Slayt 1

advertisement
Duyu organlarımız ne işe
Yarar ???
Beyin, vücudun dışında oluşan
farklılıkları algılamak ister. Bunu
vücudu bu değişikliklere hazırlamak
için ister. Duyu organlarımız ise
dışarıdaki bu uyarıları almaya yarar.
Şimdi duyu
organlarımızı tek tek
tanıyalım…
BURUN
GÖZ
KULAK
DUYU ORGANLARI
DERİ
DİL
lütfen kutucuklardan birine tıklayınız...
GÖZ
Göz, görme duyu
organıdır.Kafatasının
önündeki göz çukurunun
içinde bulunur.
Gözde görme olayını
sağlayan görme duyu
hücreleri ile görüntüyü
beyne iletebilen görme
duyu sinirleri bulunur.
Gözümüz 3 bölümden
oluşmuştur.
Şimdi gözün bölümlerini öğrenelim
Gözün bölümleri
1. Sert tabaka(göz akı)
• Saydam tabaka(kornea)
2. Damar tabaka
• İris
• Göz bebeği
3. Ağ tabaka(retina)
• Sarı benek(sarı leke)
• Göz merceği(lens)
• Kör nokta
1.Sert tabaka
Gözün en dış kısmındaki gözü dıştan saran,
gözü dış etkilerden koruyan beyaz renkli
koruyucu tabakadır. Sert tabakada kan
damarları bulunmaz.
Sert tabaka gözün ön kısmında
küreselleşerek saydam tabakayı
oluşturur.
Başa dön
Saydam Tabaka (Kornea) :
Sert tabakanın gözün ön kısmında
küreselleşmesiyle oluşan tabakaya
saydam tabaka denir. Saydam tabaka
göze ışığın ilk geldiği yerdir. Saydam
tabaka göze gelen ışığı kırarak göz
bebeğine düşürür.
Başa dön
2- Damar Tabaka :
Sert tabaka ile ağ tabaka arasında bulunan
tabakadır. Damar tabakanın yapısında çok
sayıda kılcal kan damarı ve siyah renk
pigmentleri bulunur.
Damar tabakadaki kan damarları göz
hücrelerini besler, siyah renk pigmentleri ise
gözünün içinin karanlık olmasını, yansıma
olmamasını ve net görüntü elde edilmesini
sağlar.
Damar tabaka gözün ön kısmında iris ve göz
bebeğini oluşturur.
Başa dön
İris :
Gözün ön kısmında, düz kaslardan yapılan
renkli (siyah, kahverengi, mavi, yeşil, ela)
tabakadır.
İris dışarıdan gelen ışığın miktarına göre
büyüyüp küçülerek göz bebeğinin
büyüyüp küçülmesini sağlar.
Başa dön
Göz Bebeği :
Gözün ön kısmında ve irisin ortasında bulunan
açıklıktır. Göz bebeği, göze gelen ışığın gözün
iç kısmına ilk girdiği yerdir. Göz bebeği, iris
sayesinde büyüyüp küçülerek göze giren ışık
miktarını ayarlar.
Göze fazla ışık gelirse iris incelir, uzar,
genişler ve bu sayede göz bebeğini küçülterek
göze az ışık girmesini (ve yansıma olmayıp net
görüntü oluşmasını) sağlar.
Göze az ışık gelirse iris kısalır, daralır, küçülür
ve bu sayede göz bebeğini büyülterek göze
fazla ışık girmesini (net görüntü oluşmasını)
sağlar.
Başa dön
Ağ Tabaka (Retina) :
Gözün en iç tabakasıdır. Gözdeki görme duyu hücreleri
bu tabakada bulunur, görme duyu sinirleri bu
tabakadan çıkar ve görme olayı bu tabakada
gerçekleşir.
Görme duyu hücreleri ağ tabakanın her yerinde
bulunduğu için görüntü ağ tabakada herhangi yerde
oluşabilir. Fakat en net görüntü sarı benekte oluşur.
Ağ tabakada bulunan görme duyu hücreleri çubuk
(çomak) ve koni şeklinde olabilir. Çubuk şeklindeki
görme duyu hücreleri az ışıkta (karanlıkta) siyah ve
beyaz renklerin görülmesini, koni şeklindeki görme
duyu hücreleri fazla ışıkta (aydınlıkta) diğer renklerin
görülmesini sağlar.
Ağ tabaka gözün ön kısmında göz merceğini oluşturur.
