BİZANS MİMARLIĞI 1- 15.10.2015 Geç antik Dönem Mimarisi ve Hıristiyan Kült yapılarının doğuşu: Etkileşim. İlk hristiyan kült yapıları: Domus ecclesiae 313 öncesi Hıristiyanların maddi imkanalra sahip kişilerin evlerini vermeleri ile oluşan kilise işlevi gören yerlerdir. Bunlar tekbir odada olabildiği gibi evin litürjik ihtiyaca göre bölümlere ayrılması şeklinde de fonksiyon kazanmış halde olabilirler. Bunlar 313 ten sonra ise yerlerini kiliseye bırakmışlardır. İlk Domus Ecclesiae bugünkü ???Suriye de??? iki katlı ortasında avlusu bulunan bir roma evidir. 313ten sonra kilise kurumu devlet ile yakınlaşmıştır. Tanrı isa, yeryüzü imparatoru gibi, hükümdar kişiliğe bürünmüştür. Mütevazi litürji daha törensel hale gelmiş ve bunda saray törenlerinden esinlenme görünmektedir. Konstantinos döneminde kilisenin yeni kimliği ulaşılamaz kutsallığı, din görevlilerini cemaatten ayıran yeni bir mimari gerektirdi. Ayrıca artan cemaat için büyük, farklı işlevlere sahip farklı yapılar gerekliydi. Bu dönemde pagan dönemde romada da kullanılan bazilikal planlı kiliseler, eklemeler ve düzenlemeler ile birlikte ortaya çıktı. Bu dönemde kiliseler anıtsallaşmıştır ve süslemesinin zenginliği, litürjinin varyasyonlarına göre mekan farklılığı mali durum ve banilerine göre değişmektedir .Baniler imparator, yerel piskopos ve ya cemaat olabilirdi. Yapıların malzemesi bulunulan coğrafi bölgeye göre değişirdi. Bazilikal planlı kilise ihtiyacı; Pagan tapınaklarda inananlar ibadetlerini yapının dışından gerçekleştirirdi. İçeriye girmeden yapının dışından gerçekleştirilen bu tapınma Hıristiyanlık ile birlikte yerini cemaatin toplnamasına bıraktı. Bu toplanma ihtiyacı da kapalı bir mekan gerektirdi. Bu kapalı mekana ise henüz Hıristiyan dinine girmemiş olanlar, ya da henüz girmiş olanlar, dilenciler kısaca herkes istediği şekilde giremezdi. Az önce zikredilen grup ya atriumda ya da narthekste bekletilirdi. Bu dönemde bu şekilde cemaat içinde bir hiyerarşi oluşmuştur. Yine bu dönem özelliklerinden biri de oluşan litürjik takvim ve müminlerin vaftizi, ilk ayin gibi zenginleşen litürjidir. 4. yy tipik bazilikası; Tek ve ya üç nefli, uzun salonlu, doğu ucunda yüksek bir apsis bulunan, ahşap örtülü yapılardır. Bazilika bir kral salonu: İlk defa Mısır ve Helenistik krallıklarda taht salonları için kullanılan uzunlamasına dikdörtgen mekan M.Ö. 2 yy da Roma tarafından da inşa edilir. Roma ise bu tip yapıyı farklı işlevlerde kullanır. Roma da bazilikalar bir nevi adalet sarayı işlevi görür. En basit roma bazilikası uzunlamasına dikdörtgen bir laondur. Herhangi bir yönünde ve ya kenarında da denilebilir; tribunal denilen yüksek bir makam yer alırdı. Bu makamda ise vali, yargıç artık o mekanda karar verme yetisine haiz kimse yer alırdı. Bu kişi o alanda hükümdarı temsil etmekteydi ve hükümdarın resmi ve ya heykeli o alanda bulunurdu. Bazilika Hıristiyanlarca birebir alınmamıştır. Bazilikaların kamusal bir yapı olmaları, halk tarafından bilinmeleri ve kullanılmaları kilise olarak entegrasyonları açısından son derece pratikti. Pagan bazilikalarda belirli bir yön yoktur, bazilikal planlı kiliselerde ise; ibadet yönü olan doğuya yönelme mecburiyeti vardır. Musevi Dünyası