZNEL TEMEL FAYDA AHLAKI (UTİLİTARİZM) NESNEL TEMEL BENCİLİK ( EGOİZM ) KANT KA ANARŞİZM DİNSEL TEMEL NİETZSCHE SARTRE EVRENSEL AHLAK YASASINI REDDEDEN YAKLAŞIMLAR HAZ * * * * * * * * AHLAKI ( HEDONİZM ) Kurucusu Aristippos’tur. “Haz” veren şey iyi,“acı” veren şey kötüdür. * Haz ile iyi aynı şeydir. Burada kastedilen haz anlık hazlardır. İnsan sadece kendi hazzını bilebilir Geçmiş haz artık yoktur gelecekteki de gelmemiştir. Haz değişken olduğundan hazza bağlı olan ahlak yasası da değişken olacaktır. Kişiden kişiye göre değişen bir ahlak yasası vardır , evrensel ahlak yasası yoktur. FAYDA AHLAKI * * * ( UTİLİTARİZM ) Bireye fayda sağlayan hareket iyi sağlamayan kötüdür. Her türlü davranış bireye fayda sağladığı oranda istenmeye layıktır. Bireye fayda sağlayan davranışlar kişiden kişiye göre değiştiği için evrensel ahlak yasası yoktur. BENCİLİK ( EGOİZM ) tüm eylemlerinin “ben” sevgisi” * İnsanın belirlendiğini ileri süren yaklaşımdır. * * * * * * ile İnsanın kendisine uygun olan şey iyinin ölçütüdür. İnsanda kendini sevme ve kendini koruma içgüdüsü vardır. İnsanın doğa nimetlerinden yararlanma isteği onun diğer insanlarla çatışmasına yol açmıştır. “Ahlak” insanın kendini koruma içgüdüsüne ters düşen bu anlaşmazlık sonucunda ortaya çıkmış bir sözleşmedir. İnsanın kendisini korumasını sağlayan iyi ve kötü toplumlara ve kişilere göre değiştiği için evrensel bir ahlak yasası yoktur. “İnsan insanın kurdudur.” Thomas HOBBES ANARŞİZM * * * * * * İnsanlara egemen güçlerin hükmetmesine karşı çıkan bir öğretidir. İnsanların “kişi” olmasını engelleyen her türlü üst siyasi kurumu ortadan kaldırmayı savunurlar. Kişi üzerinde siyasi , dinsel , ahlaki hiç bir otoritenin baskı unsuru oluşturmaması gerektiğini savunurlar. Bu kurumlar bireyin özgürleşmesini engeller. Çünkü bunlar insanları sınırlandırır. Anarşizme göre evrensel bir ahlak yasası yoktur. NİETZSCHE hep yeniden değerlendir.” şeklinde bir * “Değerleri ahlak anlayışı vardır. bir ahlak yasası yoktur TÜM DEĞERLERİ * Evrensel kökten reddeder. NİETZSCHE’NİN İNSAN TİPLEMELERİ SÜRÜ İNSANI NİHİLİSTLER AKTİF NİHİLİSTLER PASİF NİHİLİSTLER ÜSTÜN İNSAN SARTRE Varoluş özden önce gelir. * İnsan dünyaya atılmış bir varlıktır. * Tanrının varlığını kabul etmez. * İnsan kendi kendini belirlemelidir. * İnsanı yaratan bir varlık olmadığına * göre insana yol gösterecek iyi ve kötü gibi kavramlar yoktur. İnsan kendini nasıl yaparsa öyledir. * Özgürlük insanın biricik amacı * olmalıdır. EVRENSEL AHLAK YASASINI KABUL EDEN YAKLAŞIMLAR ÖZNEL TEMEL Evrensel bir ahlak yasası vardır. Bu yasa insana dışarıdan empoze edilmemiştir. Evrensel ahlak yasası insanın kendi iç dünyasından kaynaklanır. İnsanın kendi iç dünyasından kaynaklanan yasa onun neyi yapıp yapmayacağına dair bir buyruk haline gelir. Jeremy BENTHAM Bütün canlı varlıklar doğası gereği acıdan kaçar hazza yönelir. Dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş insanlar bile bunu diğer dünyada elde edeceği haz için yapar. Hazzı istemek erdemliliktir ve mutluluğu getirir. Önemli olan geçici değil sürekli olan hazdır. “HER EYLEMDE OLABİLDİĞİNCE ÇOK İNSANIN OLABİLDİĞİNCE ÇOK MUTLULUĞUNU SAĞLAMAK” MİLL İyiyi kötüden ayırdetmek için yararlı olup olmadığına bakmak gerekir. Her insanın özel yararını genel yararla uyuşturmak gerekir. Herkes kendi mutluluğu ile başkalarının mutluluğu arasında uyum sağlamalıdır. “ YALNIZ TEK İNSAN İÇİN DEĞİL , HER İNSAN İÇİN YARARLI OLANIN GERÇEKLEŞTİRİLMESİNİ SAĞLAMAK.” BERGSON İyinin ve kötünün ölçütü sezgidir. “ KENDİ SEZGİNE UY Kİ ; HEM KENDİN HEM DE BAŞKALARI İÇİN İYİ OLANI YAPMIŞ OLASIN.” EVRENSEL AHLAK YASASINI KABUL EDEN YAKLAŞIMLAR NESNEL TEMEL Evrensel ahlak yasası vardır. Bu yasa varlığını insana dışarıdan empoze eder. Yasa varlığını insanın kendi içinden değil , dışındaki bir kayaktan alır. PLATON Evrensel ahlak yasasının temellendirilişi bilgi kuramı ile yakından ilişkilidir. En yüksek iyi mutluluktur. İyi ve mutluluk birer İDEA’dırlar. İyinin ideasına