Sarı benek ve kör nokta da ağ tabakada bulunur.
Başa dön
Sarı Benek (Sarı Leke) :
Ağ tabakada en net görüntünün oluştuğu
yerdir ve göz bebeğinin tam karşısında
bulunur. Görüntü sarı benekte ters
olarak oluşur.
Başa dön
Kör Nokta :
Sarı beneğin altında bulunan, görme duyu
sinirlerinin gözden çıktığı yerdir. Kör
noktada görme duyu hücreleri bulunmaz
ve burada görüntü oluşmaz.
Göz Merceği (Lens) :
Ağ tabakanın gözün ön kısmındaki bölümüdür.
Göz merceği, göz bebeği ve irisin arkasında
yer alan ince kenarlı bir mercektir. Göz
merceği ağ ve damar tabakaya (kirpiksi) kaslar
sayesinde bağlanmıştır.
Göz merceği, göz bebeğinden gelen ışınları,
(kirpiksi) kaslar sayesinde incelip şişkinleşerek
kırar ve sarı benek üzerine düşürür. Bu sayede
göz uyumunu gerçekleştirir.
şimdi nasıl işittiğimizi öğrenelim
Nasıl görüyoruz ?
Cisme bakıldığında cisimden çıkan veya
yansıyan ışınlar önce saydam tabakada
kırılarak göz bebeğine gelir. Göz bebeği
gelen ışığın miktarını iris sayesinde
ayarlar ve ışınlar göz bebeğinden
geçerek göz merceğine gelir.
Işınlar göz merceğinde kırılarak sarı
benek üzerine düşer. Sarı benek üzerine
düşen ışınlar ters görüntü oluşturur ve
burada oluşan görüntü görme duyu
hücreleri tarafından alınarak görme
duyu sinirlerine aktarılır.
Görme duyu sinirleri görüntüyü beynin
görme merkezine iletir. Görme
merkezinde görüntü ile ilgili bilgiler
değerlendirilir, ters olan görüntü
düzeltilir ve görme olayı gerçekleşir.
Duyu organları
KULAK
Kulaklarımız işitmemizi ve
dengemizi sağlayan duyu
organımızdır. Suya atılan bir
taşın oluşturduğu dalgalar gibi
havada da ses dalgaları
mevcuttur. Bu ses dalgaları
kulağımızdaki duyu almaçları ile
algılanır.
Kulağımız 3 bölümden oluşur.
Şimdi kulağımızın bölümlerini öğrenelim
Kulağımızın bölümleri
1. Dış kulak
2. Orta kulak
3. İç kulak
Dış Kulak:
Kulak kepçesinden ve kulak yolundan oluşur.
Kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak
kepçesi kıkırdak bir yapıya sahiptir. Kulak
yolu, kulak kepçesini orta kulağa bağlayan bir
kanaldır. Kulağımız kulak kiri olarak
adlandırılan bir sıvı salgılar. Bu sıvı, kulak
yolundaki kıllar ile birlikte kulağa giren toz vb.
maddelerin kulak zarına ulaşmasını engeller.
başa dön
Orta Kulak:
Orta kulakta çekiç, örs, üzengi kemikleri,
östaki borusu ve oval pencere bulunur.
Çekiç kemiği kulak zarına, üzengi kemiği
ise iç kulaktaki oval pencereye temas
eder. Bu özellikleri ile kulak kemikleri,
kulak zarını iç kulağa bağlayan bir köprü
oluşturur. Östaki borusu orta kulaktan
yutağa açılır. Böylece orta kulak ile
vücudun dışı arasındaki basınç farkını
dengeleyerek kulak zarının yırtılmasını
engellemiş olur.
başa dön
İç kulak:
Dalız, salyangoz ve yarım daire kanallarından
oluşur. Dalız, oval pencereden gelen ses
dalgalarını salyangoza iletir. Salyangozda
işitme sinirleri vardır ve gelen ses dalgaları
işitme sinirleri ile beyne iletilir. Vücudumuzun
dengesinin bozulup bozulmadığını beyinciğe
bildirme işini salyangozun üst kısmındaki yarım
daire kanalları yapar.
Nasıl işitiriz?
Kulak kepçesi ile toplanan ses dalgaları
kulak yolu ile kulak zarına gelir ve zarı
titreştirir.
Kulak zararının titreşmesiyle birlikte
çekiç, örs ve üzengi kemikleri de titreşir
ve bu titreşim oval pencereye iletilir.