Etkisi: *Durs Europos Sinagogu( Apsidal çıkıntıya sahiptir) Sinagog; kelime itibari ile toplantı evi, cemaat yeri demektir. Sinagoglarda bir ana mekanın ve bir avlunun mutlaka bulunması gerekirdi. Sinagoglarda apsis, templon gibi kültün yoğunlaştığı yer yok denilebilir. Bütün müminler okumayı her taraftan görecek şekilde otururdu. Sinagogların atriumlarında bir çeşme/ havuz vardır. Kiliselerde yer alan bu atrium ortasında bulunan çeşme, havuzlar Musevilik ile etkileşimin bir neticesidir. Önceleri abdest alma geleneği var iken daha sonra terk edilen bu adet ile havuzlar/ çeşmeler süsleme amaçlı kullanılır oldu. -Beit Alpha Sinagogu(5-6. Yy) Burada apsidal bir çıkıntı vardır. Orta nefinde yer döşemesi olarak Zodyak ın yer aldığı mozaik yer alır. Ortada Güneş Helios ve etrafında 12 burç yer alır. Bu da pagan dönemle olan etkileşim ile ilgilidir. Geç-antik ve Bizans Dönemi Mimarisi: 1-Yapı özellikleri: 1.1- Erken Bizans Duvar Örgüsü: *Tuğla ve taş örgü *Taş Blok Duvarın hazırlanışı; *Temel hazırlama *Taş blok ve ya almaşık 2 sıra, Paralel 2 duvar hazırlamak ve içine harçla tutturulmuş taş dolgu yerleştirmek *Birkaç ayak ölçüsünden sonra duvarın tüm kalınlığı ile doldurulan duvar örgüsüne geçilir. Böylece, tuğla duvarın genişliğini belirler ve bir modül oluşturur. Tuğlalar: 35/38 cm kenardan, 4/6 cm kalınlığa kadar Tuğla ile taşlar arasında harç ile bağlanırlar. Bu kum, kireç, kırık tuğla parçaları ve çakıllardan oluşur. Harç ile tuğla/taş arasındaki ilişki yüzyıllar arasında değişir; 4. Yy da 1/1 iken, 6. Yyda 2/3 şeklindedir. 1.2-Orta Dönem Bizans Duvar Örgüsü: Gizli tuğla- 11. Yy sonu 12 yy başında başkentte doğmuştur. Tonozların, kubbelerin yapımı ahşap iskeleler vasıtası ile sağlanmıştır. Kemer Tipleri ???…..??? Tonoz Tipleri ???….??? Ahşap örtülü bazilika tipolojileri: Karşıt apsisli, transeptli, 5 nefli, haçvari bazilika, 3 nefli bazilika. amblatuvarların transepte ilham verdiği söylenebilir. Apsis tipleri; 10 çeşit Synthronon: Tiyatrovari oturma yerlerinin apsisin içindeki din görevlilerinin oturduğu sıralardır. Apsisin dışına çıkıp dört köşeli formda da olabilir. Ayrıca oturma yerlerinden daha küçük şekilde azizlerin resimlerinin konulduğu dar bir formda da olabilir. Bema: Apsisin önünde yer alan, apsis ile nef/naos arasında kalan, din adamlarına ait kültün yoğunlaştığı bölümdür. Templon: Bema ile Naos u ayıran levha/ bariyer. Templonun korkuluk levhalarının üstünde sütunların uzaması, arşitrav taşıması ve bunlara perde takılması, daha sonra gerçekleşir. Önceleri atlar masasında ekmek ve şarapla is anın bedeni ve kanının dönüşümü cemaatin görebileceği bir ayin iken sonraları bu şekilde gizemli, mistik dolu bir hale gelmiştir. Konstantinos dönemi Mimarsinin Ana Yapıları 1-Tyrus(Şur) Katedrali 316- 317 de açılışı yapılmıştır. Eusebios’ un aktarımna göre; anıtsal bir girişi bulunan, revaklı bir geniş atriuma sahip, üç nefli zengin süslemeli bir yapıdır. 4. Yy Konstantinos dönemi büyük kiliseleri anıtsallığı ile Helenistik e antik dünyanın geleneklerini devam ettirir. Yüksek ve aydınlık salonlar, imparator kültü yapılarından etkilenmektedir. İsa/imparator, doğudan/ışıktan dünyanın aydınlatılması/ adalet ilişkisi önemlidir.