ulaşmış kişi iyinin kendisine de ulaşmış olur. İyinin hem tek kişide hem de toplumda gerçekleşmesi gerekir. Amaç devletin mutluluğudur. Platon’un ahlak anlayışı devlet anlayışı ile bütünleşir. Devletin son amacı yurttaşlarına erdemli bir yaşam sağlamaktır. SPİNOZA Evrensel ahlak yasasını insanın bilincine vardığı Tanrı kavramı ile açıklar. Tanrı ve evren bir ve aynı şeydir. Doğa yasası ve ahlak yasası aynı şeydir. Doğada rastlantı diye bir şey yoktur. Her şey belli bir yasaya göre olur. İnsan kibirinden kurtulduğu zaman Tanrının bilgisine ulaşmış olur. Bu bilgiyi elde eden kişi erdemlidir. 1. 2. FARABİ Bilgi erdemlerin en üstünüdür. İnsana mutluluğu sağlayan bilgi tanrının bilgisidir. İki türlü iyi vardır : Başka bir amacı gerçekleştirmek için istenen iyilik Sırf iyi olduğu için istenen iyilik “SIRF İYİ OLDUĞU İÇİN İSTENEN ŞEYİ İSTE VE ONA UYGUN YAŞA.” KANT Kant’a kadar “ahlaki eylemin amacı ne olmalıdır?” sorusuna verilen cevap MUTLULUK olmalıdır şeklindedir. Kant ise mutluluğun kişiden kişiye göre değişen subjektif bir kavram olmasından dolayı evrensel ahlak yasasının temeli olamayacağını savunmuştur. Kant’a göre ahlaki eylemin amacı “ÖDEV”dir. Ödev kişiden kişiye göre değişen bir kavram değildir. Ödev “İYİYİ İSTEME”dir. Bir eylemin ahlaki değeri sonucunda değil , eyleme neden olan düşüncededir. Vicdan hem ahlak yasasını belirler hem de ona uymaya zorlar. “ÖYLE HAREKET ET Kİ SENİN HAREKETLERİN BAŞKALARI İÇİN DE İLKE VE YASA OLSUN” KANT Kant’ın evrensel ahlak yasasının birleştirici bir özelliği vardır. Yasayı öznel temelde açıklayanlar ve nesnel temelde açıklayanların fikirlerini uzlaştırmıştır. İnsan aklı hem yasayı koyar hem de ona uymaya zorlar. Kişi eyleminde özgür olduğu için subjektiftir , evrensel olduğu için objektiftir. Yasayı koyan insan aklı olduğu için özneldir , ancak bu aklın işleyişi her insanda aynı olduğu için yasa kendini tüm insanlara kabul ettirdiğinden nesneldir. EVRENSEL AHLAK YASASINI KABUL EDEN YAKLAŞIMLAR DİNSEL TEMEL Evrensel ahlak yasasının dinlere göre temellendirilişi genelde aynıdır. İnsan yaratılmış varlıktır. Yaratıcı insana neyin iyi neyin kötü olduğunu vermiştir. Yani uyacağı ahlak yasasını belirlemiştir. Bu yasa peygamberlere vahiy aracılığıyla bildirilmiştir. “YARATICININ HOŞNUTLUĞUNU KAZANDIRAN EYLEM İYİ , KAZANDIRMAYAN KÖTÜDÜR.” YUNUS EMRE Düşüncesinin temeli “SEVGİ”ye dayanır. İnsanlar birbirlerini sevmek yolu ile Tanrıyı sevmek için bu dünyaya gelmişlerdir. Ahlak yasasının temelinde de “TANRI SEVGİSİ” vardır. Yaratıcı kendi dışındakilere , varlıklara sevgisi nedeniyle varlık vermiştir. Yaratıcıyı aramak , tanımak ve sevmek insan için en yüce erdemdir. İnsan yaratıcıyı bilerek kendini bilir. Kendini bilen her varlığa gönül gözü ile bakar ve bütün varlıklara sevgi ile yaklaşır. “YARATILMIŞ HER VARLIĞI SEVMEK İYİ SEVMEMEK KÖTÜDÜR.” “YARATILANI SEV YARADANDAN ÖTÜRÜ.” MEVLANA Evrende bütün yaratılmışların içinde yalnızca insan varlığın özünü , mutlak güzellik ve iyiliği anlayabilir. İnsan varlıkların en yücesidir. Tanrı insanları bu şekilde yaratırken ona bir takım görev ve sorumluluklar yüklemiştir. İnsanın görevi , Tanrıyı tanımak , bilmek ve sevmektir. İnsan kendi benliğine yaklaştıkça Tanrıya yaklaşır. Böylece Tanrıyı tanıma ve bilme seviyesine ulaşır. “ YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN , YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL!” HACI BEKTAŞİ VELİ Tanrıya erişme üç aşamalı bir çabayı gerektirir : 1. VAHDET – İ ŞUHUD : İnsan çevresinde gördüğü her şeyin varlığını TANRI ile açıklar. 2. VAHDET – İ KUSUD : Nesneleri maddesel tözde birleştirir. Bu aşamada maddesel olan evren ile ruhsal olan Tanrı ikiliği devam etmektedir. 3. VAHDET – İ VÜCUD : Kendisinin tek varlık olan Tanrının insan biçimindeki görüntüsü olduğunun bilincine varır. Bu aşamaya ulaşmış olan insan KAMİL insandır. Kamil insan yaratan ile yaratılanı birbirinden ayrı görmez. “ BÜTÜN VARLIKLARI SEVEREK HAREKET ET Kİ , İYİ OLANI YAPMIŞ OLASIN.”