Üzengi kemiği, ses titreşimlerinin oval
pencereden iç kulakta bulunan dalıza
iletmesini sağlar. Dalız, oval pencereden
gelen ses dalgalarını salyangozdaki yarım
daire kanallarına gönderir.
Ses, yarım daire kanallarındaki işitme
almaçları tarafından algılanır ve işitme
sinirleri aracılığı ile beyindeki işitme
merkezine iletilir. Böylece işitme olayı
gerçekleşmiş olur.
Deri
Deri, en büyük duyu
organımızdır ve vücudumuzun
dışını tamamen kaplar. Ayrıca
vücut ısısını ayarlar, solunum ve
boşaltıma yardımcı olur ve
vücudu dış etkilerden korur.
Derinin üzerinde dokunmayı,
basıncı, ağrıyı, sıcağı, soğuğu
vb. duyuları algılayan almaçlar
vardır.
Derimiz 2 bölümden oluşur.
Şimdi derimizin bölümlerini öğrenelim
Derimizin bölümleri
1. Üst deri
2. Alt deri
Üst deri
Derinin alt bölümlerini koruyan tabakadır. Bu
tabakada kan damarları ve sinirler bulunmaz.
Üst derinin en dış bölümü ölü hücrelerden
meydana gelmiştir. Bu bölümün altında canlı
hücrelerden oluşan bir tabaka bulunur. Bu
tabaka, deriyi güneşten gelen zararlı
ışınlardan korur. Üst deride ayrıca derinin
rengini belirleyen hücreler de vardır.
Alt deri:
Üst deriye göre daha kalın olan alt deri, canlı
hücrelerden oluşur. Alt deride kan damarları,
kıl kasları, sinirler, ter bezleri, yağ bezleri, kıl
kökleri ve duyu almaçları yer alır. Bu bölümün
en altında ise yağ tabakası bulunur. Yağ
tabakası vücudu çarpmalara ve vurmalara karşı
korur ve vücudun ısı kaybını önler. Burada yer
alan ter bezleri, terleme ile boşaltıma
yardımcı olur.
Nasıl hissederiz???
Alt derideki duyu almaçları sıcak, soğuk, basınç,
sertlik, yumuşaklık gibi duyuları algılar. Duyu
almaçları ile alınan duyular, sinirler yoluyla
beyne iletilir ve burada değerlendirilip
algılanır. Derinin her yerinde aynı oranda duyu
almacı yoktur. Bu yüzden de algılama duyusu
derimizin her bölgesinde aynı değildir. Parmak
uçları, dudaklar gibi bölgelerde algılama daha
fazladır.
Dil
Dil tat alma organımızdır. Dil
üzerindeki tat alıcı reseptörler
sayesinde, ağzımıza aldığımız
yiyeceklerin acımı, tatlımı,
ekşimi yoksa tuzlumu
olduğunu anlamaya yarar
Hangi tatları dilimizin en çok neresinden alırız?
Nasıl Tat Alırız ???
Tükürükte çözünen maddeler, tat
tomurcuklarındaki almaçları uyarır.
Almaçlar, aldıkları uyarıları tat alma
sinirlerine iletir.
Tat alma sinirleri beyindeki tat alma
merkezini uyarır ve tat duyusu algılanır.
Burun
Burun, koku alma ve solunum
organımızdır. Bu organ, alınan
havanın temizlenmesini,
ısıtılmasını, nemlendirilmesini
ve kokusunun algılanmasını
sağlar. Bir süre aynı koku
alınacak olursa bu koku bir
müddet sonra hissedilmez.
Ancak ortama değişik bir koku
geldiğinde bu yeni koku fark
edilir.
Burun, kemik ve kıkırdakla desteklenen bir
organımızdır. Burun boşluğunun duvarı, mukus
salgısı üreten hücrelerle kaplıdır. Mukus
salgısı üreten bu tabaka mukoza olarak
adlandırılır. Mukoza burnun içinin nemli
kalmasını sağlar. Burun boşluğunun üst
tarafında koku almaçları bulunur. Koku
almaçlarının yoğunlaştığı bölgeye sarı bölge
denir.
Nasıl koku alırız???
Kokulu cisimlerden buharlaşarak ayrılan ve
havaya karışan tanecikler, sarı bölgedeki
mukus sıvısında çözünerek koku
almaçlarını uyarır.
Uyartılar beynin koklama merkezine
iletilir. Böylece koku algılanmış olur.
Download